MİMARLIK ALANINDA AKADEMİK ANALİZLER
Editör: Doç. Dr. Betül TÜLEK
MİMARLIK ALANINDA AKADEMİK
ANALİZLER
Editör
Doç. Dr. Betül TÜLEK
2024
MİMARLIK ALANINDA AKADEMİK
ANALİZLER
Editör: Doç. Dr. Betül TÜLEK
© YAZ Yayınları
Bu kitabın her türlü yayın hakkı Yaz Yayınları’na
aittir, tüm hakları saklıdır. Kitabın tamamı ya da
bir kısmı 5846 sayılı Kanun’un hükümlerine göre,
kitabı yayınlayan firmanın önceden izni
alınmaksızın elektronik, mekanik, fotokopi ya da
herhangi bir kayıt sistemiyle çoğaltılamaz,
yayınlanamaz, depolanamaz.
E_ISBN 978-625-6642-31-7
Mart 2024 – Afyonkarahisar
Dizgi/Mizanpaj: YAZ Yayınları
Kapak Tasarım: YAZ Yayınları
YAZ Yayınları. Yayıncı Sertifika No: 73086
M.İhtisas OSB Mah. 4A Cad. No:3/3
İscehisar/AFYONKARAHİSAR
www.yazyayinlari.com
yazyayinlari@gmail.com
info@yazyayinlari.com
İÇİNDEKİLER
Yapı Üretiminde Alternatif Yaklaşım: Sürdürülebilir
Yapı Malzemeleri ............................................................... 1
Nurcihan Şengül ERDOĞAN, Mehmet Oğuz DURU, İlhan KOÇ
A Thematic Analysis on The Goals of Conservation
Associate Degree Education in Türkiye ........................... 24
Lale KARATAŞ, Zehra Sevgen PERKER
The Impact of Artificial Lighting and Color on The
Exhibited Objects and Its Perception in Museums ......... 46
Rasudana BAGHIRZADE, Cüneyt KURTAY
Sürdürülebilirlik Perspektifinden Golf Sahaları ............ 66
Hafize Nur Sılay EMİR, Emrah YILDIRIM
"Bu kitapta yer alan bölümlerde kullanılan kaynakların, görüşlerin,
bulguların, sonuçların, tablo, şekil, resim ve her türlü içeriğin
sorumluluğu yazar veya yazarlarına ait olup ulusal ve uluslararası
telif haklarına konu olabilecek mali ve hukuki sorumluluk da
yazarlara aittir."
YAPI ÜRETİMİNDE ALTERNATİF YAKLAŞIM:
SÜRDÜRÜLEBİLİR YAPI MALZEMELERİ
Nurcihan Şengül ERDOĞAN 1
Mehmet Oğuz DURU 2
İlhan KOÇ 3
1. GİRİŞ
Günümüzde, yapı sektörü hızla değişen dünya normlarına
ayak uydururken, sürdürülebilirlik kavramı yapı üretiminde
önemli bir odak noktası haline gelmiştir. Küresel çevre
sorunlarıyla baş etme çabaları, inşaat sektörünü sürdürülebilirlik
konusunda daha bilinçli ve yenilikçi alternatifler aramaya
yöneltmiştir. Bu yeni yaklaşımın merkezinde, karbon ayak izi
gibi çevresel etki faktörleri ve yapıların yaşam döngüsü
bulunmaktadır. Karbon ayak izi, yapı malzemelerinin üretimi,
taşınması, inşası ve kullanımı sürecinde salınan sera gazlarını
ölçerek çevresel etkileri değerlendirmektedir. Sürdürülebilir yapı
malzemeleri, bu karbon ayak izini minimize etmeye odaklanarak
çevre dostu bir inşaat yöntemi sunmaktadır. Ayrıca, yapıların
yaşam döngüsü kavramı; inşa sürecinden başlayarak kullanım,
bakım, yenileme ve nihayetinde yıkım aşamalarını
kapsamaktadır. Sürdürülebilir yapı malzemeleri, bu yaşam
döngüsü boyunca dayanıklılıkları ve geri dönüşümleri ile öne
çıkmakta olup, böylece uzun vadeli çözümler sunmaktadır. Söz
1 Arş. Gör., Konya Teknik Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mimarlık
Bölümü, nserdogan@ktun.edu.tr, ORCID: 0000-0003-3200-4383.
2 Arş. Gör., Konya Teknik Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mimarlık
Bölümü, moduru@ktun.edu.tr, ORCID: 0000-0002-0583-0439.
3 Dr. Öğr. Üyesi, Konya Teknik Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi,
Mimarlık Bölümü, ikoc@ktun.edu.tr, ORCID: 0000-0002-4864-6906.
1
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
konusu yaklaşım; sadece çevresel açıdan değil, aynı zamanda
ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik bakımından da önemli
avantajlar sağlamaktadır.
Bu bağlamda hazırlanan çalışma ile, inovasyon ve
çevresel sorumluluk perspektifinden sürdürülebilir yapı
malzemelerinin önemini vurgulamak amaçlanmaktadır.
Sürdürülebilir yapı malzemelerinin kullanım avantajlarına ve bu
malzemelerin geleneksel yapı malzemelerine kıyasla sağladığı
çevresel faydalara odaklanarak, yapı sektörünün sürdürülebilir
geleceğine katkıda bulunmak hedeflenmektedir. Bu sayede,
gelecekte inşa edilecek yapıların çevresel etkilerini minimize
etmek ve daha sürdürülebilir bir yapı sektörü için adımlar atmak
mümkün olacaktır.
2. SÜRDÜRÜLEBİLİR YAPI MALZEMELERİ
Sürdürülebilir yapı malzemeleri, günümüzde çevresel
etkileri azaltma ve kaynakları daha verimli kullanma amacıyla
geliştirilen önemli bir alanı temsil etmektedir. Bu bölümde, yapı
üretiminde kullanılan çeşitli sürdürülebilir yapı malzemelerinin
özellikleri incelenmiştir.
2.1. Geri Dönüştürülmüş Ahşap (Reclaimed Wood)
Geri dönüştürülmüş ahşap, yeni projelerde kullanılmak
üzere geri kazanılarak yeniden kullanılan eski kerestedir (Şekil
1). Bu keresteler; genellikle yaşam döngüsünü tamamlamış
yapılardan temin edilmekte olup, yeni inşaat projelerinde
bütünlüğün ve şeklin korunmasını sağlamak amacıyla çeşitli
işlem aşamalarından geçirilmektedir. Aslında yeni bir kavram
olmayan geri dönüştürülmüş ahşabın son zamanlarda popüler
hale gelmesi, kullanıcıların bu çevre dostu malzemeye erişimini
zorlaştırmaktadır (Diary, 2023).
2
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Şekil 1: Geri dönüştürülmüş ahşap
Kaynak: (Christopher, 2023)
Geri dönüştürülmüş ahşap endüstrisi; doğası gereği
geleneksel atık ürünün üretim girdisi olarak kullanılması yoluyla
depolama sahasının yönlendirilmesine, malzeme yenilenmesine
ve yerel ekonomilere katkı sağlamaktadır (Pitti, Espinoza, &
Smith, 2020; Stahel, 2016). Söz konusu sürdürülebilir yapı
malzemesinin ormansızlaşmanın azaltılmasını teşvik etmesi en
önemli avantajları arasında yer almaktadır. Geçmişteki yaşam
alanlarından gelen karakteristik özellikleri taşıyan geri
dönüştürülmüş ahşap; benzersiz bir estetik değere sahip
olmasının yanı sıra farklı renk tonları, dokular ve desenlerle
sonuçlanan çeşitli tasarım seçenekleri sunarak yapıların özgünlük
değerini artırmaktadır. Aynı zamanda; bu ahşapların yıllar
boyunca doğal olgunlaşma süreçlerinden geçmiş olması,
dayanıklılığını ve gücünü olumlu etkileyebilmektedir. Bu sayede,
malzemenin uzun ömürlü ve dayanıklı bir yapıya ulaşması
sağlanmaktadır. Ayrıca; doğal bir yalıtkan olan ahşap
malzemenin bu özelliğini, geri dönüştürülmüş ahşap da
bünyesinde barındırmaktadır. Bu niteliği sayesinde, yapıda ısı ve
ses yalıtımına fayda sunabilmektedir (Diary, 2023).
Geri dönüştürülmüş ahşap kullanılırken dikkat edilmesi
gereken bazı faktörler de bulunmaktadır. Malzemenin yapı
güvenliği ve sağlığı açısından, ahşabın uygun bir şekilde işlenip
3
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
temizlenmiş olması, kullanılmadan önce muayene edilmesi
büyük önem taşımaktadır. Ek olarak; geri kazanılmış ahşap,
yoğun emek ve geri dönüşüm süreçleri nedeniyle yeni ahşaptan
daha pahalı olabilmektedir ve bu durum da yapı üretim sürecinde
maliyeti artırabilmektedir (Diary, 2023).
2.2. Saman Balyası (Straw Bale)
Buğday, yulaf ve pirinç gibi tahıl tanelerinin
yetiştirilmesinden elde edilen ve tarımsal bir yan ürün olan
saman; tahıl çıkarıldıktan sonra bu bitkilerin kuru saplarından
oluşmaktadır (Şekil 2) (Gallagher, 2022). Modern saman balyası
inşaatı uygulaması; ilk yerleşimcilerin geçici konut için en hızlı
yöntemi aradığı 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış olup, at
gücüyle çalışan tarımsal balya makinesinin icat edilmesinden bu
yana yapı üretiminde sürdürülebilir bir malzeme olarak
kullanılmaktadır (Pierzchalski, 2022; Pritchard & Pitts, 2006).
Şekil 2: Saman balyası
Kaynak: (Diary, 2023)
Saman balyası duvarlarının inşası, balyaların kübik
birimler oluşturacak şekilde sıkıştırılmasını, yan yana
yerleştirilmesini ve dış cepheye kireç bazlı bir sıva uygulanmasını
içermektedir. Samanın yoğunluğu ve sıkıştırılması nedeniyle, bu
yapı malzemesi yangına karşı direnç gösterebilmektedir. İç
ortamın sıcaklığını koruma ve dış ortamdan gelen ısı kayıplarını
4
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
azaltma özelliğinin yanı sıra ses yalıtımı da sağlamaktadır. Hafif
bir malzeme olan saman balyası; taşıma ve montaj süreçlerini
kolaylaştırmakta olup, yapıya ek bir yük getirmemektedir. Söz
konusu malzemenin yapı üretiminde kullanılması, atmosfere
salınan karbonun bir kısmını bağlayarak düşük seviyede karbon
ayak izi oluşmasına katkı sunmaktadır. Yerel kaynaklardan elde
edilen bu malzeme ile uzun taşıma mesafelerine ihtiyaç
duyulmamaktadır; böylece uygun fiyatlı ve enerji tasarruflu
konutlar için iyi bir yapı malzemesi alternatifi olma özelliği
taşımaktadır. Ayrıca; çekme mukavemeti yüksek olup, esnek bir
malzeme olması nedeniyle farklı mimari stillere ve yapı tasarım
ihtiyaçlarına adapte edilebilmektedir (Diary, 2023).
Saman balyası kullanılırken dikkat edilmesi gereken bazı
hususlar da bulunmaktadır. Saman balyası suya, neme ve
çürümeye karşı hassas bir yapı malzemesidir; bu sebeple doğru
bir şekilde yalıtım ve kaplama uygulamaları yapılmalıdır. Aynı
zamanda ağırdır ve inşaat sırasında korumaya ihtiyaç
duymaktadır (Diary, 2023; Gallagher, 2022).
2.3. Kenevir (Hempcrete)
Kenevir yapı malzemesi, kenevir bitkisinin iç odunsu
çekirdeğinin kireç bazlı bir bağlayıcı ve su ile harmanlanmasıyla
elde edilmektedir. Bu karışım daha sonra bloklar halinde
şekillendirilerek kürlenmeye bırakılmaktadır ve ardından
paletlere yüklenerek inşaat sahasına teslim edilmektedir (Şekil 3)
(Diary, 2023).
Sürdürülebilir bir yapı malzemesi olan kenevir, çevre
dostu bir alternatif olarak inşaat sektöründe gelecek vaat
etmektedir. Hem yerinde karıştırılarak işlenebilir olması hem de
önceden üretilmiş kenevir blokları olarak temin edilebilmesi gibi
özellikleri sayesinde kullanıcılar tarafından tercih edilmektedir
(Carmeuse, 2023).
5
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Şekil 3: Kenevir
Kaynak: (Afrimat, 2023)
Kenevir, hafif bir malzeme olmasına rağmen yüksek
mukavemet özelliklerine sahiptir. Bu durum, söz konusu yapı
malzemesinin sağlam ve dayanıklı olmasını sağlamaktadır.
Kenevir; yetiştirilirken atmosferden karbonu absorbe etmesi
nedeniyle karbon ayak izini azaltan ve yüksek verime sahip bir
tarım ürünü olarak kabul edilmektedir. Doğal bir yalıtım
malzemesi olarak görev yaparak, yüksek izolasyon özellikleri
sayesinde iç ortamın sıcaklığını koruma ve enerji tasarrufu
sağlama kapasitesine sahiptir. Genellikle yangına karşı dirençli
bir malzeme olarak kabul edilen kenevirin alev almayan
özellikleri, yangın güvenliği açısından avantaj sağlamaktadır.
Rutubet emmeme özelliği, çürüme ve küf oluşumu gibi sorunlarla
başa çıkma kapasitesini artırmaktadır. Ek olarak, kalıp içinde
şekillendirilebilir bir malzeme olmasından dolayı çeşitli tasarım
seçenekleri sunmaktadır. Esnek tasarım özellikleri ise, farklı
mimari tarzlara uyum sağlayabilmektedir (Carmeuse, 2023;
Diary, 2023).
Kenevirin kullanımında dikkat edilmesi gereken bazı
faktörler de bulunmaktadır. Kenevirin mekanik performansı
geleneksel beton veya çeliğe göre çok daha düşüktür. Ayrıca
doğru oranlarda karıştırılması ve uygulanması önem taşımaktadır
(Souza, 2020).
6
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
2.4. Yün Yalıtımı (Wool Insulation)
Yün yalıtımı, mekanik olarak bir arada tutulan veya %5-
20 oranında geri dönüştürülmüş polyester yapıştırıcıyla
birleştirilen koyun yünü elyaflarından elde edilmektedir. Bu
malzemeler; daha sonra keçeler, rulolar ve halatlar halinde
oluşturulmaktadır (Diary, 2023) (Şekil 4).
Şekil 4: Yün yalıtımı
Kaynak: (BuildIt, 2023)
Çok yönlü, çevre dostu bir malzeme olarak kabul edilen
yün yalıtımı, çoğunlukla geri dönüştürülebilir bir malzeme
olmasından dolayı kaynakların daha etkili kullanılmasına olanak
tanımaktadır. İyi bir ısı yalıtım malzemesi olma niteliğinin yanı
sıra ses yalıtımı bakımından da verimlidir, böylece yapıların iç
mekanlarında daha konforlu bir ortam oluşturulmasına katkı
sağlamaktadır. Nem emme kapasitesine sahip olan yün, aynı
zamanda nemden etkilenmeyen bir yapısal nitelik de
taşıyabilmektedir. Bu özelliği ile, yapı içinde nemin birikmesini
ve küf oluşumunu önlemeye yardımcı olabilmektedir. Doğal yün
yalıtım malzemeleri genellikle yangına karşı direnç
göstermektedir; alev almazlık özellikleri, yangın güvenliği
açısından avantaj sağlamaktadır. Genellikle hafif ve esnekliği
sayesinde, kolay bir uygulama sürecine olanak tanımaktadır. Bu
özellik, yapı inşaatında işçilik ve taşıma maliyetlerini
7
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
düşürebilmektedir. Ek olarak, farklı tasarım ihtiyaçlarına uyacak
şekillerde çeşitli biçimlerde üretilebilmektedir. Aynı zamanda,
yıllar boyunca performansını sürdürerek yapıların enerji
verimliliğini de artırabilmektedir (Erickson, 2024; Havelock,
2023).
Yün yalıtımı kullanılırken dikkat edilmesi gereken
durumlar da bulunmaktadır. Üretiminde kullanılan bazı
kimyasalların zehirli olma ihtimali göz ardı edilmemelidir. Yün,
bazı kişilerin hassas olabileceği doğal bir kokuya sahiptir. Ayrıca,
fiberglas ve mineral yünden daha pahalı olabilmekte ve bu
durum, maliyet duyarlı projeler için bir dezavantaj
oluşturabilmektedir (Diary, 2023; Erickson, 2024).
2.5. Mantar (Cork)
Mantar, mantar meşesi ağaçlarının kabuğundan toplanıp
özenle çıkarılarak üretildiği için doğal olarak çevre dostu bir
malzemedir (Şekil 5). Akdeniz bölgelerinde hasat edilen eski bir
yapı malzemesi olma özelliği taşımaktadır. Dünya genelinde
binalarda dış duvar yalıtımında, kireç sıva sistemlerinde,
zeminlerde, tavanlarda ve son dönemlerde dış cephe kaplaması
olarak tercih edilen özel bir üründür (Diary, 2023; Russell, 2020).
Şekil 5: Mantar
Kaynak: (Russell, 2020)
8
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Mantar, doğal olarak hafif ve esnek bir malzemedir; bu
nitelikleri, çeşitli tasarım ve uygulama ihtiyaçlarına uyum
sağlamasını kolaylaştırmaktadır. Sürdürülebilir bir malzeme
olarak kabul edilen mantar, ağaçların kesilmesini
gerektirmemektedir ve hasat edilirken ağaçlar zarar
görmemektedir. Genellikle belirli bölgelerde yetiştirilip
işlenmektedir. Bu durum, yerel ekonomiyi destekleyerek
sürdürülebilir kalkınmaya olanak sağlayabilmektedir. Mantar,
doğal bir dayanıklılığa sahiptir ve çeşitli koşullara karşı direnç
göstermektedir; bu özelliği, malzemenin uzun ömürlü olmasına
katkıda bulunmaktadır. Su geçirmez özelliği, malzemenin suya
karşı direncini artırmakta ve yapı elemanlarının su hasarına karşı
korunmasına yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda iyi bir ısı ve ses
yalıtım malzemesidir. Enerji tasarrufu sağlamak amacıyla çeşitli
uygulamalarda kullanılabilmektedir. Mantar granülleri ayrıca
betona karıştırılarak daha düşük ısı iletkenliği ve daha düşük
yoğunluk oluşturulabilmektedir. Birincil yapısal malzeme olmasa
da yapısal özellikleri geliştirmektedir (Crook, 2019; Russell,
2020).
Mantarın bu özellikleri, sürdürülebilir yapı projelerinde
kullanılmasını destekleyen faktörlerdir. Ancak, kullanımdan önce
malzemenin işlenmesi, uygulanması ve bakımı konusunda
dikkatli olunması önem taşımaktadır. Ek olarak, mantar diğer
yalıtım malzemeleriyle karşılaştırıldığında potansiyel olarak daha
pahalı bir yapı malzemesidir (Diary, 2023; Russell, 2020).
2.6. Bambu (Bamboo)
Bambu bitkisi; yetiştiği ülkelerin kültürlerinde önemli bir
yere sahip olmakla birlikte, binlerce yıldır yapı malzemesi olarak
da kullanılmaktadır (Şekil 6). Yenilenebilir ve çevre dostu bir
yapı malzemesi olan bambu, hızlı büyümesi nedeniyle yaygın
olarak bulunabilmektedir. Konut, ibadethane gibi binaların yanı
9
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
sıra iskele, köprü ve diğer çeşitli yapıların inşasında da
faydalanılmaktadır (Aydın & Marangoz, 2022).
Şekil 6: Bambu
Kaynak: (Freeman, 2023)
Hafif bir malzeme olan bambu bu özelliği ile; taşıma ve
montaj süreçlerini kolaylaştırmakta olup, aynı zamanda yapıya ek
yük getirmemektedir. Farklı tasarım seçenekleri sunan esnekliği
ve iyi gerilme mukavemeti bambuyu çeşitli inşaat teknikleri için
uygun kılmaktadır. Genellikle doğal olarak yangına dayanıklı
özelliklere sahiptir ve yangın güvenliği açısından avantaj
sağlamaktadır. Bambu; yetiştirimi esnasında atmosferden karbon
emmekte olup, bu nedenle sıfır karbon ayak izine sahip bir
malzeme olarak kabul edilmektedir (Aydın & Marangoz, 2022).
Bambu, sürdürülebilir inşaat projeleri için çevre dostu ve
etkileyici bir malzeme olarak kabul edilmektedir. Ancak, bambu
kullanırken yerel iklim koşulları, bakım gereksinimleri ve yerel
yapı standartları gibi faktörlere dikkat edilmelidir (Diary, 2023).
2.7. Sıkıştırılmış Toprak (Rammed Earth)
Binlerce yıldır inşaatlarda kullanılan sıkıştırılmış toprağın
tarihi Neolitik Dönem'e kadar uzanmaktadır. Söz konusu
sürdürülebilir yapı malzemesi; nemli bir alt toprak karışımının
10
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
uygun oranlarda kum, çakıl, kil ve silt ile sıkıştırılmasının bir
sonucu olarak elde edilmektedir (Cao, 2023) (Şekil 7).
Şekil 7: Sıkıştırılmış toprak
Kaynak: (Hardscapes, 2021)
Sıkıştırılmış toprağın genellikle inşa edilecek yapıya
yakın yerlerden temin edilebilen doğal bir malzeme olma özelliği,
taşıma maliyetlerini azaltarak çevresel etkiyi düşürmeye yardımcı
olmaktadır. Bahsedilen malzemenin yerel olarak mevcut olması
ise kültürel korumayı teşvik etmektedir. Aynı zamanda yüksek bir
termal kütleye sahiptir, başka bir deyişle gün boyunca güneş
ışığını emip depolayarak iç ortam sıcaklığını dengelemektedir.
Böylece enerji maliyetlerini düşürmekte ve iç mekân konforunu
artırmaktadır. Doğru bir şekilde hazırlanan sıkıştırılmış toprak,
uzun ömürlü ve dayanıklı bir yapı malzemesidir; diğer yapı
malzemeleriyle karşılaştırıldığında ise mukavemetinin yüksek
olduğu görülmektedir. Estetik olarak çeşitli tasarım seçeneklerine
olanak tanımakta olup, bu özelliği sayesinde duvarlarda farklı
renkler ve desenler elde etmek mümkündür. Üretimi sırasında
enerji yoğun işlemlere ihtiyaç duyulmayan sıkıştırılmış toprak
kullanımı, diğer geleneksel yapı malzemelerine göre daha düşük
bir karbon ayak izine sahiptir (Diary, 2023; Hardscapes, 2021).
Sıkıştırılmış toprak kullanımının bazı sınırlamaları da
bulunabilmektedir. Suya karşı dayanıklılığının düşük olabilmesi
11
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
nedeniyle, belli iklim koşullarına göre uygulanması daha uygun
olabilmektedir. Nemli bölgelerde özenli hazırlanan tasarım
aşamalarının yanı sıra, uzmanlık gerektiren daha yavaş bir yapım
sürecine sahiptir (Diary, 2023).
2.8. Pişmiş Toprak (Terracotta)
Terracotta olarak bilinen pişmiş toprağın kökenleri
Yunan, Babil, Mısır, Roma ve Çin medeniyetleri gibi çeşitli
kültürlere dayanmaktadır. Eter dökülerek veya kil karışımının
kalıplarda preslenmesiyle üretilmekte, daha sonra hava
vasıtasıyla kurutulmakta ve bir fırında birkaç gün ısıl işleme
maruz bırakılmaktadır (Şekil 8). 19. yüzyılda pişmiş toprak, metal
ankraj sistemleriyle birlikte yanmaz ve hafif bir kaplama
malzemesi olarak kullanılmaya başlanmıştır (Diary, 2023).
Şekil 8: Pişmiş toprak
Kaynak: (Diary, 2023)
Pişmiş toprak, yüksek sıcaklıklarda pişirildiğinden dolayı
dayanıklı ve sağlam bir malzemedir; bu özelliği sayesinde uzun
ömürlü yapılar oluşturulabilmektedir. Mekanik streslere
dayanıklılığı sayesinde, yapıların çeşitli koşullara ve iklimlere
dayanıklılığını artırmaktadır. Kullanım ömrü sona erdiğinde geri
dönüşüme uygunluğundan dolayı, kaynakların daha etkili bir
şekilde kullanılmasına katkıda bulunabilmektedir. Farklı şekil,
boyut ve dokularda üretilebildiği için estetik açıdan zengin ve
12
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
özgün tasarımların yapılmasına olanak tanımaktadır (Çelik, 2002;
Diary, 2023).
Her malzeme gibi, pişmiş toprak da kullanım amaçlarına,
iklim koşullarına ve tasarım tercihlerine bağlı olarak
avantajlarının yanı sıra dezavantajları da olan bir malzemedir.
Pişmiş toprak ürünleri genellikle ağır olabilmektedir ve bu
durum, taşıma ve kurulum aşamalarında ek çaba ve maliyet
gerektirebilmektedir. Uzun süreli neme maruz kalınması
malzemenin çatlamasına ya da renk değiştirmesine yol
açabilmektedir. Yüzeylerinin zamanla kirlenme eğiliminde
olması sebebiyle düzenli bakıma ihtiyaç duyulabilmektedir. Ek
olarak, diğer bazı yapı malzemelerine göre daha kırılgan bir
yapıya sahiptir. Özellikle ince veya büyük panellerde, darbelere
ve çatlamalara karşı daha hassas olabilmektedir (Çelik, 2002).
2.9. Çamur Tuğlaları (Mud Bricks)
Çamur tuğlaları, saman ve kil oranı yüksek topraktan
üretilmektedir. İnsan gücü ile üretilmesi durumunda, toprak
karışımı açık kalıplara dökülerek kurumaya bırakılmaktadır ve
fırınlanmadan sadece güneşte kurutulmaktadır (Şekil 9). Çamur
tuğlalarına talebin yoğun olduğu ülkelerde, tuğla yapma makinesi
kullanılarak hazırlanmakta veya ticari tuğla yapım tesislerinde
mekanik olarak üretilebilmektedir (Mudbrix, 2019).
Şekil 9: Çamur tuğlaları
Kaynak: (Percival, 2023)
13
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Çamur tuğlaları, genellikle inşa edilecek yapıya yakın
yerlerden temin edilebilen yerel malzemeler kullanılarak
üretilmektedir; böylece, taşıma maliyetlerinden tasarruf
edilebilmektedir. Ayrıca, hammaddelerin kolay bulunabilirliği ve
üretim sürecindeki basitlik, söz konusu malzemenin ekonomik bir
seçenek olmasına katkıda bulunmaktadır. Hem ısı hem de ses
yalıtımında etkili olmasından dolayı iyi bir doğal yalıtım
malzemesi olarak kabul edilmektedir. İstenilen boyutlarda ve
şekillerde üretilebilmesi ise, mimari tasarım açısından esneklik
sağlamaktadır (Diary, 2023; Mudbrix, 2019).
Çamur tuğlalarını kullanılırken dikkat edilmesi gereken
bazı faktörler de bulunmaktadır. Çamur tuğlalarının kurutulma ve
pişirme süreci uzun zaman alabilmektedir. Diğer bazı yapı
malzemelerine göre daha az dayanıklı olabilmektedir, özellikle
aşırı nem veya su maruziyeti durumunda çatlama veya bozulma
riski taşıyabilmektedir. Neme karşı dayanıklı olmaması sebebiyle
hijyenik olmayan bakterilerin çoğalmasına neden olabilmektedir.
Ek olarak, çamur tuğlaların kullanım ömrü sınırlıdır ve uzun
vadede bakım yapılması gerekmektedir (Mudbrix, 2019)
2.10. Uçucu Kül Tuğlaları (Fly Ash Bricks)
Uçucu kül tuğlaları; yakıt olarak kömür kullanan
endüstrilerden yayılan uçucu kül, çimento, kum, sönmemiş kireç,
alüminyum tozu ve alçı taşı karışımından elde edilmektedir.
Bahsedilen bileşenler yüksek basınçta sıkıştırılarak buhar
banyosunda kürlenmekte ve böylece dayanıklı tuğlalar
üretilmektedir (Şekil 10). Bu malzeme oldukça benzersizdir;
çünkü uçucu külün neden olduğu çevre sorunlarının cıva
kirliliğini azaltarak yönetilmesinin bir yan ürünüdür (Prithu,
2023).
14
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Şekil 10: Uçucu kül tuğlaları
Kaynak: (Builders, 2023)
Uçucu kül tuğlaları, diğer tuğla türlerine göre daha hafif
oldukları için taşıma ve montaj aşamalarında kullanıcıya kolaylık
sağlamaktadır. Genellikle yüksek basınç altında sıkıştırılarak
üretilmesi nedeniyle dayanıklılıkları fazladır, böylece uzun
ömürlü bir yapı malzemesi sunabilmektedirler. Atık malzeme
olarak elde edilmesi, üretim maliyetlerini azaltmaktadır. Uçucu
kül tuğlalarının üretimi, kullanılan uçucu kül miktarına bağlı
olarak karbonsuzlaştırma potansiyeline sahiptir. Ayrıca, farklı
boyutlarda ve şekillerde üretilebilerek mimari tasarım açısından
esneklik sağlamaktadır (Hypko, 2023).
Uçucu kül tuğlaları kullanılırken dikkat edilmesi gereken
bazı hususlar da bulunmaktadır. Yapısı geleneksel tuğlalara
benzese de yüzeyleri o kadar pürüzsüz değildir. Yüksek nem
içerebileceği için çatlama riski bulunmaktadır. Bu nedenle
uygulama ve kullanım koşullarına dikkat edilmelidir. Ek olarak;
uçucu kül tuğlaları belirli bir teknolojiye bağlıdır ve teknolojinin
gelişimi ile uygulanabilirliği malzemenin kullanılabilirliğini
etkilemektedir (Diary, 2023; Hypko, 2023).
15
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
2.11. Pirinç Kabuğu Külü (Rice Husk Ash)
Artan çevre kirliliği oranı ve sürdürülebilirlik faktörünün
dikkate alınması nedeniyle pirinç kabuğunun kullanılması fikri
ortaya çıkmıştır. Pirinç çeltiği öğütme endüstrileri yan ürün
olarak pirinç kabuğunu vermektedir. Pirinç kabuğu külü beton
yapılarda çimentoya alternatif olarak kullanılmaktadır
(Constructor, 2023) (Şekil 11).
Şekil 11: Pirinç kabuğu külü
Kaynak: (Store, 2023)
Pirinç kabuğu külü, pirinç işleme endüstrisinden
kaynaklanan bir yan üründür. Bu nedenle, pirinç hasadı sırasında
ortaya çıkan atık materyal değerlendirilerek geri dönüşüm
sağlanmış olmaktadır. Pirinç kabuğu külü, kalsiyum hidroksit ile
reaksiyona girdiğinde dayanıklılığı artıran ve belirli bir oranda
karıştırıldığında daha yüksek çekme mukavemeti sunan silikatlar
açısından zengindir. Yüksek sıcaklıklara dayanımı
bulunmaktadır. Pirinç kabuğu külü genellikle hafif bir
malzemedir, bu da taşıma ve montaj aşamalarında kolaylık
sağlamaktadır. Çimentodaki kullanımlarının yanı sıra endüstriyel
fabrika zemin kaplamalarında, su yalıtımında, seramik cilalarında
ve çatı kiremitlerinde de kullanılmaktadır (Constructor, 2023;
Synergy, 2020).
16
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Pirinç kabuğu külü, çevresel sürdürülebilirlik ve atık
azaltma açısından önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen,
spesifik projelerde kullanılmadan önce malzemenin özellikleri,
işleme süreçleri ve uygunluk konularında dikkatlice
incelenmelidir. Pirinç kabuğu külü üretimi geleneksel olarak açık
havada yakılarak yapılmaktadır ve bu durum çok fazla hava
kirliliğine neden olabilmektedir (Diary, 2023).
2.12. Geri Dönüştürülmüş Çelik (Recycled Steel)
Çelik; malzemede veya performansında herhangi bir
bozulma olmaksızın tekrar tekrar geri dönüştürülmesine olanak
tanıyan bir takım metalürjik özelliklere sahiptir. Çelik ürünlerinin
yaklaşık %85-90'ı kullanım ömrünün sonunda geri kazanılmakta
ve yeni çelik üretmek için geri dönüştürülebilmektedir (Mittal,
2023; Olympia, 2023) (Şekil 12).
Şekil 12: Geri dönüştürülmüş çelik
Kaynak: (Olympia, 2023)
Geri dönüştürülmüş çelik, yüksek mukavemet
özelliklerine sahiptir ve bu durum, malzemenin yapısal
dayanıklılığını artırmakta olup çelik yapı elemanlarının ince
profillerle üretilmesine olanak tanımaktadır. Yeni çelik üretimine
kıyasla geri dönüştürülmüş çelik üretiminde, genellikle daha
düşük enerji tüketilmektedir ve daha az karbon emisyonu
üretilmektedir. Diğer yapı malzemelerine göre genellikle daha
hafif bir malzeme olması nedeniyle taşıma ve montaj süreçlerinde
17
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
kolaylık sağlamaktadır. Yangına karşı dayanıklı bir malzeme
olmasından dolayı ise yapıların güvenliğini artırmaktadır. Ek
olarak; geri dönüştürülmüş çelik, esnek bir malzeme olup çeşitli
yapısal formların ve tasarımların oluşturulmasına olanak
tanımaktadır. Bahsedilen özellikleri, mimarlar ve mühendisler
için büyük bir avantaj sunmaktadır (Mittal, 2023).
Geri dönüştürülmüş çelik kullanımında dikkat edilmesi
gereken bazı unsurlar da bulunmaktadır. Geri dönüştürülmüş
çelik yüzeyi, yeni çelik kadar pürüzsüz olmamaktadır ve bu
durum, estetik beklentilerini etkileyebilmektedir. Ayrıca, yeni
çelik üretimine kıyasla bazen daha pahalı olabilmektedir. Ancak
bu maliyet farkı, çelik fiyatlarındaki dalgalanmalara bağlı olarak
değişiklik gösterebilmektedir (Mittal, 2023; Olympia, 2023).
3. SONUÇ
Sürdürülebilir yapı malzemeleri, günümüzde yapı
sektöründe önemli bir konu olarak öne çıkmaktadır. Bu alternatif
malzemeler, çevresel etkileri en aza indirirken enerji verimliliği,
dayanıklılık ve geri dönüşüme uygunluk gibi özellikleriyle dikkat
çekmektedir. Sürdürülebilir yapı malzemeleri, çevresel
kaynakları daha etkin bir şekilde kullanarak inşaat süreçlerinin
ekolojik ayak izini azaltmaktadır. Bu malzemeler genellikle geri
dönüştürülebilir, yenilenebilir veya doğa dostu kaynaklardan elde
edilen materyalleri içermektedir. Bahsedilen özellikleri
sayesinde, yapı sektörü çevresel sürdürülebilirliği artırabilmekte
ve doğal kaynakların korunumu sağlanabilmektedir. Ayrıca, yapı
üretiminde sürdürülebilir yapı malzemelerinin kullanımının
enerji verimliliği konusunda da önemli derecede katkıları
bulunmaktadır. Söz konusu malzemeler, inşaat sektöründe çeşitli
yöntemlerle üretilerek doğaya olan olumsuz etkileri minimum
seviyeye indirirken, enerji tasarrufu ve uzun ömürlü kullanım gibi
avantajları da beraberinde getirmektedir.
18
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Sonuç olarak; sürdürülebilir yapı malzemelerinin
kullanımı, inşaat sektöründe çevresel ve ekonomik
sürdürülebilirliği artırmak adına önemli bir adımdır. Bu alternatif
malzemelerin benimsenmesi, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını
karşılamak ve çevresel dengeyi korumak için önemlidir. Yapı
sektörü, sürdürülebilir malzeme kullanımıyla birlikte daha yeşil
ve uzun ömürlü bir gelecek için fırsat sağlamaktadır.
19
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
KAYNAKÇA
Afrimat. (2023). Hempcrete and Blocks. Retrieved from
https://www.afrimathemp.co.za/hempcrete-and-blocks/
Aydın, Ö., & Marangoz, D. B. (2022). Mimaride Sürdürülebilir
Malzeme "Bambu". Bodrum Sanat ve Tasarım Dergisi, 1,
77-94.
Builders. (2023). Fly Ash Brick. Retrieved from
https://builders9.com/product/fly-ash-bricks/
BuildIt. (2023). Self-Build, Renovation, Extension. Retrieved
from https://www.self-build.co.uk/
Cao, L. (2023). How Rammed Earth Walls are Built. Retrieved
from https://www.archdaily.com/933353/how-rammed-
earth-walls-are-built
Carmeuse. (2023). Hempcrete. Retrieved from
https://www.carmeuse.com/tr-tr/yapi-
malzemeleri/hempcrete
Christopher, E. (2023). Salvaged Woods: Pros and Cons.
Retrieved from https://ericchristopherart.com/salvaged-
woods-pros-and-cons/
Constructor. (2023). Rice Husk Ash in Concrete -Properties,
Advantages and Uses in Construction. Retrieved from
https://theconstructor.org/concrete/rice-husk-ash-
concrete-construction/15725/
Crook, L. (2019). Recyclable House is Built from Cork Blocks.
Retrieved from
https://www.dezeen.com/2019/07/29/cork-house-
matthew-barnett-howland-sustainable-architecture/#
Çelik, Y. E. (2002). Pişmiş Toprak Tuğla, Bimsbeton, Gazbeton
ve Perlitli Yapı Malzemelerinin Fiziksel, Kimyasal ve
Mekanik Özelliklerinin Karşılaştırmalı Olarak
20
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). İstanbul Teknik
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Diary. (2023). Eco Friendly Building Materials – 20 Examples of
the Latest Trend. Retrieved from
https://thearchitectsdiary.com/eco-friendly-building-
materials-20-examples-of-the-latest-trend/
Erickson, A. (2024). 6 Things to Know About Sheep’s Wool
Insulation. Retrieved from
https://www.bobvila.com/articles/sheeps-wool-
insulation/
Freeman, M. (2023). Contemporary Interiors. Retrieved from
http://www.michaelfreemanphoto.com/media/78619ae8-
0dcc-11e0-8bbe-c94407632816-bamboo-wall-house
Gallagher, K. (2022). What Is a Straw Bale House? Definition,
Designs, and Examples. Retrieved from
https://www.treehugger.com/straw-bale-house-5199775
Hardscapes, C. (2021). Rammed Earth Walls: What You Need to
Know Before Installing. Retrieved from
https://www.coloradohardscapes.com/rammed-earth-
walls/
Havelock. (2023). We are Sustainable, Healthy, High-
Performance Insulation. Retrieved from
https://havelockwool.com/
Hypko. (2023). What is Fly Ash Bricks. Retrieved from
https://hypko.in/fly-ash-bricks/
Mittal, A. (2023). By-products, Scrap and the Circular Economy.
Retrieved from
https://corporate.arcelormittal.com/sustainability/by-
products-scrap-and-the-circular-economy
21
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Mudbrix. (2019). Advantages and Disadvantages of Mud Bricks.
Retrieved from
https://www.makeitmudbricks.com.au/advantages-and-
disadvantages-of-mud-bricks/
Olympia. (2023). The Going Green Movement. Retrieved from
https://www.olympiabuildings.com/going-green/
Percival, S. (2023). Science Photo Galery. Retrieved from
https://sciencephotogallery.com/featured/mud-bricks-
steve-percivalscience-photo-library.html
Pierzchalski, M. (2022). Straw Bale Building as a Low-Tech
Solution: A Case Study in Northern Poland.
Sustainability, 14, 5226-5245.
doi:https://doi.org/10.3390/su142416511
Pitti, A. R., Espinoza, O., & Smith, R. (2020). The Case for Urban
and Reclaimed Wood in the Circular Economy.
BioResources, 15, 5226-5245.
Pritchard, M. B., & Pitts, A. (2006). Evaluation of Strawbale
Building: Benefits and Risks. Architectural Science
Review, 49, 372-384.
doi:https://doi.org/10.3763/asre.2006.4949
Prithu. (2023). Fly Ash Bricks vs Red Bricks: Difference between
Fly Ash Bricks and Red Bricks. Retrieved from
https://www.prithu.in/post/fly-ash-bricks-vs-red-bricks
Russell, H. (2020). Specifier: Expanded cork at the Cork House,
Eton. Retrieved from
https://www.building.co.uk/technical-case-
studies/specifier-expanded-cork-at-the-cork-house-
eton/5104344.article
Souza, E. (2020). Hemp Concrete: From Roman Bridges to a
Possible Material of the Future. Retrieved from
22
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
https://www.archdaily.com/944429/hemp-concrete-
from-roman-bridges-to-a-possible-material-of-the-future
Stahel, W. R. (2016). The Circular Economy. Nature, 531,
435–438.
Store. (2023). Rice Husk Ash in Concrete -Properties,
Advantages and Uses. Retrieved from
https://sellmydov.live/product_details/14801880.html
Synergy, C. (2020). Comprasion of Fly Ash and Rice Husk Ash.
Retrieved from
https://civilsynergy.wordpress.com/2020/08/06/comparis
on-of-fly-ash-and-rice-husk-ash/
23
A THEMATIC ANALYSIS ON THE GOALS OF
CONSERVATION ASSOCIATE DEGREE
EDUCATION IN TURKIYE 1
Lale KARATAŞ 2
Zehra Sevgen PERKER 3
1. INTRODUCTION
A skilled workforce is required for the protection of
cultural heritage sites. However, in many countries, meeting this
demand takes much work. In the relevant literature, it is pointed
out that increasing skills in the cultural heritage sector and
vocational training programs should be associated and developed
with the targets in the cultural heritage sector (UNESCO-Unevac
World Heritage Panel, 2015; Indian Research 16th Report, 2007;
Refai & Harder, 2015).
On the other hand, contemporary vocational education
requires holistic consideration of cognitive, affective, and
psychomotor goals, and research on teaching goals is essential
(McGrath et al., 2020). In the literature related to higher
education, there are various studies analyzing the missions and
visions of existing educational institutions. The studies state that
future studies should be diversified by country, institution, and
professional discipline, and it is recommended to lay the
groundwork for comparative approaches to developing the
1 This study is derived from Lale Karatas's PhD Thesis.
2 Dr. Öğr. Üyesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi,
Mimarlık Bölümü, lale.karatas@btu.edu.tr, ORCID: 0000-0001-8582-4612.
3 Doç. Dr., Bursa Uludağ Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü,
zsperker@uludag.edu.tr, ORCID: 0000-0002-6640-111X.
24
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
relevant literature (Oertel & Söll, 2017; Owais &Alabidi, 2020).
In this context, this research aims to analyze the texts titled
"mission," "vision," and "about us" on the websites of the
institutions in order to create a start for determining the teaching
objectives of architectural restoration departments that provide
qualified workforce training for cultural heritage conservation. It
is believed that the research outcomes will contribute to the
development of vocational training programs in the cultural
heritage field and the relevant literature.
2. LITERATURE REVIEW
According to International Centre for Technical and
Vocational Education and Training (UNESCO-Unevoc); the
semi-qualified staff needed in the field of cultural heritage must
be an individual, who has the ability to carry out joint work with
various occupational groups and has various skills in terms of
cognitive, affective, and psychomotor domains. On the other
hand, since the conservation of the cultural heritage requires
cooperation and partnerships between the various actors, the
education of the restaurateur must also be in compliance with the
needs of the sectorial world (UNESCO-Unevoc World Heritage
Panel, 2015).
International Centre for the Study of Preservation and
Restoration of Cultural Property (ICCROM) presents
recommendations indicating that the conservation education must
also provide individuals with affective and psychomotor skills, as
well as the cognitive skills. The education of restaurateur must
have the characteristics that shall ensure that the training of the
individuals, who shall be able to perform the complex
conservation interventions through thinking, document them, and
solve the conservation problems by interpreting the results
critically. The internships under the education must ensure that
25
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
the hand skills are improved, and give importance to carry out
practices in all stages of education. Conservation education must
involve affective characteristics such as the sensitivity, and the
international education must also be related with the special needs
of the participants representing a certain country or region
(ICCROM study report, 1984).
English foundation COTAC (Council on Training in
Architectural Conservation) has also prepared notes in relation
with conservation, based on the Educational Directives of
ICOMOS, 1993. According to the abovementioned notes, the
effectiveness of conservation does not only depend on the skills
of a single person, but also on the synergy of various disciplines.
Therefore, the basic requirement for an individual receiving
conservation education is to have the ability to work in a team.
Besides, the conservation consciousness of the individual
receiving conservation education must be improved via the
courses and seminars. On the other hand, it must be ensured that
the individuals face with professional tasks in conservation
education, their critical thinking capacity must also be improved.
Various objectives are indicated also in the literature
addressing the conservation associate degree. In the results of the
study conducted by Hua et al. (2011) in China, it is stated that the
students of associate degree can get more efficiency through
visual learning, and the affective characteristics of the students
such as self-awareness, self-confidence, responsibilities, and
being social and more autonomous individuals must be increased
in vocational training and education. In the research conducted by
Cents-Boonstra et al. (2018) in the vocational schools of Holland,
it is stated that it is possible and important to provide positive
affective characteristics such as autonomy and self-confidence to
the students of vocational schools through applying motivating
instructional elements. Friedman (2005), expresses that the
contextual learning, which leads to high-level thinking and
26
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
problem solving skills, is the focus of the vocational and technical
education. In the study of Silverberg et al. (2004), it is emphasized
that the use of problem solving and high-level thinking skills in
academic / professional environments may help the individual in
adapting to the rapidly changing global environment. Jokilehto
(2007) emphasizes that the conservation education must be based
on a methodological approach, which teaches to communicate
clearly considering the critical thinking, the uniqueness, cultural,
socio-economic and environmental context of the place.
Moreover, previous studies show that the part of
vocational training related to emotions, attitudes, and values
remains in the background. The affective domain should be
integrated with the cognitive and psychomotor domains to
provide a holistic learning experience (Hyland, 2019). The results
of studies conducted in different countries indicate that schools
should prepare students for professional life in terms of
multidimensional goals. Research on the subject recommends
that vocational training programs be based on a holistic approach
that includes cognitive, affective, and psychomotor features and
that the compatibility of the education and training process with
professional life should be increased (Bødtker-Lund et al., 2017;
Gessler, 2017; Hiim, 2017; Louw, 2017; Ramasamy & Pilz, 2020;
Rintala & Nokelainen, 2020; Scollard, 2020; Young, 2004).
3. METHOD
This research aims to examine the "mission," "vision," and
"about us" texts on the websites of the 65 architectural restoration
departments in Turkiye. The names of the vocational schools
(VS) were obtained from YÖK (YÖK Önlisans Atlası, 2022). The
real names of vocational schools were not used in the research.
Vocational school names are coded as mixed and VS1, VS2, …,
VS65. The units of analysis collected under the study were
27
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
subjected to content analysis, as required by the method of
multiple case studies. A coding framework was created through a
literature review before the analysis. The code framework has
four dimensions: the objective of the cognitive domain, the
objective of the behavioral domain, the objective of the affective
domain, and the objective of the psychomotor domain. Units of
analysis were encoded with the abovementioned code framework
in the first data analysis stage. In the second stage, encoding was
repeated on the units of analysis to discover which subjects are
addressed by four code categories and how sub-categories were
achieved. It was determined which subjects were prominent in the
categories achieved from both encoding stages, and the
determined subjects were presented by supporting them with the
sample expressions taken from the units of analysis. At the end of
the encoding, frequencies observed in the categories were
calculated and presented by quantifying them to facilitate the
qualitative data's readability.
4. FINDINGS
When the distribution of instructional objectives in terms
of the occurrence frequency in the units of analysis is reviewed;
it is seen that cognitive objective is at 34%, psychomotor training
objective is at 30%, objective of affective domain is at 20%, and
behavioural objective is at 16%. Starting from these ratios; it is
seen that the cognitive objective is the instructional objective that
is mostly focused on commonly by the architectural restoration
departments in Turkiye (Figure 1).
28
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Figure 1. Instructional Objectives (The authors prepared by
analyzing the VS' websites.)
34%
30%
20%
16%
Cognitive Psychomotor Affective Behavioural
Training Domain Domain Training
Objective Training Training Objective
Objective Objective
The categories of “Skill of Project Preparing”,
“Knowledge of Conservation”, “Knowledge of Material”,
“Knowledge of Structure”, “Skill of Drawing”, and “Inovative
Thinking” were achieved within the scope of the cognitive
objectives mostly focused on commonly by the Architectural
Restoration Departments in Turkiye. The categories of “Practical
Skills”, “Practices Intended for the Immediate Vicinity”, and
“Applied Education” were achieved within the scope of the
objectives of psychomotor domain. The categories of
“Consciousness of Business Ethics”, “Attitude of Life-Long
Learning”, and “Attitude of Interdisciplinary Working” were
achieved within the scope of the objectives of affective domain.
And the categories of “Skill of Project Preparing”, “Knowledge
of Conservation”, and “Laboratory Competency” were achieved
within the scope of the behavioural objectives.
The distribution of sub-categories of cognitive objectives
within the units of analysis is seen in Figure 2. Accordingly, the
concept of “Knowledge of Project Preparing” is present in 29%
of the analysis units, “Knowledge of Conservation” is present in
22%, “Knowledge of Material” in 19%, “Knowledge of
Structure” in 12%, “Skill of Drawing” in 12%, and “Innovative
Thinking” in 5%. Starting from these ratios, it can be said that
“Knowledge of Project Preparing” is the cognitive objective
29
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
category, which is most frequently focused on commonly by the
architectural restoration departments of vocational schools in
Turkiye. On the other hand, the category of “Innovative
Thinking” remains proportionately in the background among the
cognitive targets within the mission and vision statements.
The distribution of sub-categories of psychomotor
objectives within the units of analysis is seen in Figure 3.
Accordingly, the concept of “Practical Skills” is present in 78%
of the analysis units, “Applied Education” is present in 20%, and
“Practices Intended for Immediate Vicinity” is present in 2%.
Starting from these ratios, it is seen that “Applied Education” and
particularly “Practices Intended for Immediate Vicinity” are
included less within the mission and vision statements.
Figure 2. Categories of Cognitive Domain Objective (The authors
prepared by analyzing the VS' websites.)
29%
22%
19%
12% 12%
5%
30
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Figure 3. Categories of Psychomotor Domain Objectives (The
authors prepared by analyzing the VS' websites.)
78%
20%
2%
Practical Skill Applied Training Practices for
immediate vicinity
The distribution of sub-categories of affective objectives
within the units of analysis is seen in Figure 4. The expression of
“Business Ethics Consciousness” is present in 63% of the analysis
units, “Attitude of Life-Long Learning” is present in 20%, and
“Attitude of Inter-Disciplinary Working” is present in 17%.
Starting from these ratios, it can be seen that the “Business Ethics
Consciousness” category is the affective objective, which is most
frequently focused on by the architectural restoration departments
of vocational schools within the mission and vision statements in
Turkiye. On the other hand, “Attitude of Inter-Disciplinary
Working” is the category of affective domain objective, which is
the least focused on within the mission and vision statements.
Figure 4. Categories of Affective Domain Objectives (The authors
prepared by analyzing the VS' websites.)
63%
20% 17%
Business Ethics Life-Long Learning Inter-disciplinary
Working
The distribution of sub-categories of behavioral objectives
within the units of analysis is seen in Figure 5. Accordingly, the
31
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
expression “Skill of Project Preparing and Implementation” is
present in 42% of the analysis units, “Knowledge of
Conservation” is present in 31%, and “Laboratory Competency”
is present in 27%. Starting from these ratios, it can be seen that
the “Skill of Project Preparing” category is the behavioral
objective, which is most frequently focused on by the
architectural restoration departments of vocational schools within
the mission and vision statements in Turkiye. On the other hand,
“Laboratory Competency” is the category of cognitive domain
objective, which is the least focused on by the mission and vision
statements.
Figure 5. Categories of Behavioural Objectives (The authors
prepared by analyzing the VS' websites.)
42%
31% 27%
Project Conservation Laboratory
Preparing
The subjects of theoretical researches, analyses, surveying
project, restoration project, and restitution proposal are prominent
in the category of “Knowledge of Project Preparing”, which is the
sub-objective of cognitive objective. The examples of the
expressions stating this are seen below.
To be able to conduct theoretical researches and analyses; to be able
to create studies of analytical surveying, restitution, and restoration (VS53)
Producing the survey of traditional structures and building elements,
conducting analyses of them, determining the current status of them, drawing
the restoration and restitution projects of them (VS5)
The subjects of conservation concepts, principles and
methods of restoration, conservation concepts, and conservation
legislation are prominent in the category of “Knowledge of
32
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Conservation”, which is the sub-objective of cognitive objective.
The examples of the expressions stating this are seen below.
Knowing the basic principles and methods in the subjects of
conservation concepts, restoration and conservation (VS12)
Having comprehensive knowledge of conservation concept and
legislation (VS41)
The subjects of traditional materials and their features,
wood materials, masonry materials, types of deterioration,
decisions of intervention are prominent in the category of
“Knowledge of Material”, which is the sub-objective of cognitive
objective. The examples of the expressions stating this are seen
below.
Features of the wood and masonry materials (VS14)
Familiarity with the raw materials used in the construction of
architectural works, specialization on the types of deterioration, and knowing
the measures required to be taken against these deteriorations (VS8)
The subjects of types and elements of traditional buildings
are prominent in the category of “Knowledge of Structure”,
which is the sub-objective of cognitive objective. The examples
of the expressions stating this are seen below.
Types of traditional structures, concepts of traditional building
elements, all load-bearing and non-load bearing building elements, and
functions, tools and stylistic specifications of them (VS22)
The subject of technical drawing is prominent in the
category of “Skill of Drawing”, which is the sub-objective of
cognitive objective. The examples of the expressions stating that
are seen below.
Basic rules of technical drawing and skill of technical drawing on
computer (VS37)
Knowing the basic rules of technical drawing (VS42)
The subjects of giving a point of view and generating
solutions are prominent in the category of “Inovative Thinking”,
33
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
which is the sub-objective of cognitive objective. The examples
of the expressions stating that are seen below.
Giving a new point of view in the fields of application and project
management (VS19)
Improving the knowledge, skill, and capabilities in the basic field of
urbanism, and teaching the creative thinking methods and ways (VS11)
The subjects of Laboratory, Sites of Historical Artefacts,
Public Institutions and Organizations, Construction Sites,
Restoration Offices, which are the fields of working after
graduation, are prominent in the category of “Skill of Practise”,
which is the sub-objective of Psychomotor Domain. The
examples of the expressions stating that are seen below.
Ensuring that the theory and skills for working in restoration
laboratories are gained (VS55)
Being able to conduct surveying, restitution and restoration studies
examining the all archaeological, artistic, and ethnographic cultural assets via
scientific methods (VS11)
Training qualified staff, which shall provide the qualified staff needed
by the public and private sectors, and assist in carrying out the active
restoration and conservation studies on the historical and urban protected
areas (VS11)
The subjects of Sites of Practice are prominent in the
category of “Applied Education”, which is the sub-objective of
Psychomotor Domain. The examples of the expressions stating
that are seen below.
Use of wood workshop, in which the materials related with the course
are also present (VS1)
Conducting the studies of surveying, restitution, and restoration of
cultural heritage, as well as improvement of streets, etc. in practice under the
programme (VS21)
Enabling the students, which have the chance of learning through
experience by living in Balat, which is the most restored region of İstanbul,
receive education in restored historical buildings, within a privileged region
34
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
in terms of the richness and diversity of architecture and cultural heritage
(VS31)
Providing experience to the students in generating the survey of
traditional structures and building elements in practice through the field work
(VS40)
High possibility of working with close application samples, since
İzmir and its surrounding contain various cultural values of different periods
(VS38)
The subjects of training technical staff regarding a certain
city or institution are prominent in the category of “Practices
Intended for Immediate Vicinity”, which is the sub-objective of
Psychomotor Domain. The examples of the expressions stating
that are seen below.
Plating an active role in the restoration processes carried out in
Mardin and its surrounding (VS48)
The subjects of Teamwork skills and taking responsibility
are prominent in the category of “Attitude of Inter-Disciplinary
Working”, which is the sub-objective of Affective Domain. The
examples of the expressions stating that are seen below.
Being aware that an important responsibility is undertaken as a
member of profession between the top executives and sub-tier employees
(VS50)
Improving the skills of working together with the members of the
disciplines of restorers, archaeologists, art historians, architects, and civil
engineers, etc. (VS63)
The subjects of Consciousness of Conservation and Professional
Responsibility are prominent in the category of “Business Ethics
Consciousness”, which is the sub-objective of Affective Domain. The examples
of the expressions stating that are seen below.
Having the consciousness of conservation, training individuals that
are environment friendly, responsible, and following the modern developments
(VS26)
35
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Being aware of the responsibility of restoration profession at national
and international levels, being aware of the importance of business ethics in
business life (VS50)
The subject of vocational development is prominent in the
category of “Attitude of Life-Long Learning”, which is the sub-
objective of Affective Domain. The examples of the expressions
stating that are seen below.
Understanding the requirement of following all scientific and
technical developments in professional sense (VS8)
Training individuals, which may develop a positive attitude regarding
the life-long learning with skills (VS19)
Providing the skill of following the developments in the sector (VS45)
The subject of repairing in accordance with the original is
prominent in the category of “Knowledge of Conservation”,
which is the sub-objective of behavioural objective. The
examples of the expressions stating that are seen below.
Being able to carry out the procedure of repairing the destroyed and
ruined parts in accordance with the original, in order to be able to protect the
immovable and movable cultural assets in our country against all kinds of
negative factors, without changing their structural and visual properties and
to transfer these cultural assets to the next generations (VS56)
To protect and repair all cultural assets, immovable and movable,
which have a value in terms of history and culture, via scientific and correct
methods (VS27)
The subjects of gaining laboratory knowledge and skill are
prominent in the category of “Laboratory Competence”, which is
the sub-objective of behavioural objective. The examples of the
expressions stating that are seen below.
Providing the theoretical knowledge and skill, which shall enable to
work in restoration laboratories (VS32)
The subjects of surveying project, restitution project, and
restoration project are prominent in the category of “Skill of
Project Preparing”, which is the sub-objective of behavioural
36
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
objective. The examples of the expressions stating that are seen
below.
Being able to conduct inventory studies of civil architecture examples,
monuments, and monumental structures; being able to prepare surveying and
restitution proposal, restoration / reconstruction projects (VS30)
Preparing surveying studies, restitution proposal, and restoration /
renovation projects (VS28)
5. DISCUSSION AND COLCLUSION
Architectural restoration programs operating within
vocational schools in Turkiye are departments that actively train
qualified workforce in cultural heritage conservation. This
research was carried out to analyze the texts titled "mission,"
"vision," and "about us" on the institutions' websites in order to
create a beginning for determining the teaching objectives of the
mentioned departments. The research is based on the assumption
that the texts on the institutions' websites fully reflect the
educational objectives of the institutions.
The first finding obtained in the research was determined
that only 13 of the architectural restoration departments included
in the study included specialized texts under the headings of
"mission" and "vision" on their websites. It was observed that
there were no customized sections titled "mission" and "vision"
on the web pages of the 52 architectural restoration departments
included in the study, and the teaching objectives were presented
under the headings "about us." As mentioned in Oertel and Söll's
(2017) study, contemporary educational institutions must have
specialized mission and vision texts and share them with the
public.
When the distribution of the frequency of occurrence of
teaching objectives in the texts analyzed within the scope of the
research is examined according to the types of teaching objectives
37
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
(cognitive, psychomotor, and affective), the difference between
the types of teaching objectives attracts attention. According to
the findings obtained in the study, the cognitive goal was the most
commonly emphasized teaching goal in the analyzed texts. As the
workshop report published by the Ministry of Culture and
Tourism (2016) on architectural restoration departments in
Turkiye points out, in the future, there will be a need for more
technical staff in the cultural heritage sector to meet the
requirements of the field. In the World Heritage Panel of
UNESCO-Unevac (2015) and the relevant literature, it is pointed
out that to meet the sectoral demand for qualified labor in cultural
heritage protection, educational institutions should address
cognitive, affective, and psychomotor targets with a balanced
distribution. In the sector, it is underlined that responsible
individuals who are rich in theoretical knowledge, open to
learning, and have innovative ideas and application skills are
needed (McGrath et al., 2020).
Additionally, it is mentioned that the heritage sector
requires rational approaches, and the skills that need to be
acquired are. It is pointed out that cognitive, affective, and
psychomotor domains should be multidimensional. On the other
hand, it is pointed out that the protection of cultural heritage
requires cooperation and partnerships between various actors, and
therefore, the relevant education must be compatible with the
needs of the sectoral world (UNESCO-Unevac World Heritage
Panel, 2015; ICCROM study report, 1984; ICOMOS, 1993). As
much as cognitive goals, affective and psychomotor goals must
be included in the teaching goals. It was found that the frequency
of occurrence of psychomotor targets in the texts analyzed within
the scope of the study remained in the background compared to
the frequency of occurrence of cognitive targets in terms of ratio.
The finding above is similar to the relevant literature. There are
many studies in the literature indicating that teaching goals should
38
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
be adopted that will ensure the integrity of theory and practice
(Bødtker-Lund et al., 2017; Gessler, 2017; Hyland, 2019; Hiim,
2017; Young, 2004; Louw, 2017; Ramasamy & Pilz, 2020;
Rintala & Nokelainen, 2020; Scollard, 2020).
Another finding obtained in the study is that the frequency
of the expression "Innovative thinking," which is among the
cognitive goals in the analyzed texts, is relatively low compared
to other expressions. The relevant literature emphasizes that the
ability to thoughtfully carry out complex conservation
interventions and critically interpret the results is the focus of
technical education in the field of cultural heritage, that these
skills can help students adapt to the rapidly changing global
environment, and points to the importance of "innovative
thinking" (Friedman, 2005; Silverberg et al., 2004; Jokilehto,
2007).
According to the study findings, the frequency of the
"applied training" expression within the psychomotor target
categories is lower than that of other expressions. This finding is
similar to the study of Oertel and Söll (2017). However, in their
study on the mission and vision texts of technical and vocational
institutes in the United Arab Emirates, Owais et al. (2020) found
that the mission, vision, and goals of educational institutions
significantly affect the perceptions of stakeholders in the sector
and the term "applied education" in institutional texts. It is
pointed out that content expressions will increase the rate of
stakeholders' involvement in technical training.
Another finding obtained within the scope of the study is
in the “Practices Intended for the Immediate Vicinity” category,
which is the psychomotor target subcategory. The aim is to train
technical personnel for a particular city or institution. For
example, With the architectural restoration training given in cities
such as Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Eskişehir, Kütahya, and
39
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Amasya, individuals are prepared for the restoration processes
carried out mainly for that city after graduation. This finding
obtained from the study is positive in that it matches the fact that
international education, which was reached as a result of the study
of Jokılehto (2007) and emphasized by ICCROM in its training,
should be related to the unique needs of the participants
representing a particular country or region and should be specific
to the contextual environment.
Another finding in the study is that the least recurring
affective domain target category in the analyzed texts is
'Interdisciplinary Working Attitude.' Since architectural
restoration graduates must work with various professional groups
in historic areas, they must be provided with interdisciplinary
working skills during the education process (UNESCO-Unevac
World Heritage Panel, 2015; ICCROM study report, 1984;
ICOMOS, 1993). The effective target most frequently
emphasized in the texts discussed within the scope of the study
includes subcategories such as 'Professional Ethical
Consciousness' and 'Lifelong Learning Attitude.' This finding is
based on the objectives that UNESCO and ICCROM should
provide students with in conservation associate degree education
(having conservation awareness, being environmentally
sensitive, taking responsibility, protecting professional ethical
values, and following all current scientific and technical
developments professionally. It is compatible with developing
positive attitudes towards lifelong learning). The relevant
literature also emphasizes the importance of goals such as
providing students with positive affective characteristics such as
autonomy and self-confidence (Hua et al., 2011; Cents-Boonstra
et al., 2018).
The findings obtained in the research are specific to
Turkiye. On the other hand, this research is limited to addressing
the texts titled "mission," "vision," and "about us" on the web
40
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
pages of architectural restoration departments. For this reason, it
is believed that it will be beneficial to use different research
methods and analyze the subject with different analysis units in
order to reveal the teaching objectives of architectural restoration
departments in future studies to be carried out in Turkiye and
other countries. In this context, research examining architectural
restoration departments' curricula and course contents and
focusing on faculty members, students, and graduates will be
beneficial. On the other hand, it is recommended that studies be
carried out to enrich the literature in different countries.
41
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
REFERENCES
Bødtker-Lund, D., Hansen, K. H., Haaland, G., & Vagle, I.
(2017). Endringsbehov i norsk yrkesopplæring? –Elevers,
lærlingers og yrkesfaglæreres erfaringer med
yrkesopplæring i Vg1. Scandinavian Journal og Vocations
in Development. doi:10.7577/sjvd.2577
Cents-Boonstra, M., Lichtwarck-Aschoff, A., Denessen, E.,
Haerens, L., & Aelterman, N. (2018). Identifying
motivational profiles among VET students: differences in
self-efficacy, test anxiety and perceived motivating
teaching. Journal of Vocational Education & Training,
71(4), 600-622.
Friedman, T. L. (2005). The world is flat: A brief history of the
twenty-first century. Macmillan. Farrar, Straus And
Giroux Yayınevi
Gessler, M. (2017). The lack of collaboration between companies
and schools in the german dual apprenticeship system:
Historical background and recent data. International
Journal for Research in Vocational Education and
Training, 4(2), 164–195. doi:
https://doi.org/10.13152/IJRVET.4.2.4
Hiim, H. (2017). Ensuring curriculum relevance in vocational
education and training: Epistemological perspectives in a
curriculum research project. International Journal for
Research in Vocational Education and Training, 4 (1), 1–
19. doi: https://doi.org/10.13152/IJRVET.4.1.1
Hua, Z., Harris, A., & Ollin, R. (2011). Student autonomy and
awareness: vocational education and student-centred
learning in China. Journal of Vocational Education and
Training, 63(2), 191-203.
doi:10.1080/13636820.2011.566346
42
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Hyland, T. (2019). Embodied Learning in Vocational Education
and Training; Journal of Vocational Education and
Training, 71(3): 449-463.
doi:10.1080/13636820.2018.1517129
ICCROM study report (1984). Retrieved March 8, 2022, from
https://www.iccrom.org/s?keywords=Kopenhag+1984
ICOMOS, Architectural Conservation Education Conference
(1993). Retrieved March 8, 2022, from
http://www.icomos.org.tr/Dosyalar/ICOMOSTR_en0554
308001587380045.pdf
Jokilehto, J. (2007). An international perspective to conservation
education. Built Environment, 33(3), 275-286(12). doi:
https://doi.org/10.2148/benv.33.3.275
Ministry of Culture and Tourism General Directorate of Cultural
Assets and Museums (2016). Workshop Report on
Professional Competence and Title Deficitions in the
Field of Conservation - Restoration. Retrieved March 8,
2022, from
https://kumid.net/storage/zUjEQAanccIKx6qKXH01ym
pAMyyGk3B.pdf
Louw, A. (2017). Kobling mellem skole og praktik på
erhvervsuddannelserne. Forandringeri
Ungdomsuddannelserne: Overgange og Indsatser. In K. E.
Andreassen & H. Duch, Aalborg University Press, (93–
114). Aalborg.
Mcgrath, S., Ramsarup, P., Zeelen, J., Wedekind, V., Allais, S.,
Lotz-Sisitka, H., Monk, D., Openjuru, G., & Russon, J.
(2019). Vocational education and training for African
development: a literature review. Journal of Vocational
Education & Training. 72(3), 1-23.
doi:10.1080/13636820.2019.1679969
43
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Oertel, S., & Söll, M. (2017). Universities between traditional
forces and modern demands: the role of imprinting on the
missions of German universities. Higher Education,
73(1), 1–18. doi:10.1007/s10734-016-0013-0
Owais, A. K., Alabidi, S. M., Hatamleh, Z. M., & Hussein, E. T.
(2020). Technical and vocational education and training
in the UAE. International Journal of Emerging
Technologies in Learning (iJET), 15(13), 264-.
doi:10.3991/ijetv15i13.13801
Ramasamy, M., & Pilz, M. (2020). Vocational training for rural
populations: a demand-driven approach and its
ımplications in India. International Journal for Research
in Vocational Education and Training, 7(3), 256–277.
https://doi.org/10.13152/IJRVET.7.3.1
Refai, H., & Harder, S. (2015, July 2). Introducing heritage
management as an academic discipline in Egypt.
Retrieved March 8, 2022, from
https://unevoc.unesco.org/fileadmin/user_upload/pubs/U
NEVOC_Heritage_Refai_Harder.pdf
Rintala, H., & Nokelainen, P. (2020). Standing and attractiveness
of vocational education and training in Finland: focus on
learning environments. Journal of Vocational Education
& Training, 72(2), 250–269.
https://doi.org/10.1080/13636820.2020.1744696
Scollard, S. (2020). Updating vocational curriculum in twoyear
diploma programs at one Ontario college of applied arts
and technology to align with current industry practices.
doi: 10.13140/RG.2.2.20725.22240.
Silverberg, M., Warner, E., Fong, M., & Goodwin, D. (2004).
National Assessment of Vocational Education, Final
Report to Congress. US Department of Education.
44
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Retrieved March 8, 2022, from
https://www2.ed.gov/rschstat/eval/sectech/nave/navefina
l.pdf
UNESCO-Unevoc, 39th Session of The World Heritage
Committee (2015, July 2). TVET and heritage skills: Can
TVET help preserve heritage? Retrieved March 8, 2022,
from
https://unevoc.unesco.org/home/Skills%20for%20Herita
ge%20Panel%20Event
Young, M. (2004). Conceptualizing vocational knowledge: some
theoretical considerations. In H. Rainbird, A. Fuller & A.
Munro, In Workplace Learning in Context (186–200).
Routledge.
YÖK Önlisans Atlası (2022). Mimari restorasyon programı
bulunan tüm üniversiteler, Retrieved March 8, 2022, from
https://yokatlas.yok.gov.tr/onlisans-
program.php?b=30036
45
THE IMPACT OF ARTIFICIAL LIGHTING AND
COLOR ON THE EXHIBITED OBJECTS AND
ITS PERCEPTION IN MUSEUMS 1
Rasudana BAGHIRZADE 2
Cüneyt KURTAY 3
1. INTRODUCTION
Traditional museums and art exhibitions are the public
places which demonstrate the culture of the country where it is
located while also giving information about the styles and
traditions of native people in visual terms. The are several issues
which affect both exhibited objects and human perception. The
intensity of light, the type of luminaire, the distance between the
light source and the artwork are the main determinants which
highly influence the deterioration period of the object. The
purpose of this study is to analyze the artificial lighting and color
in museums, and its effect on human perception. This is followed
by proposing an alternative model to achieve optimum
conditions.
1 This study is derived from my graduate study thesis at Baskent University
2 Architect, Baskent University, Institute of Science, Department of Architecture,
rasudanabagirzade@gmail.com, ORCID: 0009-0008-4786-1605
3 Prof. Dr., Baskent University, Institute of Science, Department of Architecture,
cuneytkurtay@gmail.com, ORCID: 0000-0002-9663-701X
46
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
2. ARTIFICIAL LIGHTING IN MUSEUMS AND
EXHIBITIONS
It is a well-known fact that sunlight and its warmness are
the main elements that impact human perception and allow them
to live in harmony. In museums and exhibition centers both
daylight and artificial light play an important role in terms of the
way visitors perceive the exhibited artworks. In this study,
artificial lighting and color in museums and exhibitions is the
focal research area.
2.1. The Usage of Artificial Lighting
There are different methods of lighting that are used in
museums and exhibitions to display artifacts. These methods are
used to create a system of lighting display. Different types of
luminaires enable designers to demonstrate artwork with various
levels of sensitivity at maximum visibility and minimum damage
rate. Luminaires can be categorized in terms of the way light they
emit. Methods of light distribution are classified as Direct,
Indirect, Diffuse and Direct/Indirect lightings. Below mentioned
information about the different methods of light distribution is
summarized in Table 1.
47
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Table 1. Methods of Light Distribution
METHOD OF EXPLANATION DEMONSTRATION
LIGHT
DISTRIBUTION
Direct Lighting Emits light in downward
direction.
Indirect Lighting Emits light in upward direction.
Diffuse Lighting Emits light uniformly in all
directions.
Semi-direct Lighting Semi-direct luminaires emit
light in both directions, mainly
in downward direction,
excluding the sideways
direction.
Semi-indirect Semi-indirect luminaires emit
Lighting light in both directions, mainly
in upward direction, excluding
the sideways direction.
2.2. Light Measurement and Protection of Different
Materials Against Artificial Lighting in Museums
and Exhibitions
Light can be measured with a light meter or datalogger.
The susceptibility of artworks to light in museums changes
according to the content of their materials. Therefore, different
measures of protection and management techniques are required
for each type of material, and their maintenance should be
regarded accordingly. Table 2 (IESNA, 2000) summarizes
recommended total exposure limits in terms of illuminance hours
per year for classified susceptibility of museum artifacts.
48
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Table 2. Recommended Total Exposure Limits in Terms of
Illuminance Hours per Year (IESNA, 2000)
Type of Materials Maximum Lux-Hours
Illuminance Per Year
Highly susceptible displayed materials: 50 lux 50,000
Textiles, cotton, natural fibers, furs, silk,
writing ink, paper documents, lace, fugitive
dyes, watercolors, wool, some minerals
Moderately susceptible displayed materials: 200 lux 480,000
Textiles with stable dyes, oil paintings, wood
finishes, leather, some plastics
Least susceptible displayed materials: Depends on exhibition situation
Metal, stone, glass, ceramic, most minerals
3. VARIABLES AFFECTING HUMAN
PERCEPTION IN MUSEUMS
Achieving the visitors’ perfect perception in museums and
exhibitions is a challenging task. In this section, different
variables impacting human perception in museums and
exhibitions are briefly mentioned, followed by suggesting
possible techniques which prevent discomfort and enhance focal
attention of visitors.
3.1. The Impact of Artificial Lighting and Color on
Visitors’ Staying Time and Visual Comfort in
Museums and Exhibitions
Artificial light is a type of lighting that is created by
humans and can emit light from various sources such as LED
lamps, halogen lamps, tungsten filament lamps, filament lamps
etc. In one way, lighting has the potential to improve indoor
environmental quality and enhance visitors’ experience.
However, in certain situations, lighting, especially in places such
as museums and art exhibitions, can damage exhibited objects
when they are exposed for a long time. Apart from the damaging
factors and related protection measures of artificial lighting, poor
arrangement of lighting design also causes visual discomfort.
49
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Visual discomfort occurs when the level of brightness is
insufficient or when there are minimal variations in brightness,
creating an unpleasant lighting environment.
Humans typically obtain 80% of their information from
the surrounding environment. Considering that color is always
present in our environment, it can be mentioned that color
constantly provides us with information and facilitates
communication. According to the extensive research that has
been conducted to investigate the emotional responses triggered
by different colors, it is safe to say that various colors elicit
distinct information and have the potential to impact us both
psychologically and physically (Mahnke & Mahnke, 1987).
However, various contexts awaken different emotions and
cognitions in humans.
Different color combinations stimulate various emotions
in the human brain. It has been documented that the perception of
object colors can be influenced by variations in the background
against which they are observed. (Boyce, 2014). For instance, in
Figure 1, which is demonstrated in his book, Boyce (2014)
implies that when a gray object is viewed against a black
background, it appears brighter compared to when it is viewed
against a white background. Figure 1 illustrates this comparison
more clearly, where the artwork is hung above white and dark
blue colored wall. In the blue colored wall, the ambiance becomes
more theatrical. This allows visitors to engage deeper feelings and
expressions. This observation demonstrates that human
perception in art centers is not solely influenced by the luminosity
of the environment but also by the background color of the
exhibition as well as. To add to that, visitors who experience
various emotions in an exhibition tend to stay more focused,
which in turn increases their visiting time. What is more, research
conducted in the field of museum atmospherics has indicated that
the interior color of a store can have an influence on the amount
50
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
of time individuals spend in that store (Bellizzi & Hite, 1992).
Additionally, as stated in the report, research suggests that interior
color can also play a role in regulating the flow of visitor traffic
within a museum by impacting the walking pace of visitors
(Srivastava & Peel, 1968).
Figure 1: Demonstration of the interaction of two-colored
elements
(Boyce: 2014)
Visual performance does not only rely on the lighting
design. It is true that it is influenced by several factors, including
the visual acuity of the eye, which refers to its ability to discern
fine details, and its sensitivity to variations in brightness and
darkness. The eye's capacity to perceive and distinguish different
levels of light and dark, various choices as well as tones of colors,
also play a crucial role in visual performance. As it has a
powerful visual impact, color plays a significant role in the design
of exhibition spaces. Colors can capture public attention and
evoke psychological associations (Yu, 2022). The arrangement
and sequence of colors in the design of display spaces can also
influence people's psychology as well as visual comfort.
Although visitors were unaware of the background of the exhibit,
the way they cognize the artwork was influenced even
unconsciously. The object exhibited in front of the white wall is
surely seen differently than that of black wall. The same
51
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
comparison is valid for the case of brighter or darker exhibition
areas.
3.2. The Impact of Other Environmental Factors on
Visitors’ Staying Time and Visual Comfort in
Museums and Exhibitions
Environmental factors inside the museums which affect
the visitor satisfaction level include indoor environments and
technology use, visual locomotors, and signage availability,
circulation complexity, density of the visitors, noise levels,
temperature, humidity, and the size of the museum (Sharif-Askari
& Abu-Hijleh, 2018). Therefore, achieving an optimal balance
between the preservation of artwork and human comfort is
significant.
Museums are the places where people can experience
various perceptions based on the general environmental factors of
the surrounding. In museum displays, the creation and
interpretation of meanings occurs through a blend of different
elements working together, such as exhibited objects, written
explanations, lighting arrangements, colors, and sounds. When
visitors explore the museum, they communicate using a mix of
spoken words, gestures, facial expressions, and movements
within the exhibition space.
Each visitor's unique background and preferences shape
their engagement, appreciation, and overall experience within the
museum setting. Understanding and catering to these individual
variations can significantly impact the effectiveness and appeal
of museum displays and programs. (Diamond, 1994). The other
and more significant one is the environmental circumstances.
According to Davey (2005), these design factors consist of size
of the exhibition room, harmony, and contrast with the
background as well as general theme, lighting, artwork
composition, and sensory features such as sound or smell. The
52
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
link between these factors and the visitors’ staying time is that, if
one or more of these stimulates negative emotion, then his creates
great discomfort. This in turn, causes people not to spend much
time in the exhibition as they lose the focus of attention.
3.3. Possible Measures to Provide Visitors’ Comfort
and Enhance Focal Attention in Museums and
Exhibitions
Museum and exhibition visitors need to have a distinctive
experience that is uneasy to forget. Therefore, several design
techniques, which outweigh environmental discomfort can be
employed. To achieve comfort and catch visitors’ attention,
several factors should be considered (Bitgood, 2002);
1. Increasing exhibit distinctiveness through various means
such as adjusting size, contrasting with the setting
background, and strategically placing them in the line of
sight can attract attention and make exhibits more
memorable.
2. Reducing the mental effort required to understand exhibits
is crucial.
3. Motivating visitors to engage with exhibits can be
achieved through various techniques.
4. Minimizing sound base distractions.
5. Recognizing the importance of attention replenishment,
such as providing opportunities for visitors to take breaks.
General discomfort in museums and art exhibitions is a
complex factor that affects the focal attention and thus, staying
time of visitors. As human perception is susceptible to changes in
their physical environment it is acceptable that environmental
circumstances in exhibition spaces have an impact on how they
conceive the artwork as well.
53
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
4. CASE STUDY – THE ABDÜRRAHİM
TUNCAK ATATÜRK HOUSE
“The Abdürrahim Tuncak Atatürk House” is located at the
campus of Baskent University (Figure 2) and was constructed in
accordance with the directives of Prof. Dr. Mehmet HABERAL.
The second floor of Abdürrahim Tuncak Atatürk House is
decided to be the museum which is the most open to development.
The purpose of selecting this museum is to improve the used
artificial lighting, display techniques and the user experience.
4.1. Existing Conditions and Critical Analysis
The 2nd floor, which consists of 4 rooms, is selected to be
worked on. After measurements and analysis are done, the
proposal for the 2nd floor of Ataturk House is modelled by using
DIALux Lighting Design software. The results of measurements,
type of displayed material, used luminaires and their exposed
maximum illuminance in each room are summarized in
Figure 2: The location and the exterior of Atatürk House
(Author)
54
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Table 3: Exhibition categories of existing model
4.2. Suggested Models for “Baskent University
Abdürrahim TUNCAK Atatürk House Museum”
By using software DIALux, the 2nd floor is re-modelled,
and each room is re-designed as a proposal model. Before starting
a designing process, 6 strategies are taken into consideration:
1. Creating a focus of attention to the displayed objects.
2. Minimizing the glare and reflection of light from
surfaces.
3. The visibility of displayed objects.
55
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
4. Selecting luminaire types which emit light that is
among the recommended light level range by
IESNA, demonstrated in Table 2.
5. Categorizing artifacts within each room, according to
their susceptibility to light.
6. Categorizing artifacts according to display techniques
as well as their relatability to each other, for each
room.
After selecting the type of luminaire, and the display
location of each artifact, the light level exposure is adjusted by
calculating the amount of illuminance (in lux) of each surface that
artifacts are going to be displayed. Measured lux calculations are
shown in related figures, with average lux measure on each type
of display object. Subsequently, each value in the value chart is
compared with the recommended value by IESNA. To make the
displayed objects a focus of attention, a contrast is created
between the hung frames and the wall. Dark gray color (color
code of R:226 G:225 B:221) with reflective factor of 3% and
reflective coating of 0% is used as a wall paint in all rooms.
Forming a contrast color between the displayed objects and the
wall not only creates visual comfort but also enhances the visitor
experience and thus increases their visiting time. To add to that,
with these reflective factors undesired glare reflected from frames
and glass display cabinets are also reduced to a minimum level.
To make the exposed light level be in the recommended
range, the color of paint used for the wall, the reflectance of the
paint color used, the distance between the luminaire and the
artifact, and the gross luminance of the luminaire are adjusted
accordingly. The categorization of each room is summarized in
Table 4.
56
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Table 4: Exhibition categories of proposed model
a) Room 1
Regarding the mentioned analysis and critics, the
following are considered design strategies in Room 1.
1. Displayed objects are categorized according to their
susceptibility to light; highly and moderately susceptible
objects are exhibited in Room 1. This allows visitors to
follow the exhibition easily.
2. The amount of light levels which cotton clothes, framed
fabrics, hand drawings (highly susceptible) and luggage
(moderately susceptible) are exposed to (Figure 5), are in
the range of mentioned recommended light levels in Table
2 by IESNA. This eliminates visual discomfort and allows
protection of the displayed objects.
3. Suitable display techniques are used; cotton clothes,
framed fabrics, hand drawings are hung on the wall,
luggage are displayed on cylindrical platforms which vary
in height (Figure 3) The order of the exhibition creates
57
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
attention, makes the flow of traffic more attractive, which
increases the visiting time.
4. The angle of the luminaire is arranged at 20° and directed
to the center of the displayed object (Figure 4). This
directs visitors’ focus of attention directly to the object.
5. A contrast is created between the background and the
displayed object. Dark grey wall color is used. This makes
the displayed object the focus of attention.
Highly susceptible objects – cotton clothes, framed
fabrics, hand drawings – are hung on the wall, while moderately
susceptible 3 luggage are displayed on cylindrical platforms
which vary in height (Figure 3). Framed objects are hung at a
height of 73 cm from the floor, to allow efficient visibility. AA’
section in Figure 4 illustrates the details of mounted luminaire
positions in Room 1.
Figure 3: The perspective plan and Proposed model of Room 1
58
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Figure 4: AA’ Section - The mounted luminaire details in Room 1
As for the used luminaires, track lights are used for
illuminating highly susceptible artifacts that are displayed on
walls, such as cotton clothes, framed fabrics, hand drawings. For
moderately susceptible luggage, a recessed ceiling light is used.
The maximum illuminance exposed by spotlights and recessed
light is 68 lux and 146 lux, respectively, which are in the range
entioned by IESNA in Table 2. The results of calculations are
shown in Figure 5.
Figure 5: Light level calculation results in Room 1
EAvg=107
EAvg=50 EAvg =48
b) Room 2
Regarding the mentioned analysis and critics, the
following are considered design strategies in Room 2.
59
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
1. Displayed objects are categorized according to their
susceptibility to light; highly and least susceptible objects
are exhibited in Room 2. This allows visitors to follow the
exhibition easily.
2. The amount of light levels which drawings, photographs
and fabrics (highly susceptible) and typewriters (least
susceptible) are exposed to (Figure 8), are in the range of
mentioned recommended light levels in Table 2 by
IESNA. This eliminates visual discomfort and allows
protection of the displayed objects.
3. Suitable display techniques are used; hand drawings are
hung on the wall, books are displayed in tilted and
horizontal display cabinets, and three typewriters are
displayed on cylindrical platforms with the height (Figure
6). The order of the exhibition creates attention, makes the
flow of traffic more attractive, which increases the visiting
time.
4. Recessed light for typewriters, spotlight for hung drawing
and LED tape light for books in the cabinets are used for.
The usage of different kinds of luminaire eliminates the
over-illumination and undesired glare reflected from the
display cabinets.
5. A contrast is created between the background and the
displayed object. Dark grey wall color is used. This makes
the displayed object the focus of attention.
Highly and least susceptible artifacts are selected to be
displayed in Room 2. Among these highly susceptible artifacts,
hand drawings are hung on the wall, books are displayed in tilted
and horizontal display cabinets. Framed highly susceptible hand
drawings are hung at a height of 73 cm from the floor, to allow
60
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
efficient visibility. Three least susceptible typewriters are
displayed on cylindrical platforms with the height of 130 cm and
90 cm. BB’ section and CC’ section in Figure 7 illustrates the
mounted luminaires in Room 2, which rely on the guidelines
mentioned by IESNA.
Figure 6: The perspective plan and Proposed Model of Room 2
Figure 7: BB’ and CC’ Section – The mounted luminaire details in
Room 2
The maximum illuminance exposed by each type of
luminaire are in the range mentioned by IESNA in Table 2. The
maximum illuminance exposed by spotlight on drawings,
recessed light on typewriters, and LED linear light on the
displayed books is 38 lux, 191 lux, and 70 lux, respectively. The
results of calculations are shown in Figure 8.
61
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Figure 8: Light level calculation results for Room 2
EAvg=
EAvg=31
184
EAvg=42
5. CONCLUSION AND RECOMMENDATIONS
The impact of artificial lighting and color on museums and
exhibits was investigated. Analyzing the luminosity levels of
luminaires, the wall paint color, the categorization of displayed
objects, and general visibility of displayed artifacts in existing
model, a new model is proposed. Aimed to enhance both visitor
experience and displayed object protection, the correct selection
of artificial lighting, color, and exhibition techniques will allow
visitors to feel more engaged as well as increase the lifespan of
artifacts.
Creating a focus of attention to the displayed artifact
increases the visitors’ museum experience. Distractions are
minimized, which also solves wayfinding problems. To make this
a contrast should be created between the background and the
displayed figure.
Minimizing glare and reflection of light from surfaces is
another factor that should be considered in museums and
exhibitions. This reduces visual discomfort which is also
associated with reduced visiting time and unfavorable visitor
experience. The angle between the luminaire and the mounted
surface is the most crucial factor that glare relies on. The angle
62
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
should be arranged in such a way that the reflected light ray does
not come to the eye. The reflection factor and the type of surface
material are also among the factors that affect the severity of
glare.
The visibility of displayed objects is one of the main
factors in exhibition room designs. The center of the displayed
object should be at the same/similar height as eye level as
possible. Otherwise, when observing the exhibited object,
looking at too high or too low creates a visual discomfort. The
average adult eye level is 150 cm. When deciding the visibility of
displayed objects, visitors with wheelchairs should also be among
the considered issues.
The luminaire type and the luminosity level of the
luminaire are the factors which affect the lighting level that the
light fixture emits. Different types of materials have different
maximum recommended lux level exposure. To protect the
quality of material at the highest level as possible, the exposed
lux level should not overpass the recommended ranges mentioned
by IESNA Table 2. Before installing the light fixture, the
maximum exposure of exhibited objects to that certain luminaire
should be measured followed by comparing the measured value
with recommended values.
Categorization of displayed objects brings an order to the
exhibition room, creating a theme or a concept. This allows
visitors to follow the exhibition in a more practical and attractive
manner. Several types of categorizations can be applied to
different museums. Categorization of objects by their
susceptibility to light, conceptual categorization (selecting
artifacts with related themes such as books and typewriters, or
clothes and luggage) are some of them. Apart from creating an
order, selecting a luminaire type to illuminate objects with similar
susceptibility levels is practical.
63
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Using substantial kinds of display techniques allows
visitors to have a unique visiting experience. For example,
exhibiting books on tilted display cases, or framed drawings on
wall gives visitors a flexibility of observation.
The analysis, results and recommendations in this thesis
study can be used as guidance in similar types of museums with
similar factors that are open to improvement. However, there is
still room for improvement. The effect of UV light on different
kinds of materials – cotton, wood, leather, natural stone etc., and
relating protection measurements, in various functional and larger
spaces, the cost of luminaires, the effect of various materials on
glare and visual comfort, can be worked on in future studies.
64
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
REFERENCES
Bellizzi, J. A., & Hite, R. E. (1992). Environmental Color,
Consumer Feelings, and Purchase Likehood. Psychology
& Marketing, 9(5), 347. Retrieved 2023, from
https://www.proquest.com/docview/227673682/12F2AF
3FB4F4C6D2C6B/1
Bitgood, S. (2002). Environmental Psychology in Museums,
Zoos, and Other Exhibition Centers. In R. B. Bechtel, &
A. Churhcman, Handbook of Environmental Psychology
(pp. 461-480). New York: John Wiley & Sons.
Boyce, P. (2014). Human Factors in Lighting. New York: Taylor
& Francis CRC Press.
Diamond, J. (1994). Sex Differences in Science Museums: A
Review. Curator, 37(1), 17-24.
IESNA. (2000). Lighting for Public Places and Institutions. In
IESNA, & M. S. Rea (Ed.), THE IESNA LIGHTING
HANDBOOK (Ninth Edition ed., pp. 14-1 - 14-22). New
York: Illuminating Engineering. Retrieved 2023
Mahnke, F. H., & Mahnke, R. H. (1987). Color and Light in Man-
made Environments. New York: Van Nostrand Reinhold
Co.
Sharif-Askari, H., & Abu-Hijleh, B. (2018). Review of museums'
indoor environment conditions studies and guidelines and
their impact on the museums' artifacts and energy
consumption. Building and Envrionment, 143, 186-195.
doi:10.1016/j.buildenv.2018.07.012
Srivastava, R. K., & Peel, T. S. (1968, April). Human Movement
as a Function of Color Stimulation. Environmental
Research Foundation, 1-39. Retrieved May 2023, from
https://files.eric.ed.gov/fulltext/ED035225.pdf
65
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK PERSPEKTİFİNDEN
GOLF SAHALARI
Hafize Nur Sılay EMİR 1
Emrah YILDIRIM 2
1. GİRİŞ
Golf çok geniş çim alanlarda golf sopası ve küçük bir top
eşliğinde oynanan bir oyundur. Oyunun amacı, sahanın
belirlenmiş 18 parkurunu (çukurunu) golf topuna en az vuruş
yaparak tamamlamaktır (Goodner vd., 2024). Geniş alanları ile
kuruldukları bölge ve yörede büyük çim yüzeyler ile kendine has
karakterleri olan peyzajlara dönüşen golf sahaları aynı zamanda
içinde bulundukları kentler için önemli açık yeşil alanlardır.
Sulama, gübreleme, biçim gibi çok yoğun bir bakım
gerektiren golf son 50 yılda giderek daha popüler hale gelmiş ve
turizm ürününün bir parçası olmuştur. Yüksek maliyetler
getirdiği için lüks turizm çeşidi olarak tanımlanan golf turizminin
özellikle Akdeniz bölgesi koşullarında sürdürülebilirliği
konusunda derin şüpheler vardır.
Díaz vd. (2019)’ın da belirttiği üzere golf endüstrisi,
çevreyi ciddi oranda değiştiren golf sahalarının inşasıyla geniş
doğal alanları yok etmekte ve aşırı su tüketimine neden
olmaktadır. Bu tür tahribat özellikle endişe vericidir çünkü yaban
hayatı habitatının parçalanması ve kaybına neden olarak biyolojik
1 Öğr. Gör., Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Mimarlık ve Şehir Planlama Bölümü, Tapu
ve Kadastro Programı, silay.emir@kilis.edu.tr, ORCID: 0000-0002-2636-5978.
2 Dr. Öğr. Üyesi, Akdeniz Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı
Bölümü, eyildirim@akdeniz.edu.tr, ORCID: 0000-0002-1870-4749.
66
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
çeşitliliğin azalmasının önemli nedenlerinden biridir (IUCN,
2022).
Akdeniz ikliminin hâkim olduğu alanlardaki golf
sahalarında çimin sürekli yeşil kalmasını sağlamak önemlidir; bu
yüzden golf sahalarının bakımı için her yıl milyonlarca litre su
kullanılmaktadır. Bir golf sahasının sulanması için gerekli yıllık
su miktarı hektara 10–15 bin ton dolayındadır. Büyüklükleri 50–
150 hektar arasında değişen golf sahalarında su kullanımı yılda
yaklaşık 1 milyon metreküp dolayındadır. Bu değer, 12 bin
nüfuslu bir yerleşmenin su tüketimine eşittir (Schouten, 2003: s.
17; Tekin vd., 2023).
Golf sahalarının genişlemesi ve bakımı, yerel
ekosistemlere ve doğal kaynaklara yönelik potansiyel tehditler
oluşturmaktadır. Su tüketimi, kimyasal kullanımı ve habitat
tahribatı gibi faktörler, golf endüstrisini çevresel sürdürülebilirlik
açısından sorgulanır hale getirmiştir. Bu eleştiriler, golf
endüstrisinin çevresel etkilerini anlamak ve azaltmak için daha
fazla çaba gerektiğini vurgulamaktadır. Bu eleştirilere çevresel
bağlamda yanıt olarak, golf endüstrisi, su kullanımı, kimyasal
ürünlerin kullanımı ve çim biçme sıklığının azaltılması
konusunda çaba göstermektedir (Roquinarc'h vd., 2019; Wheeler
ve Nauright, 2006).
Sürdürülebilirlik, mevcut ihtiyaçları karşılamak için doğal
kaynakları tüketirken gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da göz
önünde bulundurma ve çevresel, ekonomik ve sosyal dengeyi
koruma anlamına gelir. Golf sahalarının sürdürülebilirliği, su
yönetimi, biyoçeşitlilik koruması, kimyasal kullanımının
azaltılması ve enerji verimliliği gibi faktörlere odaklanarak
çevresel etkileri minimize etmeyi ve yerel ekosistemleri
korumayı amaçlar.
Bununla birlikte, Gange vd. (2003) kentler ve
çevrelerdeki golf sahalarının doğru şekilde planlanması ve
67
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
yönetilmesinin, doğal yaşam alanlarının korunmasına ve
biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilirliğine katkı sağlayabileceğini
ifade etmiştir. Bir golf projesinin çevreyi korumaya odaklanması
sürecinde, mekânsal düzenlemelerin seçiminden, su
kaynaklarının arıtılmasına, biyolojik çeşitliliğe saygıya ve
kirliliğin kontrolüne kadar bir dizi önlem alınması gerekmektedir.
Bu, kentsel planlama ve peyzaj seçimlerinin yanı sıra projenin
ekonomik ve sosyal etkilerinin değerlendirilmesini içerir
(Hurdzan, 2020).
Yer seçimin açısından alan ve habitat kayıplarının önüne
geçmek adına golf sahalarının inşası için eski maden ocakları
veya çöplüklerin seçilmesi, önemli avantajlar sunmaktadır. Bu
alanlar genellikle düzgün bir arazi profiline sahiptir ve doğal
olarak peyzaj tasarımını kolaylaştıracağı gibi bu alanların
kullanılması, âtıl durumda olan arazilerin geri dönüşümüne ve
rehabilitasyonuna katkıda bulunacaktır. Bunun yanı sıra, eski
maden ocakları veya çöplükler genellikle kentsel alanlara yakın
olduğundan, ulaşım maliyetlerini azaltılması ve kentlerdeki doğal
habitatların korunması mümkün olacaktır. Bu nedenle, golf
sahalarının inşası için bu tür alanların seçilmesi, çevresel
sürdürülebilirlik ve ekonomik verimlilik açısından önemli
avantajlarsa sahiptir.
Ardıç Yetiş (2020)’a göre golf sahalarının peyzaj
tasarımı, doğal mirası koruyup zenginleştirmek için önemli bir
fırsat sunar. Bu tasarım sürecinde, yerel ekosistemleri ve
biyolojik çeşitliliği göz önünde bulundurarak doğal habitatların
korunması ve restore edilmesi esas alınmalıdır. Özellikle
endemik bitki türlerinin yeniden oluşturulması ve korunması,
bölgesel ekosistemin zenginliğini artırabilir ve yerel flora ile
uyumlu bir peyzaj oluşturulmasına katkı sağlayacaktır.
Çevresel olumsuz etkileri en aza indirme ve sürdürülebilir
bir yaklaşımı öne çıkarma amacıyla, belirli kriterleri karşılayan
68
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
golf tesislerine çeşitli sertifikalar verilmektedir. Bu sertifikalar,
çevre dostu uygulamaların benimsenmesi, doğal kaynakların
korunması ve yerel ekosistemlerin desteklenmesi gibi belirli
standartları sağlayan golf tesislerine verilmektedir. Bu şekilde,
golf endüstrisi çevresel sürdürülebilirlik konusundaki
taahhütlerini ve çabalarını gösterirken, tesisler de bu konuda
belirlenen uluslararası veya yerel standartlara uygunluğunu
kanıtlamaktadır (Boos, 2023). Bu sertifikalar, tesis sahipleri ve
yöneticileri için çevresel sorumluluklarını yerine getirmenin bir
göstergesi olarak hizmet ederken, golf severler için de çevreye
duyarlı tesislerin tercih edilmesine yönelik bir rehberlik
sunarken, golf sahaları çevresel etkilerini en aza indirerek doğaya
ve yerel topluluklara daha az zarar vermekte, sürdürülebilirlik
ilkelerini teşvik etme rolünü üstlenmektedir (Smith and Pelcher,
2022).
Kuzey ve orta Avrupa orijinli bir oyun olan golf, kıta
keşifleri ile dünyanın diğer kıtalarına taşınmıştır. Golf, 206 ülke
ve bölgedeki 38.000 golf sahasında dünya çapında 66,6 milyon
oyuncu tarafından dünya çapında oynanmaktadır (Mountjoy vd.,
2024). Türkiye'de ilk golf kulübü, 1895 yılında şu anda İstanbul
Golf Kulübü olarak bilinen Constantinapole Golf Kulübü olarak
kurulmuştur. Zaman içerisinde, 1990 yıllarının başında İstanbul
'da Klassis Golf Kulübü ve Kemer Golf Kulübü açılmış, daha
sonra çeşitli golf kulüplerinin kurulmasıyla kulüp sayısı artmıştır
(TGF, 2024).
Ülkemizde turizmin gelişimi ile Antalya bölgesinde
özellikle de Belek kesimi golf sahalarının bulunduğu golf otelleri
ile öne çıkmış ve yöre turizminde hızlı bir gelişmeyi beraberinde
getirmiştir (Hocaoğlu, 1997). Sonraki yıllarda Bodrum, Ankara,
Samsun, Kuşadası ve İzmir gibi şehirlerde de golf sahaları ve
tesisleri de ülkemizdeki golf otelleri bölgelerine eklenmiş olup,
2023 yılı itibariyle Türkiye Golf Federasyonuna bağlı ulusal 36
adet golf sahası bulunmaktadır (TGF, 2024).
69
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Bu kadar geniş bir coğrafya etkili olan golf sahalarının
sürdürülebilirliği için sertifikasyonları, çevresel ve sosyal
sürdürülebilirlik standartlarını karşılayan ve bu konuda belirli
kriterleri sağlayan tesislere verilmektedir (Audubon
International, n.d.). Golf sahalarına sürdürülebilirlik sertifikası
veren kuruluşlar arasında Audubon International Signature
Program, GEO (Golf Environment Organization) OnCourse
Program, The Golf Environment Awards, Committed to Green
(Golf Vlaanderen) yer almaktadır. Bu sertifikasyonlar, golf
sahalarının çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik standartlarını
karşıladığını ve belirli kriterleri sağladığını doğrulamak için
kullanılır. Her biri farklı kriterlere odaklanabilir, ancak genel
olarak çevresel koruma, su yönetimi, toprak koruması ve
toplumsal katkılar gibi konuları içerir (Minoli vd., 2015).
Bu çalışmanın amacı, dünya genelindeki sürdürülebilirlik
ilkelerine dayalı tasarlanan golf sahalarının örneklerini
inceleyerek, bu sahalardaki çevre dostu uygulamaların önemini
vurgulamaktır. Makale, dünya çapındaki çeşitli sürdürülebilir
golf sahaları örneklerini ele alarak, bu sahaların çevresel
etkilerini nasıl azalttıklarını ve doğal kaynakları nasıl
koruduklarını gösterecektir. Ayrıca, sürdürülebilir golf
sahalarının gelecekteki rolünü ve golf endüstrisinde
sürdürülebilirlik uygulamalarının yaygınlaştırılmasının önemini
vurgulayacaktır. Bu makale, okuyucuları sürdürülebilirlik
konusunda bilinçlendirmeyi ve golf sahalarının çevre üzerindeki
olumlu etkilerini anlatmayı hedeflemektedir.
2. ÇALIŞMANIN YÖNTEMİ
Çalışma üç aşamadan oluşmakta olup literatür taraması ve
örnek olay incelemeleri yöntemlerini kullanarak sürdürülebilir
golf sahalarını analiz etmektedir. Başlangıçta, çevresel
sürdürülebilirlik kriterlerinin belirlenmesiyle birlikte,
70
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
sürdürülebilir golf sahalarının bu kriterlere uygunluğu titizlikle
incelenmiştir (Şekil 1). Bu incelemeler, sürdürülebilirlik
açısından öncü olan golf sahalarının sunduğu çevresel avantajları,
sosyal etkileri ve ekonomik katkıları ortaya koymak için
yapılmıştır.
Şekil 1. Çalışmanın Akış Süreci ve Yöntemi
Daha sonra, örnek olay incelemeleri aracılığıyla,
Amerika, İskoçya, İtalya, Türkiye gibi farklı coğrafi bölgelerde
yer alan sürdürülebilir sertifikaya sahip golf sahalarının (Şekil 2);
Audubon International Signature Program ve GEO (Golf
Environment Organization) OnCourse Program gibi en yaygın
olarak kullanılan sertifikasyon sistemlerinin; çevresel planlama,
yaban hayatı, habitat yönetimi, kimyasal kullanımı, su kullanımı,
yenilenebilir enerji, karbon ayak izi ve eğitim gibi kriterleri
açısından detaylı bir şekilde analiz edilmiş ve seçilen örneklerin
sürdürülebilir özellikleri karşılaştırılarak öneriler sunulmuştur.
Bunun sonucunda, sürdürülebilirlik konusunda etkili stratejilerin
ve en iyi uygulamaların belirlenmesine olanak sağlanmıştır. Bu
kapsamlı analiz sonucunda elde edilen bulgular, sürdürülebilirlik
odaklı golf sahalarının daha geniş bir topluluğa örnek olabileceği
71
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
ve golf endüstrisinde çevre dostu uygulamaların yaygınlaşmasına
katkı sağlayabileceği yönünde öneriler sunmuştur.
Şekil 2. İncelenen Golf Sahalarının Bulunduğu Ülkeler
3. SÜRDÜRÜLEBİLİR GOLF SAHASI
ÖRNEKLERİ
Geleneksel olarak, golf sahaları doğal kaynakların
tüketildiği ve çevreye zarar veren yapılar olarak bilinmektedir.
Ancak, günümüzde sürdürülebilirlik ilkelerine dayalı golf
sahaları giderek daha fazla popülerlik kazanmaktadır.
Sürdürülebilir golf sahaları, çevresel etkileri azaltmak, doğal
habitatları korumak ve hem toplumsal hem de ekonomik fayda
sağlamak için yenilikçi uygulamaları benimsemektedirler. Bu
bölümde, sürdürülebilirlik kavramının golf endüstrisindeki
önemini vurgulanarak, çevre dostu uygulamalarıyla öne çıkan
dünya genelinden çeşitli sürdürülebilir golf sahalarının örnekleri
incelenmiştir.
72
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
3.1. Bandon Dunes Golf Resort
Bandon Dunes Golf Resort'un kurucusu Mike Keiser ve
arazi sorumlusu Howard McKee, Güney Oregon Sahili'nin doğal
güzelliğini koruyarak ve doğayla tesis arasında güçlü bir bağ
kurma misyonunu hedeflemektedirler. 20 yıldan fazla süredir,
çeşitli çevresel girişimlerle Bandon'un doğasıyla uyumlu bir
şekilde hareket etmeyi ve ziyaretçilerine bütünsel bir deneyim
sunmaktadır (Şekil 3). Bu çabalar arasında yaban hayatı yaşam
alanı programları, enerji odaklı bina iyileştirmeleri ve etkin su
kullanımı önlemleri yer almaktadır. Bu önlemler, tesisin çevreye
duyarlı bir şekilde yönetilmesini ve doğal mirasın korunmasını
sağlayarak çevresel sürdürülebilirliği desteklemektedir.
Şekil 3. Bandon Dunes Golf Resort Golf Sahası
(Golfcom, 2024)
73
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Şekil 4. Bandon Dunes Golf Resort Planı
(Bandon Dunes Golf, 2024).
Bandon Dunes Golf Resort, çevresel sürdürülebilirlik ve
doğal yaşamın korunması konusunda önemli adımlar atmaktadır.
Tesis, Audubon International tarafından sertifikalandırılmıştır ve
2.525 dönümlük alanın büyük bir kısmı yönetilmeyen arazi
olarak korunmaktadır. Özellikle, Silvery phacelia gibi tehdit
altındaki bitki türlerinin habitatını teşvik etmek için çaba
gösterilmekte ve yarasa nüfusunu artırmak amacıyla yarasa evleri
kurulmaktadır. Ayrıca, gübre kullanımı konusunda da hassas bir
yaklaşım benimsenerek çevresel etki minimize edilmektedir.
Bandon Dunes Golf Resort, karbon ayak izini azaltmak
için yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş ve Coos/Curry
Electric Coop'un desteğiyle karbonsuz enerji tedarik etmektedir.
Ayrıca, güneş panelleri kurarak enerji üretimini artırmış ve
karbon emisyonlarını azaltmıştır. LED aydınlatma ve isteğe bağlı
su ısıtıcıları gibi önlemlerle enerji verimliliğini artırmış ve
aydınlatmayı %50 oranında LED'e dönüştürmüştür. Su
74
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
ısıtıcılarında da geleneksel sistemlerden isteğe bağlı su
ısıtıcılarına geçiş yapılmıştır.
Elektrikli peyzaj bakım ekipmanlarında elektrik bataryalı
çalışan modellere geçiş sağlamaktadır. Ayrıca, doğal ışık
kullanımını teşvik etmek amacıyla bazı cihazlar ve tavan
pencereleri tesis genelinde kullanılmaktadır.
Bandon Dunes Golf Resort, yerli bitki materyalinden
oluşan peyzajları tercih ederek sulama ihtiyacını azaltmakta ve
sulama kararlarını nem ve hava durumu okumalarıyla
belirlemektedir. Kendi atık su geri dönüşüm sistemi ile günlük su
kullanımını azaltmaktadır. Tesis, su kalitesi konusunda Yeraltı
Suyu Muhafızı Yeşil Site unvanına sahiptir ve su tasarrufu için
susuz pisuarlar gibi önlemleri benimsemektedir. Bu önlemler,
gelecekteki bina projelerinde standart hale getirilerek su
kullanımını daha da azaltmayı hedeflemektedir.
3.2. St Andrews Links
İkinci örnek, İskoçya'daki St Andrews kasabasındaki
dünyanın en eski golf sahalarından biridir ve halka açık olarak
hizmet vermektedir (Şekil 5). Toplam arazisi, kumul, yabani kıyı
otlakları, kır çiçeği çayırları, çıplak kum, fundalık ve yerel
ormanlık alandan oluşan 120 hektarlık doğal alan dahil olmak
üzere 370 hektardan oluşmaktadır. Bu alanın, 47 hektarı koruma
altında olan 529 yaban hayatı türü de dahil olmak üzere çeşitli
hayvanlara yaşam alanı sağlamaktadır. Ayrıca, yüzde 80 oranında
azalan kerkenez popülasyonunu artırmaya yönelik çalışmalar
başlatılmıştır.
Şekil 5. St Andrews Links Golf sahası (Anonim, 2024).
75
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Şekil 6. St Andrews Links Golf Sahası Planı
(Anonim, 2024).
Bulunduğu bölgedeki en önemli sorunların başında kıyı
erozyonu gelmektedir. Koruma çabaları arasında başta kıyı
erozyonunu önlemek, plaj temizliği yapmak ve kum tepelerini
restore etmek yer almaktadır. 12 plaj temizliği ve 15 eğitim
etkinliği de dahil olmak üzere 32 yerel halkın etkinliğe katılımı
sağlanmış, 64 ekolojik araştırma gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, 20
kumul geliştirme projesi ile 2022/23 veri toplama döneminde
22.000 metreküp yeni kumul elde edilmiştir (St Andrews Links,
2024).
West Sands Rangers Hizmeti, doğal ve kültürel mirası
korumak ve geliştirmek için 2022'de başlatılmış ve ziyaretçilerle
etkileşimde bulunarak alan yönetilmektedir. Ayrıca ziyaretçiler
için çeşitli etkinlikler ve eğitim destekleri ile gönüllülük fırsatları
da sağlanmaktadır. St. Andrews Links, çevre koruma ve
sürdürülebilirlik konularına özellikle odaklanmış ve bu konuda
çeşitli ödüller kazanmıştır. Örneğin 2003'te BIGGA Britanya ve
Uluslararası Golf Sahası Sorumluları Birliği'nin çevre
yarışmasında İskoç finalini kazanmıştır. 2011'de sürdürülebilirlik
konusunda GEO Sertifikası eko etiketini almaya hak kazanmıştır
(St Andrews Links Trust, 2009), yerli çim türlerini kullanır, çok
az veya hiç pestisit kullanmaz, kendi çimini kendisi yetiştirir ve
kendi su kaynağına sahiptir, dolayısıyla kasabanın su kaynağını
eksiltmemektedir (Butler, 2010).
76
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
3.3. Golf Club della Montecchia
Montecchia Golf Kulübü, İtalya’nın Selvezzano kentinde,
Abano kaplıcaları bölgesinin yakınında ve Euganean Hills Park
koruma alanının kenarında bulunmaktadır (Şekil 7). Uzun yıllar
boyunca golf sahası, golf kulübünün hem ulusal hem de
uluslararası düzeyde aldığı sayısız çevre ödülünün yansıttığı gibi
çevresel sürdürülebilirliğe odaklanarak yönetilmiştir. 2013
yılından beri GEO sertifikasına sahiptir. Son 25 yıldır kulüp,
enerji ve su tasarrufu ve kimyasal ürünlerin azaltılmasını
hedeflemekte; oyun parkurları dışındaki bölgelerdeki vahşi
alanları artırmakta ve bakım makinelerinde kullanılan yakıt
tüketimini azaltmaktadır. 310 kW güneş panelleri sistemi ile
elektrik ihtiyacının bir kısmını yenilenebilir enerji ile
sağlamaktadır (GEO, 2024).
Şekil 7. Golf Club della Montecchia Golf sahası
(Golf Montecchia, 2024).
Yaban hayatı ve golf için habitatları en iyi şekilde
yönetilmektedir. Kulüp, ekolojik çeşitliliği artırmak için bazı
türleri (Falco tinnunculus Caprimulgus europaeus Picus viridis,
Hirundo rustica, Delichon urbicum, Sturnus vulgaris, Passer
montanus, Ardea cinerea, Egretta garzetta) ve habitatları
korumaktadır (GEO, 2024). 2010 yılında serin iklim çimlerinin
Bermudagrass'a dönüşmesiyle su tüketimini %70, gübre
kullanımını %80 azaltarak böcek ilaçlarına duyulan ihtiyacı
ortadan kaldırmıştır. Daha yüksek verimlilik sağlayan elektrikli
77
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
golf arabaları seçilmiş, bakım ekipmanları kısmen yenilenmis,
daha az yakıt tüketen makineler tercih edilmiş; ayrıca geri
dönüştürülmüş malzemeden yapılmış mobilyalar kullanılmıştır.
Buna ek olarak, genç katılımcılara doğaya saygıyı teşvik etmek
için ulaşımın iyileştirilmesi, atıkların ayrıştırılması, geri
dönüşüm, yerel ürünlerin tanıtımı, kaynak tasarrufu ve
yenilenebilir enerjilerin kullanımı konusunda yarışma günleri
organize edilmektedir (Sorrentini, 2021).
Şekil 8. Golf Club della Montecchia Golf sahası Planı
(Golf Montecchia, 2024).
3.4. Carya Golf Club
GEO sertifikasına sahip Türkiye’nin Akdeniz
kıyılarındaki ilk klasik, fundalık tarzdaki golf sahasıdır (Şekil 9).
Enerji verimliliği konusunda, tek bir enerji kaynağından
yararlanılarak elektrik, ısıtma ve soğutma enerjilerinin eş zamanlı
üretimi olan trijenerasyon sistemi ile yıllık elektriğin %55’ini
sağlanmaktadır. Faaliyetlerden kaynaklanan karbon
emisyonlarını azaltmak için enerji tasarrufu, yenilenebilir enerji
kullanımı, malzeme tasarrufu gibi hedefler belirlemektedir.
Çalışanlar için karbon emisyon yönetimi konusunda eğitimler
vererek farkındalığı artırmakta; tedarikçiler ve misafirler için
karbon ayak izini azaltmaya yönelik teşviklerde bulunmaktadır.
Kimyasal yönetimi konusunda sürdürülebilirlik ilkelerini
78
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
benimsemektedir. Musluk başlarında perlatör, otomatik çim
sulama, daha az su ihtiyacı olan bitkiler gibi su tasarrufu
politikalarını geliştirmektedir. Suyun tekrar kullanılabilir hale
getirilmesi veya yağmur sularının kullanılması için sistemler
kullanmaktadır. Golf sahasında 2014’ten beri gri su sistemi
bulunmaktadır. Koku probleminden kaynaklanan arızadan dolayı
aktif bir şekilde kullanılamamaktadır. Onarımı ile ilgili
çalışmalar devam etmektedir. Su yönetimi sürekli izlenerek
değerlendirme yapılmakta ve iyileştirmelerle daha sürdürülebilir
bir işletme ortamı oluşturulmaktadır. Gıda atığını azaltmak adına
kompost üretimi için yeni teknolojiler araştırılmaktadır. Sera
gazlarını dengelemek ve net olarak sıfır sera gazına ulaşabilmek
için, güneş enerjisi santrali projesini yürütülmektedir.
Şekil 9. Carya Golf sahası (Regnum Hotels, 2024).
Şekil 10. Carya Golf sahası planı (Regnum Hotels, 2024).
79
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
4. TARTIŞMA VE SONUÇ
Golf sahalarının sürdürülebilirliği, çevresel etkilerinin
azaltılması ve doğal kaynakların korunması açısından önemli bir
konudur. Bu çalışmada, sürdürülebilir golf sahalarının çevreci
özellikleri incelemiş ve örnek sahalardan bazıları ele alınmıştır.
Tablo 1’de gösterildiği gibi Amerika, İskoçya, İtalya, Türkiye
gibi farklı coğrafi bölgelerde yer alan sertifikalandırılmış dört
golf sahasının sürdürülebilir kriterler açısından karşılaştırılması
yapılmıştır. Yapılan araştırmalar ve incelenen örnekler, golf
endüstrisinin çevresel sürdürülebilirlik konusundaki çabalarını
vurgulamaktadır.
Bandon Dunes Golf St Andrews Links GolfClub della
Carya Golf Club
Resort Montecchia
Sertifika
Çevresel
Planlama
Endemik türlerin
Yaban Kelebekler, kuşlarve Yaban hayatının
Kekenez kuşu korunması:
Hayatı yarasalar desteklenmesi
Caretta caretta
Yerli türlerin
Yerel türlerin
korunması (Falco
desteklenmesi ve
Habitat Yerli çimlerin tinnunculus, Kızılçam ormanlarının
endemik turu koruma
Yönetimi kullanılması Caprimulgus korunması
altına almak (Phacelia
europaeus, Picus
Argentea)
viridis, ..)
Kimyasal ilaç Kimyasal gübre ve
Kimyasal Organik gübre ve ilaç
kullanımının ilaç kullanımının Kimyasal yönetimi
Kullanımı kullanımı
azaltılması azaltılması
Az su isteği olan sıcak
iklim çim türüne Gri su sistemi, su
Su Kullanımı Gri suyu dönüştürme Yağmur suyu hasadı
geçme, su tüketimini tasarrufu politikaları
%70 azaltma
Yenilenebilir Güneş enerjisi
PV panel PV panel
Enerji X santrali projesi
Plastik azaltma, Plastik azaltma,
Geri dönüştürülmüş
Plastik azaltma, elektrikli golf arabalar elektrikli golf
Karbon ayak malzeme, elektrikli
elektrikli golf arabalar tercih edilmesi, çim arabaları, gıda
izi golf arabalar tercih
tercih edilmesi atıklarının atıklarının
edilmesi
kompostlanması kompostlanması
Çalışanlar, tedarikçiler
Su ve atık yönetimi ve misafirler için
Ziyaretçileri Ziyaretçileri
Eğitim konusunda farkındalık karbon ayak izini
bilgilendirme bilgilendirme
kampanyaları azaltmaya yönelik
eğitimler
Örnek sahaların çevreci özellikleri arasında su yönetimi,
doğal habitatların korunması, yenilenebilir enerji kullanımı ve
pestisit kullanımının azaltılması gibi önemli unsurlar yer
80
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
almaktadır. Bu golf sahaları, su tasarrufu sağlayan sulama
sistemleri, yerel bitki örtüsünün korunması ve doğal yaşam
alanlarının teşvik edilmesi gibi uygulamalarıyla çevreye duyarlı
bir yaklaşım sergilemektedir. Bu sürdürülebilir standartları
sağlayan golf tesislerine, sertifika veren yaygın oluşumlardan
birisi Amerika’da kurulmuş olan Audubon International
Signature Program’ dır. Bu program, golf sahalarının çevresel
sürdürülebilirlik standartlarını belirlemekte ve
sertifikalandırmaktadır. Audubon International, doğal kaynakları
koruma, su yönetimi, kimyasal kullanımının azaltılması ve
biyoçeşitliliğin korunması gibi konuları değerlendirmektedir.
Diğer yaygın bir oluşum ise İngiltere merkezli GEO (Golf
Environment Organization) OnCourse Program’ıdır.
Golf endüstrisinde sürdürülebilirlik için Avrupa’da
yaygın olarak kullanılan bu program, golf sahalarının çevresel ve
sosyal etkilerini yönetmek için rehberlik etmekte ve sertifikasyon
sağlamaktadır. Su yönetimi, enerji verimliliği, toprak koruması
ve toplumsal katkılar gibi alanları kapsamaktadır. Çevresel
sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği konuları giderek daha fazla
önem kazanmakta ve bu doğrultuda farklı sektörlerde
sertifikasyon sistemi oluşturulmaktadır. Ülkemizde de golf
sahaları için de GEO ve Audubon gibi bir sertifikasyon sistemi
oluşturulması önemlidir.
Golf sahalarının sürdürülebilirliği konusundaki çabaların
daha da geliştirilmesi gerekmektedir. Özellikle, pestisit ve gübre
kullanımının azaltılması, su yönetiminin daha etkin hale
getirilmesi ve doğal habitatların restore edilmesi gibi alanlarda
daha fazla çalışma yapılmalıdır. Örnek olarak, Amerika’da
bulunan Marta’s Viyenard Golf kulübü 18 delikli golf sahasının
bakımını tamamen organik yöntemlerle gerçekleştiriyor. Bu
bakım sürecinde hiçbir sentetik tarım ilacı, yapay gübre ya da
kimyasal madde kullanılmamaktadır. Yeşil alanlardan sorumlu
olan kişi, otları kaynar suyla ve doğal köpük karışımıyla kontrol
81
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
altına almakta ve yosunları da bulaşık deterjanıyla yok
etmektedir.
Ayrıca, çimlere zarar veren kurtları öldürmek için
Iowa’dan mikroskobik kurtçuklar getirilmiş ve böceklerin üreme
döngülerini bozmak için stratejik kokular kullanılmıştır.
Kimyasal kullanılmadığı için, çimlerin hastalıklara karşı daha
dayanıklı olduğuna inanılmaktadır (Pennington, 2010; Balcı ve
Gedikli, 2011). Bu yaklaşım, kimyasal kullanımının azaltılması
ve doğal çevrenin korunması açısından önemli bir örnektir.
İncelenen örnekler, sürdürülebilirlik açısından
benimsedikleri stratejileri yönüyle ele alınacak olunursa; Bandon
Dunes Golf Resort (Amerika), gri su kullanımı, PV paneller ile
elektrik üretimi ve birçok endemik türü koruma altına almaları;
dünyanın en eski golf sahalarından biri olan St Andrews Links
(İskoçya), kıyı erozyonu ile başarılı bir şekilde mücadele etmesi
ve yerli çim türlerini tercih etmesi, yağmur suyunu hasadı; Golf
Club della Montecchia (İtalya), sıcak iklim çim türlerinin seçimi,
geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı; Carya Golf Club
(Türkiye), Caretta caretta gibi endemik türlerin ve kızılçam
ormanlarının korunması, su tasarrufu politikaları, kompostlama
ve plastik azaltma gibi özellikleri ile ön plana çıktığı
gözlemlenmiştir. İncelenen dört golf kulübü de çevre konusunda
karbon ayak izini azaltmaya yönelik eğitimler düzenleyerek
farkındalığı arttırmayı hedeflemişlerdir.
Sonuç olarak, golf sahalarının çevresel sürdürülebilirliği,
endüstrinin geleceği için kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle,
daha etkin politika ve uygulamalar geliştirilerek, golf sahalarının
çevresel etkileri minimize edilmeli ve doğal çevrenin korunması
sağlanmalıdır. Ayrıca, golf endüstrisinin tüm paydaşları arasında
iş birliği ve koordinasyonun artırılması önemlidir. Bu şekilde,
golf sporunun uzun vadeli sürdürülebilirliği sağlanabilir ve
çevreye duyarlı bir endüstri oluşturulabilir.
82
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
KAYNAKLAR
Anonim, (2024). Maps,
https://www.art.com/products/p53762125970-sa-
i977005/map-of-st-andrews-golf-course.htm
Ardıç Yetiş, Ş. (2020). Sürdürülebilir turizm kapsamında
Kapadokya Bölgesi’nde cross golf uygulamaları. Journal
of Tourism Research Institute, 1(2), 111-122.
Audubon International. (n.d.). About the Audubon cooperative
sanctuary program for golf.
https://www.auduboninternational.org/acspgolf.
Balcı, V., Gedikli, N., 2011, “Golf Alanlarında Kullanılan
Kimyasal İlaçların ve Gübrelerin Çevre ve Uygulayıcılar
Üzerine Etkileri- Organik Yaklaşımlar”, SPORMETRE
Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, Cilt: IX, Sayı:4
Bandon Dunes Golf. (2024). Maps,
https://www.bandondunesgolf.com/golf-resort-
info/bandon-dunes-resort-map/
Boos, M. (2023). The Links to Cancer: How Golf Became
Dangerous and What We Can do to Save the Game.
(Undergraduate Theses), Professional Papers, and
Capstone Artifacts. University of Montana, Missoula,
409. https://scholarworks.umt.edu/utpp/409
Butler, R. (2010). Sustainability or stagnation? Limits on
development in tourist destinations. European Journal of
Tourism, Hospitality and Recreation, 1(1), pp. 10-23.
Díaz, S., Settele, J., Brondízio, E. S., Ngo, H. T., Agard, J.,
Arneth, A., Balvanera, P., Brauman, K. A., Butchart, S.
H. M., Chan, K. M. A., Lucas, A. G., Ichii, K., Liu, J.,
Subramanian, S. M., Midgley, G. F., Miloslavich, P.,
Molnar, ´ Z., Obura, D., Pfaff, A., … Zayas, C. N. (2019).
Pervasive human-driven decline of life on Earth points to
83
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
the need for transformative change. Science, 80, 366.
https://doi.org/10.1126/science. aax3100
Gange, A. C., Lindsay, D. E., & Schofield, J. M. (2003). The
ecology of golf courses. Biologist, 50, 63–68.
GEO. (2024). GEO Certified® Report Golf della Montecchia,
https://sustainable.golf/assets/media/files/Certified%20P
DFs/Golf%20della%20Montecchia%20-
%20GEO%20Cert%20Report%202022.pdf
Golf Montecchia. (2024). Golf Della Montecchia,
https://www.golfmontecchia.it/en/campo-en
Golfcom. (2024). Bandon Dunes, https://golf.com/travel/every-
course-bandon-dunes-explained/
Goodner, J. R,, Moran, F. and Gillmeister, H., 2024,
golf. Encyclopedia Britannica.
https://www.britannica.com/sports/golf
Hocaoğlu, T. (1997). Golf Alanları Planlamasında, Çevreye
Duyarlı Yaklaşımlar Üzerine Bir Araştırma, Ankara
Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı
Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi (Yayımlanmamış),
Ankara.
Hurdzan, M. J. (2020). Minimizing environmental impact by golf
course development: a method and some case studies.
In Handbook of integrated pest management for turf and
ornamentals (pp. 185-191). CRC Press.
IUCN. (2022). IUCN 2021 annual report. Available at: Gland,
Switzerland: IUCN https://p
ortals.iucn.org/library/node/49944. (Accessed 9 March
2024).
84
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
Minoli, D. M., Goode, M. M. H., Smith, M. T., (2015). Are eco
labels profitably employed in sustainable tourism? A case
study on Audubon Certified Golf Resorts.
Mountjoy, M., Schamasch, P., Murray, A., Hawkes, R., Hospel,
T., Thomas, B., Samson, E., Junge, A., (2024). 2022
Uluslararası Golf Federasyonu Dünya Amatör Takım
Şampiyonası Katılan Kadın Golfçülerin Antrenman
Ortamı ve Sağlıklarındaki Eşitsizlikler. Klinik Spor
Hekimliği Dergisi 34(2):s 127-134, DOI:
10.1097/JSM.0000000000001186.
Pennington,B., 2010, Organik Golf Sahası,
http://www.sabah.com.tr/NewYorkTimes/2010/08/30/or
ganik-golf-sahasi.
Regnum Hotels. (2024). Carya Golf Club,
https://www.regnumhotels.com/tr/golf/carya-golf-club/
Regnum Hotels. (2024). Sustainability at Carya Golf Club,
https://www.regnumhotels.com/tr/kurumsal-
surdurulebilirlik/
Roquinarc’h, O., Lacoeuilhe, A., Gourdain, P., Charrier, T., &
Fournil, C. (2019). Le golf : Activit´e sportive contre-
nature ou opportunit´e ´ecologique ? Golf:
Natureincompatible activity or ecological opportunity?
Naturae. https://doi.org/10.5852/ naturae2019a8.
Smith, S. S. and Pelcher, J. A., (2022). Sustainability Practices of
East Tennessee Golf Courses, Journal of Contemporary
Athletics, 15(2), 103-116.
Sorrentini, F. (2021). Spor Faaliyetlerinin Çevresel
Etkisi. Sürdürülebilirlik İçin İyi Uygulamalar: Golf
Örneği, 2, 219-237, DOI: 10.19246/DOCUGEO2281-
7549/202102_15
85
Mimarlık Alanında Akademik Analizler
St Andrews Links, 2024, The ome of Golf, Sustainability,
https://standrews.com/page/sustainability
Tekin, Ö. F., Körbalta, H., Uzun, G., Söylemez, A., (2023). Kent
ve Kriz, Özgür Yayinlari, ISBN (PDF): 978-975-447-
736-8, DOI: https://doi.org/10.58830/ozgur.pub269
TGF, 2024, Türkiye Golf Federasyonu,
https://www.tgf.org.tr/page.php?id=7
Tourism Management Perspectives, 16, p. 207-216, ISSN 2211-
9736, https://doi.org/10.1016/j.tmp.2015.07.011.
Wheeler, K., & Nauright, J. (2006). A global perspective on the
environmental impact of golf. Sport in Society, 9, 427–
443. https://doi.org/10.1080/17430430600673449
86
MİMARLIK ALANINDA AKADEMİK ANALİZLER
YAZ Yayınları
M.İhtisas OSB Mah. 4A Cad. No:3/3
İscehisar / AFYONKARAHİSAR
Tel : (0 531) 880 92 99
yazyayinlari@gmail.com • www.yazyayinlari.com
ISBN: 978-625-6642-31-7