Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Müzikleri seslendirmek için üretilen çalgılar, toplumların kültürel yapılarıyla ilintilidir. Çünkü müzik esasen bir ifade kültürüdür. Dolayısıyla bu kültürel ifadeleri seslendirebilmek için hemen her toplum, zamansal ve çevresel adaptasyona da bağlı olarak kendi kültürel değerleri, tercihleri/beğenileri ekseninde, farklı malzemelerden, farklı biçimlerde ve farklı tınılar üretebilen çalgılar meydana getirmiştir. Bu bağlamda üretilen çalgılar her kültürde değişkenlik göstermiş, kültür içinde farklı bir biçimde konumlandırılmış ve anlamlandırılmıştır. Bu yazıda, kültürel ifade bileşenleri olarak çalgıların geleneksel Türk müzik kültürü içerisinde nasıl konumlandırıldığı ve anlamlandırıldığı irdelenecektir.
Asosjournal, 2022
Journal Of History School, 2013
Eurasian Journal of Music and Dance, 2021
Alternatif Politika, 2018
Uluslararası Anadolu Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021
Öz Türk müzik folkloru, üzerinde yeterince çalıĢmanın yapılamadığı alanlardan biri olarak durmaya devam etmektedir. Türk müzik kültüründe Ģiir ile musikinin birlikteliği meselesi de doğal olarak çok fazla irdelenmemiĢtir. Türk kültür tarihine bakılınca bu birlikteliğin, Ģaman denilen dinî-mistik Ģahsiyetlerin törenleriyle ilk kez baĢladığı görülecektir. Bu birliktelikte ayrıca üçüncü bir unsur daha vardır ki; o da danstır. ġamanlara ait rakslar bu birlikteliğin aslında üçüncü ayağını oluĢturmaktadır. ġamanlar, incelendiğinde görülecektir ki; Türk tarihinin en eski Ģairleri olmanın yanında ayrıca musikiĢinasları ve halk dansçılarıdır da. ġiirin, musikinin ve raksın bir arada icra edildiği o eski icra geleneği, Türklerin Ġslamiyet " i kabul etmesiyle bozulmamıĢtır. Bu tarihten itibaren Ģaman veya kam törenlerindeki Ģiirin, musikinin ve raksın birlikteliği son bulmamıĢ aksine mahiyet değiĢtirerek icrasına devam etmiĢtir. Türk-Ġslam dünyasında özellikle on üçüncü asırdan sonra Mevlevilik ve Alevi-BektaĢilik gibi tasavvufi ekollerin sayılarının artması sonucu, bu üçlü birliktelik daha farklı bir mecraya sürüklenerek devam etmiĢtir. Tasavvufi gelenek çerçevesinde Ģiir, musiki ve raks, Mevlevilik adabına uygun olarak " Mevlevi Semâ " Töreni " ni oluĢtururken; Alevi-BektaĢi geleneği çerçevesinde ise Ģiir ve musikiye " Alevi-BektaĢi Semâh Töreni " eĢlik etmiĢtir. XVI. Asırdan itibaren ise tasavvufi cereyana ek olarak âĢıklar ortaya çıkmıĢ ve âĢıklık geleneği çerçevesinde din dıĢı konularda yazdıkları Ģiirleri sazları ile icra etmeye baĢlamıĢlardır. ÂĢık sanatında farklı olarak sadece Ģiir ile musikinin birlikteliğinden bahis olunabilmektedir. Ritüellerin zayıflaması ile Ģiir ile musiki üçlü birliktelikten ayrılarak raksın dıĢında bir bütün vücuda getirmiĢlerdir. Abstract Turkish music folklore has gone on being one of the fields that the studies have been done sufficiently on it. The matter on the association of poem and music in Turkish music culture has not been reviewed naturally too much. When the history of Turkish culture is considered, it will be seen that this association started firstly in the religious-mystic persons' ceremonies that they are named as Shamanist. Moreover, this association has got a third factor that it is dance. Belly dances belonging to Shamanists comprise the third section of this association. When it is reviewed, it will be seen that Shamanists are the oldest poets in Turkish history, and also they are music lovers and folk dancers. The old performance tradition that poem, music and
6th International Conference On History&Culture April 22-24 2022, 2022
Öz Türk kültürünün belki de en çok öne çıkan özelliklerinden biri; her varlığın, her bir nesnenin göründüğünden çok daha fazlasını ifade etmesi, çeşitli anlamlara sahip olmasıdır. Ekonomik, askeri, dini tüm alanlarda gündelik yaşamın merkezine konumlanmış olan hayvan inanç ve sembol dünyasında da öne çıkmaktadır. İlk bakışta geyik, at, kartal gibi hayvanlar dikkat çekse de kazın Türk kültüründe önemli bir yere sahip oduğunu söylemek mümkündür. Şans ve uğur getirdiğine inanılmasının yanı sıra kutluluk ve beylik sembolü olan kaz; kam törenlerinde, yaratılış destanlarında kendine yer bulmuş bir hayvandır. Genel olarak bakıldığında uçabilme özelliklerinden dolayı tüm kuş türleri Türk inanç dünyasında ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Gökyüzünde bulunabilmeleri, Tanrıya yakınlık olarak değerlendirilmiştir. İletişimin aracısı olarak görülmüşlerdir. Ancak yaban kazlarının buna ilaveten sürekli göçer halde yaşamaları da Türk yaşam tarzı ile benzerlik taşımaktadır. Özellikle Kaz Dağlarına ilişkin anlatılarda geniş biçimde yer aldığını gördüğümüz kaz kadar kazayağı tamgası da önemlidir. Tamgalar mitolojik, dini, ekonomik, hukuki ve kültürel anlamlara sahip çok yönlü yapılarıyla sadece birer şekil olmanın çok ötesindedir. Aslında gündelik yaşamın, inanç dünyasının bir yansımasıdır. Kimlik ve aidiyet bildirir. Türkler tarfından “bu benim” ya da “ben buyum, bunlardanım” demenin en kestirme yolu olarak kullanılmışlar ve bu açıdan birer iletişim aracı olmuşlardır. Bu çalışmada kazın Türkler için ne anlam ifade ettiğinin yanı sıra özellikle Tahtacı Türkmenler tarafından da sahiplenilen ve kullanılan kazayağı tamgası üzerinde durulacaktır. Anahtar Kelimler: Tamga, Kaz, Kazayağı, Türk Kültürü, Sembol
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Mağallaẗ Al-Iqtiṣād Al-Zirā'ī wa Al-ʿulūm Al-Iğtimāʿiyyaẗ (Print), 2019
מפתח תשובות הרשב"א: הדפוסים מול כתבי יד, 2023
Montessori Life, 2023
Europian Chemical Bulletin, 2023
Archaeology and Economy in the Ancient World – Proceedings of the 19th International Congress of Classical Archaeology, CologneBonn 2018, 2023
Geological Magazine, 2018
Congresso Jurídico Globalización, Riesgo y Medio Ambiente, 2010
Advances in Difference Equations, 2005
Bulletin of Chemical Reaction Engineering & Catalysis, 2019
Asian Journal of Plant Sciences, 2006
Iranian journal of psychiatry and behavioral sciences, 2022
Annals of the American Thoracic Society, 2016
ERIS – European Review of International Studies, 2019