Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                

Mütareke İstanbul'unda Rus Kadınlar 1920-1923

Meşrutiyet’in görece özgürlük ortamının yarattığı feminizm, Osmanlı kadınını geleneksel değer yargılarından koparmıştı. Ancak savaşların neden olduğu yoksulluk birçok kadını sefalete sürüklemiş, fuhuş giderek yaygınlaşmıştı. İstanbul Cihan Harbi yıllarından itibaren bir çöküntüyü yaşayacaktı. 1917 Devrimi ertesi birçok Rus göçmenin parasız pulsuz İstanbul’a sığınması; alkol, kumar, kokain, fuhuş gibi toplumsal sorunları körüklemişti. 1918-1922 yılları arasının İstanbul’u, sanki Vietnam Savaşı’nda Saygon’u öngörürcesine servet ve sefaleti aynı potada eritecekti. Mütareke edebiyatı İstanbul’un yaşadığı “toplumsal çöküntü”yü yakalamakta gecikmedi. Birçok yazar “işgal dönemi edebiyatı”na katkıda bulundu. Bu edebiyatta, güzellikleriyle İstanbul erkeğini baştan çıkaran göçmen Rus kızlarının ayrı bir yeri oldu. Mustafa Remzi’nin Pastacı Kız’ı da bunlardan biriydi. Rus göçmenlerle ilgili en ilginç değerlendirmelerden birini dönemin ünlü tabibi Mazhar Osman yapmıştı: “Topla, tüfekle, tayyare ile, bomba ile dünyanın kırk küsur milleti İstanbul’u ezememişti. İstanbul kokaine, fuhşa esir oldu. Çar ordularına altı yüz sene karşı duran İstanbul Rus orospularına mağlup olmuştu”. Cihan Harbi imparatorlukların sonu olmuştu. Birçok kent yıkıntıya uğramıştı. Ama İstanbul’un yaşadığı toplumsal çöküntünün bir başka örneğine rastlanmadı. Cihan Harbi sonrası savaşmış ülkeler arasında bu denli tefessüh etmiş başka bir kent yoktu. Bu nedenle yeni bir ulus kurarken Ankara’dan yola çıkılması salt stratejik nedenlerden kaynaklanmıyordu. Ankara Pompei’den uzak durmaktan yanaydı.

Loading...

Loading Preview

Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.