Işık Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Dergisi, Jan 29, 2024
This research focuses on alternative educational approaches for girls in Turkey. To thoroughly ex... more This research focuses on alternative educational approaches for girls in Turkey. To thoroughly examine this subject in a detailed way, a representative showcase of the first institute, Refia Övüç Maturation Institute, is selected. In the context of this study, a chronological overview of the girl’s educational alternatives is presented. This part predominantly studies the educational attempts for girls in Republican Turkey and focuses on the maturation institutes. This was related to the idea of visibility of the modern, fashionable new Turkish woman. In these institutes, the interior quality varied, but there is still a gap in the literature regarding these interiors. To bridge this gap, it is aimed at finding out samples for the interiors of the institutes. To achieve this, in this study, multiple research methods are employed. Firstly, for analyzing the interiors of girls’ institutes, existing literature is used. Secondly, for the case study part, the interiors of maturation institutions have been undertaken with the help of old photographs, archival records of the institutions, and personal archives of the graduates of the institutes. The current conditions of the interiors and possible transformations are also analyzed. Old photographs obtained from archive records were used to observe and understand the original interior organization and atmosphere of the institute/s. Within the scope of this study, interior spaces were observed with the help of existing literature and photographs in the records. It can be said that in these spaces, the original design approaches followed by the designers of the period were not encountered, and rational and functional language was mostly dominant.
Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Yaşam Dergisi, 2023
Türkiye'de özellikle iç mekânların önemli bir kısmının belgelenmediği ve bu nedenle günümüzde bu ... more Türkiye'de özellikle iç mekânların önemli bir kısmının belgelenmediği ve bu nedenle günümüzde bu anlamda literatürde ciddi bir boşluk olduğu söylenmelidir. Literatürdeki bu eksikliğe karşın yakın dönemki çalışmalarda, çeşitli araştırma yöntemleri ele alınmıştır. Bu yöntemlerden biri de 1960-1980 aralığında, iç mekânları çoğu zaman özgün halleri ile kullanan Türk Sineması’dır. Bu çalışmada ise yine literatüre katkıda bulunmak ve literatürdeki boşluğu doldurmak amacıyla, 1960-1980 aralığına tarihlenen sekiz seçili film (Küçük Hanımefendi (1961), Seven Kadın Unutmaz (1965), Tatlı Meleğim (1970), Tatlı Dillim (1972), Gülizar (1972), Tanrı Misafiri (1973), Ah Bu Gençlik (1975) ve Ne Olacak Şimdi (1979)) üzerinden bir inceleme yapılmıştır. Bu filmlerin seçilmesinde, filmlerde yer alan iç mekân çeşitliliği; özellikle filmlerin ofis ve konut iç mekânlarına ilişkin veriler sunması önemli rol oynamıştır. Bu çalışma kapsamında, hem çalışma/ofis hem konut mekânlarına dair bir anlatı sunan sunan seçili filmler aracılığı ile mimari mekânlara ilişkin bir okuma yapılması ve bu mekânların tarihlendikleri dönemlerin vurgulanması hedeflenmiştir. Bu filmlerde iç mekân kurguları ve elemanları ele alınırken aynı zamanda, 1960-1980 aralığında karşımıza çıkan tasarım yaklaşımlarına, mobilya ve aydınlatma gibi mekânsal unsurlara dair özellikler karşılaştırmalı analiz yapılarak incelenmiştir. Böylece Türkiye’de iç mekânlarda uluslararası tasarım anlayışı ve trendlerinin benimsenip benimsenmediği anlaşılabilmiştir.
Bu çalışma güneş kırıcı öğenin dünyadaki farklı terminolojik karşılıklarını ele alarak başlar ve ... more Bu çalışma güneş kırıcı öğenin dünyadaki farklı terminolojik karşılıklarını ele alarak başlar ve öğenin dünya genelinde sıklıkla kullanıldığını ortaya koyar. Bu süreçte güneş kırıcı öğenin uluslararası bağlamdaki karşılıkları farklı coğrafyalardan verilen örnekler aracılığıyla incelenir. Ardından bu öğenin Türkiye mimarlık pratiğindeki yansımaları ele alınır. Çalışmada uluslararası bağlam ve Türkiye çerçevesi kronolojik bir anlatı aracılığıyla değerlendirilir. Bu anlatıda, bu iki çerçeve üzerinden hem vernaküler mimarlık hem de modern mimarlık yorumları aracılığı ile bir okuma gerçekleştirilir. Böylece öğenin işlevselliğine ek olarak zaman içinde yapı cephelerindeki kullanım değişimi anlaşılmaya çalışılır. Güneş kırıcının tarihsel yolculuğunda ilk olarak işlevselliğinin ön planda olduğu ancak sonrasında mimarlık repertuarında formu ile estetik bir cephe elemanı şeklini aldığı anlaşılır. Ayrıca, bu öğenin bütüncül ve kısmi kullanımlarının oluşturduğu farklı yapısal kurgular tartışılır.
Apartman, Türkiye mimarlık pratiğinin barınma kültürü bağlamındaki başat mekânsal karşılıklar... more Apartman, Türkiye mimarlık pratiğinin barınma kültürü bağlamındaki başat mekânsal karşılıklarından biridir. Bu yapı tipi özellikle 1960-1980 yılları arasında mimarlık pratiğini etkileyerek hızla önemli bir konut tipine dönüşmüş ve pek çok farklı mimarın tasarladığı sayısız örnek söz konusu olmuştur. Ancak Mimarlık ve Arkitekt dergilerinde yapılan dijital arşiv taraması üzerinden dönem literatürü incelendiğinde, sadece dönemin popüler figürlerinin konut tasarımlarından bahsedildiği ve bunların sadece bir kısmının apartman tasarımı olduğu görülmüştür. Halbuki Kadıköy Belediyesi’nde yapılan arşiv taramasında apartman tasarımı bağlamında farklı figürlerle karşılaşılmıştır. Bu figürlerden biri olan Melih Koray, 1960-1980 yılları arasında Kadıköy’de 145’ten fazla apartman tasarımına imza atan üretken bir isim olmuştur. Ancak özellikle özgün cephe dili ile dikkati çeken Koray’a literatürde -neredeyse- yer verilmemiştir. Bu noktada, Koray’ın apartman tasarımları üzerine bir çalışma yapılması önemlidir. Dolayısıyla çalışma kapsamında mimarın kişisel arşivine ulaşan yazarlar, arşivde yer alan ve çoğu Kadıköy’de bulunan apartmanların günümüzde mevcut olup olmadığını saha araştırması ile belirlemiş, belgelemiş ve ardından Kadıköy Belediyesi İmar Müdürlüğü Arşivi’nde bu yapıların her birini taramıştır. Yapılan araştırma, her ne kadar Koray’ın pek çok yapısı yıkılmış olsa da farklı cephe kurgularının denendiği ayakta kalan apartman tasarımlarının sayısının oldukça fazla olduğunu göstermektedir. Çalışma kapsamında, 1960-1980 yılları arasında yoğun apartman tasarımı etkinliği ve bu tasarımlarda oluşturduğu cephe dili ile anılabilecek Koray’a dikkati çekmek amaçlanmıştır. Bu çalışmada, mimarın apartman cephelerinde kullandığı unsurlar seçili örnekler üzerinden tartışılmış ve bu tasarımlar cephe çözümleri üzerinden analiz edilmiştir. Böylece Koray’ın apartman tasarımlarının cephe diline ilişkin bir okuma yapan bu çalışma, literatüre katkı sağlamayı hedeflemiştir.
Öz: Türkiye'de iç mekânların kurgusunun belgelenme eksikliği nedeniyle gizemini koruduğu söyleneb... more Öz: Türkiye'de iç mekânların kurgusunun belgelenme eksikliği nedeniyle gizemini koruduğu söylenebilir. İç mekân tasarımlarına ilişkin verinin yetersiz oluşu, farklı araştırma yöntemlerine başvurulmasını gerektirir. Bu yöntemlerden biri de 1960-1975 aralığında, iç mekânları-nere-deyse-olduğu gibi kullanan Türk Sinemasıdır. Türk Sinemasında sıklıkla tercih edilen gerçek mekânlardan biri de otellerdir. Bu çalışma kap-samında ise, pek çok filmde yer almış olan Kadri Eroğan tasarımı Tarabya Oteli öne çıkar. Otele ilişkin veriye rastlanmayışı, literatürde bir boşluk olduğunun kanıtı niteliğindedir. Literatüre katkıda bulunmak amacıyla, bu çalışma kapsamında, otelin iç mekân kurgusunun ve iç mekân elemanlarının analiz edilebilmesi için altı seçili filme yer verilmiştir. Günümüzde özgün iç mekân kurgusunu tamamen kaybetmiş olan yapının özgün iç mekânları, filmler üzerin-den incelenmiş ve tasarlandığı dönemdeki dönemdaşları ile karşılaştırılmıştır. Ayrıca yapıdaki iç mekân elemanları da, yine benzer bir yaklaşımla, aynı dönemde popüler olan mobilya, ay-dınlatma elemanlarıyla karşılaştırılmıştır. Böylece, çalışmada, yapının iç mekânlarının karşılaş-tırmalı bir dille analiz edilmesi ve ayrıca yapının dönemdaşlarının vurgulanması amaçlanmıştır.
20. yüzyılın başlangıcından itibaren popüler olmaya başlayan ev kavramı, domestik hayatın merkezi... more 20. yüzyılın başlangıcından itibaren popüler olmaya başlayan ev kavramı, domestik hayatın merkezi olduğu için de pek çok mimarı, tasarımcıyı ve kuramcıyı etkilemiş, ev vurgulu pek çok yaklaşım geliştirilmiştir. Bu çalışmada ise Behçet Necatigil'in "Evin Hâlleri" isimli şiirinden yola çıkılmış ve ev ve insan arasındaki ilişki biçimleri, şiirin yarattığı serbest çağrışım(lar) üzerinden incelenmektedir. Şiirin çıkarımları olan ilişki biçimleri ise modern dünyada sürekli mobil olma ihtiyacımıza referans veren bir seyahat fikriyle özdeşleştirilir. Bu seyahat sırasında, insan, evin beş hâli ele alınır; yalın hâli,-de hâli,-i hâli,-e hâli,-den hâli. Yazı boyunca varlığını sürdüren serbest çağrışımlar üzerinden şekillenen kuramsal çerçeve, evin dönüşümünü, evin yuva olabilirliğini, evin içinde gizli kalanı, evin nesneleşmesini, evin hâlâ ev olup olamayacağını tartışır.
Işık Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Dergisi, Jan 29, 2024
This research focuses on alternative educational approaches for girls in Turkey. To thoroughly ex... more This research focuses on alternative educational approaches for girls in Turkey. To thoroughly examine this subject in a detailed way, a representative showcase of the first institute, Refia Övüç Maturation Institute, is selected. In the context of this study, a chronological overview of the girl’s educational alternatives is presented. This part predominantly studies the educational attempts for girls in Republican Turkey and focuses on the maturation institutes. This was related to the idea of visibility of the modern, fashionable new Turkish woman. In these institutes, the interior quality varied, but there is still a gap in the literature regarding these interiors. To bridge this gap, it is aimed at finding out samples for the interiors of the institutes. To achieve this, in this study, multiple research methods are employed. Firstly, for analyzing the interiors of girls’ institutes, existing literature is used. Secondly, for the case study part, the interiors of maturation institutions have been undertaken with the help of old photographs, archival records of the institutions, and personal archives of the graduates of the institutes. The current conditions of the interiors and possible transformations are also analyzed. Old photographs obtained from archive records were used to observe and understand the original interior organization and atmosphere of the institute/s. Within the scope of this study, interior spaces were observed with the help of existing literature and photographs in the records. It can be said that in these spaces, the original design approaches followed by the designers of the period were not encountered, and rational and functional language was mostly dominant.
Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Yaşam Dergisi, 2023
Türkiye'de özellikle iç mekânların önemli bir kısmının belgelenmediği ve bu nedenle günümüzde bu ... more Türkiye'de özellikle iç mekânların önemli bir kısmının belgelenmediği ve bu nedenle günümüzde bu anlamda literatürde ciddi bir boşluk olduğu söylenmelidir. Literatürdeki bu eksikliğe karşın yakın dönemki çalışmalarda, çeşitli araştırma yöntemleri ele alınmıştır. Bu yöntemlerden biri de 1960-1980 aralığında, iç mekânları çoğu zaman özgün halleri ile kullanan Türk Sineması’dır. Bu çalışmada ise yine literatüre katkıda bulunmak ve literatürdeki boşluğu doldurmak amacıyla, 1960-1980 aralığına tarihlenen sekiz seçili film (Küçük Hanımefendi (1961), Seven Kadın Unutmaz (1965), Tatlı Meleğim (1970), Tatlı Dillim (1972), Gülizar (1972), Tanrı Misafiri (1973), Ah Bu Gençlik (1975) ve Ne Olacak Şimdi (1979)) üzerinden bir inceleme yapılmıştır. Bu filmlerin seçilmesinde, filmlerde yer alan iç mekân çeşitliliği; özellikle filmlerin ofis ve konut iç mekânlarına ilişkin veriler sunması önemli rol oynamıştır. Bu çalışma kapsamında, hem çalışma/ofis hem konut mekânlarına dair bir anlatı sunan sunan seçili filmler aracılığı ile mimari mekânlara ilişkin bir okuma yapılması ve bu mekânların tarihlendikleri dönemlerin vurgulanması hedeflenmiştir. Bu filmlerde iç mekân kurguları ve elemanları ele alınırken aynı zamanda, 1960-1980 aralığında karşımıza çıkan tasarım yaklaşımlarına, mobilya ve aydınlatma gibi mekânsal unsurlara dair özellikler karşılaştırmalı analiz yapılarak incelenmiştir. Böylece Türkiye’de iç mekânlarda uluslararası tasarım anlayışı ve trendlerinin benimsenip benimsenmediği anlaşılabilmiştir.
Bu çalışma güneş kırıcı öğenin dünyadaki farklı terminolojik karşılıklarını ele alarak başlar ve ... more Bu çalışma güneş kırıcı öğenin dünyadaki farklı terminolojik karşılıklarını ele alarak başlar ve öğenin dünya genelinde sıklıkla kullanıldığını ortaya koyar. Bu süreçte güneş kırıcı öğenin uluslararası bağlamdaki karşılıkları farklı coğrafyalardan verilen örnekler aracılığıyla incelenir. Ardından bu öğenin Türkiye mimarlık pratiğindeki yansımaları ele alınır. Çalışmada uluslararası bağlam ve Türkiye çerçevesi kronolojik bir anlatı aracılığıyla değerlendirilir. Bu anlatıda, bu iki çerçeve üzerinden hem vernaküler mimarlık hem de modern mimarlık yorumları aracılığı ile bir okuma gerçekleştirilir. Böylece öğenin işlevselliğine ek olarak zaman içinde yapı cephelerindeki kullanım değişimi anlaşılmaya çalışılır. Güneş kırıcının tarihsel yolculuğunda ilk olarak işlevselliğinin ön planda olduğu ancak sonrasında mimarlık repertuarında formu ile estetik bir cephe elemanı şeklini aldığı anlaşılır. Ayrıca, bu öğenin bütüncül ve kısmi kullanımlarının oluşturduğu farklı yapısal kurgular tartışılır.
Apartman, Türkiye mimarlık pratiğinin barınma kültürü bağlamındaki başat mekânsal karşılıklar... more Apartman, Türkiye mimarlık pratiğinin barınma kültürü bağlamındaki başat mekânsal karşılıklarından biridir. Bu yapı tipi özellikle 1960-1980 yılları arasında mimarlık pratiğini etkileyerek hızla önemli bir konut tipine dönüşmüş ve pek çok farklı mimarın tasarladığı sayısız örnek söz konusu olmuştur. Ancak Mimarlık ve Arkitekt dergilerinde yapılan dijital arşiv taraması üzerinden dönem literatürü incelendiğinde, sadece dönemin popüler figürlerinin konut tasarımlarından bahsedildiği ve bunların sadece bir kısmının apartman tasarımı olduğu görülmüştür. Halbuki Kadıköy Belediyesi’nde yapılan arşiv taramasında apartman tasarımı bağlamında farklı figürlerle karşılaşılmıştır. Bu figürlerden biri olan Melih Koray, 1960-1980 yılları arasında Kadıköy’de 145’ten fazla apartman tasarımına imza atan üretken bir isim olmuştur. Ancak özellikle özgün cephe dili ile dikkati çeken Koray’a literatürde -neredeyse- yer verilmemiştir. Bu noktada, Koray’ın apartman tasarımları üzerine bir çalışma yapılması önemlidir. Dolayısıyla çalışma kapsamında mimarın kişisel arşivine ulaşan yazarlar, arşivde yer alan ve çoğu Kadıköy’de bulunan apartmanların günümüzde mevcut olup olmadığını saha araştırması ile belirlemiş, belgelemiş ve ardından Kadıköy Belediyesi İmar Müdürlüğü Arşivi’nde bu yapıların her birini taramıştır. Yapılan araştırma, her ne kadar Koray’ın pek çok yapısı yıkılmış olsa da farklı cephe kurgularının denendiği ayakta kalan apartman tasarımlarının sayısının oldukça fazla olduğunu göstermektedir. Çalışma kapsamında, 1960-1980 yılları arasında yoğun apartman tasarımı etkinliği ve bu tasarımlarda oluşturduğu cephe dili ile anılabilecek Koray’a dikkati çekmek amaçlanmıştır. Bu çalışmada, mimarın apartman cephelerinde kullandığı unsurlar seçili örnekler üzerinden tartışılmış ve bu tasarımlar cephe çözümleri üzerinden analiz edilmiştir. Böylece Koray’ın apartman tasarımlarının cephe diline ilişkin bir okuma yapan bu çalışma, literatüre katkı sağlamayı hedeflemiştir.
Öz: Türkiye'de iç mekânların kurgusunun belgelenme eksikliği nedeniyle gizemini koruduğu söyleneb... more Öz: Türkiye'de iç mekânların kurgusunun belgelenme eksikliği nedeniyle gizemini koruduğu söylenebilir. İç mekân tasarımlarına ilişkin verinin yetersiz oluşu, farklı araştırma yöntemlerine başvurulmasını gerektirir. Bu yöntemlerden biri de 1960-1975 aralığında, iç mekânları-nere-deyse-olduğu gibi kullanan Türk Sinemasıdır. Türk Sinemasında sıklıkla tercih edilen gerçek mekânlardan biri de otellerdir. Bu çalışma kap-samında ise, pek çok filmde yer almış olan Kadri Eroğan tasarımı Tarabya Oteli öne çıkar. Otele ilişkin veriye rastlanmayışı, literatürde bir boşluk olduğunun kanıtı niteliğindedir. Literatüre katkıda bulunmak amacıyla, bu çalışma kapsamında, otelin iç mekân kurgusunun ve iç mekân elemanlarının analiz edilebilmesi için altı seçili filme yer verilmiştir. Günümüzde özgün iç mekân kurgusunu tamamen kaybetmiş olan yapının özgün iç mekânları, filmler üzerin-den incelenmiş ve tasarlandığı dönemdeki dönemdaşları ile karşılaştırılmıştır. Ayrıca yapıdaki iç mekân elemanları da, yine benzer bir yaklaşımla, aynı dönemde popüler olan mobilya, ay-dınlatma elemanlarıyla karşılaştırılmıştır. Böylece, çalışmada, yapının iç mekânlarının karşılaş-tırmalı bir dille analiz edilmesi ve ayrıca yapının dönemdaşlarının vurgulanması amaçlanmıştır.
20. yüzyılın başlangıcından itibaren popüler olmaya başlayan ev kavramı, domestik hayatın merkezi... more 20. yüzyılın başlangıcından itibaren popüler olmaya başlayan ev kavramı, domestik hayatın merkezi olduğu için de pek çok mimarı, tasarımcıyı ve kuramcıyı etkilemiş, ev vurgulu pek çok yaklaşım geliştirilmiştir. Bu çalışmada ise Behçet Necatigil'in "Evin Hâlleri" isimli şiirinden yola çıkılmış ve ev ve insan arasındaki ilişki biçimleri, şiirin yarattığı serbest çağrışım(lar) üzerinden incelenmektedir. Şiirin çıkarımları olan ilişki biçimleri ise modern dünyada sürekli mobil olma ihtiyacımıza referans veren bir seyahat fikriyle özdeşleştirilir. Bu seyahat sırasında, insan, evin beş hâli ele alınır; yalın hâli,-de hâli,-i hâli,-e hâli,-den hâli. Yazı boyunca varlığını sürdüren serbest çağrışımlar üzerinden şekillenen kuramsal çerçeve, evin dönüşümünü, evin yuva olabilirliğini, evin içinde gizli kalanı, evin nesneleşmesini, evin hâlâ ev olup olamayacağını tartışır.
BAŞROLDE MİMARLIK
Modern mimarlık ve sinema, yaklaşık aynı zamanlarda ortaya çıkan iki üretim ol... more BAŞROLDE MİMARLIK Modern mimarlık ve sinema, yaklaşık aynı zamanlarda ortaya çıkan iki üretim olarak her zaman ortak, doğurgan bir ilişki içinde olmuştur. Sinema filmleri, mekânın kavranmasından kurgulanmasına, üretiminden sunulmasına kadar pek çok aşamada modern mimarlar için esin kaynağıdır. Benzer şekilde, modern mimarlık da sinemacılar için yansıtılmak istenen anlatının nesnelleşmesi yönünde en önemli araçlardan biri olarak görülmüştür. Son yıllarda modern mimarlık ve sinema arasındaki ilişki, modern mimarlık, tasarım ve sanat tarihi araştırmalarında da giderek önem kazanmaktadır. Sinema filmleri, yıkılmış olan modern mimarlık eserlerinin belgelenmesinde, hâlâ ayakta duran yapıların korunması, özgün durumlarının ve zaman içindeki değişimlerinin gözlemlenmesi için önemli veriler sunmaktadır. Fiziki belgelemeye sunduğu katkı yanında, sinema filmlerinin diğer bir önemi de bu yapıların kullanım ve ânı değerine ilişkin söyledikleridir. Sinema filmleri sunduğu hareketli görüntülerle, mimarlık tarihyazımının durağan ve ‘sessiz’ imgelerinden farklılaşır ve modern mimarlık mirasının sadece nasıl gözüktüğüne değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel anlamda nasıl kullanıldığı, kentsel yaşama nasıl bir izler bıraktığı ve kolektif bellekte nasıl hatırlandığı üzerine de birçok şey ortaya koyar. Bu kapsamda, Türkiye bağlamında modern mimarlık mirasının araştırılması, belgelenmesi ve korunması için Türk filmlerinin önemli bir kaynak olduğu dile getirilebilir. Özellikle 1950’li yıllardan sonra çekilen Türk filmleri, her geçen gün daha da fazla yitirdiğimiz modern mimarlık mirasımıza ilişkin bizlere çok fazla veri sunar. Çekilen film sayısında ciddi artışın yaşandığı ve özellikle set ortamında yapılan filmler yerine, gerçek mekân çekimlerinin önemsendiği bu dönemde kentsel alanlardan mahallelere, değişik ölçeklerdeki mimari yapılardan bu yapıların iç mekânlarına kadar kaybettiğimiz ya da daha iyi anlamaya çalıştığımız modern mimarlık kültürümüze ilişkin önemli bilgiler elde ederiz.
Bu kitap projesi, Türk filmlerinin Türkiye bağlamında modern mimarlığın belgelenmesinde ve yorumlanmasındaki kurucu rolünün fark edildiği noktada başladı. Beş yıl boyunca seyredilen yüzlerce Türk filmi üzerinden, değişik ölçek ve işlevde pek çok modern mimarlık mirasına ilişkin görsel bir arşiv oluşturuldu. Bu arşiv malzemesinin bir kısmı kullanılarak çeşitli dergilere yazılar yazıldı. Arşivden üretilen yazılara ek olarak, Türkiye bağlamında modern mimarlık mirasına ilişkin daha önce yayınlar yapmış yazarlarla bu arşiv paylaşılmış ve araştırdıkları yapıları bu ‘yeni’ imgelerle yeniden yorumlamalarına çalışılmıştır. Arşivde hâlâ çok sayıda imge ve hareketli görüntü üzerine araştırma yapılmayı beklemektedir. Bu haliyle bu kitap, bir serinin ilk yayını olarak değerlendirilebilir. Daha çok konut, otel ve mağaza yapılarına odaklanan bu kitap için yazılarıyla desteğini esirgemeyen; Tuba Bülbül Bahtiyar, Esra Yaldız, Deniz Avcı Hosanlı, Hande Atmaca Çetin, Funda Uz, Zeynep Tuna Ultav, Hande Tulum Okur, Nur Ayalp ve Neslihan Dostoğlu’na çok teşekkür ederim. Benim açımdan birlikte olmaktan mutluluk duyduğum ve her birinden ayrı ayrı çok şey öğrendiğim bir süreç oldu. Son olarak, bu kitap projesinin gerçekleşmesini sağlayan ve kitabı hayal ettiğim noktanın çok ötesine taşıyan, Everest Yayınları Yayın Yönetmeni Saadet Özen ve dizi editörü Elmas Aksu başta olmak üzere, yaptığı titiz okuma ile kitaba çok önemli katkılar sunan Simlâ Sunay’a, sayfa tasarımıyla Yusuf Yıldız’a, kapak tasarımıyla Kardelen Akçam’a , düzeltmen Yılmaz Akan’a ve kişisel olarak tanışmamış olsak da kitabın yayımlanmasına yardımcı olan tüm Everest Yayınları emekçilerine teşekkür ederim.
Uploads
Papers by hande tulum
Anahtar Kelimeler: 1960-1980, apartman; cephe tasarımı; Kadıköy; Melih Koray.
Anahtar Kelimeler: 1960-1980, apartman; cephe tasarımı; Kadıköy; Melih Koray.
Modern mimarlık ve sinema, yaklaşık aynı zamanlarda ortaya çıkan iki üretim olarak her zaman ortak, doğurgan bir ilişki içinde olmuştur. Sinema filmleri, mekânın kavranmasından kurgulanmasına, üretiminden sunulmasına kadar pek çok aşamada modern mimarlar için esin kaynağıdır. Benzer şekilde, modern mimarlık da sinemacılar için yansıtılmak istenen anlatının nesnelleşmesi yönünde en önemli araçlardan biri olarak görülmüştür. Son yıllarda modern mimarlık ve sinema arasındaki ilişki, modern mimarlık, tasarım ve sanat tarihi araştırmalarında da giderek önem kazanmaktadır. Sinema filmleri, yıkılmış olan modern mimarlık eserlerinin belgelenmesinde, hâlâ ayakta duran yapıların korunması, özgün durumlarının ve zaman içindeki değişimlerinin gözlemlenmesi için önemli veriler sunmaktadır. Fiziki belgelemeye sunduğu katkı yanında, sinema filmlerinin diğer bir önemi de bu yapıların kullanım ve ânı değerine ilişkin söyledikleridir. Sinema filmleri sunduğu hareketli görüntülerle, mimarlık tarihyazımının durağan ve ‘sessiz’ imgelerinden farklılaşır ve modern mimarlık mirasının sadece nasıl gözüktüğüne değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel anlamda nasıl kullanıldığı, kentsel yaşama nasıl bir izler bıraktığı ve kolektif bellekte nasıl hatırlandığı üzerine de birçok şey ortaya koyar. Bu kapsamda, Türkiye bağlamında modern mimarlık mirasının araştırılması, belgelenmesi ve korunması için Türk filmlerinin önemli bir kaynak olduğu dile getirilebilir. Özellikle 1950’li yıllardan sonra çekilen Türk filmleri, her geçen gün daha da fazla yitirdiğimiz modern mimarlık mirasımıza ilişkin bizlere çok fazla veri sunar. Çekilen film sayısında ciddi artışın yaşandığı ve özellikle set ortamında yapılan filmler yerine, gerçek mekân çekimlerinin önemsendiği bu dönemde kentsel alanlardan mahallelere, değişik ölçeklerdeki mimari yapılardan bu yapıların iç mekânlarına kadar kaybettiğimiz ya da daha iyi anlamaya çalıştığımız modern mimarlık kültürümüze ilişkin önemli bilgiler elde ederiz.
Bu kitap projesi, Türk filmlerinin Türkiye bağlamında modern mimarlığın belgelenmesinde ve yorumlanmasındaki kurucu rolünün fark edildiği noktada başladı. Beş yıl boyunca seyredilen yüzlerce Türk filmi üzerinden, değişik ölçek ve işlevde pek çok modern mimarlık mirasına ilişkin görsel bir arşiv oluşturuldu. Bu arşiv malzemesinin bir kısmı kullanılarak çeşitli dergilere yazılar yazıldı. Arşivden üretilen yazılara ek olarak, Türkiye bağlamında modern mimarlık mirasına ilişkin daha önce yayınlar yapmış yazarlarla bu arşiv paylaşılmış ve araştırdıkları yapıları bu ‘yeni’ imgelerle yeniden yorumlamalarına çalışılmıştır. Arşivde hâlâ çok sayıda imge ve hareketli görüntü üzerine araştırma yapılmayı beklemektedir. Bu haliyle bu kitap, bir serinin ilk yayını olarak değerlendirilebilir. Daha çok konut, otel ve mağaza yapılarına odaklanan bu kitap için yazılarıyla desteğini esirgemeyen; Tuba Bülbül Bahtiyar, Esra Yaldız, Deniz Avcı Hosanlı, Hande Atmaca Çetin, Funda Uz, Zeynep Tuna Ultav, Hande Tulum Okur, Nur Ayalp ve Neslihan Dostoğlu’na çok teşekkür ederim. Benim açımdan birlikte olmaktan mutluluk duyduğum ve her birinden ayrı ayrı çok şey öğrendiğim bir süreç oldu. Son olarak, bu kitap projesinin gerçekleşmesini sağlayan ve kitabı hayal ettiğim noktanın çok ötesine taşıyan, Everest Yayınları Yayın Yönetmeni Saadet Özen ve dizi editörü Elmas Aksu başta olmak üzere, yaptığı titiz okuma ile kitaba çok önemli katkılar sunan Simlâ Sunay’a, sayfa tasarımıyla Yusuf Yıldız’a, kapak tasarımıyla Kardelen Akçam’a , düzeltmen Yılmaz Akan’a ve kişisel olarak tanışmamış olsak da kitabın yayımlanmasına yardımcı olan tüm Everest Yayınları emekçilerine teşekkür ederim.