Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                

BAHAEDDİN ŞAKİR (1874-1922)

2020, TARİHTE MÜSLÜMANLAR

20. yy.'da one çıkan Müslüman Düşünürler'den Bahaeddin Şakir (1874-1922)

7 TARİHTE MÜSLÜMANLAR ISBN: 978-625-7236-28-7 CİLT TAKIM ISBN: 978-625-7236-35-5 9 786257 236355 9 786257 236287 TARİHTE MÜSLÜMANLAR 7 Tarihte Müslümanlar Proje Yürütücüsü ve Genel Koord natör Prof. Dr. İrfan AYCAN Ed törler Prof. Dr. Mehmet ÖZDEMİR (7-10. yy.) Prof. Dr. Seyfett n ERŞAHİN (18-21. yy.) Prof. Dr. Mustafa DEMİRCİ (11-13. yy.) Prof. Dr. Eyüp BAŞ (14-17. yy.) Prof. Dr. Fat h ERKOÇOĞLU (14-17. yy.) Doç. Dr. Nurullah YAZAR (11-13. yy.) Doç. Dr. Mustafa Necat BARIŞ (7-10. yy.) Dr. Öğr. Üyes Mehmet Ak f FİDAN (18-21. yy.) Sert f ka No: 44396 ISBN 978-625-7236-28-7 (Tk) 978-625-7236-35-5 (7.c) Baskı: Ayrıntı Basımev Ankara - Sert f ka No: 13987 1. Baskı: Aralık 2020 İlet ş m Adresler C nnah Cd. Kırkpınar Sk. 5/4 06690 Çankaya Ankara tel.-faks: 0312. 439 01 69 www.ottoyay n.com otto@ottoyay n.com facebook.com/otto.yay nlar tw tter.com/ottoyay n TARİHTE MÜSLÜMANLAR makaleleri ve incelemeleri yayımlanmıştır. Çeşitli yazarlar ve düşünürlerle eleştirel tartışmalar da kaleme almıştır. Örneğin yeni-eski mantık konuları ile ilgili Ali Sedat Bey ile; müzik teorileri hakkında Ahmed Mithat Efendi ile; cebir denklemleri ve teslis-i zevâyâ (üçgenin köşeleri) konusunda Mehmet Emin Bey ile yaptığı geometri tartışmaları bunlar arasındadır. KAYNAKÇA Demir, R. – A. R. Tosun, “Sâlih Zeki Bey’in İslâm’da Matematiksel Bilimler Tarihi Adlı Makalesi”, Ortaçağ İslâm Dünyası’nda Bilim ve Teknik (ed. Yavuz Unat), Ankara 2008, s. 15-41 Gövsa, İ. A., “Salih Zeki”, Türk Meşhurları Ansiklopedisi, Yedigün Neşriyat, İstanbul 2004. Salih Zeki, Kâmûs-ı Riyâziyyât, İstanbul 1315. Salih Zeki, Mebâhis-i Elektrik, İstanbul 1338. Salih Zeki-Ahmed Fahri, Hikmet-i Tabîiyye Dersleri, I-II, İstanbul 1309. Saraç, C., Salih Zeki Hayatı ve Eserleri, yay. haz. Yeşim Işıl Ülman, Kızılelma Yayıncılık, İstanbul 2001. Unat, Y., "Sâlih Zeki", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/salihzeki (Erişim 22.02.2020). Unat, Y., “Asâr-ı Bâkiye ve Yazılış Yöntemi”, Osmanlı Bilimi Araştırmaları (Salih Zeki özel sayısı), VII/1, İstanbul 2005, s. 23-31. 2.8.2.2. Bahaeddin Şakir (1874 - 1922) Ahmet Kesgin 1874 yılında doğan Dr. Bahaeddin Şakir’in nerede doğduğu konusunda yaygın kabul 585 TARİHTE MÜSLÜMANLAR gören iki kanaat bulunmaktadır. Bunlardan birine göre doğum yeri İstanbul iken diğerine göre ise Bulgaristan İslimiye’dir. İlk ve ortaokul bilgisi bulunmayan B. Şakir, 1890’da Tıbbiye İdadisini, 1896’da Askerî Tıbbiyeyi bitirerek tabip yüzbaşı olmuştur. Ardından 1900 yılında mesleğini icra etmek üzere aynı okula hoca yardımcısı olarak atanmıştır. Bir yıl sonra Şehzade Yusuf İzzettin Efendi’nin özel doktoru olarak tayin edilmiştir. Mesleki görevlerini çok uzun süre devam ettirememiştir. Gelecekte padişah olacağına inandığı şehzadeyi, meşrutiyete hazırlamaya odaklanmıştır. Dolayısıyla Şakir’in hayatı, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine oldukça benzemektedir. Ömrünün büyük bir kısmını siyasi bakımdan oldukça yoğun bir çaba içerisinde geçirmiştir. Öğrencilik yıllarından başlayarak ölümüne kadar İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) üyesi olarak kendi döneminin siyasi hayatına katılmıştır ve İttihatçıların tıpçılarından birisidir. Hatta o, Cemiyet’in kurucularından birisi olarak kabul görmüştür. Osmanlı Devleti’nin özellikle Sultan II. Abdülhamit dönemi, iç ve dış olmak üzere birçok sorun ile mücadele ile geçmiştir. Açık ve gizli olmak üzere birçok kişi ve teşkilat, sözü edilen sorunun ya bir parçası ya da sorunlara çare arama faaliyetlerine katılmıştır. Bunların içinde en meşhur ve etkin olanı, İTC’dir. Dr. Bahaeddin Bey, bu cemiyet için çalışmış ve özel doktoru olduğu hanedan üyesini dahi cemiyete katkı sağlamaya ikna etmiştir. Bu durum ortaya çıktığında Dr. Şakir, Erzincan’a tayin edilmiştir. Orada çok kısa süre kalmış ve Osmanlı Devleti’nin bölge istihbarat başkanı olan Ahmet Celalettin Paşa ve onun yakın arkadaşı olan Diran Kelekyan Efendi’nin destekleriyle Erzincan’dan kaçarak Trabzon’a geçmiştir. Bir Fransız vapuruyla Paris’e gitmiştir. Orada da daha önceden tanıştığı Ahmet Rıza Bey’in liderliğini yaptığı Genç (Jön) Türkler’e katılmıştır. Kendisinin Erzincan’dan kaçışına yardım eden her iki ismin yardımları, Dr. Bahaeddin Paris’te iken de devam etmiştir. 1906’da Paris’te Osmanlı tebaası olan Ermeniler (Hınçak) ile görüşmeler yapmıştır. Cemiyet’in Mısır merkezli çıkan Şura-yı Ümmet adlı gazetesini Paris’e taşımış ve oradan yayım yapmıştır. 1907’de İstanbul’a gelerek Cemiyet’in örgütlenmesini iyice şekillendirmiş ve geri dönmüştür. Daha sonra Cemiyet üyesi olan Talat Paşa’nın tutukluluğu sonrası Selanik’te yeni kurduğu Osmanlı Hürriyet Cemiyeti ile İTC’nin birleşmesinde oldukça etkin bir 586 TARİHTE MÜSLÜMANLAR rol oynamıştır. Cemiyetin hem fikriyatçısı hem de güçlü bir teşkilatçısı olan Dr. Bahaeddin, II. Meşrutiyet’in ilanını Erzurum’da yaptırmayı düşünmüş ancak, şehrin valisi olan Arnavut Abdulvahap buna izin vermemiştir. Bu sürecin etkin isimlerinden olan Dr. Bahaeddin, II. Meşrutiyet’in 1908’deki ilanından sonra İstanbul’a gelerek Askerî Tıbbiyedeki eski görevine dönmüştür. İlk Adli Tıp Ders Kitabı’nın yazarıdır. Bu süreçte Cemiyet’te oldukça önemli görevler üstlenmiştir. Talat Paşa iç işleriyle ilgiliyken dış ilişkiler ondan sorulmuştur. 1913’te Teşkilat-ı Mahsusa’nın siyasi bölüm başkanı olurken aynı yıl İTC’nin Genel Merkez Üyesi de olmuştur. Bu dönem ile birlikte Cemiyet’in Osmanlı için aldığı bütün önemli kararların perde arkasındaki birkaç kişiden birisidir. Zira iktidarda artık onlar vardır. I. Dünya Savaşı’na Osmanlı’nın Almanya tarafında katılmasının ve bu süreçte alınan kararların içinde hep Dr. Bahaeddin Şakir olduğu kabul edilmiştir. Bu bağlamda Enver, Talat ve Cemal Paşalar ile başından itibaren çok yoğun bir ilişki kurmuştur. Savaş yıllarında Balkanlar’dan Kafkaslar’a birkaç cephe ve şehirde bulunmuş ve bazı cemiyetler kurarak halkı teşkilatlandırmıştır. Bu arada Ermenilere yönelik olarak hazırlanan tehcir yasasının arkasında Ermeniler tarafından yine Dr. Bahaeddin Şakir’in olduğu varsayılmıştır. O sebeple 1919’da toplanan Ermeni Erivan Kongresinde alınan bir kararla artık onların hedefi hâline gelmiştir. Savaşın sona ermesiyle birlikte 1918’de ülke dışına çıkmak zorunda kalmış, yukarıda bahsi geçen paşalar ile birlikte Almanya’ya gitmiştir. Orada da yoğun bir çalışma içinde bulunmuş ve Sovyetlere kadar gidip önemli çalışmalara katılmıştır. Nihai olarak Turancı fikirleri benimsemesine rağmen devletin bekası ve birliği için dönem dönem farklı siyasi fikirleri savunmuştur. Burada değişken olmayan temel zemin, devletin bekası ve birliğidir. Birçok mecmua çıkaran ve oralarda yazan Dr. Bahaeddin Şakir, Cemal Azmi Bey ile birlikte 17 Nisan 1922’de bir Ermeni terörist tarafından öldürülmüştür. KAYNAKÇA Aydoğan, E., - Eyyüpoğlu, İ., Bahaeddin Şakir Bey'in Bıraktığı Vesikalara Göre İttihat ve Terakki, Alternatif Yay., Ankara 2004. 587 TARİHTE MÜSLÜMANLAR Buran, F., - Özkara E., “Hürriyete ve Adli Tıbba Adanmış Bir Ömür: Dr. Bahaeddin Şakir Bey”, Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi, Cilt 7, Sayı 5, Aralık 2018, s. 666-686. Çiçek, H., Dr. Bahattin Şakir İttihat ve Terakki’den Teşkilat-ı Mahsusa’ya Bir Türk Jakobeni, Kaynak Yayınları, İstanbul 2004. Uca, A., “Dr. Bahaeddin Şakir Bey”, Türk Yurdu, Nisan 2011, C. 31, S. 284, s. 40-52. Uca, A., İttihad ve Terakki Liderlerinden Bahaeddin Şakir Bey, Kömen Yayınevi, Konya 2015. 2.8.2.3. Mehmet Nadir (1856 - 1927) Ahmet Kesgin Mehmet Nadir, 1856 yılında Sakız Adası’nda doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Bursa Askerî İdadisinde, liseyi İstanbul Kuleli Askerî Lisesinde üstün başarı ile tamamlamıştır. Yükseköğrenimine öncelikle Mekteb-i Harbiyede devam etmiş, daha sonra kendi isteğiyle Mekteb-i Bahriyeye nakledilmiştir. Bu okuldan Denizci Kurmay Üsteğmeni (mülazim-i evvel) olarak mezun olmuştur. Mezuniyetten sonra üç ay boyunca Zırhlı Osmaniye gemisinde mühendis olarak çalışmıştır. Ardından gösterdiği üstün başarı ve zekâsı sebebiyle, Divanhane Bahriye Meclisi Başkanlığında sekreter olarak görevlendirilmiştir. Henüz yirmi iki yaşında iken Deniz Harp Okulu matematik öğretmenliği teklifini kabul etmiştir. Aynı dönemde (1878) Darü’ş-Şafaka’da da matematik dersleri vermekle görevlendirilmiştir. 187990 yıllarında görevlerinden istifa ederek arkadaşı Hüseyin Avni ile birlikte Londra’ya gitmiştir. Orada matematik alanında çeşitli kurslara katıldıktan sonra yurda dönmek için önce Kıbrıs’a gelmiş, bir yıl hapis yatmış ve askerlikten ihraç edilmiştir. Bu sebeple ömrünün geri kalanını özel okullarda öğretmenlik ve idarecilikle geçirmek durumunda kalmıştır. 1882 yılında deneyimli bir müdür olan Selanikli Abdi Kâmil Bey ile tanışarak Şemsü’lMaarif’i kurmuş ve burada ders nazırlığı yapmıştır. Burada edindiği iki yıllık tecrübeyi de 588