Ammar Kılıç
Bio
| Work |
Namık Kemal University, Sociology, RA (2017- )
Marmara University, Sociology of Religion, RA (2013-2017)
| Study |
Koç University, Sociology, PhD (2018- continuing)
Marmara University, Sociology of Religion, MA (2013-2016)
İstanbul Şehir University, Sociology, MA (2012- ***)
Marmara University, Sociology, BA (2008-2012)
| Work |
Namık Kemal University, Sociology, RA (2017- )
Marmara University, Sociology of Religion, RA (2013-2017)
| Study |
Koç University, Sociology, PhD (2018- continuing)
Marmara University, Sociology of Religion, MA (2013-2016)
İstanbul Şehir University, Sociology, MA (2012- ***)
Marmara University, Sociology, BA (2008-2012)
less
InterestsView All (8)
Uploads
Thesis Chapters by Ammar Kılıç
Anahtar Kelimeler: İslamcılık, emek, kapitalizm, sosyal adalet, İslamcı dergiler, söylem, Girişim, Mektup, Kitap Dergisi, Mektep, İslâm, Objektif, Tevhid, Yeryüzü, Dünya ve İslam, Haksöz
Book Reviews by Ammar Kılıç
siyaset ilişkisine dair nihayetsiz tartışmalara İbn Teymiyye’nin görüşleri
üzerinden revizyonist bir okumayla katkı sunma amacıyla kaleme alınmıştır. Anjum, modern dönem İslam ve siyaset tartışmalarına ciddi bir miras bırakan Ortaçağ Müslüman düşüncesinin ana hatlarına uğrayarak fıkıh, kelam ve siyaset arasındaki söylemsel ilişkileri takip ediyor. Daha önemlisi, Müslüman cemaatin siyasetteki rolü hakkındaki tasavvurların dönüşümünü ele alarak, İbn Teymiyye’nin cemaat ve şeriat temelinde anlamlandırdığı siyasal meşruiyet meselesindeki “iyimserliği”ni, dönemi için müstesna bir örnek olarak sunuyor.
Books by Ammar Kılıç
İslamcılık politik talepkârlığını arttırırken bunu entelektüel müzakerelerle beslemek ve sorumluluk atfettiği hemen her alanda belli sorulara yanıt vermek zorundaydı. Kapitalist bir devlet ve toplum düzeninde, özellikle ideolojik saflaşmaların bu düzene ilişkin sorunlar ekseninde şekillendiği bir dönemde, iktisadi meseleler de büyük bir sınanma ve dahası, hayat nizamı inşa etme iddiasıyla ortaya çıkan bir düşünce hareketi için bir var olma meselesiydi. İslamcılar diğer birçok meseleyle olduğu gibi ekonomi-politikle de ilgilendiler. Çoğunlukla teorik ve dönemin siyasi ideolojik koşullarına acele cevaplar yetiştirme kaygısının ağır bastığı içerikler olsa da, İslamcılar kapitalizm, sosyalizm, komünizm, emek, sermaye, mülkiyet, servet, sosyal adalet, işçi hareketleri, sendikacılık, İslam iktisadı, bankacılık, ticaret vb. dönemin en çok konuşulan meseleleri üzerine sayısız içerik ürettiler.
Ovamir Anjum İslam Düşüncesinde Siyaset, Fıkıh ve Cemaat kitabında alana dair ciddi bir miras bırakan İbn Teymiye’nin dünyasını ve fıtrat temelli fıkhi açılımlarını ustalıkla anlatıyor. Kavramlarını, kuramsal itirazlarını, onların dayanaklarını, çıkış noktalarını ve tarihsel bağlamlarını irdeliyor. Onun cemaat ve şeriat temelinde anlamlandırdığı siyasal meşruiyet meselesindeki iyimserliğini, dönemi için müstesna bir örnek şeklinde konumlandırıyor. Önemli bir katkısı da Kur’an’a mündemiç cemaat, ümmet, şûra, ululemr gibi kavramların dinamik ve katılımcı şekilde yorumlandığı tasavvurdan sapmaları hesaba katmayı ihmal etmemesi. Ayrıca İslam’ın siyasal ideallerini “sürdürülemeyecek kadar yüce idealler” veya “ölü doğmuş” yahut “doğası itibarıyla kusurlu” gören oryantalistlerin yaklaşımlarını sorgulamaya çağırıyor bizi.
İslam Düşüncesinde Siyaset, Fıkıh ve Cemaat sadece İbn Teymiye’yi değil yaşanan zamanı anlamak için de bir fırsat niteliğinde. Müslüman cemaatin siyasetteki rolüne ilişkin tasavvurların dönüşümünü ele alan değerli, anlamlı ve güçlü tezleriyle öne çıkan çalışma, İslam siyaset düşüncesiyle ilgilenen herkese hitap eden geniş bir bakış açısı sunuyor.
(Arka Kapak)
1950’lerden itibaren bu anlamda İslam’ın kamusal alana dönüşüne dair başlangıç- lar oluşmuştur. Ancak İslam’a dayalı kamusal, sosyal ve siyasal taleplerin ortaya çıkması ve yüksek sesle dile getirilmesi 1960’lardan itibaren başlar. Dergilerin ve gazetelerin bunda çok önemli bir payı bulunmaktadır. Aslında bu sadece Türki- ye’de gerçekleşen değişimlerden dolayı değil Müslüman toplumların bağımsızlık- larını kazanmasıyla da ilişkilidir. Sesi olanın konuşması beklenir. Bu konuşma ba- zen çatallaşmış bir dile, bazen ima dolu bir gizeme, bazen tepkisel bir hoyratlığa, bazen ütopik bir haykırışa bazen de geçmişin koridorlarında yankılanan bir sese dönüşür. Bu sesleri takip edebilmenin en iyi yolu görsellikleri okumaktır. Zira çoğu kez bu tarihlerden bize kalan yegâne iz dergilerin sayfaları arasında bize seslenen görsellerdir. Bu bağlamda bu çalışmada görsellerin etrafında bir okuma ve anlama çabası öne çıkmaktadır.
Haberler, çizimler, afişler, karikatürler, ilanlar, reklamlar, başlıklar bize dönemin pek çok meseleye bakışını çok açık bir biçimde gösterirler. Bu görsellerde söylenenler kadar söylenmeyenler de önemlidir. Dolayısıyla diplerde ve arkalarda kalan bu boyutların da ortaya çıkarılması gerekmektedir. Söylenenler kadar söylenmeyenler ve söyleme biçimleri de önemlidir. Bu kitapta bir döneme dair sürekli tekrarlanan- ların ötesine geçip doğrudan birincil kaynaklara yaslanarak yeni bir bakışla dö- nemin havasını da soluyacak şekilde bir anlatım alanı ve biçimi oluşturulmuştur.
Papers by Ammar Kılıç
Anahtar Kelimeler: İslamcılık, emek, kapitalizm, sosyal adalet, İslamcı dergiler, söylem, Girişim, Mektup, Kitap Dergisi, Mektep, İslâm, Objektif, Tevhid, Yeryüzü, Dünya ve İslam, Haksöz
siyaset ilişkisine dair nihayetsiz tartışmalara İbn Teymiyye’nin görüşleri
üzerinden revizyonist bir okumayla katkı sunma amacıyla kaleme alınmıştır. Anjum, modern dönem İslam ve siyaset tartışmalarına ciddi bir miras bırakan Ortaçağ Müslüman düşüncesinin ana hatlarına uğrayarak fıkıh, kelam ve siyaset arasındaki söylemsel ilişkileri takip ediyor. Daha önemlisi, Müslüman cemaatin siyasetteki rolü hakkındaki tasavvurların dönüşümünü ele alarak, İbn Teymiyye’nin cemaat ve şeriat temelinde anlamlandırdığı siyasal meşruiyet meselesindeki “iyimserliği”ni, dönemi için müstesna bir örnek olarak sunuyor.
İslamcılık politik talepkârlığını arttırırken bunu entelektüel müzakerelerle beslemek ve sorumluluk atfettiği hemen her alanda belli sorulara yanıt vermek zorundaydı. Kapitalist bir devlet ve toplum düzeninde, özellikle ideolojik saflaşmaların bu düzene ilişkin sorunlar ekseninde şekillendiği bir dönemde, iktisadi meseleler de büyük bir sınanma ve dahası, hayat nizamı inşa etme iddiasıyla ortaya çıkan bir düşünce hareketi için bir var olma meselesiydi. İslamcılar diğer birçok meseleyle olduğu gibi ekonomi-politikle de ilgilendiler. Çoğunlukla teorik ve dönemin siyasi ideolojik koşullarına acele cevaplar yetiştirme kaygısının ağır bastığı içerikler olsa da, İslamcılar kapitalizm, sosyalizm, komünizm, emek, sermaye, mülkiyet, servet, sosyal adalet, işçi hareketleri, sendikacılık, İslam iktisadı, bankacılık, ticaret vb. dönemin en çok konuşulan meseleleri üzerine sayısız içerik ürettiler.
Ovamir Anjum İslam Düşüncesinde Siyaset, Fıkıh ve Cemaat kitabında alana dair ciddi bir miras bırakan İbn Teymiye’nin dünyasını ve fıtrat temelli fıkhi açılımlarını ustalıkla anlatıyor. Kavramlarını, kuramsal itirazlarını, onların dayanaklarını, çıkış noktalarını ve tarihsel bağlamlarını irdeliyor. Onun cemaat ve şeriat temelinde anlamlandırdığı siyasal meşruiyet meselesindeki iyimserliğini, dönemi için müstesna bir örnek şeklinde konumlandırıyor. Önemli bir katkısı da Kur’an’a mündemiç cemaat, ümmet, şûra, ululemr gibi kavramların dinamik ve katılımcı şekilde yorumlandığı tasavvurdan sapmaları hesaba katmayı ihmal etmemesi. Ayrıca İslam’ın siyasal ideallerini “sürdürülemeyecek kadar yüce idealler” veya “ölü doğmuş” yahut “doğası itibarıyla kusurlu” gören oryantalistlerin yaklaşımlarını sorgulamaya çağırıyor bizi.
İslam Düşüncesinde Siyaset, Fıkıh ve Cemaat sadece İbn Teymiye’yi değil yaşanan zamanı anlamak için de bir fırsat niteliğinde. Müslüman cemaatin siyasetteki rolüne ilişkin tasavvurların dönüşümünü ele alan değerli, anlamlı ve güçlü tezleriyle öne çıkan çalışma, İslam siyaset düşüncesiyle ilgilenen herkese hitap eden geniş bir bakış açısı sunuyor.
(Arka Kapak)
1950’lerden itibaren bu anlamda İslam’ın kamusal alana dönüşüne dair başlangıç- lar oluşmuştur. Ancak İslam’a dayalı kamusal, sosyal ve siyasal taleplerin ortaya çıkması ve yüksek sesle dile getirilmesi 1960’lardan itibaren başlar. Dergilerin ve gazetelerin bunda çok önemli bir payı bulunmaktadır. Aslında bu sadece Türki- ye’de gerçekleşen değişimlerden dolayı değil Müslüman toplumların bağımsızlık- larını kazanmasıyla da ilişkilidir. Sesi olanın konuşması beklenir. Bu konuşma ba- zen çatallaşmış bir dile, bazen ima dolu bir gizeme, bazen tepkisel bir hoyratlığa, bazen ütopik bir haykırışa bazen de geçmişin koridorlarında yankılanan bir sese dönüşür. Bu sesleri takip edebilmenin en iyi yolu görsellikleri okumaktır. Zira çoğu kez bu tarihlerden bize kalan yegâne iz dergilerin sayfaları arasında bize seslenen görsellerdir. Bu bağlamda bu çalışmada görsellerin etrafında bir okuma ve anlama çabası öne çıkmaktadır.
Haberler, çizimler, afişler, karikatürler, ilanlar, reklamlar, başlıklar bize dönemin pek çok meseleye bakışını çok açık bir biçimde gösterirler. Bu görsellerde söylenenler kadar söylenmeyenler de önemlidir. Dolayısıyla diplerde ve arkalarda kalan bu boyutların da ortaya çıkarılması gerekmektedir. Söylenenler kadar söylenmeyenler ve söyleme biçimleri de önemlidir. Bu kitapta bir döneme dair sürekli tekrarlanan- ların ötesine geçip doğrudan birincil kaynaklara yaslanarak yeni bir bakışla dö- nemin havasını da soluyacak şekilde bir anlatım alanı ve biçimi oluşturulmuştur.