Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Öz Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyeti'ne devreden eğitim kurumlarından biri-si olan Darülfünun yükseköğretim / üniversite düzeyinde olup İstanbul'da kurul-muş ve Osmanlı Devleti zamanından beri bir takım düzenlemelere konu olmuştur. Milli Mücadele yıllarında İstanbul işgal edildiğinden Darülfünun ile ilgili düzen-leme yapılması mümkün olmamıştır. Öncelikli mesele ülkenin işgalden kurtarılma-sı olduğu için eğitim ile ilgili meseleler daha ziyade mevcut kurumların iyi yöne-tilmesi ve geleceğe dair ilkesel kararlar şeklinde ele alınmıştır. Milli Mücadele ba-şarıyla sonuçlandıktan sonra milli devlet anlayışına geçilirken önemli inkılaplar yapılmıştır. Saltanatın kaldırılması, Cumhuriyet'in ilanı gibi inkılapların benim-senmesi ve yeni milli Türk Devletinin gelişmesi için genel olarak eğitim meseleleri yoğun bir şekilde ele alınırken özel olarak Darülfünun ile ilgili bazı kararlar da alınmıştır. Bunlardan ilki Darülfünun özerkliği ile ilgili olup, bu yönde düzenleme-ler yapan TBMM'nin Darülfünun'dan beklentisi yüksektir. Ancak Darülfünun söz konusu beklentileri karşılayamadığı gerekçesiyle kısa zaman içinde eleştirilerin odağı haline gelmiştir. Bu beklentiler ve eleştiriler mevcut siyasal durum ve Darül-fünun'un tarihi, bilimsel birikimi birlikte ele alındığında basında ve TBMM'de za-man zaman sertleşen dikkat çekici tartışmalar yapılmıştır. Bu çalışmada Cumhuri-yet döneminde Darülfünun hakkındaki eleştiri ve tartışmalar dönemin kaynaklarına dayalı olarak incelenmiştir. Belgelerin izin verdiği kadar Darülfünun olayları, eleş-tirileri ve tartışmaların odaklandığı noktalar ve 1933 Darülfünun reformuna giden süreç, sebep-sonuç ilişkisi içinde açıklanmıştır. 1 Alanya Alaattin Keykubad Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen II. Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu'nda bildiri olarak sunulmuştur.
Population projections which were helped to shape economic and social policies for the future are demographic methods. These methods help to identify the trends of the current population structure. In addition to this, if the trends continue, it will help to make predictions about the future population, population density, migrations, age groups of population and distribution by gense and socio-cultural changes. Population projections indicate that Turkey's young and ever growing population structure is changing and it started to resemble developed countries as especially fertility anda age structure. Demographic change, which means a transition from high fertility and high mortality to low fertility and low mortality, affects the age structure. As a result of the projections made in Turkey, there is a constant decreasing in young age groups, an increasing in the working age population up to 2040 and then a tendency to fall is predicted. On the other hand, elderly population is increasing constantly. These changes in age structure and demographic structure affect economic and social areas as directly and indirectly. Demographic change has created some opportunities (such as reaching the highest level of the working age) as well as some risks (such as population aging) that Turkey has not previously fulfilled. KeyWords:Turkey‐ Demographic Change‐ Population Projections‐ Population Agin COĞRAFĠ BAKIġ AÇISIYLA TÜRKĠYE'DE DEMOGRAFĠK DEĞĠġĠM VE 2075 NÜFUS PROJEKSĠYONU 2163 ÖZET Nüfus projeksiyonları, geleceğe yönelik ekonomik ve sosyal politikaların oluĢturulmasına yardımcı olan demografik yöntemlerdir. Bu yöntemler, mevcut nüfus yapısının ortaya çıkarılması, eğilimlerinin tespit edilmesi ve bu eğilimlerin devamı halinde gelecekteki nüfus miktarı, nüfus yoğunluğu, göçler, nüfusun yaĢ grupları ve cinse göre dağılımı ile sosyo kültürel değiĢimler hakkında öngörülerde bulunulmasına 2163 TEġEKKÜR: Bu çalıĢma Ġ.Ü. BAP Birimi tarafından 20108 No.lu AraĢtırma projesi olarak desteklenmiĢtir.
hips.hacettepe.edu.tr
In this study, it is discussed the changes in the share of provinces (1950-2015) in Turkey population. Also, it is examined the residential rate in other provinces of population and the comparison with the total population. According to the results, it has been change proportionally in the ranking of provinces between 1950-2015. In 1950, While the first five province was Konya (3.7%), İstanbul (3.5%), Ankara (3.1%), İzmir (2.9%) and Sivas (%2.8), it has changed as İstanbul (9.7%), Ankara (4.4%), İzmir (3.3%), Konya (2.8%) ve Adana (2.6%) in 2015. Generally, the share of the provinces which birth rates and growth rate of the population are high is more than other provinces. The migrations have been also effective in residential rate in other provinces of population. In 1950, a large proportion of Turkey’s population was resided in the birthplace. Because, the migrations were not high in this period. In 2015, the residential rate in other provinces of population has increased in all provinces. Also, the difference between the provinces has increased. The higher residantel rates of outside of birth province were East Black Sea and Thrace in 1950. It has seen the highest rates especially in the provinces of eastern of Central Anatolia (Upper and Middle Kızılırmak Departments), Eastern Anatolia and Black Sea Regions in 2015. Really, in these provinces, the more than 60% of the population birth in this provinces has lived in another provinces. Because, it has migrated too much from these provinces to others. When the population birth in provinces compared with the total population of the provinces, it has observed difference between 1950 and 2015. While there wasn’t much difference between provinces in 1950, the difference increased in 2015. Generally, the total population of the provinces has higher than provincial births in provinces which migration is less. Despite that, the population birth in provinces has higher than total population of the provinces which the migration is high.
TÜRKİYE’DE DİJİTAL DERGİ YAYINCILIĞI:2015-2019, 2021
Enformasyon çağıyla birlikte teknoloji; reklam, sanat, sağlık ve eğitim gibi pek çok alanda bireyin gündelik yaşamının bir parçası haline gelmiştir. Özellikle artan teknolojik olanaklar, son yıllarda basılı medyayı da etkilemektedir. Basılı medya, tarihsel süreç içerisinde birçok değişim geçirmiş ve günümüzdeki halini almıştır. İlk zamanlarda papirüs kağıtlarına basılarak çoğaltılan dergiler, baskı teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte seri üretime geçmiş, bu sayede dergiler daha erişilebilir olmuştur. Baskı teknolojilerindeki her gelişmeyi, dergicilik sektörü yakından takip etmiştir. Geleneksel bir mecra olarak basılı dergilerin, sadece yayın ve satış ağının bulunduğu bölgelerde erişilebilir olması, geniş kitlelerce erişimi güçleştirmektedir. Basılı dergilerin özellikleri göz önüne alındığında, dijital dergiye geçiş sürecinin neden kaçınılmaz olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. İnternet yayınlarının geniş kitlelerce mekandan ve zamandan bağımsız olarak kolaylıkla erişilebilir olması, akıllı mobil cihazların kullanım oranının artması, dijital dergiciliğin önünü hızla açmıştır. Dijital ortama taşınan dergilerin gelişim süreci, teknoloji geliştiği sürece devam edecektir. Dijital dergiciliğin, basılı dergi sektörü için bir alternatif oluşturabileceği, basılı dergi sektöründe yer alan maliyet, dağıtım, baskı hataları gibi sorunların üstesinden gelineceği yönünde tartışmalar son yıllarda sıklıkla yapılmaktadır. Bu çalışma kapsamında, TÜİK raporları incelenerek, dergilerin basım sayıları ve bu dergilerin tirajları üzerine bir araştırma yapılmış; bu veriler ışığında Türkiye’de dergi sektörü incelemeye alınmış; dijital dergiler avantaj ve dezavantajlarıyla incelenerek alternatif çözüm önerileri sunulmuştur.
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, 2023
GSYH, Enflasyon, işsizlik oranı bir ülkenin ekonomisinde önemli göstergeler arasındadır. Bu göstergelerin birbiriyle ilişkilerini sorgulayan çalışmalar konusunda literatür oldukça zengindir. Gelirler hanesinde Turizmin payının yüksek olduğu ülkelerde bu göstergelerin Turizm verileriyle etkilenme olasılığı da yüksek olacaktır. Bu nedenle bu çalışmanın amacı Türkiye’de Turizm gelirleri ile yukarıda adı sayılan ve sıkça incelenen diğer göstergelerin birbiriyle ilişkilerinin incelenmesidir. Bu bağlamda bütçe gelirinin önemli bir kısmı turizme bağlı olan Türkiye’ de GSYH, işsizlik ve enflasyon oranlarındaki değişiminin turizm gelirlerinden etkilenebileceği varsayılmıştır. Geçmişte turizmde yaşanan iyi veya kötü sezonların bu göstergelerdeki değişimi açıklayıp açıklamadığının bilinmesi, bu göstergeler ile turizm gelirleri arasındaki ilişkinin ortaya konması, gelecek yıllar için de kestirimler yapılmasına imkân verecektir. Araştırmada; tüm değişkenler arasında eşbütünleşik, nedensellik ili... GDP, Inflation and unemployment rate are among the important indicators for a country's economy. The literature is quite rich on studies questioning the relationships between these indicators. In countries where the share of tourism in income is high, these indicators will be likely to be affected by tourism data. Therefore, the aim of this study is to examine the relationships between tourism income in Türkiye and other frequently used indicators above mentioned. In this context, it is assumed that the changes in GDP, unemployment and inflation rates in our country, where a significant part of the budget depends on tourism, can be affected by tourism income. Knowing whether the good or bad tourism seasons in the past explain the changes in these indicators and the existence of meaningful relationships between these indicators and tourism revenues, will enable predictions to be made for the coming years. The main purpose of this research is to reveal economically valid relationships between these variables by examining cointegrated causality relationships among all variables.
Socio-economic and socio-cultural changes that have been occurred in Turkey in last 30-40 years effected country's demographic structure. In our country because of the rural-urban migration in last 30-40 years the rural population consequently has decreased. This situation led to increasing urban population and had a significant impact on the structure of society. This development undoubtedly has led to some very important results. In last 40 years, a significant reduction in the overall fertility rate has occurred and the population growth rate has decreased accordingly. Women's entering more into work life caused increasing the divorce rate, reducing the amount of the average household. Thereupon a significant change has occurred in the demographic structure of Turkey. Turkey’s population growth rate was 2 % in the 1980’s but this rate has been reduced to 1,8 % in 2000 and eventually in 2015 it has been pulled down to 1,3 %. The child population ratio in 1980 was 40 % but today this rate has also been reduced to 24 %. In the same period of time elderly population ratio has increased from 4% to 8%. Again in the same period of time, significant changes have been occurred in case of education, income and population working in the sectoral distribution of the population. According to the data, there have been significant changes in the socio-economic and demographic structure of the population in Turkey after 1980. In this study, these changes will be covered in more detail and some conclusions will be made starting from today to future about Turkish population structure.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Bella Anisa Fitria Berliana ( Pancasila Sebagai Pandangan Hidup Bangsa), 2022
Tornaviaje. Arte iberoamericano en España, 2021
Археологическое изучение Болгарского городища: Изд-во АН РТ, 2024
The Story of Managing Porject: An Interdisciplinary …, 2005
American Journal of Hypertension, 2001
International Journal of Circuit Theory and Applications, 2009
Materials Research, 2006
20th Annual Conference of Indian Society of Neuroanaesthesiology and Critical Care (ISNACC), 2019
Biota. Human. Technology
Applied Entomology and Zoology, 1991
IEEE Transactions on NanoBioscience, 2019
Frontiers in Plant Science, 2021
Bioorganic & Medicinal Chemistry, 2021