Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
NATO Zirvesi ve Kıyamet Takvimi.. Prof.Dr. Sait Yılmaz 21 Haziran 2021 Giriş Dünyamız özellikle yeni ortaya çıkmakta olan teknolojilerin hayatımıza girmeye başlaması ile önümüzdeki 30 yılda insanlık tarihini değiştirecek çok önemli devrimsel siyasi, ekonomik ve sosyal dönüşümlerin eşiğinde iken, Brüksel’de 14 Haziran 2021 tarihinde yapılan NATO Zirvesi önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. Bu zirve, ABD, Rusya ve Çin ilişkilerinin çok kritik bir dönemece geldiği, ittifak içi yeni bir canlanmanın gerekli olduğu, COVİD-19 nedeni ile dünyayı bir kasvetin sardığı ortamda gelecekle ilgili önemli ipuçları verdi. Özellikle NATO ve Rusya’nın bir çatışmanın eşiğine gezinmesi, Çin’in yükselişine karşı bir şeyler yapmanın zamanının gelip geçiyor olması bu zirveyi daha da önemli hale getirdi. 2014 yılında Rusya’nın Ukrayna’nın doğusunu işgal ve Kırım’ı ilhak etmesi ile büyük güç mücadelelerine dönüş yapmıştık. NATO, Rusya’yı açıkça tehdit yani düşman ilan etmiş durumda idi. NATO Zirvesi’nde Avrupa’nın itirazı nedeni ile Çin, sadece potansiyel tehdit kategorisinde kaldı ama çanlar asıl Çin için çalıyor. Şimdi Kıyamet Senaryosunun neresindeyiz, daha iyi görebiliyoruz. Bu senaryonun Çin’in etrafındaki savaş bölgelerini biliyorduk; “Büyük Avrasya Projesi: Gelecek 25 Yıl” başlıklı makalemizde Mançurya, İç Moğolistan, Doğu Türkistan, Nepal ve Hong Kong için yapılan hazırlıkları çok önceden haber vermiştik. NATO Zirvesi’nde Baltıklar ve Doğu Avrupa’dan sonra Karadeniz-Kafkasya ve Orta Asya’ya ile bağlantılarını daha iyi görebiliyoruz. NATO Zirvesi, öncesi ve sonrasındaki görüşmeleri analize önce Zirve Sonuç Bildirgesi’ni özetleyerek başlayalım. Zirve Sonuç Bildirgesi.. Zirve Sonuç Bildirgesi1 içeriğine, zaten aylar öncesinden alt komisyonlarda çalışılmış, ülkelerin görüşü istişare edilmiş, yayınlanması devlet başkanlarının katılacağı resmi zirve gününe bırakılmıştı. 2019 yılı Sonuç Bildirgesi’nde 9 paragraf varken, 2021 yılında 79 paragraf olması NATO’nun gerçekten yeni bir başlangıç yaptığının işareti olarak görülebilir. Bildirgeye baktığımızda genellikle Rusya’nın saldırganlığı, terörizm, siber saldırılar, Çin’in yükselişi gibi konular üzerine odaklanıldığını görüyoruz. Sonuç bildirgesinde 62 kez Rusya, 10 kez Çin adı telaffuz edildi. Unutulmaması gereken konu bu bildirgenin her kelimesinin 30 müttefik üyenin onayı yani oy birliği ile hazırlandığı, üzerinde herkesin mutabık kaldığıdır. Bunlar içinde öne çıkanlara tek tek bakalım. - Birinci maddede; ittifakın dayanışma ve uyumuna vurgu yapılırken, transatlantik ilişkilerde yeni bir sayfa açıldığı söyleniyor. Bu maddede özellikle NATO’nun 5’inci maddeye (bir ülkeye yapılan saldırı hepsine yapılmıştır) bağlılığına özel vurgu yapılırken, 360 derecelik güvenlik anlayışı da tekrarlanıyor. Bu maddeyi yorumlayacak olursak, Madde 5 vurgusunun özellikle Doğu Avrupa için önemli bir tehdit algısı yaratan Rusya’ya yönelik olduğu açıktır. 360 derece güvenlik anlayışı ittifakın belirlediği alan dışı görevler ile ilgili senaryolardır. Bu senaryolara da daha önce NATO Tatbikatları ile ilgili makalemizde değinmiştik. Dikkat edilmesi gereken nokta, Madde 5 de dâhil bütün savaş kararları NATO Konseyi’nde tek tek ülkelerin onayına tabidir ve bunun garantisi yoktur. Örneğin Türkiye, Doğu Brussels Summit Communiqué, Issued by the Heads of State and Government participating in the meeting of the North Atlantic Council in Brussels 14 June 2021 – Press Release (2021) 086 issued on 14 June 2021. 1 1 Avrupa’ya yönelik NATO planlarını bloke etmiştir. NATO ise Türkiye’ye yönelik terör saldırılarını bugüne kadar Madde 5 kapsamına almamıştır. - İkinci maddede BM Şartnamesine bağlılık var. Bu aslında her uluslararası anlaşmada yer alması gereken bir söylemdir. Ancak, NATO’da yıllarca kriz yönetimi dersi vermiş biri olarak NATO’nun BM ile ilişkisini tuvalet kâğıdı ile ilişkinize benzetebilirim. Yani bir kere kullanınca atarsınız. NATO, bir kere BM’den görev tanımı alınca, bildiğini okur, bir daha BM’yi dinlemez. - Üçüncü maddede NATO, diplomatik bir dille ittifak için tehditleri sıralıyor. En başta Rus saldırganlığı ifadesi var. Sonra terör ve devlet dışı aktörler, onunla bağlantılı yasal olmayan göç ve insan kaçakçılığı vurgulanıyor. Sonra asıl bakla ortaya çıkıyor; Çin’in artan etkisi ve ittifakın çıkarlarına meydan okuması. Ardından siber, melez ve diğer asimetrik tehditler ve dezenformasyon kampanyaları yer alıyor. Uzay, kitle imha silahları, iklim değişikliğinden birer cümle ile bahsedilmiş. Bu maddeyi yorumlayacak olursak, ittifakın Rusya’yı en ciddi ve kısa vadeli tehdit, Çin’i ise orta ve uzun vadeli olarak gözüne kestirdiğidir. Çin senaryosu ile ilgili strateji ve ittifakın nasıl bir yapılanmaya gideceği başka bir çalışma konusudur. - Beşinci madde ile birlikte NATO 2030 Gündemi ve Yeni Stratejik Konsept ile ilgili gelişmeler var. Bu kapsamda, 2023 yılından itibaren yeni bir bütçe, askeri olmayan vasıtalar geliştirilmesinden bahsediliyor. Yeni bütçe ittifak üyesi ülkelerin daha çok elini taşın altına sokması demek. Askeri olmayan vasıtalar ise güvenlik sorunlarının artık konvansiyonel güçlerle çözülmesinin güçlüğüne atıf yapsa da bu alanda sivil görünümlü pek çok şirket, kuruluş ve benzeri yapının NATO tarafından kullanılacağı anlamına geliyor. Ama asıl önemli olan nokta şu; bu gündem ittifakın ve Türkiye’nin gündemi değil, ABD’nin NATO’ya dayattığı gündem ve konsept. Özetle parayı veren düdüğü çalacak. - Yirmi ikinci maddeden itibaren NATO kuvvet yapısının güçlendirilmesi ile ilgili ifadeler var. Bu kapsamda, kuvvet hazırlık seviyesinin artırılması ve hızlı karşılık kabiliyetine vurgu yapılıyor. 30 günden daha az hazırlık seviyesinde; 30 ana deniz muharip aracı, 30 ağır veya orta manevra taburu ve 30 kinetik hava filosu hazırlama inisiyatifi telaffuz ediliyor. - Yirmi beşinci maddede ittifakın hareket serbestisinin sürdürülmesi ve deniz ulaştırma hatlarının korunması ile ilgili ifadeler Çin’e karşı yeni yapılanmanın işaretleri olarak görülmelidir. İki ayrı yeni yapının ortaya çıktığını öğreniyoruz; Türkiye’de Deniz Güvenlik Mükemmeliyet Merkezi ve NATO Hızlı Hava Kabiliyeti. - Yirmi altıncı maddede Rusya’ya karşı Avrupa’da karada konuşlu nükleer füze kullanılmayacağı söyleniyor. - Otuz dördüncü maddede önemli hususlar var; (1) Doğu Avrupa’da Estonya, Letonya, Litvanya ve Polonya’daki ön konuşlanmanın devam edeceği (ulusal kuvvetlere entegre olmuş dört muharebe grubu), (2) Karadeniz’de kara, deniz ve hava ön askeri varlığının ve faaliyetlerinin (tatbikat vs.) artırılması, (3) Türkiye’ye (Suriye’den füze saldırısına karşı) verilen desteğin devam edeceği, (4) Çok Yüksek Hazırlık Seviyesindeki Müşterek Görev Kuvveti’nin kısa sürede herhangi bir krizi bölgesini takviyeye hazır olması, (5) NATO Güney Bölgesi için, Akdeniz bölgesi dâhil caydırıcılık ve savunma yapılanmasının geliştirilmesi, Yüksek Kuzey için de tedbirlere devam edileceği. 2 - Otuz altıncı maddede NATO AWACS filosunun modernize edileceği ve İttifak Geleceğin İzleme ve Kontrol Programı ile İttifak Kara İzleme Kuvveti’nin geliştirileceği. - Elli beşinci ve elli altıncı maddede Çin ile ilgili endişelere yer alıyor; artan nükleer kabiliyetleri, Rusya ile askeri işbirliği, şeffaflık sorunu ve dezenformasyon faaliyetleri, uzay, siber ve deniz güvenliğine olan tehditleri. - Altmış altıncı maddeden itibaren NATO’nun Açık Kapı Politikası kapsamında önce Bosna-Hersek’e tavsiyelerde bulunuluyor, Gürcistan ve Ukrayna’ya olan destek tekrarlanıyor, daha çok bu ülkeler ile Karadeniz’de yapılacak tatbikatlar dikkati çekiyor. Sırbistan ile ortaklık ilişkilerinin güçlendirilmesi, Kosova’daki NATO angajmanın devam etmesi vurgulanıyor. - Yetmiş ikinci maddede Finlandiya ve İsveç ile işbirliğinin özellikle Baltık bölgesine yönelik olarak geliştirilmesine yer veriliyor. - Yetmiş üçüncü maddede ise ittifakın Asya-Pasifik’teki Avustralya, Japonya, Yeni Zelanda ve Güney Kore ile siyasi diyalog ve pratik işbirliğini geliştirmesi isteniyor. Latin Amerika’da NATO ortağı olarak Kolombiya ile işbirliği, Orta Asya ülkeleri ile diyalog ve işbirliği kapısının açık tutulması belirtiliyor. - Yetmiş dördüncü maddede Kuzey Afrika ve Ortadoğu (MENA) bölgesinde Akdeniz Diyalogu ve İstanbul İnisiyatifi kapsamında diyalog ve işbirliğine devam edilmesi, Ürdün’e terörle mücadelede destek, Tunus’un savunmasına katkıya devam, Kuveyt’te NATO-ICI merkezi kurulması, Afrika’da Moritanya ile işbirliği, G5 Sahra yapısının, Libya’da Ulusal Birlik Hükümeti ve Başkanlık Konseyi’nin desteklenmesi vurgulanıyor. - Yetmiş yedinci maddede ise NATO’nun içyapısının kuvvetlendirilmesi ile ilgili çalışmalar yer alıyor. NATO istihbaratın optimize edilmeye çalışıldığı, siber ve haberleşme sistemlerinin espiyonaja karşı güçlendirildiği ifade ediliyor. ABD ve NATO.. ABD başkanı Joe Biden’ın NATO’nun ABD çıkarları için çok önemli olduğunu söylemesi, önceki başkan Donald Trump’ın söylemlerinden keskin bir dönüş oldu. Trump, az katkı sağladıkları için NATO ülkelerini Avrupa’dan Amerikan kuvvetlerini çekmekle tehdit etmişti. Biden ise Avrupalı müttefiklerine “NATO yükümlülükleri için buradayız” dedi. Özetle, ABD, NATO’ya tekrar sarıldı ve Rusya karşısında titreyen Baltık ve Doğu Avrupa’daki müttefikleri için Madde 5 kapsamındaki rolüne olan yükümlüğünü vurguladı. Biden, ittifakı yeniden denetimine almak ve en azından Rusya’ya karşı birlik içinde tutmak istiyor. NATO 2030 Gündemi içinde şunlar var; (1) Siyasi istişarenin derinleştirilmesi. (2) Caydırma ve savunmanın güçlendirilmesi. (3) Dayanışmanın artırılması. (4) Teknolojik üstünlüğün keskinleşmesi. (5) Kurala dayalı uluslararası düzen. (6) Ortak ülke eğitimine destek. (7) İklim değişikliği ile mücadele. (8) Yeni stratejik konsept. (9) İttifak içinde yatırım. 3 Bunlar aslında Çin ile yapılacak Üçüncü Dünya Savaşı’nın manifestosu yani yol haritası. Buna sonuç bölümünde değineceğiz. NATO ittifakı, 30 üye ülkesi ile bir milyar insanın güvenliğini temsil ediyor. Ancak, NATO içinde pek çok sorun var ve ABD de bunun farkında. Bunlar ile ilgili bir özet yapalım. Avrupa’nın askeri malzemesi, İngiltere ve Fransa gibi birkaç ülkeyi hariç bırakırsak Soğuk Savaş’tan beri büyük ölçüde çürümüş durumda ve çoğu savaşacak durumda değil. Uçaklar ve helikopterler uçmaya hazır değil. Gemiler, denizaltılar, tanklar tamir bekliyor. İkinci konu, ABD’nin Afganistan’da şartsız olarak çekilmesi diğer müttefikleri memnun etmedi. Üçüncü konu, ittifak içinde Türkiye’ye yönelik memnuniyetsizlikler. Ankara, NATO içinde gittikçe daha yalnızlaşıyor. Konu S-400 olmaktan da öte Türkiye’ye yönelik genel bir güvensizlik var. Rusya’nın Truva atı gibi görülüyor. Aslında Türkiye konusu NATO için en önemli konu olabilecek iken, Rusya ve Çin ile ilişkilerin gölgesinde kaldı. Dördüncü konu, Fransa, NATO’nun görev alanının genişlemesini istemiyor, Doğu Avrupa ve Baltık ülkeleri sadece Rusya’ya odaklanılmasını istiyor. NATO içinde, nükleer silahların yasaklanmasına olan destek artıyor. Nitekim sonuç bildirgesinde karada konuşlu nükleer füze kullanılmayacağı ibaresi yer aldı. NATO’nun en önemli eksiklerinden birisi önemli projeler için bütçe olmaması. NATO, yük paylaşımı konusunda yeniden düşünmek ve yeni yöntemler bulmak zorunda. NATO ve Rusya.. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO-Rusya ilişkilerinin Soğuk Savaş’ın sonundan beri en düşük seviyede olduğunu söyledi. Baltık Bölgesi ve Doğu Avrupa’da, Rusya’dan nefret eden ülkelerden bir eksen var. NATO, Baltık ve Doğu Avrupa’da sık sık tatbikat yaparken, Karadeniz’i de ısındırmak istiyor. NATO ülkelerinin Rusya ile ilgili şikayetleri içinde şu konular öne çıkıyor; melez faaliyetler, geniş dezenformasyon programı, saldırgan siber faaliyetler ve NATO üyesi ülkelerin seçimlerine müdahale. Rusya’nın NATO’dan beklentisi ya da pazarlık yapacağı konu Ukrayna ve Gürcistan’ın ittifaka alınmaması. Diğer bir beklentisi ABD’nin INF ve Açık Semalar Anlaşmasına dönmesi olabilir. Üçüncü bir taviz konusu ise ABD’nin Doğu Avrupa’daki kuvvetlerini azaltması beklentisidir. Bütün bunların karşısında Putin, ittifak sınırlarına yığdığı kuvvetlerin bir kısmını çekmeyi kabul edebilir. Ancak, ABD’nin Rusya’nın isteklerini karşılaması beklenmiyor ve ilişkiler uzun bir süre daha tehlikeli ve kaygan bir zeminde devam edeceğe benziyor. NATO Genel Sekreteri basın toplantısında Ukrayna’da olduğu gibi Gürcistan’ın da toprak bütünlüğü savunduklarını ve bu iki ülkede işgal altındaki yerleri tanımayacaklarını söyledi. Batının, Ukrayna ve Gürcistan’dan sonra Beyaz Rusya’yı yanına çekmesi Rusları kızdırıyor. Zirvede NATO'nun 2008 Bükreş zirvesinin Ukrayna ve Gürcistan'ın üye olarak kabul edilmesine ilişkin kararı da teyit edildi. Cenevre’de Biden ve Putin arasında yapılan görüşmelere gelince, Putin’in öncelikli amacı, ABD ile bir krizin kontrol dışına çıkmasını önleyecek bir yol bulmaktı2. Rus basınına göre, Putin’in diğer amaçları arasında Biden’ı Ukrayna, beyaz Rusya’daki kırmızı çizgileri ve Rusya’daki muhalefeti desteklememek konusunda uyarmak vardı. Putin, silahların kontrolü, 2 Dimitri Alexander Simes, Biden-Putin Summit: The View from Moscow, National Interest, (June 14, 2021). 4 arktik bölgede iklim değişikliği ve iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin normalleşmesi konusunda da pazarlığa hazırdı. ABD başkanı Joe Biden, toplantı öncesinde Putin ile çatışma istemediğini söyledi. Putin ile yaptığı görüşmenin olumlu bir havada geçtiğini ifade eden Biden, “Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ABD'nin desteğinin ciddi olduğunu söyledim” dedi. Biden, bir soru üzerine Ukrayna’nın NATO üyeliği için Kırım’ın işgalinin bir engel olmadığını ancak üyelik eylem planı için Kiev’in ülkedeki yolsuzluklar ile ilgili ödevleri olduğunu söyledi. Putin, Biden ile yaptığı görüşmenin ardından basın toplantısı düzenlerken ABD ile ilgili ilişkilerde, “Ortada herhangi bir düşmanlık olduğunu düşünmüyorum” ifadesini kullandı. Başkan Biden ile görüşmesinde Ukrayna konusunun da ele alındığını belirten Putin, “Ukrayna meselesini çok geniş şekilde olmasa da ele aldık. Biden, Donbass’taki sorunların Minsk anlaşmaları temelinde çözülmesini kabul etti” dedi. Putin, “Ukrayna’nın NATO’ya olası girişiyle ilgili olarak, burada tartışılacak bir şey yok” ifadelerini kullandı. İki ülkenin ve dünyanın güvenliği için iki ülke arasındaki silah kontrolü ve güvenlik iş birliği konularının da konuşulduğunu belirten Biden ise “Memnuniyetle duyuruyorum ki bugün ikili strateji görüşmelerinin kararını aldık” ifadelerini kullandı. Bugüne kadar 48 ABD başkanı, Çin ve Rusya gibi otokrat ülkelere demokrasi getirme isteğinden bahsetmiş. Biden, “Başkan Putin'e temel hak meselelerini açıkça anlattım” açıklamasında bulundu. Navalny konusuna tekrar değinerek, “Navalny'nin ölmesi durumunda sonuçlarının Rusya için yıkıcı olacağını açıkça belirttim” ifadelerini kullandı. NATO ve Çin.. NATO Zirvesi öncesi G7 toplantısından Çin’e yönelik insan hakları ihlali ve Tayvan’a yönelik söylemleri konusunda suçlamalar çıkmıştı. Bu toplantıda İngiltere, Çin’in Doğu Türkistan’da insan hakları ihlalleri yaptığını, Hong-Kong’un özerkliğine saygı göstermediğini, Koronavirüsün kökeni ile ilgili tam bir araştırma yapılmasına izin vermediğini beyan etti. NATO ise tarihinde ilk kez Çin’i bir güvenlik tehlikesi olarak tanımladı ve Pekin’in artan gücüne karşı karşılık verilmesi ihtiyacından bahsetti. NATO Sonuç Bildirgesi’nde yer alan “kurala dayalı uluslararası düzen” bölümü Çin’i uyarmak amacı ile yazıldı. Çin’in ihtirasları ve eylemleri ile kurala dayalı uluslararası düzene meydan okuduğu açıklandı. Çin’e karşı NATO’da kullanılan dil, G7 Zirvesi’nden daha güçlü idi. NATO’ya göre Çin, Baltıklardan Afrika’ya her yerde askeri varlığını artırıyor ve bu NATO’nun nükleer hazırlık yapması anlamına gelebilir. NATO’ya göre, Çin’den gelen tehlikeleri şu şekilde sıralayabiliriz; (1) Huawei (5G) teknolojisi ile Avrupa’nın dijital alt yapısına entegre olma girişimi. (2) Avrupa’nın kritik ulaştırma alt yapısına özellikle limanlarına artan Çin yatırımları. (Halen Avrupa’da 12 limanı kontrol ediyor). (3) Tek Yol-Tek Kuşak Projesi ile Avrupa’yı bölme niyeti. (4) Doğu Türkistan’daki baskı politikaları. (5) COVİD-19’un yayılmasındaki sorumluluğu ile yüzbinlerce insanın ölümüne ve trilyon dolar zarara neden olması. (5) Çin’in Rusya ile özellikle askeri alanda artan yakınlaşması. 5 ABD’nin Mart 2021 itibarı ile ABD’deki Çin hisseleri 1.2 trilyon dolar ve 2020 yılında Çin ile 559 milyar dolarlık ticaret yaptı3. Almanya ise 2020 yılında Çin ile 257 milyar dolarlık ticaret gerçekleştirdi. Ekonomik nedenlerle şimdilik bir Soğuk Savaş başlatılıyor gibi gözükse de oyun büyük, arka planda Çin’e karşı pek çok savaş sahnesi hazırlanıyor. ABD ve NATO Çin sınırlarında arasında boş durmuyor. Moğolistan’da “Han Macerası”, Kazakistan’da “Step Kartalı”, Kamboçya yakınında “Ankor Gözcü” tatbikatını, Çin’e yakın sahillerde birkaç komşu ülke ile deniz tatbikatları takip etti4. Mançurya, İç Moğolistan, Doğu Türkistan, Tibet ve Hong-Kong için ayaklanma sahnesi hazırlanıyor. NATO Ortaklık Programı’na katılan ülkeler arasında Çin’e komşu olan Afganistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moğolistan, Pakistan ve Tacikistan gibi ülkeler var. NATO, Çin’i diyaloga çağırırken Pekin’in cevabı hem sözlü hem de fiziki oldu. NATO Sonuç Bildirgesi’ne karşı Çin’den; “Çin tehdidi teorisini abartmaya son verin” açıklaması geldi. Çin hava kuvvetlerine ait 14 J-16 çok rollü savaş uçağı, 4 J-11 savaş uçağı ve 4 H-6 bombardıman uçağı Tayvan hava sahasına girerek “bana saygı gösterin” mesajı verdi5. Çin’in yıllık savunma bütçesi 2021 yılında 209 milyar dolar (GDP’nin %1.3’ü) iken NATO’nun 30 üye ülkesinin toplamı 1.17 trilyon dolar. NATO ve Avrupa Birliği.. 27 AB ülkesinin 21’i aynı zamanda NATO üyesi. Bunların bazıları özellikle Rusya’ya sınır olanlar ABD’ye yakın iken, Almanya ve Fransa’nın başında olduğu diğer bir grup, ABD’den otonom bir savunma sistemi istiyor, Rusya ve Çin’e ABD gibi bakmıyor. Nitekim ABD’nin tehdit gördüğü halde Çin bildiriye “zorluk çıkaran ülke” ve “risk” olarak girdi. Çünkü ABD, Avrupa Birliği’ni ikna edemedi. ABD için Almanya ne iyi bir müttefik ne de kendisi ile aynı liberal, ekonomik değerleri savunuyor. Her ne kadar zirvede Almanya başbakanı Angela Merkel, Çin ve Rusya’yı tehdit olarak tanımlasa da bir denge ihtiyacından da bahsetti. Macron ise “Çin için önyargılarımızı bir kenara bırakmalıyız” dedi. Fransa ve Hollanda, Avrupa Birliği ülkeleri arasında daha çok askeri işbirliği ve stratejik özerklik istedi. ABD ve Almanya arasında, Rusya’ya uygulanan yaptırımlar ve Kuzey Akımı 2 projesi konusunda anlaşmazlık var. Kuzey Akımı 2 projesi ile ilgili gelişmeleri özetleyelim. Rus Gazprom ve Avrupalı ortakları, Kuzey Akım 2 gaz boru hattını açıkladıklarında sekiz Avrupa ülkesi ve ABD itiraz ettiler. Bu proje, hem Avrupa’yı Rus gazına daha bağımlı hale getiriyor hem de Ukrayna’yı by pass ederek Kiev’i finansal krize sokuyordu. Ancak, ABD’deki Almanya büyükelçisi Peter Witting, “Bunun Avrupalıların karar vermesi gereken bir konu olduğunu ve Almanya’nın Avrupa ile aynı anlama geldiğini” açıkladı. Trump döneminde Rusya’ya uygulanan yaptırımlara da Almanya itiraz etti. Biden, Almanya ile ilişkileri düzeltmek istiyor ama Alman elitleri karışık. Angela Merkel’den önceki başbakan olan Gerhard Schröder, hemen Gazprom’da işe başlamıştı. O tarihten beri Alman Robin Emmott, Elizabeth Piper, Kate Abnett, NATO adopts tough line on China at Biden’s debut summit with alliance, Reuters, (June 15, 2021). 4 Rick Rozoff, Creating Enemies: China Reacts to NATO Targeting It, Anti-bellium, (June 15, 2021). 5 Patrick M. Cronin, Joe Biden’s Transatlantic Bridge to the Indo-Pacific Region, Hudson Institute, (June 15, 2021). 3 6 elitleri içinde Rusya’nın izini takip edenler çoğaldı ve Amerikalılara göre bunda Rusya’nın artan casusluk faaliyetlerinin etkisi var6. Aslında ABD ve Polonya, Kuzey Akımı 2 için yaptırımları daha da sıkılaştırmak, Ukrayna’da NATO varlığını artırmak, Beyaz Rusya’da yarım kalan darbeyi tamamlamak istiyordu. Polonya, tarihte pek çok kez Almanya ve Rusya’nın işgal ve kıyımına uğradı. Bu yüzden, ABD’nin her zaman en iyi müttefiklerinden biri oldu. Hatta Barack Obama’nın Rusya ile ilişkileri sıfırlama politikası, Polonya tarafından kendisine ihanet olarak görüldü. Putin, eski KGB görev döneminden beri Almanya’ya yönelik özel bir ilgisi var. Kuzey Akımı 2’den sonra şimdi iki ülke Hidrojen Projesinde işbirliği yapıyor. Almanya’nın kötü sicili bununla da sınırlı değil; Çin’in Mukran limanını kullanmasına gittikçe daha fazla müsaade ediyor. Kuzey Akımı 2 zaten Çin’in Bir Yol Bir Kuşak Projesi’nin önemli bir parçası olacak. Almanya, uzun zamandır İran ile de ABD’ye rağmen özel ticari ilişkileri sürdürüyor. Özetle, ABD, ısrarla Rusya ve Çin’i hedef gösterirken ve Almanya topraklarında uzun zamandır binlerce askeri varken, NATO içinde güvenilir bir müttefik değil. ABD ve Türkiye.. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan yaptığı açıklamada, Biden ile Erdoğan’ın yaptıkları görüşmede, Afganistan'ın başkenti Kabil'de bulunan Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın güvenliğini Türkiye’nin sağlaması konusunda anlaştığını duyurdu. Kabil hava alanını korumaya devam teklifi Türkiye’den geldi. Hâlbuki Taliban, ABD ile birlikte gelen Türkiye’nin aynı şekilde geri dönmesini istediklerini açıklamıştı. Sullivan görüşmede, Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S 400 hava savunma sistemleri sorunu için ise henüz bir çözüm bulunamadığını ve konuyla ilgili görüşmelerin devam edeceğini aktardı. Türkiye ve ABD arasında yapılan görüşmelerde S-400, Suriye dâhil hiçbir konuda anlaşma olmazken, alınan bilgiler, iki ülke arasında önemli görüş farklılıklarının devam ettiği, tek başarının yeni sorunlar üretmemek olduğunu gösteriyor. Sonuç.. Bugün NATO için iki ana stratejik rakip var; yeniden dirilmeye çalışan Rusya ve yükselen Çin. Oluşturdukları tehlikeler siber, uzay ve jeopolitik tehditler. Buna Küresel Güney de dâhil. NATO’nun Rusya ile olan çekişmede ne kadar ileri gideceği önemli. Ruslar, Ukrayna’ya girdiğinde Barack Obama yönetimi, ABD’nin bu ülkedeki çıkarlarının doğrudan bir askeri müdahaleyi gerektirecek kadar önemli olmadığına karar vermişti. Peki, Ruslar yeni bir provokasyona girerse ne yapılacaktır? Avrupa’da Rusya’ya karşı 30 gün içinde 30 taburluk bir muharip gücü tam olarak seferber etme hazırlığı gerçekçi değil, bundan öncekiler gibi sadece bir kuvvet hedefi. Çünkü Avrupa’da kimse elini cebine atmaz. Ama Rusya, bunun daha fazlasını yarı zamanda hazır edebilir. Rusya için öne sürülenler, ekran görüntüsü, arka planda başka planlar var. Biden, esasen NATO Zirvesinde esasında Avrupa coğrafyasındaki müttefikleri ile Asya stratejisini görüştü. NATO’nun yeni Stratejik Konsepti, aslında Rusya ve Çin ile yapılacak savaşlar için bir yol haritası yani Üçüncü Dünya Savaşı’na hazırlık planı. NATO Zirvesi, hatta öncesi ve sonrasındaki görüşmelerde hiç kullanılmayan bir kelime var; normalleşme. Her şeyin arkasında, Çin’in yükselişini durdurarak kendi hegemonyasını rakipsiz kılmak isteyen ABD’nin özel planları var. 6 Michael Rubin, Germany Is a Bad Ally, American Enterprise Institute, (June 10, 2021). 7 Özetle, 2035’e kadar yani büyük savaş öncesi Karadeniz’den Orta Asya ve Çin’e olan kuşak üzerinde ortam çok ısınacak. Asya-Pasifik’teki yeni yapılanma ve Çin’den Afrika’ya uzanan deniz kuşağı ise ayrı bir çekişme alanı olacak. Çin, bunların farkında ve aslında iki yüzyıldır, Batıdan intikam almaya hazırlanıyor, bu yüzden bir yandan zayıflama numarası yapıyor, diğer yandan Batının boşluklarına sızıyor. Yani Üçüncü Dünya Savaşı aslında bir uygarlıklar savaşı olacak ve Kıyamet Takvimi’nin ilk bölümü burada tamamlanacak. Kıyamet Takvimi’nde asıl ve son savaş (Armageddon) Ortadoğu’da yaşanacak.. Tarih çok hızlandı.. 8