ISSN: 2149-1097
İZMİR ARAŞTIRMALARI
DERGİSİ
2
Altıparmak (acı İlyas Bin Ahmed Vakfiyesi
I
ISSN: 2149-1097
İZMİR ARAŞTIRMALARI
DERGİSİ
2
İZMİR
))
M. Akif ERDOĞRU
İZMİR ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
Sayı: 2, 2015
KURUCUSU VE SAHİBİ/ FOUNDER AND OWNER: Ege Üniversitesi İzmir
Araştırma ve Uygulama Merkezi Adına:
Prof. Dr. M. Akif Erdoğru
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ/ EDITOR: Prof. Dr. M. Akif Erdoğru
İDARE MERKEZİ/CORRESPONDENCE: Ege Üniversitesi, Edebiyat Fak“ltesi, .
Kat, Bornova, İzmir, T“rkiye
YAYIN KURULU/ EDITORIAL BOARD:
Prof. Dr. Ersin Doğer, Ege Üniversitesi
Prof. Dr. M. Akif Erdoğru, Ege Üniversitesi
Prof. Dr. F“sun Soykan, Ege Üniversitesi
Prof. Dr. İnci Kuyulu Ersoy, Ege Üniversitesi
Prof. Dr. (ale Okçay, Ege Üniversitesi
YAYININ TÜRÜ: Ulusal, hakemli.
KISALTMASI: )AD
E-POSTA: m.akif.erdogru@ege.edu.tr aerdogru@gmail.com
FAX:
.
TLF:
.
BASIM YERİ/ PRESS: Ege Üniversitesi Basımevi, Bornova, İzmir
Yazılarda ileri s“r“len gör“şlerden yazarı/ yazarları sorumludur.
T.C. K“lt“r ve Turizm Bakanlığı Sertifika No:
Baskı Tarihi:
Aralık
Altıparmak (acı İlyas Bin Ahmed Vakfiyesi
III
İÇİNDEKİLER/ CONTENTS
MAKALELER/ ARTICLES ..................................................................................................... 1
M. Akif Erdoğru,
Altıparmak (acı İlyas bin Ahmed Vakfiyesi .................................................................................
Muhammet Güçlü,
Milli M“cadele Döneminde İzmir’e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in
Akhisar-Afyon İzlenimleri - Mayıs
............................................................................
Siren Bora,
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı .....................................................................................................
Yaşar Kalafat,
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşılaştırmalı Bodrum
(alk İnançları ..........................................................................................................................................
ÇEVİRİLER/ TRANSLATIONS ........................................................................................117
S. Soucek, Menemen .........................................................................................................................
F. Babinger, Tire ................................................................................................................................
YENİ KİTAPLAR/ NEW BOOKS .....................................................................................121
M. Akif Erdoğru, Ömer Bıyık, T.T. 0001/1 Numaralı Fatih Mehmed Devri
Aydın İli Mufassal Defteri (Metin ve İnceleme), İzmir
, Ege Üniversitesi
İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını .......................................................................
Bornova Araştırmaları Sempozyumu, 5-6 Kasım 2014, Bildiriler,
(az.: M. Akif Erdoğru, İzmir
, Ege Üniversitesi İzmir
Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını ...................................................................................
M. Akif Erdoğru, Ömer Bıyık, 1481 Tarihli Tire, Birgi, Ayasuluğ ve
Alaşehir Tımar Defteri (Metin ve İnceleme), 1492 Tarihli Biga, Tarhala ve
Bergama Piyade Yoklama Defteri Parçası İle Birlikte, İzmir
,
Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını ....................................
)V
M. Akif ERDOĞRU
M. Akif Erdoğru, Aydınili Mufassal Defteri (Metin ve İnceleme), Tımar ve Yaya
Yoklaması Defteri Parçaları İle Birlikte, İzmir
, Ege Üniversitesi İzmir
Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını ...................................................................................
HABERLER/ SEMPOZYUMLAR .....................................................................................127
Tire Araştırmaları Sempozyumu,
-
Bayındır Araştırmaları Sempozyumu,
Birgi Araştırmaları Sempozyumu,
-
Mart
-
Nisan
Ekim
, Tire İzmir ....................................
, Bayındır, İzmir ...............
, Ödemiş, İzmir ..........................
Vakıflar (aftası M“nasebetiyle Konferans ..............................................................................
DERGİ YAYIN İLKELERİ ..................................................................................................141
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı:
-
,
ALTIPARMAK HACI İLYAS BİN AHMED VAKFİYESİ
M. Akif Erdoğru1
Özet
Bu çalışmada, Ankara’da Tapu ve Kadastro Arşivi’nde muhafaza edilen
Altıparmak Hacı İlyas bin Ahmed’in 1649 tarihli vakfiyesinin sureti
yayınlanmaktadır. Bu vakfiye İzmir şehir tarihi açısından değer taşır. Hacı İlyas,
İzmir’de on yedinci yüzyılın ortalarında yaşamış zengin, hayırsever bir Müslümandır.
İzmir’de Güngörmez Mahallesi ve civarında çok sayıda mülke sahip olmuştur.
İzmir’de bir mescit yaptırdığı anlaşılmaktadır. Bu mescit zaman içinde ortadan
kalmıştır. Bugün İzmir’de bu isimde bir mescit yoktur.
Anahtar Kelimeler: Altıparmak Hacı İlyas, İzmir, vakfiye, mescit
Abstract
The deed of trust of Altıparmak Hacı İlyas in İzmir
The one of the copies of the deed of trust of Hacı İlyas, dated 1649, was first
published in Latin scrift in this paper. Information given in this deed is valuable from
the history of İzmir point of view. Hacı İlyas, a rich Muslim man from İzmir, known as
Altıparmak, declared his trust in 1649 to do Islamic activities in İzmir. His all trust
estates were at the quarter of Güngörmez in Izmir. He constructed a small mosque in
İzmir. In fact, his aim was to convert his small mosque to big mosque in İzmir.
Key words: Altıparmak Hacı İlyas, İzmir, deed of trust, small mosque
Altıparmak İlyas Ağa tam k“nyesi: Altıparmak (acı İlyas bin Ahmed , on
yedinci y“zyıl ortalarında, İzmir in zengin hayırsever M“sl“manlarından biridir. )V.
Mehmed in sultanlığının ilk yılında, İzmir de bulunan mal varlığının bir kısmını
evlâdlık vakıf’ olarak vakfetmiştir. İlyas ağanın kimliği “zerine yeterli bilgiye sahip
değiliz. Evliya Çelebi,
de İzmir i ziyaret ettiği zaman, İzmir de Kale Kapısı
içinde bulunan bir cami ve medreseye ait kitabeyi seyahatnamesine not etmiştir.
Ege Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“, Bornova İzmir, aerdogru@gmail.com,
m.akif.erdogru@ege.edu.tr
M. Akif ERDOĞRU
Bu kitabede, İzmir kadısı (acı İlyas bin Ahmed in
- yıllarında sözkonusu
cami ve medreseyi yaptırdığı belirtilmektedir. Evliya ya göre, bu camiin cemaat
yeri de sağ taraftadır. Bu bilgiye göre, bu İlyas Ağa ile Altıparmak İlyas ağa
arasında bir bağlantı olmalıdır. Altıparmak İlyas ağanın, bu kadı ailesine mensup
olduğu d“ş“n“lebilir.
tarihli vakfiyenin bir sureti, gerekli olur d“ş“ncesiyle,
yılında Tapu ve Kadastro Arşivi Kuyud-ı Kadime Arşivi nde muhafaza edilen
Aydın Evkaf Defteri’nin içine kaydedilmiştir. Devrin İzmir kadısı Ahmed bin
Abd“lkerim vakfın ‘sahih’ bir vakıf olduğunu onaylamıştır. Bu Osmanlı arşiv
belgesi, vakıf tarihi açısından sıradan bir belgedir, ama İzmir şehir tarihi açısından
değer taşır. Altıparmak olarak bilinen bu zat, Ahmed isimli bir M“sl“manın
oğludur. Evi, İzmir de, şeyhülislam ve çelebi gibi İslami “nvanlar taşıyan zengin ve
n“fuzlu M“sl“manların yaşadığı bir mahallede bulunmaktadır. On yedinci y“zyılın
ortalarında limandan dolayı İzmir de ticaret genişleyince, İlyas ağa, ticaretle
uğraşmış, muhtemelen ailesinden de hatırı sayılır bir servet kalmıştır. İzmir in
G“ngörmez Mahallesi nde
yılından önce kendi ismiyle anılan bir han inşa
ettirmiştir. Bu han, elli bir adet h“cre, beş adet d“kkân ile iki adet odadan
m“teşekkildi. Merhum Prof. M“nir Aktepe, Evliya Çelebi nin Altıparmak hanını
zikettiğini belirtir.
yıllarında İzmir de yaptığı araştırmalarda bu han
hakkında bilgi elde edememiştir. Altıparmak Mescidi nin daha sonra camiye
çevrildiğini yazar.
li yılların ortalarında, İzmir hanları “zerine çalışmış olan
Prof. Bozkurt Ersoy da İzmir de bu isimde bir yapının mevcut olmadığını söyler.
Vakfiyeye göre, İlyas ağa, kendi hanının yakınına da bir mescit yaptırmıştır.
İkiçeşmeler şimdiki: İkiçeşmelik mevkiinde de m“lk“ vardır. Asıl amacının, inşa
ettirdiği mescidi ileride cami haline getirmek olduğunu söyler. (anefi-S“nni bir zat
olduğu anlaşılmaktadır. Kadı, m“ft“, m“derris gibi şehrin ileri gelenleriyle yakın
irtibat halinde olduğu gör“lmektedir.
Evliya Çelebi’nin Gözüyle İzmir ve Çevresi, İzmir
, s.
Sözkonusu vakfiyenin bir n“shasının İzmir Vakıflar Bölge M“d“rl“ğ“ Arşivi nde olduğu
biliniyor M“nir Aktepe, İzmir (anları ve Çarşıları (akkında Ön Bilgi , Tarih Dergisi, 25,
İstanbul
, s.
.
Bazı matbu ve dijital yayınlarda Altıparmak İlyas ağanın babasının isminin
(emdem/(emedem şeklinde yazılması doğru değildir. Babasının ismi Ahmed dir.
Evliya Çelebi, Çavuşzade, Beyler, Terc“man, Muhtesip, Mehmed efendi gibi İzmir in belli
başlı hanlarını sıralarken, Altıparmak (anını da belirtir age., s.
.
M“nir Aktepe, agm., s.
M“nir Aktepe, Osmanlı Devri İzmir Cami ve Mescidleri (akkında Ön Bilgi )) , Tarih
Enstitüsü Dergisi, 5-6, İstanbul
, s.
Bozkurt Ersoy, İzmir Hanları, Ankara
, Atat“rk K“lt“r Merkezi yayını, s.
Altıparmak (acı İlyas Bin Ahmed Vakfiyesi
3
Tablo : İzmir de Altıparmak İlyas Ağa Vakfına Ait Akarât
Vakfedilen gelirin cinsi
Bahçıvan evi suyu var
Oda
Saha
Su kuyusu birr-i mai
(avlı
D“kkân
Ev kendi evi
Mahzen
(“cre
Bahçe
Adedi
adet
adet
adet
adet
adet
adet
adet
adet
adet Altıparmak hanında
adet ağaçları, mahzeni ve suyu var
Tablo : İzmir de Altıparmak İlyas Ağa Vakfının (arcama Kalemleri
Görev ve masraf kalemleri
imam
m“ezzin
kayyım
hatip
mum
yağ
hasır
meremmet
tevliyet S“leyman Dilaver e
(acı Osman İlyas ağanın
kardeşi
Zaid olursa
VAKFİYE SURETİ
Mescid iken
Akça
Cami olursa
Akça
-
erkek
+
Kendi
evladına
+
erkek
Kendi erkek evladına
Altıparmak İlyas Ağa Vakfı
Vakfiyye-i ma mul“n bihası Defterhane-i Âmirede hıfz olunub vech-i meşruh
“zere suret vermek buyruldu fi
Ramazan sene , sahh
Tapu ve Kadastro Genel M“d“rl“ğ“ Kuyud-ı Kadime Arşivi nde muhafaza edilen
numaralı Aydın Evkaf Defteri nin b varağında kayıtlıdır.
Ağustos
M. Akif ERDOĞRU
Ma fihi mine l-vakf ve ş-ş“rut ale n-nemrite l-mebsut vakaa li-deyyi ve cera beyni
yeda atıyyi hukimet bi-sıhhatihi ve l“zumihi alemen bi l-hilaf el-cari beyne leimmeti l-eslâf hurrire el-fakir“n“n ileyh s“bhanehu ve teala Ahmed bin
Abdülkerim el-kadı bi-medine-i İzmir el-mahrusa afa anh“ma
Ta liat bima fihi mutabıken li ş-şer iyy“ l-mutahhar nemakah“ l-fakîr
Abdülbaki el-kadı bi-medine-i İzmir el-mahmiyye gafere lehu ve ani l-eslâf
Mensuh ala minval-i aslıhi el-m“mza el-mahtum nemakah“ l-fakir Mustafa
el-me’mur be-rü’yet-i umur-ı şer’iyye el-askeriyye afa anh“ , Mustafa Şefi bada
Mustafa m“h“r
Bismillahirrrahmanirrahim
El-hamd“ li l-lezi halake’l-insan ve suratin fi eyyi suratin ma şae
rakkebe11 s“mme kadr lehu l-erzak ve l-acâl ala mukteziyyi hikmetihi ve lhafiyyetihi h“vellezi yusrifu anan iktida ayade? ila fi l l-hayrat elleti yedhul“ biha
sahibha el-cinân sarfen li l-yerciu anh“ ma-dam hayyen ve ba de tamam el-ecli
yentefu biha ıttıkaen beynen yeşhedu lehu kavl-i Resul-ı Ekrem salliallahu aleyhi
nebiyyihi l-muhterem izamatü’l- İbn-i Adem inkıta’ amele’s-s selase sadaka-ı
cariye ve ilm-i yentefi bihi ve veled-i salih yeduvv ileyh al-hadis ed-d“nya elfaniyye ve küllü men aleyhâ fân13 fe l-akılu yuhsılu zahr“ l-ahıre ta cilen afanna
ve s-salâtu ala eşref min eştille min s“lale-i adena ve efdalu min usturaa? fesaha lbeyân ve semaha l-beyân ve ala alihi ve ashâbihi ellezine fe-iza ve amene be-hazzı
a yan ve ala min teb ihim ila yevme l-lezine bi-ihsân amma ba d“ fe-hâmil-i hâze lvesikat“ l-enika sâhib“ l-nemikiyye er-rushıyye medine-i İzmir s“kkânından
Altıparmak el-Hacc İlyas bin Ahmed nam kimesne Meclis-i şer î-i mutahhar-ı
vacib“ l-itaada vakf-ı atiy“ l-beyâna li-ecli t-tescil m“tevelli nasb ve ta yin eylediği
Süleyman Dilaver mahzarında be-tav -ı ikrar ve takrir-i kelâm ed“b medine-i
mezburede mahkeme-i şerife kurb“nde vaki kendi emlâkından bir tarafı
kıdvet“ l-ulemai l-izam halâ Şeyhülislam Mustafa Efendi hazretleri m“lk“ ve iki
tarafı Mustafa Çelebizâde Ahmed Çelebi m“lk“ bir tarafı tarik-i amm ile mahdud
olub iki bab fevkani ve “ç bab tahtani odaları ve sahayı ve birr-i mai ve havlıyı ve
elinde beşer bab d“kkânları ve ana muttasıl bir bab arakıyyeci d“kkânı “zerinde
bir bab fevkani odayı muhtevi halâ sakin olduğum menzilimi ve yine medine-i
mezburede Kuyumcular sûkunda vaki bir taraf Unud-oğlu m“lk“ ve bir tarafı
Durak Beşe m“lk“ ve bir tarafı Kal’a kethüdası el-Hacc Mehmed Çelebi ve bir
Kuran-ı Kerim, İnfitar : Dilediği herhangi bir surette birleştirdi .
(z. Muhammed şöyle buyurdu: insan öld“ğ“ zaman, amelinin sevabı kesilir, ancak şu “ç
şeyin sevabı kesilmez: sadaka-i cariye, faydalı ilm, kendisine dua eden hayırlı evlat ,
M“slim, hadis no:
.
Kuran-ı Kerim, Rahman : Yery“z“ndeki her canlı yok olacak .
Arakıyyeci: Keçeden takke yapıp satan kişi.
Altıparmak (acı İlyas Bin Ahmed Vakfiyesi
5
tarafı tarik-i amm ile mahdud iki bab birbirine muttasıl kuyumcu d“kkanı ve
Arnun-oğlu Hanı15 kapusunda vaki etrâf-ı selâsesi mezbur Arnun-oğlu emlâkı ve
bir tarafı tarik-i amm ile mahudu olup bir bab mahzen-i kebiri ve Güngörmez
mahallesinde kend“me intima ile tahdidden m“stağni Altıparmak Hanı demekle
ma ruf kend“m bina eyled“ğim fevkani ve tahtani elli bir bab h“cerâtı ona muttasıl
beş bab d“kkân ve bir bab fevkani ve tahtani odayı ve han-ı mezbur kurb“nde
m“ceddeden bina eyled“ğim mescid-i şerifin tahtında vaki iki bab d“kkânı ve
yine mahalle-i mezburede vaki Ömer ağadan iştira eylediğim hadika ki bir tarafı
tarik-i amm ve bir tarafı Lütfullah Çelebi ibn Fazlullah Çelebi m“lk“ ve iki tarafı
Ömer ağa hatunu Âlem Hatun m“lk“ ile turunç ve sair eşcârı muhtevî ve
m“ceddeden bina eyled“ğim iki bab mahzeni m“ştemil hadikayı ve yine medine-i
mezbure kurb“nde İkiçeşmeler nam mevzi de vaki bir tarafı Nurullah Çelebi ve
bir tarafı Yazıcıoğlu Derviş Çelebi m“lk“ ve bir tarafı Osman Çavuş veresesi
m“lk“ ve bir tarafı tarik-i amm ile mahdud bir bab tahtani bağçevan evi ve şecâr-ı
m“tenevviayı ve maiyi havi ve cudrân-ı erbaayı muhtevî olup Kethudayeri
Bağçesi demekle ma ruf olan bir kıt a hadikayı c“mle emlâkdan ifraz ed“p kendi
evlâdım ve evlâdım evladı iç“n li-zikru mislihi hazzi l-“nsayeyn batnen bade batnin
ve karnen ba de karnin ile l-inkıraz vakf-ı sahîh-i şer î ve habs-i sarîh-i mer î kıldım
ve şöyle şart eyledim ki,
Ben huyutda oldukça kendim mutasarrıf olup keyfe ma-yeşa mutasarrıf
olam, tebdil ve tağyiri yedimde olup, zikr olunan han-ı mezbur kurbünde
müceddeden ihdas ve bina eylediğim mescid-i şerifin imamına emlâk-ı
mezburenin gallâtından ve icaresinden beher yevm beş akça ve bir akça
m“ezzinine ve bir akça kayyımına c“mle yedişer akça vazife ile bir salih ve dindar
ve a lemi bi l-beyyine adem imam ola, ezan ve kayyımlığı vazifesin huyutda oldukça
akarımdan beher mah eda ve teslim edem Allahu teala tevfik ederse mescid-i
mezburu kable’l-fevt cami etmek müyesser olursa beher yevm yedişer
imamına ve beş akça hatibine ve “çer akça m“ezzinine ikişer akça kayyımına ta yin
olunub ve mescid-i mezburenin bir akça mumuna ve cami olursa birer akça
mumuna ve birer akça yağına ve birer akça dahi hasırına olup ve beher yevm
evkâf-ı mezburenin meremmeti iç“n beşer akça ve ziyade harcı lazım geldikde izn-i
hâkim“ l-vakt ile ola bu c“mleyi kendim huyutda oldukça akarımdan kend“m eda
edem, vefatımdan sonra mezbur Süleyman huyutda olursa bu c“mlenin “zerine
m“tevelli olup tevliyeti mukabelesinde beher yevm onar akça ve bundan gayrı yine
onar akçaya dahi mutasarrıf ola m“rtezikanın c“mlesi tayin olunan vazifelerin
aldıkdan sonra maadanın c“mlesin zikr olunduğu “zere m“tevelli evlâdıma teslim
ede ve mezbur S“leyman huyutda olmaz ise evlad-) z“kurundan batnen bade
İzmir hanlarıyla ilgili modern çalışmalarda bu hanın ismi geçmez.
Dört tarafı duvarla çevrili.
M. Akif ERDOĞRU
batnin tevliyete kadir kimesne m“tevelli olup vazife-i mezbureye mutasarrıf ola,
eger mezbur S“leymanın evlad-ı z“kuru m“nkariz olursa sair evladımdan batnen
bade batnin aslahı ve anlar m“nkariz olursa akrabamdan bir salih ve m“tedeyyin
adem m“tevelli ola, ve yevmî onar akça dahi el-Hacc Osman huyutda olursa onar
akça verile vefatından sonra evlad-ı evlad ve evladı batnen bade batnin mutasarrıf
ola, ve benim m“nkariz olursa c“mle emlâk-ı mezburenin icarâtı ve gallâtını
karındaşım mezburun evlâdı neslen bade neslin ile l-inkıraz tafsili sabık “zere
mutasarrıf olalar eger karındaşım-ı mezburun evlâdı mukaddem m“nkariz olursa
zikr olunan akçayı dahi kendi evlâdım vech-i muharrer “zere mutasasrrıf olalar elıyazu billah mezkurun c“mlesi m“nkariz olursa emlâk-ı mezburenin c“mlesi
meşrutiyyet üzere m“tevelli zabt ve tasarruf ed“b hasıl ola, c“mle icarât ve
gallesin cem -i mezburun imam ve m“ezzini ve sair levâzımına berây-ı h“km-i şer î
ile her birine taham“llerine göre tevzi olunub m“tevellisi yedinden vazifeleri
veril“b ve sair levâzımına harç ve sarf oluna dey“p emlak-ı mezbureyi fâriğâğ“ şşuğl ve l-iştiğal vâkıf-ı mezbur m“tevelli-i merkuma teslim ol dahi teslim ve kabz “
kab“l ve sair m“tevelliler gibi vakfiyyet üzere zabt ve tasarruf eylediğinde
m“tevelli-i mezbur dahi vakıf-ı merkumun vech-i meşruh “zere carî olan ikrârın
bi l muvacehe tasdik ve bi l-m“şafehe tahkik ed“b umur-ı vakf ve tescil tamam
oldukdan sonra vâkıf-ı merkum inan-ı kıyl “ kalı semt-i ahere masruf ve zimam-ı
cidalı nehc-i ahere ma tuf kılub vakf-ı mezbur ve şart-ı mezkur imam-ı azam ve
h“mam-ı efham pişva-yı k“ll ve rehn“ma- s“bul“ l-misad“ s-sadât, mesned-i
saadet, sırrac-ı allame, kâşif“ l-gumme, hazret-i Ebu Hanife Nu’man bin Sabit elKufî-i Cevzî-i bi l-hayr ve Kufî-i rey-i şerif ve kavl-i m“nifleri “zere l“zumı
m“n adim olup yine evvelki gibi mülküme ilhak ederim dey“ vakf-ı mezburdan
r“cu ve mukaddemâ nizaa ş“ru edecek m“tevelli-i mezbur S“leyman bi lmukabele muhasama ve m“cadele ed“p egerçe imam-ı azam Ebu Hanife
hazretleri katında l“zum m“nadim ise lakin imameyn-i h“mameyn şemseyn-i
mu tebereyn Ebi Yusuf bin Ya’kub imam-ı sani ve imam-ı salis-i bi-sani
Muhammmed bin Hasan eş-Şeybanî katlarında tescil-i şer i ve teslim-i ile lm“tevelli olıcak vâkıf l“zum ve lâzibdir dey“b imameyn-i m“şar“nileyh“ma kavl-i
şerifleri “zere vakf-ı meburun l“zumuna h“km taleb ederim dey“ redden imtina
ed“b mevki -i ala haze l-kitab hazretleri huzur-ı şeriflerinden h“km-i şer î kavîm
talibân ve ragıbân olduklarında hâkim-i m“şar“nileyh canibeynin deliline nazar
ed“b canib-i vakfı evla gör“b evvelâ sıhhat-ı vakfiyyete ve saniyen l“zumuna h“km
ed“p mahkum“n bih olmağla mecma -ı aleyh olup minbad nakz ve nakzına muhal
ve tağyir ve tebdiline imkân-ı m“ctemi l-ihtimal oldu vakfen, sahihen, şer iyyen,
sarihen, mer iyyen ba dema femen beddelehu ba’de ma semiahu fe innema
ismühu alellezine yubeddiluneh innellahe semiun aliym cera zalike gurre-i
Kuran-ı Kerim, Bakara
. kim bunu işittikten sonra onu değiştirirse kuşkusuz bunun
g“nahı onu değiştirenlerin boynunadır. Ş“phesiz ki Allah işitendir, bilendir .
Altıparmak (acı İlyas Bin Ahmed Vakfiyesi
7
şehr-i Cemaziyelahir li-sene tis a ve hamsîn ve elf min hicret-i men leh“ l izz ve şşeref
Şuhudül-hal
A lem“ l-ulemâi l-izam Mustafa Efendi ibn Derviş Mehemmed el-m“fti halâ
Fahr“l-kudât Mehmed Efendi ibn Abdülkerim
Zahr“ l-akrân Es-seyyid Mehmed Efendi ibn Mahmud çavuş
Umdet“ l-kudât Abdullah Efendi ibn Sadık Efendi
Fahr“ l-m“derrisîni l-kirâm Mehmed Efendi ibn Ahmed Efendi
Kâtib“ l-hurûf Mehemmed bin el-Hacc Mehemmed eş-şehir be-Papuçcu-zâde
Hamza Efendi ibn Ali el-hatib
Hüseyin Başa ibn Hasan
İbrahim Çelebi ibn Mehemmed
Yusuf Çelebi ibn Mehmed
El-Hacc Osman ibn Ahmed
Ali Paşa ibn Abdullah
Usta Mehemmed bin Mustafa
Mehmed Çelebi ibn El-Hacc Nuh
Hasan Çelebi ibn el-Hacı Ali
Abdülğani ibn Hüsameddin
Muslihüddin ibn Hasan Dede
Fahr“ l-akrân Mustafa Ağa ibn Abdullah
Umdet“ l-m“derrisîn“ l-kirâm Mustafa efendi ibn Yusuf çavuş
Mefhâr“ l-m“derrisîn Hüseyin efendi biraderi o
Fahr“ s-sadât es-Seyyid Ali efendi ibn Mehmed Çavuş
Abdülkerim Efendi ibn Sadık efendi el-merhûm
Mustafa Çelebi ibnü’l-merhum Pir Ali Efendi
Ahmed Çelebi birader-i o
Mehemmed Çelebi ibn Abdülkadir
(aziran
M. Akif ERDOĞRU
Altıparmak (acı İlyas Bin Ahmed Vakfiyesi
9
M. Akif ERDOĞRU
Altıparmak (acı İlyas Bin Ahmed Vakfiyesi
11
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı:
-
,
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı:
-
,
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE
İZMİR’E DOĞRU GAZETESİ MUHABİRİ MUVAHHİD BEY’İN
AKHİSAR- AFYON İZLENİMLERİ (5-8 Mayıs 1920)
Muhammet Güçlü
Özet
İzmir’in tanınmış eğitimcilerinden Mustafa Necati Bey ile H. Vasıf Bey işgalden
sonra Balıkesir’de buluşarak 16 Kasım 1919 tarihinde İzmir’e Doğru adlı bir gazete
çıkardılar. Gazetede Vasıf Bey genelde İzmir, Mustafa Necati Bey ise milli konular
üzerine yazılar yazdı.
Muvahhid Bey, okuyuculara bilgi aktarmak üzere 1920 yılının Mayıs ayı
başında Batı Anadolu’da bir yolculuğa çıktı. Yolculuk sırasında Akhisar, Göl
Marmara, Salihli, Alaşehir ve Uşak’tan geçmiştir. Bu kasabalar arasında Göl
Marmara, Alaşehir ve Uşak’ın idari, nüfus, sosyal-ekonomik, eğitim ve Kuva-yı
Milliye’ye bakışları hakkında detaylı bilgiler vermiştir. Muhabirin notlarında
Alaşehir’den sonra bir istasyonda gördüğü meyan kökü hakkında da doyurucu bilgi
bulunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Milli Mücadele, İzmir’e Doğru Gazetesi, Muvahhit Bey,
Göl Marmara, Alaşehir, Uşak
THE IMPRESSIONS OF MUVAHHİD BEY REPORTER OF “NEWSPAPER TO
İZMİR” FOR AKHİSAR-AFYON DURING THE PERIOD OF NATIONAL STRUGGLE
(MAY 5-8, 1920)
Abstract
After the occupation, Mustafa Necati Bey who was well known educationalist
of İzmir and H. Vasıf Bey met at Balıkesir and published a newspaper entitled “The
Newspaper To İzmir” in November 16, 1919. In generally, H. Vasıf Bey has written
about İzmir, Mustafa Necati Bey has written obout national subjects.
To narrate information to readers Muvahhid Bey went on a journey at the
west Anatolia in the beginning of May 1920. During the journey he has passed from
Akhisar, Göl Marmara, Salihli, Alaşehir and Uşak. He has given detailed information
related to governmental, population, social-economic, educational and the viewpoint
for the national forces (Kuva-yı Milliye) for Göl Marmara, Alaşehir and Uşak from
Muhammet GÜÇLÜ
those towns. In the notes of the reporter, also there was a satisfactory information
about licorice root at a station after Alaşehir.
Keywords: National Struggle, The Newspaper To İzmir, Muvahhit Bey, Göl
Marmara, Alaşehir, Uşak
Giriş: İzmir’e Doğru Gazetesinin Yayınlanması
İzmir de )). Meşrutiyet sonrası kurulan Donanma ve Milli M“dafaa
Cemiyetleri
Şubat
tarihinde İttihatçı savıyla kapatıldı, b“t“n para ve
mallarına el konuldu. İzmir in işgaliyle beraber ise Hilal-i Ahmer dışında b“t“n
T“rk cemiyetleri kapatılmıştır. Söz konusu cemiyetlerde çalışan ve milli
faaliyetlerde bulunan aydınlar şehirden ayrılmak zorunda kalmıştır. Ç“nk“ bunlar
Rumlar ile Damat Ferit Paşa h“k“metinin atadığı m“lki ve askeri idareciler
tarafından mimlenmişlerdi. Bu aydınlar arasında T“rk Ocağı nın idare heyetinde
yer alan (. (“seyin Vasıf Çınar Bey, Mustafa Necati Bey, (aydar R“şt“ Öktem
Bey i diğerleri Ragıp Nurettin, Dr. (acı (asanzade Ethem sayabiliriz. Bunlardan
(. Vasıf Bey T“rk Ocağı nın m“d“r ve murahhas-ı mesul olmasından dolayı İzmir
Tiyatrosu nda Ocağın yaptığı kapalı mitingde
Mart
bir nutuk vermişti.
Mustafa Necati Bey ise Redd-i İlhak Cemiyeti imzası taşıyan beyannameyi yazanlar
arasında diğerleri Moralızade (alit ile Ragıp Nurettin bulunuyordu. Ayrıca
Mart
tarihinde M“dafaa-i (ukuk-u Osmaniye Cemiyeti, Milli K“t“phane nin
sinemasında Ege nin b“t“n m“ft“ ve belediye reisleriyle her kazadan iki ve
livalardan “ç delegenin katılımıyla b“y“k bir kongre topladı. Kongrede ilk söz“
T“rk Ocağı temsilcisi Vasıf Çınar Bey aldı. Genç hatip ateşli sözleriyle kongre
“yelerini heyecanlandırdı. Vasıf Bey in konuşması beğenildi, fakat (“rriyet ve İtilaf
Fırka sının saldırısına uğradı. Yaşar Aksoy, (. Vasıf Bey i Maşatlık Mitingi nde
konuştursa da olayların içinde yer alan Eczacıbaşı S“leyman Ferit Bey , (aydar
Yrd. Doç. Dr., Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“, Kampus/Antalya
Celal Bayar, Ben De Yazdım, C. , İstanbul,
, Sabah Kitapları , s. .
Yaşar Aksoy, Bir Kent Bir İnsan, İstanbul,
, s.
.
(aydar R“şt“ Öktem, Mütareke ve İşgal Anıları, (az. Zeki Arıkan, Ankara,
, s. .
T“lay Alim Baran, Vasıf Çınar ve İzmir’e Doğru Gazetesi Yazıları, İstanbul,
, s. .
(aydar R“şt“ Öktem, age. , s. , ; İzmir de ailesinin yanında bulunan Albay Kazım
Özalp Bey, işgalden bir g“n önce
Mayıs Park Kıraathanesi, (“k“met Meydanı ve
Lise binasında yapılan toplantıya Mustafa Necati Bey, (aydar R“şt“ Bey, Anadolu gazetesi
yazarlarından Reşat Bey, Gagıp Nurettin Bey ve Moralızade (alit Bey in katıldığını, bunlar
hazır olduğu halde Redd-i İlhak (eyeti imzalı bir beyanname yazıldığını ve (aydar R“şt“
Bey in Anadolu matbaasında basılarak dağıtıldığını belirtir. Kazım Özalp, Milli Mücadele
1919-1922, C. ), Ankara,
, . bs. , s. - .
Celal Bayar, Ben De Yazdım, C. , s.
.
Yaşar Aksoy, age. , s.
.
Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs
15
R“şt“ Bey ve daha da önemlisi Vasıf Bey işgal sırasında İzmir de olmadığını
söyleyerek bu bilgiyi doğrulamamaktadır.
Anadolu gazetesi sahibi (aydar R“şt“ Bey işgalden sonra “ç ay İzmir de
tebdili kıyafet saklandıktan sonra Akhisar, İstanbul, Bursa, Ankara “zerinden
Antalya ya gelmiştir. Yunus Nadi nin etkisiyle olmalı
Kanun-u evvel
tarihinde gazetesini Antalya da Anadolu adıyla yayınlamaya başlamıştır. Diğer
isimlerden (. Vasıf Bey işgalden önce Mustafa Necati Bey ise işgalden beş g“n
sonra İzmir den ayrılmıştır. Mahmut Celal Bayar Bey e göre T“rk Ocakçı
arkadaşlara Necati, Vasıf ilaveten Albay Kazım Bey
. T“men Komutanı ile
Albay Bekir Sami Bey in XV)). Kolordu Komutan vekili yolları
Mayıs ta
Bandırma da kesişti. Buradan Balıkesir e hareket ettiler. (. Vasıf Bey in Redd-i
İlhak Cemiyeti M“fettişi olarak faaliyete başlaması uygun gör“ld“. Albay Kazım
Bey Kuva-yı Milliye nin gayesini anlatmak amacıyla Mustafa Necati Bey in
idaresinde, Vasıf Bey ile kardeşi Esat Bey tarafından Balıkesir de İzmir e Doğru
gazetesinin
Kasım
tarihinde çıkarıldığını belirtir. O g“n“n ifadesiyle
Balıkesir Kuva-yı Milliye karargahında daire-i mahsusasında İzmir e Doğru adıyla
Teşrin-i sani
tarihinde çıkmaya başlayan gazete amal-i milliyeyi m“dafaa
edecek yazılar kabul edecektir. (aftada iki defa çıkan gazetenin M“d“r-i Mes ul“
(. Vasıf Bey olarak göz“kmektedir. Ayrıca (. Vasıf Bey in Balıkesir e geldikten
sonra Numune Mektebi T“rkçe öğretmenliğine atandığını anlıyoruz. İzmir e Doğru
gazetesinin ilk sayısında yer alan Tayin başlıklı haberde Sultani Mektebi nin
g“nd“zl“ hale dön“şt“r“ld“ğ“ belirtilmekte ve Mezkez-i Liva Numune Mektebi
T“rkçe Muallimi (“seyin Vasıf Efendi terfien Sultani kısm-ı İbtidai muallimliğine
tayin kılınmıştır denilmektedir. Kendisi de eski bir maarifçi olmasından dolayı
(. Vasıf Bey in gazete sayfalarında eğitim sorunları ile öğretmen atamalarına sıkça
yer verdiğini gör“yoruz.
(aydar R“şt“ Öktem, age. , s. .
Muhammet G“çl“, Antalya da Yerel Basının İlk Temsilcisi: Antalya da Anadolu Gazetesi
Aralık
- Eyl“l
Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi,
,
G“z, s. - .
Antalya da Anadolu,
Kanun-u evvel
; Muhammet G“çl“, agm. , s. - .
İzmir’e Doğru, Yay. (az. Oktay Gökdemir, İzmir,
, İBB. Kent Kitaplığı Dizisi: , s.
.
(aydar R“şt“ Öktem, age. , s. .
Celal Bayar, Ben de Yazdım, C. , İstanbul,
, Sabah Kitapları , s.
. Bandırma
karşılaşmasından sonra İstanbul a giden Mustafa Necati Bey yoluna devam etmiş
olmalıdır. Ç“nk“ bir başka gör“şe göre Mustafa Necati Bey Dahiliye Nezareti tarafından
Balıkesir Mutasarrıf yardımcılığına atandığı için Balıkesir e gelmiştir. İzmir e Doğru, s. .
Kazım Özalp, age. , s. , .
İzmir’e Doğru, s. - .
İzmir’e Doğru, s. . (. Vasıf Bey in kendi ifadesine göre İzmir de Mustafa Necati Bey ile
beraber kurdukları Özel Şark Mektebi İdadisi nde Tarih Öğretmeni olarak çalışmıştır.
İzmir e Doğru, s.
.
Muhammet GÜÇLÜ
İzmir e Doğru gazetesinin yayınlanmasından “ç g“n sonra toplanan
. .
ve “ç g“n devam eden Balıkesir Kuva-yı Milliyesi nin kongresinde (eyet-i
Temsiliye ile muhabere edilerek Redd-i İlhak adı M“dafaa-i (ukuk Cemiyeti olarak
değiştirildi. (. Vasıf Bey in adı kongre sonunda oluşturulan (eyeti Merkeziye
azaları arasında geçmektedir. Bundan sonra (. Vasıf Bey i Belediye Meydanı nda
İzmir
Kasım
ve İstanbul
Mart
için yapılan mitinglerde (eyet-i
merkeziye azası olarak ateşli konuşmalar yaparken gör“yoruz. Ayrıca o İzmir
Şimal Mıntıkası (eyet-i Umumiye toplantısında
Mart
yer almış ve (eyeti merkeziye adına “ç aylık faaliyet hakkında bilgi vermiştir. İzmir e Doğru
gazetesinin
ve
nolu n“shasında
,
Ocak
Nazar-ı Dikkate denilen
duyuruda Mektep-i (ukuk mezunlarından gazetemiz Ser Muharriri Mustafa
Necati ve Tahrir M“d“r“ Mehmet Esat Bey ler (“k“met Caddesi nde k“şat ettikleri
yazıhanede İcra-yı Vekâlete başlamışlardır. Bilumum mahkemede dava kabul ve
devair-i resmiyede iş takip ederler denilmektedir.
Ocak
tarihinde
yayınlanan
nolu n“shadan itibaren de Sahib-i İmtiyaz ve M“d“r-i mesul olarak
(. Vasıf Bey göz“kmektedir. Bu ifadeden İzmir e Doğru gazetesinin (. Vasıf
Bey in olduğunu anlıyoruz. Bundan sonrada gazetede Dava Vekilleri Mustafa Necati
Ser Muharrir ve Mehmet Esat Tahrir M“d“r“ Bey lerin ilanları çıkmaya devam
etmektedir. Bir s“re Avukatlık ve sermuharrirliği beraber göt“rd“kten sonra
Ankara da açılacak Milli Meclis için yapılan seçimlerde Saruhan Mebusu seçildi.
Nisan
tarihli İzmir e Doğru gazetesinden öğrendiğimize göre Sermuharrir
Mustafa Necati Bey Meclis-i Milli için yapılan seçimde Saruhan Sancağı ndan Mebus
seçilmiştir. Bu y“zden
Nisan Perşembe g“n“ kalkacak tren ile Ankara ya gitmek
“zere Balıkesir den ayrılacaktır. İstanbul un işgalinden sonra Balıkesir-Ankara
bağlantısının tren ile Akhisar, oradan araba ile Salihli ve yeniden tren ile Afyon
“zerinden Ankara olduğunu belirtmekte yarar vardır. Örneğin Mayıs
tarihli
İzmir e Doğru gazetesinden B“y“k Millet Meclisi “yeliklerine seçilen (eyet-i
Merkeziye azasından M“ft“zade Abdulgafur Efendi ile Ses gazetesi sahibi
Çantayzade Basri Bey in Akhisar ve Salihli yoluyla Ankara ya ulaşmak “zere
hareket ettiğini öğreniyoruz. Muvahhid Bey in de aynı yol g“zergâhından aynı
ulaşım araçlarıyla aynı tarihlerde Afyon a kadar gittiğini mektuplarından
anlıyoruz.
n“sha
Balıkesir de yayınlanan İzmir e Doğru gazetesinin son sayısı olan
nolu
(aziran
tarihine yayınlanmıştır. Son n“shada da Sahib-i İmtiyaz ve
Kazım Özalp, age. , s. .
İzmir’e Doğru, s. - ,
,
İzmir’e Doğru, s.
,
,
.
İzmir’e Doğru, s.
,
.
İzmir’e Doğru, s.
.
-
.
Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs
17
M“d“r-“ mesul olarak (. Vasıf Bey yazılıdır. (. Vasıf Bey gazetede İzmir işgali ve
buna bağlı gelişen olaylar hakkında makale yazmayı tercih etmiştir. Bunlardan bir
kaçı İzmir T“rk t“r
Ocak
, İzmir siz Anadolu Yaşayamaz
Nisan
,
Mayıs
Mayıs
adlı makaleleridir. Mustafa Necati Bey ise
İzmir e Doğru gazetesinde Asya da (akimiyet ve (ak M“cadeleleri
Aralık
, Anadolu İnkılabı
Ocak
, Anadolu nun Sesi
Mart
gibi
milli dava “zerine yirmiden fazla makale yazmış olup bunlar içinde belki de en
önemlisi Anadolu İnkılabı adlı yazısıdır. Ayrıca Mustafa Necati Bey in Oktay
Gökdemir in ifadesiyle hemen hemen b“t“n yazılarında İzmir e değindiğini
vurgulamak gerekir. Balıkesir in işgali “zerine İzmir e Doğru gazetesi yayınına
son verdi ve (. Vasıf Bey e Ankara yolu göz“kt“. Nail Moralı hatıratında
Antalya dan Ankara ya giderken
yılının son ayları Vasıf Bey ile Mustafa
Necati Bey i Eskişehir de Çerkez Ethem ile tanışıklıklarından öt“r“r terk edilmiş
olarak görd“ğ“n“, durumları hakkında Ankara ya ulaştığında Maarif Vekili
(amdullah Suphi Bey e söz ettiğini, onun da ikisini Ankara ya çağırdığını belirtir.
Böylece geleceğin iki Maarif Vekili selefleri tarafından Ankara ya getirtilmiş ve (.
Vasıf Bey i Maarif Vekâleti Özel kalem M“d“rl“ğ“ ne atamıştır.
A- Muvahhid Bey ve İzmir’e Doğru Gazetesi
Balıkesir de neşredilen İzmir e Doğru gazetesi İstanbul da bulunan bazı
aydın ve gazetecilerin yazılarını yayınlıyordu. Örneğin Pierre Loti nin Bize Lazım
Olan M“ttefikler adlı makale serisini eski Matbuat Umum M“d“r“ Recaizade
Erc“ment Ekrem Talu Bey in terc“mesi ile yayınlamaya başladığı
Ocak
gibi Aka G“nd“z “n Vatanın Sesi adlı şiirine
Mart
sayfalarında yer
veriyordu.
Mart
tarihinde İstanbul resmen işgal edilince bir kısım aydın,
gazeteci ve mebus Anadolu nun yolunu tutmak zorunda kalmıştır. Bunlardan
(alide Edip ve İzmir Mebusu ve Yeni G“n gazetesi Sermuharriri Yunus Nadi Bey
İzmir’e Doğru, s.
; İzmir’e Doğru Gazetesi hakkında bir inceleme için bakınız: Erol
Kaya, Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi , Turkish Studies, Volume / ,
Winter
, s.
.
İzmir’e Doğru, s.
,
,
,
,
,
,
- . (. Vasıf Bey in İzmir e Doğru
gazetesinde çıkan yazıları için bakınız: T“lay Alim Baran, Vasıf Çınar ve İzmir e Doğru
Gazetesi Yazıları, İstanbul,
.
Nail Moralı, Mütarekede İzmir Önceleri ve Sonraları, Yay. (az. Erkan Serçe, İBB K“lt“r
Yayını , İzmir,
, s.
.
T“lay Alim Baran, age. , s. - .
İzmir e Doğru, s. ,
. Recaizade Erc“ment Ekrem ile Aka G“nd“z
OcakMart
tarihleri arasında İstanbul da Alay adlı mizah gazetesini yayınlamışlardır. Yaşar
Zorlu, M“tareke İstanbul unda Mizah Gazetesi Alay ve Politik Tavrı , NWSA-Humanites, C.
, S. ,
, s. .
Muhammet GÜÇLÜ
Ankara ya gitmiştir. İzmir e Doğru gazetesinin
Mart
tarihli n“shasında
İstanbul da tutuklananların isimleri verildikten sonra Meclis-i Mebusan Reisi
Celaleddin Arif Bey, Antalya Mebusu (amdullah Suphi Bey ile (alide Edip (anım ın
aranılmış ise de bulunmadığı bildiriliyordu. Yunus Nadi Bey, İstanbul da çıkardığı
Yeni G“n gazetesini Ankara da Ağustos
tarihinde Anadolu da Yeni G“n
adıyla yayınlamaya başladı. İzmir e Doğru gazetesinin
Nisan
tarihli
n“shasından öğrendiğimize göre Meclis-i Mebusan azasından Sivas Mebusu Bekir
Sami ile Antalya Mebusu (amdullah Suphi Beyler de Ankara ya ulaşmışlardır.
İstanbul aydınlarının bir kısmı yakınlığından dolayı önce Bursa, Balıkesir,
Bandırma ya giderken buraların işgali “zerine (aziran
Afyon “zerinden
Antalya ya gidenler bile olmuştur. Örneğin (alide Edip hanımın babası önce
Bursa ya gitmiş buranın işgali “zerine Antalya ya gitmek zorunda kalmıştır.
Alaşehir Kaymakamı Bezmi Nusret Kaygusuz Bey o g“nleri anlatırken işgal
öncesi kasabanın adeta boşaldığını, M“sl“man ahalinin neredeyse tamamının
Afyon a gittiğini ve (alide Edip in babası Edip Bey in de içinde bulunduğu bir kafile
ile Afyon dan Antalya ya gittiğini, Alaşehir halkının dörtte birini orada bulduğunu
belirtmektedir. Biraz sonra detayı ile okunacağı gibi İzmir e Doğru gazetesinde
yayınlanan bir haberden Balıkesir e gelen muhacirinin sayısının (ilal-i Ahmer e
göre en az bin olduğunu öğreniyoruz.
İzmir e Doğru gazetesinde yazanlar arasında İzmir de İdadi İkinci M“d“r“
İsmail (abib Sev“k Bey ile Muvahhid Bey gibi aydınlar da bulunmaktadır.
(alide Edip Adıvar, Türkün Ateşle İmtihanı, X). bs. , Atlas Kitabevi, İstanbul,
, s.
;
Nisan
tarihli İzmir e Doğru gazetesinde yer alan Mebuslarımızın Ankara ya
Muvasalatı başlıklı haberden Ankara ya giden diğer Mebusların adları öğrenilebilir.
İzmir’e Doğru, s.
.
İzmir’e Doğru, s.
.
(ıfzı Topuz, II. Mahmut’tan Holdinglere Türk Basın Tarihi, İstanbul,
, s.
.
İzmir’e Doğru, s.
.
(alide Edip Adıvar, age. , s.
.
Bezmi Nusret Kaygusuz, Bir Roman Gibi, İstanbul,
, . bs. , İBB K“lt“r Yayını , s.
.
İzmir’e Doğru, s.
.
Yaşar Aksoy, age. , s.
; Bu lise İttihat ve Terakki Cemiyeti nin İzmir de açtığı
Ticaret Mektebi nin Şubat
tarihinde kapatılmak istenmesi “zerine Vilayet (ususi
İdaresi Enc“meni azalarının İkinci İdadi adıyla b“nyelerine aldığı idadi olmalıdır. Celal
Bayar, Ben De Yazdım, C. , s. . İsmail (abib Sev“k Bey, (ukuk Mektebi ni bitirdikten
sonra hayata atılmak “zere Mart
tarihinde İnebolu ya geldi. İsmail (abib Sev“k,
Yurttan Yazılar, Ankara,
, . bs. , s.
. İsmail (abib Bey Kastamonu İdadisi nde
Edebiyat Öğretmenliği, Balıkesir de yayınlanan İzmir’e Doğru gazetesinde yazarlık ve
Kastamonu da yayınlanan Doğru Söz
(aziran
gazetesinde yazarlık ve
başyazarlık yaptı. (ıfzı Topuz, age. , s.
. İsmail (abib Bey hatıratının bir yerinde
okulun ardından hayata atıldıktan sonra ömr“m hemen hep Kastamonu da geçti; orada
Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs
19
Bunlardan İsmail (abib Sev“k Bey İzmir e Doğru gazetesi nde İzmir i konu
edindiği G“zel Belde
(aziran ve İmanın Nuru
(aziran adlı makaleler
yazmıştır. Çalışmamıza konu teşkil eden Akhisar-Afyon yolculuğunu yapan
Muvahhid Bey in kim olduğunu belirleyemedik. Ama onun yolculuk sırasında
Akhisar ve Alaşehir de kaldığı otellerin konforsuz olması “zerine Karilerimize
hizmet etmek istediğimiz için bu gibi zahmetlere katlanacağız demesi gazete adına
seyahat ettiğini kanıtlamaktadır. Muvahhid Bey isminden yola çıkarak onun aktör
Ahmet Refet Muvahhid Bey olduğu söylenebilir. Bir s“re sonra eşi olacak olan
Emine Bedia Şekip in belirttiği ve ekte sunduğumuz resmin altında gör“ld“ğ“
gibi onun adı Muvahhid şeklinde kullanmaktadır. Biz burada Muvahhid Bey in Mayıs
tarihleri arasında Akhisar-Göl Marmara-Salihli-Alaşehir-UşakAfyon a araba ve tren ile yaptığı seyahati “zerinde duracağız. Bu seyahati hakkında
yazdığı mektuplarında daha önce yazdığını belirttiği mektuplarına b“t“n n“shaları
incelediğimiz halde rastlayamadık. Ama onun mektuplarına dayanılarak yazıldığı
izlenimi veren haberlere rastladık. Bu d“ş“ncemizi çağrıştıracak İzmir e Doğru
gazetesinin
Mayıs
tarihli n“shasında (ilal-i Ahmer Aşhanesi başlıklı
haberinde Akhisar (ilal-i Ahmer İmdad-ı Sıhhıye (eyeti tarafından Balıkesir deki
muhacirinden yevmiye bin n“fusa her g“n sıcak yemek verilmek “zere bir aşhane
k“şat edilmiştir. (ilal-i Ahmer in bu husustaki mesaisini ş“kran ile yad eder ve
gayur ve m“teşebbis reisi Dr. Şemseddin Bey kardeşimizi tebrik ederiz
denilmektedir. Öyle anlaşılıyor ki bölgeyi dolaşma geleneği gazetenin imtiyaz
gençlerden pek çok öğrencim var derken, başka bir yerinde
yazında Mustafa Kemal
Paşa yı ziyaretini anlatırken ise yedi sekiz yıldır aralarında yaşadığım ve kendilerine en
candan hemşerilerim göz“yle baktığım Kastamonulular ... demektedir. İsmail (abib
Sev“k, Atatürk’le Beraber, (az. L“tf“ Tınç, İstanbul,
, s. ,
. Bu durumda İsmail
(abib Bey hayatının hangi döneminde İzmir de çalışmıştır bunu anlayamadık.
İzmir’e Doğru, s.
,
.
Kaynaklarda farklı bilgiler olsa da Aktör Ahmet Refet Muvahhid in Emine Bedia Şekip ile
Milli M“cadele nin sonlarına doğru evlendiği anlaşılmaktadır. Baki Sarısakal a göre bu
evlilik
yılında yapılmıştır. Bedia Muvahhid bir röportajda
yılında Muvahhid
ile yeni evlendiği sırada Muhsin Ertuğrul un (alide Edip in Ateşten Gömlek ini filme
uyarlarken kendisine oynamasını teklif ettiğini belirtir. Böylece T“rk sinemasının ilk
kadın oyuncularından Bedia Muvahhid adı oluşmaya başlamıştır. Uzun yaşamayan Ahmet
Refet Muvahhid
yılında vefat etmiştir. Baki Sarısakal, Sahneye Çıkan İlk T“rk Kadını
Afife
Jale ,
www.bakisarisakal.com/sahneyecikanilkturkkadini.pdf;
Giovanni
Scognamillo, Türk Sinema Tarihi, Kabalcı Yayınevi, . bs. , İstanbul,
, s. ; M“jgan
Yıldırım, T“rk Sinemasında Kadınlar Bedia Muvahhit , Film V(S Video Kaset , Marmara
Üniversitesi G“zel Sanatlar Enstit“s“ Sahne ve Gör“nt“ Sanatları Anabilim Dalı Sanatta
Yerlilik Tezi, İstanbul
. Giovanni Scognamillo nun çalışmasında Aktör Ahmet Refet
Muvahhid Bey den hiç söz edilmemesi ve Bedia Muvahhid in yazarın ifadesi ile Özel
Konuklar arasına alınmaması pek manidar bir tarzdır.
earsiv.sehir.edu.tr
İzmir’e Doğru, s.
.
Muhammet GÜÇLÜ
sahibi ve mesul m“d“r“ (. Vasıf Bey den kaynaklanmaktadır. Ç“nk“ (. Vasıf Bey,
Nisan
tarihinde yayınlanan (ak ve (akikat Daima (âkimdir adlı baş
makalesini
Nisan
tarihinde Balya dan gönderdiği anlaşılıyor.
B- Akhisar-Salihli Yolculuğu
Muvahhid Bey in - Mayıs
tarihinde Salihli den yazdığı ve
Ankara dan Mektuplar Akhisar dan Salihli ye ) adlı ilk mektubu
Mayıs
tarihli
nolu İzmir e Doğru gazetesinin birinci ve ikinci sayfalarında
yayınlanmıştır. Muvahhid Bey yolculuğunun başlangıcı olan Balıkesir den
Akhisar a muhtemelen tren ile geldi. Burada kimlerle temas etti, neler yaşadı bunu
bilemiyoruz. Bahsettiği önceki mektubuna ulaşılabilse belki yolculuğunun Akhisar
kısmı hakkında bilgi edinilebilir. Ama Alaşehir de konakladığı otel hakkında bilgi
verirken Buradaki otel hayatımız da Akhisar ın aynı! Belki daha fena! Ne yapalım,
karilerimize hizmet etmek istiyoruz diyerek Akhisar daki otel hakkında bir
kıyaslama bilgisi vermektedir.
Muvahhid Bey Mayıs
sabahı araba ile Akhisar dan ayrıldıklarını vakit
erken olduğundan kimsenin evinden çıkmadığını, kasabanın pazarı olmasından
dolayı çalışkan köyl“ler ile bilhassa zavallı, cefakâr köyl“ kadınlarının fazlaca göze
çarptığını söyl“yor. Akhisar ın bağ mıntıkasını seyrederek ve g“zel bir bahar
sabahında bir hayli yol aldıktan sonra saat iki buçukta Göl Marmara nahiyesinin
merkezine vardık. Akhisar a bağlı olan nahiye çepeçevre bağ ve palamutluklarla
çevrili şirin bir yerdir. Fakat arkasında Yunan askerlerini saklayan dağların eteğini
uzunlamasına bezeyen evler, binalar maalesef boş, ticarethaneler kapalıdır. Ç“nk“
burada herkes rezil ve kudurmuş d“şmanı kovmakla meşguld“r. Namus ve şerefini
çiğnetmemek isteyen bir milletin yapacağı en tabi iş budur. (er g“n komşu köyleri
bin t“rl“ köt“l“kle imha eden ve aşağılayan, ekilmiş y“zlerce dön“m arazinin
mahsul“n“ s“vari hayvanlarına çiğneten ve yediren Yunan canavarları buradan
çekilmedikçe T“rkler için huzur ve mutluluk kolay değildir. Göl Marmara ahalisinin
din ve vatan savunması uğrunda gösterdikleri vatanseverlik ve fedakârlıklar
hayret verici ve takdire şayandır. G“zel bir nahiye olan Göl Marmara dokuz köy ile
k“ç“k bir nahiye merkezinden ibarettir. Toplam n“fusu
hane
.
kişi
kadardır. Nahiye merkezi takriben
hanede
n“fus barındırırken bunun
hanede
“ Rumlara aittir. Başlarında Papazları olduğu halde b“t“n teşkilatı
ile hala T“rklerin sağladığı ortamda yaşayan hatta kılına bile dokunulmayan
Rumlar bile Yunanlıların yaptığı vahşetleri kınamakta ve şiddetle telin
İzmir’e Doğru, s.
. Bu arada İzmir’e Doğru gazetesinin haberinden
Mayıs
Balıkesir de (ak Yolunda adıyla haftada “ç defa olmak “zere bir gazetenin daha
yayınlandığını öğreniyoruz. İzmir’e Doğru, s.
.
İzmir’e Doğru, s.
.
Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs
21
etmektedirler. Yunanlılar işgal ettikleri köyler ahalisini tarlalarına gitmekten bile
men ederken, Göl Marmara Rumlarının burada sahip olduğu h“rriyet ve mutluluk,
hangi milletin daha tamamlayıcı ve kabiliyet-i idareye sahip olduğunu açık ve canlı
bir surette gösterir. Medeni devletler başımıza d“nyanın olanca musibetlerini
yağdırsın biz T“rkler vakar ve şefkat d“sturundan yine ayrılmayacağız, şanlı ve
parlak tarihimizi daima böyle nezih bir halde yaşayacağız.
Göl Marmara nahiye merkezinde “çer sınıflı erkek ve kızlara mahsus iki
iptidai mektep vardır. Mektepler bina ve tahsil itibariyle muntazam ise de en k“ç“k
yavrular bile vatanın kurtuluşu ile alakadar oldukları için d“zenli olarak devam
edememişlerdir. Ama hiçbir endişesi olamayan ve en geniş bir h“rriyete sahip olan
Rum vatandaşlarımız kiliselerinin bitişiğindeki mekteplerinde b“t“n çocuklarını
g“r“l g“r“l okutmaktadırlar. Göl Marmara vakıfları meşhurdur. ))). Sultan
Mehmet in s“tanası (alime (atun tarafından burada kargir medrese, imaret,
hamam, misafirhane gibi vakıf m“esseseleri inşa ettirilmiştir. Bunlara bir çok
karşılık gösterilmiştir. Fakat zamanla satılmamak şartıyla vereselere bırakılan
yapıların şekilleri değişmiş, bug“n şayan-ı tetkik vaziyet ortaya çıkmıştır. Bizde
vakıflar meselesi en korkunç ve g“çl“kle halledilen konulardandır. B“y“k Millet
Meclisi bu konuyla uğraşmaya zaman bulur da dini ve çağdaş bir bakışla bunu
tetkik ederse memleket için pek hayırlı bir inkılap yapmış olacağı ş“phesizdir. Göl
Marmara da kadim T“rk tarzı mimarisinde inşa edilmiş tek kubbeli bir cami-i şerif
vardır. Vakf-ı Şah (uban olduğu öteden beri rivayet edilen bu m“essese hakkında
tarihi inceleme yapmaya vakit bulunamamıştır. Nahiye ahalisi durumu tamamıyla
anlamaktadır. Aralarında en ufak bir ihtilaf bile baş göstermemiştir. Buranın
ahalisi de Damat Ferit Paşa nın ve yol gösteren arkadaşlarının hainane
teşebb“slerini nefretle görmektedir. Bilhassa kendilerini arkadan vurmak isteyen
Anzavur a lanetler savurmaktadırlar. Muvahhid Bey Göl Marmara ile ilgili
gözlemlerine şu c“mleleri eklemektedir: Mamafih evvelki mektubumuzda da
yazdığımız veçhile milli vahdet avn-ı ilahi ile katiyen haleldar edilmeyecek, bu
vahdet yaşayacak ve yaşadıkça da d“şmanlar kahrolacaktır.
Göl Marmara da yarım saat kadar kaldıktan sonra Salihli ye doğru hareket
ettiler. Gittiğimiz yerler oldukça sa b“lm“rurdur. D“şmanın kahpece kurduğu pusu
yerlerini, mevkilerini karşıdan seyrettik. Milli M“dafaa kahramanlıklarına sahne
olan Bintepeler, Bozdağlar b“y“kl“k bakışları ve gururumuz ön“nde
m“tebessimane ve hakimane y“kseliyor. Marmara nın meşhur göl“ de artık
gör“nd“. Bu göl“n çevresi seri bir hareket ile bir g“nde dolaşılabilecek kadar
b“y“k ve sahilleri eğri b“ğr“d“r. Suyu tuzlu olup burada her t“r balık “retilir.
Etrafındaki köyler ahalisinin sıtmadan fazlaca muzdarip olduğunu söyl“yorlar.
Bu durumda nahiyeye adını veren göl“n bölge halkına sağlık açısından zarar
İzmir’e Doğru, s.
.
Muhammet GÜÇLÜ
verdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Yazarın arabası göl civarı kurutulduktan sonra
oluşan yeşil ovalarda merhaleleri kat etmeye başladı. Ovalar m“mbit ve verimli
araziyi kucaklıyor. Yeşil mahsul“n her t“r“ olgunlaşmaya yaklaşmış, bizi zirai ve
iktisadi durumumuz hakkında iyimserliğe sevk etmiştir.
İngiliz Tarihçi ve Arkeoloji uzmanı (enry Chrismast,
yılında basılan
eserinde Manisa, Sard, Papazlı Yaklaşık
haneli Rum köy“ ve iki T“rk köy“n“
geçtikten sonra Strabon un Koloe Göl“ dediği Gygaie Göl“ ne Marmara Göl“
ulaştığını, göl“n etrafını dolaşmak yaklaşık iki saat alacağını, doğu kenarında bazı
balıkçı kul“belerinin bulunduğunu, kıyıya bağlanmış birkaç tekne görd“ğ“n“,
göl“n balık açısından zengin olduğunu belirtir. Gölde kuğu, kartal, martı gibi kuşlar
görd“. Marmara adlı yerleşim yerine geldiğinde hanın ön“nde kirli, pejm“rde bir
Avrupalıya rastladığını, onunla konuştuğunda Sultan dan s“l“k tekelini alan ve
servet yapan bir İtalyan olduğunu anladı. Anadolu ovalarında s“l“ğ“n oldukça bol
olduğunu belirtir. Marmara iki camili, köylere özg“ havasıyla hoş bir yerdir.
Manzarası tam İngilizlere göre olup insanları nazik ve yardım severdir. Çizim
yaparken bir kaçı etrafıma toplandı, camileri ile diğer nesneleri tanıyınca el
çırparak çok iyi diye sevinç gösterisinde bulundular. İngiliz Arkeolog ve
tarihçinin belirttiği gibi X)X. y“zyılın ortasında Rumların Göl Marmara da
olmadığını anlıyoruz.
Gölden sonra Salihli hududunda Kemerdamları köy“ karşısındaki g“zel bir
ağaçlık yere indik. Orada taze bir kahve içtikten ve biraz dinlendikten sonra
Salihli ye doğru yol aldık. Bu kazanın ovası cidden geniş ve arazisi verimlidir.
Ekinler ise pek m“kemmeldir. Artık ufuk kararmaya başladığı sırada ön“m“ze
Gediz Çayı çıktı. Gediz nehri yakınındaki Murat Dağı teferruatından Şabhane
eteğinden çıkar, kuzeyden g“neye doğru akar, Uşak tan
kilometre mesafede
Derbent köy“nden geçerek Uşak ın
kilometre batısında Aydın Vilayeti ne dahil
olur. Alaşehir Çayı ile birleştikten sonra Salihli, Kasaba Turgutlu , Manisa ve
Menemen kazalarına uğrayarak İzmir Körfezi ne dök“l“r. Aydın vilayetince Gediz
önemli bir nehirdir. Gediz Nehri nin akıntı değişiklikleri bizi Salihli ye varabilmek
için beyhude saatlerce dolaştırdı. Nehrin “st“nde köpr“ yoktur. Akıntıya karşı
durmak şimdiye kadar belki akla gelmemiş, bu y“zden yolcular nehrin geçme
imkanı verdiği geçitleri bulmak için hep dolaşmaya, mantıksız ve zikzak y“r“meye
mecbur kalmışlardır. Kış mevsiminde daha b“y“k bir mesele olan Gediz nehrinden
biz bu sefer nisbeten ucuz kurtulabildik. Fakat bizi takip eden araba tam çayı
ortasında kuma saplandı. Faziletli arkadaşımın Yardımlaşın... Maide Suresi, Ayet:
ihtarı olmasaydı zavallı araba kenara çıkamayacaktı. Gediz nehri ni geçtikten
sonra yoluna devam eden Muvahhid Bey, Akşam saat bir buçukta Salihli
(enry Chrismast, İstabul ve Ege Yollaında, Çev. Mustafa Özbaş, İstanbul,
, s.
-
.
Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs
23
kasabasına girdik demektedir. Ama ne bu mektubunda ne de bundan sonra
yayınlanacak olan mektubunda Akhisar gibi Salihli hakkında da bilgi vermediğini
vurgulamak gerekir. Sadece Alaşehir mevki i, memuriyet itibarıyla Salihli ye
çıkamaz. Mamafih merkezin ticareti öb“r“nden y“ksektir demektedir. B“y“k
Taarruz u m“teakip Alaşehir “zerinden Salihli ye gelen (alide Edip (anım,
Salihli nin
yapısından yalnız birkaç y“z“n“n kaldığını, karargâh olarak
kullanılan binanın avlusuna girdiği zaman çeşmede subayların ellerini y“zlerini
yıkadığını görd“ğ“n“, kendisinin de çeşmeye yaklaşarak susamış bir inek gibi
durmadan su içtiğini belirtir. Garnizon komutanının emir eri onu şehrin öb“r
yanında ayakta kalan nadir evlerden birisine göt“rd“ğ“n“, orada eski T“rk usul“
bir odaya alındığını, sedirlerin beyaz ört“l“, perdelerin beyaz, mumlar altında iki
kadının kendisini candan karşıladığını, ama Sarıkız Madensuyu ön“ndeki facianın
etkisiyle başının dönd“ğ“n“, dizlerinin titrediğini belirtir. Ayrıca Salihli
kadınlarından Yunanların yaptıkları vahşeti gece boyunca dinlediğini yazar. Falih
Rıfkı Bey, (alide Edib in de içinde olduğu İstanbullu gazetecilerle İzmir den
Bursa ya giderken
Eyl“l
tarihinde Kasaba dan sonra Urganlı, Ahmetli ve
Mersinli köylerinde yaşananları içleri sızlayarak dinledikten sonra Salihli ye
geldiklerini, buranın kırk senede b“y“m“ş, g“zel, mamur bir kaza olduğunu,
halkının çalışkan ve m“nevver olduğunu, harabeler arasında bir sıra yanmış
fabrikaların demir ve makine enkazının göze çarptığını, cami, otel, han gibi b“y“k
binalardan başka
e yakın ev, beş y“ze yakın d“kkan yandığını, yalnız İstasyon
etrafında (ıristiyan evlerinin bir kısmının yerinde olduğunu, buralara da
muhacirlerin yerleştiğini belirtiyor. Salihli yangından önce feci bir ser“ven
yaşamıştır. Bir T“rk s“vari m“frezesi kasabaya gelmesi ile b“y“k sevinç yaşanır.
Ama s“variler kasabanın dışında d“şman kalıp kalmadığını kontrol ederken
Ethem le beraber hıyanet eden Çerkez gön“ll“leri ile karşılaştılar. Tam bu sırada
istasyona kaçmakta olan
silahlı Yunan askerinin olduğu bir tren geldi.
Salihli yi yeniden ele geçiren Yunan askerleri yerli (ıristiyan ahali ile beraber
kasabayı yakmak dahil her t“rl“ faciayı yaşattılar. Bu faciayı yaşayanlar arasında
(ancı Mustafa ile Adem Ağa bulunmaktadır. Çerkez Ethem ile adamlarıyla
Salihli de oturuyorlardı. Yunanlılar bunları köyleri yakmak, soymak ve öld“rmek
için serbest bıraktılar. Köylerde sabaha kadar döv“lerek öld“r“len köyl“lerin
sayısı birkaç y“z“ geçmektedir. Salihli halkı iyimser ve zeki olduğu için hepsi bir iş
bulup kasabalarını eskiden daha mamur hale getirmek emelindedir. (erkes
toprağımızı yakmadılar ya... demektedir. İstanbullu gazetecilerden sonra
İzmir’e Doğru, s.
.
İzmir’e Doğru, s.
.
(alide Edip Adıvar, age. , s.
.
(alide Edip, Yakup Kadri, Falih Rıfkı, Mehmet Asım, İzmir’den Bursa’ya, İstanbul,
- .
, s.
Muhammet GÜÇLÜ
İzmir e gelen İngiliz gazeteci Grace Mary Ellison Ankara ya giderken uğradığı
Salihli hakkında savaş sonunda ev sayısı dörde indiği halde kasabada geceyi
geçirmemiz için davet edildiklerini, burada
kişiden iki y“z kişi kaldığını, ailenin de camide barındığını belirtiyordu. Gazeteci dört evden birisinin d“z
çatısı “zerine çıktığını ve etrafındaki iskelet şehre baktığını ilave eder. Bu arada
ikram edilen çay ve kahveyi içtiklerini, öğle yemeğini ise trende yediğini
vurgular.
C- Alaşehir-Afyon Yolculuğu
Muvahhid Bey in Mayıs
tarihinde Afyon dan yazdığı ve Ankara dan
Mektuplar Alaşehir den Karahisar a )) adlı ikinci mektubu
Mayıs
tarihli
nolu İzmir e Doğru gazetesinin ikinci sayfasında yayınlanmıştır. Geceyi
Alaşehir de geçirdiğini söyleyen yazar muhtemelen oraya tren ile geldi. Buradaki
otel hayatımız da Akhisar ın aynı, belki daha fenaydı. Karilerimize hizmet etmek
istediğimiz için bu gibi zahmetlere katlanacağız. Alaşehir takriben .
n“fuslu,
seksen köyl“ bir kazanın merkezidir. İnegöl isminde yalnız bir nahiyesi vardır.
Alaşehir kasabası
hanede tahminen .
n“fusa sahiptir. Buradaki Rum
n“fus y“zde altıyı geçmez. Ticaret itibariyle zengin olan kazada M“sl“manlar bu
noktaya hâkimdirler. İşgal zamanında İzmir Alaşehir Rumları pek şımarık
imişler. Durum değişip T“rkler hayat hakkını ispat edince siyasetlerini hemen
değiştirmişler. T“rklere gelince onlar ne işgal zamanında ne de milli harekâtın
şimdiye kadar devamı m“ddetince vatandaşlarına hiçbir fenalık etmemişlerdir.
Grace Mary Ellison, Bir İngiliz Kadını Gözüyle Kuva-i Milliye Ankarası, Çev. İbrahim S.
Turek, byy. ,
, Milliyet Yayınları, s. - .
X)X. y“zyılın ortalarında Kestane Dağı eteğinde bulunan Alaşehir e gelen (enry
Christmast, birçok depremle sarsılan surlarla çevrili olan şehrin fakir ve pis olduğunu,
sadece surların olduğu böl“m“ işgal ettiğini, servinin dışında çok az meyve ağacı
olduğunu belirtir. Şehrin n“fusu
T“rk ile
Rum dan oluşmakta olup başlıca geçim
kaynağı mısır, pamuk, t“t“nd“r. Piskoposluk merkezi olan Alaşehir in Yıldırım Bayezid e
kapılarını açmayan Bizans ın tek Anadolu şehri olduğunu vurgular. Alaşehir isminin
anlamının G“zel Şehir olduğuna vurgu yapan seyyah, şehrin b“y“k böl“m“n“n dört
k“ç“k ucu körelmiş tepenin yamacına kurulduğunu, d“kkanlar, hamamlar ve pazarların
bulunduğu iç kısmının sıkışık ve pis olduğunu, pek memnun kalmamakla beraber
hamamlarında yıkandığını vurgular. (enry Christmast, age. , s.
. Alaşehir e girişte
ve çıkışta “z“m“n bolluğuna vurgu yapan seyyahın geçim kaynakları arasında bu
mahsulden bahsetmemesini anlayamadığımızı ve bu bilginin g“n“m“z verilere de ters
olduğunu vurgulamak isteriz. Tuncer Baykara ise antik Philadelphia adının X))). y“zyılın
başında Alaşehir e dön“şmesini şehrin boyacılığına atfetmektedir. Osmanlıların ilk
döneminde Alaşehir in kızıl ivladisinden sancak yapıldığını, kırmızı rengin oldukça çok
kullanıldığını, T“rk kırmızısının esasının da kökboya olduğunu belirtmektedir. Bu y“zden
Alaşehir Anadolu nun boyacılık merkezlerinden birisidir. Tuncer Baykara, Osmanlılarda
Medeniyet Kavramı ve Ondokuzuncu Yüzyıla Dair Araştırmalar, İzmir,
, s.
.
Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs
25
Alaşehir Metropolitliği Rumluk zamanında çok m“himdir. (atta r“tbesi ve
mıntıkası İzmir den daha b“y“kt“r. Rumların burada da kiliseleri ve mektepleri
vardır. Alaşehir mevkii ve memuriyet itibariyle Salihli ye çıkamaz. Mamafih
merkezin ticareti öb“r“nden y“ksektir. Alaşehir de arazi böl“nmemiş, sınırlı
birkaç zenginin elinde kalmıştır. Ahali araziden ya ortalıkla veya kira suretiyle
yararlanabilmektedir. Burada bağcılık meşhur olup kaza dahilinde .
dön“m
bağ olduğu söyleniyor. Bu bağlardan senevi temin edilen “z“m miktarı
.
kantar tahmin edilmektedir. (ilal-i Ahmer Cemiyeti dört ay evvel Alaşehir de
muntazam bir hastane kurmuştur. Cemiyetin gerek hastaların tedavisinde gerek
muhacirinin iaşesinde gösterdiği hizmet ve fedâkarlık takdire şayandır.
Memleketin Gureba (astanesi de (ilal-ı Ahmer idaresine verilmek suretiyle
istifade daha ziyade artmıştır. Alaşehir de ikisi iptidai, biri idadi olmak “zere resmi
“ç mektep vardır. Kira binada barınan idadi hariç olmak “zere diğerlerinin binası
oldukça muntazamdır.
Alaşehir in Sarıkız maden suyu meşhurdur. Fazla miktarda çelik içeren bu
su kum ve ciğer hastalıklarına yararlıymış. Şimdiki durum ahval-i malume ortaya
çıkana kadar bu su s“sl“ şişeler içinde Avrupa ya ihraç edilirdi. Belediyeye ait olan
su ile kendisi meşgul olmaz, m“teahhitlere ihale eder. Belediye bundan yirmi sene
evvel Atnaşule? isminde bir Rum a ihale etmiş ve senevi
birim yok “zerinden
kontrat yapmıştır. Fakat on beş seneye varan ihale m“ddeti zarfında para farkları
göz ön“ne alınmadığı gibi ihale işinde de Belediye ve İdare Meclisi nin karar ve
tasdiki aranmamış olduğu için şimdi feshine teşebb“s edilmektedir. Rum
m“teahhit maden suyu y“z“nden pek çok servete sahip olmuştur. Suyun
bulunduğu yer kasabanın g“ney doğusunda olup beş dakikalık mesafededir. Asıl
kaynak kargir bir bina içine alınmış, dışında da umuma mahsus çeşmeler
bırakılmıştır. Fakat çeşmelerin suyuna karışım olduğu için diğeri kadar halis
değildir. Bunun yanında bir de kaplıca vardır ki suyu
derece sıcaklığa sahiptir.
Üç“ erkeklere ikisi kadınlara mahsus olmak “zere beş havuzu bulunmaktadır.
Binası kargirdir. Kaplıcanın suyu kasabanın g“neyindeki İncedağ dan çıkar ve
borular vasıtasıyla maden sularının yanına getirilmiştir.
Osmanlılar döneminde Yıldırım Bayezid, Alaşehir i fethettikten sonra
buraya kargir g“zel bir cami-i şerif, hamam ve medrese inşa ettirmiştir. Fakat
hamam ve medrese şimdi ortada yoktur. Yıldırım Bayezid tarafından Gazel Yakut
ismi verilen timarı ile vakfedilmiş arazisi zamanla kaybolmuştur. Camiinin
bitişiğine sonradan yapılan medrese ve medresenin maaşları d“ş“k bir miktara
indirilmiştir. Alaşehir in otel ihtiyacı göz ön“ne alınmakta ve Evkaf Dairesi nce Kör
Ali Paşa Evkafı ndan harap bir han arsası “zerine muntazam bir otel yapılması
d“ş“n“lmektedir. Bu d“ş“ncenin bir an önce fiiliyata geçirilmesini ve misafirlerin
köhne bir Rum hanesine muhtaç kalmaktan kurtarılmasını, memleketin şerefini
muhafaza adına rica ederiz. Alaşehir de bağ hayatı pek tatlıdır. (alk Temmuz
Muhammet GÜÇLÜ
başlarından Ağustos sonuna kadar bağlara çıkar, hususi evlerde ve köşklerde
ikamet eder. Bu dönemde bağdan mahsullerini keser, kurutur ve pekmez yaparlar.
Eyl“l başlarında tekrar kasabaya dönerler. Mahsul Ramazan a tesad“f ederse halk
Ramazan vaizleri ve imamlar tedarik ederek öbek öbek nasihatlere, mukabelelere
ve namazlara koşarlar.
Emir Sultan halifelerinden Şeyh Mestan Öl“m:
ile Kadı Sinan
yılı ricalindendir Alaşehir de kendilerinin inşa ettikleri camilerin içindeki
t“rbelerde defedilmiştir. Seyr ve divan sahibi Veysi ile Nesimi de buralıdır.
Nesimi nin şu beyitleri “nl“d“r.
“Dil nazargâh-ı hudadır yıkma kalbin kimsenin
Kabe ve Merve, Safa’dır yıkma kalbin kimsenin
Ey Nesimi bir gönül yap kim bilir kimde ne var
Hakk cemali aşıkadır yıkma kalbin kimsenin”
Alaşehir de sekiz cami ile birçok mescit vardır. Bu kasaba geçen ki
mektubumuzda yazdığımız gibi Ağustos Kongresi nin toplanma yeri olmuş, kuzey,
doğu ve g“ney cepheleri harekâtına burada bir birlik ve d“zen verilmiştir.
Kongrenin başkanı bug“n Bursa Valisi olan (acim Muhittin Bey, katibi Balıkesir
delegesi “lemadan ve Meclis-i Milli azasından Abdulgafur Efendi idi. Kuva-yı
Milliye nin faaliyetleri hakkında bilgi almak için heyet-i idareye m“racaat edilmişse
de vaktin pek erken olmasından kimseyi bulmak m“mk“n olmamıştır. Yazar
kasabayı sabah bir saat kadar dolaştıktan sonra trenin kalmak “zere olduğunu
işitince soluğu istasyonda aldık demektedir. Alaturka saat dörd“ çeyrek geçe
hareket ettik. Şimdi bağları ve bağların içindeki evleri seyrediyoruz. Muvahhid
Bey Alaşehir e geldiği zaman temas kurmadığını anladığımız Kaymakam Bezmi
Nusret Bey idi. Ondan nerdeyse bir yıl önce Alaşehir e gelen
Mayıs
Kaymakam, h“k“met konağının Mithat Paşa nın Aydın Valiliği zamanında
yapıldığını, saat dokuz olduğu halde dairede kimsenin olmadığını, bir saat sonra
tek t“k memurların gelmeye başladığını, konağın bahçesinin otlarla kaplı
olduğunu, köylerle irtibatın olmadığını, hatta makam telefonun bile işlemediğini,
b“t“n birimlerin konak ve çevresinde olduğunu belirtmektedir. Alaşehir deki bir
yıllık çalışmaları hakkında bilgi veren Bezmi Nusret Bey, İzmir in işgali ve
Yunanları sergiledikleri vahşet “zerine muhacirlerin Alaşehir de toplandığını,
onlara dağıtılmak “zere İstanbul dan çok miktarda un, kaşar peyniri, battaniye ve
eski elbiseler gönderildiğini, malzemelerin Jandarma Kumandanı Ziya Bey
vasıtasıyla adilane dağıtıldığını, Dr. Seyfettin Bey in idaresinde (ilal-i Ahmer
Şubesi nin açıldığını ilave eder.
İzmir’e Doğru, s.
.
Bezmi Nusret Kaygusuz, age. , s.
-
,
.
Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs
27
(alide Edip (anım B“y“k Taarruz sırasında Uşak ta Yunan ordusu
Başkomutanı General Trikopis i Mustafa Kemal Paşa nın huzurunda görd“kten
sonra sarp yollardan g“neş doğarken Alaşehir e indi. Şehrin adeta bir k“l yığını
gibi yanık alanlarla dolu olduğunu, ne T“rklerin ne de Yunanlıların öl“lerini
gömecek vakit bulamadığını görd“. Karargâhın bir d“zl“kte birkaç binadan oluşan
Sarıkız Madensuyu denilen yerde olduğunu, bu binaların yangından kurtulmuş tek
bina olduğunu, şehri hep insan eti kokusu gelen bir fırın gibi hatırladığını belirtir.
Dağlara kaçabilenler halkın dışında özellikle kadınların Yunan ordusu tarafından
s“r“klenip göt“r“ld“ğ“n“ işitti. Bir subayın yardımıyla içi boş madensuyu
şişeleriyle dolu karanlık ve pis bir odada yattı. Falih Rıfkı Bey ve arkadaşları
Eyl“l
tarihinde Alaşehir e ulaştılar. Görd“ğ“ manzara karşısında Falih Rıfkı
Bey Alaşehir, Anadolu nun b“t“n şehirlerinden daha ziyade yandı ve onun
faciasını dinleyen adam, uzun m“ddet Manisa, Kasaba ve Salihli isimlerini bile
unutuyor demektedir. Sözlerine devam eden yazar Alaşehir bir toz halindedir,
hiçbir kasaba Alaşehir kadar öld“r“lmemiştir. Bir doktor ile susuz çeşmeler
arasından yukarıya doğru çıkarken Şu sırta kadar çıkmazsak, kabil değil faciayı
tamamıyla göremezsiniz diyordu. Alaşehir de hiç insan yok. Sadece kasabanın
kuytu bir köşesinde enkaz arasında yanmış cesetler arasından analarını ve
babalarını seçmeğe uğraşan kimsesizler gör“l“yor. Alaşehir de yaşananları akşam
kasabaya yarım saat uzaktaki Sarıkız ılıcalarının barakalarında ihtiyar bir
Alaşehirliden dinleyebiliyoruz: Ayın otuzunda telaşa d“şen Yunanlıların Afyon
d“ş“nce gözleri dönd“. Kapı kapı dolaşıp
kasabalıyı tuttular, tren ve yaya
olarak İzmir e doğru göt“rd“ler. Sokaklarda bayraksız borusuz bozgun taburları
geçmeye başladı. Yerli gavur onları kuduz gibi “st“m“ze saldı. Eyl“l de dört
yerinden kasabaya ateş koydular. Arkasından bir de sert r“zgar çıktı. İşte böyle k“l
olduk.
.
n“fusumuz vardı, şimdi
kaldık,
den fazla kadın çocuk
dağda bayırda açıkta yatıyor. Yazar
evli mamur bir kasaba olan Alaşehir in
harabeler arasındaki eski halini bina enkazına bakarak tasavvur etmenin m“mk“n
olduğunu belirtiyor. Yunanlılar ve yerli Rumlar yangın sırasında s“ng“ ile
kişi
öld“rd“klerini, şimdiye kadar köylerde ve kasabada
“n “zerinde yanmış ceset
bulunduğunu ilave eder. Uşak ta yeterli zaman bulamayan tahrip taburu, Alaşehir i
son akçesine kadar soydu, son evine kadar yaktı, yakalayabildiği kadar insanı kesti
ve ateşe attı. Sadece Manamak istasyonunda
T“rk çocuğu öld“rd“. Alaşehir
halkının bir çoğu yabancı olduğundan yakılan diğer kasabalara nazaran daha çok
dağılma tehlikesi vardır. (atta şimdiden bir çok kimse yerleşmek amacıyla
Anadolu nun başka yerlerine göçm“şlerdir. Bunun sebebi de meskensizlik ve
işsizliktir. Akşam kapının ön“ne oturan yazar yarı karanlıkta yıkık bir minare
g“r“lt“s“n“n öyle bir h“zn“ var ki akşamın ve gurbetin b“t“n h“zn“ onda
(alide Edip Adıvar, age. , s.
-
.
Muhammet GÜÇLÜ
yoğunlaşmış gibiydi demektedir. Ayrıca yazar Alaşehir den İzmir e doğru
göt“r“len kadın, çocuk ve ihtiyardan bir kafilenin yaşadıklarını anlatmakta ve
Manisa yakınlarında Yere yatınız komutu ile gelen kurtuluşlarını hikâye
etmektedir. Gazeteci G. M. Ellison Salihli den sonra trenin zengin bir kasaba olan
Alaşehir de durduğunu, kaynak suyu bol olan bu yerde
evden sadece
“
kalmıştır. Kadın ve çocuklar tamamen silinip s“p“r“lm“şler. Burada bir meşe
ağacını gövdesinde g“zel yazıları ile felsefi d“ş“ncesi olan bir hocanın yaşadığını
ama gör“şme fırsatı bulamadığını belirtir.
Yazar g“zergâhımıza tesad“f eden Ginlek-Kinlek istasyonuna yaklaşırken
ekilmemiş çorak arazi parçaları ovalar göz“me çarptı. O istasyonda duran
vagonların içindeki birçok çuvallar dikkatli bakışları celp ediyordu. Muvahhid Bey
sorduğunda bu arazinin meyan kök“ arazisi olduğunu, vagonlardaki y“k“n de bu
köklerden ibaret olduğunu söylediler. Yazar attar d“kkânlarında ufak kutular
içinde itina ile saklanan meyan kök“n“n kaynağının burası olduğunu öğrendi.
Kendi ifadesi ile Meğer bu m“barek köklerin menbaı burası imiş!.. demektedir.
Okuyucularımızın m“saadesi ile biraz ayrıntı verelim. Buralarda meyan kök“ne en
çok payan derler. Binlerce dön“m arazi meyan kök“ ile dolu olup imar ve imarı
yoktur. Doğada (“dayi nabit olarak yetişir. Forbes İngiliz Kumpanyası beş sene
m“ddetle meyan arazisini sahiplerinden kiralar. Kaldırdığı kökleri vagonlarla
naklettirir. Demiryolu hattı boyunda bulunan Ginlek-Kinlek?, Beylikli, Durasınlı,
Taytan köyleriyle Salihli, Sard, Ahmedli, Kasaba, Menemen arazisi hep bu
kumpanyanın elindedir. Dön“m itibariyle kumpanyanın verdiği icar bedeli aynı
d“zeyde değildir. Şahsa ve mevkie göre değişiklik gösterir. Eğer arazinin sahibi
zengin ve n“fuzlu ise ona verilen icar parası y“ksektir. Fakat fakir ve zavallı ise
dön“m başına hem de beş sene için takdir edilen bedel ,
guruştan ibaret kalır.
Kumpanya kökleri o civar amelesine çıkartıp, onlardan satın alır ve dışarıya
sattırmaz. Okka başına ameleye verdiği - kuruştur. Akşama kadar bir amele okka kök çıkarabilir. Bir senede çıkarılan köklerin miktarı ise takriben milyon okkadır. Kök çıkarma işlemine Ekim ayında başlanır ve Mart sonuna kadar
devam edilir. Meyan kök“ tıbta kullanılmaktadır. Arabistan da meyan kök“nden
şerbet yapılır ve T“rklerin ayran içtiği gibi bol bol içilir. Buna da meyana s“s
derler Avrupa ya özellikle de Amerika ya sevk edilir. Amerika da kökler sigara
ağızlığı uzunluğunda kesilerek kâğıtlara sarılır. Burada okkasına iki kuruş verilen
köklerin kesilmiş bir tanesini bir franka kadar satarlar. Amerikalılar sigara
içmemek ve ağızlarını tatlandırmak için genellikle meyan kök“n“ meme gibi
emerler. Meyan kök“nden bir t“r bal da imal edilir. Ayrıca İngilizlerin Söke de bir
fabrikası bulunmaktadır, burada kökleri tesviye ederler ve paketlerler. İkinci ve
(alide Edip, Yakup Kadri, Falih Rıfkı, Mehmet Asım, age. , s.
Grace Mary Ellison, age. , s. .
-
Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs
29
“ç“nc“ derecede olanların da balını alırlar. İzmir yoluyla dışarıya sevk edilenler
odun halinde, Söke den sevk edilenler ise paket veya bal halinde ihraç edilir.
Ginlek-Kinlek? İstasyonu ile Gönas-K“nas? İstasyonu arası dağlıktır.
Demiryolu kumpanyası bu dağları köstebek gibi delmiş,
kilometrelik bir
mesafede
t“nel açmıştır. T“nellerin sık sık karşımıza çıkması, bizi karanlık ve
duman içinde bırakması oldukça canımızı sıktı. Sonunda Elvanlar istasyonuna
geldik. Tren burada bir saat kadar vakit geçirdi. Sonra İnay, Karakuyu dan sonra
akşam alaturka saat biri çeyrek geçe Uşak istasyonuna ulaştık. Uşak kaza merkezi
karşıdan yıldızlar gibi parıldıyordu. Burasını ziyaret bizim için pek faydalı
oluyordu. Maalesef tren gece kalmadı. Saat dört buçukta yola çıktık. Bununla
birlikte bu kasaba hakkındaki tahkikatımızı da arz edelim: Uşak, K“tahya m“stakil
sancağına bağlı olup,
.
n“fusa sahip b“y“k bir kazadır. Merkezin n“fusu
.
kadardır. Kazanın Ulubey, Karahallı, Sivaslı, Banaz adlarında dört nahiyesi
vardır. Kazadaki Rum ve Ermeni n“fusu
den ibarettir. Uşak kazası öteden
beri halıcılıkla, milli mensucat ile şöhret kazanmıştır. Uşak merkezde
halı
destgâhı,
iplik ve şayak fabrikası,
boyahane mevcuttur. Sadece halıcılık
sayesinde hariçten memlekete bir senede milyon lira girmiştir.
Uşak, Alaşehir ile kıyas edilemeyecek kadar mamur, yolları muntazam,
merkezi haritaya göre tanzim edilmiş pek g“zel, verimli bir kasabadır. Ovası
b“y“k, ziraati ilerlemiştir. Bilhassa palamut, afyon ve çeşitli hububat ihracatı bu
civar kazalarından daha fazladır. Uşak ta bir leyli medrese Dar“ l-hilafet il-Aliye
Medresesi , bir idadi, dört erkek, iki kız ibtidaiyesi, birkaç hususi mektep,
cami-i
şerif ile birçok mescit, hayır ve resmi yerler vardır. Bu kazada arazi taksim
edilmiştir. Fakir bir kimse bile yiyeceği buğdayını elde edebilecek tarlaya sahiptir.
Bilhassa Uşak ın Kuva-yı Milliye uğrundaki faaliyeti ve fedakârlığı pek y“ksektir.
Şark Cephesi nin (eyet-i Merkeziyesi ne karargâh olan bu hamiyetli kaza vatan
Sivas Kongresi tarafından merkezi Ankara da bulunan XX. Kolordu Kumandanı Ali Fuat
Paşa ya Garbi Anadolu Kuva-yı Milliye Kumandanlığı görevi verildi. Ali Fuat Paşa da Garp
cephesini iki mıntıkaya ayırdı. Eskişehir havalisi kumandanlığına S“vari Kaymakamı Atıf
Bey i, Afyonkarahisar ve havalisi kumandanlığına . Fırka Kumandanı Kaymakam Ömer
L“tfi Bey i atadı. . Fırka öteden beri Afyon da idi ve mevcudu - neferden ibaretti.
Fırka önce Alaşehir e nakledildi sonra Ocak
tarihinde kumandalığına Kaymakam
Aşir Atlı Bey getirildi. İngilizler . Fırka nın Alaşehir de bulunmasından rahatsızdı. Bu
y“zden (arbiye Nazırı Mersinli Cemal Paşa ile Erkan-ı (arbiye Reisi Cevat Paşa ları
istifaya mecbur ettiler. Öyle anlaşılıyor ki . Fırka bundan sonra Uşak a nakledilmiştir.
Bezmi Nusret Kaygusuz, age. , s.
. Yarbay İzzettin Çalışlar Bey anılarında
g“n
XX. Kolordu Komutan vekilliği yaptıktan sonra Garp Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa nın
emri ile Antalya-Muğla (avalisi Komutanlığı na atandığını, Antalya ya gitmek “zere
Afyonkarahisar a vardığında Uşak ta bulunan
. Fırka Komutanlığı na tayin olduğunu
öğrendiğini ve
Ağustos
tarihinde sınıf arkadaşı Aşir Bey den görevi Uşak ta
Muhammet GÜÇLÜ
savunması için nakden
.
lira yardım vermiştir. Mal ve diğer bağışlar bundan
hariçtir. Akhisar dan itibaren herkesin övg“yle bahsettiği ve gıyaben tanıdığımız
Uşak, ruhumuzda en iyimser tesir icra eden m“stesna bir yerdir. Bu hamiyetli
memleketi karşıdan h“rmetle selamlayarak yolumuza devam ettik. B“t“n geceyi
Salihli den beri ağırlaşan trenin iç tırmalayan g“r“lt“s“ arasında uykusuz bir halde
geçirdik. Ertesi sabah alaturka saat bir buçukta Karahisar-ı Sahip Livası merkezine
ulaştık. Muhabir Muvahhid Bey, Akhisar ve Salihli de olduğu gibi Afyon hakkında
da bilgi vermemektedir. Burada kimlerle temas etti, nereye hangi vasıta ile gitti
bunu bilemiyoruz. Ama İzmir e Doğru gazetesi mektuplarını Ankara dan
Mektuplar
başlığı ile yayınlaması sanki Ankara ya gitmiş izlenimi
uyandırmaktadır.
(alide Edip, “İzmir’den Bursa’ya” giderken Uşak a iki saat mesafede olan
İnay köy“nde durduklarını, halkın taşlar arasında yaşadığını, köy“n imamının
soğuktan titrediğini görd“ğ“n“ belirtir. İmam yaşananları anlattıktan sonra
ihtiyaçlarını sıraladı. Sonra Uşak depolarında buğday ve yapı malzemesi varmış,
halk açlıktan ve evsizlikten öl“p gidiyor, İsmet Paşa nın ayağını öpt“ğ“m“z“, bize
yardım etmesini söyleyin dedi. Sonra imam bize (immet adında k“ç“k bir rehber
gönderdi. Yedi yaşında öks“z kalan (immet i hayatta en çok “zen Kuzgundere de
Yunanlı askerlerin onu yatırıp kesmek istemesi ve sonra da mandalarını almasıydı.
(alide Edip,
yaşında olan (immet in öyk“s“n“ detayla anlatmaktadır.
Mehmet Asım Us ise “Yunan Ordusunun ve Hükümetinin Mesuliyeti” başlıklı
yazısında Yunan kundakçıların insanlara yaptıklarını bir bir anlattıktan sonra
birçok yerde mezarlıkları bile yaktıklarını, hatta mezar taşlarını kırdıklarını
belirtir. Uşak d“kkânlarla beraber
hanelik N“fus .
bir kasaba olup,
bunun
hanesi Ermeni dir. Uşak ta yakma yıkma olayları
Ağustos ta
başlamış olup, Eyl“l de Cuma g“n“ Eşme kazasına sirayet etmiştir. Uşak ta gasp
ve yağma edilen eşya o kadar çok ki halkın ulaşım vasıtalarıyla sevk etmeye imkân
olmadığından Yunan ordusunun resmi otomobilleri ile taşınmıştır. Son aşama
olarak Uşak ta kasaba ateşe verildikten sonra Yunanlılar tarafından halk bir
taraftan yangını sönd“rmeye çağrılırken diğer taraftan Belediye tulumbasının
hortumları kesilmiştir. Evlerinden çıkanlar ise katledilmiştir. Ayrıca İstasyon
Caddesi “zerinde cephane deposu olarak kullanılan Cami ateşe verildiği zaman
devraldığını belirtir. İzzettin Çalışlar, On Yıllık Savaşın Günlüğü, Yay. haz. İzzettin Çalışlarİsmet Görg“l“, İstanbul,
, . bs. , s.
,
.
Milli M“cadele ni son g“nlerinde Uşak hakkında bilgi için bakınız: Muhammet G“çl“,
M“lazım ve Gazetecilerin Kaleminden Milli M“cadele nin Son G“nlerinde Uşak ve
Çevresi , II. Uşak Sempozyumu (Uşak, 13-15 Ekim 2011), C. )), Ed. Murat Öntuğ-Yusuf İnel,
Uşak,
, Uşak Valiliği-Uşak İli Kalkınma Vakfı Yayını, s.
.
İzmir’e Doğru, s.
.
(alide Edip Adıvar, age. , s.
.
Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs
31
patlamanın etkisiyle Camiye bitişik olan esirler karargâhı da ateş almış ve buradaki
esir yanmıştır. Buradaki esirler arasında bulunan ve ara sıra serbest
bırakılarak kasabada dolaşan Midillili Nuri isminde birisinin esirlerin hepsinin
yanacağını daha önce söylediğini Uşak halkı nakletmektedir.
Komisyonun bir başka “yesi Falih Rıfkı Atay Bey, Ekim
tarihli
Mesut Bir Kasaba’ başlıklı iyimser yazısında şöyle demektedir. Yazar Alaşehir den
sonra iki g“n boyunca sarp dağ yollarını kamyonet ile zorlu bir yolculukla aştığı
sırada Yunanlılar tarafından yakılan köylerin harabesini görm“şt“r. Köyl“ler
anamı kestiler veya çocuğumu öld“rd“ler, evimizi, ekinimizi, mahsul“m“z“
yaktılar, hayvanımızı s“r“p göt“rd“ler demiştir. İki g“n sonra gece yatsıya doğru
uzakta ağaçlıklar arasında birkaç ışık gör“nd“. Uşak tayız. İzmir den beri
görd“ğ“m şu ki Anadolu T“rklerinin çarşısında oturduğu, tezgâhında çalıştığı,
çeşmesinden içip fırınından yediği bir kasaba yoktur. Fakat Uşak ın ziyalarından bu
kesif karaltının bir yangın yeri olmadığını anlıyoruz. Manisa ve Alaşehir gecesini
görenlerin bunu keşfetmesi zor değildir. Muhakkak Uşak ta yanmış, zira yangın ve
cinayet oraya da uğramıştı. Uşak ın bu durumda olmasına sebep “belki
süvarilerimizin çabuk yetişmiş” olmasıdır. Kasabaya yaklaştıkça karanlıkta binalar
seçilmeye başlanıyor. Bu gece yatağımızda rahat uyuyabiliyoruz. Ç“nk“ Manisa,
Turgutlu ve Alaşehir de kalın battaniyelerimiz altında yatarken, bedbaht kadın ve
çocukların “st“nde yattıkları taşlar v“cudumuza batıyordu. Ama Uşak ta evlerinde
uyuyan bir kasaba halkının misafiriyiz.
Sabah erkenden çarşıyı görmeye gidiyorum. Sokakta çalışmaya giden
insanlarla karşılaşıyorum. Uzun iki taraflı bir yangın yerinden geçiyorum. (alk
burada
ev yaktılar, s“varilerimiz erken yetişti, onlar yarım saat geç kalsaydı
b“t“n Uşak yanacaktı dedi. Ş“krediniz çarşınız, sokağınız, eviniz var. Yazar can
ziyanınız yok ya deyince muhatabı nasıl yok, Uşak ta bin kişi öld“rd“ler, yaktılar.
Alaşehir şehitlerinden bile fazla dedi. Yanımızdan geçen bir genç yol ortasında bir
bina iskeleti göstererek, bizim burada birkaç y“z esirimiz vardı. Gece ateşe
verdiler, T“rk askeri geldikten sonra enkaz arasında kemikler bulduk, demek
hepsini yakmışlar. Duyduklarım d“n akşamdan beri içimde hissettiğim b“t“n
duygularımı ve şevkimi kırıyordu. Bir tanık hepimiz evlerimize kapanmıştık,
Yunanlılar birkaç dinsizi dışarı çıkın, bizimkiler geldi! diye bağırtınca, herkes
sokağa dök“ld“. Yunanlılar, demek T“rkler gelince böyle sevineceksiniz diyerek
(alide Edip, Yakup Kadri, Falih Rıfkı, Mehmet Asım, age. , s.
,
,
,
.
Yunan ordusu ile Anadolu ya gelen Daily Telgraph gazetesi muhabiri ise
Eyl“l
tarihinde gazetesine çektiği telgrafta yangının ayrıntısını veriyordu. Muhabir “Uşak’ta iken
benzin tenekeleriyle yangın bombalarının şehir dahilinde tevzi’ edildiğini kendi gözlerimle
gördüm. Yunan zabitleri şehrin ihrak edileceğini bana şahsen ihtar ettiler. Ricatın
ibtidasından nihayete kadar Yunanlılar kundakçılığa devam etmiştir” demektedir. Sadiye
Tutsak, Milli M“cadele de Uşak , Tarih İncelemeleri Dergisi, S. ,
, s.
.
Muhammet GÜÇLÜ
ellerine kimi geçirdilerse çoluk çocuk s“ng“lediler ve bacaklarından tutup bu
yangın yerinde ateşe attılar. İşte mesut Uşak ın gerçek gör“nt“s“ buydu. Bunun
dışında
aile Yunanistan a göt“r“ld“ ve birçoğundan hala haber alınamadı.
Bunları yolda mı öld“rd“ler, orada mı öld“rd“ler belli değildir. Son g“n halk
tarlalara kaçtı. T“rk s“varisi, Ay Bey sırtlarında gör“n“nce kadın erkek herkes
kasaba yangınını sönd“rmeye koştu. Geçtiğimiz kasabalar biz şehirlerimizi bağlar
ile yaptık, bağımızı toprağımızı yakamadılar ya bir daha yaparız diyorlardı. Uşak ın
durumu farklı, burada kasaba sağlam gibi, ama Yunanlılar buranın bağlarını
yakmışlar. Üz“m k“t“kleri şimdi birer köm“r parçası gibi gör“n“yor. Yazar bir
kul“be kurmak kolay, fakat bir bağ nasıl yerine konur diye d“ş“nd“.
Camisiyle, şadırvanıyla, d“kkânları, sokakları ve insanlarıyla tam bir T“rk
şehri olan Uşak ta, pencerelerden kadınların dokuduğu halı ve seccadeler
sarkıyordu. Yazar Yunanlılar buraya ne cesaretle geldiler diye kendine soruyor.
Teselyalı bir Rum, niçin Uşak bağlarını yaktı. Giritli bir haydut niçin Uşak
kadınlarını ateşe attı. Atinalı bir zabit, ne hakla Uşak köyl“lerinin halılarını soydu
ve Atina fahişelerinin ayağının altına serdi. Yazar, bir d“kkânın eşiğine oturdu,
d“kkân sahibi raflarını göstererek burada binlerce liralık malım vardı, hepsini alıp
göt“rd“ler. (alı tezgâhını durdurmak için bin t“rl“ baskı icat ettiler. T“rk
ticaretini yok etmek için b“t“n zenginleri soydular, s“rd“ler. (alıcılığı almak için
gelen şirkete her t“rl“ kolaylığı gösterdiler. Eğer bir iki sene daha dursalardı biz
açlıktan ölecektik. Birden bire hiddetlendi ve işte hepsini bunlar yaptı diyerek
yerinden kalktı. Baktım çarşının içinden paçavra elbiseli askerler geçiyor. Bunlar
askerlikleri bittiği halde çırak, uşak, garson ve serseri haline gelmiş kişilerdi. Bu
esirleri yanmış bir d“kkânın harabesine çalıştırmaya göt“r“yorlardı. Yanımızdaki
d“kkânda bir adam boş sarraf camekânını göstererek içinde m“cevher, g“m“ş,
altın vardı, son g“n“ iki zabit gelip çaldılar. Bu dönemde yakalanan b“t“n esirlerin
dolakları ziynet altınlarıyla doluydu. Delik altınlar ise kesilen veya tecav“z edilen
köyl“ kızların altınlarıydı.
Ankara hattı köpr“lerin Yunanlılar tarafından havaya uçurulması y“z“nden
Alaşehir den sonra G“nhanı istasyon unda kesilmişti. Bundan sonra G. M. Ellison,
Uşak a önce dekovil sonra ök“z arabası ve marşandiz ile gidebildi. Uşak ta Vali
Kaymakam olmalı ve kentin ileri gelenleri tarafından karşılandığını, geceyi
Uşak ta geçirme tekliflerine “ç g“n iki gecedir yolda olan yazar hemen kabul etti.
Lokomotif darlığı son haddinde olduğu gibi vagonların çoğu da Yunanlılar
tarafından yakılmıştı. Ama yine de gece olduğu zaman uyumak için kadınlar
marşandiz vagonuna, erkekler ise dama gidiyordu. Vali bizi bir zamanlar Kral
(alide Edip, Yakup Kadri, Falih Rıfkı, Mehmet Asım, age. , s. - .
Grace Ellison, Ankara’da Bir İngiliz Kadını, Çev. Osman Olcay, Bilgi Yayınevi, Ankara,
s. ,
.
,
Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs
33
Konstantin in karargâhı olan şehrin varlıklı birisinin evine Atat“rk ve Etnografya
M“zesi göt“rd“. Ev sahibi
yaşlarında genç bir delikanlı olup bir buçuk yıl kadar
önce Rodos a kaçmak zorunda kalmıştır. Bu delikanlı şimdilerde yıkılmaktan
kısmen kurtulan b“y“k bir halı fabrikasını yönetmekteydi. Konuk odalarının
Rumların soygunundan dolayı çıplaklığından öz“r diledi. Ama zengin ve
olağan“st“ halıların mobilyanın yerini yeterince doldurduğu gör“l“yordu. Ev
sahibi Mustafa Kemal Paşa nın kaldığı yatakta mı, Kral Konstantin in yatağında mı
kalmak istediğimi sordu. Mustafa Kemal Paşa nın cevabını alınca her ikisini
görmeden karar vermemek gerekir dedi. Ç“nk“ Yunan kralı her an hava saldırısı
olur korkusuyla b“y“k bir zevkle döşenmiş her t“rl“ konforu olan bir yeraltı
dairesini seçmişti. Elektrik ile aydınlatılıp, ısıtılan bu daire bir Alman siperine
benziyordu. Mustafa Kemal Paşa ise birinci yani “st katta aydınlık bir odada
kalmıştı. Bir s“re sonra Vali, Belediye Başkanı, ileri gelenlerin bulunduğu özenli
T“rk yemeklerinden oluşan bir sofraya oturduk.
Öğleden sonra d“zenlenen kabul resmine ilginç giysileriyle birçok ileri gelen
katıldı. Milletvekilleri, hocalar, yargıçlar gibi. Yargıcın saks mavisi ipek c“bbesinin
sabahlık olarak kullanabileceğini d“ş“nd“. (erkes ayakkabılarını girişte çıkardı
ve çoraplarıyla oturdu. Sohbet sırasında herkes ulusalcılıktan söz ederken İngiltere
için acı sözler sarf ettiler. O g“n gece Gençlik Kul“b“ nde olacak b“y“k bir
ulusalcılık toplantısına davet edildim. Toplantı için sallanan bir merdivenle çıkılan
dumandan geçilmeyen geniş bir odaya buyur edildik. Erkeklerin t“m“ kalpaklı
olup ilk başta aralarında bir İngiliz kadını olmasını yadırgadılar. Şeyh toplantıyı
açtıktan sonra ev sahibimiz benim orada bulunuşumu kendi sorumluluğum altında
Ankara ya gittiğimi ve T“rkleri savaş çıkmayacağına inandırmak için geldiğimi
belirtti. Sonra yazar Vali nin çevirmenliği ile Bay Lloyd George nin siyasetinin
İngiliz ulusunun siyaseti olmadığını, Bay Venizelos tarafından baştan çıkarıldığını,
hiçbir İngiliz in T“rkiye ye karşı savaşa giremeyeceğini, halkın onu d“ş“rmeye
kararlı olduğunu belirtti. Dinleyiciler “inşallah” diye bağırdılar. Vali gelen soruları
biraz yumuşatarak çevirirken, ev sahibi dinleyicileri çok zor koşullarda
İngiltere den kendilerini görmeye gelen İngiliz kadının ziyaretinden memnun
olduklarını göstermeye davet edince, eski tahta tavan ses ve alkışlarla çınladı.
Yazar politikacılarının ve basının histerik yazılarına rağmen dostluk kurmanın
sağlam ve pratik temelleri olduğunu d“ş“n“yor. Misak-ı Milli ye İngiltere nin karşı
çıkmasını gerektirecek ciddi bir neden yok diyor. Toplantıdan sonra konforlu
dairelerine arabalarla dönd“ler ve b“t“n gece çay ve sigara içerek sohbet ettiler.
T“rk subayları sohbette yeraltında yaşayan Kral Konstantin e karşın Mustafa
Kemal Paşa yı korkusuz olarak öv“yorlardı. Sokaktaki köpekler, sıkıntılarını
Grace Ellison, age. , s.
Grace Ellison, age. , s.
-
.
.
Muhammet GÜÇLÜ
doğunun sessiz soyluluğu içinde karşılayabilseler ne iyi olurdu. Yarı yarıya yıkılmış
kente pencerenin kafesleri arasından göz atınca, korkunç felakete uğramış acılı
halktan en ufak bir yakınma sesi duyulmamasına şaşıyordu. Bu arada Uşaklı bir
kadının ibret verici öyk“s“n“ anlatıyor. Aç bebeğini doyuracak tek bir giysiden
başka bir şeyi olmayacak kadar yoksul bir kadın, açıkta ve soğukta terk edilmiş bir
kısım cephaneyi gör“nce, hiç teredd“t etmeden çocuğunun tek ört“s“n“ çıkarıp,
savaş gereçlerini özenle sarmıştır. Bunu yaparken de “Yüce Tanrım bana belki bir
başka çocuk ihsan edebilir” diye mırıldanmış ve “ama vatanımın mutlaka, her ne
pahasına olursa olsun kurtulması gerekiyor!” demiştir.
Öğleden sonrayı talan edilmiş kentin sokaklarında dolaşarak geçirdi. Ayrıca
ev sahibinin halı fabrikasını ve bir sıra evlerde işletilen tezgâhları gezdi. Yazar
dokunan halılardan ve dokuyanlardan çok etkilendiğini belirtmektedir. Uzakta
mezarlık soğuk iklime rağmen gelincik ve peygamber çiçekleri ile bezenmiş
göz“k“yordu. Ancak mezarlığa yaklaştıkça kavuk şeklindeki mezar taşlarının
“zerine kurutulmak “zere bırakılan boyanmış y“nlerden kaynaklandığını fark etti.
Pazaryerinde son ziyaretinden beri alış verişin hemen hemen savaş öncesi
noktasına çabucak ulaştığını şaşkınlıkla görd“. Bir şekilde d“kkânlarını ve işlerini
görecek yerleri onaracak tahtaları ve aletleri bulmuşlardı. Belgesel kanıt niteliği
taşıyan yanmış, yıkılmış kentler, uzuvları kesilmiş ya da y“zleri dağılmış insan
fotoğrafları gösterdiler. Bu arada subaylar, belediye yetkilileri, milletvekilleri ve
hocaların bitmek bilmez soruları devam ediyordu.
(ava alanına gittiklerinde görevli subay Yunanlılar tarafından sistemli bir
şekilde parça parça edilen topları nasıl onardıklarını gösterdi. Ayrıca bize birkaç
lik Fransız havan topu bulunduğunu belirttikten sonra nezaketen de olsa
“Toplar, Lloyd George” diye bağırdı. Subayın aralarında kendi hanımının da
bulunduğu yer hizmetindeki kadın havacılardan söz etmesi G. Ellison u memnun
etti. Bunun “zerine yazar (alide (anımdan başlamak “zere gemilerden cephane
boşaltan, fabrikalarda payına d“şeni yapan her kadını takdir ettiğini
belirtmektedir. Mustafa Kemal Paşa nın dediği gibi “Kadınlar ülkenin
kurtulmasında paylarına düşeni yaptılar, onu yönetmede de paylarını almalılar.” Bu
m“himmatın çoğunu Fransa nın sağladığı sanılmaktadır. Ancak T“rkler,
İngilizlerden bu g“nk“ rayiçle
sterlinlik m“himmat almıştır. T“rkler,
İngilizler tarafından ele geçirilmiş ve kendilerine ait m“himmatın bir kısmı için
ödeme yaptıkları gibi İstanbul daki İngiliz subaylarından da silah satın almışlardır.
Ayrıca Fransızlardan, İtalyanlardan, Ruslardan ve inanılması g“ç de olsa
Grace Ellison, age. , s.
Grace Ellison, age. , s.
Grace Ellison, age. , s.
-
.
.
.
Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs
35
Yunanlıların kendilerinden bile ikmal malzemesi almışlardı. Kısacası T“rkler
bulabildiği her yerden silah satın almışlardır.
Sonuç
Muvahhit Bey in - Mayıs
tarihleri arasında Akhisar-Salihli arasını
araba, Alaşehir Afyon arasını tren ile gerçekleştirdiği seyahatinden Batı Anadolu da
yaşayan T“rkler ile Rumların durumlarını net olarak öğreniyoruz. Muhabirin takip
ettiği bu yolun aynı zamanda Balıkesir in Ankara yol g“zergâhı olduğunu
m“şahede ediyoruz. Savaş y“z“nden T“rklerin sosyal hayatının ve eğitiminin
oldukça zayıf olduğunu, Rumların ise önce olduğu gibi rahat davrandıklarını
gör“yoruz. Alaşehir Rumları İzmir in işgalinden önce gayet sakin yaşarken
işgalden sonra şımarmaya başladığı, Alaşehir e k“lliyetli miktarda muhacirin
geldiği anlaşılmaktadır. Milli M“cadele döneminde Alaşehir in önemli bir kasaba
olduğu vurgulanmaktadır. Mesela burada (ilal-i Ahmer teşkilatının bir hastanesi
bulunmakta olup Gureba (astanesini de onlar işletmektedir. Bir kaza merkezi olan
Uşak ın Alaşehir gibi Milli M“cadele açısında önemli bir yer olduğu, Kuva-yı
Milliye ye önemli maddi yardımları dokunduğu, Batı cephesi nin doğu kolunun
merkezliğini “stlendiği gör“lmektedir.
KAYNAKLAR
Adıvar, (alide Edip, Türkün Ateşle İmtihanı, X). bs. , Atlas Kitabevi, İstanbul,
Aksoy, Yaşar, Bir Kent Bir İnsan, İstanbul,
Antalya’da Anadolu,
Kanun-u evvel
.
.
.
Baran, T“lay Alim, Vasıf Çınar ve İzmir’e Doğru Gazetesi Yazıları, İstanbul,
.
Chrismast, (enry, İstabul ve Ege Yollarında, Çev. Mustafa Özbaş, İstanbul,
.
Bayar, Celal, Ben De Yazdım, C. , İstanbul,
, Sabah Kitapları
.
Baykara, Tuncer, Osmanlılarda Medeniyet Kavramı ve Ondokuzuncu Yüzyıla Dair
Araştırmalar, İzmir,
.
Çalışlar, İzzettin, On Yıllık Savaşın Günlüğü, Yay. (az. İzzettin Çalışlar-İsmet
Görg“l“, İstanbul,
, . bs.
Ellison, Grace Mary, Bir İngiliz Kadını Gözüyle Kuva-i Milliye Ankarası, Çev. İbrahim
S. Turek, byy. ,
, Milliyet Yayınları.
Ellison, Grace, Ankara’da Bir İngiliz Kadını, Çev. Osman Olcay, Bilgi Yayınevi,
Ankara,
.
Muhammet GÜÇLÜ
G“çl“, Muhammet, Antalya da Yerel Basının İlk Temsilcisi: Antalya da Anadolu
Gazetesi
Aralık
- Eyl“l
Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları
Dergisi, S. ,
-G“z.
G“çl“, Muhammet, M“lazım ve Gazetecilerin Kaleminden Milli M“cadele nin Son
G“nlerinde Uşak ve Çevresi , II. Uşak Sempozyumu (Uşak, 13-15 Ekim 2011), C.
)), Ed. Murat Öntuğ-Yusuf İnel, Uşak,
, Uşak Valiliği-Uşak İli Kalkınma Vakfı
Yayını.
(alide Edip, Yakup Kadri, Falih Rıfkı, Mehmet Asım, İzmir’den Bursa’ya, İstanbul,
.
İzmir’e Doğru, Yay. (az. Oktay Gökdemir, İzmir,
, İBB. Kent Kitaplığı Dizisi:
.
Kaya, Erol, Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi , Turkish Studies,
Volume / , Winter
.
Kaygusuz, Bezmi Nusret, Bir Roman Gibi, İstanbul,
.
, . bs. , İBB K“lt“r Yayını
Moralı, Nail, Mütarekede İzmir Önceleri ve Sonraları, Yay. (az. Erkan Serçe, İBB
K“lt“r Yayını , İzmir,
.
Muvahhid, Ankara dan Mektuplar Akhisar dan Salihli ye ) , İzmir’e Doğru,
Mayıs
, No: .
Muvahhid, Ankara dan Mektuplar Alaşehir den Karahisar a )) , İzmir’e Doğru,
Mayıs
, No: .
Öktem, (aydar R“şt“, Mütareke ve İşgal Anıları, (az. Zeki Arıkan, Ankara,
Özalp, Kazım, Milli Mücadele 1919-1922, C. ), Ankara,
, . bs.
Sarısakal,
Baki,
Sahneye
Çıkan
İlk
T“rk
Kadını
www.bakisarisakal.com/sahneyecikanilkturkkadini.pdf
Afife
Scognamillo, Giovanni, Türk Sinema Tarihi, Kabalcı Yayınevi, . bs. , İstanbul,
Sev“k, İsmail (abib, Atatürk’le Beraber, (az. L“tf“ Tınç, İstanbul,
Sev“k, İsmail (abib, Yurttan Yazılar, Ankara,
, . bs.
Topuz, (ıfzı, II. Mahmut’tan Holdinglere Türk Basın Tarihi, İstanbul,
Tutsak, Sadiye, Milli M“cadele de Uşak , Tarih İncelemeleri Dergisi, S.
.
,
.
.
Jale ,
.
.
Yıldırım, M“jgan, T“rk Sinemasında Kadınlar Bedia Muvahhit , Film V(S Video
Kaset , Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Sahne ve Görüntü
Sanatları Anabilim Dalı Sanatta Yerlilik Tezi, İstanbul
.
Zorlu, Yaşar, M“tareke İstanbul unda Mizah Gazetesi Alay ve Politik Tavrı , NWSAHumanites, C. , S. ,
.
Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs
Resim : Balıkesir Umumi Manzara,
Kaynak: httpkatalog.ibb.gov.trkutuphane kartpostallarKrt_
.pdf
Resim : Bandırma İskelesi,
Kaynak httpkatalog.ibb.gov.trkutuphane kartpostallarKrt_
.pdf
37
Muhammet GÜÇLÜ
Resim : Aktör Muvahhid Bey
-
Kaynak earsiv.sehir.edu.tr
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı:
-
,
İZMİR BORNOVA YAHUDİ MEZARLIĞI
Siren Bora84
Özet
Bornova Yahudi Cemaati’nin tarihine ilişkin bilgiler, ne yazık ki sınırlı ve
yetersizdir. 1876 tarihinde yedi yüz nüfusa sahip Bornova Yahudilerinden geriye,
sadece Alliance Israelite Universelle’in Bornova Ziraat Okulunun kalıntıları, Bornova
Algranate Sinagogu’nun fotoğrafları ve Bornova Yahudi Mezarlığında mevcut mezar
taşlarındaki kitabeler kalmıştır. Bugün, Bornova Yahudilerinin aile adları, kökenleri,
meslek dalları, sosyal ve ekonomik koşulları hakkında somut bilgilere ulaşılabilen
yegane yer, Bornova Yahudi Mezarlığıdır.
Anahtar Kelimeler: Bornova Yahudi Mahallesi, Bornova Yahudi Mezarlığı,
Mezar Taşı Kitabeleri, Yahudilik ve Yahudi Mezar
Taşlarına İlişkin Gelenekler.
Abstract
Data about the history of the Jewish Community of Bornova, unfortunately is
limited and missing. What remains from Bornova Jews who had a population of seven
hundred in 1876;are the remnants of Bornova Alliance Israelite Universelle
Agricultural School, photographs of Algranate Synagogues and existing inscriptions
on gravestones in the Bornova Jewish Cemetery. Today, the Bornova Jewish Cemetery
is the sole place where factual information on family names, origins, professions,
social and economic conditions of Bornova Jews can be accessed.
Key Words: Bornova Jewish Neighborhood, Bornova Jewish Cemetery,
Inscription of Gravestones, Judaism and Traditions Related to Jewish Tombstones.
Giriş:
Yeşilova (öy“ğ“ nden elde edilen bulgular sayesinde, tarihinin g“n“m“zden
yıl önceye ulaştığını öğrendiğimiz Bornova, Bayraklı Tepekule ye tarihi
Smyrna kentine yakınlığı ve onun g“venliğine ilişkin stratejik konumunun önemi
nedeni ile, bölgede egemenlik kuran her devletin ilgi odağı olmuştur . M.Ö. .
Dr., Yerel Araştırmacı, e.mail: spo
@gmail.com.
Tarihte (ititlerin, K“ç“k Asya nın batı ucunda yer alan Bornova ovasına dek ulaşmış
olmaları muhtemeldir. M.Ö.
tarihlerinde ise, Yunanistan dan Batı Anadolu ya
olan göçlerle gelen Aiol ve İon kabileleri, Bayraklı Tepekule (öy“ğ“ ne Eski Smyrna ve
Siren BORA
y“zyıldan M.S. .y“zyıla değin, sırası ile (ellenlerin M.Ö.
civarında ,
Lidyalıların M.Ö.
civarında , Perslerin M.Ö.
, B“y“k İskender in M.Ö.
, Roma nın M.Ö. . y“zyıl , Bizans ın M.S.
ve sonra T“rklerin
yılı
egemenliği altına giren bölgenin dış savunması, Smyrna çevresinde yer alan ve
kente ulaşan yolları kuşbakışı gözlemleme kapasitesine sahip geçitler “zerinde
inşa edilen kaleler aracılığıyla yapılmıştır. Smyrna nın doğu sınırı, Spylos ManisaSpil ile Olympos Nif dağlarının birbirlerine yaklaşan alçak uzantıları arasında dar
bir geçit veren Bornova yakınlarındaki Belkahve geçidi tarafından
belirlenmektedir. Geçidin “zerinde Smyrna-Sardes yolunu en dar noktadan
kontrol eden, bir kale yer almaktadır. Bu kalenin elde tutulması, her dönemde
Smyrna da oturanlar için önemli olmuştur . Bölge Perslerin eline geçtikten sonra,
bu kez kale, muhtemelen Sardes e karşı, Smyrna Ovası “zerinden gelebilecek olan
saldırılara karşı kullanılmıştır . Sardes te yer alan sinagogun Geç Roma
döneminde Yahudiler tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Acaba Yahudiler ilk kez
bölgeye ne zaman gelip yerleşmişlerdir? Acaba bölgenin Pers ve B“y“k
İskender egemenliği altında olduğu dönemlerde mi?
onun doğal uzantısı olan Bornova ya yerleşmişlerdir. Ayrıntılı bilgi için bkz. (asan Mert,
Sosyal, Siyasal ve İktisadi Yönleriyle Bornova(1923-1981), Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstit“s“ T“rkiye Cumhuriyeti Ana Bilim Dalı Doktora Tezi , İzmir
, s. . Ersin Doğer,
Bornova nın Kısa Tarihi , Tepekule Tarih, sayı , İlkbahar
, s.
. (asan Arıcan,
Bornova Albümü, İzmir
, s. - .
Mert, a.g.t., s. - .
Sardes, Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Sart kasabası yakınlarında bulunan ve Lidya
Lydia devletine başkentlik yapmış antik kenttir. Bölgedeki arkeolojik kazı çalışmaları
sırasında
yılında, bir Sinagog un varlığı keşfedilmiştir. Bu sinagog, geç Roma
döneminde, Yahudi toplumu tarafından dini merkez olarak kullanılmıştır. Konu hakkında
ayrıntılı bilgi için bkz. D.G. Mitten, The Ancient Synagogue of Sardis. New York
Committee to Preserve the Ancient Synagogue of Sardis . A.R. Seager, "The Building
(istory of the Sardis Synagogue." American Journal of Archaeology, Vol.
, No.
Oct.,
, , s.
. J.(. Kroll, "The Greek )nscriptions of the Sardis Synagogue. Harvard
Theological Review,
,
, s.
- . A.R. Seager, "The Synagogue at
Sardis." Qadmoniot
, s.
. J. Magness, "The Date of the Sardis Synagogue in
Light of the Numismatic Evidence." American JournalofArchaeology, Vol.
, No.
Jul.,
, s.
Ersin Doğer ve İsmail Gezgin, Arkaik ve Klasik Dönemde Smyrna nın Dış Savunması
Üzerine Gözlemler , II. Uluslar arası İzmir Sempozyumu, Ege Üniversitesi İzmir Araştırma
ve Uygulama Merkezi Yayını
, s. - .
Eğer kale, Pers kontrol“ altındayken iki farklı stratejik nokta ile desteklenmiş ise; bu iki
noktadan birisi; Karabel ve Belkahve geçitlerinin arasında yer alan Kemalpaşa Kalesidir.
Kale, bu iki geçit “zerinden gelip Sardes e ulaşan yolların kesiştiği noktaya çok yakındır.
Özellikle Karabel Boğazı, kuzeydeki (ermos Gediz ovasını g“neydeki Kaystros K“ç“k
Menderes ovasına bağlayan ve Ephesos-Sardes yolunun geçtiği Karabel Boğazı
önemlidir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Doğer ve Gezgin, .a.m. , s. - .
M.Ö.
yılında Yehuda Devleti dağıldığı zaman, Fırat nehri çevresine s“r“len
Yahudilerin bir kısmının İstanbul, İzmir, Efes ve Rodos a gidip yerleştiklerine dair bilgi
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
41
Bizans İmparatorluğu nun İzmir ve çevresindeki egemenliği, Çaka Bey in
yılında İzmir i fethine kadar s“rm“şt“r. (asan Mert e göre, Bornova nın da
Çaka Bey tarafından aynı tarihte ele geçirilmiş olması kuvvetle muhtemeldir .
İzmir,
yıllarında Osmanlılar tarafından fethedildiği zaman, Bornova bu
kez Osmanlı egemenliği altına girmiştir. Osmanlı egemenliğindeki Bornova ya
ilişkin ilk kayıtlardan biri,
tarihli Mufassal Tahrir Defteri’nde yer almaktadır.
Bu deftere göre,
tarihinde Bornova merkezinde tek bir gayrı M“slim
yaşamamakta; n“fus, sadece M“sl“man T“rklerden oluşmaktadır . Elimizde
bulunan
yılına ait bir bulgu; . y“zyılın son çeyreğinde bir köy ya da bir
kırsal yerleşim yeri gör“n“m“nde olan Bornova da, Yahudilerin yaşamadığı
izlenimini kuvvetlendirmektedir. Rabbi Menahem Ben Elyezer,
tarihinde
Tsafet ten İzmir e gelmiştir. İzmir ve çevresine ilişkin anıları, Şir Haşirim adlı
kitabın önsöz“nde şöyle anlatılmaktadır: “Rabbi Menahem Ben Elyezer İzmir’e
gelmiş. Venedik’e gidecek bir gemi bulamamış. Oradaki insanlar lütfedip ona
demişler ki – ona doğru yürüyüp- Niçin burada bekliyorsun? Büyük bir kent olan
Manisa’ya git. Orada dinlen ve Venedik’e gidecek gemiyi orada bekle...”95. Kanımızca
mevcuttur. Bkz. Avram Galante, Fatih Sultan Mehmet Zamanında İstanbul Yahudileri,
İstanbul
, s. . Siren Bora, Bir Semt Bir Bina:Karataş Hastanesi ve Çevresinde Yahudi
İzleri, İzmir B“y“kşehir Belediyesi Kent Kitaplığı yayını - Ünik Binalar Serisi: , İzmir
Nisan
, s. .
B“y“k İskender in öl“m“
, bug“nk“ İsrail topraklarının bulunduğu bölgeyi işgal
ettiği zaman, orada yaşayan Yahudileri İzmir ve çevresine s“rd“ğ“ne dair bilgi mevcuttur.
Avram Galante, Histoire des Juifs d’Anatolie-Les Juifs d’Izmir(Smyrne), İstanbul
, s. .
Avram Galante, Türkler ve Yahudiler, İstanbul
, s. - . Bora, a.e., s. . Ayrıca bir
grup Yahudinin Fenikeli esir t“ccarları tarafından Yunanlılara satıldığı zaman, İzmir e
getirildiklerine ilişkin bilgi mevcuttur. Bkz. Moshe Sevilla Sharon, Türkiye YahudileriTarihsel Bakış, Yerushalayim
, s. . Yazar bu bilgiyi Eski Ahit te Tevrat ta Yoel
: dan aldığını belirtmektedir. Tevrat ın Yoel Kitabı nda : da şu açıklama yer
almaktadır: “…Yehuda oğullarını ve Yeruşalayim oğullarını, kendi sınırlarından
uzaklaştırmak için Yunanlıların oğullarına sattınız…”. Bkz. Kitab-ı Mukaddes, İstanbul
,. s.
. Ayrıca bkz. Bora, a.e., s. .
Yahudilerin, söz konusu dönemler sırasında bölgeye yerleştiğini varsayalım. Acaba,
Bornova çevresindeki ilk Yahudi yerleşiminin olduğu noktalardan biri, Belkahve
geçidindeki kaledir denilebilir mi? Kale, askeri amaçlarla kullanılmıştır. O halde, eğer
kaleye Yahudiler yerleşti ise, bunların asker olması gerekir. Prof. Ersin Doğer den
edindiğimiz bilgiye göre, Anadolu da (ellen ve Pers dönemlerinde uygulanan savunma
politikalarından biri, savunma amaçlı inşa edilmiş olan kalelere, Yahudi askerlerin
getirilip yerleştirilmesidir. Acaba bu kalelerden biri, Belkahve Geçidi nde yer alan kale
olabilir mi? Kalenin kullanım s“reci, (elenistik dönemin sonlarına kadar devam ettiğine
göre, söz konusu dönemin sonuna kadar kalede Yahudilerin varlığı söz konusu olabilir mi?
Mert, a.g.t., s. - .
Mert, a.g.t., s. .
Yaakov Barnay, HaMara şel Europa-Parakim BeToledot Hakehila HaYahudit Beİzmir
Bameot haşeva asara ve haşmona asara, Avrupa nın Yansıması. ve
. Y“zyıllarda
İzmir Yahudi Cemaati , Yeruşalayim
, s. .
Siren BORA
Elyezer in anılarından şu sonuçlar çıkarılabilir:
tarihinde İzmir k“ç“k bir
kenttir ve kentte hen“z b“y“k bir Yahudi Cemaati yoktur. Buna karşın, o sırada
İzmir den daha b“y“k bir yerleşim yeri olan Manisa da muhtemelen b“y“k bir
Yahudi Cemaati bulunmaktadır. Öte yandan, Manisa ile İzmir arasındaki
g“zergâhta yer alan Bornova dan ve Bornova da yaşayan Yahudilerde hiç söz
edilmemektedir. Demek ki, o tarihte Bornova da Yahudilere ait bit yerleşke mevcut
değildir. Elimizde
tarihine ilişkin Rabbi Yosef Mitrani nin anıları
bulunmaktadır. Mitrani, Celali Ayaklanmaları nın çevreye verdiği zarardan ve yol
açtığı “z“nt“lerden söz etmektedir: Büyük Şabat günü, yıl 5392
. Ezen
düşman Manisa’ya geldi ve yağmalar, talanlar oldu. Yahudiler fazlasıyla varlıklarını
kaybetti. . Gör“ld“ğ“ gibi Mitrani de, İzmir - Manisa g“zergahı “zerinde yer alan
Bornova dan ya da Bornova Yahudilerinden hiç söz etmemektedir. Nitekim,
.
y“zyılın sonları ile
. y“zyılın sonları arasındaki dönemde, Bornova ve
çevresindeki alanın sayfiye yeri olarak kullanıldığı gör“lmektedir. Ayrıca salgın
hastalıklar sırasında, bir kaçış noktası ya da başka bir deyişle sığınak olarak
kullanılmıştır. Dolayısıyla Bornova ve çevresi, muhtemelen
. y“zyıla değin,
Yahudiler tarafından s“rekli yerleşim yeri olarak tercih edilmemiştir . . y“zyılın
ikinci yarısından itibaren ise, Livorno, Venedik ve Marsilya dan Batı Anadolu ya göç
eden Portekiz kökenli Yahudilerin bir böl“m“n“n , İzmir den önce Bornova ya
yerleşmeyi yeğlediklerini biliyoruz. Bu ailelerden biri Gabay ailesidir.
tarihinde Livorno dan gelen (ayim Gabay, İzmir e değil; Bornova ya yerleşmeyi
yeğlemiştir . Bug“n Bornova Yahudi Mezarlığı içerisinde, Gabay ailesi
mensuplarına ait adet mezar bulunmaktadır.
. ve
. y“zyıllarda, bölgeye gelen gezginlerin hayranlığını kazanan
Bornova, “güzel suları, mükemmel havası, verimli toprakları ile bir çekim
merkezidir . Bornova’daki bütün ev, bahçe ve tarlalar gölden alınan su ile
sulanmaktadır. … Aynı zamanda küçük büyük her evin buz gibi suyu olan kuyusu
vardır….Pek çok evde bahçeler mütevazı olmayıp, görkemlidir…. bahçelerindeki
rengarenk çiçeklerle bir arada kayısı, zerdali, frenk elması, ekşi elma, can erik, ekşi
erik, kırmızı erik, portakal, turunç, limon, tatlı limon, ağaç kavunu, ayva gibi
meyveler…. yanında konserve yapılan domates, bamya, patlıcan, araka’nın büyük bir
Barnay, a.g.e., s. .
Amado ailesi, muhtemelen . y“zyılın ilk yarısı içerisinde Fransa Bayonne den gelerek
Pınarbaşı na yerleşmiştir. Aile, kapit“lasyonlardan yararlanabilmek için uzun bir s“re
Fransa tabiyetinde kalmıştır. Amado ailesine ait bilgileri benimle paylaşma inceliğini
gösteren Sayın Selim Amado ya m“teşekkirim.
B“y“k bir kısmı, Kapitalist sisteme uyum sağlamış olarak gelen zengin Portekiz asıllı
Frankoslardır.
Ailesi hakkındaki bilgileri benimle paylaşma inceliğini gösteren İzmir Yahudi Cemaati
mensuplarından Sayın Daniel Levi ye m“teşekkirim.
Antoine Galland dan aktaran (asan Arıcan, Bornova Köşkleri Gezginler ve Anılar, İzmir
Tepekule Kitaplığı Yayınları Eyl“l
, s. .
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
43
piyasası vardır…”101. Bu dönemde Bornova, bölgenin en g“zel köylerinden biri
olarak tanınmaktadır. Kuzeyde Menemen, Manisa; doğuda Kemalpaşa; g“neyde
Buca; batıda Konak ve Karşıyaka ile çevrili olan ilçenin, gerek ılıman iklimi ve
zengin bitki ört“s“ ve gerek denizden ve karadan ulaşım olanaklarına sahip
olması; onu bir yerleşim alanı olarak çekim merkezine dön“şt“rm“şt“r. İzmir ile
Bornova arasında, ulaşımı kolaylaştıran hem karayolu
hem de demiryolu
bağlantısı mevcuttur. . y“zyılda, tıpkı İzmir kentinde olduğu gibi Bornova da da,
gayri M“slim ve M“slim b“t“n dinsel topluluklar bir arada yaşamaktadır.
(aziran
tarihinde Bornova da bir karma kız-erkek yatılı okul açan Alliance
)sraelite Universelle in Arşivi nden edinilen bilgiye göre: bu tarihte Bornova
Yahudi n“fusunun b“y“k bir kısmını yoksullar oluşturmaktadır . Alliance
tarafından, Bornova da yaşayan Yahudi ailelere para, yiyecek ve giyecek yardımları
yapılmıştır. Ancak, ailelerin kendileri ve çocuklarına ilişkin taleplerinin ardının
arkasının kesilmediği ; on dört yıl sonra
yılında, açılan Alliance )sraelite
Universelle Bornova Ziraat Okulu nun da, Bornovalı yoksul Yahudilere yardım için
devreye sokulmasından anlaşılmaktadır .
Bornova Yahudi Mahallesi
. y“zyılda Bornova nın topografik yapısı, bu köyde yaşayanların sahip
oldukları sosyo-ekonomik koşullara göre şekillenmiştir. Zengin Levantenlere,
Rumlara ve Ermenilere ait köşkler ovada yer alırken; n“fusunun b“y“k bir kısmı
yoksullardan oluşan M“sl“man T“rklerin, Yahudilerin ve bazı yoksul Ermenilerin
oluşturduğu “ç mahalle tamamen Doğu stilinde inşa edilmiş evleri ve dar
sokaklarıyla, Nif dağının eteklerinde yan yana konumlanmıştır. Ermeniler,
çoğunlukla Levantenlerin yanında çalışarak yoksulluk çemberini kırabilmişken;
Yahudilerin tam tersine çemberin içerisinde sıkışıp kaldığı gör“lmektedir: Bir
kısmı manav, boyacı, marangoz ya da k“ç“k atölyelerde kalaycı iken; bir kısmı,
Sokrati Prokopiu dan aktaran (asan Arıcan, a.e., .s. - .
İzmir ile Bornova arasındaki karayolu
yılında yabancı bir şirket tarafından
yapılmıştır.
“1865 yılında İzmir – Kasaba Şirketi Bornova’ya kadar bir demiryolu döşemiştir.” Arapzade
Cevdet, İzmir Hakkında Tetkikat m“ellifleri: Bonavant“r F. Slaars ve İkonomos , İzmir
.
A(A)U, TURQUIE, Bournabat-TURQUIE XCIII E 1096, M. Coen in Mayıs
tarihli
mektubu, numaralı belge.
A(A)U, TURQUIE, Bournabat-TURQUIE XCIII E 1096, M. Coen in
Ocak
tarihli
mektubu.
Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Siren Bora, Bornova da Alliance )sraelite Universelle e
ait Ziraat Okulu , I. Bornova Araştırmaları Sempozyumu, 5-6 Kasım 2014 Bildiriler Ege
Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını No: , İzmir (aziran
, s.s.
.
Siren BORA
manifaturacılık benzeri bir meslek olan çerçilikle geçinmektedir. Bornova nın
Yahudi n“fusu,
. ve
. y“zyıllarda bölgeyi ziyaret eden Batılı gezginler
tarafından, diğer dinsel grupların n“fusuna oranla hep daha d“ş“k sayıda
verilmiştir. Oysa, Alliance )sraelite Universelle in (aziran
tarihinde kurulan
Bornova Okulunun m“d“r“ olan Meir Cohen in verdiği rakama göre; . y“zyılın
son çeyreğinde Bornova Yahudi n“fusu zamanının koşullarına göre hiç de az
değildir:
tarihinde Bornova da yaşayan Yahudi sayısı
d“r. Bu tarihlerde
Bornova merkez toplam n“fusu
olduğuna göre, yaptığımız değerlendirme
muhtemelen doğru olmalıdır. Öte yandan
sayısı, kış aylarındaki Bornova
n“fusunu ifade etmektedir. Ç“nk“ yaz aylarında n“fus,
hatta
e kadar
ulaşmaktadır . . y“zyılda Bornova, bir sayfiye yeri olarak git gide daha fazla
önem kazandığı için; İzmir in varlıklı aileleri, yaz aylarını Bornova daki bahçeli
b“y“k evlerinde geçirmektedir. Bölgede sayfiye evi sahibi olan İzmir in tanınmış ve
zengin Yahudi ailelerinden biri olan Sidi ailesi gibi; varlıklı bazı Yahudi ailelerin
Bornova da sayfiye evi sahibi olma olasılığı göz ardı edilmemelidir. Öte yandan,
Bornova Yahudi Mezarlığı
yılında Alexander Sidi tarafından kurulduğuna
göre; Sidi ailesinin bir kolunun . y“zyılın sonlarında Bornova yı s“rekli ikamet
adresi olarak tercih ettiği anlaşılmaktadır. Kuşkusuz bu tercih “zerinde,
yılında yapılan İzmir Bornova arasındaki karayolu ile
te Bornova ya ulaşan
İzmir-Kasaba demiryolunun varlığı etkili olmuştur. Araştırmalarımız sırasında, Sidi
ailesinin haricinde Bornova yı s“rekli ikamet adresi olarak seçen varlıklı Yahudi
ailelerin adlarını saptadık: Levi, Algranati, Sarfati, Gabay, Franses, Yeşurun ve
Kohen aileleri.
ile
yılları arasında, Bornova Belediye Başkanı olarak
görev yapan Ethem Pekin anılarında, Bornova Yahudilerine ilişkin şunları
yazmaktadır: 1922 yılı öncesinde, Bornova’da yaşayan Yahudi ailelerinin sayısı 20
idi. Yaklaşık olarak 100 kişi. İki tane havraları vardı. Hahamlarının adı ise, Can
Algranati idi”108.
. y“zyılda Bornova Yahudilerinin oturduğu mahalle, bug“n Bornova nın
Erzene Mahallesi sınırları içerisinde kalmıştır. Bornova Yahudi Mahallesi, Bornova
(“k“met Konağı nın hemen arkasında başlamakta ve bug“nk“ , , , , ve
numaralı sokakların işgal ettiği alanı kapsamaktadır. Öte yandan Yahudi Mahallesi,
bug“n Ergene Mahallesi sınırları içerisinde kalan M“sl“man Mahallesi ve bu
mahalledeki Bornova Çarşısı ile yan yanadır. Kuşkusuz çarşı içerisinde, bir
zamanlar Yahudi esnafa ait d“kkanlar olmalıdır. Öte yandan, mikve siz
bir
A(A)U, TURQUIE, Bournabat-TURQUIE XCIII E 1096, M. Coen in Mayıs
tarihli
mektubu, numaralı belge.
Ethem Pekin, (asan Arıcan ın eşi Ayşenur Arıcan ın dayısıdır. Ethem Pekin in anılarını
benimle paylaşma inceliğini gösteren Sayın (asan Arıcan a m“teşekkirim.
İçine tam olarak dalınıp çıkıldığında, değişik nedenlerle temizliğini yitirmiş kişinin ruhsal
ve bedensel sağlığının temizlenmesi amacıyla, Yahudi yasaları uyarınca kullanılan içi su
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
45
Yahudi Cemaati nin varlığı asla d“ş“n“lemez. Bu y“zden, muhtemelen Erzene
Mahallesi deki Dramalı Köşk“ n“n bahçesinde yer alan hamam içerisinde, ya
da Ergene Mahallesi nde yer alan Bornova nın hamamı: Sultan Hamamı ya da
diğer adıyla Bornova Hamamı içerisinde, muhakkak bir mikve olmalıdır.
Ağustos
tarihinde, bir zamanlar Yahudi evlerinin ve
İbadethanelerinin yer aldığı sokakları, eski bir Bornovalı olan (asan Arıcan ın
rehberliğinde gezdik. Yahudi evleri ve İbadethaneler yıkılmış; yerlerine çok katlı
apartmanlar inşa edilmişti.
. y“zyılın sonlarında, Bornova Yahudilerinin iki
sinagogundan biri olan ve
lı yılların sonlarına kadar Bornova da yaşamaya
devam ettiğini öğrendiğimiz boyacı ustası Avram, marangoz Yako, manav David ve
pek çok Yahudi aile tarafından kullanıldığını saptadığımız Algranati Sinagogu nun
yerini görd“k. Bir zamanlar sinagogun yer aldığı parsel “zerine İlknur Apartmanı
inşa edilmişti. Sonra, Algranati Sinagogu nun arka sokağında yer alan Levi
Sinagogu nun bulunduğu sokağa gittik. Levi Sinagogu ve onun hemen yanında yer
alan Levi ailesinin evi yıllar önce yıkılmış; yerine bir beton yığını gör“n“m“nde
olan Melih Tuncay Sitesi inşa edilmişti. Bug“n Bornova Mahallesi nden geriye,
Bornova Algranati Sinagogu nun fotoğrafları ve fotoğraflardan birinde yer
alan " ח נ
ו
א ח
"א
Eğer seni unutursam Kudüs sağ
yanım yok olsun yazısının yer aldığı pano kalmıştır. Bkz. Resim
.
Yahudilikte Mezarlık ve Mezar Taşlarına İlişkin Gelenekler
Tora da mezar taşı ile ilgili ilk ayet, Yaakov un Rahel in mezarı “zerine
diktiği taşa ilişkindir . Mişna da , Yeruşalayim Kud“s Talmud unda
ve
dolu havuz şeklinde bir yapıdır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Yusuf Besalel, Yahudilik
Ansiklopedisi, cilt , İstanbul Ekim
,
.
Bu köşk, Bornova Yahudi Mahallesi nin işgal ettiği alanla yan yanadır. , ve sokaklar
arasında yer almaktadır. Uzun yıllar boyunca Bornovalı gayrı M“slim bir ailenin ailenin
Ermeni ya da Rum kökenli olduğuna dair değişik gör“şler mevcuttur m“lk“ olarak
kullanıldıktan sonra, T“rk- Yunan M“badelesi esnasında Drama dan göç eden bir ailenin
m“lk“ olmuştur. Bu g“n, Dramalı Köşk“ olarak bilinmektedir. Restore edilmiştir, m“ze
olarak kullanılmaktadır.
Musa nın ilk beş kitabıdır. Yahudi inanışına göre, Musa Peygamber, Sina da biri yazılı
diğeri sözl“ iki Tora almıştır. Yazılı Tora’’ Tora şebihtav tanımı; Musa ya verilen beş
kitap, Peygamberler Neviim ve Kutsal Yazıları Ketuvim içeren Eski Ahit Ahd-i Atik in
tamamı için kullanılmaktadır. Tanah , bu literat“r“n İbranice isimlerinin baş
harflerinden t“remiş bir kalıptır.
Ve Yakub onun Kabri üzerine bir taş dikti; o, bugüne kadar Rahel’in mezar taşıdır . Kitabı
Mukaddes – Eski ve Yeni Ahit, İstanbul
, Tekvin : , s. .
Mişna, Tora ın yorumlarından oluşan eserdir ve Talmud un ilk böl“m“n“
oluşturmaktadır. Talmud; Mişna, Gamara ve Agada olmak “zere “ç böl“mden
oluşmaktadır .
Siren BORA
Yahudi din alimlerince
mezar yerlerine mezar taşı konulmasına dair farklı
gör“şler ileri s“r“lmekte ise de; (alaha ya Yahudi Şeriatına göre, öl“lere ya da
göm“l“ oldukları yerlere dokunmak rit“el kirlenmeye yol açtığı için, zamanla
mezar yerlerinin bulunduğu alanlar işaretlenmeye başlanmış ve bu gelenek,
Yahudi d“nyasında giderek evrenselleşmiştir. Öte yandan Halaha, mezar “zerine
mezar taşının dikilmesi ya da konulması ile ilgili bir zorunluluk getirmemiştir.
Yahudilikte, dikili taşlar put ile özdeşleştirilmektedir: Kendinize putlar
yapmayacaksınız ve kendiniz için oyma put ve dikili taş dikmeyeceksiniz ve önünde
secde etmek için memleketinizde resimli taş kurmayacaksınız; çünkü ben Allahınız
Rab’im’’. “Ve kendin için Allahın Rabbin nefret ettiği dikili taş dikmeyeceksin”116. Söz
konusu ayetler,
. y“zyılın sonuna kadar Osmanlı kentlerindeki Yahudi
mezarlıklarında
mezar taşlarının mezar “zerine yatay bir biçimde
yerleştirilmesinin nedeni olabilir . Mezar taşlarını dikey yerleştirme geleneği
Aşkenazlara özg“d“r. Batıda yaşayan Yahudi Cemaatleri arasında yaygınlaştıktan
sonra doğudaki Sefaradlar tarafından da benimsenmiştir . Yahudilerde Atalar
Talmud, Tevrat tan istihrac edilerek
mana çıkarılarak hazırlanmış dini hukuk ve
sosyal haklar k“lliyatıdır. Yeruşalayim Talmudu, Filistin de Eretz İsrael de oturan
bilginlerin eseridir. Babil Talmudu ise, Babil de yaşamış Yahudi bilginler tarafından
yazılmıştır. Yeruşalayim Talmuduna göre daha kapsamlı olduğu için daha fazla tercih
edilmiştir.
Yahudi din alimlerinin, mezar taşlarına ilişkin farklı gör“şlere sahip olduklarını biliyoruz.
Söz gelimi, Maimonides in Rambam ın ve Yosef Karo nun kitaplarında mezar taşı
konulmasının zorunlu olmadığı vurgulanırken; Kabalist İzak Luria, mezar taşlarının
mutlaka mezar “zerine konulması gerektiğini ve bunun öl“lerin hayrına olacağını dile
getirmektedir. Bkz. Yusuf Besalel, Yahudilik Ansiklopedisi, cilt İstanbul Ekim
, s.
.
Levililer
: , s.
. Tesniye
: , s.
.
Batey Kevarot:Mezarler Evi ya da Beyt Olam:Sonsuzluk Evi.
Yahudilikte, mezar taşının mezara ne zaman yerleştirileceği ilişkin, çeşitli gelenekler
mevcuttur. Birçok cemaat vefattan bir yıl sonra mezar taşını mezar “zerine koydurur.
Bazıları ise, daha erken. Örneğin bir hafta sonra taşı yerleştiren vardır. İsrail de, mezar
taşı Şloşim den Otuzdan sonra, yani cenazeden otuz g“n sonra konulur.
Osmanlı Yahudileri, eğer ölen yoksul ve kimsesiz ise defin işlemleri için gereksinme
duyulan masrafları kefen, tabut ve mezar yeri teminine ilişkin masraflar , “Hevra Kadoşa
şel Kabarim Yahudi Kabristan Cemiyeti ya da Beit Almin” Mezarlık aracılığı ile
muhakkak “stlenmektedir. Bunun geleneksel bir temeli bulunmaktadır. (ayırseverlik
hizmeti, “sıkıntılı zamanlarda insanlara yardım etme” mitsvasına şer i kuralına bağlı bir
gelenektir. Yahudiliğe göre, Tora ve ibadet ile birlikte gön“ll“ iyilik yapmaya yönelik işler,
d“nyanın “ç temel s“tununu oluşturmaktadır. Yusuf Besalel, Yahudilik Ansiklopedisi, cilt ,
İstanbul Mayıs
, s.
. Ayrıca bkz. Salime Leyla G“rkan, Yahudilik, İstanbul (aziran
gözden geçirilmiş . baskı , s.
. Cenaze töreni sırasında Mezmurlar Tehillim ,
Minyan
kişi varsa Kadiş, El Male Rahamim adlı dualar okunur. Tören sonunda
merhumla ilgili Kaside de okunabilir. Cenaze esnasında okunan dualar bittikten sonra,
cenaze toprakla buluşturulur. Ve Adem’e dedi: Karının sözünü dinlediğin ve: Ondan
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
47
Dönemi nden itibaren aile mezarlıklarına göm“lmek adettendir . (atta aile
mezarlığından ayrı yere göm“lmek ceza sayılmaktadır . Göm“leni mezardan
çıkarmak da bir çeşit ceza kabul edilmektedir . Salgın hastalıklar sırasında
ölenler için ise, ayrı bir mezarlık temin edilmekte ve hastalıktan ölenler, adları
mezar taşları “zerine yazılmadan sadece öl“m tarihleri kaydedilerek
göm“lmektedir. İntihar yoluyla yaşamına son verenlere gelince, cemaat mezarlığı
içinde ayrı bir yere defnedilerek adeta aforoz edilmektedirler .
Bornova Yahudi Mezarlığı:
Bornova Yahudi Mezarlığı, Kazım Dirik Mahallesi nde, Ege Üniversitesi nin
karşısında, S“vari Caddesi ile Gediz Caddesi nin kesiştiği alanda köşede yer
almaktadır. Bornova İngiliz Mezarlığı ile karşı karşıyadır. Yahudi Mezarlığının
demir giriş kapısı “zerinde yer alan İbranice kitabede, מע י אל אל ינ אח
" " אני אמיŞema İsrael Adonay Eloheynu Adonay Ahad Ani Emet - Dinle İsrael
Adonay Tanrımızdır Adonay tekdir Ben Hakikatim” yazılıdır Bkz. Resim
. Ayrıca
kitabenin ortasında bir işareti” yaparak gök y“z“n“ gösteren bir el kabartması
bulunmaktadır. Kapıdan içeri girildiği zaman, demir kapının sağında ve solunda
yer alan s“tunlar “zerinde İbranice ve İngilizce olarak yazılmış iki mermer yazıt
mevcuttur. Yazıtlardan anlaşıldığına göre; “… mezarlık arazisi, her sınıftan ve her
yemeyeceksin, diye sana emrettiğim ağaçtan yediğin için, toprak senin yüzünden lanetli
oldu; ömrünün bütün günlerinde zahmetle ondan yiyeceksin; ve sana diken ve çalı bitirecek;
ve kır otunu yiyeceksin; toprağa dönünceye kadar, alnının teriyle ekmek yiyeceksin; çünkü
ondan alındın; çünkü topraksın, ve toprağa döneceksin.” Kitabı Mukaddes, Tekvin 3: 17-19,
s. . Yahudilikte cenaze gelenekleri, öl“m ve Ahiret inancı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.
Siren Bora, Bodrum Yahudi Mezarlığı , 3. Uluslar Arası Her Yönüyle Bodrum Sempozyumu
30 Ekim – 1 Kasım 2013 Bodrum Bildiriler, cilt İzmir
,
.
Ahmet G“ç, Yahudilikte Defin ve Sonrasına Ait Gelenekler , Uludağ Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi cilt
, sayı
, s.
. Kitabı Mukaddes, Tekvin
: - , s.
.
Tekvin
: - , s.
. Tekvin
: , s.
. Yakub, sırf bu sebepten dolayı Mısır da
göm“lmeyi vasiyet etmiş olabilir. Tekvin : - , s. .
Kitabı Mukaddes, I. Krallar : , s.
. G“ç, a.m. , s. .
Kitabı Mukaddes , İşaya : - , s.
. Yeremya : - , s.
. G“ç, a.m. , s. .
Tora da intiharla ilgili genel bir kural vardır: Uşmartem meod al nafşotehem’’
Nefisleriniz “zerinde ziyadesiyle korumacı olunuz . AyrıcaTora da, intiharı haram kılan
bir ayet bulunmaktadır. Diğer yandan; kendi yaşamınızın kanının hesabını soracağım.
Hesabı her vahşi hayvanın elinden soracağım. İnsan hayatının hesabını,insanın elindeninsanın kendi kardeşinin elinden soracağım. İnsan kanı döken kişinin kanı, insan tarafından
dökülecektir, çünkü Tanrı, insanı kendi görüntüsünden yapmıştır… . Bkz. Tora-Bereşit,
Perek Bab , İst.
, . T“rkiye deki uygulamalara gelince; eski T“rkiye (ahambaşısı
Rabi Rafael Saban tarafından Alaha Kanun önerisinde bulunulmuştur: İntihar eden
aklını yitirmiştir aklını yitiren cezai müeyyideye tabi tutulmaz’’. Ancak bu öneri genel
uygulamaya yansıtılmamıştır.
Siren BORA
milliyetten Yahudilerin defnine tahsis edilmek üzere, Amerika Birleşik Devletleri
vatandaşı olan Alexander M. Sidi tarafından satın alınmış, inşa edilmiş ve 29 Nisan
1880 tarihinde yukarıda adı geçen Yahudilerin kullanımına sunulmuştur…..Bu
mezarlığın mülkiyeti Amerika Birleşik Devletleri’ne aittir” Bkz. Resim
ve
.
Mezarlıkta
adet mezar yeri bulunmaktadır. Bu yerlerden sekizi boştur.
Muhtemelen defin yapılmamıştır. Öte yandan, mezarlık içerisindeki bazı
mezarlarda bir arada göm“ mevcuttur. Toplu defin işlemine başvurulmasının
nedenlerini saptadık: - Bir başka mezarlıktan transfer söz konusu olduğu zaman
Bkz. Resim
- Gediz Caddesi nin yapımı sırasında, Bornova Belediyesi ne
bırakılan mezarlık arazisinden transfer edilen kemiklerin defnedilmesi söz konusu
olduğu zaman Bkz. Resim
. Mezarlıktaki incelemelerimiz sırasında,
mezarlardaki mermerlerin b“y“k bir kısmının, zaman içerisinde tahrip edilmiş,
parçalanmış ve sağa sola saçılmış olduğunu belirledik. Bu parçaları tek tek toplayıp
eşleştirerek “zerlerindeki kitabeleri okumaya çalıştık. Eşleştirme işlemi
sonucunda, mezar sahiplerinin çoğunun adlarını saptadık. Parçalanmış mezar
taşlarının kitabelerini okumak olanaksız olduğu için; sağlam kalmış mezar taşları
“zerindeki kitabelerle yetinmek zorunda kaldık.
Bornova Yahudi Mezarlığına ilişkin hazırladığımız krokide, Ada B ve Ada
B te yer alan koyu kalemle sınırlarını çizdiğimiz mezar yerleri, boş mezarları
göstermektedir ve adettir. Ada B te yer alan sıra ve sıra deki numaralı
mezarlarda toplu göm“ mevcuttur. Bornova Gediz Caddesi nin yapımı sırasında
Bornova Yahudi Mezarlığı arazisinin bir kısmı yol yapımında kullanılmak
koşuluyla Bornova Belediye sine bedelsiz verilmiştir. Söz konusu arazi “zerindeki
mezarlarda yer alan kemikler, Ada B e taşınmış ve bu yerdeki mezarlara bir arada
defnedilmişlerdir . Bkz. Resim
.
Ada B de sıra de yer alan ve numaralar, Nesim Moşe Bohor Sidi ve
(ana Sidi ye ait mezarlardır. Bulundukları alan anıt gibi d“zenlenmiştir.
lı
yıllara değin sağlam olduğunu saptadığımız mezarların “zerindeki devasa
mermerler, ne yazık ki bu g“n parça parçadır. Bkz. Resim ve .
li yıllarda İzmir Yahudi Cemaati Kabarim in başkanlık görevini “stlenmiş olan
Avram Levi ile yaptığım gör“şme sırasında, Bornova Yahudi Mezarlığı arazisinden bir
böl“m“n“n Gediz Caddesi nin açılması için Bornova Belediye sine koşullu olarak
verildiğini ve karşılığında da K“lt“r ve Turizm Bakanlığı ndan, mezarlığın korunmaya
alınan tarihi anıtlar arasında sayıldığına dair bir yazı alındığını öğrenmiştim. Gerçekten de
bug“n mezarlık, eski eser tescillidir ve ilgili bakanlığın izni olmaksızın; içerisinde bir çivi
dahi çakılamamaktadır.
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
49
Bornova Yahudi Mezarlığındaki Mezar Taşlarının Genel Özellikleri
Mezarlıktaki kabirler “zerinde kullanılan mezar taşlarının tamamı
mermerdir. Batı Anadolu kentlerinde yer alan Yahudi mezarlıklarında, mezar
taşlarının mezar “zerine yatık bir biçimde yerleştirilmesi geleneği mevcuttur.
Bornova Mezarlığında, hem dik hem de yatay yerleştirilmiş mezar taşlarının
kullanıldığı “ç adet mezar saptadık. Bunlar, çizdiğimiz krokide Ada B de sıra te
yer alan ve numaralı mezarlar ile sıra te yer alan numaralı mezardır. Bu
sistem, karşılıklı iki mermer bloktan oluştuğu için, ayna sistemi olarak ta
adlandırılmaktadır Bkz. Resim
. Bornova Yahudi Mezarlığındaki mezarların
b“y“k bir kısmında, “st“ abartılı bitki s“slemeleri ve uzun kitabelerle bezenmiş
koskoca mermer levhalardan yapılmış mezar taşları kullanılmıştır. Kitabeler,
uzundur. Sanatkarane şiirler ve Tora dan alıntılar içermektedir. Mezarlıktaki
incelemelerimiz sırasında, k“ç“k ve son derece sade mezar taşlarına da rastladık.
Bunlardan biri
Tişri
Eyl“l
tarihinde vefat etmiş olan Rav
Avraham Franses e ait mezar taşıdır. Üzerinde sadece öl“m tarihi ve adı yer
almaktadır.
Batı Anadolu kentlerinde yer alan Yahudi mezarlıklarında, mezar taşları
“zerindeki harfler zemin “zerine, keski ve çekiç yardımı ile oyularak
yazılmaktadır. Kullanılan dil ise, çoğunlukla İbranicedir. Bornova Yahudi
Mezarlığındaki mezar taşları “zerindeki kitabelerde, b“y“k bir çoğunlukla,
İbranice kullanılmıştır. Mezarlıktaki incelemelerimiz sırasında, Judeo İspanyol
dilinde yazılmış bir mezar taşı kitabesi ile Bkz. Resim
İbranicenin ve
Fransızcanın bir arada kullanıldığı bir mezar taşı kitabesi saptadık Bkz. Resim .
Ayrıca kitabelerde,
li yıllardan itibaren İbranice ile birlikte Latin harflerinin
de kullanılmaya başladığını belirledik Bkz. Resim
.
Mezarlık
yılında açılmıştır. Ancak mezarlık içerisinde,
yılından
önce vefat etmiş olan, Albali, Amado, Arditi, Danon, Leon, Levi, Politi ve Sidi aileleri
mensuplarına ait toplam
adet mezar mevcuttur. En eski mezar, Moşe Sidi ye
aittir.
tarihlidir. Bornova Yahudi Cemaati ne mensup aileler, muhtemelen
Bornova Yahudi Mezarlığı açıldıktan sonra, İzmir Bahribaba Mezarlığı nda yer alan
yakınlarının mezarlarını Bornova mezarlığına naklettirmişlerdir. Bornova Yahudi
Mezarlığındaki en son göm“,
tarihinde Ester Sidi için yapılmıştır.
Anadolu kentlerinde Yahudi mezarlıkları içerisinde, genellikle, Geniza”
adı verilen bir k“mbet bulunmaktadır. Bornova Yahudi Mezarlığı nda geniza ya
rastlamadık. Buna karşın, İzmir G“rçeşme ve Altındağ Yahudi Mezarlıkları
içerisinde birer geniza bulunduğunu biliyoruz. Bornova Yahudi Cemaati k“ç“k bir
Geniza’ Kutsal Arşiv yada Depo . Yahudi inancına göre, Sinagoglardaki eskiyen ya da
okunmaz duruma gelen kutsal metinler Yahudi Mezarlıkları içindeki Geniza olarak
adlandırılan ayrı bir yere göm“lmektedir.
Siren BORA
cemaat olduğu için, muhtemelen Bornova cemaatine ait olan eski kutsal metinler,
G“rçeşme mezarlığı ya da Altındağ Mezarlığı içerisinde yer alan genizalara
göm“lm“ş olmalıdır.
Kitabeler:
Kitabelerin Dinsel İçerikleri:
Mezar taşı kitabelerinin hemen hemen hepsi, iki farklı ibare ile
başlamaktadır: Baruh Dayan Haemet: (akiki Yargıç m“barektir ve Baruh Hagozer:
(“kmeden m“barektir. Yahudilikte Tanrı veya Allah kelimeleri kullanılmaz. (atta
bir ad vermekten özellikle kaçınılır. Kullanılan, ya Adonay’’dır Efendimiz ya da
Haşem dir O isim . Baruh Dayan (aemet ve Baruh (agozer de, (aşem gibi birer
ima’ dır. (epsinde Tanrı kastedilmektedir. Bornova Yahudi Mezarlığı ndaki mezar
kitabeleri arasında, farklı bir ibareye rastladık: Baruh Haemet: (akikat M“barektir.
C“mlenin içinde yer alan (aemet tanımlaması ile kastedilmekte olan, yine tanrıdır.
Bu tanımlama, Bornova Yahudi Mezarlığı nın giriş kapısı “zerindeki kitabe ile
paralel bir ifadeye sahiptir. Aşre iş yere et Adonay bemitzvotav: Anlamı, Tanrıdan
korkan ve onun emirlerini yerine getiren adam ne mutludur . David in
Mezmurlarından alıntıdır . Tihiye(Tiyye) Nişmato(Nişmata) Tserura Bitsror
Hahayim: Anlamı, Ruhu yaşam haznesinde dinlensin . Bu ibare, mezar taşlarının
b“y“k bir kısmında yer almaktadır ve kitabenin sonuna eklenmiştir. ’Yaşam
Haznesi’ denilen yer, ruhun aslına dönd“ğ“ yer, yani Tanrı dır. Menuhato Kavod:
(emen hemen her mezar taşının sonunda yer almaktadır. İstirahatgahı şerefli
olsun ya da Allah rahmet eylesin anlamına gelmektedir. Zihrono Livraha:
Anlamı, anısı bereket içerisinde olsun dur.
Kullanılan Kısaltmalar:
Bornova Yahudi Mezarlığında bulunan mezar taşı kitabelerinde, bazı
kelimeler ve c“mleler sadece baş harfleri yazılarak kısaltma şeklinde
kullanılmışlardır. Bu yazım tekniği, İbraniceye özg“ bir tekniktir ve benzer
örneklerine sadece mezar taşı kitabelerinde değil, Yahudilere ait pek çok metinde
rastlamak m“mk“nd“r.
Heyhey: (aadon hanihbad saygın beyefendi ya da (agiveret hanihbedet
saygıdeğer hanımefendi ya da Heyhey: (alo hu ondan başkası değil . Betşin:
Beşanat ya da Bişnat yılında . Betşin: Bo şemeş g“neşin batışı .
Tafnuntsadikbethey: Tihiye Tiyye nişmata nişmato tserura bitsror hahayim
Ruhu yaşam haznesinde dinlensin . Betdalethey: Baruh Dayan (aemet (akiki
Rabden korkana onun emirlerinden büyük zevk alana ne mutlu . Mezmur
Mukaddes – Eski ve Yeni Ahit,
.
, Kitabı
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
51
Yargıç m“barektir . Alefhet: Eşet hayil Erdemli kadın . Lamedhet: Lehodeş
ayında . Heynunbetkufşin: (anitasek bekodeş Kutsal işlerle uğraşan, iştigal eden .
Nuntaf: Niftar veya Nifteret vefat etmiş . Şin: Şanat Yıl . Mem: Mar veya Marat
Bay veya Bayan . Heyyudvav: (aşem yişmerehu viyhayehu Kısaltması (ayo ,
Tanrı onu korusun ve ona öm“r versin . Heyyud: (aşem yişmerahu Tanrı onu
korusun . Het: (aham. Yudmemkafsofid: Yihiyye Yiyye menuhato kavod
İstirahatgahı şerefli olsun . Yudmemayn: Yihiyye menuhato Eden İstirahatgahı
cennette olsun . Nunayn: Nilba olamo Ebediyete intikal etti ya da Nunayn: Noho
Eden Cennette dinlensin
. Ayntetreş: Ateret roşeynu Başımızın tacı . Heynun:
(aiş nedavod Özverili, Alicenap adam . Vavhey: Vahessed İyiliksever .
Zaynmemkuf: Zihron menuhata kadoş İstiratgahının anısı kutlu olsun . Yaşua
Şitini nin eşi Zinbul Şitini nin mezar taşında, kitabenin başlangıcında kullanılmıştır.
Kullanılan Ünvanlar
Bazı mezar taşlarında, isimlerin ön“ne erkeklerde Mar’ , kadınlarda
“Marat’’, bazı erkek mezar taşlarında ise Kehar öneki kullanılmıştır. Mar ve
Marat, Aramcadan İbraniceye geçmiş olup Mar: Bay; Marat: Bayan anlamına
gelmektedir. Kehar ise, sayın bay anlamındadır.
Meslekleri
Tire, Manisa, Akhisar, Tekirdağ, Bergama ve İzmir G“rçeşme Yahudi
Mezarlıklarında yer alan mezar taşları “zerinde, çoğunlukla, ölen kişinin mesleğini
ifade eden simgeler kullanılmıştır. Söz gelimi makas, terziyi; çekiç ve örs demirciyi;
kitap ve gözl“k haham ya da öğretmeni ifade eden simgelerdir. Bornova Yahudi
Mezarlığı ndaki mezar taşlarında yukarıda değindiğimiz simgelere hiç rastlamadık.
Bazı mezar taşları “zerindeki kitabelerde, vefat edene ilişkin verilen bilgiler
arasında, mesleğin de yazılmış olduğunu belirledik. Söz gelimi,
yılında
vefat eden Aron (asan ın mezar taşı “zerindeki kitabeye şohet ;
yılında vefat eden Nesim Yaakov İsrael in mezar taşı “zerindeki kitabeye
palamutçu olduğu yazılmıştır.
yılında vefat eden Kaduna Sultana
Algranati nin mezar taşı kitabesinde ise eşinin (arav hagaon Melamed tinokot
yani Ulu (aham çocukların öğretmeni olduğu;
yılında vefat eden
Avraham Franses in ise Rav yani (aham olduğu belirtilmiştir.
Nunayn ın karşılığı olarak verdiğimiz Noho Eden tanımlaması, Prof. Minna Rozen
tarafından yapılmıştır. Bkz. Rozen, a.m., .
Dini kurallara uygun olarak hayvan kesen kişi. Rit“el açıdan uygun olan kaşer
hayvanların Yahudi dini kuralları (alakha uyarınca uygun şekilde kesen kişidir. Bkz.
Yusuf Besalel, Yahudilik Ansiklopedisi, cilt , İstanbul Mayıs
, s.
,
.
Siren BORA
ÖlümTarihleri
Mezar taşlarında kullanılan takvim İbrani takvimidir . Başlangıç,
yaratılıştır. Bu y“zden yıllar, Leyetsira yani yaratılıştan itibaren şeklinde ifade
edilmekte ve tarihler beş binli rakamlarla yazılmaktadır. Bornova Yahudi
Mezarlığındaki mezar taşlarında, defnedilenlerin öl“m tarihlerinin dört şekilde
kaydedildiğini saptadık: Bir böl“m“nde öl“m tarihi, sadece rakamlarla ifade
edilirken:
,
,
gibi; bir böl“m“nde, öl“m tarihine ilişkin tarih
düşme harflerle yapılmıştır; bir böl“m“nde de öl“m tarihi ifade edilirken harfler
ve rakamlar bir arada kullanılmıştır .
yılında vefat etmiş olan
Esterula Taranto nun mezar taşı kitabesinde ise, tarih d“şmenin farklı bir biçimde
yapıldığını saptadık: Taranto nun mezar kitabesinde öl“m tarihi, alışıldık biçimde
kitabe sonunda Elul
olarak verildikten sonra; kitabeye bir satır daha ilave
edilmiş ve o satırda, tarihe ilişkin olarak harflerin rakamsal işaretlerine yer
verilmiştir: Ba+hey+şin+mem+şin = + +
+ +
=
.
Medeni Durumları
Bornova Yahudi Mezarlığı nda yer alan mezar taşı kitabelerinin pek
çoğunda, Bodrum, Tire, Akhisar Tekirdağ, Manisa ve G“rçeşme Yahudi
Mezarlıklarındaki mezar taşı kitabelerinden farklı olarak; defnedilenin anne ve
baba adının kitabeye ilave edildiğini saptadık. Mezarlıkta yer alan kitabelerin genel
özellikleri şöyledir: Ölen erkek ise, hakkında övg“ler ve ona duyulan sevgiyi,
özlemi ifade eden c“mlelere yer verildikten sonra, öl“m tarihi yazılmadan önce adı
ve soyadı kaydedilmiştir. Ölen kadın ise, adı tanımlamalar ile mezar taşı “zerine
yazılmıştır. Çocuk yaşta hayatını kaybetmişse; adı babasının adı ile birlikte
yazılmaktadır. Falancanın kızı gibi. Evli ise, kocasının adı yazılmakta ve onun eşi
olduğu vurgulanmaktadır. Falancanın eşi gibi. Dul ise, yine ölen eşinin adı
yazılmakta ve onun eşi olduğu vurgulanmaktadır. Falancanın dul eşi gibi. Bunun
İbrani takvimine göre, Tişri ayı takvimin başlangıcıdır. Yahudilikte, bir de Pesah
bayramının kutlandığı ay olan Nisan ayı ile başlayan Biblic sıralama mevcuttur. Ancak
mezar taşı kitabelerinde kullanılan takvim, Tişri ayının başlangıç olarak kabul edildiği
İbrani takvimidir.
Gimatriya ya da Gematriya, sözc“kler ve sayılar “zerine yapılan Kabalistik çalışmalarla
da ilgili bir uzmanlık alanıdır. İbrani alfabesinde her harfe sayısal bir değer verilmektedir.
İbrani ayları, ayın hareketlerine göre d“zenlenen kameri aylardır. (er biri
veya
g“n
s“rer. Yeni ayın ilk gör“n“ş“yle başlar ve bir sonraki yeni ayın ilk gör“n“ş“ne kadar
geçen s“reyi kapsar. G“neş Takviminde
ay olarak hesaplanan yıl, bu takvimde ,
ay olarak hesaplanır. Bu farkın kapatılması için belli aralıklarla İbrani Takvimine bir ay
ilave edilir Artık ay- Adar )) . (er
yılın
sinde
ay varken sine bir ay ilave edilir.
İbrani ayları: Tişri, (eşvan, Kislev, Tevet, Şevat, Adar, Ve Adar Artık ay , Nisan, İyar,
Sivan, Tamuz, Av, Elul d“r.
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
53
için almana” yani dul kelimesi kullanılmıştır. Söz gelimi,
yılında vefat
eden Klara (asan ın mezar taşı kitabesinde almanat olduğu vurgulanmıştır.
“Arusa” ise, nişanlı kız anlamına gelmektedir.
yılında vefat eden Rosa
Albali nin mezar taşına arusa olduğu yazılmıştır.
Yaşları
Mezar taşları “zerindeki kitabelerin bir böl“m“nde, vefat edenin hangi
yaşta öld“ğ“ne ilişkin ipucu, yani doğum tarihi kaydı yer almaktadır. Söz gelimi,
Eliya Avraham (alevi nin mezar taşı “zerine doğum tarihi
ve öl“m
tarihi
yazılmıştır. Böylece (alevi nin
yaşında öld“ğ“n“
öğrenebiliyoruz.
Bazı mezar taşlarında ise, kullanılan ortak bir “slup ya da bazı tanımlamalar,
mezar sahibinin çok yaşlı ya da çok genç vefat ettiğine dair ipuçları vermektedir:
Bazı mezar taşlarında ölen ya da yakınları için “hayaşiş” tanımlaması yapılmıştır.
(ayaşiş, çok yaşlı adam, ak sakallı kişi anlamına gelmektedir. Bazı mezar taşı
kitabelerinde ölen için hazaken erkek ya da “hazekena kadın , yani yaşlı
tanımlamaları yapılmıştır.
Kullanılan Süslemeler:
İki Sandalye ve üzerinde örtü: Evlilik törenini ifade etmektedir. Bu motif ya
da simge,
tarihinde nişanlı iken vefat eden Rosa Sultana Albali nin
mezar taşı “zerinde kullanılmıştır. Sarmaşık dalları: Bazı mezar taşlarında yazıtın
çevresinde sarmaşık dalları ve çiçek motifleri bulunmaktadır Genellikle zambak
motifi kullanılmıştır . Zambak, kabalistik inanç biçiminde kullanılmakta ve safiyeti
ifade etmektedir. Geometrik kenar süslemeleri: S“sleme amacı ile mezar taşlarının
çevresinde kullanılmıştır. Moşe Bardavid in mezar taşının çepeçevre etrafında
geometrik s“slemeler yer almaktadır. Hupa: Duvak anlamına gelmektedir.
.
y“zyıla ait b“y“k ve gösterişli mermer mezar taşlarında gör“lmektedir. Genellikle
çok genç yaşta vefat eden kadınlara ait mezar taşları “zerinde kullanılmıştır.
Benzer mezar taşı örneklerine, Akhisar ve Tire Yahudi Mezarlıklarında da
rastlanılmaktadır. Asma: Bu motife,
yılında vefat etmiş olan Esterula
Taranto nun mezar taşı “zerinde rastladık. Tora Tekvin de, asmadan söz
edilmektedir . Ayrıca asma, şarap yapımı için de son derece önemlidir. Adamotu:
yılında vefat etmiş olan Moşe Bardavid in mezar taşı “zerinde en altta
yer almaktadır. Tora Tekvin de adamotundan söz edilmektedir. Adamotu nun
“Ve Nuh çiftçi olmaya başladı, ve bir bağ dikti . Kitabı Mukaddes-Eski veYeni Ahit, Tekvin
: , İstanbul
, s. .
Ve Ruben buğday biçme günlerinde gitti, ve tarlada lütfah meyvaları buldu…..”. Bkz. Kitabı
Mukaddes-Eski ve Yeni Ahit, Tekvin : - , s. .
Siren BORA
doğurganlığı teşvik ettiği inancı yaygındır. Yıldız ve ay:
yılında
yaşında
vefat eden Eliya Avraham (alevi nin mezar taşı “zerinde adının baş harflerinin yer
aldığı kabartmanın iki yanında solda yıldız sağda ise ay olacak şekilde
resmedilmiştir. Söğüt: Eliya Avraham (alevi nin mezar taşı “zerinde yıldız ve ay
motiflerinin tam ortasına yerleştirilmiştir. Söğ“t ten, Davud un Mezmurları nda söz
edilmektedir. Ayrıca söğ“t, (ezekial :
, Levililer :
ve İşaya : te
de yer almaktadır.
Aile Adları:
Bornova Yahudi Mezarlığında yer alan mezar taşlarındaki kitabelerden
Bornovalı ailelere ait toplam mezar sayılarına göre bir liste hazırladık. Aşağıda
yer alan adlar,
AİLENİN ADI
MEZAR SAYISI
AİLENİN ADI
SİDİ
ARD)T)
YEŞURUN
ALAZRAK)
LEVİ
KO(EN
ALGRANTİ
GABAY
TARANTO
POLİTİ
RODİTİ
ALBALİ
FAR(İ
FRANSES
NAVARO
SOLİMANİ
MEZAR SAYISI
AMADO
BARDAV)T
ZEVİ
SONS)NO
DANON
BENVENUSTE
PARDO
P)CON
KALOM)T)
(ASAN
SAYDON
KRESP)N
Bornova da yaşayan Yahudi cemaati mensuplarının aile adlarıdır. Listede
gör“ld“ğ“ gibi, mezarlıkta en çok mezar sahibi olan aileler ya da başka bir deyişle,
mensuplarını bu mezarlığa en çok defnetmiş olan aileler, Sidi ve Levi aileleridir.
Alexander Sidi nin Bornova Mezarlığını inşa ettirdiği bilinmektedir. Kanımızca Sidi
“…çok sular kenarına onu koydu; söğüt ağacı gibi dikti”. a.y., s.
.
“…ve sık yapraklı ağaçların dallarını, ve dere söğütlerini alacaksınız”, s.
ve otlar arasında, akar sular arasında söğüt ağacı gibi bitecekler”, s.
.
.
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
55
ailesi, Bornova da oturan sayıca en b“y“k ve en kalabalık Yahudi ailesi olmalıdır.
Öte yandan, Bornova nın iki sinagogundan birini inşa ettiren Levi ailesinin de
Sidi ler kadar kalabalık ve zengin bir aile olması muhtemeldir. Ayrıca listede
tanıdık bir ailenin adı yer almaktadır: Mezarlığa
aile “yesini defnetmiş olan
Algranati ailesi. Bu aile, ekler böl“m“nde resimlerine yer verdiğimiz Algranati
Sinagogu nun sahibi olan ailedir.
Listede adı yer alan, Kalomiti Kalomiri ailesinin Rahel Kalomiti
öl“m“:
ve Sara Kalomiti öl“m“:
Teselya, Selanik, Larissa ya da Girit ten
gelerek Bornova ya yerleşmiş olması kuvvetle muhtemeldir. (er ikisinin öl“m
tarihleri
ve
olduğuna göre, bu tarihlerden önce Bornova ya gelmiş
olmalıdırlar. Öte yandan annelerinin adı Kalomira olan Levi ailesinden iki kişinin
mezarı, mezarlıkta yer almaktadır. Bunlardan biri,
yılında vefat eden Moşe
Levi, diğeri ise
yılında vefat eden (ayim Levi dir. Kalomiti ya da Kalomira,
Grekçe kökenli kelimelerdir. Bu y“zden ailenin ya da kişilerin köklerini, Grekçe
konuşulan coğrafyalarda aramak gerekir.
tarihli Girit Olayları sonucu,
Girit ten ayrılarak İzmir e gelen Yahudi ailelere ilişkin bilgi mevcuttur. Alliance ın
İzmir temsilcisi ve Alliance okulunun m“d“r“ olan Gabriel Arié nin mektuplarında,
İzmir e gelen Giritli Yahudi göçmenlerden söz edilmektedir: “Yıl 1897….Kış
aylarının diğer olayları; Birinci olarak Girit Yahudilerinin göçü. Onlar, adada
meydana gelen Türk karşıtı ayaklanmanın ardından geldiler….”136. (aziran
tarihli mektubunda ise, Teselya, Rusya ve Girit ten İzmir e
gelen Yahudi
göçmenlerin yoksulluğundan söz etmektedir: “….Rus ve Giritli göçmenlerimiz var.
Biz sadece doğrudan doğruya bize gelerek yardım isteyen Teselya’dan gelen
göçmenlerimizin gereksinmelerini karşıladık…” . Mezar taşlarında yer alan bazı
adlar, bir yere aidiyeti ifade etmektedir. Söz gelimi,
yılında vefat eden (ayim
Levi nin baba adı, (ayim Bornovali dır. (ayim Levi, Bornova Yahudi Mezarlığında
yer alan ve Bornova ya aidiyeti vurgulanan tek mezar sahibidir. Öte yandan,
Franses ailesinin, Fransa asıllı olduğu ailenin soyadından açıkça anlaşılmaktadır.
Listede yer alan diğer adlar, Anadolu da bilinen Sefarad kökenli adlardır.
Esther Benbassa ve Aron Rodrigue Edited by , A Sephardi Life in Southeastern Europe –
The Autobiography and Journal of Gabriel Arié 1863-1939,
University of Washington
Press, s.
.
Benbassa ve Rodrigue, a.e., s.
. Mektubun devam eden böl“m“nde, Gabriel Arié, gelen
Yahudi göçmenlerin, ayrıldıkları yerde kendilerine yönelik Rum tutumuna ilişkin
anlattıklarını sıralamış: B“y“k bir sevinçle işgal ordusunun gelişini karşılamaları ve Yunan
topraklarını fethedenin davasını benimsemeleri. T“rk ordusunun işgali s“resince,
gereksinme duydukları temel gıda maddelerinin Yahudiler tarafından temin edilmesi.
Yunan giyim eşyaları ve silahlarının saklandığı depoların yağmasına katılıp elde ettikleri
çalıntı malların ticaretini yapmaları. Ayrıntılı bilgi için bkz. a.e., s.
.
Siren BORA
Bornova Yahudi Mezar Taşlarından Transkripsiyonu Yapılan Yedi Örnek:
-Rosa Albali nin mezar taşı Resim
.Eben Arusa
.Nişanlı kızın taşı Mezar taşı
.Ki meta belo ita
.Ki zamansız öld“
.(eneara yafa tsenua ve kheşera Marat
.G“zel kibar ve makbul kız Bayan
.Ahh beyti bayom lehta
.Kızımızın gittiği g“ne ahh olsun
.Makom asot hupato
.Evlilik töreni yerine
.Rosa
.Rosa
.(amehune kadin ? tihiyye menuhata
eden Bat (ahaham Kehar Yosef
. İstirahatgahı cennet olsun kızı (aham
Sayın Bay
.Menuhato kavod Bat Sultana
.Yosef Moşe Albali nin nero yair
.Alefhaf lehodeş Elul
Vemenuhato kavod
şanat
.İstirahatgahı şerefli olsun Sultana nın kızı
.Yosef Moşe Albali nin mumu aydınlatsın
.Ağustos ayı sene
eylesin
Ve Allah rahmet
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
-İzmir deki eski mezarlıktan transfer edilen m“teveffaya ait mezar taşı Resim
.Estos quatro muertos
.Bu dört öl“
.Son transfortados de
.Taşınmışlardır
.Ah Burun Abad en
.Bornova ya
.Bet Almin yaşan diİzmir
.
.Vemenuhato kavod
.İzmir eski mezarlığından
.
.Allah rahmet eylesin
57
:
Siren BORA
-Kaduna Sultana Algranati Mezar taşı Resim
.Baruh Dayan (aemet
.Fe
N
.Toh kever haze iba ve nistera
:
.(akiki Yargıç M“barektir
.
.Bu kabir içerisine getirildi ve göm“ld“
.İşa almana po nikbera
. Dul kadın buraya göm“ld“
.Ve hatsenua hazekena alefhet ve hi
. Ve namuslu yaşlı bir kadındı
.İşa yirat haşem hakaveda
.Marat
.Kaduna Sultana
.Bat (anula menuhato kavod
.Almanat harav hagavon melamad
tinokot
.Tanrıdan korkan saygın bir kadındı
.Bayan
.Kaduna Sultana
.(anula nın kızı istirahatgahı şerefli olsun
.Ulu (aham çocukların öğretmeni dul
.Kehar
.Sayın Bay
.Zihrono livraha
.Anısı bereket içerisinde olsun
.(ayim Aharon Algranati
.Bişnat Elul
vemenuhato kavod
.(ayim Aharon Algranati
.Sene
Mart
eylesin.
ve Allah rahmet
-Efraim (akohen in mezar taşı Resim
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
:
………behot ?
…….. ?
.(aisbia reevim bedofke delato
. Kapısını çalan açları doyuran
.İş emonim nitstayen veşirutav
.(izmetleriyle öne çıkan inançlı adam
.İkdiş zemano leagrih beney beyto
.Ev halkına rehberlik etmek için zamanını
hasretmiş
.Devarav im rozenim işbia imarto.
.Sözleri ve konuşmaları onları etkiledi
.Nevila…hegevir ve hahaham
….Beyefendi ve akıllı adam
.Batora vehaskala ladun tsedek…
.Ah! Began edenim tanuah nişmato
.Efraim (akohen
.Ben Rebeka menuhato kavod bişnat
beyom
.Şevat
.Qui Ciace
Tantsava
.Tora da ve akılcılıkta aydınlanmada
adaletle h“kmeden…
.Ah! Cennetlerde ruhu istirahat etsin
.Efraim (akohen
.Rebeka nın oğlu Allah rahmet eylesin
Senesi g“n“ ayı
lehodeş
.
Şubat
dinlensin
.Burada göm“l“d“r
.Efrahim Cohen
.Efraim Kohen
.
.
.Di Aronné
-
Ruhu yaşam haznesinde
.Babası Aron
-
59
Siren BORA
-Moşe Bardavid in mezar taşı Resim
.Baruh Dayan (aemet
.Po nignaz ve nikbar
:
.(akiki Yargıç M“barektir
.Burada defnedilmiş ve göm“lm“şt“r
.(ayaşiş (anavon Kehar
.Yaşlı ve bilge Sayın Bay
.Ben Malka nilba bet olamo
.Malka nın oğlu Ebedi istirahatgaha tevdi edildi
.
.
.Moşe Bardavid
.Bişnat
Kislev şanat
ve Menuhato kavod
.Moşe Bardavid
.Senesinde
Aralık sene
ve Allah rahmet eylesin
- Rav Avraham Franses Resim
.Baruh (aemet
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
:
.(akikat M“barektir
.Matsevet kevura şel ha….
.Bu mezar taşı…nındır
.
.
.(arav
.Avraham Franses
Tişri
.Vemenuhato kavod
.Rav
.Avraham Franses
Eyl“l
.Ve Allah rahmet eylesin
61
Siren BORA
-Esterula Taranto nun mezar taşı Resim
.Baruh (agozer
.Eşet hayil hayakara: peta
.(aşka ora: ve gam ziva pena
.Belo banim nişara vetikrana la
.Mara: Laroş laana
.Vetsidka zarea: vegam hesed nata
.Tsedekot parzuna
.Yetumot hi gidla: ad hatsaat kala:
.Perya nemana
.Beidan menuhata: letoh gan
mehitsata
.Menuha nehona
.Lazot yikra işa irat haşem sehula
.Vegalmuda kevuda vetsenua hi
.Marat Esterula menuhato kavod
.Eşet hetnun
.Lehagevir hahaham hameula kehar
Yomtov Taranto (aşem yişmerehu
viyhayehu
.Ve…….beyom lehodeş Elul şanat
.Ba siman ba hey şin mem şin
leparak katan
Tantsava
:
.(“kmeden M“barektir
.Erdemli ve Sevgili kadın: aniden
.)şığı karardı:Ve y“z“n“n parlaklığı da
.Evlatsız kaldı: Ve ona derlerdi
.(anımefendi: önder ? ve m“tevazı
.Adaleti ışıldıyordu: Ve hep iyilik ekti
.Adaleti Sadaka dağıttı
.Yetim kızları b“y“tt“: gelin yapıncaya dek
.G“venilir bir şahsiyetti
.İstirahat ettiği yerde: cennete olsun
.İstirahatı tam olsun
.Tanrı korkusu olan kadın
…..muhterem ve saygın o
.(anımefendi Esterula istirahatgahı şerefli
olsun
.Erdemli……
.Beyefendi haham y“ce insan sayın bay
Yomtov Taranto Tanrı onu korusun ve ona
öm“r versin
.Ve…. sene
Ağustos
.İşareti
Ruhu yaşam haznesinde dinlensin
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
Resim : Nesim Moşe Bohor Sidi ile (ana Sidi ye ait mezar, s ene
Kaynak: (asan Arıcan Özel Arşivi
-
(arita : Bornova haritasında Bornova Yahudi Mezarlığı nın yer aldığı bölge
63
Siren BORA
Resim : Nesim Moşe Bohor Sidi ile (ana Sidi ye ait mezar sene
Harita 2: Bornova haritasında Bornova Yahudi Mahallesi’nin yer aldığı bölge
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
Resim: Bornovalı Nesim Mitrani ye ait
65
tarihli Ketuba Kaynak: )srael National Museum
Resim: Bornova Algranati Sinagogu dış gör“nt“s“, sene
Özel Arşivi
li yıllar Kaynak: (asan Arıcan
Siren BORA
Bornova Yahudi Mezarlığının Krokisi
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
67
Algranati Sinagogu nda yer alan Seni unutursam Kud“s sağ yanım yok olsun yazılı pano
Kaynak: (asan Arıcan Özel Arşivi
Bornova Yahudi Mezarlığı nın giriş kapısı “zerindeki yazıt
Siren BORA
Bornova Yahudi Mezarlığı içinde kapının yanında yer alan İngilizce yazıt
Bornova Yahudi Mezarlığı içinde kapının yanında yer alan İbranice yazıt
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
Gediz Caddesi nin yapımı sırasında taşınan kemiklerin defnedildiği yerlerden biri
Miryam Levi ye ait mezar yatay ve dikey iki mezar taşı bir arada kullanılmıştır
69
Siren BORA
Algranati Sinagogu yerine inşa edilen İlknur Apartmanı,
Algranati Sinagogu,
li yıllar Kaynak: (asan Arıcan Özel Arşivi
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
Algranati Sinagogu içindeki şömine Kaynak: (asan Arıcan Özel Arşivi
Algranati Sinagogu “st kat Kaynak: (asan Arıcan Özel Arşivi
71
Siren BORA
Bornova Yahudi Mezarlığında Yer Alan Mezar Taşlarının Envanteridir
SOYADI
ADI
?
?
?
?
Eltina
Behor
?
Yaakov
?
Nesim
?
?
Abuav
Ezra ?
ANA
ADI
Dolsa
Perla
(ayim
İtshak
(ayim
Alazraki
Şlomo
Şlomo
Mihael
Esterula
Reyna
Albali
Avraham
Albali
Rosa
Sultana
Algranati
BohoraE
sterula
Esterula
Algranati
Kaden
Sultana
Albali
Algranati
Algranati
Elul
Ağustos
Nisan
Nisan
Eliya
Rosa
Rosa
Sultana
(ayim
(ayim
Aron
Rosa
Ada
B
B
B
B
B
Zinbul
Albali
ÖLÜM
TARİHİ
B
Alazraki
Albehar
YAŞI
Kaden
Rivka
Alaluf
Alazraki
BABA
ADI
(ana
Marula
Ester
(anula
Elul
Eyl“l
Sivan
Mayıs
Tamuz
Temmuz
Tamuz
Temmuz
B
B
B
B
B
B
B
B
Nisan
Nisan
Sivan
Mayıs
Şevat
Ocak
Şevat
Ocak
B
B
B
B
B
B
B
Sıra
Kabir
Algranati
Sultana
Algranati
Yeşua
Şemtov
Algranati
Yosef
Algranati
Kaden
Sultana
Amado
Coya
Yaakov
Arditi
Lea
Arditi
Yosef
Şimuel
Azra
Mazaltov
Bardavid
Aron
Azra
(ayim
Malka
Benbasat
David
Benvenist
e
Yeşua
Bengiat
Benvenist
e
Celardin
David
Yosef
Rahami
mDavid
Bardavid
Bardavid
(anula
Şimuel
Arditi
Azarya
Peco
Marula
Ester
Marula
Ester
Amado
Amado
Marula
Ester
İtshak
Algranati
Algranati
Esterula
Yosef
İtshak
Avraham
Coya
Sultana
Luna
B
B
Nisan
Mart
B
Elul
Eyl“l
B
Şevat
Ocak
Elul
Tevet
Ocak
B
Eyl“l
B
B
B
B
B
B
Zimbul
(eşvan
Kasım
Mazaltov
Şevat
Şubat
B
Av
Ağustos
B
Malka
Bohor
Moşe
B
Tevet
Aralık
Şevat
Ocak
Ester
Moşe
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
Kalomiri
BehoraR
ebeka
B
Şevat
Şubat
Kislev
Aralık
Nisan
Tevet
Aralık
Tamuz
Temmuz
Kislev
Kasım
Sivan
(aziran
B
Nisan
B
B
B
B
B
B
73
Siren BORA
Daniel
Behar
Danon
Danon
Behor
David
Avram
(ayim
Şimuel
Falkon
Şaşbona
Farhi
Malka
Farhi
B
Aron
Moşe
MeyirA
vraham
Rivkula
Nisan
Nisan
Ester
Adar
Mart
Kislev
Aralık
Elul
Ağustos
Farhi
Şlomo
Franko
Estrea
Yaakov
Luna
Şevat
Şubat
Eliya
Aron
Simha
İyar
Nisan
Farhi
İtshak
Franses
Avraha
m
Franses
Simha
Gabay
Avraha
m
Gabay
(ayim
Yaakov
Saruta
Rosa
BehoraR
eyna
Tamuz
Temmuz
İtshakRa
hamim
Rosa
İyar
Mayıs
Sultana
Tevet
Ocak
Franses
Franses
Gabay
Sabati
Dona
Gabay
Rahami
mYeşua
Gabay
İtshakAv
raham
(afondeti
?
(ayim
Gabay
Gabay
(akohen
Nesim
Baruh
Rahel
Saruta
Yuda
İtshak
Vida
B
B
B
B
B
B
B
Tişri
Eyl“l
B
Tamuz
(aziran
B
Nisan
Nisan
İyar
Mayıs
Elul
Eyl“l
Şevat
Şubat
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
(ananya
Danyel
Nesim
Sultana
Kislev
Aralık
B
(asan
Klara
Malka
Aron
Tevet
Aralık
B
(asan
Menahe
mBarda
vit
(arosas
(asan
Rahel
İsrael
(asid
Yaakov
(ulli
Rivka
(azan
İsrael
Kalev
Kalomiti
Kalomiri
Kalomiti
Kalomiri
Kohen
Yosef
NesimYa
akov
Yaakov
Rahel
Rafael
Simha
Vida
Vida
Efraim
Rebeka
Mazaltov
Kohen
Nesim
Moşe
Kohen
Yosef
Miryam
Kohen
Kohen
Mazaltov
Aron
Avraha
m Meyir
Kohen
Coya
Ester
Mazaltov
Sara
Kohen
Kohen
(ayim
Moşe
Mazaltov
Rina
İtshak
Yosef
Rivka
Şevat
Şubat
Adar
Mart
Şevat
Şubat
Adar
Şubat
Sivan
Mayıs
Tevet
Aralık
Sivan
Mayıs
Şevat
Şubat
Av
Ağustos
Rebeka
Rivka
Şlomo
Ester
Tevet
Aralık
Mazaltov
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
(eşvan
Kasım
Rebeka
Yosef
B
B
Efraim
Simha
B
Şevat
Şubat
Nesim
Edvin
Ester
B
Tevet
Aralık
B
B
B
B
75
Siren BORA
Kohen
Şimuel
Elazar
Kohen
Yosef
Kohen
İtshak
Kori
Estreya
Krespin
Luna
Bulisa
Krespin
Leon
Levi
David
İtshak
Behor
Rafael
Vida
Dona
Şlomo
Yuda
Sultana
Tevet
Ocak
Coya
Reyna
Şevat
Şubat
Saruta
)yar
Nisan
Rebeka
Vida
Miryam
Esterula
Tevet
Ocak
Kislev
Nisan
Şevat
Şubat
Levi
Camila
Merkado
(ayim
Sultana
Adar
Mart
Levi
Eliya
Avraha
m
Moşe
Rosa
Rebeka
Şevat
Ocak
Levi
Levi
Coya
B
B
B
B
B
B
Şimuel
Saruta
Vida
Av
Ağustos
Esterula
Sivan
(aziran
B
Vida
Esterula
Tişri
Ekim
B
Eltina ?
)yar
Mayıs
Kaden
Sultana
Kalomiri
Levi
Kalomiri
Levi
Moşe
Kalomiri
Rahel
Sasbona
Levi
B
Esterula
(ayim
Levi
B
Sasbona
Levi
Levi
B
(ayim
Esterilya
Levi
B
Eliya
Levi
Levi
Adar
Şubat
B
Miryam
Nesim
Yeşua
Grasya
Kislev
Kasım
(eşvan
Kasım
B
B
B
B
B
B
B
B
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
Levi
Rosa
Şimuel
Levi
Saruta
David
Levi
Levi
Levi
Sinyuru
?
Şlomo
Şimuel
Aron
Levi
Yaakov
Levi
Yosef
Levi
Mistrel
İtshak
Rafael
Coya
Mizrahi
Rahel
Navaro
David
Nahum
Bohor
Yaakov
(ayim
Bornov
ali
Yuda
Navaro
Mazaltov
Moşe
Navaro
İtshak
Saruta
Ovadya
Zinbul
Pardo
Rebeka
Parda
Sara
Esterula
Rosa
Rivkula
Kaden
Sara
Navaro
Dudu
Rosa
Rebeka
Sasbona
Kaden
Rahel
Rebeka
Saruta
Avram
Miryam
Coya
Picon
Menahe
m
Mazaltov
Politi
(alifa
Sultana
Picon
Sultana
Saruta
Kislev
Aralık
B
)yar
Mayıs
B
B
Nisan
Mart
B
)yar
Mayıs
B
Adar
Şubat
B
Tişri
Ekim
B
Tevet
Aralık
B
B
B
Adar
Mart
B
B
B
Sivan
(aziran
B
B
B
(eşvan
Kasım
Adar
Adar
Şubat
B
Mart
B
B
B
B
77
Siren BORA
Politi
Politi
(ana
Rahel
Politi
Sultana
Payastro
Şlomo
Politi
B
Rebeka
İtshak
Roditi
Binyami
n
Roditi
Nesim
Roditi
Rebeka
Saban
Zimbul
Sadi
Bohor
İtshak
Zimbul
Eja
Saydon
Mazaltov
Saydon
Yaakov
Esterula
Kaden
Sidi
Avraham
Sidi
Avraham
Sidi
Bohor
David
Roditi
Roditi
Roza
Saban ?
Sarfati
Sidi
Rebeka
David
Klara
Rahel
Rabeno
Mazaltov
(ayim
Şlomo
Flor
Reyna
Mordeha
y
Bohor
Avram
B
Coya
Luna
Vida
Miryam
Rahel
B
Tevet
Ocak
Sivan
(aziran
Tişri
Ekim
Adar
Şubat
Adar
Şubat
Adar
Şubat
Nisan
Mart
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
Tevet
Aralık
Kislev
Kasım
B
B
B
B
B
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
Sidi
David
Sidi
(ana
Sidi
Sidi
Ester
Leon
Sidi
Mazaltov
Sidi
Moşe
Sidi
Moris
Sarfati
Sidi
Nesim
Moşe
Bohor
Sidi
Salamon
Sarfati
Sidi
Moşe
Salamon
Zafira
Pina
Dudu
Bohor
İtshak
Vida
Rahel
Zimbul
Ester
Sidi
Vida
Miryam
Sidi
Viktor
Avraha
m
Coya
Sidi
Yehuda
Bohor
Yaakov
Zimbul
Sidi
Yuda
Bohor
Moşe
Sidi
Sidi
Sidi
Sidi
Yaakov
Moşe
Yosef
Zafira
Zafira
Solomani
Mazaltov
Solomani
Yosef
Solomani
Sonsino
Sivan
Mayıs
B
B
B
B
Tevet
Ocak
B
(eşvan
Ekim
B
Elul
Eyl“l
Şevat
Ocak
B
B
B
B
B
Avraham
(odara
)yar
Mayıs
Rosa
Palambo
Adar
Şubat
Klara
Nisan
Nisan
Tevet
Aralık
Av
Ağustos
Şlomo
B.
Avraham
Tamuz
(aziran
Reyna
Elul
Ağustos
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
79
Siren BORA
Sonsino
Sonsolo
Sonsolo
Kaden
Camila
Esterula
Yeşua
Avraham
Palambo
Yosef
Kalamiri
Sultana
Şalem
Kalamiri
Taranto
David
Taranto
Esterula
Taranto
Moşe
Şalem
Taranto
Rafael
Nesim
Taranto
Bohora
Reyna
Taranto
Tuvi
Tuvi
Vida
Klara
Liya
Sultana
Yeşurun
Bohora
Camila
Yeşurun
Yeşurun
Rozula
Rahel
Şimuel
Şimuel
Tuvi
Yehuda
Rosa
Bohora
Klara
Moreno
Vida
Klara
Luna
Mazaltov
Bohor
Sasbona
Daniel
Sasbona
Tevet
Ocak
B
Elul
Eyl“l
B
Adar
Şubat
Kislev
Aralık
Şevat
Ocak
Elul
Ağustos
Şevat
Ocak
(eşvan
Ekim
Şevat
Şubat
Tevet
Aralık
Sivan
Mayıs
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
Yeşurun
Mazaltov
Bohor
Esterula
Av
Temmuz
B
Yeşurun
Nesim
David
Sasbona
Tamuz
Temmuz
B
Yeşurun
Moreno
S. ?
Tişri
Ekim
B
Yeşurun
Reyna
Yosef
KadenEs
treya
S. ?
Moreno
Mazaltov
Yeşurun
Sasbona
Yeşurun
S. ?
Yeşurun
Yeşurun
Şimşon
Çelebi
Yeşurun
David
Yeruşal
mi
Yeşurun
Zevi
Zevi
Zevi
Boş
Boş
Boş
Boş
Boş
Yeşua
Yeşua
Danyel
Leya
Bohor
Eliya
Yeşua
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
Sivan
(aziran
Tevet
Ocak
Tişri
Ekim
Ester
Kislev
Aralık
Mazaltov
Kislev
Kasım
Rahel
Eja
Sinyuru
?
Esterula
Klara
Şevat
Şubat
Tamuz
Temmuz
Av
Ağustos
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
Taşı yok
B
Taşı yok
B
Taşı yok
Taşı yok
Taşı yok
Taşı yok
Taşı yok
Taşı yok
B
B
B
B
B
B
81
Siren BORA
KAYNAKÇA
Archives Historique d’Alliance Israélite Universelle, Paris:
A(A)U, TURQUIE, Bournabat-TURQUIE XCIII E 1096, M. Coen in
tarihli mektubu, numaralı belge.
A(A)U, TURQUIE, Bournabat-TURQUIE XCIII E 1096, M. Coen in
tarihli mektubu.
Kutsal Kitaplar:
Kitabı Mukaddes – Eski ve Yeni Ahit, İstanbul
.
Mayıs
Ocak
Kitaplar ve Makaleler:
ARAPZADE CEVDET, İzmir Hakkında Tetkikat m“ellifleri Bonavant“r F. Slaars ve
İkonomos , İzmir
.
AR)CAN, (asan, Bornova Köşkleri Gezginler ve Anılar, İzmir Tepekule Kitaplığı
Yayınları Eyl“l
.
AR)CAN, (asan, Bornova Albümü, İzmir
.
BARNAY, Yaakov, HaMara şel Europa-Parakim BeToledot Hakehila HaYahudit
Beİzmir Bameot haşeva asara ve haşmona asara, Avrupanın Yansıması- . ve
. Y“zyıllarda İzmir Yahudi Cemaati , Yeruşalayim
.
BENBASSA, Esther ve RODRİGUE, Aron Edited by , A Sephardi Life in Southeastern
Europe – The Autobiography and Journal of Gabriel Arié 1863-1939,
University of Washington Press.
BESALEL, Yusuf, Yahudilik Ansiklopedisi, cilt , İstanbul Mayıs
.
BESALEL, Yusuf, Yahudilik Ansiklopedisi, cilt İstanbul Ekim
.
BESALEL, Yusuf, Yahudilik Ansiklopedisi, cilt , İstanbul Mayıs
.
BORA, Siren, Bodrum Yahudi Mezarlığı , 3. Uluslar arası Her Yönüyle Bodrum
Sempozyumu 30 Ekim – 1 Kasım 2013 Bodrum Bildiriler, cilt İzmir
, s.s.
.
BORA, Siren, Bir Semt Bir Bina:Karataş Hastanesi ve Çevresinde Yahudi İzleri, İzmir
B“y“kşehir Belediyesi Kent Kitaplığı yayını - Ünik Binalar Serisi: , İzmir Nisan
.
BORA, Siren, Bornova da Alliance )sraelite Universelle e ait Ziraat Okulu , I.
Bornova Araştırmaları Sempozyumu, 5-6 Kasım 2014 Bildiriler Ege Üniversitesi
İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını No: , İzmir (aziran
, s.s.
.
DOĞER, Ersin, Bornova nın Kısa Tarihi , Tepekule Tarih, sayı , İlkbahar
,s
İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı
83
DOĞER, Ersin ve GEZGİN, İsmail, Arkaik ve Klasik Dönemde Smyrna nın Dış
Savunması Üzerine Gözlemler , II. Uluslar arası İzmir Sempozyumu, Ege
Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını
, s.s. - .
GALANTE, Avram, Fatih Sultan Mehmet Zamanında İstanbul Yahudileri, İstanbul
.
GALANTE, Avram, Histoire des Juifs d’Anatolie-Les Juifs d’Izmir(Smyrne), İstanbul
.
GALANTE, Avram, Türkler ve Yahudiler, İstanbul
.
GÜÇ, Ahmet, Yahudilikte Defin ve Sonrasına Ait Gelenekler , Uludağ Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Dergisi cilt , sayı
, s.s.
GÜRKAN, Salime Leyla, Yahudilik, İstanbul (aziran
gözden geçirilmiş .
Baskı .
MERT, (asan, Sosyal, Siyasal ve İktisadi Yönleriyle Bornova(1923-1981), Ege
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstit“s“ T“rkiye Cumhuriyeti Ana Bilim
Dalı Doktora Tezi , İzmir
.
RODRİGUE, Aron, Türkiye Yahudilerinin Batılılaşması “Alliance Okulları” 18601925, Ankara (aziran
.
S(ARON, Moshe Sevilla, Türkiye Yahudileri- Tarihsel Bakış, Yerushalayim
.
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı:
-
,
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı:
-
,
ANADOLU TÜRK MİTOLOJİSİNDEN YAPRAKLAR:
KARŞILAŞTIRMALI BODRUM HALK İNANÇLARI138
Yaşar Kalafat139
“Zulmeti lanetlemektense, zayıf da olsa ışık yakmak güzeldir.- Konfutsi”
Özet
Bu çalışmada Bodrum’un Sünni ve Alevi itikatlı kesimlerinde 30–31 Ekim ve
01 Kasım 2013 tarihlerinde yapılmıştır. Çalışmada; Bodrum merkezin, Alevi inançlı
Müslüman kesim itibariyle Güvercinlik yöresinin ve Sünni inançlı Müslüman
kesiminin yoğun olduğu Mumcular’ın halk inançları üzerinde durulmuştur.
Çalışmaya başlanırken niyetimiz bir anlamda yüzey çalışması yapmak idi.
Bodrum halkı kırsal kesimi itibariyle büyük ölçüde yakın zamanın yarı göçebe
yaşayan halktan oluşmuştu. Göçebe toplumlarda eski inançların izlerini bulmak daha
kolaydı. Ayrıca yakın zamanın Alevi inançlı Müslüman halkı, giderek Sünni inançlı
kesim içerisinde inanç özelliği başkalaşımı yaşıyorlardı. Eski Türk inançlarının
izlerini Alevi inançlı halkın arasında bulmak daha kolaydı. Giderek Bodrum Turistik
özellik kazandıkça, kırsal kesimin kültür özelliklerini de doğal olarak büyük ölçüde
yitiriyordu. Bölge halk kültürü ile ilgili evvelce yapmış olduğumuz 3 çalışma141 bizde
bu kanaati oluşturmuştu. Arkeoloji araştırmalarında yüzey çalışmaları ne ise halk
inançları çalışmalarının bazıları için de, bir kısım bilinenlerin tekrarı ile uğraşmayı
da göze alarak çalışmayı başlatıp mitolojik veri tespitine yönelmek adeta aynı şeydir.
Çok kere yapılan tekrarlar, çok küçük ilaveler de katmış olmasalar, bütünün
tamamlanmasına katkı sağlarlar. Halk inanmalarında mitolojik izlerin tespiti için bu
Bu çalışmayı yapabilmemizde bize yardımcı olan G“ndoğan Belediye Başkanı Sayın
İbrahim Bilgin e ve Konacık belediye başkanı Mehmet Tosun a teşekk“r ederim
Dr. yasarkalafat@gmail.com www.yasarkalafat.info
Razim Eliyev, Türk-Şumer Dünya Görüşü ve Dil, Bakı,
, s.
Yaşar Kalafat, Bodrum Kurt Baba/Kurt Dede Yatırı -T“rk (alk İnanmalarında Kurt Bir
Tabu mu İdi?” 2. Uluslar arası Bodrum Sempozyumu (09–12 Mayıs 2011 Bodrum),
(azırlayanlar; Ahmet Özgiray, Akif Erdoğru, Bodrum,
, s.
–
; Milas Sarı Keçili
Yör“klerinde Karşılaştırmalı (alk İnançları , Aşiretlerde Mitolojik Bulgular Berikan,
Ankara,
s.
–
; T“rk K“lt“rl“ (alklarda Gökkuşağı İnancının Mitolojik Boyutu
–Bodrum ve Çevresi Örnekleri ile- , 3. Uluslararası Her Yönüyle Bodrum Sempozyumu 30
Ekim-01 Kasım 2013
Yaşar KALAFAT
sürecin yaşanması gerekebilmektedir. Halk inanmalarından hareketle elde
edilebilmiş verilerle bir takım analiz ve sentezler yapabilmek için, çok sıradan olsalar
ve çok tekrarlanmış olsalar bile bu verilerin ayrıntılarıyla bilinmeleri gerekmektedir.
THE LEAVES IN ANATOLIAN TURKISH MYTHOLOGY-BODRUM
"Rather than condemn the unjust, albeit weak light it is beautiful to burn." Konfuts
Abstract
In this study, in the basement of the Sunni and Alevi creed cut it is made in the
30 to 31 October, and November 1, 2013 date. In this study; Bodrum center, the Alevi
and Sunni Muslim believers as part Pigeon region Mumcular focused on the folk
beliefs of devout Muslim sector is intense.
Our intention was to finish work when commencing work in a sense. Bodrum
population consists of people living in rural areas as was recently the largely seminomadic. In nomadic societies it was easier to find traces of the old beliefs. Also
recently the Flame of the faithful Muslim people, lived in the metamorphosis of beliefs
property sector increasingly devout Sunni. Flame was easier to find traces of the old
Turkish belief among the faithful people. Increasingly Bodrum property gain was
largely losing the cultural characteristics of the rural areas as well as natural. We
have made previously about the folk culture Region 3 work we had created this
conviction. Archaeological research in the face of what works for some of the folk
beliefs study, part of a deal with the repetition of the same thing is also known to turn
almost mythological data to identify start work in defiance. Repeat many times with
very little extra on the floor, even if not, they will contribute to the completion of the
whole. To identify the mythological traces in public believing that this process may
need to be experienced. In order to obtain a movement of the people could not believe
a team with data analysis and synthesis, even if they are very ordinary and even if
they are repeated too must know the details of the data.
GİRİŞ
Bu çalışmada Bodrum un S“nni ve Alevi itikatlı kesimlerinde – Ekim ve
Kasım
tarihlerinde yapılmıştır. Çalışmada; Bodrum merkezin, Alevi inançlı
M“sl“man kesim itibariyle G“vercinlik yöresinin ve S“nni inançlı M“sl“man
kesiminin yoğun olduğu Mumcular ın halk inançları “zerinde durulmuştur.
Çalışmaya başlanırken niyetimiz, bir anlamda y“zey çalışması yapmak idi.
Bodrum halkı kırsal kesimi itibariyle b“y“k ölç“de yakın zamanın yarı göçebe
yaşayan halktan oluşmuştu. Göçebe toplumlarda eski inançların izlerini bulmak
daha kolaydı. Ayrıca yakın zamanın Alevi inançlı M“sl“man halkı, giderek S“nni
inançlı kesim içerisinde inanç özelliği başkalaşımı yaşıyorlardı. Eski T“rk
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari
87
inançlarının izlerini Alevi inançlı halkın arasında bulmak daha kolaydı. Giderek
Bodrum Turistik özellik kazandıkça, kırsal kesimin k“lt“r özelliklerini de doğal
olarak b“y“k ölç“de yitiriyordu. Bölge halk k“lt“r“ ile ilgili evvelce yapmış
olduğumuz çalışma bizde bu kanaati oluşturmuştu. Arkeoloji araştırmalarında
y“zey çalışmaları ne ise halk inançları çalışmalarının bazıları için de, bir kısım
bilinenlerin tekrarı ile uğraşmayı da göze alarak çalışmayı başlatıp mitolojik veri
tespitine yönelmek adeta aynı şeydir. Çok kere yapılan tekrarlar, çok k“ç“k
ilaveler de katmış olmasalar, b“t“n“n tamamlanmasına katkı sağlarlar. (alk
inanmalarında mitolojik izlerin tespiti için bu s“recin yaşanması
gerekebilmektedir. (alk inanmalarından hareketle elde edilebilmiş verilerle bir
takım analiz ve sentezler yapabilmek için, çok sıradan olsalar ve çok tekrarlanmış
olsalar bile bu verilerin ayrıntılarıyla bilinmeleri gerekmektedir.
Bodrum Kırsalında Sünni-Türk Halk İnançları
Bodrum kırsalı gelenekler ve bir takım halk inanmaları bakımından adeta
tamamen şehirleşmişlerdir. Köylerin ulaşım ve iletişim yoğunluğu sonucu sosyal
hayat bakımından ilçe merkezlerinden bir farkı kalmamıştır. Derlenilen bilgiler
b“y“k ölç“de çok bilinenin tekrarı mahiyetindedir. Biz mitolojik verilerin izlerini
irdelerken, sık rastlanan diğer bilgilere de yer vermek istedik. Bunu yaparken,
karşılaştırmalarda aynılıkların tespitinin önemine inandık. Böylece onların da
tamamen yok olmadan mevcut durumunu tespit etmeği amaçladık
Mumculara bağlı – köy vardır. Bunların tamamı bir dönem yaşanmış
olan veba gibi salgın hastalıklar sonucu hayatlarını kaybederler. Dönemin b“y“k
ailelerinden Karahmetoğulları mum imalatı yaparlarmış. Mumcular ismi oradan
kalıyor. Ailenin b“yik bir kısmı buraya yerleşiyor, bir kısmı da Saz Köy e
yerleşiyorlar. Bunlar damlarını sazdan yaparlarmış ve isimleri de oradan geliyor.
Bunların hepsi başlangıçta göçebe idiler. Şimdilerde göçebe hayat kalmadı. Denizli,
Muğla, Marçal yaylası, Ören, Adana tarafına göçt“ler. Bir kısmı geçmişte adalara
gidip tekrar bu bölgeye dönd“ler
Tavaslıoğlu diye Menteşe Beyliği ne ait Mumcular köyleri ile birlikte resmi
kayıtlarda Karaova diye geçtiği ifade edilmektedir. Bu topraklar Tavaslıoğlu na
Yaşar Kalafat, Bodrum Kurt Baba/Kurt Dede Yatırı -T“rk (alk İnanmalarında Kurt Bir
Tabu mu İdi?” 2. Uluslar arası Bodrum Sempozyumu (09–12 Mayıs 2011 Bodrum),
(azırlayanlar; Ahmet Özgiray, Akif Erdoğru, Bodrum,
, s.
–
; Milas Sarı Keçili
Yör“klerinde Karşılaştırmalı (alk İnançları , Aşiretlerde Mitolojik Bulgular Berikan,
Ankara,
s.
–
; T“rk K“lt“rl“ (alklarda Gökkuşağı İnancının Mitolojik Boyutu
–Bodrum ve Çevresi Örnekleri ile- , 3. Uluslararası Her Yönüyle Bodrum Sempozyumu 30
Ekim-01 Kasım 2013
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Yaşar KALAFAT
aittir. Osmanlı kayıtlarında Menteşe Sancağı Karaoba kazası Mumcular karyesi diye
geçmektedir .
Bölgenin toplama aileleri için Balkanlardan saraç getiriliyor, o dönemde
saraçlık mesleği oldukça önemlidir. Keza Balkanlardan t“ccar getiriliyor. Ticaret
hayatının iş d“nyasının oluşturulması gerekiyor. Eşkıyalığa karşı korunmak için
fedailer getirtiliyor. Daha, ziyade (acıeminoğluları nın fedaileri. B“rokrasinin
oluşturulması için de (acı Kalemi kâtip olarak getiriliyor. Böylece buraların sosyal
hayatları d“zene sokulmak isteniyor. (astalık ve kuraklıktan sonra yeniden
yapılanmaya gidiliyor.
Bölge halkında az sayıda Karakeçili var. Başlangıçta bölge kırsal kesim
halkı genelde Alevi itikatlı imişler ve Rumlarla birlikte yaşıyorlarmış. Şimdilerde
aşiret yapısı yok denecek kadar zayıftır. Aralarında Sarıkeçili olanlar da vardır.
Karakoyunlu olarak bilinen aile sayısı - i geçmez. (alk şimdilerde genel olarak
S“nni inançlıdır. Aleviler ise G“vercinlik bölgesindedirler. Boru köy“nde Alevi
inançlı M“sl“man haktan komşular da vardır.
Bu yörede kan davası g“d“lmez. Öyle bir uygulama yoktur. Cinayet de pek
gör“lmez. Kız kaçırma yöntemi ile evlenme vardır. Ölen ağabeyinin dul kalan eşi
geçmişte ağabeyinin kardeşi ile evlenirdi, şimdilerde o t“r uygulamalar
kalmamıştır. Anadolu da al-değişik” olarak bilinen karşılıklı kız kardeşlerin
almak suretiyle yapılan evlilik t“r“ne pek nadir rastlanır. Buranın S“nni olan
halkında geçmişte Alevi inançlı kesimle evlilik olmazdı şimdilerde bu t“rden
evlilikler yeni yeni başlamıştır .
Mumcular da genç kızların kısmetlerinin açılması için İlk Namaz da
Ramazan ayı girmeden evvel kılınan son namazdan sonra yenilen yemekten bir
parça alınır bir beze sarılır ve niyetli kimse bunu yastığının altına koyar. R“yada
gör“nen kimse ile evlenileceğine inanılır .
Bu uygulama farklı şekillerde de uygulanılır. Daha ziyade Nevruz’da yapılır
ve çok kere tuzlu ekmek yenilerek konuşmadan yatılarak uygulanır. Artvin
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Yaşar Kalafat-Ülk“ Önal, Geçmişten G“n“m“ze Karşılaştırmalı Artvin (alk İnançları
K“lt“r“-Yatırlar- Eğitim Odağında Artvin Sempozyumu Bildirileri II Editör Fatih Demirel,
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari
89
Kars
Bitlis
Van da ve Azerbaycan T“rk K“lt“r coğrafyasında da
yaşamaktadır . Farklı isimlerle bilinir.
Mumcularda Bebek bekleyen anne adayının canı ekşi yiyecekler çeker ise
bebeğin kız olacağına tatlı çeker ise oğlan olacağına inanılır .
Doğacak bebeğin cinsiyetini tahmin için çeşitli yöntemlere inanılır.
Bodrum daki bu yöntem çok bilinir. Annenin karnının alacağı şekil, gör“nen
r“yalar, tuzla, makas-bıçakla yapılan testler, koyunun çene kemiği ve balık
kılçığı ile yapılan çeşitli uygulamalar vardır . Mumcularda gelinin ilk bebeğinin
erkek olması isteniyor ise onun kucağına erkek çocuk oturtulur .
Bu uygulama da Anadolu, Suriye ve Kuzey Azerbaycan T“rk k“lt“r
coğrafyasında sık uygulanır.
Mumcularda damat adayının nasıl bir aile reisi olabileceğini test etmek ve
sabrını ölçmek ve hanımının kıymetini bilmesi için ona çeşitli şaka içerikli
işkenceler uygulanır. Yumurta kırdırılır, yumurta pişirmesi istenir, “flenerek ocağı
sönd“r“lmek istenir. Eziyetler ettirilir, gerdeğe girecekken sırtına vurulur .
Bu tespitleri de T“rk k“lt“rl“ halkların diğerlerinden de farklı şekillerde
örnekleyebiliyoruz. Bazı yörelerde damadın başına kement atılır, bazı yörelerde
ayaklarına yakın yerlere kurşun sıkılır .
Mumcularda d“ğ“nlerde, düğün bayrağı olarak T“rk bayrağı asılır.
Bayrağın yanında renkli yemeniler olur. Yemenilerin renginin özel anlamı yoktur.
Yemeninin “zerine limon dikilir. Damat evinde perşembe g“n“ sabah saat den
evvel silahlar atılır .
(“seyin Efe, Artvin Çoruh Üniversitesi,
Mayıs
(aziran
Artvin Artvin
, s.
–
Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara,
,s
Yaşar Kalafat, Aşiretlerde Mitolojik Bulgular, Ankara,
, berikan s.
–
Yaşar Kalafat, Azerbaycan-İran-Anadolu-Irak Halk İnançları Hattı, Berikan, Ankara,
, s.
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara,
,s
–
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara,
, s
–
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara,
, s
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Yaşar KALAFAT
Düğün Bayrağı, Damat Bayrağı, Gelin Bayrağı etrafında derinliği olan
inançlar oluşmuştur. Bayrak, halk inançlarında da egemenliğin sembol“d“r. Gelin
bayrağı, gelin oğlan evinin eşiğine geldikten kısa s“re sonra kaldırılır. Tek bayrak
olarak damadın bayrağı kalır. O ana kadar kız ve erkek evi bayraktarları karşılıklı
manilerle bilgi yarışına girerler. Oğlan bayrağı kaldırılınca toy beyi davetlilerden
Allah demelerini ister toplu halde Allah denir. D“ğ“n bayrağının gönder ağacı,
onun taşınıp s“slenmesi, s“s olarak bilinen t“lbentlerin renkleri, gönderin başına
konulan elma, soğan, yumurta veya limon un anlamları vardır. Zira bayrağın
tepesine asılan teleklerin ve konulan aynanın inanç içerikli anlamları vardır .
“Bayrak Dikme, “Dürü ve Okuntu” inanç ve uygulaması Muğla-Milas
Çomakdağ yöresinde de vardır .
Mumcular da gelin oğlan evinin eşiğinin ön“ne getirilince attan inmez veya
arabadan çıkmaz. Gelinin attan inip veya araban çıkması için geline ve etrafına
damat saçı yapar. Oğlan evinin kapısının ön“nde gelin onu getiren atın veya
arabanın etrafında sağdan sola doğru defa dönd“r“l“r .
Tavaf edercesine kutlu kabul edilen veya kutlanılmak istenilen şahıs, yatır,
ocak/hane, mezarlık ve köy etrafında dön“l“r, dolaşılır. Bu uygulamanın
derinliklerinde hakanın yuğ merasiminde bahadırların atları ile s“ratle savaş
çığlıkları atarak y“zlerini, göğ“slerini kanatarak atarak dolaşmaları vardır. (aç
farizasındaki tavaf ile bu uygulamanın ilişkilendirilebilmesi halinde, Geleneksel
T“rk inançları ile İslamiyet arasında, halk inançlarındaki örnekleri ile devamlılık
arz edebilen yeni bir bağ kurulabilmiş olacaktır .
Mumcularda gelin geldiği zaman, oğlan evinin kapısının “st ve alt eşiğine
bal ve yağ s“r“l“r. Bununla amaç gençlerin yağlı ballı olmalarını sağlamaktır.
Bu bölgede de damada gelinin yapacağı kahveye gelin tuz koyar. Böylece damadın,
sabrı, hoş gör“s“, katlanma tahamm“l etme derecesi test edilmiş olur.
Bu yörede kaşık ve ayna kırılmış ise kullanılmaz; kullanılması uygun
bulunmaz, bunların kullanılmasında bir musibetin olduğu inancı vardır . Bazı
Yaşar Kalafat, Yozgat Yöresi (alk İnanmalarında Mitolojik Şisreler Salurlar-SıraçlarBektaşi ve T“rkmenler www.yasarkalafat.info
(ammed Arman, yaşayan Bir gelenek Çomakdağ da D“ğ“n Törenleri”, Muğla Değerleri
Sempozyumu Bildiri Kitabı, Muğla,
. S.
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Yaşar Kalafat, Diyarbakır ve Çevresi Örnekleri İle (alk İnançlarında Tavaf/Dönme
Osmanlı’dan Cumhuriyete Diyarbakır, editörler Bahaeddin Yıldız-Kerstin Tomenendal,.
Diyarbakır Valiliği, Ankara
, s.
–
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari
91
açıklamalara göre; bir takım kırılma, dök“lme, hastalanmalara kem gözl“
insanların sebep olabildikleri gibi gör“nmeyen bir kısım şer g“çler tarafından da
bu t“r olaylara sebebiyet verilebilmektedir. Kırılan ayna t“r“ eşyanın, kırılmaya
sebep ol g“ç tarafından sahiplenildiğine inanılır. Bunların kullanılmaları yeni
sahibi tarafından onanmaz ise bir takım uğursuzluklarla karşılaşılabilir.
Mumcular da bebek d“nyaya geldiğinde bebeğin eşi ve göbek parçası
cami, okul, askeri birlik binası, resmi daire gibi yerlerin duvar diplerine göm“l“r.
Nereye göm“lm“ş ise b“y“ğ“nce o mesleği seçeceği inancı vardır .
Bu inançta, bize göre kişioğlunun bedeninden ayrılan parçası ile yaşayan
canlı v“cudu arasında, o v“cut da öl“nceye kadar s“ren ilişki vardır. Adeta
göm“len parça göm“ld“ğ“ yerden aldığı bir etki ile göm“lmeyen gövdeyi
etkileyebilmektedir.
Geçmişte çocuklara isim verilmesinde tercih, aileden seçilmiş isimlerden
olurdu. Şimdilerde kimse isim seçmek için geçmişine bakmaya l“zum
görmemektedir .
Mumcular da gelinin kayın pederi kapıyı açar, sonra gelinin başına al bir
kumaş ört“l“r, “zerine yeşil, mavi yemeniler atılır. Gelinin başına zeytin dalı ve
fesleğen çiçeğinden taç yapılır .
Mumcular da kız ve gelinlerin s“slenmelerinde Hal/ben eskiden yapılırdı.
Sadece yanaklara ben yapılırdı. Şimdilerde yapılmamaktadır . (al, T“rk k“lt“rl“
halkların halk inanmalarında bir aidiyet işaretidir. S“s olarak yapılmadan evvel
veya s“s olmasının yanı sıra başka bir kabileye gelin gidecek kızlara kabilelerini
anlatmak için yapılırdı. Bunlar sıradan motifler olmaktan öteye adeta
damgalardı. .
Mumcular da gelinlik giyildikten sonra geline kuşağını babası, o yoksa dayısı
bağlar. Kuşak gelinin beline 3 defa dolandırılır ve bu esnada ilgili duası okunur .
Anadolu ve Suriye T“rk k“lt“r coğrafyasında bekâret kuşağı olarak da bilinen
Yaşar Kalafat,
Kocaeli ve Çevresi Örnekleri İle T“rk (alk İnançlarında
Adanmışlık/Sahiplilik I.Kocaeli ve Çevresi Kültür Sempozyumu, Kocaeli 20–22 Nisan 2006
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Yaşar Kalafat, Aşiretlerde Mitolojik Bulgular, Ankara,
, berikan, s.
–
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Yaşar KALAFAT
gelin kuşağını gelinin beline erkek kardeşi, o yoksa amcasının oğlu bağlar. Kuşak
bir anlamda yeni bir stat“ye geçişi anlatır. Esnaf teşekk“llerinde, yoncalarda
kalfalık ve ustalık kuşakları keza sporda da al ve kara kuşak gibi kuşaklar vardır .
Kelam-ı Kadim gelinin çeyiz sandığına değil de gelin gideceği eve veya
odasına evvelce konulur . T“rk k“lt“rl“ halkların halk inanmalarında gelin
sandığının olmazsa olmaları ve bunların sandığa koyulurken sıralanış biçimleri
vardır. Kız çocuğu d“nyaya geldiği zaman hen“z sandığı alınacak yaşa gelmemiş
olsa da onun için ilkin bir makas alınır ve makas sandığına koyulan ilk eşyadır.
Birçok yörede sandığa son konulan ve diğer konulanların “zerine yerleştirilen
Kelam-ı Kadim’ dir. Bazı yörelerde gelin baba evinden Kelam-ı Kadim in altından
geçerek çıkarılır ve gelin alayının ön“nde taşınır.
Mumcular da altın takılar ve ev oğlan tarafınca karşılanır. (alk arasında Ev
yaparsan tuğladan, kız alırsan Muğla’dan al şeklinde sık söylenen bir söz vardır .
Mumcular da bebek d“nyaya geldiğinde özel bir şenlik yapılmaz, toy
d“zenlenmez, bu maksatla toplu yemek yenilmez .
Mumcular da bebek d“nyaya geldiğinde eskiden tuzlama” olarak bilinen
bir uygulama vardı. Şimdilerde bu uygulama kalkmıştır. (alk arasında eskiden çok
konuşan kimse için Senin tuzun az gelmiş denirdi. Tuzlanmamış olmak, bir
eksiklik sayılır, bebeğin tuzlanmasının gereğine inanılırdı .
Ananeye ve yavrusuna Kırklama yapılır. Kırk suyuna kırk adet k“ç“k taş
parçası atılır. Kırklı bebeklerin kırklarının karışmaması için karşılıklı bozuk
madeni para değiştirilirdi.
Süpürgenin insanın “zerine dokunması iyi sayılmaz, uğursuzluk olarak
kabul edilir. Korunmak için “zerine s“p“rge dokunan kimse s“p“rgeye doğru
t“k“r“rcesine tu tu tu” yapar . Tu-tu-tu lama bir nevi efsun veya efsunlamanın
Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Karşılaştırmalı Halk İnançları Türk Halk
Tefekküründe Kurt 2, Berikan Ankara,
, s. –
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari
93
bir parçasıdır. (alk sağaltmacılığında tu tu tu lama ile sık karşılaşılır . S“p“rge
halk inanmalarında T“rk k“lt“rl“ halklarda bir kod oluşturmuştur . S“p“rge,
s“p“rme zamanı, s“p“rme şekli ile hayatın her dönemi ile ilgili inançlar vardır. Bu
inançların biz verdiği mesaja göre, o gör“nen ve gör“nmeyen pislikleri ve
musibetleri temizleyendir. Bunun içindir ki, farklı yerlerde farklı s“p“rgeler ve
s“p“rme şekilleri vardır. Borçalı Karapapakları nda yaşayan bir inanca göre
koyunların altını temizlemede kullanılan s“p“rge onların sırtlarındaki karın
temizlenmesinde de kullanılır ise s“r“n“n bereketi kaçar. Keza, Kars yöresinde yer
s“p“rgesi ile ekmek kırıntıları s“p“r“lmez onlar elle toplanmaya çalışılır, aksi
halde bereketin kaçacağına inanılır. Merzifon da yatmakta olan Pirî Baba
t“rbesindeki özel s“p“rge huysuz çocukların “zerinin s“p“r“lerek tedavilerinde
kullanılır ve s“p“rge başka maksat için kullanılmaz .
Arife g“nleri b“t“n mahalle çocukları toplanır, evlerden çocuklara yiyecek
içecekler dağıtılır ve bu uygulamaya hangalak denir. Çocuklar bu yiyecekleri
toplamak için ev ev dolaşmazlar, bu şenlikler belirlenmiş bir sokakta olur aileler
ikramlarını onların oldukları yere göt“r“l“rd“.
(angalak veya (ankalak
kelimesini sözc“klerde bulamadık . Gala/kale bağlantılı ve han kalesi anlamına
geliyor olmalı. Kars ta tezek kalağı, tezekler ve ot kalağı da otlar için kullanılır.
G“ney Azerbaycan da Daş Gadak, taş yığını Ovoo/Oboo t“r“ kutsal mekânlar için
de kullanılır.
Eskiden köy odaları vardı. Ağalık döneminde y“z“kç“ler gelirlerdi. Bunlar
y“z“k yaparlardı. Ayıcılar gelip ayı oynatırlar kalaycılar da kalay yaparlardı.
Bunlara misafir muamelesi yapılır, yakacak odunları sağlanır yedilir içirilir ve
yemeklikler verilirdi. Bu bir nevi ödenmesi gereken borç gibi bir uygulama idi .
Yaşar Kalafat Gök Tanrı İnancından G“n“m“ze Kadar Efsunlama Tu-tu-tu lama
Uygulamaları II. Uluslar arası Karacaoğlan ve Çukurova Halk Kültürü Sempozyumu
Bildirileri, Adana
–
Kasım
Adana
s.
–
; Türk Dünyası Tarih
Dergisi, Eyl“l
S. sh. –
Yaşar Kalafat, Antalya Yöresi Örnekleri İle T“rk K“lt“r Coğrafyasında S“p“rge İnancı ,
20. Yüzyılda Antalya Sempozyumu,
–
Kasım
, Akdeniz Üniversitesi Atat“rk
İlkeleri ve İnkılâp Tarihi araştırma ve Uygulama Merkezi, Yayına haz.: Mustafa Oral,
Antalya,
, s.
–
Yaşar Kalafat, Amasya Halk İnanmaları ve Bazı Monografilerden Mitolojik Veriler”
www.yasarkalafat.info
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
T“rk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük Ankara, 2006, Ahmet Şenol, Halk Kültürü ve Etnografya
Terimleri Sözlüğü , Ankara, 2013
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Yaşar KALAFAT
T“rk k“lt“r coğrafyasında arifelik toplama uygulama ve inancı vardır.
Bazen bunun için alaylar oluşturulur, özel ilahilerle toplama yapılır ve bazen de
toplama işlemi şahsi olur.
Bölgedeki t“rbelerden Acar Dede Türbesi “nl“d“r. Bu t“rbe Dört Tepe
köy“ndedir. Bu t“rbeye de halk adak bezi bağlar. Buranın halkı da S“nni dirler.
Burayı ziyaret için daha ziyade çevreden gelinir. T“rbede çok b“y“k bir Pinvar
ağacı vardır . Adak olarak kesilen hayvanın eti adak sahibi tarafından yenilemez
yenilmesi istenir ise etin parası ödenerek et satın alınıp yenilebilir .
Adak olarak adanılan nesnenin sahibi değişmiş adanılan canlı veya cansız
varlık adanmadan sonra adanana ait olmuş olur. Adak adayan kimse adağından
tadabilmesi için adanandan icazet alması gerekir. Adak etinin satın alınması bu
t“rden bir sahip değiştirme iznidir.
Nazar alınmaması ve nazardan korunmak için şahıslar okutulurlar. Ayrıca
kurşun dökme inanç ve uygulaması da yaygındır . T“rk k“lt“rl“ halklarda
kurşun dökme korunma için ve daha ziyade de kurtulma için yapılır Çeşitli yatalak
olmayan rahatsızlıklar, terslikler için, bazı hallerde basık olma halinin giderilmesi
için de kurşun dök“l“r.
Bu yörede rüyasında ölm“ş bir yakını görme önemsenir. Böyle bir rüya
gören kimse hayır dağıtır. Bir şekilde çevresine hayır işler . R“yada yakının
görme ve hayır işleme uygulaması farklı dini akaitlere mensup T“rklerde de vardır.
Bu hayırlar r“yada gör“len şahsın ruhuna Kur an okunması veya bir sadaka
verilmesi bir hayvanın doyurulması şekillerinde olur. İnancın derinliklerinde fiziki
öl“mle ruhun ölmediği, bu d“nyadan göçenlerle hen“z göçmemiş olanlar arasında
ilişkinin s“rmekte olduğunu gösterir.
Mumcular ın S“nni inançlı kesiminde ölüm yası – g“n s“rer. Bu toplumda
öl“n“n
ını
sini ve yılını yaparlar. Bu g“nler m“nasebetiyle mevlit okutanlar
olur. Alevi inançlı olanlarda ise yas
g“n s“rer, bu s“re zarfında traş olunmaz.
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Yaşar Kalafat, Kocaeli ve Çevresi Örnekleri İle T“rk (alk İnançlarında
Adanmışlık/Sahiplilik I.Kocaeli ve Çevresi Kültür Sempozyumu, Kocaeli 20–22 Nisan 2006
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari
95
Şimdilerde yemekli mevlitler pahalı bulunduğu için yaslı halk Yasin okutmakla
yetinmektedir. Öl“n“n “nde lokma dök“l“r .
Yaslı kimsenin traş olmaması ile insandan kurban olmaması inancı
ilişkilendirilebilir. (ac da kurbanın ve saç sakal traşının dönemi vardır. Gerçi öl“
evinde hayvan kesilerek kan akıtılabilmektedir. K“lt“r coğrafyasında yasta saç
yonma ve hatta saçın bir böl“m“n“ kesme şeklinde uygulamaların olduğu
bilinmektedir.
Mumcular halk inanmalarında yıldız kaydığı zaman niyet utulur. Yıldız
kayması etrafında çeşitli inançlar oluşmuştur. Daha ziyade yıldızın kayışı bir öl“m
haberi olarak algılanır ve yıldızın kaydığını gören kimse yıldızım yerinde der .
Bu yörede baykuş ve tavşanın uğursuzluğuna inanılır. Ayrıca Kara kedi
için de uğursuz denilir . (ayvanlarla ilgi inançların tespitleri, hayvan mitosları
yolunun aydınlatılabilmesi için önemlidir. Mumculardaki bu hayvanlarla ilgili
inançlar T“rk k“lt“rl“ halklar arasında çok yaygındır .
Televizyon gibi yaygın iletişim vasıtaları ile yapılan dinî programlarda
açıklama yapan Diyanet İşleri Başkanlığı yetkililerine göre ara kediyi uğursuz
sanmak, mezara defin döneminde toprak atarken k“reğin elden ele verilerek değil
de yere konulup yerden alınması gibi inançlar bidattırlar. Burada da kullanılan
köstebekle ilgili bir özl“ söze göre Köstebek toprağı ne kadar eşerse başına o
kadar toprak döker
Bodrum Kırsalında Alevi Türk Halk İnançları
Çalışmanın bu böl“m“, Bodrum un Kumköy merkezi ve onun bir mahallesi
olan Ümene de yapılmıştır. Burası – hane olan bir Alevi köy“d“r. Kaynağın
ifadesi ile Köyümüze dede gelmiyor. 50–60 sene evvel her şey yekte idi. Akşamdan
dede gelirdi toplanılırdı. İki avucuna iki köz alır avucunu yumar ve açınca cemaate
gösterirdi avuçları yanmazdı. Şimdi dedemiz de yok ebemiz de yok. Bizim takatimiz
onları getirmeğe yetmiyor. Sorumluluğumda üç ailem var, onlar aç. Hacı Bektaş’a
tabiiyiz. Toplumumuzda Düşkünüz çok var. 7 yıldır düşkün olanlar var. Eskiden bir
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Yaşar Kalafat, Azerbaycan-İran-Anadolu-Irak Halk İnançları Hattı, Berikan, Ankara,
,
s.
Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu,
yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge
tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse
Yaşar Kalafat, Türk Halk İnanmalarından Hayvan Üslubu’nda Mitolojik Devri Dayım I,
Ankara,
, Berikan Yayınları, s. -
Yaşar KALAFAT
kibrit çöpü haksız alınmazdı. Mahkemelik bir durum yaşanmazdı. Toplumumuzda
çift eşlilik olmaz Kan davası olmaz. Hoşgörü esaslı bir yapımız vardır’.
Koru Alevileri, T“rkmen olduklarını, bu bölgeye Adana, Maraş tarafından
geldiklerine inanırlar. M“rşitleri (alil gerçekti, şimdi ise onun oğlu Aydın Gerçek
m“rşitlik yapmakta Bulgurca-Aydın da oturmaktadır. Koru köy“ Alevileri ne
dedeleri Aydın-Kızılcapınar Akçeşme den gelirdi . Bu toplumda Yüzü alınmak
d“şk“nl“kten çıkmak anlamına gelir. Yolumuz (ak Muhammet Ali Yolu dur .
Koru köy“nde kız kaçırma yöntemi ile evlilik vardır . Koru da Alevilere
S“nniler kız vermezler. Alevilerden S“nnilere kız nadiren verilir .
Koru köy“nde çocuğa ismini ebesi koyar. Eskiden isim seçimi aileden
olurdu. Şimdilerde isimler fantezileşti Fatma lar Fatoş oldu. Ayşe Anamızın ismi
bizim k“lt“r“m“zde ismi Aşe dir. Bizim inancımıza göre Ayşe anamız (z. Ali ye
d“şmanlık yapmıştır denilmektedir.
(er musahipli Alevi, Alevilik konusunda fazla bilgi sahibi değildir. Bir
kimsenin birden fazla musahibi olabilir. Uzun zamandan beri bölgemize Dede
gelmemektedir. O yılarda da Baba çağrılırsa gelirdi. Yaklaşık
–
yıldır bölge
Alevileri dedesizdirler. Musahiplik burada bu nedenle önem kazanmıştır. Cem için
musahiplerden
kişi ve gözcü olarak da bir kimse çağrılarak yeterli cemaat
oluşur. Bir Alevinin musahip olabilmesi için yıl testten geçmesi gerekir .
Koru Alevilerinin en “nl“ yatırları Milas Beçin kalesindeki Ahmet Gazi’dir.
Genç kızlar kısmetlerinin açılması için buraya giderler. Burası Alevi inançlı halkın
çocuk isteme ve diğer dilekleri için de başvurulan bir yerdir .
Koru Alevilerinin ziyaret ettikleri diğer yatırlar: Acar Dede, burası bir
Döşektir. Veli Babaoğlu Tekkesi, burası da bir döşektir. Çiçek Baba burası da
keza bir Döşektir. Kellesiz Dede burada bir mezar vardır. Dal Bacak Dede,
Çiçekli Ali Türbesi, burası meşelik mezarlığında bir mezardır. Burada şifa için
yatıldığı olur Orada Erken çalınır/Cem yapılır. Kurban kesilir. Adak kurbanların
etinden yenilebilmesi için adak sahibi yiyeceği etten satın alması gerekir .
Döşek/Döşşek konusu Alevi T“rk İslam kesimin bir inanç “r“n“d“r.
Çalışmalar ilerledikçe bunlarla daha sık karşılaşılmaya başlanmıştır. Bunlar mezar
olmayıp dedelerin herhangi bir şekilde uğradıkları, soluklandıkları mekânlardır.
Kaynak kişi (asan Bal, Alevi,
yaşında
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari
97
Dede buraya uğramak sureti ile bir anlamda burayı kutsamış olmaktadır.
Uygulama, Atlı Göçebe Bozkır Medeniyeti nin inanç sistemlerinden olan Gök Tanrı
inancının Anadolu göç“d“r. (ala Uluğ T“rkistan ve çevresinde Yol İyesi ne yapılan
saçı olarak yaşamakta ve ovoo/oboo olarak bilinmektedir. Uygulama, (er iki
coğrafyada da taş ve çaput saçısı yapılarak yaşatılmaktadır .
Ankara Kazan da Döşekler Dede Durağı olarak bilinirler. Bir dönem dede
Yağmur Duası burayı seçmiş ise veya bir dönemin dedeleri abdest almak için
seçtikleri bır çeşme var orası Dede Durağı olarak bilinir. Bir dönemin dedelerle
bayramlaşma yerleri de keza bu t“r dede Durağı olurlar Kazan ın Çılpan köy“nde
bu neviden Dede Durakları vardır . Bu inanç Aylı Göçebe bozkır k“lt“r“ndeki
Oboo/Oboo ların Anadolu ya inanç göç“ olarak girmiş bir örnektir.
Kellesiz Dede, Etrim de yapılan bir savaşta taraflardan çok ölen olur, Ethem
isimli bir yiğit kafası v“cudundan ayrılmasına rağmen, kellesini koltuğunun altına
alır ve savaşa devam eder, saz köy“n“n mezarlığına kadar savaşarak gelir ve orada
toprağa d“şer. (alen mezarı bu mezarlıktadır ve Kellesiz Dede olarak bilinir .
Kellesiz Dede inancı Batı T“rkl“ğ“ k“lt“r coğrafyasında Kesik Baş ziyareti
olarak bilinir. Bu konulu ilk çalışma Ahmet Yaşar Ocak tarafından yapılmış, daha
sonra bu konuda yapılan tespitlere ilaveler yapılmıştır. Derinliklerinde inanç, Allah
yolunda savaşanların fiziki öl“mleri ile cihatları uğruna gösterdikleri cehtin
bitmediği anlatan bir öze sahiptir .
Ahmet Gazi, Milas ta Batur Kalesi nde yapmakta olup Menteşeoğulları nın
ordu komutanıdır . Dede İbrahim-i sani den gelirmiş (acı Bektaş ta postunu
görm“ş bir kimse olarak bilinir.
Gelen-Diden, hoyuk de denilen niyaz bezinin bağlanıldığı bir yerdir.
Bağlanılan beze 3 defa dokunularak niyaz edilmiş olunur. Burası etrafı kısmen
çevrili bir mekândır. Burası gömü olarak da bilinir.
Yaşar Kalafat, Çorum ve Çevresi Merkezli T“rk K“lt“rl“ (alklarda Saçı , Osmanlı’dan
Cumhuriyete Çorum Sempozyumu, 23–25 Kasım 2007, Çorum
, s.
–
Burhanettin Baykurt, Ankara Kazan İlçesi ve çevresinde yapılan Yağmur Duası 1.
Uluslar arası Kazan ve Çevresi Halk Kültürü Sempozyumu, Ankara,
, s.
–
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden
Ahmet Yaşar Ocak, Türk Folklorunda Kesik Baş (Tarih Folklor İlişkilerinden Bir Kesit),
T“rk K“lt“r“n“ Araştırma Enstit“s“, Ankara,
Yaşar Kalafat, Siirt Yöresinde Yatırlar Etrafında Şekillenmiş (alk İnançları ve Kesik Baş
Motifi Geçmişten Uluslararasu Günümüze Siirt Sempozyumu (Siirt Eylül 2006)
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden
Yaşar KALAFAT
Buralarda niyaz edilirken t“rbenin etrafında ayakkabıların çıkarılması
gerekir. T“rbenin etrafında Allah, Muhammet, Ali denilerek 3 defa dön“l“r.
Dön“ş erenin sağından soluna doğru olur.
Tavaf inancı bazı farklılıklar içermekte olsa da itikat olarak kök“ arkaik
dönemlere dayanan ve coğrafya olarak da Orta Doğu sınırlarını aşan bir coğrafyada
hayat bulabilen bir dinî uygulama biçimidir. Yukarıda belirtildiği gibi T“rk yuğ
merasimlerinde de gör“lmektedir .
Turgut Reis deki Sabancı Parkı nda Eren Dede yatmaktadır.
uzunluğundaki bu yatır mezarını halk çeşitli dilekleri için ziyaret eder.
metre
Eyrice Tekkesi’ne ot biçin zamanında ayakları basamayan çocuklar
göt“r“l“r, otlardan demet bağlanır. Bu uygulamada, Allah ın ayeti, Allah ın dini
diye inanılır imanı olanlar bu bağı bağlarlar. İnancı hâkimdir. Burada kurban
kesilir. Çocuklar iyileşip ayaklarına basabildiklerinde tekrar göt“r“l“p bir kurban
daha kesilir .
Bağ yapmak, bağlamak, bağı çözmek, bağdan korunmak halk inanmalarında
bilhassa halk sağaltmazlığında, b“y“ boyutu g“çl“ olan bir yöntemdir. Damatlar
başarısız olmaları için kurtlar çiftlik hayvanlarını kurtarmak için, bağ-bahçe,
hayvanlar ve insanlar hastalıklardan korunmak için, çok yağan kar ve yağmur
hasara yol açmasın diye bağlanır, bağları çöz“l“r. Farklı bağlama yöntemleri
vardır.
Koru köy“ndeki ayakları basamayan çocuklar için yapılan bu uygulama halk
sağaltmacılığında Köstek kesme olarak bilinir ve çeşitli uygulama biçimleri vardır.
Neticede bağın kesilmek suretiyle açılması söz konusudur. Olumsuzluğa,
istenilmeyen hale yol açanın bağını açmak koparmak amaçlıdır. Burada bir
sembolizasyondan bahsedilebilir. Otların demet olarak bağlanması tersine
beklenti, benzetme, doğadaki ile benzerleştirme aranabilir.
Koru Köy“ Alevi T“rkmenlerinde Ocağa/Od’a eşiğe niyaz edilir. Yemek
yapılan kaba yemek dağıtılmadan niyaz edilir. Niyaz edilirken;
Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali, Allah,
İmam katarından ayırmasın, Allah
(alil İbrahim bereketi versin denilir. Niyaz demek secde demektir. Dedeye niyaz
eden kimseye dede, Niyazın (ak a der. Bize göre, bu niyaz tespiti fevkalade
önemlidir. Niyaz etmek, y“k“nmek, zikretmek, secde etmek, yönelmek ululuğun
kabul“ anlamınadır. Ocağa niyaz ateşe niyaz ateş k“lt“n“n kutsallığını kabul etmiş
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara,
–
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
,s
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari
99
olmayı anlatır. Keza, aynı açıklama eşik için de, kap kaçağın yapılmış olduğu toprak
ve maden için de geçerlidir. Dedeye niyazla da dedenin sistemdeki kutlu yerine
işaret edilmiş olunur dede ise niyaz makamının Hak” olduğunu açıklayarak adeta
arkaik inançla vahi “r“n“ inançlar arasındaki var olan aynılık bağına işaret etmiş
olmaktadır.
Koru T“rkmen Alevileri nde gece seyahat eden kimsenin ön“ne aniden bir
nehir veya göl çıkar ise ona manevi bir saygı duyulur . Bize göre, bu saygı bir
dönemin y“k“nme inancının kalıntısıdır. Kutsal dağlara olduğu gibi sulara da niyaz
edildiğinin göstergesidir. Bu t“r mekânların akşam olup g“neş battıktan sonra
farklı bir mistik kimlik kazandıkları onlardan daha fazla sakınıldığı
bilinmektedir .
Bu toplumun d“ğ“nlerinde düğün bayrağı olarak T“rk Bayrağı yer alır.
Onun “zerine al ve yeşil t“lbentler takılır. D“ğ“n bayrağı olarak ayrıca d“zg“n bir
ağaç tespiti yapılır, onun kesimine toplu olarak gidilir ve bu ağaç kesinlikle yere
konulmaz. Bu ağaç/direk omuzlardan inmeden kumaş parçaları, damadın gömleği,
havlusu gibi bazı şeyler ona bağlanarak s“slenir. Müsahipli bir kimse onu “ç defa
salâvatlar. (emen orada bir kuzu kesilir. Ağacın tepesine liman ve ayna
bağlanır .
Al ve kara bu yöre halk k“lt“r“nde de hayrı, iyiyi ve karada şerri, köt“y“
temsil eder. Yeşil ile Cennet ve yaşam anlatılmış olur. bu yörenin sözl“ k“lt“r“nde
de karaya ak dediği ne zaman gör“lm“ş ki denildiğinde, iyi ve doğru bildiğinden
şaşmaz kimse anlatılmış olur.
D“ğ“n Bayrağı gönderinin tepsine konulan bazen elma bazen, soğan veya
limonun konulma nedenine dair farklı açıklamalar vardır. Çok kere telekler
bunların “zerine tutturulur. Damadın yeni ocağın egemeni, beyi olduğu, damat
bayrağının da bu egemenliğin sembol“ olduğu benzetmesinden yola çıkıldığında
gönderin tepesindeki bu elma, soğan veya limon devlet çapındaki emsalinde
muhtemelen madendi.
Koru köy“ T“rkmen Alevileri nde evlenecek gençler arasında mezhep
ayrılığı var ise, evlenmelerinde gençlerin anlaşmış olmaları esas alınır. Anlaşan
gençlerin evlenmelerinin ön“ne geçilmez .
Gelinin başına çiçekler ve zeytin dalından çelenkler yapılır . Anadolu kısal
alanında çiçekten çelenkten ziyade kofik olarak da bilinen özel fesler baş bezeği
olarak kullanılır. Bunlar, kasnakları madeni para ve pullarla bazen da boncuklarla
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara,
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden
, s.
Yaşar KALAFAT
s“slenmiş bir t“r takkedirler. Eğe bölgesi kırsalında bunların erkekler için olan
örnekleri de vardır. Doğudan batıya gidildikçe kofik ile çiçekli taç bir arada
kullanılmaya başlanır. Bazı bölgelerde ise kofik tamamen kalkmıştır. (er “ç halde
de renkli yazmalar gör“l“r. Dikkati çeken husus aile yadigarı olarak saklanıp özel
hallerde kullanılan kofik ile yapımı pratikleşmiş kofiğin çok ciddi farklılıklar arz
etmesidir. Kasnağa sıralanan para veya pulların altın, g“m“ş veya sıradan bir
maden oluşları tek sıra veya katmerli döşenmiş oluşları alına tekab“l eden kısımda
diğerlerinden daha b“y“k bir altının yer alabilmesi, altınların kasmağa dikili veya
minik bir zincirli oluşları, başta kullananın sosyal stat“s“ olmak “zere farklı
mesajlar veriyor olmalıydı. Bu t“r başlıklar bazı toplumlarda sadece gelinlerde ve
muhakkak d“ğ“n döneminde kullanmakla kalınmıyor, sair zamanlarda da
gör“lebiliyorlardı.
Kutsal sular, kutsal dağlar, kutsal tabiat inancını hala s“rd“rmekte olan
Mopuc/Makuci Kızılderililerinde Anadolu gelin başlıklarında kullanılan telekler
baş ve boyun s“s olarak kullanılırken şifacılarının davullarının davulları etrafında
- halkalı zincirlerden oluşan madeni paralar yer sallanmaktadır. T“rk
musikisinin pullu define çağırım yapan bu davullarda madeni paraların
sıralanmasının inanç anlamı olmalı.
Sığır gibi b“y“kbaş hayvanlara b“y“kçe çanlar keçi t“r“ k“ç“kbaşlara daha
minik olanların takılmalarının sebebi sadece bunların birbirlerini veya çobanın
olları bulabilmesi için midir? Kanaatimizce, bu çanlar aynı zamanda koruyucu
olarak da görev yapıyorlar. Bu uygulama, Adeta yabanda dolaşan kimsenin
elindeki sopayı taşa, çalıya vurarak ses çıkarıp bir takım tehdit unsurlarının
uzaklaştırmasını sağlamak amacını da taşıyorlar. Bu uygulama sadece gör“nenler
muhtemel d“şmanları savuşturmuyor aynı zamanda bir t“r “destur” görevi de
içeriyor, gör“nmeyen musibetlere karşı da korunma sağlıyordu. Kofiklerdeki
sallanınca sesler de çıkabilen bu madeni para ve pulların derinliklerinde de bu
inancın izleri aranabilir. Zira bu t“r kofikler insanın en g“zel yıllarının en bezekli
dönemlerinde yani kem göze nazara en açık dönemlerinde kullanılır.
Ses, g“r“lt“ ve kara iye bağlantısının izlerini kabı tokmaklarında da
görd“ğ“m“z söylenebilir. Dış kapının erkekler için kullanılan tokmağının b“y“k ve
daha tok ses ve y“ksek sesli olması kapıyı açacak ev hanımına korunabilme tedbirli
temkinli olabilme mesajını verir. Ses çıkarılarak gör“nmeyen şerlerin def
edilmesini hayatın her safhasında görebiliyoruz. Gelinin yeni evinin eşiğinden
girmeden evvel cam tabağı veya su dolu toprak testiyi ayağını basarak, vurarak
kırması, Gör“nmeyenlerin duyması istenilmeyen hususlar için, şeytan kulağına
kurşun denilip tahta t“r“ vurulunca ses çıkarak bir nesneye birkaç defa
vurulması, ay veya g“neş tutulunca, onu esir alan g“çten koruyucu bekçilerin
uyandırılması amacıyla, tencere dibi veya davul çalınması, havaya ateş edilmesi
bunlardandır.
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari
101
Koru Köy“ Alevileri nde Dede ye 3 adım kala dedeye sırt dön“lmez. Bu
toplumun kutsalları arasında Dede ve Atat“rk özel yer tutar . Dede ye sırt
dön“lmemesi uygulaması, ş“phesiz, dedenin manevi stat“s“ ile ilgidir. Niyaz
edilen dede, canlara Niyaz makamı, mercisi olarak hak ı işaret eder.
Koru Alevileri nde Kurban bayramlarında dişi hayvan kurban olarak
kesilmez. Dişi hayvan kesmekle
can alınmış olunacağına inanılır . Dişi
hayvandan kurbanlık alınmış ise onun hamile olmaması için gösterilen hassasiyet
S“nni kesimde de vardır. Kesildikten sonra hamile olduğu anlaşılan hayvan için
esef edilir, pişmanlık duyulur
Bölgede Çekirgen olarak bilinen karın ağrılarının tedavisi için tuğla ateşte
ısıtılıp karın kısmının “zerinde 3 İhlâs okunarak kırılırdı .
Yağmur Duası’na daha ziyade eskiden çıkılırdı. Sepetin içerisine canlı bir
varlık mesela kurbağa koyulur, o sallanılarak onunla çocukların oluşturduğu
gruplar olarak ev ev dolaşılırdı. Evlerden bir şeyler toplanır birlikte yenirdi.
Geçmişte bu dualara S“nni ve Alevi inançlı M“sl“manlar birlikte tefrik yapmadan
aynı erenlere giderlerdi.
Yağmur dualarında, dua eyleminin bir parçası olarak yer alan hayvanlar
arasında yılan, at gibi kurbağa da vardır. Su kurbağalarının kuraklıktan en fazla
muzdarip olacaklarından olmalı birçok yağmur duası uygulamasında Kurbağa yer
alır. Atın ise canlısı değil kurumuş at kafa kemiği ile bazı uygulamalar yapılır .
Doru Alevi T“rkmenleri nde Nevruz ve Hıdrellez kutlamaları çok sön“k
geçer . Erzincan Alevileri nde gör“len
Mart ta kurban kesilip toplu yenilerek
barışın sağlanması s“rd“r“lmesi uygulaması burada yoktur228. Erzincan ın Alevi
T“rkmenlerinde Hızır Orucu’nda Tuzlu Çörek yenilip yatılınca gör“len rüya ile
gençler kısmetlerini tahmin edebilecekleri inancı vardır .
Nevruz da Tuzlu Çörek, Tuzlu Glik yenilerek evlenilecek kişiyi r“yada
görme inancı yukarıda belirtildiği gibi geleceği tahmin yöntemlerinden Nevruz/
Yenig“nde uygulanan bir fal t“r“d“r.
Eski hesap Şubat
Hıdrellez olarak bilinir ve bug“n g“n oruç tutulur.
Bug“n (z. (ızır, darda kalanlara yardım eyle denir İnanışa göre (ızır ın yanına
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Yaşar Kalafat T“rk K“lt“r Coğrafyasında Yağmur Duası Yağmur Duası Kitabı, (azırlayan
M. Sabri Koz, Kitabevi, İstanbul
, sf.
–
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden
Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara,
, s.
-
Yaşar KALAFAT
bir çocuk gelmiş olsa o ayağa kalkarmış, insanları çok severmiş, Bu sevgi Allah ın
insanlara kendi ruhundan “flemiş oluşundan gelmektedir. Kupkuru, çorak bir
yerde bir yeşil alan gör“lecek olsa, anneler buraya niyaz ederler ve Buraya (ızır
a.s. gelmiş olmalı nişanesi var derler .
(ızır İnancı T“rk k“lt“r coğrafyasında muhtelif halk anlatıları ile
yaşamaktadır. (ızır a verilen stat“ de halk kesimlerinin hepsinde aynı değildir.
Onun gelişinin takip şekline, ona yapılacak isteklerin yansıyış biçimine, dilekte
bulunma yerlerine, gelip dönd“ğ“ne dair bıraktığı işaretlere dair çok sayıda inanç
ve efsane vardır. (ızır çok kere bereket, şans açıklığı, dileklerin gerçekleşmesini
sembolize eder. .
Dört yapraklı yoncanın dilekleri tensil ettiği inancı burada da yaşamaktadır.
Bulunup “zerinde taşınması istenir. Beher yaprağının bir dileği temsil ettiği inancı
vardır.
Koru Alevilerinde gece aynaya bakılmaz, hamile hanımın da gece aynaya
bakması doğru bulunmaz. Cenaze olunca evin aynalarının “zerine çaput
atılır/aynalar ört“l“r .
Gece aynaya bakılmaması, hamile hanımın aynaya bakmaması, cenaze
evinde aynaların ört“lmesi gibi uygulamaların ortak yanı aynaların çıplak gözle
gör“nmeyen bir takım varlıkları gösterebilme özelliği ile ilgili olmalı. Masallardaki
b“y“c“lerin aynalı k“releri hatırlanınca değerlendirmemiz biraz daha anlam
kazanmaktadır. (atta k“ç“k bebekler de aynaya baktırılmaz. Gece, kara iyelerin
aktif olma dönemleridir. Öl“m anlarında ve Kur an okutulduğu ortamlarda keza
birtakım semavî varlıkların aktif oldukları zamanlardır. Kırklı kadın ve bebek ise
yalıngözle gör“lemeyenlere karşı daha hassas görme yeteneğine sahiptirler. Bu
itibarla aynaların böyle yerlerde ve böyle zamanlarda ört“lmeleri doğal olmalı .
Kırık aynaya bakılmaz bakmak g“nahtır . Kırık aynaya bakılmayacağı da
aynı yaklaşımla açıklanabilir. Kırık ayna bir b“t“n“ parçalı gösterebilir, aynadaki
yansıma farklı bir b“t“n olarak gör“nebilir. Aynanın beher parçası farklı objeyi bir
arada yansıtmış da olabilir.
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Tematik Halk İnançları, Berikan yayınları, Ankara,
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Yaşar Kalafat (alk İnançlarında (ususiyle Tahtacılarda Ayna 1. Akdeniz Yöresi Türk
Toplulukları Sosyo –Kültürel Yapısı (Tahtacılar) Sempozyumu (26–27 Kasım 1993 Antalya)
Ankara
sh. –
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari
103
(amile hanım denize katılmaz/denize sokulmaz . (amile hanımın bazı
kan damarlarının veya kanallarının açık olabileceği mikrop kapabileceği inancı çok
yaygındır. Bu inancın korunma bağlantısı olabilir.
Cenaze kefenle göm“l“r. Tabuta öl“s“n“ elbise ile giysili olarak koyanlar da
olur. Tabutun “zerine gitsin nasip alsın diyerek halı t“r“ sergi serenler de olur .
Cenazenin giysili göm“lmesi şeklindeki uygulamanın, eski T“rk İnanç sistemi ile
bize göre ilişkisi vardır. Kadim dönemlerde T“rk definleri ziynet gibi kıymetli
eşyalar ve savaş kuşamı ile olabiliyordu. Atı ile göm“len bir T“rk muharip tekrar
dirilmeye veya öteki d“nyaya inanıyor ve böylece zaruri eşyalarını da yanında
bulundurmuş oluyordu.
Bu toplumda, yas s“resi 40 g“nd“r. Yas s“resi boyunca sakal kesilmez traş
olunmaz. Sakal, Yas Yemeği’nde kesilir. Bu topumun yas döneminde yüz yırtmak,
saç yonmak, yüze toprak atmak t“r“ uygulamalar yoktur .
Doru Köy“ T“rkmen Alevileri nde de gökle ilgili inançlar vardır. Gök
Kuşağı’nın havanın açılıp g“neşlik olacağını gösterdiğine inanılır . Gök Kuşağı
etrafında T“rk k“lt“rl“ halklarda bir hayli inanç oluşmuş, bunlar bir k“lt meydana
getirmiştir. Bu konuda altından geçebilenin cinsiyet değiştirebileceği, yeşilini
sahiplenin cennete gidebileceği, bunu (z. Fatma nın Kuşağı olduğu gibi
inançlardır .
Ayın tutulduğunu gören Doru lu Alevi T“rkmen elini y“z“ne çalar, iki eli ile
y“z“n“ sıvazlar. Bu toplumda ay kutsaldır .
G“ney batıdan çıkan
yağacağına h“kmedilir .
bulut un birleşmeleri halinde yakında yağmurun
Erzincan ın T“rkmen Alevilerinde g“neşin sabahleyin doğma saatlerinde (z.
Muhammed e salâvat getirilir .
Koru köy“ Alevilerinde Güneş, (z. Muhammed ve Ay da (z. Ali olarak
teşmil edilir .
Bu köy“n Alevilerinde Pınar/Pelut Ağacı kesilmez. İnanç olarak kesilmesi
sakıncalı gör“l“r. Yasaklanmıştır. T“rbelerin yakın çevrelerinden de ağaç
kesilemez. Buralardan ağaç kesilebilmesi için rızanın alınması, kurban kesilip, kan
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Mitler, Berikan , Ankara,
, s. Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Yaşar KALAFAT
akıtılması gerekir. Bu kurallara riayet etmeyen kimsenin başına bir hal gelmesi
durumunda onlardan kaynaklandığına inanılır .
Yatırların etrafında, yakın çevresinde nebatat ve cemadattandan ne var ise
yatıra aittir. Kuru yaprak, akan su, toprak, taş ne varsa sahiplidir ve o sahip oradaki
yatırdır. T“rkmenistan da yatırın mezarına kala denir Çaban Baba Galası/Kalesi
gibi. Yatır gönderine adak bezi bağlayan kimse O yatırın korumasına altına girmiş
bayrağına sığınmış olur. Kaleden alınacak herhangi bir şey için kanlı veya kansız
kurban verilerek sahibinden izin alınmış olunur .
Erzincan ın T“rkmen Alevilerinde 7 g“n oruç tutulurken ağaç kesilemez .
Bu inancın derinliklerinde ağacın da bir canlı olduğu, oruçlu kimsenin onu
kesmekle bir canlıyı öld“rm“ş olacağı inancı vardır.
Muharrem ayında kırmızı et ve balıketi gibi yumurta da yenilmez.
Yumurtanın can taşıdığına, yenilmesi halinde o cana kıyılmış olacağına inanılır
Yaş kesen baş keser. denir. Yaşla kastedilen kurumamış canlı bitkidir.
Zeytin ağacı ve İncir ağacı odunu yakıt olarak kullanılmaz Bu iki bitkinin
kutsiyeti Kur an-ı Kerim de onlara yemin edilebilmesi ile ilgili olmalı. Bazı ağaçlara
inanç sisteminde farklı fonksiyonlar y“klenilmiş olması, ağaç k“lt“n“n
irdelenmemiş boyutlarının olduğunu d“ş“nd“rmektedir. Bize, ağaçlarla ilgili
inançların da bir ongun boyutu vardı. Bu konuyu bulgularımız yeterli olunca
ayrıntılı irdelemeyi d“ş“n“yoruz.
Bodrum Kuyucak Köy“ T“rkmen Alevilerinde halk inançları daha derli
topludur. Mustafa Dede ye göre, “ Peygamber efendimiz zamanında Sünnilik yoktu,
İslam-Müslüman Allah’ına peygamberine Allah’ın birliğine inanan demektir. İnancı
esas alınır. Emeviler ve Abbasiler İslam’dan saptılar. Biz Yezid’e lanet ederiz ama
oğlu Küçük Muaviye’ye lanet etmeyiz. Alevilik Kadir Hun ile birlikte başlar Bizler,
Kuyucak köyü Alevileri, Hacı Bektaş’a bağlıyız. Köyümüzde cem yapılır. 2013 ün son
cemi 12 Eylül’de yapıldı. Köyümüzde Cem Evi yapılıyor, biz Türkiye Cem Vakfı’na
bağlı derneklerden değiliz. Biz Hacı Bektaş Dergâhı’na bağlıyız. Dergahın yetiştirdiği
360 halifeden 10 tanesi Ana’dır. Biz İslamiyet’i töremizden vaz geçmeden kabul
etmişiz Sünnilerden farkımız bu noktadadır.250
Yunanistan da Seyyit Abdal Kızıl Dede Dergâhı vardır. Dergâhın her t“rl“
masrafını Yunanistan devleti karşılamakta ve bizlere her t“rl“ kolaylığı
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Yaşar Kalafat, Aşkabat ve Çevresinde Medfun T“rkmen Uluları, Türk Dünyası Tarih
Dergisi, Mart
S.
, s. –
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari
105
karşılamaktadır. Oradaki Alevi halkın Yunan h“k“meti ile değil Yunanistan da
yaşamakta olan S“nni halkla sorunları var. Seyyid Abdal Kızıl Dede Dergâhı
mensupları sadece Bektaşi dirler biz ise Alevi- Bektaşileriz. Ayrıca Erdebil e bağlı
Aleviler de vardır. Bizde Pençeyi Ali Aba Erdebil dekilerde ise sadece erkân ve
musahipler vardır. Erdebil de erkânda Tuba Ağacı’ndan yapılmış ağaçla dede
canların arkasını sıvazlar bizde bu hizmet ele yapılır. Yol bir s“rek bin birdir
Eşi olduğu halde başka bir evlilik yapan kadın ve erkek
giremezler .
yıl ceme
Biz de imamet de velayet de vardır. Bu kurum Erdebil de de vardır.
Aleviler de de Alevi-Bektaşi lerde de dedelik kurumu soydan gelir, soydan s“rer.
Soydan gelmeyen bir kimseyi yetiştirip dede yapan Alevi-Bektaşi esim de vardır
biz onlardan değiliz. Bizde dedeliği sadece ocak zadeler yapar Bizde icazetli
olmayan dedelik yapamaz. Bizde Dede eline saz alamaz zira
hizmetten birisi
eksik olmuş olur.
Çeşitli ihtiyaçların karşılanmasında yol gösterici bir kaynak olarak
başvurulan elimizde
Yıldızname miz vardır. Bunlar Sultan Süleyman
Yıldıznamesi ve İmam Cafer Yıldıznamesi’dir. İmam Caferi Yıldıznamesi nde
işaret edilen ayet yazılır ve talep sahibine verilir. Bu yazılı dua metni ilginin
“zerinde olduğu s“rece ona hiçbir kuvvet zarar veremez. Bu t“r yararlanmalar için
muhakkak Alevi olmak gerekmez.
Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri Yıldızname ye inanma t“r“ uygulamaları
onaylamamakta İslam da yerlerinin olmadığını açıklamaktadırlar
Biz Alevilerin peygamber ve kıble gibi konularda S“nni inançlılarla hiçbir
farkımız yoktur .
Yağmur Duası için Sivas Yıldızeli nde Sivri Dağ’a çıkılır Yıldız Dağı nın
karşısında toplanılır kurbanlar adanır, adak kurbanlar kesilir ve yemekten sonra
özel Destanı Pir Yağmur Duası okunur;
Üçler Allah, Muhammed, Ali
Beşler Muhammed, Ali Fatime, (“seyin, (asan
İmam Ali, (asan, (“seyin, Zeynel, Bakır, Cafer, Kazım, Musayı Rıza, Tağı, Nağı,
Askerî, Mehdi
Mahsum-ı Pak
Kemer Bent Aralarında S“nniler de vardır.
Kaynak kişi: Ali Ok
Kaynak kişi: Ali Ok
Kaynak kişi: Ali Ok
lar
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Yaşar KALAFAT
Kerametleri “zerimize olsun, dilek ve muratlarınızı versin, hak yardımcımız
olsun, Gençlikte öl“m“ kocalıkta zulme cenabı hak göstermesin, ekinlerimiz,
nasiplerimiz bol olsun, Allah emek zayiliği vermesin şeklindeki dedenin duasından
sonra duaya katılanlar Allah Allah derler ilkin dağa sonra ellerini yere koyup yere
niyaz ederler.
Dağa ve Toprağa niyaz edilmekte oluşu, Eski T“rk İnanç Sistemi ndeki dağ
iyesi ve yer iyesi inancından bağımsız bir inanç değildir. Kutsal Öt“gen in suları ve
dağları kutsaldı. Bu ilişkilendirme mitolojik dönem T“rk inanç verileri ile tasavvufi
hayat arasındaki inanç bağlantısı bakımından da ciddi bir tespittir. Tunceli bölgesi
Alevileri D“zg“n Dağı na yansıyan g“neşin ilk ışıklarına secde edip
y“k“n“rlerdi.
Kuyucak köy“ T“rkmen Alevilerinde ilkin Abdal Musa Kurbanı ve daha
sonra da Birlik Kurbanı kesilir.
T“rbelerin
tarafında etrafından iki
başparmak mezara konularak mezar öp“l“r . Cenaze kefenlenmesi
S“nnilerinkinden farklı değildir .
Bu toplumda erkek evlat edinebilmek için (acı Bektaş a kurban vaat
edilir/Kurban adanır . Doğum yapan kadının bebek eşi temiz bir beze sarılır
toprağa göm“l“r. S“nnet yapılan çocuğun s“nnet parçası da keza aynı şekilde beze
sarılarak toprağa göm“l“r . İlk bebeğin cinsiyeti erkek ise aile helva yapar yakın
çevreye dağıtır . İmam (z. Ali nin doğduğu g“nde Sultan Nevruz Helvası yapılıp
dağıtılır . (elva T“rk k“lt“rl“ halklarda sadece bir yiyecek veya yemek t“r“
değildir. (elva tatlı olarak yemek masalarında yer alabilirken birçok merasim
yemeğinin de belirleyicisidir. Bunun içindir ki T“rk k“lt“r coğrafyasında helvanın
kırka yakın t“r“ ve bir o kadar da değişik ismi vardır. Kutlama merasimlerinden
doğum toyları, ad toyları ve benzerlerinde helva yapılır. Geçmişte helva uzun yol
katıklarının vazgeçilmezi idi. keza piknik sepetlerinde mutlaka helva olurdu. (elva
aynı zamanda yas ikramıdır. Öl“m“n muayyen devirlerinde yerilen yemeklerde
helva muhakkak olur çok kere de sadece helva olur. (elva böyle durumlarda lokma
ile eş tutulur. Zira her ikisinin de hazırlanmasında konu çıkarılır. Çok kere kutlu
gecelerde bilhassa Cuma akşamları helva kavrulur. Çıkan kokunun öl“n“n ruhuna
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara,
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
, s.
–
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari
107
gideceği inancı vardır. Komşulara helva dağıtmak hayır t“rlerindendir. Esasen
helva kavurmak öl“me mesajdır. Annenin ne zaman helvanı yiyeceğiz? denilirken
annem artık öls“n denilmiş olunur. Çok yörede vayına oturmak ile helvasına
gitmek eş anlamdadır. Bu bölgede de Suyunu kaynatmak öl“m“n“ hazırlamak
anlamına gelir. Tıpkı suyun ısındı denilirken, işim bitti denilmiş olması gibidir.
Bir yöreye yabancı birisi gelmiş ise ve sokakta helva dağıtıldığına rastlar ise,
başınız sağ olsun kim öld“ der. Koku çıkarmak suretiyle hayır işlemek Eski inanç
Sisteminin bir bakiyesi olmalı. Yemek pişirirken veya yağ eritilirken ocağa bir
parça yağ atılarak senin payın denildiği bilinmektedir .
Bebek d“nyaya geldiğinde kulağına Ezan Aliye l-Veliyulla ilaveli şekli ile
gizli olarak okunur. İnanca göre Yadullah ayeti ve Ezan-ı Muhammediye gizli
okunmalıdır. Baba oğullarından birisine veya yerine geçecek olan kimseye sadece
Yadullah duasını öğretir .
Kuyucak Köy“ T“rkmenlerinde bebeğin ilk dişi çıktığı zaman hedik
kaynatılır. Bebeğin ön“ne makas, kalem t“r“ şeyler konulur. Bebek bunlardan
hangisine elini uzatır ise b“y“d“ğ“nde o mesleği seçeceğine inanılır. Çocuk Yedilik
dişini çıkarınca da bu diş kitabın arasına koyulur . Çıkan dişin kitabın arasına
konulması şeklindeki uygulama ile ilk defa karşılanılmaktadır. Çıkan diş daha
ziyade ilgili tekerlemeler söylenilerek çatıya atılır.
Ailenin erkek çocuğu tek ise onun saçı saklanır . Saç etrafında da T“rk
k“lt“rl“ halklarda araştırıcıyı mitolojik döneme kadar göt“ren inançlar
oluşmuştur. Şamanizm de kişioğlunun kutunun tırnak veya saç köklerinde olduğu
inancı vardır. Kişioğlu kut bağlantısını ana fig“r“ ile izah edenler de vardır. Bu
gör“şte kutun kaynağı Umay ile ilişkilendirilir. Saçların bilhassa kadın kişi
saçlarının ulu orta saçılması sakıncalı bulunur. Saç kılından hareketle kişiye b“y“
yapılır. Nazardan korunmak için saç bağına nazar boncuğu ör“l“r. Saç kılı ile
kesilmiş haşlanmış yumurtanın öz“ne bakılarak beklenen bebeğin cinsiyeti tahmin
edilir. Kadın kişinin saçı namahreme gösterilmesi sakıncalı bulunur. Öl“m
yaslarında saç yonulur. Yaşlı bayanlar için kına yakılan başlıca yer saçlardır. Saç
örg“s“n“n şekline göre bayanların kız veya evli oldukları tahmin edilir. Sevgiliye
bir tutan saç verilerek bağlılık ve teslimiyet anlatılmış olunur.
(aydar olarak da
bilinen adanmışlığın simgesi tepede bırakılan bir tutam saçın uzatılması ile oluşur.
Saç içerikli inançlardan bir kısmının Budizmden geldikleri Budist rahiplerin Saç
Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara,
, s.
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Yaşar Kalafat, Balkan T“rklerinde Örneklemelerle (alk İnançlarında Saç Baltam,
Türklük Bilgisi, Mart
, Sh.
–
Yaşar KALAFAT
k“lt“r“yle ilişkilendirildikleri “zerinde de durulmaktadır. Uluğ T“rkistan da Saçlı
Aziz’in ve Kara Saç Ana nın konu ile ilgisi olduğu muhakkaktır.
Bebek d“nyaya geldiği zaman v“cudu pişik olmasın diye tuzlanır.
Kırklamadan evvel bebeğin yirmisi yapılır. Bebeğin Kırklaması nda bir tepsinin
“zerine yüzük, ayna ve ilgili dua koyulur. Kırklama esnasında Ayete’l-Kürsi
okunur. Kırklama suyu çiğnenmesin, g“nah olmasın diye bir ağacın altına
dök“l“r. Bebek gibi annenin de kırkı dök“l“r .
Anadili K“rtçe olan T“rklerde bebek d“nyaya geldiğinde gözleri parlak
olsun diye gözlerine ve ağzı kokmasın diye de ağzına limon sıkarlar .
D“ğ“nlerde Yiğitbaşı olur ve ayrıca Düğün kâhyası vardır. Yiğit Başı
duyuru yapar. Cem de haber verene peyik denir. Peyiğin Piri Cebrail olarak kabul
edilir. D“ğ“n Kâhyası oğlanın babası kadar yetkilidir sevilen bir kimseden seçilir.
Esas olan doğruluktur, denir.
Mani hulle tohumunu
Ektim ama bitemedi
Doğruluk kapıya geldi
Kovdum ama gidemedi.270
Çam ağacının dalları yukarıya doğrudur onun bu hali onun Mutlak Olan a
yönelişinin işaretidir . Damat bayrağının gönderi çam ağacı ndan yapılır. Bu
toplumda T“rk Bayrağı dikilirken mutlaka dua okunur, o, dua ile dikilir. Düğün
Bayrağının tepesine elma dikilir nişan alıp o elmayı d“ş“rebilene m“kâfat ve
ayrıca al bir t“lbent verilir . Kuşak kuşanılırken;
“Bu yol kimden kaldı Ulu Pir’den
Kuşak kuşanmak kimden kaldı Hacı Bektaş Veli’den
Kuşak kuşatanın uğruna uğrumuz hayır ola,
Muhammed’e salâvat sellallahu Muhammed” denir .
Gelin göt“r“l“rken delikanlılar karşılıklı sorular sorarlar, Bilenler
Bildiğimizin âlimi bilmediğimizin talibiyiz derler . Geçmişte Aleviler S“nnilere
kız vermezlerdi şimdilerde vermeğe başladılar .Gelin oğlan evinin kapısına ince
içeriye salâvat ile girer Eşiğe, kapıya niyaz eder.
Kaynak Kişi (alil Ok,
Kaynak kişi: Ali Ok
Kaynak kişi: Ali Ok
Kaynak kişi: Ali Ok
Kaynak kişi: Ali Ok
Kaynak Kişi (alil Ok,
Kaynak Kişi (alil Ok,
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari
109
Kuyucak Alevi T“rkmenlerinde anneleri doğum döneminde kırk basmasın,
Al karısı gelmesin diye yakınına iğne, süpürge ve Kur’an-ı Kerim konur. S“p“rge
için her pisliği temizler inancı vardır .
Bu toplumda nazardan korunmak için nazar duası yazdırılır. Nazar olmuş
kimseye kurşun dökt“r“l“r. Dök“len kurşunda mezar şekli oluşur ise o kişinin
öleceğine h“kmedilir. Bu toplumda kurşun dök“ld“ğ“ gibi aynı amaçla ve aynı
yöntemle mum da dök“l“r .
İslamiyet nazarın varlığını kabul etmekte ve nazardan korunmak ve
kurtulmak için Felak ve Nas sureleri “zerinde durmaktadır.
Kuyucak Alevi T“rkmenleri nde üzerlik otu ile tedavi uygulaması da vardır.
Üzerlik yanan ateşin “zerine atılır, daha sonra onun “zerine tuz da serpilir ve
böylece t“ts“ yapılır .
T“ts“, T“rk k“lt“rl“ halklar arasında bir inanç kotu özelliğindedir. Bunun
için özel buhurdanlıklar yapılır. B“y“k merasimlerde bayram yerlerinde d“ğ“n
salonlarında, hatta çarşı pazarda t“ts“leme yapılır. Önemli misafirlerden evvel ve
sonra salonlar t“ts“lenir. T“ts“ sadece “zerlikle yapılmaz başka t“ts“ çıkarıcı
bitkiler de kullanılır .
Ay tutulduğu zaman tencerelerin tavaların dibi madeni bir şeyle ses
çıkarabilecekleri şekilde davul gibi döv“l“r ve tencere tava aynı hava diye
tekerlemeler yapılır. Üzerlik duası t“ts“lenecek kimsenin cinsiyetine göre değişir.
(asta erkek ise Ya Allah Ya Muhammed Ya Ali denilerek tütsü yapılırken, bayan
hastalar için Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali, Ya Fadime denir. Kadınların şifacısı
Fadime Anamızdır diye buyrulmuş şeklinde bir inanç vardır .
Bu toplumda da uğurlu insan uğursuz insan inancı vardır. Bunlar çevrece
bilinirler . (alk aydınlanmasında hizmet veren din bilginleri b“y“k çoğunluğu
İslam da uğurlu sayı uğurlu renk uğurlu g“n gibi inançlara itibar etmemektedirler
Bereket içerikli işlemlerin başlangıç döneminde oraya gelecek kimse bu
bakımdan önemsenir. Mesele imece usul“ ile kışlık erişte kesilecek ise işin “zerine
ayağı uğurlu bir kimsenin gelmesi istenir. Bir örg“ye yeni başlanılmış ise veya
esnaf d“kkânını yeni açmış ise uğurlu kimse ile karşılaşmak onunla ilk siftahı
yapmak ister. Bunun için siftah pulu/parası alınır .
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Yaşar Kalafat, Bahçelievler Örnekleri İle T“rk K“lt“rl“ (alklarda Üzerlik İnancı ve
Uygulamalar Kodlar ve Kültler 1, Türk Kültürlü halklarda Karşılaştırmalı Halk İnançları,
Berikan yayınları, Ankara
s. –
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara,
,s
-
Yaşar KALAFAT
Kuyucak Alevi T“rkmenleri nde Cuma g“n“ ekin ekilmez bu g“n ekilen
ekinin bitmeyeceğine inanılır Ekinin başak tutmaz ya yele gider ya sele gider
denir.
Cuma akşamı tırnak kesilmez bu akşam kutsal kabul edilir
.
Salı günü hiçbir işe başlanılmaz İş yapmak için en iyi g“n olarak Perşembe
g“n“ bilinir.
G“nlerden Cuma’nın aylardan Ramazan’ın, gecelerden Berat Gecesi gibi
geceleri kutsallığı İslamiyet le izah edilir. G“n“n de kutsal saatleri “zerinde
durulur.
Bu toplumda köye bir hastalık gelse insanlar ve hayvanlar arasında salgın
hastalık olsa, halk toplu halde tencere dibi döver davul çalar ve
“Ay Ali’dir, gün Muhammed
Okunur 90.000 ayet
Babek de suya hasret
Çarkı döner gün içinde” denir
.
Tencere tava çalınarak, eşitli g“r“lt“ler yapılarak g“neşin ve daha ziyade
ayın onu esir alanlardan kurtarmak için onu korumayla görevli bekçileri
uyandırmak için toplu eylemler yapıldığı bilinmekteydi. Kara iyelerin g“r“lt“y“
sevmedikleri tok seslerin onların kaçmaları veya ölmelerine yol açtıklarına dair
inançlar da bilinmekteydi. Diğer taraftan bazı hastalık t“r“ musibetlerin sebebini
kara iyeler olduklarına dair inançlar da yaygındı. Ancak, Kuyucak Alevi
T“rkmenlerin halk inançlarında yaşamakta olan ses çıkartıp, g“r“lt“ yapmak
suretiyle hastalık yapıcı g“lerle m“cadele etmiş olmak tespiti bizim için yeni
olmuştur.
Bu toplumda yıldız kaydığı zaman bir b“y“k insan bir âlim kişi, bir evliya
öld“ denir . Yıldızın kayması öl“m sinyali olarak algılanır ve bu kayma olayına
şahit olan yıldızın yerinde diyerek inanca göre gelen o öl“mden kurtulmuş olur.
Kuyucak köy“nde yaşamakta olan inanç öl“m sayısı ve yıldız kayması miktarı
bakımından karşılaştırılınca diğer gör“şe nazaran daha gerçekçi bir intiba
bırakmaktadır
Bu toplumda adak eti dağıtılmaz onunla etli pilav yapılır toplu halde
yenilir.
Adak eti adak sahibince yenilemez iken ve yenilebilmesi için sahip
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari
111
değiştirmiş olma adına etten satın alınması gerekirken toplu yenilmesi halinde de
adak adayanın o etten yememesi gerektiği sonucu çıkmaktadır.
Şeriatın abdesti su ile tarikatın abdesti ikrar ile olur
.
Cenazelerin haberi sala ile birlikte verilir. Sala verilirken salâvat getirilir.
R“yasında ölm“ş bir yakınını gören Korulu Alevi Cebrail/Horoz keser.
Cebrail için dualıdır denir, Üç Cebrail in bir köye yeteceğine inanılır ..
Ölü yası olunca ilk bir hafta o evde yemek yapılmaz. Cumalık öl“n“n ilk
cumasında yapılır yas o g“ne kadar devam eder .Mezarı kazanlara kazma
takırtısı olarak bilinen bir yemek verilir. O eve ölü evi denir . S“nni M“sl“man
cenazede saf yapar Alevi M“sl“man cenazede halka yapar zira cemal cemala/y“z
y“ze olabilmek için saf oluşmak değil halka oluşturmak gerektiğine inanılır .
(oca da, Dede de bilgi sahibi olan herhangi bir kimse de cenaze namazı
kıldırabilir . Cenaze nazmında Dede, her şeyle gel kul haklı ile gelme der,
helallik alır. (elalleşmede musahip olma da helâlık muhakkak alınır. (elâlık
alınmadan ekin ekilmez.
Kurban Bayramı nda et dağıtılır
.
İmam Ali nin doğduğu g“nde Sultan Nevruz Helvası yapılıp dağıtılır
.
Balıkesir in T“rkmen Alevi aşiretlerinde eşeğe, göl“k denilir. Ayıya eli
b“y“k denilir. Ayı ya Anadolu kırsalında çok kere koca ayak denir. Ayı isminin de
kodlanmış olması benzerlerinde olduğu gibi onun bir dönemin ongunlarından
olabileceği fikrini g“çlendirmektedir. Domuza, hınzır denir .
Kuyucak Alevi T“rkmenleri nde yılanı öld“rmezler. Onun cennetten
kovulmuş bir melek olduğuna inanılır. Bu konuda;
“Vicdanın var ise incitme canı
Cennet istersen öldür yılanı
Nefsini yenersen öldürdün yılanı ” denir
.
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Yaşar KALAFAT
Allah yılana senin mekânın yerin altıdır yerin “st“ne çıkarsan öld“r“rler
seni, demiş şeklinde bir inanç vardır .
Kuyucak Alevi T“rkmenleri nde Kurt kutsal bir hayvan olarak kabul edilir.
Hz. Musa (a.s.) Tur Dağında koyun güderken,
Allah için ibadetini ederken,
Dört kurt geldi isteğimizi ver dedi
Kanayan yaraya merhem sürülmez
Bağbansız bağın gülü derilmez
Sahibine danışmadan malı verilmez
Benden başka bir sahibi var dedi299
Koru Alevilerinde geçmişte kurt-ağzı sık sık bağlanırdı, şimdilerde de
bağlayanlar olmaktadır . Kuyucak köy“ T“rkmen Alevilerinde kurtağzı bağlama
inanç ve uygulamasının izahı altında, Kurt un bir sahibin olduğu, Onun da hakkının
geçebileceği hak” kavramının kurt d“nyasında da olduğu inancı vardır.
Koç ve koyun kutsaldır. Kurbanlık hayvan bunlardan seçilir keçi’den
kurban olmaz. Keçinin eti yenilmeyebilinir de. Keçinin şeytan olduğu, sırat
köpr“s“nden geçişte diğer bazı Bismil hayvanların aksine şefaat etmeyeceğine
inanılır. Koçun melek olup sırat köpr“s“nden geçireceği inancı vardır . Koru
T“rkmen Alevilerindeki keçi ile ilgili inançlar benzerleri bakımında bize göre
farklılık arz etmektedir.
Keklik, (z. Ali r.a. a yardımcı olduğu ve Kınalı keklik ise (z. (“seyin in
yerini ihbar ettiği şeklinde inançlar vardır . Bu inanç Erzincan ve Tunçeli
Alevilerinde de yaşamaktadır.
(amile hanım, ayı oynatmak için köye getirilen ayıyı görmesi, ona bakması
kesinlikle istenilmez . Aşerme ve doğum dönemlerinde bazı hayvanların bebek
bekleyen anne adaylarına gösterilmesinden özenle kaçılır. D“nyaya gelecek
bebeğin o hayvana benzeyeceğine inanılır. Bu hal için anne adayları bu
dönemlerinde ekim halindedirler bebekleri görd“klere şeye benzer denir. Mesela
bu döneminde tavşan gören annenin bebeğinin “st dudağının yarık olacağına
inanılır. Bunun için anneler bu dönemde çok sevilen kimselerin resimlerine
baktırılır .
Kaynak kişi: Ali Ok
yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Yaşar Kalafat Sivas Yöresi Örnekleri İle T“rk (alk İnançlarında Aşermek / Yeriklemek
Türklük Bilimi Araştırmaları
S.
sh.
–
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari
113
Nevruz ve (ıdrellez de hazırlanan tuzlu ekmekten aynı gece damlara birkaç
parça konulur. Bunları kapan kargaların uçtukları istikametten gençler
kısmetlerinin kim olduğunu tahmine çalışırlar.
Koru köy“ Alevilerinde Turna Seması yapılır . Bu köyde horoz kutsal
varlık olarak bilinir. Keza, güvercin için de kutsal olduğu inancı vardır. Güvercin,
avlanılmaz, öld“r“lmez . G“vercin in kutsal kabul edilişi (acı Bektaş Veli nin
G“vercin donuna girmiş oluşu ile izah edilir . Horoz un kutsallığı, onun su içip
Allah a bakışı ile izah edilir. O havanın yağmura yattığını, yağmurun yağacağını
bildirir . Tavşan, itibarsız hayvandır. Aybaşı olduğu için sevilmez .
Bazı pazarlarda adaklık horoz tabelası gör“lebilirken bir kısım dini
çevreler bu uygulamayı onaylamamaktadırlar. Sözl“ k“lt“r“m“zde fazla kasılan
kimseler için yedi k“mesin horozu benzetmesi yapılır.
Bodrum İlçe Merkezinde Halk İnançları
Bodrum ilçe merkezi halk inançları doğal olarak Bodrum un S“nni ve Alevi
inançları köylerinde yaşamakta olan inançların bir karmasıdır. Bununla beraber,
bu konudaki bilgileri zenginleştirici bazı tespitler yapılabilmektedir. Yerinde
sayanlar y“r“yenlerden daha çok g“r“lt“ çıkarırlar özl“ söz“ söz“n“ esas alıp biz
y“r“meği tercih ettik.
Gelin yeni evinin eşiğinden girerken orada bulundurulan şeker, tuz ve un
gelinin bereketli olması içindir. Kapıya s“r“len yağ ve bal ise tatlı dilli uyumlu
olması içindir .
D“nyaya gelecek bebeğin cinsiyetini tahmin için anne adayının yiyip içmek
istediklerine bakılır. Ye ekşiyi, doğur Ayşe yi, Ya tatlıyı, doğur atlıyı denilir. Anne
adayının canı ekşi yiyecekler çekiyor ise bebeğin kız olacağına tatlı şeyler çekiyor
ise erkek olacağına h“kmedilir . İlk çocuğun erkek olması isteniyor ise gelin
odasının eşiğinden girmeden evvel bir erkek çocuğunun onun yatağına girmesi ve
yatakta yuvarlanması sağlanır . Çocuk b“y“d“ğ“nde hangi mesleği seçeceğini
tayin için onun doğum eşi, cami, okul, resmi daire yerlerin bahçesine atılır,
göm“l“r .
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi (alil Ok,
yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden
Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse
Kaynak Kişi; (adan Aras,
yaşında Bodrumlu ev hanımı orta tahsilli bir kimse.
Kaynak Kişi: Pembe Aras,
yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı
Kaynak Kişi; (adan Aras,
yaşında Bodrumlu ev hanımı orta tahsilli bir kimse.
Kaynak Kişi; Emine Atılgan Bodrumlu orta tahsilli bir ev hanımı
Yaşar KALAFAT
Bebek bir yaşına geldiğinde kız ise eline kına yakılır, erkek çocuğun ise
s“nnetinde onun tetik parmağına kına yakılır. Buna Kına merasimi denir. Ayrıca
kız ve erkek bebeklerin ön“ne makas, kitap ve benzeri şeyler konulur. O onlardan
hangisine uzanır ise ona göre mesleği tahmin edilmeğe çalışılır .
Çocuğa isim konulacağı zaman ilkin kulağına ezan okunur, sonra namaz
kılınır daha sonra da ismi konur . Çocuğun ilk dişi çıktığı zaman Kelam ı kadim
okunur. Hedik uygulaması yoktur .
Bebeğin yirmisi yapınca v“cudu zeytin yaprağı, altın yüzük,
k“ç“k taş
hazırlanır. En son suyuna bunlar koyulur ve çocuk bununla kurulanır. Kırkında ise
taş konur. Anne de bebek de bu su ile abdest aldırılır. Bebek b“y“d“ğ“ zaman
terlemesin, teri kokmasın diye o tuzlanır. Tuzlamadan bir hafta sonra ona S“t
banyosu yaptırılır Bunun için banyo suyuna tereyağı ve süt koyulur . Bebeklerin
kırklarının karışabileceği inancı vardır. Kırlı bebekler bir araya getirilmek
istenilmez. Kırkı karışmış bebeklerin b“y“y“p serpilemeyeceğine inanılır. Kırk
karışmasının önlenilmesinde kırkı karışan bebeklerin birisi erkek diğeri kız ise
erkek tarafı kız tarafına madeni para ve kız tarafı da ona boncuk gönderir . (alk
inanmalarında sarı basması diye bilinen bir rahatsızlık t“r“ vardır. Bebeklerde
gör“l“r. Sarı basmasın diye bebeklere sarı giysiler giydirilir . Al basması da keza
bir hastalık t“r“d“r. Ondan da korunmak ve kurtulmak yolları vardır. Al
basmasından korunmak için de al giysiler ört“ler kullanılır .
Al bastı kara iyesi, Altay T“rk halk inançlarında Albastı, Kara Albastı ve Sarı
Albastı olarak tasnif edilir ve bunlardan şeririnin Sarı Albastı olduğu ifade eldir.
Anadolu T“rk k“lt“r coğrafyasında Sarılılık olarak bilinen hastalık ve sarılık
ocaklarının varlığı bilinirken Akbasması ve Kara Basması tanımlarına rağmen Sarı
basması şeklindeki bir tanımlamaya ilk defa rastlanılmaktadır.
Ay ve güneş tutulunca tutulmadan kurtulmaları için silah atılır.
kaydığı zaman niyet tutulur .
Yıldız
D“ğ“n duyuruları, okuntu yöntemi ile yapılır duyuruyu yapan havlu t“r“
şeyler verir. Geçmişte ise daha ziyade mendil verilirdi. Sabun verilmesi şeklindeki
uygulama hala devam etmektedir .
Kaynak Kişi: Pembe Aras,
yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı
Kaynak Kişi; Emine Atılgan Bodrumlu orta tahsilli bir ev hanımı
Kaynak Kişi: Pembe Aras,
yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı
Kaynak Kişi; Emine Atılgan Bodrumlu orta tahsilli bir ev hanımı
Kaynak Kişi: Pembe Aras,
yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı
Kaynak Kişi: Pembe Aras,
yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı
Kaynak Kişi; Emine Atılgan Bodrumlu orta tahsilli bir ev hanımı
Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, İstanbul,
, s.
Kaynak Kişi: Pembe Aras,
yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı
Kaynak Kişi: Pembe Aras,
yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı
Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari
115
Gelin adayının tencerenin dibini kazıması halinde d“ğ“n“nde yağmur
yağacağına inanılır . Kız istenmesine Perşembe g“nleri gidilir .
İnsanların arasında uğurlu ve uğursuz kimselerin varlığına inanılır.
Uğursuz kimselerin çok kere gözleri renkli olur. Bunların nazarlarının değeceğine
inanılır. Bunlar geldiği zaman muhakkak bir şeylerin kırılacağı inancı vardır.
Bunlara göz“n göy/gök bakma denir bunlara çocuklar gösterilmez çocukları
görmeleri istenilmez .
Sarı saçlı, seyrek dişli ve mavi gözl“lerin g“çl“ nazar ediciler oldukları
inancı Anadolu T“rk k“lt“r coğrafyasının diğer bölgelerinde de vardır .
Uğurlu sayı, uğurlu renk kişiye göre değişir daha ziyade tek sayılar uğursuz
sayılır. Yönlerden sağ sola nazaran uğurlu, hayırlı olarak kabul edilir. Gelinin yeni
evinin eşiğinden ilkin sağ ayağı ile girmesini istemek gibi uygulamalar vardır.
G“nlerden pazar, Perşembe ve Cuma g“nleri uğurlu sayılır .
Gece, eşikten dışarı sıcak su dök“lmez, k“l atılmaz, sakıncalı bulunur . Bu
t“rden Sıçak nesnelerin eşikten dışarıya besmele çekilmeden gece dök“lmeleri
cinlerin çocuklarının yanabileceğine bu hallerde de onlardan zarar gelebileceğine
inanılır. Geceler onların daha faal oldukları ve besmele çekilince de kaçıp
gideceklerine inanılır . Cin kelimesi açıkça telaffuz edilmekten kaçınılır. Bu
toplumun da özl“ sözleri arasında karı ile koca arasına şeytan bile girmezmiş de
vardır.
Geceleri tırnak da saç da kesilmez . Kesenin ömr“nden keseceğine
inanılır. Cenazelerin duyurulmaları Sela ile olur .
Başarısız olmasını sağlamak için damadı bağlama b“y“s“ bu toplumda
yoktur .
Kurtağzı bağlama inancı ve uygulaması fazla bilinmektedir. (ocalar
tarafından hayvanlara zarar vermemesi için kurtların ağızları bağlanır .
Kaynak Kişi; Emine Atılgan Bodrumlu orta tahsilli bir ev hanımı
Kaynak Kişi: Pembe Aras,
yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı
Kaynak Kişi: Pembe Aras,
yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı
Kaynak Kişi: Pembe Aras,
yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı
Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara,
–
Kaynak Kişi; Emine Atılgan Bodrumlu orta tahsilli bir ev hanımı
Kaynak Kişi: Pembe Aras,
yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı
Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara,
–
Kaynak Kişi: Pembe Aras,
yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı
Kaynak Kişi: Pembe Aras,
yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı
Kaynak Kişi; Emine Atılgan Bodrumlu orta tahsilli bir ev hanımı
Kaynak Kişi: Pembe Aras,
yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı
, s.
, s.
Yaşar KALAFAT
Sonuç
Tespiti yapılan halk inançlarından mitolojik izler taşıyabilenlerin bir kısmı
evvelce yapılmış benzeri alışmalardan da biliniyorlardı. Bir kısmı ise hen“z teşhis
konulabilecek netlikte ve yeterlikte değillerdir. Toplumların k“lt“rel anlam
d“nyaları sembolik anlamlar ağı oluştururlarken anahtar kelimeler özel önem arz
ederler. Bunlar dağınık da olsalar toplumsal hafızada yerlerini korurlar. (alkın
yaşanmış ve yaşanmakta olan dinî kimliklere dair oluşturdukları özgeçmişler, çok
kere ve b“y“k ölç“de semantik değerlerdir. Bu t“r monografilerden hareketle
mitolojik bulgu arayışına geçmek, çok elementli ortamların çalışmalarında gör“len
ayıklama ve bulma t“r“nden sıkıntıları daima içermektedir. Mitte bulunan her bir
fenomen için sebep aramak aynı zamanda boşuna bir emektir. Bulguları özetlemek
gerekir ise;
Gelinin yeni evinin etrafında tavaf edercesine dönmesi inancı (un ve
Gökt“rk dönemlerine kadar uzanmaktadır.
Eşyanın gör“nmeyenlerce kırılmış olması, onlar tarafından sahiplenilmesi
inancı ile ilgilidir.
S“p“rgenin gör“nen pislikler gibi gör“nmeyen istenmeyenleri de s“p“rme
özelliği vardır.
Öl“m yasında saç traşı yapılmamasının saçın da canlı olduğu inancı ile
bağlantısını gösterir.
(alk inanmalarındaki bağlayarak gör“nmeyenleri etkisiz hale getirme
inancının Köstek kesme uygulamasında yer alır.
Anamaykıl inancı ile Kesik Baş inancı arasında mahiyet aynılığının oluşudur.
Arkaik dönemin bir bakiyesi olan Ovoo/Oboo inancının bölgede form
değişerek yaşamakta oluşudur.
Suya ve toprağa niyaz edilmesinin Yer-Su inancının bir tezah“r“ olarak
devam ettiğini göstermesidir.
Gelin feslerindeki pul ve paraların çıkardıkları seslerle kara iyeleri kovma
görevi de yaptıklarıdır.
En yeni ve en sevdiği giysileri ile göm“lmenin silahları kıymetli eşyaları ve
koşumlu binitleri ile göm“len Kadim T“rklerin defin şekli arasında bir olduğudur.
(elva kavurarak öl“ ruhlarını mutlu etme ile ateşe yağ atarak ateşin ruhunu
mutlu etme inancı arasında koku çıkarma bakımından bir ortaklığın olduğudur.
Sarı albastının da hastalık yapabildiği ve sarı bastı olarak bilinir olması
sayılabilir.
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı:
-
,
MENEMEN336
Batı Anadolu da bir şehir
n“fusu:
.
ve aynı isme sahip bir
ilçenin merkezi. Şehir, Gediz in sol kıyısının yakınlarında, İzmir in
km kuzey,
kuzeybatısında, Gediz in oluşturduğu al“vyal ovaların başlangıç noktasında uzanır.
Bölge, İzmir Körfezi ne g“neyden, Çandarlı Körfezi ne kuzeyden komşudur, fakat
batıdan Foça ilçesi tarafından Ege kıyısından ayırılmıştır.
Menemen hakkında bilinen en eski ifadeye Pahimeres te ö.
rastlanır.
Pahimeres, Tourkoi nin Mainomenou kampos a taşındığını belirtir. Bu ifade Aşık
Paşazade nin Menemen ovası tarihinde de dile getirilmiştir. Saruhan Beyleri
liderliğindeki T“rkler, zamanla bölgenin kontrol“n“ ele geçirdiler ve Menemen bu
beyliğin topraklarından biri haline geldi; Menemen deki en eski tarihli yapı, İshak
Bey tarafından inşa edilmiş olan bir cami olarak göz“kmektedir Ulu Camii veya
S“nb“l Paşa Camii,
/
- tarihli kitabe . Menemen, ). Murad ın ilk
zamanlarındaki Osmanlı fetihlerinden belli bir s“re sonra daha Saruhan toprağı
olmaya devam etti
- /
- .
Menemen in ismi, ayrıca Melemen olarak da telaffuz edildi ve yazıldı.
(albuki Osmanlı belgelerinde ve Evliya Çelebi nin Seyahatnâme sinde bölge kaza
Tarhaniyye veya Turhaniyye olarak göz“kmekteydi. Evliya Çelebi, Menemen
hakkında ayrıntılı bir tasvir yapar. Kaza, kadı tarafından idare edilmekte olup, Sığla
Suğla Sancağı nın bir parçası; ayrıca Valide Sultan ın hassıydı muhtemelen
Kanuni Sultan S“leyman ın annesi (afsa Sultan . Yıllık
y“k gelir getiren şehir,
d“kkan ve bir bezistan sahipti; yazları, herkesçe bilinen sivrisinek istilasından
muzdaripti Seyahatnâme, İstanbul
, ix, - . Şehirde ayrıca Bekri Baba nın
t“rbesiyle beraber bir Bektaşi tekkesi de bulunmaktaydı.
Cumhuriyet dönemindeki n“fus M“badelelerinden önce, şehrin ve bölgenin
n“fusu karışıktı; şehirde Rumlar ağır basraken
Rum,
M“sl“man ,
kazanın tamamında M“sl“manlar çoğunluktaydı
M“sl“man,
Rum .
Bölgede ayrıca k“ç“k sayıda Ermeni, Yahudi, Katolik ve diğer yabancılar
bulunmaktaydı Sâlnâme-i vilâyet-i Aydın,
A.(,
- .
Menemen in önemi, etrafındaki verimli topraklardan gelen zirai “r“nler ve
yerel “retim giysi ve halılar için bir ticaret merkezi olmasında yatar. Geleneksel
olarak Pazartesi g“nleri kurulan pazarı, d“zenli olarak İzmirli t“ccarlar tarafından
ziyaret edilirdi. Şehrin, İzmir ile Bergama arasındaki sahil yoluyla beraber, İzmir i
Manisa ya ve İç Anadolu ya bağlayan kavşak noktasının zamanla tren yolu
Encyclopedia of Islam, second edition, Leiden deki Menemen maddesi Kutluhan Erdoğru
tarafından İngilizce den T“rkçe ye çevrilmiştir.
S. SOUCEK
yakınındaki stratejik konumu, önemi açısından ilave bir etken olmuştur. Bunların
aksine, Chandler tarafından canlı olarak bahsedilen
, Menemen scala sı
kıyı nakliyatı için liman
belki de Gediz in
da g“zergâhının
değiştirilmesinden daha önce yok oldu.
BİBLİYOGRAFYA
Metindeki referanslara ek olarak bakınız:
W.M. Ramsay, The Historical Geography of Asia Minor, London
,
;
W. Tomaschek, Zur historischen Topographie von Kleinasien im Mittelalter,
SBWAW, Phil.-Hist. Cl., xcciv
, ;
G.A Bean, Aegean Turkey, London
,
V. Cuinet, La Turquie d’Asie, Paris
, iii,
,
;
A. Philippson, Reisen und Forschungen im westlichen Kleinasien, Gotha
Petermanns Mitteilungen de, Erganzungsheft
, map ;
Ş. Sami, Kamus al-a’lam, İstanbul
, vi,
Türk Ansiklopedisi, Menemen maddesi.;
- ;
-
;
F. Giese, Die altosmanische Chronic des ‘Aşikpaşazâde, Leipzig
R. Chandler, Travels in Asia Minor, 1764-1765, London
,
;
,
;
M. Çağatay Uluçay, Saruhan Oğuları ve eserlerinde dair vesikalar, İstanbul
ii, ,
n.
The Times Atlas of the World, London
, ii, plate
;
Ali Tanoğlu, Sırrı Erinç ve Erol T“mertekin, Türkiye Atlası, İstanbul
.
- ,
S.SOUCEK
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı:
-
,
TİRE 337
K“ç“k Menderes vadisinin g“ney kısmında, İzmir in
km
g“neydoğusunda, enlem °
K, boylam °
D, rakım
m , g“neybatı
Anadolu da bir şehir. T“rklerin ilk dönemlerinde, Aydınoğulları Beyliği nde yer
alan bir şehir.
Mevcut şehir, b“y“k olasılıkla, sonradan Teira, şehir, örneğin; Thyra-teira,
W.M. Ramsay, The historical geography of Asia Minor,
,
olarak adlandırılan
antik Arcadiopolis mevkiinde yer almaktadır. Bizans döneminde, şehir Thyrea ve
Thyraia Ducas, , , ,
,
,
olarak ortaya çıkmış ve tarihte tekrar
tekrar rol “stlenmiştir. Birgi yoluyla Tire ye gitmiş olan İbn Battuta gibi seyyahlar,
Birgi Sultanı nın başka bir deyişle Aydınoğlu nun topraklarındaki meyve
bahçelerinin, bostanların, derelerin ortasında uzanan Tire ye gitmiştir. Ayrıca
Katalan tarihçi Ramon Muntaner de Tire den geçmiştir.
te, Timur, Tire ye
doğru harekete geçince, şehrin sakinleri İzmir e kaçmıştır Ducas,
,
,
.
da, Aydınoğlu Beyliği nin Osmanlı tarafından ilhakından sonra, Tire,
imparatorluğun sancak merkezlerinden biri haline geldi. Tire, tarihin daha sonraki
dönemlerinde özel bir yer almaz; Tire, . y“zyıla bir darbhanesi vardı ve adını
sıkça isyanlarla duyurmuştur. J. Von (ammer, GOR, iv,
, v,
.
Seçkin bilim adamı Abd“llatif bin Abd“laziz bin Ferişte nin t“rbesi
Tire dedir İbn-i Melek, İbn-i Ferişte, Aydın Vilâyeti Sâlnâmesine göre . Abd“llatif,
bir zamanlar çok kullanılan T“rkçe l“gatın L“gat-ı Ferişteoğlu yazarı ve ElNesefî nin fıkıh us“llerini anlatan Menârü’l-envâr şarihi olarak bilinir. İbn-i Melek,
kendi adını taşıyan ve halen kullanılmakta olan medresede m“derrislik yapmıştır.
Tire, ayrıca birkaç daha Osmanlı yazarının doğum yeridir. Örneğin, Şeyh (aydar
bin Sadullah ve Molla Nasrullah el-Rumî bunlardan bazılarıdır. Edebiyatta rol
oynamış kadıların da faaliyet yeridir F. Babinger, GOW,
: Cerrâh-zâde .
Tire den ayrıca bir s“rg“n yeri olarak da bahsedilmiştir; mesela çok yönl“ bir
tarihçi olan Şânizâde, hayatını Tire de kaybetmiştir. cf. ibid.,
İlk Avrupalı seyyahlar Tire yi nadiren ziyaret etmişlerdir. Smyrna daki bir
İngiliz fabrikasının papazı olan Edmund Chishull ö.
, Tire yi ziyaret eden az
kişiden birisidir Travels in Turkey and back to London 1747, , Thomas Smith,
Septem Asiae Ecclesiarum notitia .
Encyclopedia of Islam, second edition, Leiden, s.
Erdoğru tarafından İngilizce den T“rkçe ye çevrilmiştir.
daki Tire maddesi Kutluhan
F. BAB)NGER
Tire nin, Asya nın Yedi Kilisesi nden biri olan Thyateira yı Akhisar , temsil
ettiği d“ş“n“lm“şt“r. Evliya Çelebi, Tire yi Seyahatnâme sinde açıklar ix, İstanbul
,
. Şehir herhangi bir antik esere sahip gibi göz“km“yor. Bağdat
Valisi Necip Paşa tarafından hediye edilmiş olan
ciltlik k“t“phaneden
yukarıda bahsedilmiş olan Ferişteoğlu nun el yazmalarını da içeren söz edilebilir.
). D“nya Savaşı ndan sonraki T“rk-Yunan n“fus m“badelesine kadar, Tire, başlıca
Rum olmak “zere, çoğunluğu halı dokumacılığı ve asma yetiştiriciliği ile uğraşan,
yaklaşık .
sakine sahipti. V. Cuinet, La Turquie d’Asie, iii,
ff. G“n“m“z
Tire si ise,
itibariyle .
n“fusa sahip, İzmir ilinin bir ilçesidir.
BİBLİYOGRAFYA
Metindeki referanslara ek olarak :
Karl Buresch, Aus Lydien, Leipzig
,
,
,
Stephanus Byzantinus, ed. Westermann, Leipzig,
Lebeau, (istoire du Bas Empire, civ,
;
Fr. V.J. Arundel, Discoveries in Asia Minor, London
idem, A visit to the Seven Churches of Asia, London
(adjdji Khalifa, Djihan-numa, İstanbul,
/
Şaraf al-Din Ali al-Yazdi, Zafar-nama, ii,
,
Mehmet Aşik, Manazir al-awalim, Vienna ms., fol.
F. Taeschner, Anatol. Wegenetz, Leipzig
Fr. tr. F. Pétis de la Croix, Delft 1723, iv,
;
- , i,
;
- ,
,
;
;
a;
, ii,
;
;
;
W. Tomaschek, Zur histor. Topographie Kleinasiens im Mittelalter, S.B Ak. Wien,
cxxiv/ , , ;
Besim Darkot, Tire maddesi, İslam Ansiklopedisi.
F. BAB)NGER
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı:
-
,
YENİ KİTAPLAR/ NEW BOOKS
M. Akif Erdoğru, Ömer Bıyık, T.T. 0001/1 Numaralı Fatih Mehmed Devri Aydın
İli Mufassal Defteri (Metin ve İnceleme), İzmir 2015, Ege Üniversitesi, İzmir
Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını, ISBN: 978-605-338-126-6, 467 sayfa
Bu çalışmada, İstanbul da Başbakanlık Osmanlı Arşivi nde Tapu-Tahrir
Tasnifi nde muhafaza edilen, on beşinci y“zyıl ortalarına, b“y“k olasılıkla Fatih
Mehmed in saltanatı devresinde,
ila
yılları arasındaki bir yılda
hazırlanmış olan T.T. / M“kerrer kod ve numaralı Aydın İli ne ait son derecede
değerli ve tarihçilerimice sıkça kullanılmış olan bir Mufassal defter tam metin
olarak yayınlanmıştır. Defter eksik haliyle, toplam
sayfadır. Baş ve son
kısımları eksiktir. Ayrıca, iç kısımlarda bazı sayfalar yanlış yere ciltlenmiştir.
B“y“k ve K“ç“k Menderes vadilerinin tarihiyle ilgili arşivlerimizde korunmuş olan
en eski tarihli defterlerden biri olması sebebiyle fevkalade değerlidir. Batı Anadolu
tarihi “zerine çalışan tarihçilerimiz arasında çok pop“lerdir. Kâtibi ve tahrir emini
tespit edilemeyen defterimizde, Aydınoğulları ve Çelebi Sultan Mehmed devirlerine
atıflar vardır. Fatih Mehmed devrine ait değerli defterlerden biridir. İzmir ve
Karaburun yarımadası hariç, K“ç“k ve B“y“k Menderes vadilerinin tamamına ait
kayıtları bu defterde bulmak m“mk“nd“r. Aydın G“zelhisarı, Birgi, Tire, Sart,
Balyanbolu, Kuyucak, Arpaz, Nif, Bozdoğan ve Kestel nahiyelerine ait kayıtları
ihtiva eder. Defter hacimli olduğu için kısa bir ilmi değerlendirme ile birlikte
neşredilmiştir.
Yeni Kitaplar / New Books
Bornova Araştırmaları Sempozyumu, 5-6 Kasım 2014, Bildiriler, Haz.: M. Akif
Erdoğru, İzmir 2015, Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi
Yayını, ISBN: 978-605-338-133-4, 276 sayfa
- Kasım
tarihleri arasında Ege Üniversitesi AUM ile Bornova
Kaymakamlığı nın ortak katkılarıyla Bornova da Kamp“s te MÖTBE de yapılan I.
Bornova Araştırmaları Sempozyumu’nda sunulan tebliğler, bildiri kitabı olarak
yayınlanmıştır. Toplam on yedi adet bildiri kitapta yer almaktadır. Ahmet Özgiray,
Burcu T“rkcan, Oğuzhan Altay, Gözde Emekli, F“sun Baykal, (ale Okçay, (asan
Mert, (ilal Ortaç, Yasin Özdemir, M. Akif Erdoğru, Mehmet Demirci, Mesut Çapa,
Mustafa Kaymakçı, Necat Çetin, Neslihan Doygun, Ümit Erdem, Semra Daşçı, Siren
Bora, Tuncer Baykara, Vehbi G“nay ve zafer Derin tarafından sunulan bildiriler
yayınlanmıştır. Bornova nın tarih ve k“lt“r“ ile ilgili son bilgileri bu bildiri
kitabında bulmak m“mk“nd“r.
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: ,
123
M. Akif Erdoğru, Ömer Bıyık, 1481 Tarihli Tire, Birgi, Ayasuluğ ve Alaşehir
Tımar Defteri (Metin ve İnceleme), 1492 Tarihli Biga, Tarhala ve Bergama
Piyade Yoklama Defteri Parçası İle Birlikte, İzmir 2015, Ege Üniversitesi İzmir
Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını, ISBN: 978-605-338-102-0, 114 sayfa
Bu çalışmada, İstanbul da Taksim de Atat“rk Kitaplığı nda Muallim Cevdet
Yazmaları arasında MC_O.
numara ve kod ile muhafaza edilen
Aydınili ne ait bir tımar defteri parçası ile Biga, Tarhala ve Bergama bölgelerine ait
bir Piyade Yoklama defteri parçası neşredilmiştir. (er iki defter parçasının hem
orijinal tam metni hem de Latin harfleri ile okunuşu kısa bir değerlendirme yazısı
ile birlikte sunulmuştur. Osmanlı dillerinde hazırlanan her iki el yazması defter tek
bir cilt içerisinde ciltlenmiştir. Aydınili defteri, b“y“k olasılıkla,
yılında, )).
Bayezid in tahta c“lusu sebebiyle yapılan tahrirler esnasında hazırlanmıştır. Tire,
Alaşehir, Birgi ve Ayasuluğ Selçuk bölgelerinden Aydınili sancakbeyine verilen
tımarlarla ilgili kayıtları ihtiva eder. Piyade defterinin ise
yılında
tamamlandığı anlaşılıyor. (er iki defter parçası da eksiktir. Bunların başka
n“shaları şimdilik mevcut değildir. Özellikle Aydınili tımar defteri, eksik olmasına
rağmen, on beşinci y“zyılın sonlarında Aydın ve İzmir çevresinin tarihi açısından
özel bir değer taşır.
Yasin Özdemir
Yeni Kitaplar / New Books
M. Akif Erdoğru, Aydınili Mufassal Defteri (Metin ve İnceleme), Tımar ve Yaya
Yoklaması Defteri Parçaları İle Birlikte, İzmir 2015, Ege Üniversitesi İzmir
Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını, ISBN: 978-605-338-101-3, 119 sayfa
Bu çalışmada, on beşinci y“zyıl ortalarında Osmanlı b“rokratları tarafından
Osmanlı dillerinde hazırlanmış ve bir defter içinde ciltlenmiş olan dört farklı
Osmanlı arşiv belgesi yayına hazırlanmıştır. Bu belgeler İstanbul da Başbakanlık
Osmanlı Arşivi nde MAD-d
kod ve numara ile muhafaza edilmektedir.
Söz“geçen defterin içinde şu belgeler kayıtlıdır:
. )). Murad devrine tarihlenen Arnavutlukta ki tımar sistemiyle ilgili bir
tımar defteri parçası,
. Muhtemelen Fatih Mehmed devrinde hazırlanmış
Rumeli ye ait bir Mufassal defter parçası,
. Fatih Mehmed devrine tarihlediğimiz
Mufassal defter parçası,
ten sonra
ten sonra Aydın İli ne ait bir
. Fatih Mehmed devrine tarihlenen Anadolu vilayetine ait bir Yaya Yoklama
Defteri parçası.
Farklı ama bir arada ciltlenmiş olan bu belgeler veya defterler, tam metin
olarak, kısa bir değerlendirme ile tek bir kitap olarak M. Akif ERDOĞRU tarafından
yayınlanmıştır. Bunlar içinde, Aydın İli Mufassal Defteri, şimdilik, Aydın İlinin en
eski tarihli defteri olması hasebiyle, İzmir ve yakın çevresinin tarihi açısından özel
bir önem taşır. Başı ve sonu eksik olan bu defterde, Urla, Çeşme, Ayasuluğ, Tire,
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: ,
125
Birgi, G“zelhisar, Köşk, Sultanhisarı, Kestel ve Alaşehir bölgelerinde bulunan tımar
köyleri, aşiretler ve vergiler kayedilmiştir. Başka bir n“shası şimdilik bilinmeyen
bu değerli el yazması defter tarafımızdan ilk kez olarak Ocak
te
yayınlanmıştır. (em orijinal tam metin hem de Latin harfleri ile okunuşu bu
çalışmada verilmiştir. Bug“nk“ İzmir ve yakın çevresinin on beşinci y“zyıl ortaları
ve sonlarındaki tarihi açısından önemli bir Osmanlı kaynağı olarak
değerlendirilebilir. Biz, bu defteri yayınladıktan sonra, çok garip bir şekilde, Doç.
Cahit Telci, Halil Beğ Defteri, Fetihten Sonra Aydın Sancağı’nın İlk Mufassal Tahrir
Defteri, 1425-1430, başlığıyla, bizim yayını hiç dikkate almadan, aynı defteri, Kâtip
Çelebi Üniversitesi yayınları arasında yayınlamıştır. Önsöz “nden anlaşıldığı
kadarıyla, söz“geçen kitap, Kâtip Çelebi Üniversitesindeki başka hocaların da
katıldığı bir projenin “r“n“d“r. Yazar, ‘vaktiyle bu defter hakkında sunmuş olduğum
bir tebliğ üzerine konuyla ilgili bazı bilim adamları, bazı düzensizlikler dolayısıyla
bir müsvette olabileceğini ifade etmişler idi s.
demektedir. Sayın Telci, adımızı
her nedense açıkça zikretmekten imtina ediyor. Bazı bilim adamları’ deyip, bizi
geçiştiriyor. Buna da ş“k“r, başka t“rl“ de zikredebilirdi! Kendisinin Trabzon da
da C)EPO da sunduğu bildiri, bu defter “zerineydi ve bildirisi
yılında
yayımlandı CIEPO XVII. Sempozyumu Bildirileri, (az. Kenan İnan, Y“cel Dursun
Trabzon
, s.
vd. da . Ben,
yılında Trabzon da bildirisini eleştirdim ve
defterin tarihlendirilmesiyle ilgili somut delilleri kendisine sordum. Ancak, Telci,
orada delil sunamadı. Ben de Fatih Mehmed devri defterleri “zerine çalıştığımı, bu
defter “zerinde de çalıştığımı ifade ettim ve )). Murat devrine, hele Arvanid
Defteri ndan daha önceki yıllarda hazırlanamayacağını ifade etmiştim. Yıllar sonra
da Ocak
te bu defteri tam metin olarak yayımladım. Telci, hem yayımlanan
bildiri metninde hem de sonradan yayınladığı kitapta (alil Beğ Defteri , benim
eleştirilerimi dikkate almadan, benim yayınımı yok sayarak, defterdeki metinleri
tasnif etmeden, metinleri birbirine karıştırarak, yer isimlerini, meslekleri, “nvan ve
lakapların çoğunu yanlış okuyarak yayımladı. (emen belirtmeliğim ki, konuyla
alakası olmayan birtakım sevgili meslektaşları da! internet ortamında bu yayını
öv“c“ yaygaralar yaptılar. Kâtip Çelebi Üniversitesi yönetimi, kitabı, konuyu bilen
raporterlere göndermeden, gör“ş almadan yayımladı. Aydın yöresinin
Osmanlıların eline geçisiyle ilgili verdiği bilgiler m“tearifeden öteye geçmez. Aydın
sancağının tahrirleriyle ilgili verdiği bilgiler ise hatalı ve eksiktir. Mezkur defter, “ç
parçadan değil, dört parçadan ibarettir. Arvanid Defteri ndeki eksik parça ile Aydın
defterindeki parçanın hiç alakası yoktur. Sadece şekil benzerliği vardır. Diğer
parçalardaki tarihlerle karıştırıldığı için, Aydın Sancağının tahrir işlemi, yanlış
olarak,
ten
yılına kadar, on yıllık bir s“rece yerleştirilmiştir. T.T. /
M. de bu defter bir meslektaşım ile birlikte tarafımızdan tam metin olarak
yayınlanmıştır: M. Akif Erdoğru, Ömer Bıyık, T.T. 0001/1 Numaralı Fatih Mehmed
Devri Aydın İli Mufassal Defteri (Metin ve İnceleme), İzmir
, Ege Üniversitesi
Yeni Kitaplar / New Books
İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını, )SBN:
- ,
sayfa geçen (alil Beğ Defteri ibaresi ile de ilk Osmanlı Aydın beyi olan (alil Yahşi
bey kastedilmez. Yazar, yayımladığı defterde açıkça (alil Yahşi Bey ismi geçmediği
halde, herhalde bu tarihi kişiden ilham alarak, yanlış olarak (alil Beğ Defteri adını
koymuştur. Ben kimi yayınlarımda bu şekilde defter neşrettim, ama benim
neşirlerimde tahrir kâtibi veya emin inin ismi defterde açık biçimde yazılmıştı.
Ayrıca, söz“geçen kitapta pek çok hatanın yanısıra, yapılan hesaplamaların bir
kısmının da hatalı olduğu söylemek isterim. Örneğin, çeltik “retimiyle ilgili
hesaplamalar, k“lliyen yanlıştır ve yazarın kendisi de bu rakamın büyüklüğü
dikkate çekmektedir s.
gibi bir ifade ile hayretini dile getirmekte, ama
yanlışlığı nerede yaptığını fark edememektedir. Aslında, ben defteri yayımladıktan
sonra, yazardan beklenen akademik davranış, ‘ikisi de hemen hemen aynı zamanda
çıktı’ mantığıyla kendisini mazur göstermeye çalışması ve benim yayını tamamen
yok sayması değil, benim yayını incelemesi ve hatalarım ve eksikliklerim “zerine
ciddi bir eleştiri ya da övg“ yazısı yazmasıydı. Yoksa, yayımladığımı bildiği halde,
aynı defteri yeniden yayımlaması değildi!
M. Akif Erdoğru
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı:
-
,
HABERLER/ SEMPOZYUMLAR
Tire Araştırmaları Sempozyumu, 12-13 Mart 2015, Tire İzmir
Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi, Tire Belediyesi ve
Atılım Üniversitesi T“rkiye Tarihi Araştırmaları Merkezi,
Mart
tarihleri arasında Tire Belediyesi nin ev sahipliğinde, ciddi bir sempozyum
gerçekleştirmiştir. Tire Belediye Başkanı Tayfur Çiçek, Atılım Üniversitesi TÜTAM
Merkezi Md. Prof. Dr. Şule Peiffer-Taş ve Ege Üniversitesi AUM Merkezi Md. Prof.
Dr. M. Akif Erdoğru nun önderliğinde y“ze yakın bilim adamı Tire ile ilgili bildiri
sunmuşlardır. Seçilen bildiriler Tire Belediyesi tarafından kitap halinde
yayınlanacaktır. Sayın Başkan Çiçek in bilim adamlarına olan tavrı memnuniyetle
karşılanmış ve takdir toplamıştır.
Tire Sempozyumundan bir gör“nt“
(aberler / Sempozyumlar
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: ,
129
Soldan: . AUM Md. Prof. Dr. M. Akif Erdoğru . E.Ü. Rektör Yrd. Prof. Dr. Atilla Silk“ . Tire
Belediye Bşk. Tayfur Çiçek . Atılım Üniversitesi Rektör“ Prof. Dr. Abd“rrahim Özgenoğlu
. TUTAM Md. Prof. Dr. Şule Peiffe Taş.
Tire Araştırmaları Sempozyumu ndan Bir Fotoğraf,
Mart
, Derekahve Cafe, Tire.
(aberler / Sempozyumlar
Bayındır Araştırmaları Sempozyumu, 16-17 Nisan 2015, Bayındır
Bayındır Belediye Bşk. Dr. Ufuk Sesli ve AUM Md. Prof. Dr. M. Akif Erdoğru
ve yerel araştırmacı Necat Çetin tarafından d“zenlenen Bayındır Araştırmaları
Sempozyumu - Nisan
tarihleri arasında Bayındır Belediyesine ait Yahya
Kerim Onart K“lt“r Merkezi nde gerçekleştirilmiştir. Bayındır ve yakın çevresinin
tarih ve k“lt“r“ “zerine elliye yakın bildiri sunulmuştur. Bildiriler Merkezimizin
yayını olarak çıkacaktır.
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: ,
131
Birgi Araştırmaları Sempozyumu, 23-24 Ekim 2015, Ödemiş, İzmir.
Ödemiş Belediyesi ve Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama
Merkezi nin ortaklaşa d“zenledikleri Birgi Araştırmaları Sempozyumu, - Ekim
tarihleri arasında Ödemiş te Ödemiş Belediyesi ne ait Nikah ve Kongre
Salonu nda gerçekleştirilmiştir. Ödemiş Belediye Başkanı Mahmut Badem, Ödemiş
Kaymakamı Celil Ateşoğlu ve AUM Md. Prof. Dr. M. Akif Erdoğru, açılışta birer
konuşma yapmışlardır. Birgi ve Ödemiş tarih ve k“lt“r“ ile ilgili kırka yakın bildiri
sunulmuştur. Ödemiş Meslek Y“ksekokulu nun öğrencileri de bildirileri
dinlemişlerdir.
Ekim g“n“ Tarih, Sanat Tarihi ve Coğrafya öğrencileri ile birlikte
Birgi ziyaret edilmiştir. Aydınoğulları ve Osmanlılar dönemlerine ait eserler
“zerine bilgi verilmiştir. Daha sonra öğrenciler ve katılımcılar ile birlikte, bilimsel
araştırma gezisi çerçevesinde Bozdağ ve Gölc“k e çıkılmıştır. Bildiriler kitap
halinde yayınlanacaktır.
İzmir- Bayındır. Soldan ilk sıra: . Bayındır Belediye Bşk. Dr. Ufuk Sesli, . Ege Üniversitesi
Rektör“ Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, . AUM Merkezi Md. Prof. Dr. M. Akif Erdoğru ve diğer
katılımcılar
(aberler / Sempozyumlar
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: ,
133
İzmir-Birgi. Soldan ilk sıra: . Çek“l Vakfı ndan Emin Başaranbilek . Edebiyat Fak“ltesi
Dekanı Prof. Dr. Ersin Doğer, . Ödemiş Meslek Y“ksek Okulu Md. Prof. Dr. Yılmaz Şayan, .
MYO Sekreteri Aziz Erten . Rektör Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Engin Önen, . Ege Üniversitesi
Rektör“ Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, . Ödemiş Belediye Bşk. Mahmut Badem, . E. Ü. Sanat
Tarihi Böl“m“nden Yrd. Doç. Dr. Şakir Çakmak, .Ödemiş Sağlık Meslek Y“ksek Okulu Md.
Prof. Dr. Aynur Esen, . Ödemiş Sağlık Meslek Y“ksek Okulu Md. Yrd. Doç. Dr. G“l Erten, .
AUM Md. Prof. Dr. M. Akif Erdoğru
(aberler / Sempozyumlar
Soldan: . Ödemiş Meslek Y“ksek Okulu Md. Prof. Dr. Yılmaz Şayan, . Ödemiş Sağlık Meslek
Y“ksek Okulu Md. Prof. Dr. Aynur Esen . Ege Üniversitesi Rektör“ Prof. Dr. Candeğer
Yılmaz . Ödemiş Kaymakamı Celil Ateşoğlu . Psikoloji Böl“m Bşk. Prof. Dr. Nuri Bilgin
merhum . Ödemiş Sağlık Meslek Y“ksek Okulu Md. Yrd. Doç. Dr. G“l Erten . MYO
Sekreteri Aziz Erten . AUM Md. Prof. Dr. M. Akif Erdoğru, Üst sıra . Yrd. Doç. Dr. Engin
Önen . Yrd. Doç. Dr. Şakir Çakmak, Ödemiş Kaymakamlığının ön“nde.
KONFERANS
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: ,
135
Vakıflar (aftası m“nasebetiyle, Merkezimiz ile İzmir Vakıflar M“d“rl“ğ“, Ege
Üniversitesi Kamp“s“ nde ortaklaşa bir etkinlik d“zenlemişlerdir. İzmir Vakıflar
Bölge Md. Kenan İba, Şube Md. M. Emin Doğan, “niversite hocaları ve çok sayıda
“niversite öğrencisi bu etkinliğe katılmışlardır. Bu kapsamda Gazi
Üniversitesi nden Prof. Dr. Mustafa Alkan davet edilmiştir. Alkan,
Mayıs
tarihinde, saat:
da Edebiyat Fak“ltesi Konferans Salonu nda Osmanlı da bir
yerleşme modeli olarak Vakıf- İmaret sistemi: Vakıf ve Şehir başlıklı bir konuşma
yapmıştır.
Vakıflar (aftası M“nasebetiyle,
Mayıs
, Merkez M“d“r“ Prof. Dr. M. Akif Erdoğru
açılış konuşmasını yaparken, Edebiyat Fak“ltesi Konferans Salonu, Kamp“s.
(aberler / Sempozyumlar
Vakıflar (aftası M“nasebetiyle,
Mayıs
, Edebiyat Fak“ltesi Konferans Salonu, soldan
. Gazi Üniversitesi nden Prof. Dr. Mustafa Alkan, . İzmir Vakıflar Şb. Md. M. Emin Doğan,
. Şeyda R“zgar, . (atice Aydın, . İzmir Vakıflar Bölge Md. Kenan İba, . AUM Md. Prof. Dr.
M. Akif Erdoğru, . VGM den Emekli Daire Bşk. Ali Taha Özaydın
1. ve 2. Sayının Yazarları
Muhammet GÜÇLÜ, halen Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih
Böl“m“ nde Yrd. Doç. Dr. olarak çalışmalarını s“rd“rmektedir.
yılında Ege
Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“ nden mezun oldu. Aynı “niversitenin
Sosyal Bilimler Enstit“s“ nde T“rkiye Cumhuriyeti Tarihi anabilim dalında Y“ksek
Lisans ve Doktora eğitimi görd“. T“rkiye Cumhuriyeti Tarihi ve Antalya Bölgesi
Tarihi “zerine kitap, makale, bildiri ve çevirileri bulunmaktadır. Son yıllardaki
yayınlarından bazıları: - Antalya T“rk Ocağı nın Kurulması ve Faaliyetleri ,
Tuncer Baykara Armağanı, (az. Mehmet Öz, Ankara,
, T“rk K“lt“r“ Araştırma
Enstit“s“ Yayınları. - Antalya da Yerel Basının İlk Temsilcisi: Antalya da Anadolu
Gazetesi
Aralık
Eyl“l
, Çağdaş T“rkiye Tarihi Araştırmaları
Dergisi, C. X)), S. ,
G“z. - Antalya Saat Kulesi nin İnşası , TAÇ/T“rkiye
Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı, S. , Ekim-Aralık
. -
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: ,
137
Cumhuriyet in İlk Yıllarında Musa Cevat Şakir in Kabaağaçlı Bodrum a S“rg“n
Edilmesi ve İlk izlenimleri
, . Uluslararası (er Yön“yle Bodrum
Sempozyumu
Ekim- Kasım
, Bildiriler, (azırlayanlar: M. Akif ErdoğruAhmet Özgiray, İzmir, (aziran
. - Milli M“cadele Döneminde (ollandalı
Gazeteci George Nypels in Anadolu İzlenimleri Aralık
- Mart
,
Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi CTAD , Yıl: , Sayı: , Bahar
. Panaya Kilisesi nin İnşası ve Tarihi Seyri , TAÇ S. , İlkbahar-Yaz
.
M. Akif ERDOĞRU, Ege Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“nde
tarih profesör“d“r.
yılında, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya
Fak“ltesi, Tarih Böl“m“ nden mezun oldu. Doktorasını aynı böl“mde
yılında
tamamladı.
yılında Ege Üniversitesi nde profesör oldu. Ankara, Ege,
Kazakistan (alkaralık Ahmet Yesevi ve Yakın Doğu Üniversitelerinde çalıştı. (alen
Tarih Böl“m“ Başkanı ve Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama
Merkezi nin m“d“r“d“r. İzmir Araştırmaları Dergisi’nin kurucusu ve editör“d“r.
Osmanlı tarihi “zerine ulusal ve uluslararası d“zeyde bir çok yayın yaptı.
aerdogru@gmail.com, m.akif.erdogru@ege.edu.tr
Mehmet KAYA, Niğde Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“nde Yrd.
Doç. Dr. olarak çalışmaktadır.
yılında Bursa-Gemlik te doğmuştur. İlk ve orta
öğrenimini Bursa da tamamlamıştır.
yılında Ege Üniversitesi Edebiyat
Fak“ltesi Tarih Böl“m“ nde öğrenime başlamış, aynı böl“m“
yılında
başarıyla bitirmiştir. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstit“s“ Tarih Anabilim Dalı
T“rkiye Cumhuriyeti Tarihi Böl“m“ nde y“ksek lisans ve doktora öğrenimini
tamamlamıştır. Çalışma alanları Osmanlı Dönemi Şehir (ayatı, T“rkiye nin Sosyal
ve Ekonomik Durumu olarak belirtilebilir. Bu konuda yirmi makale ve iki kitabı
bulunmaktadır.
Mehmet DEMİRCİ, İlahiyat profesör“d“r. Dokuz Eyl“l Üniversitesi İlahiyat
Fak“ltesi nden emekli olmuştur.
de Konya/Kovanlık ta doğdu. Konya İmam(atip Okulu nu m“teakip,
te İstanbul Y“ksek İslâm Enstit“s“ n“ bitirdi.
ten itibaren İzmir Y“ksek İslâm Enstit“s“ nde
den sonra Dokuz Eyl“l
Üniversitesi İlâhiyat Fak“ltesi Tasavvuf dersi okuttu. Mayıs
da emekli oldu.
İlâhiyat Meslek Y“ksekokulu M“d“rl“ğ“ ve Temel İslam Bilimleri Böl“m
Başkanlığı görevlerinde bulundu. Bir s“re Kazakistan da Ahmed Yesevi
Üniversitesi nde çalıştı. (âlen İzmir Yeni Asır gazetesinde köşe yazısı yazmaktadır.
Telif kitaplarından bazıları: Yûnus’ta Hak ve Halk Sevgisi, Hz. Mevlânâ ve Mevlevî
Kültürü, Sorularla Tasavvuf ve Tarikatler, İbâdetlerin İç Anlamı, Gönül Dünyamızı
Aydınlatanlar, Nûr-i Muhammedî, Mesnevi Hikâyelerinden Dersler, Tarihten
Günümüze Tasavvuf Kültürü-Makaleler, Tarihi-Tasavvufi Menkıbeler ve Yorumları,
40 Levha 40 Yorum, İyiler ve İyilikler.
(aberler / Sempozyumlar
Yaşar KALAFAT,
yılında Kars ta Trabzonlu bir ailenin ferdi olarak
d“nyaya geldi. (ayata
yılında mezun olduğu Atat“rk Üniversitesi nden Ziraat
Y“ksek M“hendisi olarak atıldı. yıl Muş ta ve yıl da Arpaçay da ilk mesleği ile
ilgili hizmet verdi. Askerliğini de yaptığı Erzurum da, ayrıca Başbakanlık personeli
olarak
yıl memuriyet hizmetinde bulundu.
yılında ilk ve orta eğitimini
almış olduğu Kars tan ve
de de Erzurum dan ayrıldı. Başbakanlıktaki görev
yıllarında Gazi Üniversitesi Eğitim Fak“ltesi ni de bitirip takip eden yıllarda
Kayseri, Erciyes, Ankara, (acettepe Üniversitelerinde Dinler Tarihi, (alk Edebiyatı
ve m“teakip yıllarda Cumhuriyet Tarihi Disiplin dallarında lisans“st“ eğitimler
aldı. İnkılâp Tarihi ve Uluslararası İlişkiler alanlarında T“rkiye de ve Kazakistan da
doktora çalışmalarını tamamladı.
yılında devlet memuriyetinden emekli olup
yıl kadar Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi nde Kafkasya Böl“m“ ve K“lt“r
Stratejisi Böl“m Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalıştı.İLESAM, T“rk
K“lt“r“n“ Araştırma Enstit“s“, T“rkiye Dinler Tarihi Derneği gibi kuruluşların
“yesi olan Yaşar Kalafat, Folklor Araştırma Kurumu nun T“rk Folkloruna (izmet
Öd“l“ ve Motif Vakfı nın (alk Bilimi Öd“l“ne layık gör“ld“. T“rk K“lt“r“n“
Araştırma Enstit“s“ adına Türk Kültürü Araştırmaları Yaşar Kalafat Armağanı nı
ve Erciyes Aylık Fikir ve Sanat Dergisi, adına Yaşar Kalafat Özel Sayısını çıkardı.
Siren BORA,
yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih
Böl“m“nden mezun oldu.
yılında Dokuz Eyl“l Üniversitesi Atat“rk İlkeleri ve
İnkılap Tarihi Enstit“s“nde y“ksek lisans yaptı.
yılları arasında Kud“s
İbrani Üniversitesinde İbranice dersi aldı.
yılında Dokuz Eyl“l Üniversitesi
Atat“rk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstit“s“nde İzmir Yahudi tarihi “zerine
doktorasını verdi. (alen bu konu “zerinde çalışmaktadır.
Sadiye TUTSAK, Uşak İlinin Banaz kazasının B“y“k Oturak kasabasında
d“nyaya gelen Tutsak, ailesinin İzmir e göç etmesi nedeniyle ilk, orta ve lise
öğrenimimi İzmir de tamamladı.
yılları arasında Ege Üniversitesi
Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“ nde okudu. Ardından Ege Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstit“s“ nden, T“rkiye Cumhuriyeti Tarihi alanında Cumhuriyetin İlk
Yıllarında Uşak
konusunda Y“ksek Lisans teziyle ve İzmir de Eğitim
ve Eğitimciler
konusunda Doktora teziyle mezun oldu.
yılı G“z
yarıyılı başında, Afyon Kocatepe Üniversitesi Uşak Eğitim Fak“ltesi Tarih
Öğretmenliği Böl“m“n“n Yrd. Doç. Dr. kadrosuna atandı.
yılında aynı
“niversitenin Fen Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“ ne kurucu böl“m başkanı
olarak tayin edildi. Bu s“reçte Uşak Sağlık Y“ksekokulu M“d“rl“ğ“, Uşak Fen
Edebiyat Fak“ltesi Dekan Yardımcılığı görevlerini de y“r“tt“. Uşak Üniversitesi nin
yılında kurulmasından sonra bu “niversiteye kadro aktarımı gerçekleşti.
yılında Doçent “nvanını aldı. Uşak Üniversitesi Atat“rk İlkeleri ve İnkılap
Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkez M“d“rl“ğ“ görevini
yılları
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: ,
139
arasında ifa etti.
yılında Genelkurmay ATASE Daire Başkanlığı Atat“rk
Araştırma ve Eğitim Merkezi ATAREM Genel Üyeliğine kabul edildi.
Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Uşak (1923-1933), İzmir’de Eğitim ve Eğitimciler
(1850-1950), Sadık Karahan ve Uşak’ta Eğitim (1930-1950), Yunanlıların Uşak’ı
İşgali ve Esaret Sancısı, Acıyı Bal Eylemek, Cemal Karpat & Kemal H. Karpat Hatıratı
isimli eseleriyle neşriyat hayatına katkıda bulundu. Uluslararası hakemli
dergilerde ve Ulusal hakemli dergilerde çeşitli konularda çok sayıda makale ve
bildirileri yayınlandı. Bu t“r dergilerde hakemlik görevini y“r“tmekte olan Tutsak,
ayrıca edöt“rl“k de yapmaktadır. Pek çok kez Uşak ta yerel televizyon kanallarında
programlara, panel ve konferanslara katıldı. - Ekim
tarihleri arasında
yapılan B“y“k Taarruzun
. Yılında Uluslararası Milli M“cadele ve Zafer Yolu
Sempozyumu nun başkanlığını y“r“tt“. Bu sempozyumda sunulan bildiriler,
Atat“rk Araştırma Merkezi tarafından iki ciltlik kitap halinde yayınlandı. Bunun
dışında başka sempozyumlarda bilim ve d“zenleme kurulu “yelikleri
bulunmaktadır. Danışmanlığında tamalanmış Y“ksek Lisans tezleri bulunduğu gibi,
Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstit“s“ nde halen y“r“tt“ğ“ Doktora ve
Y“ksek Lisans tez danışmanlıkları vardır. Kendi alanında Doktora ve Y“ksek Lisans
dersleri veren Tutsak, toplum yararına sivil toplum örg“tlerinde öteden beri
faaliyet göstermekte olup, kendi alanında akademik hayata katkı sağlamaya devam
etmektedir.
Mehmet TÜTÜNCÜ,
yılında Karaman da doğdu. (ollanda da
yaşamaktadır. Amsterdam Üniversitesini bitirdi. (ollandada kurulan T“rk ve Arap
D“nyası Araştırma Merkezi nin SOTA m“d“rl“ğ“n“ yapmaktadır. T“rkiye
dışındaki Osmanli kitabelerinin toplanması ve yayınlanması projesi çerçevesinde
Osmanlı Balkanları, Akdeniz ve Orta Doğu “zerine araştırmalar ve yayınları vardır.
(ollanda arşivlerinde Osmanlı belgeleri “zerine çalışmaktadır.
Yayınları:
.Turkish Jerusalem (1516-1917), Ottoman Inscriptions from Jerusalem and
Other Palestinian Cities, (aarlem,
.Turkish Palestine (1069-1917) Ayyubid, Mamluk and Ottoman Inscriptions
from al-Khalil (Hebron), Nabi Musa, and other Palestinan Cities, (aarlem,
.Cezayir’de Osmanlı Ízleri 314 yillik Türk Hakimiyetinden Cezayirden
Kitabeler, Eserler, Portreler. (aarlem,
çıkıyor
(aberler / Sempozyumlar
İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: ,
141
Dergi Yayın İlkeleri
Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi nin yayın organı
olan İzmir Araştırmaları Dergisi, ulusal, hakemli, bilimsel bir dergidir. Yılda bir
sayı yayımlanır. Dergimizde, özg“n araştırma-inceleme makaleleri, çeviri, kitap
tanıtma, biyografi, kongre-sempozyum haberleri ve öl“m haberleri yayımlanır.
Yazıların bilimsel araştırma ölç“tlerine uyması, alana yenilik getirmesi ve başka bir
yerde yayımlanmamış olması gerekir. Derginin asli dili T“rkçe dir. Gerektiğinde
yaygın Batı dillerinde de makale yayımlanabilir. Makale ve çevirilerde, metinden
bağımsız olarak
kelimeyi aşmayacak T“rkçe ve İngilizce özet ile anahtar
kelimeler bulunmalıdır. Gelen yazılar, incelendikten sonra, tek bir hakemin
değerlendirmesi sonucunda basılır. Yayın Kurulu, gerektiğinde yazıların yazım
şekli “zerinde k“ç“k d“zeltme ve değişiklikler yapabilir. Metne eklenmesi istenen
resim, çizim, harita veya belgeler y“ksek çöz“n“rl“kte JPG teslim edilmelidir.
Resim ve belge t“r“nden t“m materyaller numaralandırılmalı; “st“ne veya altına
açıklamaları yazılmalıdır.
Sayfa D“zeni:
Üst: cm, Sol: cm,
Alt: cm, sağ: cm,
Boyut:
, X
Üstbilgi: cm,
Alt bilgi: cm,
Makale başlığı:
Yazar adı:
cm,
cm,
punto, Cambria,
Metin yazı tipi: Cambria,
Dipnotlar: punto
punto,
T“m yazışmalar ve makaleler için adres:
Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi, Ege Üniversitesi Edebiyat
Fak“ltesi, . Kat,
, Bornova İzmir
Fax:
.
, Tlf:
.
,
E-mail: m.akif.erdogru@ege.edu.tr; aerdogru@gmail.com
(aberler / Sempozyumlar
Ege Üniversitesi İzmir Uygulama ve Araştırma Merkezi Yayınları
Kitaplar
. Birinci Uluslararası Geçmişten Günümüze Selçuk Sempozyumu, 4-6 Eylül 1997,
İzmir
, Selçuk Belediyesi ile birlikte
. II. Uluslararası İzmir Sempozyumu, Tebliğler, Haz. Necmi Ülker, İzmir
. Kemalpaşa Kültür ve Çevre Sempozyumu, 3-5 Haziran 1999, Kemalpaşa, İzmir,
Kemalpaşa Kaymakamlığı ile birlikte
. Dünden Yarına Seferihisar Sempozyumu, 7-8 Ekim 2004,
Kaymakamlığı ile birlikte
Seferihisar
. Geçmişten Geleceğe Köprü, Yanık Ülke, Kula Sempozyumu 1-3 Eylül 2006-Kula,
Bildiriler, İzmir
Kula Belediyesi ile birlikte
. 3. Uluslararası Her Yönüyle Bodrum Sempozyumu, 30 Ekim-1 Kasım 2013,
Bodrum, Bildiriler, cilt, (az. M. Akif Erdoğru- Ahmet Özgiray, İzmir
. M. Akif Erdoğru, Fazlullah bin Abdüsselam, Defter-i Evkaf-ı Mekke-i Mükerreme ve
Medine-I Münevvere der Birgi (Metin ve İnceleme), İzmir
. Ömer Bıyık, Defter-i Evkaf-ı Valide Sultan der Mağnisa, Ayşe Hafsa Sultan Vakfı ve
XVI. Yüzyılda Urla, İzmir
. M. Akif Erdoğru, Ömer Bıyık, 1481 Tarihli Tire, Birgi, Ayasuluğ ve Alaşehir Tımar
Defteri (Metin ve İnceleme), 1492 tarihli Biga, Tarhala ve Bergama Piyade
Yoklama Defteri Parçası İle Birlikte, İzmir
. M. Akif Erdoğru, Aydınili Mufassal Defteri (Metin ve İnceleme), Tımar ve Yaya
Yoklaması Defteri Parçaları İle Birlikte, İzmir
, Ege Üniversitesi İzmir
Araştırma ve Uygulama Merkezi yayını
. M. Akif Erdoğru, Ömer Bıyık, T.T. 0001/1 M. Numaralı Fatih Mehmed Devri
Aydın İli Mufassal Defteri (Metin ve İnceleme), İzmir
, Ege Üniversitesi İzmir
Araştırma ve Uygulama Merkezi yayını
Dergi
.
.
İzmir Araştırmaları Dergisi, sayı: , İzmir
İzmir Araştırmaları Dergisi, sayı: , izmir
.