Elementary Education Online, 14(2), 634-646, 2015.
İlköğretim Online, 14(2), 634-646, 2015. [Online]: http://ilkogretim-online.org.tr
ht t p: / / dx.doi.org/ 10.17051/ io.2015.88636
School Administrators’ Tendencies towards Change
Suzan Canlı1, Hasan Demirtaş2, Niyazi Özer3
ABSTRACT: The purpose of this study was to determine the school administrators’ tendencies towards change. The population of this
descriptive study was comprised of a total of 212 school administrators, 116 of whom serve in primary schools and 96 of whom serve in
secondary schools in the city centre of the province of Adiyaman, Turkey. In the study, appropriate sampling method was used and applied
to 151 school administrators from these schools who agreed to participate as volunteers. School Administrators’ Tendencies towards
Change scale was used in order to measure the participating principals’ tendencies towards change. As a result of the study, it was
determined that school administrators were mostly entrepreneurs in the case of change, that they believe in benefits of a change, that they
tend to maintain the status quo and meet change with moderate resistance. Overall, school administrators were mostly found to have
tendency towards change. School administrators’ tendencies towards change differed significantly in terms of variables of gender and
educational level, while they did not differ significantly in terms of variables including area of expertise, type of task, seniority and type
of school.
Keywords: Change, educational change, tendency towards change, school administrator.
SUMMARY
Purpose and significance: Change is an inevitable phenomenon that takes place in every area of life and is regarded as
important in sustaining the existence of organizations because if a change is carried out successfully, it directs organizations
to development, whereas if it is concluded with failure, it may lead to destruction of organizations. This requires successful
implementation of any change to be made in educational organizations. In the case of performing changes in educational
organizations, school administrators are burdened with important roles. It can be said that in order for school administrators
to perform these roles expected of them, they need to have a tendency towards change. From this point of view, determination
of school administrators’ tendencies towards change is considered as important. Accordingly, the objective of this study is
to determine the school administrators’ tendencies towards change.
Methods: In the study, School Administrators’ Tendencies towards Change Scale developed by Akbaba-Altun and
Büyüköztürk (2011) was used to determine the school administrator’s tendencies towards change. Population of this
descriptive study was comprised of school administrators working at primary and secondary schools in the city centre of the
Adiyaman, Turkey during the academic year 2012-2013. According to the data obtained from statistics department of
Adıyaman Directorate of National Education, there are 212 school administrators working in Adıyaman (n=116 working in
primary schools, and n=96 working in secondary schools). A total number of 151 school administrators from these schools
agreed to participate in this study.
Results: As a result of the study, it was determined that the school administrators were mostly entrepreneurs in the case of
change, that they believed in the benefits of change, that they tend to maintain the status quo and meet change with moderate
resistance. Overall, school administrators were mostly found to have tendency towards change. School administrators’
tendencies towards change differed significantly in terms of variables of gender and educational level, while they did not
differ significantly in terms of variables including area of expertise, duty type, professional seniority and school type.
Discussion and Conclusions: In this study, it was detected that school administrators were entrepreneurs in the case of
change, that they believe in benefits of change, they tend to maintain the status quo and meet change with moderate resistance.
Resistance to change may lead to failure of implementations of change. In particular, resistance to change shown by school
administrators, who are seen as those primarily responsible for activities of change in schools, should not be ignored. In
addition, an interesting finding of the study was that school administrators stated that they often believe in the benefit of
change, they are entrepreneurs in the case of change and they also maintain the status quo. Considering their natures,
maintaining the status quo and change initiatives simultaneously may result role conflict for school administrators. On the
other hand considering the nature of education this result can be regarded as an expected one. Because we would like to
realize the change, while maintaining the existing culture through the education. Another finding of the study is that male
administrators specified themselves as more entrepreneurial than female administrators. The fact that female administrators
considered themselves as less entrepreneurial than male administrators can also be described in terms of biological,
psychological differences as well as cultural context between the genders. In particular, societal gender roles can bring a
clarification to this issue. In Turkish culture, men are more entrepreneurial than women in various activities. In this research,
school administrators with a postgraduate degree were found to believe in benefits of change more than school administrators
with a two-year degree or a graduate degree, which may suggest that belief in benefits of change increases by level of
education. This can be explained by the fact that school administrators consider change more logically as level of educational
background increases, and believe in benefits and necessity of change.
1
Doctoral student at Inonu University, Gradute School of Educational Sciences, canlisuzan@gmail.com
Assoc. Prof. Dr., Inönü University, College of Education, Department of Educational Sciences, hasan.demirtas@inonu.edu.tr
3
Assist. Prof. Dr., Inönü University, College of Education, Department of Educational Sciences, niyazi.ozer@inonu.edu.tr
2
Okul Yöneticilerinin Değişime Yönelik Eğilimleri
Suzan Canlı4, Hasan Demirtaş5, Niyazi Özer6
ÖZ. Bu araştırmanın amacı, okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerini belirlemektir. Araştırma, tarama modeline
dayalı betimsel bir çalışmadır. Araştırmanın evreni, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında Adıyaman il merkezindeki ilköğretim
okullarında görev yapan 116, ortaöğretimde ise 96 olmak üzere toplam 212 okul yöneticisinden oluşmaktadır. Araştırmada
uygun örnekleme yöntemi kullanılmış olup bu okullarda görev yapan ve gönüllü olarak araştırmaya katılmayı kabul eden
151 okul yöneticisine uygulama yapılmıştır. Araştırmada, Akbaba Altun ve Büyüköztürk (2011) tarafından geliştirilen “Okul
Müdürleri için Değişim Eğilimleri Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; okul yöneticilerinin çoğunlukla değişimde
girişimci oldukları, değişimin yararına inandıkları, statükoyu koruma eğiliminde oldukları ve orta düzeyde değişime direnç
gösterdikleri belirlenmiştir. Genel bir değerlendirme ile okul yöneticilerinin çoğunlukla değişime eğilimli oldukları
saptanmıştır. Okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimleri cinsiyet ve öğrenim düzeyi değişkenleri açısından anlamlı
biçimde farklılaşırken; branş, görev türü, yöneticilik kıdemi ve okul türü değişkenleri açısından anlamlı biçimde
farklılaşmamaktadır.
Anahtar sözcükler: Değişim, eğitimde değişim, değişim eğilimi, okul yöneticisi
GİRİŞ
Evrende yer alan her şey sürekli bir değişim içerisindedir. Bu değişimi bitkilerde, hayvanlarda, insanlarda,
gökyüzü olaylarında vb. gözlemleyebiliriz. Bu durumda değişimin yaşamın her alanında gerçekleşen kaçınılmaz
bir olgu olduğu söylenebilir. Değişim tarihsel süreç içerisinde hep var olmuştur ve yaşam sürdükçe de var
olacaktır. Ancak günümüzde değişimin hızı, yoğunluğu ve değişimden etkilenme derecesi geçmişe oranla
farklılaşmıştır. Güçlü ve Şehitoğlu’na (2006: 240) göre, insanlık tarihiyle başlayan değişim olgusunu geçmişten
bu yana farklı kılan şey küreselleşme gerçeğidir. Küreselleşme, ulusal sınırların ortadan kaldırılmasını sağlayarak
rekabetin daha yoğun hale gelmesine neden olmuştur. Bu durum ise var olan değişim sürecine baş döndürücü bir
hız kazandırmıştır.
Küreselleşen dünyada oluşan değişimin hızına bakıldığında, klasik ve durağan örgütlerin varlıklarını
devam ettirmeleri mümkün görülmemektedir. Öyleyse yapılması gereken bu değişimleri doğru biçimde algılayıp
uyum sağlamaktır. Bu bağlamda örgütler, çevrelerinde meydana gelen değişimlere uyum sağlamak
zorunluluğuyla karşı karşıyadırlar (Sağlam, 1979:61). Bu durum örgütler için adeta “varlık-yokluk” sorunu haline
gelmiştir (Yeniçeri, 2002: 9). Çünkü çevresindeki değişimlere uyum gösteremeyen örgütler gerileyip devre dışı
kalırken, değişen çevrenin gereksinimlerini karşılayabilen yeni örgütler ortaya çıkmaktadır (Sargut, 2010: 117).
O halde çağdaş örgütlerin “olmak ya da olmamak” sorunu yoktur, değişen durumlara uymak ya da uymamak
sorunu vardır (Yeniçeri, 2002: 5). Bu nedenle gittikçe değişen ve karmaşıklaşan bu çevrede varlıklarını
sürdürmeleri için birçok değişim uygulamalarına maruz kalan örgütler (Weber ve Weber, 2001:291) değişimlere
uyum sağlamak için kendilerini yeniden şekillendirme gereği (Vasilescu, 2012:326) stratejilerinde, yapılarında,
işleyişlerinde ve kültürlerinde değişiklik yapma ihtiyacı duymakta (Armenakis, Harris ve Mossholder, 1993: 681);
yaşamlarını sürdürebilmek ve rekabet güçlerini koruyabilmek için yeniden organize olmakta, yapılarını
değiştirmekte, küçülmekte ve yeni teknolojileri uygulamaya koymaktadır (Vakola, Tsaousis ve Nikolaou, 2004:
88; Wanberg ve Banas, 2000:132).
Alanyazında değişime ve örgütsel değişime ilişkin farklı tanımlar bulunmaktadır. Başaran’a (1998: 128)
göre değişim, bir sistemin bütün öğelerinin birbiriyle ilişkilerinde, nicelik ve nitelik bakımından gözlenilebilir bir
farklılığın oluşturulması; Scott’a (1967, Akt: Sağlam, 1979: 9) göre değişim planlı ve plansız bir biçimde bir
sistemin, bir sürecin veya bir ortamın belli bir durumdan başka bir duruma geçirilmesi olarak tanımlanabilir.
Örgütsel değişim ise örgütün etkililiğini artırmak için bugünkü durumdan gelecekte arzulanan duruma doğru olan
hareketi (Lunenburg, 2010: 1); genel bir tanımla örgütsel bileşimdeki, yapıdaki ve davranıştaki herhangi bir
değişikliği ifade eder (Bowditch ve Buono, 2001, Akt: Weiner, Amick ve Lee, 2008). Farklı tanımlamalara karşın
değişimin özünde önceki duruma oranla bir farklılık oluşturma çabası olduğunu, örgütsel değişimin ise örgütün
4
5
6
Doktora Öğrencisi, İnönü Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalı, canlisuzan@gmail.com
Doç. Dr., İnönü Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, hasan.demirtas@inonu.edu.tr
Yrd.Doç. Dr., İnönü Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, niyazi.ozer@inonu.edu.tr
635
varlığını sürdürebilmek için değişen koşullara uyum sağlama sürecinde meydana gelen örgütsel farklılaşmaları
ifade ettiğini belirtebiliriz.
Değişim tehlikeli bir girişim (Greve, 1998: 59; Yeniçeri, 2002:100) olup nasıl, nerede ve ne zaman olacağı
öngörülemeyen bir olgu olmasına rağmen örgütlerin dikkate alması ve planlaması gereken bir konudur (Luecke,
2009). Çünkü örgüt açısından değişme, “iki ucu keskin bıçak” gibi olup her şeyi yeniden başlatabilir ya da sona
erdirebilir (Yeniçeri, 2002: 6). Bu bakımdan örgütsel değişme olumlu ya da olumsuz olabilir. Olumlu değişme
örgütün gelişmesine; olumsuz değişme ise örgüt etkinliğinin azalmasına ya da örgütün dağılmasına yönelik
değişmeyi ifade eder (Sağlam, 1979: 62). Bu bağlamda önemli olanın değişimin gerçekleşmesi değil, değişimin
örgüte olan zararını en aza indirgeyip süreçten mümkün olduğunca karlı çıkmak olduğu söylenebilir. Diğer bir
ifadeyle, örgütler değişim sürecini kendi lehlerine çevirebilmelidir (Güçlü ve Şehitoğlu, 2006: 240).
Değişim Süreci ve Değişime Direnç
Değişim, bir anda meydana gelen bir olay veya hadise olmaktan öte uzun bir zaman dilimi içinde oluşan
dinamik, çok boyutlu (Helvacı, 2005: 29)ve kendi içinde belirli aşamaları olan bir süreçtir. Lewin bu aşamaları;
buzların erimesi, hareket ve örgütün yeniden donması olarak belirtmektedir. Buzulların erimesi aşamasında
statükoyu koruyan güçler zayıflatılmaya çalışılırken hareket aşamasında yeni değer, tutum ve davranışlar
geliştirilir. Örgütün yeniden donması aşamasında ise değişme sabitleşir ve yeniden donma gerçekleşir (Erdoğan,
2002: 19). Örgütlerde değişim süreci, yapılan işlerin olması gerektiği kadar iyi bir şekilde gerçekleşmediğinin ve
bu işleri daha iyi gerçekleştirebilecek yollar olduğunun farkına varılmasıyla başlamaktadır (George, White ve
Schlaffer, 2007: 50). Ancak değişim süreci her örgütte ve hatta bir örgütteki her durum için farklık göstermektedir.
Söz konusu farklılığın nedeni değişim sürecini etkileyen etmenlerdir. Bu etmenler; örgütün doğası, işin doğası,
çalışma kültürü, çalışma değerleri, yönetim ve liderlik sitili ve hatta çalışanların davranışları ve tutumlarıdır
(Rashid, Sambasivan ve Rahman, 2004: 161). Bu durumda değişim tek başına olumlu ya da olumsuz bir istikamet
ve yön belirtmez, kesin bir değer yargısı taşımaz. Değişim olgusunu ve sonuçlarını farklı şekillerde algılayan ve
değerlendiren ideolojiler, topluluklar, gruplar, sınıflar ve bireyler bulunur (Güvenç, 1976, Akt: Yeniçeri, 2002:
6).
Bireylerin değişime ilişkin ilk fikirleri değişim sürecinin başında oluşmaya başlar. Bazıları bu
değişimlerin olumlu, bazıları ise olumsuz sonuçları olacağına ilişkin algılar oluşturur (Lines, 2005: 11). Bunun
yanı sıra değişim bazıları için sevinç ve avantaj getirirken; bazıları için dert, stres ve dezavantaj getirir (Abdul
Rashid ve diğ., 2004: 161). Machiavelli’ye göre; “Eski düzenden çıkarı olan herkes reformcunun düşmanıdır”.
Bu bakımdan değişimi geçim kaynaklarına, avantajlarına, işyerlerindeki sosyal düzenlerine veya örgütteki
konumlarına yönelik bir tehdit olarak algılayan insanlar (Leucke, 2009: 82) değişimin kendi çıkarlarını olumsuz
etkileyeceğinden korkarak daha sonra kendilerine faydalı olacak olsa bile değişimin gerçekleşmesini engellemeye
çalışırlar (Robbins, 1994: 324). Diğer bir ifadeyle değişime direnç gösterirler.
Değişime gösterilen direnç aktif ya da pasif olabilir. Bireylerin değişime kayıtsız kalması, sadece
söyleneni yapması, işi ve tempoyu yavaşlatması pasif direnç göstergeleri iken değişimi sabote etme, işten ayrılma,
bilinçli olarak yanlış yapma gibi tepkiler aktif direnmenin sinyalleri olarak düşünülebilir (Erdoğan, 2002: 71-72).
Hangi şekilde olursa olsun değişime gösterilen direnç değişim çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasına, moralde
ve üretimde düşüşe ve böylelikle örgütsel başarının azalmasına sebep olabilmektedir(Weber ve Weber, 2001:
291). Bu nedenle yöneticiler direnci değişimin düşmanı olarak görmekte ve değişimin başarıya ulaşması için
direnci ortadan kaldırılması gereken bir unsur olarak görmektedir (Schein, 1988, Akt: Waddell ve Sohal, 1998:
543). Yöneticilerin direnci engelleyebilmesi için çalışanlara değişime neden gerek duyulduğunu belirtip onların
değişimin arkasındaki mantığı görmelerine yardımcı olmaları gerekmektedir. Bununla birlikte çalışanları
değişimin planlamasına ve uygulamasına katma, değişimin gerçekleşmesi için gerekli olanakları sunma, değişim
sürecinde personeli desteklenme, ödüller verme ve zorlamadeğişime karşı direncin azaltılmasını sağlayan
uygulamalardan bazılarıdır (Lunenburg, 2010: 7-8).
Eğitimde Örgütlerinde Değişim
Eğitim kurumları, kendi içinde amaçlarını gerçekleştiren kurumlar olarak değil, toplumun gereksinimini
karşılayacak amaçları gerçekleştirdiği ölçüde verimli olur (Celep, 2003: 13-14).Bu bağlamda toplumdaki
değişmeleri yakından takip etmesi gereken kurumlardan biri de eğitimdir. Çünkü eğitimin temel işlevi; bireylerin
topluma uyumunu sağlamak, onları işe ve yaşama hazırlamak olduğundan toplumun diğer sistemlerinden ne çok
geri ne de çok ileri olamaz (Taymaz, 2009: 63). Ayrıca çıktılarıyla diğer örgütler için girdi sağlayan eğitim
örgütlerinin bu değişime ayak uydurmanın ötesinde değişimin önünde olmaları bir zorunluluk olarak
636
görünmektedir. Bu zorunluluk eğitimin değişimden etkilenmesinin yanı sıra var olan ve var olacak değişimi de
etkilemesinden gelmektedir (Güçlü ve Şehitoğlu, 2006: 250).
Toplumsal yaşamda meydana gelen değişimler insanların eğitimden beklentilerinin değişmesine neden
olmuştur. Bu durum eğitim anlayışında bazı değişimleri zorunlu hale getirmiştir. Bu açıdan geleneksel eğitim
anlayışının yetersiz kaldığı günümüzde eğitim politikalarında, amaçlarında, eğitim kurumlarının yapı ve
işlevlerinde, eğitim programlarının içeriklerinde köklü yenilikleri ve bir dizi dönüşümleri planlamak bir
zorunluluk haline gelmiştir(Arslan ve Eraslan, 2003). Bu zorunluluk gereği eğitimde değişim çabaları bütün dünya
ülkeleri için geçerli bir olgu haline gelmiş ve her ülke eğitim sisteminin bütününü ya da belirli kısımlarını
değiştirme çabasına girmiştir (Erdoğan, 2002: 90).
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çağdaş yaşamın gerektirdiği ölçülere ulaşmak ve eğitimin
niteliğini artırmak amacıyla eğitim sistemimizde, “yeniden yapılanma”, “eğitim reformu” “yeniden düzenleme”
ya da “geliştirme” çabaları altında; iki yıllık eğitim enstitülerinin dört yıla çıkarılması, ders geçme ve kredili
sisteme geçiş, LİMME (lise mezunlarını meslek edindirme) projesi, Milli Eğitimi Geliştirme Projesi adı altında
eğitim fakültelerinin yeniden düzenlenmesi, bu proje kapsamında ilk ve orta öğretim sistemini geliştirme yönünde
faaliyetler, üniversite giriş sınav sisteminin yeniden ele alınması, merkez ve taşra örgütlerinde yeniden
düzenlemeler (bazı birimlerin örgüte eklenmesi veya bazı birimlerin çıkarılması gibi), MEB’in Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun değişikliği, okul müfredatlarındaki değişmeler, Toplam Kalite Yönetimi’ne yönelik
çalışmalar, okullarda bilgisayar kullanımının başlatılması, öğretmenlik unvanlarındaki birtakım değişiklikler
(öğretmen, uzman öğretmen, başöğretmen) (Helvacı, 2010: 47), e-okul sistemi, okula başlama yaşının
değiştirilmesi, ilköğretim okullarının ilkokul ve ortaokul biçiminde ayrışması, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması
gibi birtakım değişiklikler gerçekleştirilmiş ya da gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Ülkemizde değişim
girişimlerinin bu denli çok olmasına karşın değişimin nasıl gerçekleşmesi konusunda bir arayışın olmadığı
söylenebilir. Bir başka ifadeyle, değişimin süreç olarak nasıl gerçekleştirileceği konusunda bir kurumsallaşma
olmamıştır. Türk Eğitim Sistemi’nde değişim genellikle tepeden başlatılan bir süreç olagelmiştir. Ancak günümüz
koşullarında hızla oluşan değişmelere ayak uydurabilmek için eğitimde yapılan değişiklikler konusundaki
insiyatifin sadece merkeze bırakılması pek işlevsel görünmemektedir (Erdoğan, 2002: 91).Çünkü merkezi
birimlerin eğitim ile ilgili aldıkları kararlar uygulamaya yansımadıkça bir anlam ifade etmez (Helvacı, 2005: 208).
Bu durumda eğitim alanındaki değişikliklerin uygulayıcıları olan yöneticilerin ve öğretmenlerin değişime ilişkin
fikirlerinin önemsenmesi gerektiği söylenebilir.
Taymaz’a (2009: 64) göre eğitim alanında yöneticilerin ve öğretmenlerin uygun bulmadığı değişmeyi
yapmak oldukça zordur. Onların uygun bulmadığı ve benimsemediği stratejiyi saptamak hatalı olur. Ancak
eğitimde yapılan değişim girişimlerinin, okul veya sistem tarafından kabul veya red edileceği yeterince
araştırılmadan uygulamaya konuldukları görülmektedir (Helvacı, 2010: 48). Oysa değişim uygulamaları
çalışanlar arasında kızgınlık ve gerginliğe neden olabilir, genel olarak örgüte ilişkin negatif algıların oluşmasına
yol açabilir ve sonuç olarak değişimi gerçekleştirmeye yönelik her türlü avantajı ve ilerlemeyi ortadan kaldırır
(Boga ve Ensari, 2009: 236).Bu bağlamda yapılan değişimlerin başarısız olabileceği söylenebilir. Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından yapılan Liselilere Meslek Edindirme Projesi (Limme) Yabancı Dilde Basamaklı Kur Sistemi,
Ders Geçme ve Kredili Sistem vb. yenileştirme uygulamalarında çeşitli sorunlar yaşandığından ve istenilen
başarıyı sağlayamadığından bu uygulamaların kaldırılması bu duruma örnek olarak gösterilebilir (Taş, 2007:
185).Benzer şekilde PISA sınavlarında okullarımızın başarı düzeyinin dünya ülkeleri arasında son derece geri bir
sırada olması (Demirtaş, 2012: 23) eğitim sistemimizde yapılan değişikliklerde istenilen başarının
gerçekleşmediğini gösterebilir.
Değişim ve Okul Yöneticisi
Dünyada yaşanan hızlı değişim okullardan beklentilerin değişmesine neden olmuştur. Günümüzde
okulların artık sadece eğitim yönüyle değil topluma ve öğrencinin duygusal yanına da açık, toplumsal çeşitliliği
kabul eden, teknolojiye duyarlılığı yüksek, toplum gözündeki manevi değerini geliştirerek koruyan, iş göreniyle
işbirliği içinde olan, demokrasiyi öğreten ve öğretirken demokratik olan, günümüz dünyasının rekabetçi ortamına
hazır, hayatın somut yanından kopmadan dış çevrenin zararlı etkilerine direnebilen ve tüm bunları
gerçekleştirirken de kendi yapısını sorgulayan, değişime açık bir yapıda olması beklenmektedir (Beycioğlu, 2009:
3).
Okullara ilişkin beklentilerin değişmesiyle okul yöneticisinden beklenilen roller de değişmiştir. Artık okul
yöneticisi yalnızca okulda oturarak eğitimi denetleyen, mevzuatı uygulayan, mevzuatın uygulanıpuygulanmadığını denetleyen, statükoyu koruyan değil risk alan, girişimci, yeniliğe açık ve dönüşümcü olmalıdır
637
(Baş, 2011). Bir başka ifadeyle okul yöneticilerinin sadece olayları takip eden değil, olayları hazırlayan,
oluşturan ve geleceği kendisi kestirerek yenilikleri başlatan ve geliştiren bir lider konumunda olmaları
gerekir (Can, 2002). Okul yöneticileri değişimi bir gereklilikten öte etkililik için vazgeçilmez bir zorunluluk
olarak görmeli ve değişim sürecinin yönetimini temel sorumluluklarından biri olarak benimsemelidirler
(Çolakoğlu, 2005: 76). Bu temel sorumluluk gereği eğitimde değişimi başarılı bir şekilde yönetmek isteyen okul
yöneticilerinin değişim süreçlerini ve okul örgütlerini örgütsel yönden tanımaları, okulları değişmeye yönelten
güçleri ve bu güçlerin örgütlerin hangi ögelerini etkileyip onları değişme gereksinimiyle karşı karşıya getirdiğini
bilmeleri gerekmektedir. Ayrıca değişim sürecinde işgörenleri anlamayı, değişime karşı neden ve nasıl
direndiklerini ve bu direnmelere karşı nasıl stratejik bir yaklaşım sergileyecekleri, değişim modelleri, değişim
programları ve uygulamaları konularında yeterli bilgi ve beceriye sahip olmalıdırlar (Yıldız, 2012:181).Bunların
yanında değişimin gerçekleşeceği ortamdaki sorunları belirleyip gerçekleştirilecek değişimin amaçlarını
tanımlamalı ve alternatif çözüm yolları geliştirilmeliler, okul üyelerinin işbirliği yapmaları için gerçekleştirilen
değişikliklerin okulun ve üyelerinin ihtiyaçlarını karşılamasına dikkat etmeli, örgütsel değişimle ilgili yapılacak
çalışmaları açık ve doğru haberleşmeyle karşılıklı güvene dayandırmalıdırlar(Argon ve Özçelik, 2007: 73).
Okul yöneticilerinin kendilerinden beklenilen bu rolleri gerçekleştirebilmelerinin ise değişime eğilimli
olmaları ile koşutluk gösterdiği söylenebilir. Bu açıdan okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerinin
belirlenmesi önemli görülmektedir. Bu doğrultuda araştırmada okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerini
belirlemek amaçlanmıştır. Bu amaçla araştırmada; “Okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerinin düzeyi
nedir? Okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerinin düzeyi; cinsiyet, görev türü, yöneticilik kıdemi, öğrenim
düzeyi, branş, okul türü değişkenlerine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?” sorularına yanıt aranmıştır
YÖNTEM
Bu araştırma okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerini belirlemeyi amaçladığından araştırmada
genel tarama modeline dayalı betimsel yöntem kullanılmıştır. Çünkü tarama modelleri geçmişte ya da halen var
olan bir durumu var olduğu şekli ile betimlemeyi amaç edinen araştırmalar için uygun bir modeldir (Karasar,
2007: 77).
Evren ve Örneklem
Araştırmanın evrenini, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında Adıyaman il merkezindeki ilköğretim ve
ortaöğretim kurumlarında görev yapan okul yöneticileri oluşturmaktadır. Adıyaman Milli Eğitim Müdürlüğü
istatistik bölümünden alınan verilere göre; Adıyaman il merkezinde ilköğretimde 116, ortaöğretimde 96 olmak
üzere toplam 212 okul yöneticisi bulunmaktadır. Araştırmada uygun örnekleme yöntemi (Balcı, 2001: 100)
kullanılmış olup, bu okullarda görev yapan ve gönüllü olarak araştırmaya katılmayı kabul eden 151 okul
yöneticisine uygulama yapılmıştır. Araştırmaya katılan okul yöneticileri ile ilgili demografik özellikler Tablo 1’de
gösterilmiştir.
Tablo 1
Araştırmaya Katılan Okul Yöneticileri İlgili Demografik Özellikler
Değişkenler
Cinsiyet
Görev Türü
Yöneticilik Kıdemi (Yıl)
Öğrenim Düzeyi
Branş
Okul Türü
Kadın
Erkek
Okul Müdürü
Müdür Yardımcısı
1-5
6-10
11-15
16-20
21 ve üstü
Ön lisans
Lisans
Yüksek lisans
Fen Bilimleri
Sosyal Bilimler
Güzel Sanatlar Spor ve Teknik
İlköğretim
Ortaöğretim
n
7
144
56
95
36
36
24
21
34
15
124
12
33
106
12
93
58
%
4,6
95,4
37,1
62,9
23,8
23,8
15,9
13,9
22,5
9,9
82,1
7,9
21,9
70,2
7,9
61,6
38,4
638
Veri Toplama Aracı
Araştırmada, okul müdürlerinin değişime yönelik eğilimlerini belirlemek amacıyla Akbaba Altun ve
Büyüköztürk (2011) tarafından geliştirilen “Okul Müdürleri İçin Değişim Eğilimleri Ölçeği” kullanılmıştır. Ölçek
değişimde girişimcilik, değişimin yararına inanma, değişime direnç ve statükoyu koruma olmak üzere toplam dört
alt boyut ve 41 maddeden oluşmaktadır. Değişimde girişimcilik alt boyutu, okul yöneticilerinin okulda
gerçekleşecek değişimlere öncülük ettiğini, öğretmenleri değişim sürecinde güdülediğini, öğretmenlere değişim
konusunda rehberlik ettiğini ve değişim faaliyetlerini desteklediğini belirtmektedir. Değişimin yararına inanma
alt boyutu, okul yöneticilerinin gerçekleştirilen değişimlerin okulları için yararlı ve gerekli olduğunu
düşündüklerini belirtmektedir. Değişime direnç alt boyutu, okul yöneticilerinin değişime ihtiyaç olmadığını
düşündüklerini ve değişimi engellemek istediklerini belirtmektedir. Statükoyu koruma alt boyutu ise okul
yöneticilerinin değişimlerden hoşlanmadıklarını, değişimlerin onları tedirgin ettiğini ve değişimin
gerçekleşmesinden çekindiklerini belirtmektedir. Değişimde girişimcilik alt boyutu 14 maddeden; değişimin
yararına inanma alt boyutu 12 maddeden; değişime direnç alt boyutu 11 maddeden; statükoyu koruma alt boyutu
4 maddeden oluşmaktadır. Ölçekte tersten puanlanması gereken 12 madde bulunmaktadır. Okul yöneticilerinin
ifadelere katılma düzeyi “Katılmıyorum ile Tamamen katılıyorum” arasında değişen beşli Likert tipinde
derecelendirilmiştir. Ölçekten elde edilen yüksek puan, okul yöneticilerinin değişime olan olumlu eğilimlerini
göstermektedir. Ölçeğin alfa güvenirlik katsayıları; değişimin yararına inanma boyutu için “.91”, değişimde
girişimcilik boyutu için “.86”, değişime direnç boyutu için “.82” ve statükoyu koruma boyutu için ise “.67”
olarak bulunmuştur (Akbaba Altun ve Büyüköztürk, 2011). Bu araştırmada yapılan analizler sonucunda ise; alfa
güvenirlik katsayıları değişimin yararına inanma boyutu için “.91”, değişimde girişimcilik boyutu için “.76”,
değişime direnç boyutu için “.81”, statükoyu koruma boyutu için “.67” olarak bulunmuştur.
Verilerin Analizi
Bu araştırmada, elde edilen verilerin analizinde betimsel istatistik, bağımsız örneklem t testi, Mann
Whitney U testi, tek yönlü varyans analizi ve Kruskal Wallis H testi kullanılmıştır. Araştırmada katılımcıların
ölçeğin alt boyutlarından ve tamamından almış oldukları puanlara ilişkin aritmetik ortalamalarının
yorumlanmasında kullanılan puan aralıklarının belirlenmesinde,“Aralık Genişliği (a)= Dizi Genişliği / Yapılacak
Grup Sayısı” formülü (Tekin, 2003: 262) kullanılmıştır. Her bir boyut için belirtilen formül göz önünde tutularak
hesaplanan puan aralıkları aşağıda belirtilmiştir.
14-25,1
25,2-36,3
36,4-47,5
47,6-58,7
58,8-70
Değişimin Yararına İnanma
12
12-21,5
21,6-31,1
31,2-40,7
40,8-50,3
50,4-60
Değişime Direnç
11
11-19,7
19,8-28,5
28,6-37,3
37,4-46,1
46,2-55
Statükoyu Koruma
4
4-7,1
7,2-10,3
10,4-13,5
13,6-16,7
16,8-20
Toplam
41
41-73,7
73,8-106,5
106,6-139,3
139,4-172,1
172,2-205
Tamamen
Katılıyorum
Kısmen
Katılıyorum
14
Çoğunlukla
Katılıyorum
Katılmıyorum
Değişimde Girişimcilik
Boyutlar
Orta düzeyde
Katılıyorum
Madde Sayısı
Çizelge 1. Aritmetik Ortalamaların Değerlendirilmesinde Kullanılan Puan Aralıkları
BULGULAR
Okul Yöneticilerinin Değişim Eğilimlerinin Düzeyine İlişkin Bulgular
Okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerinin düzeyini belirlemek amacıyla yapılan analizler
sonucunda elde edilen veriler Tablo 2’de gösterilmiştir.
639
Tablo 2
Okul Yöneticilerinin Değişim Eğilimleri Ölçeğinden Aldıkları Puanlara İlişkin Betimsel İstatistik Sonuçları
Boyutlar
Değişimde Girişimcilik
Değişimin Yararına İnanma
Değişime Direnç
Statükoyu Koruma
Toplam
En Düşük
14
12
11
4
41
En Yüksek
70
60
55
20
205
52,82
48,19
36,41
16,13
153,57
Düzey
Çoğunlukla Katılıyorum
Çoğunlukla Katılıyorum
Orta Düzeyde Katılıyorum
Çoğunlukla Katılıyorum
Çoğunlukla Katılıyorum
SS
5,13
6,74
3,13
2,99
14,27
Tablo 2’deki verilere göre; araştırmaya katılan okul yöneticilerinin “Değişimde Girişimcilik” X=52,82),
“Değişimin Yararına İnanma” (X=48,19) ve“Statükoyu Koruma” (X=16,13) boyutlarındaki ifadelere çoğunlukla
katıldıkları, “Değişimde Direnç” boyutundaki ifadelere orta düzeyde katıldıkları (X=36,41) görülmektedir. Genel
bir değerlendirme ile okul yöneticilerinin çoğunlukla (X=153,57) değişime eğilimli oldukları belirlenmiştir. Bu
bulguya göre; “Değişimde Girişimcilik” ve “Değişimin Yararına İnanma” boyutundaki ifadelere çoğunlukla
katılan okul yöneticilerinin değişimin gerçekleşmesini destekledikleri ve yapılan değişimleri gerekli gördükleri
söylenebilir. Bununla birlikte “Statükoyu Koruma” boyutundaki ifadelere de çoğunlukla katılan okul
yöneticilerinin gerçekleştirilen değişimlerden tedirgin oldukları ve çekindikleri söylenilebilir. Diğer yandan
“Değişimde Direnç” boyutundaki ifadelere orta düzeyde katılan okul yöneticilerinin gerçekleştirilen değişimlerin
tamamını desteklemedikleri ve bazı değişimlere direnç gösterdikleri ifade edilebilir. Bu bağlamda okul
yöneticilerinin gerçekleştirilen değişimlerin yararlı olduğuna inandıkları ancak bu değişimlerin onları tedirgin
ettiği ve bazı değişimlerin gerçekleşmesini desteklemedikleri halde okuldaki konumları nedeniyle gerçekleştirilen
değişimlere öncülük ettikleri söylenebilir.
Cinsiyet Değişkenine İlişkin Bulgular
Okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerinin cinsiyet değişkeni açısından anlamlı biçimde
farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla Mann Whitney U testi yapılmış olup sonuçlar Tablo 3’te
gösterilmiştir.
Tablo 3
Okul Yöneticilerinin Değişime Yönelik Eğilimlerinin Cinsiyet Değişkeni Açısından Analizi (Mann Whitney UTesti)
Boyutlar
Değişimde Girişimcilik
Değişimin Yararına İnanma
Değişime Direnç
Statükoyu Koruma
Toplam
Cinsiyet
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
N
7
144
7
144
7
144
7
144
7
144
Sıra
Ortalaması
24,07
78,52
52,86
77,13
81,71
75,72
74,36
76,08
47,43
77,39
Sıra
Toplamı
168,50
11307,50
370,00
11106,00
572,00
10904,00
520,50
10955,50
332,00
1144,00
U
p
140,50
,00*
342,00
,15
464,00
,72
492,50
,91
304,00
,77
*p<0,05
Tablo 3’teki verilere göre; okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerinde cinsiyet değişkeni
açısından “Değişimde Girişimcilik” boyutunda anlamlı bir farklılık olduğu görülmektedir (p<0,05). Sıra
ortalamaları dikkate alındığında, değişim konusunda erkek yöneticilerin kadın yöneticilerden daha fazla girişimci
oldukları görülmektedir. Bu bulguya göre erkek okul yöneticilerinin kadın okul yöneticilerine oranla okulda
gerçekleşecek değişimlere daha fazla öncülük ettiği, öğretmenleri değişim sürecinde daha çok güdülediği ve
değişim faaliyetlerine daha fazla destek verdikleri söylenebilir.
Görev Türü Değişkenine İlişkin Bulgular
Okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerinin görev türü değişkeni açısından anlamlı biçimde
farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla yapılan bağımsız örneklem t testi sonuçları Tablo 4’te
verilmiştir.
640
Tablo 4
Okul Yöneticilerinin Değişime Yönelik Eğilimlerinin Görev Türü Değişkeni Açısından Analizi (Bağımsız
örneklem t-testi)
Boyutlar
Değişimde Girişimcilik
Değişimin Yararına
İnanma
Değişime Direnç
Statükoyu Koruma
Toplam
Cinsiyet
Okul Müdürü
Müdür Yardımcısı
Okul Müdürü
Müdür Yardımcısı
Okul Müdürü
Müdür Yardımcısı
Okul Müdürü
Müdür Yardımcısı
Okul Müdürü
Müdür Yardımcısı
N
56
95
56
95
56
95
56
95
56
95
S
53,92
52,16
48,53
48,00
36,69
36,25
16,30
16,04
155,46
152,46
sd
5,88
4,53
6,28
7,03
3,02
3,20
2,94
3,03
14,69
13,97
t
p
149
2,058
,41
149
,470
,63
149
,840
,40
149
,518
,60
149
1,251
,21
Tablo 4’e göre; görev türü değişkeni açısından okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerinde
anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0,05). Bu bulguya göre okul müdürlerinin ve müdür yardımcılarının
değişime yönelik eğilimlerinin aynı düzeyde olduğu söylenebilir. Ayrıca görev türü değişkeninin okul
yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerini etkilemediği ileri sürülebilir.
Yöneticilik Kıdemi Değişkenine İlişkin Bulgular
Okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerinin yöneticilik kıdemi değişkeni açısından anlamlı
biçimde farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla yapılan tek faktörlü varyans analizi sonuçları Tablo 5’te
verilmiştir.
Tablo 5
Okul Yöneticilerinin Değişime Yönelik Eğilimlerinin Yöneticilik Kıdemi Değişkenine Göre Analizi
Boyutlar
Değişimde Girişimcilik
Değişimin Yararına
İnanma
Değişime Direnç
Statükoyu Koruma
Toplam
Yöneticilik Kıdemi
(Yıl)
1-5
6-10
11-15
16-20
21 ve üstü
Toplam
1-5
6-10
11-15
16-20
21 ve üstü
Toplam
1-5
6-10
11-15
16-20
21 ve üstü
Toplam
1-5
6-10
11-15
16-20
21 ve üstü
Toplam
1-5
6-10
11-15
16-20
21 ve üstü
Toplam
N
36
36
24
21
34
151
36
36
24
21
34
151
36
36
24
21
34
151
36
36
24
21
34
151
36
36
24
21
34
151
S
51,88
53,94
53,29
51,76
52,94
52,82
48,00
49,16
48,16
45,76
48,91
48,19
36,27
36,88
36,75
35,04
36,67
36,41
16,77
16,33
16,04
14,80
16,14
16,13
152,94
156,33
154,25
147,38
154,67
153,57
4,01
5,33
5,21
4,72
6,06
5,13
7,69
5,99
5,36
7,36
6,91
6,74
2,81
3,54
3,01
2,80
3,19
3,13
2,31
3,60
2,83
3,12
2,84
2,99
13,89
14,35
12,02
14,74
15,33
14,27
F
p
1,007
,40
,972
,42
1,364
,24
1,512
,20
,22
1,423
641
Tablo 5’teki veriler incelendiğinde, yöneticilik kıdemi değişkeni açısından okul yöneticilerinin değişime
yönelik eğilimlerinin anlamlı biçimde farklılaşmadığı görülmektedir (p>0,05). Bir başka ifadeyle, farklı
yöneticilik kıdemine sahip okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilim düzeyleri benzerdir. Bu bulguya göre
yöneticilik kıdeminin okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerini etkilemediği ileri sürülebilir.
Öğrenim Düzeyi Değişkenine İlişkin Bulgular
Okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerinin öğrenim düzeyi değişkeni açısından anlamlı biçimde
farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla yapılan Kruskal Wallis H-Testi sonuçları Tablo 6’da verilmiştir.
Tablo 6
Okul Yöneticilerinin Değişime Yönelik Eğilimlerinin Öğrenim Düzeyi Değişkenine Göre Analizi
Boyutlar
Değişimde Girişimcilik
Değişimin Yararına
İnanma
Değişime Direnç
Statükoyu Koruma
Toplam
Öğrenim Düzeyi
N
Sıra Ort.
(1)Ön Lisans
15
79,67
(2)Lisans
124
73,84
(3)Yüksek Lisans
12
93,71
(1)Ön Lisans
15
64,40
(2)Lisans
124
74,12
(3)Yüksek Lisans
12
109,92
(1)Ön Lisans
15
89,73
(2)Lisans
124
72,95
(3)Yüksek Lisans
12
90,38
(1)Ön Lisans
15
70,63
(2)Lisans
124
75,62
(3)Yüksek Lisans
12
86,63
(1)Ön Lisans
15
71,30
(2)Lisans
124
74,09
(3)Yüksek Lisans
12
101,63
sd
p
Fark
2
2,395
,30
2
8,548
,01*
2
3,418
,18
2
,961
,61
2
4,534
,10
1-3
2-3
*P<0,05
Tablo 6’daki verilere göre; öğrenim düzeyi değişkeni açısından okul yöneticilerinin değişime yönelik
eğilimlerinin “Değişimin Yararına İnanma” boyutunda anlamlı bir biçimde farklılaştığı (p<0,05) görülmektedir.
Farklılığın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek amacıyla Mann Whitney U testi yapılmıştır. Buna göre
öğrenim düzeyi ön lisans, lisans ile yüksek lisans olan okul yöneticilerinin değişim eğilimleri arasında, yüksek
lisans öğrenim düzeyine sahip okul yöneticileri lehine anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Öğrenim düzeyi
yüksek lisans olan okul yöneticileri hem ön lisans hem de lisans öğrenimine sahip okul yöneticilerinden daha
fazla değişimin yararlı olduğuna inanmaktadırlar. Bu bulguya göre öğrenim düzeyi arttıkça değişimin yararına
inanmanın da arttığı söylenebilir.
Branş Değişkenine İlişkin Bulgular
Okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerinin branş değişkeni açısından anlamlı biçimde farklılaşıp
farklılaşmadığını belirlemek amacıyla yapılan Kruskal Wallis H-testi sonuçları Tablo 7’de gösterilmiştir.
642
Tablo 7
Okul Yöneticilerinin Değişime Yönelik Eğilimlerinin Branş Değişkenine Göre Analizi
Boyutlar
Değişimde
Girişimcilik
Değişimin Yararına
İnanma
Değişime Direnç
Statükoyu Koruma
Toplam
Branş Değişkeni
Fen Bilimleri
N
33
Sıra Ort.
84,64
Sosyal Bilimler
106
73,71
Güzel Sanatlar, Spor ve Teknik
12
72,50
Fen Bilimleri
33
89,30
Sosyal Bilimler
106
73,54
Güzel Sanatlar, Spor ve Teknik
12
61,17
Fen Bilimleri
33
68,26
Sosyal Bilimler
106
78,40
Güzel Sanatlar, Spor ve Teknik
12
76,13
Fen Bilimleri
33
78,47
Sosyal Bilimler
106
74,13
Güzel Sanatlar, Spor ve Teknik
12
85,75
Fen Bilimleri
33
83,18
Sosyal Bilimler
106
74,17
Güzel Sanatlar, Spor ve Teknik
12
72,42
p
sd
2
1,669
,43
2
4,796
,09
2
1,368
,50
2
,913
,63
2
1,157
,56
Tablo 7’deki verilerden anlaşılacağı üzere, farklı branşlardaki okul yöneticilerinin değişime yönelik
eğilimleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0,05). Bir başka ifadeyle farklı branşlardaki okul
yöneticilerinin değişime yönelik eğilimleri benzerdir. Bu bulguya göre branş farklılaşmasının değişime yönelik
eğilimi farklılaştırmadığı ileri sürülebilir.
Okul Türü Değişkenine İlişkin Bulgular
Okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerinin branş değişkeni açısından anlamlı biçimde farklılaşıp
farklılaşmadığını belirlemek amacıyla yapılan bağımsız örneklem t testi sonuçları Tablo 8’de gösterilmiştir.
Tablo 8
Okul Yöneticilerinin Değişime Yönelik Eğilimlerinin Okul Türü Değişkenine Göre Analizi
Boyutlar
Değişimde Girişimcilik
Değişimin Yararına
İnanma
Değişime Direnç
Statükoyu Koruma
Toplam
Okul Türü
N
İlköğretim
93
52,94
5,11
Ortaöğretim
58
52,62
5,19
İlköğretim
93
48,21
6,34
Ortaöğretim
58
48,17
7,41
İlköğretim
93
36,64
3,16
Ortaöğretim
58
36,05
3,08
İlköğretim
93
16,04
3,10
Ortaöğretim
58
16,29
2,80
İlköğretim
93
153,84
13,90
Ortaöğretim
58
153,13
14,95
S
sd
t
p
149
,378
,70
149
,038
,97
149
1,133
,25
149
-,498
,61
149
,297
,76
643
Tablo 8’deki verilere göre, okul türü değişkeni açısından okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimleri
arasında hem boyutlar hem de toplam açısından anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0,05). Bir başka ifadeyle
farklı okul türlerinde görev yapan okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimleri benzerdir. Bu bulguya göre
okul türünün farklı olmasının okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerini farklılaştırmadığı söylenebilir.
TARTIŞMA ve SONUÇ
Bu araştırmada okul yöneticileri kendilerinin çoğunlukla değişimde girişimci olduklarını, değişimin
yararına inandıklarını ve statükoyu koruma eğiliminde olduklarını belirtmişlerdir. Değişimin yararına inanma ve
değişimde girişimcilik boyutunda kendilerini çoğunlukla düzeyinde değerlendiren okul yöneticilerinin statükoyu
koruma boyutuna da çoğunlukla düzeyinde katılmaları araştırmanın ilginç bir bulgusudur. Statükoyu koruma ile
değişim girişimleri birbiri ile çatışabilir. Değişim, statükoda değişmelere yol açabilir. Bu durum eğitimin temel
işlevleriyle ilişkili olarak düşünülebilir. Çünkü eğitimin birbiriyle çelişen iki fonksiyonundan birincisi mevcut
kültürü genç kuşaklara artırmak, ikincisi yeniliklerin ve değişimlerin başlatıcısı olmaktır (Eserpek, 1978: 123). O
halde eğitim bir yandan var olanı korurken bir yandan da değişimi tetiklemektedir.
Bu araştırmada okul yöneticileri değişime karşı “orta düzeyde” direnç gösterdiklerini belirtmişlerdir.
Değişime gösterilen direnç, değişim uygulamalarının başarısız olmasına neden olabilmektedir. Özellikle okuldaki
değişim faaliyetlerinin birincil sorumlusu olarak görülen okul yöneticilerinin değişime gösterdikleri direncin göz
ardı edilmemesi gerekir. Okul yöneticileri değişime direnme yerine değişimin getirdiği yeni fırsatları görerek
arzulanan değişim ve yenileşmeyi kolaylaştırmalıdır (Numanoğlu, 1999:345)
Araştırmada okul yöneticilerinin çoğunlukla değişime eğilimli oldukları saptanmıştır. Benzer bir biçimde
Aslan, Beycioğlu ve Konan (2008) tarafından yapılan araştırmada okul müdürleri kendilerinin değişime açık
oldukları görüşündedirler. Demirtaş (2012) tarafından yapılan araştırmada öğretmenler okul müdürlerini
çoğunlukla değişime açık; Kassim ve Abdullah’ın (2011) yaptığı araştırmada ise öğretmenler yöneticilerinin
değişime yönelik yüksek düzeyde olumlu tutuma sahip olduklarını belirtmişlerdir. Okul yöneticilerinin değişime
eğilimli olmaları değişim uygulamalarının etkililiğini ve başarısını büyük ölçüde artırabilir.
Değişim konusunda erkek yöneticilerin kendilerini kadın yöneticilerden daha fazla girişimci olarak
belirtmeleri araştırmanın diğer bir bulgusudur. Ocaklı (2006) tarafından yapılan araştırmada ise kadın
yöneticilerin erkek yöneticilere oranla kendilerini değişime daha açık olarak gördükleri belirlenmiştir. Bu
araştırmada, kadın yöneticilerin erkek yöneticilere oranla değişimde daha az girişimci olduklarını belirtmeleri
kadın ve erkek girişimciliği ile açıklanabilir. İlter’e (2010) göre kadın girişimcilerin erkek meslektaşlarına nazaran
göstermiş oldukları farklılıkların, onların yapısal (içgüdüsel) ve düşünsel özeliklerinden kaynaklanabileceği ya da
bunun tamamen beynin çalışma prensiplerinin kadınlardaki farklı dışavurumundan ibaret olduğu varsayılmakla
birlikte toplumun kültürel özellikleri de etkilemektedir (Akt: Eroğan Morçin, 2013). Toplum kültürü bir kadın ve
erkeğin nasıl davranacağı, nasıl düşüneceği ve nasıl hareket edeceğine ilişkin beklentileri ortaya koyan, yani kadın
ve erkeği sosyal olarak yapılandıran özellikleri belirlemektedir. Bir başka deyişle, insanlar yetiştirilirken
toplumun cinsiyetlerine özgü beklediği roller çerçevesinde kız veya erkek çocuk olmayı öğrenerek büyürler.
Böylelikle kız ve erkek çocuklar cinsiyetlerine uygun roller kazanmakta ve toplumsal cinsiyet kimliğini
edinmektedirler. Bu nedenle kadınlar için ev ile ilgili işleri yürütme ve çocuk bakımı gibi işler öne çıkarken,
erkekler için iş rolleri aile rollerinden daha önemli hale gelmektedir (Günay ve Bener, 2011). Bunun ise daha fazla
zaman ve çaba gerektiren okuldaki değişim girişimlerinin kadınlar tarafından erkek meslektaşlarına oranla daha
az geçekleştirilmesine sebep olduğu söylenebilir.
Araştırmada öğrenim düzeyi yüksek lisans olan okul yöneticileri hem ön lisans hem de lisans öğrenimine
sahip okul yöneticilerinden daha fazla değişimin yararlı olduğuna inanmaktadırlar. Bu bulgu, öğrenim düzeyinin
artışıyla değişimin yararına daha çok inanıldığını gösterebilir. Çünkü eğitim bireylerin olaylara çok yönlü
bakmalarını sağladığından öğrenim düzeyinin artışıyla da okul yöneticilerinin değişim olaylarını daha iyi analiz
etmelerini sağlayarak değişimin artılarını görme fırsatı sağladığı söylenebilir.
Araştırmada yöneticilik kıdemi, branş ve okul türü değişkenleri açısından okul yöneticilerinin değişime
yönelik eğilimleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı belirlenmiştir. Bu durum değişime yönelik eğilimin
yöneticilik kıdemi, branş ve okul türü gibi bireylerin ortak özelliklerinden daha çok kişisel özelliklerle ilişki
olabileceği ile açıklanabilir. Benzer bir biçimde Aslan ve diğerleri (2008) tarafından yapılan araştırmada kıdem,
branş ve okul türü açısından okul yöneticilerinin değişime açıklıkları arasında anlamlı bir farklılık görülmemiştir.
Ancak Kondakçı, Çalışkan ve Zayim (2010) yaptıkları araştırmada ilköğretim ve lise okullarında görev yapan
okul müdürlerinin değişime hazır olma durumları arasında anlamlı farklılık bulunmazken, daha fazla kıdeme sahip
okul yöneticilerinin daha az kıdeme sahip okul yöneticilerine oranla değişime daha hazır oldukları belirlenmiştir.
644
Farklı bir araştırmada (Ocaklı, 2006) ise sosyal bilimler ve sınıf öğretmenliği branşında olan okul müdürleri
kendilerini fen bilimleri branşındakilere oranla değişime daha açık olarak değerlendirmişlerdir.
Araştırmadan elde edilen bulgular ışığında aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir:
Okul yöneticileri değişime karşı orta düzeyde direnç gösterdiklerini belirtmişlerdir. Direnç, değişimin
başarısını engelleyen etmenlerden biridir. Bu nedenle direnç düzeyinin en aza indirilmesi hatta ortadan
kaldırılması gerekir. Öyleyse değişim uygulamalarına ve planlamalarına okul yöneticilerinin katılımı,
eğitim, iletişim, ödül vb. yollarla okul yöneticilerinin değişime yönelik dirençlerini azaltıcı faaliyetler
gerçekleştirilebilir.
Araştırmada erkek yöneticilerin kendilerini kadın meslektaşlarına oranla değişimde daha girişimci olarak
gördükleri belirlenmiştir. Bu duruma neden olan etkenlerin derinlemesine belirlenmesi amacıyla nitel
çalışmalar yapılabilir. Ayrıca kadın yöneticilere bazı alanlarda öncelik fırsatı tanınarak onların
girişimciliği arttırılabilir.
Öğrenim düzeyi yüksek olan okul yöneticileri daha düşük düzeyde öğrenime sahip meslektaşlarına oranla
değişimin yararına daha fazla inandıklarını belirtmişlerdir. Öğrenim düzeyinin artışının olayları daha iyi
analiz etmeye sağlayacağı katkıyı göz önünde bulundurursak okul yöneticilerinin lisansüstü eğitime
yönelmelerini sağlayacak düzenlemelerinin oluşturulması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda
okul yöneticilerinin atanmasında lisansüstü eğitim şartı konulabilir.
Okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimlerini belirleyen nitel araştırmalar yapılarak daha
derinlemesine bilgiler elde edilebilir.
KAYNAKÇA
Akbaba Altun, S. ve Büyüköztürk, Ş. (2011). Değişim eğilimleri ölçeğinin geliştirilmesi. Kalem Eğitim ve İnsan
Bilimleri Dergisi, 1 (1), 73-90.
Argon, T. ve Özçelik, N. (2007). İlköğretim okulu yöneticilerinin değişimi yönetme yeterlilikleri. Mehmet Akif
Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 8 (16), 70-89.
Armenakis, A. A., Harris, S. G., &Mossholder, K. W. (1993). Creating readiness for organizational change.
Human Relations, 46 (6), 681-703.
Arslan, M. M. ve Eraslan, L. (2003). Yeni eğitim paradigması ve Türk Eğitim Sistemi’nde dönüşümün gerekliliği.
Milli Eğitim Dergisi, 160.
Aslan, M.,Beycioğlu, K., &Konan, N. (2008). Principals’ openness to change in Malatya, Turkey. International
Electronic JournalforLeadership in Learning, 12 (8), 1-14.
Balcı, A. (2001). Sosyal Bilimlerde Araştırma: Yöntem, teknik ve ilkeler. Ankara: Pegem A Yayıncılık.
Baş, G. (2011). 21. Yüzyılda eğitim yöneticisinin rolündeki değişim ve dönüşüm. Eğitişim Dergisi, 30.
Başaran, İ. E. (1998). Yönetimde insan ilişkileri: Yönetsel davranış. Ankara.
Beycioğlu, K. (2009). İlköğretim okullarında öğretmenlerin sergiledikleri liderlik rollerine ilişkin bir
değerlendirme (Yayımlanmamış doktora tezi). İnönü Üniversitesi, Malatya.
Boga, I.,& Ensari, N. (2009). The role of transformational leadership and organizational change on perceived
organizational success. ThePsychologist-Manager Journal, 12, 235-251.
Can, N. (2002). Değişim sürecinde eğitim yönetimi. Milli Eğitim Dergisi, 155-156.
Celep, C. (2003). Halk eğitimi. Ankara: Anı.
Çolakoğlu, M. (2005). Eğitim örgütlerinde değişim ve liderlik. Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Dergisi, 1, 6377.
Demirtaş, H. (2012). İlköğretim okullarının değişime açıklığı. İlköğretim Online, 11 (1), 18-34.
Erdoğan, İ. (2002). Eğitimde değişim yönetimi. Ankara: Pegem A Yayıncılık.
Erdoğan Morçin, S. (2013). Türk kültüründe kadın girişimciliği: Kavramsal bir değerlendirme.
Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 8(2), 167-190.
Eserpek, A. (1978). Eğitim ve sosyal değişme. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 11 (1),
123-141.
George, M. P., White, G. P., & Schlaffer, J. J. (2007). Implementing school-wide behavior change: Lessons from
the field. Psychology in the Schools, 44(1), 41-51.
Greve, H. R. (1998). Performance, aspirations and risky organizational change. Administrative Science Quarterly,
43 (1), 58-86.
Güçlü, N. ve Şehitoğlu, E. T. (2006). Örgütsel değişim yönetimi. Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi, 13,
240-254.
645
Günay, G. ve Bener, Ö. (2011). Kadınların toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde aile içi yaşamı algılama
biçimleri. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi,15(3), 157 – 171.
Helvacı, M. A. (2005). Eğitim örgütlerinde değişim yönetimi (ilke, yöntem ve süreçler). Ankara: Nobel.
Helvacı, M. A. (2010). Okullarımız değişime/yeniliğe ne kadar hazır? Eğitime Bakış, 6 (17), 47-53.
Karasar, N. (2007). Bilimsel araştırma yöntemi. (17. Basım). Ankara: Nobel Yayıncılık.
Kassim, J., & Abdullah, J. B. (2011). Promoting learning environment and attitude towards change among
secondary school administrators in Pahang Malaysia: Teachers’ perceptions. Procedia-Social and
Behavioral Sciences, 28, 45-49.
Kondakçı, Y., Çalışkan, Ö. ve Zayim, M. (2010). Okul yöneticilerinin değişime hazır olma tutumlarının okulun
öğretim düzeyi, yöneticilerin deneyimi ve okul büyüklüğü bağlamında incelenmesi. İnönü üniversitesi
Eğitim Fakültesi Dergisi, 11 (2), 155-175.
Leucke, R. (2009). Değişim ve geçiş dönemini yönetmek.(Çev: Şensoy, Ü.). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları.
Lines, R. (2005). The structure and function of attitudes toward organizational change. Human Resource
Development Review, 4 (1), 8-32.
Lunenburg, F. C. (2010). Forces for and resistance to organizational change. National Forum of Educational
Administration and Supervision Journal, 27 (4), 1-10.
Numanoğlu, G. (1999). Bilgi toplumu-eğitim-yeni kimlikler-II: Bilgi toplumu ve eğitimde yeni kimlikler. Ankara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 32 (1-2), 341-350.
Ocaklı, E. (2006). Okul müdürlerinin duygusal, bilişsel ve davranışsal boyutlarda değişime açıklıklarının
ölçülmesi(Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Yeditepe Üniversitesi, İstanbul.
Rashid, Z. A., Sambasivan, M., & Rahman, A. A. (2004). The influence of organizational culture on attitudes
toward organizational change. Leadership&Organization Development Journal, 25 (2), 161-179.
Robbins, S. P. (1994). Örgütsel davranışın temelleri (Çev: Öztürk, S. A.). Eskişehir: Etam A. Ş.
Sağlam, M. (1979). Örgütsel değişme. Ankara: Doğan.
Sargut, A. S. (2010). Kültürler arası farklılaşma ve yönetim (3. Baskı).Ankara: İmge.
Taş, S. (2007). Eğitimde yenileşmenin önündeki engeller (Dört köşe tekerlekler). SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi
Sosyal Bilimler Dergisi, 17, 183-192.
Taymaz, H. (2009). Okul yönetimi (9. Baskı). Ankara: Pegem.
Tekin, H. (2003). Eğitimde ölçme ve değerlendirme (15. Baskı). Ankara: Yargı.
Vakola, M., Tsaousis, I., & Nikolaou, I. (2004). The role of emotional intelligence and personality variables on
attitudes toward organisational change. Journal of Managerial Psychology, 19 (2), 88-110.
Vasilescu, C. (2012). Change leadership for process improvement. Revista Academiei Fortelor Tereste, 3(67),
326-333.
Yeniçeri, Ö. (2002). Örgütsel değişmenin yönetimi. Ankara: Nobel.
Yıldız, K. (2012). Yöneticilerin değişimi yönetme yeterlilikleri. AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 12 (2),
177-198.
Waddell, D.,&Sohal, A. S. (1998). Resistance: a constructive tool for change management. Management
Decision, 36 (8), 543-548.
Wanberg, C. R.,&Banas, J. T. (2000). Predictors and outcomes of openness to changes in a reorganizing
workplace. Journal of Applied Psychology, 85 (1), 132-142.
Weber, P. S., & Weber, J. E. (2001). Changes in employee perceptions during organizational change. Leadership
& Organization Development Journal, 22(6), 291-300.
Weiner, B. J., Amick, H., & Lee, S. D. (2008). Conceptualization and measurement of organizational readiness
for change. Medical Core Research and Review, 65(4), 379-436.
646