Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
NAVISALVIA S‹NA KABAA⁄AÇ’ I ANMA TOPLANTISI 2006 mythos Bilim Editörü: O. FARUK AKYOL ARKEOLOJ‹ VE SANAT YAYINLARI ARKEOLOJ‹ VE SANAT YAYINLARI NAVISALVIA S‹NA KABAA⁄AÇ’I ANMA TOPLANTISI 2006 mythos Yayımlayan Nezih BAŞGELEN Düzenleme: Sinan fiANLIER - Serdar KIRAN Bask›-Cilt: Net K›rtasiye Tan. ve Matbaa San. Tic. Ltd. fiti Taksim Cad. Yo¤urtçufaik Sok. No: 3 Beyo¤lu-‹stanbul Tel: (0212) 249 40 60 ISBN: 978-605-396-049-2 Sertifika No: 10459 ©2009 Arkeoloji ve Sanat Yayınları Her türlü yayın hakkı saklıdır / All rights reserved. Yayınevinin ve yazarın yazılı izni olmaksızın elektronik mekanik, fotokopi ve benzeri araçlarla ya da diğer kaydedici cihazlarla kopyalanamaz, aktarılamaz ve çoğaltılamaz. Kitabevi/Satış Mağazası: arkeo pera www.arkeopera.com Yeniçarşı Cad. No: 16/A, Galatasaray, İstanbul Tel.: 0 212 249 92 26 Fax: 0 212 244 31 64 www.arkeolojisanat.com / info@arkeolojisanat.com ‹Ç‹NDEK‹LER ED‹TÖRÜN NOTU O. Faruk AKYOL............................................................................VII ESK‹ÇA⁄ TAR‹H‹ YAZIMINDA MYTHOS’LARIN ROLÜ Mustafa H. SAYAR ............................................................................1 H‹T‹T ‹NANÇ S‹STEM‹ VE M‹TOLOJ‹K YANSIMALARI Meltem DO⁄AN-ALPARSLAN........................................................9 ESK‹ MISIR M‹TOLOJ‹S‹’NDEN ÖRNEKLER (YARADILIfi M‹TOSLARI VE TANRILAR) Hasan PEKER ..................................................................................22 MISIR VE SÜMER M‹TLER‹N‹N GÜNÜMÜZ EDEB‹YATINDA YANSIMALARI Erendiz ATASÜ ................................................................................29 PLATON’UN ‘DEVLET’‹ VE THOMAS MORE’UN ‘ÜTOPYA’SI Gerhard FINK ..................................................................................42 “M‹T”TEN “M‹TOLOJ‹”YE Bedia DEM‹R‹fi................................................................................75 MYTHOSTAN LOGOSA YOLCULUK Cengiz ÇAKMAK ............................................................................84 MYTHOLOGIA PERENNIS SÜREGELEN M‹TOLOJ‹ Ömer Naci SOYKAN ......................................................................92 SEFER‹S VE M‹TOS Esin OZANSOY ............................................................................102 BRUMALIA VE UZUN SOLUKLU BAfiKA DIONYSOS KUTLAMALARI Erendiz ÖZBAYO⁄LU ..................................................................117 YAMALI BEDENLER Çi¤dem DÜRÜfiKEN ....................................................................136 S‹YASÎ ‹KT‹DARIN MEfiRÛ‹YET GEREKÇELER‹NDEN B‹R‹ OLARAK KÖKEN M‹T‹ VE EFSÂNEVÎ SOYLAR Gökhan YILMAZ............................................................................149 KAHRAMAN YARATMAK Sanem YAZICIO⁄LU ....................................................................167 EVREN TASAVVURU Ayhan BIÇAK ................................................................................175 RHODOSLU APOLLONIOS’TA MYTHOS’UN YEN‹DEN OKUNMASI Erman GÖREN ..............................................................................185 SÖZDE ‹KONYIKICILAR VE MARKA K‹SVES‹NDE ÇA⁄IMIZ M‹TOSLARI E. Taçl› YAZICIO⁄LU ..................................................................209 RHODOSLU APOLLONIOS’TA MYTHOS’UN YEN‹DEN OKUNMASI Erman GÖREN* BAfiLIKTAK‹ MYTHOS ‹LE KAST ED‹LEN NED‹R? ‹lk bak›flta ‘mythos’ sözlüklere de yans›m›fl anlam›yla tanr›lar›n ya da daha genel deyiflle “do¤a-üstü” güçlerin konu edildi¤i “kulaktan kula¤a” halk aras›nda yay›lan efsanelere ya da öykülere iflaret etmektedir. Buna daha sonra, özellikle de Platon’la birlikte “hakiki olmama, tarihsel olarak do¤ru olmama,” “logos ile bir karfl›tl›k içinde olma” vurgusu da eklenmifltir.1 Ancak ‘mythos’un anlam›n› Platon etkisinde biçimlenen tan›mlamalar›yla s›n›rlamak mümkün de¤ildir. Eski Yunanlar aras›nda ‘mythos’ söze, konuflmaya,2 söylenmifl bir söze ya da sesletilen bir sese gönderme yapard›.3 Ö¤üt,4 saklanan bir s›r,5 emir * Arafl. Gör., ‹stanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Eskiça¤ Dilleri ve Kültürleri Bölümü, Eski Yunan Dili ve Edebiyat› Anabilim Dal›. 1. Bkz. krfl. Platon, Phaidon 61b, Protagoras 320c, 324d; Pindaros, Olympionikai I. 29, Nemeonikai VII. 23. Lincoln Theogonia 27-28’in alternatif bir okumas›ndan yola ç›karak araflt›rmas›nda Eski Yunanlar›n pek ço¤unun legein ile mythēsastai fiillerinde bir bitifliklik fikri buldu¤unu ortaya koymaya çal›flm›flt›r. Bu iki terim (mythos ile logos) aras›nda kesinlefltirilmifl ikili öbeklendirme Yunan Klasik Dönemi (‹.Ö. V.-IV. yy.) öncesinde oldukça siliktir. Bkz. Bruce Lincoln, “Competing Discourse: Rethinking the Prehistory of Mythos and Logos,” Arethusa, 30/3, Baltimore 1997, The Johns Hopkins University Press, s. 341-367. 2. Odysseia XI. 561; Ilias IX. 443, XVIII. 252, XIX. 242. 3. Walter J. Ong, The Barbarian Within: Critical Explorations of Literature, Contemporary Culture, and Religion, 7. Bas›m: New York 1962, The Macmillan Company s. 132. 185 ya da tehdit6 anlam› tafl›d›¤› dizeler de bulunmaktad›r. Tüm bunlar›n yan› s›ra, Homeros’ta ve Arkaik Yunan fiiiri’nde en s›k kullan›lan anlamlar›ndan biri ço¤u zaman göz ard› edilmektedir. Mythos ayn› zamanda “düflünce, niyet, söylenilmemifl söz, amaç, tasar›”7 anlam›n› da tafl›r. Ong’a göre, bu anlam›yla mythos “insan›n soyutlamalar› aras›ndaki boflluklar› doldurur.”8 Bu ba¤lamda mythos ifade edilmemifl, hatta formüle edilmemifl oland›r. Ancak, bu ba¤ doku ifade edilmemesine, hatta formüle edilmemesine ra¤men, soyutlamalar› birbirine ba¤layarak az ya da çok varl›¤a gönderme yapar. MYTHOS’UN EPOS’LA ‹L‹fiK‹S‹ Mythos ile epos’un iliflkisini kavramak için baflvurabilece¤imiz etimoloji bize net bir bilgi vermez. Ancak sa¤lad›¤› nispeten karanl›k veriler bile bu iki kavram aras›ndaki fark›n ve iliflkinin a盤a ç›kmas›na yard›mc› olabilir. Pierre Chantraine’e göre,9 mythos’un ç›kt›¤› kayna¤› tespit etmek oldukça güçtür. Ancak epos’la aras›nda flöyle bir ayr›m oldu¤unu söylemek mümkündür: Mythos “sözlerin içeri¤ine” gönderme yapar. Epos ise sadece ses temelli bir yap›ya sahiptir. Nitekim Émile Boisacq10 epos’un izlerini Latince “ses” anlam›ndaki vox sözcü¤üne de kök veren Sanskritçe vakah-’a ya da vak-’a kadar sürer. Epos sesletil4. Ilias VII. 358, XVI. 83. 5. Odysseia IV. 744. 6. Ilias I. 388. 7. Ilias I. 545; Odysseia III. 140, IV. 676, 777, XI. 442, XV. 445, XIX. 502, XXII. 289. 8. Walter J. Ong, New York 1962, s. 133. 9. Pierre Chantraine, Dictionnaire Étymologique de la Langue Grecque: Histoire des Mots, 1. Bas›m: Paris 1984, Éditions Klincksieck. 10. Émile Boisacq, Dictionnaire Étymologique de la Langue Grecque, Heidelberg 1938, Carl Winter’s Universitätsbuchhandlung. Ayr. Bkz. Henry George Liddle; Robert Scott, Greek - English Lexicon, 9. Bas›m: Oxford 1996, Clarendon Press. 186 me sonras›ndaki ‘söz’dür. Homeros’ta epos “difllerin aras›ndan kaçan” [phygen erkos odontōn] bir fleydir.11 Epos kimi anlamlar›yla mythos ile kesiflse de12 her seferinde sesletilen bir sesi kast ederek mythos’tan ayr›l›r. Hâlbuki mythos sözlerin zihinsel içeri¤ini de kapsar. Konuflamayan sadece ma¤ara resimleri çizen “ilkel” insan›n da mythos’u vard›r. Sesletilen söz kadar, sesletilmemifl zihinsel söz de mythos’tur. Homeros’ta mythos bir edebi tür olarak Epos13 k›l›¤›nda karfl›m›za ç›kar. HOMEROS’UN MYTHOS’LA KURDU⁄U ‹L‹fiK‹ Eski Yunan toplumu için Homeros destanlar›, yukar›da bahsetti¤imiz anlam›yla mythos’un ifllendi¤i günümüze kalm›fl en eski yap›tt›r. Fakat Homeros destanlar›n›n ortaya ç›kt›¤› M.Ö. VIII. yüzy›l›n ortalar›nda Hellas’ta [fonetik] yaz› henüz kullan›mda de¤ildi. Homerosçu Epos, halk aras›nda “kulaktan kula¤a” yay›lan, Eski Yunan zihninin soyutlamalar› aralar›ndaki ba¤ doku olan mythos’u etkili bir flekilde ifade etmifl, düflüncedeki yap›y› sese tafl›m›flt›r. Homerosçu Epos yaz›n›n tan›nmad›¤› Hellas’ta ancak “icra” [performance] yoluyla üretiliyordu. Gregory Nagy’in temas etti¤i gibi “icra”14 Homerosçu Epos için bir tercih de¤il, aksine zorunluluktu.15 “‹cra,” mythos’un her seferinde 11. Odysseia XIX. 492, XXI. 168, XXIII. 70. 12. Örne¤in her ikisinin de ergon [ifl] ile karfl›t anlamda kullan›m› için bkz. krfl. Odysseia XV. 375 ile Ilias IX. 443 & XIX. 242. 13. Devam eden k›s›mlarda bafl harfi büyük harfle yaz›lm›fl Epos bu edebi türe iflaret edecek, küçük harfli epos ise sözcü¤e genel olarak gönderme yapacakt›r. 14. Bu “icra”n›n ayr›nt›l› bir incelemesi için bkz. Gregory Nagy, Poetry as Performance: Homer and Beyond, 1. Bas›m: Cambridge 1996, Cambridge University Press. 15. Gregory Nagy, The Best of the Achaeans: Concepts of the Hero in Archaic Greek Poetry, 2. Bas›m: Baltimore 1999, Johns Hopkins University Press (Çevrimiçi http://www.press.jhu.edu/books/nagy/BofAS/toc.html 27 Nisan 2006), 1999 bask›s›na önsöz, §11. 187 baflka bir flekilde dile gelmesini baflka bir epos olarak ortaya ç›kmas›n› sa¤l›yordu. Zira epos sadece rhapsodos’un haf›zas›nda saklanmaktayd›. Burada, Homerosçu epos’un yaz›ya geçirilmifl metnini çok titiz bir flekilde inceleyen Hellenistik flair Rhodoslu Apollonios’un, sesle biçimlendirilen mythos’u yaz›yla sabitlenmifl metin üzerinden nas›l yeniden okudu¤unu ortaya koymaya çal›flaca¤›z. Bu okuma, Argonautika’da Homerosçu Epos’a yap›lan birçok an›flt›rman›n yan› s›ra, bir dönüflümü de beraberinde getirmektedir. Bunun öncesinde, Rhodoslu Apollonios’un ana kayna¤› olan Homerosçu Epos’u biraz tan›maya çal›flmal›y›z. SÖZLÜ KÜLTÜRÜN VE HOMEROSÇU EPOS’UN KARAKTER‹ST‹⁄‹ Mythos’un en popüler tan›m›nda bile yer alan “kulaktan kula¤a” belirlemesi, ne denli sözlü kültürle ba¤lant›l› oldu¤unun göstergelerinden biridir. Homeros ve rhapsodos gelene¤i Eski Yunan kültüründe, sözlü kültür için bir simge gibi durmaktad›r. Homeros metinlerinin ayr›nt›l› bir incelemesiyle dikkatleri sözlü kültürün üzerine çeken ve bu çal›flmalara h›z kazand›ran Milman Parry olmufltur. Onun 1920’li y›llar›n bafl›nda Berkeley Universitesi’nde haz›rlad›¤› yüksek lisans tezinden 1935’deki erken ölümüne kadar yapt›¤› çal›flmalar Homeros çal›flmalar›na bambaflka bir boyut kazand›rm›flt›r. Parry’nin de¤iflmez ilkesi “kelime ve kelime biçimi seçiminin Homeros fliirinde [sözlü olarak oluflturulan] heksametrik dize ölçüsüne ba¤›ml›¤›” daha önce J. E. Ellendt ve H. Düntzer’in araflt›rmalar›nda gösterilmiflti.16 Ancak Parry’in Homeros metinlerini inceleyen çal›flmas› 20. yüzy›ldaki pek çok sözlü kültür çal›flmas›n›n tetikleyicisi ol16. Walter J. Ong, Sözlü ve Yaz›l› Kültür: Sözün Teknolojileflmesi, 3. Bas›m: ‹stanbul 2003, Metis Yay›nlar›, s. 33, 34. 188 mufltur.17 Bunlardan biri olan Ong’un sözlü kültür üzerine yapt›¤› çal›flma (Walter J. Ong, Sözlü ve Yaz›l› Kültür: Sözün Teknolojileflmesi, 3. Bas›m: ‹stanbul 2003, Metis Yay›nlar›.) önemli bir ayr›m› ortaya koyar. Homeros ça¤›ndaki Yunan toplumu hiç yaz›yla tan›flmam›fl bir sözlü kültürdür. Günümüzde medeniyetin içinde yer alan sözlü kültürlerse yaz›-sonras› sözlü kültürlerdir. O halde ilkine “birincil sözlü kültür” diyerek bu özel konumunu vurgulamal›y›z. “Yaz›dan habersiz birincil sözlü kültürde yaflayan insanlar, pek çok fley ö¤renebilir, nitekim ço¤u oldukça… bilgedir; fakat ‘inceleme’ yapamazlar.”18 Bu bilgelik Eski Yunan toplumu için Homeros’ta flah›slaflm›flt›r. Homeros birincil sözlü kültür dönemini yaflayan Yunan toplumu için “bilgelerin bilgesi”dir. Bu bilgelikten ç›kan epos’un özellikleri, baflka birincil sözlü kültürlerle neredeyse tam› tam›na örtüflür:19 1) Yancümle Yerine Ekleme Ong’un örnek verdi¤i Tora’n›n ilk sat›rlar›20 t›pk› Homeros gibi ve’lerle (‹branice ℵℵ ... [ve’et] / Eski Yunanca ka‹ [kai] ) oluflturulmufl eklemeli bir yap›ya sahiptir. Tersine, yan cümlelerle kurgulanan metin yaz›l› kültürün tipik göstergesidir. 17. Bu çal›flmalar›n en önemlilerinden biri hiç kuflkusuz Albert Lord’un 1960’da yay›nlanan ve S›rp folklorundaki sözlü gelenekle Homeros metinlerini karfl›laflt›rmal› olarak inceledi¤i The Singer of Tales’dir. Biz ba¤lam›m›z› gözeterek sözlü-yaz›l› kültür ikili öbeklendirmesini yap›t›na konu edinen Ong’un çal›flmas›ndan daha fazla yararland›k. 18. Walter J. Ong, ‹stanbul 2003, s. 21. 19. Walter J. Ong, ‹stanbul 2003, s. 52-75. 20. Tora’›n ilk kitab› olan Bereflit’in orijinal metni, Türkçe çevirisi ve rabbi gelene¤inden gelen yorumlar› için bkz. Tora - Türkçe Çeviri ve Aç›klamalar›yla, Tora ve Aftara, 1. Kitap: Bereflit, çev. ve düz. Mofle Farsi, 1. Bas›m: ‹stanbul 2002, Gözlem Gazetecilik Bas›n ve Yay›n A.fi. 189 2) Çözümleme Yerine Kümeleme Birincil sözlü kültür belle¤i güçlendirmek için zorunlu olarak belirli kal›plardan yararlan›r. Bu kal›plar uzun zaman içinde varl›¤› alg›lama biçimleriyle yo¤rularak de¤iflmez flekillerini al›rlar. Ç›nar daima “ulu”dur; prenses daima “güzel”dir. Homeros’ta da karfl›m›za ç›kan bu kümeleyici yaklafl›m sözlü kültürün ayr›lmaz bir parças›d›r. Sözlü gelene¤in belle¤i söyleyifl kal›plar›na dair afl›r› muhafazakâr bir tutum içindedir. Claude Levi-Strauss’un deyifliyle “yaban›l [yani sözlü] ak›l bütünlefltirir.” Bu ilke söz dizimine dahi yans›r, onu da kal›plaflt›r›r: Örne¤in, mutlaka “evvel zaman içinde, kalbur saman içinde” denir. “Kalbur saman içinde, evvel zaman içinde” deyifli ise istisnas›z herkese yabanc› gelir.21 3) Bol Tekrarl› ya da “Bereketli” Okurken yaz›n›n ba¤lam›n› dikkatsizlik sonucu kaç›r›r ya da kar›flt›r›rsak yaz›n›n bafl›na dönüp ba¤lam› yeniden yakalayabiliriz. Ancak sözlü kültürde bunu yapmak olanaks›zd›r. Yaz›n›n sa¤lad›¤› zihnin d›fl›nda seyreden süreklilik “çizgisi” sözlü kültürde ancak konuyu bol sözle anlatarak telafi edilebilir. Bu nitelik, hitabet terminolojisinde Latince “bereket ya da bolluk” anlam›ndaki copia ile ifade edilirdi. 4) Tutucu ya da Gelenekçi Bilgi, sözlü kültürde çok zor elde edilir, bu nedenle de çok de¤erlidir. Bilgi akl›n d›fl›nda kaydedilemedi¤inden, “bilge” kad›n ve erkeklere çok büyük hürmet gösterilir. Fikirsel denemelere kalk›flmak pek de mümkün de¤ildir. Sözlü kültür eserlerinin yarat›c›¤› ancak “icra”da ortaya ç›kar. 5) ‹nsan Yaflam›na Yak›n Sözlü kültürün listeleri eylem ba¤lam›ndad›r. Yaflamdan soyut21. Walter J. Ong, ‹stanbul 2003, s. 85. 190 lanm›fl listelere rastlanmaz. Ilias’›n ikinci kitab›nda yer alan gemi listeleri yaz›l› kültürün listeleri tersine eylem ba¤lam›ndan kopar›lmadan verilir. Sözlü kültürde meslek ö¤renimi tümüyle ç›rakl›¤a, yani sözün bile asgari tutuldu¤u gözleme ve uygulamaya dayan›r. Günümüzün el kitaplar› ancak matbaan›n iyice içselleflmesinden sonra ortaya ç›km›flt›r. Yaz› insan› yaflamdan uzaklaflt›r›r. Nitekim McLuhan flizofreninin, okuryazarl›¤›n zorunlu bir sonucu olmas›n›n mümkün oldu¤unu belirtir.22 6) Mücadeleci Eda Yaz›, bilgi sahibini bilinenden ay›r›r. Oysa sözlü gelenekte insan iliflkileriyle iç içe olan bilgi, mücadele ortam›n›n d›fl›na ç›kmaz. Dünyan›n bütün sözlü kültürlerinde bulunan “tafllama” dedi¤imiz karfl›l›kl› yerme oyunu bu mücadeleci edan›n en temel göstergesidir. 7) Mesafeli Olmak Yerine Duygudafl ve Kat›l›mc› Sözlü kültürde ö¤renmek veya bilmek, bilinenle bilen aras›nda yak›n, duygudafl ve ortaklafla bir özdeflleflmeye ulaflmak demektir.23 Yaz› bilineni bilenden ay›rd›¤› gibi, kiflisel gerçekten de uzaklaflt›rarak bilgiyi “nesnel” k›lar. Homeros’un sahip oldu¤u “nesnellik” ise, kal›plaflm›fl deyifllerle zorunlu k›l›nm›flt›r: kiflinin tepkisi yaln›z kiflisel ya da “öznel” tepkisini de¤il, toplumun tepkisini, “ruhunu,” yans›tan kal›plar›n içindedir. 8) De¤iflmeyen Ortam Dengesi Güncelli¤ini yitiren an›lar kolayca bellekten silindi¤i için, sözlü toplumun yaflad›¤› an›n dengesi [homeostasis] kolay kolay bozulmaz. Her kelimenin anlam›, Goody ve Watt’›n deyifliyle “an22. Marshall McLuhan, Gutenberg Galaksisi: Tipografik ‹nsan›n Oluflumu, çev. Gül Ça¤lal› Güven, 1. Bas›m: ‹stanbul 2001, Yap› Kredi Yay›nlar›, s. 34. 23. Eric A. Havelock, Preface to Plato, 1. Bas›m: Cambridge, Massachusetts 1963, Belknap Press of Harvard University Press, s. 145-146. 191 lam›n an›nda onanmas›yla,”24 yani kelimelerin kullan›ld›klar› gerçek yaflam ortam›yla derhal kenetlenir. Sözlü zihin tan›mlarla u¤raflmaz. Kelimeler, anlamlar›n› sadece ›srarla kullan›ld›klar› gerçek yaflam ortam›ndan kazan›r; bu da sözlüklerdeki gibi baflka kelimelerle de¤il, el kol hareketleri, ses tonunun de¤iflmesi, yüz ifadesi ve gerçek sözün söylendi¤i an› saran bütün insani varoluflsal ortamla belirlenir. 9) Soyut de¤il, Duruma Ba¤l› Sözlü kültürler kavramlar› duruma göre, ifllevsel iliflki çerçevesinde kulland›¤› için, kavramlar›n soyutlu¤u asgaridir. Sokrates öncesinde kavramlar biçimsel de¤il, ifllevsel olarak irdelenir. Homerosçu Epos’un do¤as›n› tam anlam›yla anlayabilmemiz oldukça güçtür. McLuhan’›n belirlemesi burada da geçerlidir: “Fonetik alfabe teknolojisinin içselleflmesi, insan› kula¤›n büyülü dünyas›ndan, tarafs›z görsel dünyaya tafl›r.”25 Biz Homerosçu Epos’u gözlerimizle takip etti¤imiz metin üzerinden alg›lar›z. Oysa rhapsodos taraf›ndan terennüm edilen fliiri dinleyen için durum farkl›d›r: Ses, sadece yok olurken vard›r. Kelime söylenirken tam kalamaz; “varl›k” kelimesinin “-l›k” hecesini söylerken “var-” hecesi çoktan yok olmufltur. Alfabe ise, sesin tam tersidir: Alfabe, kelimeyi olaya de¤il, an›nda tamam›yla var olan, bölünebilir bir nesneye dönüfltürür.26 Sözlü kültürün tanr›ças› Mnemosyne’dir [Haf›za]. Rhapsodos, sanatsal esin için Mnemosyne’nin tanr›sal k›zlar› Mousa’lardan medet umar. Oysa yaz›l› kültür söylemini, zanaatkâr tanr› Hephaistos gibi ifller, flekillendirir, kurgular. Sözlü kültürün flairi icras›na bafllarken Mousa’lara flöyle seslenir: 24. Jack Goody; Ian Watt, “The Consecuences of Literacy,” Literacy in Traditional Societies, ed. Jack Goody, 1. Bas›m: Cambridge 1968, Cambridge University Press, s. 29. 25. Marshall McLuhan, A.g.y., 2001, s. 29. 192 Íme›w går yea¤ §ste pãreste te ‡st° te pãnta, ≤me›w d¢ kl°ow o‰on ékoÊomen oÈd° ti ‡dmen: tanr›ças›n›z siz, hep vars›n›z, bilirsiniz her fleyi, bizse [flairler] duyar›z sadece kleos’u, bilmeyiz hiçbir fleyi27 Kleos’u “flan” ile karfl›layabiliriz. Ancak kleos’un etimolojisi28 bizi iflitmek fiiline [klyō] kadar geri götürür. fiair Mousa’lardan iflitti¤i kleos’u terennüm eder. Tek kelimeyle, flair kleos’un yani “iflitilmifl olan”›n ustas›d›r. O sadece kleos’u iflitmeye ihtiyaç duyar. Homeros’un ve pek çok rhapsodos’un kör olmas› onlar›n sanatsal olarak flimdi ve burada görmekten ba¤›ms›zl›¤›n›n simgesi durumundad›r.29 Stanley Lombardo (Prof. Dr., Kansas Üniversitesi, Klasikler Bölümü), Stefan Hagel (Avusturya Bilimler Akademisi, Antik Edebiyat Komisyonu), Georg Danek (Prof. Dr., Viyana Üniversitesi, Klasik Filoloji Bölümü) gibi kimi araflt›rmac›lar metinlerin nas›l icra edildi¤ini inceleyerek kula¤›n egemenli¤indeki Homeros fliirini ayd›nlatmaya çal›flmaktad›rlar. fiimdi Stanley Lombardo taraf›ndan seslendirilen30 Ilias’›n ilk yedi dizesini arka arkaya üç kez, birincisinde t›pk› kör bir rhapsodos gibi simsiyah bir ekran›n, 26. Walter J. Ong, ‹stanbul 2003, s. 111. Bu noktada en köklü birincil sözlü kültürlerden birinin dili olan ‹branice’de daw-bar’›n ( ) hem “kelime” hem de “olay” anlam›na gelmesi dikkat çekicidir. Bkz. Francis Brown; S. R. Driver; Charles Briggs, Francis-Driver-Briggs Hebrew and English Lexicon, 7. Bas›m: Massachusetts 2003, Hendrickson Publishers. 27. Ilias II. 485-486. 28. Bkz. krfl. Pierre Chantraine, Paris 1984; Émile Boisacq, Heidelberg 1938. 29. Gregory Nagy, Baltimore 1999, Birinci bölüm: The First Song of Demodokos, § 3. 30. Söz konusu ses kayd›n› http://wiredforbooks.org/iliad/ (Çevrimiçi 27 Nisan 2006) adresli internet sayfas›ndan edindik. Bizim al›nt›lad›¤›m›z k›s›m olan Ilias’›n ilk yedi dizesinin seslendirildi¤i bu kay›t David B. Monro ve Thomas W. Allen taraf›ndan (Oxford University Press) haz›rlanm›fl olan metni temel almaktad›r. 193 ikincisinde Eski Yunanca metnin, üçüncüsünde ise duyulan sesi yans›tan harf çevirisinin görüntüsü eflli¤inde dinleyece¤iz. San›r›m, Eski Yunanca bilen dinleyici için bile ilk sefer oldukça karanl›k bir izlenim b›rakm›fl olmal›d›r. Oysa ikinci görüntü eflli¤inde dinlenince, en az›ndan Eski Yunanca okuyabilen dinleyiciler aras›nda neredeyse tam bir tarafs›zl›k olufltu: Görme duyusunun yaratt›¤› bir tarafs›zl›k. Eski Yunanca bilmeyen dinleyiciler bile, ikinci görüntü eflli¤inde dinlerken, birinciden çok daha fazla sesleri takip edebildiler. Son görüntü eflli¤indeki dinleti ise, neredeyse tüm dinleyicilere sesleri metinden takip etme f›rsat› tan›m›fl olmal›d›r. Bu birkaç kez tekrarlan›rsa herhalde, tüm dinleyicilerin, bütün sesleri iflaretlerle koflut hale getirmesi mümkündür. Young’a göre, “insanlar›n s›radan konuflma ve eylemde bulunma tarzlar›ndaki büyük de¤iflimlerin yeni araçlar›n benimsenmesiyle s›k› s›k›ya ba¤lant›l› oldu¤unu anlamak önem” tafl›maktad›r.31 Hiç flüphesiz, papyrus Hellenistik topluma, (McLuhan’›n vurgulad›¤›) matbaan›n Bat› dünyas›na yapt›¤› etki kadar güçlü bir etki yapmam›flt›r. Yine de, Hellenistik Ça¤ özellikle papyrus’un yayg›n bir flekilde kullan›lmas›yla fonetik alfabenin içselleflti¤i bir dönemdir. ‹nsanlar›n dine, tanr›ya ve insana bak›fl›ndaki de¤iflimde yaz›l› kültürün bask›n bir flekilde Eski Yunan toplumunun dünyas›na girmesi etki etmifl olmal›d›r. Homerosçu fliiri, dolay›s›yla sözlü kültürü biçim yönünden en ince ayr›nt›lar›na kadar inceleyen Milman Parry ve sonras›ndaki Albert B. Lord’un ard›l› olarak Gregory Nagy yaklafl›m›n› iki temel varsay›m üzerine infla eder. Birincisi, Homerosçu fliirinin sanatsal de¤eri geleneksel olarak sadece, ‘söylem’ [diction] olarak adland›rd›¤› biçimsel düzeyinde de¤il, ayn› zamanda tema [theme] dedi¤i içeri¤inde olmas›d›r. ‹kincisi ise, ‘söylemin’ [diction], ‘teman›n’ [theme] en do¤ru ifadesi [expression] oldu¤udur.32 31. J. Z. Young, Doubt and Certainty in Science, 1. Bas›m: Oxford 1961, Oxford University Press, s. 111. 32. Gregory Nagy, Baltimore 1999, Girifl bölümü, § 1. 194 fiimdi Apollonios’un Homerosçu mythos’u nas›l okudu¤unu ve Nagy’in incelemesine temel olan bu iki alandaki [diction ve theme] yaklafl›m›n› incelemeye bafllayabiliriz. RHODOSLU APOLLONIOS’UN HOMEROS’LA KURDU⁄U ‹L‹fiK‹ Rhodoslu Apollonios kendisini tam anlam›yla bir geçifl dönemi içinde bulmufltur. Sözlü kültürün kurumlar› tümüyle yok olmam›flt›r. Hitabet hâlâ önemli bir konumdad›r. Yay›mlanm›fl eserler bir yandan halk›n önünde okunarak “dinleyicisiyle” buluflur, bir yandan da Hellenistik Ça¤ entelektüelinin yal›t›lm›fl kütüphanesinde “okuyucusuna” ulafl›r. Hocas› Kallimakhos’un “büyük kitap, büyük bela” [mega biblion, mega kakon] düsturuna karfl›n, Apollonios Homerosçu Epos’a olan ba¤l›l›¤›ndan vazgeçemez. Kallimakhos’la tart›flmas›nda büyük destanlar›n biçiminde bir eser yazmaya cüret ederek hakikaten zorlu bir ifle kalk›fl›r. Fakat bütün eksiklerine ra¤men bu iflten yüzünün ak›yla ç›kar. Apollonios ola¤anüstü titiz bir Homeros okuyucusudur. Hellenistik Ça¤da oldukça sorunsal bir edebi tür olan Epos’a33 ilgi duyan biri olmas› nedeniyle, bu çok da flafl›rt›c› bir durum de¤ildir. Ancak, Argonautika Homerosçu fliirin silik bir taklidi olma tuza¤›ndan kurtulabilmifl bir eser olarak Apollonios’un sadece titiz bir okuyucu de¤il, usta bir ozan oldu¤una dair hakl› ününü teslim eder. Apollonios esinini sözlü kültürden, rhapsodos’lar›n terennüm etti¤i Homerosçu Epos’tan alm›flt›r. Ancak ayn› zamanda, yaratt›¤› “yaz›l›” eser Hellenistik entelektüelin kütüphanesindeki hakl› yerini almakta gecikmemifltir. Evet, Argonautika bir Epos’tur; ancak özgünlü¤ünü kabul ettirmifl “Hellenistik” bir Epos’tur. 33. G. O. Hutchinson, Hellenistic Poetry, 1. Bas›m: Oxford 1988, Oxford University Press, s. 85. 195 APOLLONIOS’UN HOMEROS’LA “SÖYLEM” [DICTION] BENZERL‹KLER‹ Genel olarak, Aleksandreial› flairlerin Homeros’la iliflkisi flöyle özetlenebilir: Onun tart›flmas›z üstünlü¤ünü tan›rlar, onun Yunan edebiyat›ndaki eflsiz konumunu gasp etmeye kalk›flmazlar, ondan derinlemesine bir flekilde de etkilenmifllerdir. Ço¤u zaman “okuyucular›n›n” Homerosçu fliir birikimlerini kullanarak, eserlerini yap›land›r›rlar.34 Argonautika’n›n neredeyse her dizesi Homeros’a yap›lm›fl bir an›flt›rmad›r. Apollonios’u biçimsel özellikleri bak›m›ndan incelemek bu sunumun süresi s›n›rlar› içinde oldukça güçtür. Ancak biçimsel olarak, Apollonios’un oldukça sad›k bir Homerosçu Epos takipçisi oldu¤unu söyleyebiliriz.35 Bununla birlikte, yapt›¤› yenili¤i sat›r aralar›n› dikkatle okuyan birisi aç›kça görecektir. YAZILI KÜLTÜR ETK‹S‹: APOLLONIOS’UN MYTHOS’U YEN‹DEN OKUMASI Apollonios’un Epos’a getirdi¤i as›l yenilik “tema” [Nagy’deki theme] konusundad›r. Teman›n yenilenmesi Homerosçu Epos’un öyküleme yaklafl›m›n› bütünüyle de¤ifltirmifltir. Homerosçu Epos’un temas› yukar›da sözü geçen kleos terimi çevresinde geliflir. Kahramanlar›n “flan›,” zihinlerde yer eden mythos’u duyuran, dile getirmeye, epos’laflt›rmaya de¤er k›lan en önemli ö¤edir. Oysa Apollonios eserinin ilk dizesinde36 Homerosçu Epos’u an›msatan bir flekilde37 “eskilerin flanl› ifllerini” [palaigeneōn klea phōtōn] say›p dökece¤ini yazsa da, Argonauti34 Virginia Knight, The Renewal of Epic: Responses to Homer in the Argonautica of Apollonius, 1. Bas›m: Leiden 1995, E. J. Brill, s. 5. 35 Apollonios’un söylemindeki Homerosçu ö¤eleri ortaya koymaya çal›flan bir çal›flma olarak bkz. R. W. Garson, “Homeric Echoes in Apollonius Rhodius’ Argonautica,” Classical Philology, 67/1, Chicago 1972, The University of Chicago Press, 1-9. 196 ka’n›n as›l temas›n›n her fleyin hâkimi olan, herkesi dize getiren “Aflk” oldu¤u aç›kça ortadad›r. Bu tema sadece eserin en çarp›c› k›sm› olan III. kitab› de¤il, eserin tamam›n› etkisi alt›na almaktad›r.38 Ilias ve Odysseia destanlar›nda da aflk temas› (ör. Helene ile Paris’in aflklar› ya da Nausikaa, Kalypso ve Kirke’nin Odysseus’a aflklar›) kullan›lmas›na ra¤men, bütün eserin belirleyici ö¤esi de¤ildir. Argonautika’da, Homerosçu Epos’un elinde y›ld›r›m›yla yüreklere korku salan Zeus, yerini büyük oranda elinde yak›c› oklar tafl›yan Eros’a b›rak›r. Zeus alenen gönderir y›ld›r›m›, Eros ise sinsice oklar, aflk› sinsice zerk eder insano¤lunun kalbine. OLAY ÖRGÜSÜ: KURGUSAL BÜTÜNLÜK YOKSUNLU⁄U Olay örgüsü Homeros’ta kesin bir bütünlük yans›t›r. Haf›za ve icra temeline dayal›, yaz›dan yoksun Homerosçu Epos anlat› içinde kimi zaman konu d›fl›na ç›ksa (digression) ve geri dönüfller (flashback) yapsa da, kurgusal bütünlükten kopamaz. Rhapsodos’un dinleyicisi, kahramanlar›n hangi durumda ne yapaca¤›n› kolayca kestirebildi¤i gibi, olay örgüsünde de flafl›rt›c› sapmalarla karfl›laflmaz. Hektor Patroklos’u öldürdü¤ünde, Akhilleus’un tepkisinin ne olaca¤›na dair herhangi bir flüphe yoktur. Oysa Apollonios’ta “okuyucu” sürprizlere haz›r olmal›d›r. Argos Gemicileri, liderlerini seçme zaman› geldi¤inde, tek sesle hayk›rarak Herakles’i seçerler. Herakles’in yerini, Iason’a b›rakmas›yla öykü tekrar ray›na girer.39 Ancak hâlâ Iason’un liderli¤inin meflrulu¤u tart›flmal›d›r. Gemi Herakles’in binmesiyle su36. Argonautika I. 1. 37. Ilias IX. 189, 524; Odysseia VIII. 73. 38. Graham Zanker, “The Love Theme in Apollonius Rhodius’ Argonautica,” Wiener Studien: Zeitschrift für Klassische Philologie und Patristik, 13, Wien 1979, Verlag - Der Österreichischen Akademie Der Wissenschaften, s. 52. 39. Argonautika I. 341-350. 197 yun içinde belirgin bir flekilde bat›nca, Iason a¤lamaya bafllar. Yak›fl›kl› Hellenistik kahraman›n ruhu, eski-kahraman›n tanr›sal gücü karfl›s›nda ezilir. Bir karfl›-sav olarak Bulloch kahramans› olmayan bu niteliklerin Homeros’taki baz› karakterlerce de paylafl›ld›¤›n› ileri sürer.40 Ancak önemli olan nokta söz konusu niteliklerin Iason’u Akhilleus’tan ve Odysseus’tan uzaklaflt›r›p Aeneas’a yaklaflt›rm›fl olmas›d›r.41 Bu kopufl sadece kahramanlar baz›nda de¤il, olay örgüsü ve kurgu ba¤lam›nda da olmufltur. Bu gerçek, toplumsal dönüflümlerin yan› s›ra, fonetik Yunan alfabesinin içselleflmesinin de bu kopuflta rolü oldu¤unu göstermektedir. KAHRAMAN ANLAYIfiI: TRAGEDYANIN ETK‹S‹ VE TRAGEDYA KAHRAMANININ ÖTES‹ Homeros’un dünyas›nda kahramanlar yaln›zca önemli ifller baflaran üstün güçlere sahip insanlar ya da Arkaik Ça¤ anlat›lar›n›n özneleri de¤il, ayn› zamanda ibadetin de nesneleri konumundad›rlar. Kahramanlar›n anlat›ld›¤› flark›lar, fliirler hatta 40. Anthony W. Bulloch, “Hellenistic Poetry,” The Cambridge History of Greek Literature I: Greek Literature, ed. P. E. Easterling; B. M. W. Knox, Cambridge 1985, Cambridge University Press, s. 591. Pek tabii, Iason’a benzer (bkz. Argonautika II. 408-10, III. 502-5, IV. 1278-9) bir çaresizlik hissi (amēkhaniē) Kyklops’in ilk kanl› yeme¤ine tan›k olduktan sonra Odysseus ve yoldafllar›n› da etkisi alt›na alm›flt›r (Odysseia IX. 295). Ancak bu çaresizlik hissi Homerosçu söylemin bütününü kapsam›na alamaz. Zira ayn› Odysseus IX. 299. dizeden itibaren kendine özgü kurnazl›¤›yla (mētis) bu çaresiz durumdan kurtulman›n yolunu aramaya bafllam›fl ve sonuçta da amac›na ulaflm›flt›r. Odysseus belki Akhilleusvari bir “güç”le [bia/biē] de¤il ama kendine özgü silah› “kurnazl›k”la [mētis] savaflm›fl Homerosçu kahraman›n üzerine düfleni yerine getirmifltir. 41. Steven Farron, Vergil’s Aeneid: A Poem of Grief and Love, 1. Bas›m: Leiden 1993, E. J. Brill, s. 56. 198 düz yaz›lar kahraman-kültü’nden kesinlikle ayr›lamaz.42 Oysa Apollonios’un kahramanlar› ayr›nt›l› insani özellikleriyle anlat›l›rlar. Tap›n›lan birer yar›-tanr› de¤il, herkes gibi yaflama kat›lan insanlar gibidirler.43 Asl›nda Apollonios, sanki arkaik Epos’un biçemsel bir parodisini kurgulamaya çal›flmaktad›r ve bu da aç›kça “kahramanl›k”›n sunumunu etkilemektedir.44 Hiç flüphesiz, kleos hâlâ flairin kahramana dair dillendirdi¤i bir ö¤edir. Ancak gerçekte Apollonios’un kahraman› Iason, “aretē’nin bir kan›t› olarak, seferi kahramanca bir kleos için üstlenmemifltir. Bunun yerine, bu ölümcül görev ona Pelias taraf›ndan zorla yüklenmifl45 ve bunun daha ilk ad›mlar› kasvet ve kötü bir önsezi ile damgalanm›flt›r.”46 Nitekim Iason, Homerosçu eski-kahraman gibi yi¤itli¤i [andreia] ya da erdemiyle [aretē] an›lmaz; parlayan bir y›ld›za benzetilecek kadar, yak›fl›kl›l›¤›yla göz kamaflt›ran biri olarak övülür.47 Homerosçu Epos’ta karfl›m›za ç›kan, Nagy’nin de vurgulad›¤›, bir çekiflme vard›r. Akhilleus ile Odysseus aras›ndaki bu çekiflme iki terim aras›ndaki karfl›tl›kta en aç›k ifadesini bulur: Biē (Bia) ve Mētis.48 Bu iki terimden ilki “güç”e ve ikincisi ise “kurnazl›¤a ya da beceri”ye vurgu yapar. Bu iki kahraman aras›ndaki çekiflme asl›nda Troia’n›n “güç”le [biē] mi yoksa “kurnazl›k”la [mētis] m› al›nd›¤›n›n kavgas›d›r.49 Buna benzer bir karfl›t42. Gregory Nagy, Baltimore 1999, 1999 bask›s›na önsöz, § 3. 43. Bkz. dipnot 62. 44. Bkz. R. L. Hunter, The Argonautica of Apollonios: Literary Studies, 1. Bas›m: Cambridge 1993, Cambridge University Press, s. 9, 108. 45. Argonautika I. 15-17. 46. Bkz. R. L. Hunter, Cambridge 1993, s. 10. 47. Argonautika I. 774-781. 48. Bkz. krfl. Odysseia XXIII. 313-318. 49. Gregory Nagy, Baltimore 1999, Birinci bölüm: The First Song of Demodokos, § 5. 199 l›k Argonautika’da Herakles ile Iason aras›nda da vard›r. Iason, Odysseus gibi diplomatik yönüyle sorunlar›n üstesinden gelir.50 Herakles ise t›pk› Akhilleus gibi tanr›sal gücüne güvenir. Herakles, ac› kuvveti sayesinde öldürüp postunu kaftan yapt›¤› Nemea Aslan›’yla birlikte an›l›rd›. Hâlbuki Iason gücüyle de¤il, yak›fl›kl›¤›yla ve tatl› diliyle kendine âfl›k etti¤i Medeia sayesinde Alt›n Post’u ele geçirmiflti. Herakles’le Iason aras›ndaki çekiflme Lemnos adas›ndaki olayda aç›kça görünür. Iason dul kraliçe Hypsipyle’yle, di¤er Argos gemicileri de Lemnos’taki kocas›z ve çocuksuz kad›nlarla birlikteyken, Herakles gemide kalmakta ›srar eder ve Iason hakk›nda flunlar› söyler: ...tÚn d’ §n‹ l°ktroiw ÑUcipÊlhw efiçte panÆmeron, efisÒke L∞mnon pais‹n §sandr≈s˙, megãlh t° • bãjiw ·khtai. …b›rak›n onu tüm gün boyu Hypsipyle’nin döfle¤inde, ta ki Lemnos’ta her yer adamla dolana kadar, büyük izzeti bu getirsin ona51 50. Hunter, özellikle Iason’un kahramanl›¤› hakk›ndaki afla¤›da de¤inece¤imiz yaklafl›mlar›n (C. R. Beye, G. Lawall, G. Zanker vs.) baz›lar›n›n Argonautika’n›n görünümünü anlamada gerçekten katk›lar› oldu¤unu kabul ettikten sonra, bunlar›n pek ço¤unun yaz›l› gelene¤in bir k›sm›n›n Apollonios taraf›ndan kullan›ld›¤›n› iddia etti¤i belirlemesini yapar. Örne¤in Iason’un diplomatik yönünün Apollonios’a özgü olmad›¤›n› Pindaros’da dahi (Pythionikai IV. 136-138) bulundu¤unu vurgular. Bkz. R. L. Hunter, “‘Short on Heroics’: Jason in the Argonautica,” The Classical Quarterly, 38/2, Cambridge 1988, The Classical Association, s. 437. Ancak, kan›m›zca, Apollonios’u sözlü gelenekten yaz›l› gelene¤e yaklaflt›ran sadece yeni kahramanl›k anlay›fl› de¤ildir. Yukar›da belirtildi¤i gibi Epos’un üretim biçiminin gelene¤inde yaflanan k›r›lma tanr›lar›n konumunu, kurguyu ve olay örgüsünü de yaz›l› gelenek yönünde dönüfltürmüfltür. 51. Argonautika I. 872-874. 200 Herakles’in eski-kahraman› temsil eden bu muhafazakâr direnifli çok geçmeden k›r›lacak, Aflk’›n önünde boyun e¤mek zorunda kalacakt›r. Hylas’›n ac›s› koca Herakles’i tanr›sal konumundan indirir o da insani ac›y› tatman›n flaflk›nl›¤› içindedir: …w d’ ˜te t¤w te mÊvpi tetumm°now ¶ssuto taËrow p¤seã te prolip∆n ka‹ •lesp¤daw... at sine¤inin soktu¤u bir bo¤a nas›l dolan›r durursa çay›r› çimeni b›rak›p batakl›kta…52 Aflk› küçümseyen eski-kahraman gülünç duruma düflmüfltür. Herakles çok geçmeden,53 gemi Kholkis’e varmadan Argos mürettebat›ndan ayr›larak baflka yöne yelken açar. Apollonios, Aflk’›n Gemicilerin görevlerini baflarmas›nda çok önemli bir rolü oldu¤unu Phineus’a bir kehanetle söyletir. éllã, f¤loi, frãzesye yeçw dolÒessan érvgØn KÊpridow. §k går t∞w klutå pe¤rata ke›tai é°ylvn. ancak, dostlar, hesaba kat›n kurnaz yard›m›n› K›br›sl› tanr›çan›n, ondan ç›kacak çünkü mücadelenizin flanl› sonu54 Bu kehanet kahraman›n Aflk’a gereken önemi vermedi¤i Homerosçu Ça¤’›n kapand›¤›n›n habercisidir. Yeni hükümdar Eros’tur; hakk› teslim edilmelidir. III. kitaba geldi¤imizde bafl›ndan sonuna perde arkas›ndaki kahraman›n Eros oldu¤u bir metinle karfl›lafl›r›z. Hemen kitab›n bafl›nda Hera ve Athena gemicilere yard›m etmek isteyerek, Aphrodite’den Medeia’› Iason’a âfl›k etmesini rica ederler.55 Bu yaklafl›m hiç de geleneksel kahramanc›l›¤a uymaz.56 Hera’n›n daha sonra söyleyecekleri Akhileusçu Biē’nin yeni rakibinin habercisidir: 52. Argonautika I. 1265-1266. 53. Argonautika I. 1273-1279. 54. Argonautika II. 423-424. 55. Argonautika III. 36. 56. Graham Zanker, Wien 1979, s. 58. 201 OÎti b¤hw xat°ousai flkãnomen, oÈd° ti xeir«n. éll’ aÎtvw ék°ousa te“ §pik°kleo paid‹ pary°non AfiÆtev y°ljai pÒyƒ Afison¤dao. efi gãr ofl ke¤nh sumfrãssetai eÈmen°ousa, =hid¤vw min •lÒnta d°row xrÊseion Ù¤v nostÆsein §w ÉIvlkÒn, §pe‹ dolÒessa t°tuktai. Ne güce ihtiyac›m›z var, ne bilek zoruna, yaln›zca usulca buyurmana o¤luna (Eros) büyülesin diye Aietes’in k›z›n› Aisono¤lunun tutkusuyla; zira o (Medeia) desteklerse lütufkâr ö¤ütleriyle onu (Iason) san›r›m o zaman kolayca elde edecek alt›n postu, dönecek Iolkos’a, çünkü haz›rd›r o (Medeia) kurnazl›¤a.57 III. kitapta, Hellenistik Epos kahraman›n›n bütün yönleriyle verildi¤i bir karakterle karfl›lafl›r›z; hem de bir kad›nla, Medeia ile. Ong yaz›l› kültürün kahraman yarat›m› üzerindeki etkisi hakk›nda flunlar› yazar: “Anlat›, birincil sözlü kültürden s›yr›l›p yaz›[l›]… kültürün boyunduru¤una girdikçe belli tipteki düz ve “a¤›r” kiflilerin yerini gittikçe “yuvarlak,” çok boyutlu kifliler almaya bafllam›flt›r; nas›l hareket edece¤i, nas›l bir tutum tak›naca¤› ilk okuyuflta ç›kar›lamayan bu çok boyutlu kifli, asl›nda karmafl›k karakter yap›s› ve karmafl›k eylem nedenleri içinde tutarl›d›r. Zamanla eylemlerinin ard›ndaki nedenler ve kiflinin ruhsal evrimi belirginlefltikçe, anlat›n›n çok boyutlu kiflisi, “gerçek kifli görünümünü kazan›r.”58 Çok boyutlulu¤u and›ran ilk örnekler, tamamen yaz› denetimine giren ilk sözel sanat biçimi olan Yunan tragedyalar›nda ortaya ç›km›flt›r.59 Papyrus’un kullan›m› ve yaz›n›n yayg›nlaflmas›y57. Argonautika III. 84-89. 58. Walter J. Ong, ‹stanbul 2003, s. 178. 59. Walter J. Ong, ‹stanbul 2003, s. 179. 202 la özellikle Hellenistik entelektüel için d›fl dünya içselleflmeye bafllam›flt›r. Hellenistik kahraman da bunun do¤al sonucu olarak tragedya kahraman›ndan daha fazla içsellefltirir d›fl dünyay›. Medeia Apollonios’un kahramanlar› aras›nda “çok boyutlu” olarak nitelenebilecek tek kifli de¤ildir. Ancak Klasik Tragedya’ya da an›flt›rmalarda bulunan, bütün süreçleri içinde resmedilen biri olarak ayr›cal›kl› bir konuma sahiptir ve Euripides’teki gibi sadece intikamc› efl ya da katil anne60 de¤ildir. III. kitab›n bafl›nda Nausikaa örne¤i masum bir bakireyken, olaylar gelifltikçe aflk ile ailesine vefas› aras›nda gidip gelen tutkulu kad›na, sonras›nda büyüleriyle kahraman›n (Iason) kaderini de¤ifltiren büyüleyici afl›¤a, hatta gözü dönmüfl bir kardefl katiline dönüflür. Aflk’›n oku süreç içinde Medeia’› dönüfltürür. Tragedya’da ilk tomurcuklar›n› gördü¤ümüz içe dönen kahraman modeli, Apollonios’ta çiçeklenecek Hellenistik Roman’›n müjdeleyicisi olacakt›r. Bu ba¤lamda, Aflk kökünden filizlenen kimi temalar, Hellenistik dünyada Latin fliirine kadar etki etmifltir. Medeia aflk› ile ailesine olan ba¤l›l›¤› aras›nda kald›¤› gibi, Aeneas da Dido’ya aflk› ile görevi [officium] aras›nda seçim yapmak zorunda kal›r. Medeia aflk› seçer: Trajik son onu kap›da beklemektedir. Aeneas görevi seçer: Yüzy›llarca ayakta kalacak bir imparatorlu¤un atas› olur. Apollonios’un Medeia’s› trajik kahraman›n, Vergilius’un Aeneas’› ise “komik kahraman›n”61 varisidir. SONUÇ Yaz›l› kültür olay örgüsünden kahraman yarat›m›na, öyküleme yaklafl›mlar›n› kökten de¤ifltirmifltir. Kan›mca, genel olarak Hellenistik Ça¤ fliiri, özelde de Rhodoslu Apollonios yaflan›lan 60. Nancy Sorkin Robinowitz, Anxiety Veiled: Euripides and the Traffic in Women, 1. Bas›m: Ithaca & London 1993, Cornell University Press, s. 125. 61. Charles Rowan Beye, Ancient Epic Poetry: Homeros, Apollonius, Virgil, 1. Bas›m: Ithaca 1993, Cornell University Press, s. 242. 203 dönüflümün en kayda de¤er dönemeçlerdir. McLuhan’›n flizofreninin nedeni olabilece¤ini düflündü¤ü okuryazarl›k, Hellenistik edebiyatta da köklü de¤ifliklikler yapm›flt›r. Mythos’un dinlenmesi yerine okunmas› Epos’un de¤ifliminde önemli bir rol oynar. Sözlü kültürün dengeli ortam›nda, büyük bir tutarl›l›kla, d›fl-iç dünya çeliflkisini yaflamadan var olabilen eski-kahraman›n yerini, bafll›ca üç kahraman modeli alm›flt›r: “Trajik-kahraman” (Medeia), “Aflk-kahraman›” (Iason),62 “Komik-kahraman” (Aeneas). Beye, Aeneas’› “komik-kahraman,” Iason’u ise “aflk-kahraman›” olarak niteler.63 “Komik” belirlemesi burada sadece Home62. Iason için kullan›lan tek niteleme Beye’in “aflk-kahraman›” terimi de¤ildir. Steven Jackson benzer kahramanl›k odakl› nitelemeleri s›ralad›ktan sonra, bunlar yerine Iason’a hatalar›yla ve zay›fl›klar›yla “‹nsano¤lu” demeyi tercih eder. Jackson’un bu kapsay›c› yaklafl›m›n› reddetmememize ra¤men, onun tersine Beye’nin belirlemesinin de kendi ba¤lam› içinde yerinde oldu¤unu düflünüyoruz. Steven Jackson, “Apollonius’ Jason: Human Being in an Epic Scenario,” Greece & Rome, 39/2, Cambridge 1992, The Classical Association, s. 155, 156. 63 Graham Zanker, Wien 1979, s. 74; ayr. bkz. Charles Rowan Beye, “Jason as Love-hero in Apollonios’ Argonautica,” Greek, Roman and Byzantine Studies, 10, Durham 1969, Duke University Press, s. 31-55. Augonautika’n›n I. kitab›n›n sistematik bir okumas›n› sunan Clauss, “Homerosçu eski kahraman›n yeniden tan›mland›¤›” sonucuna var›r. Clauss’a göre, Iason yeni bir ‹skenderiyeli epik kahraman olarak ortaya ç›kar ve kahramanca aethloi’da (mücadelelerde) rekabet ederek emsalleri aras›nda en iyisi, yani Argos Gemicileri’nin en iyisi, olur. Bu yaklafl›m Apollonios’un Epos çizgisinden ayr›lmad›¤›n› göstermesi bak›m›ndan önemlidir ve bu yorum Beye’nin Apollonios’un kahramanlar›n› de¤erlendirifl biçimine karfl› baflka bir seçenek oluflturabilir. Ancak Clauss da, Iason’un bir karfl›-kahraman oldu¤unu ifade etmemesine ra¤men, Apollonios’un “geleneksel kahraman› sorguya çekti¤ini ve daha gerçekçi bir kahraman yaratt›¤›n›” kabul eder. James J. Clauss, The Best of the Argonauts: The Redefinition of the Epic Hero in Book 1 of Apollonius’s Argonautica, 1. Bas›m: Berkeley 1993, University of California Press, s. 211. 204 rosçu kahramandan hareketle ortaya ç›kan Hellenistik “karfl›kahraman” imgesine gönderme yapar.64 “Komik-kahraman” teriminin, “komik” nitelemesinin popüler anlam›n› dikkate alarak, “gülünçlü¤e” vurgu yapt›¤› yan›lg›s›na düflmekten kaç›n›lmal›d›r. “Komik-kahraman,” “trajik-kahraman›n” tersine kendini “eylemin d›fl›nda” bir seyirci olarak bulur. “Aflk-kahraman›” da âfl›k de¤il mafluk konumundad›r, bir flekilde eylemin d›fl›ndad›r. Hellenistik Epos’un “trajik-kahraman›” ise, pek çok ruh halini kendi bünyesinde bar›nd›rabilecek, ama yine de gerçekli¤ini yitirmeyecek kadar karmafl›k bir iç dünyaya sahiptir. Medeia Hellenistik Epos’un “trajik-kahraman›” olarak eylemin içine at›lmaktan geri durmaz, tabii trajik sonla yüz yüze gelmek pahas›na. Ancak her üç kahraman modeli de, dolays›z anlamla aralar›na giren yaz›n›n ya da gözün dünyas›n›n yörüngesinde, yaflamdan yal›t›lm›fl zihinlere sahiptir. ‹nsanl›k bir daha asla eskisi gibi düflünemeyecektir. 64 Dean A. Miller, The Epic Hero, 1. Bas›m: Baltimore 2000, The Johns Hopkins University Press, s. xi; ayr. bkz. G. Lawall, “Apollonius’ Argonautica: Iason as Anti-Hero,” Yale Classical Studies, 19, New Haven 1966, Yale University Press, s. 121-169. “Iason, t›pk› Aeneas gibi, bir karfl›-kahraman, kendi k›s›r döngüsünde bo¤ulan, tanr›lara ba¤l› ve baflkalar›n›n, hem insanlar›n (Medeia), hem de tanr›lar›n (özellikle Aphrodite) yard›m›na ba¤›ml› biridir.” Steven Farron, Leiden 1993, s. 57. 205 KAYNAKÇA Apollonius Rhodius, Argonautica, çev. R. C. Seaton, 10. Bas›m: Cambridge, Massachusetts 1999, Harvard University Press. Beye, Charles Rowan; Ancient Epic Poetry: Homeros, Apollonius, Virgil, 1. Bas›m: Ithaca 1993, Cornell University Press. Beye, Charles Rowan, “Jason as Love-hero in Apollonios’ Argonautica,” Greek, Roman and Byzantine Studies, 10, Durham 1969, Duke University Press, s. 31-55. Boisacq, Émile; Dictionnaire Étymologique de la Langue Grecque, Heidelberg 1938, Carl Winter’s Universitätsbuchhandlung. Brown, Francis; S. R. Driver; Charles Briggs, Francis-Driver-Briggs Hebrew and English Lexicon, 7. Bas›m: Massachusetts 2003, Hendrickson Publishers. Bulloch, Anthony W., “Hellenistic Poetry,” The Cambridge History of Greek Literature I: Greek Literature, ed. P. E. Easterling; B. M. W. Knox, Cambridge 1985, Cambridge University Press, s. 541-621. Chantraine, Pierre, Dictionnaire Étymologique de la Langue Grecque: Histoire des Mots, 1. Bas›m: Paris 1984, Éditions Klincksieck. Clauss, James J., The Best of the Argonauts: The Redefinition of the Epic Hero in Book 1 of Apollonius’s Argonautica, 1. Bas›m: Berkeley 1993, University of California Press Farron, Steven, Vergil’s Aeneid: A Poem of Grief and Love, 1. Bas›m: Leiden 1993, E. J. Brill. Garson, R. W., “Homeric Echoes in Apollonius Rhodius’ Argonautica,” Classical Philology, 67/1, Chicago 1972, The University of Chicago Press, 1-9. Goody, Jack; Ian Watt, “The Consecuences of Literacy,” Literacy in Traditional Societies, ed. Jack Goody, 1. Bas›m: Cambridge 1968, Cambridge University Press, s. 27-85. Havelock, Eric A., Preface to Plato, 1. Bas›m: Cambridge, Massachusetts 1963, Belknap Press of Harvard University Press. Hesiod, Homeric Hymns, Epic Cycle, Homerica, çev. Hugh G. EvelynWhite, 18. Bas›m: Cambridge, Massachusetts 2000, Harvard University Press. 206 Homer, Iliad I.-XII., Cilt I, çev. A. T. Murray, 2. Bas›m: Cambridge, Massachusetts 1999, Harvard University Press. Homer, Iliad XII.-XXIV., Cilt II, çev. A. T. Murray, 2. Bas›m: Cambridge, Massachusetts 1999, Harvard University Press. Homer, Odyssey I.-XII., Cilt I, çev. A. T. Murray, 2. Bas›m: Cambridge, Massachusetts 1995, Harvard University Press. Homer, Odyssey XII.-XXIV., Cilt II, çev. A. T. Murray, 2. Bas›m: Cambridge, Massachusetts 1995, Harvard University Press. Homer, Homeri Opera: Recognevervnt Breviqve Adnotatione Critica Instrvxervnt, Tomvs I: Iliadis Libros I.-XII. Continens, ed. David B. Monro; Thomas W. Allen, 3. Bas›m: Oxford 1963, Clarendon Press. Hunter, R. L., The Argonautica of Apollonios: Literary Studies, 1. Bas›m: Cambridge 1993, Cambridge University Press. Hunter, R. L., ‘’‘Short on Heroics’: Jason in the Argonautica,” The Classical Quarterly, 38/2, Cambridge 1988, The Classical Association, s. 436-453. Hutchinson, G. O., Hellenistic Poetry, 1. Bas›m: Oxford 1988, Oxford University Press. Jackson, Steven, “Apollonius’ Jason: Human Being in an Epic Scenario,” Greece & Rome, 39/2, Cambridge 1992, The Classical Association, s. 155-162. Lawall, G., “Apollonius’ Argonautica: Iason as Anti-Hero,” Yale Classical Studies, 19, New Haven 1966, Yale University Press, s. 121-169. Liddle, Henry George; Robert Scott, Greek - English Lexicon, 9. Bas›m: Oxford 1996, Clarendon Press. Lincoln, Bruce, “Competing Discourse: Rethinking the Prehistory of Mythos and Logos,” Arethusa, 30/3, Baltimore 1997, The Johns Hopkins University Press, s. 341-367. Lord, Albert B., The Singer of Tales, 2. Bas›m: Cambridge 1964, Harvard University Press. Knight, Virginia, The Renewal of Epic: Responses to Homer in the Argonautica of Apollonius, 1. Bas›m: Leiden 1995, E. J. Brill. McLuhan, Marshall, Gutenberg Galaksisi: Tipografik ‹nsan›n Oluflumu, çev. Gül Ça¤lal› Güven, 1. Bas›m: ‹stanbul 2001, Yap› Kredi Yay›nlar›. 207 Miller, Dean A., The Epic Hero, 1. Bas›m: Baltimore 2000, The Johns Hopkins University Press. Nagy, Gregory, Poetry as Performance: Homer and Beyond, 1. Bas›m: Cambridge 1996, Cambridge University Press. Nagy, Gregory, The Best of the Achaeans: Concepts of the Hero in Archaic Greek Poetry, 2. Bas›m: Baltimore 1999, Johns Hopkins University Press (Çevrimiçi 27 Nisan 2006, http://www.press.jhu.edu/books/nagy/BofAS/toc.html). Ong, Walter J., Sözlü ve Yaz›l› Kültür: Sözün Teknolojileflmesi, 3. Bas›m: ‹stanbul 2003, Metis Yay›nlar›. Ong, Walter J., The Barbarian Within: Critical Explorations of Literature, Contemporary Culture, and Religion, 7. Bas›m: New York 1962, The Macmillan Company. Pindar, Nemean Odes, Isthmian Odes, Fragments, çev. & ed. William H. Race, 2. Bas›m: Cambridge, Massachusetts 1997, Harvard University Press. Pindar, Olympian Odes, Pythian Odes, çev. & ed. William H. Race, 2. Bas›m: Cambridge, Massachusetts 2002, Harvard University Press. Plato, Euthyphro, Apology, Crito, Phaedo, Phaedrus, çev. Harold North Fowler, 20. Bas›m: Cambridge, Massachusetts 2001, Harvard University Press. Plato, Laches, Protagoras, Meno, Euthydemus, çev. W. R. M. Lamb, 9. Bas›m: Cambridge, Massachusetts 2006, Harvard University Press. Robinowitz, Nancy Sorkin, Anxiety Veiled: Euripides and the Traffic in Women, 1. Bas›m: Ithaca & London 1993, Cornell University Press. Tora - Türkçe Çeviri ve Aç›klamalar›yla, Tora ve Aftara, 1. Kitap: Bereflit, çev. ve düz. Mofle Farsi, 1. Bas›m: ‹stanbul 2002, Gözlem Gazetecilik Bas›n ve Yay›n A.fi. Young, J. Z., Doubt and Certainty in Science, 1. Bas›m: Oxford 1961, Oxford University Press. Zanker, Graham, “The Love Theme in Apollonius Rhodius’ Argonautica,” Wiener Studien: Zeitschrift für Klassische Philologie und Patristik, 13, Wien 1979, Verlag, Der Österreichischen Akademie Der Wissenschaften, s. 52-75. 208