Conference Presentations by İshak Tekin
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2022
Bu çalışma ilahiyat öğrencilerin akademik başarıları, lisansüstü eğitim farkındalıkları ve lisans... more Bu çalışma ilahiyat öğrencilerin akademik başarıları, lisansüstü eğitim farkındalıkları ve lisansüstü eğitim niyetleri arasındaki ilişkileri incelemeyi amaçlamaktadır. Bu ilişkileri incelemek üzere çalışma nedensel tarama modelinde desenlenmiş; elde edilen veriler çoklu doğrusal regresyon modeli ile test edilmiştir. Araştırmanın örneklemini uygun örnekleme tekniği ile ulaşılan ve 2021-2022 eğitim-öğretim yılında öğrenim gören 5 üniversiteden 273 ilahiyat öğrencisi oluşturmuştur. Verilerin analizinde ilahiyat öğrencilerinin akademik başarıları ile lisansüstü eğitim farkındalıkları arasında anlamlı bir ilişki olmadığı, akademik başarıları ile lisansüstü eğitim niyetleri arasında düşük düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu (r= .13; p<.05); buna karşın lisansüstü eğitim farkındalıklarıyla lisansüstü eğitim niyetleri arasında orta düzeyde ilişki olduğu (r= .71; p<.01) bulunmuştur. Çalışmada kurulan modelin test edildiği regresyon analizinde ise ilahiyat öğrencilerinin akademik başarıları ile lisansüstü eğitim farkındalıklarının lisansüstü eğitim niyetlerini yüksek düzeyde ve anlamlı şekilde yordadığı görülmüştür (R=.725, R2= .525, p<.001). Sonuç olarak çalışmada test edilen modelin doğrulandığı, ilahiyat öğrencilerinin lisansüstü eğitim farkındalıkları arttıkça lisansüstü eğitim niyetlerinin de artacağı, akademik başarının da buna küçük de olsa etkide bulunacağı söylenebilir.
I. EĞİTİM KONGRESİ “21. Yüzyılda Bir Eğitim Felsefesi Oluşturmak ve Özel Okullar”
Örgün eğitimde din dersleri her dönemin tartışılan konusu olagelmiştir. Bu derse ilişkin belirlen... more Örgün eğitimde din dersleri her dönemin tartışılan konusu olagelmiştir. Bu derse ilişkin belirlenen eğitim politikalarının temelinde ve yapılan tartışmalarda ideolojik-politik bakış açısının baskın etkisi görülmektedir. Bu etkinin bir yansıması olarak, uzunca bir zaman geçmesine karşın ders üzerinden devam eden tartışmaların hala din derslerinin statüsü ekseninde sürmesine, dolayısıyla bu dersin mahiyeti ve niteliğinin göz ardı edilmesine neden olduğu söylenebilir. Şu halde örgün din eğitimi kapsamında yürütülen din dersleri ile ilgili gerçekleştirilecek politikaların ve yapılacak değişikliklerin ideolojik-politik bakış açısından kurtarılması, konunun bilimsel ve felsefî bir yaklaşımla ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Böyle bir felsefi bakış açısı, aynı zamanda din eğitiminin felsefi bir temellendirme yapılması gerekliliğini de ortaya koymaktadır. Öte yandan mevcut durumda hem zorunlu hem de seçmeli din derslerinin varlığı böyle bir temellendirmenin ihtiyaç ve imkânına ayrıca işaret etmesi açısından önemlidir. Bu çerçevede çalışmada din eğitimi için felsefi bir temellendirme yapılmasına duyulan ihtiyaç ortaya konulmuş, daha sonra da bu temellendirme yapılırken nasıl bir yol ve yaklaşım sergileneceği tartışılmıştır. Din derslerinin tutarlı bir felsefi temel üzerinde kurgulanmasının, bu derslerin statüsü ile ilgili tartışmaların ideolojik bir zeminden kurtulmasına, önyargılardan uzak bir tartışma zemininin oluşmasına ve bahsi geçen derslerin niteliğinin tartışılmasına imkân sunacağı savunulabilir.
In formal education, religious education has always been a controversial issue. The dominant effect of the ideological and political views mostly has seen in the base of the education policies and the ongoing discussions. As a reflection of this effect, although it has been a long time, it can be asserted that these discussions on the status of religious education cause the ignorance of the context and the quality of this subject. That’s why it is very necessary to free the policies and changes that are planned to make in religious education from these ideological and political views and to argue them under a scientific and philosophical approach. Such a philosophical approach points the necessity of establishment of the religious education on a philosophical ground. On the other hand, the existence of both compulsory and elective religious courses is great importance to point the need and opportunity of such a kind of approach. In this study, it is aimed to display the need of a philosophical approach in the religious education and to discuss what kind of ways and approaches to follow while constructing such an approach. Finally it can be sustained that constructing religious courses upon a consistent philosophical base will save the discussions on the status of these courses from an ideological base and create a new discussion base far away from all kind of prejudices and create an opportunity to discuss the quality of them.
Küreselleşme süreci şüphesiz dış dünya ile bir şekilde bağı olan bütün bireyleri ve kurumları etk... more Küreselleşme süreci şüphesiz dış dünya ile bir şekilde bağı olan bütün bireyleri ve kurumları etkilemektedir. Yeni kültürlerin karşılaşması sonucunda bireylerin yaşamları boyunca edindikleri dini, ahlaki, toplumsal ve bireysel değerlerin, onun öteki ile olan ilişkisinde etkili olabileceği söylenebilir. Bireylerin kendine ve ötekine ilişkin sağlıklı bir din algısı oluşturmalarına, hayatlarını anlamlandırmalarına ve onlara barış, hoşgörü, empati ve birlikte yaşama becerilerini kazanmalarına yardımcı olmak gibi amaçları taşıyan din eğitiminin küreselleşme sürecinin doğurabileceği sorunları çözmede kuşkusuz önemli bir rol üstlenebileceği söylenebilir.
Bu çalışmanın odaklandığı temel soru, din eğitiminin küreselleşmenin kaçınılmaz sonu olan bir arada yaşamayı ve küresel sorunları çözme becerilerini nasıl etkilediğidir. Bu amaçla çalışmada 2013-2014 öğretim yılında farklı ülkelerden Türkiye’ye eğitim almak üzere gelmiş 10 üniversite öğrencisinin aldıkları din eğitiminin Türkiye’deki yaşamlarını ve yeni kültüre uyumlarını nasıl etkilediğini ve küresel sorunlara bakışlarını nasıl etkilediği araştırılmıştır. Çalışmada nitel araştırma model(desen)lerinden fenomenolojiden ve nitel araştırma yöntemlerinden görüşme ve odak grup görüşmesinden yararlanılmıştır.
İnsanın toplum hayatına geçmesi ile birlikte ahlak, her toplumun ve dinin temel meselelerinden bi... more İnsanın toplum hayatına geçmesi ile birlikte ahlak, her toplumun ve dinin temel meselelerinden birisi olagelmiştir. Buna paralel olarak, her toplum bireylerinin ahlaki değerlere sahip olarak topluma dâhil olmasını bekler. Dolayısıyla ailede, okulda veya toplumda ahlak eğitiminin önemi göz ardı edilemez. Bu bağlamda ahlak eğitiminin nasıl gerçekleştirileceğinin sağlam temeller üzerinde tartışılması önem arz eder.
Geçmişten günümüze ahlak eğitiminde, erdem etiğini temel alan geleneksel ahlak eğitimi, ödev etiğini temel alan bilişsel ahlak eğitimi ve bu iki kuramın üstün yönlerini birleştirerek bireylere dört temel alanda ahlaki beceriler kazandırmayı amaçlayan bütünleştirici ahlak eğitimi yaklaşımlarının benimsendiği görülmektedir. Buna ilave olarak son yıllarda ahlak gelişimi ve eğitiminde Jonathan Haidt’in kendi kuramı olan “Sosyal Sezgici Model”(2001) paralelinde ortaya koyduğu “Ahlaki Temeller” kuramının tartışılmaya başlandığı görülmektedir. Haidt, ahlak psikolojisinin son 25 yılda radikal bir biçimde değiştiğini iddia eder ve kendi teorisinin ana çerçevesini oluşturan üç ilke ortaya koyar. Bunlar: 1- Ahlaki bir davranışın ortaya çıkmasında önce sezgiler gelir, bunu stratejik (ahlaki ) muhakeme takip eder. 2- Ahlak zarar ve adalet değerlerinden daha kapsamlıdır. 3- Ahlak bağlayıcı ve körleştiricidir.
Bu temel ilkelerden hareketle Haidt, ahlakın 25 yıl önceki durumuna kıyasla, şimdi daha çok sezgisel; ahlaki (etki) alanının (moral domain) daha fazla genişlemiş olarak görüldüğünü ve ahlakın gerçeği bulma konusunda daha az, sosyal alanda ise daha fazla fonksiyonel olduğunu ifade etmektedir. Öte yandan bu kuram, bilişsel gelişim teorisinin adalet ve refah değerlerini keyfi bir şekilde yükselterek ahlakın etki alanını daraltıcı bir anlayışla ahlak psikolojisine sokuşturması ve bunu “büyük daralma” olarak ifade etmesinin tarihsel olarak doğru olmayan ve yüzeysel bir bilgi sunması bakımından eleştirilmiştir. Bu çalışmanın temel amacı; Haidt tarafından geliştirilmiş olan “Ahlaki Temeller” teorisi hakkında var olan bilgileri, ahlaki temeller kuramının temel bileşenlerinin ne olduğunu ortaya koymak, bu kapsamda yapılmış olan araştırmalar ile teorinin getireceklerini ve eleştirilen yönlerini tartışmaktır. Bu bakımdan çalışma teorik bir literatür değerlendirmesi niteliğindedir. Çalışmanın yönteminde literatür değerlendirme yöntemlerinden bütünleştirici değerlendirme yöntemi kullanılmıştır.
Along with people go through the life of community, morality has been one of the main issues in every society and religion. In parallel, the community expects to involve in a society as a members posse moral values. Therefore, it cannot ignore the importance of moral education in the family, school or community. In this context it is important to be discussed how Moral education perform on a solid foundation.
From past to present, three main approach dominates in the moral education: first is traditional moral education that roots philosophically Aristotelian virtue ethics; second is cognitive developmental approach that is based philosophically Kantian rule ethics; third is integrative ethical education that integrates superior aspects of prior two approaches and aims to acquire in four main moral skills. Furthermore in recent years moral foundations theory seem to be discussed that emerged in the field of moral education and moral psychology in parallel of social intuitive model which was proved by Jonathan Haidt. Haidt, argues that moral psychology has radically changed in the last 25 years and sets out three principles which composes the main framework of his theory in this area. They are: 1) Intuitions come first, strategic reasoning second, 2) There’s more to morality than harm and fairness and 3) Morality binds and blinds.
Hereupon Haidt states that compared to 25 years ago, morality is now more intuitive and moral domain is seen as boarder; is less about finding the truth while is more functional in the social area. On the other hand, this theory has been criticized in terms of submitting historically inaccurate and superficial information because it claims that cognitive developmental theory arbitrarily raises the values of justice and the welfare and narrows moral domain; thus brings out “great narrowing” in moral psychology.
The main purpose of this study is to prove information about moral foundations theory in the literature and what
is the basic components of the moral foundations theory and to discuss the aspects of its positive and criticized. For this reason, integral assessment method was used in order to define borders of moral foundations theory.
Book Chapters by İshak Tekin
İSLÂM İLİM ve DÜŞÜNCE TARİHİNDE ELEŞTİRİ GELENEĞİ, 2019
Studien zur Islamischen Theologie und Religionspädagogik Band 1, 2016
Thesis Chapters by İshak Tekin
Bu çalışmada, 2006 yılında düzenlenen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Lisans Programı, ... more Bu çalışmada, 2006 yılında düzenlenen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Lisans Programı, program geliştirme ilkelerine uygunluk bakımından değerlendirilmiştir. Bu çerçevede söz konusu çalışmada “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Lisans Programı’nın eğitimde program geliştirme ilkelerine uygunluğu ne durumdadır?” sorusuna cevap bulunmaya çalışılmıştır.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği lisans programının, diğer program geliştirme yaklaşımlarından izler taşısa da konu merkezli yaklaşımla büyük oranda benzerlik gösterdiği söylenebilir. Söz konusu programın hazırlanma sürecinde belirli bir program geliştirme modeli de izlenmemiştir.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği lisans programında, açık ve net olarak bu programa özel hedeflere yer verilmediği görülmektedir. Ayrıca söz konusu programın uygulama ilkelerinde, programın uygulanma süreci, programdaki alan bilgisi dersleri, yeni ders seçme ve ders belirleme ilkeleri vb. açıklamalara yer verilmediği görülmektedir.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği lisans programının içeriği ile ilgili olarak, alan bilgisi ve genel kültür bilgisi derslerinin ağırlıklarının XI. Milli Eğitim Şurası’nda belirlenen kategori ağırlıkları ile tutarlılık göstermediği söylenebilir. Öğretmenlik meslek bilgisi derslerinin ağırlıkları, XI. Milli Eğitim Şurası kararları ile örtüşmektedir.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği lisans programında yer alan içerik kategorilerinin paralel düzenleme modeli ile uygunluk göstermediği söylenebilir. Derslerin programdaki düzeninde, derslerin aşamalılık ve kaynaşıklık ilkesine büyük oranda uygun olarak düzenlendiği, süreklilik ilkesine ise yeterince uyulmadığı görülmektedir.
Papers by İshak Tekin
30 June 2022, 2022
In recent years, some changes have emerged in the general aims of education programs, and in this... more In recent years, some changes have emerged in the general aims of education programs, and in this context, educational authorities have adopted new approaches aiming at nurturing skills. Especially in moral education, which is an indispensable part of citizenship education, the concept of moral literacy is one of the important isssue of educational discussions. In the literature, there are many studies asserting that schools should educate children for moral literacy as well as primitive language literacy, science and mathematics literacy, intercultural literacy. On the other hand, it should be noted that there are not enough studies dealing with the application of the subject in the field. In addition, it is seen that countries have not yet taken sufficient steps for a change in their educational systems and have not demonstrated a strong will. Moral literacy refers to a skill that includes thinking about one's own moral values, determining the possible consequences of various alternatives and their effects, making logical decisions about which option is compatible with one's values, acting in line with one's values, and taking responsibility for one's own actions. Moral literacy, conceptualized by Nancy Tuana, consists of three basic elements, namely moral moral sensitivity, moral reasoning skills, and moral imagination, and three sub-skills under them. These skills generally include the intellectual skills that lead the moral decision-making process. This study aimed to develop a valid and reliable attitude scale based on Tuana's theory. Within the scope of the research designed in the general survey model, the relevant literature was scanned and the studies on moral literacy were examined. With the clarification of the theoretical structure, the scale development process was started. The following stages were followed in the development of the moral literacy scale: i. Creating the item pool, ii. Content validaty, iii. Reviewing and finalizing the draft form, iv. Application of the scale, v. Item analysis, analysis of construct validity and reliability analysis, vi. Examining the correlation between subscales and the total score, vii. Putting into the final form of the scale and reporting. In the first stage, the draft form consisting of 27 items was sent to five field experts and a language expert, 1 item was removed from the scale as they were not compatible with the scope in line with the suggestions of the field experts, and 1 more item was added. The draft form, which was finalized with changes, was applied to 653 university students studying at Eskişehir Osmangazi University and Anadolu University in the fall semester of the 2018-2019 academic year. 88 data, which were not marked carefully and were not found reliable during the data entry to excel, were excluded from the analysis. In the item analysis of the scale, 3 items were excluded from the draft scale and the construct validity was passed. In the exploratory factor analysis, 7 more items with values less than .40 and overlapping were excluded from the analysis. As a result of the factor analysis performed after this process, a structure consisting of 5 factors and 20 items was obtained. As a result of the reliability analysis, it was seen that the whole scale had high reliability, while the sub-dimensions had medium and low reliability levels. It was also determined that the structure obtained by exploratory factor analysis was confirmed as a result of testing with confirmatory factor analysis. According to the path analysis, it can be said that the existing structure fits well. When the relationship between the sub-dimensions of the scale is examined, it can be stated that there is a significant positive relationship between the sub-dimensions and a total score can be obtained for the attitudes towards the moral literacy skill of the scale. As a result, it can be said that the scale obtained as a result of these processes can measure the attitudes of university students towards moral literacy skills in a reliable and valid way.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2018
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi- Journal of the Human and Social Science Researches, 2017
Öz Osmanlı Devleti'nin Meşrutiyet Dönemleri (1876-1923), çocuk eğitimi ile ilgili gelişmeleri... more Öz Osmanlı Devleti'nin Meşrutiyet Dönemleri (1876-1923), çocuk eğitimi ile ilgili gelişmelerin tartışıldığı, "Vâlide Sınıfı, Ana Mektebi " gibi eğitim kurumlarının ortaya çıktığı, ayrıca bu konuda önemli bir literatürün gelişmeye başladığı dönemdir. Bahsi geçen dönemde eğitimci yazarlar ve aydınların kitap veya makalelerinde " Pedagoji " kavramını " Terbiye-i Etfâl (Çocuk Eğitimi) " şeklinde anlamlandırdıkları ve bu eğitimin önemini ortaya koymaya çalıştıkları dikkat çekmektedir. Bu çalışmada Meşrutiyet dönemlerindeki çocuk eğitimiyle ilgili yazılmış kitapların, nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi çerçevesinde analitik bir incelemesi yapılmıştır. Çalışmada, eserlerin yazıldığı dönemdeki çocuk eğitimine ilişkin tartışılan hususlar ve bu konuda yaşanan gelişmelerin değerlendirilmesine imkân sağlaması bakımından önemlidir. Çalışmada söz konusu dönemde çocuk eğitiminde, çocuğun farklı gelişim alanlarının dikkate alındığı, bu konuda eğitimc...
Eskiyeni, 2020
Kıymetli Okurlar,
Yayın hayatının 14. yılına ulaşan Eskiyeni’nin 41. sayısını sizlere sunmanın m... more Kıymetli Okurlar,
Yayın hayatının 14. yılına ulaşan Eskiyeni’nin 41. sayısını sizlere sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu sayının hazırlığı yaklaşık olarak yedi ay sürdü (Mart - Eylül 2020). Dergimize, bu yayın döneminde bilim insanlarından 44 çalışma değerlendirilmek üzere gönderildi. Bunlardan her biri, öncelikle Eskiyeni’nin yayın ilkeleri çerçevesinde ön değerlendirmeye tabi tutuldu. Bu ilk aşamada her bir çalışmanın başlık, özet ve anahtar kavramları ile dipnot ve kaynakçasının akademik yazım teknikleri ile İSNAD Atıf Sistemi’ne uygunluğu incelendi. Ön değerlendirme sürecini daha objektif bir hâle getirmek amacıyla ilgili değer-lendirme formu, web sitemizden ilan edildi. Bu aşamayı geçen çalışmalar, inti-hal tespit programı ve editör kontrolü ile yayın etiğine uygunluk açısından kontrol edildi. Eskiyeni’nin yayın etiği politikasına katkı sağlaması amacıyla her bir makale, Turnitin intihali engelleme programında tarandı. Tarama sonucu %15’ten fazla benzerlik içeren çalışmalar, yazarlarına iade edildi. Ön inceleme ve intihal taraması aşamasını geçen çalışmalar, çift taraflı kör hakemlik sistemi çerçevesinde hakem değerlendirmesine sunuldu. Yayın değerlendirme sürecini daha objektif bir hâle getirme amacıyla makale değerlendirme formu web si-temizde ilan edildi. Dergi ekibinin ve hakemlerimizin yoğun çalışmaları so-nunda bu sayımızda, on üç makale yer aldı.
41. sayımıza Asim Duran “Modern Kitab-ı Mukaddes Eleştirisinin Erken Dönem Habercisi Olarak Marcion: Harnack Sonrası Araştırmalar Bağlamında Bir Değerlendirme”, İrfan Kaya “Simgesel Bir Form Olarak Perspektiften Dinin Sekü-ler İnşasına Mekânın Poetikası”, Gülistan Kızıleniş - Asiye Aykıt “İhvân-ı Safâ’da Mizâç Teorisi Çerçevesinde Huyların Değişiminin İmkânı”, Ahmet Pirinç “Ahkâmü’n-nücûm (Astroloji) Eseri Bağlamında Fârâbî’nin Bilimsel Yöntem Anla-yışı”, Hülya Altunya “Gelenbevi’nin İsaguci Şerhi İsimli Eseri Üzerine ‘Delâlet ve Tanım Konuları Bağlamında’ Bir İnceleme”, Yasin Kuruçay “Ergenlerde Dinin Hayatın Anlamına Olan Etkisi Üzerine Bir Araştırma”, Ramazan Diler “4-6 Yaş Kur’ân Kursu Öğreticilerine Göre Mahremiyet Eğitimi ve Önemi (Nitel Bir Ana-liz)”, “Muzaffer Barlak “Mu‘tezile’de Ma‘dûm Anlayışı: Ebû Reşîd en-Nîsâbûrî Örneğinde Bir İnceleme”, Abdullah Taha Orhan “Anadolu’da Tasavvufun Yerel-leşmesi: Abdurrahim Karahisârî ve Münyetü’l-ebrâr ve gunyetü’l-ahyâr İsimli Eseri Örneği”, Ayşe Miner Akar “Müeyyed Cendî’nin Hayatı, Eserleri ve Ekberî Gele-nekteki Yeri”, Melek Yılmaz Gömbeyaz “İslâm Siyaset Tarihinin Meşhur Hatip-leri: Dühât-ı Arab Örneği”, Hasan Selim Kıroğlu “Arapçanın Söz Varlığında Renk” ve Necati İşler “Muhammed b. İbrahim’in Manzûm Şir’atü’l-İslam Tercümesi (Şir’a-i Manzûm)” başlıklı çalışmaları ile katkı sağladı.
Bu sayımız bir öncesi sayımıza göre bazı yenilikler de içermektedir. Bu sa-yımız ile yazar kurum bilgilerinin tekilleştirilmesine katkı sağlamak ve bu alan-da uluslararası planda yürütülen çalışmalara uymak amacıyla ilk defa her bir yazarın kurum adından sonra ROR ID (the Research Organization Registry) nu-marasına yer verildi. Örneğin Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin “Ulusla-rarası Eşsiz Kurum Numarası” ROR ID’si “05ryemn72” şeklindedir (https://ror.org/05ryemn72). ROR ID sayesinde kurum isimlerinin farklı yazı-mından kaynaklanan karışıklıkların önüne geçilmiş olacaktır.
Eskiyeni, 16 Haziran 2020 itibari ile MLA International Bibliography tarafından taranmaya kabul edilmiştir. Dergimizin makale arşivi, 2020 sayılarından itiba-ren MLA tarafından indekslenecektir.
Bu sayının sizlere sunulmasında yoğun çaba ve gayretleri olan başta maka-le sahibi değerli bilim insanlarına, yayın, danışma ve hakem kurullarımıza, ya-yın değerlendirme aşamasında yadsınmaz emekleri olan alan editörlerimiz Doç. Dr. Murat Özcan, Doç. Dr. Mehmet Ata Az, Doç. Dr. Mehmet Murat Karakaya, Dr. İshak Tekin, Dr. İlyas Uçar, Dr. Ayşe Uzun, Dr. Hüseyin Şıra, Büşra Betül Punar ve Tevfik Aksoy, Fatmanur Dı̇kmen, Esra Erdoğan Şamlıoğlu, Muhammet Çelik, Sümeyye Arslan ve Fatmanur Bedir ile Anadolu İlahiyat Akademisi’nin kıymetli yönetici ve çalışanlarına özellikle teşekkür etmek istiyorum.
41. sayımızın sosyal bilimler alanına katkı sağlaması temennisi ile iyi okumalar dilerim.
Dr. Abdullah DEMİR
Editör
Ankara Yıldırım Beyazıt Ü. (ROR ID: 05ryemn72)
İslami İlimler Fakültesi
Ankara, TURKEY
abdemir@ybu.edu.tr
ORCID: 0000-0001-7825-6573
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
eceri merkezli öğrenme, MEB’in 2017 yılından itibaren programları güncellemede benimsediği öğrenm... more eceri merkezli öğrenme, MEB’in 2017 yılından itibaren programları güncellemede benimsediği öğrenme yaklaşımlarından birisidir. Beceri merkezli öğrenmenin, öğrencilerin matematik, okuma becerisi, fen ve işbirlikçi problem çözme alanlarında bilgiyi kullanma ve transfer edebilme yeterliğini ölçmeyi amaçlayan PISA sınav sonuçlarının doğal bir sonucu olarak ortaya çıktığı söylenebilir. Ahlaki becerilerin kazandırılması açısından değerlendirildiğinde, ahlak eğitiminde beceri merkezli öğrenmenin daha işlevsel olacağı savunulabilir. Buradan hareketle çalışmada, beceri merkezli öğrenme yaklaşımının kuramsal temellendirmesinin yapılması ve onun ahlak eğitiminde uygulanabilirliğinin tartışılması amaçlanmıştır. Bu çerçevede yeterlik kavramının ne anlama geldiği ve gelişim süreci ortaya konulmuş, yeterlik merkezli anlayışın ahlak eğitiminde kullanılabilirliği tartışılmıştır. Doküman incelemesi ile desenlenmiş olan bu çalışmanın beceri merkezli öğrenme yaklaşımının daha iyi anlaşılmasına katkı sunması beklenmektedir.
Mültecilik olgusu, ülkenin iç, sosyal ve eğitim politikasında değişikliği gerekli kılar. Bu çalış... more Mültecilik olgusu, ülkenin iç, sosyal ve eğitim politikasında değişikliği gerekli kılar. Bu çalışmada, Eskişehir’e göç eden lise dönemindeki öğrencilerin buradaki eğitim süreçlerine ilişkin algılarının, yaşadıkları sorunların, eğitim ve din eğitiminden beklentilerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Karma yöntemin benimsendiği bu çalışmada Eskişehir'de devlet okullarında eğitim alan 83 sığınmacı öğrenci ile bu öğrencilere eğitim veren 42 öğretmenin konuya ilişkin görüşleri, yarı yapılandırılmış görüşme formları ve anketler aracılığıyla toplanmıştır. Elde edilen veriler kategorik içerik analizi ile temalandırılmış, ilgili başlıklar altında öğrenci ve öğretmen görüşleri birlikte sunul-muştur. Çalışmada öğrencilerin dil bilmemelerinin, sosyal hayatlarında ve okul süreçlerinde en temel uyum problemi olduğu, bunun farklı sorunlara neden olabildiği tespit edilmiştir. Öğrencilerin din eğitimine ilişkin algılarının okul türüne göre farklılık gösterdiği görülmüştür.
The concept of immigration requires a number of changes in the internal, social and educational policy of the host country. In this study, it was aimed to determine the perceptions of the refugee high school students about the educational process, the problems they experienced, their expectations from education and religious education. The mixed method is used for the research. Research data is collected by semi-structured inter-view forms and questionnaires from 83 refugee students who were trained in public schools in Eskişehir and 42 teachers who worked with these students. The data were classified by cate-gorical content analysis, and student and teacher views were presented together under the related headings. The results of the research shows that the most basic problem affecting the social lives and the educational processes of the students is their lack of knowledge in Turkish and this also causes different problems. The perceptions of the students regarding religious education vary by the school type.
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi- Journal of the Human and Social Science Researches, 2017
Ahlak eğitimi nihai anlamda, benimsenen anlayışı doğrultusunda bireylerin ahlaken olgunlaşmasını ... more Ahlak eğitimi nihai anlamda, benimsenen anlayışı doğrultusunda bireylerin ahlaken olgunlaşmasını amaçlar. Ahlaki olgunluk kavramı, ilgili literatürde farklı şekilde anlamlandırılmıştır. Bu çerçevede farklı bakış açılarını dikkate alan yeni bir ahlaki olgunluk tanımına ihtiyaç olduğu söylenebilir. Bu çalışmada önce ahlaki olgunluk kavramının farklı yaklaşımlarda nasıl anlaşıldığı ve bu kavrama ilişkin kavrayışların nasıl bir dönüşüm geçirdiği ortaya konulmuştur. Ahlaki olgunluğa ilişkin kavrayışlarda, ahlaki erdemlerin bireylerde kökleştirilmesinden ahlaki becerilerin kazandırılmasına doğru bir eğilimin olduğu görülmüştür. Çalışmanın sonraki kısmında, kavrama ilişkin bu değişimi dikkate alan yeni bir tanım yapılmış ve böyle bir ahlaki olgunluğun öğretilmesinin imkânı tartışılmıştır. Çalışmada ortaya konulan tanımda, ahlaki işleyişte rol oynayan ahlaki becerilerin bütüncül bir şekilde kazanılmasına ve bu olgunluğun ahlaki anlamda bir yetkinleşme süreci olduğuna vurgu yapılmıştır. Böyle bir ahlaki olgunluk anlayışının, somut ahlaki çıktıların ortaya konulabilmesine ve bu sayede onun okul programları vasıtasıyla öğretilebilmesine imkân sunacağı söylenebilir. Abstract The concept of moral maturity is interpreted differently in the literature. Hense there is a need for a new definition of moral maturity, which takes into account different perspectives. This study firstly aims to reveal how this concept was understood in different approaches and how the insights of this concept were transformed in literature. Consequently, there is a tendency towards the acquisition of moral skills from moral virtues in the conception of moral maturity. Secondly a new definition has been made that takes account of this change and the possibility of teaching such a moral maturity was discussed. In our definition, it is emphasized that maturation is ethically a developmental process and the moral skills that play role in moral functioning are upskilled with a holistic approach in this process. Such an understanding of moral maturity will allow the presentation of concrete moral outcomes and teaching through school programs.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2016
Bu çalışma, Religion im Zeitalter der Globalisierung(Ed. M. Polat) kitabında yer alan Prof. Dr. E... more Bu çalışma, Religion im Zeitalter der Globalisierung(Ed. M. Polat) kitabında yer alan Prof. Dr. Elisabeth Naurath’ın “Position und Dialog. Zur Zukunft des Religionsunterrichts im gesellschaftlich Pluralen Kontext” başlıklı makalesinin çevirisidir.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2015
Allah inancı eğitim-öğretiminde önemli olan, bir yandan dinin doğru ve kabul edilebilir gördüğü, ... more Allah inancı eğitim-öğretiminde önemli olan, bir yandan dinin doğru ve kabul edilebilir gördüğü, diğer yandan da öğrenenlerin özgün ve özgür olarak tasavvur edebildikleri ve bu tasavvurlarını da dil, hal ve eylem yoluyla ifade edebildikleri bir Allah inancının kapılarını açabilmektir. Bu çalışmada, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü son sınıfında okuyan öğretmen adaylarından seçilen bir grubun Allah inancının öğretimine ilişkin sahip oldukları bilgi, kabiliyet ve becerilerinin aşağıda kısaca anılacak olan kıstaslar eşliğinde değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu meyanda, nitel araştırma desenlerinden vaka çalışmasından yararlanılmış ve Allah inancı konusunun öğretimine ilişkin hazırlanan etkinliklerden orijinal olduğu düşünülen 14 etkinlik incelenmiştir. Yapılan bu incelemede, sınıf öğretmeni adaylarının Allah inancının öğretimi konusundaki geliştirdikleri etkinliklerin öğrenenin muhakeme (akli), duygusal ve duyuşsal yeteneklerine hitap edilebilmeleri ve buna ilaveten etkinliğin hazırlanma ve uygulanma süreçlerinde öğrencilerinde fikir ve eylemleriyle emek sunmaları ve faal katılım sağlamaları kıstas olarak göz önünde bulundurulmuştur. Diğer bir değerlendirme ölçütü ise, öğrenme sürecinde öğrenenin muhtariyetine saygı gösterilmesi hususudur. Anahtar Kelimeler: Allah inancı, din eğitimi, özel öğretim yöntemleri.
Checking of The Activities on Teaching of God Belief Abstract
One of the issues that are important in teaching of god belief is to open the ways of this belief that on one hand religion offers them right and acceptable, on the other hand learners can conceive originally and freely and can express them through statements, situations and actions. In context of this study, it is aimed to be evaluated the knowledges, abilities and skills of student teachers about the teaching of God belief according to specified criteria such as take into ...
Bu makale, 24-26 Mayıs 2012 tarihlerinde Rize'de düzenlenen 11. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Eğitimi Sempozyumu'nda sunulan ve bildiri kitabında özet olarak yayınlanan bildirinin geliştirilmiş ve genişletilmiş halidir.
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi- Journal of the Human and Social Science Researches, 2017
Öz Osmanlı Devleti'nin Meşrutiyet Dönemleri (1876-1923), çocuk eğitimi ile ilgili gelişmelerin ta... more Öz Osmanlı Devleti'nin Meşrutiyet Dönemleri (1876-1923), çocuk eğitimi ile ilgili gelişmelerin tartışıldığı, "Vâlide Sınıfı, Ana Mektebi " gibi eğitim kurumlarının ortaya çıktığı, ayrıca bu konuda önemli bir literatürün gelişmeye başladığı dönemdir. Bahsi geçen dönemde eğitimci yazarlar ve aydınların kitap veya makalelerinde " Pedagoji " kavramını " Terbiye-i Etfâl (Çocuk Eğitimi) " şeklinde anlamlandırdıkları ve bu eğitimin önemini ortaya koymaya çalıştıkları dikkat çekmektedir. Bu çalışmada Meşrutiyet dönemlerindeki çocuk eğitimiyle ilgili yazılmış kitapların, nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi çerçevesinde analitik bir incelemesi yapılmıştır. Çalışmada, eserlerin yazıldığı dönemdeki çocuk eğitimine ilişkin tartışılan hususlar ve bu konuda yaşanan gelişmelerin değerlendirilmesine imkân sağlaması bakımından önemlidir. Çalışmada söz konusu dönemde çocuk eğitiminde, çocuğun farklı gelişim alanlarının dikkate alındığı, bu konuda eğitimci eğitimine oldukça önem verildiği, ayrıca çocuk sağlığı ve korunması konusunun da bu eğitimin kapsamında değerlendirildiği görülmüştür. Söz konusu dönemde çocuklar için yazılan eserlerin çocuğun ilgi ve merakını destekleyecek nitelikte olduğu ancak eğlendirici olmaktan ziyade eğitici niteliğinin öncelendiği anlaşılmıştır. Abstract The Constitutional Periods are important because the developments in child education were discussed, educational institutions such as " Vâlide Sınıfı, Ana Mektebi " were built and an important literature on this issue also began to develop. It is remarkable that the authors of the period make sence of the concept of " Pedagogy " as " Terbiye-i Etfâl " and they tried to show the importance of this education in their works. This study aimed to review analytically the works related to child education written during this period with the document review method. In the study, it was understood that different developmental areas of the child were taken into consideration, education of the educator was considered important and child health and protection was also evaluated within the scope of this education. It can say the works written for children supported the interest and curiosity of the child, but they generally had instructive characteristics.
Uploads
Conference Presentations by İshak Tekin
In formal education, religious education has always been a controversial issue. The dominant effect of the ideological and political views mostly has seen in the base of the education policies and the ongoing discussions. As a reflection of this effect, although it has been a long time, it can be asserted that these discussions on the status of religious education cause the ignorance of the context and the quality of this subject. That’s why it is very necessary to free the policies and changes that are planned to make in religious education from these ideological and political views and to argue them under a scientific and philosophical approach. Such a philosophical approach points the necessity of establishment of the religious education on a philosophical ground. On the other hand, the existence of both compulsory and elective religious courses is great importance to point the need and opportunity of such a kind of approach. In this study, it is aimed to display the need of a philosophical approach in the religious education and to discuss what kind of ways and approaches to follow while constructing such an approach. Finally it can be sustained that constructing religious courses upon a consistent philosophical base will save the discussions on the status of these courses from an ideological base and create a new discussion base far away from all kind of prejudices and create an opportunity to discuss the quality of them.
Bu çalışmanın odaklandığı temel soru, din eğitiminin küreselleşmenin kaçınılmaz sonu olan bir arada yaşamayı ve küresel sorunları çözme becerilerini nasıl etkilediğidir. Bu amaçla çalışmada 2013-2014 öğretim yılında farklı ülkelerden Türkiye’ye eğitim almak üzere gelmiş 10 üniversite öğrencisinin aldıkları din eğitiminin Türkiye’deki yaşamlarını ve yeni kültüre uyumlarını nasıl etkilediğini ve küresel sorunlara bakışlarını nasıl etkilediği araştırılmıştır. Çalışmada nitel araştırma model(desen)lerinden fenomenolojiden ve nitel araştırma yöntemlerinden görüşme ve odak grup görüşmesinden yararlanılmıştır.
Geçmişten günümüze ahlak eğitiminde, erdem etiğini temel alan geleneksel ahlak eğitimi, ödev etiğini temel alan bilişsel ahlak eğitimi ve bu iki kuramın üstün yönlerini birleştirerek bireylere dört temel alanda ahlaki beceriler kazandırmayı amaçlayan bütünleştirici ahlak eğitimi yaklaşımlarının benimsendiği görülmektedir. Buna ilave olarak son yıllarda ahlak gelişimi ve eğitiminde Jonathan Haidt’in kendi kuramı olan “Sosyal Sezgici Model”(2001) paralelinde ortaya koyduğu “Ahlaki Temeller” kuramının tartışılmaya başlandığı görülmektedir. Haidt, ahlak psikolojisinin son 25 yılda radikal bir biçimde değiştiğini iddia eder ve kendi teorisinin ana çerçevesini oluşturan üç ilke ortaya koyar. Bunlar: 1- Ahlaki bir davranışın ortaya çıkmasında önce sezgiler gelir, bunu stratejik (ahlaki ) muhakeme takip eder. 2- Ahlak zarar ve adalet değerlerinden daha kapsamlıdır. 3- Ahlak bağlayıcı ve körleştiricidir.
Bu temel ilkelerden hareketle Haidt, ahlakın 25 yıl önceki durumuna kıyasla, şimdi daha çok sezgisel; ahlaki (etki) alanının (moral domain) daha fazla genişlemiş olarak görüldüğünü ve ahlakın gerçeği bulma konusunda daha az, sosyal alanda ise daha fazla fonksiyonel olduğunu ifade etmektedir. Öte yandan bu kuram, bilişsel gelişim teorisinin adalet ve refah değerlerini keyfi bir şekilde yükselterek ahlakın etki alanını daraltıcı bir anlayışla ahlak psikolojisine sokuşturması ve bunu “büyük daralma” olarak ifade etmesinin tarihsel olarak doğru olmayan ve yüzeysel bir bilgi sunması bakımından eleştirilmiştir. Bu çalışmanın temel amacı; Haidt tarafından geliştirilmiş olan “Ahlaki Temeller” teorisi hakkında var olan bilgileri, ahlaki temeller kuramının temel bileşenlerinin ne olduğunu ortaya koymak, bu kapsamda yapılmış olan araştırmalar ile teorinin getireceklerini ve eleştirilen yönlerini tartışmaktır. Bu bakımdan çalışma teorik bir literatür değerlendirmesi niteliğindedir. Çalışmanın yönteminde literatür değerlendirme yöntemlerinden bütünleştirici değerlendirme yöntemi kullanılmıştır.
Along with people go through the life of community, morality has been one of the main issues in every society and religion. In parallel, the community expects to involve in a society as a members posse moral values. Therefore, it cannot ignore the importance of moral education in the family, school or community. In this context it is important to be discussed how Moral education perform on a solid foundation.
From past to present, three main approach dominates in the moral education: first is traditional moral education that roots philosophically Aristotelian virtue ethics; second is cognitive developmental approach that is based philosophically Kantian rule ethics; third is integrative ethical education that integrates superior aspects of prior two approaches and aims to acquire in four main moral skills. Furthermore in recent years moral foundations theory seem to be discussed that emerged in the field of moral education and moral psychology in parallel of social intuitive model which was proved by Jonathan Haidt. Haidt, argues that moral psychology has radically changed in the last 25 years and sets out three principles which composes the main framework of his theory in this area. They are: 1) Intuitions come first, strategic reasoning second, 2) There’s more to morality than harm and fairness and 3) Morality binds and blinds.
Hereupon Haidt states that compared to 25 years ago, morality is now more intuitive and moral domain is seen as boarder; is less about finding the truth while is more functional in the social area. On the other hand, this theory has been criticized in terms of submitting historically inaccurate and superficial information because it claims that cognitive developmental theory arbitrarily raises the values of justice and the welfare and narrows moral domain; thus brings out “great narrowing” in moral psychology.
The main purpose of this study is to prove information about moral foundations theory in the literature and what
is the basic components of the moral foundations theory and to discuss the aspects of its positive and criticized. For this reason, integral assessment method was used in order to define borders of moral foundations theory.
Book Chapters by İshak Tekin
Thesis Chapters by İshak Tekin
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği lisans programının, diğer program geliştirme yaklaşımlarından izler taşısa da konu merkezli yaklaşımla büyük oranda benzerlik gösterdiği söylenebilir. Söz konusu programın hazırlanma sürecinde belirli bir program geliştirme modeli de izlenmemiştir.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği lisans programında, açık ve net olarak bu programa özel hedeflere yer verilmediği görülmektedir. Ayrıca söz konusu programın uygulama ilkelerinde, programın uygulanma süreci, programdaki alan bilgisi dersleri, yeni ders seçme ve ders belirleme ilkeleri vb. açıklamalara yer verilmediği görülmektedir.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği lisans programının içeriği ile ilgili olarak, alan bilgisi ve genel kültür bilgisi derslerinin ağırlıklarının XI. Milli Eğitim Şurası’nda belirlenen kategori ağırlıkları ile tutarlılık göstermediği söylenebilir. Öğretmenlik meslek bilgisi derslerinin ağırlıkları, XI. Milli Eğitim Şurası kararları ile örtüşmektedir.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği lisans programında yer alan içerik kategorilerinin paralel düzenleme modeli ile uygunluk göstermediği söylenebilir. Derslerin programdaki düzeninde, derslerin aşamalılık ve kaynaşıklık ilkesine büyük oranda uygun olarak düzenlendiği, süreklilik ilkesine ise yeterince uyulmadığı görülmektedir.
Papers by İshak Tekin
Yayın hayatının 14. yılına ulaşan Eskiyeni’nin 41. sayısını sizlere sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu sayının hazırlığı yaklaşık olarak yedi ay sürdü (Mart - Eylül 2020). Dergimize, bu yayın döneminde bilim insanlarından 44 çalışma değerlendirilmek üzere gönderildi. Bunlardan her biri, öncelikle Eskiyeni’nin yayın ilkeleri çerçevesinde ön değerlendirmeye tabi tutuldu. Bu ilk aşamada her bir çalışmanın başlık, özet ve anahtar kavramları ile dipnot ve kaynakçasının akademik yazım teknikleri ile İSNAD Atıf Sistemi’ne uygunluğu incelendi. Ön değerlendirme sürecini daha objektif bir hâle getirmek amacıyla ilgili değer-lendirme formu, web sitemizden ilan edildi. Bu aşamayı geçen çalışmalar, inti-hal tespit programı ve editör kontrolü ile yayın etiğine uygunluk açısından kontrol edildi. Eskiyeni’nin yayın etiği politikasına katkı sağlaması amacıyla her bir makale, Turnitin intihali engelleme programında tarandı. Tarama sonucu %15’ten fazla benzerlik içeren çalışmalar, yazarlarına iade edildi. Ön inceleme ve intihal taraması aşamasını geçen çalışmalar, çift taraflı kör hakemlik sistemi çerçevesinde hakem değerlendirmesine sunuldu. Yayın değerlendirme sürecini daha objektif bir hâle getirme amacıyla makale değerlendirme formu web si-temizde ilan edildi. Dergi ekibinin ve hakemlerimizin yoğun çalışmaları so-nunda bu sayımızda, on üç makale yer aldı.
41. sayımıza Asim Duran “Modern Kitab-ı Mukaddes Eleştirisinin Erken Dönem Habercisi Olarak Marcion: Harnack Sonrası Araştırmalar Bağlamında Bir Değerlendirme”, İrfan Kaya “Simgesel Bir Form Olarak Perspektiften Dinin Sekü-ler İnşasına Mekânın Poetikası”, Gülistan Kızıleniş - Asiye Aykıt “İhvân-ı Safâ’da Mizâç Teorisi Çerçevesinde Huyların Değişiminin İmkânı”, Ahmet Pirinç “Ahkâmü’n-nücûm (Astroloji) Eseri Bağlamında Fârâbî’nin Bilimsel Yöntem Anla-yışı”, Hülya Altunya “Gelenbevi’nin İsaguci Şerhi İsimli Eseri Üzerine ‘Delâlet ve Tanım Konuları Bağlamında’ Bir İnceleme”, Yasin Kuruçay “Ergenlerde Dinin Hayatın Anlamına Olan Etkisi Üzerine Bir Araştırma”, Ramazan Diler “4-6 Yaş Kur’ân Kursu Öğreticilerine Göre Mahremiyet Eğitimi ve Önemi (Nitel Bir Ana-liz)”, “Muzaffer Barlak “Mu‘tezile’de Ma‘dûm Anlayışı: Ebû Reşîd en-Nîsâbûrî Örneğinde Bir İnceleme”, Abdullah Taha Orhan “Anadolu’da Tasavvufun Yerel-leşmesi: Abdurrahim Karahisârî ve Münyetü’l-ebrâr ve gunyetü’l-ahyâr İsimli Eseri Örneği”, Ayşe Miner Akar “Müeyyed Cendî’nin Hayatı, Eserleri ve Ekberî Gele-nekteki Yeri”, Melek Yılmaz Gömbeyaz “İslâm Siyaset Tarihinin Meşhur Hatip-leri: Dühât-ı Arab Örneği”, Hasan Selim Kıroğlu “Arapçanın Söz Varlığında Renk” ve Necati İşler “Muhammed b. İbrahim’in Manzûm Şir’atü’l-İslam Tercümesi (Şir’a-i Manzûm)” başlıklı çalışmaları ile katkı sağladı.
Bu sayımız bir öncesi sayımıza göre bazı yenilikler de içermektedir. Bu sa-yımız ile yazar kurum bilgilerinin tekilleştirilmesine katkı sağlamak ve bu alan-da uluslararası planda yürütülen çalışmalara uymak amacıyla ilk defa her bir yazarın kurum adından sonra ROR ID (the Research Organization Registry) nu-marasına yer verildi. Örneğin Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin “Ulusla-rarası Eşsiz Kurum Numarası” ROR ID’si “05ryemn72” şeklindedir (https://ror.org/05ryemn72). ROR ID sayesinde kurum isimlerinin farklı yazı-mından kaynaklanan karışıklıkların önüne geçilmiş olacaktır.
Eskiyeni, 16 Haziran 2020 itibari ile MLA International Bibliography tarafından taranmaya kabul edilmiştir. Dergimizin makale arşivi, 2020 sayılarından itiba-ren MLA tarafından indekslenecektir.
Bu sayının sizlere sunulmasında yoğun çaba ve gayretleri olan başta maka-le sahibi değerli bilim insanlarına, yayın, danışma ve hakem kurullarımıza, ya-yın değerlendirme aşamasında yadsınmaz emekleri olan alan editörlerimiz Doç. Dr. Murat Özcan, Doç. Dr. Mehmet Ata Az, Doç. Dr. Mehmet Murat Karakaya, Dr. İshak Tekin, Dr. İlyas Uçar, Dr. Ayşe Uzun, Dr. Hüseyin Şıra, Büşra Betül Punar ve Tevfik Aksoy, Fatmanur Dı̇kmen, Esra Erdoğan Şamlıoğlu, Muhammet Çelik, Sümeyye Arslan ve Fatmanur Bedir ile Anadolu İlahiyat Akademisi’nin kıymetli yönetici ve çalışanlarına özellikle teşekkür etmek istiyorum.
41. sayımızın sosyal bilimler alanına katkı sağlaması temennisi ile iyi okumalar dilerim.
Dr. Abdullah DEMİR
Editör
Ankara Yıldırım Beyazıt Ü. (ROR ID: 05ryemn72)
İslami İlimler Fakültesi
Ankara, TURKEY
abdemir@ybu.edu.tr
ORCID: 0000-0001-7825-6573
The concept of immigration requires a number of changes in the internal, social and educational policy of the host country. In this study, it was aimed to determine the perceptions of the refugee high school students about the educational process, the problems they experienced, their expectations from education and religious education. The mixed method is used for the research. Research data is collected by semi-structured inter-view forms and questionnaires from 83 refugee students who were trained in public schools in Eskişehir and 42 teachers who worked with these students. The data were classified by cate-gorical content analysis, and student and teacher views were presented together under the related headings. The results of the research shows that the most basic problem affecting the social lives and the educational processes of the students is their lack of knowledge in Turkish and this also causes different problems. The perceptions of the students regarding religious education vary by the school type.
Checking of The Activities on Teaching of God Belief Abstract
One of the issues that are important in teaching of god belief is to open the ways of this belief that on one hand religion offers them right and acceptable, on the other hand learners can conceive originally and freely and can express them through statements, situations and actions. In context of this study, it is aimed to be evaluated the knowledges, abilities and skills of student teachers about the teaching of God belief according to specified criteria such as take into ...
Bu makale, 24-26 Mayıs 2012 tarihlerinde Rize'de düzenlenen 11. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Eğitimi Sempozyumu'nda sunulan ve bildiri kitabında özet olarak yayınlanan bildirinin geliştirilmiş ve genişletilmiş halidir.
In formal education, religious education has always been a controversial issue. The dominant effect of the ideological and political views mostly has seen in the base of the education policies and the ongoing discussions. As a reflection of this effect, although it has been a long time, it can be asserted that these discussions on the status of religious education cause the ignorance of the context and the quality of this subject. That’s why it is very necessary to free the policies and changes that are planned to make in religious education from these ideological and political views and to argue them under a scientific and philosophical approach. Such a philosophical approach points the necessity of establishment of the religious education on a philosophical ground. On the other hand, the existence of both compulsory and elective religious courses is great importance to point the need and opportunity of such a kind of approach. In this study, it is aimed to display the need of a philosophical approach in the religious education and to discuss what kind of ways and approaches to follow while constructing such an approach. Finally it can be sustained that constructing religious courses upon a consistent philosophical base will save the discussions on the status of these courses from an ideological base and create a new discussion base far away from all kind of prejudices and create an opportunity to discuss the quality of them.
Bu çalışmanın odaklandığı temel soru, din eğitiminin küreselleşmenin kaçınılmaz sonu olan bir arada yaşamayı ve küresel sorunları çözme becerilerini nasıl etkilediğidir. Bu amaçla çalışmada 2013-2014 öğretim yılında farklı ülkelerden Türkiye’ye eğitim almak üzere gelmiş 10 üniversite öğrencisinin aldıkları din eğitiminin Türkiye’deki yaşamlarını ve yeni kültüre uyumlarını nasıl etkilediğini ve küresel sorunlara bakışlarını nasıl etkilediği araştırılmıştır. Çalışmada nitel araştırma model(desen)lerinden fenomenolojiden ve nitel araştırma yöntemlerinden görüşme ve odak grup görüşmesinden yararlanılmıştır.
Geçmişten günümüze ahlak eğitiminde, erdem etiğini temel alan geleneksel ahlak eğitimi, ödev etiğini temel alan bilişsel ahlak eğitimi ve bu iki kuramın üstün yönlerini birleştirerek bireylere dört temel alanda ahlaki beceriler kazandırmayı amaçlayan bütünleştirici ahlak eğitimi yaklaşımlarının benimsendiği görülmektedir. Buna ilave olarak son yıllarda ahlak gelişimi ve eğitiminde Jonathan Haidt’in kendi kuramı olan “Sosyal Sezgici Model”(2001) paralelinde ortaya koyduğu “Ahlaki Temeller” kuramının tartışılmaya başlandığı görülmektedir. Haidt, ahlak psikolojisinin son 25 yılda radikal bir biçimde değiştiğini iddia eder ve kendi teorisinin ana çerçevesini oluşturan üç ilke ortaya koyar. Bunlar: 1- Ahlaki bir davranışın ortaya çıkmasında önce sezgiler gelir, bunu stratejik (ahlaki ) muhakeme takip eder. 2- Ahlak zarar ve adalet değerlerinden daha kapsamlıdır. 3- Ahlak bağlayıcı ve körleştiricidir.
Bu temel ilkelerden hareketle Haidt, ahlakın 25 yıl önceki durumuna kıyasla, şimdi daha çok sezgisel; ahlaki (etki) alanının (moral domain) daha fazla genişlemiş olarak görüldüğünü ve ahlakın gerçeği bulma konusunda daha az, sosyal alanda ise daha fazla fonksiyonel olduğunu ifade etmektedir. Öte yandan bu kuram, bilişsel gelişim teorisinin adalet ve refah değerlerini keyfi bir şekilde yükselterek ahlakın etki alanını daraltıcı bir anlayışla ahlak psikolojisine sokuşturması ve bunu “büyük daralma” olarak ifade etmesinin tarihsel olarak doğru olmayan ve yüzeysel bir bilgi sunması bakımından eleştirilmiştir. Bu çalışmanın temel amacı; Haidt tarafından geliştirilmiş olan “Ahlaki Temeller” teorisi hakkında var olan bilgileri, ahlaki temeller kuramının temel bileşenlerinin ne olduğunu ortaya koymak, bu kapsamda yapılmış olan araştırmalar ile teorinin getireceklerini ve eleştirilen yönlerini tartışmaktır. Bu bakımdan çalışma teorik bir literatür değerlendirmesi niteliğindedir. Çalışmanın yönteminde literatür değerlendirme yöntemlerinden bütünleştirici değerlendirme yöntemi kullanılmıştır.
Along with people go through the life of community, morality has been one of the main issues in every society and religion. In parallel, the community expects to involve in a society as a members posse moral values. Therefore, it cannot ignore the importance of moral education in the family, school or community. In this context it is important to be discussed how Moral education perform on a solid foundation.
From past to present, three main approach dominates in the moral education: first is traditional moral education that roots philosophically Aristotelian virtue ethics; second is cognitive developmental approach that is based philosophically Kantian rule ethics; third is integrative ethical education that integrates superior aspects of prior two approaches and aims to acquire in four main moral skills. Furthermore in recent years moral foundations theory seem to be discussed that emerged in the field of moral education and moral psychology in parallel of social intuitive model which was proved by Jonathan Haidt. Haidt, argues that moral psychology has radically changed in the last 25 years and sets out three principles which composes the main framework of his theory in this area. They are: 1) Intuitions come first, strategic reasoning second, 2) There’s more to morality than harm and fairness and 3) Morality binds and blinds.
Hereupon Haidt states that compared to 25 years ago, morality is now more intuitive and moral domain is seen as boarder; is less about finding the truth while is more functional in the social area. On the other hand, this theory has been criticized in terms of submitting historically inaccurate and superficial information because it claims that cognitive developmental theory arbitrarily raises the values of justice and the welfare and narrows moral domain; thus brings out “great narrowing” in moral psychology.
The main purpose of this study is to prove information about moral foundations theory in the literature and what
is the basic components of the moral foundations theory and to discuss the aspects of its positive and criticized. For this reason, integral assessment method was used in order to define borders of moral foundations theory.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği lisans programının, diğer program geliştirme yaklaşımlarından izler taşısa da konu merkezli yaklaşımla büyük oranda benzerlik gösterdiği söylenebilir. Söz konusu programın hazırlanma sürecinde belirli bir program geliştirme modeli de izlenmemiştir.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği lisans programında, açık ve net olarak bu programa özel hedeflere yer verilmediği görülmektedir. Ayrıca söz konusu programın uygulama ilkelerinde, programın uygulanma süreci, programdaki alan bilgisi dersleri, yeni ders seçme ve ders belirleme ilkeleri vb. açıklamalara yer verilmediği görülmektedir.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği lisans programının içeriği ile ilgili olarak, alan bilgisi ve genel kültür bilgisi derslerinin ağırlıklarının XI. Milli Eğitim Şurası’nda belirlenen kategori ağırlıkları ile tutarlılık göstermediği söylenebilir. Öğretmenlik meslek bilgisi derslerinin ağırlıkları, XI. Milli Eğitim Şurası kararları ile örtüşmektedir.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği lisans programında yer alan içerik kategorilerinin paralel düzenleme modeli ile uygunluk göstermediği söylenebilir. Derslerin programdaki düzeninde, derslerin aşamalılık ve kaynaşıklık ilkesine büyük oranda uygun olarak düzenlendiği, süreklilik ilkesine ise yeterince uyulmadığı görülmektedir.
Yayın hayatının 14. yılına ulaşan Eskiyeni’nin 41. sayısını sizlere sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu sayının hazırlığı yaklaşık olarak yedi ay sürdü (Mart - Eylül 2020). Dergimize, bu yayın döneminde bilim insanlarından 44 çalışma değerlendirilmek üzere gönderildi. Bunlardan her biri, öncelikle Eskiyeni’nin yayın ilkeleri çerçevesinde ön değerlendirmeye tabi tutuldu. Bu ilk aşamada her bir çalışmanın başlık, özet ve anahtar kavramları ile dipnot ve kaynakçasının akademik yazım teknikleri ile İSNAD Atıf Sistemi’ne uygunluğu incelendi. Ön değerlendirme sürecini daha objektif bir hâle getirmek amacıyla ilgili değer-lendirme formu, web sitemizden ilan edildi. Bu aşamayı geçen çalışmalar, inti-hal tespit programı ve editör kontrolü ile yayın etiğine uygunluk açısından kontrol edildi. Eskiyeni’nin yayın etiği politikasına katkı sağlaması amacıyla her bir makale, Turnitin intihali engelleme programında tarandı. Tarama sonucu %15’ten fazla benzerlik içeren çalışmalar, yazarlarına iade edildi. Ön inceleme ve intihal taraması aşamasını geçen çalışmalar, çift taraflı kör hakemlik sistemi çerçevesinde hakem değerlendirmesine sunuldu. Yayın değerlendirme sürecini daha objektif bir hâle getirme amacıyla makale değerlendirme formu web si-temizde ilan edildi. Dergi ekibinin ve hakemlerimizin yoğun çalışmaları so-nunda bu sayımızda, on üç makale yer aldı.
41. sayımıza Asim Duran “Modern Kitab-ı Mukaddes Eleştirisinin Erken Dönem Habercisi Olarak Marcion: Harnack Sonrası Araştırmalar Bağlamında Bir Değerlendirme”, İrfan Kaya “Simgesel Bir Form Olarak Perspektiften Dinin Sekü-ler İnşasına Mekânın Poetikası”, Gülistan Kızıleniş - Asiye Aykıt “İhvân-ı Safâ’da Mizâç Teorisi Çerçevesinde Huyların Değişiminin İmkânı”, Ahmet Pirinç “Ahkâmü’n-nücûm (Astroloji) Eseri Bağlamında Fârâbî’nin Bilimsel Yöntem Anla-yışı”, Hülya Altunya “Gelenbevi’nin İsaguci Şerhi İsimli Eseri Üzerine ‘Delâlet ve Tanım Konuları Bağlamında’ Bir İnceleme”, Yasin Kuruçay “Ergenlerde Dinin Hayatın Anlamına Olan Etkisi Üzerine Bir Araştırma”, Ramazan Diler “4-6 Yaş Kur’ân Kursu Öğreticilerine Göre Mahremiyet Eğitimi ve Önemi (Nitel Bir Ana-liz)”, “Muzaffer Barlak “Mu‘tezile’de Ma‘dûm Anlayışı: Ebû Reşîd en-Nîsâbûrî Örneğinde Bir İnceleme”, Abdullah Taha Orhan “Anadolu’da Tasavvufun Yerel-leşmesi: Abdurrahim Karahisârî ve Münyetü’l-ebrâr ve gunyetü’l-ahyâr İsimli Eseri Örneği”, Ayşe Miner Akar “Müeyyed Cendî’nin Hayatı, Eserleri ve Ekberî Gele-nekteki Yeri”, Melek Yılmaz Gömbeyaz “İslâm Siyaset Tarihinin Meşhur Hatip-leri: Dühât-ı Arab Örneği”, Hasan Selim Kıroğlu “Arapçanın Söz Varlığında Renk” ve Necati İşler “Muhammed b. İbrahim’in Manzûm Şir’atü’l-İslam Tercümesi (Şir’a-i Manzûm)” başlıklı çalışmaları ile katkı sağladı.
Bu sayımız bir öncesi sayımıza göre bazı yenilikler de içermektedir. Bu sa-yımız ile yazar kurum bilgilerinin tekilleştirilmesine katkı sağlamak ve bu alan-da uluslararası planda yürütülen çalışmalara uymak amacıyla ilk defa her bir yazarın kurum adından sonra ROR ID (the Research Organization Registry) nu-marasına yer verildi. Örneğin Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin “Ulusla-rarası Eşsiz Kurum Numarası” ROR ID’si “05ryemn72” şeklindedir (https://ror.org/05ryemn72). ROR ID sayesinde kurum isimlerinin farklı yazı-mından kaynaklanan karışıklıkların önüne geçilmiş olacaktır.
Eskiyeni, 16 Haziran 2020 itibari ile MLA International Bibliography tarafından taranmaya kabul edilmiştir. Dergimizin makale arşivi, 2020 sayılarından itiba-ren MLA tarafından indekslenecektir.
Bu sayının sizlere sunulmasında yoğun çaba ve gayretleri olan başta maka-le sahibi değerli bilim insanlarına, yayın, danışma ve hakem kurullarımıza, ya-yın değerlendirme aşamasında yadsınmaz emekleri olan alan editörlerimiz Doç. Dr. Murat Özcan, Doç. Dr. Mehmet Ata Az, Doç. Dr. Mehmet Murat Karakaya, Dr. İshak Tekin, Dr. İlyas Uçar, Dr. Ayşe Uzun, Dr. Hüseyin Şıra, Büşra Betül Punar ve Tevfik Aksoy, Fatmanur Dı̇kmen, Esra Erdoğan Şamlıoğlu, Muhammet Çelik, Sümeyye Arslan ve Fatmanur Bedir ile Anadolu İlahiyat Akademisi’nin kıymetli yönetici ve çalışanlarına özellikle teşekkür etmek istiyorum.
41. sayımızın sosyal bilimler alanına katkı sağlaması temennisi ile iyi okumalar dilerim.
Dr. Abdullah DEMİR
Editör
Ankara Yıldırım Beyazıt Ü. (ROR ID: 05ryemn72)
İslami İlimler Fakültesi
Ankara, TURKEY
abdemir@ybu.edu.tr
ORCID: 0000-0001-7825-6573
The concept of immigration requires a number of changes in the internal, social and educational policy of the host country. In this study, it was aimed to determine the perceptions of the refugee high school students about the educational process, the problems they experienced, their expectations from education and religious education. The mixed method is used for the research. Research data is collected by semi-structured inter-view forms and questionnaires from 83 refugee students who were trained in public schools in Eskişehir and 42 teachers who worked with these students. The data were classified by cate-gorical content analysis, and student and teacher views were presented together under the related headings. The results of the research shows that the most basic problem affecting the social lives and the educational processes of the students is their lack of knowledge in Turkish and this also causes different problems. The perceptions of the students regarding religious education vary by the school type.
Checking of The Activities on Teaching of God Belief Abstract
One of the issues that are important in teaching of god belief is to open the ways of this belief that on one hand religion offers them right and acceptable, on the other hand learners can conceive originally and freely and can express them through statements, situations and actions. In context of this study, it is aimed to be evaluated the knowledges, abilities and skills of student teachers about the teaching of God belief according to specified criteria such as take into ...
Bu makale, 24-26 Mayıs 2012 tarihlerinde Rize'de düzenlenen 11. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Eğitimi Sempozyumu'nda sunulan ve bildiri kitabında özet olarak yayınlanan bildirinin geliştirilmiş ve genişletilmiş halidir.