Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
II. Meşrutiyet’in uluslaşma süreci ve Balkan yenilgisinin neden olduğu Türk unsuru milliyetçiliği kısa sürede “millî edebiyat”ı gündeme getirir. Osmanlı yazarı, Şarlok Holmes, Nat Pinkerton, Bil Karter, Lö Kok, Harri gibi Batı kahramanları karşısına rakip Türkleri çoıkarmakta gecikmez.
Yeni Türkiye, 2013
Şor Türkleri genellikle Rusya Federasyonunun yerli halkları tarafından Dağlık Şorya olarak adlandırılan ormanlarla çevrili coğrafyada yaşayan küçük bir Türk topluluğudur. Şor Türkleri, Türkiye’de “Şor, Şorlar”; Rusya Federasyonunda da “Şor”, “Şorlar” anlamlarına gelen “Şortsı”, “Şorets”, “Şorka” adlarıyla bilinmektedirler. Şor Türkleri bu adlardan başka “Kuznetsk Tatarları”, “Tadar Kiji” adlanyla da adlandırılırlar. Kendilerine “Tadarlar”, Ruslara ise “Kazaklar” derler. Şor ismi, İngilizcede "Shor”, Almancada “Scho- re”, Fransızcada “Chore” şeklindedir. Türkiye’de Şor isminin yanında çeşitli bilimsel araştırmalara konu olan Şorlar, “Kuznetsk Tatarlan” adıyla da tanınmaktadırlar. “Kuznetsk" terimi Rusçada “Demirci” anlamındadır. Bu Türk boyu için “Şorlar” teriminden önce “Demirci Tatarlar” adı kullanılmaktaydı. Bu terim onların tarihte yaptıkları demir işlerindeki yeteneklerinden dolayı verilmiştir.
MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2020
Turkish Studies Volume 14 Issue 7, 2019, p. 4059-4070 DOI: 10.29228/TurkishStudies.30291 ISSN: 1308-2140 Skopje/MACEDONIA-Ankara/TURKEY, 2019
ÖZ Amaç: Bu çalışmada Türk halklarının Orta Asya bozkırlarında yabani ve yarı yabani atları yakalayarak ehlileştirme iş eyleminden kaynaklanan geleneksel atlı spor incelenecektir. Üç dönüşüm ve oluşum geçiren bu sporun ilk aşaması “Ukuruk-Salmay”, ikinci aşaması “Qurık” ve üçüncü aşaması “Emdik-Ürediş”tir. Oyunun bu son adını Altay Türkleri 30 yıldır (1988-2018) her çiftli yıllarda bir yaptıkları “El-oyun” festivalinde resmî olarak kullanmaktadırlar. Bu oyuna başından buyana iştirak eden Tuva, Hakas, Saka Şor, Teleüt, Tofa, Telengit, Telüt, Çulum, Dolgan, Dukha, Sibirya Tararları vb. Sibirya Türk halkları tarafından da biraz değişik lehçelerlede olsa aynı şekilde isimlendirilir. Yöntem: Literatür taraması yapılmakla birlikte niteliksel yaklaşım içinde yer alan modellerden betimsel araştırma ve karşılaştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırma, Sibirya coğrafyasını da içine alan Orta Asya Türk halklarını kapsamaktadır. Bulgular: Türk halklarının yabani atı evcilleştirme aşamasında zorunlu olarak ortaya çıkmış, bir atlı oyundur. Dolayısıyla Türk-Moğol halklarının at ile yapılan spor türlerinden ilkidir. Araştırmanın amacı; Türk spor kültüründe baş öneme sahip atlı oyun ve sporları geçirdiği devinimlerle birlikte gün yüzüne çıkarıp, Türk ve dünya spor literatürüne kazandırmaktır. Sonuç: Geleneksel atlı sporun ilk versiyonu ukuruk-salmay, daha ziyade Kırgızların kullandığı ve hala nadir olarak yaylalarda yapmakta olunan bir atlı oyundur. İkincisi qurık, Türk halklarının yaylalara konduklarında iki yaşındaki tayların sırtına ilk eyer koymak için
TÜRK ASKERÎ EĞİTİM VE ÖĞRETİM TARİHİ SEMPOZYUMU BİLDİRİLERİ 16-17 EYLÜL 2021 Cilt I, 2022
Askerî bir yapı üzerine kurulan Osmanlı İmparatorluğu, tarihsel köklerini aldığı süvari geleneği üzerine ordusunu yapılandırmıştı. Bu yapılandırma, başlarda profesyonel olmayan Gazi Alplar şeklinde temayüz etmiş olsa bile, geçen zaman içinde önce timarlı sipahilere, takiben kapıkulu süvarilerinin varlığına doğru evrilmiştir. Askeri devrimin kendini Osmanlı ve rakipleri için ciddi manada hissettirmeye başladığı 1650-1700 yıllarına kadar, meydan muharebelerinin savaş tarihini etkilediği bilinen bir hakikattir. Bu süre içerisinde, muharebelerin başlangıç, ilerleme ve sonucunun belirlenmesinde süvarilerin etkinliği ortadadır. Bu etkinliğin sağlanması için süvari geleneğine ciddi manada bağlı olan Memlûk, Safevi ve Osmanlı Devletlerinde süvariliğin gelişmesi için birçok eser kaleme alınmıştır. “Furusiye” yahut “Silahşorname” de denilen bu eserler, olası bir savaş durumunda süvarinin atını nasıl sürmesi gerektiği, oku, yayı, kılıcı, kalkanı, gürzü, mızrağı ve ciridi nasıl kullanması gerektiği ve olası yaralanma ve kazalar da yapılması gerekenleri anlatan adeta birer ders kitabı niteliğindedir. Söz konusu eserlerin önemi ise yine özellikle Avrupa ile girilen muharebelerde anlaşılacaktır. Zira bu eserlerde Avrupa süvarisi karşısında Osmanlı süvarisinin nasıl başarılı olduğunun sırları mevcuttur. Bugün elimize ulaşan Matrakçı Nasuh’un “Tuhfetü’l Guzât”, Firdevsî-i Rûmî’nin “Silahşorname” ve Aristoteles’e atfedilen “Âdâb-ı Harb ve Üslûb-ı Ceng” isimli eserler birer furusiye olma özelliği taşımalarının yanında süvarilerin nasıl talim ettikleri, bu talimlerin savaş anında nasıl pratik uygulamaya döneceğini göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Klasik dönem Osmanlı harp usulünün süvariler üzerinden incelendiği bu çalışmada, Osmanlı ordusunun belkemiği konumundaki süvari sınıfının talimlerinin izah edilmesi, bunların hem girişilen muharebelerde batıya karşı sahip oldukları üstünlüğün izahı hem de askeri devrime neden adapte olamadığı meselelerine bir izahat getirmeyi amaçlamaktadır.
Les Presses de l’Université d’Ottawa | University of Ottawa Press eBooks, 2011
Relatively Absolute. Relative and Absolute Chronologies in the Neolithic of Southeast Europe, 2023
Teoría y Realidad Constitucional, 2019
Direct Nose-to-Brain Drug Delivery, 2021
The Professional Medical Journal
Journal of Applied Physiology, 1996
arXiv (Cornell University), 2022
Environmental Conservation, 1985