Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Fatih Koyuncu

    Fatih Koyuncu

    Research Interests:
    Öz Savaşlarda kazanılan zaferlerin bahis konusu edildiği fetihnâmelerde galip gelen padişah ve komutanın kudreti övgü dolu ifadelerle anlatılır. Elde edilen galibiyetin halka duyurulmasında fetihnâme türündeki eserlerin ve mektupların... more
    Öz Savaşlarda kazanılan zaferlerin bahis konusu edildiği fetihnâmelerde galip gelen padişah ve komutanın kudreti övgü dolu ifadelerle anlatılır. Elde edilen galibiyetin halka duyurulmasında fetihnâme türündeki eserlerin ve mektupların önemi büyüktür. İslam devletlerinde gelenek olan fetihnâme yazımına Osmanlı Devleti zamanında da devam edilmiş; özellikle 16. asırdan sonra rağbet gösterilmiştir. Bu tür eserlerin edebî bir metin olmalarının haricinde tarihî birer belge niteliği de bulunmaktadır. Savaşa katılan şairler bu hadiselere hislerini de katarak gerçekleşen fethi nakletmişlerdir. Klasik Türk edebiyatı tarihi incelendiğinde fetihnâme türündeki eserlerin önemli bir yekun teşkil ettiği görülmektedir. Bu türde metin kaleme alanlardan biri de 18. asır şairlerinden Râzî'dir. Şair, Sultan III. Ahmed'in saltanatı zamanında 1715 yılında Mora'ya yapılan ve büyük bir zaferle sonuçlanan seferi mesnevi formunda nazma çekmiştir. Fetihnâmenin yazma nüshasında müellif hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak eserde Râzî mahlasını belirten şairin bu asırda yaşayan şiir ve inşada mahir, tarihleri beğenilen Abdüllatif Râzî (ö. 1146/1733-34) olması kuvvetle muhtemeldir. 162 beyit olarak kaleme alınan fetihnâmede şair sanat kaygısıyla hareket ederek Mora fethini tasvirî bir üslupla anlatmış, fethedilen yerler ile bazı kale ve beldeler hakkında bilgiler vermiştir. Bu çalışmada fetihnâmeler hakkında genel hususlara değinilmiş, hakkında net bir bilgi bulunmayan eserinin müellifi Râzî'nin kim olabileceği tartışılmış, Mora fetihnâmesi şekil ve muhteva yönünden incelendikten sonra eserin metni sunulmuştur. • Abstract The power of the winner sultan and the commander is expressed with praise in fetihname in which victories are mentioned. Works and letters qualifying as a fetihname have great importance on turning the winning into a victory and on publicizing. The tradition of writing fetihname in Islamic states was continued during the Ottoman Empire, especially after 16th century it was shown to it in demand. Besides the fact that such works are literary text, they also have the feature of a historical document. The poets who participated in the war transferred the conquest by adding their feelings to events. *
    Öz: Din büyüklerinin ve tarihî şahsiyetlerin hayat ve faziletlerinin anlatıldığı menkıbe türü eserlere Klâsik Türk edebiyatında sıklıkla rastlanmaktadır. İslâm tarihinde Hz. Muhammed'den sonra en mühim şahsiyetler, " dört halife " olarak... more
    Öz: Din büyüklerinin ve tarihî şahsiyetlerin hayat ve faziletlerinin anlatıldığı menkıbe türü eserlere Klâsik Türk edebiyatında sıklıkla rastlanmaktadır. İslâm tarihinde Hz. Muhammed'den sonra en mühim şahsiyetler, " dört halife " olarak da bilinen Hz. Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali'dir. Klâsik Türk edebiyatı metinlerinde, bilhassa divan ve mesnevilerde Hz. Peygamber'den sonra dört halifenin övgüsü yapılmış; sadakat, adalet, hayâ, ilim ve cesaret gibi vasıfları övülmüştür. Dört halifenin hayatı ve fazileti çevresinde yazılan eserlerden biri, İsmâil adlı bir şaire ait olduğu tahmin edilen Menkabet-i Çehâr-Yâr-i Kibâr'dır. Hayatına dair herhangi bir bilgi bulunamayan İsmâil, bu manzum kitapçığını dört halifeye dair bazı menkıbeleri anlatmak ve Râfizîlerin ilk üç halife hakkındaki olumsuz düşüncelerini tenkit etmek için kaleme almıştır. Şair, ana fikir olarak Hz. Ali'ye beslenen sevginin, ondan önceki halifeler hakkında menfî fikirler doğurmaması gerektiğini belirtir. Mesnevi nazım şekliyle kaleme alınan eserde her bir halifenin faziletlerinden bahsedilmiş ve Râfizîlerin onlar hakkındaki iddialarının yanlış olduğu izah edilmeye çalışılmıştır. Bu makalede, menkıbe türü hakkında bilgi verilmiş; Menkabet-i Çehâr-Yâr-i Kibâr şekil ve muhteva yönünden incelendikten sonra eserin metni ve günümüz Türkçesiyle nesre çevirisi sunulmuştur. Abstract: The legend type works that covers the lifestyle and merits of religious scholars and historical personages have been reported frequently in Classical Turkish Literature. The highest ranked personages after Prophet Muhammad are Abu Bakr, Umar, 'Uthman, and 'Ali who are known as " the four khalifa ". In Classical Turkish Literatures, especially in diwan and mathnawi, the four khalifa are exalted for their righteousness, fairness, modesty, and wisdom and bravery, respectively. Menkabet-i
    Research Interests:
    Özet Bir seyyahın gezip gördüğü yerler hakkında bilgi verdiği eser anlamına gelen seyahatnâmelere Arap, Fars ve Türk edebiyatlarında sıkça rastlanmaktadır. Klasik Türk edebiyatında sergüzeştnâme, gazavâtnâme, fetihnâme, esâretnâme ve... more
    Özet Bir seyyahın gezip gördüğü yerler hakkında bilgi verdiği eser anlamına gelen seyahatnâmelere Arap, Fars ve Türk edebiyatlarında sıkça rastlanmaktadır. Klasik Türk edebiyatında sergüzeştnâme, gazavâtnâme, fetihnâme, esâretnâme ve sefâretnâme gibi bazı türdeki kitaplarda da yolculuk hatıraları bahis konusu olmuştur. Muhtevalarına göre isim alan seyahatnâmeler arasında manzum ve mensur hac konulu eserler önemli yer tutar. Müslümanlar için dinî bir görev olan hac, İslâm coğrafyasında her yıl nüfus hareketliliği meydana getiren bir ibadettir. Hac vazifesini yerine getiren bazı yazarlar yapmış olduğu bu yolculukları kaleme almışlardır. Hacı adaylarının seyahat izlenimlerini anlatan bu eserler yolculuk sırasında uğranılan yerlerle ilgili bilgi içermesi açısından mühimdir. Bu kitapların bir kısmı bilgi, hatıra, rapor ve rehber mahiyetindedir. Rehber nitelikli hac seyahatnâmeleri, hacca gitmek isteyenler için hem kılavuz olması hem de eser sahibinin yolculuğunu anlatması bakımından önem arz eder. Bu türde kaleme alınmış eserlerden birisi de 18. asır şairlerinden Cûdî'nin, Şâm ve Mekke arasındaki menzilleri konu edindiği manzum seyahatnâmesidir. Söz konusu metinde kaside nazım şekli tercih edilmiş ve her gidilen menzil birkaç beyitle tanıtılmıştır. Bu yazıda hac seyahatnâmelerinden bahsedilmiş ve Cûdî'nin hac manzumesi detaylı olarak incelendikten sonra eserin metni verilmiştir. Abstract Travelbook, which means the book that a traveller gives information about the places he visits and sees over, are frequently encountered in Arab, Persian and Turkish Literatures. Travel memories are mentioned in some kind of works, like adventure book, holy war book, conquest book, captivity book, embassy book in Classical Turkish Literature. Poetic and prose pilgrimage travelbooks, named according to their contents, occupy an important space among them. Pilgrimage, which is a religious duty for Muslims, is a worship that brings population mobility every year in Islamic geography. Some writers who have performed the pilgrimage have written of their travel books. These works,which represent the impressions of pilgrimage candidates, are important in terms of the information given about the places stopped by during the travel. Some of these books are nature of information, remembrence, report, guide. Guide featured Pilgrimage travelbooks have importance both in respect to being a guidebook for those who want to head for pilgrimage and author's narration of his own travel. One of the written works of this kind is the poetic travelbook by Cûdî, who is 18th century poets, talked about the places from Damascus to Mecca. The text at issue was written in the style of eulogium prose and every traveled range were talked several couplet. In this paper, pilgrimage travelbooks were metioned, and after reviewing in detail poetic pilgrimage by Cûdî, the text of work were given.
    Research Interests:
    Toplumun ihtiyaçlarına göre eser kaleme alan yazarlar, ideal bir devlet yönetimi ile ilgili konulara da değinmişlerdir. Ahlâk kitapları arasında ayrı bir tür haline gelen siyâsetnâmeler, iyi bir yöneticinin nasıl olması gerektiğini... more
    Toplumun ihtiyaçlarına göre eser kaleme alan yazarlar, ideal bir devlet yönetimi ile ilgili konulara da değinmişlerdir. Ahlâk kitapları arasında ayrı bir tür haline gelen siyâsetnâmeler, iyi bir yöneticinin nasıl olması gerektiğini anlatan metinlerdir. Bu eserler sultanlarla ilgili, vezirlerle ilgili ve siyâset sanatı dışında birçok ahlâkî konunun işlendiği siyâsetnâmeler olarak üç grupta incelenmiştir. Devlet yönetmiyle alakalı olan bu bahisler âyet, hadis ve dinî-ahlâkî ölçülere göre izah edilmiştir. Klasik Türk edebiyatında siyâsetnâme türünde telif ve tercüme birçok kitap yazılmıştır. Bu konuda eser kaleme alanlardan birisi de 16. asrın önemli şairlerinden Nev˘î'dir. Yazar, Fezâ'ilü'l-vüzerâ ve Hasâ'ilü'l-ümerâ isimli eserini 1596 yılında kısa bir süre vezirlik yapan Cigalazâde Yusuf Sinan Paşa adına yazmıştır. Müellif bu eserinde vezirlerin sultanlar ve devlet işlerinin idaresi için gerekli olduğunu ifade eder. Vezirsiz sultanın sadece Allah olduğunu belirten Nev˘î; metinde âyet, hadis, kıssa, Arapça, Farsça ve Türkçe şiirlere yer vermiştir. Yazar, hacimli olmayan bu eserinde nâsirliğini göstermiş, sanatlı bir dil kullanmıştır. Nev˘î, metinde " haslet, faide, havass " gibi ara başlıklar kullanmış ve tarihte vezirliğiyle ün yapmış kişileri örnek göstererek konuyu anlatmıştır. Bu yazıda, siyâsetnâmelerle ilgili genel bilgilere yer verilmiş; Fezâ'ilü'l-vüzerâ ve Hasâ'ilü'l-ümerâ şekil ve muhteva bakımından incelendikten sonra eserin metni sunulmuştur.
    Research Interests:
    Research Interests:
    Research Interests: