Zaman içinde tüm binalar, dış ortam koşullarının etkisiyle çeşitli fonksiyonel özelliklerini kaybetmekte, değişen teknoloji, kullanıcı profili ve yasal düzenlemeler nedeniyle kullanıcı ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılayamaz duruma...
moreZaman içinde tüm binalar, dış ortam koşullarının etkisiyle çeşitli fonksiyonel özelliklerini kaybetmekte, değişen teknoloji, kullanıcı profili ve yasal düzenlemeler nedeniyle kullanıcı ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılayamaz duruma gelmektedirler. Binaların performansı üzerinde önemli bir etkiye sahip olan cephe sistemleri, dış çevre koşullarıyla direkt ilişki içinde olduklarından diğer yapı sistemlerine oranla daha çabuk deforme olmaktadırlar. Ortalama 30 yıllık zaman diliminde cephe sistemlerinin kullanım ömürlerinin sonuna geldiği bilinmektedir. Bu gibi durumlarda cephelerde yenileme ihtiyacının doğması kaçınılmazdır. Cephelerin yenilenmesi, katman, kabuk ve eleman bazında gerçekleşen her türlü ekleme, çıkarma, modifikasyon ve yenileme çalışmasını kapsamaktadır. Bu müdahale durumlarına ve müdahalenin uygulanacağı cephe düzlemine bağlı olarak çeşitli yenileme stratejileri oluşmaktadır. Her bir yenileme stratejisinin, özgün binanın mimarisi ve fonksiyonu, ekolojik sürdürülebilirliğin göstergesi olarak malzeme ve enerji ihtiyacı, kullanıcı konforunu iyileştirme potansiyeli ve projenin ekonomik sürdürülebilirliğinden sorumlu olan ekonomik hususlar üzerinde farklı bir etkisi bulunmaktadır. Bu durum her bir yenileme stratejisi için farklı potansiyeller ve kısıtlamalar getirmektedir. Şüphesiz ki, bir binanın gerek ilk yapımında gerekse yenilenmesi sırasında tasarımı pek çok alternatif konsept çalışmasının değerlendirilmesiyle başlamaktadır. Özellikle teknik olarak karmaşık yenileme projeleri, tasarım sürecinin ilk aşamalarında oldukça fazla çalışma ve yatırım gerektirmektedir. Bu çalışmayla farklı cephe yenileme stratejileri getirdikleri avantajlar ve kısıtlamalar bağlamında tanıtılarak, yenileme projesi fiilen başlamadan önce, olası alternatif çözümlerin azaltılmasına ve en uygun yöntemin seçilebilmesine imkan sağlayacak bir süreç oluşturulmuş olacaktır. Böylece yapım sürecinin üç temel girdisi olan zaman, maliyet ve doğal/beşeri kaynaklar daha baştan doğru yöntemlere kanalize edilmiş ve en etkin şekilde kullanılmış olacaktır.