TEFENNİ ESKİ ASKERLİK ŞUBESİ
RÖLÖVE PROJESİ
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME RAPORU
FOTOĞRAF ALBÜMÜ
2016
BURDUR İLİ, TEFENNİ İLÇESİ,
149 ADA 2 PARSEL
ESKİ ASKERLİK ŞUBESİ BİNASI
RÖLÖVE PROJESİ
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME RAPORU
2016
HAZIRLAYANLAR
İpek İPEKÇİOĞLU
Sanat Tarihçi
bizmimarlik@gmail.com
Şeyda GÜVENÇ DURAN
Y. Mimar, Rest. Uzm.
02422292739
2
TEFENNİ İLÇESİ ESKİ ASKERLİK ŞUBESİ BİNASI
RÖLÖVE PROJESİ ve DEĞERLENDİRME RAPORU
1.TEFENNİ TARİHİ VE COĞRAFYASI
2.ANADOLU’DA ASKERİ YAPILARA GENEL BAKIŞ
3.RÖLÖVE PROJE RAPORU
3.1.KONUM VE TARİHÇE
3.2.PLAN ÖZELLİKLERİ
3.2.1.BODRUM KAT
3.2.2.ZEMİN KAT
3.3.CEPHE ÖZELLİKLERİ
3.3.1.CEPHELERDE YER ALAN BEZEME
UNSURLARI
3.4.STRÜKTÜR VE MALZEME ÖZELLİKLERİ
3.4.1.TEMELLER
3.4.2.DUVARLAR
3.4.3.DÖŞEME
3.4.4.ÖRTÜ SİSTEMİ
4.MEVCUT FİZİKİ DURUM
5.RÖLÖVE ÖLÇÜM TEKNİĞİ VE YÖNTEMİ
6.DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
7.KAYNAKÇA
8. RESİMLER
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
3
1.TEFENNİ TARİHİ VE COĞRAFYASI
Akdeniz Bölgesi’nde Burdur İli’ne bağlı bir ilçe ve ilçe merkezi statüsünde yer alan
Tefenni, kuzeyde Yeşilova ve Karamanlı İlçeleri, kuzeydoğuda yine Karamanlı,
doğuda Kemer İlçesi, güneyde Antalya İli ve Çavdır İlçesi, güneybatıda Gölhisar
İlçesi, batıda da Denizli İli ile çevrilidir.
Fethiye’yi Gölhisar üzerinden Burdur’a bağlayan karayolu kasabadan geçer. İlçe
Burdur’a 71 kilometre uzaklıktadır. Tefenni Belediyesi 1872 yılında kurulmuştur.
Burdurun batı kesiminde yer alan ve dağlık alanlarla kuşatılmış olan İlçe’nin orta
kesimi çukurdur. İlçenin iç kesiminde ve kuzeydoğusunda yer alan orta
yükseklikteki hafif tepelik düzlükler Tefenni Ovası adıyla anılır. Dörtte üçünden
fazlası kırsal kesimde yaşayan ilçe halkı geçimini tarımdan sağlamaktadır.
Yaygınlığını günümüzde de koruyan kilim ve halı dokumacılığı ile gülcülük
geleneksel uğraşlardandır.
Eskiden Tefenni ilçesinin sınırları içinde yer alan Karamanlı’ya bağlı Kağılcık
Köyü’ndeki Çamurhöyük’te ortaya çıkarılan Kalkolitik Çağ’a (İ.Ö. 5500-3500) ait
buluntular, yörenin oldukça eski bir yerleşim alanı olduğunu göstermektedir. İlk
Çağ’da Temennos adıyla anıldığı sanılan kasaba, İlçenin orta kesiminde yer alır. 1
Tefenni XVI. Yüzyıla kadar bir yöreyi tanımlamaktadır ve bu isimle bir yerleşim
birimi yoktur. Ancak Türkemiş Türkmen Yörükleri içinde Tefenni Yörükleri
1
Ana Britannica Ansiklopedisi, “Tefenni” maddesi, C.20, İstanbul 1990, s.480
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
4
bulunmaktadır.
kurmuşlardır.2
Bunlar
daha
sonra
yerleşik
hayata
geçerek Tefenni’yi
Osmanlı Döneminde Antalya’nın Orta Anadolu ve Batı Anadolu’ya ulaşımı Burdur
üzerinden gerçekleşiyordu. En işlek olan yol Burdur – Antalya yoluydu.
Antalya’nın Batı Anadolu ile ulaşımını sağlayan yol ise: Istanos (Korkuteli)’den
geçerek, Tefenni ovasına, oradan Karaağaç’a, Kazıklıbeli üzerinden Denizli’ye
ulaşan yoldu. 15. ve 16. Yüzyılda Tefenni’de Nesimi Bey’in yaptırdığı bir
kervansaray bulunmaktaydı.
1871/1872 Konya Vilayet Salnâmesi’nde Teffeni’de “bir câmi ve bir adet medrese
ve iki adet mekteb ve çend bâb (birkaç adet) dükkân vardır ve mülhakâtından
olan kurâ (bağlı olan köyler) ve nevâhide cevâmi ve mesâcid ve dekâkîn bulunur
ve mahsûlât-ı sınâiyye ve araziyyesi diğer kazâlara müşâbihtir.”3
XIX. yüzyılın sonları ve XX. yüzyılın başlarına gelindiğinde en işlek güzergâhlar
Burdur – Antalya, Burdur – Isparta, Burdur – Tefenni - Gölhisar ile Baladız
(Gümüşgün) istasyonu yoludur. Bu dönemde şose olan yollarda Tefenni yolu
üzerinde de han ve kahveler mevcuttur.4
Burdur 1872’de merkez, Asi Karaağaç ve Tefenni olmak üzere üç kazadan
oluşmaktayken, 1889 yılına gelindiğinde Asi Karaağaç (Garbi Karaağaç)
Burdur’dan ayrılarak Denizli sancağına bağlanmıştır. Böylece merkez kaza
2
Hayati Kuzucu, “Burdur Tarihi Geçmişi Üzerine”, http://burdurtarihi.com/ Er.Tar. 19.06.2016/Saat:18:45
Zafer Gölen; ”XIX. Yüzyıl Osmanlı Coğrafya Ve Tarih Kitaplarında Burdur” ” I. Teke Yöresi Sempozyumu 4-6
Mart 2015, 2.Cilt, s.1219
4
İbrahim Şimşek; “Değişen, Gelişen Burdur” I. Teke Yöresi Sempozyumu 4-6 Mart 2015, 2.Cilt, s.1300
3
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
5
dışında sadece Tefenni kazası kalmıştır. Buna göre, 1926’ya kadar tek kaza
Tefenni olarak kalmıştır.5
Tefenni’ XIX yüzyıl sonlarında kaymakamlar tarafından yönetilmektedir.6 H.1317
(M.1899/1900 ) Konya Vilâyet Salnâmesi’nde ise Tefenni kazası şu şekilde
tanımlanmaktadır;
Tefenni kazâsı 37:45 arz-ı şimâlî 27:30 tûl-i şarkîde vâkidir. Bu kasabanın kadîm
Frigya kıt‘ası bilâdından Temisonyum şehrinin mevzına mebni olduğu zan
olunuyorsa da şu zan henüz delâil-i kuvviye ile isbât olunmadığından hal-i
meşkûkiyyetden kurtulamamışdır. Temisonyum şehri civarında vaki Stotos
mağarası bir kühhângâh nâmıyla şöhret-şi‘âr olmuşıdı. Tefenni merkez livâya 60
kilometro ve merkez vilâyete 420 kilometro mesâfede vaki olub 195 hâne ve 1495
nüfusu câmi bir kasabadır.7
1906 yılında Tefenni kazasına bir kütüphane açıldığı görülmektedir.8 1927 yılında
Tefenni, Bucak (Oğuzhan)’la birlikte Burdur’un iki kazasından biridir. Bu tarihte
Tefenni iki nahiye ve elli yedi köye sahiptir.9
Büyük Mübadele’de gelen göçmenlerden Burdur’a yerleştirildiğine dair kesin bir
bilgi olmasa da, 1923 ile 1960 yılları arasındaki 37 yıllık dönemde Balkanlardan
ülkemize gelen göçmenlerden 1279 kişinin Burdur il geneline yerleştirildiği
bilinmektedir. Bu göçmenlerden kırk beş hane de Tefenni’ye yerleştirilmiştir.10
Tefenni 22.11.1963 te yedi ve 30.01.1964 te altı şiddetindeki depremlerde büyük
hasar görmüştür.11
5
Mustafa Ali Uysal; Salnamelere Göre Burdur (1868-1914), Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Isparta 1998, s.49
6
Mustafa Ali Uysal;” XIX. Yüzyıl Sonlarında Burdur’da İdari Yapı” I. Teke Yöresi Sempozyumu 4-6 Mart
2015, 2.Cilt, s.1050
7
Zafer Gölen;a.g.m., s.1219
8
Bayram ÇETiN, Burdur Kent Coğrafyası ,Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ortaöğretim Sosyal
Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Erzurum 2007, s.81
9
Osman Koçıbay; “1927-1928 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmesi’nde Burdur”, www.kocibay.net/
Erişim tarihi:22.06.2016/ Saat: 18:19
10
O.Yılmaz; “Burdur İli’nde Nüfus Hareketleri” S.D.Ü. Burdur Eğitim Fakültesi Dergisi, S.3, s:164, Burdur
2002
11
Mustafa Murat Bozcu; Burdur İlinde Türk Mimarisi Selçuklu, Beylikler Ve Osmanlı Eserleri, Burdur Ticaret
Ve Sanayi Odası Yayınları: 8 Kültürel Yayınlar Serisi: 2 Burdur 2013, s.7
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
6
Tefenni 1940’lar
2.ANADOLU’DA ASKERİ YAPILARA GENEL BAKIŞ
Türklere ait kışla ve devlet dairelerinin ilk kalıntıları, Afganistan’ın güneyindeki,
Leşker-i Bazar’da, yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Selçuklu ve Beylikler
döneminde hareketli ordular nedeniyle kışlalara rastlanmaz.12
Orta Asya’dan sürekli batıya ilerleyen Türkler, batıdaki askeri gelişmeleri örnek
alarak ordularında düzeni sağlamak amacıyla, kışla, askeri okul, askeri hastane,
depo, karargâh ve hizmet binalarının yapımına ağırlık vermişlerdir. Bugünkü
anlamda kışla denilen düzenli ve teşkilatlı binaların inşasına, Yeniçeri askeri
teşkilatının kaldırılması ve düzenli orduların kurulmasıyla başlanmıştır.13
Osmanlı Devleti kuruluş yıllarında, düzenli bir orduya sahip değildi. Ordunun
omurgasını oluşturan yaya ve müsellem denilen askeri birliklerin, barışta kendi
çiftlik işleriyle uğraştıkları bilinmektedir.14
Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen askeri mimarlık eserleri; Savunma yapıları
(kale, sur, kule, siper ve tabya), kışla yapıları, askeri okul, askeri hastane,
karargâh binaları ile karakol ve silahhaneler gibi yapılardan oluşur.
Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 51. Maddesi, kışlayı şu şekilde
tanımlamaktadır;
12
Metin Sözen; Türk Mimarisinin Tarihsel Gelişim, İstanbul Üniversitesi yayınları, İstanbul 1993, s.16
Zuhal Çetiner Doğdu; “Kışla Mimarisi”, Türkler Ansiklopedisi, Cilt:12, Ankara 2002 , s.178
14
Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi Osmanlı Devri, III. Cilt, 7. kısım, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1995, s.225
13
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
7
Kışla: Askerin barındırıldığı ve hizmet gördüğü tek bir bina veya toplu halde
bulunan muhtelif binalar ile bunların müştemilatından olan diğer binalar ve
arazidir.15
Celal Esad Arseven ise kışlayı şu şekilde tanımlamıştır; Kışla, askerlerin
oturmasına mahsus binalardır. Aslı kışın oturulacak yer manasına gelen kışlaktır.
İçi bölük olan büyük binalara da mecaz olarak kışla ve kışla gibi ev denir.16
Geleneksel düzenini 15. yüzyıldan itibaren sürdüren ve Osmanlı devlet yapısında
önemli bir yeri olan askerî teşkilât, 18. yüzyılın sonunda III. Selim’in (1789-1807)
başlattığı reform hareketleri ile değişime uğramaya başlamıştır. Askerî teşkilâttaki
bu yenilik ve düzenlemeler aynı zamanda Osmanlı devleti ve toplumunun
modernleşmesini de büyük ölçüde etkilemiştir.
Askerî alanda yapılan en köklü değişiklik 1826 yılında Yeniçeri Ocağı ile birlikte
diğer ocakların kaldırılması olmuştur. Bu tarihten sonra yeni kurulan askerî
kurumlar için farklı işlevli yapılara ihtiyaç duyulmuş, askerî yapı faaliyetlerinde
görülen çeşitlilik ve artış bu değişimin somut örneklerini oluşturmuştur. Bu
dönemde inşa edilen askerî yapılar devlet otoritesini simgeleyen ve geleneksel
mimarîden ayrılan tasarımları, üslûp özellikleri ve yapım teknikleri ile Osmanlı’nın
Batı’ya dönük yüzünü yansıtmaktadırlar.
Bu dönemde inşa edilen yapılarla Türk mimarisinde yeni bir plan tipi doğmuştur.
Plan tipi incelendiğinde uzun koridorların bir tarafına dizilmiş, dış bahçeye bakan
odalar görülür. Koridor iç avluya bakar ve genelde simetrik pencerelerle
aydınlatılır. Simetrinin dış cephede bozulmaması için taşıyıcı duvarlar, pencere
simetrisini bozmayacak şekilde tasarlanmıştır.
Bu dönemdeki kışlalar miktarının fazlalığı ve yurt düzeyine yayılmasıyla da
önemli bir özellik taşır. Bu amaçla kışla içinde koğuşlar, cami, fırın, hamam, atlar
için ahırların bulunduğu yapı kompleksleri, padişahın geldiğinde konaklaması için
hünkâr kasırları yapılmıştır.17
XIX. yüzyılda Avrupa’da oluşan ulusçuluk düşüncesi, geçmişe duyulan
hayranlığın tekrar canlanmasına neden olmuştur. Bu dönemde Avrupa mimarisini
etkileyen neo-klasik üslup Türk Sanatı’na yerleşmeye başlayarak dini olmayan
yapılarda ve devlet kuruluşlarında kendini göstermiş ve adeta XIX. yüzyılda
Osmanlı İmparatorluğu’nun devlet sanatı haline gelmiştir.18
III. Selim’in padişahlık dönemi batılılaşma tarihinde önemli reform girişimlerinin
başlatıldığı bir dönem olup, bu zamanın en somut uygulamaları askeri alanda
yapılmıştır. Nizam-ı Cedit askerleri için yapılan kışlalar, büyük boyutlu ve etkileyici
15
Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu, Kanun Numarası : 211 Kabul Tarihi : 4/1/1961 Yayımlandığı
R.Gazete Tarih : 9/1/1961 Sayı : 10702 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 4 Cilt : 1 Sayfa : 1008
16
Celal Esad Arseven, Sanat Ansiklopedisi, cilt II, Milli Eğitim Basımevi, Ankara 1954, s.1071
17
Zuhal Çetiner Doğdu; a.g.m., s.180
18
Semavi Eyice; “XVIII:Yüzyılda Türk Sanatı ve Türk Mimarisinde Avrupa Neo-Klasik Üslubu”, Sanat Tarihi
Yıllığı(1979-1980), İstanbul, s.175
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
8
yapılar olup, genellikle kentlerin dışına yada sınırına inşaa edilmiştir. 19 Selimiye
Kışlası bu dönemin anıtsal kışlalarına örnek teşkil etmektedir.
5Selimiye Kışlası
1864 yılında ilan edilen Eyalet Reform Yasası Osmanlı eyalet yaşamında yeni bir
dönem başlatmış ve İstanbul dışındaki eyaletlerde imparatorluğun sonuna
kadarki yönetim sisteminin temeli atılmıştır. Bu dönemde devlet örgütü fiziki
yönden de bir görünüm kazandı. Klasik devirde sadece başkentte belirli
görevlilerin devamlı ofisi vardı (veziriazam, şeyhülislam, yeniçeri ağası gibi)
Başkentteki pek çok ofis görevlinin kendi konağıydı. Vilayetlerde de anonim
ofisler yoktu. 19 yüzyılda mektep, hükümet ve mahkeme konağı, karakol gibi
yapıların ortaya çıktığı, devlet teşkilatının adeta anıtsallaştığı bir dönem oldu. 20
19
Afife Batur; “Batılılaşma Döneminde Osmanlı Mimarlığı” Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye
Ansiklopedisi, İletişim Yayınları, İstanbul 1985, s.1045
20
İlber Ortaylı; İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı, Alkım Yayınevi, İstanbul 2005, s.144
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
9
Konya Hükümet Konağı
XIX. ve XX. yüzyıl askeri yapıları, belirli akım ve üslupların etkisinde inşa
edilmiştir. XVIII. yüzyılın sonlarından itibaren, sanatsal üsluplar, yerini sanatsal
akımlara bırakmıştır. Barok ve rokoko üsluplarının aşırı süslemelerine bir tepki
olarak ortaya çıkan neo-klasizm, XVIII. yüzyılın ikinci yarısı ve XIX. yüzyılın ilk
yirmi beş yılında etkin olmuştur. Bu akımın, mimarideki ilk temsilcileri ise Fransa
ve Almanya’dır.21
Dekoratif öğelere nadiren rastlanan askeri yapılarda süsleme sade ve azdır.
Cephelerde hareket, mimari plastik öğelerle sağlanmıştır. Bunlar, kat kornişi,
silme, plaster, kapı ve pencere söveleridir. Esas girişin bulunduğu cepheler
çoğunlukla sütunlu ve dışarı taşırılarak inşa edilmiştir.
Askeri binaların biçimlenmesinde etkili olan neo-klasik akımın, resmi devlet
yapılarında görülen üslup özelliklerinden biri de, cephelerinde antik taklidi sütuna
dayanan üçgen biçiminde bir alınlığın (fronton) bulunmasıdır. XIX. yüzyılın
sonlarında inşa edilen binaların batı etkisinde belirli bir üsluba bağlı kalmayan
eklektik(karma) üslup özelliklerini yansıttığı da görülür.22
21
22
Engin Beksaç; Avrupa Sanatına Giriş, Engin Yayıncılık, İstanbul 1993, s.78
Semavi Eyice; a.g.m., s.173.
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
10
Konya-Ilgın Redif/Merkez Konağı 1894
İmparatorluğun son uzun süreli barış dönemi olan Sultan II. Abdülhamit’in 1876–
1909 yılları arasındaki saltanatı, imparatorluk genelinde özellikle kentlerde sosyal
ve ekonomik büyük bir gelişmenin ve dinamizmin yaşandığı bir dönem olmuştur.
Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nun genelinde yaptırılan büyük çaplı imar
faaliyetleri ile Osmanlı kentlerinde çağdaş kent düzenlemeleri, modern devlet
kurumlarının ihtiyaç duyduğu kamu yapıları ve anıtlar yaptırılmıştır. Bu yapıların
büyük kısmı günümüzde hala kullanılmaktadır ve Anadolu, Balkanlar ve
Ortadoğu’daki pek çok kentin simge yapıları ve sembolleri haline gelmiştir.
Sivil ve kamu yapılarında Klasik Osmanlı mimarisinin ve
yerel mimari etkilerin yerlerini kalıcı olarak batı tarzı
mimariye bırakırken, bu dönemde hükümet konağı,
kışla, okul, hastane ve gar yapıları gibi yeni yapı türleri,
Osmanlı devletinin varlığını ve etkisini kent yaşamında
görünür hale getirmiştir. Kamu kurumlarına ait bu anıtsal
yapıların çoğu, yeni kentsel alanlarda yapılan kentsel
meydan–plaza düzenlemelerinin, saat kuleleri, çeşmeler
gibi anıt yapıların çevresinde yer almaktaydı. Böylece
oluşturulan yeni yönetim merkezi devletin gücünü
simgeleyen kentin yeni modern yüzü haline geliyordu.
Adana Saat Kulesi
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
11
İmparatorluk genelinde çok farklı bölgelerde yapılan benzer mimari eserler,
mimarlığın, bu dönemde etkili bir siyasi programı yansıtmak ve görünür kılmak
için devlet aracılığı ile bir araç olarak kullanıldığı göstermektedir.23
Askeri yapılar, tabya, istihkâm ve benzeri inşaatlardaki önemli bir husus, halkın
gönüllü maddi destek vermesi ve bedenen karşılıksız hizmet etmesi olarak dikkat
çekmektedir. Hiçbir baskı olmaksızın kendi rızalarıyla ülkenin hemen her
tarafında bu tür katkıda bulunanlarla ilgili olarak kaynaklarda ve gazetelerde
haber ve yorumlar yer almaktadır.24
Sultan II. Abdülhamid dönemi askerî mimarî örnekleri dinî ve sivil mimarî
örneklerine oranla daha azdır. Bundaki en büyük neden, batılılaşma yolunda
atılan ilk adımların askerî alanda başlatılması ve bu yenileşmeden doğan mekân
ihtiyacının daha önceki dönemlerde karşılanmış olmasıdır. Bu dönemde inşa
edildiği bilinen askerî yapıların birçoğu ya onarım ya da daha sonradan Sultanın
adının verildiği yapılar olarak karşımıza çıkar. Askerî personelin yetiştirilmesi
geliştirilmesi için birçok karakol ve kışla yapıları inşa edilmiş olup ancak birçoğu
günümüze kadar ulaşamayıp kayıtlarda kalmıştır. 25
XIX. Yüzyıl Bağdat Köşkü Karakolu (Günümüzde mevcut değildir)
23
Çağrı Güntan; II. Abdülhamit Döneminde İmparatorluk İmajının Kamu Yapıları Aracılığı İle Osmanlı
Kentine Yansıtılması, FBE Mimarlık Anabilim Dalı Mimarlık Tarihi ve Kuramı Programında Hazırlanan Yüksek
Lisans Tezi, İstanbul 2007, s.1
24
Ayten Can Tunalı; Tanzimat Döneminde Osmanlı Kara Ordusunda Yapılanma (1839 -1876), T.C. Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih (Yakınçağ Tarihi) Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Ankara 2003, s.3
25
A. Şevki Duymaz; II. Abdülhamid Dönemi İmar Faaliyetleri (Türkiye Örnekleri ) T.C. Süleyman Demirel
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Isparta 2003, s.104
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
12
Maçka Silahhanesi, Kuleli Süvari Kışlası (1843), Gümüşsuyu Kışlası (1862),
Taşkışla (1861), Yıldız Sarayı Orhaniye ve Ertuğrul kışlaları (1888) İstanbul’da
yapılan büyük kışla yapılarıdır. Bu yapılar dışında Mektebi Harbiye 1846’da ve
Harbiye Nezareti 1864’te eğitim ve karargâh yapıları olarak yapılmıştır.
İstanbul’daki askeri yapılar kadar büyük olmasa da devletin çeşitli merkezlerinde
yer alan ordu birimlerinin kullanımı için önemine bağlı olarak çeşitli büyüklüklerde
kışla yapıları inşa edilmiştir. Önceleri ahşap olan kışla yapıları XIX. yüzyılda
Avrupa’daki kışla yapılarından esinlenilerek ortada geniş bir avlunun yer aldığı
dikdörtgen ve kare planlı, kâgir malzemeyle iki ya da üç katlı simetrik yönlerde
kapıları bulunan bir planlama anlayışıyla inşa edilmiştir.
Merzifon Piyade Kışlası
Büyük askeri yapılar kadar önemli olan bir diğer yapı grubu ise karakollardır. Kent
içi güvenlik hizmetinin bütün semtlere götürülebilmesi amacıyla önemli semtlere
karakollar yapılmıştır. Yine kâgir malzemeyle inşa edilen karakol yapıları tek veya
iki katlı olarak III. Selim devrinden itibaren yapılmaya başlanmıştır.26
26
Alidost ERTUĞRUL, “XIX. Yüzyılda Osmanlı’da Ortaya Çıkan Farklı Yapı Tipleri”, Türkiye Araştırmaları
Literatür Dergisi, Cilt 7, Say› 13, 2009, s. 295-296
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
13
Adıyaman Eski Askerlik Şubesi
3.RÖLÖVE PROJESİ RAPORU
3.1.KONUM VE TARİHÇE
Tefenni Askerlik Şubesi, Yokuş Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi 149 ada 2
parselde yer almaktadır (R.1). Dört yönden parseli sınırlayan bahçe duvarı ile
çevrili olan yapı parselin güney kenarına yakın konumdadır. Eski Askerlik
Şubesi’nin kuzey doğusunda bugün terk edilmiş olan yeni askerlik şubesi binası
yer almaktadır (R.2). Kuzeybatıda yer alan beton zeminli avluya yine kuzeybatıda
yer alan uzun bir yolun sonundaki sürgülü demir bir kapıdan girilmektedir (R.3).
1956-1981 yılları arasında Askerlik Şubesi Binası olarak kullanılmış olan yapı bu
tarihten sonra boşaltılmıştır. Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel
Müdürlüğü tarafından 19.11.2002 tarihinde tescil edilmiş olup bugün terk edilmiş
bir durumdadır (R.4).
Askerlik Şubesi Binasının yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Tescil fişinde
kaynak gösterilmeden “1927 yılında yapıldığı sanılan” ibaresi kullanılmıştır. Yine
tescil fişinde Askerlik Şubesi Başkanlığı yetkililerinden edinilen bilgilere göre
yangın geçirdiği belirtilen yapının döşeme ve tavanının orijinalde ahşap olduğu
onarımı sırasında betonarmeye dönüştürüldüğünün tahmin edildiği yazmaktadır.
Burdur ve Tefenni’de askeri kaynaklı bilgi ve belgeler araştırıldığında aşağıdaki
bilgilere ulaşılmıştır;
1841 tarihli Nüfus Defterine göre Burdur merkezde bir mahallenin ve köylerinden
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
14
birinin ismi “Kışla” dır. Bunun dışında “Askeriye” isimli bir köy daha mevcuttur.27
1883, 1884 ve 1899 yıllarında Burdur merkezde üst düzey piyade ve süvari
subaylarının yanısıra 47 süvari, 28 piyade askeri bulunmaktadır.28
H. 1317/ M. 1899/1900 yılı Konya Vilayet Salnâme’sinde Tefenni kazası da
ayrıntılı olarak ele alınmış ve 1 hükümet dairesi, 21 câmi ve mescid, 5 tekke, 11
medrese, 16 mekteb, 1209 hâne, 21 dükkân ve mağaza, 5 fırın, 12 değirmen, 2
kahvehâne listelenmiştir.29 Bunun yanında aynı salnamede Burdur merkezde 4
adet “emâkin-i askeriyye” (askeri makamlar)’den söz edilmektedir.
XX. yüzyılın başında Burdur merkezde bir Askerlik Daire Başkanlığı’nın
mevcudiyeti özellikle Milli Mücadeleye aktif bir şekilde katılan Daire Başkanı
Albay İsmail Hakkı (Küçük) Bey sayesinde bilinmektedir. Burdur’da işgal öncesi
68.Alay vardı ve Askerlik Şubesi de 12.Fırka Askerlik Dairesi olarak anılıyordu. 30
Burdur merkezde Uzun Çarşı adıyla anılan kesim geç Osmanlı Dönemi’nde
ticaretin yeni ve gözde merkezidir. Tanzimat’ın getirdiği idari yapılanma gereği
inşa edilen Hükümet Konağı, Cezaevi, Adliye ve askeri nitelikli yapılar burada
konumlanmıştır.31 Askeri yapıların Tanzimattan sonra Burdur merkeze yapılmış
olması bu tarihten önce Tefenni gibi hem merkeze yakın hem de ilçe statüsünde
olan bir yerleşim merkezinde daha eski tarihli bir askeri yapının olduğunu kanıtlar
niteliktedir.
Yapıyla ilgili en detaylı tarihi bilgi Tefenni isimli bir yayında yer almaktadır. 32
Verilen bilgilerin Tefenni Askerlik Şubesi Başkanlığı’nın brifinginden alındığı
dipnot olarak belirtilmekle birlikte bilimsel bir yayına veya brifingle ilgili tarih ve
belgeye atıfta bulunulmamıştır. Yapının geçirdiği evrelerin açıklanması
bakımından yayında yer alan tanıtım aynen aşağıya alıntılanmıştır;
“Tefenni Askerlik Şubesi Başkanlığı’nın ne zaman kurulup faaliyete geçtiği tam
olarak bilinmemektedir. Ancak Tefenni’nin 1864 yılında kaza olmasıyla Askerlik
Şubesi’nin aynı yıllarda kurulduğu sanılmaktadır.
Osmanlı Dönemi’nde, Sultan Hamit zamanında ihtiyat askerlerinden başka yaşlı
ve redif namı verilen askerler için bir kışla ve teferruatı yapılması İlçe merkezi
olan Tefenni’ye kararlaştırılması üzerine Rumi 1308 (M 1892) yılında hala binanın
bulunduğu mahal 4. Orduy-u Hümayun adına ve beş dönümlük bir tapu ile tescil
edilmiş ve bu tarihten sonra inşaata başlanarak diğer teferruatları dahil olduğu
üzere bina şimdiki bulunduğu yere kurulmuştur.
27
Hasan Babacan; “1840 Tarihli Nüfus Defterine Göre Burdur” I. Teke Yöresi Sempozyumu 4-6 Mart
2015,2.Cilt, s.10054
28
Mustafa Ali Uysal;” XIX. Yüzyıl Sonlarında Burdur’da İdari Yapı” I. Teke Yöresi Sempozyumu 4-6 Mart
2015, 2.Cilt, s.1057
29
Zafer Gölen;a.g.m., s.1219
30
Metin Özata; “Kuva-Yi Milliye Kurulması Fikrinin Öncülerinden Burdur Askerlik Daire Başkanı Albay İsmail
Hakkı (Küçük)”, I. Teke Yöresi Sempozyumu 4-6 Mart 2015, 2.Cilt, s.1587-1588
31
Sıdıka Çetin; “Geç Osmanlıdan Erken Cumhuriyete İç Batı Anadolu’da Kentsel Yapının Değişimi: Manisa,
Afyon, Burdur Ve Isparta Kentleri Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme” METU JFA 2012/2 (29:2) s.109
32
Osman Gülmen-Fatih Şimşek; Tefenni, Sistem Ofset, Ankara 2009, s.50-52
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
15
Alt katı zeminlik olan bina iki kat daha ve araları bölümsüz olarak 14 metre
irtifasında yükselmiş ve duvarların tümü taş ve kireçten ve köşeler isipinik taşı
yerine başka bir nevi kaba taştan işlenmek suretiyle 1310 (M. 1894) yılında ikmal
olunmuştur. Örtüsü Eski tip kiremit olup zemin kattan sonra her iki katın da bir
buçuk metre genişlik ve iki metre uzunlukta ve dört tarafında otuz dört adet
pencere bırakılmıştır.
Bina yapıldıktan sonra o zamanın adetine göre İlçe dahilindeki redif taburu namı
verilen askerlerle etraftaki ilçelerden Acıpayam, Erle (Yeşilova) ve Kemer
bucağının redifleri toplanarak en az bin kişi kadar olduktan sonra bir zamanlar bu
kışlada yatıp kalkar ve icabında gideceği savaş yerine gider ve savaştan
geldikten sonra yine bu binada birkaç gün daha barındıktan sonra evlerine
dönerler ve savaşa gitmeden önce de bu bina mesken itibariyle gidinceye kadar
talim ve terbiyelerini ve derslerini bu binada alırlar imiş.
I. Dünya Harbi’nin ilanından sonra artık redif taburuna hacet kalmayıp teşkilatın
değişmesi itibariyle yalnız ilçe dahilindeki sevkiyat efradı bu binada toplanıp
sevkleri gününe kadar burada yatıp kalkarlar ve sevkiyat yapıldıktan sonra ancak
şubeyi ve binaları33 bekleyecek olan on kadar asker kalıp bekletirlermiş. I. Dünya
Savaşı sona erdikten sonra boş kalması doğru olmayan bina Ordu Komutanı ve
Müfettişi Fahrettin Altay’ın tensibi ile ve II. Cihan Harbi’ne hazırlanan Almanya ve
İtalya’nın hat ve hareketlerini göz önünde tutarak İtalyan topraklarının denizden
yakın bulunması itibariyle Tefenni’de bir garnizon teşkili lüzum görülmüş ve 1929
yılında Şark Vilayetlerinde bulunan 21. Süvari Alayı 400 at ve 500 asker mevcudu
ile gelmiş ve on üç yıl asker mevcudu bu binada barındıktan sonra II. Dünya
Savaşı ilanı üzerine ve İtalyanlar tamamen mağlup olup sulh yapıldıktan sonra
artık tehlike kalmaması nazara alınarak mevcut süvari alayı Trakya sınırlarına
gitmiş ve bina tekrar boş kalmıştır.
II. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru İtalyan kuvvetlerinin Alman askerlerinin
zulmüne uğramamak kastiyle memleketimize iltica etmiş olanlardan 1800 İtalyan
er ve subayının muhafazası için bu bina tahsis edilerek 1944 yılında altı ay kadar
İtalyanların barınmasına tahsis edilmiştir. İtalyan asker ve subayları İngilizlerle
sulh yaptıktan ve memleketlerine döndükten sonra bina yine boş ve yalnız
kalmıştır.
Askerlik Şubesi Binası, askeri kışlaların boş kalması nedeniyle 1949 yılında yeni
açılan ortaokula tahsis edilmiştir.34
1951 yılında binalara bir topçu taburu taşınmış olup, 1956 yılında bu topçu
taburunun kaldırılmasıyla şubenin onsekizbin beşyüz metrekarelik büyük bir
askeri tesisler ziraat meslek lisesi yapılmak üzere 1968 yılında geçici olarak
Tarım Bakanlığı’na devredilmiştir.”
33
Burada binalardan bahsedilmesi kışlanın haricinde başka binaların da olması gerektiğini akla
getirmektedir. Ancak günümüzde bu binalar mevcut değildir.
34
Yayın dipnotunda bu bilginin Tefenni Ortaokul Derneği arşivinden alındığı belirtilmiştir.
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
16
İnternet üzerinde imza kampanyaları ile bilinen Change.org sitesinde 2015 yılında
bu binanın restore edilip müze olarak kullanılması için bir imza kampanyası
başlatılmıştır.35 Aşağıda metni bulunan kampanyada kışla binası 19.yüzyıl yapısı
olarak nitelendirilmiş ve tarihsel süreç anlatılmış, ancak hiçbir bilimsel kaynak
sunulmamıştır;
“Burdur - Tefenni ilçesinin en eski yapılarından olan bu tarihi bina, tam tarihi
bilinmemekle birlikte, elimizdeki kaynaklardan 1800 lü yılların sonlarına doğru
yapıldığı tahmin edilmektedir. Tefenni'de kurulan Atlı Süvari Alayı zamanında
redif olarak kullanılan bu tarihi yapı, Süvari Alayının Tefenni'den taşınmasından
sonra Askerlik Şubesi olarak 1982 yılına kadar hizmet vermiştir. Bu tarihten
itibaren atıl olan tarihi yapı içinde, 6 adet oda ve 1 adet antre bulunmaktadır.
Tarihi yapının restorasyonu yapılarak müze kurulması Tefenni çevresindeki tarihi
kalıntıları bir arada toplamış olacak ve turizme kazandırılacaktır”.
Milli Mücadele döneminde Burdur Mutasarrıfı Vasfi Bey’in, İtalyanların Burdur’a
ileri hareketi sırasında Burdur ile ona mülhak Tefenni Kazası’ndaki hapishaneleri
de boşaltarak eşkıyalığın artmasına sebep olduğu bilinmektedir.36 Hapisane
yapısı olan bir yerde askerlik ile ilgili bir takım yapıların da olması gerekmektedir.
1916 yılında gerçekleşen bir gasp olayında şikayet üzerine Garbikaraağaç ve
Tefenni’den çıkarılan müfrezeler suçluları yakalamış ve soruşturmanın
nihayetlendirilmesi için yakalananlar Tefenni Kaza’sına gönderilmiştir.37
Kendisi de Tefenni’li olan Prof. Doktor İsa Kayacan, Tefenni’nin asıl gelişmesinin
Cumhuriyet’in kurulmasıyla başladığını, özellikle 1928’de Tefenniye yerleştirilen
bir süvari alayının buranın iktisadi ve ticari hayatında önemli bir rol oynadığını
belirtir.38
Tarihi olayların yanı sıra mimari veriler de bize birtakım ipuçları sunmaktadır; 19.
yüzyılın sonlarına doğru İstanbul’da inşa edilen ve yüzünü batı stiline dönmüş
yapılarda “Viktorya tarzı” olarak tanımlanabilecek bir stil ön plana çıkmaktadır. Bu
mimaride ön cepheye bakan oda, girişi geride bırakacak şekilde çıkma
yapmaktadır. Yapılar dik kırma çatılara sahiptir ve çatının çıkma yapan kısmında
alınlık yer almaktadır.39 Bu dönemde taşrada inşa edilmiş olan askerlik
şubelerinin de büyük oranda bu şekilde yapıldığı görülmektedir (R. 5-6-7).
Yapıya ait en eski fotoğraf Eylül 1901 tarihli Servet-i Fünun Dergisi’nde yer alır.
Dergi kapağını süsleyen fotoğraf dışında dergi içeriğinde yapı ve/veya Tefenni
hakkında bilgi verilmez.
35
www.change.org/ Erişim Tarihi: 10.06.2016 Saat:14:45
Ali Rıza Gönüllü, Milli Mücadele Döneminde Burdur (1919-1922) TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
s.589-635
37
Ali Rıza Gönüllü; “Denizli Sancağı’nda Meydana Gelen Asayiş Olayları (1914-1920)”, Türkiyat
Araştırmaları Dergisi S.195, s.206
38
http://isakayacan.blogspot.com.tr/ Er.Tar.:19.06.2016/saat 21:00
39
Emine Pelin Kalafatoğlu; Yüzyıl Dönümü İstanbul Mimarlığında “Viktorya Tarzı” Sayfiye Konutları,
İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul
2009, s.78
36
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
17
Siyah beyaz fotoğrafın altında “Saye-i satvet vaye-i hazret-i şehriyaride Konya
vilayeti dahilinde Tefenni kazasında iane-i hamiyet-mendan ile inşa olunan redif
dairesi” yazar.
Bu fotoğraftan anlaşılacağı üzere, yapı 1901 yılında iki katlıdır ve redif dairesi
olarak kullanılmaktadır.
Mart 1846’da yürürlüğe giren Kura Kanunu ile her ordu bölgesi muvazzaf
alayların sayısı kadar redif bölgelerine ayrılarak her bir bölgede dört taburlu bir
redif alayının kurulması uygun görülmüştü. Yapılan bu köklü değişiklik ile redif
birlikleri artık "ihtiyat” (Yedek) ordu konumuna getirildi. Bütün Osmanlı
topraklarında muvazzaf ordulara paralel olarak redif alayları oluşturuldu. Böylece,
nizamiyede askerliğini yaparak vatan borcunu ödemiş olanlar, evlerine dönüp iş
ve güçleriyle uğraşmak olanağına kavuşuyorlar, diğer taraftan gerektiğinde
askerlik yapabilecek daha doğrusu kısa sürede hazırlıklarını tamamlayarak bağlı
bulundukları düzenli birlikler yanında hizmet verebilecek durumda tutuluyorlardı.
1848 yılına gelindiğinde resmi kaynaklarda Hassa Ordusu Redif Alayları içinde
Isparta’da konuşlu bir topçu alayından bahsedildiği görülmektedir.
Özetle Tefenni’de Cumhuriyet öncesinde de askeri oluşumların mevcut olduğu
kaynaklardan tespit edilmekle birlikte direk olarak bir askerlik şubesinden ya da
karakol yapısından söz edilmemektedir. Bunun yanı sıra plan ve cephe özellikleri
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
18
açısından Geç Osmanlı Dönemi’nde karşımıza çıkan unsurlar da yapıda
mevcuttur.
Yeni bilgi ve belgeler bulunmadığı sürece Tefenni Askerlik Şubesi binasını Geç
Osmanlı Dönemi kışla mimarisi üslubunda Erken Cumhuriyet Dönemi yapısı
olarak ele almak doğru olacaktır.
3.2.PLAN ÖZELLİKLERİ
Tefenni Eski Askerlik Şubesi binası kuzey ve güney eksenlerde cephelerin dışa
çıkıntı yapması haricinde, yaklaşık kuzey güney doğrultusunda düzgün
dikdörtgen planlı olup yaklaşık 240 m2 bir alanı kaplamaktadır.
Yapı bodrum kat ve 1.60 m yüksekliğindeki subasman üzerindeki zemin kattan
oluşmaktadır. Çatı marsilya tipi kiremit kaplıdır.
3.2.1.BODRUM KAT
Bodrum katta, batıda bir ve doğuda birbirleriyle bağlantılı iki olmak üzere üç adet
mekân mevcuttur. Mekânlara kuzey cephede ana girişin iki yanında simetrik
olarak yer alan ve zemin kotunda bulunan birer dikdörtgen açıklıkla giriş
sağlanmaktadır. Aynı cephede köşelere yine simetrik olarak yerleştirilmiş pencere
açıklıkları mevcuttur (R.8)
B01 mekânı ve ona paralel olarak bulunan B02 mekânı aynı plan özelliklerini
göstermektedir. Mekâna geçilen basamaklı koridor 133 cm uzunluğunda, 140 cm
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
19
yüksekliğinde ve 75 cm genişliğindedir (R.10). Burada güney duvarın batısında
2.14m genişliğinde bir çıkıntı mevcuttur. Bunun dışında kuzey güney
doğrultusunda düzgün dikdörtgen planlı olan mekân 3.50x3.48 m boyutlarındadır
ve tavan yüksekliği 1.70 m.dir.
B02 mekânının güney duvarında hemen hemen orta eksende yer alan 106 cm
uzunluktaki bir açıklıkla B03 mekânına geçiş sağlanmaktadır. Bu mekân da
B01deki gibi doğu duvarın güney tarafından 30 cm duvara girinti yapmaktadır.
Bunun dışında kareye yakın bir plan arz eden B03 mekânı 3.10x3.10 m
boyutlarında olup tavan yüksekliği 1.70 m.dir. Bu birim B02 ile bağlantısını
sağlayan dikdörtgen açıklık dışında sağır duvarlara sahiptir (R.11).
Tüm bodrum kat mekânlarında döşeme ve düz tavan beton olup, duvarlar moloz
taş örgüdür.
3.2.2.ZEMİN KAT
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
20
Ana yapı olan zemin kata giriş, kuzey cephede orta eksende yer alan sekiz
basamaklı piramidal ve üç yönden çıkılabilen merdivenle sağlanmaktadır.
Merdivenler beden duvarından 1.20 m. çıkıntı yapan ve sonradan kapatıldığı
düşünülen giriş holüne bağlanmaktadır (R.12-13).
Z01 Giriş hölü uzun kenarı doğu batı doğrultusunda uzanan düzgün dikdörtgen
bir plana sahiptir. Mekân 4.78x3.05 m boyutlarında olup toplam alanı 14.9 m2 dir.
Holün güneyinde eksende yer alan basık kemerli kapıyla zemin kattaki mekânları
birbirine bağlayan ana koridora (Z02) giriş sağlanmaktadır. Basık kemerli kapının
iki yanında, simetrik yine basık kemerli birer pencere bulunmaktadır. Kapı ve
çevresi ana girişi vurgulayacak şekilde bezelidir. Kapı ve iki pencerenin lento ve
söveleri taş malzemedir.
Tüm yönlerdeki mekânlara girişi sağlayan ana koridor olan Z02 HOLü uzun
kenarı kuzey güney doğrultusunda uzanan düzgün dikdörtgen planlıdır. 5.26 x
7.84 m. boyutlarında olup toplam 41.05 m2 büyüklüğündedir (R.14).
Z02 HOL ün kuzeydoğusunda yer alan ilk mekân (Z03 ODA) 4.29 x 3.79
boyutlarında yaklaşık kare planlıdır ve toplam 16 m 2 dir. Giriş, ana holden
eksenin güneyinde yer alan dikdörtgen bir açıklıkla sağlanmaktadır (R.14). Kuzey
ve doğu duvarda eksene simetrik ikişerden dört adet basık kemerli niş içerisinde
dikdörtgen kasalı pencereler yer almaktadır (R.15).
Ana holün doğusunda eksende yer alan mekân sonraki dönemlerde tuvalet
olarak düzenlenmiş olan Z04 WC bölümüdür. 3.41 x 3.65 boyutlarında yaklaşık
kare planlı mekân toplam 13.8 m2dir. Z02 HOL bölümünden eksende yer alan
dikdörtgen açıklıkla kuzey güney doğrultusundaki birime girilmektedir.
Bu birimin doğusunda kuzey güney doğrultusunda dizilmiş üç adet hacim yer
almaktadır. Doğu batı doğrultusunda bölümlenmiş bu birimlere giriş ilk mekândan
sağlanmaktadır (R.16). Kuzeyde yer alan bölüm diğerlerinden daha geniş olup
doğu duvarda eksende yer alan dikdörtgen çerçeveli bir pencere açıklığına
sahiptir. Bu birimin güneyinde yer alan diğer iki bölüm, boyut olarak birbirine daha
yakındır ve bu bölümlerde doğu duvarda üst seviyede yer alan dikdörtgen
pencere açıklıklarına sahiptir.
Zemin katın güney doğu köşesinde yer alan Z05 mekânına, hem ana holden hem
de Z04 WC mekânından geçiş sağlanmıştır (R.17-18). 4.81 x 3.84 boyutlarındaki
mekân toplam 18.3 m2 büyüklüğündedir. Doğu ve güney duvarda eksene paralel
ikişerden dört adet basık kemerli niş içinde pencere açıklıkları mevcuttur (R.19).
Z02 HOL ün güneyinde, aynı zamanda zemin katın güney ucunu oluşturan Z06
ODA mekânı bulunmaktadır. Güneye doğru 1.10 m dışa taşkın olan mekân 5.02 x
4.30 m. boyutlarında olup toplam 21.7 m 2dir. Bu mekâna Z05’den ve Z02’den
birer adet dikdörtgen açıklıktan geçiş sağlanmaktadır. Aynı zamanda Z02 hole
bakan bir pencere açıklığı bulunmaktadır (R.20). Güney duvarda eksende büyük
dikdörtgen çerçeveli bir açıklık mevcuttur. Bu açıklık özgününde daha çok bir ana
giriş kapısı görünümündedir (R.21). Açıklığın dışında bu mekânda pencere
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
21
bulunmamaktadır.
Zemin katın batı kanadı büyük ölçüde doğu bölümü ile benzerlik göstermektedir.
Güneybatı köşede yer alan Z07 ODA ya giriş ana holden sağlanmaktadır. 3.89 x
4.70 m boyutlarında olan mekân, toplam 18.1m2dir. Güney ve batı duvarda
eksene paralel ikişerden dört adet basık kemerli niş içerisinde dikdörtgen
çerçeveli pencere bulunmaktadır (R.22).
Batı kanadın ekseninde yer alan Z08 mekânına giriş Z02 HOL den dikdörtgen
çerçeveli bir açıklıkla sağlanmaktadır (R.23). 3.10 x 3.87 m boyutlarındaki mekân
toplamda 12 m2dir. Batı duvarda eksende yer alan dikdörtgen pencere açıklığı
basık kemerli bir niş içerisinde yer almaktadır.
Zemin katta yer alan son mekân kuzey batı köşede yer alan Z09 ODA dır. Giriş
Z02 HOL den sağlanmaktadır. 3.87 x 4.99 m boyutlarında düzgün dikdörtgen
planlı mekân toplamda 192 m2dir. Batı ve kuzey duvarda eksene paralel ikişerden
dört adet basık kemerli niş içerisinde dikdörtgen pencere açıklığı bulunmaktadır
(R.24).
Yapıdaki tüm pencere ve kapı kanatları sökülmüştür, yalnızca ahşap kasalar
kalmıştır. Zemin ve tavan betondur, duvarlar yığma tuğla örgüdür.
3.3.CEPHE ÖZELLİKLERİ
Yapının tüm cepheleri subasman ve zemin katı ayıracak şekilde dikdörtgen profilli
ve dışa taşkın bir silmeyle vurgulanmıştır (R.25). Doğu cephedeki daha sonraki
dönemlerde açılmış dikdörtgen pencerelerin dışındaki basık kemerli pencerelerin
kilit taşları dışa taşkındır. Basık kemerlerin karın kısmında da bu taşkınlık devam
etmektedir (R.26). Tüm cephelerin köşeleri saçağın altından dikdörtgen silmeye
kadar hafif dışa taşkın köşe taşlarıyla vurgulanmıştır (R.27). Örtü sisteminin
hemen altında tüm yapıyı beton bir saçak kaplamaktadır.
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
22
Yapının ana girişi olan kuzey cephenin önünde beton avlu bulunmaktadır.
Girişteki sahanlığa sekiz basamaklı, üç yönden çıkılan bir merdivenle
ulaşılmaktadır. Sahanlığın üzeri örtü sisteminde vurgulanmıştır. Geç dönemde bu
bölüm alt seviyede duvar, üst seviyede ise ahşap çerçeveli camekânla
kapatılmıştır. Sahanlık cepheden dışa taşkındır (R.28). Özgününde giriş kapısı
olan basık kemerli açıklık bezemelerle vurgulanmıştır. Kapının iki yanında
simetrik birer basık kemerli pencere mevcuttur (R.29).
Dışa çıkıntı yapan giriş bölümünün iki yanında eksene paralel ikişerden dört adet
basık kemerli pencere bulunmaktadır. Denizlikleri profilli olarak dışa taşkın ve
bezemelidir. Pencerelerin ahşap aksamı sökülmüş olup üst seviyedeki ikişer kare
çerçeve günümüze gelmiştir (R.30). Kuzey cephenin köşeleri diğer cephelerden
farklı olarak dikdörtgen profilli silmenin üzerinden çatıya kadar üst üste sıralanmış
kartuşlarla vurgulanmıştır (R.31).
Kuzey cephenin alt seviyesinde bodrum katındaki mekânlara girişi sağlayan
kapılar, giriş merdivenine simetrik olarak yerleştirilmiştir. Bu dikdörtgen
açıklıkların kapı kanatları mevcut değildir. Yine depo mekânlarını aydınlatma ve
havalandırma amaçlı yapılmış olan yatay oval pencere açıklıkları cephenin doğu
ve batı köşelerinde simetrik olarak yer almaktadır. Doğuda yer alan pencerede
demir şebekeli parmaklıklar mevcuttur. Batı köşede bodrum katına giriş kapısı ile
oval pencere arasında kare formlu beton bir su haznesi yer almaktadır (R.32-33).
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
23
Doğu cephede silme altında sıvaları dökülmüş bölümlerde moloz taş örgü
izlenebilmektedir. Cephenin ekseninde bir ve iki yanında simetrik olarak birer
olmak üzere toplam üç adet dikdörtgen pencere üst seviyede yer almaktadır. Bu
pencerelerin iki yanında simetrik olarak konumlanmış ikişerden dört adet basık
kemerli pencere bulunmaktadır. Marsilya tipi kiremitle örtülü kırma çatıda eksenin
doğusunda soba bacası mevcuttur (R.34).
Yapının güney cephesi de kuzey cephe gibi eksende dışa taşkındır. Dışa taşkın
bölümün üzerini örten çift pahlı çatının ahşap konstrüksüyonu oldukça harap bir
durumdadır. Çıkıntı yapan bölüm köşelerde kesme taşların dendan şeklinde
yerleştirilmesiyle ön plana çıkartılmıştır. Çıkmanın ekseninde basık kemerli ve
büyük boyutlu bir açıklık bulunmaktadır. Özgününde yapıya girişi sağlayan bir
kapı olduğu düşünülen açıklıkta cephelerdeki diğer basık kemerli açıklıklardan
farklı olarak kilit taşı vurgulanmamıştır (R.35).
Dışa taşkın bölümün iki yanında kalan cephelerde batıda iki, doğuda iki olmak
üzere toplam dört adet basık kemerli pencere görülmektedir (R.36).
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
24
Yapının batı cephesinde eksende bir, kuzey ve güneyde ikişer olmak üzere
toplam beş adet pencere bulunmaktadır. Bu pencereler de diğer cephelerdekiler
gibi basık kemerli olup kilit taşları vurgulanmıştır (R.37).
3.3.1.CEPHELERDE YER ALAN BEZEME UNSURLARI
Tefenni Eski Askerlik Şubesi, işlevi bakımından yoğun bezemeli olmamakla
birlikte özellikle giriş cephesi olan kuzey cephede mimari ögelerin taş olan
bölümleri sade bir bezemeyle vurgulanmıştır.
Güney cephede dışa taşkın bölümdeki ve doğu cephedeki dikdörtgen çerçeveli
açıklıklar hariç tüm basık kemerli pencerelerin kilit taşları dışa taşkındır. Kemer
karınlarının merkezi de piramidal formda dışa taşkın yapılmıştır (R.38).
Cephelerin birleştiği köşeler ve güney cephedeki dışa taşkın bölümün köşeleri bir
sıra hafif dışa taşkın düzgün kesme taşlarla hareketlendirilmiştir (R.39). Kuzey
cephede biraz daha farklı bir uygulamayla giriş cephesi vurgulanmıştır; Burada
taşlar kuzey cephenin üzerinde olup içlerinde kenarları yarım daire yuvarlatılmış
yatay dikdörtgen kartuşlar mevcuttur. Bu taş sırası iki yanda yarım daire profilli
dışa taşkın dikey silmelerle çerçevelenmiştir. Bu silmeler içinde de yine aynı
kartuşlar diklemesine yerleştirilmiştir (R40). Kuzey cephenin dışa taşkın
sahanlığının köşelerinde de aynı uygulama tekrarlanmakla birlikte burada dikey
silmeler yoktur.
Yine kuzey cephedeki pencerelerde iki sıra rulo formunda ve ortalarından
bağlanmış biçimde tasvir edilmiş dekoratif amaçlı konsollar yer almaktadır (R.41).
Giriş sahanlığında kapının iki yanında yer alan pencerelerin üzerinde yatay yarım
daire kesitli iki sıra silme yer almaktadır. Pencerelerin denizlikleri oluk formludur.
Basık kemerli ana giriş kapısının kilit taşında tam olarak çözümlenemeyen bir
bezeme mevcuttur. Kabartma, bezeme dilimli bir zemin üzerine yerleştirilmiş bir
kılıç kabzasını andırmakla birlikte kesin bir analizi mümkün olmamaktadır (R.42).
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
25
Basık kemerli ana giriş kapısı, zar formlu bir kaidenin üzerinde yer alan
dikdörtgen kesitli birer sütuna oturmaktadır. Sütunların yüzeyi oluklu olup sade
profilli sütun başlıklarını taşımaktadır. Sütun başlıklarının zerinde yârim daire
kesitli ve ucu kıvrılmış asa benzeri motifler mevcuttur. Bu motiflerin yanında
kemer köşeliklerinde basit bir işçilikle yapılmış birer ay-yıldız motifi yer almaktadır
(R.43).
Cephedeki bu uygulamaların dışında yapının içinde hiçbir bezeme unsuru mevcut
değildir.
3.4.STRÜKTÜR VE MALZEME ÖZELLİKLERİ
3.4.1.TEMELLER
Gerek yapının zemininde, gerekse bahçede sondaj ve kazı çalışmaları
yapılamadığı için yapı temelleri ile ilgili detaylı bilgi elde edilememiştir. Ancak,
bodrum kat taş duvar yapısından, bu duvarların sağlam zemine oturtulmuş
olabileceği düşünülmektedir.
3.4.2.DUVARLAR
Yapı içerisinde genel olarak iki tip duvar bulunmaktadır. Bunlar; yapının dış
duvarlarını oluşturan beden duvarları ve bölücü duvarlardır. Binanın beden
duvarlarında, ortalama 75 cm. kalınlığa varan moloz tas duvar örgüsüne
rastlanılmaktadır.
Yapıda yer alan bölücü duvarları yaklaşık 25 cm kalınlığında yığma tuğla örgüdür.
Yapının tüm duvarları sıvalı ve boyalıdır.
3.4.3.DÖŞEME
Yapının tüm mekânlarının zemini çimento esaslı döşeme malzemesidir. Yapının
ahşap olduğu düşünülen özgün döşemeleri günümüze ulaşamamış olup, yerine
betonarme döşemeler yapılmıştır.
3.4.4.ÖRTÜ SİSTEMİ
Yapının örtüsü marsilya kiremit kaplı, %32-46 eğimli kırma çatıdır. Ahşap
taşıyıcılara sahip çatı strüktürü sorunludur.
4. BOZULMALAR, SORUNLAR (MEVCUT FİZİKİ DURUM
DEĞERLENDİRMESİ)
Yapının strüktür olarak ciddi bir problemi yoktur. İç ve dış duvarlarda görülen
çatlaklar, sıva çatlağıdır. Daha sağlıklı bilgi, sıvalar söküldükten sonra
sağlanabilecektir. Malzeme ve dış etkenlerden kaynaklanan bozulmalar ise küçük
boyutlu olup, basit çözümlerle giderilebilir. Yapıdaki tüm pencere ve kapı kanatları
sökülmüştür, yalnızca ahşap kasalar kalmıştır. Zemin ve tavan döşemesi
betondur. Döşemede kullanılan malzemeler özgün malzemelerle uyum
göstermemektedir.
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
26
Yapıda görülen diğer bozulmalar arasında, sıva kabarmaları, sıva dökülmesi,
çatlaklar, malzeme kayıpları daha çok cephede görülen bitkilenme ve kararmaları
sayabiliriz.
Yapının güney cephesinde bulanan ve günümüze gelememiş giriş kapısı
cephede bozulmaya sebep olmuştur. Bu bağlamda cephe orijinal düzenine
kavuşmalıdır. Yine kuzey cephedeki ana giriş holünde yapılan düzenleme
kaldırılmalıdır. (bkz. Malzeme Bozulmaları ve Yapısal Deformasyon Analizi
Paftası)
5.RÖLÖVE ÖLÇÜM TEKNİĞİ VE YÖNTEMİ
Çalışmanın konusu, Burdur ili, Tefenni ilçesi, Yokuş Mahallesi Kazım Karabekir
Caddesi 149 ada 2 parselde bulunan Askerlik Şubesi Binasının tarihçesini ve
mimari özelliklerini inceleyerek, rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin
hazırlanmasını içermektedir.
Rölöve çalışmasına Haziran 2016’da başlanmıştır. Ölçümler, lazerli total station
(leica) ile alınmıştır. Yapını içine ve dışına poligon noktaları atılmıştır. X,Y,Z
koordinatlarını içeren tablo, rölöve projesinde verilmiştir. Lazerli total station’un
görmediği veya kurulamadığı mekânlar için manuel ölçümler yapılmıştır. Plan
ölçümleri için 5 m, 10 m ve 20 mlik çelik metreler ve ip; kesit ve cephe ölçümleri
için yine metreler, ip, çekül, hortum ve lazerli metre kullanılmıştır. Her mekânda,
yatayda yeterli sayıda düz ve çapraz ölçü, düşeyde de yeterli sayıda yükseklik ve
detay ölçüsü alınmıştır. Pencere, kapı, merdiven, seki vb. mimari elemanların
yerleri belirlenmiştir. Yapının plan, cephe, strüktür, yapım tekniği ve malzeme
özellikleri ayrıntılı bir şekilde incelenmiş, yapının bugünkü durumunun tespiti için
fotoğrafa aktarılmış ve rapor, çizim ve analiz paftalarına aktarılmıştır.
6.DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Askerlik Şubesi Binası’nın yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Tescil
fişinde kaynak gösterilmeden “1927 yılında yapıldığı sanılan” ibaresi
kullanılmıştır. Yine tescil fişinde Askerlik Şubesi Başkanlığı yetkililerinden edinilen
bilgilere göre yangın geçirdiği belirtilen yapının döşeme ve tavanının orijinalde
ahşap olduğu onarımı sırasında betonarmeye dönüştürüldüğünün tahmin edildiği
yazmaktadır.
1956-1981 yılları arasında Askerlik Şubesi Binası olarak kullanılmış olan yapı bu
tarihten sonra boşaltılmıştır. Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel
Müdürlüğü tarafından 19.11.2002 tarihinde tescil edilmiş olup bugün terk edilmiş
bir durumdadır.
Çalışma kapsamında; yapının detaylı rölövesi alınarak, yapının öncelikle bugünkü
durumu belgelenmiştir. Yapı inşa edildiği günden bugüne kadar birtakım
müdahalelere maruz kalmıştır.
Bugün gelinen durumda, yapıda strüktürel olarak ciddi bir bozulma
gözlenmemektedir. Doğal eskime ya da insan eliyle yapılan müdahaleleri
saymazsak mimari açıdan orijinalliğini, büyük ölçüde günümüze kadar korumuş
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
27
bir yapıdır. İç mekânda yapıyı özgün halinden uzaklaştıracak ciddi bir bozulma
görülmemektedir. Bu bağlamda yapılacak restorasyon projesinde bu
müdahalelerden olumsuz ve yapı kimliğine zarar verenlerin kaldırılması veya
özgün malzeme ile yenilenmesi gerekmektedir.
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
28
7.KAYNAKÇA
Ana Britannica Ansiklopedisi, “Tefenni” maddesi, C.20, İstanbul 1990, s.480
ARSEVEN, Celal Esad; Sanat Ansiklopedisi, cilt II, Milli Eğitim Basımevi, Ankara
1954
BABACAN, Hasan; “1840 Tarihli Nüfus Defterine Göre Burdur” I. Teke Yöresi
Sempozyumu 4-6 Mart 2015,2.Cilt, s.1003-1009
BATUR, Afife; “Batılılaşma Döneminde Osmanlı Mimarlığı” Tanzimat’tan
Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, İletişim Yayınları, İstanbul 1985
BEKSAÇ, Engin; Avrupa Sanatına Giriş, Engin Yayıncılık, İstanbul 1993
BOZCU, Mustafa Murat; Burdur İlinde Türk Mimarisi Selçuklu, Beylikler Ve
Osmanlı Eserleri, Burdur Ticaret Ve Sanayi Odası Yayınları: 8 Kültürel Yayınlar
Serisi: 2, Burdur 2013
CAN TUNALI; Ayten; Tanzimat Döneminde Osmanlı Kara Ordusunda Yapılanma
(1839 -1876), T.C. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih (Yakınçağ
Tarihi) Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Ankara 2003
ÇETİN; Bayram; Burdur Kent Coğrafyası ,Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı, Doktora Tezi,
Erzurum 2007
ÇETİN, Sıdıka; “Geç Osmanlıdan Erken Cumhuriyete İç Batı Anadolu’da Kentsel
Yapının Değişimi:
Manisa, Afyon, Burdur Ve Isparta Kentleri Üzerine
Karşılaştırmalı Bir İnceleme” METU JFA 2012/2 (29:2) s.89-126
ÇETİNER DOĞDU, Zuhal; “Kışla Mimarisi”, Türkler Ansiklopedisi, Cilt:12, Ankara
2002, s.178
ÇİFTÇİ Aynur, Nadide Seçkin; “19. Yüzyılda İstanbul’da İnşa Edilen Askeri
Yapıların Koruma Sorunları”, Megaron YTÜ Mim. Fak. e-Dergisi, Cilt 1, Sayı 1,
2005, s.51-66
DUYMAZ, A. Şevki; II. Abdülhamid Dönemi İmar Faaliyetleri (Türkiye Örnekleri )
T.C. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı,
Doktora Tezi, Isparta 2003
EYİCE, Semavi; “XVIII:Yüzyılda Türk Sanatı ve Türk Mimarisinde Avrupa NeoKlasik Üslubu”, Sanat Tarihi Yıllığı(1979-1980), İstanbul, s.173.
GÖLEN, Zafer; ”XIX. Yüzyıl Osmanlı Coğrafya Ve Tarih Kitaplarında Burdur” ” I.
Teke Yöresi Sempozyumu 4-6 Mart 2015, 2.Cilt, s.1213-1223
GÖNÜLLÜ, Ali Rıza; “Denizli Sancağı’nda Meydana Gelen Asayiş Olayları (19141920)”, Türkiyat Araştırmaları Dergisi S.195, s.195-217
GÖNÜLLÜ, Ali Rıza; Milli Mücadele Döneminde Burdur (1919-1922) Türkiyat
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
29
Araştırmaları Dergisi s.589-635
GÜLMEN, Osman -Fatih Şimşek; Tefenni, Sistem Ofset, Ankara 2009
GÜNTAN, Çağrı; II. Abdülhamit Döneminde İmparatorluk İmajının Kamu Yapıları
Aracılığı İle Osmanlı Kentine Yansıtılması, FBE Mimarlık Anabilim Dalı Mimarlık
Tarihi ve Kuramı Programında Hazırlanan Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2007
KALAFATOĞLU, Emine Pelin; Yüzyıl Dönümü İstanbul Mimarlığında “Viktorya
Tarzı” Sayfiye Konutları, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Mimarlık Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2009
KOÇIBAY, Osman; “1927-1928 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmesi’nde
Burdur”, www.kocibay.net/ Erişim tarihi:22.06.2016/ Saat: 18:19
KUZUCU, Hayati; “Burdur Tarihi Geçmişi Üzerine”, http://burdurtarihi.com/ Erişim
Tarihi: 19.06.2016/Saat:18:45
ORTAYLI, İlber; İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı, Alkım Yayınevi, İstanbul 2005
ÖZATA, Metin; “Kuva-Yi Milliye Kurulması Fikrinin Öncülerinden Burdur Askerlik
Daire Başkanı Albay İsmail Hakkı (Küçük)”, I. Teke Yöresi Sempozyumu 4-6 Mart
2015, 2.Cilt, s.1587-1601
SÖZEN, Metin; Türk Mimarisinin Tarihsel Gelişim, İstanbul Üniversitesi Yayınları,
İstanbul 1993
ŞİMŞEK, İbrahim; “Değişen, Gelişen Burdur” I. Teke Yöresi Sempozyumu 4-6
Mart 2015, 2.Cilt, s.1297-1311
Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu, Resmi Gazete, 9.1.1961
Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi Osmanlı Devri, III. Cilt, 7. kısım, Genelkurmay
Basımevi, Ankara 1995
UYSAL, Mustafa Ali; Salnamelere Göre Burdur (1868-1914), Süleyman Demirel
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Isparta 1998
UYSAL, Mustafa Ali;” XIX. Yüzyıl Sonlarında Burdur’da İdari Yapı” I. Teke Yöresi
Sempozyumu 4-6 Mart 2015, 2.Cilt, s.1045-1062
YILMAZ, O; “Burdur İli’nde Nüfus Hareketleri” S.D.Ü. Burdur Eğitim Fakültesi
Dergisi, S.3, s:162-180, Burdur 2002
www.change.org/ Erişim Tarihi: 10.06.2016 Saat:14:45
http://isakayacan.blogspot.com.tr/ Er.Tar.:19.06.2016/saat 21:00
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
30
8-RESİMLER
Resim 1 Tefenni Eski Askerlik Şubesi Uydu Görünümü
Resim 2 Terkedilmiş Yeni Askerlik Şubesi Binası
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
31
Resim 3 Avluya Giriş
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
32
Resim 4 Tescil Fişi
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
33
Resim 5 Kayseri Develi Askerlik Şubesi (1880)
Resim 6 Amasya Mecitözü Askerlik Şubesi
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
34
Resim 7 Kastamonu Daday Askerlik Şubesi
Resim 8 Bodrum Katına Girişi Sağlayan Kapılar ve Pencereler
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
35
Resim 9 Bodrum Kat (Z01) Mekânına İnişi Sağlayan Basamaklı Koridor
Resim 10 Bodrum Kat (B02) Mekânı Girişi
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
36
Resim 11 B02 ile B03 Mekânlarını Birbirine Bağlayan Açıklık
Resim 12 Sonradan Kapatılan Giriş Holü (Z01)
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
37
Resim 13 Z01 Giriş Holünün Z02 Ana Holden Görünüşü
Resim 14 Z02 Hol ve Z03 Odaya Giriş Kapısı
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
38
Resim 15 Z03 Oda Pencereler
Resim 16 Z04 WC Bölümü
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
39
Resim 17 Z05 Oda Z02 Holden Giriş
Resim 18 Z05 Oda Z04 WC Mekânından Giriş
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
40
Resim 19 Z05 Oda Pencereler
Resim 20 Z06 Oda Z02 Holden Giriş ve Pencere Açıklığı
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
41
Resim 21 Z06 Oda Güney Duvardaki Açıklık
Resim 22 Z07 Oda Pencere
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
42
Resim 23 Z08 Oda Giriş
Resim 24 Z09 Oda Girişi
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
43
Resim 25 Dikdörtgen Profilli Silme
Resim 26 Pencere Detay
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
44
Resim 27 Cephelerin Köşelerindeki Kesme Taşlardan Ayrıntı
Resim 28 Kuzey Cephe Genel Görünü
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
45
Resim 29 Kuzey Cephe Giriş Holü
Resim 30 Kuzey Cephe Pencere
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
46
Resim 31 Kuzey Cephe Köşe Taşları Detay
Resim 32 Kuzey Cephe Batı Depo
bizmimarlik@gmail.com
Resim 33 Kuzey Cephe Doğu Depo
02422292739
47
Resim 34 Doğu Cephe Genel Görünüm
Resim 35 Güney Cephe Eksendeki Çıkma Yapan Bölüm
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
48
Resim 36 Güney Cephe Pencere
Resim 37 Batı Cephe
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
49
Resim 38 Pencere Detay
Resim 39 Cephe Köşelerindeki Dışa Taşkın Kesme Taş Sırası
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
50
Resim 40 Kuzey Cephe Köşe Detayı
Resim 41 Kuzey Cephe Pencereleri Dekoratif Konsollar
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
51
Resim 42 Ana Giriş Kapısı Kemer Kilit Taşı Detay
Resim 43 Ana Giriş Kapısı Bezeme Detayı
bizmimarlik@gmail.com
02422292739
52