Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
ISSN: 2149-1097 İZMİR ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 2 Altıparmak (acı İlyas Bin Ahmed Vakfiyesi I ISSN: 2149-1097 İZMİR ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 2 İZMİR )) M. Akif ERDOĞRU İZMİR ARAŞTIRMALARI DERGİSİ Sayı: 2, 2015 KURUCUSU VE SAHİBİ/ FOUNDER AND OWNER: Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Adına: Prof. Dr. M. Akif Erdoğru SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ/ EDITOR: Prof. Dr. M. Akif Erdoğru İDARE MERKEZİ/CORRESPONDENCE: Ege Üniversitesi, Edebiyat Fak“ltesi, . Kat, Bornova, İzmir, T“rkiye YAYIN KURULU/ EDITORIAL BOARD: Prof. Dr. Ersin Doğer, Ege Üniversitesi Prof. Dr. M. Akif Erdoğru, Ege Üniversitesi Prof. Dr. F“sun Soykan, Ege Üniversitesi Prof. Dr. İnci Kuyulu Ersoy, Ege Üniversitesi Prof. Dr. (ale Okçay, Ege Üniversitesi YAYININ TÜRÜ: Ulusal, hakemli. KISALTMASI: )AD E-POSTA: m.akif.erdogru@ege.edu.tr aerdogru@gmail.com FAX: . TLF: . BASIM YERİ/ PRESS: Ege Üniversitesi Basımevi, Bornova, İzmir Yazılarda ileri s“r“len gör“şlerden yazarı/ yazarları sorumludur. T.C. K“lt“r ve Turizm Bakanlığı Sertifika No: Baskı Tarihi: Aralık Altıparmak (acı İlyas Bin Ahmed Vakfiyesi III İÇİNDEKİLER/ CONTENTS MAKALELER/ ARTICLES ..................................................................................................... 1 M. Akif Erdoğru, Altıparmak (acı İlyas bin Ahmed Vakfiyesi ................................................................................. Muhammet Güçlü, Milli M“cadele Döneminde İzmir’e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in Akhisar-Afyon İzlenimleri - Mayıs ............................................................................ Siren Bora, İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı ..................................................................................................... Yaşar Kalafat, Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşılaştırmalı Bodrum (alk İnançları .......................................................................................................................................... ÇEVİRİLER/ TRANSLATIONS ........................................................................................117 S. Soucek, Menemen ......................................................................................................................... F. Babinger, Tire ................................................................................................................................ YENİ KİTAPLAR/ NEW BOOKS .....................................................................................121 M. Akif Erdoğru, Ömer Bıyık, T.T. 0001/1 Numaralı Fatih Mehmed Devri Aydın İli Mufassal Defteri (Metin ve İnceleme), İzmir , Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını ....................................................................... Bornova Araştırmaları Sempozyumu, 5-6 Kasım 2014, Bildiriler, (az.: M. Akif Erdoğru, İzmir , Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını ................................................................................... M. Akif Erdoğru, Ömer Bıyık, 1481 Tarihli Tire, Birgi, Ayasuluğ ve Alaşehir Tımar Defteri (Metin ve İnceleme), 1492 Tarihli Biga, Tarhala ve Bergama Piyade Yoklama Defteri Parçası İle Birlikte, İzmir , Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını .................................... )V M. Akif ERDOĞRU M. Akif Erdoğru, Aydınili Mufassal Defteri (Metin ve İnceleme), Tımar ve Yaya Yoklaması Defteri Parçaları İle Birlikte, İzmir , Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını ................................................................................... HABERLER/ SEMPOZYUMLAR .....................................................................................127 Tire Araştırmaları Sempozyumu, - Bayındır Araştırmaları Sempozyumu, Birgi Araştırmaları Sempozyumu, - Mart - Nisan Ekim , Tire İzmir .................................... , Bayındır, İzmir ............... , Ödemiş, İzmir .......................... Vakıflar (aftası M“nasebetiyle Konferans .............................................................................. DERGİ YAYIN İLKELERİ ..................................................................................................141 İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: - , ALTIPARMAK HACI İLYAS BİN AHMED VAKFİYESİ M. Akif Erdoğru1 Özet Bu çalışmada, Ankara’da Tapu ve Kadastro Arşivi’nde muhafaza edilen Altıparmak Hacı İlyas bin Ahmed’in 1649 tarihli vakfiyesinin sureti yayınlanmaktadır. Bu vakfiye İzmir şehir tarihi açısından değer taşır. Hacı İlyas, İzmir’de on yedinci yüzyılın ortalarında yaşamış zengin, hayırsever bir Müslümandır. İzmir’de Güngörmez Mahallesi ve civarında çok sayıda mülke sahip olmuştur. İzmir’de bir mescit yaptırdığı anlaşılmaktadır. Bu mescit zaman içinde ortadan kalmıştır. Bugün İzmir’de bu isimde bir mescit yoktur. Anahtar Kelimeler: Altıparmak Hacı İlyas, İzmir, vakfiye, mescit Abstract The deed of trust of Altıparmak Hacı İlyas in İzmir The one of the copies of the deed of trust of Hacı İlyas, dated 1649, was first published in Latin scrift in this paper. Information given in this deed is valuable from the history of İzmir point of view. Hacı İlyas, a rich Muslim man from İzmir, known as Altıparmak, declared his trust in 1649 to do Islamic activities in İzmir. His all trust estates were at the quarter of Güngörmez in Izmir. He constructed a small mosque in İzmir. In fact, his aim was to convert his small mosque to big mosque in İzmir. Key words: Altıparmak Hacı İlyas, İzmir, deed of trust, small mosque Altıparmak İlyas Ağa tam k“nyesi: Altıparmak (acı İlyas bin Ahmed , on yedinci y“zyıl ortalarında, İzmir in zengin hayırsever M“sl“manlarından biridir. )V. Mehmed in sultanlığının ilk yılında, İzmir de bulunan mal varlığının bir kısmını evlâdlık vakıf’ olarak vakfetmiştir. İlyas ağanın kimliği “zerine yeterli bilgiye sahip değiliz. Evliya Çelebi, de İzmir i ziyaret ettiği zaman, İzmir de Kale Kapısı içinde bulunan bir cami ve medreseye ait kitabeyi seyahatnamesine not etmiştir. Ege Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“, Bornova İzmir, aerdogru@gmail.com, m.akif.erdogru@ege.edu.tr M. Akif ERDOĞRU Bu kitabede, İzmir kadısı (acı İlyas bin Ahmed in - yıllarında sözkonusu cami ve medreseyi yaptırdığı belirtilmektedir. Evliya ya göre, bu camiin cemaat yeri de sağ taraftadır. Bu bilgiye göre, bu İlyas Ağa ile Altıparmak İlyas ağa arasında bir bağlantı olmalıdır. Altıparmak İlyas ağanın, bu kadı ailesine mensup olduğu d“ş“n“lebilir. tarihli vakfiyenin bir sureti, gerekli olur d“ş“ncesiyle, yılında Tapu ve Kadastro Arşivi Kuyud-ı Kadime Arşivi nde muhafaza edilen Aydın Evkaf Defteri’nin içine kaydedilmiştir. Devrin İzmir kadısı Ahmed bin Abd“lkerim vakfın ‘sahih’ bir vakıf olduğunu onaylamıştır. Bu Osmanlı arşiv belgesi, vakıf tarihi açısından sıradan bir belgedir, ama İzmir şehir tarihi açısından değer taşır. Altıparmak olarak bilinen bu zat, Ahmed isimli bir M“sl“manın oğludur. Evi, İzmir de, şeyhülislam ve çelebi gibi İslami “nvanlar taşıyan zengin ve n“fuzlu M“sl“manların yaşadığı bir mahallede bulunmaktadır. On yedinci y“zyılın ortalarında limandan dolayı İzmir de ticaret genişleyince, İlyas ağa, ticaretle uğraşmış, muhtemelen ailesinden de hatırı sayılır bir servet kalmıştır. İzmir in G“ngörmez Mahallesi nde yılından önce kendi ismiyle anılan bir han inşa ettirmiştir. Bu han, elli bir adet h“cre, beş adet d“kkân ile iki adet odadan m“teşekkildi. Merhum Prof. M“nir Aktepe, Evliya Çelebi nin Altıparmak hanını zikettiğini belirtir. yıllarında İzmir de yaptığı araştırmalarda bu han hakkında bilgi elde edememiştir. Altıparmak Mescidi nin daha sonra camiye çevrildiğini yazar. li yılların ortalarında, İzmir hanları “zerine çalışmış olan Prof. Bozkurt Ersoy da İzmir de bu isimde bir yapının mevcut olmadığını söyler. Vakfiyeye göre, İlyas ağa, kendi hanının yakınına da bir mescit yaptırmıştır. İkiçeşmeler şimdiki: İkiçeşmelik mevkiinde de m“lk“ vardır. Asıl amacının, inşa ettirdiği mescidi ileride cami haline getirmek olduğunu söyler. (anefi-S“nni bir zat olduğu anlaşılmaktadır. Kadı, m“ft“, m“derris gibi şehrin ileri gelenleriyle yakın irtibat halinde olduğu gör“lmektedir. Evliya Çelebi’nin Gözüyle İzmir ve Çevresi, İzmir , s. Sözkonusu vakfiyenin bir n“shasının İzmir Vakıflar Bölge M“d“rl“ğ“ Arşivi nde olduğu biliniyor M“nir Aktepe, İzmir (anları ve Çarşıları (akkında Ön Bilgi , Tarih Dergisi, 25, İstanbul , s. . Bazı matbu ve dijital yayınlarda Altıparmak İlyas ağanın babasının isminin (emdem/(emedem şeklinde yazılması doğru değildir. Babasının ismi Ahmed dir. Evliya Çelebi, Çavuşzade, Beyler, Terc“man, Muhtesip, Mehmed efendi gibi İzmir in belli başlı hanlarını sıralarken, Altıparmak (anını da belirtir age., s. . M“nir Aktepe, agm., s. M“nir Aktepe, Osmanlı Devri İzmir Cami ve Mescidleri (akkında Ön Bilgi )) , Tarih Enstitüsü Dergisi, 5-6, İstanbul , s. Bozkurt Ersoy, İzmir Hanları, Ankara , Atat“rk K“lt“r Merkezi yayını, s. Altıparmak (acı İlyas Bin Ahmed Vakfiyesi 3 Tablo : İzmir de Altıparmak İlyas Ağa Vakfına Ait Akarât Vakfedilen gelirin cinsi Bahçıvan evi suyu var Oda Saha Su kuyusu birr-i mai (avlı D“kkân Ev kendi evi Mahzen (“cre Bahçe Adedi adet adet adet adet adet adet adet adet adet Altıparmak hanında adet ağaçları, mahzeni ve suyu var Tablo : İzmir de Altıparmak İlyas Ağa Vakfının (arcama Kalemleri Görev ve masraf kalemleri imam m“ezzin kayyım hatip mum yağ hasır meremmet tevliyet S“leyman Dilaver e (acı Osman İlyas ağanın kardeşi Zaid olursa VAKFİYE SURETİ Mescid iken Akça Cami olursa Akça - erkek + Kendi evladına + erkek Kendi erkek evladına Altıparmak İlyas Ağa Vakfı Vakfiyye-i ma mul“n bihası Defterhane-i Âmirede hıfz olunub vech-i meşruh “zere suret vermek buyruldu fi Ramazan sene , sahh Tapu ve Kadastro Genel M“d“rl“ğ“ Kuyud-ı Kadime Arşivi nde muhafaza edilen numaralı Aydın Evkaf Defteri nin b varağında kayıtlıdır. Ağustos M. Akif ERDOĞRU Ma fihi mine l-vakf ve ş-ş“rut ale n-nemrite l-mebsut vakaa li-deyyi ve cera beyni yeda atıyyi hukimet bi-sıhhatihi ve l“zumihi alemen bi l-hilaf el-cari beyne leimmeti l-eslâf hurrire el-fakir“n“n ileyh s“bhanehu ve teala Ahmed bin Abdülkerim el-kadı bi-medine-i İzmir el-mahrusa afa anh“ma Ta liat bima fihi mutabıken li ş-şer iyy“ l-mutahhar nemakah“ l-fakîr Abdülbaki el-kadı bi-medine-i İzmir el-mahmiyye gafere lehu ve ani l-eslâf Mensuh ala minval-i aslıhi el-m“mza el-mahtum nemakah“ l-fakir Mustafa el-me’mur be-rü’yet-i umur-ı şer’iyye el-askeriyye afa anh“ , Mustafa Şefi bada Mustafa m“h“r Bismillahirrrahmanirrahim El-hamd“ li l-lezi halake’l-insan ve suratin fi eyyi suratin ma şae rakkebe11 s“mme kadr lehu l-erzak ve l-acâl ala mukteziyyi hikmetihi ve lhafiyyetihi h“vellezi yusrifu anan iktida ayade? ila fi l l-hayrat elleti yedhul“ biha sahibha el-cinân sarfen li l-yerciu anh“ ma-dam hayyen ve ba de tamam el-ecli yentefu biha ıttıkaen beynen yeşhedu lehu kavl-i Resul-ı Ekrem salliallahu aleyhi nebiyyihi l-muhterem izamatü’l- İbn-i Adem inkıta’ amele’s-s selase sadaka-ı cariye ve ilm-i yentefi bihi ve veled-i salih yeduvv ileyh al-hadis ed-d“nya elfaniyye ve küllü men aleyhâ fân13 fe l-akılu yuhsılu zahr“ l-ahıre ta cilen afanna ve s-salâtu ala eşref min eştille min s“lale-i adena ve efdalu min usturaa? fesaha lbeyân ve semaha l-beyân ve ala alihi ve ashâbihi ellezine fe-iza ve amene be-hazzı a yan ve ala min teb ihim ila yevme l-lezine bi-ihsân amma ba d“ fe-hâmil-i hâze lvesikat“ l-enika sâhib“ l-nemikiyye er-rushıyye medine-i İzmir s“kkânından Altıparmak el-Hacc İlyas bin Ahmed nam kimesne Meclis-i şer î-i mutahhar-ı vacib“ l-itaada vakf-ı atiy“ l-beyâna li-ecli t-tescil m“tevelli nasb ve ta yin eylediği Süleyman Dilaver mahzarında be-tav -ı ikrar ve takrir-i kelâm ed“b medine-i mezburede mahkeme-i şerife kurb“nde vaki kendi emlâkından bir tarafı kıdvet“ l-ulemai l-izam halâ Şeyhülislam Mustafa Efendi hazretleri m“lk“ ve iki tarafı Mustafa Çelebizâde Ahmed Çelebi m“lk“ bir tarafı tarik-i amm ile mahdud olub iki bab fevkani ve “ç bab tahtani odaları ve sahayı ve birr-i mai ve havlıyı ve elinde beşer bab d“kkânları ve ana muttasıl bir bab arakıyyeci d“kkânı “zerinde bir bab fevkani odayı muhtevi halâ sakin olduğum menzilimi ve yine medine-i mezburede Kuyumcular sûkunda vaki bir taraf Unud-oğlu m“lk“ ve bir tarafı Durak Beşe m“lk“ ve bir tarafı Kal’a kethüdası el-Hacc Mehmed Çelebi ve bir Kuran-ı Kerim, İnfitar : Dilediği herhangi bir surette birleştirdi . (z. Muhammed şöyle buyurdu: insan öld“ğ“ zaman, amelinin sevabı kesilir, ancak şu “ç şeyin sevabı kesilmez: sadaka-i cariye, faydalı ilm, kendisine dua eden hayırlı evlat , M“slim, hadis no: . Kuran-ı Kerim, Rahman : Yery“z“ndeki her canlı yok olacak . Arakıyyeci: Keçeden takke yapıp satan kişi. Altıparmak (acı İlyas Bin Ahmed Vakfiyesi 5 tarafı tarik-i amm ile mahdud iki bab birbirine muttasıl kuyumcu d“kkanı ve Arnun-oğlu Hanı15 kapusunda vaki etrâf-ı selâsesi mezbur Arnun-oğlu emlâkı ve bir tarafı tarik-i amm ile mahudu olup bir bab mahzen-i kebiri ve Güngörmez mahallesinde kend“me intima ile tahdidden m“stağni Altıparmak Hanı demekle ma ruf kend“m bina eyled“ğim fevkani ve tahtani elli bir bab h“cerâtı ona muttasıl beş bab d“kkân ve bir bab fevkani ve tahtani odayı ve han-ı mezbur kurb“nde m“ceddeden bina eyled“ğim mescid-i şerifin tahtında vaki iki bab d“kkânı ve yine mahalle-i mezburede vaki Ömer ağadan iştira eylediğim hadika ki bir tarafı tarik-i amm ve bir tarafı Lütfullah Çelebi ibn Fazlullah Çelebi m“lk“ ve iki tarafı Ömer ağa hatunu Âlem Hatun m“lk“ ile turunç ve sair eşcârı muhtevî ve m“ceddeden bina eyled“ğim iki bab mahzeni m“ştemil hadikayı ve yine medine-i mezbure kurb“nde İkiçeşmeler nam mevzi de vaki bir tarafı Nurullah Çelebi ve bir tarafı Yazıcıoğlu Derviş Çelebi m“lk“ ve bir tarafı Osman Çavuş veresesi m“lk“ ve bir tarafı tarik-i amm ile mahdud bir bab tahtani bağçevan evi ve şecâr-ı m“tenevviayı ve maiyi havi ve cudrân-ı erbaayı muhtevî olup Kethudayeri Bağçesi demekle ma ruf olan bir kıt a hadikayı c“mle emlâkdan ifraz ed“p kendi evlâdım ve evlâdım evladı iç“n li-zikru mislihi hazzi l-“nsayeyn batnen bade batnin ve karnen ba de karnin ile l-inkıraz vakf-ı sahîh-i şer î ve habs-i sarîh-i mer î kıldım ve şöyle şart eyledim ki, Ben huyutda oldukça kendim mutasarrıf olup keyfe ma-yeşa mutasarrıf olam, tebdil ve tağyiri yedimde olup, zikr olunan han-ı mezbur kurbünde müceddeden ihdas ve bina eylediğim mescid-i şerifin imamına emlâk-ı mezburenin gallâtından ve icaresinden beher yevm beş akça ve bir akça m“ezzinine ve bir akça kayyımına c“mle yedişer akça vazife ile bir salih ve dindar ve a lemi bi l-beyyine adem imam ola, ezan ve kayyımlığı vazifesin huyutda oldukça akarımdan beher mah eda ve teslim edem Allahu teala tevfik ederse mescid-i mezburu kable’l-fevt cami etmek müyesser olursa beher yevm yedişer imamına ve beş akça hatibine ve “çer akça m“ezzinine ikişer akça kayyımına ta yin olunub ve mescid-i mezburenin bir akça mumuna ve cami olursa birer akça mumuna ve birer akça yağına ve birer akça dahi hasırına olup ve beher yevm evkâf-ı mezburenin meremmeti iç“n beşer akça ve ziyade harcı lazım geldikde izn-i hâkim“ l-vakt ile ola bu c“mleyi kendim huyutda oldukça akarımdan kend“m eda edem, vefatımdan sonra mezbur Süleyman huyutda olursa bu c“mlenin “zerine m“tevelli olup tevliyeti mukabelesinde beher yevm onar akça ve bundan gayrı yine onar akçaya dahi mutasarrıf ola m“rtezikanın c“mlesi tayin olunan vazifelerin aldıkdan sonra maadanın c“mlesin zikr olunduğu “zere m“tevelli evlâdıma teslim ede ve mezbur S“leyman huyutda olmaz ise evlad-) z“kurundan batnen bade İzmir hanlarıyla ilgili modern çalışmalarda bu hanın ismi geçmez. Dört tarafı duvarla çevrili. M. Akif ERDOĞRU batnin tevliyete kadir kimesne m“tevelli olup vazife-i mezbureye mutasarrıf ola, eger mezbur S“leymanın evlad-ı z“kuru m“nkariz olursa sair evladımdan batnen bade batnin aslahı ve anlar m“nkariz olursa akrabamdan bir salih ve m“tedeyyin adem m“tevelli ola, ve yevmî onar akça dahi el-Hacc Osman huyutda olursa onar akça verile vefatından sonra evlad-ı evlad ve evladı batnen bade batnin mutasarrıf ola, ve benim m“nkariz olursa c“mle emlâk-ı mezburenin icarâtı ve gallâtını karındaşım mezburun evlâdı neslen bade neslin ile l-inkıraz tafsili sabık “zere mutasarrıf olalar eger karındaşım-ı mezburun evlâdı mukaddem m“nkariz olursa zikr olunan akçayı dahi kendi evlâdım vech-i muharrer “zere mutasasrrıf olalar elıyazu billah mezkurun c“mlesi m“nkariz olursa emlâk-ı mezburenin c“mlesi meşrutiyyet üzere m“tevelli zabt ve tasarruf ed“b hasıl ola, c“mle icarât ve gallesin cem -i mezburun imam ve m“ezzini ve sair levâzımına berây-ı h“km-i şer î ile her birine taham“llerine göre tevzi olunub m“tevellisi yedinden vazifeleri veril“b ve sair levâzımına harç ve sarf oluna dey“p emlak-ı mezbureyi fâriğâğ“ şşuğl ve l-iştiğal vâkıf-ı mezbur m“tevelli-i merkuma teslim ol dahi teslim ve kabz “ kab“l ve sair m“tevelliler gibi vakfiyyet üzere zabt ve tasarruf eylediğinde m“tevelli-i mezbur dahi vakıf-ı merkumun vech-i meşruh “zere carî olan ikrârın bi l muvacehe tasdik ve bi l-m“şafehe tahkik ed“b umur-ı vakf ve tescil tamam oldukdan sonra vâkıf-ı merkum inan-ı kıyl “ kalı semt-i ahere masruf ve zimam-ı cidalı nehc-i ahere ma tuf kılub vakf-ı mezbur ve şart-ı mezkur imam-ı azam ve h“mam-ı efham pişva-yı k“ll ve rehn“ma- s“bul“ l-misad“ s-sadât, mesned-i saadet, sırrac-ı allame, kâşif“ l-gumme, hazret-i Ebu Hanife Nu’man bin Sabit elKufî-i Cevzî-i bi l-hayr ve Kufî-i rey-i şerif ve kavl-i m“nifleri “zere l“zumı m“n adim olup yine evvelki gibi mülküme ilhak ederim dey“ vakf-ı mezburdan r“cu ve mukaddemâ nizaa ş“ru edecek m“tevelli-i mezbur S“leyman bi lmukabele muhasama ve m“cadele ed“p egerçe imam-ı azam Ebu Hanife hazretleri katında l“zum m“nadim ise lakin imameyn-i h“mameyn şemseyn-i mu tebereyn Ebi Yusuf bin Ya’kub imam-ı sani ve imam-ı salis-i bi-sani Muhammmed bin Hasan eş-Şeybanî katlarında tescil-i şer i ve teslim-i ile lm“tevelli olıcak vâkıf l“zum ve lâzibdir dey“b imameyn-i m“şar“nileyh“ma kavl-i şerifleri “zere vakf-ı meburun l“zumuna h“km taleb ederim dey“ redden imtina ed“b mevki -i ala haze l-kitab hazretleri huzur-ı şeriflerinden h“km-i şer î kavîm talibân ve ragıbân olduklarında hâkim-i m“şar“nileyh canibeynin deliline nazar ed“b canib-i vakfı evla gör“b evvelâ sıhhat-ı vakfiyyete ve saniyen l“zumuna h“km ed“p mahkum“n bih olmağla mecma -ı aleyh olup minbad nakz ve nakzına muhal ve tağyir ve tebdiline imkân-ı m“ctemi l-ihtimal oldu vakfen, sahihen, şer iyyen, sarihen, mer iyyen ba dema femen beddelehu ba’de ma semiahu fe innema ismühu alellezine yubeddiluneh innellahe semiun aliym cera zalike gurre-i Kuran-ı Kerim, Bakara . kim bunu işittikten sonra onu değiştirirse kuşkusuz bunun g“nahı onu değiştirenlerin boynunadır. Ş“phesiz ki Allah işitendir, bilendir . Altıparmak (acı İlyas Bin Ahmed Vakfiyesi 7 şehr-i Cemaziyelahir li-sene tis a ve hamsîn ve elf min hicret-i men leh“ l izz ve şşeref Şuhudül-hal A lem“ l-ulemâi l-izam Mustafa Efendi ibn Derviş Mehemmed el-m“fti halâ Fahr“l-kudât Mehmed Efendi ibn Abdülkerim Zahr“ l-akrân Es-seyyid Mehmed Efendi ibn Mahmud çavuş Umdet“ l-kudât Abdullah Efendi ibn Sadık Efendi Fahr“ l-m“derrisîni l-kirâm Mehmed Efendi ibn Ahmed Efendi Kâtib“ l-hurûf Mehemmed bin el-Hacc Mehemmed eş-şehir be-Papuçcu-zâde Hamza Efendi ibn Ali el-hatib Hüseyin Başa ibn Hasan İbrahim Çelebi ibn Mehemmed Yusuf Çelebi ibn Mehmed El-Hacc Osman ibn Ahmed Ali Paşa ibn Abdullah Usta Mehemmed bin Mustafa Mehmed Çelebi ibn El-Hacc Nuh Hasan Çelebi ibn el-Hacı Ali Abdülğani ibn Hüsameddin Muslihüddin ibn Hasan Dede Fahr“ l-akrân Mustafa Ağa ibn Abdullah Umdet“ l-m“derrisîn“ l-kirâm Mustafa efendi ibn Yusuf çavuş Mefhâr“ l-m“derrisîn Hüseyin efendi biraderi o Fahr“ s-sadât es-Seyyid Ali efendi ibn Mehmed Çavuş Abdülkerim Efendi ibn Sadık efendi el-merhûm Mustafa Çelebi ibnü’l-merhum Pir Ali Efendi Ahmed Çelebi birader-i o Mehemmed Çelebi ibn Abdülkadir (aziran M. Akif ERDOĞRU Altıparmak (acı İlyas Bin Ahmed Vakfiyesi 9 M. Akif ERDOĞRU Altıparmak (acı İlyas Bin Ahmed Vakfiyesi 11 İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: - , İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: - , MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE İZMİR’E DOĞRU GAZETESİ MUHABİRİ MUVAHHİD BEY’İN AKHİSAR- AFYON İZLENİMLERİ (5-8 Mayıs 1920) Muhammet Güçlü Özet İzmir’in tanınmış eğitimcilerinden Mustafa Necati Bey ile H. Vasıf Bey işgalden sonra Balıkesir’de buluşarak 16 Kasım 1919 tarihinde İzmir’e Doğru adlı bir gazete çıkardılar. Gazetede Vasıf Bey genelde İzmir, Mustafa Necati Bey ise milli konular üzerine yazılar yazdı. Muvahhid Bey, okuyuculara bilgi aktarmak üzere 1920 yılının Mayıs ayı başında Batı Anadolu’da bir yolculuğa çıktı. Yolculuk sırasında Akhisar, Göl Marmara, Salihli, Alaşehir ve Uşak’tan geçmiştir. Bu kasabalar arasında Göl Marmara, Alaşehir ve Uşak’ın idari, nüfus, sosyal-ekonomik, eğitim ve Kuva-yı Milliye’ye bakışları hakkında detaylı bilgiler vermiştir. Muhabirin notlarında Alaşehir’den sonra bir istasyonda gördüğü meyan kökü hakkında da doyurucu bilgi bulunmaktadır. Anahtar Kelimeler: Milli Mücadele, İzmir’e Doğru Gazetesi, Muvahhit Bey, Göl Marmara, Alaşehir, Uşak THE IMPRESSIONS OF MUVAHHİD BEY REPORTER OF “NEWSPAPER TO İZMİR” FOR AKHİSAR-AFYON DURING THE PERIOD OF NATIONAL STRUGGLE (MAY 5-8, 1920) Abstract After the occupation, Mustafa Necati Bey who was well known educationalist of İzmir and H. Vasıf Bey met at Balıkesir and published a newspaper entitled “The Newspaper To İzmir” in November 16, 1919. In generally, H. Vasıf Bey has written about İzmir, Mustafa Necati Bey has written obout national subjects. To narrate information to readers Muvahhid Bey went on a journey at the west Anatolia in the beginning of May 1920. During the journey he has passed from Akhisar, Göl Marmara, Salihli, Alaşehir and Uşak. He has given detailed information related to governmental, population, social-economic, educational and the viewpoint for the national forces (Kuva-yı Milliye) for Göl Marmara, Alaşehir and Uşak from Muhammet GÜÇLÜ those towns. In the notes of the reporter, also there was a satisfactory information about licorice root at a station after Alaşehir. Keywords: National Struggle, The Newspaper To İzmir, Muvahhit Bey, Göl Marmara, Alaşehir, Uşak Giriş: İzmir’e Doğru Gazetesinin Yayınlanması İzmir de )). Meşrutiyet sonrası kurulan Donanma ve Milli M“dafaa Cemiyetleri Şubat tarihinde İttihatçı savıyla kapatıldı, b“t“n para ve mallarına el konuldu. İzmir in işgaliyle beraber ise Hilal-i Ahmer dışında b“t“n T“rk cemiyetleri kapatılmıştır. Söz konusu cemiyetlerde çalışan ve milli faaliyetlerde bulunan aydınlar şehirden ayrılmak zorunda kalmıştır. Ç“nk“ bunlar Rumlar ile Damat Ferit Paşa h“k“metinin atadığı m“lki ve askeri idareciler tarafından mimlenmişlerdi. Bu aydınlar arasında T“rk Ocağı nın idare heyetinde yer alan (. (“seyin Vasıf Çınar Bey, Mustafa Necati Bey, (aydar R“şt“ Öktem Bey i diğerleri Ragıp Nurettin, Dr. (acı (asanzade Ethem sayabiliriz. Bunlardan (. Vasıf Bey T“rk Ocağı nın m“d“r ve murahhas-ı mesul olmasından dolayı İzmir Tiyatrosu nda Ocağın yaptığı kapalı mitingde Mart bir nutuk vermişti. Mustafa Necati Bey ise Redd-i İlhak Cemiyeti imzası taşıyan beyannameyi yazanlar arasında diğerleri Moralızade (alit ile Ragıp Nurettin bulunuyordu. Ayrıca Mart tarihinde M“dafaa-i (ukuk-u Osmaniye Cemiyeti, Milli K“t“phane nin sinemasında Ege nin b“t“n m“ft“ ve belediye reisleriyle her kazadan iki ve livalardan “ç delegenin katılımıyla b“y“k bir kongre topladı. Kongrede ilk söz“ T“rk Ocağı temsilcisi Vasıf Çınar Bey aldı. Genç hatip ateşli sözleriyle kongre “yelerini heyecanlandırdı. Vasıf Bey in konuşması beğenildi, fakat (“rriyet ve İtilaf Fırka sının saldırısına uğradı. Yaşar Aksoy, (. Vasıf Bey i Maşatlık Mitingi nde konuştursa da olayların içinde yer alan Eczacıbaşı S“leyman Ferit Bey , (aydar  Yrd. Doç. Dr., Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“, Kampus/Antalya Celal Bayar, Ben De Yazdım, C. , İstanbul, , Sabah Kitapları , s. . Yaşar Aksoy, Bir Kent Bir İnsan, İstanbul, , s. . (aydar R“şt“ Öktem, Mütareke ve İşgal Anıları, (az. Zeki Arıkan, Ankara, , s. . T“lay Alim Baran, Vasıf Çınar ve İzmir’e Doğru Gazetesi Yazıları, İstanbul, , s. . (aydar R“şt“ Öktem, age. , s. , ; İzmir de ailesinin yanında bulunan Albay Kazım Özalp Bey, işgalden bir g“n önce Mayıs Park Kıraathanesi, (“k“met Meydanı ve Lise binasında yapılan toplantıya Mustafa Necati Bey, (aydar R“şt“ Bey, Anadolu gazetesi yazarlarından Reşat Bey, Gagıp Nurettin Bey ve Moralızade (alit Bey in katıldığını, bunlar hazır olduğu halde Redd-i İlhak (eyeti imzalı bir beyanname yazıldığını ve (aydar R“şt“ Bey in Anadolu matbaasında basılarak dağıtıldığını belirtir. Kazım Özalp, Milli Mücadele 1919-1922, C. ), Ankara, , . bs. , s. - . Celal Bayar, Ben De Yazdım, C. , s. . Yaşar Aksoy, age. , s. . Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs 15 R“şt“ Bey ve daha da önemlisi Vasıf Bey işgal sırasında İzmir de olmadığını söyleyerek bu bilgiyi doğrulamamaktadır. Anadolu gazetesi sahibi (aydar R“şt“ Bey işgalden sonra “ç ay İzmir de tebdili kıyafet saklandıktan sonra Akhisar, İstanbul, Bursa, Ankara “zerinden Antalya ya gelmiştir. Yunus Nadi nin etkisiyle olmalı Kanun-u evvel tarihinde gazetesini Antalya da Anadolu adıyla yayınlamaya başlamıştır. Diğer isimlerden (. Vasıf Bey işgalden önce Mustafa Necati Bey ise işgalden beş g“n sonra İzmir den ayrılmıştır. Mahmut Celal Bayar Bey e göre T“rk Ocakçı arkadaşlara Necati, Vasıf ilaveten Albay Kazım Bey . T“men Komutanı ile Albay Bekir Sami Bey in XV)). Kolordu Komutan vekili yolları Mayıs ta Bandırma da kesişti. Buradan Balıkesir e hareket ettiler. (. Vasıf Bey in Redd-i İlhak Cemiyeti M“fettişi olarak faaliyete başlaması uygun gör“ld“. Albay Kazım Bey Kuva-yı Milliye nin gayesini anlatmak amacıyla Mustafa Necati Bey in idaresinde, Vasıf Bey ile kardeşi Esat Bey tarafından Balıkesir de İzmir e Doğru gazetesinin Kasım tarihinde çıkarıldığını belirtir. O g“n“n ifadesiyle Balıkesir Kuva-yı Milliye karargahında daire-i mahsusasında İzmir e Doğru adıyla Teşrin-i sani tarihinde çıkmaya başlayan gazete amal-i milliyeyi m“dafaa edecek yazılar kabul edecektir. (aftada iki defa çıkan gazetenin M“d“r-i Mes ul“ (. Vasıf Bey olarak göz“kmektedir. Ayrıca (. Vasıf Bey in Balıkesir e geldikten sonra Numune Mektebi T“rkçe öğretmenliğine atandığını anlıyoruz. İzmir e Doğru gazetesinin ilk sayısında yer alan Tayin başlıklı haberde Sultani Mektebi nin g“nd“zl“ hale dön“şt“r“ld“ğ“ belirtilmekte ve Mezkez-i Liva Numune Mektebi T“rkçe Muallimi (“seyin Vasıf Efendi terfien Sultani kısm-ı İbtidai muallimliğine tayin kılınmıştır denilmektedir. Kendisi de eski bir maarifçi olmasından dolayı (. Vasıf Bey in gazete sayfalarında eğitim sorunları ile öğretmen atamalarına sıkça yer verdiğini gör“yoruz. (aydar R“şt“ Öktem, age. , s. . Muhammet G“çl“, Antalya da Yerel Basının İlk Temsilcisi: Antalya da Anadolu Gazetesi Aralık - Eyl“l Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, , G“z, s. - . Antalya da Anadolu, Kanun-u evvel ; Muhammet G“çl“, agm. , s. - . İzmir’e Doğru, Yay. (az. Oktay Gökdemir, İzmir, , İBB. Kent Kitaplığı Dizisi: , s. . (aydar R“şt“ Öktem, age. , s. . Celal Bayar, Ben de Yazdım, C. , İstanbul, , Sabah Kitapları , s. . Bandırma karşılaşmasından sonra İstanbul a giden Mustafa Necati Bey yoluna devam etmiş olmalıdır. Ç“nk“ bir başka gör“şe göre Mustafa Necati Bey Dahiliye Nezareti tarafından Balıkesir Mutasarrıf yardımcılığına atandığı için Balıkesir e gelmiştir. İzmir e Doğru, s. . Kazım Özalp, age. , s. , . İzmir’e Doğru, s. - . İzmir’e Doğru, s. . (. Vasıf Bey in kendi ifadesine göre İzmir de Mustafa Necati Bey ile beraber kurdukları Özel Şark Mektebi İdadisi nde Tarih Öğretmeni olarak çalışmıştır. İzmir e Doğru, s. . Muhammet GÜÇLÜ İzmir e Doğru gazetesinin yayınlanmasından “ç g“n sonra toplanan . . ve “ç g“n devam eden Balıkesir Kuva-yı Milliyesi nin kongresinde (eyet-i Temsiliye ile muhabere edilerek Redd-i İlhak adı M“dafaa-i (ukuk Cemiyeti olarak değiştirildi. (. Vasıf Bey in adı kongre sonunda oluşturulan (eyeti Merkeziye azaları arasında geçmektedir. Bundan sonra (. Vasıf Bey i Belediye Meydanı nda İzmir Kasım ve İstanbul Mart için yapılan mitinglerde (eyet-i merkeziye azası olarak ateşli konuşmalar yaparken gör“yoruz. Ayrıca o İzmir Şimal Mıntıkası (eyet-i Umumiye toplantısında Mart yer almış ve (eyeti merkeziye adına “ç aylık faaliyet hakkında bilgi vermiştir. İzmir e Doğru gazetesinin ve nolu n“shasında , Ocak Nazar-ı Dikkate denilen duyuruda Mektep-i (ukuk mezunlarından gazetemiz Ser Muharriri Mustafa Necati ve Tahrir M“d“r“ Mehmet Esat Bey ler (“k“met Caddesi nde k“şat ettikleri yazıhanede İcra-yı Vekâlete başlamışlardır. Bilumum mahkemede dava kabul ve devair-i resmiyede iş takip ederler denilmektedir. Ocak tarihinde yayınlanan nolu n“shadan itibaren de Sahib-i İmtiyaz ve M“d“r-i mesul olarak (. Vasıf Bey göz“kmektedir. Bu ifadeden İzmir e Doğru gazetesinin (. Vasıf Bey in olduğunu anlıyoruz. Bundan sonrada gazetede Dava Vekilleri Mustafa Necati Ser Muharrir ve Mehmet Esat Tahrir M“d“r“ Bey lerin ilanları çıkmaya devam etmektedir. Bir s“re Avukatlık ve sermuharrirliği beraber göt“rd“kten sonra Ankara da açılacak Milli Meclis için yapılan seçimlerde Saruhan Mebusu seçildi. Nisan tarihli İzmir e Doğru gazetesinden öğrendiğimize göre Sermuharrir Mustafa Necati Bey Meclis-i Milli için yapılan seçimde Saruhan Sancağı ndan Mebus seçilmiştir. Bu y“zden Nisan Perşembe g“n“ kalkacak tren ile Ankara ya gitmek “zere Balıkesir den ayrılacaktır. İstanbul un işgalinden sonra Balıkesir-Ankara bağlantısının tren ile Akhisar, oradan araba ile Salihli ve yeniden tren ile Afyon “zerinden Ankara olduğunu belirtmekte yarar vardır. Örneğin Mayıs tarihli İzmir e Doğru gazetesinden B“y“k Millet Meclisi “yeliklerine seçilen (eyet-i Merkeziye azasından M“ft“zade Abdulgafur Efendi ile Ses gazetesi sahibi Çantayzade Basri Bey in Akhisar ve Salihli yoluyla Ankara ya ulaşmak “zere hareket ettiğini öğreniyoruz. Muvahhid Bey in de aynı yol g“zergâhından aynı ulaşım araçlarıyla aynı tarihlerde Afyon a kadar gittiğini mektuplarından anlıyoruz. n“sha Balıkesir de yayınlanan İzmir e Doğru gazetesinin son sayısı olan nolu (aziran tarihine yayınlanmıştır. Son n“shada da Sahib-i İmtiyaz ve Kazım Özalp, age. , s. . İzmir’e Doğru, s. - , , İzmir’e Doğru, s. , , . İzmir’e Doğru, s. , . İzmir’e Doğru, s. . - . Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs 17 M“d“r-“ mesul olarak (. Vasıf Bey yazılıdır. (. Vasıf Bey gazetede İzmir işgali ve buna bağlı gelişen olaylar hakkında makale yazmayı tercih etmiştir. Bunlardan bir kaçı İzmir T“rk t“r Ocak , İzmir siz Anadolu Yaşayamaz Nisan , Mayıs Mayıs adlı makaleleridir. Mustafa Necati Bey ise İzmir e Doğru gazetesinde Asya da (akimiyet ve (ak M“cadeleleri Aralık , Anadolu İnkılabı Ocak , Anadolu nun Sesi Mart gibi milli dava “zerine yirmiden fazla makale yazmış olup bunlar içinde belki de en önemlisi Anadolu İnkılabı adlı yazısıdır. Ayrıca Mustafa Necati Bey in Oktay Gökdemir in ifadesiyle hemen hemen b“t“n yazılarında İzmir e değindiğini vurgulamak gerekir. Balıkesir in işgali “zerine İzmir e Doğru gazetesi yayınına son verdi ve (. Vasıf Bey e Ankara yolu göz“kt“. Nail Moralı hatıratında Antalya dan Ankara ya giderken yılının son ayları Vasıf Bey ile Mustafa Necati Bey i Eskişehir de Çerkez Ethem ile tanışıklıklarından öt“r“r terk edilmiş olarak görd“ğ“n“, durumları hakkında Ankara ya ulaştığında Maarif Vekili (amdullah Suphi Bey e söz ettiğini, onun da ikisini Ankara ya çağırdığını belirtir. Böylece geleceğin iki Maarif Vekili selefleri tarafından Ankara ya getirtilmiş ve (. Vasıf Bey i Maarif Vekâleti Özel kalem M“d“rl“ğ“ ne atamıştır. A- Muvahhid Bey ve İzmir’e Doğru Gazetesi Balıkesir de neşredilen İzmir e Doğru gazetesi İstanbul da bulunan bazı aydın ve gazetecilerin yazılarını yayınlıyordu. Örneğin Pierre Loti nin Bize Lazım Olan M“ttefikler adlı makale serisini eski Matbuat Umum M“d“r“ Recaizade Erc“ment Ekrem Talu Bey in terc“mesi ile yayınlamaya başladığı Ocak gibi Aka G“nd“z “n Vatanın Sesi adlı şiirine Mart sayfalarında yer veriyordu. Mart tarihinde İstanbul resmen işgal edilince bir kısım aydın, gazeteci ve mebus Anadolu nun yolunu tutmak zorunda kalmıştır. Bunlardan (alide Edip ve İzmir Mebusu ve Yeni G“n gazetesi Sermuharriri Yunus Nadi Bey İzmir’e Doğru, s. ; İzmir’e Doğru Gazetesi hakkında bir inceleme için bakınız: Erol Kaya, Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi , Turkish Studies, Volume / , Winter , s. . İzmir’e Doğru, s. , , , , , , - . (. Vasıf Bey in İzmir e Doğru gazetesinde çıkan yazıları için bakınız: T“lay Alim Baran, Vasıf Çınar ve İzmir e Doğru Gazetesi Yazıları, İstanbul, . Nail Moralı, Mütarekede İzmir Önceleri ve Sonraları, Yay. (az. Erkan Serçe, İBB K“lt“r Yayını , İzmir, , s. . T“lay Alim Baran, age. , s. - . İzmir e Doğru, s. , . Recaizade Erc“ment Ekrem ile Aka G“nd“z OcakMart tarihleri arasında İstanbul da Alay adlı mizah gazetesini yayınlamışlardır. Yaşar Zorlu, M“tareke İstanbul unda Mizah Gazetesi Alay ve Politik Tavrı , NWSA-Humanites, C. , S. , , s. . Muhammet GÜÇLÜ Ankara ya gitmiştir. İzmir e Doğru gazetesinin Mart tarihli n“shasında İstanbul da tutuklananların isimleri verildikten sonra Meclis-i Mebusan Reisi Celaleddin Arif Bey, Antalya Mebusu (amdullah Suphi Bey ile (alide Edip (anım ın aranılmış ise de bulunmadığı bildiriliyordu. Yunus Nadi Bey, İstanbul da çıkardığı Yeni G“n gazetesini Ankara da Ağustos tarihinde Anadolu da Yeni G“n adıyla yayınlamaya başladı. İzmir e Doğru gazetesinin Nisan tarihli n“shasından öğrendiğimize göre Meclis-i Mebusan azasından Sivas Mebusu Bekir Sami ile Antalya Mebusu (amdullah Suphi Beyler de Ankara ya ulaşmışlardır. İstanbul aydınlarının bir kısmı yakınlığından dolayı önce Bursa, Balıkesir, Bandırma ya giderken buraların işgali “zerine (aziran Afyon “zerinden Antalya ya gidenler bile olmuştur. Örneğin (alide Edip hanımın babası önce Bursa ya gitmiş buranın işgali “zerine Antalya ya gitmek zorunda kalmıştır. Alaşehir Kaymakamı Bezmi Nusret Kaygusuz Bey o g“nleri anlatırken işgal öncesi kasabanın adeta boşaldığını, M“sl“man ahalinin neredeyse tamamının Afyon a gittiğini ve (alide Edip in babası Edip Bey in de içinde bulunduğu bir kafile ile Afyon dan Antalya ya gittiğini, Alaşehir halkının dörtte birini orada bulduğunu belirtmektedir. Biraz sonra detayı ile okunacağı gibi İzmir e Doğru gazetesinde yayınlanan bir haberden Balıkesir e gelen muhacirinin sayısının (ilal-i Ahmer e göre en az bin olduğunu öğreniyoruz. İzmir e Doğru gazetesinde yazanlar arasında İzmir de İdadi İkinci M“d“r“ İsmail (abib Sev“k Bey ile Muvahhid Bey gibi aydınlar da bulunmaktadır. (alide Edip Adıvar, Türkün Ateşle İmtihanı, X). bs. , Atlas Kitabevi, İstanbul, , s. ; Nisan tarihli İzmir e Doğru gazetesinde yer alan Mebuslarımızın Ankara ya Muvasalatı başlıklı haberden Ankara ya giden diğer Mebusların adları öğrenilebilir. İzmir’e Doğru, s. . İzmir’e Doğru, s. . (ıfzı Topuz, II. Mahmut’tan Holdinglere Türk Basın Tarihi, İstanbul, , s. . İzmir’e Doğru, s. . (alide Edip Adıvar, age. , s. . Bezmi Nusret Kaygusuz, Bir Roman Gibi, İstanbul, , . bs. , İBB K“lt“r Yayını , s. . İzmir’e Doğru, s. . Yaşar Aksoy, age. , s. ; Bu lise İttihat ve Terakki Cemiyeti nin İzmir de açtığı Ticaret Mektebi nin Şubat tarihinde kapatılmak istenmesi “zerine Vilayet (ususi İdaresi Enc“meni azalarının İkinci İdadi adıyla b“nyelerine aldığı idadi olmalıdır. Celal Bayar, Ben De Yazdım, C. , s. . İsmail (abib Sev“k Bey, (ukuk Mektebi ni bitirdikten sonra hayata atılmak “zere Mart tarihinde İnebolu ya geldi. İsmail (abib Sev“k, Yurttan Yazılar, Ankara, , . bs. , s. . İsmail (abib Bey Kastamonu İdadisi nde Edebiyat Öğretmenliği, Balıkesir de yayınlanan İzmir’e Doğru gazetesinde yazarlık ve Kastamonu da yayınlanan Doğru Söz (aziran gazetesinde yazarlık ve başyazarlık yaptı. (ıfzı Topuz, age. , s. . İsmail (abib Bey hatıratının bir yerinde okulun ardından hayata atıldıktan sonra ömr“m hemen hep Kastamonu da geçti; orada Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs 19 Bunlardan İsmail (abib Sev“k Bey İzmir e Doğru gazetesi nde İzmir i konu edindiği G“zel Belde (aziran ve İmanın Nuru (aziran adlı makaleler yazmıştır. Çalışmamıza konu teşkil eden Akhisar-Afyon yolculuğunu yapan Muvahhid Bey in kim olduğunu belirleyemedik. Ama onun yolculuk sırasında Akhisar ve Alaşehir de kaldığı otellerin konforsuz olması “zerine Karilerimize hizmet etmek istediğimiz için bu gibi zahmetlere katlanacağız demesi gazete adına seyahat ettiğini kanıtlamaktadır. Muvahhid Bey isminden yola çıkarak onun aktör Ahmet Refet Muvahhid Bey olduğu söylenebilir. Bir s“re sonra eşi olacak olan Emine Bedia Şekip in belirttiği ve ekte sunduğumuz resmin altında gör“ld“ğ“ gibi onun adı Muvahhid şeklinde kullanmaktadır. Biz burada Muvahhid Bey in Mayıs tarihleri arasında Akhisar-Göl Marmara-Salihli-Alaşehir-UşakAfyon a araba ve tren ile yaptığı seyahati “zerinde duracağız. Bu seyahati hakkında yazdığı mektuplarında daha önce yazdığını belirttiği mektuplarına b“t“n n“shaları incelediğimiz halde rastlayamadık. Ama onun mektuplarına dayanılarak yazıldığı izlenimi veren haberlere rastladık. Bu d“ş“ncemizi çağrıştıracak İzmir e Doğru gazetesinin Mayıs tarihli n“shasında (ilal-i Ahmer Aşhanesi başlıklı haberinde Akhisar (ilal-i Ahmer İmdad-ı Sıhhıye (eyeti tarafından Balıkesir deki muhacirinden yevmiye bin n“fusa her g“n sıcak yemek verilmek “zere bir aşhane k“şat edilmiştir. (ilal-i Ahmer in bu husustaki mesaisini ş“kran ile yad eder ve gayur ve m“teşebbis reisi Dr. Şemseddin Bey kardeşimizi tebrik ederiz denilmektedir. Öyle anlaşılıyor ki bölgeyi dolaşma geleneği gazetenin imtiyaz gençlerden pek çok öğrencim var derken, başka bir yerinde yazında Mustafa Kemal Paşa yı ziyaretini anlatırken ise yedi sekiz yıldır aralarında yaşadığım ve kendilerine en candan hemşerilerim göz“yle baktığım Kastamonulular ... demektedir. İsmail (abib Sev“k, Atatürk’le Beraber, (az. L“tf“ Tınç, İstanbul, , s. , . Bu durumda İsmail (abib Bey hayatının hangi döneminde İzmir de çalışmıştır bunu anlayamadık. İzmir’e Doğru, s. , . Kaynaklarda farklı bilgiler olsa da Aktör Ahmet Refet Muvahhid in Emine Bedia Şekip ile Milli M“cadele nin sonlarına doğru evlendiği anlaşılmaktadır. Baki Sarısakal a göre bu evlilik yılında yapılmıştır. Bedia Muvahhid bir röportajda yılında Muvahhid ile yeni evlendiği sırada Muhsin Ertuğrul un (alide Edip in Ateşten Gömlek ini filme uyarlarken kendisine oynamasını teklif ettiğini belirtir. Böylece T“rk sinemasının ilk kadın oyuncularından Bedia Muvahhid adı oluşmaya başlamıştır. Uzun yaşamayan Ahmet Refet Muvahhid yılında vefat etmiştir. Baki Sarısakal, Sahneye Çıkan İlk T“rk Kadını Afife Jale , www.bakisarisakal.com/sahneyecikanilkturkkadini.pdf; Giovanni Scognamillo, Türk Sinema Tarihi, Kabalcı Yayınevi, . bs. , İstanbul, , s. ; M“jgan Yıldırım, T“rk Sinemasında Kadınlar Bedia Muvahhit , Film V(S Video Kaset , Marmara Üniversitesi G“zel Sanatlar Enstit“s“ Sahne ve Gör“nt“ Sanatları Anabilim Dalı Sanatta Yerlilik Tezi, İstanbul . Giovanni Scognamillo nun çalışmasında Aktör Ahmet Refet Muvahhid Bey den hiç söz edilmemesi ve Bedia Muvahhid in yazarın ifadesi ile Özel Konuklar arasına alınmaması pek manidar bir tarzdır. earsiv.sehir.edu.tr İzmir’e Doğru, s. . Muhammet GÜÇLÜ sahibi ve mesul m“d“r“ (. Vasıf Bey den kaynaklanmaktadır. Ç“nk“ (. Vasıf Bey, Nisan tarihinde yayınlanan (ak ve (akikat Daima (âkimdir adlı baş makalesini Nisan tarihinde Balya dan gönderdiği anlaşılıyor. B- Akhisar-Salihli Yolculuğu Muvahhid Bey in - Mayıs tarihinde Salihli den yazdığı ve Ankara dan Mektuplar Akhisar dan Salihli ye ) adlı ilk mektubu Mayıs tarihli nolu İzmir e Doğru gazetesinin birinci ve ikinci sayfalarında yayınlanmıştır. Muvahhid Bey yolculuğunun başlangıcı olan Balıkesir den Akhisar a muhtemelen tren ile geldi. Burada kimlerle temas etti, neler yaşadı bunu bilemiyoruz. Bahsettiği önceki mektubuna ulaşılabilse belki yolculuğunun Akhisar kısmı hakkında bilgi edinilebilir. Ama Alaşehir de konakladığı otel hakkında bilgi verirken Buradaki otel hayatımız da Akhisar ın aynı! Belki daha fena! Ne yapalım, karilerimize hizmet etmek istiyoruz diyerek Akhisar daki otel hakkında bir kıyaslama bilgisi vermektedir. Muvahhid Bey Mayıs sabahı araba ile Akhisar dan ayrıldıklarını vakit erken olduğundan kimsenin evinden çıkmadığını, kasabanın pazarı olmasından dolayı çalışkan köyl“ler ile bilhassa zavallı, cefakâr köyl“ kadınlarının fazlaca göze çarptığını söyl“yor. Akhisar ın bağ mıntıkasını seyrederek ve g“zel bir bahar sabahında bir hayli yol aldıktan sonra saat iki buçukta Göl Marmara nahiyesinin merkezine vardık. Akhisar a bağlı olan nahiye çepeçevre bağ ve palamutluklarla çevrili şirin bir yerdir. Fakat arkasında Yunan askerlerini saklayan dağların eteğini uzunlamasına bezeyen evler, binalar maalesef boş, ticarethaneler kapalıdır. Ç“nk“ burada herkes rezil ve kudurmuş d“şmanı kovmakla meşguld“r. Namus ve şerefini çiğnetmemek isteyen bir milletin yapacağı en tabi iş budur. (er g“n komşu köyleri bin t“rl“ köt“l“kle imha eden ve aşağılayan, ekilmiş y“zlerce dön“m arazinin mahsul“n“ s“vari hayvanlarına çiğneten ve yediren Yunan canavarları buradan çekilmedikçe T“rkler için huzur ve mutluluk kolay değildir. Göl Marmara ahalisinin din ve vatan savunması uğrunda gösterdikleri vatanseverlik ve fedakârlıklar hayret verici ve takdire şayandır. G“zel bir nahiye olan Göl Marmara dokuz köy ile k“ç“k bir nahiye merkezinden ibarettir. Toplam n“fusu hane . kişi kadardır. Nahiye merkezi takriben hanede n“fus barındırırken bunun hanede “ Rumlara aittir. Başlarında Papazları olduğu halde b“t“n teşkilatı ile hala T“rklerin sağladığı ortamda yaşayan hatta kılına bile dokunulmayan Rumlar bile Yunanlıların yaptığı vahşetleri kınamakta ve şiddetle telin İzmir’e Doğru, s. . Bu arada İzmir’e Doğru gazetesinin haberinden Mayıs Balıkesir de (ak Yolunda adıyla haftada “ç defa olmak “zere bir gazetenin daha yayınlandığını öğreniyoruz. İzmir’e Doğru, s. . İzmir’e Doğru, s. . Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs 21 etmektedirler. Yunanlılar işgal ettikleri köyler ahalisini tarlalarına gitmekten bile men ederken, Göl Marmara Rumlarının burada sahip olduğu h“rriyet ve mutluluk, hangi milletin daha tamamlayıcı ve kabiliyet-i idareye sahip olduğunu açık ve canlı bir surette gösterir. Medeni devletler başımıza d“nyanın olanca musibetlerini yağdırsın biz T“rkler vakar ve şefkat d“sturundan yine ayrılmayacağız, şanlı ve parlak tarihimizi daima böyle nezih bir halde yaşayacağız. Göl Marmara nahiye merkezinde “çer sınıflı erkek ve kızlara mahsus iki iptidai mektep vardır. Mektepler bina ve tahsil itibariyle muntazam ise de en k“ç“k yavrular bile vatanın kurtuluşu ile alakadar oldukları için d“zenli olarak devam edememişlerdir. Ama hiçbir endişesi olamayan ve en geniş bir h“rriyete sahip olan Rum vatandaşlarımız kiliselerinin bitişiğindeki mekteplerinde b“t“n çocuklarını g“r“l g“r“l okutmaktadırlar. Göl Marmara vakıfları meşhurdur. ))). Sultan Mehmet in s“tanası (alime (atun tarafından burada kargir medrese, imaret, hamam, misafirhane gibi vakıf m“esseseleri inşa ettirilmiştir. Bunlara bir çok karşılık gösterilmiştir. Fakat zamanla satılmamak şartıyla vereselere bırakılan yapıların şekilleri değişmiş, bug“n şayan-ı tetkik vaziyet ortaya çıkmıştır. Bizde vakıflar meselesi en korkunç ve g“çl“kle halledilen konulardandır. B“y“k Millet Meclisi bu konuyla uğraşmaya zaman bulur da dini ve çağdaş bir bakışla bunu tetkik ederse memleket için pek hayırlı bir inkılap yapmış olacağı ş“phesizdir. Göl Marmara da kadim T“rk tarzı mimarisinde inşa edilmiş tek kubbeli bir cami-i şerif vardır. Vakf-ı Şah (uban olduğu öteden beri rivayet edilen bu m“essese hakkında tarihi inceleme yapmaya vakit bulunamamıştır. Nahiye ahalisi durumu tamamıyla anlamaktadır. Aralarında en ufak bir ihtilaf bile baş göstermemiştir. Buranın ahalisi de Damat Ferit Paşa nın ve yol gösteren arkadaşlarının hainane teşebb“slerini nefretle görmektedir. Bilhassa kendilerini arkadan vurmak isteyen Anzavur a lanetler savurmaktadırlar. Muvahhid Bey Göl Marmara ile ilgili gözlemlerine şu c“mleleri eklemektedir: Mamafih evvelki mektubumuzda da yazdığımız veçhile milli vahdet avn-ı ilahi ile katiyen haleldar edilmeyecek, bu vahdet yaşayacak ve yaşadıkça da d“şmanlar kahrolacaktır. Göl Marmara da yarım saat kadar kaldıktan sonra Salihli ye doğru hareket ettiler. Gittiğimiz yerler oldukça sa b“lm“rurdur. D“şmanın kahpece kurduğu pusu yerlerini, mevkilerini karşıdan seyrettik. Milli M“dafaa kahramanlıklarına sahne olan Bintepeler, Bozdağlar b“y“kl“k bakışları ve gururumuz ön“nde m“tebessimane ve hakimane y“kseliyor. Marmara nın meşhur göl“ de artık gör“nd“. Bu göl“n çevresi seri bir hareket ile bir g“nde dolaşılabilecek kadar b“y“k ve sahilleri eğri b“ğr“d“r. Suyu tuzlu olup burada her t“r balık “retilir. Etrafındaki köyler ahalisinin sıtmadan fazlaca muzdarip olduğunu söyl“yorlar. Bu durumda nahiyeye adını veren göl“n bölge halkına sağlık açısından zarar İzmir’e Doğru, s. . Muhammet GÜÇLÜ verdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Yazarın arabası göl civarı kurutulduktan sonra oluşan yeşil ovalarda merhaleleri kat etmeye başladı. Ovalar m“mbit ve verimli araziyi kucaklıyor. Yeşil mahsul“n her t“r“ olgunlaşmaya yaklaşmış, bizi zirai ve iktisadi durumumuz hakkında iyimserliğe sevk etmiştir. İngiliz Tarihçi ve Arkeoloji uzmanı (enry Chrismast, yılında basılan eserinde Manisa, Sard, Papazlı Yaklaşık haneli Rum köy“ ve iki T“rk köy“n“ geçtikten sonra Strabon un Koloe Göl“ dediği Gygaie Göl“ ne Marmara Göl“ ulaştığını, göl“n etrafını dolaşmak yaklaşık iki saat alacağını, doğu kenarında bazı balıkçı kul“belerinin bulunduğunu, kıyıya bağlanmış birkaç tekne görd“ğ“n“, göl“n balık açısından zengin olduğunu belirtir. Gölde kuğu, kartal, martı gibi kuşlar görd“. Marmara adlı yerleşim yerine geldiğinde hanın ön“nde kirli, pejm“rde bir Avrupalıya rastladığını, onunla konuştuğunda Sultan dan s“l“k tekelini alan ve servet yapan bir İtalyan olduğunu anladı. Anadolu ovalarında s“l“ğ“n oldukça bol olduğunu belirtir. Marmara iki camili, köylere özg“ havasıyla hoş bir yerdir. Manzarası tam İngilizlere göre olup insanları nazik ve yardım severdir. Çizim yaparken bir kaçı etrafıma toplandı, camileri ile diğer nesneleri tanıyınca el çırparak çok iyi diye sevinç gösterisinde bulundular. İngiliz Arkeolog ve tarihçinin belirttiği gibi X)X. y“zyılın ortasında Rumların Göl Marmara da olmadığını anlıyoruz. Gölden sonra Salihli hududunda Kemerdamları köy“ karşısındaki g“zel bir ağaçlık yere indik. Orada taze bir kahve içtikten ve biraz dinlendikten sonra Salihli ye doğru yol aldık. Bu kazanın ovası cidden geniş ve arazisi verimlidir. Ekinler ise pek m“kemmeldir. Artık ufuk kararmaya başladığı sırada ön“m“ze Gediz Çayı çıktı. Gediz nehri yakınındaki Murat Dağı teferruatından Şabhane eteğinden çıkar, kuzeyden g“neye doğru akar, Uşak tan kilometre mesafede Derbent köy“nden geçerek Uşak ın kilometre batısında Aydın Vilayeti ne dahil olur. Alaşehir Çayı ile birleştikten sonra Salihli, Kasaba Turgutlu , Manisa ve Menemen kazalarına uğrayarak İzmir Körfezi ne dök“l“r. Aydın vilayetince Gediz önemli bir nehirdir. Gediz Nehri nin akıntı değişiklikleri bizi Salihli ye varabilmek için beyhude saatlerce dolaştırdı. Nehrin “st“nde köpr“ yoktur. Akıntıya karşı durmak şimdiye kadar belki akla gelmemiş, bu y“zden yolcular nehrin geçme imkanı verdiği geçitleri bulmak için hep dolaşmaya, mantıksız ve zikzak y“r“meye mecbur kalmışlardır. Kış mevsiminde daha b“y“k bir mesele olan Gediz nehrinden biz bu sefer nisbeten ucuz kurtulabildik. Fakat bizi takip eden araba tam çayı ortasında kuma saplandı. Faziletli arkadaşımın Yardımlaşın... Maide Suresi, Ayet: ihtarı olmasaydı zavallı araba kenara çıkamayacaktı. Gediz nehri ni geçtikten sonra yoluna devam eden Muvahhid Bey, Akşam saat bir buçukta Salihli (enry Chrismast, İstabul ve Ege Yollaında, Çev. Mustafa Özbaş, İstanbul, , s. - . Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs 23 kasabasına girdik demektedir. Ama ne bu mektubunda ne de bundan sonra yayınlanacak olan mektubunda Akhisar gibi Salihli hakkında da bilgi vermediğini vurgulamak gerekir. Sadece Alaşehir mevki i, memuriyet itibarıyla Salihli ye çıkamaz. Mamafih merkezin ticareti öb“r“nden y“ksektir demektedir. B“y“k Taarruz u m“teakip Alaşehir “zerinden Salihli ye gelen (alide Edip (anım, Salihli nin yapısından yalnız birkaç y“z“n“n kaldığını, karargâh olarak kullanılan binanın avlusuna girdiği zaman çeşmede subayların ellerini y“zlerini yıkadığını görd“ğ“n“, kendisinin de çeşmeye yaklaşarak susamış bir inek gibi durmadan su içtiğini belirtir. Garnizon komutanının emir eri onu şehrin öb“r yanında ayakta kalan nadir evlerden birisine göt“rd“ğ“n“, orada eski T“rk usul“ bir odaya alındığını, sedirlerin beyaz ört“l“, perdelerin beyaz, mumlar altında iki kadının kendisini candan karşıladığını, ama Sarıkız Madensuyu ön“ndeki facianın etkisiyle başının dönd“ğ“n“, dizlerinin titrediğini belirtir. Ayrıca Salihli kadınlarından Yunanların yaptıkları vahşeti gece boyunca dinlediğini yazar. Falih Rıfkı Bey, (alide Edib in de içinde olduğu İstanbullu gazetecilerle İzmir den Bursa ya giderken Eyl“l tarihinde Kasaba dan sonra Urganlı, Ahmetli ve Mersinli köylerinde yaşananları içleri sızlayarak dinledikten sonra Salihli ye geldiklerini, buranın kırk senede b“y“m“ş, g“zel, mamur bir kaza olduğunu, halkının çalışkan ve m“nevver olduğunu, harabeler arasında bir sıra yanmış fabrikaların demir ve makine enkazının göze çarptığını, cami, otel, han gibi b“y“k binalardan başka e yakın ev, beş y“ze yakın d“kkan yandığını, yalnız İstasyon etrafında (ıristiyan evlerinin bir kısmının yerinde olduğunu, buralara da muhacirlerin yerleştiğini belirtiyor. Salihli yangından önce feci bir ser“ven yaşamıştır. Bir T“rk s“vari m“frezesi kasabaya gelmesi ile b“y“k sevinç yaşanır. Ama s“variler kasabanın dışında d“şman kalıp kalmadığını kontrol ederken Ethem le beraber hıyanet eden Çerkez gön“ll“leri ile karşılaştılar. Tam bu sırada istasyona kaçmakta olan silahlı Yunan askerinin olduğu bir tren geldi. Salihli yi yeniden ele geçiren Yunan askerleri yerli (ıristiyan ahali ile beraber kasabayı yakmak dahil her t“rl“ faciayı yaşattılar. Bu faciayı yaşayanlar arasında (ancı Mustafa ile Adem Ağa bulunmaktadır. Çerkez Ethem ile adamlarıyla Salihli de oturuyorlardı. Yunanlılar bunları köyleri yakmak, soymak ve öld“rmek için serbest bıraktılar. Köylerde sabaha kadar döv“lerek öld“r“len köyl“lerin sayısı birkaç y“z“ geçmektedir. Salihli halkı iyimser ve zeki olduğu için hepsi bir iş bulup kasabalarını eskiden daha mamur hale getirmek emelindedir. (erkes toprağımızı yakmadılar ya... demektedir. İstanbullu gazetecilerden sonra İzmir’e Doğru, s. . İzmir’e Doğru, s. . (alide Edip Adıvar, age. , s. . (alide Edip, Yakup Kadri, Falih Rıfkı, Mehmet Asım, İzmir’den Bursa’ya, İstanbul, - . , s. Muhammet GÜÇLÜ İzmir e gelen İngiliz gazeteci Grace Mary Ellison Ankara ya giderken uğradığı Salihli hakkında savaş sonunda ev sayısı dörde indiği halde kasabada geceyi geçirmemiz için davet edildiklerini, burada kişiden iki y“z kişi kaldığını, ailenin de camide barındığını belirtiyordu. Gazeteci dört evden birisinin d“z çatısı “zerine çıktığını ve etrafındaki iskelet şehre baktığını ilave eder. Bu arada ikram edilen çay ve kahveyi içtiklerini, öğle yemeğini ise trende yediğini vurgular. C- Alaşehir-Afyon Yolculuğu Muvahhid Bey in Mayıs tarihinde Afyon dan yazdığı ve Ankara dan Mektuplar Alaşehir den Karahisar a )) adlı ikinci mektubu Mayıs tarihli nolu İzmir e Doğru gazetesinin ikinci sayfasında yayınlanmıştır. Geceyi Alaşehir de geçirdiğini söyleyen yazar muhtemelen oraya tren ile geldi. Buradaki otel hayatımız da Akhisar ın aynı, belki daha fenaydı. Karilerimize hizmet etmek istediğimiz için bu gibi zahmetlere katlanacağız. Alaşehir takriben . n“fuslu, seksen köyl“ bir kazanın merkezidir. İnegöl isminde yalnız bir nahiyesi vardır. Alaşehir kasabası hanede tahminen . n“fusa sahiptir. Buradaki Rum n“fus y“zde altıyı geçmez. Ticaret itibariyle zengin olan kazada M“sl“manlar bu noktaya hâkimdirler. İşgal zamanında İzmir Alaşehir Rumları pek şımarık imişler. Durum değişip T“rkler hayat hakkını ispat edince siyasetlerini hemen değiştirmişler. T“rklere gelince onlar ne işgal zamanında ne de milli harekâtın şimdiye kadar devamı m“ddetince vatandaşlarına hiçbir fenalık etmemişlerdir. Grace Mary Ellison, Bir İngiliz Kadını Gözüyle Kuva-i Milliye Ankarası, Çev. İbrahim S. Turek, byy. , , Milliyet Yayınları, s. - . X)X. y“zyılın ortalarında Kestane Dağı eteğinde bulunan Alaşehir e gelen (enry Christmast, birçok depremle sarsılan surlarla çevrili olan şehrin fakir ve pis olduğunu, sadece surların olduğu böl“m“ işgal ettiğini, servinin dışında çok az meyve ağacı olduğunu belirtir. Şehrin n“fusu T“rk ile Rum dan oluşmakta olup başlıca geçim kaynağı mısır, pamuk, t“t“nd“r. Piskoposluk merkezi olan Alaşehir in Yıldırım Bayezid e kapılarını açmayan Bizans ın tek Anadolu şehri olduğunu vurgular. Alaşehir isminin anlamının G“zel Şehir olduğuna vurgu yapan seyyah, şehrin b“y“k böl“m“n“n dört k“ç“k ucu körelmiş tepenin yamacına kurulduğunu, d“kkanlar, hamamlar ve pazarların bulunduğu iç kısmının sıkışık ve pis olduğunu, pek memnun kalmamakla beraber hamamlarında yıkandığını vurgular. (enry Christmast, age. , s. . Alaşehir e girişte ve çıkışta “z“m“n bolluğuna vurgu yapan seyyahın geçim kaynakları arasında bu mahsulden bahsetmemesini anlayamadığımızı ve bu bilginin g“n“m“z verilere de ters olduğunu vurgulamak isteriz. Tuncer Baykara ise antik Philadelphia adının X))). y“zyılın başında Alaşehir e dön“şmesini şehrin boyacılığına atfetmektedir. Osmanlıların ilk döneminde Alaşehir in kızıl ivladisinden sancak yapıldığını, kırmızı rengin oldukça çok kullanıldığını, T“rk kırmızısının esasının da kökboya olduğunu belirtmektedir. Bu y“zden Alaşehir Anadolu nun boyacılık merkezlerinden birisidir. Tuncer Baykara, Osmanlılarda Medeniyet Kavramı ve Ondokuzuncu Yüzyıla Dair Araştırmalar, İzmir, , s. . Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs 25 Alaşehir Metropolitliği Rumluk zamanında çok m“himdir. (atta r“tbesi ve mıntıkası İzmir den daha b“y“kt“r. Rumların burada da kiliseleri ve mektepleri vardır. Alaşehir mevkii ve memuriyet itibariyle Salihli ye çıkamaz. Mamafih merkezin ticareti öb“r“nden y“ksektir. Alaşehir de arazi böl“nmemiş, sınırlı birkaç zenginin elinde kalmıştır. Ahali araziden ya ortalıkla veya kira suretiyle yararlanabilmektedir. Burada bağcılık meşhur olup kaza dahilinde . dön“m bağ olduğu söyleniyor. Bu bağlardan senevi temin edilen “z“m miktarı . kantar tahmin edilmektedir. (ilal-i Ahmer Cemiyeti dört ay evvel Alaşehir de muntazam bir hastane kurmuştur. Cemiyetin gerek hastaların tedavisinde gerek muhacirinin iaşesinde gösterdiği hizmet ve fedâkarlık takdire şayandır. Memleketin Gureba (astanesi de (ilal-ı Ahmer idaresine verilmek suretiyle istifade daha ziyade artmıştır. Alaşehir de ikisi iptidai, biri idadi olmak “zere resmi “ç mektep vardır. Kira binada barınan idadi hariç olmak “zere diğerlerinin binası oldukça muntazamdır. Alaşehir in Sarıkız maden suyu meşhurdur. Fazla miktarda çelik içeren bu su kum ve ciğer hastalıklarına yararlıymış. Şimdiki durum ahval-i malume ortaya çıkana kadar bu su s“sl“ şişeler içinde Avrupa ya ihraç edilirdi. Belediyeye ait olan su ile kendisi meşgul olmaz, m“teahhitlere ihale eder. Belediye bundan yirmi sene evvel Atnaşule? isminde bir Rum a ihale etmiş ve senevi birim yok “zerinden kontrat yapmıştır. Fakat on beş seneye varan ihale m“ddeti zarfında para farkları göz ön“ne alınmadığı gibi ihale işinde de Belediye ve İdare Meclisi nin karar ve tasdiki aranmamış olduğu için şimdi feshine teşebb“s edilmektedir. Rum m“teahhit maden suyu y“z“nden pek çok servete sahip olmuştur. Suyun bulunduğu yer kasabanın g“ney doğusunda olup beş dakikalık mesafededir. Asıl kaynak kargir bir bina içine alınmış, dışında da umuma mahsus çeşmeler bırakılmıştır. Fakat çeşmelerin suyuna karışım olduğu için diğeri kadar halis değildir. Bunun yanında bir de kaplıca vardır ki suyu derece sıcaklığa sahiptir. Üç“ erkeklere ikisi kadınlara mahsus olmak “zere beş havuzu bulunmaktadır. Binası kargirdir. Kaplıcanın suyu kasabanın g“neyindeki İncedağ dan çıkar ve borular vasıtasıyla maden sularının yanına getirilmiştir. Osmanlılar döneminde Yıldırım Bayezid, Alaşehir i fethettikten sonra buraya kargir g“zel bir cami-i şerif, hamam ve medrese inşa ettirmiştir. Fakat hamam ve medrese şimdi ortada yoktur. Yıldırım Bayezid tarafından Gazel Yakut ismi verilen timarı ile vakfedilmiş arazisi zamanla kaybolmuştur. Camiinin bitişiğine sonradan yapılan medrese ve medresenin maaşları d“ş“k bir miktara indirilmiştir. Alaşehir in otel ihtiyacı göz ön“ne alınmakta ve Evkaf Dairesi nce Kör Ali Paşa Evkafı ndan harap bir han arsası “zerine muntazam bir otel yapılması d“ş“n“lmektedir. Bu d“ş“ncenin bir an önce fiiliyata geçirilmesini ve misafirlerin köhne bir Rum hanesine muhtaç kalmaktan kurtarılmasını, memleketin şerefini muhafaza adına rica ederiz. Alaşehir de bağ hayatı pek tatlıdır. (alk Temmuz Muhammet GÜÇLÜ başlarından Ağustos sonuna kadar bağlara çıkar, hususi evlerde ve köşklerde ikamet eder. Bu dönemde bağdan mahsullerini keser, kurutur ve pekmez yaparlar. Eyl“l başlarında tekrar kasabaya dönerler. Mahsul Ramazan a tesad“f ederse halk Ramazan vaizleri ve imamlar tedarik ederek öbek öbek nasihatlere, mukabelelere ve namazlara koşarlar. Emir Sultan halifelerinden Şeyh Mestan Öl“m: ile Kadı Sinan yılı ricalindendir Alaşehir de kendilerinin inşa ettikleri camilerin içindeki t“rbelerde defedilmiştir. Seyr ve divan sahibi Veysi ile Nesimi de buralıdır. Nesimi nin şu beyitleri “nl“d“r. “Dil nazargâh-ı hudadır yıkma kalbin kimsenin Kabe ve Merve, Safa’dır yıkma kalbin kimsenin Ey Nesimi bir gönül yap kim bilir kimde ne var Hakk cemali aşıkadır yıkma kalbin kimsenin” Alaşehir de sekiz cami ile birçok mescit vardır. Bu kasaba geçen ki mektubumuzda yazdığımız gibi Ağustos Kongresi nin toplanma yeri olmuş, kuzey, doğu ve g“ney cepheleri harekâtına burada bir birlik ve d“zen verilmiştir. Kongrenin başkanı bug“n Bursa Valisi olan (acim Muhittin Bey, katibi Balıkesir delegesi “lemadan ve Meclis-i Milli azasından Abdulgafur Efendi idi. Kuva-yı Milliye nin faaliyetleri hakkında bilgi almak için heyet-i idareye m“racaat edilmişse de vaktin pek erken olmasından kimseyi bulmak m“mk“n olmamıştır. Yazar kasabayı sabah bir saat kadar dolaştıktan sonra trenin kalmak “zere olduğunu işitince soluğu istasyonda aldık demektedir. Alaturka saat dörd“ çeyrek geçe hareket ettik. Şimdi bağları ve bağların içindeki evleri seyrediyoruz. Muvahhid Bey Alaşehir e geldiği zaman temas kurmadığını anladığımız Kaymakam Bezmi Nusret Bey idi. Ondan nerdeyse bir yıl önce Alaşehir e gelen Mayıs Kaymakam, h“k“met konağının Mithat Paşa nın Aydın Valiliği zamanında yapıldığını, saat dokuz olduğu halde dairede kimsenin olmadığını, bir saat sonra tek t“k memurların gelmeye başladığını, konağın bahçesinin otlarla kaplı olduğunu, köylerle irtibatın olmadığını, hatta makam telefonun bile işlemediğini, b“t“n birimlerin konak ve çevresinde olduğunu belirtmektedir. Alaşehir deki bir yıllık çalışmaları hakkında bilgi veren Bezmi Nusret Bey, İzmir in işgali ve Yunanları sergiledikleri vahşet “zerine muhacirlerin Alaşehir de toplandığını, onlara dağıtılmak “zere İstanbul dan çok miktarda un, kaşar peyniri, battaniye ve eski elbiseler gönderildiğini, malzemelerin Jandarma Kumandanı Ziya Bey vasıtasıyla adilane dağıtıldığını, Dr. Seyfettin Bey in idaresinde (ilal-i Ahmer Şubesi nin açıldığını ilave eder. İzmir’e Doğru, s. . Bezmi Nusret Kaygusuz, age. , s. - , . Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs 27 (alide Edip (anım B“y“k Taarruz sırasında Uşak ta Yunan ordusu Başkomutanı General Trikopis i Mustafa Kemal Paşa nın huzurunda görd“kten sonra sarp yollardan g“neş doğarken Alaşehir e indi. Şehrin adeta bir k“l yığını gibi yanık alanlarla dolu olduğunu, ne T“rklerin ne de Yunanlıların öl“lerini gömecek vakit bulamadığını görd“. Karargâhın bir d“zl“kte birkaç binadan oluşan Sarıkız Madensuyu denilen yerde olduğunu, bu binaların yangından kurtulmuş tek bina olduğunu, şehri hep insan eti kokusu gelen bir fırın gibi hatırladığını belirtir. Dağlara kaçabilenler halkın dışında özellikle kadınların Yunan ordusu tarafından s“r“klenip göt“r“ld“ğ“n“ işitti. Bir subayın yardımıyla içi boş madensuyu şişeleriyle dolu karanlık ve pis bir odada yattı. Falih Rıfkı Bey ve arkadaşları Eyl“l tarihinde Alaşehir e ulaştılar. Görd“ğ“ manzara karşısında Falih Rıfkı Bey Alaşehir, Anadolu nun b“t“n şehirlerinden daha ziyade yandı ve onun faciasını dinleyen adam, uzun m“ddet Manisa, Kasaba ve Salihli isimlerini bile unutuyor demektedir. Sözlerine devam eden yazar Alaşehir bir toz halindedir, hiçbir kasaba Alaşehir kadar öld“r“lmemiştir. Bir doktor ile susuz çeşmeler arasından yukarıya doğru çıkarken Şu sırta kadar çıkmazsak, kabil değil faciayı tamamıyla göremezsiniz diyordu. Alaşehir de hiç insan yok. Sadece kasabanın kuytu bir köşesinde enkaz arasında yanmış cesetler arasından analarını ve babalarını seçmeğe uğraşan kimsesizler gör“l“yor. Alaşehir de yaşananları akşam kasabaya yarım saat uzaktaki Sarıkız ılıcalarının barakalarında ihtiyar bir Alaşehirliden dinleyebiliyoruz: Ayın otuzunda telaşa d“şen Yunanlıların Afyon d“ş“nce gözleri dönd“. Kapı kapı dolaşıp kasabalıyı tuttular, tren ve yaya olarak İzmir e doğru göt“rd“ler. Sokaklarda bayraksız borusuz bozgun taburları geçmeye başladı. Yerli gavur onları kuduz gibi “st“m“ze saldı. Eyl“l de dört yerinden kasabaya ateş koydular. Arkasından bir de sert r“zgar çıktı. İşte böyle k“l olduk. . n“fusumuz vardı, şimdi kaldık, den fazla kadın çocuk dağda bayırda açıkta yatıyor. Yazar evli mamur bir kasaba olan Alaşehir in harabeler arasındaki eski halini bina enkazına bakarak tasavvur etmenin m“mk“n olduğunu belirtiyor. Yunanlılar ve yerli Rumlar yangın sırasında s“ng“ ile kişi öld“rd“klerini, şimdiye kadar köylerde ve kasabada “n “zerinde yanmış ceset bulunduğunu ilave eder. Uşak ta yeterli zaman bulamayan tahrip taburu, Alaşehir i son akçesine kadar soydu, son evine kadar yaktı, yakalayabildiği kadar insanı kesti ve ateşe attı. Sadece Manamak istasyonunda T“rk çocuğu öld“rd“. Alaşehir halkının bir çoğu yabancı olduğundan yakılan diğer kasabalara nazaran daha çok dağılma tehlikesi vardır. (atta şimdiden bir çok kimse yerleşmek amacıyla Anadolu nun başka yerlerine göçm“şlerdir. Bunun sebebi de meskensizlik ve işsizliktir. Akşam kapının ön“ne oturan yazar yarı karanlıkta yıkık bir minare g“r“lt“s“n“n öyle bir h“zn“ var ki akşamın ve gurbetin b“t“n h“zn“ onda (alide Edip Adıvar, age. , s. - . Muhammet GÜÇLÜ yoğunlaşmış gibiydi demektedir. Ayrıca yazar Alaşehir den İzmir e doğru göt“r“len kadın, çocuk ve ihtiyardan bir kafilenin yaşadıklarını anlatmakta ve Manisa yakınlarında Yere yatınız komutu ile gelen kurtuluşlarını hikâye etmektedir. Gazeteci G. M. Ellison Salihli den sonra trenin zengin bir kasaba olan Alaşehir de durduğunu, kaynak suyu bol olan bu yerde evden sadece “ kalmıştır. Kadın ve çocuklar tamamen silinip s“p“r“lm“şler. Burada bir meşe ağacını gövdesinde g“zel yazıları ile felsefi d“ş“ncesi olan bir hocanın yaşadığını ama gör“şme fırsatı bulamadığını belirtir. Yazar g“zergâhımıza tesad“f eden Ginlek-Kinlek istasyonuna yaklaşırken ekilmemiş çorak arazi parçaları ovalar göz“me çarptı. O istasyonda duran vagonların içindeki birçok çuvallar dikkatli bakışları celp ediyordu. Muvahhid Bey sorduğunda bu arazinin meyan kök“ arazisi olduğunu, vagonlardaki y“k“n de bu köklerden ibaret olduğunu söylediler. Yazar attar d“kkânlarında ufak kutular içinde itina ile saklanan meyan kök“n“n kaynağının burası olduğunu öğrendi. Kendi ifadesi ile Meğer bu m“barek köklerin menbaı burası imiş!.. demektedir. Okuyucularımızın m“saadesi ile biraz ayrıntı verelim. Buralarda meyan kök“ne en çok payan derler. Binlerce dön“m arazi meyan kök“ ile dolu olup imar ve imarı yoktur. Doğada (“dayi nabit olarak yetişir. Forbes İngiliz Kumpanyası beş sene m“ddetle meyan arazisini sahiplerinden kiralar. Kaldırdığı kökleri vagonlarla naklettirir. Demiryolu hattı boyunda bulunan Ginlek-Kinlek?, Beylikli, Durasınlı, Taytan köyleriyle Salihli, Sard, Ahmedli, Kasaba, Menemen arazisi hep bu kumpanyanın elindedir. Dön“m itibariyle kumpanyanın verdiği icar bedeli aynı d“zeyde değildir. Şahsa ve mevkie göre değişiklik gösterir. Eğer arazinin sahibi zengin ve n“fuzlu ise ona verilen icar parası y“ksektir. Fakat fakir ve zavallı ise dön“m başına hem de beş sene için takdir edilen bedel , guruştan ibaret kalır. Kumpanya kökleri o civar amelesine çıkartıp, onlardan satın alır ve dışarıya sattırmaz. Okka başına ameleye verdiği - kuruştur. Akşama kadar bir amele okka kök çıkarabilir. Bir senede çıkarılan köklerin miktarı ise takriben milyon okkadır. Kök çıkarma işlemine Ekim ayında başlanır ve Mart sonuna kadar devam edilir. Meyan kök“ tıbta kullanılmaktadır. Arabistan da meyan kök“nden şerbet yapılır ve T“rklerin ayran içtiği gibi bol bol içilir. Buna da meyana s“s derler Avrupa ya özellikle de Amerika ya sevk edilir. Amerika da kökler sigara ağızlığı uzunluğunda kesilerek kâğıtlara sarılır. Burada okkasına iki kuruş verilen köklerin kesilmiş bir tanesini bir franka kadar satarlar. Amerikalılar sigara içmemek ve ağızlarını tatlandırmak için genellikle meyan kök“n“ meme gibi emerler. Meyan kök“nden bir t“r bal da imal edilir. Ayrıca İngilizlerin Söke de bir fabrikası bulunmaktadır, burada kökleri tesviye ederler ve paketlerler. İkinci ve (alide Edip, Yakup Kadri, Falih Rıfkı, Mehmet Asım, age. , s. Grace Mary Ellison, age. , s. . - Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs 29 “ç“nc“ derecede olanların da balını alırlar. İzmir yoluyla dışarıya sevk edilenler odun halinde, Söke den sevk edilenler ise paket veya bal halinde ihraç edilir. Ginlek-Kinlek? İstasyonu ile Gönas-K“nas? İstasyonu arası dağlıktır. Demiryolu kumpanyası bu dağları köstebek gibi delmiş, kilometrelik bir mesafede t“nel açmıştır. T“nellerin sık sık karşımıza çıkması, bizi karanlık ve duman içinde bırakması oldukça canımızı sıktı. Sonunda Elvanlar istasyonuna geldik. Tren burada bir saat kadar vakit geçirdi. Sonra İnay, Karakuyu dan sonra akşam alaturka saat biri çeyrek geçe Uşak istasyonuna ulaştık. Uşak kaza merkezi karşıdan yıldızlar gibi parıldıyordu. Burasını ziyaret bizim için pek faydalı oluyordu. Maalesef tren gece kalmadı. Saat dört buçukta yola çıktık. Bununla birlikte bu kasaba hakkındaki tahkikatımızı da arz edelim: Uşak, K“tahya m“stakil sancağına bağlı olup, . n“fusa sahip b“y“k bir kazadır. Merkezin n“fusu . kadardır. Kazanın Ulubey, Karahallı, Sivaslı, Banaz adlarında dört nahiyesi vardır. Kazadaki Rum ve Ermeni n“fusu den ibarettir. Uşak kazası öteden beri halıcılıkla, milli mensucat ile şöhret kazanmıştır. Uşak merkezde halı destgâhı, iplik ve şayak fabrikası, boyahane mevcuttur. Sadece halıcılık sayesinde hariçten memlekete bir senede milyon lira girmiştir. Uşak, Alaşehir ile kıyas edilemeyecek kadar mamur, yolları muntazam, merkezi haritaya göre tanzim edilmiş pek g“zel, verimli bir kasabadır. Ovası b“y“k, ziraati ilerlemiştir. Bilhassa palamut, afyon ve çeşitli hububat ihracatı bu civar kazalarından daha fazladır. Uşak ta bir leyli medrese Dar“ l-hilafet il-Aliye Medresesi , bir idadi, dört erkek, iki kız ibtidaiyesi, birkaç hususi mektep, cami-i şerif ile birçok mescit, hayır ve resmi yerler vardır. Bu kazada arazi taksim edilmiştir. Fakir bir kimse bile yiyeceği buğdayını elde edebilecek tarlaya sahiptir. Bilhassa Uşak ın Kuva-yı Milliye uğrundaki faaliyeti ve fedakârlığı pek y“ksektir. Şark Cephesi nin (eyet-i Merkeziyesi ne karargâh olan bu hamiyetli kaza vatan Sivas Kongresi tarafından merkezi Ankara da bulunan XX. Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa ya Garbi Anadolu Kuva-yı Milliye Kumandanlığı görevi verildi. Ali Fuat Paşa da Garp cephesini iki mıntıkaya ayırdı. Eskişehir havalisi kumandanlığına S“vari Kaymakamı Atıf Bey i, Afyonkarahisar ve havalisi kumandanlığına . Fırka Kumandanı Kaymakam Ömer L“tfi Bey i atadı. . Fırka öteden beri Afyon da idi ve mevcudu - neferden ibaretti. Fırka önce Alaşehir e nakledildi sonra Ocak tarihinde kumandalığına Kaymakam Aşir Atlı Bey getirildi. İngilizler . Fırka nın Alaşehir de bulunmasından rahatsızdı. Bu y“zden (arbiye Nazırı Mersinli Cemal Paşa ile Erkan-ı (arbiye Reisi Cevat Paşa ları istifaya mecbur ettiler. Öyle anlaşılıyor ki . Fırka bundan sonra Uşak a nakledilmiştir. Bezmi Nusret Kaygusuz, age. , s. . Yarbay İzzettin Çalışlar Bey anılarında g“n XX. Kolordu Komutan vekilliği yaptıktan sonra Garp Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa nın emri ile Antalya-Muğla (avalisi Komutanlığı na atandığını, Antalya ya gitmek “zere Afyonkarahisar a vardığında Uşak ta bulunan . Fırka Komutanlığı na tayin olduğunu öğrendiğini ve Ağustos tarihinde sınıf arkadaşı Aşir Bey den görevi Uşak ta Muhammet GÜÇLÜ savunması için nakden . lira yardım vermiştir. Mal ve diğer bağışlar bundan hariçtir. Akhisar dan itibaren herkesin övg“yle bahsettiği ve gıyaben tanıdığımız Uşak, ruhumuzda en iyimser tesir icra eden m“stesna bir yerdir. Bu hamiyetli memleketi karşıdan h“rmetle selamlayarak yolumuza devam ettik. B“t“n geceyi Salihli den beri ağırlaşan trenin iç tırmalayan g“r“lt“s“ arasında uykusuz bir halde geçirdik. Ertesi sabah alaturka saat bir buçukta Karahisar-ı Sahip Livası merkezine ulaştık. Muhabir Muvahhid Bey, Akhisar ve Salihli de olduğu gibi Afyon hakkında da bilgi vermemektedir. Burada kimlerle temas etti, nereye hangi vasıta ile gitti bunu bilemiyoruz. Ama İzmir e Doğru gazetesi mektuplarını Ankara dan Mektuplar başlığı ile yayınlaması sanki Ankara ya gitmiş izlenimi uyandırmaktadır. (alide Edip, “İzmir’den Bursa’ya” giderken Uşak a iki saat mesafede olan İnay köy“nde durduklarını, halkın taşlar arasında yaşadığını, köy“n imamının soğuktan titrediğini görd“ğ“n“ belirtir. İmam yaşananları anlattıktan sonra ihtiyaçlarını sıraladı. Sonra Uşak depolarında buğday ve yapı malzemesi varmış, halk açlıktan ve evsizlikten öl“p gidiyor, İsmet Paşa nın ayağını öpt“ğ“m“z“, bize yardım etmesini söyleyin dedi. Sonra imam bize (immet adında k“ç“k bir rehber gönderdi. Yedi yaşında öks“z kalan (immet i hayatta en çok “zen Kuzgundere de Yunanlı askerlerin onu yatırıp kesmek istemesi ve sonra da mandalarını almasıydı. (alide Edip, yaşında olan (immet in öyk“s“n“ detayla anlatmaktadır. Mehmet Asım Us ise “Yunan Ordusunun ve Hükümetinin Mesuliyeti” başlıklı yazısında Yunan kundakçıların insanlara yaptıklarını bir bir anlattıktan sonra birçok yerde mezarlıkları bile yaktıklarını, hatta mezar taşlarını kırdıklarını belirtir. Uşak d“kkânlarla beraber hanelik N“fus . bir kasaba olup, bunun hanesi Ermeni dir. Uşak ta yakma yıkma olayları Ağustos ta başlamış olup, Eyl“l de Cuma g“n“ Eşme kazasına sirayet etmiştir. Uşak ta gasp ve yağma edilen eşya o kadar çok ki halkın ulaşım vasıtalarıyla sevk etmeye imkân olmadığından Yunan ordusunun resmi otomobilleri ile taşınmıştır. Son aşama olarak Uşak ta kasaba ateşe verildikten sonra Yunanlılar tarafından halk bir taraftan yangını sönd“rmeye çağrılırken diğer taraftan Belediye tulumbasının hortumları kesilmiştir. Evlerinden çıkanlar ise katledilmiştir. Ayrıca İstasyon Caddesi “zerinde cephane deposu olarak kullanılan Cami ateşe verildiği zaman devraldığını belirtir. İzzettin Çalışlar, On Yıllık Savaşın Günlüğü, Yay. haz. İzzettin Çalışlarİsmet Görg“l“, İstanbul, , . bs. , s. , . Milli M“cadele ni son g“nlerinde Uşak hakkında bilgi için bakınız: Muhammet G“çl“, M“lazım ve Gazetecilerin Kaleminden Milli M“cadele nin Son G“nlerinde Uşak ve Çevresi , II. Uşak Sempozyumu (Uşak, 13-15 Ekim 2011), C. )), Ed. Murat Öntuğ-Yusuf İnel, Uşak, , Uşak Valiliği-Uşak İli Kalkınma Vakfı Yayını, s. . İzmir’e Doğru, s. . (alide Edip Adıvar, age. , s. . Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs 31 patlamanın etkisiyle Camiye bitişik olan esirler karargâhı da ateş almış ve buradaki esir yanmıştır. Buradaki esirler arasında bulunan ve ara sıra serbest bırakılarak kasabada dolaşan Midillili Nuri isminde birisinin esirlerin hepsinin yanacağını daha önce söylediğini Uşak halkı nakletmektedir. Komisyonun bir başka “yesi Falih Rıfkı Atay Bey, Ekim tarihli Mesut Bir Kasaba’ başlıklı iyimser yazısında şöyle demektedir. Yazar Alaşehir den sonra iki g“n boyunca sarp dağ yollarını kamyonet ile zorlu bir yolculukla aştığı sırada Yunanlılar tarafından yakılan köylerin harabesini görm“şt“r. Köyl“ler anamı kestiler veya çocuğumu öld“rd“ler, evimizi, ekinimizi, mahsul“m“z“ yaktılar, hayvanımızı s“r“p göt“rd“ler demiştir. İki g“n sonra gece yatsıya doğru uzakta ağaçlıklar arasında birkaç ışık gör“nd“. Uşak tayız. İzmir den beri görd“ğ“m şu ki Anadolu T“rklerinin çarşısında oturduğu, tezgâhında çalıştığı, çeşmesinden içip fırınından yediği bir kasaba yoktur. Fakat Uşak ın ziyalarından bu kesif karaltının bir yangın yeri olmadığını anlıyoruz. Manisa ve Alaşehir gecesini görenlerin bunu keşfetmesi zor değildir. Muhakkak Uşak ta yanmış, zira yangın ve cinayet oraya da uğramıştı. Uşak ın bu durumda olmasına sebep “belki süvarilerimizin çabuk yetişmiş” olmasıdır. Kasabaya yaklaştıkça karanlıkta binalar seçilmeye başlanıyor. Bu gece yatağımızda rahat uyuyabiliyoruz. Ç“nk“ Manisa, Turgutlu ve Alaşehir de kalın battaniyelerimiz altında yatarken, bedbaht kadın ve çocukların “st“nde yattıkları taşlar v“cudumuza batıyordu. Ama Uşak ta evlerinde uyuyan bir kasaba halkının misafiriyiz. Sabah erkenden çarşıyı görmeye gidiyorum. Sokakta çalışmaya giden insanlarla karşılaşıyorum. Uzun iki taraflı bir yangın yerinden geçiyorum. (alk burada ev yaktılar, s“varilerimiz erken yetişti, onlar yarım saat geç kalsaydı b“t“n Uşak yanacaktı dedi. Ş“krediniz çarşınız, sokağınız, eviniz var. Yazar can ziyanınız yok ya deyince muhatabı nasıl yok, Uşak ta bin kişi öld“rd“ler, yaktılar. Alaşehir şehitlerinden bile fazla dedi. Yanımızdan geçen bir genç yol ortasında bir bina iskeleti göstererek, bizim burada birkaç y“z esirimiz vardı. Gece ateşe verdiler, T“rk askeri geldikten sonra enkaz arasında kemikler bulduk, demek hepsini yakmışlar. Duyduklarım d“n akşamdan beri içimde hissettiğim b“t“n duygularımı ve şevkimi kırıyordu. Bir tanık hepimiz evlerimize kapanmıştık, Yunanlılar birkaç dinsizi dışarı çıkın, bizimkiler geldi! diye bağırtınca, herkes sokağa dök“ld“. Yunanlılar, demek T“rkler gelince böyle sevineceksiniz diyerek (alide Edip, Yakup Kadri, Falih Rıfkı, Mehmet Asım, age. , s. , , , . Yunan ordusu ile Anadolu ya gelen Daily Telgraph gazetesi muhabiri ise Eyl“l tarihinde gazetesine çektiği telgrafta yangının ayrıntısını veriyordu. Muhabir “Uşak’ta iken benzin tenekeleriyle yangın bombalarının şehir dahilinde tevzi’ edildiğini kendi gözlerimle gördüm. Yunan zabitleri şehrin ihrak edileceğini bana şahsen ihtar ettiler. Ricatın ibtidasından nihayete kadar Yunanlılar kundakçılığa devam etmiştir” demektedir. Sadiye Tutsak, Milli M“cadele de Uşak , Tarih İncelemeleri Dergisi, S. , , s. . Muhammet GÜÇLÜ ellerine kimi geçirdilerse çoluk çocuk s“ng“lediler ve bacaklarından tutup bu yangın yerinde ateşe attılar. İşte mesut Uşak ın gerçek gör“nt“s“ buydu. Bunun dışında aile Yunanistan a göt“r“ld“ ve birçoğundan hala haber alınamadı. Bunları yolda mı öld“rd“ler, orada mı öld“rd“ler belli değildir. Son g“n halk tarlalara kaçtı. T“rk s“varisi, Ay Bey sırtlarında gör“n“nce kadın erkek herkes kasaba yangınını sönd“rmeye koştu. Geçtiğimiz kasabalar biz şehirlerimizi bağlar ile yaptık, bağımızı toprağımızı yakamadılar ya bir daha yaparız diyorlardı. Uşak ın durumu farklı, burada kasaba sağlam gibi, ama Yunanlılar buranın bağlarını yakmışlar. Üz“m k“t“kleri şimdi birer köm“r parçası gibi gör“n“yor. Yazar bir kul“be kurmak kolay, fakat bir bağ nasıl yerine konur diye d“ş“nd“. Camisiyle, şadırvanıyla, d“kkânları, sokakları ve insanlarıyla tam bir T“rk şehri olan Uşak ta, pencerelerden kadınların dokuduğu halı ve seccadeler sarkıyordu. Yazar Yunanlılar buraya ne cesaretle geldiler diye kendine soruyor. Teselyalı bir Rum, niçin Uşak bağlarını yaktı. Giritli bir haydut niçin Uşak kadınlarını ateşe attı. Atinalı bir zabit, ne hakla Uşak köyl“lerinin halılarını soydu ve Atina fahişelerinin ayağının altına serdi. Yazar, bir d“kkânın eşiğine oturdu, d“kkân sahibi raflarını göstererek burada binlerce liralık malım vardı, hepsini alıp göt“rd“ler. (alı tezgâhını durdurmak için bin t“rl“ baskı icat ettiler. T“rk ticaretini yok etmek için b“t“n zenginleri soydular, s“rd“ler. (alıcılığı almak için gelen şirkete her t“rl“ kolaylığı gösterdiler. Eğer bir iki sene daha dursalardı biz açlıktan ölecektik. Birden bire hiddetlendi ve işte hepsini bunlar yaptı diyerek yerinden kalktı. Baktım çarşının içinden paçavra elbiseli askerler geçiyor. Bunlar askerlikleri bittiği halde çırak, uşak, garson ve serseri haline gelmiş kişilerdi. Bu esirleri yanmış bir d“kkânın harabesine çalıştırmaya göt“r“yorlardı. Yanımızdaki d“kkânda bir adam boş sarraf camekânını göstererek içinde m“cevher, g“m“ş, altın vardı, son g“n“ iki zabit gelip çaldılar. Bu dönemde yakalanan b“t“n esirlerin dolakları ziynet altınlarıyla doluydu. Delik altınlar ise kesilen veya tecav“z edilen köyl“ kızların altınlarıydı. Ankara hattı köpr“lerin Yunanlılar tarafından havaya uçurulması y“z“nden Alaşehir den sonra G“nhanı istasyon unda kesilmişti. Bundan sonra G. M. Ellison, Uşak a önce dekovil sonra ök“z arabası ve marşandiz ile gidebildi. Uşak ta Vali Kaymakam olmalı ve kentin ileri gelenleri tarafından karşılandığını, geceyi Uşak ta geçirme tekliflerine “ç g“n iki gecedir yolda olan yazar hemen kabul etti. Lokomotif darlığı son haddinde olduğu gibi vagonların çoğu da Yunanlılar tarafından yakılmıştı. Ama yine de gece olduğu zaman uyumak için kadınlar marşandiz vagonuna, erkekler ise dama gidiyordu. Vali bizi bir zamanlar Kral (alide Edip, Yakup Kadri, Falih Rıfkı, Mehmet Asım, age. , s. - . Grace Ellison, Ankara’da Bir İngiliz Kadını, Çev. Osman Olcay, Bilgi Yayınevi, Ankara, s. , . , Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs 33 Konstantin in karargâhı olan şehrin varlıklı birisinin evine Atat“rk ve Etnografya M“zesi göt“rd“. Ev sahibi yaşlarında genç bir delikanlı olup bir buçuk yıl kadar önce Rodos a kaçmak zorunda kalmıştır. Bu delikanlı şimdilerde yıkılmaktan kısmen kurtulan b“y“k bir halı fabrikasını yönetmekteydi. Konuk odalarının Rumların soygunundan dolayı çıplaklığından öz“r diledi. Ama zengin ve olağan“st“ halıların mobilyanın yerini yeterince doldurduğu gör“l“yordu. Ev sahibi Mustafa Kemal Paşa nın kaldığı yatakta mı, Kral Konstantin in yatağında mı kalmak istediğimi sordu. Mustafa Kemal Paşa nın cevabını alınca her ikisini görmeden karar vermemek gerekir dedi. Ç“nk“ Yunan kralı her an hava saldırısı olur korkusuyla b“y“k bir zevkle döşenmiş her t“rl“ konforu olan bir yeraltı dairesini seçmişti. Elektrik ile aydınlatılıp, ısıtılan bu daire bir Alman siperine benziyordu. Mustafa Kemal Paşa ise birinci yani “st katta aydınlık bir odada kalmıştı. Bir s“re sonra Vali, Belediye Başkanı, ileri gelenlerin bulunduğu özenli T“rk yemeklerinden oluşan bir sofraya oturduk. Öğleden sonra d“zenlenen kabul resmine ilginç giysileriyle birçok ileri gelen katıldı. Milletvekilleri, hocalar, yargıçlar gibi. Yargıcın saks mavisi ipek c“bbesinin sabahlık olarak kullanabileceğini d“ş“nd“. (erkes ayakkabılarını girişte çıkardı ve çoraplarıyla oturdu. Sohbet sırasında herkes ulusalcılıktan söz ederken İngiltere için acı sözler sarf ettiler. O g“n gece Gençlik Kul“b“ nde olacak b“y“k bir ulusalcılık toplantısına davet edildim. Toplantı için sallanan bir merdivenle çıkılan dumandan geçilmeyen geniş bir odaya buyur edildik. Erkeklerin t“m“ kalpaklı olup ilk başta aralarında bir İngiliz kadını olmasını yadırgadılar. Şeyh toplantıyı açtıktan sonra ev sahibimiz benim orada bulunuşumu kendi sorumluluğum altında Ankara ya gittiğimi ve T“rkleri savaş çıkmayacağına inandırmak için geldiğimi belirtti. Sonra yazar Vali nin çevirmenliği ile Bay Lloyd George nin siyasetinin İngiliz ulusunun siyaseti olmadığını, Bay Venizelos tarafından baştan çıkarıldığını, hiçbir İngiliz in T“rkiye ye karşı savaşa giremeyeceğini, halkın onu d“ş“rmeye kararlı olduğunu belirtti. Dinleyiciler “inşallah” diye bağırdılar. Vali gelen soruları biraz yumuşatarak çevirirken, ev sahibi dinleyicileri çok zor koşullarda İngiltere den kendilerini görmeye gelen İngiliz kadının ziyaretinden memnun olduklarını göstermeye davet edince, eski tahta tavan ses ve alkışlarla çınladı. Yazar politikacılarının ve basının histerik yazılarına rağmen dostluk kurmanın sağlam ve pratik temelleri olduğunu d“ş“n“yor. Misak-ı Milli ye İngiltere nin karşı çıkmasını gerektirecek ciddi bir neden yok diyor. Toplantıdan sonra konforlu dairelerine arabalarla dönd“ler ve b“t“n gece çay ve sigara içerek sohbet ettiler. T“rk subayları sohbette yeraltında yaşayan Kral Konstantin e karşın Mustafa Kemal Paşa yı korkusuz olarak öv“yorlardı. Sokaktaki köpekler, sıkıntılarını Grace Ellison, age. , s. Grace Ellison, age. , s. - . . Muhammet GÜÇLÜ doğunun sessiz soyluluğu içinde karşılayabilseler ne iyi olurdu. Yarı yarıya yıkılmış kente pencerenin kafesleri arasından göz atınca, korkunç felakete uğramış acılı halktan en ufak bir yakınma sesi duyulmamasına şaşıyordu. Bu arada Uşaklı bir kadının ibret verici öyk“s“n“ anlatıyor. Aç bebeğini doyuracak tek bir giysiden başka bir şeyi olmayacak kadar yoksul bir kadın, açıkta ve soğukta terk edilmiş bir kısım cephaneyi gör“nce, hiç teredd“t etmeden çocuğunun tek ört“s“n“ çıkarıp, savaş gereçlerini özenle sarmıştır. Bunu yaparken de “Yüce Tanrım bana belki bir başka çocuk ihsan edebilir” diye mırıldanmış ve “ama vatanımın mutlaka, her ne pahasına olursa olsun kurtulması gerekiyor!” demiştir. Öğleden sonrayı talan edilmiş kentin sokaklarında dolaşarak geçirdi. Ayrıca ev sahibinin halı fabrikasını ve bir sıra evlerde işletilen tezgâhları gezdi. Yazar dokunan halılardan ve dokuyanlardan çok etkilendiğini belirtmektedir. Uzakta mezarlık soğuk iklime rağmen gelincik ve peygamber çiçekleri ile bezenmiş göz“k“yordu. Ancak mezarlığa yaklaştıkça kavuk şeklindeki mezar taşlarının “zerine kurutulmak “zere bırakılan boyanmış y“nlerden kaynaklandığını fark etti. Pazaryerinde son ziyaretinden beri alış verişin hemen hemen savaş öncesi noktasına çabucak ulaştığını şaşkınlıkla görd“. Bir şekilde d“kkânlarını ve işlerini görecek yerleri onaracak tahtaları ve aletleri bulmuşlardı. Belgesel kanıt niteliği taşıyan yanmış, yıkılmış kentler, uzuvları kesilmiş ya da y“zleri dağılmış insan fotoğrafları gösterdiler. Bu arada subaylar, belediye yetkilileri, milletvekilleri ve hocaların bitmek bilmez soruları devam ediyordu. (ava alanına gittiklerinde görevli subay Yunanlılar tarafından sistemli bir şekilde parça parça edilen topları nasıl onardıklarını gösterdi. Ayrıca bize birkaç lik Fransız havan topu bulunduğunu belirttikten sonra nezaketen de olsa “Toplar, Lloyd George” diye bağırdı. Subayın aralarında kendi hanımının da bulunduğu yer hizmetindeki kadın havacılardan söz etmesi G. Ellison u memnun etti. Bunun “zerine yazar (alide (anımdan başlamak “zere gemilerden cephane boşaltan, fabrikalarda payına d“şeni yapan her kadını takdir ettiğini belirtmektedir. Mustafa Kemal Paşa nın dediği gibi “Kadınlar ülkenin kurtulmasında paylarına düşeni yaptılar, onu yönetmede de paylarını almalılar.” Bu m“himmatın çoğunu Fransa nın sağladığı sanılmaktadır. Ancak T“rkler, İngilizlerden bu g“nk“ rayiçle sterlinlik m“himmat almıştır. T“rkler, İngilizler tarafından ele geçirilmiş ve kendilerine ait m“himmatın bir kısmı için ödeme yaptıkları gibi İstanbul daki İngiliz subaylarından da silah satın almışlardır. Ayrıca Fransızlardan, İtalyanlardan, Ruslardan ve inanılması g“ç de olsa Grace Ellison, age. , s. Grace Ellison, age. , s. Grace Ellison, age. , s. - . . . Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs 35 Yunanlıların kendilerinden bile ikmal malzemesi almışlardı. Kısacası T“rkler bulabildiği her yerden silah satın almışlardır. Sonuç Muvahhit Bey in - Mayıs tarihleri arasında Akhisar-Salihli arasını araba, Alaşehir Afyon arasını tren ile gerçekleştirdiği seyahatinden Batı Anadolu da yaşayan T“rkler ile Rumların durumlarını net olarak öğreniyoruz. Muhabirin takip ettiği bu yolun aynı zamanda Balıkesir in Ankara yol g“zergâhı olduğunu m“şahede ediyoruz. Savaş y“z“nden T“rklerin sosyal hayatının ve eğitiminin oldukça zayıf olduğunu, Rumların ise önce olduğu gibi rahat davrandıklarını gör“yoruz. Alaşehir Rumları İzmir in işgalinden önce gayet sakin yaşarken işgalden sonra şımarmaya başladığı, Alaşehir e k“lliyetli miktarda muhacirin geldiği anlaşılmaktadır. Milli M“cadele döneminde Alaşehir in önemli bir kasaba olduğu vurgulanmaktadır. Mesela burada (ilal-i Ahmer teşkilatının bir hastanesi bulunmakta olup Gureba (astanesini de onlar işletmektedir. Bir kaza merkezi olan Uşak ın Alaşehir gibi Milli M“cadele açısında önemli bir yer olduğu, Kuva-yı Milliye ye önemli maddi yardımları dokunduğu, Batı cephesi nin doğu kolunun merkezliğini “stlendiği gör“lmektedir. KAYNAKLAR Adıvar, (alide Edip, Türkün Ateşle İmtihanı, X). bs. , Atlas Kitabevi, İstanbul, Aksoy, Yaşar, Bir Kent Bir İnsan, İstanbul, Antalya’da Anadolu, Kanun-u evvel . . . Baran, T“lay Alim, Vasıf Çınar ve İzmir’e Doğru Gazetesi Yazıları, İstanbul, . Chrismast, (enry, İstabul ve Ege Yollarında, Çev. Mustafa Özbaş, İstanbul, . Bayar, Celal, Ben De Yazdım, C. , İstanbul, , Sabah Kitapları . Baykara, Tuncer, Osmanlılarda Medeniyet Kavramı ve Ondokuzuncu Yüzyıla Dair Araştırmalar, İzmir, . Çalışlar, İzzettin, On Yıllık Savaşın Günlüğü, Yay. (az. İzzettin Çalışlar-İsmet Görg“l“, İstanbul, , . bs. Ellison, Grace Mary, Bir İngiliz Kadını Gözüyle Kuva-i Milliye Ankarası, Çev. İbrahim S. Turek, byy. , , Milliyet Yayınları. Ellison, Grace, Ankara’da Bir İngiliz Kadını, Çev. Osman Olcay, Bilgi Yayınevi, Ankara, . Muhammet GÜÇLÜ G“çl“, Muhammet, Antalya da Yerel Basının İlk Temsilcisi: Antalya da Anadolu Gazetesi Aralık - Eyl“l Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, S. , -G“z. G“çl“, Muhammet, M“lazım ve Gazetecilerin Kaleminden Milli M“cadele nin Son G“nlerinde Uşak ve Çevresi , II. Uşak Sempozyumu (Uşak, 13-15 Ekim 2011), C. )), Ed. Murat Öntuğ-Yusuf İnel, Uşak, , Uşak Valiliği-Uşak İli Kalkınma Vakfı Yayını. (alide Edip, Yakup Kadri, Falih Rıfkı, Mehmet Asım, İzmir’den Bursa’ya, İstanbul, . İzmir’e Doğru, Yay. (az. Oktay Gökdemir, İzmir, , İBB. Kent Kitaplığı Dizisi: . Kaya, Erol, Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi , Turkish Studies, Volume / , Winter . Kaygusuz, Bezmi Nusret, Bir Roman Gibi, İstanbul, . , . bs. , İBB K“lt“r Yayını Moralı, Nail, Mütarekede İzmir Önceleri ve Sonraları, Yay. (az. Erkan Serçe, İBB K“lt“r Yayını , İzmir, . Muvahhid, Ankara dan Mektuplar Akhisar dan Salihli ye ) , İzmir’e Doğru, Mayıs , No: . Muvahhid, Ankara dan Mektuplar Alaşehir den Karahisar a )) , İzmir’e Doğru, Mayıs , No: . Öktem, (aydar R“şt“, Mütareke ve İşgal Anıları, (az. Zeki Arıkan, Ankara, Özalp, Kazım, Milli Mücadele 1919-1922, C. ), Ankara, , . bs. Sarısakal, Baki, Sahneye Çıkan İlk T“rk Kadını www.bakisarisakal.com/sahneyecikanilkturkkadini.pdf Afife Scognamillo, Giovanni, Türk Sinema Tarihi, Kabalcı Yayınevi, . bs. , İstanbul, Sev“k, İsmail (abib, Atatürk’le Beraber, (az. L“tf“ Tınç, İstanbul, Sev“k, İsmail (abib, Yurttan Yazılar, Ankara, , . bs. Topuz, (ıfzı, II. Mahmut’tan Holdinglere Türk Basın Tarihi, İstanbul, Tutsak, Sadiye, Milli M“cadele de Uşak , Tarih İncelemeleri Dergisi, S. . , . . Jale , . . Yıldırım, M“jgan, T“rk Sinemasında Kadınlar Bedia Muvahhit , Film V(S Video Kaset , Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Sahne ve Görüntü Sanatları Anabilim Dalı Sanatta Yerlilik Tezi, İstanbul . Zorlu, Yaşar, M“tareke İstanbul unda Mizah Gazetesi Alay ve Politik Tavrı , NWSAHumanites, C. , S. , . Milli M“cadele Döneminde İzmir e Doğru Gazetesi Muhabiri Muvahhid Bey in AkhisarAfyon İzlenimleri - Mayıs Resim : Balıkesir Umumi Manzara, Kaynak: httpkatalog.ibb.gov.trkutuphane kartpostallarKrt_ .pdf Resim : Bandırma İskelesi, Kaynak httpkatalog.ibb.gov.trkutuphane kartpostallarKrt_ .pdf 37 Muhammet GÜÇLÜ Resim : Aktör Muvahhid Bey - Kaynak earsiv.sehir.edu.tr İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: - , İZMİR BORNOVA YAHUDİ MEZARLIĞI Siren Bora84 Özet Bornova Yahudi Cemaati’nin tarihine ilişkin bilgiler, ne yazık ki sınırlı ve yetersizdir. 1876 tarihinde yedi yüz nüfusa sahip Bornova Yahudilerinden geriye, sadece Alliance Israelite Universelle’in Bornova Ziraat Okulunun kalıntıları, Bornova Algranate Sinagogu’nun fotoğrafları ve Bornova Yahudi Mezarlığında mevcut mezar taşlarındaki kitabeler kalmıştır. Bugün, Bornova Yahudilerinin aile adları, kökenleri, meslek dalları, sosyal ve ekonomik koşulları hakkında somut bilgilere ulaşılabilen yegane yer, Bornova Yahudi Mezarlığıdır. Anahtar Kelimeler: Bornova Yahudi Mahallesi, Bornova Yahudi Mezarlığı, Mezar Taşı Kitabeleri, Yahudilik ve Yahudi Mezar Taşlarına İlişkin Gelenekler. Abstract Data about the history of the Jewish Community of Bornova, unfortunately is limited and missing. What remains from Bornova Jews who had a population of seven hundred in 1876;are the remnants of Bornova Alliance Israelite Universelle Agricultural School, photographs of Algranate Synagogues and existing inscriptions on gravestones in the Bornova Jewish Cemetery. Today, the Bornova Jewish Cemetery is the sole place where factual information on family names, origins, professions, social and economic conditions of Bornova Jews can be accessed. Key Words: Bornova Jewish Neighborhood, Bornova Jewish Cemetery, Inscription of Gravestones, Judaism and Traditions Related to Jewish Tombstones. Giriş: Yeşilova (öy“ğ“ nden elde edilen bulgular sayesinde, tarihinin g“n“m“zden yıl önceye ulaştığını öğrendiğimiz Bornova, Bayraklı Tepekule ye tarihi Smyrna kentine yakınlığı ve onun g“venliğine ilişkin stratejik konumunun önemi nedeni ile, bölgede egemenlik kuran her devletin ilgi odağı olmuştur . M.Ö. . Dr., Yerel Araştırmacı, e.mail: spo @gmail.com. Tarihte (ititlerin, K“ç“k Asya nın batı ucunda yer alan Bornova ovasına dek ulaşmış olmaları muhtemeldir. M.Ö. tarihlerinde ise, Yunanistan dan Batı Anadolu ya olan göçlerle gelen Aiol ve İon kabileleri, Bayraklı Tepekule (öy“ğ“ ne Eski Smyrna ve Siren BORA y“zyıldan M.S. .y“zyıla değin, sırası ile (ellenlerin M.Ö. civarında , Lidyalıların M.Ö. civarında , Perslerin M.Ö. , B“y“k İskender in M.Ö. , Roma nın M.Ö. . y“zyıl , Bizans ın M.S. ve sonra T“rklerin yılı egemenliği altına giren bölgenin dış savunması, Smyrna çevresinde yer alan ve kente ulaşan yolları kuşbakışı gözlemleme kapasitesine sahip geçitler “zerinde inşa edilen kaleler aracılığıyla yapılmıştır. Smyrna nın doğu sınırı, Spylos ManisaSpil ile Olympos Nif dağlarının birbirlerine yaklaşan alçak uzantıları arasında dar bir geçit veren Bornova yakınlarındaki Belkahve geçidi tarafından belirlenmektedir. Geçidin “zerinde Smyrna-Sardes yolunu en dar noktadan kontrol eden, bir kale yer almaktadır. Bu kalenin elde tutulması, her dönemde Smyrna da oturanlar için önemli olmuştur . Bölge Perslerin eline geçtikten sonra, bu kez kale, muhtemelen Sardes e karşı, Smyrna Ovası “zerinden gelebilecek olan saldırılara karşı kullanılmıştır . Sardes te yer alan sinagogun Geç Roma döneminde Yahudiler tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Acaba Yahudiler ilk kez bölgeye ne zaman gelip yerleşmişlerdir? Acaba bölgenin Pers ve B“y“k İskender egemenliği altında olduğu dönemlerde mi? onun doğal uzantısı olan Bornova ya yerleşmişlerdir. Ayrıntılı bilgi için bkz. (asan Mert, Sosyal, Siyasal ve İktisadi Yönleriyle Bornova(1923-1981), Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstit“s“ T“rkiye Cumhuriyeti Ana Bilim Dalı Doktora Tezi , İzmir , s. . Ersin Doğer, Bornova nın Kısa Tarihi , Tepekule Tarih, sayı , İlkbahar , s. . (asan Arıcan, Bornova Albümü, İzmir , s. - . Mert, a.g.t., s. - . Sardes, Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Sart kasabası yakınlarında bulunan ve Lidya Lydia devletine başkentlik yapmış antik kenttir. Bölgedeki arkeolojik kazı çalışmaları sırasında yılında, bir Sinagog un varlığı keşfedilmiştir. Bu sinagog, geç Roma döneminde, Yahudi toplumu tarafından dini merkez olarak kullanılmıştır. Konu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. D.G. Mitten, The Ancient Synagogue of Sardis. New York Committee to Preserve the Ancient Synagogue of Sardis . A.R. Seager, "The Building (istory of the Sardis Synagogue." American Journal of Archaeology, Vol. , No. Oct., , , s. . J.(. Kroll, "The Greek )nscriptions of the Sardis Synagogue. Harvard Theological Review, , , s. - . A.R. Seager, "The Synagogue at Sardis." Qadmoniot , s. . J. Magness, "The Date of the Sardis Synagogue in Light of the Numismatic Evidence." American JournalofArchaeology, Vol. , No. Jul., , s. Ersin Doğer ve İsmail Gezgin, Arkaik ve Klasik Dönemde Smyrna nın Dış Savunması Üzerine Gözlemler , II. Uluslar arası İzmir Sempozyumu, Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını , s. - . Eğer kale, Pers kontrol“ altındayken iki farklı stratejik nokta ile desteklenmiş ise; bu iki noktadan birisi; Karabel ve Belkahve geçitlerinin arasında yer alan Kemalpaşa Kalesidir. Kale, bu iki geçit “zerinden gelip Sardes e ulaşan yolların kesiştiği noktaya çok yakındır. Özellikle Karabel Boğazı, kuzeydeki (ermos Gediz ovasını g“neydeki Kaystros K“ç“k Menderes ovasına bağlayan ve Ephesos-Sardes yolunun geçtiği Karabel Boğazı önemlidir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Doğer ve Gezgin, .a.m. , s. - . M.Ö. yılında Yehuda Devleti dağıldığı zaman, Fırat nehri çevresine s“r“len Yahudilerin bir kısmının İstanbul, İzmir, Efes ve Rodos a gidip yerleştiklerine dair bilgi İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı 41 Bizans İmparatorluğu nun İzmir ve çevresindeki egemenliği, Çaka Bey in yılında İzmir i fethine kadar s“rm“şt“r. (asan Mert e göre, Bornova nın da Çaka Bey tarafından aynı tarihte ele geçirilmiş olması kuvvetle muhtemeldir . İzmir, yıllarında Osmanlılar tarafından fethedildiği zaman, Bornova bu kez Osmanlı egemenliği altına girmiştir. Osmanlı egemenliğindeki Bornova ya ilişkin ilk kayıtlardan biri, tarihli Mufassal Tahrir Defteri’nde yer almaktadır. Bu deftere göre, tarihinde Bornova merkezinde tek bir gayrı M“slim yaşamamakta; n“fus, sadece M“sl“man T“rklerden oluşmaktadır . Elimizde bulunan yılına ait bir bulgu; . y“zyılın son çeyreğinde bir köy ya da bir kırsal yerleşim yeri gör“n“m“nde olan Bornova da, Yahudilerin yaşamadığı izlenimini kuvvetlendirmektedir. Rabbi Menahem Ben Elyezer, tarihinde Tsafet ten İzmir e gelmiştir. İzmir ve çevresine ilişkin anıları, Şir Haşirim adlı kitabın önsöz“nde şöyle anlatılmaktadır: “Rabbi Menahem Ben Elyezer İzmir’e gelmiş. Venedik’e gidecek bir gemi bulamamış. Oradaki insanlar lütfedip ona demişler ki – ona doğru yürüyüp- Niçin burada bekliyorsun? Büyük bir kent olan Manisa’ya git. Orada dinlen ve Venedik’e gidecek gemiyi orada bekle...”95. Kanımızca mevcuttur. Bkz. Avram Galante, Fatih Sultan Mehmet Zamanında İstanbul Yahudileri, İstanbul , s. . Siren Bora, Bir Semt Bir Bina:Karataş Hastanesi ve Çevresinde Yahudi İzleri, İzmir B“y“kşehir Belediyesi Kent Kitaplığı yayını - Ünik Binalar Serisi: , İzmir Nisan , s. . B“y“k İskender in öl“m“ , bug“nk“ İsrail topraklarının bulunduğu bölgeyi işgal ettiği zaman, orada yaşayan Yahudileri İzmir ve çevresine s“rd“ğ“ne dair bilgi mevcuttur. Avram Galante, Histoire des Juifs d’Anatolie-Les Juifs d’Izmir(Smyrne), İstanbul , s. . Avram Galante, Türkler ve Yahudiler, İstanbul , s. - . Bora, a.e., s. . Ayrıca bir grup Yahudinin Fenikeli esir t“ccarları tarafından Yunanlılara satıldığı zaman, İzmir e getirildiklerine ilişkin bilgi mevcuttur. Bkz. Moshe Sevilla Sharon, Türkiye YahudileriTarihsel Bakış, Yerushalayim , s. . Yazar bu bilgiyi Eski Ahit te Tevrat ta Yoel : dan aldığını belirtmektedir. Tevrat ın Yoel Kitabı nda : da şu açıklama yer almaktadır: “…Yehuda oğullarını ve Yeruşalayim oğullarını, kendi sınırlarından uzaklaştırmak için Yunanlıların oğullarına sattınız…”. Bkz. Kitab-ı Mukaddes, İstanbul ,. s. . Ayrıca bkz. Bora, a.e., s. . Yahudilerin, söz konusu dönemler sırasında bölgeye yerleştiğini varsayalım. Acaba, Bornova çevresindeki ilk Yahudi yerleşiminin olduğu noktalardan biri, Belkahve geçidindeki kaledir denilebilir mi? Kale, askeri amaçlarla kullanılmıştır. O halde, eğer kaleye Yahudiler yerleşti ise, bunların asker olması gerekir. Prof. Ersin Doğer den edindiğimiz bilgiye göre, Anadolu da (ellen ve Pers dönemlerinde uygulanan savunma politikalarından biri, savunma amaçlı inşa edilmiş olan kalelere, Yahudi askerlerin getirilip yerleştirilmesidir. Acaba bu kalelerden biri, Belkahve Geçidi nde yer alan kale olabilir mi? Kalenin kullanım s“reci, (elenistik dönemin sonlarına kadar devam ettiğine göre, söz konusu dönemin sonuna kadar kalede Yahudilerin varlığı söz konusu olabilir mi? Mert, a.g.t., s. - . Mert, a.g.t., s. . Yaakov Barnay, HaMara şel Europa-Parakim BeToledot Hakehila HaYahudit Beİzmir Bameot haşeva asara ve haşmona asara, Avrupa nın Yansıması. ve . Y“zyıllarda İzmir Yahudi Cemaati , Yeruşalayim , s. . Siren BORA Elyezer in anılarından şu sonuçlar çıkarılabilir: tarihinde İzmir k“ç“k bir kenttir ve kentte hen“z b“y“k bir Yahudi Cemaati yoktur. Buna karşın, o sırada İzmir den daha b“y“k bir yerleşim yeri olan Manisa da muhtemelen b“y“k bir Yahudi Cemaati bulunmaktadır. Öte yandan, Manisa ile İzmir arasındaki g“zergâhta yer alan Bornova dan ve Bornova da yaşayan Yahudilerde hiç söz edilmemektedir. Demek ki, o tarihte Bornova da Yahudilere ait bit yerleşke mevcut değildir. Elimizde tarihine ilişkin Rabbi Yosef Mitrani nin anıları bulunmaktadır. Mitrani, Celali Ayaklanmaları nın çevreye verdiği zarardan ve yol açtığı “z“nt“lerden söz etmektedir: Büyük Şabat günü, yıl 5392 . Ezen düşman Manisa’ya geldi ve yağmalar, talanlar oldu. Yahudiler fazlasıyla varlıklarını kaybetti. . Gör“ld“ğ“ gibi Mitrani de, İzmir - Manisa g“zergahı “zerinde yer alan Bornova dan ya da Bornova Yahudilerinden hiç söz etmemektedir. Nitekim, . y“zyılın sonları ile . y“zyılın sonları arasındaki dönemde, Bornova ve çevresindeki alanın sayfiye yeri olarak kullanıldığı gör“lmektedir. Ayrıca salgın hastalıklar sırasında, bir kaçış noktası ya da başka bir deyişle sığınak olarak kullanılmıştır. Dolayısıyla Bornova ve çevresi, muhtemelen . y“zyıla değin, Yahudiler tarafından s“rekli yerleşim yeri olarak tercih edilmemiştir . . y“zyılın ikinci yarısından itibaren ise, Livorno, Venedik ve Marsilya dan Batı Anadolu ya göç eden Portekiz kökenli Yahudilerin bir böl“m“n“n , İzmir den önce Bornova ya yerleşmeyi yeğlediklerini biliyoruz. Bu ailelerden biri Gabay ailesidir. tarihinde Livorno dan gelen (ayim Gabay, İzmir e değil; Bornova ya yerleşmeyi yeğlemiştir . Bug“n Bornova Yahudi Mezarlığı içerisinde, Gabay ailesi mensuplarına ait adet mezar bulunmaktadır. . ve . y“zyıllarda, bölgeye gelen gezginlerin hayranlığını kazanan Bornova, “güzel suları, mükemmel havası, verimli toprakları ile bir çekim merkezidir . Bornova’daki bütün ev, bahçe ve tarlalar gölden alınan su ile sulanmaktadır. … Aynı zamanda küçük büyük her evin buz gibi suyu olan kuyusu vardır….Pek çok evde bahçeler mütevazı olmayıp, görkemlidir…. bahçelerindeki rengarenk çiçeklerle bir arada kayısı, zerdali, frenk elması, ekşi elma, can erik, ekşi erik, kırmızı erik, portakal, turunç, limon, tatlı limon, ağaç kavunu, ayva gibi meyveler…. yanında konserve yapılan domates, bamya, patlıcan, araka’nın büyük bir Barnay, a.g.e., s. . Amado ailesi, muhtemelen . y“zyılın ilk yarısı içerisinde Fransa Bayonne den gelerek Pınarbaşı na yerleşmiştir. Aile, kapit“lasyonlardan yararlanabilmek için uzun bir s“re Fransa tabiyetinde kalmıştır. Amado ailesine ait bilgileri benimle paylaşma inceliğini gösteren Sayın Selim Amado ya m“teşekkirim. B“y“k bir kısmı, Kapitalist sisteme uyum sağlamış olarak gelen zengin Portekiz asıllı Frankoslardır. Ailesi hakkındaki bilgileri benimle paylaşma inceliğini gösteren İzmir Yahudi Cemaati mensuplarından Sayın Daniel Levi ye m“teşekkirim. Antoine Galland dan aktaran (asan Arıcan, Bornova Köşkleri Gezginler ve Anılar, İzmir Tepekule Kitaplığı Yayınları Eyl“l , s. . İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı 43 piyasası vardır…”101. Bu dönemde Bornova, bölgenin en g“zel köylerinden biri olarak tanınmaktadır. Kuzeyde Menemen, Manisa; doğuda Kemalpaşa; g“neyde Buca; batıda Konak ve Karşıyaka ile çevrili olan ilçenin, gerek ılıman iklimi ve zengin bitki ört“s“ ve gerek denizden ve karadan ulaşım olanaklarına sahip olması; onu bir yerleşim alanı olarak çekim merkezine dön“şt“rm“şt“r. İzmir ile Bornova arasında, ulaşımı kolaylaştıran hem karayolu hem de demiryolu bağlantısı mevcuttur. . y“zyılda, tıpkı İzmir kentinde olduğu gibi Bornova da da, gayri M“slim ve M“slim b“t“n dinsel topluluklar bir arada yaşamaktadır. (aziran tarihinde Bornova da bir karma kız-erkek yatılı okul açan Alliance )sraelite Universelle in Arşivi nden edinilen bilgiye göre: bu tarihte Bornova Yahudi n“fusunun b“y“k bir kısmını yoksullar oluşturmaktadır . Alliance tarafından, Bornova da yaşayan Yahudi ailelere para, yiyecek ve giyecek yardımları yapılmıştır. Ancak, ailelerin kendileri ve çocuklarına ilişkin taleplerinin ardının arkasının kesilmediği ; on dört yıl sonra yılında, açılan Alliance )sraelite Universelle Bornova Ziraat Okulu nun da, Bornovalı yoksul Yahudilere yardım için devreye sokulmasından anlaşılmaktadır . Bornova Yahudi Mahallesi . y“zyılda Bornova nın topografik yapısı, bu köyde yaşayanların sahip oldukları sosyo-ekonomik koşullara göre şekillenmiştir. Zengin Levantenlere, Rumlara ve Ermenilere ait köşkler ovada yer alırken; n“fusunun b“y“k bir kısmı yoksullardan oluşan M“sl“man T“rklerin, Yahudilerin ve bazı yoksul Ermenilerin oluşturduğu “ç mahalle tamamen Doğu stilinde inşa edilmiş evleri ve dar sokaklarıyla, Nif dağının eteklerinde yan yana konumlanmıştır. Ermeniler, çoğunlukla Levantenlerin yanında çalışarak yoksulluk çemberini kırabilmişken; Yahudilerin tam tersine çemberin içerisinde sıkışıp kaldığı gör“lmektedir: Bir kısmı manav, boyacı, marangoz ya da k“ç“k atölyelerde kalaycı iken; bir kısmı, Sokrati Prokopiu dan aktaran (asan Arıcan, a.e., .s. - . İzmir ile Bornova arasındaki karayolu yılında yabancı bir şirket tarafından yapılmıştır. “1865 yılında İzmir – Kasaba Şirketi Bornova’ya kadar bir demiryolu döşemiştir.” Arapzade Cevdet, İzmir Hakkında Tetkikat m“ellifleri: Bonavant“r F. Slaars ve İkonomos , İzmir . A(A)U, TURQUIE, Bournabat-TURQUIE XCIII E 1096, M. Coen in Mayıs tarihli mektubu, numaralı belge. A(A)U, TURQUIE, Bournabat-TURQUIE XCIII E 1096, M. Coen in Ocak tarihli mektubu. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Siren Bora, Bornova da Alliance )sraelite Universelle e ait Ziraat Okulu , I. Bornova Araştırmaları Sempozyumu, 5-6 Kasım 2014 Bildiriler Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını No: , İzmir (aziran , s.s. . Siren BORA manifaturacılık benzeri bir meslek olan çerçilikle geçinmektedir. Bornova nın Yahudi n“fusu, . ve . y“zyıllarda bölgeyi ziyaret eden Batılı gezginler tarafından, diğer dinsel grupların n“fusuna oranla hep daha d“ş“k sayıda verilmiştir. Oysa, Alliance )sraelite Universelle in (aziran tarihinde kurulan Bornova Okulunun m“d“r“ olan Meir Cohen in verdiği rakama göre; . y“zyılın son çeyreğinde Bornova Yahudi n“fusu zamanının koşullarına göre hiç de az değildir: tarihinde Bornova da yaşayan Yahudi sayısı d“r. Bu tarihlerde Bornova merkez toplam n“fusu olduğuna göre, yaptığımız değerlendirme muhtemelen doğru olmalıdır. Öte yandan sayısı, kış aylarındaki Bornova n“fusunu ifade etmektedir. Ç“nk“ yaz aylarında n“fus, hatta e kadar ulaşmaktadır . . y“zyılda Bornova, bir sayfiye yeri olarak git gide daha fazla önem kazandığı için; İzmir in varlıklı aileleri, yaz aylarını Bornova daki bahçeli b“y“k evlerinde geçirmektedir. Bölgede sayfiye evi sahibi olan İzmir in tanınmış ve zengin Yahudi ailelerinden biri olan Sidi ailesi gibi; varlıklı bazı Yahudi ailelerin Bornova da sayfiye evi sahibi olma olasılığı göz ardı edilmemelidir. Öte yandan, Bornova Yahudi Mezarlığı yılında Alexander Sidi tarafından kurulduğuna göre; Sidi ailesinin bir kolunun . y“zyılın sonlarında Bornova yı s“rekli ikamet adresi olarak tercih ettiği anlaşılmaktadır. Kuşkusuz bu tercih “zerinde, yılında yapılan İzmir Bornova arasındaki karayolu ile te Bornova ya ulaşan İzmir-Kasaba demiryolunun varlığı etkili olmuştur. Araştırmalarımız sırasında, Sidi ailesinin haricinde Bornova yı s“rekli ikamet adresi olarak seçen varlıklı Yahudi ailelerin adlarını saptadık: Levi, Algranati, Sarfati, Gabay, Franses, Yeşurun ve Kohen aileleri. ile yılları arasında, Bornova Belediye Başkanı olarak görev yapan Ethem Pekin anılarında, Bornova Yahudilerine ilişkin şunları yazmaktadır: 1922 yılı öncesinde, Bornova’da yaşayan Yahudi ailelerinin sayısı 20 idi. Yaklaşık olarak 100 kişi. İki tane havraları vardı. Hahamlarının adı ise, Can Algranati idi”108. . y“zyılda Bornova Yahudilerinin oturduğu mahalle, bug“n Bornova nın Erzene Mahallesi sınırları içerisinde kalmıştır. Bornova Yahudi Mahallesi, Bornova (“k“met Konağı nın hemen arkasında başlamakta ve bug“nk“ , , , , ve numaralı sokakların işgal ettiği alanı kapsamaktadır. Öte yandan Yahudi Mahallesi, bug“n Ergene Mahallesi sınırları içerisinde kalan M“sl“man Mahallesi ve bu mahalledeki Bornova Çarşısı ile yan yanadır. Kuşkusuz çarşı içerisinde, bir zamanlar Yahudi esnafa ait d“kkanlar olmalıdır. Öte yandan, mikve siz bir A(A)U, TURQUIE, Bournabat-TURQUIE XCIII E 1096, M. Coen in Mayıs tarihli mektubu, numaralı belge. Ethem Pekin, (asan Arıcan ın eşi Ayşenur Arıcan ın dayısıdır. Ethem Pekin in anılarını benimle paylaşma inceliğini gösteren Sayın (asan Arıcan a m“teşekkirim. İçine tam olarak dalınıp çıkıldığında, değişik nedenlerle temizliğini yitirmiş kişinin ruhsal ve bedensel sağlığının temizlenmesi amacıyla, Yahudi yasaları uyarınca kullanılan içi su İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı 45 Yahudi Cemaati nin varlığı asla d“ş“n“lemez. Bu y“zden, muhtemelen Erzene Mahallesi deki Dramalı Köşk“ n“n bahçesinde yer alan hamam içerisinde, ya da Ergene Mahallesi nde yer alan Bornova nın hamamı: Sultan Hamamı ya da diğer adıyla Bornova Hamamı içerisinde, muhakkak bir mikve olmalıdır. Ağustos tarihinde, bir zamanlar Yahudi evlerinin ve İbadethanelerinin yer aldığı sokakları, eski bir Bornovalı olan (asan Arıcan ın rehberliğinde gezdik. Yahudi evleri ve İbadethaneler yıkılmış; yerlerine çok katlı apartmanlar inşa edilmişti. . y“zyılın sonlarında, Bornova Yahudilerinin iki sinagogundan biri olan ve lı yılların sonlarına kadar Bornova da yaşamaya devam ettiğini öğrendiğimiz boyacı ustası Avram, marangoz Yako, manav David ve pek çok Yahudi aile tarafından kullanıldığını saptadığımız Algranati Sinagogu nun yerini görd“k. Bir zamanlar sinagogun yer aldığı parsel “zerine İlknur Apartmanı inşa edilmişti. Sonra, Algranati Sinagogu nun arka sokağında yer alan Levi Sinagogu nun bulunduğu sokağa gittik. Levi Sinagogu ve onun hemen yanında yer alan Levi ailesinin evi yıllar önce yıkılmış; yerine bir beton yığını gör“n“m“nde olan Melih Tuncay Sitesi inşa edilmişti. Bug“n Bornova Mahallesi nden geriye, Bornova Algranati Sinagogu nun fotoğrafları ve fotoğraflardan birinde yer alan " ‫ח נ‬ ‫ו‬ ‫א ח‬ ‫"א‬ Eğer seni unutursam Kudüs sağ yanım yok olsun yazısının yer aldığı pano kalmıştır. Bkz. Resim . Yahudilikte Mezarlık ve Mezar Taşlarına İlişkin Gelenekler Tora da mezar taşı ile ilgili ilk ayet, Yaakov un Rahel in mezarı “zerine diktiği taşa ilişkindir . Mişna da , Yeruşalayim Kud“s Talmud unda ve dolu havuz şeklinde bir yapıdır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Yusuf Besalel, Yahudilik Ansiklopedisi, cilt , İstanbul Ekim , . Bu köşk, Bornova Yahudi Mahallesi nin işgal ettiği alanla yan yanadır. , ve sokaklar arasında yer almaktadır. Uzun yıllar boyunca Bornovalı gayrı M“slim bir ailenin ailenin Ermeni ya da Rum kökenli olduğuna dair değişik gör“şler mevcuttur m“lk“ olarak kullanıldıktan sonra, T“rk- Yunan M“badelesi esnasında Drama dan göç eden bir ailenin m“lk“ olmuştur. Bu g“n, Dramalı Köşk“ olarak bilinmektedir. Restore edilmiştir, m“ze olarak kullanılmaktadır. Musa nın ilk beş kitabıdır. Yahudi inanışına göre, Musa Peygamber, Sina da biri yazılı diğeri sözl“ iki Tora almıştır. Yazılı Tora’’ Tora şebihtav tanımı; Musa ya verilen beş kitap, Peygamberler Neviim ve Kutsal Yazıları Ketuvim içeren Eski Ahit Ahd-i Atik in tamamı için kullanılmaktadır. Tanah , bu literat“r“n İbranice isimlerinin baş harflerinden t“remiş bir kalıptır. Ve Yakub onun Kabri üzerine bir taş dikti; o, bugüne kadar Rahel’in mezar taşıdır . Kitabı Mukaddes – Eski ve Yeni Ahit, İstanbul , Tekvin : , s. . Mişna, Tora ın yorumlarından oluşan eserdir ve Talmud un ilk böl“m“n“ oluşturmaktadır. Talmud; Mişna, Gamara ve Agada olmak “zere “ç böl“mden oluşmaktadır . Siren BORA Yahudi din alimlerince mezar yerlerine mezar taşı konulmasına dair farklı gör“şler ileri s“r“lmekte ise de; (alaha ya Yahudi Şeriatına göre, öl“lere ya da göm“l“ oldukları yerlere dokunmak rit“el kirlenmeye yol açtığı için, zamanla mezar yerlerinin bulunduğu alanlar işaretlenmeye başlanmış ve bu gelenek, Yahudi d“nyasında giderek evrenselleşmiştir. Öte yandan Halaha, mezar “zerine mezar taşının dikilmesi ya da konulması ile ilgili bir zorunluluk getirmemiştir. Yahudilikte, dikili taşlar put ile özdeşleştirilmektedir: Kendinize putlar yapmayacaksınız ve kendiniz için oyma put ve dikili taş dikmeyeceksiniz ve önünde secde etmek için memleketinizde resimli taş kurmayacaksınız; çünkü ben Allahınız Rab’im’’. “Ve kendin için Allahın Rabbin nefret ettiği dikili taş dikmeyeceksin”116. Söz konusu ayetler, . y“zyılın sonuna kadar Osmanlı kentlerindeki Yahudi mezarlıklarında mezar taşlarının mezar “zerine yatay bir biçimde yerleştirilmesinin nedeni olabilir . Mezar taşlarını dikey yerleştirme geleneği Aşkenazlara özg“d“r. Batıda yaşayan Yahudi Cemaatleri arasında yaygınlaştıktan sonra doğudaki Sefaradlar tarafından da benimsenmiştir . Yahudilerde Atalar Talmud, Tevrat tan istihrac edilerek mana çıkarılarak hazırlanmış dini hukuk ve sosyal haklar k“lliyatıdır. Yeruşalayim Talmudu, Filistin de Eretz İsrael de oturan bilginlerin eseridir. Babil Talmudu ise, Babil de yaşamış Yahudi bilginler tarafından yazılmıştır. Yeruşalayim Talmuduna göre daha kapsamlı olduğu için daha fazla tercih edilmiştir. Yahudi din alimlerinin, mezar taşlarına ilişkin farklı gör“şlere sahip olduklarını biliyoruz. Söz gelimi, Maimonides in Rambam ın ve Yosef Karo nun kitaplarında mezar taşı konulmasının zorunlu olmadığı vurgulanırken; Kabalist İzak Luria, mezar taşlarının mutlaka mezar “zerine konulması gerektiğini ve bunun öl“lerin hayrına olacağını dile getirmektedir. Bkz. Yusuf Besalel, Yahudilik Ansiklopedisi, cilt İstanbul Ekim , s. . Levililer : , s. . Tesniye : , s. . Batey Kevarot:Mezarler Evi ya da Beyt Olam:Sonsuzluk Evi. Yahudilikte, mezar taşının mezara ne zaman yerleştirileceği ilişkin, çeşitli gelenekler mevcuttur. Birçok cemaat vefattan bir yıl sonra mezar taşını mezar “zerine koydurur. Bazıları ise, daha erken. Örneğin bir hafta sonra taşı yerleştiren vardır. İsrail de, mezar taşı Şloşim den Otuzdan sonra, yani cenazeden otuz g“n sonra konulur. Osmanlı Yahudileri, eğer ölen yoksul ve kimsesiz ise defin işlemleri için gereksinme duyulan masrafları kefen, tabut ve mezar yeri teminine ilişkin masraflar , “Hevra Kadoşa şel Kabarim Yahudi Kabristan Cemiyeti ya da Beit Almin” Mezarlık aracılığı ile muhakkak “stlenmektedir. Bunun geleneksel bir temeli bulunmaktadır. (ayırseverlik hizmeti, “sıkıntılı zamanlarda insanlara yardım etme” mitsvasına şer i kuralına bağlı bir gelenektir. Yahudiliğe göre, Tora ve ibadet ile birlikte gön“ll“ iyilik yapmaya yönelik işler, d“nyanın “ç temel s“tununu oluşturmaktadır. Yusuf Besalel, Yahudilik Ansiklopedisi, cilt , İstanbul Mayıs , s. . Ayrıca bkz. Salime Leyla G“rkan, Yahudilik, İstanbul (aziran gözden geçirilmiş . baskı , s. . Cenaze töreni sırasında Mezmurlar Tehillim , Minyan kişi varsa Kadiş, El Male Rahamim adlı dualar okunur. Tören sonunda merhumla ilgili Kaside de okunabilir. Cenaze esnasında okunan dualar bittikten sonra, cenaze toprakla buluşturulur. Ve Adem’e dedi: Karının sözünü dinlediğin ve: Ondan İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı 47 Dönemi nden itibaren aile mezarlıklarına göm“lmek adettendir . (atta aile mezarlığından ayrı yere göm“lmek ceza sayılmaktadır . Göm“leni mezardan çıkarmak da bir çeşit ceza kabul edilmektedir . Salgın hastalıklar sırasında ölenler için ise, ayrı bir mezarlık temin edilmekte ve hastalıktan ölenler, adları mezar taşları “zerine yazılmadan sadece öl“m tarihleri kaydedilerek göm“lmektedir. İntihar yoluyla yaşamına son verenlere gelince, cemaat mezarlığı içinde ayrı bir yere defnedilerek adeta aforoz edilmektedirler . Bornova Yahudi Mezarlığı: Bornova Yahudi Mezarlığı, Kazım Dirik Mahallesi nde, Ege Üniversitesi nin karşısında, S“vari Caddesi ile Gediz Caddesi nin kesiştiği alanda köşede yer almaktadır. Bornova İngiliz Mezarlığı ile karşı karşıyadır. Yahudi Mezarlığının demir giriş kapısı “zerinde yer alan İbranice kitabede, ‫מע י אל אל ינ אח‬ "‫ " אני אמי‬Şema İsrael Adonay Eloheynu Adonay Ahad Ani Emet - Dinle İsrael Adonay Tanrımızdır Adonay tekdir Ben Hakikatim” yazılıdır Bkz. Resim . Ayrıca kitabenin ortasında bir işareti” yaparak gök y“z“n“ gösteren bir el kabartması bulunmaktadır. Kapıdan içeri girildiği zaman, demir kapının sağında ve solunda yer alan s“tunlar “zerinde İbranice ve İngilizce olarak yazılmış iki mermer yazıt mevcuttur. Yazıtlardan anlaşıldığına göre; “… mezarlık arazisi, her sınıftan ve her yemeyeceksin, diye sana emrettiğim ağaçtan yediğin için, toprak senin yüzünden lanetli oldu; ömrünün bütün günlerinde zahmetle ondan yiyeceksin; ve sana diken ve çalı bitirecek; ve kır otunu yiyeceksin; toprağa dönünceye kadar, alnının teriyle ekmek yiyeceksin; çünkü ondan alındın; çünkü topraksın, ve toprağa döneceksin.” Kitabı Mukaddes, Tekvin 3: 17-19, s. . Yahudilikte cenaze gelenekleri, öl“m ve Ahiret inancı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Siren Bora, Bodrum Yahudi Mezarlığı , 3. Uluslar Arası Her Yönüyle Bodrum Sempozyumu 30 Ekim – 1 Kasım 2013 Bodrum Bildiriler, cilt İzmir , . Ahmet G“ç, Yahudilikte Defin ve Sonrasına Ait Gelenekler , Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi cilt , sayı , s. . Kitabı Mukaddes, Tekvin : - , s. . Tekvin : - , s. . Tekvin : , s. . Yakub, sırf bu sebepten dolayı Mısır da göm“lmeyi vasiyet etmiş olabilir. Tekvin : - , s. . Kitabı Mukaddes, I. Krallar : , s. . G“ç, a.m. , s. . Kitabı Mukaddes , İşaya : - , s. . Yeremya : - , s. . G“ç, a.m. , s. . Tora da intiharla ilgili genel bir kural vardır: Uşmartem meod al nafşotehem’’ Nefisleriniz “zerinde ziyadesiyle korumacı olunuz . AyrıcaTora da, intiharı haram kılan bir ayet bulunmaktadır. Diğer yandan; kendi yaşamınızın kanının hesabını soracağım. Hesabı her vahşi hayvanın elinden soracağım. İnsan hayatının hesabını,insanın elindeninsanın kendi kardeşinin elinden soracağım. İnsan kanı döken kişinin kanı, insan tarafından dökülecektir, çünkü Tanrı, insanı kendi görüntüsünden yapmıştır… . Bkz. Tora-Bereşit, Perek Bab , İst. , . T“rkiye deki uygulamalara gelince; eski T“rkiye (ahambaşısı Rabi Rafael Saban tarafından Alaha Kanun önerisinde bulunulmuştur: İntihar eden aklını yitirmiştir aklını yitiren cezai müeyyideye tabi tutulmaz’’. Ancak bu öneri genel uygulamaya yansıtılmamıştır. Siren BORA milliyetten Yahudilerin defnine tahsis edilmek üzere, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olan Alexander M. Sidi tarafından satın alınmış, inşa edilmiş ve 29 Nisan 1880 tarihinde yukarıda adı geçen Yahudilerin kullanımına sunulmuştur…..Bu mezarlığın mülkiyeti Amerika Birleşik Devletleri’ne aittir” Bkz. Resim ve . Mezarlıkta adet mezar yeri bulunmaktadır. Bu yerlerden sekizi boştur. Muhtemelen defin yapılmamıştır. Öte yandan, mezarlık içerisindeki bazı mezarlarda bir arada göm“ mevcuttur. Toplu defin işlemine başvurulmasının nedenlerini saptadık: - Bir başka mezarlıktan transfer söz konusu olduğu zaman Bkz. Resim - Gediz Caddesi nin yapımı sırasında, Bornova Belediyesi ne bırakılan mezarlık arazisinden transfer edilen kemiklerin defnedilmesi söz konusu olduğu zaman Bkz. Resim . Mezarlıktaki incelemelerimiz sırasında, mezarlardaki mermerlerin b“y“k bir kısmının, zaman içerisinde tahrip edilmiş, parçalanmış ve sağa sola saçılmış olduğunu belirledik. Bu parçaları tek tek toplayıp eşleştirerek “zerlerindeki kitabeleri okumaya çalıştık. Eşleştirme işlemi sonucunda, mezar sahiplerinin çoğunun adlarını saptadık. Parçalanmış mezar taşlarının kitabelerini okumak olanaksız olduğu için; sağlam kalmış mezar taşları “zerindeki kitabelerle yetinmek zorunda kaldık. Bornova Yahudi Mezarlığına ilişkin hazırladığımız krokide, Ada B ve Ada B te yer alan koyu kalemle sınırlarını çizdiğimiz mezar yerleri, boş mezarları göstermektedir ve adettir. Ada B te yer alan sıra ve sıra deki numaralı mezarlarda toplu göm“ mevcuttur. Bornova Gediz Caddesi nin yapımı sırasında Bornova Yahudi Mezarlığı arazisinin bir kısmı yol yapımında kullanılmak koşuluyla Bornova Belediye sine bedelsiz verilmiştir. Söz konusu arazi “zerindeki mezarlarda yer alan kemikler, Ada B e taşınmış ve bu yerdeki mezarlara bir arada defnedilmişlerdir . Bkz. Resim . Ada B de sıra de yer alan ve numaralar, Nesim Moşe Bohor Sidi ve (ana Sidi ye ait mezarlardır. Bulundukları alan anıt gibi d“zenlenmiştir. lı yıllara değin sağlam olduğunu saptadığımız mezarların “zerindeki devasa mermerler, ne yazık ki bu g“n parça parçadır. Bkz. Resim ve . li yıllarda İzmir Yahudi Cemaati Kabarim in başkanlık görevini “stlenmiş olan Avram Levi ile yaptığım gör“şme sırasında, Bornova Yahudi Mezarlığı arazisinden bir böl“m“n“n Gediz Caddesi nin açılması için Bornova Belediye sine koşullu olarak verildiğini ve karşılığında da K“lt“r ve Turizm Bakanlığı ndan, mezarlığın korunmaya alınan tarihi anıtlar arasında sayıldığına dair bir yazı alındığını öğrenmiştim. Gerçekten de bug“n mezarlık, eski eser tescillidir ve ilgili bakanlığın izni olmaksızın; içerisinde bir çivi dahi çakılamamaktadır. İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı 49 Bornova Yahudi Mezarlığındaki Mezar Taşlarının Genel Özellikleri Mezarlıktaki kabirler “zerinde kullanılan mezar taşlarının tamamı mermerdir. Batı Anadolu kentlerinde yer alan Yahudi mezarlıklarında, mezar taşlarının mezar “zerine yatık bir biçimde yerleştirilmesi geleneği mevcuttur. Bornova Mezarlığında, hem dik hem de yatay yerleştirilmiş mezar taşlarının kullanıldığı “ç adet mezar saptadık. Bunlar, çizdiğimiz krokide Ada B de sıra te yer alan ve numaralı mezarlar ile sıra te yer alan numaralı mezardır. Bu sistem, karşılıklı iki mermer bloktan oluştuğu için, ayna sistemi olarak ta adlandırılmaktadır Bkz. Resim . Bornova Yahudi Mezarlığındaki mezarların b“y“k bir kısmında, “st“ abartılı bitki s“slemeleri ve uzun kitabelerle bezenmiş koskoca mermer levhalardan yapılmış mezar taşları kullanılmıştır. Kitabeler, uzundur. Sanatkarane şiirler ve Tora dan alıntılar içermektedir. Mezarlıktaki incelemelerimiz sırasında, k“ç“k ve son derece sade mezar taşlarına da rastladık. Bunlardan biri Tişri Eyl“l tarihinde vefat etmiş olan Rav Avraham Franses e ait mezar taşıdır. Üzerinde sadece öl“m tarihi ve adı yer almaktadır. Batı Anadolu kentlerinde yer alan Yahudi mezarlıklarında, mezar taşları “zerindeki harfler zemin “zerine, keski ve çekiç yardımı ile oyularak yazılmaktadır. Kullanılan dil ise, çoğunlukla İbranicedir. Bornova Yahudi Mezarlığındaki mezar taşları “zerindeki kitabelerde, b“y“k bir çoğunlukla, İbranice kullanılmıştır. Mezarlıktaki incelemelerimiz sırasında, Judeo İspanyol dilinde yazılmış bir mezar taşı kitabesi ile Bkz. Resim İbranicenin ve Fransızcanın bir arada kullanıldığı bir mezar taşı kitabesi saptadık Bkz. Resim . Ayrıca kitabelerde, li yıllardan itibaren İbranice ile birlikte Latin harflerinin de kullanılmaya başladığını belirledik Bkz. Resim . Mezarlık yılında açılmıştır. Ancak mezarlık içerisinde, yılından önce vefat etmiş olan, Albali, Amado, Arditi, Danon, Leon, Levi, Politi ve Sidi aileleri mensuplarına ait toplam adet mezar mevcuttur. En eski mezar, Moşe Sidi ye aittir. tarihlidir. Bornova Yahudi Cemaati ne mensup aileler, muhtemelen Bornova Yahudi Mezarlığı açıldıktan sonra, İzmir Bahribaba Mezarlığı nda yer alan yakınlarının mezarlarını Bornova mezarlığına naklettirmişlerdir. Bornova Yahudi Mezarlığındaki en son göm“, tarihinde Ester Sidi için yapılmıştır. Anadolu kentlerinde Yahudi mezarlıkları içerisinde, genellikle, Geniza” adı verilen bir k“mbet bulunmaktadır. Bornova Yahudi Mezarlığı nda geniza ya rastlamadık. Buna karşın, İzmir G“rçeşme ve Altındağ Yahudi Mezarlıkları içerisinde birer geniza bulunduğunu biliyoruz. Bornova Yahudi Cemaati k“ç“k bir Geniza’ Kutsal Arşiv yada Depo . Yahudi inancına göre, Sinagoglardaki eskiyen ya da okunmaz duruma gelen kutsal metinler Yahudi Mezarlıkları içindeki Geniza olarak adlandırılan ayrı bir yere göm“lmektedir. Siren BORA cemaat olduğu için, muhtemelen Bornova cemaatine ait olan eski kutsal metinler, G“rçeşme mezarlığı ya da Altındağ Mezarlığı içerisinde yer alan genizalara göm“lm“ş olmalıdır. Kitabeler: Kitabelerin Dinsel İçerikleri: Mezar taşı kitabelerinin hemen hemen hepsi, iki farklı ibare ile başlamaktadır: Baruh Dayan Haemet: (akiki Yargıç m“barektir ve Baruh Hagozer: (“kmeden m“barektir. Yahudilikte Tanrı veya Allah kelimeleri kullanılmaz. (atta bir ad vermekten özellikle kaçınılır. Kullanılan, ya Adonay’’dır Efendimiz ya da Haşem dir O isim . Baruh Dayan (aemet ve Baruh (agozer de, (aşem gibi birer ima’ dır. (epsinde Tanrı kastedilmektedir. Bornova Yahudi Mezarlığı ndaki mezar kitabeleri arasında, farklı bir ibareye rastladık: Baruh Haemet: (akikat M“barektir. C“mlenin içinde yer alan (aemet tanımlaması ile kastedilmekte olan, yine tanrıdır. Bu tanımlama, Bornova Yahudi Mezarlığı nın giriş kapısı “zerindeki kitabe ile paralel bir ifadeye sahiptir. Aşre iş yere et Adonay bemitzvotav: Anlamı, Tanrıdan korkan ve onun emirlerini yerine getiren adam ne mutludur . David in Mezmurlarından alıntıdır . Tihiye(Tiyye) Nişmato(Nişmata) Tserura Bitsror Hahayim: Anlamı, Ruhu yaşam haznesinde dinlensin . Bu ibare, mezar taşlarının b“y“k bir kısmında yer almaktadır ve kitabenin sonuna eklenmiştir. ’Yaşam Haznesi’ denilen yer, ruhun aslına dönd“ğ“ yer, yani Tanrı dır. Menuhato Kavod: (emen hemen her mezar taşının sonunda yer almaktadır. İstirahatgahı şerefli olsun ya da Allah rahmet eylesin anlamına gelmektedir. Zihrono Livraha: Anlamı, anısı bereket içerisinde olsun dur. Kullanılan Kısaltmalar: Bornova Yahudi Mezarlığında bulunan mezar taşı kitabelerinde, bazı kelimeler ve c“mleler sadece baş harfleri yazılarak kısaltma şeklinde kullanılmışlardır. Bu yazım tekniği, İbraniceye özg“ bir tekniktir ve benzer örneklerine sadece mezar taşı kitabelerinde değil, Yahudilere ait pek çok metinde rastlamak m“mk“nd“r. Heyhey: (aadon hanihbad saygın beyefendi ya da (agiveret hanihbedet saygıdeğer hanımefendi ya da Heyhey: (alo hu ondan başkası değil . Betşin: Beşanat ya da Bişnat yılında . Betşin: Bo şemeş g“neşin batışı . Tafnuntsadikbethey: Tihiye Tiyye nişmata nişmato tserura bitsror hahayim Ruhu yaşam haznesinde dinlensin . Betdalethey: Baruh Dayan (aemet (akiki Rabden korkana onun emirlerinden büyük zevk alana ne mutlu . Mezmur Mukaddes – Eski ve Yeni Ahit, . , Kitabı İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı 51 Yargıç m“barektir . Alefhet: Eşet hayil Erdemli kadın . Lamedhet: Lehodeş ayında . Heynunbetkufşin: (anitasek bekodeş Kutsal işlerle uğraşan, iştigal eden . Nuntaf: Niftar veya Nifteret vefat etmiş . Şin: Şanat Yıl . Mem: Mar veya Marat Bay veya Bayan . Heyyudvav: (aşem yişmerehu viyhayehu Kısaltması (ayo , Tanrı onu korusun ve ona öm“r versin . Heyyud: (aşem yişmerahu Tanrı onu korusun . Het: (aham. Yudmemkafsofid: Yihiyye Yiyye menuhato kavod İstirahatgahı şerefli olsun . Yudmemayn: Yihiyye menuhato Eden İstirahatgahı cennette olsun . Nunayn: Nilba olamo Ebediyete intikal etti ya da Nunayn: Noho Eden Cennette dinlensin . Ayntetreş: Ateret roşeynu Başımızın tacı . Heynun: (aiş nedavod Özverili, Alicenap adam . Vavhey: Vahessed İyiliksever . Zaynmemkuf: Zihron menuhata kadoş İstiratgahının anısı kutlu olsun . Yaşua Şitini nin eşi Zinbul Şitini nin mezar taşında, kitabenin başlangıcında kullanılmıştır. Kullanılan Ünvanlar Bazı mezar taşlarında, isimlerin ön“ne erkeklerde Mar’ , kadınlarda “Marat’’, bazı erkek mezar taşlarında ise Kehar öneki kullanılmıştır. Mar ve Marat, Aramcadan İbraniceye geçmiş olup Mar: Bay; Marat: Bayan anlamına gelmektedir. Kehar ise, sayın bay anlamındadır. Meslekleri Tire, Manisa, Akhisar, Tekirdağ, Bergama ve İzmir G“rçeşme Yahudi Mezarlıklarında yer alan mezar taşları “zerinde, çoğunlukla, ölen kişinin mesleğini ifade eden simgeler kullanılmıştır. Söz gelimi makas, terziyi; çekiç ve örs demirciyi; kitap ve gözl“k haham ya da öğretmeni ifade eden simgelerdir. Bornova Yahudi Mezarlığı ndaki mezar taşlarında yukarıda değindiğimiz simgelere hiç rastlamadık. Bazı mezar taşları “zerindeki kitabelerde, vefat edene ilişkin verilen bilgiler arasında, mesleğin de yazılmış olduğunu belirledik. Söz gelimi, yılında vefat eden Aron (asan ın mezar taşı “zerindeki kitabeye şohet ; yılında vefat eden Nesim Yaakov İsrael in mezar taşı “zerindeki kitabeye palamutçu olduğu yazılmıştır. yılında vefat eden Kaduna Sultana Algranati nin mezar taşı kitabesinde ise eşinin (arav hagaon Melamed tinokot yani Ulu (aham çocukların öğretmeni olduğu; yılında vefat eden Avraham Franses in ise Rav yani (aham olduğu belirtilmiştir. Nunayn ın karşılığı olarak verdiğimiz Noho Eden tanımlaması, Prof. Minna Rozen tarafından yapılmıştır. Bkz. Rozen, a.m., . Dini kurallara uygun olarak hayvan kesen kişi. Rit“el açıdan uygun olan kaşer hayvanların Yahudi dini kuralları (alakha uyarınca uygun şekilde kesen kişidir. Bkz. Yusuf Besalel, Yahudilik Ansiklopedisi, cilt , İstanbul Mayıs , s. , . Siren BORA ÖlümTarihleri Mezar taşlarında kullanılan takvim İbrani takvimidir . Başlangıç, yaratılıştır. Bu y“zden yıllar, Leyetsira yani yaratılıştan itibaren şeklinde ifade edilmekte ve tarihler beş binli rakamlarla yazılmaktadır. Bornova Yahudi Mezarlığındaki mezar taşlarında, defnedilenlerin öl“m tarihlerinin dört şekilde kaydedildiğini saptadık: Bir böl“m“nde öl“m tarihi, sadece rakamlarla ifade edilirken: , , gibi; bir böl“m“nde, öl“m tarihine ilişkin tarih düşme harflerle yapılmıştır; bir böl“m“nde de öl“m tarihi ifade edilirken harfler ve rakamlar bir arada kullanılmıştır . yılında vefat etmiş olan Esterula Taranto nun mezar taşı kitabesinde ise, tarih d“şmenin farklı bir biçimde yapıldığını saptadık: Taranto nun mezar kitabesinde öl“m tarihi, alışıldık biçimde kitabe sonunda Elul olarak verildikten sonra; kitabeye bir satır daha ilave edilmiş ve o satırda, tarihe ilişkin olarak harflerin rakamsal işaretlerine yer verilmiştir: Ba+hey+şin+mem+şin = + + + + = . Medeni Durumları Bornova Yahudi Mezarlığı nda yer alan mezar taşı kitabelerinin pek çoğunda, Bodrum, Tire, Akhisar Tekirdağ, Manisa ve G“rçeşme Yahudi Mezarlıklarındaki mezar taşı kitabelerinden farklı olarak; defnedilenin anne ve baba adının kitabeye ilave edildiğini saptadık. Mezarlıkta yer alan kitabelerin genel özellikleri şöyledir: Ölen erkek ise, hakkında övg“ler ve ona duyulan sevgiyi, özlemi ifade eden c“mlelere yer verildikten sonra, öl“m tarihi yazılmadan önce adı ve soyadı kaydedilmiştir. Ölen kadın ise, adı tanımlamalar ile mezar taşı “zerine yazılmıştır. Çocuk yaşta hayatını kaybetmişse; adı babasının adı ile birlikte yazılmaktadır. Falancanın kızı gibi. Evli ise, kocasının adı yazılmakta ve onun eşi olduğu vurgulanmaktadır. Falancanın eşi gibi. Dul ise, yine ölen eşinin adı yazılmakta ve onun eşi olduğu vurgulanmaktadır. Falancanın dul eşi gibi. Bunun İbrani takvimine göre, Tişri ayı takvimin başlangıcıdır. Yahudilikte, bir de Pesah bayramının kutlandığı ay olan Nisan ayı ile başlayan Biblic sıralama mevcuttur. Ancak mezar taşı kitabelerinde kullanılan takvim, Tişri ayının başlangıç olarak kabul edildiği İbrani takvimidir. Gimatriya ya da Gematriya, sözc“kler ve sayılar “zerine yapılan Kabalistik çalışmalarla da ilgili bir uzmanlık alanıdır. İbrani alfabesinde her harfe sayısal bir değer verilmektedir. İbrani ayları, ayın hareketlerine göre d“zenlenen kameri aylardır. (er biri veya g“n s“rer. Yeni ayın ilk gör“n“ş“yle başlar ve bir sonraki yeni ayın ilk gör“n“ş“ne kadar geçen s“reyi kapsar. G“neş Takviminde ay olarak hesaplanan yıl, bu takvimde , ay olarak hesaplanır. Bu farkın kapatılması için belli aralıklarla İbrani Takvimine bir ay ilave edilir Artık ay- Adar )) . (er yılın sinde ay varken sine bir ay ilave edilir. İbrani ayları: Tişri, (eşvan, Kislev, Tevet, Şevat, Adar, Ve Adar Artık ay , Nisan, İyar, Sivan, Tamuz, Av, Elul d“r. İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı 53 için almana” yani dul kelimesi kullanılmıştır. Söz gelimi, yılında vefat eden Klara (asan ın mezar taşı kitabesinde almanat olduğu vurgulanmıştır. “Arusa” ise, nişanlı kız anlamına gelmektedir. yılında vefat eden Rosa Albali nin mezar taşına arusa olduğu yazılmıştır. Yaşları Mezar taşları “zerindeki kitabelerin bir böl“m“nde, vefat edenin hangi yaşta öld“ğ“ne ilişkin ipucu, yani doğum tarihi kaydı yer almaktadır. Söz gelimi, Eliya Avraham (alevi nin mezar taşı “zerine doğum tarihi ve öl“m tarihi yazılmıştır. Böylece (alevi nin yaşında öld“ğ“n“ öğrenebiliyoruz. Bazı mezar taşlarında ise, kullanılan ortak bir “slup ya da bazı tanımlamalar, mezar sahibinin çok yaşlı ya da çok genç vefat ettiğine dair ipuçları vermektedir: Bazı mezar taşlarında ölen ya da yakınları için “hayaşiş” tanımlaması yapılmıştır. (ayaşiş, çok yaşlı adam, ak sakallı kişi anlamına gelmektedir. Bazı mezar taşı kitabelerinde ölen için hazaken erkek ya da “hazekena kadın , yani yaşlı tanımlamaları yapılmıştır. Kullanılan Süslemeler: İki Sandalye ve üzerinde örtü: Evlilik törenini ifade etmektedir. Bu motif ya da simge, tarihinde nişanlı iken vefat eden Rosa Sultana Albali nin mezar taşı “zerinde kullanılmıştır. Sarmaşık dalları: Bazı mezar taşlarında yazıtın çevresinde sarmaşık dalları ve çiçek motifleri bulunmaktadır Genellikle zambak motifi kullanılmıştır . Zambak, kabalistik inanç biçiminde kullanılmakta ve safiyeti ifade etmektedir. Geometrik kenar süslemeleri: S“sleme amacı ile mezar taşlarının çevresinde kullanılmıştır. Moşe Bardavid in mezar taşının çepeçevre etrafında geometrik s“slemeler yer almaktadır. Hupa: Duvak anlamına gelmektedir. . y“zyıla ait b“y“k ve gösterişli mermer mezar taşlarında gör“lmektedir. Genellikle çok genç yaşta vefat eden kadınlara ait mezar taşları “zerinde kullanılmıştır. Benzer mezar taşı örneklerine, Akhisar ve Tire Yahudi Mezarlıklarında da rastlanılmaktadır. Asma: Bu motife, yılında vefat etmiş olan Esterula Taranto nun mezar taşı “zerinde rastladık. Tora Tekvin de, asmadan söz edilmektedir . Ayrıca asma, şarap yapımı için de son derece önemlidir. Adamotu: yılında vefat etmiş olan Moşe Bardavid in mezar taşı “zerinde en altta yer almaktadır. Tora Tekvin de adamotundan söz edilmektedir. Adamotu nun “Ve Nuh çiftçi olmaya başladı, ve bir bağ dikti . Kitabı Mukaddes-Eski veYeni Ahit, Tekvin : , İstanbul , s. . Ve Ruben buğday biçme günlerinde gitti, ve tarlada lütfah meyvaları buldu…..”. Bkz. Kitabı Mukaddes-Eski ve Yeni Ahit, Tekvin : - , s. . Siren BORA doğurganlığı teşvik ettiği inancı yaygındır. Yıldız ve ay: yılında yaşında vefat eden Eliya Avraham (alevi nin mezar taşı “zerinde adının baş harflerinin yer aldığı kabartmanın iki yanında solda yıldız sağda ise ay olacak şekilde resmedilmiştir. Söğüt: Eliya Avraham (alevi nin mezar taşı “zerinde yıldız ve ay motiflerinin tam ortasına yerleştirilmiştir. Söğ“t ten, Davud un Mezmurları nda söz edilmektedir. Ayrıca söğ“t, (ezekial : , Levililer : ve İşaya : te de yer almaktadır. Aile Adları: Bornova Yahudi Mezarlığında yer alan mezar taşlarındaki kitabelerden Bornovalı ailelere ait toplam mezar sayılarına göre bir liste hazırladık. Aşağıda yer alan adlar, AİLENİN ADI MEZAR SAYISI AİLENİN ADI SİDİ ARD)T) YEŞURUN ALAZRAK) LEVİ KO(EN ALGRANTİ GABAY TARANTO POLİTİ RODİTİ ALBALİ FAR(İ FRANSES NAVARO SOLİMANİ MEZAR SAYISI AMADO BARDAV)T ZEVİ SONS)NO DANON BENVENUSTE PARDO P)CON KALOM)T) (ASAN SAYDON KRESP)N Bornova da yaşayan Yahudi cemaati mensuplarının aile adlarıdır. Listede gör“ld“ğ“ gibi, mezarlıkta en çok mezar sahibi olan aileler ya da başka bir deyişle, mensuplarını bu mezarlığa en çok defnetmiş olan aileler, Sidi ve Levi aileleridir. Alexander Sidi nin Bornova Mezarlığını inşa ettirdiği bilinmektedir. Kanımızca Sidi “…çok sular kenarına onu koydu; söğüt ağacı gibi dikti”. a.y., s. . “…ve sık yapraklı ağaçların dallarını, ve dere söğütlerini alacaksınız”, s. ve otlar arasında, akar sular arasında söğüt ağacı gibi bitecekler”, s. . . İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı 55 ailesi, Bornova da oturan sayıca en b“y“k ve en kalabalık Yahudi ailesi olmalıdır. Öte yandan, Bornova nın iki sinagogundan birini inşa ettiren Levi ailesinin de Sidi ler kadar kalabalık ve zengin bir aile olması muhtemeldir. Ayrıca listede tanıdık bir ailenin adı yer almaktadır: Mezarlığa aile “yesini defnetmiş olan Algranati ailesi. Bu aile, ekler böl“m“nde resimlerine yer verdiğimiz Algranati Sinagogu nun sahibi olan ailedir. Listede adı yer alan, Kalomiti Kalomiri ailesinin Rahel Kalomiti öl“m“: ve Sara Kalomiti öl“m“: Teselya, Selanik, Larissa ya da Girit ten gelerek Bornova ya yerleşmiş olması kuvvetle muhtemeldir. (er ikisinin öl“m tarihleri ve olduğuna göre, bu tarihlerden önce Bornova ya gelmiş olmalıdırlar. Öte yandan annelerinin adı Kalomira olan Levi ailesinden iki kişinin mezarı, mezarlıkta yer almaktadır. Bunlardan biri, yılında vefat eden Moşe Levi, diğeri ise yılında vefat eden (ayim Levi dir. Kalomiti ya da Kalomira, Grekçe kökenli kelimelerdir. Bu y“zden ailenin ya da kişilerin köklerini, Grekçe konuşulan coğrafyalarda aramak gerekir. tarihli Girit Olayları sonucu, Girit ten ayrılarak İzmir e gelen Yahudi ailelere ilişkin bilgi mevcuttur. Alliance ın İzmir temsilcisi ve Alliance okulunun m“d“r“ olan Gabriel Arié nin mektuplarında, İzmir e gelen Giritli Yahudi göçmenlerden söz edilmektedir: “Yıl 1897….Kış aylarının diğer olayları; Birinci olarak Girit Yahudilerinin göçü. Onlar, adada meydana gelen Türk karşıtı ayaklanmanın ardından geldiler….”136. (aziran tarihli mektubunda ise, Teselya, Rusya ve Girit ten İzmir e gelen Yahudi göçmenlerin yoksulluğundan söz etmektedir: “….Rus ve Giritli göçmenlerimiz var. Biz sadece doğrudan doğruya bize gelerek yardım isteyen Teselya’dan gelen göçmenlerimizin gereksinmelerini karşıladık…” . Mezar taşlarında yer alan bazı adlar, bir yere aidiyeti ifade etmektedir. Söz gelimi, yılında vefat eden (ayim Levi nin baba adı, (ayim Bornovali dır. (ayim Levi, Bornova Yahudi Mezarlığında yer alan ve Bornova ya aidiyeti vurgulanan tek mezar sahibidir. Öte yandan, Franses ailesinin, Fransa asıllı olduğu ailenin soyadından açıkça anlaşılmaktadır. Listede yer alan diğer adlar, Anadolu da bilinen Sefarad kökenli adlardır. Esther Benbassa ve Aron Rodrigue Edited by , A Sephardi Life in Southeastern Europe – The Autobiography and Journal of Gabriel Arié 1863-1939, University of Washington Press, s. . Benbassa ve Rodrigue, a.e., s. . Mektubun devam eden böl“m“nde, Gabriel Arié, gelen Yahudi göçmenlerin, ayrıldıkları yerde kendilerine yönelik Rum tutumuna ilişkin anlattıklarını sıralamış: B“y“k bir sevinçle işgal ordusunun gelişini karşılamaları ve Yunan topraklarını fethedenin davasını benimsemeleri. T“rk ordusunun işgali s“resince, gereksinme duydukları temel gıda maddelerinin Yahudiler tarafından temin edilmesi. Yunan giyim eşyaları ve silahlarının saklandığı depoların yağmasına katılıp elde ettikleri çalıntı malların ticaretini yapmaları. Ayrıntılı bilgi için bkz. a.e., s. . Siren BORA Bornova Yahudi Mezar Taşlarından Transkripsiyonu Yapılan Yedi Örnek: -Rosa Albali nin mezar taşı Resim .Eben Arusa .Nişanlı kızın taşı Mezar taşı .Ki meta belo ita .Ki zamansız öld“ .(eneara yafa tsenua ve kheşera Marat .G“zel kibar ve makbul kız Bayan .Ahh beyti bayom lehta .Kızımızın gittiği g“ne ahh olsun .Makom asot hupato .Evlilik töreni yerine .Rosa .Rosa .(amehune kadin ? tihiyye menuhata eden Bat (ahaham Kehar Yosef . İstirahatgahı cennet olsun kızı (aham Sayın Bay .Menuhato kavod Bat Sultana .Yosef Moşe Albali nin nero yair .Alefhaf lehodeş Elul Vemenuhato kavod şanat .İstirahatgahı şerefli olsun Sultana nın kızı .Yosef Moşe Albali nin mumu aydınlatsın .Ağustos ayı sene eylesin Ve Allah rahmet İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı -İzmir deki eski mezarlıktan transfer edilen m“teveffaya ait mezar taşı Resim .Estos quatro muertos .Bu dört öl“ .Son transfortados de .Taşınmışlardır .Ah Burun Abad en .Bornova ya .Bet Almin yaşan diİzmir . .Vemenuhato kavod .İzmir eski mezarlığından . .Allah rahmet eylesin 57 : Siren BORA -Kaduna Sultana Algranati Mezar taşı Resim .Baruh Dayan (aemet .Fe N .Toh kever haze iba ve nistera : .(akiki Yargıç M“barektir . .Bu kabir içerisine getirildi ve göm“ld“ .İşa almana po nikbera . Dul kadın buraya göm“ld“ .Ve hatsenua hazekena alefhet ve hi . Ve namuslu yaşlı bir kadındı .İşa yirat haşem hakaveda .Marat .Kaduna Sultana .Bat (anula menuhato kavod .Almanat harav hagavon melamad tinokot .Tanrıdan korkan saygın bir kadındı .Bayan .Kaduna Sultana .(anula nın kızı istirahatgahı şerefli olsun .Ulu (aham çocukların öğretmeni dul .Kehar .Sayın Bay .Zihrono livraha .Anısı bereket içerisinde olsun .(ayim Aharon Algranati .Bişnat Elul vemenuhato kavod .(ayim Aharon Algranati .Sene Mart eylesin. ve Allah rahmet -Efraim (akohen in mezar taşı Resim İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı : ………behot ? …….. ? .(aisbia reevim bedofke delato . Kapısını çalan açları doyuran .İş emonim nitstayen veşirutav .(izmetleriyle öne çıkan inançlı adam .İkdiş zemano leagrih beney beyto .Ev halkına rehberlik etmek için zamanını hasretmiş .Devarav im rozenim işbia imarto. .Sözleri ve konuşmaları onları etkiledi .Nevila…hegevir ve hahaham ….Beyefendi ve akıllı adam .Batora vehaskala ladun tsedek… .Ah! Began edenim tanuah nişmato .Efraim (akohen .Ben Rebeka menuhato kavod bişnat beyom .Şevat .Qui Ciace Tantsava .Tora da ve akılcılıkta aydınlanmada adaletle h“kmeden… .Ah! Cennetlerde ruhu istirahat etsin .Efraim (akohen .Rebeka nın oğlu Allah rahmet eylesin Senesi g“n“ ayı lehodeş . Şubat dinlensin .Burada göm“l“d“r .Efrahim Cohen .Efraim Kohen . . .Di Aronné - Ruhu yaşam haznesinde .Babası Aron - 59 Siren BORA -Moşe Bardavid in mezar taşı Resim .Baruh Dayan (aemet .Po nignaz ve nikbar : .(akiki Yargıç M“barektir .Burada defnedilmiş ve göm“lm“şt“r .(ayaşiş (anavon Kehar .Yaşlı ve bilge Sayın Bay .Ben Malka nilba bet olamo .Malka nın oğlu Ebedi istirahatgaha tevdi edildi . . .Moşe Bardavid .Bişnat Kislev şanat ve Menuhato kavod .Moşe Bardavid .Senesinde Aralık sene ve Allah rahmet eylesin - Rav Avraham Franses Resim .Baruh (aemet İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı : .(akikat M“barektir .Matsevet kevura şel ha…. .Bu mezar taşı…nındır . . .(arav .Avraham Franses Tişri .Vemenuhato kavod .Rav .Avraham Franses Eyl“l .Ve Allah rahmet eylesin 61 Siren BORA -Esterula Taranto nun mezar taşı Resim .Baruh (agozer .Eşet hayil hayakara: peta .(aşka ora: ve gam ziva pena .Belo banim nişara vetikrana la .Mara: Laroş laana .Vetsidka zarea: vegam hesed nata .Tsedekot parzuna .Yetumot hi gidla: ad hatsaat kala: .Perya nemana .Beidan menuhata: letoh gan mehitsata .Menuha nehona .Lazot yikra işa irat haşem sehula .Vegalmuda kevuda vetsenua hi .Marat Esterula menuhato kavod .Eşet hetnun .Lehagevir hahaham hameula kehar Yomtov Taranto (aşem yişmerehu viyhayehu .Ve…….beyom lehodeş Elul şanat .Ba siman ba hey şin mem şin leparak katan Tantsava : .(“kmeden M“barektir .Erdemli ve Sevgili kadın: aniden .)şığı karardı:Ve y“z“n“n parlaklığı da .Evlatsız kaldı: Ve ona derlerdi .(anımefendi: önder ? ve m“tevazı .Adaleti ışıldıyordu: Ve hep iyilik ekti .Adaleti Sadaka dağıttı .Yetim kızları b“y“tt“: gelin yapıncaya dek .G“venilir bir şahsiyetti .İstirahat ettiği yerde: cennete olsun .İstirahatı tam olsun .Tanrı korkusu olan kadın …..muhterem ve saygın o .(anımefendi Esterula istirahatgahı şerefli olsun .Erdemli…… .Beyefendi haham y“ce insan sayın bay Yomtov Taranto Tanrı onu korusun ve ona öm“r versin .Ve…. sene Ağustos .İşareti Ruhu yaşam haznesinde dinlensin İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı Resim : Nesim Moşe Bohor Sidi ile (ana Sidi ye ait mezar, s ene Kaynak: (asan Arıcan Özel Arşivi - (arita : Bornova haritasında Bornova Yahudi Mezarlığı nın yer aldığı bölge 63 Siren BORA Resim : Nesim Moşe Bohor Sidi ile (ana Sidi ye ait mezar sene Harita 2: Bornova haritasında Bornova Yahudi Mahallesi’nin yer aldığı bölge İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı Resim: Bornovalı Nesim Mitrani ye ait 65 tarihli Ketuba Kaynak: )srael National Museum Resim: Bornova Algranati Sinagogu dış gör“nt“s“, sene Özel Arşivi li yıllar Kaynak: (asan Arıcan Siren BORA Bornova Yahudi Mezarlığının Krokisi İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı 67 Algranati Sinagogu nda yer alan Seni unutursam Kud“s sağ yanım yok olsun yazılı pano Kaynak: (asan Arıcan Özel Arşivi Bornova Yahudi Mezarlığı nın giriş kapısı “zerindeki yazıt Siren BORA Bornova Yahudi Mezarlığı içinde kapının yanında yer alan İngilizce yazıt Bornova Yahudi Mezarlığı içinde kapının yanında yer alan İbranice yazıt İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı Gediz Caddesi nin yapımı sırasında taşınan kemiklerin defnedildiği yerlerden biri Miryam Levi ye ait mezar yatay ve dikey iki mezar taşı bir arada kullanılmıştır 69 Siren BORA Algranati Sinagogu yerine inşa edilen İlknur Apartmanı, Algranati Sinagogu, li yıllar Kaynak: (asan Arıcan Özel Arşivi İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı Algranati Sinagogu içindeki şömine Kaynak: (asan Arıcan Özel Arşivi Algranati Sinagogu “st kat Kaynak: (asan Arıcan Özel Arşivi 71 Siren BORA Bornova Yahudi Mezarlığında Yer Alan Mezar Taşlarının Envanteridir SOYADI ADI ? ? ? ? Eltina Behor ? Yaakov ? Nesim ? ? Abuav Ezra ? ANA ADI Dolsa Perla (ayim İtshak (ayim Alazraki Şlomo Şlomo Mihael Esterula Reyna Albali Avraham Albali Rosa Sultana Algranati BohoraE sterula Esterula Algranati Kaden Sultana Albali Algranati Algranati Elul Ağustos Nisan Nisan Eliya Rosa Rosa Sultana (ayim (ayim Aron Rosa Ada B B B B B Zinbul Albali ÖLÜM TARİHİ B Alazraki Albehar YAŞI Kaden Rivka Alaluf Alazraki BABA ADI (ana Marula Ester (anula Elul Eyl“l Sivan Mayıs Tamuz Temmuz Tamuz Temmuz B B B B B B B B Nisan Nisan Sivan Mayıs Şevat Ocak Şevat Ocak B B B B B B B Sıra Kabir Algranati Sultana Algranati Yeşua Şemtov Algranati Yosef Algranati Kaden Sultana Amado Coya Yaakov Arditi Lea Arditi Yosef Şimuel Azra Mazaltov Bardavid Aron Azra (ayim Malka Benbasat David Benvenist e Yeşua Bengiat Benvenist e Celardin David Yosef Rahami mDavid Bardavid Bardavid (anula Şimuel Arditi Azarya Peco Marula Ester Marula Ester Amado Amado Marula Ester İtshak Algranati Algranati Esterula Yosef İtshak Avraham Coya Sultana Luna B B Nisan Mart B Elul Eyl“l B Şevat Ocak Elul Tevet Ocak B Eyl“l B B B B B B Zimbul (eşvan Kasım Mazaltov Şevat Şubat B Av Ağustos B Malka Bohor Moşe B Tevet Aralık Şevat Ocak Ester Moşe İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı Kalomiri BehoraR ebeka B Şevat Şubat Kislev Aralık Nisan Tevet Aralık Tamuz Temmuz Kislev Kasım Sivan (aziran B Nisan B B B B B B 73 Siren BORA Daniel Behar Danon Danon Behor David Avram (ayim Şimuel Falkon Şaşbona Farhi Malka Farhi B Aron Moşe MeyirA vraham Rivkula Nisan Nisan Ester Adar Mart Kislev Aralık Elul Ağustos Farhi Şlomo Franko Estrea Yaakov Luna Şevat Şubat Eliya Aron Simha İyar Nisan Farhi İtshak Franses Avraha m Franses Simha Gabay Avraha m Gabay (ayim Yaakov Saruta Rosa BehoraR eyna Tamuz Temmuz İtshakRa hamim Rosa İyar Mayıs Sultana Tevet Ocak Franses Franses Gabay Sabati Dona Gabay Rahami mYeşua Gabay İtshakAv raham (afondeti ? (ayim Gabay Gabay (akohen Nesim Baruh Rahel Saruta Yuda İtshak Vida B B B B B B B Tişri Eyl“l B Tamuz (aziran B Nisan Nisan İyar Mayıs Elul Eyl“l Şevat Şubat B B B B B B B B B B B İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı (ananya Danyel Nesim Sultana Kislev Aralık B (asan Klara Malka Aron Tevet Aralık B (asan Menahe mBarda vit (arosas (asan Rahel İsrael (asid Yaakov (ulli Rivka (azan İsrael Kalev Kalomiti Kalomiri Kalomiti Kalomiri Kohen Yosef NesimYa akov Yaakov Rahel Rafael Simha Vida Vida Efraim Rebeka Mazaltov Kohen Nesim Moşe Kohen Yosef Miryam Kohen Kohen Mazaltov Aron Avraha m Meyir Kohen Coya Ester Mazaltov Sara Kohen Kohen (ayim Moşe Mazaltov Rina İtshak Yosef Rivka Şevat Şubat Adar Mart Şevat Şubat Adar Şubat Sivan Mayıs Tevet Aralık Sivan Mayıs Şevat Şubat Av Ağustos Rebeka Rivka Şlomo Ester Tevet Aralık Mazaltov B B B B B B B B B B (eşvan Kasım Rebeka Yosef B B Efraim Simha B Şevat Şubat Nesim Edvin Ester B Tevet Aralık B B B B 75 Siren BORA Kohen Şimuel Elazar Kohen Yosef Kohen İtshak Kori Estreya Krespin Luna Bulisa Krespin Leon Levi David İtshak Behor Rafael Vida Dona Şlomo Yuda Sultana Tevet Ocak Coya Reyna Şevat Şubat Saruta )yar Nisan Rebeka Vida Miryam Esterula Tevet Ocak Kislev Nisan Şevat Şubat Levi Camila Merkado (ayim Sultana Adar Mart Levi Eliya Avraha m Moşe Rosa Rebeka Şevat Ocak Levi Levi Coya B B B B B B Şimuel Saruta Vida Av Ağustos Esterula Sivan (aziran B Vida Esterula Tişri Ekim B Eltina ? )yar Mayıs Kaden Sultana Kalomiri Levi Kalomiri Levi Moşe Kalomiri Rahel Sasbona Levi B Esterula (ayim Levi B Sasbona Levi Levi B (ayim Esterilya Levi B Eliya Levi Levi Adar Şubat B Miryam Nesim Yeşua Grasya Kislev Kasım (eşvan Kasım B B B B B B B B İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı Levi Rosa Şimuel Levi Saruta David Levi Levi Levi Sinyuru ? Şlomo Şimuel Aron Levi Yaakov Levi Yosef Levi Mistrel İtshak Rafael Coya Mizrahi Rahel Navaro David Nahum Bohor Yaakov (ayim Bornov ali Yuda Navaro Mazaltov Moşe Navaro İtshak Saruta Ovadya Zinbul Pardo Rebeka Parda Sara Esterula Rosa Rivkula Kaden Sara Navaro Dudu Rosa Rebeka Sasbona Kaden Rahel Rebeka Saruta Avram Miryam Coya Picon Menahe m Mazaltov Politi (alifa Sultana Picon Sultana Saruta Kislev Aralık B )yar Mayıs B B Nisan Mart B )yar Mayıs B Adar Şubat B Tişri Ekim B Tevet Aralık B B B Adar Mart B B B Sivan (aziran B B B (eşvan Kasım Adar Adar Şubat B Mart B B B B 77 Siren BORA Politi Politi (ana Rahel Politi Sultana Payastro Şlomo Politi B Rebeka İtshak Roditi Binyami n Roditi Nesim Roditi Rebeka Saban Zimbul Sadi Bohor İtshak Zimbul Eja Saydon Mazaltov Saydon Yaakov Esterula Kaden Sidi Avraham Sidi Avraham Sidi Bohor David Roditi Roditi Roza Saban ? Sarfati Sidi Rebeka David Klara Rahel Rabeno Mazaltov (ayim Şlomo Flor Reyna Mordeha y Bohor Avram B Coya Luna Vida Miryam Rahel B Tevet Ocak Sivan (aziran Tişri Ekim Adar Şubat Adar Şubat Adar Şubat Nisan Mart B B B B B B B B B B B B Tevet Aralık Kislev Kasım B B B B B İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı Sidi David Sidi (ana Sidi Sidi Ester Leon Sidi Mazaltov Sidi Moşe Sidi Moris Sarfati Sidi Nesim Moşe Bohor Sidi Salamon Sarfati Sidi Moşe Salamon Zafira Pina Dudu Bohor İtshak Vida Rahel Zimbul Ester Sidi Vida Miryam Sidi Viktor Avraha m Coya Sidi Yehuda Bohor Yaakov Zimbul Sidi Yuda Bohor Moşe Sidi Sidi Sidi Sidi Yaakov Moşe Yosef Zafira Zafira Solomani Mazaltov Solomani Yosef Solomani Sonsino Sivan Mayıs B B B B Tevet Ocak B (eşvan Ekim B Elul Eyl“l Şevat Ocak B B B B B Avraham (odara )yar Mayıs Rosa Palambo Adar Şubat Klara Nisan Nisan Tevet Aralık Av Ağustos Şlomo B. Avraham Tamuz (aziran Reyna Elul Ağustos B B B B B B B B B B B 79 Siren BORA Sonsino Sonsolo Sonsolo Kaden Camila Esterula Yeşua Avraham Palambo Yosef Kalamiri Sultana Şalem Kalamiri Taranto David Taranto Esterula Taranto Moşe Şalem Taranto Rafael Nesim Taranto Bohora Reyna Taranto Tuvi Tuvi Vida Klara Liya Sultana Yeşurun Bohora Camila Yeşurun Yeşurun Rozula Rahel Şimuel Şimuel Tuvi Yehuda Rosa Bohora Klara Moreno Vida Klara Luna Mazaltov Bohor Sasbona Daniel Sasbona Tevet Ocak B Elul Eyl“l B Adar Şubat Kislev Aralık Şevat Ocak Elul Ağustos Şevat Ocak (eşvan Ekim Şevat Şubat Tevet Aralık Sivan Mayıs B B B B B B B B B B B B B B B Yeşurun Mazaltov Bohor Esterula Av Temmuz B Yeşurun Nesim David Sasbona Tamuz Temmuz B Yeşurun Moreno S. ? Tişri Ekim B Yeşurun Reyna Yosef KadenEs treya S. ? Moreno Mazaltov Yeşurun Sasbona Yeşurun S. ? Yeşurun Yeşurun Şimşon Çelebi Yeşurun David Yeruşal mi Yeşurun Zevi Zevi Zevi Boş Boş Boş Boş Boş Yeşua Yeşua Danyel Leya Bohor Eliya Yeşua İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı Sivan (aziran Tevet Ocak Tişri Ekim Ester Kislev Aralık Mazaltov Kislev Kasım Rahel Eja Sinyuru ? Esterula Klara Şevat Şubat Tamuz Temmuz Av Ağustos B B B B B B B B B B B B B B Taşı yok B Taşı yok B Taşı yok Taşı yok Taşı yok Taşı yok Taşı yok Taşı yok B B B B B B 81 Siren BORA KAYNAKÇA Archives Historique d’Alliance Israélite Universelle, Paris: A(A)U, TURQUIE, Bournabat-TURQUIE XCIII E 1096, M. Coen in tarihli mektubu, numaralı belge. A(A)U, TURQUIE, Bournabat-TURQUIE XCIII E 1096, M. Coen in tarihli mektubu. Kutsal Kitaplar: Kitabı Mukaddes – Eski ve Yeni Ahit, İstanbul . Mayıs Ocak Kitaplar ve Makaleler: ARAPZADE CEVDET, İzmir Hakkında Tetkikat m“ellifleri Bonavant“r F. Slaars ve İkonomos , İzmir . AR)CAN, (asan, Bornova Köşkleri Gezginler ve Anılar, İzmir Tepekule Kitaplığı Yayınları Eyl“l . AR)CAN, (asan, Bornova Albümü, İzmir . BARNAY, Yaakov, HaMara şel Europa-Parakim BeToledot Hakehila HaYahudit Beİzmir Bameot haşeva asara ve haşmona asara, Avrupanın Yansıması- . ve . Y“zyıllarda İzmir Yahudi Cemaati , Yeruşalayim . BENBASSA, Esther ve RODRİGUE, Aron Edited by , A Sephardi Life in Southeastern Europe – The Autobiography and Journal of Gabriel Arié 1863-1939, University of Washington Press. BESALEL, Yusuf, Yahudilik Ansiklopedisi, cilt , İstanbul Mayıs . BESALEL, Yusuf, Yahudilik Ansiklopedisi, cilt İstanbul Ekim . BESALEL, Yusuf, Yahudilik Ansiklopedisi, cilt , İstanbul Mayıs . BORA, Siren, Bodrum Yahudi Mezarlığı , 3. Uluslar arası Her Yönüyle Bodrum Sempozyumu 30 Ekim – 1 Kasım 2013 Bodrum Bildiriler, cilt İzmir , s.s. . BORA, Siren, Bir Semt Bir Bina:Karataş Hastanesi ve Çevresinde Yahudi İzleri, İzmir B“y“kşehir Belediyesi Kent Kitaplığı yayını - Ünik Binalar Serisi: , İzmir Nisan . BORA, Siren, Bornova da Alliance )sraelite Universelle e ait Ziraat Okulu , I. Bornova Araştırmaları Sempozyumu, 5-6 Kasım 2014 Bildiriler Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını No: , İzmir (aziran , s.s. . DOĞER, Ersin, Bornova nın Kısa Tarihi , Tepekule Tarih, sayı , İlkbahar ,s İzmir Bornova Yahudi Mezarlığı 83 DOĞER, Ersin ve GEZGİN, İsmail, Arkaik ve Klasik Dönemde Smyrna nın Dış Savunması Üzerine Gözlemler , II. Uluslar arası İzmir Sempozyumu, Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını , s.s. - . GALANTE, Avram, Fatih Sultan Mehmet Zamanında İstanbul Yahudileri, İstanbul . GALANTE, Avram, Histoire des Juifs d’Anatolie-Les Juifs d’Izmir(Smyrne), İstanbul . GALANTE, Avram, Türkler ve Yahudiler, İstanbul . GÜÇ, Ahmet, Yahudilikte Defin ve Sonrasına Ait Gelenekler , Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi cilt , sayı , s.s. GÜRKAN, Salime Leyla, Yahudilik, İstanbul (aziran gözden geçirilmiş . Baskı . MERT, (asan, Sosyal, Siyasal ve İktisadi Yönleriyle Bornova(1923-1981), Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstit“s“ T“rkiye Cumhuriyeti Ana Bilim Dalı Doktora Tezi , İzmir . RODRİGUE, Aron, Türkiye Yahudilerinin Batılılaşması “Alliance Okulları” 18601925, Ankara (aziran . S(ARON, Moshe Sevilla, Türkiye Yahudileri- Tarihsel Bakış, Yerushalayim . İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: - , İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: - , ANADOLU TÜRK MİTOLOJİSİNDEN YAPRAKLAR: KARŞILAŞTIRMALI BODRUM HALK İNANÇLARI138 Yaşar Kalafat139 “Zulmeti lanetlemektense, zayıf da olsa ışık yakmak güzeldir.- Konfutsi” Özet Bu çalışmada Bodrum’un Sünni ve Alevi itikatlı kesimlerinde 30–31 Ekim ve 01 Kasım 2013 tarihlerinde yapılmıştır. Çalışmada; Bodrum merkezin, Alevi inançlı Müslüman kesim itibariyle Güvercinlik yöresinin ve Sünni inançlı Müslüman kesiminin yoğun olduğu Mumcular’ın halk inançları üzerinde durulmuştur. Çalışmaya başlanırken niyetimiz bir anlamda yüzey çalışması yapmak idi. Bodrum halkı kırsal kesimi itibariyle büyük ölçüde yakın zamanın yarı göçebe yaşayan halktan oluşmuştu. Göçebe toplumlarda eski inançların izlerini bulmak daha kolaydı. Ayrıca yakın zamanın Alevi inançlı Müslüman halkı, giderek Sünni inançlı kesim içerisinde inanç özelliği başkalaşımı yaşıyorlardı. Eski Türk inançlarının izlerini Alevi inançlı halkın arasında bulmak daha kolaydı. Giderek Bodrum Turistik özellik kazandıkça, kırsal kesimin kültür özelliklerini de doğal olarak büyük ölçüde yitiriyordu. Bölge halk kültürü ile ilgili evvelce yapmış olduğumuz 3 çalışma141 bizde bu kanaati oluşturmuştu. Arkeoloji araştırmalarında yüzey çalışmaları ne ise halk inançları çalışmalarının bazıları için de, bir kısım bilinenlerin tekrarı ile uğraşmayı da göze alarak çalışmayı başlatıp mitolojik veri tespitine yönelmek adeta aynı şeydir. Çok kere yapılan tekrarlar, çok küçük ilaveler de katmış olmasalar, bütünün tamamlanmasına katkı sağlarlar. Halk inanmalarında mitolojik izlerin tespiti için bu Bu çalışmayı yapabilmemizde bize yardımcı olan G“ndoğan Belediye Başkanı Sayın İbrahim Bilgin e ve Konacık belediye başkanı Mehmet Tosun a teşekk“r ederim Dr. yasarkalafat@gmail.com www.yasarkalafat.info Razim Eliyev, Türk-Şumer Dünya Görüşü ve Dil, Bakı, , s. Yaşar Kalafat, Bodrum Kurt Baba/Kurt Dede Yatırı -T“rk (alk İnanmalarında Kurt Bir Tabu mu İdi?” 2. Uluslar arası Bodrum Sempozyumu (09–12 Mayıs 2011 Bodrum), (azırlayanlar; Ahmet Özgiray, Akif Erdoğru, Bodrum, , s. – ; Milas Sarı Keçili Yör“klerinde Karşılaştırmalı (alk İnançları , Aşiretlerde Mitolojik Bulgular Berikan, Ankara, s. – ; T“rk K“lt“rl“ (alklarda Gökkuşağı İnancının Mitolojik Boyutu –Bodrum ve Çevresi Örnekleri ile- , 3. Uluslararası Her Yönüyle Bodrum Sempozyumu 30 Ekim-01 Kasım 2013 Yaşar KALAFAT sürecin yaşanması gerekebilmektedir. Halk inanmalarından hareketle elde edilebilmiş verilerle bir takım analiz ve sentezler yapabilmek için, çok sıradan olsalar ve çok tekrarlanmış olsalar bile bu verilerin ayrıntılarıyla bilinmeleri gerekmektedir. THE LEAVES IN ANATOLIAN TURKISH MYTHOLOGY-BODRUM "Rather than condemn the unjust, albeit weak light it is beautiful to burn." Konfuts Abstract In this study, in the basement of the Sunni and Alevi creed cut it is made in the 30 to 31 October, and November 1, 2013 date. In this study; Bodrum center, the Alevi and Sunni Muslim believers as part Pigeon region Mumcular focused on the folk beliefs of devout Muslim sector is intense. Our intention was to finish work when commencing work in a sense. Bodrum population consists of people living in rural areas as was recently the largely seminomadic. In nomadic societies it was easier to find traces of the old beliefs. Also recently the Flame of the faithful Muslim people, lived in the metamorphosis of beliefs property sector increasingly devout Sunni. Flame was easier to find traces of the old Turkish belief among the faithful people. Increasingly Bodrum property gain was largely losing the cultural characteristics of the rural areas as well as natural. We have made previously about the folk culture Region 3 work we had created this conviction. Archaeological research in the face of what works for some of the folk beliefs study, part of a deal with the repetition of the same thing is also known to turn almost mythological data to identify start work in defiance. Repeat many times with very little extra on the floor, even if not, they will contribute to the completion of the whole. To identify the mythological traces in public believing that this process may need to be experienced. In order to obtain a movement of the people could not believe a team with data analysis and synthesis, even if they are very ordinary and even if they are repeated too must know the details of the data. GİRİŞ Bu çalışmada Bodrum un S“nni ve Alevi itikatlı kesimlerinde – Ekim ve Kasım tarihlerinde yapılmıştır. Çalışmada; Bodrum merkezin, Alevi inançlı M“sl“man kesim itibariyle G“vercinlik yöresinin ve S“nni inançlı M“sl“man kesiminin yoğun olduğu Mumcular ın halk inançları “zerinde durulmuştur. Çalışmaya başlanırken niyetimiz, bir anlamda y“zey çalışması yapmak idi. Bodrum halkı kırsal kesimi itibariyle b“y“k ölç“de yakın zamanın yarı göçebe yaşayan halktan oluşmuştu. Göçebe toplumlarda eski inançların izlerini bulmak daha kolaydı. Ayrıca yakın zamanın Alevi inançlı M“sl“man halkı, giderek S“nni inançlı kesim içerisinde inanç özelliği başkalaşımı yaşıyorlardı. Eski T“rk Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari 87 inançlarının izlerini Alevi inançlı halkın arasında bulmak daha kolaydı. Giderek Bodrum Turistik özellik kazandıkça, kırsal kesimin k“lt“r özelliklerini de doğal olarak b“y“k ölç“de yitiriyordu. Bölge halk k“lt“r“ ile ilgili evvelce yapmış olduğumuz çalışma bizde bu kanaati oluşturmuştu. Arkeoloji araştırmalarında y“zey çalışmaları ne ise halk inançları çalışmalarının bazıları için de, bir kısım bilinenlerin tekrarı ile uğraşmayı da göze alarak çalışmayı başlatıp mitolojik veri tespitine yönelmek adeta aynı şeydir. Çok kere yapılan tekrarlar, çok k“ç“k ilaveler de katmış olmasalar, b“t“n“n tamamlanmasına katkı sağlarlar. (alk inanmalarında mitolojik izlerin tespiti için bu s“recin yaşanması gerekebilmektedir. (alk inanmalarından hareketle elde edilebilmiş verilerle bir takım analiz ve sentezler yapabilmek için, çok sıradan olsalar ve çok tekrarlanmış olsalar bile bu verilerin ayrıntılarıyla bilinmeleri gerekmektedir. Bodrum Kırsalında Sünni-Türk Halk İnançları Bodrum kırsalı gelenekler ve bir takım halk inanmaları bakımından adeta tamamen şehirleşmişlerdir. Köylerin ulaşım ve iletişim yoğunluğu sonucu sosyal hayat bakımından ilçe merkezlerinden bir farkı kalmamıştır. Derlenilen bilgiler b“y“k ölç“de çok bilinenin tekrarı mahiyetindedir. Biz mitolojik verilerin izlerini irdelerken, sık rastlanan diğer bilgilere de yer vermek istedik. Bunu yaparken, karşılaştırmalarda aynılıkların tespitinin önemine inandık. Böylece onların da tamamen yok olmadan mevcut durumunu tespit etmeği amaçladık Mumculara bağlı – köy vardır. Bunların tamamı bir dönem yaşanmış olan veba gibi salgın hastalıklar sonucu hayatlarını kaybederler. Dönemin b“y“k ailelerinden Karahmetoğulları mum imalatı yaparlarmış. Mumcular ismi oradan kalıyor. Ailenin b“yik bir kısmı buraya yerleşiyor, bir kısmı da Saz Köy e yerleşiyorlar. Bunlar damlarını sazdan yaparlarmış ve isimleri de oradan geliyor. Bunların hepsi başlangıçta göçebe idiler. Şimdilerde göçebe hayat kalmadı. Denizli, Muğla, Marçal yaylası, Ören, Adana tarafına göçt“ler. Bir kısmı geçmişte adalara gidip tekrar bu bölgeye dönd“ler Tavaslıoğlu diye Menteşe Beyliği ne ait Mumcular köyleri ile birlikte resmi kayıtlarda Karaova diye geçtiği ifade edilmektedir. Bu topraklar Tavaslıoğlu na Yaşar Kalafat, Bodrum Kurt Baba/Kurt Dede Yatırı -T“rk (alk İnanmalarında Kurt Bir Tabu mu İdi?” 2. Uluslar arası Bodrum Sempozyumu (09–12 Mayıs 2011 Bodrum), (azırlayanlar; Ahmet Özgiray, Akif Erdoğru, Bodrum, , s. – ; Milas Sarı Keçili Yör“klerinde Karşılaştırmalı (alk İnançları , Aşiretlerde Mitolojik Bulgular Berikan, Ankara, s. – ; T“rk K“lt“rl“ (alklarda Gökkuşağı İnancının Mitolojik Boyutu –Bodrum ve Çevresi Örnekleri ile- , 3. Uluslararası Her Yönüyle Bodrum Sempozyumu 30 Ekim-01 Kasım 2013 Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Yaşar KALAFAT aittir. Osmanlı kayıtlarında Menteşe Sancağı Karaoba kazası Mumcular karyesi diye geçmektedir . Bölgenin toplama aileleri için Balkanlardan saraç getiriliyor, o dönemde saraçlık mesleği oldukça önemlidir. Keza Balkanlardan t“ccar getiriliyor. Ticaret hayatının iş d“nyasının oluşturulması gerekiyor. Eşkıyalığa karşı korunmak için fedailer getirtiliyor. Daha, ziyade (acıeminoğluları nın fedaileri. B“rokrasinin oluşturulması için de (acı Kalemi kâtip olarak getiriliyor. Böylece buraların sosyal hayatları d“zene sokulmak isteniyor. (astalık ve kuraklıktan sonra yeniden yapılanmaya gidiliyor. Bölge halkında az sayıda Karakeçili var. Başlangıçta bölge kırsal kesim halkı genelde Alevi itikatlı imişler ve Rumlarla birlikte yaşıyorlarmış. Şimdilerde aşiret yapısı yok denecek kadar zayıftır. Aralarında Sarıkeçili olanlar da vardır. Karakoyunlu olarak bilinen aile sayısı - i geçmez. (alk şimdilerde genel olarak S“nni inançlıdır. Aleviler ise G“vercinlik bölgesindedirler. Boru köy“nde Alevi inançlı M“sl“man haktan komşular da vardır. Bu yörede kan davası g“d“lmez. Öyle bir uygulama yoktur. Cinayet de pek gör“lmez. Kız kaçırma yöntemi ile evlenme vardır. Ölen ağabeyinin dul kalan eşi geçmişte ağabeyinin kardeşi ile evlenirdi, şimdilerde o t“r uygulamalar kalmamıştır. Anadolu da al-değişik” olarak bilinen karşılıklı kız kardeşlerin almak suretiyle yapılan evlilik t“r“ne pek nadir rastlanır. Buranın S“nni olan halkında geçmişte Alevi inançlı kesimle evlilik olmazdı şimdilerde bu t“rden evlilikler yeni yeni başlamıştır . Mumcular da genç kızların kısmetlerinin açılması için İlk Namaz da Ramazan ayı girmeden evvel kılınan son namazdan sonra yenilen yemekten bir parça alınır bir beze sarılır ve niyetli kimse bunu yastığının altına koyar. R“yada gör“nen kimse ile evlenileceğine inanılır . Bu uygulama farklı şekillerde de uygulanılır. Daha ziyade Nevruz’da yapılır ve çok kere tuzlu ekmek yenilerek konuşmadan yatılarak uygulanır. Artvin Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Yaşar Kalafat-Ülk“ Önal, Geçmişten G“n“m“ze Karşılaştırmalı Artvin (alk İnançları K“lt“r“-Yatırlar- Eğitim Odağında Artvin Sempozyumu Bildirileri II Editör Fatih Demirel, Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari 89 Kars Bitlis Van da ve Azerbaycan T“rk K“lt“r coğrafyasında da yaşamaktadır . Farklı isimlerle bilinir. Mumcularda Bebek bekleyen anne adayının canı ekşi yiyecekler çeker ise bebeğin kız olacağına tatlı çeker ise oğlan olacağına inanılır . Doğacak bebeğin cinsiyetini tahmin için çeşitli yöntemlere inanılır. Bodrum daki bu yöntem çok bilinir. Annenin karnının alacağı şekil, gör“nen r“yalar, tuzla, makas-bıçakla yapılan testler, koyunun çene kemiği ve balık kılçığı ile yapılan çeşitli uygulamalar vardır . Mumcularda gelinin ilk bebeğinin erkek olması isteniyor ise onun kucağına erkek çocuk oturtulur . Bu uygulama da Anadolu, Suriye ve Kuzey Azerbaycan T“rk k“lt“r coğrafyasında sık uygulanır. Mumcularda damat adayının nasıl bir aile reisi olabileceğini test etmek ve sabrını ölçmek ve hanımının kıymetini bilmesi için ona çeşitli şaka içerikli işkenceler uygulanır. Yumurta kırdırılır, yumurta pişirmesi istenir, “flenerek ocağı sönd“r“lmek istenir. Eziyetler ettirilir, gerdeğe girecekken sırtına vurulur . Bu tespitleri de T“rk k“lt“rl“ halkların diğerlerinden de farklı şekillerde örnekleyebiliyoruz. Bazı yörelerde damadın başına kement atılır, bazı yörelerde ayaklarına yakın yerlere kurşun sıkılır . Mumcularda d“ğ“nlerde, düğün bayrağı olarak T“rk bayrağı asılır. Bayrağın yanında renkli yemeniler olur. Yemenilerin renginin özel anlamı yoktur. Yemeninin “zerine limon dikilir. Damat evinde perşembe g“n“ sabah saat den evvel silahlar atılır . (“seyin Efe, Artvin Çoruh Üniversitesi, Mayıs (aziran Artvin Artvin , s. – Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara, ,s Yaşar Kalafat, Aşiretlerde Mitolojik Bulgular, Ankara, , berikan s. – Yaşar Kalafat, Azerbaycan-İran-Anadolu-Irak Halk İnançları Hattı, Berikan, Ankara, , s. Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara, ,s – Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara, , s – Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara, , s Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Yaşar KALAFAT Düğün Bayrağı, Damat Bayrağı, Gelin Bayrağı etrafında derinliği olan inançlar oluşmuştur. Bayrak, halk inançlarında da egemenliğin sembol“d“r. Gelin bayrağı, gelin oğlan evinin eşiğine geldikten kısa s“re sonra kaldırılır. Tek bayrak olarak damadın bayrağı kalır. O ana kadar kız ve erkek evi bayraktarları karşılıklı manilerle bilgi yarışına girerler. Oğlan bayrağı kaldırılınca toy beyi davetlilerden Allah demelerini ister toplu halde Allah denir. D“ğ“n bayrağının gönder ağacı, onun taşınıp s“slenmesi, s“s olarak bilinen t“lbentlerin renkleri, gönderin başına konulan elma, soğan, yumurta veya limon un anlamları vardır. Zira bayrağın tepesine asılan teleklerin ve konulan aynanın inanç içerikli anlamları vardır . “Bayrak Dikme, “Dürü ve Okuntu” inanç ve uygulaması Muğla-Milas Çomakdağ yöresinde de vardır . Mumcular da gelin oğlan evinin eşiğinin ön“ne getirilince attan inmez veya arabadan çıkmaz. Gelinin attan inip veya araban çıkması için geline ve etrafına damat saçı yapar. Oğlan evinin kapısının ön“nde gelin onu getiren atın veya arabanın etrafında sağdan sola doğru defa dönd“r“l“r . Tavaf edercesine kutlu kabul edilen veya kutlanılmak istenilen şahıs, yatır, ocak/hane, mezarlık ve köy etrafında dön“l“r, dolaşılır. Bu uygulamanın derinliklerinde hakanın yuğ merasiminde bahadırların atları ile s“ratle savaş çığlıkları atarak y“zlerini, göğ“slerini kanatarak atarak dolaşmaları vardır. (aç farizasındaki tavaf ile bu uygulamanın ilişkilendirilebilmesi halinde, Geleneksel T“rk inançları ile İslamiyet arasında, halk inançlarındaki örnekleri ile devamlılık arz edebilen yeni bir bağ kurulabilmiş olacaktır . Mumcularda gelin geldiği zaman, oğlan evinin kapısının “st ve alt eşiğine bal ve yağ s“r“l“r. Bununla amaç gençlerin yağlı ballı olmalarını sağlamaktır. Bu bölgede de damada gelinin yapacağı kahveye gelin tuz koyar. Böylece damadın, sabrı, hoş gör“s“, katlanma tahamm“l etme derecesi test edilmiş olur. Bu yörede kaşık ve ayna kırılmış ise kullanılmaz; kullanılması uygun bulunmaz, bunların kullanılmasında bir musibetin olduğu inancı vardır . Bazı Yaşar Kalafat, Yozgat Yöresi (alk İnanmalarında Mitolojik Şisreler Salurlar-SıraçlarBektaşi ve T“rkmenler www.yasarkalafat.info (ammed Arman, yaşayan Bir gelenek Çomakdağ da D“ğ“n Törenleri”, Muğla Değerleri Sempozyumu Bildiri Kitabı, Muğla, . S. Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Yaşar Kalafat, Diyarbakır ve Çevresi Örnekleri İle (alk İnançlarında Tavaf/Dönme Osmanlı’dan Cumhuriyete Diyarbakır, editörler Bahaeddin Yıldız-Kerstin Tomenendal,. Diyarbakır Valiliği, Ankara , s. – Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari 91 açıklamalara göre; bir takım kırılma, dök“lme, hastalanmalara kem gözl“ insanların sebep olabildikleri gibi gör“nmeyen bir kısım şer g“çler tarafından da bu t“r olaylara sebebiyet verilebilmektedir. Kırılan ayna t“r“ eşyanın, kırılmaya sebep ol g“ç tarafından sahiplenildiğine inanılır. Bunların kullanılmaları yeni sahibi tarafından onanmaz ise bir takım uğursuzluklarla karşılaşılabilir. Mumcular da bebek d“nyaya geldiğinde bebeğin eşi ve göbek parçası cami, okul, askeri birlik binası, resmi daire gibi yerlerin duvar diplerine göm“l“r. Nereye göm“lm“ş ise b“y“ğ“nce o mesleği seçeceği inancı vardır . Bu inançta, bize göre kişioğlunun bedeninden ayrılan parçası ile yaşayan canlı v“cudu arasında, o v“cut da öl“nceye kadar s“ren ilişki vardır. Adeta göm“len parça göm“ld“ğ“ yerden aldığı bir etki ile göm“lmeyen gövdeyi etkileyebilmektedir. Geçmişte çocuklara isim verilmesinde tercih, aileden seçilmiş isimlerden olurdu. Şimdilerde kimse isim seçmek için geçmişine bakmaya l“zum görmemektedir . Mumcular da gelinin kayın pederi kapıyı açar, sonra gelinin başına al bir kumaş ört“l“r, “zerine yeşil, mavi yemeniler atılır. Gelinin başına zeytin dalı ve fesleğen çiçeğinden taç yapılır . Mumcular da kız ve gelinlerin s“slenmelerinde Hal/ben eskiden yapılırdı. Sadece yanaklara ben yapılırdı. Şimdilerde yapılmamaktadır . (al, T“rk k“lt“rl“ halkların halk inanmalarında bir aidiyet işaretidir. S“s olarak yapılmadan evvel veya s“s olmasının yanı sıra başka bir kabileye gelin gidecek kızlara kabilelerini anlatmak için yapılırdı. Bunlar sıradan motifler olmaktan öteye adeta damgalardı. . Mumcular da gelinlik giyildikten sonra geline kuşağını babası, o yoksa dayısı bağlar. Kuşak gelinin beline 3 defa dolandırılır ve bu esnada ilgili duası okunur . Anadolu ve Suriye T“rk k“lt“r coğrafyasında bekâret kuşağı olarak da bilinen Yaşar Kalafat, Kocaeli ve Çevresi Örnekleri İle T“rk (alk İnançlarında Adanmışlık/Sahiplilik I.Kocaeli ve Çevresi Kültür Sempozyumu, Kocaeli 20–22 Nisan 2006 Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Yaşar Kalafat, Aşiretlerde Mitolojik Bulgular, Ankara, , berikan, s. – Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Yaşar KALAFAT gelin kuşağını gelinin beline erkek kardeşi, o yoksa amcasının oğlu bağlar. Kuşak bir anlamda yeni bir stat“ye geçişi anlatır. Esnaf teşekk“llerinde, yoncalarda kalfalık ve ustalık kuşakları keza sporda da al ve kara kuşak gibi kuşaklar vardır . Kelam-ı Kadim gelinin çeyiz sandığına değil de gelin gideceği eve veya odasına evvelce konulur . T“rk k“lt“rl“ halkların halk inanmalarında gelin sandığının olmazsa olmaları ve bunların sandığa koyulurken sıralanış biçimleri vardır. Kız çocuğu d“nyaya geldiği zaman hen“z sandığı alınacak yaşa gelmemiş olsa da onun için ilkin bir makas alınır ve makas sandığına koyulan ilk eşyadır. Birçok yörede sandığa son konulan ve diğer konulanların “zerine yerleştirilen Kelam-ı Kadim’ dir. Bazı yörelerde gelin baba evinden Kelam-ı Kadim in altından geçerek çıkarılır ve gelin alayının ön“nde taşınır. Mumcular da altın takılar ve ev oğlan tarafınca karşılanır. (alk arasında Ev yaparsan tuğladan, kız alırsan Muğla’dan al şeklinde sık söylenen bir söz vardır . Mumcular da bebek d“nyaya geldiğinde özel bir şenlik yapılmaz, toy d“zenlenmez, bu maksatla toplu yemek yenilmez . Mumcular da bebek d“nyaya geldiğinde eskiden tuzlama” olarak bilinen bir uygulama vardı. Şimdilerde bu uygulama kalkmıştır. (alk arasında eskiden çok konuşan kimse için Senin tuzun az gelmiş denirdi. Tuzlanmamış olmak, bir eksiklik sayılır, bebeğin tuzlanmasının gereğine inanılırdı . Ananeye ve yavrusuna Kırklama yapılır. Kırk suyuna kırk adet k“ç“k taş parçası atılır. Kırklı bebeklerin kırklarının karışmaması için karşılıklı bozuk madeni para değiştirilirdi. Süpürgenin insanın “zerine dokunması iyi sayılmaz, uğursuzluk olarak kabul edilir. Korunmak için “zerine s“p“rge dokunan kimse s“p“rgeye doğru t“k“r“rcesine tu tu tu” yapar . Tu-tu-tu lama bir nevi efsun veya efsunlamanın Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Karşılaştırmalı Halk İnançları Türk Halk Tefekküründe Kurt 2, Berikan Ankara, , s. – Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari 93 bir parçasıdır. (alk sağaltmacılığında tu tu tu lama ile sık karşılaşılır . S“p“rge halk inanmalarında T“rk k“lt“rl“ halklarda bir kod oluşturmuştur . S“p“rge, s“p“rme zamanı, s“p“rme şekli ile hayatın her dönemi ile ilgili inançlar vardır. Bu inançların biz verdiği mesaja göre, o gör“nen ve gör“nmeyen pislikleri ve musibetleri temizleyendir. Bunun içindir ki, farklı yerlerde farklı s“p“rgeler ve s“p“rme şekilleri vardır. Borçalı Karapapakları nda yaşayan bir inanca göre koyunların altını temizlemede kullanılan s“p“rge onların sırtlarındaki karın temizlenmesinde de kullanılır ise s“r“n“n bereketi kaçar. Keza, Kars yöresinde yer s“p“rgesi ile ekmek kırıntıları s“p“r“lmez onlar elle toplanmaya çalışılır, aksi halde bereketin kaçacağına inanılır. Merzifon da yatmakta olan Pirî Baba t“rbesindeki özel s“p“rge huysuz çocukların “zerinin s“p“r“lerek tedavilerinde kullanılır ve s“p“rge başka maksat için kullanılmaz . Arife g“nleri b“t“n mahalle çocukları toplanır, evlerden çocuklara yiyecek içecekler dağıtılır ve bu uygulamaya hangalak denir. Çocuklar bu yiyecekleri toplamak için ev ev dolaşmazlar, bu şenlikler belirlenmiş bir sokakta olur aileler ikramlarını onların oldukları yere göt“r“l“rd“. (angalak veya (ankalak kelimesini sözc“klerde bulamadık . Gala/kale bağlantılı ve han kalesi anlamına geliyor olmalı. Kars ta tezek kalağı, tezekler ve ot kalağı da otlar için kullanılır. G“ney Azerbaycan da Daş Gadak, taş yığını Ovoo/Oboo t“r“ kutsal mekânlar için de kullanılır. Eskiden köy odaları vardı. Ağalık döneminde y“z“kç“ler gelirlerdi. Bunlar y“z“k yaparlardı. Ayıcılar gelip ayı oynatırlar kalaycılar da kalay yaparlardı. Bunlara misafir muamelesi yapılır, yakacak odunları sağlanır yedilir içirilir ve yemeklikler verilirdi. Bu bir nevi ödenmesi gereken borç gibi bir uygulama idi . Yaşar Kalafat Gök Tanrı İnancından G“n“m“ze Kadar Efsunlama Tu-tu-tu lama Uygulamaları II. Uluslar arası Karacaoğlan ve Çukurova Halk Kültürü Sempozyumu Bildirileri, Adana – Kasım Adana s. – ; Türk Dünyası Tarih Dergisi, Eyl“l S. sh. – Yaşar Kalafat, Antalya Yöresi Örnekleri İle T“rk K“lt“r Coğrafyasında S“p“rge İnancı , 20. Yüzyılda Antalya Sempozyumu, – Kasım , Akdeniz Üniversitesi Atat“rk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi araştırma ve Uygulama Merkezi, Yayına haz.: Mustafa Oral, Antalya, , s. – Yaşar Kalafat, Amasya Halk İnanmaları ve Bazı Monografilerden Mitolojik Veriler” www.yasarkalafat.info Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse T“rk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük Ankara, 2006, Ahmet Şenol, Halk Kültürü ve Etnografya Terimleri Sözlüğü , Ankara, 2013 Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Yaşar KALAFAT T“rk k“lt“r coğrafyasında arifelik toplama uygulama ve inancı vardır. Bazen bunun için alaylar oluşturulur, özel ilahilerle toplama yapılır ve bazen de toplama işlemi şahsi olur. Bölgedeki t“rbelerden Acar Dede Türbesi “nl“d“r. Bu t“rbe Dört Tepe köy“ndedir. Bu t“rbeye de halk adak bezi bağlar. Buranın halkı da S“nni dirler. Burayı ziyaret için daha ziyade çevreden gelinir. T“rbede çok b“y“k bir Pinvar ağacı vardır . Adak olarak kesilen hayvanın eti adak sahibi tarafından yenilemez yenilmesi istenir ise etin parası ödenerek et satın alınıp yenilebilir . Adak olarak adanılan nesnenin sahibi değişmiş adanılan canlı veya cansız varlık adanmadan sonra adanana ait olmuş olur. Adak adayan kimse adağından tadabilmesi için adanandan icazet alması gerekir. Adak etinin satın alınması bu t“rden bir sahip değiştirme iznidir. Nazar alınmaması ve nazardan korunmak için şahıslar okutulurlar. Ayrıca kurşun dökme inanç ve uygulaması da yaygındır . T“rk k“lt“rl“ halklarda kurşun dökme korunma için ve daha ziyade de kurtulma için yapılır Çeşitli yatalak olmayan rahatsızlıklar, terslikler için, bazı hallerde basık olma halinin giderilmesi için de kurşun dök“l“r. Bu yörede rüyasında ölm“ş bir yakını görme önemsenir. Böyle bir rüya gören kimse hayır dağıtır. Bir şekilde çevresine hayır işler . R“yada yakının görme ve hayır işleme uygulaması farklı dini akaitlere mensup T“rklerde de vardır. Bu hayırlar r“yada gör“len şahsın ruhuna Kur an okunması veya bir sadaka verilmesi bir hayvanın doyurulması şekillerinde olur. İnancın derinliklerinde fiziki öl“mle ruhun ölmediği, bu d“nyadan göçenlerle hen“z göçmemiş olanlar arasında ilişkinin s“rmekte olduğunu gösterir. Mumcular ın S“nni inançlı kesiminde ölüm yası – g“n s“rer. Bu toplumda öl“n“n ını sini ve yılını yaparlar. Bu g“nler m“nasebetiyle mevlit okutanlar olur. Alevi inançlı olanlarda ise yas g“n s“rer, bu s“re zarfında traş olunmaz. Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Yaşar Kalafat, Kocaeli ve Çevresi Örnekleri İle T“rk (alk İnançlarında Adanmışlık/Sahiplilik I.Kocaeli ve Çevresi Kültür Sempozyumu, Kocaeli 20–22 Nisan 2006 Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari 95 Şimdilerde yemekli mevlitler pahalı bulunduğu için yaslı halk Yasin okutmakla yetinmektedir. Öl“n“n “nde lokma dök“l“r . Yaslı kimsenin traş olmaması ile insandan kurban olmaması inancı ilişkilendirilebilir. (ac da kurbanın ve saç sakal traşının dönemi vardır. Gerçi öl“ evinde hayvan kesilerek kan akıtılabilmektedir. K“lt“r coğrafyasında yasta saç yonma ve hatta saçın bir böl“m“n“ kesme şeklinde uygulamaların olduğu bilinmektedir. Mumcular halk inanmalarında yıldız kaydığı zaman niyet utulur. Yıldız kayması etrafında çeşitli inançlar oluşmuştur. Daha ziyade yıldızın kayışı bir öl“m haberi olarak algılanır ve yıldızın kaydığını gören kimse yıldızım yerinde der . Bu yörede baykuş ve tavşanın uğursuzluğuna inanılır. Ayrıca Kara kedi için de uğursuz denilir . (ayvanlarla ilgi inançların tespitleri, hayvan mitosları yolunun aydınlatılabilmesi için önemlidir. Mumculardaki bu hayvanlarla ilgili inançlar T“rk k“lt“rl“ halklar arasında çok yaygındır . Televizyon gibi yaygın iletişim vasıtaları ile yapılan dinî programlarda açıklama yapan Diyanet İşleri Başkanlığı yetkililerine göre ara kediyi uğursuz sanmak, mezara defin döneminde toprak atarken k“reğin elden ele verilerek değil de yere konulup yerden alınması gibi inançlar bidattırlar. Burada da kullanılan köstebekle ilgili bir özl“ söze göre Köstebek toprağı ne kadar eşerse başına o kadar toprak döker Bodrum Kırsalında Alevi Türk Halk İnançları Çalışmanın bu böl“m“, Bodrum un Kumköy merkezi ve onun bir mahallesi olan Ümene de yapılmıştır. Burası – hane olan bir Alevi köy“d“r. Kaynağın ifadesi ile Köyümüze dede gelmiyor. 50–60 sene evvel her şey yekte idi. Akşamdan dede gelirdi toplanılırdı. İki avucuna iki köz alır avucunu yumar ve açınca cemaate gösterirdi avuçları yanmazdı. Şimdi dedemiz de yok ebemiz de yok. Bizim takatimiz onları getirmeğe yetmiyor. Sorumluluğumda üç ailem var, onlar aç. Hacı Bektaş’a tabiiyiz. Toplumumuzda Düşkünüz çok var. 7 yıldır düşkün olanlar var. Eskiden bir Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Yaşar Kalafat, Azerbaycan-İran-Anadolu-Irak Halk İnançları Hattı, Berikan, Ankara, , s. Kaynak Kişi: Ali G“l, Bölge halkından, ilkokul mezunu, yaşında, sözl“ k“lt“re ve bölge tarihi ile ilgili anlatılara ilgi duyan bir kimse Yaşar Kalafat, Türk Halk İnanmalarından Hayvan Üslubu’nda Mitolojik Devri Dayım I, Ankara, , Berikan Yayınları, s. - Yaşar KALAFAT kibrit çöpü haksız alınmazdı. Mahkemelik bir durum yaşanmazdı. Toplumumuzda çift eşlilik olmaz Kan davası olmaz. Hoşgörü esaslı bir yapımız vardır’. Koru Alevileri, T“rkmen olduklarını, bu bölgeye Adana, Maraş tarafından geldiklerine inanırlar. M“rşitleri (alil gerçekti, şimdi ise onun oğlu Aydın Gerçek m“rşitlik yapmakta Bulgurca-Aydın da oturmaktadır. Koru köy“ Alevileri ne dedeleri Aydın-Kızılcapınar Akçeşme den gelirdi . Bu toplumda Yüzü alınmak d“şk“nl“kten çıkmak anlamına gelir. Yolumuz (ak Muhammet Ali Yolu dur . Koru köy“nde kız kaçırma yöntemi ile evlilik vardır . Koru da Alevilere S“nniler kız vermezler. Alevilerden S“nnilere kız nadiren verilir . Koru köy“nde çocuğa ismini ebesi koyar. Eskiden isim seçimi aileden olurdu. Şimdilerde isimler fantezileşti Fatma lar Fatoş oldu. Ayşe Anamızın ismi bizim k“lt“r“m“zde ismi Aşe dir. Bizim inancımıza göre Ayşe anamız (z. Ali ye d“şmanlık yapmıştır denilmektedir. (er musahipli Alevi, Alevilik konusunda fazla bilgi sahibi değildir. Bir kimsenin birden fazla musahibi olabilir. Uzun zamandan beri bölgemize Dede gelmemektedir. O yılarda da Baba çağrılırsa gelirdi. Yaklaşık – yıldır bölge Alevileri dedesizdirler. Musahiplik burada bu nedenle önem kazanmıştır. Cem için musahiplerden kişi ve gözcü olarak da bir kimse çağrılarak yeterli cemaat oluşur. Bir Alevinin musahip olabilmesi için yıl testten geçmesi gerekir . Koru Alevilerinin en “nl“ yatırları Milas Beçin kalesindeki Ahmet Gazi’dir. Genç kızlar kısmetlerinin açılması için buraya giderler. Burası Alevi inançlı halkın çocuk isteme ve diğer dilekleri için de başvurulan bir yerdir . Koru Alevilerinin ziyaret ettikleri diğer yatırlar: Acar Dede, burası bir Döşektir. Veli Babaoğlu Tekkesi, burası da bir döşektir. Çiçek Baba burası da keza bir Döşektir. Kellesiz Dede burada bir mezar vardır. Dal Bacak Dede, Çiçekli Ali Türbesi, burası meşelik mezarlığında bir mezardır. Burada şifa için yatıldığı olur Orada Erken çalınır/Cem yapılır. Kurban kesilir. Adak kurbanların etinden yenilebilmesi için adak sahibi yiyeceği etten satın alması gerekir . Döşek/Döşşek konusu Alevi T“rk İslam kesimin bir inanç “r“n“d“r. Çalışmalar ilerledikçe bunlarla daha sık karşılaşılmaya başlanmıştır. Bunlar mezar olmayıp dedelerin herhangi bir şekilde uğradıkları, soluklandıkları mekânlardır. Kaynak kişi (asan Bal, Alevi, yaşında Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari 97 Dede buraya uğramak sureti ile bir anlamda burayı kutsamış olmaktadır. Uygulama, Atlı Göçebe Bozkır Medeniyeti nin inanç sistemlerinden olan Gök Tanrı inancının Anadolu göç“d“r. (ala Uluğ T“rkistan ve çevresinde Yol İyesi ne yapılan saçı olarak yaşamakta ve ovoo/oboo olarak bilinmektedir. Uygulama, (er iki coğrafyada da taş ve çaput saçısı yapılarak yaşatılmaktadır . Ankara Kazan da Döşekler Dede Durağı olarak bilinirler. Bir dönem dede Yağmur Duası burayı seçmiş ise veya bir dönemin dedeleri abdest almak için seçtikleri bır çeşme var orası Dede Durağı olarak bilinir. Bir dönemin dedelerle bayramlaşma yerleri de keza bu t“r dede Durağı olurlar Kazan ın Çılpan köy“nde bu neviden Dede Durakları vardır . Bu inanç Aylı Göçebe bozkır k“lt“r“ndeki Oboo/Oboo ların Anadolu ya inanç göç“ olarak girmiş bir örnektir. Kellesiz Dede, Etrim de yapılan bir savaşta taraflardan çok ölen olur, Ethem isimli bir yiğit kafası v“cudundan ayrılmasına rağmen, kellesini koltuğunun altına alır ve savaşa devam eder, saz köy“n“n mezarlığına kadar savaşarak gelir ve orada toprağa d“şer. (alen mezarı bu mezarlıktadır ve Kellesiz Dede olarak bilinir . Kellesiz Dede inancı Batı T“rkl“ğ“ k“lt“r coğrafyasında Kesik Baş ziyareti olarak bilinir. Bu konulu ilk çalışma Ahmet Yaşar Ocak tarafından yapılmış, daha sonra bu konuda yapılan tespitlere ilaveler yapılmıştır. Derinliklerinde inanç, Allah yolunda savaşanların fiziki öl“mleri ile cihatları uğruna gösterdikleri cehtin bitmediği anlatan bir öze sahiptir . Ahmet Gazi, Milas ta Batur Kalesi nde yapmakta olup Menteşeoğulları nın ordu komutanıdır . Dede İbrahim-i sani den gelirmiş (acı Bektaş ta postunu görm“ş bir kimse olarak bilinir. Gelen-Diden, hoyuk de denilen niyaz bezinin bağlanıldığı bir yerdir. Bağlanılan beze 3 defa dokunularak niyaz edilmiş olunur. Burası etrafı kısmen çevrili bir mekândır. Burası gömü olarak da bilinir. Yaşar Kalafat, Çorum ve Çevresi Merkezli T“rk K“lt“rl“ (alklarda Saçı , Osmanlı’dan Cumhuriyete Çorum Sempozyumu, 23–25 Kasım 2007, Çorum , s. – Burhanettin Baykurt, Ankara Kazan İlçesi ve çevresinde yapılan Yağmur Duası 1. Uluslar arası Kazan ve Çevresi Halk Kültürü Sempozyumu, Ankara, , s. – Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden Ahmet Yaşar Ocak, Türk Folklorunda Kesik Baş (Tarih Folklor İlişkilerinden Bir Kesit), T“rk K“lt“r“n“ Araştırma Enstit“s“, Ankara, Yaşar Kalafat, Siirt Yöresinde Yatırlar Etrafında Şekillenmiş (alk İnançları ve Kesik Baş Motifi Geçmişten Uluslararasu Günümüze Siirt Sempozyumu (Siirt Eylül 2006) Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden Yaşar KALAFAT Buralarda niyaz edilirken t“rbenin etrafında ayakkabıların çıkarılması gerekir. T“rbenin etrafında Allah, Muhammet, Ali denilerek 3 defa dön“l“r. Dön“ş erenin sağından soluna doğru olur. Tavaf inancı bazı farklılıklar içermekte olsa da itikat olarak kök“ arkaik dönemlere dayanan ve coğrafya olarak da Orta Doğu sınırlarını aşan bir coğrafyada hayat bulabilen bir dinî uygulama biçimidir. Yukarıda belirtildiği gibi T“rk yuğ merasimlerinde de gör“lmektedir . Turgut Reis deki Sabancı Parkı nda Eren Dede yatmaktadır. uzunluğundaki bu yatır mezarını halk çeşitli dilekleri için ziyaret eder. metre Eyrice Tekkesi’ne ot biçin zamanında ayakları basamayan çocuklar göt“r“l“r, otlardan demet bağlanır. Bu uygulamada, Allah ın ayeti, Allah ın dini diye inanılır imanı olanlar bu bağı bağlarlar. İnancı hâkimdir. Burada kurban kesilir. Çocuklar iyileşip ayaklarına basabildiklerinde tekrar göt“r“l“p bir kurban daha kesilir . Bağ yapmak, bağlamak, bağı çözmek, bağdan korunmak halk inanmalarında bilhassa halk sağaltmazlığında, b“y“ boyutu g“çl“ olan bir yöntemdir. Damatlar başarısız olmaları için kurtlar çiftlik hayvanlarını kurtarmak için, bağ-bahçe, hayvanlar ve insanlar hastalıklardan korunmak için, çok yağan kar ve yağmur hasara yol açmasın diye bağlanır, bağları çöz“l“r. Farklı bağlama yöntemleri vardır. Koru köy“ndeki ayakları basamayan çocuklar için yapılan bu uygulama halk sağaltmacılığında Köstek kesme olarak bilinir ve çeşitli uygulama biçimleri vardır. Neticede bağın kesilmek suretiyle açılması söz konusudur. Olumsuzluğa, istenilmeyen hale yol açanın bağını açmak koparmak amaçlıdır. Burada bir sembolizasyondan bahsedilebilir. Otların demet olarak bağlanması tersine beklenti, benzetme, doğadaki ile benzerleştirme aranabilir. Koru Köy“ Alevi T“rkmenlerinde Ocağa/Od’a eşiğe niyaz edilir. Yemek yapılan kaba yemek dağıtılmadan niyaz edilir. Niyaz edilirken; Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali, Allah, İmam katarından ayırmasın, Allah (alil İbrahim bereketi versin denilir. Niyaz demek secde demektir. Dedeye niyaz eden kimseye dede, Niyazın (ak a der. Bize göre, bu niyaz tespiti fevkalade önemlidir. Niyaz etmek, y“k“nmek, zikretmek, secde etmek, yönelmek ululuğun kabul“ anlamınadır. Ocağa niyaz ateşe niyaz ateş k“lt“n“n kutsallığını kabul etmiş Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara, – Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden ,s Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari 99 olmayı anlatır. Keza, aynı açıklama eşik için de, kap kaçağın yapılmış olduğu toprak ve maden için de geçerlidir. Dedeye niyazla da dedenin sistemdeki kutlu yerine işaret edilmiş olunur dede ise niyaz makamının Hak” olduğunu açıklayarak adeta arkaik inançla vahi “r“n“ inançlar arasındaki var olan aynılık bağına işaret etmiş olmaktadır. Koru T“rkmen Alevileri nde gece seyahat eden kimsenin ön“ne aniden bir nehir veya göl çıkar ise ona manevi bir saygı duyulur . Bize göre, bu saygı bir dönemin y“k“nme inancının kalıntısıdır. Kutsal dağlara olduğu gibi sulara da niyaz edildiğinin göstergesidir. Bu t“r mekânların akşam olup g“neş battıktan sonra farklı bir mistik kimlik kazandıkları onlardan daha fazla sakınıldığı bilinmektedir . Bu toplumun d“ğ“nlerinde düğün bayrağı olarak T“rk Bayrağı yer alır. Onun “zerine al ve yeşil t“lbentler takılır. D“ğ“n bayrağı olarak ayrıca d“zg“n bir ağaç tespiti yapılır, onun kesimine toplu olarak gidilir ve bu ağaç kesinlikle yere konulmaz. Bu ağaç/direk omuzlardan inmeden kumaş parçaları, damadın gömleği, havlusu gibi bazı şeyler ona bağlanarak s“slenir. Müsahipli bir kimse onu “ç defa salâvatlar. (emen orada bir kuzu kesilir. Ağacın tepesine liman ve ayna bağlanır . Al ve kara bu yöre halk k“lt“r“nde de hayrı, iyiyi ve karada şerri, köt“y“ temsil eder. Yeşil ile Cennet ve yaşam anlatılmış olur. bu yörenin sözl“ k“lt“r“nde de karaya ak dediği ne zaman gör“lm“ş ki denildiğinde, iyi ve doğru bildiğinden şaşmaz kimse anlatılmış olur. D“ğ“n Bayrağı gönderinin tepsine konulan bazen elma bazen, soğan veya limonun konulma nedenine dair farklı açıklamalar vardır. Çok kere telekler bunların “zerine tutturulur. Damadın yeni ocağın egemeni, beyi olduğu, damat bayrağının da bu egemenliğin sembol“ olduğu benzetmesinden yola çıkıldığında gönderin tepesindeki bu elma, soğan veya limon devlet çapındaki emsalinde muhtemelen madendi. Koru köy“ T“rkmen Alevileri nde evlenecek gençler arasında mezhep ayrılığı var ise, evlenmelerinde gençlerin anlaşmış olmaları esas alınır. Anlaşan gençlerin evlenmelerinin ön“ne geçilmez . Gelinin başına çiçekler ve zeytin dalından çelenkler yapılır . Anadolu kısal alanında çiçekten çelenkten ziyade kofik olarak da bilinen özel fesler baş bezeği olarak kullanılır. Bunlar, kasnakları madeni para ve pullarla bazen da boncuklarla Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara, Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden , s. Yaşar KALAFAT s“slenmiş bir t“r takkedirler. Eğe bölgesi kırsalında bunların erkekler için olan örnekleri de vardır. Doğudan batıya gidildikçe kofik ile çiçekli taç bir arada kullanılmaya başlanır. Bazı bölgelerde ise kofik tamamen kalkmıştır. (er “ç halde de renkli yazmalar gör“l“r. Dikkati çeken husus aile yadigarı olarak saklanıp özel hallerde kullanılan kofik ile yapımı pratikleşmiş kofiğin çok ciddi farklılıklar arz etmesidir. Kasnağa sıralanan para veya pulların altın, g“m“ş veya sıradan bir maden oluşları tek sıra veya katmerli döşenmiş oluşları alına tekab“l eden kısımda diğerlerinden daha b“y“k bir altının yer alabilmesi, altınların kasmağa dikili veya minik bir zincirli oluşları, başta kullananın sosyal stat“s“ olmak “zere farklı mesajlar veriyor olmalıydı. Bu t“r başlıklar bazı toplumlarda sadece gelinlerde ve muhakkak d“ğ“n döneminde kullanmakla kalınmıyor, sair zamanlarda da gör“lebiliyorlardı. Kutsal sular, kutsal dağlar, kutsal tabiat inancını hala s“rd“rmekte olan Mopuc/Makuci Kızılderililerinde Anadolu gelin başlıklarında kullanılan telekler baş ve boyun s“s olarak kullanılırken şifacılarının davullarının davulları etrafında - halkalı zincirlerden oluşan madeni paralar yer sallanmaktadır. T“rk musikisinin pullu define çağırım yapan bu davullarda madeni paraların sıralanmasının inanç anlamı olmalı. Sığır gibi b“y“kbaş hayvanlara b“y“kçe çanlar keçi t“r“ k“ç“kbaşlara daha minik olanların takılmalarının sebebi sadece bunların birbirlerini veya çobanın olları bulabilmesi için midir? Kanaatimizce, bu çanlar aynı zamanda koruyucu olarak da görev yapıyorlar. Bu uygulama, Adeta yabanda dolaşan kimsenin elindeki sopayı taşa, çalıya vurarak ses çıkarıp bir takım tehdit unsurlarının uzaklaştırmasını sağlamak amacını da taşıyorlar. Bu uygulama sadece gör“nenler muhtemel d“şmanları savuşturmuyor aynı zamanda bir t“r “destur” görevi de içeriyor, gör“nmeyen musibetlere karşı da korunma sağlıyordu. Kofiklerdeki sallanınca sesler de çıkabilen bu madeni para ve pulların derinliklerinde de bu inancın izleri aranabilir. Zira bu t“r kofikler insanın en g“zel yıllarının en bezekli dönemlerinde yani kem göze nazara en açık dönemlerinde kullanılır. Ses, g“r“lt“ ve kara iye bağlantısının izlerini kabı tokmaklarında da görd“ğ“m“z söylenebilir. Dış kapının erkekler için kullanılan tokmağının b“y“k ve daha tok ses ve y“ksek sesli olması kapıyı açacak ev hanımına korunabilme tedbirli temkinli olabilme mesajını verir. Ses çıkarılarak gör“nmeyen şerlerin def edilmesini hayatın her safhasında görebiliyoruz. Gelinin yeni evinin eşiğinden girmeden evvel cam tabağı veya su dolu toprak testiyi ayağını basarak, vurarak kırması, Gör“nmeyenlerin duyması istenilmeyen hususlar için, şeytan kulağına kurşun denilip tahta t“r“ vurulunca ses çıkarak bir nesneye birkaç defa vurulması, ay veya g“neş tutulunca, onu esir alan g“çten koruyucu bekçilerin uyandırılması amacıyla, tencere dibi veya davul çalınması, havaya ateş edilmesi bunlardandır. Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari 101 Koru Köy“ Alevileri nde Dede ye 3 adım kala dedeye sırt dön“lmez. Bu toplumun kutsalları arasında Dede ve Atat“rk özel yer tutar . Dede ye sırt dön“lmemesi uygulaması, ş“phesiz, dedenin manevi stat“s“ ile ilgidir. Niyaz edilen dede, canlara Niyaz makamı, mercisi olarak hak ı işaret eder. Koru Alevileri nde Kurban bayramlarında dişi hayvan kurban olarak kesilmez. Dişi hayvan kesmekle can alınmış olunacağına inanılır . Dişi hayvandan kurbanlık alınmış ise onun hamile olmaması için gösterilen hassasiyet S“nni kesimde de vardır. Kesildikten sonra hamile olduğu anlaşılan hayvan için esef edilir, pişmanlık duyulur Bölgede Çekirgen olarak bilinen karın ağrılarının tedavisi için tuğla ateşte ısıtılıp karın kısmının “zerinde 3 İhlâs okunarak kırılırdı . Yağmur Duası’na daha ziyade eskiden çıkılırdı. Sepetin içerisine canlı bir varlık mesela kurbağa koyulur, o sallanılarak onunla çocukların oluşturduğu gruplar olarak ev ev dolaşılırdı. Evlerden bir şeyler toplanır birlikte yenirdi. Geçmişte bu dualara S“nni ve Alevi inançlı M“sl“manlar birlikte tefrik yapmadan aynı erenlere giderlerdi. Yağmur dualarında, dua eyleminin bir parçası olarak yer alan hayvanlar arasında yılan, at gibi kurbağa da vardır. Su kurbağalarının kuraklıktan en fazla muzdarip olacaklarından olmalı birçok yağmur duası uygulamasında Kurbağa yer alır. Atın ise canlısı değil kurumuş at kafa kemiği ile bazı uygulamalar yapılır . Doru Alevi T“rkmenleri nde Nevruz ve Hıdrellez kutlamaları çok sön“k geçer . Erzincan Alevileri nde gör“len Mart ta kurban kesilip toplu yenilerek barışın sağlanması s“rd“r“lmesi uygulaması burada yoktur228. Erzincan ın Alevi T“rkmenlerinde Hızır Orucu’nda Tuzlu Çörek yenilip yatılınca gör“len rüya ile gençler kısmetlerini tahmin edebilecekleri inancı vardır . Nevruz da Tuzlu Çörek, Tuzlu Glik yenilerek evlenilecek kişiyi r“yada görme inancı yukarıda belirtildiği gibi geleceği tahmin yöntemlerinden Nevruz/ Yenig“nde uygulanan bir fal t“r“d“r. Eski hesap Şubat Hıdrellez olarak bilinir ve bug“n g“n oruç tutulur. Bug“n (z. (ızır, darda kalanlara yardım eyle denir İnanışa göre (ızır ın yanına Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Yaşar Kalafat T“rk K“lt“r Coğrafyasında Yağmur Duası Yağmur Duası Kitabı, (azırlayan M. Sabri Koz, Kitabevi, İstanbul , sf. – Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara, , s. - Yaşar KALAFAT bir çocuk gelmiş olsa o ayağa kalkarmış, insanları çok severmiş, Bu sevgi Allah ın insanlara kendi ruhundan “flemiş oluşundan gelmektedir. Kupkuru, çorak bir yerde bir yeşil alan gör“lecek olsa, anneler buraya niyaz ederler ve Buraya (ızır a.s. gelmiş olmalı nişanesi var derler . (ızır İnancı T“rk k“lt“r coğrafyasında muhtelif halk anlatıları ile yaşamaktadır. (ızır a verilen stat“ de halk kesimlerinin hepsinde aynı değildir. Onun gelişinin takip şekline, ona yapılacak isteklerin yansıyış biçimine, dilekte bulunma yerlerine, gelip dönd“ğ“ne dair bıraktığı işaretlere dair çok sayıda inanç ve efsane vardır. (ızır çok kere bereket, şans açıklığı, dileklerin gerçekleşmesini sembolize eder. . Dört yapraklı yoncanın dilekleri tensil ettiği inancı burada da yaşamaktadır. Bulunup “zerinde taşınması istenir. Beher yaprağının bir dileği temsil ettiği inancı vardır. Koru Alevilerinde gece aynaya bakılmaz, hamile hanımın da gece aynaya bakması doğru bulunmaz. Cenaze olunca evin aynalarının “zerine çaput atılır/aynalar ört“l“r . Gece aynaya bakılmaması, hamile hanımın aynaya bakmaması, cenaze evinde aynaların ört“lmesi gibi uygulamaların ortak yanı aynaların çıplak gözle gör“nmeyen bir takım varlıkları gösterebilme özelliği ile ilgili olmalı. Masallardaki b“y“c“lerin aynalı k“releri hatırlanınca değerlendirmemiz biraz daha anlam kazanmaktadır. (atta k“ç“k bebekler de aynaya baktırılmaz. Gece, kara iyelerin aktif olma dönemleridir. Öl“m anlarında ve Kur an okutulduğu ortamlarda keza birtakım semavî varlıkların aktif oldukları zamanlardır. Kırklı kadın ve bebek ise yalıngözle gör“lemeyenlere karşı daha hassas görme yeteneğine sahiptirler. Bu itibarla aynaların böyle yerlerde ve böyle zamanlarda ört“lmeleri doğal olmalı . Kırık aynaya bakılmaz bakmak g“nahtır . Kırık aynaya bakılmayacağı da aynı yaklaşımla açıklanabilir. Kırık ayna bir b“t“n“ parçalı gösterebilir, aynadaki yansıma farklı bir b“t“n olarak gör“nebilir. Aynanın beher parçası farklı objeyi bir arada yansıtmış da olabilir. Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Tematik Halk İnançları, Berikan yayınları, Ankara, Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Yaşar Kalafat (alk İnançlarında (ususiyle Tahtacılarda Ayna 1. Akdeniz Yöresi Türk Toplulukları Sosyo –Kültürel Yapısı (Tahtacılar) Sempozyumu (26–27 Kasım 1993 Antalya) Ankara sh. – Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari 103 (amile hanım denize katılmaz/denize sokulmaz . (amile hanımın bazı kan damarlarının veya kanallarının açık olabileceği mikrop kapabileceği inancı çok yaygındır. Bu inancın korunma bağlantısı olabilir. Cenaze kefenle göm“l“r. Tabuta öl“s“n“ elbise ile giysili olarak koyanlar da olur. Tabutun “zerine gitsin nasip alsın diyerek halı t“r“ sergi serenler de olur . Cenazenin giysili göm“lmesi şeklindeki uygulamanın, eski T“rk İnanç sistemi ile bize göre ilişkisi vardır. Kadim dönemlerde T“rk definleri ziynet gibi kıymetli eşyalar ve savaş kuşamı ile olabiliyordu. Atı ile göm“len bir T“rk muharip tekrar dirilmeye veya öteki d“nyaya inanıyor ve böylece zaruri eşyalarını da yanında bulundurmuş oluyordu. Bu toplumda, yas s“resi 40 g“nd“r. Yas s“resi boyunca sakal kesilmez traş olunmaz. Sakal, Yas Yemeği’nde kesilir. Bu topumun yas döneminde yüz yırtmak, saç yonmak, yüze toprak atmak t“r“ uygulamalar yoktur . Doru Köy“ T“rkmen Alevileri nde de gökle ilgili inançlar vardır. Gök Kuşağı’nın havanın açılıp g“neşlik olacağını gösterdiğine inanılır . Gök Kuşağı etrafında T“rk k“lt“rl“ halklarda bir hayli inanç oluşmuş, bunlar bir k“lt meydana getirmiştir. Bu konuda altından geçebilenin cinsiyet değiştirebileceği, yeşilini sahiplenin cennete gidebileceği, bunu (z. Fatma nın Kuşağı olduğu gibi inançlardır . Ayın tutulduğunu gören Doru lu Alevi T“rkmen elini y“z“ne çalar, iki eli ile y“z“n“ sıvazlar. Bu toplumda ay kutsaldır . G“ney batıdan çıkan yağacağına h“kmedilir . bulut un birleşmeleri halinde yakında yağmurun Erzincan ın T“rkmen Alevilerinde g“neşin sabahleyin doğma saatlerinde (z. Muhammed e salâvat getirilir . Koru köy“ Alevilerinde Güneş, (z. Muhammed ve Ay da (z. Ali olarak teşmil edilir . Bu köy“n Alevilerinde Pınar/Pelut Ağacı kesilmez. İnanç olarak kesilmesi sakıncalı gör“l“r. Yasaklanmıştır. T“rbelerin yakın çevrelerinden de ağaç kesilemez. Buralardan ağaç kesilebilmesi için rızanın alınması, kurban kesilip, kan Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Mitler, Berikan , Ankara, , s. Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Yaşar KALAFAT akıtılması gerekir. Bu kurallara riayet etmeyen kimsenin başına bir hal gelmesi durumunda onlardan kaynaklandığına inanılır . Yatırların etrafında, yakın çevresinde nebatat ve cemadattandan ne var ise yatıra aittir. Kuru yaprak, akan su, toprak, taş ne varsa sahiplidir ve o sahip oradaki yatırdır. T“rkmenistan da yatırın mezarına kala denir Çaban Baba Galası/Kalesi gibi. Yatır gönderine adak bezi bağlayan kimse O yatırın korumasına altına girmiş bayrağına sığınmış olur. Kaleden alınacak herhangi bir şey için kanlı veya kansız kurban verilerek sahibinden izin alınmış olunur . Erzincan ın T“rkmen Alevilerinde 7 g“n oruç tutulurken ağaç kesilemez . Bu inancın derinliklerinde ağacın da bir canlı olduğu, oruçlu kimsenin onu kesmekle bir canlıyı öld“rm“ş olacağı inancı vardır. Muharrem ayında kırmızı et ve balıketi gibi yumurta da yenilmez. Yumurtanın can taşıdığına, yenilmesi halinde o cana kıyılmış olacağına inanılır Yaş kesen baş keser. denir. Yaşla kastedilen kurumamış canlı bitkidir. Zeytin ağacı ve İncir ağacı odunu yakıt olarak kullanılmaz Bu iki bitkinin kutsiyeti Kur an-ı Kerim de onlara yemin edilebilmesi ile ilgili olmalı. Bazı ağaçlara inanç sisteminde farklı fonksiyonlar y“klenilmiş olması, ağaç k“lt“n“n irdelenmemiş boyutlarının olduğunu d“ş“nd“rmektedir. Bize, ağaçlarla ilgili inançların da bir ongun boyutu vardı. Bu konuyu bulgularımız yeterli olunca ayrıntılı irdelemeyi d“ş“n“yoruz. Bodrum Kuyucak Köy“ T“rkmen Alevilerinde halk inançları daha derli topludur. Mustafa Dede ye göre, “ Peygamber efendimiz zamanında Sünnilik yoktu, İslam-Müslüman Allah’ına peygamberine Allah’ın birliğine inanan demektir. İnancı esas alınır. Emeviler ve Abbasiler İslam’dan saptılar. Biz Yezid’e lanet ederiz ama oğlu Küçük Muaviye’ye lanet etmeyiz. Alevilik Kadir Hun ile birlikte başlar Bizler, Kuyucak köyü Alevileri, Hacı Bektaş’a bağlıyız. Köyümüzde cem yapılır. 2013 ün son cemi 12 Eylül’de yapıldı. Köyümüzde Cem Evi yapılıyor, biz Türkiye Cem Vakfı’na bağlı derneklerden değiliz. Biz Hacı Bektaş Dergâhı’na bağlıyız. Dergahın yetiştirdiği 360 halifeden 10 tanesi Ana’dır. Biz İslamiyet’i töremizden vaz geçmeden kabul etmişiz Sünnilerden farkımız bu noktadadır.250 Yunanistan da Seyyit Abdal Kızıl Dede Dergâhı vardır. Dergâhın her t“rl“ masrafını Yunanistan devleti karşılamakta ve bizlere her t“rl“ kolaylığı Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Yaşar Kalafat, Aşkabat ve Çevresinde Medfun T“rkmen Uluları, Türk Dünyası Tarih Dergisi, Mart S. , s. – Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari 105 karşılamaktadır. Oradaki Alevi halkın Yunan h“k“meti ile değil Yunanistan da yaşamakta olan S“nni halkla sorunları var. Seyyid Abdal Kızıl Dede Dergâhı mensupları sadece Bektaşi dirler biz ise Alevi- Bektaşileriz. Ayrıca Erdebil e bağlı Aleviler de vardır. Bizde Pençeyi Ali Aba Erdebil dekilerde ise sadece erkân ve musahipler vardır. Erdebil de erkânda Tuba Ağacı’ndan yapılmış ağaçla dede canların arkasını sıvazlar bizde bu hizmet ele yapılır. Yol bir s“rek bin birdir Eşi olduğu halde başka bir evlilik yapan kadın ve erkek giremezler . yıl ceme Biz de imamet de velayet de vardır. Bu kurum Erdebil de de vardır. Aleviler de de Alevi-Bektaşi lerde de dedelik kurumu soydan gelir, soydan s“rer. Soydan gelmeyen bir kimseyi yetiştirip dede yapan Alevi-Bektaşi esim de vardır biz onlardan değiliz. Bizde dedeliği sadece ocak zadeler yapar Bizde icazetli olmayan dedelik yapamaz. Bizde Dede eline saz alamaz zira hizmetten birisi eksik olmuş olur. Çeşitli ihtiyaçların karşılanmasında yol gösterici bir kaynak olarak başvurulan elimizde Yıldızname miz vardır. Bunlar Sultan Süleyman Yıldıznamesi ve İmam Cafer Yıldıznamesi’dir. İmam Caferi Yıldıznamesi nde işaret edilen ayet yazılır ve talep sahibine verilir. Bu yazılı dua metni ilginin “zerinde olduğu s“rece ona hiçbir kuvvet zarar veremez. Bu t“r yararlanmalar için muhakkak Alevi olmak gerekmez. Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri Yıldızname ye inanma t“r“ uygulamaları onaylamamakta İslam da yerlerinin olmadığını açıklamaktadırlar Biz Alevilerin peygamber ve kıble gibi konularda S“nni inançlılarla hiçbir farkımız yoktur . Yağmur Duası için Sivas Yıldızeli nde Sivri Dağ’a çıkılır Yıldız Dağı nın karşısında toplanılır kurbanlar adanır, adak kurbanlar kesilir ve yemekten sonra özel Destanı Pir Yağmur Duası okunur; Üçler Allah, Muhammed, Ali Beşler Muhammed, Ali Fatime, (“seyin, (asan İmam Ali, (asan, (“seyin, Zeynel, Bakır, Cafer, Kazım, Musayı Rıza, Tağı, Nağı, Askerî, Mehdi Mahsum-ı Pak Kemer Bent Aralarında S“nniler de vardır. Kaynak kişi: Ali Ok Kaynak kişi: Ali Ok Kaynak kişi: Ali Ok lar yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Yaşar KALAFAT Kerametleri “zerimize olsun, dilek ve muratlarınızı versin, hak yardımcımız olsun, Gençlikte öl“m“ kocalıkta zulme cenabı hak göstermesin, ekinlerimiz, nasiplerimiz bol olsun, Allah emek zayiliği vermesin şeklindeki dedenin duasından sonra duaya katılanlar Allah Allah derler ilkin dağa sonra ellerini yere koyup yere niyaz ederler. Dağa ve Toprağa niyaz edilmekte oluşu, Eski T“rk İnanç Sistemi ndeki dağ iyesi ve yer iyesi inancından bağımsız bir inanç değildir. Kutsal Öt“gen in suları ve dağları kutsaldı. Bu ilişkilendirme mitolojik dönem T“rk inanç verileri ile tasavvufi hayat arasındaki inanç bağlantısı bakımından da ciddi bir tespittir. Tunceli bölgesi Alevileri D“zg“n Dağı na yansıyan g“neşin ilk ışıklarına secde edip y“k“n“rlerdi. Kuyucak köy“ T“rkmen Alevilerinde ilkin Abdal Musa Kurbanı ve daha sonra da Birlik Kurbanı kesilir. T“rbelerin tarafında etrafından iki başparmak mezara konularak mezar öp“l“r . Cenaze kefenlenmesi S“nnilerinkinden farklı değildir . Bu toplumda erkek evlat edinebilmek için (acı Bektaş a kurban vaat edilir/Kurban adanır . Doğum yapan kadının bebek eşi temiz bir beze sarılır toprağa göm“l“r. S“nnet yapılan çocuğun s“nnet parçası da keza aynı şekilde beze sarılarak toprağa göm“l“r . İlk bebeğin cinsiyeti erkek ise aile helva yapar yakın çevreye dağıtır . İmam (z. Ali nin doğduğu g“nde Sultan Nevruz Helvası yapılıp dağıtılır . (elva T“rk k“lt“rl“ halklarda sadece bir yiyecek veya yemek t“r“ değildir. (elva tatlı olarak yemek masalarında yer alabilirken birçok merasim yemeğinin de belirleyicisidir. Bunun içindir ki T“rk k“lt“r coğrafyasında helvanın kırka yakın t“r“ ve bir o kadar da değişik ismi vardır. Kutlama merasimlerinden doğum toyları, ad toyları ve benzerlerinde helva yapılır. Geçmişte helva uzun yol katıklarının vazgeçilmezi idi. keza piknik sepetlerinde mutlaka helva olurdu. (elva aynı zamanda yas ikramıdır. Öl“m“n muayyen devirlerinde yerilen yemeklerde helva muhakkak olur çok kere de sadece helva olur. (elva böyle durumlarda lokma ile eş tutulur. Zira her ikisinin de hazırlanmasında konu çıkarılır. Çok kere kutlu gecelerde bilhassa Cuma akşamları helva kavrulur. Çıkan kokunun öl“n“n ruhuna Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara, Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden , s. – Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari 107 gideceği inancı vardır. Komşulara helva dağıtmak hayır t“rlerindendir. Esasen helva kavurmak öl“me mesajdır. Annenin ne zaman helvanı yiyeceğiz? denilirken annem artık öls“n denilmiş olunur. Çok yörede vayına oturmak ile helvasına gitmek eş anlamdadır. Bu bölgede de Suyunu kaynatmak öl“m“n“ hazırlamak anlamına gelir. Tıpkı suyun ısındı denilirken, işim bitti denilmiş olması gibidir. Bir yöreye yabancı birisi gelmiş ise ve sokakta helva dağıtıldığına rastlar ise, başınız sağ olsun kim öld“ der. Koku çıkarmak suretiyle hayır işlemek Eski inanç Sisteminin bir bakiyesi olmalı. Yemek pişirirken veya yağ eritilirken ocağa bir parça yağ atılarak senin payın denildiği bilinmektedir . Bebek d“nyaya geldiğinde kulağına Ezan Aliye l-Veliyulla ilaveli şekli ile gizli olarak okunur. İnanca göre Yadullah ayeti ve Ezan-ı Muhammediye gizli okunmalıdır. Baba oğullarından birisine veya yerine geçecek olan kimseye sadece Yadullah duasını öğretir . Kuyucak Köy“ T“rkmenlerinde bebeğin ilk dişi çıktığı zaman hedik kaynatılır. Bebeğin ön“ne makas, kalem t“r“ şeyler konulur. Bebek bunlardan hangisine elini uzatır ise b“y“d“ğ“nde o mesleği seçeceğine inanılır. Çocuk Yedilik dişini çıkarınca da bu diş kitabın arasına koyulur . Çıkan dişin kitabın arasına konulması şeklindeki uygulama ile ilk defa karşılanılmaktadır. Çıkan diş daha ziyade ilgili tekerlemeler söylenilerek çatıya atılır. Ailenin erkek çocuğu tek ise onun saçı saklanır . Saç etrafında da T“rk k“lt“rl“ halklarda araştırıcıyı mitolojik döneme kadar göt“ren inançlar oluşmuştur. Şamanizm de kişioğlunun kutunun tırnak veya saç köklerinde olduğu inancı vardır. Kişioğlu kut bağlantısını ana fig“r“ ile izah edenler de vardır. Bu gör“şte kutun kaynağı Umay ile ilişkilendirilir. Saçların bilhassa kadın kişi saçlarının ulu orta saçılması sakıncalı bulunur. Saç kılından hareketle kişiye b“y“ yapılır. Nazardan korunmak için saç bağına nazar boncuğu ör“l“r. Saç kılı ile kesilmiş haşlanmış yumurtanın öz“ne bakılarak beklenen bebeğin cinsiyeti tahmin edilir. Kadın kişinin saçı namahreme gösterilmesi sakıncalı bulunur. Öl“m yaslarında saç yonulur. Yaşlı bayanlar için kına yakılan başlıca yer saçlardır. Saç örg“s“n“n şekline göre bayanların kız veya evli oldukları tahmin edilir. Sevgiliye bir tutan saç verilerek bağlılık ve teslimiyet anlatılmış olunur. (aydar olarak da bilinen adanmışlığın simgesi tepede bırakılan bir tutam saçın uzatılması ile oluşur. Saç içerikli inançlardan bir kısmının Budizmden geldikleri Budist rahiplerin Saç Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara, , s. Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Yaşar Kalafat, Balkan T“rklerinde Örneklemelerle (alk İnançlarında Saç Baltam, Türklük Bilgisi, Mart , Sh. – Yaşar KALAFAT k“lt“r“yle ilişkilendirildikleri “zerinde de durulmaktadır. Uluğ T“rkistan da Saçlı Aziz’in ve Kara Saç Ana nın konu ile ilgisi olduğu muhakkaktır. Bebek d“nyaya geldiği zaman v“cudu pişik olmasın diye tuzlanır. Kırklamadan evvel bebeğin yirmisi yapılır. Bebeğin Kırklaması nda bir tepsinin “zerine yüzük, ayna ve ilgili dua koyulur. Kırklama esnasında Ayete’l-Kürsi okunur. Kırklama suyu çiğnenmesin, g“nah olmasın diye bir ağacın altına dök“l“r. Bebek gibi annenin de kırkı dök“l“r . Anadili K“rtçe olan T“rklerde bebek d“nyaya geldiğinde gözleri parlak olsun diye gözlerine ve ağzı kokmasın diye de ağzına limon sıkarlar . D“ğ“nlerde Yiğitbaşı olur ve ayrıca Düğün kâhyası vardır. Yiğit Başı duyuru yapar. Cem de haber verene peyik denir. Peyiğin Piri Cebrail olarak kabul edilir. D“ğ“n Kâhyası oğlanın babası kadar yetkilidir sevilen bir kimseden seçilir. Esas olan doğruluktur, denir. Mani hulle tohumunu Ektim ama bitemedi Doğruluk kapıya geldi Kovdum ama gidemedi.270 Çam ağacının dalları yukarıya doğrudur onun bu hali onun Mutlak Olan a yönelişinin işaretidir . Damat bayrağının gönderi çam ağacı ndan yapılır. Bu toplumda T“rk Bayrağı dikilirken mutlaka dua okunur, o, dua ile dikilir. Düğün Bayrağının tepesine elma dikilir nişan alıp o elmayı d“ş“rebilene m“kâfat ve ayrıca al bir t“lbent verilir . Kuşak kuşanılırken; “Bu yol kimden kaldı Ulu Pir’den Kuşak kuşanmak kimden kaldı Hacı Bektaş Veli’den Kuşak kuşatanın uğruna uğrumuz hayır ola, Muhammed’e salâvat sellallahu Muhammed” denir . Gelin göt“r“l“rken delikanlılar karşılıklı sorular sorarlar, Bilenler Bildiğimizin âlimi bilmediğimizin talibiyiz derler . Geçmişte Aleviler S“nnilere kız vermezlerdi şimdilerde vermeğe başladılar .Gelin oğlan evinin kapısına ince içeriye salâvat ile girer Eşiğe, kapıya niyaz eder. Kaynak Kişi (alil Ok, Kaynak kişi: Ali Ok Kaynak kişi: Ali Ok Kaynak kişi: Ali Ok Kaynak kişi: Ali Ok Kaynak Kişi (alil Ok, Kaynak Kişi (alil Ok, Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari 109 Kuyucak Alevi T“rkmenlerinde anneleri doğum döneminde kırk basmasın, Al karısı gelmesin diye yakınına iğne, süpürge ve Kur’an-ı Kerim konur. S“p“rge için her pisliği temizler inancı vardır . Bu toplumda nazardan korunmak için nazar duası yazdırılır. Nazar olmuş kimseye kurşun dökt“r“l“r. Dök“len kurşunda mezar şekli oluşur ise o kişinin öleceğine h“kmedilir. Bu toplumda kurşun dök“ld“ğ“ gibi aynı amaçla ve aynı yöntemle mum da dök“l“r . İslamiyet nazarın varlığını kabul etmekte ve nazardan korunmak ve kurtulmak için Felak ve Nas sureleri “zerinde durmaktadır. Kuyucak Alevi T“rkmenleri nde üzerlik otu ile tedavi uygulaması da vardır. Üzerlik yanan ateşin “zerine atılır, daha sonra onun “zerine tuz da serpilir ve böylece t“ts“ yapılır . T“ts“, T“rk k“lt“rl“ halklar arasında bir inanç kotu özelliğindedir. Bunun için özel buhurdanlıklar yapılır. B“y“k merasimlerde bayram yerlerinde d“ğ“n salonlarında, hatta çarşı pazarda t“ts“leme yapılır. Önemli misafirlerden evvel ve sonra salonlar t“ts“lenir. T“ts“ sadece “zerlikle yapılmaz başka t“ts“ çıkarıcı bitkiler de kullanılır . Ay tutulduğu zaman tencerelerin tavaların dibi madeni bir şeyle ses çıkarabilecekleri şekilde davul gibi döv“l“r ve tencere tava aynı hava diye tekerlemeler yapılır. Üzerlik duası t“ts“lenecek kimsenin cinsiyetine göre değişir. (asta erkek ise Ya Allah Ya Muhammed Ya Ali denilerek tütsü yapılırken, bayan hastalar için Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali, Ya Fadime denir. Kadınların şifacısı Fadime Anamızdır diye buyrulmuş şeklinde bir inanç vardır . Bu toplumda da uğurlu insan uğursuz insan inancı vardır. Bunlar çevrece bilinirler . (alk aydınlanmasında hizmet veren din bilginleri b“y“k çoğunluğu İslam da uğurlu sayı uğurlu renk uğurlu g“n gibi inançlara itibar etmemektedirler Bereket içerikli işlemlerin başlangıç döneminde oraya gelecek kimse bu bakımdan önemsenir. Mesele imece usul“ ile kışlık erişte kesilecek ise işin “zerine ayağı uğurlu bir kimsenin gelmesi istenir. Bir örg“ye yeni başlanılmış ise veya esnaf d“kkânını yeni açmış ise uğurlu kimse ile karşılaşmak onunla ilk siftahı yapmak ister. Bunun için siftah pulu/parası alınır . Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Yaşar Kalafat, Bahçelievler Örnekleri İle T“rk K“lt“rl“ (alklarda Üzerlik İnancı ve Uygulamalar Kodlar ve Kültler 1, Türk Kültürlü halklarda Karşılaştırmalı Halk İnançları, Berikan yayınları, Ankara s. – Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara, ,s - Yaşar KALAFAT Kuyucak Alevi T“rkmenleri nde Cuma g“n“ ekin ekilmez bu g“n ekilen ekinin bitmeyeceğine inanılır Ekinin başak tutmaz ya yele gider ya sele gider denir. Cuma akşamı tırnak kesilmez bu akşam kutsal kabul edilir . Salı günü hiçbir işe başlanılmaz İş yapmak için en iyi g“n olarak Perşembe g“n“ bilinir. G“nlerden Cuma’nın aylardan Ramazan’ın, gecelerden Berat Gecesi gibi geceleri kutsallığı İslamiyet le izah edilir. G“n“n de kutsal saatleri “zerinde durulur. Bu toplumda köye bir hastalık gelse insanlar ve hayvanlar arasında salgın hastalık olsa, halk toplu halde tencere dibi döver davul çalar ve “Ay Ali’dir, gün Muhammed Okunur 90.000 ayet Babek de suya hasret Çarkı döner gün içinde” denir . Tencere tava çalınarak, eşitli g“r“lt“ler yapılarak g“neşin ve daha ziyade ayın onu esir alanlardan kurtarmak için onu korumayla görevli bekçileri uyandırmak için toplu eylemler yapıldığı bilinmekteydi. Kara iyelerin g“r“lt“y“ sevmedikleri tok seslerin onların kaçmaları veya ölmelerine yol açtıklarına dair inançlar da bilinmekteydi. Diğer taraftan bazı hastalık t“r“ musibetlerin sebebini kara iyeler olduklarına dair inançlar da yaygındı. Ancak, Kuyucak Alevi T“rkmenlerin halk inançlarında yaşamakta olan ses çıkartıp, g“r“lt“ yapmak suretiyle hastalık yapıcı g“lerle m“cadele etmiş olmak tespiti bizim için yeni olmuştur. Bu toplumda yıldız kaydığı zaman bir b“y“k insan bir âlim kişi, bir evliya öld“ denir . Yıldızın kayması öl“m sinyali olarak algılanır ve bu kayma olayına şahit olan yıldızın yerinde diyerek inanca göre gelen o öl“mden kurtulmuş olur. Kuyucak köy“nde yaşamakta olan inanç öl“m sayısı ve yıldız kayması miktarı bakımından karşılaştırılınca diğer gör“şe nazaran daha gerçekçi bir intiba bırakmaktadır Bu toplumda adak eti dağıtılmaz onunla etli pilav yapılır toplu halde yenilir. Adak eti adak sahibince yenilemez iken ve yenilebilmesi için sahip Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari 111 değiştirmiş olma adına etten satın alınması gerekirken toplu yenilmesi halinde de adak adayanın o etten yememesi gerektiği sonucu çıkmaktadır. Şeriatın abdesti su ile tarikatın abdesti ikrar ile olur . Cenazelerin haberi sala ile birlikte verilir. Sala verilirken salâvat getirilir. R“yasında ölm“ş bir yakınını gören Korulu Alevi Cebrail/Horoz keser. Cebrail için dualıdır denir, Üç Cebrail in bir köye yeteceğine inanılır .. Ölü yası olunca ilk bir hafta o evde yemek yapılmaz. Cumalık öl“n“n ilk cumasında yapılır yas o g“ne kadar devam eder .Mezarı kazanlara kazma takırtısı olarak bilinen bir yemek verilir. O eve ölü evi denir . S“nni M“sl“man cenazede saf yapar Alevi M“sl“man cenazede halka yapar zira cemal cemala/y“z y“ze olabilmek için saf oluşmak değil halka oluşturmak gerektiğine inanılır . (oca da, Dede de bilgi sahibi olan herhangi bir kimse de cenaze namazı kıldırabilir . Cenaze nazmında Dede, her şeyle gel kul haklı ile gelme der, helallik alır. (elalleşmede musahip olma da helâlık muhakkak alınır. (elâlık alınmadan ekin ekilmez. Kurban Bayramı nda et dağıtılır . İmam Ali nin doğduğu g“nde Sultan Nevruz Helvası yapılıp dağıtılır . Balıkesir in T“rkmen Alevi aşiretlerinde eşeğe, göl“k denilir. Ayıya eli b“y“k denilir. Ayı ya Anadolu kırsalında çok kere koca ayak denir. Ayı isminin de kodlanmış olması benzerlerinde olduğu gibi onun bir dönemin ongunlarından olabileceği fikrini g“çlendirmektedir. Domuza, hınzır denir . Kuyucak Alevi T“rkmenleri nde yılanı öld“rmezler. Onun cennetten kovulmuş bir melek olduğuna inanılır. Bu konuda; “Vicdanın var ise incitme canı Cennet istersen öldür yılanı Nefsini yenersen öldürdün yılanı ” denir . Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Yaşar KALAFAT Allah yılana senin mekânın yerin altıdır yerin “st“ne çıkarsan öld“r“rler seni, demiş şeklinde bir inanç vardır . Kuyucak Alevi T“rkmenleri nde Kurt kutsal bir hayvan olarak kabul edilir. Hz. Musa (a.s.) Tur Dağında koyun güderken, Allah için ibadetini ederken, Dört kurt geldi isteğimizi ver dedi Kanayan yaraya merhem sürülmez Bağbansız bağın gülü derilmez Sahibine danışmadan malı verilmez Benden başka bir sahibi var dedi299 Koru Alevilerinde geçmişte kurt-ağzı sık sık bağlanırdı, şimdilerde de bağlayanlar olmaktadır . Kuyucak köy“ T“rkmen Alevilerinde kurtağzı bağlama inanç ve uygulamasının izahı altında, Kurt un bir sahibin olduğu, Onun da hakkının geçebileceği hak” kavramının kurt d“nyasında da olduğu inancı vardır. Koç ve koyun kutsaldır. Kurbanlık hayvan bunlardan seçilir keçi’den kurban olmaz. Keçinin eti yenilmeyebilinir de. Keçinin şeytan olduğu, sırat köpr“s“nden geçişte diğer bazı Bismil hayvanların aksine şefaat etmeyeceğine inanılır. Koçun melek olup sırat köpr“s“nden geçireceği inancı vardır . Koru T“rkmen Alevilerindeki keçi ile ilgili inançlar benzerleri bakımında bize göre farklılık arz etmektedir. Keklik, (z. Ali r.a. a yardımcı olduğu ve Kınalı keklik ise (z. (“seyin in yerini ihbar ettiği şeklinde inançlar vardır . Bu inanç Erzincan ve Tunçeli Alevilerinde de yaşamaktadır. (amile hanım, ayı oynatmak için köye getirilen ayıyı görmesi, ona bakması kesinlikle istenilmez . Aşerme ve doğum dönemlerinde bazı hayvanların bebek bekleyen anne adaylarına gösterilmesinden özenle kaçılır. D“nyaya gelecek bebeğin o hayvana benzeyeceğine inanılır. Bu hal için anne adayları bu dönemlerinde ekim halindedirler bebekleri görd“klere şeye benzer denir. Mesela bu döneminde tavşan gören annenin bebeğinin “st dudağının yarık olacağına inanılır. Bunun için anneler bu dönemde çok sevilen kimselerin resimlerine baktırılır . Kaynak kişi: Ali Ok yaşında ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, Koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Yaşar Kalafat Sivas Yöresi Örnekleri İle T“rk (alk İnançlarında Aşermek / Yeriklemek Türklük Bilimi Araştırmaları S. sh. – Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari 113 Nevruz ve (ıdrellez de hazırlanan tuzlu ekmekten aynı gece damlara birkaç parça konulur. Bunları kapan kargaların uçtukları istikametten gençler kısmetlerinin kim olduğunu tahmine çalışırlar. Koru köy“ Alevilerinde Turna Seması yapılır . Bu köyde horoz kutsal varlık olarak bilinir. Keza, güvercin için de kutsal olduğu inancı vardır. Güvercin, avlanılmaz, öld“r“lmez . G“vercin in kutsal kabul edilişi (acı Bektaş Veli nin G“vercin donuna girmiş oluşu ile izah edilir . Horoz un kutsallığı, onun su içip Allah a bakışı ile izah edilir. O havanın yağmura yattığını, yağmurun yağacağını bildirir . Tavşan, itibarsız hayvandır. Aybaşı olduğu için sevilmez . Bazı pazarlarda adaklık horoz tabelası gör“lebilirken bir kısım dini çevreler bu uygulamayı onaylamamaktadırlar. Sözl“ k“lt“r“m“zde fazla kasılan kimseler için yedi k“mesin horozu benzetmesi yapılır. Bodrum İlçe Merkezinde Halk İnançları Bodrum ilçe merkezi halk inançları doğal olarak Bodrum un S“nni ve Alevi inançları köylerinde yaşamakta olan inançların bir karmasıdır. Bununla beraber, bu konudaki bilgileri zenginleştirici bazı tespitler yapılabilmektedir. Yerinde sayanlar y“r“yenlerden daha çok g“r“lt“ çıkarırlar özl“ söz“ söz“n“ esas alıp biz y“r“meği tercih ettik. Gelin yeni evinin eşiğinden girerken orada bulundurulan şeker, tuz ve un gelinin bereketli olması içindir. Kapıya s“r“len yağ ve bal ise tatlı dilli uyumlu olması içindir . D“nyaya gelecek bebeğin cinsiyetini tahmin için anne adayının yiyip içmek istediklerine bakılır. Ye ekşiyi, doğur Ayşe yi, Ya tatlıyı, doğur atlıyı denilir. Anne adayının canı ekşi yiyecekler çekiyor ise bebeğin kız olacağına tatlı şeyler çekiyor ise erkek olacağına h“kmedilir . İlk çocuğun erkek olması isteniyor ise gelin odasının eşiğinden girmeden evvel bir erkek çocuğunun onun yatağına girmesi ve yatakta yuvarlanması sağlanır . Çocuk b“y“d“ğ“nde hangi mesleği seçeceğini tayin için onun doğum eşi, cami, okul, resmi daire yerlerin bahçesine atılır, göm“l“r . Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi (alil Ok, yaşında, ilkokul mezunu, koru köy“ Alevilerinden Kaynak Kişi; Ali Ok, Koru köy“nden İlkokul mezunu Alevi inançlı bir kimse Kaynak Kişi; (adan Aras, yaşında Bodrumlu ev hanımı orta tahsilli bir kimse. Kaynak Kişi: Pembe Aras, yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı Kaynak Kişi; (adan Aras, yaşında Bodrumlu ev hanımı orta tahsilli bir kimse. Kaynak Kişi; Emine Atılgan Bodrumlu orta tahsilli bir ev hanımı Yaşar KALAFAT Bebek bir yaşına geldiğinde kız ise eline kına yakılır, erkek çocuğun ise s“nnetinde onun tetik parmağına kına yakılır. Buna Kına merasimi denir. Ayrıca kız ve erkek bebeklerin ön“ne makas, kitap ve benzeri şeyler konulur. O onlardan hangisine uzanır ise ona göre mesleği tahmin edilmeğe çalışılır . Çocuğa isim konulacağı zaman ilkin kulağına ezan okunur, sonra namaz kılınır daha sonra da ismi konur . Çocuğun ilk dişi çıktığı zaman Kelam ı kadim okunur. Hedik uygulaması yoktur . Bebeğin yirmisi yapınca v“cudu zeytin yaprağı, altın yüzük, k“ç“k taş hazırlanır. En son suyuna bunlar koyulur ve çocuk bununla kurulanır. Kırkında ise taş konur. Anne de bebek de bu su ile abdest aldırılır. Bebek b“y“d“ğ“ zaman terlemesin, teri kokmasın diye o tuzlanır. Tuzlamadan bir hafta sonra ona S“t banyosu yaptırılır Bunun için banyo suyuna tereyağı ve süt koyulur . Bebeklerin kırklarının karışabileceği inancı vardır. Kırlı bebekler bir araya getirilmek istenilmez. Kırkı karışmış bebeklerin b“y“y“p serpilemeyeceğine inanılır. Kırk karışmasının önlenilmesinde kırkı karışan bebeklerin birisi erkek diğeri kız ise erkek tarafı kız tarafına madeni para ve kız tarafı da ona boncuk gönderir . (alk inanmalarında sarı basması diye bilinen bir rahatsızlık t“r“ vardır. Bebeklerde gör“l“r. Sarı basmasın diye bebeklere sarı giysiler giydirilir . Al basması da keza bir hastalık t“r“d“r. Ondan da korunmak ve kurtulmak yolları vardır. Al basmasından korunmak için de al giysiler ört“ler kullanılır . Al bastı kara iyesi, Altay T“rk halk inançlarında Albastı, Kara Albastı ve Sarı Albastı olarak tasnif edilir ve bunlardan şeririnin Sarı Albastı olduğu ifade eldir. Anadolu T“rk k“lt“r coğrafyasında Sarılılık olarak bilinen hastalık ve sarılık ocaklarının varlığı bilinirken Akbasması ve Kara Basması tanımlarına rağmen Sarı basması şeklindeki bir tanımlamaya ilk defa rastlanılmaktadır. Ay ve güneş tutulunca tutulmadan kurtulmaları için silah atılır. kaydığı zaman niyet tutulur . Yıldız D“ğ“n duyuruları, okuntu yöntemi ile yapılır duyuruyu yapan havlu t“r“ şeyler verir. Geçmişte ise daha ziyade mendil verilirdi. Sabun verilmesi şeklindeki uygulama hala devam etmektedir . Kaynak Kişi: Pembe Aras, yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı Kaynak Kişi; Emine Atılgan Bodrumlu orta tahsilli bir ev hanımı Kaynak Kişi: Pembe Aras, yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı Kaynak Kişi; Emine Atılgan Bodrumlu orta tahsilli bir ev hanımı Kaynak Kişi: Pembe Aras, yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı Kaynak Kişi: Pembe Aras, yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı Kaynak Kişi; Emine Atılgan Bodrumlu orta tahsilli bir ev hanımı Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, İstanbul, , s. Kaynak Kişi: Pembe Aras, yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı Kaynak Kişi: Pembe Aras, yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı Anadolu T“rk Mitolojisinden Yapraklar: Karşilaştirmali Bodrum (alk İnançlari 115 Gelin adayının tencerenin dibini kazıması halinde d“ğ“n“nde yağmur yağacağına inanılır . Kız istenmesine Perşembe g“nleri gidilir . İnsanların arasında uğurlu ve uğursuz kimselerin varlığına inanılır. Uğursuz kimselerin çok kere gözleri renkli olur. Bunların nazarlarının değeceğine inanılır. Bunlar geldiği zaman muhakkak bir şeylerin kırılacağı inancı vardır. Bunlara göz“n göy/gök bakma denir bunlara çocuklar gösterilmez çocukları görmeleri istenilmez . Sarı saçlı, seyrek dişli ve mavi gözl“lerin g“çl“ nazar ediciler oldukları inancı Anadolu T“rk k“lt“r coğrafyasının diğer bölgelerinde de vardır . Uğurlu sayı, uğurlu renk kişiye göre değişir daha ziyade tek sayılar uğursuz sayılır. Yönlerden sağ sola nazaran uğurlu, hayırlı olarak kabul edilir. Gelinin yeni evinin eşiğinden ilkin sağ ayağı ile girmesini istemek gibi uygulamalar vardır. G“nlerden pazar, Perşembe ve Cuma g“nleri uğurlu sayılır . Gece, eşikten dışarı sıcak su dök“lmez, k“l atılmaz, sakıncalı bulunur . Bu t“rden Sıçak nesnelerin eşikten dışarıya besmele çekilmeden gece dök“lmeleri cinlerin çocuklarının yanabileceğine bu hallerde de onlardan zarar gelebileceğine inanılır. Geceler onların daha faal oldukları ve besmele çekilince de kaçıp gideceklerine inanılır . Cin kelimesi açıkça telaffuz edilmekten kaçınılır. Bu toplumun da özl“ sözleri arasında karı ile koca arasına şeytan bile girmezmiş de vardır. Geceleri tırnak da saç da kesilmez . Kesenin ömr“nden keseceğine inanılır. Cenazelerin duyurulmaları Sela ile olur . Başarısız olmasını sağlamak için damadı bağlama b“y“s“ bu toplumda yoktur . Kurtağzı bağlama inancı ve uygulaması fazla bilinmektedir. (ocalar tarafından hayvanlara zarar vermemesi için kurtların ağızları bağlanır . Kaynak Kişi; Emine Atılgan Bodrumlu orta tahsilli bir ev hanımı Kaynak Kişi: Pembe Aras, yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı Kaynak Kişi: Pembe Aras, yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı Kaynak Kişi: Pembe Aras, yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara, – Kaynak Kişi; Emine Atılgan Bodrumlu orta tahsilli bir ev hanımı Kaynak Kişi: Pembe Aras, yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, Berikan, Ankara, – Kaynak Kişi: Pembe Aras, yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı Kaynak Kişi: Pembe Aras, yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı Kaynak Kişi; Emine Atılgan Bodrumlu orta tahsilli bir ev hanımı Kaynak Kişi: Pembe Aras, yaşlarında Bodrumlu bir ev hanımı , s. , s. Yaşar KALAFAT Sonuç Tespiti yapılan halk inançlarından mitolojik izler taşıyabilenlerin bir kısmı evvelce yapılmış benzeri alışmalardan da biliniyorlardı. Bir kısmı ise hen“z teşhis konulabilecek netlikte ve yeterlikte değillerdir. Toplumların k“lt“rel anlam d“nyaları sembolik anlamlar ağı oluştururlarken anahtar kelimeler özel önem arz ederler. Bunlar dağınık da olsalar toplumsal hafızada yerlerini korurlar. (alkın yaşanmış ve yaşanmakta olan dinî kimliklere dair oluşturdukları özgeçmişler, çok kere ve b“y“k ölç“de semantik değerlerdir. Bu t“r monografilerden hareketle mitolojik bulgu arayışına geçmek, çok elementli ortamların çalışmalarında gör“len ayıklama ve bulma t“r“nden sıkıntıları daima içermektedir. Mitte bulunan her bir fenomen için sebep aramak aynı zamanda boşuna bir emektir. Bulguları özetlemek gerekir ise; Gelinin yeni evinin etrafında tavaf edercesine dönmesi inancı (un ve Gökt“rk dönemlerine kadar uzanmaktadır. Eşyanın gör“nmeyenlerce kırılmış olması, onlar tarafından sahiplenilmesi inancı ile ilgilidir. S“p“rgenin gör“nen pislikler gibi gör“nmeyen istenmeyenleri de s“p“rme özelliği vardır. Öl“m yasında saç traşı yapılmamasının saçın da canlı olduğu inancı ile bağlantısını gösterir. (alk inanmalarındaki bağlayarak gör“nmeyenleri etkisiz hale getirme inancının Köstek kesme uygulamasında yer alır. Anamaykıl inancı ile Kesik Baş inancı arasında mahiyet aynılığının oluşudur. Arkaik dönemin bir bakiyesi olan Ovoo/Oboo inancının bölgede form değişerek yaşamakta oluşudur. Suya ve toprağa niyaz edilmesinin Yer-Su inancının bir tezah“r“ olarak devam ettiğini göstermesidir. Gelin feslerindeki pul ve paraların çıkardıkları seslerle kara iyeleri kovma görevi de yaptıklarıdır. En yeni ve en sevdiği giysileri ile göm“lmenin silahları kıymetli eşyaları ve koşumlu binitleri ile göm“len Kadim T“rklerin defin şekli arasında bir olduğudur. (elva kavurarak öl“ ruhlarını mutlu etme ile ateşe yağ atarak ateşin ruhunu mutlu etme inancı arasında koku çıkarma bakımından bir ortaklığın olduğudur. Sarı albastının da hastalık yapabildiği ve sarı bastı olarak bilinir olması sayılabilir. İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: - , MENEMEN336 Batı Anadolu da bir şehir n“fusu: . ve aynı isme sahip bir ilçenin merkezi. Şehir, Gediz in sol kıyısının yakınlarında, İzmir in km kuzey, kuzeybatısında, Gediz in oluşturduğu al“vyal ovaların başlangıç noktasında uzanır. Bölge, İzmir Körfezi ne g“neyden, Çandarlı Körfezi ne kuzeyden komşudur, fakat batıdan Foça ilçesi tarafından Ege kıyısından ayırılmıştır. Menemen hakkında bilinen en eski ifadeye Pahimeres te ö. rastlanır. Pahimeres, Tourkoi nin Mainomenou kampos a taşındığını belirtir. Bu ifade Aşık Paşazade nin Menemen ovası tarihinde de dile getirilmiştir. Saruhan Beyleri liderliğindeki T“rkler, zamanla bölgenin kontrol“n“ ele geçirdiler ve Menemen bu beyliğin topraklarından biri haline geldi; Menemen deki en eski tarihli yapı, İshak Bey tarafından inşa edilmiş olan bir cami olarak göz“kmektedir Ulu Camii veya S“nb“l Paşa Camii, / - tarihli kitabe . Menemen, ). Murad ın ilk zamanlarındaki Osmanlı fetihlerinden belli bir s“re sonra daha Saruhan toprağı olmaya devam etti - / - . Menemen in ismi, ayrıca Melemen olarak da telaffuz edildi ve yazıldı. (albuki Osmanlı belgelerinde ve Evliya Çelebi nin Seyahatnâme sinde bölge kaza Tarhaniyye veya Turhaniyye olarak göz“kmekteydi. Evliya Çelebi, Menemen hakkında ayrıntılı bir tasvir yapar. Kaza, kadı tarafından idare edilmekte olup, Sığla Suğla Sancağı nın bir parçası; ayrıca Valide Sultan ın hassıydı muhtemelen Kanuni Sultan S“leyman ın annesi (afsa Sultan . Yıllık y“k gelir getiren şehir, d“kkan ve bir bezistan sahipti; yazları, herkesçe bilinen sivrisinek istilasından muzdaripti Seyahatnâme, İstanbul , ix, - . Şehirde ayrıca Bekri Baba nın t“rbesiyle beraber bir Bektaşi tekkesi de bulunmaktaydı. Cumhuriyet dönemindeki n“fus M“badelelerinden önce, şehrin ve bölgenin n“fusu karışıktı; şehirde Rumlar ağır basraken Rum, M“sl“man , kazanın tamamında M“sl“manlar çoğunluktaydı M“sl“man, Rum . Bölgede ayrıca k“ç“k sayıda Ermeni, Yahudi, Katolik ve diğer yabancılar bulunmaktaydı Sâlnâme-i vilâyet-i Aydın, A.(, - . Menemen in önemi, etrafındaki verimli topraklardan gelen zirai “r“nler ve yerel “retim giysi ve halılar için bir ticaret merkezi olmasında yatar. Geleneksel olarak Pazartesi g“nleri kurulan pazarı, d“zenli olarak İzmirli t“ccarlar tarafından ziyaret edilirdi. Şehrin, İzmir ile Bergama arasındaki sahil yoluyla beraber, İzmir i Manisa ya ve İç Anadolu ya bağlayan kavşak noktasının zamanla tren yolu Encyclopedia of Islam, second edition, Leiden deki Menemen maddesi Kutluhan Erdoğru tarafından İngilizce den T“rkçe ye çevrilmiştir. S. SOUCEK yakınındaki stratejik konumu, önemi açısından ilave bir etken olmuştur. Bunların aksine, Chandler tarafından canlı olarak bahsedilen , Menemen scala sı kıyı nakliyatı için liman belki de Gediz in da g“zergâhının değiştirilmesinden daha önce yok oldu. BİBLİYOGRAFYA Metindeki referanslara ek olarak bakınız: W.M. Ramsay, The Historical Geography of Asia Minor, London , ; W. Tomaschek, Zur historischen Topographie von Kleinasien im Mittelalter, SBWAW, Phil.-Hist. Cl., xcciv , ; G.A Bean, Aegean Turkey, London , V. Cuinet, La Turquie d’Asie, Paris , iii, , ; A. Philippson, Reisen und Forschungen im westlichen Kleinasien, Gotha Petermanns Mitteilungen de, Erganzungsheft , map ; Ş. Sami, Kamus al-a’lam, İstanbul , vi, Türk Ansiklopedisi, Menemen maddesi.; - ; - ; F. Giese, Die altosmanische Chronic des ‘Aşikpaşazâde, Leipzig R. Chandler, Travels in Asia Minor, 1764-1765, London , ; , ; M. Çağatay Uluçay, Saruhan Oğuları ve eserlerinde dair vesikalar, İstanbul ii, , n. The Times Atlas of the World, London , ii, plate ; Ali Tanoğlu, Sırrı Erinç ve Erol T“mertekin, Türkiye Atlası, İstanbul . - , S.SOUCEK İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: - , TİRE 337 K“ç“k Menderes vadisinin g“ney kısmında, İzmir in km g“neydoğusunda, enlem ° K, boylam ° D, rakım m , g“neybatı Anadolu da bir şehir. T“rklerin ilk dönemlerinde, Aydınoğulları Beyliği nde yer alan bir şehir. Mevcut şehir, b“y“k olasılıkla, sonradan Teira, şehir, örneğin; Thyra-teira, W.M. Ramsay, The historical geography of Asia Minor, , olarak adlandırılan antik Arcadiopolis mevkiinde yer almaktadır. Bizans döneminde, şehir Thyrea ve Thyraia Ducas, , , , , , olarak ortaya çıkmış ve tarihte tekrar tekrar rol “stlenmiştir. Birgi yoluyla Tire ye gitmiş olan İbn Battuta gibi seyyahlar, Birgi Sultanı nın başka bir deyişle Aydınoğlu nun topraklarındaki meyve bahçelerinin, bostanların, derelerin ortasında uzanan Tire ye gitmiştir. Ayrıca Katalan tarihçi Ramon Muntaner de Tire den geçmiştir. te, Timur, Tire ye doğru harekete geçince, şehrin sakinleri İzmir e kaçmıştır Ducas, , , . da, Aydınoğlu Beyliği nin Osmanlı tarafından ilhakından sonra, Tire, imparatorluğun sancak merkezlerinden biri haline geldi. Tire, tarihin daha sonraki dönemlerinde özel bir yer almaz; Tire, . y“zyıla bir darbhanesi vardı ve adını sıkça isyanlarla duyurmuştur. J. Von (ammer, GOR, iv, , v, . Seçkin bilim adamı Abd“llatif bin Abd“laziz bin Ferişte nin t“rbesi Tire dedir İbn-i Melek, İbn-i Ferişte, Aydın Vilâyeti Sâlnâmesine göre . Abd“llatif, bir zamanlar çok kullanılan T“rkçe l“gatın L“gat-ı Ferişteoğlu yazarı ve ElNesefî nin fıkıh us“llerini anlatan Menârü’l-envâr şarihi olarak bilinir. İbn-i Melek, kendi adını taşıyan ve halen kullanılmakta olan medresede m“derrislik yapmıştır. Tire, ayrıca birkaç daha Osmanlı yazarının doğum yeridir. Örneğin, Şeyh (aydar bin Sadullah ve Molla Nasrullah el-Rumî bunlardan bazılarıdır. Edebiyatta rol oynamış kadıların da faaliyet yeridir F. Babinger, GOW, : Cerrâh-zâde . Tire den ayrıca bir s“rg“n yeri olarak da bahsedilmiştir; mesela çok yönl“ bir tarihçi olan Şânizâde, hayatını Tire de kaybetmiştir. cf. ibid., İlk Avrupalı seyyahlar Tire yi nadiren ziyaret etmişlerdir. Smyrna daki bir İngiliz fabrikasının papazı olan Edmund Chishull ö. , Tire yi ziyaret eden az kişiden birisidir Travels in Turkey and back to London 1747, , Thomas Smith, Septem Asiae Ecclesiarum notitia . Encyclopedia of Islam, second edition, Leiden, s. Erdoğru tarafından İngilizce den T“rkçe ye çevrilmiştir. daki Tire maddesi Kutluhan F. BAB)NGER Tire nin, Asya nın Yedi Kilisesi nden biri olan Thyateira yı Akhisar , temsil ettiği d“ş“n“lm“şt“r. Evliya Çelebi, Tire yi Seyahatnâme sinde açıklar ix, İstanbul , . Şehir herhangi bir antik esere sahip gibi göz“km“yor. Bağdat Valisi Necip Paşa tarafından hediye edilmiş olan ciltlik k“t“phaneden yukarıda bahsedilmiş olan Ferişteoğlu nun el yazmalarını da içeren söz edilebilir. ). D“nya Savaşı ndan sonraki T“rk-Yunan n“fus m“badelesine kadar, Tire, başlıca Rum olmak “zere, çoğunluğu halı dokumacılığı ve asma yetiştiriciliği ile uğraşan, yaklaşık . sakine sahipti. V. Cuinet, La Turquie d’Asie, iii, ff. G“n“m“z Tire si ise, itibariyle . n“fusa sahip, İzmir ilinin bir ilçesidir. BİBLİYOGRAFYA Metindeki referanslara ek olarak : Karl Buresch, Aus Lydien, Leipzig , , , Stephanus Byzantinus, ed. Westermann, Leipzig, Lebeau, (istoire du Bas Empire, civ, ; Fr. V.J. Arundel, Discoveries in Asia Minor, London idem, A visit to the Seven Churches of Asia, London (adjdji Khalifa, Djihan-numa, İstanbul, / Şaraf al-Din Ali al-Yazdi, Zafar-nama, ii, , Mehmet Aşik, Manazir al-awalim, Vienna ms., fol. F. Taeschner, Anatol. Wegenetz, Leipzig Fr. tr. F. Pétis de la Croix, Delft 1723, iv, ; - , i, ; - , , ; ; a; , ii, ; ; ; W. Tomaschek, Zur histor. Topographie Kleinasiens im Mittelalter, S.B Ak. Wien, cxxiv/ , , ; Besim Darkot, Tire maddesi, İslam Ansiklopedisi. F. BAB)NGER İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: - , YENİ KİTAPLAR/ NEW BOOKS M. Akif Erdoğru, Ömer Bıyık, T.T. 0001/1 Numaralı Fatih Mehmed Devri Aydın İli Mufassal Defteri (Metin ve İnceleme), İzmir 2015, Ege Üniversitesi, İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını, ISBN: 978-605-338-126-6, 467 sayfa Bu çalışmada, İstanbul da Başbakanlık Osmanlı Arşivi nde Tapu-Tahrir Tasnifi nde muhafaza edilen, on beşinci y“zyıl ortalarına, b“y“k olasılıkla Fatih Mehmed in saltanatı devresinde, ila yılları arasındaki bir yılda hazırlanmış olan T.T. / M“kerrer kod ve numaralı Aydın İli ne ait son derecede değerli ve tarihçilerimice sıkça kullanılmış olan bir Mufassal defter tam metin olarak yayınlanmıştır. Defter eksik haliyle, toplam sayfadır. Baş ve son kısımları eksiktir. Ayrıca, iç kısımlarda bazı sayfalar yanlış yere ciltlenmiştir. B“y“k ve K“ç“k Menderes vadilerinin tarihiyle ilgili arşivlerimizde korunmuş olan en eski tarihli defterlerden biri olması sebebiyle fevkalade değerlidir. Batı Anadolu tarihi “zerine çalışan tarihçilerimiz arasında çok pop“lerdir. Kâtibi ve tahrir emini tespit edilemeyen defterimizde, Aydınoğulları ve Çelebi Sultan Mehmed devirlerine atıflar vardır. Fatih Mehmed devrine ait değerli defterlerden biridir. İzmir ve Karaburun yarımadası hariç, K“ç“k ve B“y“k Menderes vadilerinin tamamına ait kayıtları bu defterde bulmak m“mk“nd“r. Aydın G“zelhisarı, Birgi, Tire, Sart, Balyanbolu, Kuyucak, Arpaz, Nif, Bozdoğan ve Kestel nahiyelerine ait kayıtları ihtiva eder. Defter hacimli olduğu için kısa bir ilmi değerlendirme ile birlikte neşredilmiştir. Yeni Kitaplar / New Books Bornova Araştırmaları Sempozyumu, 5-6 Kasım 2014, Bildiriler, Haz.: M. Akif Erdoğru, İzmir 2015, Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını, ISBN: 978-605-338-133-4, 276 sayfa - Kasım tarihleri arasında Ege Üniversitesi AUM ile Bornova Kaymakamlığı nın ortak katkılarıyla Bornova da Kamp“s te MÖTBE de yapılan I. Bornova Araştırmaları Sempozyumu’nda sunulan tebliğler, bildiri kitabı olarak yayınlanmıştır. Toplam on yedi adet bildiri kitapta yer almaktadır. Ahmet Özgiray, Burcu T“rkcan, Oğuzhan Altay, Gözde Emekli, F“sun Baykal, (ale Okçay, (asan Mert, (ilal Ortaç, Yasin Özdemir, M. Akif Erdoğru, Mehmet Demirci, Mesut Çapa, Mustafa Kaymakçı, Necat Çetin, Neslihan Doygun, Ümit Erdem, Semra Daşçı, Siren Bora, Tuncer Baykara, Vehbi G“nay ve zafer Derin tarafından sunulan bildiriler yayınlanmıştır. Bornova nın tarih ve k“lt“r“ ile ilgili son bilgileri bu bildiri kitabında bulmak m“mk“nd“r. İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: , 123 M. Akif Erdoğru, Ömer Bıyık, 1481 Tarihli Tire, Birgi, Ayasuluğ ve Alaşehir Tımar Defteri (Metin ve İnceleme), 1492 Tarihli Biga, Tarhala ve Bergama Piyade Yoklama Defteri Parçası İle Birlikte, İzmir 2015, Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını, ISBN: 978-605-338-102-0, 114 sayfa Bu çalışmada, İstanbul da Taksim de Atat“rk Kitaplığı nda Muallim Cevdet Yazmaları arasında MC_O. numara ve kod ile muhafaza edilen Aydınili ne ait bir tımar defteri parçası ile Biga, Tarhala ve Bergama bölgelerine ait bir Piyade Yoklama defteri parçası neşredilmiştir. (er iki defter parçasının hem orijinal tam metni hem de Latin harfleri ile okunuşu kısa bir değerlendirme yazısı ile birlikte sunulmuştur. Osmanlı dillerinde hazırlanan her iki el yazması defter tek bir cilt içerisinde ciltlenmiştir. Aydınili defteri, b“y“k olasılıkla, yılında, )). Bayezid in tahta c“lusu sebebiyle yapılan tahrirler esnasında hazırlanmıştır. Tire, Alaşehir, Birgi ve Ayasuluğ Selçuk bölgelerinden Aydınili sancakbeyine verilen tımarlarla ilgili kayıtları ihtiva eder. Piyade defterinin ise yılında tamamlandığı anlaşılıyor. (er iki defter parçası da eksiktir. Bunların başka n“shaları şimdilik mevcut değildir. Özellikle Aydınili tımar defteri, eksik olmasına rağmen, on beşinci y“zyılın sonlarında Aydın ve İzmir çevresinin tarihi açısından özel bir değer taşır. Yasin Özdemir Yeni Kitaplar / New Books M. Akif Erdoğru, Aydınili Mufassal Defteri (Metin ve İnceleme), Tımar ve Yaya Yoklaması Defteri Parçaları İle Birlikte, İzmir 2015, Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını, ISBN: 978-605-338-101-3, 119 sayfa Bu çalışmada, on beşinci y“zyıl ortalarında Osmanlı b“rokratları tarafından Osmanlı dillerinde hazırlanmış ve bir defter içinde ciltlenmiş olan dört farklı Osmanlı arşiv belgesi yayına hazırlanmıştır. Bu belgeler İstanbul da Başbakanlık Osmanlı Arşivi nde MAD-d kod ve numara ile muhafaza edilmektedir. Söz“geçen defterin içinde şu belgeler kayıtlıdır: . )). Murad devrine tarihlenen Arnavutlukta ki tımar sistemiyle ilgili bir tımar defteri parçası, . Muhtemelen Fatih Mehmed devrinde hazırlanmış Rumeli ye ait bir Mufassal defter parçası, . Fatih Mehmed devrine tarihlediğimiz Mufassal defter parçası, ten sonra ten sonra Aydın İli ne ait bir . Fatih Mehmed devrine tarihlenen Anadolu vilayetine ait bir Yaya Yoklama Defteri parçası. Farklı ama bir arada ciltlenmiş olan bu belgeler veya defterler, tam metin olarak, kısa bir değerlendirme ile tek bir kitap olarak M. Akif ERDOĞRU tarafından yayınlanmıştır. Bunlar içinde, Aydın İli Mufassal Defteri, şimdilik, Aydın İlinin en eski tarihli defteri olması hasebiyle, İzmir ve yakın çevresinin tarihi açısından özel bir önem taşır. Başı ve sonu eksik olan bu defterde, Urla, Çeşme, Ayasuluğ, Tire, İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: , 125 Birgi, G“zelhisar, Köşk, Sultanhisarı, Kestel ve Alaşehir bölgelerinde bulunan tımar köyleri, aşiretler ve vergiler kayedilmiştir. Başka bir n“shası şimdilik bilinmeyen bu değerli el yazması defter tarafımızdan ilk kez olarak Ocak te yayınlanmıştır. (em orijinal tam metin hem de Latin harfleri ile okunuşu bu çalışmada verilmiştir. Bug“nk“ İzmir ve yakın çevresinin on beşinci y“zyıl ortaları ve sonlarındaki tarihi açısından önemli bir Osmanlı kaynağı olarak değerlendirilebilir. Biz, bu defteri yayınladıktan sonra, çok garip bir şekilde, Doç. Cahit Telci, Halil Beğ Defteri, Fetihten Sonra Aydın Sancağı’nın İlk Mufassal Tahrir Defteri, 1425-1430, başlığıyla, bizim yayını hiç dikkate almadan, aynı defteri, Kâtip Çelebi Üniversitesi yayınları arasında yayınlamıştır. Önsöz “nden anlaşıldığı kadarıyla, söz“geçen kitap, Kâtip Çelebi Üniversitesindeki başka hocaların da katıldığı bir projenin “r“n“d“r. Yazar, ‘vaktiyle bu defter hakkında sunmuş olduğum bir tebliğ üzerine konuyla ilgili bazı bilim adamları, bazı düzensizlikler dolayısıyla bir müsvette olabileceğini ifade etmişler idi s. demektedir. Sayın Telci, adımızı her nedense açıkça zikretmekten imtina ediyor. Bazı bilim adamları’ deyip, bizi geçiştiriyor. Buna da ş“k“r, başka t“rl“ de zikredebilirdi! Kendisinin Trabzon da da C)EPO da sunduğu bildiri, bu defter “zerineydi ve bildirisi yılında yayımlandı CIEPO XVII. Sempozyumu Bildirileri, (az. Kenan İnan, Y“cel Dursun Trabzon , s. vd. da . Ben, yılında Trabzon da bildirisini eleştirdim ve defterin tarihlendirilmesiyle ilgili somut delilleri kendisine sordum. Ancak, Telci, orada delil sunamadı. Ben de Fatih Mehmed devri defterleri “zerine çalıştığımı, bu defter “zerinde de çalıştığımı ifade ettim ve )). Murat devrine, hele Arvanid Defteri ndan daha önceki yıllarda hazırlanamayacağını ifade etmiştim. Yıllar sonra da Ocak te bu defteri tam metin olarak yayımladım. Telci, hem yayımlanan bildiri metninde hem de sonradan yayınladığı kitapta (alil Beğ Defteri , benim eleştirilerimi dikkate almadan, benim yayınımı yok sayarak, defterdeki metinleri tasnif etmeden, metinleri birbirine karıştırarak, yer isimlerini, meslekleri, “nvan ve lakapların çoğunu yanlış okuyarak yayımladı. (emen belirtmeliğim ki, konuyla alakası olmayan birtakım sevgili meslektaşları da! internet ortamında bu yayını öv“c“ yaygaralar yaptılar. Kâtip Çelebi Üniversitesi yönetimi, kitabı, konuyu bilen raporterlere göndermeden, gör“ş almadan yayımladı. Aydın yöresinin Osmanlıların eline geçisiyle ilgili verdiği bilgiler m“tearifeden öteye geçmez. Aydın sancağının tahrirleriyle ilgili verdiği bilgiler ise hatalı ve eksiktir. Mezkur defter, “ç parçadan değil, dört parçadan ibarettir. Arvanid Defteri ndeki eksik parça ile Aydın defterindeki parçanın hiç alakası yoktur. Sadece şekil benzerliği vardır. Diğer parçalardaki tarihlerle karıştırıldığı için, Aydın Sancağının tahrir işlemi, yanlış olarak, ten yılına kadar, on yıllık bir s“rece yerleştirilmiştir. T.T. / M. de bu defter bir meslektaşım ile birlikte tarafımızdan tam metin olarak yayınlanmıştır: M. Akif Erdoğru, Ömer Bıyık, T.T. 0001/1 Numaralı Fatih Mehmed Devri Aydın İli Mufassal Defteri (Metin ve İnceleme), İzmir , Ege Üniversitesi Yeni Kitaplar / New Books İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını, )SBN: - , sayfa geçen (alil Beğ Defteri ibaresi ile de ilk Osmanlı Aydın beyi olan (alil Yahşi bey kastedilmez. Yazar, yayımladığı defterde açıkça (alil Yahşi Bey ismi geçmediği halde, herhalde bu tarihi kişiden ilham alarak, yanlış olarak (alil Beğ Defteri adını koymuştur. Ben kimi yayınlarımda bu şekilde defter neşrettim, ama benim neşirlerimde tahrir kâtibi veya emin inin ismi defterde açık biçimde yazılmıştı. Ayrıca, söz“geçen kitapta pek çok hatanın yanısıra, yapılan hesaplamaların bir kısmının da hatalı olduğu söylemek isterim. Örneğin, çeltik “retimiyle ilgili hesaplamalar, k“lliyen yanlıştır ve yazarın kendisi de bu rakamın büyüklüğü dikkate çekmektedir s. gibi bir ifade ile hayretini dile getirmekte, ama yanlışlığı nerede yaptığını fark edememektedir. Aslında, ben defteri yayımladıktan sonra, yazardan beklenen akademik davranış, ‘ikisi de hemen hemen aynı zamanda çıktı’ mantığıyla kendisini mazur göstermeye çalışması ve benim yayını tamamen yok sayması değil, benim yayını incelemesi ve hatalarım ve eksikliklerim “zerine ciddi bir eleştiri ya da övg“ yazısı yazmasıydı. Yoksa, yayımladığımı bildiği halde, aynı defteri yeniden yayımlaması değildi! M. Akif Erdoğru İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: - , HABERLER/ SEMPOZYUMLAR Tire Araştırmaları Sempozyumu, 12-13 Mart 2015, Tire İzmir Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi, Tire Belediyesi ve Atılım Üniversitesi T“rkiye Tarihi Araştırmaları Merkezi, Mart tarihleri arasında Tire Belediyesi nin ev sahipliğinde, ciddi bir sempozyum gerçekleştirmiştir. Tire Belediye Başkanı Tayfur Çiçek, Atılım Üniversitesi TÜTAM Merkezi Md. Prof. Dr. Şule Peiffer-Taş ve Ege Üniversitesi AUM Merkezi Md. Prof. Dr. M. Akif Erdoğru nun önderliğinde y“ze yakın bilim adamı Tire ile ilgili bildiri sunmuşlardır. Seçilen bildiriler Tire Belediyesi tarafından kitap halinde yayınlanacaktır. Sayın Başkan Çiçek in bilim adamlarına olan tavrı memnuniyetle karşılanmış ve takdir toplamıştır. Tire Sempozyumundan bir gör“nt“ (aberler / Sempozyumlar İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: , 129 Soldan: . AUM Md. Prof. Dr. M. Akif Erdoğru . E.Ü. Rektör Yrd. Prof. Dr. Atilla Silk“ . Tire Belediye Bşk. Tayfur Çiçek . Atılım Üniversitesi Rektör“ Prof. Dr. Abd“rrahim Özgenoğlu . TUTAM Md. Prof. Dr. Şule Peiffe Taş. Tire Araştırmaları Sempozyumu ndan Bir Fotoğraf, Mart , Derekahve Cafe, Tire. (aberler / Sempozyumlar Bayındır Araştırmaları Sempozyumu, 16-17 Nisan 2015, Bayındır Bayındır Belediye Bşk. Dr. Ufuk Sesli ve AUM Md. Prof. Dr. M. Akif Erdoğru ve yerel araştırmacı Necat Çetin tarafından d“zenlenen Bayındır Araştırmaları Sempozyumu - Nisan tarihleri arasında Bayındır Belediyesine ait Yahya Kerim Onart K“lt“r Merkezi nde gerçekleştirilmiştir. Bayındır ve yakın çevresinin tarih ve k“lt“r“ “zerine elliye yakın bildiri sunulmuştur. Bildiriler Merkezimizin yayını olarak çıkacaktır. İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: , 131 Birgi Araştırmaları Sempozyumu, 23-24 Ekim 2015, Ödemiş, İzmir. Ödemiş Belediyesi ve Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi nin ortaklaşa d“zenledikleri Birgi Araştırmaları Sempozyumu, - Ekim tarihleri arasında Ödemiş te Ödemiş Belediyesi ne ait Nikah ve Kongre Salonu nda gerçekleştirilmiştir. Ödemiş Belediye Başkanı Mahmut Badem, Ödemiş Kaymakamı Celil Ateşoğlu ve AUM Md. Prof. Dr. M. Akif Erdoğru, açılışta birer konuşma yapmışlardır. Birgi ve Ödemiş tarih ve k“lt“r“ ile ilgili kırka yakın bildiri sunulmuştur. Ödemiş Meslek Y“ksekokulu nun öğrencileri de bildirileri dinlemişlerdir. Ekim g“n“ Tarih, Sanat Tarihi ve Coğrafya öğrencileri ile birlikte Birgi ziyaret edilmiştir. Aydınoğulları ve Osmanlılar dönemlerine ait eserler “zerine bilgi verilmiştir. Daha sonra öğrenciler ve katılımcılar ile birlikte, bilimsel araştırma gezisi çerçevesinde Bozdağ ve Gölc“k e çıkılmıştır. Bildiriler kitap halinde yayınlanacaktır. İzmir- Bayındır. Soldan ilk sıra: . Bayındır Belediye Bşk. Dr. Ufuk Sesli, . Ege Üniversitesi Rektör“ Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, . AUM Merkezi Md. Prof. Dr. M. Akif Erdoğru ve diğer katılımcılar (aberler / Sempozyumlar İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: , 133 İzmir-Birgi. Soldan ilk sıra: . Çek“l Vakfı ndan Emin Başaranbilek . Edebiyat Fak“ltesi Dekanı Prof. Dr. Ersin Doğer, . Ödemiş Meslek Y“ksek Okulu Md. Prof. Dr. Yılmaz Şayan, . MYO Sekreteri Aziz Erten . Rektör Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Engin Önen, . Ege Üniversitesi Rektör“ Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, . Ödemiş Belediye Bşk. Mahmut Badem, . E. Ü. Sanat Tarihi Böl“m“nden Yrd. Doç. Dr. Şakir Çakmak, .Ödemiş Sağlık Meslek Y“ksek Okulu Md. Prof. Dr. Aynur Esen, . Ödemiş Sağlık Meslek Y“ksek Okulu Md. Yrd. Doç. Dr. G“l Erten, . AUM Md. Prof. Dr. M. Akif Erdoğru (aberler / Sempozyumlar Soldan: . Ödemiş Meslek Y“ksek Okulu Md. Prof. Dr. Yılmaz Şayan, . Ödemiş Sağlık Meslek Y“ksek Okulu Md. Prof. Dr. Aynur Esen . Ege Üniversitesi Rektör“ Prof. Dr. Candeğer Yılmaz . Ödemiş Kaymakamı Celil Ateşoğlu . Psikoloji Böl“m Bşk. Prof. Dr. Nuri Bilgin merhum . Ödemiş Sağlık Meslek Y“ksek Okulu Md. Yrd. Doç. Dr. G“l Erten . MYO Sekreteri Aziz Erten . AUM Md. Prof. Dr. M. Akif Erdoğru, Üst sıra . Yrd. Doç. Dr. Engin Önen . Yrd. Doç. Dr. Şakir Çakmak, Ödemiş Kaymakamlığının ön“nde. KONFERANS İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: , 135 Vakıflar (aftası m“nasebetiyle, Merkezimiz ile İzmir Vakıflar M“d“rl“ğ“, Ege Üniversitesi Kamp“s“ nde ortaklaşa bir etkinlik d“zenlemişlerdir. İzmir Vakıflar Bölge Md. Kenan İba, Şube Md. M. Emin Doğan, “niversite hocaları ve çok sayıda “niversite öğrencisi bu etkinliğe katılmışlardır. Bu kapsamda Gazi Üniversitesi nden Prof. Dr. Mustafa Alkan davet edilmiştir. Alkan, Mayıs tarihinde, saat: da Edebiyat Fak“ltesi Konferans Salonu nda Osmanlı da bir yerleşme modeli olarak Vakıf- İmaret sistemi: Vakıf ve Şehir başlıklı bir konuşma yapmıştır. Vakıflar (aftası M“nasebetiyle, Mayıs , Merkez M“d“r“ Prof. Dr. M. Akif Erdoğru açılış konuşmasını yaparken, Edebiyat Fak“ltesi Konferans Salonu, Kamp“s. (aberler / Sempozyumlar Vakıflar (aftası M“nasebetiyle, Mayıs , Edebiyat Fak“ltesi Konferans Salonu, soldan . Gazi Üniversitesi nden Prof. Dr. Mustafa Alkan, . İzmir Vakıflar Şb. Md. M. Emin Doğan, . Şeyda R“zgar, . (atice Aydın, . İzmir Vakıflar Bölge Md. Kenan İba, . AUM Md. Prof. Dr. M. Akif Erdoğru, . VGM den Emekli Daire Bşk. Ali Taha Özaydın 1. ve 2. Sayının Yazarları Muhammet GÜÇLÜ, halen Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“ nde Yrd. Doç. Dr. olarak çalışmalarını s“rd“rmektedir. yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“ nden mezun oldu. Aynı “niversitenin Sosyal Bilimler Enstit“s“ nde T“rkiye Cumhuriyeti Tarihi anabilim dalında Y“ksek Lisans ve Doktora eğitimi görd“. T“rkiye Cumhuriyeti Tarihi ve Antalya Bölgesi Tarihi “zerine kitap, makale, bildiri ve çevirileri bulunmaktadır. Son yıllardaki yayınlarından bazıları: - Antalya T“rk Ocağı nın Kurulması ve Faaliyetleri , Tuncer Baykara Armağanı, (az. Mehmet Öz, Ankara, , T“rk K“lt“r“ Araştırma Enstit“s“ Yayınları. - Antalya da Yerel Basının İlk Temsilcisi: Antalya da Anadolu Gazetesi Aralık Eyl“l , Çağdaş T“rkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, C. X)), S. , G“z. - Antalya Saat Kulesi nin İnşası , TAÇ/T“rkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı, S. , Ekim-Aralık . - İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: , 137 Cumhuriyet in İlk Yıllarında Musa Cevat Şakir in Kabaağaçlı Bodrum a S“rg“n Edilmesi ve İlk izlenimleri , . Uluslararası (er Yön“yle Bodrum Sempozyumu Ekim- Kasım , Bildiriler, (azırlayanlar: M. Akif ErdoğruAhmet Özgiray, İzmir, (aziran . - Milli M“cadele Döneminde (ollandalı Gazeteci George Nypels in Anadolu İzlenimleri Aralık - Mart , Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi CTAD , Yıl: , Sayı: , Bahar . Panaya Kilisesi nin İnşası ve Tarihi Seyri , TAÇ S. , İlkbahar-Yaz . M. Akif ERDOĞRU, Ege Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“nde tarih profesör“d“r. yılında, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fak“ltesi, Tarih Böl“m“ nden mezun oldu. Doktorasını aynı böl“mde yılında tamamladı. yılında Ege Üniversitesi nde profesör oldu. Ankara, Ege, Kazakistan (alkaralık Ahmet Yesevi ve Yakın Doğu Üniversitelerinde çalıştı. (alen Tarih Böl“m“ Başkanı ve Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi nin m“d“r“d“r. İzmir Araştırmaları Dergisi’nin kurucusu ve editör“d“r. Osmanlı tarihi “zerine ulusal ve uluslararası d“zeyde bir çok yayın yaptı. aerdogru@gmail.com, m.akif.erdogru@ege.edu.tr Mehmet KAYA, Niğde Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“nde Yrd. Doç. Dr. olarak çalışmaktadır. yılında Bursa-Gemlik te doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Bursa da tamamlamıştır. yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“ nde öğrenime başlamış, aynı böl“m“ yılında başarıyla bitirmiştir. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstit“s“ Tarih Anabilim Dalı T“rkiye Cumhuriyeti Tarihi Böl“m“ nde y“ksek lisans ve doktora öğrenimini tamamlamıştır. Çalışma alanları Osmanlı Dönemi Şehir (ayatı, T“rkiye nin Sosyal ve Ekonomik Durumu olarak belirtilebilir. Bu konuda yirmi makale ve iki kitabı bulunmaktadır. Mehmet DEMİRCİ, İlahiyat profesör“d“r. Dokuz Eyl“l Üniversitesi İlahiyat Fak“ltesi nden emekli olmuştur. de Konya/Kovanlık ta doğdu. Konya İmam(atip Okulu nu m“teakip, te İstanbul Y“ksek İslâm Enstit“s“ n“ bitirdi. ten itibaren İzmir Y“ksek İslâm Enstit“s“ nde den sonra Dokuz Eyl“l Üniversitesi İlâhiyat Fak“ltesi Tasavvuf dersi okuttu. Mayıs da emekli oldu. İlâhiyat Meslek Y“ksekokulu M“d“rl“ğ“ ve Temel İslam Bilimleri Böl“m Başkanlığı görevlerinde bulundu. Bir s“re Kazakistan da Ahmed Yesevi Üniversitesi nde çalıştı. (âlen İzmir Yeni Asır gazetesinde köşe yazısı yazmaktadır. Telif kitaplarından bazıları: Yûnus’ta Hak ve Halk Sevgisi, Hz. Mevlânâ ve Mevlevî Kültürü, Sorularla Tasavvuf ve Tarikatler, İbâdetlerin İç Anlamı, Gönül Dünyamızı Aydınlatanlar, Nûr-i Muhammedî, Mesnevi Hikâyelerinden Dersler, Tarihten Günümüze Tasavvuf Kültürü-Makaleler, Tarihi-Tasavvufi Menkıbeler ve Yorumları, 40 Levha 40 Yorum, İyiler ve İyilikler. (aberler / Sempozyumlar Yaşar KALAFAT, yılında Kars ta Trabzonlu bir ailenin ferdi olarak d“nyaya geldi. (ayata yılında mezun olduğu Atat“rk Üniversitesi nden Ziraat Y“ksek M“hendisi olarak atıldı. yıl Muş ta ve yıl da Arpaçay da ilk mesleği ile ilgili hizmet verdi. Askerliğini de yaptığı Erzurum da, ayrıca Başbakanlık personeli olarak yıl memuriyet hizmetinde bulundu. yılında ilk ve orta eğitimini almış olduğu Kars tan ve de de Erzurum dan ayrıldı. Başbakanlıktaki görev yıllarında Gazi Üniversitesi Eğitim Fak“ltesi ni de bitirip takip eden yıllarda Kayseri, Erciyes, Ankara, (acettepe Üniversitelerinde Dinler Tarihi, (alk Edebiyatı ve m“teakip yıllarda Cumhuriyet Tarihi Disiplin dallarında lisans“st“ eğitimler aldı. İnkılâp Tarihi ve Uluslararası İlişkiler alanlarında T“rkiye de ve Kazakistan da doktora çalışmalarını tamamladı. yılında devlet memuriyetinden emekli olup yıl kadar Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi nde Kafkasya Böl“m“ ve K“lt“r Stratejisi Böl“m Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalıştı.İLESAM, T“rk K“lt“r“n“ Araştırma Enstit“s“, T“rkiye Dinler Tarihi Derneği gibi kuruluşların “yesi olan Yaşar Kalafat, Folklor Araştırma Kurumu nun T“rk Folkloruna (izmet Öd“l“ ve Motif Vakfı nın (alk Bilimi Öd“l“ne layık gör“ld“. T“rk K“lt“r“n“ Araştırma Enstit“s“ adına Türk Kültürü Araştırmaları Yaşar Kalafat Armağanı nı ve Erciyes Aylık Fikir ve Sanat Dergisi, adına Yaşar Kalafat Özel Sayısını çıkardı. Siren BORA, yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“nden mezun oldu. yılında Dokuz Eyl“l Üniversitesi Atat“rk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstit“s“nde y“ksek lisans yaptı. yılları arasında Kud“s İbrani Üniversitesinde İbranice dersi aldı. yılında Dokuz Eyl“l Üniversitesi Atat“rk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstit“s“nde İzmir Yahudi tarihi “zerine doktorasını verdi. (alen bu konu “zerinde çalışmaktadır. Sadiye TUTSAK, Uşak İlinin Banaz kazasının B“y“k Oturak kasabasında d“nyaya gelen Tutsak, ailesinin İzmir e göç etmesi nedeniyle ilk, orta ve lise öğrenimimi İzmir de tamamladı. yılları arasında Ege Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“ nde okudu. Ardından Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstit“s“ nden, T“rkiye Cumhuriyeti Tarihi alanında Cumhuriyetin İlk Yıllarında Uşak konusunda Y“ksek Lisans teziyle ve İzmir de Eğitim ve Eğitimciler konusunda Doktora teziyle mezun oldu. yılı G“z yarıyılı başında, Afyon Kocatepe Üniversitesi Uşak Eğitim Fak“ltesi Tarih Öğretmenliği Böl“m“n“n Yrd. Doç. Dr. kadrosuna atandı. yılında aynı “niversitenin Fen Edebiyat Fak“ltesi Tarih Böl“m“ ne kurucu böl“m başkanı olarak tayin edildi. Bu s“reçte Uşak Sağlık Y“ksekokulu M“d“rl“ğ“, Uşak Fen Edebiyat Fak“ltesi Dekan Yardımcılığı görevlerini de y“r“tt“. Uşak Üniversitesi nin yılında kurulmasından sonra bu “niversiteye kadro aktarımı gerçekleşti. yılında Doçent “nvanını aldı. Uşak Üniversitesi Atat“rk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkez M“d“rl“ğ“ görevini yılları İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: , 139 arasında ifa etti. yılında Genelkurmay ATASE Daire Başkanlığı Atat“rk Araştırma ve Eğitim Merkezi ATAREM Genel Üyeliğine kabul edildi. Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Uşak (1923-1933), İzmir’de Eğitim ve Eğitimciler (1850-1950), Sadık Karahan ve Uşak’ta Eğitim (1930-1950), Yunanlıların Uşak’ı İşgali ve Esaret Sancısı, Acıyı Bal Eylemek, Cemal Karpat & Kemal H. Karpat Hatıratı isimli eseleriyle neşriyat hayatına katkıda bulundu. Uluslararası hakemli dergilerde ve Ulusal hakemli dergilerde çeşitli konularda çok sayıda makale ve bildirileri yayınlandı. Bu t“r dergilerde hakemlik görevini y“r“tmekte olan Tutsak, ayrıca edöt“rl“k de yapmaktadır. Pek çok kez Uşak ta yerel televizyon kanallarında programlara, panel ve konferanslara katıldı. - Ekim tarihleri arasında yapılan B“y“k Taarruzun . Yılında Uluslararası Milli M“cadele ve Zafer Yolu Sempozyumu nun başkanlığını y“r“tt“. Bu sempozyumda sunulan bildiriler, Atat“rk Araştırma Merkezi tarafından iki ciltlik kitap halinde yayınlandı. Bunun dışında başka sempozyumlarda bilim ve d“zenleme kurulu “yelikleri bulunmaktadır. Danışmanlığında tamalanmış Y“ksek Lisans tezleri bulunduğu gibi, Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstit“s“ nde halen y“r“tt“ğ“ Doktora ve Y“ksek Lisans tez danışmanlıkları vardır. Kendi alanında Doktora ve Y“ksek Lisans dersleri veren Tutsak, toplum yararına sivil toplum örg“tlerinde öteden beri faaliyet göstermekte olup, kendi alanında akademik hayata katkı sağlamaya devam etmektedir. Mehmet TÜTÜNCÜ, yılında Karaman da doğdu. (ollanda da yaşamaktadır. Amsterdam Üniversitesini bitirdi. (ollandada kurulan T“rk ve Arap D“nyası Araştırma Merkezi nin SOTA m“d“rl“ğ“n“ yapmaktadır. T“rkiye dışındaki Osmanli kitabelerinin toplanması ve yayınlanması projesi çerçevesinde Osmanlı Balkanları, Akdeniz ve Orta Doğu “zerine araştırmalar ve yayınları vardır. (ollanda arşivlerinde Osmanlı belgeleri “zerine çalışmaktadır. Yayınları: .Turkish Jerusalem (1516-1917), Ottoman Inscriptions from Jerusalem and Other Palestinian Cities, (aarlem, .Turkish Palestine (1069-1917) Ayyubid, Mamluk and Ottoman Inscriptions from al-Khalil (Hebron), Nabi Musa, and other Palestinan Cities, (aarlem, .Cezayir’de Osmanlı Ízleri 314 yillik Türk Hakimiyetinden Cezayirden Kitabeler, Eserler, Portreler. (aarlem, çıkıyor (aberler / Sempozyumlar İzmir Araştırmaları Dergisi, Sayı: , 141 Dergi Yayın İlkeleri Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi nin yayın organı olan İzmir Araştırmaları Dergisi, ulusal, hakemli, bilimsel bir dergidir. Yılda bir sayı yayımlanır. Dergimizde, özg“n araştırma-inceleme makaleleri, çeviri, kitap tanıtma, biyografi, kongre-sempozyum haberleri ve öl“m haberleri yayımlanır. Yazıların bilimsel araştırma ölç“tlerine uyması, alana yenilik getirmesi ve başka bir yerde yayımlanmamış olması gerekir. Derginin asli dili T“rkçe dir. Gerektiğinde yaygın Batı dillerinde de makale yayımlanabilir. Makale ve çevirilerde, metinden bağımsız olarak kelimeyi aşmayacak T“rkçe ve İngilizce özet ile anahtar kelimeler bulunmalıdır. Gelen yazılar, incelendikten sonra, tek bir hakemin değerlendirmesi sonucunda basılır. Yayın Kurulu, gerektiğinde yazıların yazım şekli “zerinde k“ç“k d“zeltme ve değişiklikler yapabilir. Metne eklenmesi istenen resim, çizim, harita veya belgeler y“ksek çöz“n“rl“kte JPG teslim edilmelidir. Resim ve belge t“r“nden t“m materyaller numaralandırılmalı; “st“ne veya altına açıklamaları yazılmalıdır. Sayfa D“zeni: Üst: cm, Sol: cm, Alt: cm, sağ: cm, Boyut: , X Üstbilgi: cm, Alt bilgi: cm, Makale başlığı: Yazar adı: cm, cm, punto, Cambria, Metin yazı tipi: Cambria, Dipnotlar: punto punto, T“m yazışmalar ve makaleler için adres: Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi, Ege Üniversitesi Edebiyat Fak“ltesi, . Kat, , Bornova İzmir Fax: . , Tlf: . , E-mail: m.akif.erdogru@ege.edu.tr; aerdogru@gmail.com (aberler / Sempozyumlar Ege Üniversitesi İzmir Uygulama ve Araştırma Merkezi Yayınları Kitaplar . Birinci Uluslararası Geçmişten Günümüze Selçuk Sempozyumu, 4-6 Eylül 1997, İzmir , Selçuk Belediyesi ile birlikte . II. Uluslararası İzmir Sempozyumu, Tebliğler, Haz. Necmi Ülker, İzmir . Kemalpaşa Kültür ve Çevre Sempozyumu, 3-5 Haziran 1999, Kemalpaşa, İzmir, Kemalpaşa Kaymakamlığı ile birlikte . Dünden Yarına Seferihisar Sempozyumu, 7-8 Ekim 2004, Kaymakamlığı ile birlikte Seferihisar . Geçmişten Geleceğe Köprü, Yanık Ülke, Kula Sempozyumu 1-3 Eylül 2006-Kula, Bildiriler, İzmir Kula Belediyesi ile birlikte . 3. Uluslararası Her Yönüyle Bodrum Sempozyumu, 30 Ekim-1 Kasım 2013, Bodrum, Bildiriler, cilt, (az. M. Akif Erdoğru- Ahmet Özgiray, İzmir . M. Akif Erdoğru, Fazlullah bin Abdüsselam, Defter-i Evkaf-ı Mekke-i Mükerreme ve Medine-I Münevvere der Birgi (Metin ve İnceleme), İzmir . Ömer Bıyık, Defter-i Evkaf-ı Valide Sultan der Mağnisa, Ayşe Hafsa Sultan Vakfı ve XVI. Yüzyılda Urla, İzmir . M. Akif Erdoğru, Ömer Bıyık, 1481 Tarihli Tire, Birgi, Ayasuluğ ve Alaşehir Tımar Defteri (Metin ve İnceleme), 1492 tarihli Biga, Tarhala ve Bergama Piyade Yoklama Defteri Parçası İle Birlikte, İzmir . M. Akif Erdoğru, Aydınili Mufassal Defteri (Metin ve İnceleme), Tımar ve Yaya Yoklaması Defteri Parçaları İle Birlikte, İzmir , Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi yayını . M. Akif Erdoğru, Ömer Bıyık, T.T. 0001/1 M. Numaralı Fatih Mehmed Devri Aydın İli Mufassal Defteri (Metin ve İnceleme), İzmir , Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi yayını Dergi . . İzmir Araştırmaları Dergisi, sayı: , İzmir İzmir Araştırmaları Dergisi, sayı: , izmir .