Ahmet Alan

İran, resmi adıyla İran İslam Cumhuriyeti, Orta Doğu'da yer alan ve zengin tarihiyle dikkat çeken bir ülkedir. Coğrafi olarak Asya'nın batısında ve Hazar Denizi'nin güney kıyısında yer alan İran, doğuda Afganistan ve Pakistan, kuzeyde Ermenistan, Azerbaycan ve Türkmenistan, batıda Türkiye ve Irak ile komşudur. Güneyde ise Pers Körfezi ve Umman Denizi bulunmaktadır. Bu stratejik konumuyla İran, Orta Doğu'nun önemli bir oyuncusu olarak öne çıkmaktadır.

Yaşanmakta olan ve hızla kendini yok etme sürecine itilen bu dünyada, emperyalist sömürü güçleri tarafından kurulan ve kullanılan sistem içerisinde yazılıyor insanlığın hikâyesi.. Her geçen gün bizimle birlikte uyutulan ve darağacı ile korkutulan milyonlarca insan, hak ve adaletten uzak bu sömürü tuzaklarına durma gücünü kazanmak için mazlumların dili ve gözü olma cesaretini göstermektedir. Dünyada açlık, sürgün, savaştan kaçış göçleri, kıtlıklar ve etnik ayrıştırmalar sıradan durumlar olarak takip ediliyor. Bu vahşiliğin karşısında hiçbir tepki göstermeyenlerin korkusu ise ölüm-kalım mücadele içinde olan birçok ülkelerin durumuna düşmektir. Oysa bu ülkelerin çöplüklere attıkları yemek ve ekmek artıkları ile dünyadaki 3 milyar insanın günlük gıda ihtiyacı giderilebilmektedir. Afrika ülkeleri ve İslam âleminin büyük çoğunluğu 21. Yüzyılda hem tutsaklıkla hem de yoksullukla mücadele etmektedir. Bu mücadelede tutundukları tek büyük dal ise Türkiye Cumhuriyetidir.. Türkiye dünyadaki pek çok mağdur topluma yardım ederek, su kuyuları açarak, kurban eti ulaştırarak, giyim, kuşam ve okul yaparak, barınma ve üretme tesisleri kurarak cehalete ve yoksulluktan ölümlere karşı büyük bir küresel savaş vermektedir. Bu büyük mücadelesini Birleşmiş Milletlerde (United Nation-UN) ve insanlığın tüm dayanışma kurum ve kuruluşlarında dile getirmek için imkânlarını zorlamaktadır. Küresel adaletsizlik karşısında durması gereken inanç toplumunun ve zengin Müslüman ülkelerin, Türkiye gibi aynı basiretle dünyayı nimetlerini insanoğlunun ortak mülkü kabul etmesi beklenilmelidir. Hazreti Muhammed Peygamberin hak ve adalet tebliğinin okunduğu yerlerde Ümmet-i Muhammed'in bölünüp parçalanması yoksul Müslümanlar arasında umutsuzluklara yol açmaktadır. Gelişmiş ülkelerde ortalama insan ömrü 80-90 yaşlarına kadar yükselmiştir. Öte yandan gelişmemiş ülkelerde ise yetersiz beslenme, ülkedeki yetersiz sağlık koşulları dolayısıyla uzun bir ömür yaşamak söz konusu değildir. İnsanoğlunu yaratıldığı ve yaşatıldığı dünyada kendini vatansızlığa maruz bırakması da insanlık utancıdır. İnsanlık suçudur. Günümüzde Asya ve Afrika'dan Batı ülkelerine göçler artarak sürmektedir. Ancak batılı emperyalist ülkeler emeklerini ve varlıkların çalıp, köle olarak kullandıkları bu insanların sınırları aşmasına izin vermeyerek onların yollarda ölmesini seyretmektedir. Daha iyi koşullarda yaşam süreceğini düşündüğü, gelişmiş ülkelere göç etme imkânı bulamayanlar da kendi topraklarında çaresizlik ve yalnızlık içersinde yardım beklemektedir. İnsan hakları ve adaletin alenen sömürüldüğü böyle bir sistem, sömüren ve öldüren milletlerin temsilleri ile kıyametin yaklaşmasını hızlandıracaktır.

Smith bu kitabında milli kimlik oluşum ve milliyetçilik hususlarına değinmiştir. Bizlerde bu kitabın analizin de ana başlık ve kavramlar üzerinden örneklemler vererek kitabımızın analizi gerçekleştirmiş olacağız. Bu kitapta bir görüş olarak milli kimliğin tabiatı sebebleri ve neticelerini hakkında gözlemler ortaya konmak amaçlanmaktadır. Ulus ve kimlik arasında milliyetçilik kavramını basit bir ideolojiye sığdırmamızın ve bunu anlama hususumuzun mümkün olmayacağı bunların sadece sosyo kültürel bir görüş olarak ele alınması gerektiğini belirtebiliriz. Yani milliyetçiliğin çok boyutlu bir kavram olarak milli kimlik özel bir dil ve sembolizm parametleri arasında incelenmesi gerekmektedir. Kültürel bir görüş olarak milli kimlik ile temellendirmeksizin milliyetçiliği siyasi bir güç ve arenada anlamak mümkün değildir. Kitabın Ana Teması ve Tezleri Anthony D. Smith'in "Milli Kimlik" kitabı, milli kimliğin oluşumu ve gelişimi üzerine kapsamlı bir inceleme sunar. Kitap, milli kimliğin nasıl tanımlanabileceği ve milli kimlik kavramının evrimi konularında derinlemesine bir analiz sunar. Smith, milli kimliği etkileyen tarihsel, kültürel, sosyal ve politik faktörleri inceler ve milliyetçilik ile milli kimlik arasındaki ilişkiyi açıklar.