Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), kuruluş felsefesi bakımından bir dil-politik temel (Türk
Dili K... more Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), kuruluş felsefesi bakımından bir dil-politik temel (Türk
Dili Konuşan Ülkeler İş birliği Konseyi-Türk Konseyi) üzerine inşa edilmiştir. Avrupa Birliği ise,
ekonomi-politik bir temel üzerine (Kömür Çelik Birliği) inşa edilmiştir. Avrupa Birliği’nin
yapısında bir dil birliği olmayışına çözüm olarak geliştirilen farklılıkta birlik düşüncesi, uzlaşma
kültürü ile temelleri atılmış bir birlik (AB) için yerinde bir düşünce olarak görülebilir. Türk
devletleri için ise uzlaşma, farklılıkta birlik yerine, aynılıkta birlik üzerine inşa edilebilir
düşüncesindeyiz. Türk devletleri için aynılık, en başta dil için söz konusudur. Bu durumda
Avrupa Birliği’nin farklılıkta birlik düşüncesinin aksine, ortak dil, din ve tarihin oluşturduğu
kültürel kalıtımın Türk Birliği oluşturmada bir başat unsur olarak kullanılması sağlanmalıdır.
Dolayısıyla, gelecekte kurulabilecek bir Türk Birliği modelinde ilk uzlaşma maddesi dil birliği
olmalıdır. Çalışmada, söz konusu dil birliği bağlamında bağımsız Türk devletlerinin dil politikaları ve Türk Devletleri Teşkilatının dil politikası ele alınacaktır. 12 Kasım 2021 tarihinde
kurulan Türk Devletleri Teşkilatı'nın Türk Birliği'ne dönüşme yolunda atması gereken
adımlardan biri, Türk devletleri arasında ortak bir yazı dili ve alfabeye geçişi sağlamaktır. Ancak,
bu konuyla ilgili olan 121 maddelik bildiride herhangi bir bahse rastlanmamaktadır. Dolayısıyla,
ortak iletişim dili üzerine atılacak adımların, Türk Devletleri Teşkilatı zirvelerinde alınacak
kararlarla bildirilmesi ve “dil politik” temeller üzerine inşa edilen Türk Devletleri Teşkilatı’nın,
bu çerçevede daha somut adımlar atması gerekmektedir.
YUNUS’UN KELİMELERİ ADLI ESER ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME, 2021
Shakespeare, Hamlet adlı meşhur eserinde Polonius adlı karaktere (Saray
nazırı): “…Ne okuyorsunuz... more Shakespeare, Hamlet adlı meşhur eserinde Polonius adlı karaktere (Saray nazırı): “…Ne okuyorsunuz efendim?” sorusunu sordurmakta ve Hamlet (Eski kralın oğlu, yenisinin de yeğeni) bu soruya: “Sade kelimeler, kelimeler, kelimeler.” cevabını vermektedir (Shakespeare, 1995: 58). Hiç şüphe yok ki gök kubbe altındaki “kelimeler”in en zengin, anlamlı ve okunası olanlarını Shakespeare gibi, Yunus Emre gibi söz üstatları söylemiştir. Onların kelimeleri, mana imbiğinden süzülerek, insan dimağının ve gönlünün en müstesna yerinde anlam kazanan kelimeler olmuştur. Bunun delili ise, o kelimelerin çağları aşarak bugünlere ulaşması ve insanların ağılı aşlarına bal, sadırlarına şifa ve dertlerine deva niteliğinde olmalarıdır.
The Turkish world is attracting attention in today's world as a concept that expresses a large po... more The Turkish world is attracting attention in today's world as a concept that expresses a large population and a large geographical area that includes independent states, autonomous structures and large or small communities under the sovereignty of other states. The Turkish World also manifests itself as a dynamic reality in the context of time and space, given the complex history of the vast geography in question. It is clear that the Turkish world, which is expanding towards a common time and place, a wide geography and various historical stories, also needs a political, socio-cultural, economic excitement to rise from within itself. As a scientific component of such an interest, it does not even have to underline the importance of a social scientific effort. This study is also a derivative of social scientific interest.
There are many factors on the satisfaction of university students from the departments they conti... more There are many factors on the satisfaction of university students from the departments they continue. The attitudes and behaviors of the students depending on their education are important in order to provide more effective education for both students and faculty members. In this study, the students from Contemporary Turkish Dialects and Literatures department in Turkey, Turkish dialects and ready for the student section through the analysis of attitudes and behaviors towards literary presence, has been put forward and level realization of the objectives of the department. Within the scope of the study, necessary data were collected with the scale form applied to the students studying at the departments of
Samsun-Türkiye/ Turkey Öz Latince realia 'somut' terimine dayanan ve 1950'lerden bu yana, milli ö... more Samsun-Türkiye/ Turkey Öz Latince realia 'somut' terimine dayanan ve 1950'lerden bu yana, milli özelliklerin görülebilir somut ögeleri olarak bahsedilen 'özolgu' kavramı; bir millete ait olup, diğer milletlerde bulunmayan, tarihsel, kültürel ve yaşam tarzına özgü nesne, kavram ve olguları ifade etmektedir. 1970'li yıllarda özolgu sözlükleri yazılmaya başlanmış ve çeviribilim alanında da 'özolgu' kavramı dikkati çekmiştir. Özolgu terimi edebiyatta barbarizm, lokalizm, etnografizm, etno kültürel sözcük, ülkebilimsel sözcük, boşluk vb. kelimelerle karşılanmaktadır. Çok sayıda tasnif ve alt başlığın yer aldığı özolgularla ve Sovyetizmlerle ilgili Kırgız edebiyatı alanında yapılan herhangi bir çalışmaya (Manas Ansiklopedisi üzerine yaptığım çalışma dışında) rastlanmamıştır. Çalışma, S. Vlahov ve S. Florin'in tasnifindeki 'millî özolgular' ile Vereşçagin ve Kostomarov'un tasnifindeki 'Sovyetizmler' alt başlıkları çerçevesinde incelenmiştir. Çalışmanın, Kırgız Türkçesinde özolgusal sözlüklerin oluşturulması ve Cengiz Aytmatov'un eserlerinin kültürdilbilimsel özelliklerini ortaya çıkarmak için bir temel oluşturacağı düşüncesindeyiz. Dünyanın en önemli yazarlarından biri olan Cengiz Aytmatov'un Birinçi Mugalim adlı eserindeki bazı 'millî özolgular' ve 'sovyetizm'leri tespit edeceğimiz çalışmanın giriş bölümünde 'özolgu' kavramı üzerinde durulmuştur. Çalışmada, eserdeki millî özolgulara ilişkin yaptığımız: 1. Geleneğe İlişkin Özolgusal İfadeler (Tarihî Sözcükler), 2. Halk İnanışlarına İlişkin Özolgusal ifadeler, 3. Gündelik yaşama yönelik özolgular ve 4. Sovyetizmler olmak üzere dört maddelik tasnif altında özolgu ifadeleri sıralanmıştır. Sonuç ve öneriler bölümünde, çalışmada elde edilen bulgulardan yola çıkılarak değerlendirmelerde bulunulmuş ve öneriler sunulmuştur.
Yunus Emre gibi cennet sevdası veya cehennem kaygısından geçmiş (cennet cennet dedikleri, birkaç ... more Yunus Emre gibi cennet sevdası veya cehennem kaygısından geçmiş (cennet cennet dedikleri, birkaç huri birkaç melek) bir dervişin, idealinde herhangi bir "dünya"dan çok, Allah'a kavuşma (bana seni gerek seni) söz konusu olabilir; ancak, "Yunus Emre'nin şiirlerinden yola çıkarak içinde bulunduğumuz dünyaya dair sorunlar çözüme kavuşturulabilir ve ideal bir dünya tasarlanabilir." diye düşünebiliriz. "Yunun Emre'nin sözlerinin çağları aşarak bugünlere ulaşması, bugünün dünyasında ona ne kadar ihtiyaç duyulduğunun da bir göstergesidir."
Öz "Yenilik, yenilenme veya tecdit" bütün varlıkların yaratılış özelliklerinden işlevsel özellikl... more Öz "Yenilik, yenilenme veya tecdit" bütün varlıkların yaratılış özelliklerinden işlevsel özelliklerine kadar, yaratıcı dışında her şeyi içine alan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Evrenin ve insanın atomlardan, hücrelerden gezegenlere, galaksilere kadar her an genişleme ve yenilenme içinde olduğu ayetlerde de vurgulanmış ve varlıkların hâlden hâle geçirildiğine değinilmiştir. Tasavvufta "yenilenme düşüncesi" olarak değerlendirebileceğimiz ve Yunus Emre ve Mevlana"nın şiirlerinde örneklerine rastladığımız düşünce biçimi, "her dem yeninden doğmak", "yeni şeyler söylemek", "zamana karşı hep yenilenmek", "ruh ve gönül dünyasında hâlden hâle geçmek" gibi ifadeler çerçevesinde ele alınabilir. Ayrıca, tasavvufta sûfinin "seyr ü sülûk" yolundaki "tekâmül" aşamaları da hep bir "yenilenme" gerektirmektedir. Türk tasavvufunun en önemli unsuru olabileceğini düşündüğümüz "gönül" kavramı, İslam düşüncesindeki "yenilenme" kavramının da merkezine oturtulmuştur. İslam"ın bin yıl bayraktarlığını yapmış olan Türklerin, Türkistan"dan Balkanlar"a kadar uzanan coğrafyada etkili olmasının temelinde de "gönüllere girmek" yatmaktadır denilebilir. İslam"ın gönülden gönüle bu yenilenişi, her gönülde yeniden doğuşu, "yenilenme" düşüncesini de diri tutmuştur. Mevlana"nın da "yeniden yeniye akıp giden bir ırmak" olarak tanımladığı ömür, "yenilenme"nin doğumdan ölüme kadar her an tekrarlanan bir süreç olduğunu ortaya koymaktadır. Çalışmada Yunus Emre ve Mevlana"nın eserlerindeki "yenilik, yenilenme veya tecdit" kavramları üzerinde durulacaktır.
Doğumunun 400. Yılında Uluslararası Evliya Çelebi Sempozyumu İçinde, Editör: Yusuf Akçay, Gelişim Üniversitesi Yayınları İstanbul, 2012, s. 37-51., 2012
Özet Çalışmada, Evliyâ Çelebi Seyahatnamesi'nde yer alan boy ve millet adlarının adlandırılış şek... more Özet Çalışmada, Evliyâ Çelebi Seyahatnamesi'nde yer alan boy ve millet adlarının adlandırılış şekillerini ele alındı. Çok sayıda boy ve millet adının yer aldığı Seyahatname'de, bu adların vasıflandırılışı da çok çeşitli şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Bazı milletler için kullanılan: "kefere", "veled-i zînâ" "küffâr-ı füccâr" gibi vasıflandırmalar olduğu gibi, Rus adı için kullanılan "menhûs" ifadesi de dikkati çekmektedir. Bu vasıflandırmalar yapılırken bazı millet adlarının farklı imlâlarla kullanıldığı da görülmektedir: "Rus-Urus", "Rum-Urum" vb. Kavim adlarından bazıları için ise: "Men-i çâr'den galat "Macar" kavmi oldular kim on beş aded kavm keferelerdir." şeklinde etimoloji yapılmıştır. Ayrıca bazı kavim adlarındaki vasıflandırmaların, bazen terkipli "diyâr-ı Rûm" vb., bazen de terkipsiz şekillerle kullanıldığı "Rum diyarı" vb. görülmektedir.
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), kuruluş felsefesi bakımından bir dil-politik temel (Türk
Dili Ko... more Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), kuruluş felsefesi bakımından bir dil-politik temel (Türk Dili Konuşan Ülkeler İş birliği Konseyi-Türk Konseyi) üzerine inşa edilmiştir. Avrupa Birliği ise, ekonomi-politik bir temel üzerine (Kömür Çelik Birliği) inşa edilmiştir. Avrupa Birliği’nin yapısında bir dil birliği olmayışına çözüm olarak geliştirilen farklılıkta birlik düşüncesi, uzlaşma kültürü ile temelleri atılmış bir birlik (AB) için yerinde bir düşünce olarak görülebilir. Türk devletleri için ise uzlaşma, farklılıkta birlik yerine, aynılıkta birlik üzerine inşa edilebilir düşüncesindeyiz. Türk devletleri için aynılık, en başta dil için söz konusudur. Bu durumda Avrupa Birliği’nin farklılıkta birlik düşüncesinin aksine, ortak dil, din ve tarihin oluşturduğu kültürel kalıtımın Türk Birliği oluşturmada bir başat unsur olarak kullanılması sağlanmalıdır. Dolayısıyla, gelecekte kurulabilecek bir Türk Birliği modelinde ilk uzlaşma maddesi dil birliği olmalıdır. Çalışmada, söz konusu dil birliği bağlamında bağımsız Türk devletlerinin dil politikaları ve Türk Devletleri Teşkilatının dil politikası ele alınacaktır. 12 Kasım 2021 tarihinde kurulan Türk Devletleri Teşkilatı'nın Türk Birliği'ne dönüşme yolunda atması gereken adımlardan biri, Türk devletleri arasında ortak bir yazı dili ve alfabeye geçişi sağlamaktır. Ancak, bu konuyla ilgili olan 121 maddelik bildiride herhangi bir bahse rastlanmamaktadır. Dolayısıyla, ortak iletişim dili üzerine atılacak adımların, Türk Devletleri Teşkilatı zirvelerinde alınacak kararlarla bildirilmesi ve “dil politik” temeller üzerine inşa edilen Türk Devletleri Teşkilatı’nın, bu çerçevede daha somut adımlar atması gerekmektedir.
Turkuaz uluslararası Türk dünyası bilimsel araştırmalar dergisi :, Jun 25, 2024
Student satisfaction with their courses and programs is influenced by various factors. The attitu... more Student satisfaction with their courses and programs is influenced by various factors. The attitudes and behaviors that students exhibit based on the education they receive are crucial for providing more effective education for both students and faculty members. This study examines the attitudes and behaviors of students in Contemporary Turkish Dialects and Literatures departments in Turkey towards Turkish dialects and literatures, assessing their preparedness for the program and the extent to which the department's goals are being met. The aim is to determine to what extent the courses serve their intended purposes, contributing to the development of curricula and the identification of appropriate teaching methods. Additionally, the results of this research are expected to aid in the formulation of language and literature policies for the Turkish world. Data were collected through a survey administered to students in the Contemporary Turkish Dialects and Literatures departments at Afyon Kocatepe, Pamukkale, Muğla Sıtkı Koçman, Uşak, and Hacı Bektaş Veli Universities. The students' attitudes and behaviors were evaluated along with their demographic characteristics. The data were analyzed using multivariate statistical techniques and processed with SPSS and LISREL software packages. In addition to descriptive statistics, models of student attitudes and behaviors were developed. The findings are presented with relevant tables and graphs.
Çilimkeş" şiirlerinde ise tütün ve tütün ürünleri gibi zararlı alışkanlıkların bireysel gelişimi ... more Çilimkeş" şiirlerinde ise tütün ve tütün ürünleri gibi zararlı alışkanlıkların bireysel gelişimi nasıl olumsuz etkilediğine değinmiştir. Şiirlerinin çoğunda, 'iyi' anlamına gelen "yahşi" kelimesiyle sağlanan normatif bir yapı dikkati çekmektedir. Mahtumkulu, bu kavramları sıklıkla 'ahlak' bağlamında ele alır. Ahlak kavramının temeli, pozitif ve 'olması gereken' niteliklere dayanır. Felsefede bu durum, 'normatif' veya 'buyurucu' nitelikler olarak tanımlanır. Yani 'ahlak', uyulması gereken davranışlar ve 'iyi bir insan' olmak için gerekli öğretilerin bilimidir. Genellikle erdemleri listelerken ve 'erdemli insan' özelliklerini tanımlarken, ahlaki yükümlülükleri açıklayan dini veya kültürel metinler 'ahlak bilimi' olarak kabul edilir. Magtymguly Pyragynyň Kämil Diwany'ndaki "ýagşy" ve "ýeg" kavramları, "iyi, üstün, mükemmel" anlamlarına gelirken, felsefi terminolojide bu kelimeler, farklı anlam ve kapsamlara barındıran terimlerdir. Pratik ahlakın içinde bulunan 'iyi' kavramı, Türk Edebiyatı'ndaki birçok 'nasihat' temalı eserde yer alır. Eski Türkçe'de, "Divanu Lugati't-Türk" ve "Kutadgu Bilig" gibi metinlerde 'iyi' kelimesi, çeşitli sesbilimsel formlarda karşımıza çıkar. "yeğ" kavramı ise, buyurucu olmayan ve seçime dayalı bir öğüt biçimini belirtir. Çalışmada, Mahtumkulu'nun belirtilen şiirlerindeki 'nasihat' içeriği, "yeğ" ve "iyi" kavramları üzerinden felsefenin 'normatif' yaklaşımıyla analiz edilmiştir. Mahtumkulu'nun şiirlerindeki "ýagşy" kavramının, pratik felsefenin alanına dahil olarak 'yapma'yı, yani 'eylem'i temel aldığı görülmüştür. Mahtumkulu'nun "ýagşy" redifli şiirlerinin büyük bir kısmı, 'iyi bir davranışın nasıl olması gerektiği' gibi bir soruyu barındırmak suretiyle, doğrudan eyleme yönelik olarak şekillenmiştir. Bu kavramların birçoğunun "ahlak kavramı" çerçevesine dahil olduğu söylenebilir. Mahtumkulu'nun şiirlerinde "yahşi" ve "yeğ" kavramları kesin hatlarla ayrılmasa da "yeğ" kavramının "buyurucu" niteliği, "yahşi" kavramına bakıldığında daha belirsiz bir durum arzetmektedir. Şiirlerde "yahşi" kavramının buyuruculuğu, özellikle bu kavramdan önce getirilen emir çekimli yapılarda (git-, yet-, tut-, kıl-, sal-, bil-, gör-) karşımıza çıkmaktadır.
Balkanlardan Kazak ve Kırgız bozkırlarına kadar uzanan Türkistan coğrafyasını ve bu coğrafyanın b... more Balkanlardan Kazak ve Kırgız bozkırlarına kadar uzanan Türkistan coğrafyasını ve bu coğrafyanın bellek mekânlarını şiirinde işleyen Altay, Mağcan Cumabayev'in Türkistan şiirindeki Aral ve Balkaş göllerini şiirine almıştır. Siri Derya ve Amu Derya'nın yer aldığı Maveraünnehir, Altay'ın şiirinde sihirli ve ürperticidir. Cumabayev ise bu iki mübarek suyun kenarında, atalarının kutsal mezarlarını bulmanın heyecanıyla yaşamaktadır. Her iki şair de Türk'ün kutsal dağlarından bahseder. Altay, Hisar Dağları, Pamir ve Tanrı Dağları'nı şiirine almıştır. Cumabayev'de dağlar daha da ağırlık kazanmıştır. Pamir Dağları'ndan, Alay, Tyen-Şan, Tanrı ve kutsal Kızılkurt Dağı'ndan bahsetmiş, Kutsal Kızılkurt Dağı olmasaydı, Nuh'un Gemisi'nin kurtulamayacağını belirterek, insanlığın kaderini, Türkistan'ın bu kutsal dağına bağlamıştır. Her iki şair de Türkistan coğrafyasındaki çöl ve bozkırlara şiirlerinde yer vermiştir. Altay, Kızıl Kum ve Kara Kum çöllüklerini, Cumabayev ise, Turan'ın uçsuz bucaksız çöllerini dile getirmiştir. Cumabayev'de bu uçsuz bucaksız çöller, rüzgâr esmeyen, ıssız, sapsarı ve kumsar çöllerdir ve mezarlığı andırırlar. Altay ise bu çölleri, göklerin indirilmek istendiği mekânlar olarak telakki etmiştir. Balkaş'ı bağrına basan Tarbagatay bozkırlarından bahseden Cumabayev'in yanında, Kırgız bozkırlarından bahisle şiirini sonlandıran bir şair bulunmaktadır. Çalışmada, iki Türkistan şiirindeki bellek mekânlarından yola çıkılarak, şairlerin millî duyuşları ve Balkanlardan Kazak ve Kırgız bozkırlarına kadar uzanan Türkistan coğrafyasının bellek mekânları, her iki şiirde kullanılan bağlamsal anlamlar değerlendirilecektir.
Student satisfaction with their courses and programs is influenced by various factors. The attitu... more Student satisfaction with their courses and programs is influenced by various factors. The attitudes and behaviors that students exhibit based on the education they receive are crucial for providing more effective education for both students and faculty members. This study examines the attitudes and behaviors of students in Contemporary Turkish Dialects and Literatures departments in Turkey towards Turkish dialects and literatures, assessing their preparedness for the program and the extent to which the department's goals are being met. The aim is to determine to what extent the courses serve their intended purposes, contributing to the development of curricula and the identification of appropriate teaching methods. Additionally, the results of this research are expected to aid in the formulation of language and literature policies for the Turkish world. Data were collected through a survey administered to students in the Contemporary Turkish Dialects and Literatures departments at Afyon Kocatepe, Pamukkale, Muğla Sıtkı Koçman, Uşak, and Hacı Bektaş Veli Universities. The students' attitudes and behaviors were evaluated along with their demographic characteristics. The data were analyzed using multivariate statistical techniques and processed with SPSS and LISREL software packages. In addition to descriptive statistics, models of student attitudes and behaviors were developed. The findings are presented with relevant tables and graphs.
Çilimkeş" şiirlerinde ise tütün ve tütün ürünleri gibi zararlı alışkanlıkların bireysel gelişimi ... more Çilimkeş" şiirlerinde ise tütün ve tütün ürünleri gibi zararlı alışkanlıkların bireysel gelişimi nasıl olumsuz etkilediğine değinmiştir. Şiirlerinin çoğunda, 'iyi' anlamına gelen "yahşi" kelimesiyle sağlanan normatif bir yapı dikkati çekmektedir. Mahtumkulu, bu kavramları sıklıkla 'ahlak' bağlamında ele alır. Ahlak kavramının temeli, pozitif ve 'olması gereken' niteliklere dayanır. Felsefede bu durum, 'normatif' veya 'buyurucu' nitelikler olarak tanımlanır. Yani 'ahlak', uyulması gereken davranışlar ve 'iyi bir insan' olmak için gerekli öğretilerin bilimidir. Genellikle erdemleri listelerken ve 'erdemli insan' özelliklerini tanımlarken, ahlaki yükümlülükleri açıklayan dini veya kültürel metinler 'ahlak bilimi' olarak kabul edilir. Magtymguly Pyragynyň Kämil Diwany'ndaki "ýagşy" ve "ýeg" kavramları, "iyi, üstün, mükemmel" anlamlarına gelirken, felsefi terminolojide bu kelimeler, farklı anlam ve kapsamlara barındıran terimlerdir. Pratik ahlakın içinde bulunan 'iyi' kavramı, Türk Edebiyatı'ndaki birçok 'nasihat' temalı eserde yer alır. Eski Türkçe'de, "Divanu Lugati't-Türk" ve "Kutadgu Bilig" gibi metinlerde 'iyi' kelimesi, çeşitli sesbilimsel formlarda karşımıza çıkar. "yeğ" kavramı ise, buyurucu olmayan ve seçime dayalı bir öğüt biçimini belirtir. Çalışmada, Mahtumkulu'nun belirtilen şiirlerindeki 'nasihat' içeriği, "yeğ" ve "iyi" kavramları üzerinden felsefenin 'normatif' yaklaşımıyla analiz edilmiştir. Mahtumkulu'nun şiirlerindeki "ýagşy" kavramının, pratik felsefenin alanına dahil olarak 'yapma'yı, yani 'eylem'i temel aldığı görülmüştür. Mahtumkulu'nun "ýagşy" redifli şiirlerinin büyük bir kısmı, 'iyi bir davranışın nasıl olması gerektiği' gibi bir soruyu barındırmak suretiyle, doğrudan eyleme yönelik olarak şekillenmiştir. Bu kavramların birçoğunun "ahlak kavramı" çerçevesine dahil olduğu söylenebilir. Mahtumkulu'nun şiirlerinde "yahşi" ve "yeğ" kavramları kesin hatlarla ayrılmasa da "yeğ" kavramının "buyurucu" niteliği, "yahşi" kavramına bakıldığında daha belirsiz bir durum arzetmektedir. Şiirlerde "yahşi" kavramının buyuruculuğu, özellikle bu kavramdan önce getirilen emir çekimli yapılarda (git-, yet-, tut-, kıl-, sal-, bil-, gör-) karşımıza çıkmaktadır.
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), kuruluş felsefesi bakımından bir dil-politik temel (Türk
Dili K... more Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), kuruluş felsefesi bakımından bir dil-politik temel (Türk
Dili Konuşan Ülkeler İş birliği Konseyi-Türk Konseyi) üzerine inşa edilmiştir. Avrupa Birliği ise,
ekonomi-politik bir temel üzerine (Kömür Çelik Birliği) inşa edilmiştir. Avrupa Birliği’nin
yapısında bir dil birliği olmayışına çözüm olarak geliştirilen farklılıkta birlik düşüncesi, uzlaşma
kültürü ile temelleri atılmış bir birlik (AB) için yerinde bir düşünce olarak görülebilir. Türk
devletleri için ise uzlaşma, farklılıkta birlik yerine, aynılıkta birlik üzerine inşa edilebilir
düşüncesindeyiz. Türk devletleri için aynılık, en başta dil için söz konusudur. Bu durumda
Avrupa Birliği’nin farklılıkta birlik düşüncesinin aksine, ortak dil, din ve tarihin oluşturduğu
kültürel kalıtımın Türk Birliği oluşturmada bir başat unsur olarak kullanılması sağlanmalıdır.
Dolayısıyla, gelecekte kurulabilecek bir Türk Birliği modelinde ilk uzlaşma maddesi dil birliği
olmalıdır. Çalışmada, söz konusu dil birliği bağlamında bağımsız Türk devletlerinin dil politikaları ve Türk Devletleri Teşkilatının dil politikası ele alınacaktır. 12 Kasım 2021 tarihinde
kurulan Türk Devletleri Teşkilatı'nın Türk Birliği'ne dönüşme yolunda atması gereken
adımlardan biri, Türk devletleri arasında ortak bir yazı dili ve alfabeye geçişi sağlamaktır. Ancak,
bu konuyla ilgili olan 121 maddelik bildiride herhangi bir bahse rastlanmamaktadır. Dolayısıyla,
ortak iletişim dili üzerine atılacak adımların, Türk Devletleri Teşkilatı zirvelerinde alınacak
kararlarla bildirilmesi ve “dil politik” temeller üzerine inşa edilen Türk Devletleri Teşkilatı’nın,
bu çerçevede daha somut adımlar atması gerekmektedir.
YUNUS’UN KELİMELERİ ADLI ESER ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME, 2021
Shakespeare, Hamlet adlı meşhur eserinde Polonius adlı karaktere (Saray
nazırı): “…Ne okuyorsunuz... more Shakespeare, Hamlet adlı meşhur eserinde Polonius adlı karaktere (Saray nazırı): “…Ne okuyorsunuz efendim?” sorusunu sordurmakta ve Hamlet (Eski kralın oğlu, yenisinin de yeğeni) bu soruya: “Sade kelimeler, kelimeler, kelimeler.” cevabını vermektedir (Shakespeare, 1995: 58). Hiç şüphe yok ki gök kubbe altındaki “kelimeler”in en zengin, anlamlı ve okunası olanlarını Shakespeare gibi, Yunus Emre gibi söz üstatları söylemiştir. Onların kelimeleri, mana imbiğinden süzülerek, insan dimağının ve gönlünün en müstesna yerinde anlam kazanan kelimeler olmuştur. Bunun delili ise, o kelimelerin çağları aşarak bugünlere ulaşması ve insanların ağılı aşlarına bal, sadırlarına şifa ve dertlerine deva niteliğinde olmalarıdır.
The Turkish world is attracting attention in today's world as a concept that expresses a large po... more The Turkish world is attracting attention in today's world as a concept that expresses a large population and a large geographical area that includes independent states, autonomous structures and large or small communities under the sovereignty of other states. The Turkish World also manifests itself as a dynamic reality in the context of time and space, given the complex history of the vast geography in question. It is clear that the Turkish world, which is expanding towards a common time and place, a wide geography and various historical stories, also needs a political, socio-cultural, economic excitement to rise from within itself. As a scientific component of such an interest, it does not even have to underline the importance of a social scientific effort. This study is also a derivative of social scientific interest.
There are many factors on the satisfaction of university students from the departments they conti... more There are many factors on the satisfaction of university students from the departments they continue. The attitudes and behaviors of the students depending on their education are important in order to provide more effective education for both students and faculty members. In this study, the students from Contemporary Turkish Dialects and Literatures department in Turkey, Turkish dialects and ready for the student section through the analysis of attitudes and behaviors towards literary presence, has been put forward and level realization of the objectives of the department. Within the scope of the study, necessary data were collected with the scale form applied to the students studying at the departments of
Samsun-Türkiye/ Turkey Öz Latince realia 'somut' terimine dayanan ve 1950'lerden bu yana, milli ö... more Samsun-Türkiye/ Turkey Öz Latince realia 'somut' terimine dayanan ve 1950'lerden bu yana, milli özelliklerin görülebilir somut ögeleri olarak bahsedilen 'özolgu' kavramı; bir millete ait olup, diğer milletlerde bulunmayan, tarihsel, kültürel ve yaşam tarzına özgü nesne, kavram ve olguları ifade etmektedir. 1970'li yıllarda özolgu sözlükleri yazılmaya başlanmış ve çeviribilim alanında da 'özolgu' kavramı dikkati çekmiştir. Özolgu terimi edebiyatta barbarizm, lokalizm, etnografizm, etno kültürel sözcük, ülkebilimsel sözcük, boşluk vb. kelimelerle karşılanmaktadır. Çok sayıda tasnif ve alt başlığın yer aldığı özolgularla ve Sovyetizmlerle ilgili Kırgız edebiyatı alanında yapılan herhangi bir çalışmaya (Manas Ansiklopedisi üzerine yaptığım çalışma dışında) rastlanmamıştır. Çalışma, S. Vlahov ve S. Florin'in tasnifindeki 'millî özolgular' ile Vereşçagin ve Kostomarov'un tasnifindeki 'Sovyetizmler' alt başlıkları çerçevesinde incelenmiştir. Çalışmanın, Kırgız Türkçesinde özolgusal sözlüklerin oluşturulması ve Cengiz Aytmatov'un eserlerinin kültürdilbilimsel özelliklerini ortaya çıkarmak için bir temel oluşturacağı düşüncesindeyiz. Dünyanın en önemli yazarlarından biri olan Cengiz Aytmatov'un Birinçi Mugalim adlı eserindeki bazı 'millî özolgular' ve 'sovyetizm'leri tespit edeceğimiz çalışmanın giriş bölümünde 'özolgu' kavramı üzerinde durulmuştur. Çalışmada, eserdeki millî özolgulara ilişkin yaptığımız: 1. Geleneğe İlişkin Özolgusal İfadeler (Tarihî Sözcükler), 2. Halk İnanışlarına İlişkin Özolgusal ifadeler, 3. Gündelik yaşama yönelik özolgular ve 4. Sovyetizmler olmak üzere dört maddelik tasnif altında özolgu ifadeleri sıralanmıştır. Sonuç ve öneriler bölümünde, çalışmada elde edilen bulgulardan yola çıkılarak değerlendirmelerde bulunulmuş ve öneriler sunulmuştur.
Yunus Emre gibi cennet sevdası veya cehennem kaygısından geçmiş (cennet cennet dedikleri, birkaç ... more Yunus Emre gibi cennet sevdası veya cehennem kaygısından geçmiş (cennet cennet dedikleri, birkaç huri birkaç melek) bir dervişin, idealinde herhangi bir "dünya"dan çok, Allah'a kavuşma (bana seni gerek seni) söz konusu olabilir; ancak, "Yunus Emre'nin şiirlerinden yola çıkarak içinde bulunduğumuz dünyaya dair sorunlar çözüme kavuşturulabilir ve ideal bir dünya tasarlanabilir." diye düşünebiliriz. "Yunun Emre'nin sözlerinin çağları aşarak bugünlere ulaşması, bugünün dünyasında ona ne kadar ihtiyaç duyulduğunun da bir göstergesidir."
Öz "Yenilik, yenilenme veya tecdit" bütün varlıkların yaratılış özelliklerinden işlevsel özellikl... more Öz "Yenilik, yenilenme veya tecdit" bütün varlıkların yaratılış özelliklerinden işlevsel özelliklerine kadar, yaratıcı dışında her şeyi içine alan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Evrenin ve insanın atomlardan, hücrelerden gezegenlere, galaksilere kadar her an genişleme ve yenilenme içinde olduğu ayetlerde de vurgulanmış ve varlıkların hâlden hâle geçirildiğine değinilmiştir. Tasavvufta "yenilenme düşüncesi" olarak değerlendirebileceğimiz ve Yunus Emre ve Mevlana"nın şiirlerinde örneklerine rastladığımız düşünce biçimi, "her dem yeninden doğmak", "yeni şeyler söylemek", "zamana karşı hep yenilenmek", "ruh ve gönül dünyasında hâlden hâle geçmek" gibi ifadeler çerçevesinde ele alınabilir. Ayrıca, tasavvufta sûfinin "seyr ü sülûk" yolundaki "tekâmül" aşamaları da hep bir "yenilenme" gerektirmektedir. Türk tasavvufunun en önemli unsuru olabileceğini düşündüğümüz "gönül" kavramı, İslam düşüncesindeki "yenilenme" kavramının da merkezine oturtulmuştur. İslam"ın bin yıl bayraktarlığını yapmış olan Türklerin, Türkistan"dan Balkanlar"a kadar uzanan coğrafyada etkili olmasının temelinde de "gönüllere girmek" yatmaktadır denilebilir. İslam"ın gönülden gönüle bu yenilenişi, her gönülde yeniden doğuşu, "yenilenme" düşüncesini de diri tutmuştur. Mevlana"nın da "yeniden yeniye akıp giden bir ırmak" olarak tanımladığı ömür, "yenilenme"nin doğumdan ölüme kadar her an tekrarlanan bir süreç olduğunu ortaya koymaktadır. Çalışmada Yunus Emre ve Mevlana"nın eserlerindeki "yenilik, yenilenme veya tecdit" kavramları üzerinde durulacaktır.
Doğumunun 400. Yılında Uluslararası Evliya Çelebi Sempozyumu İçinde, Editör: Yusuf Akçay, Gelişim Üniversitesi Yayınları İstanbul, 2012, s. 37-51., 2012
Özet Çalışmada, Evliyâ Çelebi Seyahatnamesi'nde yer alan boy ve millet adlarının adlandırılış şek... more Özet Çalışmada, Evliyâ Çelebi Seyahatnamesi'nde yer alan boy ve millet adlarının adlandırılış şekillerini ele alındı. Çok sayıda boy ve millet adının yer aldığı Seyahatname'de, bu adların vasıflandırılışı da çok çeşitli şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Bazı milletler için kullanılan: "kefere", "veled-i zînâ" "küffâr-ı füccâr" gibi vasıflandırmalar olduğu gibi, Rus adı için kullanılan "menhûs" ifadesi de dikkati çekmektedir. Bu vasıflandırmalar yapılırken bazı millet adlarının farklı imlâlarla kullanıldığı da görülmektedir: "Rus-Urus", "Rum-Urum" vb. Kavim adlarından bazıları için ise: "Men-i çâr'den galat "Macar" kavmi oldular kim on beş aded kavm keferelerdir." şeklinde etimoloji yapılmıştır. Ayrıca bazı kavim adlarındaki vasıflandırmaların, bazen terkipli "diyâr-ı Rûm" vb., bazen de terkipsiz şekillerle kullanıldığı "Rum diyarı" vb. görülmektedir.
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), kuruluş felsefesi bakımından bir dil-politik temel (Türk
Dili Ko... more Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), kuruluş felsefesi bakımından bir dil-politik temel (Türk Dili Konuşan Ülkeler İş birliği Konseyi-Türk Konseyi) üzerine inşa edilmiştir. Avrupa Birliği ise, ekonomi-politik bir temel üzerine (Kömür Çelik Birliği) inşa edilmiştir. Avrupa Birliği’nin yapısında bir dil birliği olmayışına çözüm olarak geliştirilen farklılıkta birlik düşüncesi, uzlaşma kültürü ile temelleri atılmış bir birlik (AB) için yerinde bir düşünce olarak görülebilir. Türk devletleri için ise uzlaşma, farklılıkta birlik yerine, aynılıkta birlik üzerine inşa edilebilir düşüncesindeyiz. Türk devletleri için aynılık, en başta dil için söz konusudur. Bu durumda Avrupa Birliği’nin farklılıkta birlik düşüncesinin aksine, ortak dil, din ve tarihin oluşturduğu kültürel kalıtımın Türk Birliği oluşturmada bir başat unsur olarak kullanılması sağlanmalıdır. Dolayısıyla, gelecekte kurulabilecek bir Türk Birliği modelinde ilk uzlaşma maddesi dil birliği olmalıdır. Çalışmada, söz konusu dil birliği bağlamında bağımsız Türk devletlerinin dil politikaları ve Türk Devletleri Teşkilatının dil politikası ele alınacaktır. 12 Kasım 2021 tarihinde kurulan Türk Devletleri Teşkilatı'nın Türk Birliği'ne dönüşme yolunda atması gereken adımlardan biri, Türk devletleri arasında ortak bir yazı dili ve alfabeye geçişi sağlamaktır. Ancak, bu konuyla ilgili olan 121 maddelik bildiride herhangi bir bahse rastlanmamaktadır. Dolayısıyla, ortak iletişim dili üzerine atılacak adımların, Türk Devletleri Teşkilatı zirvelerinde alınacak kararlarla bildirilmesi ve “dil politik” temeller üzerine inşa edilen Türk Devletleri Teşkilatı’nın, bu çerçevede daha somut adımlar atması gerekmektedir.
Turkuaz uluslararası Türk dünyası bilimsel araştırmalar dergisi :, Jun 25, 2024
Student satisfaction with their courses and programs is influenced by various factors. The attitu... more Student satisfaction with their courses and programs is influenced by various factors. The attitudes and behaviors that students exhibit based on the education they receive are crucial for providing more effective education for both students and faculty members. This study examines the attitudes and behaviors of students in Contemporary Turkish Dialects and Literatures departments in Turkey towards Turkish dialects and literatures, assessing their preparedness for the program and the extent to which the department's goals are being met. The aim is to determine to what extent the courses serve their intended purposes, contributing to the development of curricula and the identification of appropriate teaching methods. Additionally, the results of this research are expected to aid in the formulation of language and literature policies for the Turkish world. Data were collected through a survey administered to students in the Contemporary Turkish Dialects and Literatures departments at Afyon Kocatepe, Pamukkale, Muğla Sıtkı Koçman, Uşak, and Hacı Bektaş Veli Universities. The students' attitudes and behaviors were evaluated along with their demographic characteristics. The data were analyzed using multivariate statistical techniques and processed with SPSS and LISREL software packages. In addition to descriptive statistics, models of student attitudes and behaviors were developed. The findings are presented with relevant tables and graphs.
Çilimkeş" şiirlerinde ise tütün ve tütün ürünleri gibi zararlı alışkanlıkların bireysel gelişimi ... more Çilimkeş" şiirlerinde ise tütün ve tütün ürünleri gibi zararlı alışkanlıkların bireysel gelişimi nasıl olumsuz etkilediğine değinmiştir. Şiirlerinin çoğunda, 'iyi' anlamına gelen "yahşi" kelimesiyle sağlanan normatif bir yapı dikkati çekmektedir. Mahtumkulu, bu kavramları sıklıkla 'ahlak' bağlamında ele alır. Ahlak kavramının temeli, pozitif ve 'olması gereken' niteliklere dayanır. Felsefede bu durum, 'normatif' veya 'buyurucu' nitelikler olarak tanımlanır. Yani 'ahlak', uyulması gereken davranışlar ve 'iyi bir insan' olmak için gerekli öğretilerin bilimidir. Genellikle erdemleri listelerken ve 'erdemli insan' özelliklerini tanımlarken, ahlaki yükümlülükleri açıklayan dini veya kültürel metinler 'ahlak bilimi' olarak kabul edilir. Magtymguly Pyragynyň Kämil Diwany'ndaki "ýagşy" ve "ýeg" kavramları, "iyi, üstün, mükemmel" anlamlarına gelirken, felsefi terminolojide bu kelimeler, farklı anlam ve kapsamlara barındıran terimlerdir. Pratik ahlakın içinde bulunan 'iyi' kavramı, Türk Edebiyatı'ndaki birçok 'nasihat' temalı eserde yer alır. Eski Türkçe'de, "Divanu Lugati't-Türk" ve "Kutadgu Bilig" gibi metinlerde 'iyi' kelimesi, çeşitli sesbilimsel formlarda karşımıza çıkar. "yeğ" kavramı ise, buyurucu olmayan ve seçime dayalı bir öğüt biçimini belirtir. Çalışmada, Mahtumkulu'nun belirtilen şiirlerindeki 'nasihat' içeriği, "yeğ" ve "iyi" kavramları üzerinden felsefenin 'normatif' yaklaşımıyla analiz edilmiştir. Mahtumkulu'nun şiirlerindeki "ýagşy" kavramının, pratik felsefenin alanına dahil olarak 'yapma'yı, yani 'eylem'i temel aldığı görülmüştür. Mahtumkulu'nun "ýagşy" redifli şiirlerinin büyük bir kısmı, 'iyi bir davranışın nasıl olması gerektiği' gibi bir soruyu barındırmak suretiyle, doğrudan eyleme yönelik olarak şekillenmiştir. Bu kavramların birçoğunun "ahlak kavramı" çerçevesine dahil olduğu söylenebilir. Mahtumkulu'nun şiirlerinde "yahşi" ve "yeğ" kavramları kesin hatlarla ayrılmasa da "yeğ" kavramının "buyurucu" niteliği, "yahşi" kavramına bakıldığında daha belirsiz bir durum arzetmektedir. Şiirlerde "yahşi" kavramının buyuruculuğu, özellikle bu kavramdan önce getirilen emir çekimli yapılarda (git-, yet-, tut-, kıl-, sal-, bil-, gör-) karşımıza çıkmaktadır.
Balkanlardan Kazak ve Kırgız bozkırlarına kadar uzanan Türkistan coğrafyasını ve bu coğrafyanın b... more Balkanlardan Kazak ve Kırgız bozkırlarına kadar uzanan Türkistan coğrafyasını ve bu coğrafyanın bellek mekânlarını şiirinde işleyen Altay, Mağcan Cumabayev'in Türkistan şiirindeki Aral ve Balkaş göllerini şiirine almıştır. Siri Derya ve Amu Derya'nın yer aldığı Maveraünnehir, Altay'ın şiirinde sihirli ve ürperticidir. Cumabayev ise bu iki mübarek suyun kenarında, atalarının kutsal mezarlarını bulmanın heyecanıyla yaşamaktadır. Her iki şair de Türk'ün kutsal dağlarından bahseder. Altay, Hisar Dağları, Pamir ve Tanrı Dağları'nı şiirine almıştır. Cumabayev'de dağlar daha da ağırlık kazanmıştır. Pamir Dağları'ndan, Alay, Tyen-Şan, Tanrı ve kutsal Kızılkurt Dağı'ndan bahsetmiş, Kutsal Kızılkurt Dağı olmasaydı, Nuh'un Gemisi'nin kurtulamayacağını belirterek, insanlığın kaderini, Türkistan'ın bu kutsal dağına bağlamıştır. Her iki şair de Türkistan coğrafyasındaki çöl ve bozkırlara şiirlerinde yer vermiştir. Altay, Kızıl Kum ve Kara Kum çöllüklerini, Cumabayev ise, Turan'ın uçsuz bucaksız çöllerini dile getirmiştir. Cumabayev'de bu uçsuz bucaksız çöller, rüzgâr esmeyen, ıssız, sapsarı ve kumsar çöllerdir ve mezarlığı andırırlar. Altay ise bu çölleri, göklerin indirilmek istendiği mekânlar olarak telakki etmiştir. Balkaş'ı bağrına basan Tarbagatay bozkırlarından bahseden Cumabayev'in yanında, Kırgız bozkırlarından bahisle şiirini sonlandıran bir şair bulunmaktadır. Çalışmada, iki Türkistan şiirindeki bellek mekânlarından yola çıkılarak, şairlerin millî duyuşları ve Balkanlardan Kazak ve Kırgız bozkırlarına kadar uzanan Türkistan coğrafyasının bellek mekânları, her iki şiirde kullanılan bağlamsal anlamlar değerlendirilecektir.
Student satisfaction with their courses and programs is influenced by various factors. The attitu... more Student satisfaction with their courses and programs is influenced by various factors. The attitudes and behaviors that students exhibit based on the education they receive are crucial for providing more effective education for both students and faculty members. This study examines the attitudes and behaviors of students in Contemporary Turkish Dialects and Literatures departments in Turkey towards Turkish dialects and literatures, assessing their preparedness for the program and the extent to which the department's goals are being met. The aim is to determine to what extent the courses serve their intended purposes, contributing to the development of curricula and the identification of appropriate teaching methods. Additionally, the results of this research are expected to aid in the formulation of language and literature policies for the Turkish world. Data were collected through a survey administered to students in the Contemporary Turkish Dialects and Literatures departments at Afyon Kocatepe, Pamukkale, Muğla Sıtkı Koçman, Uşak, and Hacı Bektaş Veli Universities. The students' attitudes and behaviors were evaluated along with their demographic characteristics. The data were analyzed using multivariate statistical techniques and processed with SPSS and LISREL software packages. In addition to descriptive statistics, models of student attitudes and behaviors were developed. The findings are presented with relevant tables and graphs.
Çilimkeş" şiirlerinde ise tütün ve tütün ürünleri gibi zararlı alışkanlıkların bireysel gelişimi ... more Çilimkeş" şiirlerinde ise tütün ve tütün ürünleri gibi zararlı alışkanlıkların bireysel gelişimi nasıl olumsuz etkilediğine değinmiştir. Şiirlerinin çoğunda, 'iyi' anlamına gelen "yahşi" kelimesiyle sağlanan normatif bir yapı dikkati çekmektedir. Mahtumkulu, bu kavramları sıklıkla 'ahlak' bağlamında ele alır. Ahlak kavramının temeli, pozitif ve 'olması gereken' niteliklere dayanır. Felsefede bu durum, 'normatif' veya 'buyurucu' nitelikler olarak tanımlanır. Yani 'ahlak', uyulması gereken davranışlar ve 'iyi bir insan' olmak için gerekli öğretilerin bilimidir. Genellikle erdemleri listelerken ve 'erdemli insan' özelliklerini tanımlarken, ahlaki yükümlülükleri açıklayan dini veya kültürel metinler 'ahlak bilimi' olarak kabul edilir. Magtymguly Pyragynyň Kämil Diwany'ndaki "ýagşy" ve "ýeg" kavramları, "iyi, üstün, mükemmel" anlamlarına gelirken, felsefi terminolojide bu kelimeler, farklı anlam ve kapsamlara barındıran terimlerdir. Pratik ahlakın içinde bulunan 'iyi' kavramı, Türk Edebiyatı'ndaki birçok 'nasihat' temalı eserde yer alır. Eski Türkçe'de, "Divanu Lugati't-Türk" ve "Kutadgu Bilig" gibi metinlerde 'iyi' kelimesi, çeşitli sesbilimsel formlarda karşımıza çıkar. "yeğ" kavramı ise, buyurucu olmayan ve seçime dayalı bir öğüt biçimini belirtir. Çalışmada, Mahtumkulu'nun belirtilen şiirlerindeki 'nasihat' içeriği, "yeğ" ve "iyi" kavramları üzerinden felsefenin 'normatif' yaklaşımıyla analiz edilmiştir. Mahtumkulu'nun şiirlerindeki "ýagşy" kavramının, pratik felsefenin alanına dahil olarak 'yapma'yı, yani 'eylem'i temel aldığı görülmüştür. Mahtumkulu'nun "ýagşy" redifli şiirlerinin büyük bir kısmı, 'iyi bir davranışın nasıl olması gerektiği' gibi bir soruyu barındırmak suretiyle, doğrudan eyleme yönelik olarak şekillenmiştir. Bu kavramların birçoğunun "ahlak kavramı" çerçevesine dahil olduğu söylenebilir. Mahtumkulu'nun şiirlerinde "yahşi" ve "yeğ" kavramları kesin hatlarla ayrılmasa da "yeğ" kavramının "buyurucu" niteliği, "yahşi" kavramına bakıldığında daha belirsiz bir durum arzetmektedir. Şiirlerde "yahşi" kavramının buyuruculuğu, özellikle bu kavramdan önce getirilen emir çekimli yapılarda (git-, yet-, tut-, kıl-, sal-, bil-, gör-) karşımıza çıkmaktadır.
Kırgızlar tarihi süreçte, Araplar ve Arapça ile iliĢkileri neticesinde özellikle din ve ahlaka da... more Kırgızlar tarihi süreçte, Araplar ve Arapça ile iliĢkileri neticesinde özellikle din ve ahlaka dair çok sayıda kelime ve kavram alıntılamıĢlardır. Özbek ve Taciklerle olan ticarî iliĢkileri, hayvancılık ve tarım alnındaki münasebetleriyle birlikte ise, bu alanlara iliĢkin çok sayıda Farsça kökenli kelimeyi bünyesine katmıĢlardır. Ruslarla Çarlık döneminde baĢlayan yakın temas sonucu da, resmi dillerini Rusça yapmaya, günlük konuĢmalarında Rusçayı ana dil düzeyinde kullanmaya varan yoğun baskının tesiriyle, büyük bir kısmını fonetik değiĢime uğratmadan benimsemek durumunda kalarak, çok sayıda siyasi, idari, bilimsel ve felsefi kelime ve kavram alıntısı yapmıĢtır. Moğollar ve Çinlilerle coğrafi bakımdan günümüzde de yakın bağlantısı bulunan Kırgızlar, tarihi süreç içerisinde çeĢitli yakınlaĢmalar yaĢamıĢ hatta savaĢmıĢtır. Belirttiğimiz bu tür iliĢkiler neticesinde de, göçebe toplumun kültürüyle bağlantılı bazı kelime ve kavramları alıntılamıĢlardır. Kırgız Türkçesinin alıntı kelimeler için uyguladığı ses kurallarını ve bu yöntemle Kırgız Türkçesinin özleĢtirme gücünü ortaya koymayı amaçlayan çalıĢmada, Kırgız Türkçesine Arapça, Farsça, Moğolca, Çince ve Rusçadan alıntı kelimelerin ses değiĢmeleri ele alınmıĢtır.
Kavramlar yoluyla, bir şeyi başka bir şeyle düşünme şekli olan metafor, gündelik konuşmalardan fe... more Kavramlar yoluyla, bir şeyi başka bir şeyle düşünme şekli olan metafor, gündelik konuşmalardan felsefî metinlere varana kadar geniş bir alanı, daha doğrusu, söyleyene bağlı bir yapı olarak düşünüldüğünde, dile ait her ifadeyi, metaforik bir anlamla, bize aktaran yapıdır. Ontolojik metafor, yönelim metaforu, konvansiyonel metafor, poetik metafor, kavram metaforu, kompleks metafor/karma metafor ve iç içe girmiş metafor gibi türleri olan metaforlar, kelimelerin köklerinde de yer almaktadır. Dillerdeki kelime köklerinde yer alan metaforik yapıları ortaya çıkarmak, dili kullananların mantalitelerinin anlaşılmasına ve metaforların işleyiş düzeninin ortaya konulmasına yardımcı olacaktır. Türk dilinde birkaç kelime kökünün ele alınmasıyla, Türk dilinin metaforik yapısına dair ipuçları edinilmiş olacaktır. Ele aldığımız kelime köklerindeki metaforik yapılarda söz konusu olan yönelim, istisnalarıyla birlikte şu şekilde gerçekleşmiştir: ögrünç ‘mutluluk’ ve asıg ‘fayda’ kelimelerinin köklerinde yer alan metaforik yapı, ö/ü- ‘yükselmek, as- ‘yükselmek, artmak’, ö-r-gün ‘taht’, ö-r-it- ‘beslemek’, ö-s-ümlük ‘bitki’, ö-z-lüg ‘canlı olmak, hayat sahibi olmak’, ö- ‘düşünmek’, ö-v- ‘övmek’ şekillerinde yukarı yönelim göstermekte ve genele hâkim yapı, ‘İYİ OLAN YUKARIDADIR’ metaforik önermesini ortaya çıkarmaktadır. Ancak, öng (ön) ed- (et-) ‘iyileşmek’ kelimesinde ise metaforik yapı bizi, ‘İYİ OLAN ÖNDEDİR’ önermesine götürmektedir. Türk dilinin yukarıda sıraladığımız köklerinde yer alan metaforik yapıları, birkaç kelime kökünden yola çıkarak ele aldığımız bu çalışmada ortaya çıkan metaforik önermeler şu şekilde gerçekleşmiştir: İYİ OLAN YUKARIDADIR, MUTLU OLAN YUKARIDADIR, FAYDALI OLAN YUKARIDADIR, CANLI OLAN YUKARIDADIR, YÖNETEN YUKARIDADIR ve İYİ OLAN ÖNDEDİR. Çalışmada ele aldığımız metaforik kökler, Türk Dilinin yönelim metaforu içeren ve yukarıda belirtilen kökleridir. Bu köklerden yola çıkılarak, Türk Dilinin metaforik yapısı ve mantığına dair bilgiler verilmeye çalışılmıştır. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda, Türk Dilinin köklerinin metaforik özelliklerine değinilmemesi, çalışmayı özgün bir niteliğe kavuşturmaktadır. Bu çalışmanın yapacağı başlangıçla, Türk Dilinin bütün metaforik özellikleri ve mantığının ortaya konulmasına zemin hazırlanmış olacaktır kanaatindeyiz.
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2014
Kirgiz Turkcesindeki Mogolca ortak unsurlarin bir kismi Kirgiz gramerlerinde belirtildigi halde, ... more Kirgiz Turkcesindeki Mogolca ortak unsurlarin bir kismi Kirgiz gramerlerinde belirtildigi halde, bazilarina yer verilmemistir. Bu eklerden biri ‘ele’ edatidir. Mogolcada bazi durumlarda ‘la’/ ‘le’ye degisen bu edat, ilgili kelimeden sonra gelerek, niteledigi kelimenin anlamini genellestirmektedir. Calismada bu edatin Kirgiz Turkcesindeki islevleri ile Mogolcadaki islevleri mukayese edilmis ve hicbir kaynakta Mogolcayla ortak unsur oldugu belirtilmeyen bu ekin ortakligi tespit edilmistir.
Russian Dictionary); and other Kyrgyz dictionaries that has been written until today. The content... more Russian Dictionary); and other Kyrgyz dictionaries that has been written until today. The content, design and purpose of those works were explained.
Russian Dictionary); and other Kyrgyz dictionaries that has been written until today. The content... more Russian Dictionary); and other Kyrgyz dictionaries that has been written until today. The content, design and purpose of those works were explained.
Kavramlar yoluyla, bir şeyi başka bir şeyle düşünme şekli olan metafor, gündelik konuşmalardan fe... more Kavramlar yoluyla, bir şeyi başka bir şeyle düşünme şekli olan metafor, gündelik konuşmalardan felsefî metinlere varana kadar geniş bir alanı, daha doğrusu, söyleyene bağlı bir yapı olarak düşünüldüğünde, dile ait her ifadeyi, metaforik bir anlamla, bize aktaran yapıdır. Ontolojik metafor, yönelim metaforu, konvansiyonel metafor, poetik metafor, kavram metaforu, kompleks metafor/karma metafor ve iç içe girmiş metafor gibi türleri olan metaforlar, kelimelerin köklerinde de yer almaktadır. Dillerdeki kelime köklerinde yer alan metaforik yapıları ortaya çıkarmak, dili kullananların mantalitelerinin anlaşılmasına ve metaforların işleyiş düzeninin ortaya konulmasına yardımcı olacaktır. Türk dilinde birkaç kelime kökünün ele alınmasıyla, Türk dilinin metaforik yapısına dair ipuçları edinilmiş olacaktır. Ele aldığımız kelime köklerindeki metaforik yapılarda söz konusu olan yönelim, istisnalarıyla birlikte şu şekilde gerçekleşmiştir: ögrünç ‘mutluluk’ ve asıg ‘fayda’ kelimelerinin köklerinde yer alan metaforik yapı, ö/ü- ‘yükselmek, as- ‘yükselmek, artmak’, ö-r-gün ‘taht’, ö-r-it- ‘beslemek’, ö-s-ümlük ‘bitki’, ö-z-lüg ‘canlı olmak, hayat sahibi olmak’, ö- ‘düşünmek’, ö-v- ‘övmek’ şekillerinde yukarı yönelim göstermekte ve genele hâkim yapı, ‘İYİ OLAN YUKARIDADIR’ metaforik önermesini ortaya çıkarmaktadır. Ancak, öng (ön) ed- (et-) ‘iyileşmek’ kelimesinde ise metaforik yapı bizi, ‘İYİ OLAN ÖNDEDİR’ önermesine götürmektedir. Türk dilinin yukarıda sıraladığımız köklerinde yer alan metaforik yapıları, birkaç kelime kökünden yola çıkarak ele aldığımız bu çalışmada ortaya çıkan metaforik önermeler şu şekilde gerçekleşmiştir: İYİ OLAN YUKARIDADIR, MUTLU OLAN YUKARIDADIR, FAYDALI OLAN YUKARIDADIR, CANLI OLAN YUKARIDADIR, YÖNETEN YUKARIDADIR ve İYİ OLAN ÖNDEDİR. Çalışmada ele aldığımız metaforik kökler, Türk Dilinin yönelim metaforu içeren ve yukarıda belirtilen kökleridir. Bu köklerden yola çıkılarak, Türk Dilinin metaforik yapısı ve mantığına dair bilgiler verilmeye çalışılmıştır. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda, Türk Dilinin köklerinin metaforik özelliklerine değinilmemesi, çalışmayı özgün bir niteliğe kavuşturmaktadır. Bu çalışmanın yapacağı başlangıçla, Türk Dilinin bütün metaforik özellikleri ve mantığının ortaya konulmasına zemin hazırlanmış olacaktır kanaatindeyiz.
international journal of turkish literature culture education, 2020
Üniversite öğrencilerinin devam ettikleri bölümlerinden olan memnuniyetleri üzerinde birçok etmen... more Üniversite öğrencilerinin devam ettikleri bölümlerinden olan memnuniyetleri üzerinde birçok etmen söz konusudur. Öğrencilerin öğrenimlerine bağlı olarak sergiledikleri tutum ve davranışlar hem öğrenci hem de öğretim üyeleri açısından daha etkili eğitim sunulabilmesi için önemlidir. Bu çalışmada Türkiye"deki Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları bölümlerinde öğrenim gören öğrencilerin, Türk lehçe ve edebiyatlarına karşı tutum ve davranışların incelenmesi yoluyla bölüm öğrencilerinin hazır bulunuşlukları ve bölümün hedeflerini gerçekleştirme düzeyi ortaya konulmuştur. Çalışma kapsamında öncelikle, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Uşak Üniversitesi, Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları bölümlerinde öğrenim gören öğrencilere uygulanan ölçek formu ile gerekli veriler toplanmıştır. Sonrasında ise, öğrencilerin tutum ve davranışları ile demografik özellikleri göz önünde bulundurularak, çok değişkenli istatistiksel tekniklerle analiz edilmiştir. Çalışmada istatistiksel çözümlemelerin gerçekleştirilebilmesi için SPSS ve LISREL paket programlarından yararlanılarak betimleyici istatistiklerin yanı sıra ilgili öğrencilerin tutum ve davranışları modellenmiştir. Anahtar Sözcükler: Çağdaş Türk lehçeleri ve edebiyatları, öğrenci tutum ve davranışı, faktör analizi. Afyon Kocatepe Üniversitesi, BAP 17.FENED.06 numaralı projeden üretilmiştir.
international journal of turkish literature culture education, 2014
Kirgiz Turkcesindeki Mogolca ortak unsurlarin bir kismi Kirgiz gramerlerinde belirtildigi halde, ... more Kirgiz Turkcesindeki Mogolca ortak unsurlarin bir kismi Kirgiz gramerlerinde belirtildigi halde, bazilarina yer verilmemistir. Bu eklerden biri ‘ele’ edatidir. Mogolcada bazi durumlarda ‘la’/ ‘le’ye degisen bu edat, ilgili kelimeden sonra gelerek, niteledigi kelimenin anlamini genellestirmektedir. Calismada bu edatin Kirgiz Turkcesindeki islevleri ile Mogolcadaki islevleri mukayese edilmis ve hicbir kaynakta Mogolcayla ortak unsur oldugu belirtilmeyen bu ekin ortakligi tespit edilmistir.
Sözlük tipolojileri, sözlük hazırlama süreçlerini ve sözlük kuramlarını belirleyen en önemli başl... more Sözlük tipolojileri, sözlük hazırlama süreçlerini ve sözlük kuramlarını belirleyen en önemli başlıklardan biridir. Bugüne kadar, sözlük tipolojilerinin incelendiği çok sayıda çalışma olması, bu hususun önemini ortaya koymaktadır. Esasen, temel bir kavram olarak sözlük tipolojileri veya türleri kavramı dahi, bugünkü literatürde kavram olarak açıklığa kavuşturulmuş değildir. Günümüz sözlük çalışmalarında belli bir sözlüğün, öne çıkan özelliğine göre tasnif edilmesi söz konusudur (eş anlamlılar sözlüğü, zıt anlamlılar sözlüğü, iki dilli veya çok dilli sözlük vb.). Bu nedenle mevcut sözlük tipolojilerinin çoğunun, önemli ölçüde, sözlük başlıklarının tipolojileri olduğu söylenebilir. Bundan dolayıdır ki, öncelikle sözlük tipolojilerini belirleyecek ölçütlerin neler olacağı belirlenmelidir. Bu bağlamda sözlük kuramı için birincil öneme sahip bir soru ortaya çıkıyor: Bir sözlük bilimsel ölçüt nasıl tanımlanabilir? Çalışmada, sözlük tipolojilerinin tarihten bugüne hangi ölçütler çerçevesind...
Bilişsel yaklaşımlar açısından ulusu açıklar. ✓ Sembolik yaklaşımlar açısından ulusal kimliği açı... more Bilişsel yaklaşımlar açısından ulusu açıklar. ✓ Sembolik yaklaşımlar açısından ulusal kimliği açıklar. ✓ Yapısal-İşlevsel yaklaşımlar açısından ulusal kimlik ve dil ilişkisini açıklar. ✓ Semboller sistemi olan dili tanımlar.
Bu kitabın Türkiye'deki her türlü yayın hakkı Gazi Kitabevi Tic. Ltd. Şti'ne, bölümlerin etik, ya... more Bu kitabın Türkiye'deki her türlü yayın hakkı Gazi Kitabevi Tic. Ltd. Şti'ne, bölümlerin etik, yasal ve bilimsel sorumlulukları yazarlarına aittir, tüm hakları saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre, kitabı yayınlayan firmanın ve yazarlarının önceden izni olmadan elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemiyle çoğaltılamaz, yayınlanamaz, depolanamaz.
Uploads
Conference Presentations by Cüneyt akın
Dili Konuşan Ülkeler İş birliği Konseyi-Türk Konseyi) üzerine inşa edilmiştir. Avrupa Birliği ise,
ekonomi-politik bir temel üzerine (Kömür Çelik Birliği) inşa edilmiştir. Avrupa Birliği’nin
yapısında bir dil birliği olmayışına çözüm olarak geliştirilen farklılıkta birlik düşüncesi, uzlaşma
kültürü ile temelleri atılmış bir birlik (AB) için yerinde bir düşünce olarak görülebilir. Türk
devletleri için ise uzlaşma, farklılıkta birlik yerine, aynılıkta birlik üzerine inşa edilebilir
düşüncesindeyiz. Türk devletleri için aynılık, en başta dil için söz konusudur. Bu durumda
Avrupa Birliği’nin farklılıkta birlik düşüncesinin aksine, ortak dil, din ve tarihin oluşturduğu
kültürel kalıtımın Türk Birliği oluşturmada bir başat unsur olarak kullanılması sağlanmalıdır.
Dolayısıyla, gelecekte kurulabilecek bir Türk Birliği modelinde ilk uzlaşma maddesi dil birliği
olmalıdır. Çalışmada, söz konusu dil birliği bağlamında bağımsız Türk devletlerinin dil politikaları ve Türk Devletleri Teşkilatının dil politikası ele alınacaktır. 12 Kasım 2021 tarihinde
kurulan Türk Devletleri Teşkilatı'nın Türk Birliği'ne dönüşme yolunda atması gereken
adımlardan biri, Türk devletleri arasında ortak bir yazı dili ve alfabeye geçişi sağlamaktır. Ancak,
bu konuyla ilgili olan 121 maddelik bildiride herhangi bir bahse rastlanmamaktadır. Dolayısıyla,
ortak iletişim dili üzerine atılacak adımların, Türk Devletleri Teşkilatı zirvelerinde alınacak
kararlarla bildirilmesi ve “dil politik” temeller üzerine inşa edilen Türk Devletleri Teşkilatı’nın,
bu çerçevede daha somut adımlar atması gerekmektedir.
nazırı): “…Ne okuyorsunuz efendim?”
sorusunu sordurmakta ve Hamlet (Eski
kralın oğlu, yenisinin de yeğeni) bu soruya: “Sade kelimeler, kelimeler, kelimeler.” cevabını vermektedir (Shakespeare, 1995: 58).
Hiç şüphe yok ki gök kubbe altındaki
“kelimeler”in en zengin, anlamlı ve okunası olanlarını Shakespeare gibi, Yunus
Emre gibi söz üstatları söylemiştir. Onların kelimeleri, mana imbiğinden süzülerek, insan dimağının ve gönlünün
en müstesna yerinde anlam kazanan
kelimeler olmuştur. Bunun delili ise, o
kelimelerin çağları aşarak bugünlere
ulaşması ve insanların ağılı aşlarına
bal, sadırlarına şifa ve dertlerine deva
niteliğinde olmalarıdır.
Papers by Cüneyt akın
Dili Konuşan Ülkeler İş birliği Konseyi-Türk Konseyi) üzerine inşa edilmiştir. Avrupa Birliği ise,
ekonomi-politik bir temel üzerine (Kömür Çelik Birliği) inşa edilmiştir. Avrupa Birliği’nin
yapısında bir dil birliği olmayışına çözüm olarak geliştirilen farklılıkta birlik düşüncesi, uzlaşma
kültürü ile temelleri atılmış bir birlik (AB) için yerinde bir düşünce olarak görülebilir. Türk
devletleri için ise uzlaşma, farklılıkta birlik yerine, aynılıkta birlik üzerine inşa edilebilir
düşüncesindeyiz. Türk devletleri için aynılık, en başta dil için söz konusudur. Bu durumda
Avrupa Birliği’nin farklılıkta birlik düşüncesinin aksine, ortak dil, din ve tarihin oluşturduğu
kültürel kalıtımın Türk Birliği oluşturmada bir başat unsur olarak kullanılması sağlanmalıdır.
Dolayısıyla, gelecekte kurulabilecek bir Türk Birliği modelinde ilk uzlaşma maddesi dil birliği
olmalıdır. Çalışmada, söz konusu dil birliği bağlamında bağımsız Türk devletlerinin dil politikaları ve Türk Devletleri Teşkilatının dil politikası ele alınacaktır. 12 Kasım 2021 tarihinde
kurulan Türk Devletleri Teşkilatı'nın Türk Birliği'ne dönüşme yolunda atması gereken
adımlardan biri, Türk devletleri arasında ortak bir yazı dili ve alfabeye geçişi sağlamaktır. Ancak,
bu konuyla ilgili olan 121 maddelik bildiride herhangi bir bahse rastlanmamaktadır. Dolayısıyla,
ortak iletişim dili üzerine atılacak adımların, Türk Devletleri Teşkilatı zirvelerinde alınacak
kararlarla bildirilmesi ve “dil politik” temeller üzerine inşa edilen Türk Devletleri Teşkilatı’nın,
bu çerçevede daha somut adımlar atması gerekmektedir.
Dili Konuşan Ülkeler İş birliği Konseyi-Türk Konseyi) üzerine inşa edilmiştir. Avrupa Birliği ise,
ekonomi-politik bir temel üzerine (Kömür Çelik Birliği) inşa edilmiştir. Avrupa Birliği’nin
yapısında bir dil birliği olmayışına çözüm olarak geliştirilen farklılıkta birlik düşüncesi, uzlaşma
kültürü ile temelleri atılmış bir birlik (AB) için yerinde bir düşünce olarak görülebilir. Türk
devletleri için ise uzlaşma, farklılıkta birlik yerine, aynılıkta birlik üzerine inşa edilebilir
düşüncesindeyiz. Türk devletleri için aynılık, en başta dil için söz konusudur. Bu durumda
Avrupa Birliği’nin farklılıkta birlik düşüncesinin aksine, ortak dil, din ve tarihin oluşturduğu
kültürel kalıtımın Türk Birliği oluşturmada bir başat unsur olarak kullanılması sağlanmalıdır.
Dolayısıyla, gelecekte kurulabilecek bir Türk Birliği modelinde ilk uzlaşma maddesi dil birliği
olmalıdır. Çalışmada, söz konusu dil birliği bağlamında bağımsız Türk devletlerinin dil politikaları ve Türk Devletleri Teşkilatının dil politikası ele alınacaktır. 12 Kasım 2021 tarihinde
kurulan Türk Devletleri Teşkilatı'nın Türk Birliği'ne dönüşme yolunda atması gereken
adımlardan biri, Türk devletleri arasında ortak bir yazı dili ve alfabeye geçişi sağlamaktır. Ancak,
bu konuyla ilgili olan 121 maddelik bildiride herhangi bir bahse rastlanmamaktadır. Dolayısıyla,
ortak iletişim dili üzerine atılacak adımların, Türk Devletleri Teşkilatı zirvelerinde alınacak
kararlarla bildirilmesi ve “dil politik” temeller üzerine inşa edilen Türk Devletleri Teşkilatı’nın,
bu çerçevede daha somut adımlar atması gerekmektedir.
nazırı): “…Ne okuyorsunuz efendim?”
sorusunu sordurmakta ve Hamlet (Eski
kralın oğlu, yenisinin de yeğeni) bu soruya: “Sade kelimeler, kelimeler, kelimeler.” cevabını vermektedir (Shakespeare, 1995: 58).
Hiç şüphe yok ki gök kubbe altındaki
“kelimeler”in en zengin, anlamlı ve okunası olanlarını Shakespeare gibi, Yunus
Emre gibi söz üstatları söylemiştir. Onların kelimeleri, mana imbiğinden süzülerek, insan dimağının ve gönlünün
en müstesna yerinde anlam kazanan
kelimeler olmuştur. Bunun delili ise, o
kelimelerin çağları aşarak bugünlere
ulaşması ve insanların ağılı aşlarına
bal, sadırlarına şifa ve dertlerine deva
niteliğinde olmalarıdır.
Dili Konuşan Ülkeler İş birliği Konseyi-Türk Konseyi) üzerine inşa edilmiştir. Avrupa Birliği ise,
ekonomi-politik bir temel üzerine (Kömür Çelik Birliği) inşa edilmiştir. Avrupa Birliği’nin
yapısında bir dil birliği olmayışına çözüm olarak geliştirilen farklılıkta birlik düşüncesi, uzlaşma
kültürü ile temelleri atılmış bir birlik (AB) için yerinde bir düşünce olarak görülebilir. Türk
devletleri için ise uzlaşma, farklılıkta birlik yerine, aynılıkta birlik üzerine inşa edilebilir
düşüncesindeyiz. Türk devletleri için aynılık, en başta dil için söz konusudur. Bu durumda
Avrupa Birliği’nin farklılıkta birlik düşüncesinin aksine, ortak dil, din ve tarihin oluşturduğu
kültürel kalıtımın Türk Birliği oluşturmada bir başat unsur olarak kullanılması sağlanmalıdır.
Dolayısıyla, gelecekte kurulabilecek bir Türk Birliği modelinde ilk uzlaşma maddesi dil birliği
olmalıdır. Çalışmada, söz konusu dil birliği bağlamında bağımsız Türk devletlerinin dil politikaları ve Türk Devletleri Teşkilatının dil politikası ele alınacaktır. 12 Kasım 2021 tarihinde
kurulan Türk Devletleri Teşkilatı'nın Türk Birliği'ne dönüşme yolunda atması gereken
adımlardan biri, Türk devletleri arasında ortak bir yazı dili ve alfabeye geçişi sağlamaktır. Ancak,
bu konuyla ilgili olan 121 maddelik bildiride herhangi bir bahse rastlanmamaktadır. Dolayısıyla,
ortak iletişim dili üzerine atılacak adımların, Türk Devletleri Teşkilatı zirvelerinde alınacak
kararlarla bildirilmesi ve “dil politik” temeller üzerine inşa edilen Türk Devletleri Teşkilatı’nın,
bu çerçevede daha somut adımlar atması gerekmektedir.