17 Nisan 1984 tarihinde İngiltere'deki Libya Elçiliği önünde tuhaf bir olay yaşanmıştı; o gün dön... more 17 Nisan 1984 tarihinde İngiltere'deki Libya Elçiliği önünde tuhaf bir olay yaşanmıştı; o gün dönemin Libya lideri Kaddafi'yi protesto etmek için toplanan kalabalığa Libya elçiliğinin içinden ateş açılmıştı; ateş sonucu polis memuru Fletcher yaralanıp kısa bir süre sonra hayatını kaybetmiş beraberinde ise birçok gösterici yaralanmıştı; buna karşılık İngiliz yetkililer gereken izin Libya'dan alınamadığı için konsolosluğa girememişti; ilerleyen günlerde karşılıklı diplomatik ilişkilerin son bulmasına kadar ilerleyen birtakım gelişmeler yaşanmış ve nihayet İngiltere elçilik yetkililerinin dokunulmazlıklarının olup olmadığını araştırmayacağını söyleyerek ülke dışına çıkışlarına izin vermişti; bunu izleyen tarihten itibaren ise elçilik aranmıştı 1. O gün orada ateş açılmasına rağmen bu teamülün ilk geliştiği ülkelerden biri olan İngiltere'nin kolluk kuvvetlerinin elçiliğe girememesi diplomatik ilişkilerden doğan teamüllerin belirli hâllerde meşruluğunu sorgulatacak nitelikteydi. Buna karşılık bir diğer diplomatik krizde ise Pakistan hükümeti silah kaçakçılığı yapıldığı iddia edilen Irak Büyükelçiliğine zorla girerek dokunulmazlıkların sınırına ilişkin müsamaha seviyesini biraz aşağılara çekti2. Geçtiğimiz günlerde ise benzer bir durum Türkiye'de bulunan Suudi Arabistan konsolosluğunda gerçekleşti; buna göre gazeteci yazar Cemal Kaşıkçı'nın konsolosluk binasına girdikten uzunca bir süre çıkmaması ve kendisinden haber alınamaması öldürüldüğüne yönelik iddiaların yayınlanmasına neden oldu 3. Bu yazıda, hâlihazırda Türkiye, Suudi Arabistan ve Amerika arasındaki diplomatik ilişkiler için oldukça önemli bir yer edinen bu olayın uluslararası hukuk bakımından kısa bir değerlendirmesi yapılacaktır. Yine bu kapsamda uluslararası hukukta değişen insan hakları paradigmasının belirtilen olay açısından önemi üzerinde durulacaktır.
Istanbul Center of International Law Blog Page, 2017
Uzay hukukunda silahlanma yarışının önemi gittikçe artmakta ve bu durum beraberinde birçok hukuki... more Uzay hukukunda silahlanma yarışının önemi gittikçe artmakta ve bu durum beraberinde birçok hukuki sorunu getirmektedir. Giderek artan sayıda devlet, uzayda silahlanma yarışına ilişkin görüşlerini içeren birçok taslak ve belgeyle bu alana katkıda bulunmaktadır. Bu belgeler üzerinden genel bir yorumla devletlerin silahlanma yarışının önlemesine ilişkin endişeler taşıdığı belirtilebilir. Bu tür eylemlerin zararlarını önleyebilecek bir araç olarak meşru müdafaa, bu konuyla ilgili tartışmaların temelini oluşturmaktadır. Bununla beraber problem meşruu müdafaanın, uzay hukuku bakımından yorumlanması ve anlaşılması olarak ortaya çıkmaktadır; Çünkü uluslararası teamül hukukunun da beslendiği bir kaynak olan BM Antlaşmasının 51 inci maddesi meşru müdafaayı genel hatlarıyla dönemin şartlarına uygun bir şekilde tanımlamaktadır. Böylece sorun; 51 inci madde düşünüldüğünde meşru müdafaanın uzay hukuku bağlamında nasıl anlaşılacağı ve bu durumun mezkûr antlaşmanın kapsamını daraltabilip, daraltamayacağı sorunudur. Bu yazıda, ilk olarak meşru müdafaanın uluslararası hukuktaki yerine kısaca değinilecek olup, daha sonra BM'nin uzay hukukuna ilişkin dokümanları doğrultusunda meşru müdafaa ve şartları tartışılacaktır. II. Uluslararası Hukukta Meşru Müdafaa BM Antlaşmasının 2 inci maddesinin 4 üncü fıkrasında düzenlenen kuvvet kullanma tehdidi ve kuvvet kullanma yasağına ek olarak, VII inci bölümde barışın tehdidi, bozulması ve saldırı eylemi durumlarında devletler tarafından alınacak olan önlemler de düzenlenmiştir. Meşru müdafaa hariç olmak üzere şiddet içeren durumlara yönelik alınacak olan tüm önlemler; tehdide, ihlale veya alınacak olan önlemlere ilişkin Güvenlik Konseyinin belirlemelerine ve kararlarına bağlıdır. Fakat doğal bir hak olarak 51 inci maddede düzenlenen meşru müdafaa, öngörülmeyen bir silahlı saldırının varlığı hâlinde ve Güvenlik Konseyi kararına kadar kullanılır. Bunun yanı sıra gereklilik ve ölçülülük meşru müdafaanın, kuvvet kullanımı ve meşru müdafaa hâllerinin tartışıldığı Nikaragua ve ABD (para 176) davasında da belirtilen iki önemli bileşenini oluşturmaktadır. Gereklilik prensibine göre saldırıya karşı alınacak önlem, alınmadığı takdirde zarara yol açabilecek gereklilikte olmalıdır. Bununla beraber ölçülülük ilkesi ise önlemin bu saldırıyla ölçülü olmasını ve onu aşmamasını ifade etmektedir.
Roma hukuku kökenli bir kurum olarak zamanaşımı kanun koyucu tarafından belirlenen sürenin geçmes... more Roma hukuku kökenli bir kurum olarak zamanaşımı kanun koyucu tarafından belirlenen sürenin geçmesiyle beraber borçluya, belirlenen zamana kadar alacağını elde etmek hususunda hareketsiz kalan alacaklıya karşı borcunu ifa noktasında süresiz kaçınma hakkı tanımaktadır. Zamanaşımı borcu sona erdiren değil zayıflatan bir kurumdur. Zira sürenin dolmasıyla beraber hak düşmemektedir ancak borçlunun zamanaşımına dayalı savunması üzere borç talep edilemez hâle gelmektedir. Bu bağlamda zamanaşımı borçluya bir def’i hakkı tanımaktadır. Bu yazıda zamanaşımının hukuki niteliği, şartları, durması, kesilmesi ve medeni usul hukukuna yansımaları Yargıtay kararları ışığında ele alınmaktadır. Anahtar Kelimeler: Zamanaşımı, maddi hukuk, medeni yargılama hukuku
17 Nisan 1984 tarihinde İngiltere'deki Libya Elçiliği önünde tuhaf bir olay yaşanmıştı; o gün dön... more 17 Nisan 1984 tarihinde İngiltere'deki Libya Elçiliği önünde tuhaf bir olay yaşanmıştı; o gün dönemin Libya lideri Kaddafi'yi protesto etmek için toplanan kalabalığa Libya elçiliğinin içinden ateş açılmıştı; ateş sonucu polis memuru Fletcher yaralanıp kısa bir süre sonra hayatını kaybetmiş beraberinde ise birçok gösterici yaralanmıştı; buna karşılık İngiliz yetkililer gereken izin Libya'dan alınamadığı için konsolosluğa girememişti; ilerleyen günlerde karşılıklı diplomatik ilişkilerin son bulmasına kadar ilerleyen birtakım gelişmeler yaşanmış ve nihayet İngiltere elçilik yetkililerinin dokunulmazlıklarının olup olmadığını araştırmayacağını söyleyerek ülke dışına çıkışlarına izin vermişti; bunu izleyen tarihten itibaren ise elçilik aranmıştı 1. O gün orada ateş açılmasına rağmen bu teamülün ilk geliştiği ülkelerden biri olan İngiltere'nin kolluk kuvvetlerinin elçiliğe girememesi diplomatik ilişkilerden doğan teamüllerin belirli hâllerde meşruluğunu sorgulatacak nitelikteydi. Buna karşılık bir diğer diplomatik krizde ise Pakistan hükümeti silah kaçakçılığı yapıldığı iddia edilen Irak Büyükelçiliğine zorla girerek dokunulmazlıkların sınırına ilişkin müsamaha seviyesini biraz aşağılara çekti2. Geçtiğimiz günlerde ise benzer bir durum Türkiye'de bulunan Suudi Arabistan konsolosluğunda gerçekleşti; buna göre gazeteci yazar Cemal Kaşıkçı'nın konsolosluk binasına girdikten uzunca bir süre çıkmaması ve kendisinden haber alınamaması öldürüldüğüne yönelik iddiaların yayınlanmasına neden oldu 3. Bu yazıda, hâlihazırda Türkiye, Suudi Arabistan ve Amerika arasındaki diplomatik ilişkiler için oldukça önemli bir yer edinen bu olayın uluslararası hukuk bakımından kısa bir değerlendirmesi yapılacaktır. Yine bu kapsamda uluslararası hukukta değişen insan hakları paradigmasının belirtilen olay açısından önemi üzerinde durulacaktır.
Istanbul Center of International Law Blog Page, 2017
Uzay hukukunda silahlanma yarışının önemi gittikçe artmakta ve bu durum beraberinde birçok hukuki... more Uzay hukukunda silahlanma yarışının önemi gittikçe artmakta ve bu durum beraberinde birçok hukuki sorunu getirmektedir. Giderek artan sayıda devlet, uzayda silahlanma yarışına ilişkin görüşlerini içeren birçok taslak ve belgeyle bu alana katkıda bulunmaktadır. Bu belgeler üzerinden genel bir yorumla devletlerin silahlanma yarışının önlemesine ilişkin endişeler taşıdığı belirtilebilir. Bu tür eylemlerin zararlarını önleyebilecek bir araç olarak meşru müdafaa, bu konuyla ilgili tartışmaların temelini oluşturmaktadır. Bununla beraber problem meşruu müdafaanın, uzay hukuku bakımından yorumlanması ve anlaşılması olarak ortaya çıkmaktadır; Çünkü uluslararası teamül hukukunun da beslendiği bir kaynak olan BM Antlaşmasının 51 inci maddesi meşru müdafaayı genel hatlarıyla dönemin şartlarına uygun bir şekilde tanımlamaktadır. Böylece sorun; 51 inci madde düşünüldüğünde meşru müdafaanın uzay hukuku bağlamında nasıl anlaşılacağı ve bu durumun mezkûr antlaşmanın kapsamını daraltabilip, daraltamayacağı sorunudur. Bu yazıda, ilk olarak meşru müdafaanın uluslararası hukuktaki yerine kısaca değinilecek olup, daha sonra BM'nin uzay hukukuna ilişkin dokümanları doğrultusunda meşru müdafaa ve şartları tartışılacaktır. II. Uluslararası Hukukta Meşru Müdafaa BM Antlaşmasının 2 inci maddesinin 4 üncü fıkrasında düzenlenen kuvvet kullanma tehdidi ve kuvvet kullanma yasağına ek olarak, VII inci bölümde barışın tehdidi, bozulması ve saldırı eylemi durumlarında devletler tarafından alınacak olan önlemler de düzenlenmiştir. Meşru müdafaa hariç olmak üzere şiddet içeren durumlara yönelik alınacak olan tüm önlemler; tehdide, ihlale veya alınacak olan önlemlere ilişkin Güvenlik Konseyinin belirlemelerine ve kararlarına bağlıdır. Fakat doğal bir hak olarak 51 inci maddede düzenlenen meşru müdafaa, öngörülmeyen bir silahlı saldırının varlığı hâlinde ve Güvenlik Konseyi kararına kadar kullanılır. Bunun yanı sıra gereklilik ve ölçülülük meşru müdafaanın, kuvvet kullanımı ve meşru müdafaa hâllerinin tartışıldığı Nikaragua ve ABD (para 176) davasında da belirtilen iki önemli bileşenini oluşturmaktadır. Gereklilik prensibine göre saldırıya karşı alınacak önlem, alınmadığı takdirde zarara yol açabilecek gereklilikte olmalıdır. Bununla beraber ölçülülük ilkesi ise önlemin bu saldırıyla ölçülü olmasını ve onu aşmamasını ifade etmektedir.
Roma hukuku kökenli bir kurum olarak zamanaşımı kanun koyucu tarafından belirlenen sürenin geçmes... more Roma hukuku kökenli bir kurum olarak zamanaşımı kanun koyucu tarafından belirlenen sürenin geçmesiyle beraber borçluya, belirlenen zamana kadar alacağını elde etmek hususunda hareketsiz kalan alacaklıya karşı borcunu ifa noktasında süresiz kaçınma hakkı tanımaktadır. Zamanaşımı borcu sona erdiren değil zayıflatan bir kurumdur. Zira sürenin dolmasıyla beraber hak düşmemektedir ancak borçlunun zamanaşımına dayalı savunması üzere borç talep edilemez hâle gelmektedir. Bu bağlamda zamanaşımı borçluya bir def’i hakkı tanımaktadır. Bu yazıda zamanaşımının hukuki niteliği, şartları, durması, kesilmesi ve medeni usul hukukuna yansımaları Yargıtay kararları ışığında ele alınmaktadır. Anahtar Kelimeler: Zamanaşımı, maddi hukuk, medeni yargılama hukuku
Uploads
Papers by Yunus Çelik
Anahtar Kelimeler: Zamanaşımı, maddi hukuk, medeni yargılama hukuku
Anahtar Kelimeler: Zamanaşımı, maddi hukuk, medeni yargılama hukuku