Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Zeynep Bayramoğlu
  • Istanbul, İstanbul, Turkey
  • Gazeteci - Akademisyen. Polis Akademisi'nde öğretim görevlisi, Milli Savunma Üniversitesi'nde Güvenlik Araştırmaları doktora öğrencisidir. ATV'nin haber kanalı A Haber ekranlarında canlı yayınlanan Kadraj programının yapımcı-sunuculuğunu yapmıştır. Kültür yaşam dergisi Lacivert’in kurucusudur. Kadın ve Demokrasi Derneği KADEM'in Basın Komisyonu üyesi, 15 Temmuz Derneği’nin Kurucusu ve Yönetim Kurulu Üyesidir. Ulus... moreedit
Haber çerçeveleri Trump'ın çıkışlarına rağmen yerleşik Amerikan bürokrasisinin söylemi üzerinden yapılmakta buna bağlı olarak vekalet savaşının saha unsuru YPG meşrulaştırılmaktadır. Bu çıkarımlar göz önüne alındığında Amerikan'ın... more
Haber çerçeveleri Trump'ın çıkışlarına rağmen yerleşik Amerikan bürokrasisinin söylemi üzerinden yapılmakta buna bağlı olarak vekalet savaşının saha unsuru YPG meşrulaştırılmaktadır. Bu çıkarımlar göz önüne alındığında Amerikan'ın Suriye'de YPG'den vazgeçmesi kısa vadede mümkün görülmemektedir. Medya, insanların zihinlerini dizayn eden en etkili araçlardan birisidir. Çeşitlenen haber kaynakları ile birlikte insanların zihin dünyalarındaki anlamlar sürekli yer değiştirmekte ve zaman zaman kökten değişimlere uğramaktadır. Medyanın insan zihnine sunduğu bu anlam çeşitliği, haber çerçevelerinin getirisi olarak görülmektedir. Haber çerçeveleri, haber metninde vurgulanan anahtar kelimeler, metaforlar, kavramlar, semboller ve görsel imgelerden oluşurlar. Bu çerçevelerin sıklıkla tekrarlanması insanların zihninde belli etiketlerin meydana gelmesine neden olur. Haber çerçevesi için "haberin paketi" benzetmesi de yapılabilir. İlk defa Kanadalı antropolog ve toplumbilimci Erving Goffman tarafından ortaya atılan "Çerçeveleme Teorisi" haber aracılığıyla oluşturulan çerçevelerin enformasyon algısına etkisini göstermektedir. Bu bilgiler ışığında Suriye iç savaşı özelinde YPG özneli haberler incelendiğinde belli çerçevelemeler ortaya çıkmaktadır. Bu yazıda öne çıkan çerçevelemeler ve nedenleri üzerinde durulacaktır. İlk olarak YPG örgütünün ve örgüt mensuplarının nasıl çerçevelendiği göze çarpmaktadır. Haberlerde YPG terör örgütü, ağırlıklı olarak Kürt milisler veya Kürt kuvvetler olarak tanımlanmakta, örgüt üyeleri ise ağırlıklı olarak Kürt savaşçılar veya Kürt milisler olarak anılmaktadır. Fotoğraf kullanımlarında örgüt ve örgüt üyelerine dair negatif hiçbir imge olmaması dikkat çekicidir. Özellikle biyografi nitelikli kahramanlık hikayesi anlatan haberlerde kullanılan örgüt üyelerinin fotoğrafları oldukça sempatiktir. YPG ile ilgili ortak şemalardan biri DAEŞ ile mücadeledir. YPG, DAEŞ ile mücadelede stratejik ortaktır, gönüllüdür ve korkusuz kahramandır. Yabancı savaşçı romantizmi Suriyeli Kürtler üst başlıklı bir yazının detayını okuduğunuzda aslında konuşan kişinin bir YPG militanı olduğunuzu görebilirsiniz. Yapılan haberlerde Kürtler YPG ile eşleşmiş durumdadır. (3 Ekim 2014 The Guardian) Öldürülen yabancı savaşçıların hayatını anlatan haberlerde aile üyelerinin veya örgüt mensuplarının kişilerle ilgili romantik ve
Özgürleşmek isteği ile dağa giden kadın hem suça bulaşması hem de dağda yaşadığı şiddet nedeniyle geri dönememekte. Tecavüz ve tacizin örgüt içinde kadını hizaya getirmek için bir yöntem olarak kullanıldığı sağ kurtulanların ifadelerinde... more
Özgürleşmek isteği ile dağa giden kadın hem suça bulaşması hem de dağda yaşadığı şiddet nedeniyle geri dönememekte. Tecavüz ve tacizin örgüt içinde kadını hizaya getirmek için bir yöntem olarak kullanıldığı sağ kurtulanların ifadelerinde belirtiliyor. Jacques Louise David'in 1799 yılında yaptığı ve şu an Paris'te Louvre Müzesi'nde sergilenen "Sabine Kadınlarının Araya Girmesi" adlı tablo, savaşta kadının durumunu göstermesi açısından oldukça çarpıcı bir eserdir. Hikayesi Antik Roma'nın kuruluş mitine dayanır. Roma'nın kurucuları Romos ve Romulus tarafından alıkonan Sabine Kadınları, onları geri almak için gelen babaları, kardeşleri ve eski eşlerine karşı Romalı erkeklerden olan çocuk-ları ile direnirler. Savaş meydanında yere attıkları ve mızraklara uzattıkları bebekleri ile kadınlar saldırıyı durdurmayı ve Roma'nın fethini engelleme-yi başarırlar. Picasso da kült eseri Guernica'da savaşın acısını kadınlar üzerinden anlatır. Tablo dünyanın en önemli savaş tablolarından biri kabul edilmiştir. Savaşın getirdiği yıkım ve acıyı siyah ve gri renklerle anlatan Picasso, yaptığı eserle yıllar sonra bile savaş ba-ronlarını rahatsız etmişti. Irak'a müdaha-le kararını açıklamak üzere Birleşmiş Milletlerde konuşma yapmak isteyen dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ve ekibi, Guernica'nın repro-düksiyonu önünde bu işgal açıklamasını yapmayı uygun görme-miş, eser mavi bir perde ile kapatılmıştı. İntihar bombacısı kadınlar Savaşta mağdur olan kadınlar, zayıf kadınlar, bir savaş silahı olarak tecavüze uğrayan kadınlar. Bütün bunlar geleneksel akla uygun olarak kadının zayıf/günahkar/kurban olduğundan yola çıkılarak üretilmiş roller olarak karşımıza çıkıyor. Ama savaş öze-linde kadın imgesinde artık keskin bir dönüşüm olduğunu görmek mümkün. Son yıllarda kadın imgesinin özellikle seküler terör örgütleri tarafından tersine bir kullanımı olduğunu söyle-yebiliriz. Türkiye Cumhuriyeti yaklaşık kırk yıldır ayrılıkçı terör örgütü PKK ve uzantıları ile mücadele ediyor. Marksist bir yapısı olan örgüt, ilk ses getiren eylemini 15 Ağustos 1984'te gerçekleştir-di. Örgütün ilk intihar saldırısı ise 30 Haziran 1996 yılında gerçekleştirildi. Eylemi gerçekleştiren 1972 Malatya doğumlu "Zilan" kod adlı Zeynep Kınacı'ydı. İntihar eylemleri ekimde Sivas'ta, kasımda Diyarbakır'da devam etti. Üç olayın da faili birer kadındı. Terör örgütlerinin varlıklarını sürdürebilmelerinin yegane yolu militanlarını birarada tutmaktır. Bunun için iki şeye ihtiyaç duyarlar, inanç ve pa-ra. İnanç tesisi için kurumsallaşırlar. Bir hikayeye ihtiyaç vardır, sonrasında o hikayeyi besleyecek bir kütüphane ve disiplin gerekir. Örgütlerin zaman içinde kendi kütüphanelerini oluşturduklarını ve eleman devşirme için potansiyel elemanlarını bu kütüphane ile doktrine ettiklerini görürüz. PKK terör örgütünün eleman devşirme çalışmalarında kadınlara özel başlık ve içerik oluşturduğu görülmektedir. PKK'nın iddiası kadını özgürleştirmektir. PKK'nın jineoloji literatürü Kadın bedeninin denetimi ataerkil sistemin yeniden üretiminde kritik bir noktadadır. Genç kızlar küçük yaşlardan itibaren erkekle-rin denetiminde tutulur. Kadının namusunu koruma görevi evlenene kadar babasına ve erkek kardeşlerine, gerekirse amcasına ve oğullarına, evlendikten sonra koca-sına geçer. Bölgede yapılan görüşmeler namus olgusunun kadın bedeninin denetimini meşrulaştırmakta olduğunu göstermektedir. Bu olguyu içselleşti-renler sadece erkekler değil aynı zamanda kadınlardır. Bölge-deki kadınlar, namus cinayetlerini onaylamasalar bile namusun korunması gerektiği konusunda hemfikirdir. Namus kavramının uygulamada kadını denetim altında tutmak için kullanılması ve bölgedeki kadının sosyo-ekonomik durumunun kadın aleyhinde olması, PKK'nın özgürlük propagandası yapmasını kolaylaştırır.
Yeni dönemle birlikte Almanya ve Avusturya’nın Avrupa’daki enerji tekelini kırabilecek TürkAkım’ı Balkanlar üzerinden İtalya’ya ulaştırma fikri Avrupa’nın AB rüşvetiyle rafa kalkmış görünüyor. Almanya kendi hatlarını bypass edecek bu... more
Yeni dönemle birlikte Almanya ve Avusturya’nın Avrupa’daki enerji tekelini kırabilecek TürkAkım’ı Balkanlar üzerinden İtalya’ya ulaştırma fikri Avrupa’nın AB rüşvetiyle rafa kalkmış görünüyor. Almanya kendi hatlarını bypass edecek bu projeye şiddetle karşı. İşin ilginç tarafı bütün bu süreç açık açık konuşulduğu halde halkın tavrını AB’den yana koyması.