Bölüm
-10ORTA ASYA’DA TEFSİR
Tefsir faaliyetinin ortaya çıkma gayesi başlangıçtan günümüze kadar
Kur’ân’ın daha iyi anlaşılmasına hizmet etmektir. Bunun yanında müfessirleri
tefsir yazmaya teşvik eden faktörler bazen sübjektif olabilmektedir. Örneğin
önceki kitapları cemetme veya şerh etme gayesi, tefsir halkaları oluşturma çabası
gibi genel sebepler ileri sürülebilir. Müfessirin rüyasında Hz. Peygamberi görmesi ve ona tefsir yazmasını müjdelemesi, ya da kendi itikadî mezhebinin öğretilerini diğer mezheplere göre daha sağlam gösterme çabası, yine belli bir kesimin veya şahısların talebi üzerine tefsir yazımları olmuştur.1
Orta Asya coğrafi bir terim olarak batıda Hazar Gölü ile başlayıp Çin'in
batısındaki Sincan bölgesinin (Doğu Türkistan) doğusuna kadar devam eder.
Rusya'nın güneyi ve kuzeyde Kazak bozkırlarından güneyde İran, Afganistan ve
Pakistan'ın kuzey bölgelerine kadar uzanır. Bu nedenle Orta Asya; merkezinde
yer alan Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan, Hazar
Gölü, Sincan (Doğu Türkistan), Güney Rusya, İran, Afganistan ve Pakistan'ın
kuzey bölgeleriyle çevrili stratejik coğrafyanın adıdır.2 Bölgede kalıcı başarılar,
ancak Haccâc b. Yûsuf es-Sekafî’nin umumi valiliği esnasında Kuteybe b. Müslim’in 86’da (705) Horasan valisi tayin edilmesiyle sağlandı. Uzun uğraşlardan
sonra yerel hâkimleri ortadan kaldıran Kuteybe, Beykend, Timuşkent, Kermîniye, Buhara, Keş ve Nesef’i ele geçirdi. Bölgede yoğun olarak Budizm, Zerdüştîlik, Maniheizm, Hıristiyanlık, Yahudilik, Şamanizm, Mecûsîlik ve Mezdekiyye varlık göstermiştir. Dahhâk b. Müzâhim gibi âlimler İslam davetinde
bulunmuş ve bölgede İslam dininin kabul edilmesine hizmet etmişlerdir. Samaniler döneminde en parlak devrini yaşayan bu bölgede özellikle Büst, Semerkant, Buhara, Nesef, Rey, Herat, Belh gibi ilim ve kültür merkezlerinin varlığı
Detaylı bilgi için bknz: Hikmet Koçyı̇ğı̇t, Müfessı̇r lerı̇ Tefsı̇r Yazmaya Sevk Eden Amı̇ller,
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 10, 2012, 107-129.
2 Hüseyin Kara, Orta Asya Ülkelerı̇ndekı̇ Etnı̇k Yapının Bölge Güvenlı̇ğ ı̇ne Etkı̇lerı̇, Türk
Dünyası İncelemeleri Dergisi, İzmir, 1/1, (2006), 103-111, 104.
1
bölgenin gelişmesine katkı sağlamıştır. Samaniler döneminde ilim ve kültürel
faaliyetler zirveye çıkmıştır.3
Orta Asya İslam araştırmaları ve Kur’ân çalışmaları açısından verimli ve
zengin bir bölgedir. Bölge halkının İslamiyet’i kabul etmesiyle birlikte bu coğrafyada dini alanda eserler ihtiyaca binaen telif edilmeye başlamıştır. Tefsir de
bölgede yerini alan disiplinler arasında ilk sıralarda gelmektedir. İlk dönemlerden itibaren bu coğrafyada hem rivayet hem de dirayet tefsir örneklerini görmek
mümkündür. Aynı zamanda filolojik tefsirler, kelam merkezli itikadî tefsirler ve
işarî tefsirler erken dönemden itibaren bu coğrafyada ortaya çıkmıştır. Orta
Asya geniş topraklara sahip olmuş, farklı dillere ve inançlara ev sahipliği yapmıştır. Bölgede dini ilimlerin yanı sıra felsefî ve nazarî ilimler de ön plana çıkmıştır.
Bölgesel tefsir çalışmaları gerek ülkemizde gerekse diğer ülkelerde yeterince çalışılmamış olup içerisinde ciddi boşluklar barındırmaktadır. Buna bağlı
olarak Orta Asya tefsir tarihi ve çalışmaları hakkında yeterince akademik araştırmalar bulunmamaktadır. Bu alan oldukça bakirdir ve yeni akademik çalışmalara ihtiyaç duymaktadır. Çalışmada öncellikli olarak Orta Asya’da doğup yetişen ve tefsirlerini de bu coğrafyada yazan müfessirler incelenmektedir. Bu sebeple Orta Asya bölgesinde doğduğu halde başka bölgelerde yetişen ve tefsirlerini bu coğrafya dışında yazan müfessirler (Ebû’l-Berekât Nesefi gibi)4 çalışmaya
dahil edilmemiştir.
Kafkasya, Maveraünnehir ve Horasan’da ilk dönemlerde Tükler ve Farslar yaşarken halifeler döneminde fetihlerle birlikte Araplar da bölgeye yerleşmeye başlamıştır.5 Makdisî, ilim ve kültür merkezi olan Maveraünnehir’i anlatırken onu alimlerin ve fakihlerin yurdu, itikatları düzgün insanların kaldığı yer
olarak nitelemiştir. Ayrıca Haricilerin Sicistan, Herat, Keruh bölgelerinde varlık
gösterdiğini, Mutezile’nin Nişabur şehrinde oldukça kalabalık olduğunu, Keramiler’in ve Şia’nın bulunduğu bilgisini paylaşır.6 Bu farklı inanç ekolleri içinde
özellikle Mutezile ve Şia’nın varlığı nedeniyle bölgede felsefe ve akli ilimlerin
zuhur ettiğini söylemek mümkündür.
Osman Gazi Özgüdenli, Mâveraünnehir, TDV İslâm Ansiklopedisi, (Ankara: TDV yay,
2003), 28/177-180.
4 Mürteza Bedir, Ebû’l-Berekât Nesefi, TDV İslam Ansiklopedisi, (İstanbul: TDV yay, 2006),
32/567-568.
5
İshak Özgel, Başlangıçtan Selçuklular Dönemı̇ Sonuna Kadar Türklerin Kur'an Tefsı̇rı̇ne
Hizmetlerı̇, Başlangıçtan Günümüze Türklerin Kur'an Tefsı̇r ı̇ne Hizmetlerı̇- Tebliğler ve
Müzakereler-, (İstanbul: 2012), 44.
6 Muhammed b. Ahmed el-Makdisî, Aḥseni’t-teḳāsîm fî maʿrifeti’l-eḳālîm, (Kahire: Mektebetü Madbûlî, 3. Baskı, 1991), 323.
3
234
Erken dönemden itibaren Kur’ân diğer coğrafyalarda olduğu gibi burada
da yorumlanmış ve Kur’ân’ın etrafında çeşitli tefsir örnekleri (rivayet, dirayet,
işarî, itikadî, dilbilimsel) ve anlayışları oluşmaya başlamıştır. Öte yandan çeşitli
ekol ve mezhepler de kendi din anlayışlarına göre Kur’ân’a yaklaşmış, ondan
hüküm çıkarmışlardır. Bu nedenle bu coğrafyada Kur’ân tefsirinin oluşumunda
etkili olan faktörleri kısaca özetlemek mümkündür:
− Bölgede hâkim olan farklı etnik kökenlerin Kur’ân’ı anlama çabalarına
katkıda bulunmak,
− Türklerin Kur’ân’ı daha iyi bir şekilde anlama çabası,7
− Kur’ân’ı rasyonel ve felsefi argümanlarla tefsir etme gayesi, 8
− Sapkın mezheplere karşı halka dini öğretileri sahih bir şekilde öğretmek,
− Arkadaş ve belli bir kitlenin talebi üzerine,9
− Ehl-i sünnet çizgisinde derli toplu bir tefsir yazmak,10
− Akli çıkarımlar neticesinde Kur’ân’a yapılan saldırıları bertaraf etmek,11
Bu ve buna benzer faktörler bölgede tefsir yazımını hızlandırmıştır. Bununla birlikte Orta Asya'da tefsir disiplini düzenli ve istikrarlı bir şekilde gelişmeye başlamıştır. Genel olarak müfessirlerin birbirlerini besledikleri görülmüştür. Çok kültürlülüğün bir sonucu olarak farklı mezheplerin bir arada bulunması, Orta Asya tefsir faaliyetinin en karakteristik özelliklerinden biridir. Nitekim
müfessirler genellikle bu olgu üzerinde durmuşlardır. Tefsir ilminin ana kaynakları bu bölgede ortaya çıkmış ve büyük müfessirler yetişmiştir. Orta Asya, tefsir
disiplini açısından son derece önemli bir coğrafyadır. Her türlü tefsir çeşidine
öncülük etmiş olması bakımından bölge, tefsir ilminin ilham kaynağıdır.
Bu çalışma, ilk dönemden itibaren Orta Asya’da doğup yetişen müfessirleri ele alıp tanıtmayı amaçlamaktadır. Bölgenin müfessirler üzerindeki etkisine
A. Hümeyra Aslantürk, Türk Müfessiri Ömer Nesefî (537/1141)’nin Hanefî-Mâtürîdî
Anlayışının Yayılmasına Katkıları, Uluslararası Türk Dünyasının İslamiyete Katkıları Sempozyumu, (31 Mayıs- 1 Haziran 2007), 611-618, 611.
8 Buna
Râzî’nin tefsiri örnek vermek mümkündür. Çünkü tüm tefsirinde yoğun olarak
bu metodu uygulamıştır. Fahreddin Muhammed b. Ömer b. Hüseyin er-Râzî, Mefâtîhu’lġayb, (Beyrut: Dârü İhyai’t-Turâsi’l-Arabî, 3.baskı, 1420).
9
Ebû Muhammed Muhyissünne el-Hüseyn b. Mes‘ûd b. Muhammed el-Ferrâ’ elBegavî, Meʿâlimü’t-tenzîl fî Tefsîri’l-Kur’ân, Muhammed Abdullah en-Nemr ve diğerleri, (Riyad:
Dârü Taybe, 4.baskı, 1997), 1/34.
10 Ebû’ l-Berekât Abdullah b. Ahmed b. Mahmûd Nesefı̂, Medâriku’t- Tenzîl ve Hakâiku’tTe’vîl, (Beyrut: Dârü’l-Kelimi’t-Tayyib, 1.baskı, 1998), 1/24.
11 Naklen: İsmail Cerrahoğlu, "Fahruddîn er-Râzî ve tefsiri". Atatürk Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi, 2, (1977),7-57, 14-15.
7
235
değinilmektedir. Müfessirlerin bu coğrafyada ilim tahsil ettiği bölgelere odaklanmaktadır. Çalışma, tefsir disiplininin herhangi bir coğrafyaya hasredilmesinin doğru olmadığını vurgulamaktadır. Nitekim müfessirler genellikle çeşitli
ilim havzalarına yaptıkları seyahatlerle kendilerini geliştirmişlerdir. Şimdi kronolojik olarak erken dönemden itibaren Orta Asya tefsir çalışmalarına damga
vuran eser ve müfessirlerin tanıtımı, müfessirlerin gayretleri, tefsir yöntemleri
ve kaynakları hakkında bilgi verilecektir.
10.1. Ebü’l-Kâsım (Ebû Muhammed) Dahhâk b. Müzâhim el-Hilâlî elHorasânî el-Belhî (ö. 105/723)
Kaynakların kahir ekseriyeti tabiin’in büyüklerinden olan Dahhâk’ın Horasan’ın Belh şehrinde doğduğuna işaret etmektedir. Ancak bu kaynaklarda
doğum tarihi hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ebû’l-Kâsım künyesiyle tanınmaktadır. Anne karnında iki yıl kaldığı, iki dişli doğduğu, doğarken güldüğü için kendisine “çok gülen” anlamına gelen Dahhâk adını aldığı
söylenir. Merv, Buhara, Semerkant, Belh, Re’y ve Nişabur’da ilmi seyahatler
yapmış buralarda hem Kur’ân öğretmiş hem de ilim tahsil etmiştir. Abdullah b.
Abbâs’tan, Enes b. Mâlik’ten, Ata b. Ebî Rebâh ve Saîd b. Cübeyr’den hadis rivayet etmiştir. Tefsir sahasında ön plana çıkmıştır. Süfyân es-Sevrî: “Tefsiri şu dört
kişiden öğrenin. Bunlar; Mücâhid, İkrime, Saîd b. Cübeyr ve Dahhâk” demiştir.
İbn Abbâs’ı görmediği halde ondan rivayette bulunmuş, Re’y’de Saîd b. Cübeyr
ile karşılaşmış ve ondan tefsir öğrenmiştir. Yine İbn Kesir’in: “Dahhâk tefsirde
önder bir alimdi”12 ifadesinden anlaşılacağı üzere kendisi tefsir alanında oldukça
saygın bir konuma sahiptir. Dehhâk 105-106 tarihleri arasında Belh’te vefat etmiştir.13
Tefsirine gelince, araştırmacı Muhammed Şükrî Ahmed ez-Zâvîtî mevcut
tüm tefsirleri inceleyerek Dehhâk’a ait olduğunu tespit ettiği tefsir rivayetlerini
bir araya getirerek iki cilt halinde Tefsîrü’d-Dahhâk adıyla neşretmiştir. Başka bir
ifadeyle Dahhâk’a nispet edilen tefsir, sonradan bir araya getirilen derleme bir
çalışmadır. Tefsir kaynakları arasında İbn Abbâs, Abdullah b. Mes’ûd, Hz.
Ömer, Ebû Hureyre, Saîd b. Cübeyr ve Ata b. Ebî Rebâh gibi alimleri saymak
mümkündür. Tefsir yöntemi şu şekildedir:
− Kur’ân’ı Kur’ân’la, sünnetle tefsir eder.
İsmâ‘îl b. Ömer İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-nihâye, thk: Alî Şîrî, (Beyrut: Dârü İhyai’tTurâsi’l-Arabî, 1.baskı, 1998), 9/249.
13 Yûsuf b. Abdurrahman el-Mizz, Tehzîbü’l-kemâl fî esmâi’r-ricâl, thk: Beşşâr Avvâd Ma’rûf,
(Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 1.baskı, 1980), 13/291-297; Muhammed Eroğlu, Dahhâk B.
Müzâhim, TDV İslâm Ansiklopedisi, (İstanbul: TDV yay, 1993), 8/410-411.
12
236
− Filolojik analizlere önem verir.
− Kıraatler üzerinde fazlaca durur.
− Mekki, Medeni ilmine işaret eder.
− Esbâb-ı nüzul konusunu ele alır.
− Huruf-u mukatta hakkında görüş beyan eder.
− Külliyetü’l-Kur’ân meselesine değinir.
− Nesh konusu hakkında konuşur.14
10.2. Mukâtîl b. Süleymân (ö. 150/767)
Horasan’ın Belh şehri, İslam tarihinde önemli bir konuma sahiptir. Belhî
lakaplı alimler buradan dünyanın birçok merkezine ilim ve kültür elçiliği görevi
yapmak için seyahat etmişlerdir.15 Tarihi kaynaklara göre Belh ilk olarak Hz.
Ömer döneminde el-Ahnef b. Kays tarafından (653) yılında fethedilmiştir. Daha
sonra Muaviye burayı tekrar fethetmiştir. Araplar Belh’i ümmü’l-bilad olarak
nitelendirmişlerdir. Belh şehri birçok inanç şekillerine ev sahipliği yapmış ve bu
yönüyle çok dinli bir kültür merkezi haline gelmiştir. Hatta bu çok dinli kültürün daha sonra Mukâtîl’i entelektüel anlamda birçok yönden etkilediği söylenir.16 Belh şehrinde dünya gelen Mukâtîl’in doğum tarihi hakkında bibliyografik
eserlerde kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Abdullah Şehhate h.80 yılında
dünyaya geldiği görüşünü savunmuştur.17 Daha sonra Merv bölgesinde yaşamış
ve burada evlenmiştir. Bu sebeple el-Merzevî olarak da tanınmıştır.
Merv ve Belh Horosan’ın en önemli ilim merkezlerindendir. Mukâtîl burada bir
müddet kaldıktan sonra Irak’a geçmiş orada Bağdat ve Basra’da kalmıştır. Basra’da
yaklaşık yirmi yıl kalmış, bu süre zarfında Bağdat gibi birçok şehri ziyaret etmiş, ders
halkaları kurmuş ve nihayet tefsirini bu bölgede yazmıştır.18 Ve son olarak Basra’da vefat
etmiştir.19
Mukâtîl tefsir sahasında otorite kabul edilir. İmam Şafii (ö. 204/820): “Kim
tefsirde derinleşmek istiyorsa Mukâtîl b. Süleyman’a muhtaçtır”, yine Abd İbn kesir:
“Kur’ân hakkında Mukâtîl kadar bilgili kimse kalmamıştır”20demektedir. Ziriklî de onu
müfessirlerin en büyüklerinden (bilginlerinden) saymaktadır.21 Mukâtil b. Süleymân,
Ebü’l-Kâsım Dahhâk b. Müzâhim el-Hilâlî, Tefsîrü’d-Dehhâk, thk: Muhammed Şükrî
Ahmed ez-Zâvîtî, (Kahire: Dârü’s-Selâm, 1.baskı, 1999), 1/81-130.
15 Ebû Abdillâh Şihâbüddîn Yâkūt b. Abdillâh el-Hamevî, Muʿcemü’l-büldân, (Beyrut: Dârü sâdır,
3.baskı, 1995), 1/479-80.
16 Mukâtîl b. Süleymân, Tefsir Mukâtîl b. Süleymân, thk: Abdullah Şehhâte, (Beyrut: Dârü
İhyai’t-Turâs, 1. Baskı, 1423), 5/30.
17 Mukâtîl b. Süleymân, Tefsir Mukâtîl b. Süleymân, 5/33.
14
237
Orta Asya’da yetişmiş ilk dönem müfessirlerdendir. Bölgedeki etkisi kendisinden sonra
gelen müfessirler üzerinde oldukça barizdir. Tefsir ve diğer İslami ilimler sahasında Orta
Asya’nın mihenk taşı kabul edilir. Kendisine az da olsa burada değinmemek konunun
anlaşılması açısından bir eksiklik olacaktı. Ancak daha önce tedvin döneminde ele
alındığı için tekrara düşmemek adına bu kadarıyla iktifa edilmiştir.
10.3. Ebu Muhammed İshak b. İbrahim b. İsmail el-Büstî (ö.307/910)
Kaynaklar Büstî’nin ne zaman doğduğuna dair net bir bilgi vermese de Büst
bölgesinde doğduğunu teyit etmektedir. Yine kaynaklar Büstî’nin ölüm tarihi konusunda
görüş birliği içindedir. Büstî’nin ömrünün son zamanlarında Büst bölgesinde İbn
Hibbân gibi şahıslara ders verdiği bilindiğinden 307 yılında burada vefat etmesi kuvvetle
muhtemeldir.22 Büst, Sicistan, Gazne ve Herat arasında yer alan, birçok bahçelere ve
nehirlere sahip bir şehirdir.23 Afganistan’ın güney bölgesinde yer alan Büst şehri, bugün
Helmend vilayeti olarak varlığını sürdürmektedir. 24 Kaynaklara göre Afganistan
halkının yüzde doksan dokuzu Müslüman ve halkın çoğunluğu Hanefi mezhebine
bağlıdır. Birçok dini inancı ve ritüeli içinde barındırması bakımından çok kültürlü ve
dinli bir coğrafya olarak ön plana çıkmaktadır. Özellikle Belh, Gazne ve Herat şehirleri
mistik yönüyle tanınmıştır. Tasavvufta öne çıkan isimler İbrâhim b. Edhem (ö. 161/777),
Şakīk-ı Belhî (ö. 164/780), Ebü’l-Hasan el-Bûşencî (ö. 348/959) gibi sûfîler Belh
şehrindendirler. Yine tasavvuf ilminin en önemli kaynaklarından biri olan Keşfü’lmaḥcûb müellifi Hücvîrî (ö.470/1077) ile Menâzilü’s-sâʾirîn ve Ṭabaḳātü’ṣ-ṣûfiyye
müellifi Hâce Abdullah-ı Ensârî (ö. 481/1088) gibi pek çok alim Afganis- tanlıdır.25
Ülkemizde daha önce Büstî ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Bu
çalışma Büstî hakkında yapılan ilk Türkçe çalışma olması açısından önemli bir boşluğu
Mukâtîl b. Süleymân, Tefsir Mukâtîl b. Süleymân, 5/39.
Hayrüddîn b. Maḥmûd b. Muhammed b.Alî b. Fâris Ziriklî, el-Aʻlâm, (Beyrut: Dâr’ülʻİlm lil-Melâyîn, 2002), 7/281.
20 Ebu’l-Haccâc Yusuf b. Abdurrahmân el- Mizzî, Tehzîbul-Kemâl Fî Esmâi’r- Ricâl, (Beyrut:
Müessesetü’r-Risâle, 1. Baskı, 1982), 28/436-7; Mukâtîl b. Süleymân, Tefsiru Mukâtîl b.
Süleymân, 5/51.
21 Ziriklî, el-Aʻlâm, 2002, 7/281.
22 Ebû Hâtim Muhammed b. Hibbân b. Ahmed el-Büstî, es̱-S̱iḳāt, (Hindistan: Dârü’l-Mearifi’lOsmaniyye, 1.baskı, 1973), 8/122; Ebu Muhammed İshak b. İbrahim b. İsmail el-Büstî, Tefsir İshâk
b. İbrahîm el-Büstî, thk: Osmân Muallim Mahmûd Şeyh Alî, Medine: el- Camia el-İslamiyye bi’lMedineti’l-Münevvere, (basılmamış doktora tezi), 1995, 16.
23 Hamevi, Mu’cemü’l-buldan, 1/413-4.
24Muḥammed b. ʻAbdillāh (Ebî Bekr) b. Muḥammed b. Aḥmed b. Mucâhîd el-kaysî Şemseddîn b. Nasıruddîn, Tavzîhü’l-Müştebih fî zabti esmai'r-ruvât ve ensâbuhum ve elkâbuhum ve
künnâhum, (Beyrut: Müessesetü’r-risâle, 1.baskı, 1993), 1/497.
25 Mehmet Saray, Afganistan, TDV İslâm Ansiklopedisi, (İstanbul: TDV yay, 1998), 1/408-411.
18
19
238
doldurmak amacıyla hazırlanmıştır. Müfessir ve muhaddis vasfıyla bilinen Büstî’den
birçok muhaddis ve müfessir nakillerde bulunmuştur. Örneğin öğrencisi İbn Hibbân
ondan hadis rivayet etmiş, yine Bikâî de tefsirinde onun rivayetlerine yer vermiştir26. İlk
dönem rivayet tefsirlerinin en iyi örneklerinden biri olan Tefsirü’l-Büstî, tefsirinde yer
verdiği rivayetler ve senetler bakımından âlî isnâd sahibidir. İbn Cerîr Taberî’den
(ö.310/923) üç sene önce vefat etmesine rağmen ne yazık ki diğer birçok alim gibi şöhret
bulamamıştır. Taberî ile Büstî arasında isnat sağlamlığı konusunda değerlendirme
yapan araştırmacı Osmân Muallim Mahmûd Şeyh Alî, Büstî’nin isnatlarının
Taberî’den daha sağlam olduğu sonucuna varmıştır. Örneğin Taberî tefsirinde el-Kelbî,
Mukâtil b. Süleymân ve Nuh b. Meryem gibi hadis konusunda itham edilen kişilerin
rivayetlerine yer verdiğini, ancak Büstî’nin bu konuda Taberî’ye göre daha titiz
davrandığını ve onlardan çok az rivayet aldığını öne sürmüştür.27 Büstî’nin tefsiri ilk
olarak İvaz b. Muhammed b. Zâfir el-Ömerî tarafından 1992 yılında Medine İslam
Üniversitesi tefsir bölümünde doktora çalışması olarak hazırlanmıştır. Yazar bu
çalışmada Kehf sûresinden Şu’arâ sûresine kadar olan bölümü tahkik etmiştir.28 Daha
sonra Osmân Muallim Mahmûd Şeyh Alî 1995 yılında aynı üniversitede bu tefsiri,
Neml sûresinden Necm sûresinin on ikinci ayetine kadar olan kısmı tahkik etmiş ve bu
çalışmasıyla doktora derecesini almıştır. Yapılan bu çalışmalarda çeşitli yerlerde yaygın
bulunan hatalardan dolayı ve bu çalışmaların kitap olarak yayımlanmaması araştırmacı
et-Tâlib Ebû Yusuf el-Kiblî ‘yi kitabı Kehf sûresinden Necm sûresi on ikinci ayete kadar
olan bölümünü yani elimize ulaşan tüm tefsiri tekrar tahkik etmeye ve tek bir kitap
halinde yayımlamaya teşvik etmiştir.29
Büstî’nin tefsir yöntemi şu şekilde şekillenir:
-Kur’ân’ı ayet ayet tefsir etmemiştir. Seçtiği bazı ayetlerin tefsirini yapmıştır. Bu
bakımdan tam bir tefsir niteliği taşımamaktadır.
-Bazı ayetlerin tefsirinde merfû rivayetlere yer verir, sahabe tefsirini isnatlarıyla
birlikte zikreder, tabiin ve etba-ı tabiinden Hz. Peygamber ve sahabeden rivayetinden
daha fazla yer verir.
-Sebeb-i nüzula kısaca değinir.
Ebü’l-Hasen Burhânüddîn İbrâhîm b. Ömer b. Hasen er-Rubât el-Hırbevî Bikâî,
Naẓmü’d-dürer fî tenâsübi’l-âyâti ve’s-süver, (Kahire: Dâru’l-kitâbi’l-İslâmî), 8/371.
27 Osmân Muallim Mahmûd Şeyh Alî, Tefsir İshâk b. İbrahîm el-Büstî, 37-40.
28 Ebu Muhammed İshak b. İbrahim b. İsmail el-Büstî, Tefsir İshâk b. İbrahîm el-Büstî, thk:
İvaz b. Muhammed b. Zâfir el-Ömerî, Medine: el- Camia el-İslamiyye bi’l-Medineti’lMünevvere, (basılmamış doktora tezi), 1413.
29 Ebu Muhammed İshak b. İbrahim b. İsmail el-Büstî, Tefsirü’l-Büstî min Sûreti’l-Kehfi ila
sûreti’n-Necm el-Aye 12, thk: et-Tâlib Ebû Yusuf el-Kiblî, (Kuveyt: el-Heyʼe el-amme lilİnâye bitibaeti ve neşri’l-Kurʼâni’l-Kerîm ve’s-sünne en- Nebeviyye ve Ulumihâ, 1.baskı,
2022), 57-59.
26
239
-Kur’ân kıraatlerine senetleriyle birlikte çokça yer verir.
-Dilbilimsel tefsir üzerinde çok durur, özellikle de İbn Uyeyne’den alıntı yapar.
-Kur’ân kıssalarına atıfta bulunur.30
10.4. Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâtürîdî
es-Semerkandî (ö. 333/944)
Bugün Özbekistan Cumhuriyeti’nin sınırları içinde bulunan Semerkant’ın
mahallelerinden biri olan Mâtürîd’de (Mâtürît) doğmuştur. İmamü’l-Hüda, reisü ehli’ssünne gibi lakaplarla da tanınmıştır. Yine semerkandî olarak da nitelendirilir. Doğumu
hakkında kaynaklarda net bir bilgiye rastlanılmamaktadır. Mâtürîdî, Sâmânoğulları’nın
Mâverâünnehir’e hâkim olduğu dönemde yaşamıştır.31Bibliyografik kaynaklarda
Mâtürîdî ile ilgili ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Dolaysıyla Semerkant dışında diğer
ilim merkezlerini ziyaret edip etmediği belli değildir. Ancak Semerkant dışında birçok
alimden ders aldığı bilinmektedir. Mâtürîdî 333 yılında Semerkant şehrinde vefat
etmiştir.32
Eserlerindeki pek çok cümlenin yapısına, özellikle bazı fiillerin bağlaçlarına
bakıldığında, bunların Türkçe gramerine olduğu kadar Arap gramerine de uygun
olmadığı görülmektedir. Hem dil ve üslup özellikleri hem de yaşadığı Semerkant ve
çevresinin Türklerin çoğunlukta olduğu bir bölge olduğu dikkate alındığında
Mâturîdî'nin Türk kökenli olduğunu söylemek mümkündür.33
Maturidî tefsir ekolleri içinde rey ekolüne mensuptur. Bu bağlamda kendisi Ebu
Hanife’nin ekolüne tabidir. Çünkü Şafii mezhebinin aksine Hanefi mezhebi rey ekolünü
benimsemektedir. Ancak Maturidî, diğer bütün müfessirler gibi Kur’ân’ı Kur’ân’la,
sahabe kavliyle ve tabiin tevilleriyle tefsir etmiştir. Bu durum onu tefsir bi’l-me’sur
kategorisine dahil etmez. Nitekim bir müfessirin Kur’ân tefsiri esnasında Kur’ân’ı
Kur’ânla, hadisle, sahabe sözleriyle tefsir etmemesi mümkün değildir. Yine tefsir bi’rre’y dediğimiz dirayet tefsiri metodu da tefsirin vazgeçilmez tarafıdır. Dolaysıyla bir
tefsiri veya bir alimi bu metotlara göre sınıflandırmak tefsirinde yoğun olarak tercih
ettiği metodun bir sonucudur. Bu bağlamda Maturidî’nin tefsirine baktığımızda re’yakıl merkezli olduğunu anladığımız için onu re’y ekolüne dahil etmek daha tutarlıdır.
Bunların yanında Maturidî’nin Te’vilatü Ehli’s-Sünne veya Te’vilatü’l-Kur’ân adlı
tefsirinde disiplinler arası bir çalışma ortaya koymuş, tefsirin sadece rey yönüyle değil
içinde filolojik analizler, itikadî-kelamî tartışmaları, ahkam istinbatları, ahlak
Osmân Muallim Mahmûd Şeyh Alî, Tefsir İshâk b. İbrahîm el-Büstî, 27.
Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâtürîdî, Tevilâtü ehli’s-Sünne,
thk: Mecdî Baslûm, (Beyrut: Dârü’l-Kutubi’l-İlmiyye, 1.baskı, 2005), 1/1-87.
32 Ömer Rızâ Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, (Beyrut: Dârü ihyai’t-Turas’il-Arabî), 11/300.
33 Şükrü Özen, Maturidî, TDV İslâm Ansiklopedisi, (Ankara: TDV yay, 2003), 28/146-151.
30
31
240
meselelerindeki çıkarımlarıyla, kıraat farklılıklarına işaret etmesiyle çok yönlü bir
tefsirdir. Kitabının başlığı da içeriğiyle uyumlu olup tevilleri içermektedir. Nitekim
Maturidî tefsir kelimesini rivayet, tevil kelimesini dirayetle eş değer tutmaktadır. Ona
göre tefsir Hz. Peygamber’den ve sahabeden bize rivayet yoluyla nakledilen bilgileri
içerirken tevil akli yollarla yapılan çıkarsamaları kapsamaktadır. Maturidî’de öne çıkan
en önemli özellik herhangi bir mezhep kaygısı gütmemesidir. Tefsirinde ayetlerin
anlamlarını açıklamayı hedefleyen müfessir, bu yönüyle diğer müfessirlerden ayrılır.
Maturidî dirayet tefsirinin kurucu müfessirlerinden kabul edilir, kendisi bunu
Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân’da ispatlamıştır.34
10.5. Ebü’l-Kāsım Zeynülislâm Abdülkerîm b. Hevâzin b. Abdilmelik
el-Kuşeyrî (ö. 465/1072
Bibliyografik eserler onun hicri 376 yılında doğduğunu bildirmektedir.
Daha küçük yaşlarda babasını kaybeder ve Horasan’ın Üstüvaî beldesinde hayatını sürdürür. Burada Kasım el-Yemani’den Arapça ve edebiyat dersleri alır.
Sonrasında Nişabur’a giderek İbn Fürek’ten kelam ilmini tahsil etti ve kendisinden tasavvuf dersi aldığı hocası Ebû Alî ed-Dekkâk’ın kızı Fatıma ile evlendi.35
Müfessir ve dilbilimci Kuşeyrî, Letâ'ifü'l-işârât adlı tefsirinin yazımına 434/1042
yılında başladığını ifade eder.
Kuşeyrî Horasan alimlerindendir. Usulü Eş’arilere füru’u da Şafii mezhebine
göre biliyordu. Yazdığı Letâ'ifü'l-işârât, tefsirin en güzel örneklerindendir.36 Kendisi
itikatta Eş’ari, amelde Şafii mezhebine bağlı olduğu için kendine has bir yöntem
geliştirmiştir. Hicri 4. yüzyılın sonu 5. yüzyılın başında yaşayan Kuşeyrî döneminde,
Abbasî devleti zayıflamış ve yerini Karahanlı devletine bırakmıştır. Bu dönemde
mezhepler arasında sürtüşmeler yaşanmış hatta Hanbeli mezhebini eleştirdiği
gerekçesiyle Kuşeyrî ve Hanbeliler arasında ciddi tartışmalar yaşanmıştır.37 Selçuklu
hükümdarı Tuğrul Bey döneminde özellikle Eş’ari mezhebine mensup alimler çeşitli
sıkıntılar yaşamıştır. Özellikle Mutezile mezhebini benimseyen vezir Amîdülmülk elKündürî bu tür kararlar almıştır. Kuşeyrî bu esnada Nişabur’da ikamet ediyordu. Mihne
döneminde hapsedildi. Alparslan’ın da desteğiyle Kuşeyrî ömrünün geride kalanını refah
içinde geçirdi. Bu esnada Horasan şehirlerinden Tûs, Ebiverd ve Merv gibi merkezleri
ziyaret etti.38 Sultan Alparslan Kuşeyrî’yi onurlandırıp ona hediyeler verdi. Son yıllarını
refah içinde geçirdikten sonra 16 Rebiülâhir 465 (30 Aralık 1072) tarihinde Nîşâbur'da
vefat etti Kendisine zeynü’l-İslam, Horasan şeyhi ve cemaatin hocası gibi lakaplar
verildi. Züht ve takvası ile tanınan Kuşeyrî dönemin insanları arasında büyük bir
Bekir Topaloğlu, Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân, TDV İslâm Ansiklopedisi, (İstanbul: TDV yay, 2012),
41/32.
35 Ebû Abdillâh Şemsüddîn Muhammed b. Ahmed b. Osmân ez-Zehebî, Târîḫu’l-İslâm,
thk: Ömer Abdusselâm et-Tedmîrî, (Beyrut: Dârü’l-Kitâbi’l-Arabî), 31/171
34
241
alimdi.39 Muhaddis, fakîh, mutasavvıf, edip, şair ve dilbilimciydi. Ve bu sahalarda
şaheser kitaplar kaleme aldı. Çeşitli sanat dallarında tecrübeli olan müfessir, aynı
zamanda çok iyi at binicisi ve silah kullanıcısıydı.40
Çok sayıda eser telif eden Kuşeyrî, daha çok tefsiri ile şöhret bulmuştur.
Letâifu’l-işârât, İbrâhîm Beysunî tarafından tahkik edilerek neşredilmiştir. Letâifu’lişârât, Kur’ân’ın tam bir tefsiri olup işarî tefsir olarak kabul edilmektedir. Tefsir
literatüründe de önemli bir konuma sahiptir.41 Özellikle işarî tefsir alanında temel
kaynak özelliğindedir. Kendisinden önceki işarî tefsirler ciddi eleştirilere maruz kalırken
Letâifu’l-işârât dini nasslar ışığında hakikat ve şeriat birlikteliği sağlamaya çalışmış ve
bu alimler nezdinde itibar görmüştür. Tefsir kaynaklarına bakıldığında tefsir ilminin ana
kaynakları dışında Kuşeyrî’nin hocası Sülemî’den büyük ölçüde etkilendiğini söylemek
mümkündür.42 Onun tefsir metodunu şu şekilde özetlemek mümkündür:
− İşarî yorumlara yer vermiş ve özellikle sufî-batınî aşırı yorumculuktan uzak bir
yol izlemiştir.
− Hakikat ve şeri ilimleri uzlaştırmaya gayret sarf etmiştir.
− Esbab-ı nüzul ile ilgili rivayetlere yer vermiştir.
− İşarî yorumlarında Arapça dilbilgisi kurallarını ve Kur’ân bütünlüğünü
sağlamaya çalışmıştır.43
− Mevzu haberlere itibar etmemiştir.
− Ayetin zahir anlamını verdikten sonra genellikle işarî yorumu üzerinde
durmuştur.
10.6. Ebü’l-Muzaffer Mansûr b. Muhammed b. Abdilcebbâr et-Temîmî
el-Mervezî es-Sem‘ânî (ö. 489/1096)
Horasan’ın en büyük şehirlerinden olan Merv şehrinde 463/1073 yılında
doğdu. Arap soyu olan temim kabilesine mensup olduğu için Temimî, Merv’de
Salahaddin Halil b. Aybek Safedî, el-Vâfî bi’l- Vefeyât, thk. Ahmed el-Arnavut-Türkî
Mustafa, (Beyrut: Dârü ihyai’t-Turas, 2000), 19/63-4.
37 Zehebî, Târîḫu’l-İslâm, 31/34.
38 Süleyman Uludağ, KUŞEYRÎ, Abdülkerîm b. Hevâzin, TDV İslâm Ansiklopedisi, (Ankara:
TDV yay, 2002), 26/473-475.
39 Ziriklî, el-Alam, 4/57.
40 Celâleddin Abdurrahman b. Ebû Bekir Süyûtî, Tabakâtu’l-müfessirîn, thk: Ali Muhammed Ömer, (Kahire: Mektebetü Vehbe, 1. Baskı, 1396), 73.
41 Ahmed b. Muhammed Edirnevî, Tabakâtü’l-Müfessirîn, thk: Süleymân b. Salih el-Hizzî,
Medine: Mektebetü’l-Ulûm ve’l-Hikem, 1. Baskı, 1997, 125-126.
42 Süleyman Ateş, İşari tefsir okulu, (İstanbul: Yeni Ufuklar Neşriyat, 2.baskı.1998), 100.
43 Ebü’l-Kāsım Zeynülislâm Abdülkerîm b. Hevâzin b. Abdilmelik el-Kuşeyrî, Letâifu’lişârât, thk: İbrâhîm Beysunî, (Mısır: el-hey’e el-mısriyye el-amme, 3. Baskı), 1/1-37.
36
242
doğduğu için de Mervezî olarak bilinmektedir. İlk eğitimini el-Ensâb kitabının
müellifi olan babası Abdülkerim b. Muhammed es-Sem’âni’den aldı. Alim bir
ailenin çocuğu olan Sem’âni, Subkî’nin deyimiyle hem küçüklüğünde hem de
büyüklüğünde hadis dinlemiştir/öğrenmiştir.44 Horasan’da Hanefi mezhebinde
eğitim alıp çağdaşlarına göre daha ön plana çıkmış bu yüzden de Horasan müftüsü olarak tanınmıştır. Merv, Bağdat, Nişabur, Kûfe, Irak, Mekke, İsfehân, Rey,
Hemezân, Kazvîn ve Herat gibi ilim merkezlerinde ilim tahsil etmiş ve ders
vemiştir. Bağdat’ta bulunduğu sırada Nizamiye Medresesi’nde hadis dersi vermiştir. Hac farizasını yerine getirip Merv’e döndükten sonra otuz yıl boyunca
Hanefi olarak inşa ettiği din anlayışını terk edip Şafii olarak hayatına devam
etmiştir. Bunda Bağdat ve Mekke’de aldığı hadis eğitiminin rolünün olduğu
açıktır. Bu sebeple Merv’den çıkarıldı, alimler nezdinde hoş karşılanmadı. Nizamülmülk döneminde önce Tus’a ardından Nişabur’a gitti ve burada büyük bir
saygıyla karşılandı. Kendisine Şafii Medresesinde zikir meclisi tahsis edildi akabinde Merv’e döndü ve buradaki Şafii Medresesinde ders vermeye başladı. Dini
ve şer’i ilimlerde oldukça muteber bir konuma sahip olan Sem‘âni hem muhaddis hem fakih hem de müfessirdir. İmamü’l-Haremeyn Cüveynî: “Eğer fıkıh bir
elbise olsaydı şüphesiz Sem‘âni onun nakışı olurdu” demektedir. Toplamda
altmış üç yıl yaşayan müfessir, Merv’de 489/1096 yılında cuma günü vefat etmiştir.45
İbn Hallikân onun tefsiri hakkında şöyle demiştir: “Kur’ân tefsiri için
yazdığı güzel\enfes bir kitabı vardır”.46 Yazdığı tefsirinin adı Tefsîrü’l-Kur’ân
veya Tefsîrü’s-Sem‘âni’dir. Subkî, Sem‘âni’nin “okuyan herkesin beğenisini kazanan bir tefsir yazdığını” ifade eder.47 Tefsirinde hem rivayet hem de dirayet
yöntemlerini çok iyi kullanmış, rivayet yönü daha ağır bastığı için rivayet tefsirleri kategorisine dahil edilmiştir. Tefsir kaynakları arasında Kaffâl eş-Şâşî, Ebu
Bekir en-Nakkâş, Ebû Mansur el-Ezherî, Ebû Ubeyd el-Herevî, İbn Kuteybe,
Müberred, Taberî gibi isimleri saymak mümkündür.48 Tefsir yöntemi kısaca şu
şekilde özetlenebilir:
Ebû Nasr Tâcüddîn Abdülvehhâb b. Alî b. Abdilkâfî es-Sübkî, Ṭabaḳātü’ş-Şâfiʿiyyeti’l-kübrâ,
thk: Mahmûd Muhammed et-Tanâhî – Abdülfettâh Muhammed el-Hulv, (Kahire: Hicr, 2.baskı,
1413), 5/335.
45 Zehebî, Siyeru aʿlâmi’n-Nübela, 14/155-7; Abdülkerîm b. Muhammed er-Rafi’, et-Tedvîn fî
ehbari Kazvîn, thk: Azîzullah el-Utaridî, (Beyrut: Dârü’l-Kutubi’l-İlmiyye, 1987), 4/119;
Şemsüddîn ed-Dâvudî, Tabakâtü’l-Müfessirîn, (Beyrut: Dârü’l-Kutubi’l-İlmiyye), 2/339-340.
46 Ebü’l-Abbâs Şemsüddîn Ahmed b. Muhammed b. İbrâhîm b. Ebî Bekr b. Hallikân el-Bermekî elİrbilî, Vefeyâtü’l-aʿyân ve enbâʾü ebnâʾi’z-zamân mimmâ s̱ebete bi’n-naḳl evi’s-semâʿ ev
es̱betehü’l-ʿayân’, (Beyrut: Dârü Sâdır, 1900), 3/211.
47 Sübkî, Ṭabaḳātü’ş-Şâfiʿiyyeti’l-kübrâ, 5/342.
48 Abdullah Aygün, Sem‘ânî, Ebü’l-Muzaffer, TDV İslâm Ansiklopedisi, (İstanbul: TDV yay,
2009), 36/463-464.
44
243
− Kur’ân’ı Kur’ân’la, hadisle, sahabe, tabiin ve etba-ı tabiin sözleri ile tefsir eder.
− Tefsirde Arap şiirini yoğun bir şekilde kullanır.
− Ayetlerin varsa teolojik ve itikadi yönlerini açıklar.
− Ehl-i sünnet savunucusu olan Sem‘âni, fırka-i dalle olarak gördüğü
mezhepleri eleştirir.
− Sahih ve şaz kıraatleri işler.
− İsrailiyat ve mevzu haberler konusunda mütesahil davranır ve bu yönüyle eleştirilir.49
10.7. Ebû Muhammed Muhyissünne el-Hüseyn b. Mes‘ûd b. Muhammed el-Ferrâ’ el-Begavî (ö. 516/1122)
Horasan'ın Merverruz ile Herat arasında bulunan Bağşûr (Bağ) kasabasında doğmuş50 ve bu yerlerden dolayı kendisine Begavi adı verilmiştir.51 Kaynaklarda doğduğu bölge dışına seyahat ettiğine dair bir bilgi yoktur. Zahit bir
kişiliğe sahipti, derslere abdestsiz girmezdi, önceleri sadece kuru ekmekle yetinirken sonraları ekmeğin üzerine yağ sürüp yemeğe başladı. Kürkçülük yapan
babasından dolayı İbnü’l-ferrâ, yine ruknü’d-dîn ve muhyi’s-sünne lakaplarıyla
tanınmıştır. Bununla birlikte Horasan alimlerinden çeşitli ilimlerde ders aldı.
Selçuklu Devleti döneminde yaşayan Begavî, tefsir ilminde önde gelen bir alim
olup 516/1122 yılında doğduğu yer olan Merverrûz’da hac görevini yerine getiremeden vefat etmiştir.52 Talekân kabristanında medfun olan hocası Kadı Hüseyin b. Muhammed’in yanına defnedilmiştir.53
Begavî tefsirinin girişinde; tefsir yazma sebebini, tefsir, tevil, Kur’ân
okumanın faziletleri, yedi harf meselesi, tefsirine aldığı rivayetlerin kimlerden,
hangi tarikle alındığını ve Kur’ân’ı salt zihinsel yollarla tefsir etmenin sakıncaları gibi konulardan bahsetmiştir. Tefsirinin düzenli olması, amacının baştan belli
Ebü’l-Muzaffer Mansûr b. Muhammed b. Abdilcebbâr et-Temîmî el-Mervezî es-Sem‘ânî,
Mukaddimetü Tefsîri’l-Kur’ân, thk: Ebî Temîm Yasir b. İbrahîm, (Riyad: Dârü’l-Vatan, 1.baskı,
1997), 1/10-17.
50 Yâkût el-Hamevî, Ebû Abdullâh Şi habüddin Yakut b. Abdullâh, Mu’cemu’l-Buldân,
(Beyrut: Dârü Sâdır, 2.baskı, 1955), 1/468.
51 Mevlüt Güngör, BEGAVÎ, Ferrâ, TDV İslâm Ansiklopedisi, (İstanbul: TDV yay 1992),
5/340-341.
52 Süyûtî, Tabakâtu’l-müfessirîn, 49-50; Edirnevî, Tabakâtu’l-müfessirîn, 1/161-2.
53 İbn Hallikân, Vefeyâtü’l-aʿyân, 2/136.
49
244
olması, yönteminin açık olması gibi kriterler müfessirin konuya formal olarak
yaklaştığını ortaya koymaktadır. Bu özellik, Begavî tefsirine bilimsel açıdan
büyük bir katkı sağlamıştır. Müfessirin ifadesine göre onun tefsir kaynakları İbn
Abbâs, Mucâhid, İkrime, Ata b. Ebî Rabah, Hasan-ı Basrî, Ebû’l-Aliye, Muhammed b. Ka’b el-Kurazî, Zeyd b. Eslem, Kelbî, Dahhâk, Mukātil b. Hayyân,
Mukātil b. Süleyman ve Süddî gibi âlimler yer almaktadır. 54 Bunun yanı sıra
Ferrâ’nın Meʿâni’l-Ḳurʾân’ı, Ebû Ubeyde’nin Mecâzü’l-Ḳurʾân’ı, İbn Kuteybe’nin Ġarîbü’l-Ḳurʾân’ı, Taberî’nin Câmiʿu’l-beyân’ı, Zeccâc’ın Meʿâni’l-Ḳurʾân’ı,
en-Nakkāş’ın Şifâʾü’ṣ-ṣudûr’u, Vâhidî’nin el-Vasîṭ’i ve eserin temel kaynağı olan
Sa‘lebî’nin el-Keşf ve’l-beyân’ı bu tefsirin ana kaynaklarıdır.55 Yine Sem‘ânî’nin
Tefsîrül-Kur’ân’ı Begavî’nin en temel kaynakları arasındadır.56
Tefsir yöntemi kısaca şu şekilde özetlenebilir:
− Tefsirden önce sûrenin adı, ayet sayısı, Mekki mi yoksa Medeni mi olduğu, nerede ve hangi olayla ilgili nazil olduğu belirtilmiştir.
− Ayetin dilbilimsel tefsirinden sonra, diğer ayetlerle ve hadislerle tefsiri
yapılmış, sahabe ve tabiin sözlerine yer verilmiştir.
− Kıraatler üzerinde durmuş, kıraat vecihlerinin izahını yapmıştır.
− Hadis alanındaki otoriterliğini ne yazık ki İsrailiyat’ta gösterememiş ve
bu da eleştiri konusu olmuştur.57
10.8. Ebû Hafs Necmüddîn Ömer b. Muhammed b. Ahmed en-Nesefî
es-Semerkandî (ö. 537/1142)
Ceyhun nehri ve Semerkant arasında yer alan Nesef’te dünyaya gelmiştir.
Bundan dolayı en-Nesefî olarak tanınan müfessir hicri 461 sularında doğmuştur.
Kendisi mühaddis ve müfessir olup yüz kadar eser telif etmiştir.58 Karahanlılar
devleti döneminde yaşayan Nesefi, Hanefi mezhebinin büyük fakihlerindendir.
Aynı zamanda akaitte Maturidî mezhebine mensup olup Akâidü’n-Nesefî adlı
eseriyle de çok önemli bir konuma sahip olmuştur. İlköğrenimini Nesef’te tamamlamış ve burada yetişmiştir. Daha sonra ilim yolculuğuna çıkıp Bağdat ve
Mekke gibi ilim ve kültür merkezlerini ziyaret etmiş, oradaki alimlere ders
Begavî, Meʿâlimü’tenzîl, 1/33-49.
Mevlüt Güngör, BEGAVÎ, Ferrâ, 5/340-341.
56 Abdullah Aygün, Sem‘ânî, Ebü’l-Muzaffer, 36/463-464.
57 Mevlüt Güngör, BEGAVÎ, Ferrâ, 5/340-341.
58 Ebû Abdillâh Şemsüddîn Muhammed b. Ahmed b. Osmân ez-Zehebî, Siyeru aʿlâmi’n-nübelâʾ,
(Kahire: Dârü’l-Hadîs, 2006), 14/494.
54
55
245
vermiştir. Hac farizasını yerine getirmek için gittiği Mekke’de Keşşâf tefsirinin
yazarı Zemahşerî ile görüşmüştür. Müftüs’sekaleyn diye bilinir. Semerkant’ta
yaşayıp hicri 537 yılında burada vefat etmiştir. 59
Tefsire dair yazdığı kitabı et-Teysîr fî (ʿilmi)’t-tefsîr daha önce ülkemizde ve
Mekke’de lisansüstü seviyede sûreler esas alınarak çalışılmışsa da tamamı 2019 yılında
İstanbul’da dârü’l-lübâb’da tahkik edilerek neşredilmiştir.
Tefsir kaynaklarına bakıldığında İbn Abbâs, Kelbî, Mukatil b. Süleymân, Taberî,
Kuşeyrî, Zemahşerî ve daha birçok müfessirden faydalanmıştır: Yine kelamî hususlarda
özellikle Maturidî’ye çokça sayıda atıf yaptığı görülmektedir. Nesefî’nin tefsiri hem
rivayet hem de dirayet tefsirinden örnekler içermektedir. Ancak rivayet yönü ağır bastığı
için rivayet tefsiri olarak kabul görmektedir. Dolayısıyla Kur’ân’ı Kur’ân’la, hadislerle,
sahabe ve tabiin sözleriyle tefsir etmiştir. Sûre başlarında bazen sûre ile ilgili kısa ve
önemli bilgiler vermektedir. Yer yer kıraat farklılıklarına değinmektedir.
10.9. Ebû Abdillâh (Ebü’l-Fazl) Fahrüddîn Muhammed b. Ömer b.
Hüseyn er-Râzî et-Taberistânî (ö. 606/1210)
Büyük Selçuklu devleti döneminde yaşayan Razî, bir görüşe göre 543 diğer bir görüşe göre 544 yılında Rey şehrinde doğmuştur. Hz. Ebubekir (r.a) soyundan olduğu kabul edilir. Bekrî ve Teymî lakaplarıyla anılmıştır.60 İbnü’lhatîp olarak da bilinen müfessir, Fahreddîn lakabıyla meşhur olmuştur. Ġāyetü’lmerâm adlı eserin sahibi babası Ziyaüddîn Ömer (559/1163), Muhyi’s-sünne Begavi’den ders almıştır. Razî de ilk tahsilini babasından almıştır. Henüz on altı
yaşındayken babasını kaybetmiş ve ardından Simnân’a gitmiş oradaki alimlerden çeşitli ilimler tahsil etmiştir. Aktif bir karaktere sahip olan Razî, deyim yerindeyse hiç durmamıştır. Cürcân, Tûs, Herat, Hârizm, Buhara, Semerkant, Serahs, Hucend, Belh, Gazne ile diğer Hint beldeleri ve daha birçok yeri seyahat
etme imkânı bulmuştur. Yaptığı seyahatler günümüzde İran, Türkmenistan,
Özbekistan, Afganistan, Pakistan ve Tacikistan sınırları içinde yer almaktadır.61
Bu yönüyle orta Asya’da yetişmiş, onun sorunlarına eğilmiş, mezhepler arası
çatışmalara tanıklık etmiştir. Eleştiri yönü ağır basan Razî, gezdiği yerlerde
çeşitli mezheplere sahip alimleri tenkit etmiş bu durum halk arasında takdirle
karşılanmıştır. Örneğin Buhara’da bulunduğu esnada Hanefî âlimlerinden
Zehebî, Siyeru aʿlâmi’n-nübelâʾ, 14/494; Âdil Nüveyhid, Mu‘cemu’l-müfessirîn min sadri’lİslâm hatta’l-‘asri’l-hâdır, takdim: Müfti’l- cumhûriyyeti’l-lübnâniyye eş-Şeyh Hasan Hâlid,
(Beyrut: Müessesetü Nüveyhid es-Sekâfe,1998), 1/400.
60 Süyûtî, Tabakâtu’l-müfessirîn, 115.
61 Hatice Avcı, Râzî Tefsirini Kültürel Antropolojik Okuma Fatiha ve Bakara Sûreleri Örneği,
(Ankara: Gece Kitaplığı, 1. Baskı, 2020), 40.
59
246
Şerefüddîn el-Mes‘ûdî, Radıyyüddîn en-Nîsâbûrî ve Rükneddîn el-Kazvînî ile
fıkhî konularda, Nûreddîn es-Sâbûnî ile kelamî meselelerde münazaralar gerçekleştirmiştir. Son olarak Râzî, 1 Şevval 606’da (29 Mart 1210) Herat’ta vefat
etmiştir.62
Çok yönlü bir müfessir olan Razî, disiplinler arası çalışmış ve her ilim
dalında ortaya koyduğu eserleriyle ses getirmiş, yaşadığı döneme damga vurmuş ve çeşitli ilimlerde günümüze kadar adından söz ettirmiştir. Razî’nin gayretlerini tek bir alana hasretmek mümkün değildir. Tefsir, kelam, fıkıh, nahiv,
hadis, tıp, usul, felsefe ve daha birçok alanda eser kaleme almıştır.63
Konumuz açısından en önemli eseri tefsir alanında yazdığı Mefâtîḥu’l-ġayb
adlı tefsiridir. Diğer adıyla et-Tefsîrü’l-kebîr’dir. Kayıtlarda tefsirini tam olarak ne
zaman yazdığı belirtilmemekle birlikte bazı sûre sonlarında düştüğü kayıt, tefsirinin ömrünün son yıllarında telif ettiği ve bunu bir süreç halinde yaptığı anlaşılmaktadır. Nitekim en son Fetih sûresinde zikredilen 603 (1206-07) tarihli kayıttan onun tefsirini son yıllarda kaleme aldığı sonucuna varmak mümkündür.64
Tefsiri ufuk açıcı nitelikte hacimli bir tefsir ansiklopedisidir. Nitekim on beş cilt
halinde yayımlanmıştır. Kur’ân tefsirinin disiplinler arası bir yorumu olup, felsefeden astronomiye, mezheplerden nahiv ilmine, ahkamdan dilbilimsel meselelere kadar pek çok ilim ve konuyu ihtiva etmektedir. Bu nedenle Razî’nin tefsirinde tefsir dışında her şey vardır şeklinde bir eleştiri yapılmıştır.65 Her ne kadar
tefsiri bu yönüyle eleştiri konusu olsa da tefsir disiplini açısından önemi yadsınamaz bir gerçektir.
Razî’nin tefsirine bakıldığında dönemin sosyo-kültürel sorunlarını tefsirine taşıdığı görülmektedir. Tefsiri bu yönüyle tam bir Orta Asya ürünüdür. Hazırlanış ve yazılışı bu coğrafyada gerçekleşmiştir. Çünkü Razî’nin yetiştiği topraklar Orta Asya topraklarıdır.66 Tefsirinde ailesi ile ilgili sorunlara ve özellikle
küçük yaşta kaybettiği oğlunun ölümü üzerine yazdığı iki mersiyeye de yer
verir. Yunûs, Hûd, Yusûf ve Ra’d sûrelerinin sonunda üzüntüsünü dile getirmiş
Safedî, el-Vâfî bi’l- Vefeyât, 4/175-176; Yusuf Şevki Yavuz, Fahreddin er-Râzî, TDV İslâm
Ansiklopedisi, (İstanbul: TDV yay, 1995), 12/89-95; Yusuf Şevki Yavuz, Fahreddin er-Râzî,
TDV İslâm Ansiklopedisi, (İstanbul: TDV yay, 1995), 12/89-95.
63 Yusuf Şevki Yavuz, Fahreddin er-Râzî, 12/89-95.
64 Lütfullah Cebeci, Mefâtîḥu’l-ġayb, TDV İslâm Ansiklopedisi, (Ankara: TDV yay, 2003),
28/348-350.
65 Ebû Hayyân Muhammed bin Yusuf bin Ali bin Yusuf Ebû Hayyân el-Endelüsî, elBahrü’l-muhît fi’t-Tefsîr, thk. Sıdkî Muhammed Cemîl, (Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1420), 1/547.
66 Mehmet Demirci, Orta Asya Müfessirlerinin Tefsir ilmine Katkısı, Orta Asya Alimlerinin
İslam Medeniyetine Katkıları: Uluslararası Sempozyum, (Bişkek, 2018), 751-764, 760.
62
247
ve Ra’d ve Yunûs sûrelerinin sonunda iki mersiye yazmış67 ve hüzünle dolu
duygularını okuyucuyla paylaşmıştır. Yukarıda belirtilenlerden hareketle tefsir
felsefesi, Razi'nin özellikle oğlunun ölümünden sonraki tefsirini bu psikolojik
mülahazalar ışığında ele almayı kendisine görev edinmektedir. Râzî tefsirinin bu
bölümünde, Hz. Yusuf ve babası Hz. Yakup ile ilgili kısmı uzun uzadıya işlediği
müşahede edilmektedir. Bununla birlikte Razî Hz. Yakub’un duygularına ortak
olmuştur.68
Rivayet tefsir kaynağı bakımından en sık müracaat ettiği kitap Taberî’nin Câmiʿu’l-beyân’ıdır. Filolojik meselelerin analizinde daha çok Zeccâc,
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ ve Ebû Müslim el-İsfahânî’den yararlanmıştır. Aynı
şekilde psikolojik ve ahlak/etik ile ilgili konularda Gazzâlî’nin kitaplarına atıfta
bulunmuştur.69
Râzî’nin tefsirinde benimsediği yöntemi sınırlandırmak pek mümkün olmamakla birlikte yöntemin ana hatları şu başlıklar altında özetlenebilir:
− Kelam ve felsefe izahlarına genişçe yer verir, özellikle Mutezile mezhebine ait görüşleri tartışır.
− Fıkhî konulara sık sık atıfta bulunur ve bu konuları kapsamlı bir şekilde
ele alır, Şafii mezhebini ön plana çıkarır.
− Döneminin bilimsel olaylarını tefsirinde yer verir.
− Sûreler ve ayetler arası münasebat ilmine önem verir.70
− Her bir sûreyi bir kitap halinde ele alır ve daha sonra bu kitapları bablara, her babı meselelere, bu meseleleri; mukaddimeler, hüccetler, latifeler, hükümler ve vecihler şeklinde ayırır.71
67 Fahreddin Râzî, Mefâtihü’l-Gayb, (Beyrut: Dârü İhyai’t-Turâsi’l-Arabî, 3. Baskı, 1420),
19/55, 18/523.
68 Zakir Aras, Felsefetü’t-tefsîr beyne Muhammed Abduh ve Mevlânâ Ubeydullâh Sindî dirase
tatbikiyye mukârene, (basılmamış doktora tezi), Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi,
Malezya, 2023, 99.
69 Lütfullah Cebeci, Mefâtîḥu’l-ġayb, 28/348-350.
70 Muhammed Hüseyin Zehebî, et-Tefsîr ve’l-müfessirûn, (Kâhire: Mektebetü Vehbe), 1/209210.
71 İsmail Cerrahoğlu, "Fahruddîn er-Râzî ve tefsiri", 15.
248
Kaynakça
Aras, Zakir. Felsefetü’t-tefsîr beyne Muhammed Abduh ve Mevlânâ Ubeydullâh
Sindî dirase tatbikiyye mukârene. (Basılmamış doktora tezi). Malezya
Uluslararası İslam Üniversitesi. Malezya. 2023.
Aslantürk, A. Hümeyra. Türk Müfessiri Ömer Nesefî (537/1141)’nin HanefîMâtürîdî Anlayışının Yayılmasına Katkıları. Uluslararası Türk Dünyasının İslamiyete Katkıları Sempozyumu. 2007.
Ateş, Süleyman. İşari tefsir okulu. İstanbul: Yeni Ufuklar Neşriyat. 2.baskı.1998.
Avcı, Hatice. Râzî Tefsirini Kültürel Antropolojik Okuma Fatiha ve Bakara Sûreleri Örneği. Ankara: Gece Kitaplığı. 1. Baskı. 2020.
Aygün, Abdullah. Sem‘ânî, Ebü’l-Muzaffer. TDV İslâm Ansiklopedisi. İstanbul:
TDV yay. 2009.
Bedir, Mürteza. Ebû’l-Berekât Nesefi. TDV İslam Ansiklopedisi. İstanbul: TDV yay.
2006.
Begavî, Ebû Muhammed Muhyissünne el-Hüseyn b. Mes‘ûd b. Muhammed el-Ferrâ’.
Meʿâlimü’t-tenzîl fî Tefsîri’l-Kur’ân. thk: Muhammed Abdullah en-Nemr ve
diğerleri. Riyad: Dârü Taybe. 4.baskı. 1997.
Bikâî, Ebü’l-Hasen Burhânüddîn İbrâhîm b. Ömer b. Hasen er-Rubât el-Hırbevî.
Naẓmü’d-dürer fî tenâsübi’l-âyâti ve’s-süver. Kahire: Dâru’l-kitâbi’lİslâmî. ts.
Büstî, Ebû Hâtim Muhammed b. Hibbân b. Ahmed. es̱-S̱iḳāt. Hindistan: Dârü’lMearifi’l-Osmaniyye 1.baskı. 1973.
Büstî, Ebû Hâtim Muhammed b. Hibbân b. Ahmed. es̱-S̱iḳāt. Hindistan: Dârü’lMeârifi’l-Osmaniyye. 1.baskı. 1973.
Büsti, Ebu Muhammed İshak b. İbrahim b. İsmail. Tefsir İshâk b. İbrahîm elBüstî, thk: Ömerî, İvaz b. Muhammed b. Zâfir, Medine: el- Camia elİslamiyye bi’l-Medineti’l-Münevvere. (Basılmamış doktora tezi). 1413.
Büstî, Ebu Muhammed İshak b. İbrahim b. İsmail. Tefsirü’l-Büstî min Sûreti’lKehfi ila sûreti’n-Necm el-Aye 12. thk: et-Tâlib Ebû Yusuf el-Kiblî. Kuveyt: el-Heyʼe el-amme lil-İnâye bitibaeti ve neşri’l-Kurʼâni’l-Kerîm ve’ssünne en- Nebeviyye ve Ulumihâ. 1.baskı. 2022.
Büstî, Ebu Muhammed İshak b. İbrahim b. İsmail. Tefsir İshâk b. İbrahîm elBüstî. thk: Osmân Muallim Mahmûd Şeyh Alî. Medine: el- Camia elİslamiyye bi’l-Medineti’l-Münevvere. (Basılmamış doktora tezi).1995.
Cebeci, Lütfullah. Mefâtîḥu’l-ġayb. TDV İslâm Ansiklopedisi. Ankara: TDV yay.
2003.
249
Cerrahoğlu, İsmail. "Fahruddîn er-Râzî ve tefsiri". Atatürk Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi.1977.
Dâvudî, Şemsüddîn. Tabakâtü’l-Müfessirîn. Beyrut: Dârü’l-Kutubi’l-İlmiyye. ts.
Demirci, Mehmet. Orta Asya Müfessirlerinin Tefsir ilmine Katkısı, Orta Asya
Alimlerinin İslam Medeniyetine Katkıları: Uluslararası Sempozyum. Bişkek. 2018.
Ebû Hayyân, Ebû Hayyân Muhammed bin Yusuf bin Ali bin Yusuf. el-Bahrü’lmuhît fi’t-Tefsîr. thk: Sıdkî Muhammed Cemîl. Beyrut: Dâru’l-Fikr. 1420.
Edirnevî, Ahmed b. Muhammed. Tabakâtü’l-Müfessirîn. thk: Süleymân b. Salih
el-Hizzî. Medine: Mektebetü’l-Ulûm ve’l-Hikem. 1. Baskı. 1997.
Eroğlu, Muhammed. Dahhâk B. Müzâhim, TDV İslâm Ansiklopedisi. İstanbul:
TDV yay. 1993.
Güngör, Mevlüt. BEGAVÎ, Ferrâ. TDV İslâm Ansiklopedisi. İstanbul: TDV yay.
1992.
Hamevî, Ebû Abdillâh Şihâbüddîn Yâkūt b. Abdillâh. Muʿcemü’l-büldân. Beyrut: Dârü
sâdır. 3.baskı. 1995.
Hamevî, Ebû Abdullâh Şihabüddin Yakut b. Abdullâh. Mu’cemu’l-Buldân. Beyrut: Dârü Sâdır. 2.baskı. 1955.
İbn Kesîr, İsmâ‘îl b. Ömer. el-Bidâye ve’n-nihâye. thk: Alî Şîrî. Beyrut: Dârü
İhyai’t-Turâsi’l-Arabî. 1.baskı. 1998.
İbn Müzâhim, Ebü’l-Kâsım Dahhâk. Tefsîrü’d-Dehhâk. thk: Muhammed Şükrî
Ahmed ez-Zâvîtî. Kahire: Dârü’s-Selâm. 1.baskı.1999.
İrbilî, Ebü’l-Abbâs Şemsüddîn Ahmed b. Muhammed b. İbrâhîm b. Ebî Bekr b. Hallikân
el-Bermekî. Vefeyâtü’l-aʿyân ve enbâʾü ebnâʾi’z-zamân mimmâ s̱ebete bi’n-naḳl
evi’s-semâʿ ev es̱betehü’l-ʿayân’. Beyrut: Dârü Sâdır. 1900.
Kara, Hüseyin. Orta Asya Ülkelerı̇ndekı̇ Etnı̇k Yapının Bölge Güvenlı̇ğı̇ne Etkı̇lerı̇. Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, İzmir: 2006.
Kehhâle, Ömer Rızâ. Muʿcemü’l-müʾellifîn. Beyrut: Dârü ihyai’t-Turas’il-Arabî.
ts.
Koçyı̇ğı̇t, Hikmet. Müfessı̇rlerı̇ Tefsı̇r Yazmaya Sevk Eden Amı̇ller, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 2012.
Kuşeyrî, Ebü’l-Kāsım Zeynülislâm Abdülkerîm b. Hevâzin b. Abdilmelik. Letâifu’l-işârât. thk: İbrâhîm Beysunî. Mısır: el-hey’e el-mısriyye el-amme. 3.
Baskı. ts.
Makdisî, Muhammed b. Ahmed. Aḥseni’t-teḳāsîm fî maʿrifeti’l-eḳālîm. Kahire:
Mektebetü Madbûlî, 3. Baskı. 1991.
250
Mâtürîdî, Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd Tevilâtü ehli’sSünne. thk: Mecdî Baslûm. Beyrut: Dârü’l-Kutubi’l-İlmiyye. 1.baskı. 2005.
Mizzî, Ebu’l-Haccâc Yusuf b. Abdurrahmân. Tehzîbul-Kemâl Fî Esmâi’r- Ricâl.
Beyrut: Müessesetü’r-Risâle. 1. Baskı. 1982.
Mizzî, Yûsuf b. Abdurrahman. Tehzîbü’l-kemâl fî esmâi’r-ricâl thk: Beşşâr
Avvâd Ma’rûf. Beyrut: Müessesetü’r-Risâle. 1.baskı. 1980.
Nasıruddîn, Muḥammed b. ʻAbdillāh (Ebî Bekr) b. Muḥammed b. Aḥmed b.
Mucâhîd el-kaysî Şemseddîn b. Tavzîhü’l-Müştebih fî zabti esmai'r-ruvât
ve ensâbuhum ve elkâbuhum ve künnâhum. Beyrut: Müessesetü’r-risâle.
1.baskı. 1993.
Nesefı̂, Ebû’l-Berekât Abdullah b. Ahmed b. Mahmûd. Medâriku’t- Tenzîl ve
Hakâiku’t-Te’vîl. Beyrut: Dârü’l-Kelimi’t-Tayyib. 1.baskı. 1998.
Nüveyhid, Âdil. Mu‘cemu’l-müfessirîn min sadri’l-İslâm hatta’l-‘asri’l-hâdır. Takdim:
Müfti’l- cumhûriyyeti’l-lübnâniyye eş-Şeyh Hasan Hâlid. Beyrut: Müessesetü
Nüveyhid es-Sekâfe.1998.
Özen, Şükrü. Maturidî, TDV İslâm Ansiklopedisi. Ankara: TDV yay. 2003.
Özgel, İshak. Başlangıçtan Selçuklular Dönemı̇ Sonuna Kadar Türklerin Kur'an
Tefsı̇rı̇ne Hizmetlerı̇. Başlangıçtan Günümüze Türklerin Kur'an Tefsı̇rı̇ne
Hizmetlerı̇-Tebliğler ve Müzakereler-. İstanbul: 2012.
Özgüdenli, Osman Gazi. Mâveraünnehir. TDV İslâm Ansiklopedisi. Ankara:
TDV yay. 2003.
Rafi’, Abdülkerîm b. Muhammed. et-Tedvîn fî ehbari Kazvîn. thk: Azîzullah elUtaridî. Beyrut: Dârü’l-Kutubi’l-İlmiyye. 1987.
Râzî, Fahreddin Muhammed b. Ömer b. Hüseyin. Mefâtîhu’l-ġayb. Beyrut: Dârü
İhyai’t-Turâsi’l-Arabî. 3.baskı. 1420.
Râzî, Fahreddin. Mefâtihü’l-Gayb. Beyrut: Dârü İhyai’t-Turâsi’l-Arabî. 3. Baskı,
1420.
Safedî, Salahaddin Halil b. Aybek. el-Vâfî bi’l- Vefeyât. thk: Ahmed el-ArnavutTürkî Mustafa. Beyrut: Dârü ihyai’t-Turas. 2000.
Saray, Mehmet. Afganistan. TDV İslâm Ansiklopedisi. İstanbul: TDV yay. 1998.
Sem‘ânî, Ebü’l-Muzaffer Mansûr b. Muhammed b. Abdilcebbâr et-Temîmî elMervezî. Mukaddimetü Tefsîri’l-Kur’ân. thk: Ebî Temîm Yasir b. İbrahîm.
Riyad: Dârü’l-Vatan. 1.baskı. 1997.
Sübkî, Ebû Nasr Tâcüddîn Abdülvehhâb b. Alî b. Abdilkâfî. Ṭabaḳātü’şŞâfiʿiyyeti’l-kübrâ. thk: Mahmûd Muhammed et-Tanâhî – Abdülfettâh
Muhammed el-Hulv. Kahire: Hicr. 2.baskı. 1413.
251
Süleymân, Mukâtîl b. Tefsiru Mukâtîl b. Süleymân. thk: Abdullah Şehhâte. Beyrut: Dârü İhyai’t-Turâs. 1. Baskı. 1423h.
Süyûtî, Celâleddin Abdurrahman b. Ebû Bekir. Tabakâtu’l-müfessirîn. thk: Ali
Muhammed Ömer. Kahire: Mektebetü Vehbe. 1. Baskı. 1396.
Topaloplu, Bekir. Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân, TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul: TDV
yay. 2012.
Türker, Ömer. Mukâtîl b. Süleymân, TDV İslâm Ansiklopedisi. Ankara: TDV
yay. 2002.
Uludağ, Süleyman. KUŞEYRÎ, Abdülkerîm b. Hevâzin. TDV İslâm Ansiklopedisi. Ankara: TDV yay. 2002.
Yavuz, Yusuf Şevki. Fahreddin er-Râzî. TDV İslâm Ansiklopedisi. İstanbul: TDV
yay. 1995.
Zehebî, Ebû Abdillâh Şemsüddîn Muhammed b. Ahmed b. Osmân. Siyeru aʿlâmi’nnübelâʾ. Kahire: Dârü’l-Hadîs. 2006.
Zehebî, Ebû Abdillâh Şemsüddîn Muhammed b. Ahmed b. Osmân. Târîḫu’lİslâm, thk: Ömer Abdusselâm et-Tedmîrî. Beyrut: Dârü’l-Kitâbi’l-Arabî.
ts.
Zehebî, Muhammed Hüseyin. et-Tefsîr ve’l-müfessirûn. Kâhire: Mektebetü Vehbe. ts.
Ziriklî, Hayrüddîn b. Maḥmûd b. Muhammed b.Alî b. Fâris. el-Aʻlâm. Beyrut:
Dâr’ül-ʻİlm lil-Melâyîn. 2002.
252