Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Bu çalışma, Karl Radek tarafından farklı tarihlerde Lozan Konferansı hakkında kaleme alınan iki makalesinin çevirisidir. Müttefiklerin Sovyet Rusya'ya yaklaşımı ve Lozan Konferansına dair gelişen durum, metindeki ana konuları... more
Bu çalışma, Karl Radek tarafından farklı tarihlerde Lozan Konferansı hakkında kaleme alınan iki makalesinin çevirisidir. Müttefiklerin Sovyet Rusya'ya yaklaşımı ve Lozan Konferansına dair gelişen durum, metindeki ana konuları oluşturmaktadır. Başlangıçta Sovyet Rusya'yı göz ardı eden Müttefikler, daha sonra onu Yakın Doğu Konferansına dahil etmişler, davetin belirsizliği konferansın Yakın Doğu meselelerini müzakere mi ettiği yoksa karar alma amacı mı güttüğü konusunda tartışmalara yol açmıştır. Türkiye'ye yönelik İngiliz ve Fransız politikaları farklılık göstermekte olup, İngiltere bölünmeyi savunurken Fransa Türkiye'yi askeri olarak güçlendirmeye çalışmaktadır. Osmanlı Sultanının İngiliz destroyeriyle Malta'ya gitmesi, İngiltere'nin onu meşru bir halife olarak tanıtmaya ve Kemal Paşa'nın imajını zayıflatmaya çalıştığını göstermektedir. Türkiye'deki komünistlere yapılan zulüm zorluklar doğururken, Sovyet Rusya Türkiye'yi Doğunun devrimini ve dünya proletaryasını güçlendirmek için desteklemektedir. Sonuç olarak Karl Radek tarafından kaleme alınan bu makaleler, Müttefiklerin değişen dinamiklerini, Lozan Konferansının karmaşıklıklarını ve İngiltere ile Fransa'nın Türkiye'ye karşı olan farklı politika yaklaşımlarını vurgularken, Sovyet Rusya'nın bu jeopolitik gelişmelerdeki rolünün önemini özetlemektedir.
This study mainly concentrates on four important points. The first point is the purpose of using authentic material in foreign language classrooms. The second one is the role of authentic material use in the second language classroom.... more
This study mainly concentrates on four important points. The first point is the purpose of using authentic material in foreign language classrooms. The second one is the role of authentic material use in the second language classroom. Advantages and disadvantages of using authentic material also have been discussed in this paper. Another point of this study will help us to analyse why and how authentic materials could be more effective to develop the language skills of second language learners. Previous experience and thoughts of some authors and academics will support our research. Differences between published and authentic materials will also be the points of our discussion in this study. Özet Bu çalışmada dört önemli noktaya değinilmektedir. Öncelikle, yabancı dil sınıflarında otantik material kullanımının maksadı, ikinci önemli noktada yabancı dil sınıflarında otantik materiallerin rolü tartışılmaktadır. Otantik material kul-lanımının avantaj ve dezavantajlarıda bu çalışmada yer almaktadır. Yapılan bu araştırmanın diğer bir önemli tarafı yabancı dil sınıflarında otantik material kul-lanımının neden ve nasıl öğrenciler üzerinde daha etkili olabileceğini anlamamıza yardımcı olmasıdır. Uzman ve akademisyenlerin geçmişte edindikleri tecrübe ve düşüncelerde yapılan bu çalışmayı desteklemektedir. Otantik materyaller ile yayın-lanmış materyaller arasındaki farklarda yapılan bu çalışma çerçevesinde incelen-mektedir. Anahtar kelimeler: Otantik materyaller, ikinci dil, iletişimsel yaklaşım 38
Research Interests:
Refugee conditions in Australia have been a major concern of Australian society. There are many reasons why refugee conditions are not improved in the country. The practice of immigration and citizenship laws by the John Howard 1... more
Refugee conditions in Australia have been a major concern of Australian society. There are many reasons why refugee conditions are not improved in the country. The practice of immigration and citizenship laws by the John Howard 1 Government since the federal election in 1996 won by his Liberal Party is under surveillance. In this study, the Australian Federal Government approach against asylum seekers is one of the issues that will be analyzed. Increasing reactions between social groups and international organizations against the policy makers will shape the direction of this study. Opinions of some authors on this issue, reasons for illegal migration, immigration facts in Australia, a comparison of Australian and Swedish refugee policies, child refugees and conditions of detention centres in 1990s are the parts of this research. Avustralya'daki mültecilerin içinde bulundukları ağır koşullar Avustralya toplumunun gündemindedir. Ülkede sığınma talebinde bulunan insanların içinde bulundukları bu koşulların iyileştirilmemesinin sebepleri vardır. Başbakan John Howard'ın 1996 yılında kazanmış olduğu federal seçimlerden sonra göçmenlik ve vatandaşlık kanunlarının uygulamaları takip edilmektedir. Yapılan bu çalışmada, Avustralya Federal Hükümeti'nin sığınma talebinde bulunanlara karşı yaklaşımı da incelenmektedir. Bunun dışında, sosyal gruplar ve uluslararası organizasyonlar tarafından kanun yapanlara karşı yükselen tepkiler de bu çalışmanın yönünü belirlemektedir. Bu araştırmada, 1990'lı yıllarda bazı otoritelerin bu konu hakkındaki görüşleri, yasadışı göçmenliğin sebepleri, göçmenlik unsurları, Avustralya ve İsveç'in mülteci politikalarının karşılaştırılması, çocuk mülteciler ve gözaltı merkezlerindeki koşullar gibi konular yer almaktadır.
Research Interests:
This study analyses the causes and the fundamental problems students in Turkey face when producing scientific research papers focusing on measurement and assessment methods, curriculum design, English language and academic writing skills... more
This study analyses the causes and the fundamental problems students in Turkey face when producing scientific research papers focusing on measurement and assessment methods, curriculum design, English language and academic writing skills of students. The study is based on a questionnaire consisting of 12 questions prepared in 2012. It was designed to measure the general research skills of 100 undergraduate students from different programs at one of the universities in Turkey. Results showed that academic essay writing is as difficult to university students as it is to academics. The researcher believes that this study can emphasize why academic writing is an issue for scholars and university students in Turkey.
Research Interests:
This study examined the expectations of 88 current English Language Teaching students at the European University of Lefke in the Turkish Republic of North Cyprus in regards to their expectations of effective classroom management. The... more
This study examined the expectations of 88 current English Language Teaching students at the European University of Lefke in the Turkish Republic of North Cyprus in regards to their expectations of effective classroom management. The students were given questionnaires which consisted of 20 questions relating to various styles and methods of management techniques – including intrinsic and extrinsic characteristics-which are commonly witnessed in the classroom. Participation was voluntary. Surprisingly, the results showed that classroom management is just as important to students as it is to teachers. The authors believe that this information can be used to help teachers become more effective classroom managers while at the same time give future educators guidance as they prepare for their own careers.
Research Interests:
Balkanlar ve Doğu Avrupa'da oluşan komünist hareketin öncülüğünü yapan Christian Rakovsky, gazeteci, yazar, diplomat ve tıp doktoru olmasının yanı sıra Kuzey ve Güney Avrupa ülkelerindeki tüm sosyalist örgütlenmelere de danışmanlık... more
Balkanlar ve Doğu Avrupa'da oluşan komünist hareketin öncülüğünü yapan Christian Rakovsky, gazeteci, yazar, diplomat ve tıp doktoru olmasının yanı sıra Kuzey ve Güney Avrupa ülkelerindeki tüm sosyalist örgütlenmelere de danışmanlık yapmıştır.
Research Interests:
In this article, Christian Rakovsky claims that the Turkish revolution has been dangerously out of control since its beginning and that the only way to maintain peace in the Empire is to meet the demands of different ethnic groups and... more
In this article, Christian Rakovsky claims that the Turkish revolution has been dangerously out of control since its beginning and that the only way to maintain peace in the Empire is to meet the demands of different ethnic groups and unite them in a common spirit of solidarity but Rakovsky underlines that the power of the Young Turks is completely inadequate in this regard. The original of this article, translated into English by Harry Ratner, was published by Le Socialisme Magazine in May 1909 in its 76th issue and the page numbers used for the reference of this article are 4 and 5. The following article was republished in the 3rd issue of volume 8 in the Journal of Revolutionary History in 2003, courtesy of the Editorial Board of Revolutionary History from the Balkan Socialist Tradition. This text was retranscribed in English by Ted Crawford and David Walters in September 2006 and its proofreading was completed by Alvaro Miranda in April 2021 on the website of the Marxists' Internet Archive.
Research Interests:
İdeolojiye bir çerçeve çizerken, devletin ideolojik aygıtları (DİA'lar) arasında keskin sınırlar çizemeyen Louis Althusser (2005) için sistemin parçalarından bir tanesinin söz konusu sistem içerisinde yer alarak sistemin doğasını kökten... more
İdeolojiye bir çerçeve çizerken, devletin ideolojik aygıtları (DİA'lar) arasında keskin sınırlar çizemeyen Louis Althusser (2005) için sistemin parçalarından bir tanesinin söz konusu sistem içerisinde yer alarak sistemin doğasını kökten tehlikeye atmadığını söylemek çelişkili olmamaktadır (s. 101). Devletin ideolojik aygıtları ve devletin baskı aygıtları (DBA'lar) arasındaki fark ideolojik birimler olan aileler, dini kurumlar ve eğitim kurumları gibi araçlarken devletin baskı aygıtları ise polis, mahkeme, idare, ordu ve hapishaneler gibi araçlardır. Althusser (2008)'in düşüncesinde DBA'lar emir ve zorlamayla kullandırılırlar. Buna karşılık DİA'lar ise ideolojik olarak çalışırlar (s. 170). Bu noktada eğitim ele alındığında ideolojinin tek başına kullanılmadığı anlaşılır. Okulda eğitim, ister istemez belli bir zorlayıcılığın ve çerçevenin içerisinde kalır. Eğitimin amacı, bireyi kaidelere göre terbiye ederek sisteme uyum sağlamasına yardımcı olmaktır. Bütün DİA'lar baskı aygıtları gibi görünüyor olmasalar da devletin ideolojik aygıtları belli bir yönetmeliğe göre ya da maneviyat ile çalışır. Okul yönetmelikleri devletin sistematik hiyerarşinden çıkamamaktadırlar. Resmi bir kurum olan okulun müfredatında devlet ideolojisini temsil eden yasaların haricinde bir eğitim yapılamaz. Yine okul içerisinde öğrencinin özlük hakları dışında öğrenciye herhangi bir yaptırım uygulanamaz. Antonio Gramsci'ye göre kültür kavramının kuramsal değerinin yüceltilmesi ile ideoloji kültüre indirgenir (Althusser, 2009: 207). Kültür temel olarak eğitimin manevi amacıdır. Kültürün yüceltilmesi ve kendi içinde ayrıştırılması ile eğitim, seçkin bir aydın sınıf yaratarak bir nevi hegemonya oluşturur. Böylelikle toplumda yeni bir sınıf olan okuyan seçkinler sınıfı doğar. Bu seçkinlerin büyük bir kısmı ise DİA'yı oluşturan daha geniş bir halkaya geçtikten sonra baskı gruplarını yönetme fırsatı yakalar ve böylece hegemonya dairesini tamamlarlar.
Antonio Gramsci için eğitim, eğitim amaçlı kurumların sınırlarını aşmaktadır. Eğitim, böylelikle geniş bir faaliyetler dizisi içerisinde gerçekleşmekte ve özellikle de kamu okulu, hümanist eğitim veya genel kültür okullarının, eğitimi... more
Antonio Gramsci için eğitim, eğitim amaçlı kurumların sınırlarını aşmaktadır. Eğitim, böylelikle geniş bir faaliyetler dizisi içerisinde gerçekleşmekte ve özellikle de kamu okulu, hümanist eğitim veya genel kültür okullarının, eğitimi alanlara belli bir olgunluk veya entelektüel veyahut pratik yaratıcılık kazandırmasını amaçlamaktadır. Eğitimin kazandırdığı yeteneklerle birlikte eğitim alanlara kazandırılan, yönelim ve inisiyatif bağımsızlığı sağlanmakta ayrıca bu bağımsızlığı da toplumsal faaliyete nüfuz ettirmeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla Gramsci için yetişkin eğitimi belirleyici bir yere sahiptir. 1 Okul sistemi üzerine yazdığı en önemli yazılarından biri olan bu makale 1970 yılında Monash Üniversitesi Siyaset Bilimi öğretim üyesi Alastair Davidson tarafında İtalyancadan İngilizceye tercüme edilip Australian Left Review'de yayınlanmıştır. Dr. Onur Şaraplı Genel olarak her uygulamalı faaliyetin kendi uzman ve yönetici sınıflarını oluşturmak için kendi okullarını kurup bu okullarda eğitim verebilen yüksek dereceli aydınların yetiştirildiği tüm uygulamalı faaliyetlerinde çok karmaşık hale geldiğini ve bilimin modern toplumda yaşamla iç içe geçtiğini görebiliyoruz. Bu nedenle, en eski ve en geleneksel okul olan ve de her insana sadece genel düşünmeyi değil daha iyi düşünmeyi ve hayatta kalmanın temel yetisini de kazandıran uzmanlaşmamış bir eğitim için tasarlanan "insani" diyebileceğimiz okul türünün yanı sıra tüm meslek dalları veya özel meslekler için birçok farklı seviyede uzman yetiştiren bir okul sistemi oluşturulmuştur. Şu an bizi besleyen eğitimdeki krizin farklılaşma ve uzmanlaşma sürecinin açık ve kesin ilkeler olmadan ve de iyi çalışılıp bilinçli bir şekilde planlanmadan düzensiz bir şekilde ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Eğitim programlaması ve örgütlenme krizi yani modern aydın grupların oluşumu için gerekli olan politikanın genel yönelim krizi büyük ölçüde genel krizin bir zorluğudur. Geçmiş eğitim sisteminde okullaşmanın klasik ve mesleki temel bölümleri rasyonel bir şema ile çerçeveliydi. İşçi sınıfı için meslek okulu, yönetici sınıflar ve aydınlar için de klasik okullar vardı. Hem şehirde hem de ülke içindeki sanayileşme daha yeni bir kentsel entelektüel sınıf oluştururken klasik okulun yanı sıra teknik okulu da geliştirdi. Bu durum Greko-Roman geleneğine dayanan genel eğitimin somut ve hümanist yönelim ilkesini tartışmaya açmıştır. Bir zamanlar tartışılan bu yönelimin biçimsel etkinliği büyük ölçüde geleneksel olarak sorgulanmayan belli bir medeniyetin var olan itibarına dayandığı için bitmiştir. Bugünkü eğilim her türlü "ilgisiz" (veya doğrudan eğilimi olmayan) ve "biçimlendirici" eğitimi ortadan kaldırırken profesyonel bir geleceğe hazırlanmaktan endişe duymayan küçük bir erkek ve kadın elit grup için az sayıda örnek bırakmak ve öğrencinin kaderinin önceden belirlendiği özel meslek okullarını daha fazla yaymaktır. Bu krizin çözümünde izlenmesi gereken yol genel olarak insancıl olan teknik ve endüstriyel olarak elle çalışma ve entelektüel çalışma kapasitelerinin gelişimini doğru bir şekilde ayarlayan biçimlendirici eğitim için tek tip okuldur. Mesleki yönelimi tekrarlayan deneyimi sayesinde 1 Carmel Borg ve Peter Mayo, "Gramsci ve Üniteryen Okul: Paradokslar ve Olasılıklar", Carmel Borg, Joseph Buttigieg ve Peter Mayo (eds.) Gramsci ve Eğitim, İstanbul: Kalkedon Yayıncılık 2011, s. 136, 137.
ÖZ Bilim dünyasında Truva medeniyetinin kökeni üzerinden devam eden bir tartışma vardır. Bu medeniyetin kökeni hakkında tarihçiler ve arkeologlar arasındaki hâkim görüş Truvalıların Yunan kökenli olduğu yönündedir, ancak bu görüş ile... more
ÖZ
Bilim dünyasında Truva medeniyetinin kökeni üzerinden devam eden bir tartışma vardır. Bu medeniyetin kökeni hakkında tarihçiler ve arkeologlar arasındaki hâkim görüş Truvalıların Yunan kökenli olduğu yönündedir, ancak bu görüş ile ilgili kesin bir kanıt da yoktur. Buna karşılık, bu makalede Truvalıların kökenlerinin, Anadolu’da yaşamış uygarlıklardan birine kadar uzanabileceği de öne sürülmektedir. Dolayısıyla, yapılan bu araştırma, Geç dönem Tunç Çağı üzerine varolan ikincil kaynaklardan yararlanılarak eski topluluklar arasındaki etkileşimler üzerinden Truva uygarlığını tanımlamak için medeniyetler arasındaki ilişkiler incelenmektir. Bu çalışmanın ışığında yapılan değerlendirmelerle, kültürlerin toplumsal dinamiklerinin kültür ve dil sembolleriyle ifade edilişlerinin anlaşılmasında kültürlerarası iletişimin önemli bir işlevi olabileceği yönteminden yola çıkılmıştır. Truva medeniyetinin sinemada nasıl anlatıldığı ve Truva’nın literatürdeki mitolojik algısı bu makalede incelenen diğer önemli konulardır. İncelenen kaynaklar, bilim dünyasında hala geçerli bir cevabı olmayan Truvalıların kökenleri hakkında ipucu bulmamıza yardımcı olacaktır.

ABSTRACT
There is an ongoing debate in the scientific world about the origin of the Trojan civilization. The prevailing view amongst historians and archaeologists about the origin of this civilisation is that the Trojans were Greek, but there is still no definitive evidence regarding this argument. In contrast, it is also suggested that the origins of the Trojans may be traced to one of the Anatolian tribes discussed in this paper. The aim of this research is, therefore, to examine the range of relationships between civilisations to identify the nationality of Trojans in the context of interactions amongst ancient communities during the Late Bronze Age, as explored through secondary sources. Under the light of this study, evaluation of this argument will concentrate on how that intercultural communication can be an important function in understanding the expressions of the social dynamics of cultures with the symbols of culture and language. How Troy is depicted in cinema, and the mythological perception of Troy in literature are additional important points analysed in this paper. This information examined will help us find clues concerning the origins of the Trojans, which still remains without an acceptable answer in the scientific world.