Tuna, S.T.(2018) Lord Raglan’ın “Geleneksel Kahraman Kalıbı”ndan Hareketle “Maaday
Kara” Destanında Eski Türk Kültüründen İzler, Uluslararası Folklor Akademi Dergisi. Cilt:1,
Sayı:2, 207 - 219.
Makale Bilgisi / Article Info
Geliş / Recieved: 23.07.2018
Kabul / Accepted: 27.08.2018
Araştırma Makalesi/Research Article
LORD RAGLAN’IN “GELENEKSEL KAHRAMAN KALIBI”NDAN
HAREKETLE “MAADAY KARA” DESTANINDA ESKİ TÜRK
KÜLTÜRÜNDEN İZLER
Sibel TURHAN TUNA*
Öz
Kahramanlık anlatıları, bir milletin kültürünün miraslarındandır. Genetik şifrelerle
örülü bu tarihî eserler, eski kuşakları özellikle milli değerler etrafında yeni nesillerle birleştirir.
Tıpkı Türklerin olduğu gibi, özellikle tarihi kökleri derin milletlerin de kahramanlık anlatıları
mevcuttur. Bu bağlamda, yapılan mukayeseli bazı çalışmalarda, kahramanların biyografisi
konusunda şaşırtıcı benzerlikler keşfedilmiştir. Kahraman biyografisi ile ilgili en geniş yapısal
yöntemlerden bir tanesi de Lord Raglan’a aittir. Raglan, “Geleneksel Kahraman Kalıbı” adlı
çalışmasında, mukayese ettiği mitik, dinî ve epik metinlerin birer kurmaca olduğu, tarihi
temellere dayanmadığını ancak, kahramanların genelde bir birleri ile benzeştiği sonucuna
varır. Bu örtüşmeleri, yirmi iki madde etrafında belirtir. Bu çalışmada da, Raglan’ın
“Geleneksel Kahraman Kalıbı”, Türk Dünyası destanlarından biri olan Maaday Kara üzerinde
uygulanmış ve kısmen de olsa örtüşen bölümler genel bir bakışla eski Türk kültürü
bağlamında ele alınmıştır. Çalışmanın sonucunda, Türkiye’de yapılan daha önceki bilimsel
çalışmalardan da hareketle Lord Raglan’ın Geleneksel Kahraman Kalıbı’nın bir milletin gerek
kültürel gerekse tarihsel geçmişi, mirası vb. düşünüldüğünde, ancak çok genel çevrede,
birkaç madde etrafında –ki bu çalışmada da, yirmi iki maddenin ancak yedi maddesi ile
destanın örtüştüğü gözlendi- Türk anlatılarına uygulanabileceği çıkarımını yapmak
mümkündür.
Anahtar kelimeler: Destan, Lord Raglan, Kahraman Kalıbı, Maaday Kara
*
Doç. Dr., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü,
sibeltuna@mu.edu.tr
207
SİBEL TURHAN TUNA
LORD RAGLAN'S “TRADITIONAL HEROIC PATTERNS” AND “MAADAY
KARA”S EPIC
Abstract
Heroic stories are the heritage of a nation's cultur. These historical works, woven
with genetic codes, combine old generations with new generations, especially around
national values. Just as the Turks are, especially the historical roots and the deep nations
have heroic explanations. In this context, some comparative studies have revealed surprising
similarities in the biography of the heroes. One of the largest structural methods of the hero
biography belongs to Lord Raglan. Raglan, in his work "Traditional Heroic Pattern" say that
mythical, religious, and epic texts are a fiction, not based on historical facts, the heroes
usually come to the resemblance to some of them. These overlaps specify around twentytwo items. In this study, Raglan's "Traditional Heroic Pattern" was applied on Maaday Kara,
one of the epics of the Turkish World, and partly overlapping sections were covered in a
context of old Turkish culture. In conclusion, from earlier scientific studies in Turkey's
traditional gesture of Lord Raglan's Hero Pattern, both culturally as well as the historical
past of a nation, heritage and so on. it is possible to deduce that it can only be applied to
Turkish narratives around a few items in the general environment - in this study, it was
observed that only twenty-two pieces of material overlap with seven pieces of material-.
Keywords: Epic, Lord Raglan, Heroic Patterns, Maaday Kara
208
Lord Raglan’ın “Geleneksel Kahraman Kalıbı”ndan Hareketle “Maaday Kara”
Destanında Eski Türk Kültüründen İzler
Giriş
Destan, gerek kahramanı ve olay örgüsü gerekse zamanı ve mekânı ile
bir millete aittir. Millet tarihinin olağanüstülüklerle bezenmiş öyküsüdür.
Destan, bir milleti oluşturan kültürün tarihi derinliğini, zenginliğini ispat eder.
Örneğin milli destanlardan Oğuz Kağan’da Türklerin en eski dönemlerinde
yolculuk yaparken, Kırgız Türklerine ait Manas’ta diğer dünya milletlerinin
büyük hacimli destanlarıyla boy ölçüşebilen engin, yerli bir edebiyat
deryasına tanık olunur.
Destanlarda, hemen her durumda ideal bir toplum yapısı gözler önüne
serilir. İçeriğinde barındırdığı ‘erdemli insan olabilme’ ölçütleri hem anlatıcı
hem de dinleyici davranışlarına yön verir. Nitekim dün olduğu gibi bugün de
bu anlayışa insanlığın ihtiyacı vardır. Böylece, aslında sözlü geleneğe ait
destan anlatı türünün bireysel özgürlük, sorumluluk, dayanışma, doğruluk,
dürüstlük, çalışkanlık, cesaret, sadakat, vefalı, iffetli olma vd. gibi hem birey
olarak bizi hayata hazırlayan bireysel değerlere; hem de bayrak, vatan, millet
sevgisi, kültür vd. gibi milli değerlere; barış, sevgi, saygı, hoşgörü gibi
evrensel değerlere hizmet ettiği kolaylıkla ifade etmek mümkündür.
Dünya Halkbilimi araştırmalarına bakıldığında, tıpkı sözlü edebiyat
ürünlerinden uluslararası ortak motiflerin tespit edilip bilim dünyasına
sunulması gibi, Lord Raglan’ın denemesinde de ortak geleneksel kahraman
kalıbının tespit edildiği ve çeşitli milli destanlara uygulandığı bilinmektedir.
Ö. Çobanoğlu, yazılı ve sözlü kültür ürünü kahramanların ortak biyografik
profilinin tespiti bağlamında Lord Raglan’ın geleneksel kahraman kalıbının
çeşitli kahramanlar arası yapısal kalıplaşmaya dayalı benzerliklerin tespitinde
veya milli kültüre ait özel çalışmalara imkân vermesi açısından kullanışlı bir
araştırma aracı olduğunu ifade eder (Çobanoğlu 2002: 192).
Lord Raglan, bir bölümü mitik, bir bölümü dini ve bir bölümü de epik
kahraman anlatılarından 18 kahraman anlatısını, tespit ettiği 22 madde
etrafında karşılaştırır. Raglan, bu kalıbı belirlerken bu anlatmaların
tamamının ya tek bir kaynaktan çıkmış olabileceğini ya da aslında birinin
gerçek diğerinin ise onun uyarlaması veya eş metinleri olabileceğini ortaya
koymak istemiş, hatta buradaki sayının artabileceğini de vurgulamıştır.
Raglan tespitlerinde, anlatıların temelde birbirleri ile birleştikleri ve buradan
hareketle kahramanların etrafında anlatılanların tamamının kurmaca
209
SİBEL TURHAN TUNA
oldukları, kahramanların tarihsel bir temele dayanmadıkları sonucunu ortaya
koymuştur (Ekici, 2007: 81).
Buna göre, Raglan’ın “Geleneksel Kahraman Kalıbı” şu şekildedir:
1. Kahramanın annesi soylu bir bakiredir. 2. Babası bir kraldır. 3. Baba
çoğunlukla kahramanın annesinin yakın bir akrabasıdır. 4. Kahramanın anne
rahmine düşüşü uygunsuz bir ilişki sonucudur. 5. Kahraman aynı zamanda
bir Tanrı’nın oğlu olarak kabul edilir. 6. Kahraman, uygunsuz bir ilişkinin
ürünü olduğu için, çoğunlukla doğumu sırasında babası ve annesinin babası
tarafından öldürülmek istenir. 7. Kahraman gizlice bir yere gönderilir. 8.
Kahraman, doğduğu yerden uzak bir yerde kendini bulan bir aile tarafından
evlat edinilir, büyütülür. 9. Kahramanın çocukluğu hakkında hiçbir şey
anlatılmaz. 10. Kahraman, yetişkin olduğunda gelecekte kral olacağı yere
doğru yola çıkar. 11. Kahraman, kötü bir kral, dev veya yırtıcı bir hayvana
karşı zafer kazanır. 12. Kahraman, çoğunlukla yerine geçtiği kralın kızıyla
evlenir. 13. Kahraman, kral olur. 14. Kahraman, bir süre olaysız ülkeyi
yönetir. 15. Yeni yasalar ortaya koyar. 16. Çıkardığı yasalar, uygulamalar
nedeniyle halkın gözünden düşer. 17. Tahttan indirilir, krallık yaptığı
şehirden uzaklaştırılır. 18. Kahraman, esrarengiz bir şekilde ölümle yüz yüze
gelir. 19. Çoğunlukla bir tepenin üzerinde ölür. 20. Eğer çocukları varsa
hiçbiri onun yerine tahta geçemez. 21. Kahramanın vücudu gömülemez.
(Çünkü bulunamaz.) 22. Kahramanın gömülü olduğu kabul edilen bir veya
daha fazla kutsal mezarı vardır (Ekici 2007: 81).
Raglan’ın Kahraman Kalıbı, Türk anlatılarına da uygulanmış olup
bazıları şu şekilde verilebilir:
Raglan’ın Geleneksel Kahraman Kalıbını Özkul Çobanoğlu (1996),
Oğuz Kağan ile Er Töştük destanlarına uygular. [Devamında, Raglan’ın
makalesini Metin Ekici (1998), Türkçe’ye çevirir.] Sonrasında, M. Öcal
Oğuz geleneksel kahraman kalıbını Dede Korkut’taki Boğaç (1998) ile Basat
(1999) anlatmalarına uygular. İsmet Çetin ise (1998), kahraman kalıbını Oğuz
Kağan, Manas, Edige Batır, Koblandı Batır, Er Sayın, Çora Batır, Alıp
Manaş, Köroğlu gibi on dört Türk destan kahramanının doğumları ve aileleri
üzerine uygular. Nerin Köse Kurmanbek Destanı’na (1999a), Kococaş
Destanı’na (1999b) ve yirmi civarında Türk halk hikâyelerine (2000) uygular.
Mahfuz Zariç ise, önce Kirdeci Ali Kesikbaş Destanı’na (2007), diğer bir
çalışmasında ise Ağrıdağı Efsanesi romanına (2012) uygular. Mehmet
210
Lord Raglan’ın “Geleneksel Kahraman Kalıbı”ndan Hareketle “Maaday Kara”
Destanında Eski Türk Kültüründen İzler
Yılmaz da, Battal-nâme, Sasonlu Tavit ve Digenis Akritas destanlarını (2011)
Geleneksel Kahraman Kalıbına göre değerlendirirken Mehmet Emin Bars
(2014), aynı kalıbı Şor Türklerine ait Kartıga Pergen destanına uygular 1 .
Diğer taraftan, genel anlamda, ortak bir Türk destan kalıbı oluşturabilme
ortak hedefiyle yola çıkılan bu araştırmalara bir yenisi de Erhan Aktaş (2014)
tarafından Güney Sibirya Türk destancılık geleneği içinde yer alan Hakas
Türk destanı Han Orba üzerine yapılan uygulamada görmek mümkündür.
Çobanoğlu, Türk Dünyası Epik Destan Geleneği adlı eserinde,
Maaday Kara Destanını, “Yeni Türk Destanları” başlığı altında, “Arkaik
Destanlar” arasında gösterir. Çobanoğlu’na göre Maaday Kara destanı, Altay
Türkleri arasından derlenen en uzun epik destandır. Kahramanı Kögütey
Mergen’in şahsında insanlığın hayatta kalabilme mücadelesini ve
yeryüzündeki yaşamı sürdürme azmini anlatan destan Şamanizm’in tesiri
altındadır. Başta kozmolojinin oluşumu, yeryüzü, gökyüzü ve yer altının
ilişkisinin verildiği bölümler olmak üzere pek çok mitolojik unsur içeren
destanda, destan kahramanı, ailesini ve ülke halkını kötü güçlerden kurtarma
mücadelesi içindedir (Çobanoğlu 2007: 154; Naskali 1998: 7).
Maaday-Kara’da destan kahramanı Kögüdey-Mergen tam manasıyla
Türk destan kahramanının bütün özelliklerini taşımaktadır, ancak MaadayKara’da ele alınan dünya, iki farklı din etrafında toplanan ve farklı doğrultuda
teşekkül etmiştir. Bu dünya, mitolojik dünya telakkisi bağlamında canlı bir
varlık ve destanın kahramanlarından biri olarak görülebilir. Maaday-Kara
Destanı’nda zaman belirsiz, coğrafya Altay, doğa tüm yönleriyle yaşayan bir
varlık, boy/kavim kati bir biçimde bahadırına bağlı ve ihanetten uzak, kişiler
daha olağanüstü ve aynı zamanda insanî tarafları da olan, düşmanlar toplu
olmaktan ziyade müstakil birer varlık ve kahramanlar gibi “görklü” olarak
tasvir edilmiştir (Polat 2017: 387).
Bu çalışma için, Türk toplulukları içinde coğrafya olarak en
uzaklardan biri olan Altay Türkleri ve yine onlara ait -Çobanoğlu’nun da
ifadesi ile- en uzun epik ve arkaik destan olan Maaday Kara uygun görülmüş
olup destan Raglan’ın Geleneksel Kahraman Kalıbı açısından ele alınmıştır.
1
Bibliyografya ve daha geniş bilgi için bkz. Mehmet Emin Bars 2014. “Lord Raglan’ın Geleneksel Kahraman
Kalıbı ve Kartıga Pergen Destanı” International Journal of Language Education and Teaching Volume 2 / 2014.
ss: 113-114
211
SİBEL TURHAN TUNA
Nitel çalışmada, doküman tarama yöntemi ve mukayese tekniği izlenmiştir.
Lord Raglan’ın Geleneksel Kahraman Kalıbından Haraketle
Maaday Kara Destanı’nda Eski Türk Kültürü İzleri
Bu bölümde Raglan’ın uluslararası kalıbı, Maaday Kara destanına
uygulanarak kısmen de olsa örtüşen bölümler genel bir bakışla eski Türk
kültürü bağlamında ele alınacaktır:
İkinci madde: “Kahramanın babası bir kraldır”: Geleneksel
Kahraman Kalıbının ikinci maddesi, Maaday Kara Destanı ile örtüşür.
Nitekim Kögüdey Mergen’in babası Maaday Kara, halkı uğruna her şeyi göze
alan ideal bir yöneticidir. Diğer taraftan, eski Türk kültüründen izler taşıyan
Oğuz Kağan’dan Manas’a neredeyse tüm arkaik destanlarda, hatta Dede
Korkut Oğuznameleri, Türk Halk Hikayeleri gibi diğer bazı anlatılarda bu
maddenin (hakan, han, hükümdar…) ortak olduğunun altı çizilebilir.
Beşinci madde: “Kahraman aynı zamanda bir Tanrı’nın oğlu olarak
kabul edilir.” Destanda doğrudan buna benzer bir ifadeye yer verilmez, ancak
Maaday Kara, bilindiği üzere yakın tarihte sözlü kültürden derlenmesine
rağmen aynı zamanda arkaik birçok unsur içeren mitik motiflerle örülü bir
Türk anlatısıdır. Hal böyle olunca, eski Türk inanç sisteminde “kut” kavramı
ve Hakanlar/ülke yöneticileri (Batı kültüründeki krallar) anlamında konuya
yaklaşılması kanımızca daha doğru olacaktır. Dünya milletlerinin
mitolojilerine bakıldığı zaman ortak bir nokta olarak tanrısal simgecilik de
denilen, kutsal olan bir nesne ya da kişide kutsalın tezahürü inancı ya da
kutsal bir varlık ile bunları özdeşleştirme durumunu gözlemek mümkündür2.
Eski Türklerde hakanlar, kimi zaman tanrının temsilcisi, kimi zaman
da oğlu yerindedir. Öyleki hakanlar bazen tanrıya benzetilir, onların tanrıdan
geldiğine ve onun gibi tek olduğuna inanılır (Roux 2001: 61; Ülken 2006:
46). Eski Türklerde, hakana tanrı kutu ya da idi kut adı verilir. Kut, saadet,
değer, baht, uğur anlamına gelir (Arat 1987: 493). “Kağan’a kut veren o kutu
geri alan da Gök Tanrı’dır. (Bayat 2007: 216).” Hakandaki kutsallık
özelliğinin tanrısal bir hak olarak kendisine verildiğine inanılır. Eski
Türklerde kut’a ulaşabilmek için bütün hakan sülalelerinin soyları bir tanrıya
veya toteme dek çıkarılır (Ziya Gökalp 2005: 52). Gök Tanrı adı, Gök’e
2
Bu konuda, Mircea Eliade’nin Şamanizm ve S. G. James Frazer’in Büyü ve Din Üzerine Bir Çalışma Altın Dal
adlı eserlerine müracaat edilebilir.
212
Lord Raglan’ın “Geleneksel Kahraman Kalıbı”ndan Hareketle “Maaday Kara”
Destanında Eski Türk Kültüründen İzler
mensup ilahî Türk anlamına gelmektedir (Kafesoğlu 1993: 59). Orhun
yazıtlarında gök, tanrı yerinde kullanılır. Gök Türk adı da göğün kutsallığını
yansıtır (Divitçioğlu 1987: 57-59; Roux 1994: 90-92). Eski Türklerde
hükümdarın en önemli özelliği tanrı soylu olmasıdır ve onun insani özellikleri
hakan olmak için yeterli değildir. Animistik düşüncenin hâkim olduğu
Mitolojik dönemde yönetici sınıf ya tanrılardır, ya yarı tanrı yarı insanlardır,
ya da tanrı ile sıkı bağları olan insanlardır. Sümer, Antik Yunan, Eski Mısır,
İran, Hint ve Eski Türklerde görüldüğü üzere yönetenler ya tanrıdırlar, ya da
tanrı soyludur. En eski çağlardan yakın bir zamana kadar yöneticiler yönetme
erkini üstün güç veya güçlerden aldıklarına inanırlar (Önal 2009: 62-63).
Diğer taraftan Gökalp’e göre, kut insandan başka ‘at’ta da bulunur. Tibet
öküzü Eski Türklerde, kutlu olup Türk ilinin totemi kabul edilir, hatta
Altay’dan ayrılan Türkler, kurban ayinlerinde atı onun yerine koydukları için
kutluluk ata da geçmiş olurdu (Ziya Gökalp 2005: 51). Maaday Kara
destanında da Kögüdey Mergen’in don değiştiren kahraman atı bu duruma
örnek teşil eder (Naskali 1998: 11-21).
Sekizinci Madde: “Kahraman doğduğu yerden uzak bir yerde kendini
bulan bir aile tarafından evlat edinilir ve büyütülür.” Destanda, Maaday Kara
ve eşi, kendilerini kötü günlerin beklemesi sebebiyle, oğullarını doğaya
teslim kararı alırlar. Baba, oğlunu bir beşikte yanında azığı ile kara dağa
götürür. “Bu kara dağ baban, bu dört gövdeli kayın ağacı anan olsun yavrum;
başına saç ördüren bereketli Altay’ın sana yardım etsin, baldırına et veren gür
kayın seni kurtarsın” deyip oğlunu terk eder. Kara dağ çocuğu korur (Naskali
1998: 14). Maaday Kara’nın boz kısrağı, Kara Kula tarafından esir
götürülmeye gittikleri yerden kurtulup Maaday Kara’nın Altay’ına saklanır,
şekil değiştirerek mavi bir ineğe dönüşür. Altay Dağının sahibi/iyesi olan
yaşlı kadın ortaya çıkar. Yaşlı kadın ve inek buluşur, inek yavrular. Bir gün
yaşlı kadın bir çocuk sesi duyar, Kara dağın tepesinde Maaday Kara’nın
bıraktığı çocuğu bulur, evine götürür, onu besler, çocuk iki yaşındadır. Bu
yaşta kahramanlık anlamında olağanüstülükler göstermeye başlar. Yaşlı
kadın, çocuğa Kögüdey Mergen adını vererek ailesinin esir olduğunu anlatır.
Çocuğa sonrasında bahadır giysileri ile yanına pamuk yeleli gök boz atı verir,
nasihatlerde bulunur. Kögüdey Mergen yaşlı kadına veda eder ve yola çıkar
(Çobanoğlu 2007: 156).
213
SİBEL TURHAN TUNA
Geleneksel Kahraman kalıbında, kahraman doğduğu yerden uzakta
kendini bulan bir aile tarafından büyütülürken, Maaday Kara’da ise
kahraman, ailesinden uzakta ama doğduğu yurdunda yahut topraklarda
kendisini bulan Altay dağının sahibi yaşlı kadınca büyütülür. Aileden uzakta,
iyi insan (ya da insanlarca) büyütülme örtüşür. Bununla birlikte, “insan” ya
da “aile” kavramı bu destan için tartışmaya açıktır. Çünkü henüz iki yaşındaki
Kögüdey Mergen’ni bulan kişi, mitik zihin yapısının korunduğu bu Altay
sahası destanda, Altay dağının ‘ıssı’sı, koruyucu dişi iye’den başkası değildir.
Bayat’a göre, Türk mitolojisinde, sahip anlamına gelen ruhlara, iye, izi, ıssı,
eye, yiye vb. denilirken genel anlamda hepsine kut da denilir (Bayat 2007:
208). Hunlarda tespit edilen Gök-Tanrı, güneş, ay, yer-su, atalar ve ölüler
kültü, Türk kavimlerinde çeşitli kültürlerin etkisi altında kalmalarına rağmen
son devirlere kadar devam ettirilen kültlerdir. Öyleki bu kültler, çağdaş Altay
ve Yakutlarda gözlenmektedir (İnan 1954: 1). Nitekim bir Altay destanı olan
Maaday Kara’da da Altay dağının sahibi olan kadın/iye/ıssı konusu, yer-su
kültleri bağlamında ele alınabilir.
Kutlu Ötüken, Altay gibi dağların ana (Ötüken anamız, toprak ana…),
ata, kayın baba oluşları oldukça eski dönemlerin düşünce ve inanışlarından
taşınan izlerdir (Öğel 1995: 439).
İnan’ın bir kam’ın dualarından aktardığı bilgiye göre, “kayın ağacı
koruyucu ve merhametli ana tanrı Umay ile beraber Ülgen tarafından yere
indirilir (İnan 1954: 64).” Nitekim destanda, Maaday Kara da henüz bebek
oğlunu beşikte dört gövdeli bir kayın ağacına bırakır. Ana olarak adlandırılan
kutsal ağaç çocuğu koruyucu ruh bulana kadar emanet alır. Destan mitik
dönemdeki güçlü Animistik düşüncenin etkisi altındadır. Bu düşüncede her
şey canlıdır. İnan’ın bildirdiğine göre, Gök –Türklerin “ıduk yer - sub”
(mukaddes yer-su) ile ifade ettikleri konu, hem koruyucu ruhlar hem de vatan
idi. Şamanistlere göre bütün dünya ruhlarla doludur. Dağlar, göller, ırmaklar,
(yer-su) hep canlıdır. Takdis ettikleri Alaş, Tannau, Hangay, Altay dağları,
Abakan, Kem (Yenisey), Sütgöl, ırmak ve suları Şamanistler için yalnız
coğrafi isimler değil, konuşan, duyan, evlenen, çocuk sahibi varlıklardı.
Örneğin ruh bizzat dağdır, dağ bizzat ruhtur: “Altay, saçları ağarmış istirahat
sağlayan Altay!...” (İnan 1954: 50-51). Divânu Lügâti’t Türk’te de “ıdhuk”
kelimesi “kutlu ve mübarek olan nesne” şeklinde yer alır (Atalay 1992: 65).
214
Lord Raglan’ın “Geleneksel Kahraman Kalıbı”ndan Hareketle “Maaday Kara”
Destanında Eski Türk Kültüründen İzler
“Gök –Tanrı inancına göre, tüm varlıklar gözle görülemeyen ışık,
enerji, güç, bilgi ile yaratılmıştır. İyeler, koruyucu ruhlar, ruhsal ışınlar diye de
bilinir (Say 2017: 88). Şamanistlerin panteonunda Ülgen’in “ak kızları”ndan
başka da birkaç iyi dişi ruhlar vardır. Altaylarda Umay, Ana Maygıl, Ak Ene,
Yakutlarda Ayısıt bunların başlıcalarıdır. Altaylılara göre Umay, çocukları ve
hayvan yavrularını koruyan dişi ruhtur (İnan 1954: 34). Destanda geçen dişi
ruh da kanımızca hem bilge hem de sahiplenici koruyucu ruhtur.
Dokuzuncu Madde: “Kahramanın çocukluğu hakkında bir şey
anlatılmaz.” Raglan’ın bu tespiti, Türk destanlarında “kahramanın
çocukluğu” bölümüne genel olarak uymaktır. Nitekim kahramanlık konulu
bu anlatılarda, kahramanın –genelde- olağanüstü doğumunun ardından hızla
kahramanın yiğitliği – macerası bölümlerine geçilir. Maaday Kara destanında
da, çocuk doğumundan hemen sonra Kara Dağın tepesine beşik içinde
bırakılır. Yaşlı kadın çocuğu bulduğundaysa henüz iki yaşındadır. Çocuk,
kendisinden küçük kuşları vurması için ok ve yay yapmasını ister. Ardından
dağın tepesindeki yetmiş tavşanı da bir ok atışı ile vurur ve pişirmesi için yaşlı
kadına teslim eder. Devamında bir dizi kahramanlık daha gösteren, henüz
bebeklikten yeni çıkan çocuğa yaşlı kadın, Kögüdey Mergen adını verir.
Çocuk, ona ailesinin durumunu bildirir, bunun üzerine yaşlı kadın çocuğa
bahadır kıyafetleri ve pamuk yeleli gök – boz atı verir. Çocuk ailesini ve
halkını esaretten kurtarmak için yaşlı kadınla vedalaşarak yola çıkar.
Görüldüğü gibi destanda bebeklik devresi ve çocukluk “hızla” geçirilir, hatta
çocuklukta henüz kahramanlık gösterilir, sonrasında bir ad, bahadır giysisi ve
bir at verilir. Tüm bu anlatılanlar, destanî hikâyeler olan Dede Korkut
Oğuznâmeleri’nde (Ergin 1989) kahramanların doğumları, ilk kahramanlık
gösterileri ve devamında ad alışları ile de benzemektedir.
On Birinci Madde: “Kahraman, kötü bir kral, dev veya yırtıcı
hayvana karşı zafer kazanır” Destanın birçok bölümünde, Kögüdey Mergen
önüne çıkan engelleri aşarken sık sık kötü yaratıklarla mücadele eder, bazen
zekâsı bazen de gücü ile onları yenmeyi başarır. Bu madde ile de destan
benzerlik taşımaktadır. İslâm öncesi bilinen ilk Türk destanlarından olan
Oğuz Kağan ve İslâm sonrası diğer destanlarda, örneğin tüm
Oğuznâmeler’de, Manas’ta, Er- Töştük’te, Altın – Arığ’da, Ural Batır’da,
Alpamış’ta, Köroğlu’nda vd. kahramanlar, adına ve bahadırlığına yakışır bir
şekilde kötülere karşı mücadeleye girer, bu sırada en önemli yardımcısı,
215
SİBEL TURHAN TUNA
bazen akıl hocası ‘at’ıdır. Maaday Kara destanında da, tüm zorlu mücadeleler
zafer ile taçlanır. Tüm bu bilgilere ilaveten, çalışmanın boyutları açısından
düşünüldüğünde tüm epik anlatılarda mücadele ve zafer bölümünü burada
örneklendirmek güç ancak, Maaday Kara destanında zaferin “dış ruh”ların
yok edilerek elde edilişi bölümü destanın en dikkat çekici yerlerinden
birisidir. Özellikle buradaki dış ruh tasarımı, başka bir ifadeyle, asıl ruhun,
bedenden farklı bir yerde, objede, nesnede, varlıkta, tasavvur edilmesi
durumu, diğer Türk anlatılarında da mevcuttur. Alıp Manaş, Ak Kübek, ErSamır, Han- Püdey, Altay – Buğuçay, Kökin Erkey, Âşık Garip, Nevruz Bey,
Yaralı Mahmut… vd. bu konuya örnek gösterilebilir (Duymaz, 2008: 2-20).
Nitekim Maaday Kara destanında da, kötü güçlerden biri olan Kara-Kula ve
atının ruhu, üç maralın karnındaki altın bir kutunun içinde birbirine eş iki
bıldırcın yavrusunda saklıdır.
On Üçüncü Madde: “Kahraman kral olur.” Kögüdey Mergen anne
ve babasının ölümünden sonra yurdunda kağan olur. Diğer taraftan,
kötülükler dünyasının kahramanları ile bitmeyen hesaplaşma devam eder,
kahraman yer altına sefer yapar ve iyi insanları kötülerin elinden kurtarır,
yeryüzünü kinle yöneten şeytan kağanı da yok eder. Benzer durumu Manas
destanında ve diğer epik destanlarda gözlemek mümkündür. Bu anlatılarda
da kahraman çoğu kez, babası hayatını kaybedince onun yerine geçer yahut
yönetimi devir alır.
On Dördüncü Madde: “Kahraman, bir süre olaysız ülkeyi yönetir.”
“Bir süre sükûnet içinde hüküm sürer”. Kögüdey Mergen, seferde iken halkı
huzur içindedir. Hatta halkın nüfusu ve hayvan sürüleri çoğalır. Raglan’da
geçen “bir süre” ifadesi destanın sonraki bölümleri için ipucu taşımaktadır.
Nitekim, destan bu bölümden sonra yine devam etmektedir. Kögüdey Mergen,
evlenmek isteyecek, evlilik için de bir süre düşmanla/ Erlik Bey ile mücadele
edecek, sonunda Altın Küskü ile evlenecektir. Esir düşmüş iyi insanları da yer
altından/düşmandan kurtarıp huzuru ve refahı sağladıktan sonra eşi ile
gökyüzünde yıldız olarak ebedi yaşayacaklardır. “Gökteki Yedi Kağan adı ile
bilinen yedi yıldız, birbirine eş yedi Kögüdey Mergen’dir. Kutup Yıldızı ise,
Altın Küskü’dür (Çobanoğlu 2007: 160; Naskali 1999)
Raglan’ın kalıbının 14. maddesinden sonraki maddelerin -bir başka
ifadeyle, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21 ve 22. Maddelerin- Maaday Kara destanı
ile örtüşmediği gözlenmiştir.
216
Lord Raglan’ın “Geleneksel Kahraman Kalıbı”ndan Hareketle “Maaday Kara”
Destanında Eski Türk Kültüründen İzler
Sonuç ve Öneri
Kanımızca bu çalışmanın sonucunda, Türkiye’de yapılan daha önceki
bilimsel çalışmalardan da hareketle Lord Raglan’ın Geleneksel Kahraman
Kalıbı’nın bir milletin gerek kültürel gerekse tarihsel geçmişi, mirası vb.
düşünüldüğünde, ancak çok genel çevrede, birkaç madde etrafında –ki bu
çalışmada da, yirmi iki maddenin ancak yedi maddesi ile destanın
örtüştüğünü gözlendi- Türk anlatılarına uygulanabileceği çıkarımını yapmak
mümkündür. Hal böyle olunca, daha önceki (Çobanoğlu, Ekici, Oğuz, Köse
gibi) araştırmacıların da vurguladığı üzere, yüzyıllarca geniş coğrafyalarda
hüküm sürmüş Türkler ve kahramanlık konulu anlatılarından ortak bir Türk
kahraman kalıbının çıkarılması elzem görülmektedir. Elbette bu zahmetli
eylem bir ekip gücü gerektirecektir. 1997’de TDK’nın da katkıları ile
başlatılan Türk Dünyası Ortak Destan Projesi kapsamında günümüze kadar
epeyce Türk destanı gün ışığına çıkarılmış, yayınlanmış bulunmaktadır. Her
bir araştırmacı bu doğrultuda yine bir proje kapsamında birleşebilir ve
yaklaşık 1996 yılından itibaren ülkede üzerinde uygulamalar yapılan
Raglan’ın Geleneksel Kahraman Kalıbı yanında, sürdürülebilir yerli ve milli
unsurlarla donanmış “Türk Epik Anlatılarında Ortak Kahraman Biyografisi”
hazırlanabilir. Bu yerli kalıp, başta Dede Korkut olmak üzere, diğer halk
hikâyeleri ve anlatılarda uygulanarak üniversitenin Halkbilimi kürsülerinde,
hatta Eğitim Fakültelerinin ilgili alanlarında “Değerler Eğitimi” kapsamında
karşılaştırmalı çalışmalar için yeni “sorular” ortaya çıkarabilir.
217
SİBEL TURHAN TUNA
KAYNAKLAR
AKTAŞ, E. (2014). "Lord Raglan’ın Kahraman Kalıbı ve Alp Han Orba". Siberian Studies (SAD)
C.2.; S. 4 (2014): 13-30.
ARAT, R. R., (1987). “Iduk-kut Unvanı Hakkında” Makaleler. C. 1. (hzl. Osman Fikri Sertkaya),
TKAE Yay.
ATALAY, B. (1992). Dîvânu Lügâti’t Türk Tercümesi - II. Ankara: TDK Yay.
BARS, M. E. (2014). “Lord Raglan’ın Geleneksel Kahraman Kalıbı ve Kartıga Pergen Destanı”
International Journal of Language Education and Teaching Volume 2 / 2014. ss: 113114
BAYAT, F. (2007). Türk Mitolojik Sistemi Ontolojik ve Epistemolojik Bağlamda Türk Mitolojisi. (2.
Baskı) Ötüken Yay: Ankara
ÇETİN, İ. (1998). “Türk Destan Kahramanları ve Köroğlu.” Milli Folklor. 39, ss: 46-52.
ÇOBANOGLU, Ö. (1996). “Lord Raglan’ın Batı Halk Kahramanı Kalıbı Açısından Oğuz Kağan ve Er
Töştük Destan Kahramanlarına Bakış.” Umay Günay Armağanı, Ankara. ss: 202-209.
ÇOBANOĞLU, Ö. (2002). Halkbilimi Kuramları ve Araştırma Yöntemleri Tarihine Giriş. Akçağ
Yayınları: Ankara
ÇOBANOĞLU, Ö. (2007). Türk Dünyası Epik Destan Geleneği. Akçağ Yayınları: Ankara
EKİCİ, M. (2007). Halkbilgisi (Folklor) Derleme ve İnceleme Yöntemleri. Genişletilmiş 2. Baskı.
Geleneksel Yay: Ankara.
ERGİN, M. (1989) Dede Korkut Kitabı –I Giriş – Metin – Faksimile, Türk Dil Kurumu Yay., Ankara.
DİVİTÇİOĞLU, S. (1987). Kök Türkler (Kut, Küç ve Ülüg) Ada Yay: İstanbul.
DUYMAZ, Ali 2008. “Türk Folklorunda Dış Ruh Tasarımı”. Bilig, S: 45. ss: 1-22.
İNAN, Abdülkadir 1954. Tarihte ve Bugün Şamanizm. Materyaller ve Araştırmalar. TTK: Ankara.
KAFESOĞLU, İbrahim 1993. Türk Millî Kültürü, Boğaziçi Yay: İstanbul.
KÖSE, N. (1999a). “Lord Raglan’ın Geleneksel Kahraman Kalıbı ve KOCOCAŞ". Milli Folklor. 43.
ss: 19-23.
KÖSE, N. (1999b). “Lord Raglan’ın Geleneksel Kahraman Kalıbı ile Kurmanbek” Gazi Üniversitesi
Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Dr. Himmet Biray Özel Sayısı, Ankara. ss:253-261.
KÖSE, N. (2000). “Raglan'ın Geleneksel Kahraman Kalıbı ve Türk Halk Hikâyeleri”. Milli Folklor.
45. ss: 22-39.
RAGLAN, L. (1998). “Geleneksel Kahraman” (Çeviren: Metin Ekici). Milli Folklor. 37. ss:126-138.
ROUX, J. P. (1994). Türklerin ve Moğolların Eski Dini (çev. Prof. Dr. Aykut Kazancığil) 2.bs., İşaret
Yay: İstanbul.
ROUX, J. P. (2001). Orta Asya Tarih ve Uygarlık (çev. Lale Arslan) Kabancı Yay: İstanbul.
218
Lord Raglan’ın “Geleneksel Kahraman Kalıbı”ndan Hareketle “Maaday Kara”
Destanında Eski Türk Kültüründen İzler
OĞUZ, M. Ö. (1998). “Lord Raglan’ın Geleneksel Kahraman Kalıbı ve Boğaç Han”. Milli Folklor.
40. ss: 2-6.
OĞUZ, M. Ö. (1999). “Lord Raglan’ın Geleneksel Kahraman Kalıbı ve Basat”. Milli Folklor. 41. ss:
2-8.
ÖĞEL, B. (1995). Türk Mitolojisi -II (Kaynakları ve Açıklamaları İle Destanlar). TTK Yay: Ankara.
ss: 423-464
ÖNAL, M. N. (2009). “Kutsalın Türk Kültüründeki İzleri: Tanrısal Simgecilik”. Millî Folklor, Yıl 21,
Sayı 84. ss: 57-72.
POLAT, İ. (2017). “Maaday –Kara Destanı ve Battal Gazi Destanı Üzerine Mukayeseli Bir
Okuma ” Atatürk Üni., Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, TAED -59, ERZURUM
2017, 367-388.
SAY, N. (2017). “Dokuma İyelikler ve Dört Örnek: Konya Ereğli Çayhan Kasabası Çayan Boyu
Örneği” Millî Folklor, 2017, Yıl 29, Sayı 114. Ss: 88-99
NASKALİ, E. G. (1998). Altay Destanı Maaday Kara, YKY: İstanbul.
ÜLKEN, H. Z., (2006). Anadolu Kültürü ve Türk Kimliği Üzerine. Ülken Yay: İstanbul.
YILMAZ, M. (2011). “Battal-nâme, Sasonlu Tavit ve Digenis Akritas Destanlarındaki
Kahramanların Lord Raglan’ın Geleneksel Kahraman Kalıbına Göre Değerlendirilmesi.”
Folklor/Edebiyat, 67, 89-104.
ZARİÇ, M. (2007). “Kirdeci Ali Kesikbaş Destanı’nın Metin Merkezli Temel Halkbilimi Kuramları
Açısından İncelenmesi.” Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 22, 199216.
ZARİÇ, M. (2012). “Axel Olrik’in Epik Yasaları ve Lord Raglan’ın Kahraman Kalıbı Açısından
Ağrıdağı Efsanesi Romanı.” Turkish Studies, 7/4, 3337-3349.
ZİYA GÖKALP 2005. Türk Töresi. (3. Baskı) Toker yay: İstanbul.
219