ISSN: 1309 4173 (Online) 1309 - 4688 (Print)
Volume 11 Issue 6, December 2019
DOI Number: 10.9737/hist.2019.815
Araştırma Makalesi
Makalenin Geliş Tarihi: 27.09.2019 Kabul Tarihi: 21.10.2019
Atıf Künyesi: Şerif Demir, “Adnan Menderes’e Göre Cumhuriyet Halk Partisi ve İhtilal”, History
Studies, 11/6, Aralık 2019, s. 2347-2361.
ADNAN MENDERES’E GÖRE CUMHURİYET HALK PARTİSİ VE İHTİLAL
Republican People’s Party and Revolution According to Adnan Menderes
Doç. Dr. Şerif Demir
ORCID No: 0000-0002-6831-2188
Siirt Üniversitesi
Öz:
Volume 11
Issue 6
December
2019
Türkiye’de 14 Mayıs 1950 seçimleriyle iktidar değişti. Böylece 27 yıldır ülkeyi yöneten bir parti,
iktidarı büyük bir olgunlukla dört yıl önce kurulmuş yeni bir partiye devretti. Seçimlerden böyle bir
sonucun çıkmasını kimse beklemiyordu. Bu durumu ne iktidarı teslim alan Demokrat Parti
hazmedebildi, ne de iktidarı teslim eden Cumhuriyet Halk Partisi kabul edebildi.
On yıllık DP iktidar süresince hiçbir zaman kalıcı ve sağlıklı bir iktidar - muhalefet ilişkileri
kurulamadı. Bu kavganın temelinde Ana Muhalefet Partisi CHP’nin, kendi tek parti dönemi
uygulamalarını bir kenara bırakarak sınırsız hürriyet ve özgürlük istemesine mukabil, DP’nin
muhalefet yıllarında yaşadığı sıkıntıları unutarak iktidardaki gücüyle otoriter bir tavır içine girmesi
vardır.
Bu çalışmayla Başbakan Menderes’in, iktidarının ilk yıllarından başlayarak son ana kadar yurt
sathında gerçekleştirdiği mitingler, DP Meclis Grup toplantıları ve TBMM Genel kurulundaki
konuşmaları tarandı. Dönemin siyasi gelişmeleri ışığında Menderes’in, CHP’ye yönelik ‘ihtilal’
tanımlaması ve siyasi gelişmelere göre ‘ihtilal’ beklentisi tespit edilmeye çalışıldı. Dönemin arşiv
belgeleri, gazeteleri ve dönem üzerine yapılmış tetkik eserlere dayalı veri toplama tekniği izlendi.
Elde edilen veriler karşılaştırmalı içerik çözümleme tekniğiyle incelendi.
Anahtar Kelimeler: Adnan Menderes, İsmet İnönü, Cumhuriyet Halk Partisi, İhtilal
Abstract:
The government in Turkey changed with 14 May 1950 elections. Thus, a party that was governing the
country for 27 years assigned the power with great maturity to a new party that was founded four
years ago. No one expected a result like this from the elections. This situation was neither accepted by
DP that was in power nor by RPP that assigned the power.
During those ten years of DP’s governance, a healthy and permanent power and opposition party
relation could not be established. The underlying reasons of this conflict are main opposition party
Republican People’s Party’s unlimited freedom demands putting aside their one-party system
executions and DP’s authoritarian executions forgetting the hardships in its opposition party years.
In this study, President Menderes’ meetings starting from his first years of governance in the country
until his last times, DP Parliament meetings, and his speeches in Turkish Grand National Assembly
General Board were scanned. In consideration of the political developments of the period, Menderes’
definition of ‘revolution’ towards Republican People’s Party and a ‘revolution’ expectation according
to the political developments were tried to be determined. Data Collection Technique towards works
History Studies
Adnan Menderes’e Göre Cumhuriyet Halk Partisi ve İhtilal
was followed in archive records and newspapers of the period and in investigation about the period.
The data obtained was analysed with comparative content analysis technique.
Keywords: Adnan Menderes, İsmet İnönü, Republican People's Party, Revolution
Giriş
27 Mayıs Askeri Müdahalesi’ni daha iyi anlayabilmek için askeri müdahaleye maruz kalan
DP lideri ve Başbakan Adnan Menderes’in “ihtilal” ve “asker” hakkındaki görüşlerinin
bilinmesi gerekir. Bu çalışmayla dönemin siyasi olayları içinde, Başbakan Menderes’in,
‘ihtilal’ hakkında ne düşündüğü ve Menderes’in darbeye bu kadar hazırlıksız yakalanmasının1
sebepleri ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Çalışmaya kaynaklık eden ana materyaller, Başbakan Menderes’in 1950-1960 yılları
arasındaki konuşmalarıdır. Bu konuşmalar Meclis zabıtlarından, dönemin gazetelerinden,
yayınlanan grup toplantı tutanaklarından ve döneme ait hatıralardan elde edildiler. Menderes’in
“ihtilal” hakkındaki sözleriyle, dönemin siyasi olayları birlikte karşılaştırmalı değerlendirildi.
Böylece Menderes’in ihtilal hakkındaki düşüncesi, ülkede ihtilal olup olamayacağına ilişkin
fikirleri ve olası bir ihtilalin hangi şartlarda nasıl olabileceğine yönelik kanaati tespit edilmeye
çalışıldı. Bu çalışmayla 27 Mayıs hakkında yapılacak çalışmalara Başbakan Menderes’in
“ihtilal” hakkındaki görüşleri belirlenerek katkı sunulması amaçlanmaktadır.
1.
Demokrat Parti İktidarı ve Muhalefet
14 Mayıs 1950 genel seçiminin sonucu, kamuoyunda büyük bir sürpriz olarak görüldü.
Başarıyla yapılan bu seçimle demokratik bir olgunluk içerisinde 27 yıllık CHP iktidarı sona
ererken yeni DP iktidarı başlamış oldu. Seçimin kesin sonuçları alınmadan siyaset kulislerinde
DP liderlerini rahatsız eden bazı haberler dolaşmaya başladı. Seçim gecesi dört generalin CHP
lideri ve Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü ziyaret ederek “seçimlere hile karıştırıldığı”
gerekçesiyle seçim sonuçlarını iptal edebileceklerini söyledikleri iddia edildi. Bu söylenti
üzerine telaşlanan DP’liler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Abdurrahman Nafiz Gürman’ı
Celal Bayar’ın evine davet ederek bilgi istediler. Genelkurmay Başkanı’nın “Ordu seçim
neticelerine hürmet edecektir” teminatıyla DP’liler teskin edildiler2. Fakat bu görüşme
DP’lilerin zihnindeki bütün kuşkuları yok etmeye yetmedi.
Başbakan Menderes, iktidarı devraldığında siyasette yeni bir sayfa açmak istedi. Bu amaçla
Menderes, CHP’lilere her türlü siyasi teminatı vererek kesinlikle “devri sabık yaratılmayacağı”
yani geçmişe yönelik bir soruşturma ve incelemeye gidilmeyeceğini taahhüt etti3. Menderes bir
düşüncesini bir adım daha ileri taşıyarak kapsamlı bir af kanunu çıkardı4. Menderes yeni bir
dönemle birlikte siyasette yeni bir başlangıç yapmak istiyordu.
Genel seçimler sonrasında Ana Muhalefet lideri İnönü, Başbakan Menderes’i tebrik
ziyaretine geldi. Menderes, son derece nazik ve kibar bir karşılamada bulunarak saygısını
göstermek için İnönü’ye kendi koltuğunu gösterdi. İnönü’nün Menderes’e ilk sorusu
“Emniyette miyiz” oldu. İnönü, DP’lilerin seçim sonuçlarını coşkun bir şekilde kutlamasından
rahatsız olmuş, kendi ve yakınlarının hayatından endişe etmişti. Böyle bir soru oldukça
duygusal ve kırılgan olan Menderes’te büyük bir hayal kırıklığı meydana getirdi. Bunun
üzerine Menderes, İnönü’ye iade-i ziyarette bulunmadı5. Bu olay yeni dönemin ruhuna pek
uygun düşmedi. Memlekette iktidar değişikliğiyle birlikte yeni bir dönem başlamıştı fakat
1
Rıfkı Salim Burçak, İdamların İçyüzü, Demokratlar Kulübü Yay., Ankara 1997, s. 5
Abdi İpekçi-Ömer Sami Coşar, İhtilalin İçyüzü, Türkiye İş Bankası Yay., İstanbul 2012, s. 13-14
3
Şerif Mardin, “Türkiye’de Muhalefet ve Kontrol”, Türk Modernleşmesi, İletişim Yay., İstanbul 1994, s. 181
4
TBMM, TD, D.9, B.6, c.XXV, s. 326
5
Altan Öymen, Öfkeli Yıllar, Doğan Kitap, İstanbul 2010, s. 50
2
History Studies
2348
Volume 11
Issue 6
December
2019
Şerif Demir
geçmiş dönemlerdeki alışkanlıkların etkisiyle iktidarla, muhalefet arasındaki kavga sona
ermemişti.
1950 seçimlerinde halkın bir yanlış yaptığına inanan CHP’liler, olası ilk seçimde bu yanlışın
telafi edileceğini düşünerek iktidara karşı sert bir muhalefet yürütüyorlardı. CHP’nin bu
anlayışından çok rahatsız olan Başbakan Menderes, CHP’yi “Bu memleket için böyle ihtilalci
usuller faydalı mıdır? Bu memlekette her gün tehlike varmış gibi bir hava yaratmak isteyen bir
mücadele doğru olamaz” diyerek eleştirdi6. Menderes’in ifadelerinde geçen “ihtilalci usuller”
1952 yılının siyasi atmosferinde pek dikkat çekmedi. Fakat Menderes, aynı ithamlarda
bulunmaya devam etti.
CHP’nin izlediği siyaset anlayışına tepki gösteren Menderes, CHP’lilere açıkça “ihtilal mi
istiyorsunuz, intihap mı?” diye sordu7. Menderes’i bu kadar şaşırtan CHP lideri İsmet
İnönü’nün İzmir’de, “Öyle bir vatan ki orada Anayasa ayaklar altındadır. Öyle bir vatan ki
vatandaş hakları iptal edildiği için süratle nifaka gitmektedir. Öyle bir vatan ki zulüm ve
istibdat altında bunalmaktadır. Bu zulme karşı milletin ilanihayiye (sonsuza değin) tahammül
göstereceğini sanmak yanlıştır” sözleridir8. Çünkü Menderes’e göre, İnönü’nün bu sözleri bir
ihtilal beyannamesine benzemektedir9.
2349
Volume 11
Issue 6
December
2019
1954 seçimleriyle büyük bir zafer kazanan Menderes, seçim sisteminin de yardımıyla gücün
zirvesine çıktı. Siyasette İsmet İnönü ağır bir siyasi darbe almış, özellikle CHP’de parti içi
özeleştiri süreci başlamıştı. Fakat bu dönemde DP’nin yaptığı siyasi hatalar, CHP’yi
güçlendirerek CHP’nin özgüvenini artırdı ve tekrar DP’ye karşı sert ve etkili bir muhalefet
yapabilmesine imkân tanıdı.
Meclis’te ki sınırlı milletvekilleriyle fazla etkili olamayan İnönü10, siyasetteki ağırlığını
sokaklara verdi. Muhalefetin sıklıkla halkın arasında mitingler yapmasına fazla bir anlam
veremeyen Menderes, “Seçim kampanyası mı var? İhtilal mi olmuştur? Ne var ne oluyor
diyeceksiniz… Bütün memleketi altüst etmek, velveleye vermek için, hiçbir gayret esirgenmiyor.
Sebebi nedir? Memlekette, artık bıçak kemiğe dayandı denecek ve her ne pahasına olursa olsun
bir ayaklanmanın lüzumuna kanaat getirilecek şartlar ve sebepler mi mevcuttur?” dedi11.
Menderes’e göre, “memlekette büyük bir iktisadi büyüme gerçekleşirken muhalefetin
memleketteki tahrikleri son dereceyi bulmuştur. Adeta memlekette bir ihtilal havası
estirilmektedir. Masum bir iktidara toptan ve haysiyet şiken (haysiyet kıran) sözler söylemekten
çekinmemektedirler. Bu memleket estirilmek istenilen bir ihtilal havasına maruz
bırakılamazdı”12. Menderes 10 Nisan 1956’da Gaziantep’te muhalefeti halka şikâyet ederek
muhalefetin memleketi açıkça ihtilale götürdüğünü iddia etti. Ülkede muhalefet tarafından terör
yaratılarak, tahrik ve teşvikle kaos oluşturulmaya çalışıldığını iddia eden Menderes, muhalefet
partisi milletvekillerinin konuşmalarından pasajlar okuduktan sonra, “ihtilalci metotların bu
memlekette sökmeyeceği bir defa daha sabit ve malum olsun ve bu fitne artık mutlak ve
muhakkak olarak dinsin” dedi13. Menderes, CHP’lilerin hükümeti ağır ve sert bir şekilde
eleştirmesini “ihtilalci metot” olarak görmesi dikkat çekiciydi.
6
Zafer, 24 Mart 1952
Zafer, 5 Ekim 1952
8
Ali Naci Karacan, “İnönü’nün İzmir Nutku”, Milliyet, 6 Ekim 1952
9
Cumhuriyet, 6 Ekim 1952
10
TBMM, ZC, D.10, İ.48, c. X, (29 Şubat 1956), s. 1251-1255
11
Zafer, 31 Mart 1956
12
Zafer, 7 Nisan 1956
13
Zafer, 11 Nisan 1956
7
History Studies
Adnan Menderes’e Göre Cumhuriyet Halk Partisi ve İhtilal
Siyasetteki gerilim Mecliste, DP’li vekillerle CHP’li vekiller arasındaki ilişkilere de
yansıyor, Mecliste her gün kavgalar yaşanıyordu. Ülkedeki ağır siyasi havadan CHP’yi
sorumlu tutan Menderes14, CHP’lilere açıkça “bir ayaklanmayı, bir kıyamı tahrik edebilmek
için elinizden gelen her şeyi yaptınız. Bu memleketi nereye götürmek istiyorsunuz” diye
soruyordu15. Menderes’e göre CHP’nin hürriyet talepleri samimi ve gerçekçi değildi. Çünkü
CHP bu talepleriyle “ihtilâli kolay ve maksatların tahakkuku müyesser olması” için istiyordu16.
Yani Menderes, CHP’nin iktidara gelebilmek için ihtilalin olmasını arzu ediyordu.
DP iktidarının ilk sekiz yılında, Menderes’in CHP’yi zaman zaman ihtilalci usulleri takip
etmekle suçlamasından kimse olası bir “ihtilal” olacağı düşüncesini algılamadı. Menderes’in
benzetme yaptığını ve rakibine karşı mukabelede bulunduğu düşünüldü. Çünkü kamuoyunda
kimse “ihtilal” ihtimalini olası görmediği için bu konu üzerinde herhangi bir tartışma meydana
gelmedi.
2. Darbenin Ayak Sesleri ve Irak’taki Askeri Darbe
1957 yılında oldukça zorlu bir seçim sürecinde çıkan Adnan Menderes, çok yorulmuş ve
yıpranmıştı. Seçimlerde DP’nin ilk kez %50’nin altına düşmesi muhalefetin moralini artırırken
DP saflarında içten içe psikolojik bir çöküşü başlattı. Fatin Rüştü Zorlu’nun ifadesiyle seçim
gecesinde Menderes, “mağlup bir kumandana ne kadar benziyor. Üzerinde sadece üniforma
eksikti”17.
Türkiye’nin Ortadoğu’daki en büyük müttefiki ve yakın dostu Irak’ta, 14 Temmuz 1958’de
iktidara karşı son derece kanlı bir askeri darbe meydana geldi. Irak Kralı Faysal ve Başbakan
Nuri Said Paşa, darbeciler tarafından yakalanarak infaz edildiler18. Irak’ta bu olaylar
gerçekleşirken Başbakan Menderes, kişisel dostluk kurduğu Nuri Said Paşa’yı İstanbul
Yeşilköy Hava Limanında karşılamak için bekliyordu. İstanbul’a Nuri Said Paşa’nın ölüm
haberi geldi. Bu olaylar Başbakan Menderes’in ruhunda derin izler bıraktı ve aklına “zamansız
ihtilal kuşkuları düşürdü”19. Menderes, hassas, duygusal ve yorgun bir siyaset adama olarak,
yakın dostu olan Nuri Said Paşa’nın bu şekilde bir askeri müdahaleyle hayatını kaybetmesine
çok üzüldü. Aynı sonuçla karşılaşabilme ihtimalinin varlığı Menderes’te korkuya, korku ihtilal
fobisine dönüştü. Menderes, bu fobinin etkisi altında kalarak hiçbir zaman bu korkularından
tam olarak kurtulamadı20.
Türkiye’nin sınırlarının az ötesinde iktidarın bir darbeyle kolayca devrilmesi, Türkiye
gündemini aniden değiştirdi. Bu zamana kadar Türkiye’de darbe olabilme ihtimalinin varlığını
kabul etmeyenlerin kafası karıştı. Türkiye’de siyasal kavganın ve iktidar mücadelesinin niteliği
değişti21.
DP iktidarı döneminde daha evvelde farklı ülkelerde de darbeler olmuştu. Arjantin’de 18
Haziran 1955’de meydana gelen darbeyle devrilen Başkan Peron üzerinden Başbakan
Menderes’e yönelik eleştiriler de yapıldı. Fakat bu eleştirileri kimse ciddiye almadığı için
gündem oluşturmadı. Fakat Irak ihtilali Arjantin’den oldukça farklıydı. Öncelikle Irak,
Türkiye’nin sınır komşusu ve Müslüman bir ülkeydi. Ayrıca Irak’ı yöneten devlet adamlarıyla
14
TBMM, ZC, D.11, İ.143, c.II, (22 Şubat 1958), s.338-346
Adnan Menderes, Adnan Menderes’in Konuşmaları, Demeçleri, Makaleleri, c.VIII, Haz. H. Kılçık, Ankara 1992,
s.153
16
TBMM, ZC, D.11, İ.49, c.II, (28 Şubat 1958), s.1173
17
Samet Ağaoğlu, Arkadaşım Menderes, Alkım yay., İstanbul 2004, s. 128
18
Şevket Süreyya Aydemir, İhtilalin Mantığı ve 27 Mayıs İhtilali, Remzi Kitapevi, İstanbul 2007, s. 270-271
19
Mükerrem Sarol, Bilinmeyen Menderes, c.II, Kervan yayıncılık, İstanbul 1983, s. 813-814
20
Ş. S. Aydemir, İhtilal, s. 271
21
Şerif Demir, Düello Menderes ve İnönü, Timaş Yayınları, İstanbul 2011, s. 167
15
History Studies
2350
Volume 11
Issue 6
December
2019
Şerif Demir
Başbakan Menderes arasındaki yakın bir dostluk ilişkisi vardı. Menderes’in dikta bir idare
kurduğunun iddia edildiği bir zamanda, Irak’ta darbenin olması çok dikkat çekiciydi. Muhalefet
Irak’la Türkiye arasında benzerlikler kurarak DP iktidarına ağır eleştirilerde bulunmaya
başladılar. Örneğin CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek, “Irak’ta son hadiseler neticesinde
ölenler bizimkilerin akıl hocası idi. Onlar Irak’ta yaptıklarını bizimkilere tavsiye ederlerdi.
‘Partilerden mi şikâyetiniz var. Kapatın gitsin. Basından mı şikâyetiniz var, susturun gazeteleri
olup bitsin’ derlerdi. Onların akıbeti ders olmalıdır” dedi22.
3. Siyasette “İhtilal” Tartışmaları
2351
Volume 11
Issue 6
December
2019
Muhalefet partilerinin ve basının sıklıkla darbeyi gündeme getirerek DP’ye göndermelerde
bulunması DP’lileri çok rahatsız etti. DP Meclis grubu, Irak ihtilalini görüşmek üzere 11
Ağustos 1958’de toplantıya çağrıldı. Toplantıda bazı DP’li milletvekillerinin son derece rahat
bir tavır içinde “Bizde ihtilal olmaz” sözlerine Menderes, son derece sert tepki gösterdi.
Menderes, CHP’nin sıklıkla “Demokrat Parti memleketi iflasa götürmüş… Demokrat Parti
memlekette istibdat kurmuş…” şeklinde propaganda yaparak “İstiklal Mahkemeleri kuracağız”
dedikleri zaman, DP grubunun kendi yanında yeterince durmadığını iddia etti. Menderes,
grupta milletvekillerine dönerek ısrarla “siz neye isnat ederek ‘ihtilal olmaz’ diyorsunuz?” diye
sordu. Sürekli CHP’liler tarafından tehdit edildiğini iddia eden Menderes, bir takım kuvvetlerin
harekete geçmesini bekliyorlar. Sözlerini Irak ihtilaline getiren Menderes, “Irak’ta cereyan
eden bu hareketlerin milletçe yapıldığına mı kanisiniz? Bu 10-15 kişinin eseri tertibidir. Bu
dünyanın her tarafında böyledir. Bizde olmayacağını nasıl kestiriyorsunuz? Maverayı perdede
(perde arkasında) neler cereyan ettiğini ne biliyorsunuz?” diye sordu23.
DP Grubu Menderes’in konuşması sonrasında yayınladığı sonuç bildirisinde “CHP’ye son
ihtarı” verdi. Bildiri de CHP için “Meclis ve hükümetin meşruiyet ve istikrarını, şiddet yoluyla
tahrip etmenin mümkün hatta lazım olduğu kanaatini uyandırmaya müncer olabilecek (bir yöne
çekilen) çok tehlikeli bir yola girmiştir” denildi24. Menderes’in ve DP grubunun bu görüşleri,
İnönü tarafından şiddetle reddedildi25.
Irak Askeri Müdahalesi ile siyasetimizde “ihtilal” üzerine açılan kavga büyüyerek
sürdürüldü. Kamuoyunda her geçen gün ihtilal konuşulmakta, gazetelerde de farklı ülkelerde
meydana gelen hükümet darbeleri üzerinden güncel siyasete yönelik mesajlar verilmekteydi.
Menderes’te, ülkede bir ihtilal niyeti ve hazırlığının olabileceğine ihtimal veriyor fakat bu
eylemi gerçekleştirebilecek en önemli adres olarak CHP’yi görüyordu.
6 Eylül’de Balıkesir’de halka hitap eden Adnan Menderes, bir kez daha ihtilal kavramından
söz ederek ciddi açıklamalarda bulundu. Ülkede huzuru tesis etmek için seçimleri bir yıl öne
aldıklarına işaret eden Menderes, muhalefetin ısrarla “memlekette ihtilal” çıkarma özlemi
içinde olduğunu, bu konuda ki görüşlerini sıklıkla kamuoyuyla paylaştıklarını belirtti.
Menderes, ülkede huzur için ilk başlarda sustuğunu, fakat ülkede meydana getirilen bu
huzursuzlukla mücadele edebilmek için konuşmak zorunda kaldığını söyledi. Konuşmasında
sıklıkla CHP’yi suçlayan Menderes, CHP’nin “Devlet düşkünlüğünden, sandalye kavgasından
ihtilale, oradan da kardeş kavgasına” gittiğini söyledi. CHP’lilerin niyetini Menderes, “TBMM
denen Milli Kâbe’yi itibardan düşürmek ve memlekete ‘işte Meclis de kalmamıştır’ diyerek
ellerini kollarını sallıya sallıya seçimlerin semtine dahi uğramadan iktidara gelivermek…”
olarak belirtti. Menderes, “Yine bunlar kalkıyor, Irak’ı misal göstererek ve mütemadiyen ve
22
Mustafa Albayrak, Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti (1946-1960), Phoenix Yay., Ankara 2004, s. 519
A. Menderes, age, c.VIII, s.312-314
24
Milliyet, 12 Ağustos 1958
25
Milliyet, 13 Ağustos 1958
23
History Studies
Adnan Menderes’e Göre Cumhuriyet Halk Partisi ve İhtilal
ısrarla gazetelerinde milleti tahrik ve teşvik ederek adeta ‘Bunları da öldürecek bir sergerde
(başıbozuk), bir serseri çıkmayacak mı? demektedirler” dedi26. Menderes’in CHP’ye yönelik
sözlerine karşı İnönü, “Tarih daima göstermiştir ki, ihtilal iki türlü olur: Ya doğru yoldan
sapmış olan sokak serserileri, meşru hükümetler aleyhine teşebbüs ederler. Yahut insan hakları
dışında hükümet sürmek sevdasına düşen siyaset serserileri, ihtilali zorla meydana getirirler”
dedi27.
4. Siyasetin Tıkanması
Türkiye 1958 yılının son aylarında büyük bir ekonomik kriz içinde bocalıyordu. Ülkenin zor
günler yaşadığı böyle bir zamanda, iktidarla muhalefet partileri kısır kavgalarla zaman
harcıyorlardı. DP yönetimi, ülkedeki ekonomik krizle beraber siyasi krize çare arıyor, toplantı
üzerine toplantı yapıyordu. 7 Aralık’ta Çankaya’da toplanan DP liderleri, İnönü’nün çeşitli
şehirlere yaptığı gezilerde alınan güvenlik önlemleri üzerinden mevcut siyasi durumu
görüştüler. Toplantıda açıkça ülkedeki siyasi atmosfere göre “ihtilal çıkabileceğini ve
ihtilallerin haber vermeden geldiği” söylendi. Çankaya Köşkünde tırmanan siyasi tansiyon ve
ülkede yaşanan siyasi krizlerin aşılması için birtakım tedbirlerin alınması kararlaştırıldı.
Ekonomik ve siyasi krize çözüm aramak için 8 Aralık 1958’de DP Grup toplantısı yapıldı.
Toplantıda Bakanlar, özellikle İnönü ve CHP’nin kural tanımaz faaliyetlerini anlattılar.
Menderes’de, muhalefete karşı sert tedbirler alınmasını istedi. Menderes’e göre, “Bu Halk
Partisi şiddet politikası takip etmektedir; Grubumuzu, Meclisimizi tahkir etmektedir, senin en
yüksek, en kutsi çatını çatır çatır yerin dibine göçürmek istemektedir. Buna karşı biz, eğer icap
ederse, her türlü tedbiri almaya hazırız” dedi28. Bu dönemde DP grubunda çoğunluk
Menderes’in sertlik politikasına direniyor ve çözüm yolunun sertlikle mukabele olmadığını
düşünüyorlardı29.
DP Grubu, 9 Aralık’ta bir kez daha toplandı ve alınacak tedbirleri görüştü. Grupta 15 kişilik
bir Tedbirler Komisyonu kurularak çalışmalara başlaması kararlaştırıldı. Tedbirler Komisyonu
raporunu 27 Aralık 1958’de tamamladı. Bu rapor, 6 Mayıs 1959’da grubun önüne geldi.
Muhalefete karşı alınması önerilen tedbirler grupta okunduğunda milletvekilleri “İnönü’nün
ihtilal peşinde olduğunu” mutlaka birtakım önlemler alınması gerektiğini ısrarla ve birbirlerine
tekrarlayarak söylemeye başladılar. DP içerisinde CHP’ye karşı sert tedbirler alınmasını
savunanların en başında Cumhurbaşkanı Celal Bayar geliyordu30.
5. İsmet İnönü’nün ‘Bahar Taarruzu’
Her geçen gün ülkede siyasi gerilim iyice tırmanıyordu. CHP, Hürriyet Partisi’ nin kendisine
katılımıyla siyaseten daha da kuvvetlendi. 1957 seçimlerini hile yapılarak DP’nin kazandığına
inanan CHP’liler, olası ilk seçimde iktidarı kesinlikle geri alabileceklerini düşünüyorlardı. Bu
durumu gerçekleştirebilmek için CHP, DP iktidarını erken seçime zorlamaya başladı.
•
CHP lideri İsmet İnönü, 46 milletvekili, gazeteciler ve partililerle birlikte kalabalık bir heyet
halinde “Bahar Taarruzu” adını verdikleri Millî Mücadelede Batı Cephesi komutanı iken savaş
yaptığı yerleri kapsayan bir geziye çıktı. Gezinin başlangıç noktası, Yunanlı Komutan
26
Milliyet, 7 Eylül 1958
Şevket Süreyya Aydemir, İkinci Adam, c.III, Remzi Kitabevi, İstanbul 2006, s. 336
28
A. Menderes, age, c.VIII, s. 481
29
R. S. Burçak, On Yıl, s. 590
30
R. S. Burçak, On Yıl, s.593
DP’de Adnan Menderes’le ters düşen milletvekilleri 20 Aralık 1955’te Hürriyet Partisi’ni kurdular. Merkez sağda
siyaset yapan bu parti 1957 seçimlerinde beklediği başarıyı yakalayamayınca 24 Kasım 1958’de CHP’ye katıldı.
Şerif Demir, Türk Siyasi Tarihinde Adnan Menderes, Paraf Yay. İstanbul 2010, s. 409-414
27
•
History Studies
2352
Volume 11
Issue 6
December
2019
Şerif Demir
Trikopis’in esir alındığı Uşak’tı. İnönü ve beraberindeki heyet, Ankara’dan başlayarak sırasıyla
Uşak, Manisa ve İzmir’e geldi fakat gezinin başlangıcından itibaren her şehirde DP’lilerle
CHP’liler arasında kavgalar oldu. Bu gezi sonrasında İstanbul’a giden İnönü, Topkapı’da
yaşanan arbedede de hayati tehlike atlattı. İnönü’nün Çanakkale, Kayseri ve Konya’da ki siyasi
etkinliklerinde de çeşitli olaylar çıktı.
Hükümet her geçen gün ülke üzerinde kontrolü sağlamakta zorlanıyordu. Bu durumun
farkında olan Başbakan Menderes, son gelişen olayları görüşmek için 7 Nisan 1960’da DP
Meclis Grubunu toplantıya çağırdı. Toplantıda Namık Gedik, 1957 seçimlerini takip eden
günlerden başlayarak Halk Partisi’nin gizli faaliyetlerini anlattı ve bunların gizli merkezden
idare edildiğini söyledi. Milletvekillerinin hükümete daha sakin olunması ve daha ölçülü
hareket edilmesi gerektiğine yönelik öz eleştiri yapmalarına tepki gösteren Menderes, bir ara
Başbakanlıktan istifa ediyorum diye grubu terk etti31. Bakanların araya girmesiyle zorlukla
sakinleştirilen Menderes, dört kez kürsüye gelerek son siyasi olaylar ve alınacak tedbirler
üzerinden uzun konuşmalar yaptı.
2353
Volume 11
Issue 6
December
2019
Meclis Grup toplantısında Başbakan Menderes milletvekillerine dönerek, “Şimdi bir
komisyon kurarsınız ve Büyük Millet Meclisi’nin tahkikat açması mevzuunda kararı verirsiniz.
Sonra bu tahkikata nereden başlayalım? Söyleyeyim size, bir defa bütün sathı vatanda Halk
Partisi nasıl çalışıyor? Tespit edelim” dedi. Meclisin olaylara el koymasını isteyen Menderes,
“Memleketin götürülmekte olduğu istikbali görüyorum. Apaçık görmekteyim. ‘Demokrasiyi
yerleştireceğiz’ yolundan demokrasi ortadan kaldırılır. Geniş hürriyet yolu sözde hürriyet yolu
hakikatte hürriyetleri suiistimal yolu ile hürriyetleri genişletmek yolu ile hürriyetler ortadan
kalkar. Bunların yolu budur. Bunların ki sahtekârlıktır. Bunlar devlet nizamını yıkmaktan
başka bir maksatla hareket etmiyorlar. (…) Bu yazılar nedir? Alenen ‘kalkın ehli vatan’ diye
avazeler (yüksek ses) fırlatmaktadırlar. Baştanbaşa suçtur. Dava açmanın ehemmiyeti yok.
Sebep? Üç sene sürecektir. Netice alınmayacaktır. Kapatacaksınız zulmü istibdadı. Bunu Büyük
Millet Meclisi tahkikat açmak suretiyle ve el koyması suretiyle yaptırınız. Onlarla karşı karşıya
çekişerek Büyük Millet Meclisinden çıkacak hükümle bunu yapalım” dedi. Adaletin önemi
üzerinde duran Menderes, “Muhterem arkadaşlar bu memleket kardeş kavgasının eşiğine
gelmiş ise bunda büyük mesuliyet adalettedir. Kavga eden taraflar arasında kavgayı ber-taraf
eden hakem adli teşkilattır” dedi. Menderes’e göre, “Memlekette isyan ve ayaklanma hadiseleri
başlamıştır. Sadece siz bu Yeşilhisar Hadisesini Meclis olarak tahkike geçtiğiniz zaman
meselenin rengi büsbütün değişir” dedi32.
•
Uzun tartışmalar neticesinde DP grubunda, Halk Partisi ve basının durumu ve tutumu
hakkında bir komisyon kurulmasına karar verdi.
6. Tahkikat Komisyonu
DP Meclis Grubu 12 Nisan saat 15.00’da toplandı. Komisyon raporu okundu. Rapora göre,
“Muhalefet gayrimeşru teşebbüsler içindedir. Halk Partisi idarecileri işi azıtmışlardır; tahrip
ve tahrik içindedirler… Ordu siyasete karıştırılmaktadır… CHP meşruiyet sınırlarını aşmıştır.
Huzur ve asayiş tehlikededir; demokrasinin yerleştirilmesi için bütün kuvvetlere sahip olan
Büyük Millet Meclisinin işe el koyması lazımdır.” Toplantıya katılan milletvekilleri genel olarak
bu raporun lehinde konuşmalar yaptılar.
31
R. S. Burçak, On Yıl, s.651
Kayseri Yeşilhisar ilçesinde DP İlçe teşkilatıyla CHP İlçe teşkilatları arasında mahkemeye intikal eden olaylar çıktı.
Olayların büyümesi üzerine Valilik müdahale etti. Şehirde gerginlik oldukça üst düzeydeyken CHP lideri İsmet
İnönü, Valilik yasağına rağmen Yeşilhisar’ı ziyaret etmek istedi ve yola çıktı. Bu durum Ankara’daki siyasi
tansiyonu iyice yükseltti. Ş. Demir, Menderes, s. 359-360
32
A. Menderes, age,c.IX, s. 177-182
•
History Studies
Adnan Menderes’e Göre Cumhuriyet Halk Partisi ve İhtilal
Erzurum Milletvekili Şevki Erker, “bir tahkikat açılacaksa iktidar ve muhalefeti kapsayacak
şekilde kanunsuz faaliyetler araştırılmalıdır” dedi. Erker’in bu sözleri üzerine son derece
hiddetle ve öfkeyle Başbakan Menderes kürsüye geldi. Menderes, “ben demokrasinin hakiki
taraftarıyım, hakikaten taraftarıyım… İşler kötüye gidiyor… Biz bir meşru muhalefetin
karşısında mıyız? Neyi konuşuyoruz? Evvela demokrasiyi yapmak için zemini temizlemek
lazımdır. Dünyanın hiçbir yerinde böylesine soysuz bir rejim görülmemiştir. Ne koyundur ne
keçi, bir Allah’ın belasıdır”. İkinci kez kürsüye geldiğinde CHP’lilerin basına yansıyan
beyanatlarından pasajlar okuyan Menderes, mevcut kanunlarla mücadelenin yetersiz kaldığını,
bütün çarpık durumları komisyonun ele alacağını söyledi. Komisyon hakkında bazı
milletvekillerinin tereddütlerinin olması üzerine üçüncü kez kürsüye geldiğinde Menderes, aynı
tereddütleri kendisinin de geçirdiğini bildirdi. Menderes’e göre kurulacak komisyon, Meclis
nam ve hesabına hareket edecektir. Zira Başbakan’a göre, “bir defa normal yoldan yürüyelim.
Çünkü dava o kadar haklıdır ki, işi ele alır almaz seyreyle gümbürtüyü, ne hakikatler ortaya
çıkacak” dedi. Dördüncü kez kürsüye çıktığında Menderes, muhalefetle iş birliği yapmak için
çabaladıklarını, fakat karşılık bulamadıklarını, “Bugünkü mücadelemiz de meşrun gayrimeşruya
karşı mücadelesidir” dedi33.
DP Meclis grup toplantısı neticesinde, CHP ve bir kısım basının faaliyetlerini araştırmak
için Mecliste 15 kişilik bir Tahkikat Komisyonu’nun kurulması için karar alındı34. DP’nin
Tahkikat Komisyonu Önergesi, 18 Nisan’da TBMM gündemine geldi. Başbakan Menderes’in
katılmadığı toplantıda, DP’li milletvekilleri CHP’nin meşru çizgiden çıkarak ihtilale doğru
gittiğini söylediler. Bunun üzerine Grup adına söz alan CHP lideri İnönü, “Biz ihtilalden gelmiş
bir nesiliz. Meşrutiyet ihtilalinden geldik. Cumhuriyete yöneldik. En sonu, Cumhuriyet
ihtilalinden demokratik rejime geçinceye kadar çok gayret sarf ettik ve çok zahmet çektik…
Eğer insan hakları yürütülmez, vatandaşlık hakları zorlanırsa, baskı rejimi kurulursa ihtilal
behemehâl olur. Biz böyle bir ihtilâl içinde bulunmayız, bulunamayız. Böyle bir ihtilâl
dışımızda, bizimle münasebeti olmayanlar tarafından yapılacaktır… Şimdi arkadaşlar, şartlar
tamam olduğu zaman milletler için ihtilâl meşru bir haktır” dedi35. İnönü konuşmasında iktidar
için önemli ikazlarda bulunuyordu fakat o günün siyasi atmosferinde bu sözler fazla ciddiye
alınmadı.
TBMM’de CHP’lilerin terk ettiği oturum sonucunda DP’lilerin oylarıyla 15 DP’li
milletvekilinden oluşan Tahkikat Komisyonu kuruldu. Aynı gün çalışmaya başlayan Tahkikat
Komisyonu, siyasi hayata yönelik birtakım yasaklar koydu. Fakat muhalefet bu yasakları
tanımayacağını söyledi36. Muhalefet Tahkikat Komisyonunun, varlığını gayri meşru görürken,
Komisyon kendisine verilen yetkileri yeterli bulmayarak artırılmasını istiyordu.
21 Nisan’da toplanan DP Meclis Grubunun gündeminde, Tahkikat Komisyonu’nun ek yetki
talebi vardı. Komisyon Başkanı Ahmet Hamdi Sancar, Komisyonun talep ettiği yetkiler
hakkında hazırlanan kanun taslağıyla ilgili gruba bilgiler verdi. Komisyonun bu taleplerini
haklı bulan Menderes, CHP’yi kanun dışına çıkmakla suçladı. Menderes, İnönü’nün 18
Nisan’da Mecliste yaptığı konuşmayla Meclisi tanımadığını göstererek, “Şu andan itibaren
ihtilali ilan etmiştir” dedi. İnönü’nün sözleri hakkında Menderes, “İhtilal böyle Büyük Millet
Meclisi’nde ilan edilerek, davul çalınarak yapılmaz… İhtilal şartları bambaşkadır. İhtilalden
hakiki manası ile ürkecek, korkacak ve bunun vukuuna ihtimal verecek bir iktidar işbaşında
mevcut olsaydı, tarzı hareket bambaşka olurdu” dedi. Menderes, “Bugün Halk Partisi bir
33
A. Menderes, age, c.IX, s. 187-211
R. S. Burçak, On Yıl, s.658
35
TBMM, ZC, D.11, İ.58, c.XVIII, (18 Nisan 1960), s.206-207
36
R. S. Burçak, On Yıl, s.673
34
History Studies
2354
Volume 11
Issue 6
December
2019
Şerif Demir
ümide bağlamış atisini. Blöfü tahakkuk etmeyecektir. Yapacak adam çıkıp ‘İhtilal olacak’ der
mi? Çıkacağını bilse onun mesuliyetini omuzlarına alır mı? Bu sözleri söyledikten sonra her
yerde kımıldanışın mesuliyeti kendisinin olur. (.) Kime, hangi Türk evladına ‘Kalkın ey ehli
vatan’ diyecek? Kim gidecek arkasından bu derbederin? Ankara’ya gelecek, Hükümeti
devirecek? O güzel yolları yapan Hükümeti mi, o devri değiştiren Hükümeti mi devirecek?”
dedi. Menderes bu süreçte en çok üzüldüğü hususun, “haklı olduğumuz halde ve hakkımızı sabit
kılmamak, bilakis haksız vaziyete düşmek” olduğunu söyledi37.
Tahkikat Komisyonu’nun yetkilerini genişleten kanun teklifi 25 Nisan’da Meclise verildi.
CHP lideri İnönü, basına verdiği demeçte, “İktidarda kalamayacaklarını anlayan DP başları,
iktidardan düşmenin korkusu içindedirler. Eşit, serbest ve dürüst seçimleri göze alamayan DP
başları, şimdi demokratik nizama, vatandaş hak ve hürriyetlerine açıktan kastederek tam bir
baskı ve tedhiş idaresini kurma yoluna girmişlerdir. (…) Artık mücadele, partiler arası bir
mücadele olmaktan çıkmıştır. Bu mücadele Türk Milleti ile onun haklarını gasp etmeye çalışan
bir avuç insan arasındadır” dedi38. İnönü, gelen askeri müdahalenin iyice yaklaştığını açıkça
ilan etmekteydi.
2355
Volume 11
Issue 6
December
2019
27 Nisan’da kanun teklifi TBMM Genel Kurulu’na geldi. CHP Grubu adına söz alan İnönü,
Tahkikat Komisyonu ile doğrudan CHP’nin itham edildiğini söyledi. DP’yi Anayasa dışına
çıkmakla suçlayan İnönü, konuşmasında, “Biz aldığımız tedbiri aldık, yürüteceğiz diyorsunuz.
Gayrimeşru baskı rejimine girmiş olan idarelerin hepsi böyle söylemişlerdir. Siz de öyle
diyorsunuz, fakat muvaffak olamayacaksınız. Syngman Rhee [Güney Kore’de devrilen dikta
yönetimi lideri] kurtuldu mu?... Üstelik Onun ordusu, polisi, memuru elinde idi. Hâlbuki sizin
elinizde ne ordu var ne memur ne üniversite ve hatta ne de polis… Olur mu böyle baskı rejimi
muvaffak olur mu bu?” dedi. İnönü’nün bu konuşması Meclis zabıtlarından çıkarılarak
kendisine 12 oturum Meclisten, çıkarma cezası verildi39. Mecliste, muhalefetin kendisini ifade
etme imkânı oldukça zorlaşmıştı40. Tahkikat Komisyonu’nun ek yetki talebini Meclis’te DP
oylarıyla kabul edildi41.
27 Nisan’da TBMM Genel Kurul Toplantısı tamamlanınca DP’li milletvekilleri DP grup
toplantısına geçtiler. Genel Kurul toplantısına katılmayan Menderes, grupta milletvekillerine
hitap etti. Yasalaşan kanun teklifi için gruba teşekkür eden Menderes, İnönü’nün konuşmasını
“blöf” olarak niteledi. Menderes’e göre; “Davul, zurna çalarak burada bütün bu hadiseleri ika
ederken, düğün evine gider gibi, düğün alayı götürür gibi ihtilal yapılması görülmüş işlerden
değildir”. Menderes, “Bir insan mazide işgal etmiş bulunduğu mühim mevkilere istinaden;
sinine, kemaline dayanarak, kendisinin kulağına fısıldanan yalan yanlış hakikatleri olduğundan
başka türlü gösteren sözlere inanarak, yani ‘sen bir parmağını kaldıracak olursan bütün
memleket senin arkandadır’ şeklindeki telkinlere inanarak bu harekete teşebbüs etmenin
yollarını ve çarelerini aramaktadır” dedi. İnönü’nün sözleri üzerinden ihtilal hakkında
Menderes, “Evet, ihtilal yapacağız, gideceğiz şöyle yapacağız, asacağız, keseceğiz. Nedir bu
tehditler, bu haykırmalar; Lâfı güzaf, (boş laf) kizbi sahih (gerçek yalan), et de görem ” dedi42.
Yetki kanunun Anayasaya aykırı olduğu iddiası karşısında Menderes, “Bizim aldığımız bu
tedbirlerin sarahatle (açık bir şekilde) Anayasanın neresinde men edilmiş olduğunu bana
37
A. Menderes, age, c.IX, s. 221-226
R. S. Burçak, On Yıl, s. 682-683
39
TBMM ZC, D.11. İ. 61, c.XIII, (27 Nisan 1960), s.298-301
40
BCA 30 1 0 0 1 10 2
41
Yaklaşık bir ay görev yapan Tahkikat Komisyonu 25 Mayıs’ta Başbakan Menderes’in Anadolu Ajansına,
“Bundan takriben bir ay evvel kurulmuş olan Meclis Tahkikat Komisyonu bugün vazifesini bitirmiş bulunuyor.
Komisyon üç ayda değil, bir ayda işini bitirdi” beyanatla görevini tamamladı. Zafer, 26 Mayıs 1960
42
A. Menderes, age, c.IX, s.233-245
38
History Studies
Adnan Menderes’e Göre Cumhuriyet Halk Partisi ve İhtilal
gösterirlerse kendimi astırmaya hazırım. Ben bu Mecliste, 30 senedir mebusluk yapmaktayım.
Ben bu Meclisin muhtelif encümenlerinde ömür geçirdim. Ben de kanundan ve hukuktan
anlarım. Benim de vicdani bir hukukum var, benim de insani vicdanım var. Benim de
memlekete bağlı olan vicdanım var. Anayasaya muhalif olduğuna, bilerek bunu söylemezsem
vicdansız olarak hareket ettiğime kani olurum. Kendimi levm ederim (kınarım)” dedi.
7. Sokak Olayları ve CHP
Yetki Kanunu’nun yasalaşması üzerine 28 Nisan’da İstanbul’da başlayan öğrenci olayları
kısa sürede Ankara’ya sıçradı. Hükümet olayları bastırmak için sıkıyönetim ilan etti. Fakat
olaylar iyice tırmanıyordu. Basına konulan yasaklar nedeniyle ortalıkta kulaktan kulağa fısıltı
gazetesiyle yüzlerce öğrencinin öldüğüne ilişkin yalan haberler yayılıyordu. DP Grubu acil
toplandı. Menderes son olaylar hakkında, “Bugün fiilen ihtilal içindeyiz. İhtilalin kendine göre
bir mantığı, icapları vardır. Biz bütün bunları yaparken mümkün olduğu kadar memleket
menfaatlerini müdafaa ve muhafaza etmek ve kısa yoldan her yerde her hareketi lokalize etmek
suretiyle neticeler almak yolunda tertiplerimizi almaktayız” dedi. Olayların sorumlusu ve
kaynağı hakkında Menderes, “Bugün fiilen şu anda dahi Halk Partisi’nin merkezinden sevki
idare edilmektedir. Bütün faaliyetlerin talimatı oradan verilmektedir. Hepsini suçüstü
yakalayıp layık oldukları cezaya çarptıracağız” dedi. Gün içinde ikinci kez bir araya gelen DP
Grubunda Menderes, CHP’nin olayların içinde olduğundan o kadar emindir ki “Bugün mülkiye
talebesi içinde 3-5 tane Halk Partisi mebusunun, çocuklarımızı kışkırttığı bir hakikattir. Sadece
orada yakalayarak ‘Burada sizin işiniz ne?’ demek dahi kâfidir” dedi43.
Menderes ülkede artan siyasi gerilim ve sokak olaylarından iyice bunalmıştı. 29, 30 Nisan
ve 1 Mayıs’ta radyodan öğrenci olaylarını değerlendirdi. Menderes, öğrencilerin bu kadar
tepkili olmasına pek bir anlam veremeyerek, “İçleri kinin ve ihtirasın ateşiyle tutuşturularak
kardeş kavgasına susamışçasına sokaklara dökülüp haykıranlar, acaba hangi ezici ve kahredici
zulmün veya sefaletin, sanki dinmez durdurulmaz ıstırabı ile harekette? Bu vatanın dinmez ve
durdurulmaz bir ıstırabı mı var ki haileler,(acıklı olay) gaileler, yakıp yıkmalara kadar her şey
göze alınarak yola çıkılmış bulunmakta? Hayır”. Ülkede hiçbir şekilde bir ihtilali gerektirecek
haklı neden olmadığını iddia eden Menderes, mevcut durumu, “Bu, düpedüz bir asilik
hareketi… Bir ayaklanma teşebbüsü. Bu, düpedüz bir siyasi irtica” olarak tanımlamaktaydı44.
2 Mayıs’ta DP Grubunu toplayan Menderes, CHP’lileri kastederek, “Şimdi bizim verdiğimiz
hürriyet yüzünden soytarı gibi çıkmışlar, hürriyet edebiyatı yapıyorlar”. Olaylardan CHP’yi
sorumlu tutan Menderes, “Bir ihtilal hareketi kopmuştur. Bu hareketin başında 4,5,6 Halk
Partisi mebusunu görüyoruz. Bunlar ne geziyor orada? (….) Bu isyan hareketine fiilen iştirak
etmiş olan mebusların masuniyeti teşriiyelerinin (yasama dokunulmazlığı) kaldırılması için
Büyük Millet Meclisine, müracaat olunacaktır” dedi45.
Menderes siyasette her bunaldığında kendisini halkın içine atardı. Halkın yoğun ilgisi ve
sevgi gösterisi Menderes’i çok mutlu ediyordu. Halkta her yerde Başbakana büyük ilgi ve sevgi
gösterilerinde bulunuyordu. Örneğin İstanbul’dan Ordu isimli vapurla yola çıkan Menderes,
gecenin geç vakitlerinde Çanakkale açıklarından geçti. Çanakkaleliler gecenin ilerleyen saatine
rağmen motorlarla, sandallarla, gemilerle Başbakanın vapurunu denizde karşılayarak
meşalelerle selamladılar. Menderes 15 Mayıs’ta İzmir’e geldi. Başbakanı Cumhuriyet
Meydanında 200 bin kişinin üzerinde bir kalabalık karşıladı. Menderes’e İzmirliler büyük bir
ilgi ve coşkun tezahüratlarda bulundular. Başbakan Menderes, bu ilgi ve yoğun kalabalığı
43
A. Menderes, age, c.IX, s. 246-254
Zafer, 2 Mayıs 1960
45
A. Menderes, age, c.IX, s.271-274
44
History Studies
2356
Volume 11
Issue 6
December
2019
Şerif Demir
görünce büyük moral buldu. Menderes İzmir’de halka yaptığı konuşmada ülkede yaşanan son
siyasi olaylar ve sokak hadiselerinden söz etti. Öğrencilerin kışkırtılarak kullanıldığını ifade
eden Menderes, asıl sorumluların “muhteriz (çekingen) politikacılar” olduğunu iddia etti.
Sokak olaylarında CHP’yi suçlayan Menderes, “ayaklanma teşebbüsleri uzun yıllar içerisinde
hazırlanmış bir harekettir. Hiçbir haklı sebebe dayanmamaktadır. Seçimlerden ümidini
tamamen kesmiş olanların uzun hazırlıklar yolunda sahneye koydukları tertiplerin bir eseridir”
dedi46.
8. CHP, Ordu ve İhtilal
DP iktidara geldiği ilk günlerde, ilk icraatı ordunun tepesinden başlayarak kapsamlı bir
tasfiye operasyonu gerçekleştirmek oldu. Bu operasyonun en önemli nedeni CHP’nin ordu
üzerinden iktidara müdahale edebileceği endişesiydi. Menderes, ordunun zirvesiyle iyi ilişkiler
kurmaya çalıştı ve Genelkurmay Başkanı ile Kuvvet Komutanlarının seçiminde çok titiz
davrandı. DP iktidarı süresince görev yapmış üst düzey askerler, emekliye ayrıldıktan sonra da
DP saflarında siyaset yapmaya devam ettiler. Böylece ordunun sürekli DP’nin kontrolü ve
denetimi altında olduğuna inanıldı. Oysa generallerin DP’yle olan ilişkileri ordunun alt
kadrolarında üzüntüyle izleniyordu47.
2357
Volume 11
Issue 6
December
2019
Orduya büyük önem veren Başbakan Menderes, “Türk Ordusu bütün tarih boyunca şeref
destanları yaratmış olan ve büyük Türk Milletinin cevherini temsil ve özünü teşkil eden büyük
kutsi bir varlıktır. Türk ordusu memleketimizin hudutlarını teminat altında bulundurmanın,
yurdun istiklal ve hürriyetini koruyabilmenin yegâne amilidir. Ordusunu sevmeyen, ona karşı
en derin hürmet beslemeyen bir Türk olamaz” diyordu48.Ordudan iktidara karşı bir hareket
ihtimalinden söz edilse, Menderes kesin ve kararlı bir şekilde orduya laf söyletmez, Türk
ordusu üzerine toz kondurmazdı49. Menderes’in orduya olan güveni ve sempatisine rağmen
askerler DP’ye aynı güven ve sempatiyi hissetmiyorlardı. DP iktidarına karşı cuntacı
yapılanmanın oluşması ve ordu içinde birbirinden habersiz birçok cuntanın birleşerek büyük bir
güç haline gelmeleri fazla zor olmadı.
Darbeci subayların askeri müdahaleye hazırlık döneminde en fazla sıkıntıyı, darbeye
öncülük edecek karizmatik bir lider bulmakta yaşadılar. Cuntacı askerler, birçok üst düzey
askere ve sivil kişilere darbeye liderlik yapması için girişimlerde bulundular. Bu girişimlerden
birisinde de İsmet İnönü’ye bu darbe oluşumunun başına geçmesi teklifi götürüldü. CHP üst
yönetimi darbeye sıcak bakarken50, İnönü bu teklifleri kesinlikle reddetti51. İsmet İnönü’nün
ordu içindeki hareketlenmelerden, rahatsızlıklardan ve en önemlisi cuntacı yapı hakkında
bilgisi vardı52. İnönü, bu yapılarla hiçbir zaman doğrudan iletişim kurmadığı gibi, bunları ihbar
etmeyi de düşünmedi. Menderes’in ısrarla CHP’yi darbecilikle suçlamasını reddeden İnönü,
hiçbir zaman bu ülkede bir daha darbe olmaz demedi. Hatta İnönü’nün sadece söylemleri
üzerinden Türkiye’de gelmekte olan darbeyi görmek mümkündür.
1957 seçimleri öncesinden başlayarak başta Cumhurbaşkanı Celal Bayar olmak üzere DP
liderlerine isimsiz ihbar mektupları geliyordu. Bu mektuplarda ordu içerisindeki kaynaşmalar
46
Zafer, 16 Mayıs 1960
Adnan Çelikoğlu, Bir Darbeci Subayın Anıları, YKY, İstanbul 2010, s. 70
48
Zafer, 2 Ekim 1951
49
Rıfkı Salim Burçak, Yassıada ve Öncesi, Çam Matb., Ankara 1976, s. 37
50
CCGA, 4/4-21 4346-2
51
A. İpekçi-Ö. S. Coşar, age, s. 47
52
A. Çelikoğlu, age, s. 82
47
History Studies
Adnan Menderes’e Göre Cumhuriyet Halk Partisi ve İhtilal
ve askerlerin hükümete karşı bir hazırlık içerisinde olduğunu gösteren bilgiler vardı53. Bu ihbar
mektupları hiçbir zaman tam anlamıyla ciddiye alınarak bir soruşturma konusu yapılmadı.
Darbecilere yönelik en önemli ihbar, Kurmay Binbaşı Samet Kuşçu tarafından yapıldı.
Kuşçu’nun ifade ettiği ihbarın ciddiyeti üzerine Başbakan Menderes’in talimatıyla İçişleri
Bakanı Namık Gedik ve Milli Savunma Bakanı Şemi Ergin olay hakkında bir tahkikat için
görevlendirildiler. Binbaşı Kuşçu darbenin planlarını en ince ayrıntısına kadar anlattı.
Kuşçu’nun verdiği bilgilerle 9 subay tutuklandı. Askeri mahkemede yargılanan bu subaylar 25
Kasım 1958’de beraat ederken, Samet Kuşçu iftira atmaktan suçlu bulunarak 2 yıl hapis ve
ordudan ihraçla cezalandırıldı54. Oysa ihbarla verilen bilgiler 27 Mayıs’ın gerçek planlarıydı.
Darbecileri ifşa eden bu fırsat neden değerlendirilememişti? Olayı başta askeri mahkeme
ciddi bir şekilde inceleyerek araştırmadı. Milli Savunma Bakanı Ergin, olayın gerçekliğini çok
iyi biliyordu, fakat mensubu olduğu hükümete ihanet ederek darbecileri korudu55. Başbakan
Menderes’te bu olayın orduya zarar getireceğini düşünerek soruşturmanın fazla
derinleştirilmesine gerek görmedi. Meselenin ciddiyetini yalnızca Cumhurbaşkanı Celal Bayar
anlamıştı. Fakat Bayar’ın bütün takip ve ısrarları sadece Milli Savunma Bakanı’nın
değiştirilmesiyle sonuçlandı. Bu olay Menderes tarafından yeterince önemsenmediği için
sonuçsuz kaldı56. 9 Subay Olayı’nın tek pratik sonucu, darbe örgütlenmesi bir panikleme yaşadı
ve bu durum DP iktidarının ömrünün daha da uzamasına sebep oldu.
1959’da Başbakan Menderes, Londra’ya Kıbrıs görüşmeleri için giderken uçağı Londra
yakınlarında düştü. Bu uçak kazasını Menderes hafif yaralarla atlatırken, yakınlarında bulunan
pek çok kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerden birisi de Menderes’in askeri yaveriydi.
Bu yaverin özel eşyaları toparlanırken, bir darbe yapılanması içinde olduğunu gösteren pek çok
evrak ve belgelere rastlandı. Menderes, bütün bu belgeleri gördüğü halde merhum subaya ve
orduya zarar gelme ihtimalini düşünerek darbe hazırlıklarını gösteren bu belgelerin imha
edilmesini istedi57. Bu olay kimseye duyurulmadan kapatıldı.
21 Mayıs’ta Harp Okulu öğrencileri Sıhhiye Orduevi’nin önünde toplanarak Çankaya’ya
doğru yürüyüşe geçtiler. Aslında kalabalık içinde öğrenci sayısı 250-300 dolaylarında iken
farklı rütbelerde birçok subayla kalabalığın sayısı 1000’e ulaşıyordu58. Askeri teamüllerde yer
almayan ve kanunlara aykırı bu yürüyüş dikkatleri ordu üzerine çekti. Bu olay başta DP’liler
olmak üzere herkesi tedirgin etmişti. Menderes, olay hakkında genel bir bilgi sahibi olduktan
sonra, Genelkurmay Başkanı’na, “talebelerin masumane bir yürüyüş yaptıklarının anlaşılmış
olduğunu söyledi ve ağır bir hareket yapmak olmaz” dedi59. Menderes, bu yürüyüşün detaylı
araştırılıp ilgili kişilerin cezalandırılmasına lüzum görmedi.
Harp Okulu yürüyüşü sonrasında herkes yaklaşan askeri darbeyi açık bir şekilde görüyor
fakat gününü kestirmekte zorlanıyordu. İçeride, dışarıda ve her yerde darbe konuşuluyordu.
Herkes yaklaşan felaket hakkında Menderes’e bir şeyler söylemeye çalıştı. Hatta Milli Emniyet
Teşkilatı [O günkü MİT] Başkanı Celal Tevfik Karasapan, bizzat Başbakan Menderes’e “Bir
53
R. S. Burçak, On Yıl, s. 527
İdris Gürsoy, Dokuz Subay Olayı ve Samet Kuşçu, Kaynak Yay., İzmir 2012, s. 93
55
Tutuklanan 9 subaydan birisi olan Güventürk, ihbardan iki gün önce MSB Ş. Ergin’e darbe yapılanmasının
liderliğini teklif etmiş Ergin, “Ben basit bir avukatım, bir ihtilale liderlik yapabilecek adam değilim” diyerek teklifi
reddetmişti. A. İpekçi-Ö. S Çoşar, age, s. 50. Bakan Ergin bu görüşme ve teklif hakkında kimseye bilgi vermediği
gibi şimdi bir ihbarla Güventürk’ün darbeci olduğu iddiası önüne geldiğinde bu iddiaların ciddi olup olmadığını
bilemediğini söyledi. R. S. Burçak, On Yıl, s. 535
56
R. S. Burçak, On Yıl, s.534
57
Cüneyt Arcayürek, Bir İktidar Bir ihtilal 1955-1960, Bilgi yay., Ankara 1984, s. 263
58
Sıtkı Ulay, Harbiye Silah Başına!, Ar Matb. İstanbul 1968, s. 76-78
59
R. S. Burçak, On Yıl, s.697
54
History Studies
2358
Volume 11
Issue 6
December
2019
Şerif Demir
haber aldık, birkaç gün sonra darbe yapılacak” dedi. Menderes bu habere çok kızarak, “Benimle
ordunun arasına girmeyin Celal Bey… Bana böyle ordu aleyhine haberler getirmeyin” dedi60.
Menderes, kendisine yapılan darbe ihbarlarının hiç birisini ciddiye almadı.
Adnan Menderes’ in yakın arkadaşları da Silahlı Kuvvetler içerisinde bir kaynaşma olduğu
ve ordunun politik hayata müdahale için hazırlık yaptığını görüyorlardı. Bu durumu
Menderes’e söylemek için çabalıyorlar fakat Menderes bu sözlere kesinlikle itibar etmiyordu61.
24 Mayıs akşamı yakın dostlarıyla yüksek bir terastan Ankara’yı seyreden Menderes, yapmış
olduğu hizmetlerden gurur duyarak geleceğe umutla bakıyordu. Bir ara yakın dostlarına
dönerek Menderes, “İhtilal olacakmış bir teranedir tutturmuşlar! İhtilal, İhtilal, şu karşımızda
masum masum bizi korumak için sabaha kadar nöbet bekleyen Mehmetçik mi bize ateş edecek?
Bunlar mı karşı çıkacaklar. Biz ne yaptık bu Mehmetçiklere, ne günah işledik! Canımızı
dişimize takmışız onlara hizmet ediyoruz. Köyüne yol götürdük, su götürdük, okul yaptırdık,
doktor gönderdik. Köylümüzü elektriğe kavuşturalım diye çırpınıyoruz. İzmir’de gözlerinizle
gördünüz. İhtilal yalanlarına, iftiralarına en güzel cevabı vatandaşlar bizden esirgemedikleri
coşkun sevgileriyle en güzel biçimde vermişlerdi” dedi62.
2359
Volume 11
Issue 6
December
2019
Darbenin
gerçekleştiği
saatlerde
Menderes,
Eskişehir
Şeker
Fabrikasının
misafirhanesindeydi. Gece askerin hareketliliğini fark eden Menderes, son derece sakin ve
soğukkanlı bir şekilde farklı vilayetin valilerini arayarak ülkede ne olduğunu anlamaya çalıştı63.
Menderes’in ihtimal vermediği darbe hiç beklemediği bir zamanda gerçekleşti. 27 Mayıs sabahı
Ankara Radyosu, “Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler
dolayısıyla ve kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri
memleketin idaresini eline almıştır” diyordu64. Artık ülkede bir askeri müdahalenin
gerçekleştiği anlaşılıyordu. Bunun üzerine Menderes, otomobille Eskişehir’den ayrılarak
Kütahya’ya hareket etti. Eskişehir’de Menderes’i bulamayan askerlerin kısa bir bocalama
sonrasında Menderes’e Kütahya’da, “Silahlı Kuvvetlerin memleket idaresini ele aldığını”
bildirdiler. Menderes, hiçbir direniş göstermeden askerlere sakin bir şekilde teslim oldu65.
Sonuç
Başbakan Menderes, halkın bağrından çıkmış ve ülkesine bağlılığı kuşku götürmeyen bir
devlet adamı olarak askerler için son derece olumlu ve iyimser düşüncelere sahipti. Ordunun
modernleşmesi ve subayların daha iyi yetişmesi için büyük emek veren Menderes, ordu üst
yönetimiyle sürekli irtibat halindeydi. Menderes, on yıllık başbakanlığı süresince ordunun
içişlerine fazla karışmadan, sadece ordu tepe yönetimine kendisine sadık subayları getirerek
orduyu kontrol altına aldığını düşündü. Menderes, askerlerin hiçbir zaman DP iktidarına karşı
bir hareketin içine gireceğine ihtimal vermedi. Menderes, ordu içindeki bir takım cunta
hazırlıkları ve bu cuntalar hakkındaki ihbarları, ordunun zarar göreceğini düşünerek ciddiye
almadı. Ordudan böyle bir eylemi beklemeyen Menderes, orduya karşı darbeyi önleyici hiçbir
hazırlık yapmadı.
İsmet İnönü gibi geçmişi parlak başarılarla dolu bir liderle iktidar mücadelesi vermek Adnan
Menderes’i çok yordu ve yıprattı. Ankara’da siyasi kavgalardan bunalan Menderes, önce
60
Davut Dursun, 27 Mayıs Darbesi, Şehir Yayınları, İstanbul 2001, s. 187
R. S. Burçak, Yassıada, s. 38
62
M. Sarol, age, s. 1085-1086
63
İhsan Sabri Çağlayangil, Anılarım, Yılmaz Yay., İstanbul 1990, s. 19
64
BCA, 030 01 00 00 16 86 4 4
65
Muhsin Batur, Anılar ve Görüşler, Milliyet Yay., İstanbul 1985, s. 83-85
61
History Studies
Adnan Menderes’e Göre Cumhuriyet Halk Partisi ve İhtilal
TBMM’de genel kurul oturumlarına katılmaktan vazgeçti, ardından da her fırsatta kendisini
halkın içine atarak moral bulmaya çalıştı. Menderes, sonuna kadar halkın yanında olduğunu
düşünerek, halkın kendisini hiçbir zaman yalnız bırakabileceğini düşünmedi.
Herkesin adım adım gelen darbeyi gördüğü bir siyasi ortamda, Menderes’te olası bir
darbenin yaklaştığının farkındaydı. Menderes’e göre ordu ve halk, DP’nin yanında olduğuna
göre darbeye ancak bir avuç CHP’li teşebbüs edebilirdi. Menderes’e göre CHP, seçimle
iktidara gelme umudunu kaybettiği için darbeyle iktidara gelmeyi düşünüyordu. Menderes bu
durumu ispatlamak için TBMM’de bir Tahkikat Komisyonu kurulmasını talep etti. Menderes’e
göre, böylece hazırlığının yapıldığını düşündüğü “ihtilal” engellenmiş olacaktı. Darbeyi yanlış
yerden bekleyen Menderes, darbeyi engellemek için yanlış tedbirler aldı. Menderes’in özellikle
aşırı yetkilerle donatılmış bir “Tahkikat Komisyonu” kurdurması darbenin yapılma sürecini
hızlandırdı. Menderes’in bu yanlış politikaları darbecilerin meşruiyet arayışını kuvvetlendirerek
darbeye olan sivil desteği artırdı.
Kaynakça
Arşivler ve Resmi Yayınlar
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA)
Cumhurbaşkanlığı Cemal Gürsel Arşivi (CCGA)
2360
TBMM Tutanak Dergisi (TBMM TD)
TBMM Zabıt Ceridesi (TBMM ZC)
Volume 11
Issue 6
December
2019
Süreli Yayınlar
Cumhuriyet
Milliyet
Zafer
Kitap ve Makaleler
AĞAOĞLU, Samet, Arkadaşım Menderes, Alkım Yay., İstanbul 2004
ALBAYRAK, Mustafa, Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti (1946-1960), Phoenix Yay.,
Ankara 2004
ARCAYÜREK, Cüneyt, Bir İktidar Bir ihtilal 1955-1960, Bilgi Yay., Ankara 1984
AYDEMİR, Şevket Süreyya, İhtilalin Mantığı ve 27 Mayıs İhtilali, Remzi Kitapevi, İstanbul
2007
AYDEMİR, Şevket Süreyya, İkinci Adam, C. III, Remzi Kitapevi, İstanbul 2006
BATUR, Muhsin, Anılar ve Görüşler, Milliyet Yay., İstanbul 1985
BURÇAK, Rıfkı Salim, İdamların İçyüzü, Demokratlar Kulübü Yay., Ankara 1997
BURÇAK, Rıfkı Salim, On Yılın Anıları (1950-1960), Nurol Matbaacılık, Ankara 1998
BURÇAK, Rıfkı Salim, Yassıada ve Öncesi, Çam Matb., Ankara 1976
History Studies
Şerif Demir
ÇAĞLAYANGİL, İhsan Sabri, Anılarım, Yılmaz Yay., İstanbul 1990
ÇELİKOĞLU, Adnan, Bir Darbeci Subayın Anıları, YKY, İstanbul 2010
DEMİR, Şerif, Düello Menderes ve İnönü, Timaş Yayınları, İstanbul 2011
DEMİR Şerif, Türk Siyasi Tarihinde Adnan Menderes, Paraf Yay. İstanbul 2010
DURSUN, Davut, 27 Mayıs Darbesi, Şehir Yayınları, İstanbul 2001
GÜRSOY, İdris, Dokuz Subay Olayı ve Samet Kuşçu, Kaynak Yay., İzmir 2012
İPEKÇİ, Abdi- Coşar, Ömer Sami, İhtilalin İçyüzü, Türkiye İş Bankası Yay., İstanbul 2012
KARACAN, Ali Naci, “İnönü’nün İzmir Nutku”, Milliyet, 6 Ekim 1952
MARDİN, Şerif, “Türkiye’de Muhalefet ve Kontrol”, Türk Modernleşmesi, İletişim Yay.,
İstanbul 1994, s. 177-194
MENDERES, Adnan, Adnan Menderes’in Konuşmaları, Demeçleri, Makaleleri, C. VIII-IX,
Haz. H. Kılçık, Ankara 1992
ÖYMEN, Altan, Öfkeli Yıllar, Doğan Kitap, İstanbul 2010
SAROL, Mükerrem, Bilinmeyen Menderes, C. II, Kervan yayıncılık, İstanbul 1983
ULAY, Sıtkı, Harbiye Silah Başına!, Ar Matb. İstanbul 1968
2361
Volume 11
Issue 6
December
2019
History Studies