Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
İçeriğe atla

Azerbaycanlıların Ermenistan'dan Tehciri (1948–1953)

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Azerbaycanlıların Ermenistan'dan Tehciri
Sovyetler Birliği'nde sürgünler
Azerilerin Ermenistan'dan sürgün edilmesi
Günümüz Ermenistan topraklarında 1886-1890 yıllarında Azerbaycanlıların yaşadığı bölgeler
BölgeErmenistan SSC, Sovyetler Birliği
TarihAralık 1947–1956
HedefAzerbaycanlılar
Saldırı türü
Tehcir
ÖlüBilinmiyor
İşleyenlerErmenistan SSC
Sovyetler Birliği

Azerbaycanlıların Ermenistan'dan Tehciri (Azerice: Azərbaycanlıların Ermənistandan deportasiyası və köçürülməsi) - SSCB Bakanlar Konseyi'nin 23 Aralık 1947 tarihli ve 4083 sayılı Kararnamesi uyarınca 1947-1950 yılları arasında Ermenistan SSC'deki Azerbaycanlıların yeniden yerleştirilmesidir. Süreç, Azerbaycanlıların Ermenistan SSC topraklarındaki tarihi-etnik topraklarından zorla göç ettirilmesi ve etnik temizliğe tabi tutulması olarak değerlendirilmektedir.[1][2][3]

Belgede tehcir için gerekli fonların tahsisi ve maddi-teknik yardım sağlanması öngörülmesine rağmen ya uygulanmadı ya da çok kötü uygulandı. Sınır dışı edilenlerin çoğu bundan şikayetçiydi. Ayrıca, sürgün edilenlerin en azından yaşadıkları yerin iklimine benzer bir bölgeye yerleştirilme talepleri de reddedildi. Belgede gönüllülük esasına göre uygulama öngörülse de, tehcir edilenlerin çoğunun gitmeye niyeti olmaması nedeniyle devletin güc kullanılarak, bazen de şiddet kullanılarak yürütülüyor.

Tehcir edilenlerin kesin sayısı bilinmiyor. Sayılarının 50 binden fazla olduğu sanılıyor. Sovyetler Birliği'nin mutlak lideri Joseph Stalin'in ölümünden sonra tehcir yavaşladı ve 1956'da tamamen durduruldu.

Ermenilerin bölgeye yerleştirilmesi

[değiştir | kaynağı değiştir]
Erivan'ın ünlü Azerbaycanlıları: 1. Abdulla Han Makinski (Hanbaba Han Serdar İravanin'in oğlu) 2. Şükür Han Makinski 3. Abbaskulu Han İravanski, Pana Han Makinski 5. Aghamali Ağa Malik-Agamaliyev 6. Mirza Cabbar Bey Gaziyev 7. Georgi Yegizarov 8. Bala Bey Alihanov Ordubadi 9 . Mirza İsmail 10. Hacı Bey Bagirbeyov 11. Şükür Bey'in koruması Esad Bey 12. Bala Sultan Şadlinski (Vedi).

1829 yılında Ivan Chopin Erivan'a geldi ve bölgeyi incelemeye başladı. Araştırmalarını daha sonra devlet için yayınladı. "Kameral'noe Opisanie" ("İdari Sayım") başlıklı bu kitap, bölgedeki etnik ve demografik göstergeler hakkında bilgi veren o döneme ait tek kaynaktır. Bu kitaba göre, Rus işgalinden kısa bir süre sonra, bölgede yaşayan Müslümanların sayısı (eski Nahçıvan, Erivan ve Ordubad hanlıkları kastediliyor) Ermenilerden birkaç kat daha fazlaydı. Ancak bu sayıma Rus işgali sırasında öldürülen savaşçılar dahil edilmemiştir. Rus işgalinin tamamlanmasının ardından bölgenin elit sınıfının, bürokratlarının ve hayatta kalan yerel savaşçıların bölgeyi terk ederek Kaçar İmparatorluğu'nun diğer bölgelerine göç ettiği de bilinmektedir. Aslen İran Ermenisi olan George Bournoutian, bu faktörleri göz önünde bulundurarak, Rus işgalinden sonra bölgeyi terk eden 20.000 kişi rakamından bahseder.[4] Liste aşağıdaki gibidir:

1826 istatistikleri:[5][6]

Toplam Müslüman sayısı: 117,849

Toplam Hristiyan sayısı: 25,151

Görüldüğü gibi, Rus İmparatorluğu'nun bölgedeki işgalini tamamladığı ve bunu Kaçar İmparatorluğu'na kabul ettirdiği 1828 Türkmençay Antlaşması'na kadar bölgede yaşayan Müslümanların sayısı Ermenilerin yaklaşık beş katıydı. Ancak Rus işgalinden sonra önemli sayıda Müslüman bölgeden göç etmek zorunda kalmıştır. Rus işgalinin ardından komşu Osmanlı ve Kaçar imparatorluklarından Ermenilerin bölgeye kitlesel olarak yerleştirilmesiyle rakamlar dramatik bir şekilde değişmiştir.[5][7]

1832'den itibaren istatistikler:

Toplam Müslüman sayısı: 82,073 Toplam Hristiyan sayısı: 82,377

Rakamlardan da görülebileceği gibi, Müslümanların sayısı sadece altı yıl içinde yaklaşık 35.000 azalırken, Ermenilerin sayısı yaklaşık 57.000 artmıştır. Bunun nedeni iki komşu imparatorluktan gelenlerdi. İki imparatorluktan tehcir edilen Ermenilerin ve yerel Ermenilerin sayısı aşağıdaki gibidir:[5]

Osmanlı İmparatorluğu'ndan: 21,666 Kaçar İmparatorluğu'ndan: 35.560 Yerel Halk: 25,151

Rus yönetimi tarafından Ermeni vilayeti kurulduktan sonra da Ermeni göçleri artarak devam etmiştir. Edmund Herzig ve Marina Kürkçiyan eserlerinde, Kaçar İmparatorluğu'ndan 45.000, Osmanlı İmparatorluğu'ndan ise 100.000 Ermeni'nin Rus yönetimi altında bu vilayete göç ettiğini belirtmişlerdir.[8] Simon Payaslian kitabında, sadece Ekim 1829'da 7.668 ailenin bu bölgeye göç ettiğini ve nihayetinde 14.047 ailenin (90-100 bin kişiyi temsil eden) bölgeye taşındığını belirtmiştir.[9]

Bölgede yaşayan Türklerin bir kısmı yerleşik bir hayat sürerken, bir kısmı yarı göçebe, bir kısmı da tamamen göçebeydi. Bölgede yaşayan Kürtlerin yaşam tarzı da Türklerinkine benzerdi. Burada yaşayan başlıca Türk aşiretleri arasında Karapapaklar, Ayrımlar, Kengerler, Kazaklar, Kaçarlar, Bayatlar, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Çobankare, Seyidli, Saadlı, Sadaraklı (Kaçar grubu), Muğanlı ve diğerleri yer alıyordu.[10] Ermenilerin Kaçar İmparatorluğu'ndan tehcirinin yasal dayanağı Türkmençay Antlaşması iken, Osmanlı İmparatorluğu'ndan tehcirinin yasal dayanağı Edirne Antlaşması'dır.[11] Bu dönemde komşu imparatorluklardan yaklaşık 57.000 Ermeni göç etmiş olmasına rağmen, Rusya'nın bölgeyi işgalini tamamlamasını takip eden birkaç yıl içinde bile Ermenilerin bölgede çoğunluğu oluşturamadığı açıktır. Ermeniler ancak Kırım Savaşı ve 1877-1878 Rus-Türk Savaşları'ndan sonra bölgede hakimiyet kurabilmişlerdir. Bundan sonra bile Erivan şehrinin sakinlerinin çoğunluğu Müslümandı. Bu durum 20. yüzyılın başlarına kadar devam etti. İngiliz gezgin ve siyasetçi H. F. B. Lynch'e göre 1890'larda Ermeniler şehirde çoğunlukta değildi.[12]

Erivan'da "Tatar" (yani Azerbaycanlı) meyve satıcıları. Azerbaycan Lek-Lek dergisinin Erivan'da yayınlanan ilk sayfası (22 Şubat 1914, Erivan).

Bölgede 1873 yılında yapılan nüfus sayımına göre Erivan Vilayeti'nde 538.000'den biraz fazla kişinin yaşadığı ortaya çıkmıştır. Bunların 292.978'i Ermeni, 239.042'si ise Müslümandı. Bu sayımda ayrıca bölgede yaşayan Rusların, Süryanilerin, Rumların ve diğer milletlerin temsilcilerinin varlığı da kaydedilmiştir. Görüldüğü gibi, Kırım Savaşı'ndan önce ve sonra gelen Ermenilerin de yardımıyla bölgedeki Ermenilerin sayısı Müslümanların sayısını çoktan geçmişti.[13][14] 1886 yılında yapılan nüfus sayımında bölgede 670.400 kişinin yaşadığı tespit edilmiştir. Bir sonraki genel nüfus sayımı 1897 yılında yapıldı. Bu sayımın sonuçlarına göre, 1877-1878 savaşı ve Anadolu'daki Ermeni ayaklanmaları nedeniyle bölgeye yeni Ermeni göçlerinin olduğu ve Ermeniler ile Müslümanlar arasındaki sayı farkının Ermeniler lehine daha da arttığı görülmüştür.[15] Nüfus sayımına göre Erivan Vilayeti'nde toplam 829.556 kişi yaşamaktaydı. Bunların 441.000'ini Ermeniler oluştururken, Azerbaycan Türkleri sadece 313.176 kişiydi.[16][17][15] 1914 yılına gelindiğinde 412.583 Müslüman yaşarken, Ermenilerin sayısı 613.559'a ulaşmıştı. Görüldüğü üzere, Rus işgalinin ilk yıllarında on binlerce Ermeni'nin Osmanlı ve Kaçar imparatorluklarından bugünkü Ermenistan topraklarına ve Nahçıvan bölgesine kitlesel olarak göç ettirilmesinden sonra, iki etnik grubun sayıları aşağı yukarı eşitlenmiştir. Ancak 1914 yılına gelindiğinde iki etnik grup arasında önemli bir fark oluşmuştur. Bu fark, I. Dünya Savaşı sırasındaki demografik değişiklikler ve Azerbaycanlıların kitlesel olarak sürülmesi ve soykırıma uğraması nedeniyle daha da açılmıştır. Ermenistan'daki Azerbaycanlılar için 20. yüzyıl, ülkenin demografik yapısını tamamen değiştiren baskı, ayrımcılık ve kitlesel, çoğu zaman şiddetli sürgünlerin yaşandığı bir dönem olmuştur.[18] Hem Azerbaycan'ın hem de Ermenistan'ın 1918'de bağımsızlıklarını ilan etmeleri, her iki devletin de aynı toprakları kendi sınırları içine katmaya çalışması nedeniyle durumu daha da kötüleştirdi. Bu süreç, Azerbaycanlıların Ermenistan topraklarından kitlesel olarak yok olmasıyla sonuçlanmıştır. Yüzyıllardır bu bölgede yaşayan Azerbaycanlılar, ırk ayrımcılığına ve sosyal izolasyona maruz kaldılar.[19][20][21][22] Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu'ndan çok sayıda Ermeni bu bölgeye getirilmiştir. Özellikle, Osmanlılara karşı savaşan askeri liderler Andranik Ozanyan ve Ruben Ter-Minasyan'ın eylemleri nedeniyle, Anadolu'dan gelen Ermeniler, bir zamanlar Ermenilerin ve Azerbaycan Türklerinin birlikte yaşadığı bölgelere yerleştirildi. Bölgenin asıl sakinleri komşu ülkelere ya da Azerbaycan'ın kendisine kaçtı. Sonuç olarak birçok Müslüman köyü yok edildi. 1918 yazında Andranik ve Şahnazaryan'ın savaşçıları Zengezur bölgesine saldırdı. Berlin Üniversitesi'nde profesör olan Alman tarihçi Jörg Baberowski, Eylül ayı başlarına kadar 18 Müslüman köyünü yaktıklarını ve 500 kadını öldürdüklerini bildirmektedir. Bu olayın dikkat çekici bir başka yönü de, polis şefinin raporuna göre, saldırının Müslümanların mallarına el koymak isteyen Ermeni köylülerin talebi üzerine gerçekleştirilmiş olmasıdır. Sonbahar boyunca Müslüman köylerine yapılan saldırıların sayısı ve etkisi Baberowski tarafından sayısız olarak nitelendirilmiştir. Sadece Zengezur bölgesinden 50.000'den fazla Müslüman göç etmek zorunda kaldı. Bu saldırılar sonucunda Zengezur bölgesinde yaşayan Müslümanlar Cebrayıl ve Cevanşir bölgelerine kaçmak zorunda kaldı. 100'den fazla köy tamamen yok edildi ve yaklaşık 10.000 kişi öldürüldü.[23] Anastas Mikoyan tarafından 1919 yılında Güney Kafkasya'daki siyasi durum hakkında hazırlanan bir raporda şöyle deniyordu:[24]


Bu dönemde Azerbaycan Türklerinin yaşadığı birçok bölge tahrip edildi. Taşnaklar, öncelikli hedefleri Müslümanlar olmak üzere "ülkeyi yabancılardan arındırma" politikası izlediler. Bu süreç esas olarak Yeni Beyazıt, Erivan, Eçmiyazin ve Şerur-Dereleyez bölgelerinde gerçekleşiyordu. Baberovski, Yeni Beyazıt bölgesini örnek olarak gösteriyor. Ona göre, bu bölgedeki sistematik temizlik sonucunda 100'den fazla Müslüman köyü neredeyse tamamen yok edilmiş ve Mayıs 1919'a kadar bu bölge Müslümanlardan tamamen "temizlenmiştir".[25]

Erivan şehrinin görünümü. Sanatçı G. Sergevich (1796)

Bölgede bulunan bir İngiliz gazeteci de bugün Ermenistan sınırları içinde kalan bölgede, özellikle de Zengezur bölgesinde Azerbaycan Türklerine karşı yürütülen etnik temizlik politikasına tanıklık etmiştir. Ayrıca yarı resmi Azerbaycan gazetesi "Azerbaycan", Avrupa'nın konuya ilgisizliğinden duyduğu şaşkınlığı dile getirmiştir. Azerilere yönelik katliamların itirafları da vardı.[26] Bir Ermeni başpiskoposu 1920 tarihli notlarında katliamların yapıldığını itiraf etmiştir. Zengezur'daki etnik temizliği 1915'te Osmanlı İmparatorluğu tarafından Ermenilere karşı gerçekleştirilen katliamlarla karşılaştırmasına rağmen, çatışmadan Osmanlı yanlısı politikalar izleyen Tatarları (Azerileri) sorumlu tutmuştur.[27] Bu katliamlar sırasında boşaltılan köyler, Andranik tarafından Bitlis ve Van'dan getirilen Ermeni köylülerle yeniden doldurulmuştur. Richard Hovhannisyan, Andranik'in politikasını "Zengezur'u Ermeni toprağına dönüştürme" sürecinin başlangıcı olarak tanımlar. 1919 yazında Karabağ'daki Ermeniler bastırıldıktan sonra Zengezur'a yönelik bir operasyon için hazırlıklar başladı. Mehmed Emin Resulzâde bu harekât için zamanın geldiğini belirtti. 20 Kasım 1919'da Tiflis'te müzakereler başladı ve 23 Kasım'da Ermenistan ve Azerbaycan başbakanları Hatisian ve Nesib Bey Yusufbeyli bir barış anlaşması imzaladı, ancak uygulanması mümkün olmadı.[28] Devam eden askeri operasyonlar sırasında bölgedeki son Azeri köyü olan Acıbac da boşaltıldı. Taşnak liderleri tarafından gerçekleştirilen toplu katliamlardan ve etnik temizlikten kurtulanlar Hakari Nehri boyunca uzanan dağ sığınaklarına ve Nahçıvan'a kaçmak zorunda kaldılar.[29] Azerbaycan ve Ermenistan'ın Bolşevik ordusu tarafından işgal edilmesinin ardından bölgede yeni sınırlar oluşturuldu. Bolşeviklerin başlangıçta Zengezur'un Azerbaycan'da kalmasını savunmalarına rağmen, Zengezur bölgesi ikiye bölündü. Bunun başlıca nedenleri, Garegin Njdeh'in Bolşeviklere karşı isyanı ve talepleri ile 1918-1920 yılları arasında gerçekleştirilen katliam ve sürgünler nedeniyle bölgenin etnik yapısında meydana gelen önemli değişikliklerdir. Örneğin, 1897 nüfus sayımına göre Zengezur bölgesinde yaşayan 137,9 bin kişinin 63,6 bini (%46,2) Ermeni, 73,0 bini (%53) ise Müslümandı. Ancak 1922 tarım sayımı, 73,0 bin kişiden geriye sadece 6,5 bin (%10,2) Müslüman kaldığını ortaya koymuştur. Buna karşılık Ermenilerin sayısı %46,2'den %89,5'e yükselmişti.[30] Tom de Waal'a göre, 1921'de Taşnak lideri Garegin Nzhdeh Zengezur'u ele geçirmiş ve Azerbaycan Türklerinin hayatta kalanlarını kovarak Ermeni yazar Claude Mutafyan'ın üstü kapalı bir şekilde bölgenin "yeniden Ermenileştirilmesi" olarak tanımladığı şeyi başarmıştır.[31][32] Genel olarak, Erivan Valiliği izlendiğinde, 1918 ve 1921 yılları arasında 180 bin Azerbaycanlının (burada yaşayan toplam Azerbaycanlı nüfusun üçte ikisi) Ermenistan'dan kaybolduğu anlaşılmaktadır. Ya öldürülmüşler ya da komşu ülkelere veya bölgelere kaçmışlardır.[33]

Yabancı ülkelerden gelen otuz Ermeni aile Basarkeçer ilçesinin Kırkbulag ve Gödekli köylerine, birkaç Ermeni aile de Böyük Vedi, Şirazlı, Karalar köylerine yerleşmiştir, Vedi bölgesinde Taytan ve Afşar, Erivan çevresinde Zeytun, Nor Areş, Kilikya, Malatya ve Kirza yerleşimlerinin yanı sıra Leninakan, Kirovakan ve Oktomberyan şehirlerinde yerleşmiştiler.[34]

Tehcir edilme nedenleri ve Türkiye ile ilişkilerin etkisi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına zemin hazırlayan Türk Kurtuluş Savaşı döneminden itibaren Türkiye ile Sovyet Rusya arasında iyi ilişkiler kurulmuştur. Bu ilişkiler İkinci Dünya Savaşı arifesine kadar devam etmiştir.[35] Ancak gerek 1939'daki resmi temaslar gerekse savaş boyunca yapılan diplomatik görüşmeler, Sovyetler Birliği'nin özellikle Türk Boğazları üzerinde mutlak bir kontrol kurma kaygısı taşıdığını göstermiştir. Savaşın sonu yaklaşırken, Sovyet yetkililer Türkiye'ye iki devlet arasındaki 1925 anlaşmasının aynı şartlarla yenilenmeyeceğini bildirdiler. Bu noktada Türk tarafı yeni bir antlaşma için önerilecek koşulları beklemeye başladı.[36] Nihayet Haziran 1945'te yapılan bir toplantıda Sovyet Dışişleri Bakanı Vyaçeslav Molotov antlaşmanın yenilenmesi için aşağıdaki koşulları sundu:[37]

  1. Sovyetler Birliği ile Türkiye arasındaki sınırları belirleyen 1921 tarihli antlaşmanın şartlarında Sovyetler lehine yapılan değişiklikler,
  2. Türk Boğazlarının iki devlet tarafından ortaklaşa korunması ve Sovyetlerin Boğazlarda bir askeri üs kurması,
  3. Boğazların mevcut rejimini düzenleyen 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin değiştirilmesi için iki devlet arasında karşılıklı bir anlaşma.

Vyaçeslav Molotov ilk şartı açıklarken Moskova Antlaşması'nın Sovyetlerin zayıf olduğu bir dönemde imzalandığını ve değişikliklerin Kars ve Ardahan'ın Sovyetlere devrini öngördüğünü belirtmiştir. İkinci şartı gerekçelendirmek için mevcut Boğazlar sisteminin 200 milyon Sovyet vatandaşını Türkiye'nin insafına bıraktığını iddia etti. Üçüncü koşulla ilgili olarak da Türkiye'nin Montrö'nün izin verdiği şekilde Boğazları tarafsız bir şekilde korumak için yeterli kabiliyete sahip olmadığını ileri sürdü. Kısacası Sovyetler Birliği, Almanya'nın teslim olması ve Sovyet ordusunun Balkanların kapılarına dayanmasıyla oluşan stratejik durumdan yararlanarak taleplerini kısa sürede gerçekleştirmeye çalıştı.[38] Ancak bu talepler, ABD ve Batı dünyası tarafından desteklenen Türkiye'nin sert itirazlarıyla karşılaştı ve Sovyetler Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkilerin bozulmasına neden oldu. Türkiye'nin Batı ile yakınlaşması, Batı'dan mali ve askeri yardım alması ve ardından NATO'ya katılması, Sovyetler Birliği tarafından düşman bir devlet olarak görülmesine neden oldu. Bu ilişkilerin bozulması Güney Kafkasya'daki Türkleri ve Müslümanları da etkiledi.[39]

1953 yılına kadar bu iddiayı desteklemek için Stalin'in emriyle önemli adımlar atılmıştır. Bu adımların bir parçası olarak, yurtdışında yaşayan Ermenilerin Sovyet Ermenistan'ına yerleştirilmesi için bir program başlatıldı. SSCB'nin Türkiye'yi etki alanı altına alma arzusunda, Türkiye'ye sınır olan Sovyet Ermenistan'ı önemli bir rol oynamıştır. Sovyet yönetimine göre, o dönemde Ermenistan'da yaşayan Azerbaycanlılar, Türkiye ile beklenen çatışmada potansiyel olarak bir "beşinci kol" olarak hareket edebilirdi. Vladislav Zubok'a göre bu faktör Stalin'in Azerbaycanlıları Ermenistan'dan çıkarma kararında belirleyici bir rol oynamıştır.[40]

Vladislav Zubok'a göre, Stalin'in Gürcistan ve Ermenistan'a verdiği "ata topraklarının iadesi" sözü gerçekleşmeyince, bu iki cumhuriyet Azerbaycan'a karşı planlar yapmaya başladı.[41][40] Ermenistan Dağlık Karabağ ve Nahçıvan üzerinde hak iddia ederken, Gürcistan da Kah bölgesi üzerinde hak iddia ediyordu. Stalin döneminde Sovyet Ermenistan'ının komşu bir cumhuriyete karşı toprak iddiasında bulunması büyük cesaret gerektiriyordu. Farid Şefiyev'e göre, böyle bir iddianın iktidarın üst kademelerine önceden danışılması gerekiyordu. 6 Haziran 1945'te Ermenistan Komünist Partisi Birinci Sekreteri Grigory Arutyunov, Josef Stalin tarafından kabul edildi. Türkiye'deki "Ermeni toprakları" tartışılırken Arutyunov Karabağ ve Nahçıvan konusunu gündeme getirdi. Ancak Stalin, bu konunun Azerbaycan Komünist Partisi Birinci Sekreteri Mircafer Bağırov ile görüşülmesi gerektiğini belirtti.[42] O dönemde Azerbaycan'da çalışan üst düzey bir yetkili olan Hasan Seyidov'a göre, 1945 sonbaharında Ermeni Anastas Mikoyan ve Gürcü Lavrentiy Beria, Bağırov ile bir araya gelerek Karabağ'ın Ermenistan'a ve bazı kuzey bölgelerinin Gürcistan'a ilhakını şaka yollu tartışmış, ayrıca Güney Azerbaycan'ının Azerbaycan SSC ile birleşmesinin yaklaştığından bahsetmişlerdir. Görüşme sırasında Bağırov bu tür konuları tartışmak için çok erken olduğunu belirtti.[43]

İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden iki ay sonra Arutyunov, Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi'nin Ermenistan'a ilhakı konusunda Stalin'e bir mektup daha gönderdi. Mektupta Arutyunov, bölgenin Ermenistan ile güçlü etnik, ekonomik ve dilsel bağları olduğunu belirtmiş ve bu bağlara dayanarak ilhak edilmesini talep etmiştir. Böyle bir birleşmenin yerel halka Ermeni dilinde daha iyi eğitim ve hizmet sağlayacağını vurguladı. Genellikle kendi başına karar veren ve bu hassas konuda görüş bildirmekten kaçınan Stalin, mektubu Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi Sekreteri Malenkov'a iletti, o da yanıtlaması için Mircafer Bağırov'a gönderdi. Bağırov cevabında, bu adımın atılması halinde Ermenistan ve Gürcistan'da Azerbaycanlı nüfusun çoğunlukta olduğu bölgelerin de Azerbaycan'a ilhak edilmesini önerdi. Bu iddiaların başarısızlığa uğramasının ardından Ermeni yönetimi 1960'lara kadar Karabağ konusunu bir daha gündeme getirmedi. Stalin ve Malenkov'un bu konudaki isteksizliklerinin nedeni, Güney Kafkasya'da etnik çatışma potansiyelinin yüksek olduğunun ve Sovyetler Birliği içinde sınırların yeniden tanımlanmasının bu eğilimi diğer müttefik cumhuriyetlere yayma tehlikesinin farkında olmalarıydı.[43][44]

Tehcirin başlıca nedenleri arasında, savaş ihtimali nedeniyle Türkiye ile ilişkilerin bozulması ve Türkiye yanlısı Azerbaycanlıların sınır bölgelerinden uzaklaştırılması, Ermeni iktidar çevrelerinin Türkiye'den alınan topraklarla kendi destekçilerini ödüllendirememesi ve bu nedenle bu bölgeleri Azerbaycanlılardan "temizleyerek" onları ödüllendirmesi ve yurtdışından gelen Ermenilere yer açılması dışında, Rus tarihçi T. Y. Krasovitskaya tarafından dile getirilen bir başka neden daha bulunmaktadır.[45] Sovyetler Birliği'nde tehcirin başlıca nedeninin "homojen bir dilsel ortam" yaratma zorunluluğu olduğunu belirten Krasovitskaya, tehcire tabi tutulanların önemli bir bölümünü Türk dilli halkların oluşturduğuna dikkat çekmektedir. "Sovyet Dilbilim Tarihi Üzerine" başlıklı mektup-makalesinde V. M. Alpatov, "Voprosy Istorii" dergisinin yayın kuruluna gönderdiği "Sovyet Dilbilim Tarihi Üzerine: Marr ve Stalin" başlıklı mektup-makalesinde Krasovitskaya'nın görüşlerini yanlış, temelsiz ve hatalı olarak eleştirerek alternatif bir bakış açısı sunar. Alpatov, Stalin'in Kafkasya'da yaşadığı dönemde orada yaşayan halklara karşı duyduğu sempati ve antipatinin sürgünlerde belli bir rol oynadığına inanmaktadır.[46] Araştırmacı N. F. Bugay, Alpatov'un görüşünü gerçeğe daha yakın bulmaktadır. Bugay'a göre, 1930'lar ve 1940'larda Sovyetler Birliği'nde gerçekleştirilen tüm sürgünlerin iki amacı vardı: cezalandırma (genellikle işgal sırasında hedef alınan ulustan bireylere veya gruplara uygulanır) ve olası ihanetlere karşı önleyici tedbirler. Bugay, son iddiasını Stalin'in bu halkların olası savaşlar sırasında yurtdışında yaşayan yurttaşlarıyla potansiyel bağlantılarını göz önünde bulundurduğunu belirterek açıklıyor.[47] Latife Hasanova, Sovyet sürgünlerinin her vaka için hem genel hem de özel nedenleri olduğunu belirtiyor ve Azerbaycanlıların sürgününü genel sürgün faaliyetlerinin mantıksal bir sıralaması olarak değerlendiriyor.[48] Atahan Paşayev, zorunlu tehcirin temel nedenini Kremlin'in siyasi çevrelerinde yerleşik Ermeni lobisinin faaliyetlerine bağlamaktadır. Tarih Bilimleri Doktoru Bahtiyar Necefov, Azerbaycan Türklerinin tehcirinin "Taşnaksutyun" partisi tarafından özel bir senaryoya dayanarak ve Kremlin'in doğrudan talimatı altında gerçekleştirildiğini belirtmektedir.[49] Ancak tarihçi Asad Gurbanli, Necefov'un iddiasına katılmamaktadır.[50] Tarihçi C. Hasanlı, Azerbaycanlıların tarihi topraklarından sürülmelerinin nedenini, Ermenistan SSC'ye yerleştirilen Ermenilerin sosyal ve yaşam koşullarının iyileştirilmesine bağlamaktadır.[51][52]

Ermeni tarih yazımının konuya yaklaşımı farklıdır. Bunların çoğu, Azerbaycanlıların Ermenistan'dan sürülmesini Mircafer Bağırov ve Ermenistan Komünist Partisi Sekreteri G. Arutyunyan'ın birlikte Stalin'e başvurmasıyla ilişkilendirmektedir. Onların iddiasına göre bu meselenin nedeni, Azerbaycan'ın Kur-Araz ovasında gelişmekte olan pamuk tarımı ekonomisi için yeni işgücüne duyulan ihtiyaçtı.[53][54]

Yurtdışında yaşayan Ermenilerin Ermenistan'a yerleştirilmesi (1946–1948)

[değiştir | kaynağı değiştir]

1920 ve 1929 yılları arasında yaklaşık 28.000 Ermeni, Sovyet hükûmetinin daveti üzerine Ermenistan'a yerleşti. Bu yeni gelenler çoğunlukla Yunanistan, Irak, Türkiye, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri'ndendi. Edmund Herzig ve Marina Kurkchiyan Milletler Cemiyeti'nin bu durum karşısındaki ikilemini şu şekilde anlatmaktadır:[55]

Norveçli araştırmacı ve insani yardımsever Fridtjof Nansen, Milletler Cemiyeti Mülteciler Yüksek Komiseri olarak, Cemiyeti Ermenilerin Sovyet Ermenistan'ına geri dönüşünü finanse etmeye ikna etmek için gayretle çalıştı. "Gerçek şu ki, en nihayetinde bu küçük cumhuriyet Ermeniler için ulusal bir evdir ve Meclis üyelerine başka bir ev umulabileceğine içtenlikle ve ciddiyetle inanıp inanmadıklarını soruyorum. Vicdanlarının vereceği cevabı bildiğime inanıyorum ve Meclis'e, Ermeni ulusuna ulusal bir vatan konusunda geçmişte verilen tüm sözlerin yerine getirilmesi için bu tek çabayı desteklemesi çağrısında bulunuyorum." Sonunda bu kredi verilmedi, ancak 1929'dan 1937'ye kadar, çoğu Avrupa'dan gelen ve Sovyet hükümeti tarafından finanse edilen 16.000'den fazla mülteci Ermenistan'a geldi.

Karabağ üzerindeki taleplerin gerçekleşmemesinin ardından Ermenistan liderliği Stalin'e farklı bir konuda bir kez daha başvurdu. Bu başvuru, yurtdışındaki Ermenilerin Ermenistan'a yerleştirilmesiyle ilgili bazı sorunları ele almayı amaçlıyordu. Arutyunov, yurtdışından planlanan Ermeni akını ışığında Ermenistan'daki arazi ve altyapı sıkıntısına dikkat çekmiş ve Ermenistan'da yaşayan Azerbaycanlıların Azerbaycan'a yerleştirilmesi çözümünü önermiştir. Giden Azerbaycanlıların boşalan toprakları ve mülkleri yeni gelen Ermenilere verilecekti. Sovyet yönetimi bu planı görünüşte Azerbaycan'ın Kur-Araz ovasındaki pamuk çiftliklerinde işgücüne duyulan ihtiyacı gerekçe göstererek haklı çıkardı (Resolution of the Council of Ministers of the USSR No. 4083, Shafiyev, 2019, 184).

SSCB, ABD ve İngiltere'nin katılımıyla 28 Kasım-1 Aralık 1943 tarihleri arasında düzenlenen Tahran Konferansı'nda Sovyet-İran ilişkileri tartışılırken, gelecekte bir "Büyük Ermenistan" devleti kurma hayalini taşıyan Ermeniler, uygun koşullardan yararlanarak Sovyet Dışişleri Bakanı V. Molotov'a başvurdular ve İran'da yaşayan Ermenilerin SSCB'ye yerleştirilmeleri için izin istediler. Konuyu Stalin ile görüştükten sonra V. Molotov, Ermenilerin Ermenistan SSC topraklarına yerleştirilmelerini kabul etti.[56] 19 Ekim 1946'da SSCB Yüksek Sovyeti Prezidyumu, yurtdışında yaşayan Ermenilerin Ermenistan SSC'ye yerleştirilmesine ilişkin bir kararname yayınladı.[57] Ermenilerin Ermenistan SSC'ye geri gönderilmesi, Taşnaksutyun Partisi'nin Haziran 1947'de yapılan XIV. Kongresi'nde alınan kararlarla doğrudan bağlantılıydı. Bu kararlar, tehcirin "Azerilerin yaşadığı toprakların temizlenmesi ve Ermenistan'ın sınırlarının genişletilmesi" koşulları altında gerçekleştiğini iddia ediyordu. Gregoryen Kilisesi de bu çabayı kutsamıştır.

Yurtdışındaki Ermenilerin yeniden yerleştirilmesi sürecinde, 1946'dan 1948'e kadar 90.000 kişi Ermenistan'a taşınmıştır. Toplamda, 1946'dan 1975'e kadar, yurtdışından SSCB'ye göç eden Ermenilerin sayısı yaklaşık 150.000'dir ve bunların neredeyse tamamı Ermenistan topraklarına yerleştirilmiştir. Tarihçiler Barbara A. Anderson ve Brian D. Silver, Sovyet döneminde SSCB'de yaşayan Ermenilerin sayısındaki sürekli artışı, yurtdışından göç ettirilen Ermenilere bağlamışlardır.[58]

Sovyet döneminde Ermenistan'daki Azerbaycanlılar

[değiştir | kaynağı değiştir]

Ermenistan'ın Sovyetleştirilmesinden sonra, önceki dönemdeki katliamlardan kaçan Azerbaycanlıların sadece küçük bir kısmı geri döndü.[59] 1926 nüfus sayımına göre Ermenistan'da 76.000'den biraz fazla Azerbaycanlı yaşıyordu. Bu sayı 1939'da 131.000'e yükselmiştir.[60] Bu dönemde ülkenin Sovyet yönetimi Komünist Parti'nin resmi organı olarak Azerbaycan dilinde bir gazete yayınladı ve Erivan'da Azerbaycanlılar için bir kulüp faaliyet gösterdi.[61] Erivan'da 1928 yılında faaliyete geçen Erivan Devlet Azerbaycan Dram Tiyatrosu, Ermenistan'da Ermeni olmayan ilk tiyatro merkeziydi.[62] Okulların sayısında da bir artış oldu. 1922 yılında Azerbaycan dilinde eğitim veren 32 okul varken, 1923/1924 öğretim yılında bu sayı 104'e yükseldi.[63]

Tarihçi Esat Gurbanli'nin hesaplamalarına göre tehcirden önce Ermenistan'da 170.000 kadar Azerbaycanlı yaşıyordu ve Azizbekov, Vedi, Karabaglar, Gukasyan, Basargeçer, Kapan ve diğer bölgelerde nüfusun çoğunluğunu oluşturuyorlardı. Ermenistan'ın 24 bölgesinde sadece Azerbaycanlıların yaşadığı 220 kolektif çiftlik (kolhoz) vardı. 63 kolhozda ise hem Ermeniler hem de Azerbaycanlılar birlikte yaşıyordu.[64][65][66]

Kollektif çiftçilerin ve diğer Azerbaycan nüfusunun Ermenistan SSC'den Azerbaycan SSR'nin Kür-Araz ovasına nakledilmesine ilişkin 23 Aralık 1947 tarih ve 4083 sayılı Kararname.[67]

Böylece, SSCB Bakanlar Konseyi'nin 23 Aralık 1947 tarihli ve 4083 sayılı "Ermenistan SSC'den Azerbaycan SSC'nin Kur-Araz ovasına kolektif çiftçilerin ve diğer Azerbaycanlı nüfusun yerleştirilmesi hakkında" kararnamesi uyarınca, 1947-1950 yılları arasında Ermenistan SSC'den Azerbaycanlıların toplu olarak yerleştirilmesine başlanmıştır. Bu plana göre 1948'de 10.000, 1949'da 40.000, 1950'de ise 50.000 Azerbaycanlının yerleştirilmesi öngörülmüştür. Böylece Ermenistan'dan 100.000 Azerbaycanlı yerleştirilecekti.[68][69]

Bu kararnamenin maddelerinden biri şöyledir:


Tehcirin ayrıntıları SSCB Bakanlar Konseyi'nin 754 sayılı kararıyla belirlenmiştir. Bu karara göre, tehcir edilen kişiler, kolektif çiftliklerinden kendilerine tahsis edilen taşınır malları yanlarında götürebileceklerdi. Devlet, bu malların yeni ikamet yerlerine ücretsiz taşınmasını sağlayacaktı. Ermenistan topraklarında bırakılan taşınır malların değeri, Azerbaycanlıların yerleştirildiği yerlerdeki kolektif çiftliklere ödenecekti. Göçmenlere, aile reisi için 1.000 ruble ve her bir aile üyesi için 300 ruble olmak üzere geri ödemesiz nakit para yardımı da dahil olmak üzere bazı yardımlar yapıldı. Ermenistan SSC Bakanlar Kurulu, yeniden yerleştirilenlerin ayrıldıkları yerlerdeki evlerini satmalarına yardımcı olmayı taahhüt etti.

Ermenistan'dan yeniden yerleştirilen Azeri nüfus için bir dizi "ayrıcalık" öngörülmüştür. SSCB Merkezi Yürütme Komitesi ve SSCB Halk Komiserleri Konseyi'nin 17 Kasım 1937 tarihli "Tarımda yeniden yerleşim çalışmaları için ayrıcalıklar hakkında" kararı, Kur-Araz ovasına yerleştirilen Azerbaycanlı nüfus için de geçerliydi. İlginçtir ki, bu karar aslında 1937'de Sibirya, Kazakistan ve Uzak Doğu'ya yerleştirilenler için geçerliydi. Bu karara göre, Ermenistan'dan gelen her Azerbaycanlı bir göç bileti verilecekti ve bu amaçla bu biletlerden 5.000 adet hazırlanarak Ermenistan SSC'ye gönderildi.[69]

Tarihçi Vladislav Martynovich Zubok'a göre, Ermenistan SSC Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Grigory Arutyunov'un önerisi üzerine Stalin, Ermenistan SSC'deki Azerbaycanlı nüfusun Azerbaycan'a sürülmesi emrini vermiştir. Arutyunov bu önerisini, yurtdışından gelen Ermenilerin sayısının beklendiği kadar fazla olmamasına rağmen, sayılarının 400.000 olduğu tahmin edilen Ermeni geri dönüşçülere yer açma ihtiyacını gerekçe göstererek gerekçelendirmiştir. Zubok'a göre yurtdışından Sovyet Ermenistan'ına sadece 90.000 Ermeni gelmiştir. Azerbaycanlılar, pamuk tarımının ana tarım sektörü olduğu Kur-Araz ovasına sürüldü ve evleri gelen Ermeniler tarafından devralındı. Kur-Araz ovasına üç aşamada 100.000 kişinin yerleştirilmesi planlanmıştı: 1948'de 10.000, 1949'da 40.000 ve 1950'de 50.000. Ancak, Azerbaycan SSC'de inşaat çalışmaları için yeterli mali tahsisat olmaması nedeniyle, bu plan bu kadar kısa bir süre içinde uygulanamadı. Azerbaycan SSC Bakanlar Kurulunun talebi üzerine, yeniden yerleştirme programı 1954 yılına kadar uzatıldı.[70]

Yer değiştirmeler resmi olarak 1948 yılında başlamış olsa da, Azerbaycanlılar bu sürecin resmi olarak başlamasından biraz önce, 1947 yılının sonlarında izinsiz olarak taşınmaya başlamışlardı. Bu konu, Azerbaycan SSC Bakanlar Kurulu'na bağlı Yer Değiştirme Dairesi Başkanı N. A. Brutens'in Bakanlar Kurulu Başkanı T. Kuliyev'e gönderdiği 15 Mart 1948 tarihli bir raporda ele alınmıştır. Raporda 200 kadar ailenin Gence'ye geldiği ve Azerbaycan'ın batı bölgelerine yerleşmek istedikleri belirtiliyordu. İzinsiz tehcirin temel nedeni, dağlık ve dağ eteklerinde yaşayan Azerbaycanlıların, Azerbaycan'a tehcir edildiklerinde ovalara yerleştirilecekleri korkusuydu. Ermenistan SSC Tarım Bakanlığı'nın 1939 nüfus sayımı ve 1948 verilerine göre, bölgede yaşayan 25.000 Azerbaycanlı aileden sadece 9.000'i ovalarda ikamet ediyordu. Dolayısıyla, Azerbaycan SSC Bakanlar Kuruluna bağlı Tehcir Dairesi'nin eksik verilerine göre, 1949 yılında 4.396 kişiden oluşan 856 aile Ermenistan SSC'den Azerbaycan SSC'ye bağımsız olarak taşınmıştır.[71]

2 Şubat 1948'de Azerbaycan SSC Bakanlar Kurulu, Ermenistan'dan tehcir edilecek kişilerin kabulü için yerel bölge idari organlarının hazırlık yapmasını gerektiren bir karar aldı. Devlet Planlama Komitesi, Tarım Bakanlığı ve Sovhoz yönetimleri de süreç hakkında bilgilendirildi. Asıl mesele tehcir edilen kişilere arazi ve konut sağlanmasıydı, ancak tehcir başladıktan sonra devlet kurumlarının buna hazırlıklı olmadığı ortaya çıktı. Azerbaycan Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin 19 Mart 1948'de yaptığı görüşmelerde, üst düzey parti yetkilileri Teymur Guliyev ve Hasan Seyidov'un Ermenistan'a gönderilmesine karar verildi. Görevleri, tehcir sürecini uygulamak için her iki cumhuriyetin çabalarını koordine etmekti. Ayrıca Mursal Mammadov da Ermenistan'da Azerbaycan makamlarını temsil etmek üzere Erivan'a gönderildi.

Konuyla ilgili olarak Azerbaycan SSC Bakanlar Kurulu 14 Nisan ve 13 Mayıs 1948 tarihlerinde iki yeni karar kabul etti. Ayrıca tehcir edilecek halk arasında açıklayıcı çalışmalar yapılması kararı alındı. Teymur Guliyev ve Hasan Seyidov Ermenistan'daki Azerbaycanlıl yerleşimlerini, özellikle de Zengezur'u ziyaret ettiler ve tehcirin "avantajlarını" anlatmak için halkla görüşmeler yaptılar. Guliyev 5 Temmuz 1948'de Moskova'ya bir mektup yazarak sürgün edilenlerin önemli bir kısmının Kur-Aras vadisine yerleştirilmesinin mümkün olmadığını belirtmiş ve bu insanların Azerbaycan'ın başka bölgelerine yerleştirilmesi için izin istemiştir. Kur-Aras vadisindeki sulama sisteminin tam olarak gelişmediğini ve bölgedeki pamuk tarımının ilerlemediğini belirtti. Sovyetler Birliği Tarım Bakanlığı'nı bölgenin kalkınması için gerekli fonları ayırmamakla suçladı. Dağlık bölgelerde yaşayan insanların Kur-Aras vadisi dışında, Bakü çevresi de dahil olmak üzere Azerbaycan'ın diğer bölgelerine taşınması için izin istedi. Sürgün edilen insanların yeni ikamet yerlerinin Ermenistan'daki yaşam alanlarının iklim koşullarını dikkate alması gerektiğini vurguladı. Onun planına göre Kur-Aras vadisine 1948'de 5.303, 1949'da 20.000 Azerbaycanlı yerleştirilirken, 1948'de 4.697, 1949'da 20.000 Azerbaycanlının başka bölgelere yerleştirilmesi gerekiyordu, ancak önerisi reddedildi ve Moskova'nın kararı orijinal plana bağlı kalınmasını gerektirdi. 13 Mayıs 1948'de Azerbaycan SSC Bakanlar Kurulu 10.945 kişinin Kur-Aras vadisine yerleştirilmesine karar verdi. Yeni yerleştirilen insanların ihtiyaçlarını karşılamak ve sulama sistemini geliştirmek için bütçeden belirli bir miktar fon da ayrıldı.[72][73]

Azerbaycanlı Abbas Ali oğlu Mustafayev'in Ermenistan SSC'nin Zangibasar ilçesinden Azerbaycan SSC'nin Ağcabedi ilçesine nakil belgesi. 10 Temmuz 1948'de yayınlandı.

İlginçtir ki, tehcir başlangıçta sadece Ermenistan'daki kolektif çiftliklerde ve devlet çiftliklerinde yaşayan Azerbaycanlılar için düşünülmüş, ancak 1948'de konu biraz daha genişlemiştir. Sovyetler Birliği'nin Metalurji Bakanı ve etnik bir Ermeni olan Ivan Tevosyan, Azerbaycan'ın Daşkesen kentindeki cevher madenlerinde faaliyetlerin iyileştirilmesi için Kapan bölgesinden madenlerde çalışan yaklaşık 100 Azerbaycanlı ailenin taşınması emrini verdi. Bu tür eylemlere bir başka örnek de Sovyetler Birliği Tarım Bakanlığı tarafından alınan bir kararla ilgiliydi. Ermenistan Bakanlar Kurulu Başkanı A. Piruzyan, Teymur Guliyev'e Moskova'nın 29 Eylül 1948'de Ermenistan'ın Lembeli ve Kerpulu bölgelerinde zeytinyağı ve subtropikal meyveler konusunda uzmanlaşmış devlet çiftlikleri kurma kararı aldığını bildirdi. Sonuç olarak, orada yaşayan Azerbaycanlıların Azerbaycan'a taşınması için Guliyev'den onay istedi. Gerçekte bu Azerbaycanlıların yerine Ermeniler yerleştirilecekti. Bu talebi güçlendirmek için, tehcir idaresini yöneten A. Gozalov, Guliyev'e bu talebi tekrarlayan bir mektup yazdı. Tarihçi Farid Şefiyev bu iki olguya dikkat çekerek Ermenistan'daki Sovyet yönetiminin, yüksek elit tabakadaki önde gelen Ermeni figürlerin gücünü kullanarak tehcir edilen Azerbaycanlıların sayısını artırmaya çalışmış olabileceğini öne sürmektedir. Lembeli köyündeki tehcir meselesi oldukça karmaşık bir hal almıştır. Köy sakinlerinin tehciri Ermenistan Tarım Bakan Yardımcısı A. Grigoryan'a emanet edilmiş olsa da, köylüler belirlenen Salyan bölgesine taşınmak istemediklerini dile getirmiş ve itaatsizlik göstermişlerdir. Lembeli halkını taşınmaya ikna edemeyen bölge yetkilileri, kolektif çiftliğin genel toplantısında sahte bir protokol hazırlayarak kolektif çiftçilerin %25'inin rızasını baskı altında aldı. Toplantıya 150 kişi katılmış olmasına rağmen, protokolde 450 katılımcı kaydedilmiştir.[74] Lembeli kolektif çiftçilerini taşınmaya ikna etmek için Lembeli kolhoz başkanı B. Insanov ilçe parti merkezine çağrıldı ve baskı yapıldı, ancak bu çabalar başarısız oldu. İnsanov, tehcir kaçınılmazsa, en azından Kazah, Ağstafa ve Tovuz gibi ilçelere taşınmalarını talep etti. Aralarında Samed Vurgun'un da bulunduğu Azerbaycanlı aydınlara bu konuyu gündeme getirmeleri için çağrıda bulunan bir belge halen Azerbaycan Millî İlimler Akademisi El Yazmaları Enstitüsü arşivlerinde muhafaza edilmektedir. Sonunda, Ermeni yetkili S. Karapetyan'ın emriyle ve polisin de katılımıyla Lembeli köylüleri araçlara bindirilerek Gürcistan'da Azerbaycanlıların yaşadığı bölgelere nakledilmiş, onlar da Yerevan'a geri gönderilmiştir. C. Velibeyov ve B. Insanov bu konuyu Ermenistan Komünist Partisi Merkez Komitesi'ne taşımış, bunun üzerine hükûmet Lembeli sakinlerinin Basargeçer'daki Zod ve Agkilse köylerine yerleştirilmesine izin vermiştir. Azerbaycan SSC Tarım Bakan Yardımcısı M. Poladov'un Ermenistan ziyareti sırasında hazırladığı bir rapor, Lembeli sakinlerinin evlerinin Ermeni aileler arasında dağıtıldığını ve Azerbaycan mezarlığının, mezar taşları yeni binaların yapımında kullanılmak üzere tahrip edildiğini belirtmektedir.[75][76] 1950'lerin ortalarında Ermenistan Komünist Partisi Merkez Komitesi, Lembeli'deki evlerin eski Azerbaycanlı sahiplerine iade edilmesi ve bu kişilerin devlet çiftliklerinde istihdam edilmesi yönünde bir karar aldı. Geri dönen Azerbaycanlılar ile evlerine el koyan Ermeniler arasında çatışmalar çıkmış ve iki Azerbaycanlı kadın Ermeniler tarafından öldürülmüştür.[77]

Haziran 1948'de, Ermenistan'dan sürgün edilen 44 Azerbaycanlıdan oluşan ilk grup Jdanov bölgesine (bugünkü Beylegan ilçesi) ulaştı. Bu yeni gelenlere gerekli malzemeler sağlandı. Sovyet yetkilileri bu şekilde, tehcir edilmesi planlanan diğer insanlara Azerbaycan'a vardıklarında kendilerine yeterli yardımın yapılacağını göstermeyi amaçlıyordu. Komünist Parti, sürgün edilenleri karşılamak için sık sık resmi törenler düzenliyordu. 1 Kasım 1948'de Teymur Guliyev, Sovyetler Birliği Bakanlar Konseyi Başkan Yardımcısı Georgi Malenkov'a 7.747 Azerbaycanlının Azerbaycan'a geldiğini bildirdi.[78] Ayrıca 2.834 kişi de Ermenistan'dan Azerbaycan'a izinsiz olarak göç etmişti.[79]

Ermenistan SSC Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanan ilk yeniden yerleşim planında, ilk aşamada 53 yerleşim yerinden 2.378 hanenin taşınması öngörülmüştü. Bu da toplam 11.244 kişiye tekabül ediyordu. Ancak sorun, bu rakamın SSCB tarafından hazırlanan yeniden yerleştirme planının ilk aşamasında öngörülen rakamları aşmasıydı. Bu durum Ermenistan'ın mümkün olduğunca çok sayıda Azerbaycanlıyı yerleştirmek istemesiyle açıklanmaktadır.[80]

Tehcir sırasında Ermeni kolluk kuvvetleri, Azerbaycanlı nüfusun yeniden yerleştirilmesini sağlamak için insanları idari olarak korkutmuş ve göçe zorlamıştır. Bu tür olaylar Zengibasar ilçesine bağlı Sarıcalar köyünde ve Azizbeyov ilçesine bağlı Cul, Gomur ve Safoylu köylerinde kaydedilmiştir. Ermeni tehditleri nedeniyle bu köyleri terk etmek zorunda kalan 35 aile, Zar-Zeylik köyü (Kelbecer ilçesi) yakınlarında mahsur kalmış ve 16 erkek, kadın ve çocuk ölmüştür.[80]

Temmuz 1949'da SSCB, Ana Yeniden Yerleşim İdaresi'ni kurdu. Bu idare SSCB Bakanlar Kuruluna bağlıydı. İdare kurulmuş olmasına rağmen, tüzüğü ancak Kasım ayında hazırdı. Hazırlıkların yetersizliği ve Azerbaycanlıların Ermenistan'dan sınır dışı edilmesinde yaşanan sorunlar bu idarenin yeniden düzenlenmesine yol açtı. 17 Aralık 1949'da SSCB Bakanlar Kurulu, Ermenistan'dan Azerbaycan'a 3.500 ailenin daha yerleştirilmesine karar verdi. Bu tehcir 1950 yılında gerçekleşecekti. Yine 6 Eylül 1950'de alınan yeni bir karara göre, Ermenistan'dan Azerbaycan'a 15.000 aile daha yerleştirilecekti. Bu aileler 1951 ve 1955 yılları arasında yeni yerleşim yerlerine yerleştirilecekti. Bu kararın alındığı tarihte, başlangıçta Azerbaycanlıların tehcirine gerekçe olarak gösterilen yurtdışındaki Ermenilerin Ermenistan'a taşınması iki yıldan fazla bir süredir durmuştu. Ancak Moskova, Azerbaycanlıların Ermenistan'dan sınır dışı edilmesini hala önemli buluyordu. Aynı zamanda Moskova'daki iktidar çevreleri Bakü'yü 1948-1949 planında öngörülenden daha az sayıda insanı tehcir etmekle eleştiriyordu.

SSCB Bakanlar Kurulunun 23 Aralık 1947 tarihli "Kolhoz çiftçilerinin ve diğer Azerbaycanlı nüfusun Ermenistan SSC'den Azerbaycan SSC'nin Kur-Araz ovasına taşınması hakkında" kararının 7. Maddesine göre, Ulaştırma Bakanlığı, Ermenistan SSC Bakanlar Kurulunun emirlerine dayanarak Azerbaycanlı nüfusun, mallarının ve hayvanlarının özel olarak düzenlenmiş, dezenfekte edilmiş vagonlarla taşınmasını sağlamakla görevlendirilmiştir. Bu kararın ardından Vedi, Karabağlar, Eçmiadzin, Zengibasar, Gamarli ve Azizbekov bölgelerinden tehcir edilen nüfus Erivan, Gamarli, Şirazlı ve Develi istasyonlarından gönderilmiştir, Basargeçer, Nor-Bayazet ve Akhta'dan tehcir edilenler ise Uluhanlı (Zangibasar) istasyonlarından eşyaları ve hayvanlarıyla birlikte yük vagonlarıyla Erivan-Nahçıvan-Minjevan-Horadiz-Saatli güzergâhı boyunca gönderildi.[81] Yeniden yerleştirmenin ilerleyişini olumsuz etkilememek için trenler tren istasyonlarından gece geçti ve yeniden yerleştirilen nüfus toplu halde Kur-Araz ovasındaki Ucar, Zerdab, Ali-Bayramlı (şimdi Şirvan), Salyan, Saatlı, Sabirabad, Yevlah, Kürdemir ve Mirbaşir (şimdi Terter) ilçelerine taşındı. Yeniden yerleştirilen bölgelerde çok az sayıda konut, kamu binası ve içme suyu sistemi vardı ve yerel makamların bunları sağlama kapasitesi çok sınırlıydı. Örneğin, 1950 yılında Karadonlu'dan gelen bir telgrafta, tehcir edilenleri taşıyan 11 vagonun üç gündür boşaltılmadığı ve Zerdab bölgesine yerleştirilmek üzere Ucar istasyonuna gelen 52 ailenin bir aydan fazla bir süredir istasyonlarda kaldığı belirtilmiştir.[82][83][84] Ana Göç İdaresi'nin 31 Ocak 1951 tarihli raporuna göre, 1948-1950 yılları arasında iskân edilen 8.110 aileden 4.787'sine konut sağlanmamıştır.[85]

Basargeçer İlçesi, Azerbaycanlıların yoğun olarak yaşadığı bölgelerden biriydi. İlçe başkanı Talib Musayev'in önderliğinde yerel halk zorunlu tehcire karşı direniş örgütledi. Ermeni yetkililer 600 ailenin bölgeden taşınmasını talep etti ve bu süreci kolaylaştırmak için kamyonlarla birlikte bir komisyon gönderdi. Sonunda, halkın protestolarını organize eden Talib Musayev azarlandı ve görevinden alındı.[86]

Ermeni yetkililer Azerbaycan Türklerini Vedi bölgesinden tehcir etmek için daha sert yöntemler kullandı. Tehcirin ilk yılı için yapılan plan 500 kişinin Vedi'den taşınmasını hedeflese de 28 Nisan 1948'e kadar 9.915 kişi tehcir için başvuruda bulunmuştur. Bu durum, SSCB Bakanlar Kurulunun 23 Aralık 1947 tarihli kararında 1948 yılında tüm Ermenistan SSC'den 10.000 kişinin tehcir edilmesinin planlanmış olmasına rağmen gerçekleşmiştir.[87] 1951'den itibaren Ermeni yetkililer, tehcir edildikten sonra Ermenistan'a geri dönenlerin sayısından şikayet etmeye başladılar. Bu sorunu çözmek için Teymur Guliyev, Azerbaycanlı sürgünlerin Azerbaycan'ın dağlık bölgelerine yerleşmelerine izin verilmesini önerdi. Ancak yapılan incelemeler Azerbaycan'dan Ermenistan'a sadece 215 ailenin geri döndüğünü gösterdi. Ermeni tarafı bu sayının 360 ila 376 arasında olduğunu iddia etmiştir. Ocak 1952'de SSCB Bakanlar Kurulu, 1952-1954 yılları arasında 3.000 hanenin daha yer değiştirmesini öngören bir planı onayladı.[81]

Tehcirin askıya alınması

[değiştir | kaynağı değiştir]

Sürgün 1953 yılı boyunca devam etse de, Stalin'in o yıl ölümünden sonra yavaşladı. Stalin döneminde başlatılan birçok proje genel olarak durduruldu. 1953-1954 yıllarında çok sayıda Azerbaycanlı geri dönmeye başladı. Azerbaycanlı yetkililer Tarım Bakan Yardımcısı M. Poladov'u Ermenistan'a göndererek onları Azerbaycan'a geri dönmeye ikna etti. Bu heyetin hesaplamalarına göre Stalin'in ölümünden sonra 1.500 aile Ermenistan'a geri dönmüştü.[81] Tehcir uygulamasının hızı Stalin'in 1953'teki ölümünden sonra yavaşlamış olsa da tamamen durması biraz zaman almıştır. Aslında tehcir, Sovyetler Birliği'nde Kruşçev'in liderliğinde Stalinizasyondan arındırmanın başladığı 1956 yılına kadar devam etmiştir. Sürgün planının uygulanmasına ilişkin göstergeler de bunu kanıtlamaktadır: 1954 yılında 749 hane (3.368 kişi); 1955 yılında 207 hane (965 kişi); ve 1956 yılında 360 hane (1.543 kişi).[88][81]

Yer adlarının değiştirilmesi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Tehcirin yol açtığı sorunlardan biri de bölgedeki tarihi yer isimlerinin değiştirilmesi sürecinin hızlanması olmuştur. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra iki olay bu süreci hızlandırmıştır. Bunlardan ilki 90.000 kadar Ermeni'nin yurtdışından Ermenistan'a göç ettirilmesi, ikincisi ise Azerbaycanlıların kitlesel olarak göç ettirilmesidir. Azerbaycan Türklerinin Ermenistan'dan zorla göç ettirilmesinin yanı sıra, yerleşim yerlerinin isimlerinin değiştirilmesi, eğitim ve kültür kurumlarının kapatılması ve bölgelerin birleştirilmesi operasyonları yapıldı. 1947 ve 1953 yılları arasında 60'tan fazla Azeri yerleşim yerinin ismi değiştirildi. 19 Eylül 1950'de Ermenistan SSC Yüksek Sovyeti'nin kararıyla tren istasyonlarının isimleri de değiştirildi; Kolagir Tumanyan, Hamamlı Spitak, Ortakilse Maisyan, Tomardaş Vapdakar oldu, Arpaçay Akhuryan, Buğdaşeş Baghravan, Karakula Gedan, Eleyez Aragats, Boğutlu Armeni, Karaburun Garmraşen oldu, Kamışlı Sovetaşen, Uluhanlı Masis, İmanşahlı Mıhçıyan, Gemerli Artaşat ve Şirazlı Aytsavan oldu.

Ermenistan SSC Yüksek Sovyeti'nin 19 Mart 1951 tarihli bir başka kararıyla Dilican ilçesi İcevan'la, Azizbekov ilçesi Mikoyan'la, Alayaz ilçesi Vedi'yle ve Gukasyan ilçesi Amasya'yla birleştirildi.[89][90] Azerbaycanlı personelin görevden alınmasının ardından bu ilçeler ayrılarak yeniden bağımsız ilçeler haline geldi. Tehcir, Ermenistan'da Azerbaycanlı nüfusun yaşadığı bölgeler arasındaki bağlantıları da bozdu. Tehcirden önce Ermenistan'daki Azeri yerleşim yerleri birbirleriyle sıkı bir bağlantı içindeydi ve Azerbaycanlı mahalleleri neredeyse birbirine bitişikti. Ancak Ermeniler tarafından düzenlenen tehcir planı nedeniyle, tarihsel olarak kurulmuş olan bu bağlantılar kopmuştur. Göyçe Gölü'nün sağ kıyısında (Kamo ve Martuni bölgeleri) yaşayan Türklerin tehciri Dereçiçek, Garnibasar ve Dereleyez bölgelerinin Sevan'ın sol kıyısıyla olan bağlantısını; Gemerli nüfusunun tehciri Zengibasar ve Vedibasar arasındaki bağlantıyı; Gümrü'nün tehciri ise Ağbaba, Pembek ve dağlık Borçalı arasındaki bağlantıyı kopardı.[91][89] Talin, Artik, Aştarak, Oktemberyan ve Kotayk ilçelerinde yaşayan son Azerbaycanlılar da bu ilçelerden tamamen çıkarıldı. Ayrıca Erivan Pedagoji Enstitüsü'nün Azerice eğitim veren dört fakültesi kapatılarak Bakü'ye taşındı. Bu, Azerbaycan SSR NS'nin 1 Temmuz 1948 tarihli 700 sayılı özel kararında ayrıntılı olarak tartışılmıştır.[92]

Tehcir sürecindeki sorunlar ve itirazlar

[değiştir | kaynağı değiştir]

Toplu sürgünün en tartışmalı yönlerinden biri, gönüllü olarak yapıldığı belgelenmesine rağmen, gerçekte Azerbaycan'a zorunlu bir sürgün olmasıydı.[93][94][95][96]

Sürgünle ilgili bir diğer önemli sorun da tehcir edilenlerin istihdamıyla ilgiliydi. SSCB Yüksek Sovyeti'nin 10 Mart 1948 tarihli "Ermenistan SSC'den Azerbaycan SSC'nin Kur-Araz ovasına kolektif çiftçilerin ve diğer Azerbaycanlı nüfusun tehciriyle ilgili önlemler hakkında" kararnamesinin III. maddesinde "bakanlıkların, dairelerin ve işletmelerin başkanlarının Ermenistan SSC'den Azerbaycan SSC'nin Kur-Araz ovasına tehcir edilen kişilerin derhal işten çıkarılmasını sağlamaları" emrediliyordu. Ermeni yönetim ve işletme liderleri bu direktifi Azerbaycanlı kolektif çiftçilerin, işçilerin ve çalışanların toplu olarak işten çıkarılmasını başlatmak için kullandılar.[97]

Tehcir süreci, yönetimdeki eksiklikleri, zayıf koordinasyonu, yetersiz finansmanı ve Sovyet bürokrasisindeki diğer yaygın sorunları ortaya çıkardı. Teymur Guliyev, tehcirin başlangıcında, yeterli konut ve arazinin olmaması ve iklim uyumsuzluğu nedeniyle Ermenistan'ın dağlık bölgelerinden yerinden edilmiş kişilerin ısrarlı başvuruları nedeniyle, yerinden edilmiş kişilerin bir kısmının Azerbaycan'ın diğer bölgelerine yönlendirildiğini belirtti. Bu, Moskova'nın daha önce bu kişilerin Kur-Araz ovasına yerleştirilmesi yönündeki talimatlarına aykırı olarak gerçekleştirilmiştir. Guliyev ayrıca Ermeni kolhozlarının yerinden edilmiş kişilere iş günleri için son ödemeleri yapmadığından ve Azerbaycan'daki kolhozlara aktarılacak mülklerinin uygun şekilde tazmin edilmediğinden şikayet etti. Azerbaycanlıların izinsiz hareketlerini önlemek için tedbirler alınması konusunda endişeliydi. Azerbaycan yönetiminin endişesi iki yönlü idi: siyasi ve devlet kontrolü ile ilgili. Öncelikle endişe, insanların SSCB içinde izinsiz dolaşımının önlenmesiyle ilgiliydi. Sovyetler Birliği'nde Stalin döneminde kolhoz sakinleri iç pasaporttan mahrumdu ve bir yerden başka bir yere ancak özel izinlerle gidebiliyorlardı. Şehir sakinlerinin Sovyetler Birliği içinde hareket etmeleri için de bazı kısıtlamalar vardı, ancak bunlar daha yumuşaktı; ikamet izni (propiska) almak için ikamet ettikleri yerlere kayıt yaptırmaları gerekiyordu.

Yer değiştirmenin resmi olarak başlamasından önce bile bazı Azerbaycanlı aileler resmi izin almadan Azerbaycan'a taşınmaya başladı. Mart 1948'de Azerbaycanlı yetkililer (Bağırov ve Guliyev) yerel yetkililere bu tür bir yeniden yerleşimi yasaklayan gizli bir yönerge gönderdi. Yasadışı Azerbaycanlı ailelerin çoğu Ermenistan sınırındaki bölgelere yerleşti. Örneğin, Mart 1948'de Kazah'taki bir yerel yetkili sekiz ailenin buraya geldiğini bildirdi. Buna ek olarak, başka raporlar 200 yasadışı Azerbaycanlı ailenin Gence, Kazah, Şemkir, Ağstafa ve Gedebey gibi Ermenistan sınırına yakın bölgelere geldiğini belirtmiştir. Gence'ye gelenler doğrudan Yerevan'dan gelmişlerdir.

Azerbaycan'da tehciri denetleyen ofisin başkanı Brutents, bu durumun Ermenistan ve Azerbaycan arasında tehcirle ilgili bilgi eksikliğinden kaynaklandığını gözlemlemiştir. Ermenistan'daki bazı Azerbaycanlılar, Azerbaycan'a taşınarak mevcut olduğu söylenen yardımdan yararlanmak istedi. Ayrıca daha fazla kariyer fırsatına sahip olmayı ve anadillerini kullanmayı umdukları kardeş cumhuriyetlerinde yaşamayı tercih ettiler. Bazı Azerbaycanlılar Ermenistan'da karşılaştıkları zulümden memnun olmadıklarını ve Azerbaycan'da daha iyi bir yaşam umduklarını ifade ettiler. Bu, Guliyev'in Malenkov'a yazdığı mektupta bahsi geçen izinsiz yerleştirme ile ilgili sorunun ikinci boyutuydu. Azerbaycanlı yetkililer tarafından açıkça ifade edilmese de, Guliyev'in Birlik yetkililerinin dikkatini tehcirden kaynaklanan siyasi sorunlara çekmeye çalıştığı düşünülmektedir.[78] Arşiv belgelerine göre, sürgün edilenler arasında bu karara ilişkin güçlü bir memnuniyetsizlik vardı. Örneğin Cevahir Nazarova, Stalin'e yazdığı 11 Nisan 1948 tarihli bir mektupta zorunlu tehcirden şikayet ediyordu. Köyündeki herkesin Azerbaycanlı olduğunu, kocası İkinci Dünya Savaşı'nda öldükten sonra dört çocuğunu tek başına büyüttüğünü, gelecekte kendisine yardım etmelerini planladığını, ancak şimdi tüm köyün zorunlu tehcire tabi tutulduğunu yazıyordu. Köydeki hiç kimsenin doğduğu köyü terk etmek istemediğini de sözlerine eklemiştir:[98]


Bir diğer Azerbaycanlı Ali Seyidov ise Stalin'e yazdığı mektupta, evinin inşaatına çok para harcadığını, artık başka bir yere taşınmak zorunda kaldığını belirterek, bu taşınmayla birlikte evlerini kaybedeceklerini söyledi:[99]


Aynı zamanda Ermenistan SSC İçişleri Bakanlığı Başkanı Khoren Grigoryan tehcirle ilgili gizli bir rapor hazırladı. Raporda, tehcir edilen Azerbaycanlıların arasında protestolara yol açan olayların meydana geldiği kaydedildi. Azerbaycanlıların tehciri, Türkiye ile olası bir savaş durumunda Sovyetler Birliği'nin kendilerine güvenmediğinin bir işareti olarak algıladıkları belirtiliyordu.[100]

Bu daha geniş bir jeopolitik bağlamda anlaşılabilir. İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda Moskova'nın Türkiye'ye karşı toprak taleplerinde bulunması, Türkiye'nin ABD'ye yakınlaşmasına yol açmıştır. ABD ile bu yakınlaşma, Sovyetler Birliği içinde önemli bir Türk karşıtı kampanya ile sonuçlandı. 1936-1937'ye kadar, o zamanlar Türk olarak anılan Azerbaycanlılar bu gelişmelerden endişe duyuyordu. Resmi Sovyet propagandası ve yeni tarih teorisi, Azerbaycanlıları Türk miraslarından uzaklaştırmaya başlamıştı bile.

Grigoryan'a göre Azerbaycanlıların endişelerinin birincil nedeni dağlık bölgelerden düzlük alanlara taşınma konusundaki isteksizlikleriydi. İkinci neden, taşınacak insanlar arasında bilgilendirme ve propaganda çalışmalarının iyi organize edilememiş olmasıydı. Üçüncü neden malzemelerin azlığı ya da gecikmesi, dördüncü neden ise Azerbaycan Yer Değiştirme Komitesi'nin hareketsizliğiydi. Rapora göre, tehcire tabi tutulan Azerbaycanlılardan biri olan Tepaköy köyünden Han Ahmet oğlu İsmayilov şunları ifade etmiştir:[98]


İlk kararda Sağlık Bakanlığı'na yerinden edilenlerin sağlık durumlarının takip edilmesi talimatı verilmiş olsa da bu alanda durum iyi değildi. 13 Ağustos 1951'de Stalin'e gönderilen, Ermeni SSC'nin Zengibasar ilçesine bağlı Rahimabad (Çobankara) köyünün sakini Amir İsmayilov şunları söyledi:


Azerbaycan SSC Bakanlar Kuruluna bağlı Tehcir Dairesi Başkanı N. Allahverdiyev'in raporunda şöyle yazıyordu:


Mülklerinin yurtdışından gelen Ermenilere verileceğini bilen Azerbaycanlılar bazen eşyalarını tahrip ediyorlardı. Geygumbat köyünden Abbas Aliyev ve İsmayil Rahimov şunları söyledi:[98]


Rencber köyünden İbrahim Nasirov şunları söyledi:


Seyfulla Süleymanov'un "Ermenistan'da yaşamamalıyız. Savaş başlarsa Ermeniler bizi öldürür" sözlerinin aksini düşünen Azerbaycanlılar da vardı. Örneğin Syznek köyündeki kolhozun başkanı Bashir Taghiyev, "Yeni bir yere taşınmaktansa doğduğum köyde ölmek daha iyidir" dedi. Comertli köyünden Celal Gurbanov şunları söyledi:[101][102]


Grigoryan ayrıca, Ermeni yetkililerin maddi tazminat vermeyeceğine dair söylentiler olduğunu, bunun da Azerbaycanlıları çalışmayı bırakmaya, meyve bahçelerini ve çiftliklerini tahrip etmeye yönelttiğini sözlerine ekledi. Grigoryan ayrıca Ermeniler tarafından yapılan provokatif açıklamalara da dikkat çekti. Örneğin, Erivan'dan Ervand Mesropyan sadece Azerbaycanlıların Ermenistan'dan değil, Nahçıvan'dan da tehcir edilmesi gerektiğini belirtmiş ve bunu bölgenin Ermenistan'a bağlanması gerekliliğiyle gerekçelendirmiştir.[101][102]

Bu raporlar, Güney Kafkasya'daki iki etnik grup arasındaki güvensizliğin güçlü bir şekilde devam ettiğini göstermektedir. Moskova, tehcir planını kabul edip uygulayarak bu iki grup arasındaki gerilimi daha da arttırdı. Buna ek olarak, Ermenistan'daki Azerbaycanlılar tehcirin gelecekte toprak taleplerine yol açabileceğinin farkındaydılar ve Türkiye ile olası bir savaşı ikna edici bir açıklama olarak görmüyorlardı. Tehcirin iki nedeni olduğuna inanıyorlardı: Ermenilerin yayılmacı arzuları ve Türkçe konuşan Azerbaycanlılara karşı düşmanlık. Grigoryan'ın raporunda da belirtildiği gibi, hiçbir Azeri resmi açıklamayı kabul etmemiştir. Grigoryan'ın raporunda ayrıca Erivan, Leninakan ve cumhuriyetin diğer şehir, ilçe ve köylerindeki Azerbaycanlıların tehciriyle ilgili olarak Ermeni nüfus tarafından milliyetçi duyguların dile getirildiğinden bahsedilmiştir. Grigoryan şunları ekledi:[103][101]


Azerbaycanlılar ve Ermeniler nasıl dostluk içinde yaşayabilir? Tarihsel olarak Ermeniler ve Azerbaycanlılar arasında düşmanlık vardı ve bu gelecekte de devam edecek. Bu nedenle Ermeniler Azerbaycanlıları Ermenistan'dan kovmaya karar verdiler. Benden sonra kimse bir şey kazanmasın diye kendi evimi yıktım.

- Tehcire maruz kalan Hamid Mammadov.

Ermenistan'daki Azerbaycan temsilcileri tarafından 12 Nisan 1948 tarihinde Azerbaycan Komünist Partisi'ne gönderilen bir raporda, Ermeni yetkililerin 1948 yılı boyunca Azerbaycanlıların ve Ermenilerin birlikte yaşadığı 53 yere 11.244 kişiyi yerleştirmeyi planladıkları belirtilmiştir. Temsilcilerden biri olan Mursal Mammadov, bu yerlerden ikisinin - Noyemberyan bölgesindeki Lembeli ve Zengibasar bölgesindeki Mehmandar - büyük yerleşim yerleri olduğunu ve bu nedenle 1948 yılı içinde Azerbaycan'a yerleştirilmelerinin, hazırlık eksikliği nedeniyle ayrı yerlere dağıtılmaları anlamına geleceğini belirtti. Ermeni temsilcilerine, 1948 yılında yurtdışındaki Ermenilerin planlanan tehcirinin ertelenmesi ve kazanılan zamanın bu iki bölgenin sakinlerinin birlikte yaşayabileceği bir yerleşim yeri hazırlamak için kullanılması önerilmiştir. Ancak bu talep, bu iki bölgenin sosyo-ekonomik önemini gerekçe gösteren Ermeniler tarafından reddedildi.

Aynı raporda Mursal Mammadov, Azerbaycanlıların tazminat sürecinden hoşnutsuz olduklarını, Ermeni kolhoz liderlerinin SSCB'nin 4 Mart 1948 tarihli kararının IV. maddesini ihlal ettiklerini iddia ettiklerini ve Erivan'da yaşayan Azerbaycanlıların istihdam sorunları nedeniyle Azerbaycan'a taşınmak istediklerini belirtmiştir. Ayrıca tehcir gerçekleşecekse, Azerbaycanlıların bulundukları yerlere benzer iklime sahip bölgelere yerleştirilmeyi talep ettikleri belirtilmiştir.[104]

Sürgün başladıktan sonra mevcut sorunlar daha da kötüleşmiştir. Bu sorunlar şu şekilde karakterize edilebilir:[105]

  • Sözde gönüllü tehcire karşı muhalefet vardı.
  • Ermeni yetkililer ve yerel bürokratlar, tehcire tabi tutulanlara yasal olarak gerekli tazminatın sağlanmasında engeller yarattı. Sonuç olarak, Azerbaycanlılar mal ve mülklerinin çoğunu Ermenistan'da bırakmak zorunda kaldılar.
  • Azerbaycan tarafı gelen insanların ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandı.
  • Moskova, yeni gelenler için konut ve diğer altyapının hazırlanması için yeterli fon ayırmadı.
  • Sovyet gözetim mekanizmasının gözetimi dışında gerçekleşen izinsiz hareketler Moskova, Erivan ve Bakü'de endişe yarattı. Bu hareketler iki yönlü olmuştur: bazı Azerbaycanlılar sınırı geçerek izinsiz olarak Azerbaycan'a yerleşmiş, tehcir edilenlerin bir kısmı da yetersiz altyapı nedeniyle yeni yerlerine uyum sağlayamayarak Ermenistan'a geri dönmüştür.

Tazminat konusu temel sorunlardan biri olmaya devam etti. SSCB Tarım Bakan Yardımcısı S. Khoshtaria, hem Ermenistan hem de Azerbaycan bakanlar kurullarına gönderdiği mektupta, yerlerinden edilen Azerbaycanlıların uygun tarımsal tazminatı almadıklarını ve mülklerinin değerlendirilmediğini bildirdi. 19 Temmuz 1948'de Azerbaycan Tehcir Dairesi müfettişi M. Maharramov, Poghosyan adlı bir Ermeni'nin Gemerli tren istasyonunda Azerbaycanlılar için çok sayıda sorun yarattığını bildirdi. Trenlerin gelişini kasıtlı olarak geciktirmiş, insanların eşyalarını trenlere yüklemelerini engellemiş ve trenlerin planlanandan daha erken hareket etmesine neden olmuştur. Sonuç olarak, iki kadın ve bir erkek trene binemedi ve 12 yaşındaki bir çocuk trenden düşerek başından yaralandı. Azerbaycan Bakanlar Kuruluna bağlı olarak çalışan bu dairenin başkanı N. Allahverdiyev, 13 Ocak 1949'da bu ve diğer sorunları sıralayarak, bu tür ihtiyaçların 69 ailenin Ermenistan'a dönmesine neden olduğunu belirtti. Ayrıca Seferaliyev Caddesi'nde meydana gelen bazı ölümcül olaylardan da bahsetti. Lembeli köyü sakinlerinden Ali Seyidov, Mircafer Bağırov'a hitaben yazdığı şikâyet dilekçesinde, tehcirin gönüllü olması gerekirken tüm köyün göçe zorlandığını belirtmiştir. Bu köyde gönüllü yer değiştirmeyi sağlamak için yapılan ilk toplantıdan sonra kimse ayrılmak istemedi ve Ermenistan İçişleri Bakanı'nın baskısıyla ikinci bir toplantı yapıldı. Ali Seyidov Bağırov'a yazdığı mektupta şöyle devam etti: [106]


Bazı Azerbaycan köyleri yeni çözümler arıyordu. Örneğin, Meğri bölgesindeki Azerbaycan köyü Nuvedi'deki Kızıl Sınır Kolhozu sakinleri Stalin'e bir mektup göndererek köylerinin 1920 yılına kadar Zengilan bölgesinin bir parçası olduğunu ve şimdi köyün Azerbaycan'ın yetki alanına dahil edilmesini istediklerini belirttiler. Bu sayede sürgünden kurtulacaklarına inanıyorlardı. Mektupta şu ifadeler yer alıyordu:[107]


Bu arada, Azerbaycan makamları yeni gelenleri barındırmaya hazır değildi ve birçoğu depolara ve benzeri yerlere yerleştirildi. Yiyecek ve yaşam için gerekli malzemeler sağlanmadı. Çocukların eğitim ihtiyaçları bile kötü organize edilmişti. Yerel hükûmet organları yeni gelenlere olumlu davranmadı. Ermeni tarafı Azerbaycan'ı tehcir planını baltalamakla suçladı. Yeni gelenlerin bir kısmı Karabağ'ın dağlık bölgesine yönlendirildi ve buradaki yerel otorite merkezi hükûmeti onları göndermekle suçladı. Azerbaycan'da yaşayan Ermeniler de durumlarından memnun değillerdi.[108] Örneğin Şaumyan bölgesinde yaşayan Ermeniler Moskova ve Bakü'ye mektuplar göndererek yeni gelen Azerbaycanlılardan şikayetçi oldular. Özellikle Martuni bölgesinde Ermeniler Azerbaycanlıların gelişine şiddetle karşı çıkmıştır. Buna karşılık Azerbaycanlı göçmenler de Bağırov'a yerel Ermenilerin kendilerine karşı tutumlarından şikayet ederek bazılarının suç çevreleri ve Taşnaksutyun gibi milliyetçi gruplarla bağlantıları olduğunu belirtmişlerdir:[108]


Yer değiştirme için gerekli teknik kaynakların tahsis edilememesi yetkililerin raporlarına da yansıdı:[109]


Azerbaycan'a yerleştirildikten sonra bazı Azerbaycanlılar buradaki Ermeni bürokratlarla sorunlar yaşamıştır. Örneğin, Şamkir bölgesine yerleştirilenler bu konuda Bağırov'a mektup yazmışlardır:


Şikâyetlerin ve sorunların artması, Azerbaycan Göç İdaresi'ni bu konuları görüşmek üzere DKÖO ile birlikte bir komisyon oluşturmaya sevk etti. 1948 yılında Martuni'ye gelen 570 Azerbaycanlı vardı. Buradaki çocukların hepsine eğitim verilmedi ve Güneyçertare köyünde bir Azerbaycan dili öğretmeni, ilçe eğitim müdürü Ulubabayan tarafından geçerli bir neden gösterilmeksizin görevden alındı ve Azerbaycan dilinin öğretimi, Azerice'yi zar zor konuşabilen okul müdürüne verildi. Bir diğer Azerbaycanlı öğretmen Museyib Mammadov'un da görevine son verildi. Ayrıca okulun kütüphanesinde neredeyse hiç Azerbaycan dilinde gazete, dergi ya da diğer yayınlar yoktu. Köye yerleştirilen 58 kollektif çiftçiye iş sağlanmadı ve yerleştirildikleri yerlerin çoğunun onarıma ihtiyacı vardı. Bu konuları görüşen komisyon yerel liderler Amirhanyan ve Bakhşiyan'ı suçladı. Yine Martuni'nin Kiş köyüne yerleştirilen Azerbaycanlılar, yerel yetkilileri kendilerine yasal olarak tanınan hakları ve diğer ihtiyaçları sağlamamakla suçladılar. Dolayısıyla ne Ermenistan'daki ne de DKÖO'daki Ermeniler Azerbaycanlıların kendi bölgelerinde kalmasını istemiyordu.

İlginçtir ki Ermeni yetkililer de tehcir ettikleri Azerbaycanlıların Nahçıvan'a gitmesini istememiştir. Nahçıvan üzerinde toprak iddiaları olan Ermeniler, buradaki etnik dengeyi kendi aleyhlerine değiştirmekten çekiniyorlardı. Örneğin, Azerbaycanlı yetkililer Vedi ilçesindeki Azerbaycanlıları Nahçıvan'a yerleştirmek istemelerine rağmen, Ermeni Bakanlar Kurulu, Nahçıvan'daki sınırlı iş olanaklarını gerekçe göstererek buna karşı çıkmıştır.[110] Bunun üzerine Azerbaycan, Nahçıvan'da pamuk yetiştiriciliğini geliştirme kararı alarak bu yerleştirmeye zemin hazırlamış ve Ermenistan'ın Noraşen ilçesinden 500 haneyi Nahçıvan'a taşımıştır.[111] Sovyet döneminin alışılmadık protestolarından biri de Arpaçay ve Aras nehirleri boyunca yaşayan bir grup Azerbaycanlı tarafından yapıldı. Açıklamalarında, tehcir edilmek yerine İran veya Türkiye'ye gitmenin daha iyi olacağını ifade ettiler ve bazıları daha önce ayrılmamakla hata yaptıklarını söyledi. Taşınmaya karşı protestolar sadece sıradan insanlar tarafından yapılmadı. Bazen bu tür protestolar Sovyet sisteminde yüksek mevkilerde bulunan veya bulunmuş kişiler tarafından da dile getirilmiştir. Örneğin Mirza Bashirov, Geşem Şahbazov, Ibish Abbasov, Yakub Garibov, Rahim Allahverdiyev, Yusuf Abbasov ve T. Musayev, toplu tehcire karşı çıktıkları için Ermenistan Komünist Partisi Merkez Komitesi Bürosu'nun özel bir direktifiyle görevlerinden alındılar. Bundan sonra bazıları Azerbaycan'a taşındı ve orada çalışmaya başladı. Bu kişilerden biri, Karabağlar ilçe parti komitesinin birinci sekreteri olarak görev yapan ve tehcir politikasını sert bir şekilde eleştirdiği için cumhuriyet yetkilileri tarafından ağır zulme maruz kalan Cafer Velibeyov'du.[107]

En büyük sorunlardan biri iklim farkıydı. Tehcir sürecinde yer değiştirenlere gerekli kaynakların sağlanmaması, iklim farklılıkları ve sağlık koşullarının uygun şekilde düzenlenmemesi nedeniyle önemli sayıda insan öldü. Her üç kişiden biri yeni koşullara, sıcak ve kuru iklime ve ev erzaklarının eksikliğine uyum sağlayamamış, açlık ve hastalıktan ölmüştür. G. Mammadov ve S. Asadov'a göre, tehcire maruz kalanlar arasında önemli sayıda kayıp vardı.[112]

Azerbaycan Türklerinin zorunlu tehciriyle ilgili bir diğer mesele de tehcir edilen nüfusa verilmesi gereken kamu ve özel çiftliklere ait hayvanlar meselesiydi. Tehcir edilen nüfus Azerbaycan SSC'ye gelirken kamu çiftliklerinden 4.502 baş sığır, 12.720 koyun, 206 at ve 66 domuz, özel çiftliklerden ise 2.607 baş sığır, 4.168 koyun ve 64 at getirmiştir. N. Allahverdiyev'in Ermenistan'dayken hazırladığı bir raporda, tehcir sırasında 1.000'den fazla Azerbaycanlı ailenin kamu mallarına dokunmadan Ermenistan topraklarını terk ettiği belirtilmektedir.[113][114]

Tehcir edilenlerin sayısı

[değiştir | kaynağı değiştir]

Bu süreçte Ermenistan'dan gelip Azerbaycan'a yerleşen Azerbaycanlıların sayısı hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Konunun karmaşıklığı, resmi olarak yer değiştirenlerin yanı sıra Ermenistan'dan Azerbaycan'a gönüllü olarak göç edenlerin sayısını tam olarak belirlemenin zorluğundan kaynaklanmaktadır. Ayrıca, resmi hesaplamalar sadece Kur-Araz bölgesine yerleşen Azerbaycanlıları bu sürecin bir parçası olarak kabul ederken, Ermenistan'dan resmi olarak tehcir edilen birçok kişi Kur-Araz Ovası dışındaki yerlere yerleşmiştir.[115][116] Ermeni kaynaklarına göre, Kur-Araz ovasına yerleştirilenlerin sayısının 58,5 bin kişi olduğu belirtilmektedir. Sorunlardan biri, Sovyet resmi çevrelerinin her hanenin 5 kişiden oluştuğunu varsayarak hane sayısına göre hesaplama yapmasıdır ki bu bizim durumumuzda doğru değildir. Çünkü Ermenistan'da Azerbaycanlı hane başına düşen kişi sayısı Ermeni hane başına düşen kişi sayısını önemli ölçüde aşmaktadır. Bu durum tarihçi ve nüfus bilimci V. İ. Kozlov tarafından da doğrulanmaktadır. Ona göre, Ermenistan SSC'nin kırsal bölgelerinde yaşayan Ermeniler arasında doğum oranı oldukça düşükken, Azerbaycanlılar arasında bu oran önemli ölçüde daha yüksekti.[117][118] Azerbaycan SSC Bakanlar Kuruluna bağlı Göç Dairesi'nin 1956 tarihli nihai raporuna göre, Ermenistan SSC'den Azerbaycan SSC'ye yerleştirilen Azerbaycanlıların sayısı 58.847 kişiydi (13.230 hane). Ancak tarihçi Esad Gurbanlı, hesaplamalarını Kozlov'un araştırmasına dayandırarak ve Ermenistan'da Azerbaycanlı hane başına düşen ortalama kişi sayısını 7-8 olarak kabul ederek, tehcir edilen kişi sayısının yaklaşık 100.000 civarında olduğunu tahmin etmektedir. Gurbanlı ayrıca bu iddiasını Ermenistan'daki Azerbaycanlıların doğal nüfus artış hızıyla ilişkilendirerek gerekçelendirmektedir:[119]


Bahtiyar Necefov sürgün edilenlerin sayısı hakkında şunları bildirmektedir:[120]


1948-1953 yılları arasında Azerbaycanlıların tehcir edilmesi projesi iki nedenle gerekçelendirilmiştir: 1) Kur-Araz bölgesinde gelişmekte olan pamuk endüstrisi için işgücüne duyulan ihtiyaç 2) Ermenilerin yurtdışından Ermenistan'a göç ettirilmesi.

Ancak tehcir edilen Azerbaycanlıların çoğu kırsal bölgelerde yaşarken, yurtdışından gelen Ermenilerin çoğu şehirlere yerleşmiştir. Tarihçi Farid Şefiyev, Sovyet hükûmetinin kararını belirtilen nedenlerden ziyade stratejik nedenlere bağlamaktadır. Ona göre, Sovyet ve Ermeni yetkililer hassas gördükleri bölgelerden Azerbaycanlıları tehcir etmek istemişlerdir. Bu da Azerbaycanlıların Türkiye'yi desteklediği iddiasıyla bağlantılıydı. Dolayısıyla Şefiyev, devlet tarafından organize edilen bu tehciri, 20. yüzyılın ilk yarısında Azerbaycanlılar ve Ermeniler arasında yaşanan etnik gerilimler ve SSCB-Türkiye ilişkilerinin gerilmesinden kaynaklanan jeopolitik durum bağlamında anlamayı önermektedir. Stalin'in ölümünden sonra tehcir süreci durdurulmuş olsa da, proje Ermeni yetkililer arasında Sovyetlerin kendi lehlerine bazı idari değişiklikler yapabileceğine dair umut yaratmıştı. Türkiye'den toprak almanın imkânsızlığı karşısında Erivan'daki yetkililer Azerbaycan'dan toprak kazanmayı umuyordu. Sonraki dönemlerde gizli ve bastırılmış bir şekilde devam eden bu gerginlik, 1988-1990 yılları arasında Mihail Gorbaçov'un iktidarı sırasında açık çatışmaya dönüştü.[121]

Stalin'in ölümünden sonra, yerinden edilmiş insanların geri dönüşü yoğunlaştı. Ermeni liderlerin Azerbaycan hükûmetine yönelik protestoları nedeniyle Azerbaycan SSC Tarım Bakan Yardımcısı Möhsün Poladov başkanlığındaki bir heyet Ermenistan'ı ziyaret ederek konuyla ilgili bir rapor hazırladı. Rapor, Nisan 1954'e kadar 1.155 hanenin (6.930 kişi) önceki ikamet yerlerine geri döndüğünü ortaya koymaktadır. Ancak bu durum Ermenistan'daki Azerbaycanlıların toplam sayısında önemli bir düşüşü engelleyemedi. 1959 nüfus sayımına göre Ermenistan'da sadece 107.000 Azerbaycanlı yaşamaktaydı.[122][123]

Bu sürgünün etkileri, sonraki dönemlerde Ermenistan'daki Azerbaycanlıların demografik göstergelerinde değişikliklere yol açmıştır. 1970'lerde Ermenistan'da şehirlerde yaşayan Azerbaycanlıların büyüme oranı kırsal alanlarda yaşayanlarınkini geçmiştir. Bu durum Sovyet döneminin ilk aşamalarında gözlemlenmemişti, ancak genel olarak şehirlerde yaşayan Azerbaycanlıların sayısı çok düşüktü ve 1979 nüfus sayımına göre toplam Azerbaycan nüfusunun sadece %15,5'ini oluşturuyordu. Buna ek olarak, Erivan şehrindeki Azerbaycanlıların sayısı da azalmaktaydı. Azerbaycanlılar uzun zamandır şehirde çoğunluktayken, sayıları 1979'da %0,7'ye,[124] 1989'da ise %0,1'e düşmüştür. Bunun nedeni kısmen Erivan'a yoğun Ermeni akını ve yurtdışından gelen önemli sayıda Ermeni'ydi. Kentsel alanlardaki Azerbaycanlıların sayısı artmasına rağmen toplam nüfus azalmaktaydı. 1979 yılında Ermenistan'da 160.841 Azerbaycanlı vardı ve toplam nüfusun %5,3'ünü oluşturuyordu. 1989'da bu sayı 84.860'a ya da %2,6'ya düşmüştü.[125]

1988-1989 yıllarında Azerbaycanlıların Ermenistan'dan sürülmesinin son aşaması, Ermenistan'daki Azerbaycanlıl varlığını fiilen sona erdirmiştir. Bunun istisnası, Ağustos 1991'de boşaltılan Nüvedi köyüydü.[126] Tarihçiler Barbara A. Anderson ve Brian D. Silver, bu konuyu tartıştıkları makalelerinde, bu süreçler sırasında Ermenistan'dan yaklaşık 200.000 kişinin sürüldüğünü sıklıkla belirtmektedirler. Azerbaycanlıların 1979'daki %23,6'lık nüfus artış oranı göz önüne alındığında, Ermenistan'daki toplam Azerbaycanlı nüfusunun 1988'de yaklaşık 200.000'e ulaşmış olabileceğini tahmin etmektedirler. Yaklaşık 85,000 Azerbaycanlının 1989 yılında hala Ermenistan'da yaşadığını hatırlatarak, tüm Azerbaycanlıların sadece 1988 yılında sınır dışı edilmediğini öne sürüyorlar. Onların tahminine göre bu süreç 12 Ocak 1989'dan sonra tamamlanmıştır.[127]

Kasım 1989'da SSCB Yüksek Sovyeti “Zorla Sürgüne Tabi Tutulan Halklara Yönelik Baskıcı Eylemlerin Yasadışılığının ve Suç Niteliğinin Kabul Edilmesi ve Haklarının İade Edilmesi Hakkında” bir bildiri kabul etti. Ancak bu belgede Azerbaycanlıların tehcir edilmesi konusuna değinilmemiştir.[128] 18 Aralık 1997'de Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev “1948-1953 Yılları Arasında Azerbaycanlıların Ermenistan SSC'deki Tarihi-Etnik Topraklarından Toplu Sürgünü Hakkında” bir kararname imzaladı. Bu tarihi belge, Azerbaycanlıların Ermenistan SSC'deki tarihi-etnik topraklarından toplu olarak sürgün edilmesine ilişkin kapsamlı bir soruşturma çağrısında bulunmuş, Azerbaycan halkına karşı devlet düzeyinde işlenen bu tarihi suçun hukuki ve siyasi bir değerlendirmesini yapmış ve bunu uluslararası topluma iletmeyi amaçlamıştır. Kararnamede şu ifadelere yer verilmiştir:[129]


Daha sonra, İkinci Karabağ Savaşı'nın sona ermesinin ardından Ermenistan ile yeniden gerginleşen ortamda Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycanlıların geçtiğimiz yüzyıl boyunca uzun süre yaşadıkları topraklardan sürüldüklerini hatırlattı ve bu topraklara geri dönme ihtimalinden bahsetti.[130][131]

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]
  1. ^ Azərbaycan Respublikası Prezidentinin "1948–1953-cü illərdə azərbaycanlıların Ermənistan SSR ərazisindəki tarixi-etnik torpaqlarından kütləvi surətdə deportasiyası haqqında" 18 dekabr 1997-ci il tarixli Fərmanı 26 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. ^ "Azərbaycanlıların Ermənistan SSR-dən deportasiyası (1948–1953-cü illər)" sənədlər toplusu. Bakı,2013]
  3. ^ [1] 11 Mayıs 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 1948–1953-cü illərdə Qərbi Azərbaycan torpaqlarından deportasiya
  4. ^ Bournoutian 1980, s. 2-3.
  5. ^ a b c Bournoutian 1980, s. 12.
  6. ^ Bournoutian 1996, s. 78.
  7. ^ Bournoutian 1996, s. 79.
  8. ^ Herzig və Kurkchiyan 2005, s. 66.
  9. ^ Payaslian 2008, s. 111–112.
  10. ^ Bournoutian 1980, s. 4, 6.
  11. ^ Волкова 1969, s. 45.
  12. ^ Kettenhofen və başqaları 1998, s. 542–551.
  13. ^ Кавказский календарь на 1883 год, Тифлис, Главное управление главноначальствующего гражданскою частью на Кавказе, Кавказский статистический комитет, 1882 год, отдел I, Различные сведения, Некоторые статистические данные о состоянии губерний Кавказского края, стр. 224
  14. ^ Сборник сведений о Кавказе. Том V. Изданный под редакцией Главного Редактора Кавказского Статистического Комитета Н.Зейдлица. Списки населенных мест Кавказского края. Часть I. Губернии: Эриванская, Кутаисская, Бакинская, Ставропольская и Терская область. Тифлис, 1879.
  15. ^ a b Bournoutian 2018, s. 21.
  16. ^ Altstadt 1992, s. 30.
  17. ^ "Первая всеобщая перепись населения Российской Империи 1897 г. Распределение населения по родному языку, губерниям и областям". www.demoscope.ru. 20 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2022. 
  18. ^ de Wall 2018, s. 21.
  19. ^ de Wall 2018, s. 127–128.
  20. ^ Kaufman 2001, s. 58.
  21. ^ "Garegin Njdeh and the KGB: Report of Interrogation of Ohannes Hakopovich Devedjian". 20 Haziran 2006. 31 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2022. 
  22. ^ "ЭТНИЧЕСКИЕ КОНФЛИКТЫ В СССР. 1917-1991 ГГ. БАЗА ДАННЫХ". www.auditorium.ru. 2 Mayıs 2003. 28 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2022. 
  23. ^ Баберовски 2010, s. 166.
  24. ^ Галоян 1957, s. 114-115.
  25. ^ Баберовски 2010, s. 169.
  26. ^ Bloxham 2005, s. 103-105.
  27. ^ Hovannisian 1971, s. 188-189.
  28. ^ Hille 2010, s. 187.
  29. ^ Hovannisian 1982, s. 225-226.
  30. ^ Гарданов 1969, s. 13.
  31. ^ Том де Ваал (2005). "Главы из русского издания книги "Черный сад"". news.bbc.co.uk. 8 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2022. 
  32. ^ Mutafian 1994, s. 134.
  33. ^ Mccarthy 1997, s. 380.
  34. ^ Qurbanlı 2018, s. 117.
  35. ^ Gürün 1991, s. 32-35, 276-313.
  36. ^ Karakaş 2013, s. 161.
  37. ^ Karakaş 2013, s. 161-162.
  38. ^ Karakaş 2013, s. 162.
  39. ^ Karakaş 2013, s. 210-214, 220-226, 238-247.
  40. ^ a b Zubok 2007, s. 58.
  41. ^ Shafiyev 2019, s. 183.
  42. ^ Mirzoyan 2009.
  43. ^ a b Shafiyev 2019, s. 183-184.
  44. ^ Barsegian 1989, s. 120.
  45. ^ Красовицкая 1988, s. 47-51.
  46. ^ Бугай 1989, s. 185-188.
  47. ^ Бугай 1989, s. 136.
  48. ^ Həsənova 1998, s. 94.
  49. ^ Nəcəfov 1998, s. 20.
  50. ^ Qurbanlı 2018, s. 20.
  51. ^ Qurbanlı 2018, s. 18-20.
  52. ^ Həsənli 2005, s. 503.
  53. ^ Qurbanlı 2018, s. 21.
  54. ^ Нагорный Карабах (историческая справка) 2018, s. 57-58.
  55. ^ Herzig və Kurkchiyan 2005, s. 115–117.
  56. ^ Siyasi tarix, II hissə. Bakı, 1998, səh.153–154
  57. ^ Nəcəfov В. Deportasiya. Bakı, 1998, səh.53.
  58. ^ Anderson və Silver 1996, s. 488.
  59. ^ Выпуск 4. Народность и родной язык населения СССР // Всесоюзная перепись населения 17 декабря 1926 г. : краткие сводки. Moskva: ЦСУ Союза ССР. 1928. 1 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  60. ^ "Всесоюзная перепись населения 1939 года. Национальный состав населения по республикам СССР / All-Soviet Population Census of 1939 — Ethnic Composition in the Republics of the USSR: Armenian SSR". www.demoscope.ru. 11 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2022. 
  61. ^ Сулейманов və Миралаев 1975, s. 24.
  62. ^ Арутюнян 1967, s. 328, 343.
  63. ^ Сулейманов və Миралаев 1975, s. 25-26.
  64. ^ Qurbanlı 2018, s. 80.
  65. ^ İsaakyan 1960, s. 59.
  66. ^ Həsənova 2003, s. 100.
  67. ^ "СОВЕТ МИНИСТРОВ СССР ПОСТАНОВЛЕНИЕ N: 4083 от 23 декабря 1947 года. Москва, Кремль О переселении колхозников и другого азербайджанского населения из Армянской ССР в Кура-Араксинскую низменность Азербайджанской ССР. доп. 10/III-48 г. N: 754". 30 Ağustos 2006. 14 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Kasım 2022. 
  68. ^ Saparov 2003, s. 187-188.
  69. ^ a b Qurbanlı 2018, s. 82.
  70. ^ Shafiyev 2019, s. 185.
  71. ^ Qurbanlı 2018, s. 105.
  72. ^ Qurbanlı 2018, s. 83.
  73. ^ Shafiyev 2019, s. 185-186.
  74. ^ Shafiyev 2019, s. 186.
  75. ^ Qurbanlı 2018, s. 99-101.
  76. ^ Musayev 1999, s. 99-178.
  77. ^ Musayev 1999, s. 99-183.
  78. ^ a b Shafiyev 2019, s. 187.
  79. ^ Qurbanlı 2018, s. 84.
  80. ^ a b Qurbanlı 2018, s. 105, 106.
  81. ^ a b c d Shafiyev 2019, s. 194.
  82. ^ Qurbanlı 2018, s. 107.
  83. ^ Rəhimoğlu 1997, s. 192.
  84. ^ Paşayev 1995, s. 22.
  85. ^ Paşayev 1995, s. 23.
  86. ^ Qurbanlı 2018, s. 106.
  87. ^ Qurbanlı 2018, s. 102.
  88. ^ Nəcəfov 1998, s. 57.
  89. ^ a b Qurbanlı 2018, s. 108.
  90. ^ Arzumanlı 2002, s. 119.
  91. ^ İsmayıl 2016, s. 11.
  92. ^ Nəcəfov 1998, s. 116.
  93. ^ Grenoble 2003, s. 135.
  94. ^ Malik 1994, s. 149.
  95. ^ "Deportation of 1948—1953". www.azerbembassy.org.cn. 2 Temmuz 2004. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2022. 
  96. ^ Burdett 1998.
  97. ^ Qurbanlı 2018, s. 86.
  98. ^ a b c d Shafiyev 2019, s. 188.
  99. ^ Nəcəfov 1998, s. 36.
  100. ^ Yılmaz 2013.
  101. ^ a b c Shafiyev 2019, s. 189.
  102. ^ a b Qurbanlı 2018, s. 81.
  103. ^ Qurbanlı 2018, s. 81, 90.
  104. ^ Shafiyev 2019, s. 190.
  105. ^ Shafiyev 2019, s. 190-191.
  106. ^ Shafiyev 2019, s. 191.
  107. ^ a b Qurbanlı 2018, s. 98.
  108. ^ a b Shafiyev 2019, s. 191-192.
  109. ^ Nəcəfov 1998, s. 44.
  110. ^ Shafiyev 2019, s. 192.
  111. ^ Shafiyev 2019, s. 192-193.
  112. ^ Məmmədov və Əsədov 1992, s. 49.
  113. ^ Paşayev 1995, s. 20-21, 25.
  114. ^ Qurbanlı 2018, s. 112.
  115. ^ Qurbanlı 2018, s. 114.
  116. ^ Paşayev 1995, s. 21.
  117. ^ Qurbanlı 2018, s. 115.
  118. ^ Козлов 1982, s. 193.
  119. ^ Qurbanlı 2018, s. 115, 116.
  120. ^ Nəcəfov 1998, s. 58.
  121. ^ Shafiyev 2019, s. 195.
  122. ^ "Всесоюзная перепись населения 1959 года. Национальный состав населения по республикам СССР / All-Soviet Population Census of 1959 — Ethnic Composition in the Republics of the USSR: Armenian SSR". www.demoscope.ru. 29 Eylül 2007. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2022. 
  123. ^ Волкова 1969, s. 17.
  124. ^ "Всесоюзная перепись населения 1979 года. Национальный состав населения по республикам СССР". www.demoscope.ru. 27 Eylül 2007. 14 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2022. 
  125. ^ "Всесоюзная перепись населения 1989 года. Национальный состав населения по республикам СССРНациональный состав населения по республикам СССР. Армянская ССР". www.demoscope.ru. 27 Eylül 2007. 
  126. ^ Nazim Mustafa (5 Mart 2016). "25 March 2022". www.xalqcebhesi.az. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2022. 
  127. ^ Anderson və Silver 1996, s. 490-491.
  128. ^ Известия, М., 24 ноября 1989 г
  129. ^ "1948—1953-cü illərdə azərbaycanlıların Ermənistan SSR ərazisindəki tarixi-etnik torpaqlarından kütləvi surətdə deportasiyası haqqında Azərbaycan Respublikası Prezidentinin fərmanı". 18 Aralık 1997. 26 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2022. 
  130. ^ Nigar Səmədli (16 Temmuz 2021). "İlham Əliyev niyə Zəngəzura qayıtmaqdan danışır?". toplum.tv. 29 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2022. 
  131. ^ "Prezident İlham Əliyev: Əgər Şərqi Zəngəzur varsa, deməli Qərbi Zəngəzur da var". az.trend.az. 14 Temmuz 2021. 30 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2022. 
  • Arseny Saparov (2003). The Alteration of Place Names and Construction of National Identidy in Soviet Armenia. Cahiers du monde russe Russie Empire russe Union soviétique États indépendants. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Kamuran Gürün (1991). Türk-Sovyet İlişkileri (1920-1953). Ankara: Türk Tarih Kurumu. ISBN 9789751603418. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Nuri Karakaş (2013). Türk-Amerikan Siyasi İlişkileri. Atatürk Araştırma Merkezi. ISBN 978-975-16-2601-1. 
  • Farid Shafiyev (2019). The Forced Resettlement of Azerbaijanis from Armenia, 1948-1953. Journal of Muslim Minority Affairs: Routledge. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Əsəd Qurbanlı (2018). Azərbaycanlıların Ermənistan SSR-dən deportasiyası tarixindən: 1947-1953-cü illər. Bakı: Turxan NPB. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Ataxan Paşayev (1995). Köçürülmə. Bakı: Gənclik. 
  • Həbib Rəhimoğlu (1997). Silinməz adlar, sağalmaz yaralar. Bakı: Azərbaycan Dövlət nəşriyyatı. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • T. Musayev (1999). XX əsrdə xalqımızın başına gətirilmiş müsibətlər. Bakı: Ağrıdağ. 
  • Q. İsaakyan (1960). Ermənistan SSR (qısa tarixi oçerk). Bakı: Azərnəşr. 
  • Eldar İsmayıl (2016). Azərbaycan türklərinin 1988-ci il soyqırımı. Bakı: Bayatı. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Arzumanlı Vaqif və Mustafa Nazim. Tarixin qara səhifələri: Deportasiya. Soyqırım. Qaçqınlıq. Bakı: Qartal. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Lətifə Həsənova (2005). Azərbaycan əhalisi XX yüzilliyin ikinci yarısında: (sovet siyahıya almaları əsasında). Bakı: BDU. 
  • Bəxtiyar Nəcəfov (1998). Deportasiya. Bakı: Çaşıoğlu. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • В.И. Козлов (1982). Национальности СССР, этнодемографический обзор. Москва: Финансы и статистика. 
  • Т.Ю. Красовицкая (1988). НЕП и руководство развитием национальных культур. Москва: Вопросы Истории / №9. 
  • В.М. Алпатов (1989). К истории советского языкознания: Марр и Сталин. Москва: Вопросы Истории / №1. 
  • Lətifə Həsənova (1998). 1948-1953-cü illərdə azərbaycanlıların köçürülməsinin sovet deportasiya tarixində yeri. Bakı: ADPU = Konfrans materialları. 
  • Cəmil Həsənli (2005). SSRİ-Türkiyə: soyuq müharibənin sınaq meydanı. Bakı: Adiloğlu. 
  • Edmund Herzig və Marina Kurkchiyan (2005). The Armenians: Past and Present in the Making of National Identity. Oxon: Taylor & Francis. ISBN 0700706399. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Simon Payaslian (2008). The History of Armenia: From the Origins to the Present. New York: Palgrave Macmillan. ISBN 978-0-230-60858-0. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • George A. Bournoutian (1980). The Population of Persian Armenia Prior to and Immediately Following its Annexation to the Russian Emp~re: 1826-1832. Conference on "NATIONALISM AND SOCIAL CHANGE IN TRANSCAUCASIN'. Co-sponsored by Kennan Institute for Advanced Russian Studies, The Wilson Center· and American ssociation for the Advancement of Slavic Studies. 
  • George A. Bournoutian (1996). "The Ethnic Composition and the Socio-Economic Condition of Eastern Armenia in the First Half of the Nineteenth Century" in Transcaucasia, Nationalism and Social Change: Essays in the History of Armenia, Azerbaijan and Georgia edited by Ronald Grigor Suny. Michigan: The University of Michigan Press. 
  • Barbara A. Anderson və Brian D. Silver (1996). "Population Redistribution and the Ethnic Balance in Transcaucasia" in Transcaucasia, Nationalism and Social Change: Essays in the History of Armenia, Azerbaijan and Georgia edited by Ronald Grigor Suny. Michigan: The University of Michigan Press. 
  • Наталия Георгиевна Волкова. Этнические процессы в Закавказье в XIX-XX вв. Moskva: Кавказский этнографический сборник - Наука. 
  • George Bournoutian (2018). Armenia and Imperial Decline: The Yerevan Province, 1900-1914. Routledge. 
  • Erich Kettenhofen; George A. Bournoutian; Robert H. Hewsen. 1998. Encyclopædia Iranica. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Audrey L. Altstadt (1992). The Azerbaijani Turks: Power and Identidy under Russian Rule. Stanford California: Hoover Institution Press. 
  • Stuart J. Kaufman (2001). Modern Hatreds: The Symbolic Politics of Ethnic War. Cornell University Press. ISBN 0-8014-8736-6. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Thomas De Waal (2003). BLACK GARDEN: Armenia and Azerbaijan through Peace and War (PDF). New York: New York University Press. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Richard Hovannisian (1982). The Republic of Armenia, 1919-1920. University of California Press. ISBN 0520041860. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Richard Hovannisian. The Republic of Armenia, 1918-1919: From Versailles to London, 1919-1920. University of California Press. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Charlotte Hille (2010). State Building and Conflict Resolution in the Caucasus. Brill. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Justin Mccarthy (1997). The Ottoman Turks: An Introductory History to 1923. Longman. ISBN 9780582256552. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Н.А. Сулейманов və Т.С. Миралаев Бала Эфендиев (1975). Бала Эфендиев (биографический очерк). Азербайджанское гос. изд-во. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • L.A. Grenoble (2003). Language Policy in the Soviet Union. Springer Science & Business Media. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Anita L. P. Burdett (1998). Armenia Political and Ethnic Boundaries 1878–1948. Archive Editions. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Harun Yilmaz (2013). The Soviet Union and the Construction of Azerbaijani National Identity in the 1930s. Iranian Studies - Vol. 46, No. 4. 
  • Vladislav Zubok (2007). A Failed Empire: The Soviet Union in the Cold War from Stalin to Gorbachev. Chapel Hill: University of North Carolina Press. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2024. 
  • Khikar Barsegian (1989). Istina dorozhe: K probleme Nagornogo Karabakha – Artsakha. Erivan: Znaniye. 
  • Gamlet Mirzoyan (2009). Sovetskiyi praviteli Armenii. Grigory Arutunov. Noyev kovcheg.