1980 yılında Kayseri'de doğdu. İlköğrenimini ve liseyi Kayseri'de tamamladı. Ardından Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ticaret bölümünden lisans mezunu olmuştur. 2018 yılında Erciyes Üniversitesi Uluslararası İlişkilerde yüksek lisansını tamamlamıştır. 2013 yılından beri Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dış Ticaret bölümünde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır. Marmara Üniversitesi Uluslararası Politik Ekonomi alanında doktora yapmaktadır. Akıcı İngilizce konuşan Ali Hamurcu; iyi derecede İngilizce (YÖKDİL-96,25); iyi derecede Almanca ve orta seviyede İspanyolca bilmektedir. Özel sektör deneyimi olan Ali Hamurcu'nun ilgi alanları uluslararası ilişkiler ve dış ticarettir.
Goc, tarihsel surecte insanlarin yasamis oldugu mekanlardan farkli nedenlerden dolayi ayrildigi d... more Goc, tarihsel surecte insanlarin yasamis oldugu mekanlardan farkli nedenlerden dolayi ayrildigi durumu anlatan bir olgudur. Gocun insan ve toplum uzerinde onemli bir etkiye sahip oldugu, dolayisiyla bireyi ve toplumu degistirdigi veya donusturdugu bir gercekliktir. Nufus hareketlerinin yasanmasinda dogal afet ve savas gibi nedenlerin yaninda ekonomik gerekceler ile teknolojik ilerlemelerin de rolu buyuktur. Bu anlamda, goc olgusu yerel, ulusal ve kuresel olmak uzere uc boyutludur. Nedenleri ve boyutlari farkli bicimde gerceklesen goc hareketleri, ozellikle goc alan ve goc veren devletleri ilgilendiren bir nitelige sahiptir. Zira, goc hareketinin sinirlari asip uluslararasi bir boyuta ulasmasi goc yonetimi anlayisinin yeniden gozden gecirilmesini zorunlu kilmistir. Bu durumda, kuresel olcekte uluslararasi goc yonetisimi kavraminin gelisimine neden olmustur. Devletin, sivil toplumun ve piyasada etkin olan aktorlerin birlikteligine ve esitler arasi yonetime karsilik gelen yonetisim kavrami dogrultusunda, ulkelerin goc hareketini yonetebilmeleri ve goc nedeniyle yasamis olduklari sorunlari cozmeleri gerekmektedir. Turkiye jeopolitik konumu nedeniyle goc hareketlerine acik olan ve goc hareketlerinden oldukca fazla etkilenen bir ulke konumundadir. Ozellikle son yillarda yasanan siyasal, ekonomik ve bolgesel gelismeler Turkiye’ye olan goc hareketlerini sekillendirmistir. Bu goc hareketleri de Turkiye’deki ekonomik, toplumsal ve demografik yapi ile kamu duzeni ve guvenligi gibi alanlari etkilemistir. Turkiye’nin karsi karsiya oldugu bu goc hareketlerine yonelik uygulayacagi politikalar ve anlayislar, uluslararasi goc yonetisiminin temellerini olusturacaktir. Bu calismada; oncelikle goc ve uluslararasi goc yonetisimi kavramlari uzerinde durulacaktir. Ardindan uluslararasi goc yonetisimi baglaminda Turkiye’nin goc hareketlerine yonelik tutum ve politikalari ele alinacaktir. Son olarak da, kuresel olcekte gerceklesen goc nedeniyle yasanan sorunlar degerlendirilecektir.
Devletler herhangi bir tehditle karsi karsiya olduklarinda ve bu tehditlerin etkisine maruz kaldi... more Devletler herhangi bir tehditle karsi karsiya olduklarinda ve bu tehditlerin etkisine maruz kaldiklarinda, tum bu tehditleri ortadan kaldirmak amaciyla ulusal guvenlik stratejisi izlerler. Bu baglamda, Arap Baharinin son ayagi olan Suriye’deki olaylar Turkiye acisindan insani mudahale kavramini gundeme getirmistir. Insani mudahale kavrami bir devlet ya da devletler toplulugunun bir baska devletin rizasi olmadan, o devletin ic islerine insani amaclarla siddet iceren bir sekilde karismasi olarak ifade edilebilir. Insani mudahalenin tabiati geregi devletlerin egemenligine mudahale edilmesi olagandir. Diger yandan egemenlik onemli bir degerdir. Bunun nedeni ise devletlerin egemenliginin uluslararasi sistemde esas olmasidir. Uluslararasi istikrarin bozulmamasi icin ulusal egemenligin zedelenmemesi gerekir. Batili devletlerin guclu olduklari ve uluslararasi sistemde daha fazla soz sahibi olduklari asikârdir. Bu tip devletlere insani mudahale bahanesiyle operasyon yapilma ihtimali de zayif...
Goc, tarihsel surecte insanlarin yasamis oldugu mekanlardan farkli nedenlerden dolayi ayrildigi d... more Goc, tarihsel surecte insanlarin yasamis oldugu mekanlardan farkli nedenlerden dolayi ayrildigi durumu anlatan bir olgudur. Gocun insan ve toplum uzerinde onemli bir etkiye sahip oldugu, dolayisiyla bireyi ve toplumu degistirdigi veya donusturdugu bir gercekliktir. Nufus hareketlerinin yasanmasinda dogal afet ve savas gibi nedenlerin yaninda ekonomik gerekceler ile teknolojik ilerlemelerin de rolu buyuktur. Bu anlamda, goc olgusu yerel, ulusal ve kuresel olmak uzere uc boyutludur. Nedenleri ve boyutlari farkli bicimde gerceklesen goc hareketleri, ozellikle goc alan ve goc veren devletleri ilgilendiren bir nitelige sahiptir. Zira, goc hareketinin sinirlari asip uluslararasi bir boyuta ulasmasi goc yonetimi anlayisinin yeniden gozden gecirilmesini zorunlu kilmistir. Bu durumda, kuresel olcekte uluslararasi goc yonetisimi kavraminin gelisimine neden olmustur. Devletin, sivil toplumun ve piyasada etkin olan aktorlerin birlikteligine ve esitler arasi yonetime karsilik gelen yonetisim kav...
TERÖR- 20. ULUSLARARASI KAMU YÖNETİMİ FORUMU TAM METİN BİLDİRİ KİTABI, 2021
Devletler ve toplumlar açısından terör ve terörizm en büyük tehditler arasında yer almaktadır. Zi... more Devletler ve toplumlar açısından terör ve terörizm en büyük tehditler arasında yer almaktadır. Zira uluslararası barış ve güvenliğe ilişkin bir tehdit olarak gelişen terör güvenlik tehditleri arasında ön plana çıkmaktadır. Modern çağın bir ürünü olarak kabul edilen terör kavramı, korku ve dehşet yayarak baskı kurmaya dayalı gerçekleştirilen fiiller olarak nitelendirilmektedir. Aynı zamanda, terör içinde şiddeti barındıran ve ideolojik boyutlarıyla sivilleri hedef alan eylemler olarak da tanımlanabilir. Tarihsel süreç içerisinde terör kavramı farklı aşamalardan geçmiş ve devletler terör konusunda ortak bir fikir birliğine ulaşamamışlardır. Uluslararası sistemde devletlerin terör konusunda ortak bakış açısı geliştirmemesi ise ilgili devletlerin yasalarında terör örgütleriyle ilgili yapılan tanımlamalara ve devletlerin terör konusunda geliştirdikleri tutumlara bağlanabilir. Günümüzde küresel boyut kazanan terörün hem devletler hem de toplumlar üzerinde farklı boyutlarda derin etkileri görülmektedir. Bu boyutlardan biride göç olgusudur. Tarihsel süreçte insanların yaşamış olduğu mekandan ayrılmasının önemli bir nedeni de terördür. Terörden kaynaklı olarak yaşanan göç hareketleri özellikle 1990’lı yıllarda Türkiye’de de yoğun bir şekilde yaşanmıştır. Özellikle Doğu ve Güneydoğu illerinde yaşanan terör olaylarından dolayı bu göç hareketleri gerçekleşmiştir. Göç alan ve göç veren iller düşünüldüğünde terörden kaynaklı zorunlu mekânsal yer değişikliğinin siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel bazı sonuçları ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada; öncelikle terör ve göç kavramları üzerinde durulacaktır. Ardından terör ve göç ilişkisi çerçevesinde Türkiye’de terörden kaynaklanan sorunlar bağlamında göçlerin sonuçları değerlendirilecektir.
20. ULUSLARARASI KAMU YÖNETİMİ FORUMU TAM METİN BİLDİRİ KİTABI, 2021
Kutsal mekân Kâbe’nin 1979 yılında radikal bir grup tarafından işgal edilmiş olması Türk medyasın... more Kutsal mekân Kâbe’nin 1979 yılında radikal bir grup tarafından işgal edilmiş olması Türk medyasında yeteri kadar yer bulmuşken gerek Türk gerekse de yabancı akademisyenlerce yeterince irdelenmemiştir. Olayın çıkış sebebi geleneksel Vahhabilik ile Batı değerlerine karşı daha yumuşak davranan ulema sınıfı arasındaki gerilimdir. Suudi Arabistan, 1979 yılına kadar daha modern adımlar atarken 1979 yılından sonra devlet olarak daha koyu muhafazakâr kimliğe bürünmüştür. Prens Selman, 1979 yılındaki olayları işaret ederek 1979 yılından sonra Suudi Arabistan’da özellikle kadınlara yönelik olan haklarda daha 1979 öncesine göre daha fazla muhafazakâr davranıldığını ileri sürmüştür. Konstrüktivizm açısından bakıldığında olay neticesinde hem cihatçı örgütler daha da dini olarak radikalleşirken, Suudi Arabistan da İslam üst kimliğini korumanın yanında alt kimlik olarak diğer Körfez ülkelerine göre daha muhafazakâr bir kimliğe bürünmüştür. Neticede, Kâbe’nin işgali üst kimlik olarak Suudi Arabistan’ın İslam kimliğinde herhangi bir değişime neden olmamıştır. Ancak ülkenin alt kimliğini şekillendirmiştir. Daha modern adımlar atan ulema sınıfı sayesinde ülke modern adımlar atıp Batı’yla entegrasyonunu daha hızlandırabilecekken geleneksel Vahhabiliğin de muhalefetiyle Batılı değerlere daha uzak bir ülke haline gelmiştir. İslam’ın farklı yorumlarından kaynaklı çatışmaların önemli örneklerinden biri olması, olayın incelenmesi gereken bir konu olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada 1979 yılında gerçekleşmiş olan Kâbe’nin işgali konstrüktivist çerçevede kimlik değişimi üzerinden incelenmiştir. Çalışmanın amacı pek bilinmeyen yönüyle Kâbe işgalinin Suudi rejiminde ve bölgede ne türden bir kimlik değişimi oluşturduğunu ortaya çıkarmak ve İslam adına radikal örgütlere bu vahim olayın neden ve nasıl örnek teşkil ettiğini göstermektir.
TERÖR- 20. ULUSLARARASI KAMU YÖNETİMİ FORUMU TAM METİN BİLDİRİ KİTABI, 2021
Hızla değişen dünyamızda uluslararası ilişkilerin temel aktörü sayılan devletler ve devletlerin d... more Hızla değişen dünyamızda uluslararası ilişkilerin temel aktörü sayılan devletler ve devletlerin dışındaki aktörlerin hedefleri doğrultusunda teröre başvurdukları görülmektedir. Bu tür terör faaliyetlerine hedef olan ülkemizde binlerce insanını teröre kurban vermekte ve ayrıca ekonomik olarak büyük kayıplar verdiği gibi siyasi olarak da demokratikleşememektedir. Terör eylemleri ülkemizi yoğun bir biçimde etkilemektedir. Ülkemiz terörden kaynaklı sorunlara insan öğesi ve maddi öğelerle karşılık vermekte, kalkınmaya harcayacağı enerjiyi uzun yıllardır terörden kaynaklı sorunlara aktarmaktadır. Gerek sosyal bilimlerde gerekse de fen bilimlerinde olsun sebebi bilinmeyen bir sorunun çözümü zor ya da imkânsızdır. Sebebi bilinen bir sorun varsa çözüm yolunun da var olabileceği düşünülmelidir. Bu yüzden ülkemizi 40 yıldan fazla süredir meşgul eden Güneydoğu sorunun sebepleri üzerinde durmakta fayda vardır. Terörün iç ve dış kaynaklı sebeplerden oluştuğunu düşündüğümüzde öncelikle genel olarak ülkemizin özelde ise Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizin ekonomik, siyasi, kültürel ve dini yapılanması üzerinde durmakta fayda vardır. Aynı anda iki yerde bulunamamak bilinen bir realitedir. İnsan aynı anda iki zıt durumun varlığı konusunda çatışmaya girebilir. Bunun gibi bir yerde de birden fazla egemenin var olması ya da varlık göstermeye çalışması orada çatışmaya zemin hazırlar. Bir coğrafya hakkında farklı özlemleri olan devlet, insan toplulukları veya insanların temel çatışma noktası da buradan kaynaklanmaktadır. Farklı özlemleri, farklı emelleri olan insan ya da insan topluluklarının çatışması istensin ya da istenmesin insanlar var olduğu müddetçe var olmuştur. Devletine küsmüş ya da tereddütleri olan kitlelere mesele değişik yönleriyle anlatılmalıdır ki çatışma tamamen kalksın ya da en azından asgari seviyeye insin. Çalışmamızda Güneydoğu meselesinin psikolojik, sosyolojik, tarihi ve ekonomik ve güncel yönleri üzerinde durulacaktır.
Fikriyat Siirt Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi, 2021
The financial behavior of each individual while shopping
varies. The price factor is one of the ... more The financial behavior of each individual while shopping varies. The price factor is one of the factors that come to the fore in the purchases made on the internet and in other ways. This causes individuals to be anxious or satisfied during shopping. Therefore, the purpose of this study is to determine whether there is a significant difference between the tendencies of individuals in ecommerce transactions made on social network sites and their financial attitudes and behaviors. The sample of the study is individuals who live in the city center of Bitlis. Data collection method is a simple random sampling method, one of the probabilistic sampling methods that is to say survey technique is used. The data obtained from the survey forms is analyzed by using the SPSS (Statistical Package for the Social Science) 20.0 program. Frequency analysis, t test, anova and correlation analysis were used in the study. In addition, 6 hypotheses were determined in the study; These hypotheses were concluded with analysis suitable for the study. According to this; Hypotheses 1 and 2 were rejected; The 2nd and 3rd hypotheses were accepted. For the 5th and 6th hypotheses, the result of the correlation shows that there is a positive relationship between the variables. As a result of the study, it is seen that e-commerce transactions made on social network sites have an effect on individuals' financial attitudes and behaviors. It has been determined that the effect of the price factor that arises especially during shopping on the satisfaction attitude of individuals is not negligible. This study can be beneficial in terms of contributing to the financial attitudes of consumers who have great importance in trade while doing e-commerce. Key Words: Social Network, E-Commerce, Attitude, Financial Attitude
Bu çalısmada insani müdahale, insan hakları, koruma sorumlulugu egemenlik üzerinde yapılan tartıs... more Bu çalısmada insani müdahale, insan hakları, koruma sorumlulugu egemenlik üzerinde yapılan tartısmalar ele alınmıs ve örnek olay olarak Darfur meselesi incelenmistir. nsani müdahalenin sözde gerekli olmasından ötürü devletlerin egemenligine müdahale edilmesi olagandır. Ancak ulusal egemenligin çok önemli bir deger oldugunun gözden kaçmaması gerekir. Çünkü devletlerin egemenligi uluslararası sistemde esastır. Ulusal egemenligin zedelenmesi demek uluslararası istikrarın bozulması anlamına gelebilir. Bu durumdan özellikle sömürgecilik sonrası egemenligini kazanan devletler etkilenecektir. Batılı devletlerin güçlü oldukları ve de uluslararası sistemde daha koordineli hareket ettikleri asikârdır. Bu devletlere herhangi bir durumda insani müdahalenin bahane edilerek bir operasyonun yapılma ihtimali zayıftır. Durumun özellikle Batı dısı toplumların aleyhine gelisebilecegi göz ardı edilmemelidir. Bu devletler ve özellikle de yönetimleri egemenliklerine herhangi bir müdahaleyi kabul etmemektedirler. Söz konusu ülkeler her ne kadar batılı devletler kadar güçlü olmasalar da uluslararası sistemin birer parçası olarak egemenliklerine saygı duyuldugu ölçüde uluslararası düzenin önemli unsurlarıdırlar. Egemenligine müdahale edilmis devletlerin uluslararası istikrarı bozabilecegi akıllardan çıkarılmamalı ve ayrıca müdahale seçenegi Batılı toplumların Batı dısı toplumlar üzerinde egemenlik kurmalarının bir aracı olabilecegi de unutulmamalıdır. Böylesi bir durum Devletlerin egemenliklerin nasıl etkilendigi savından hareketle tartısmalıdır.
Önemi günden güne fark edildiği üzere petrol ve doğal gaz rezervler nedeniyle Doğu Akdeniz’in öne... more Önemi günden güne fark edildiği üzere petrol ve doğal gaz rezervler nedeniyle Doğu Akdeniz’in önemi son yıllarda daha fazla artmaktadır. Büyük güçler ve bölge ülkeleri Doğu Akdeniz’de varlık göstermeye çalışmakta; kıyı devletlerinin bölgedeki sondaj faaliyetleri gittikçe ivme kazanmaktadır. Kıyı devletlerinin bölgedeki haklarının uluslararası hukukça belirlenmesi hem bölge barışı için hem de kullanımın nasıl olacağının belirlenmesi açısından önemlidir. Bu çalışmada özelde Yunanistan ile Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de karasuları, kıta sahanlığı ve de münhasır ekonomik bölgeleri (MEB) sorunlarına değinilecektir. Uluslararası hukukun devletlerin deniz alanlarını kullanımına dair esas teşkil eden kurallarında ve bu kuralların uygulanmasında sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunlar hukuk kurallarının yeterince açık olamayışı, farklı ve yorumlanması ve siyasal anlaşmazlıklar olarak sıralanabilir. Türkiye, yapmış olduğu anlaşmalarla Karadeniz’deki deniz yetki alanlarının sınırlarını belirlemiştir. Ancak Türkiye’nin Yunanistan’la arasında önemli anlaşmazlıklar vardır. Bu anlaşmazlıkların başlıca olanları karasuları ve kıta sahanlığı ve MEB sorunudur
Culture can be defined as a collection of common values which occur over the centuries in a socie... more Culture can be defined as a collection of common values which occur over the centuries in a society. But political culture is a concept that integrates the values, traditions, political experiences, forms of perception of the state, tasks in the political arena. Political culture is also a consequence of our emotions, thoughts and attitudes about the political system and political life in society we live in, as well as differs in each society. Similarly, the application of democracy today differs in each country. In some countries democracy can exist with all its institutions, while in others it shows no existence. The traditions and political systems of these countries play a major role as democracy differs in each country. It is possible to know what kind of attitude a society will take in response to any political and social event by recognizing the priorities. The priorities are determined by the culture which is derived from traditions, experiences, habits and transmitted from generation to generation. In this study, firstly the concept of political culture will be explained. Next the relationship between political culture and democracy will be discussed and the democratic process in Turkey will be evaluated in the context of political culture. Structured Abstract: The concept of culture, defined as a set of values, according to Eagleton (2005), is the uniting center of different dimensions of freedom and determinism, and activism, strength and change subjected to given and created one. However, Giddens (2005) asserts that culture shapes our everyday values and behaviors with norms. Tischler (1993) says that culture is a part of society that teaches how to behave, what to know, and what to believe in the environment in which man grew up with his existence. Duverger (2011) sees culture as a system. Within the framework of these definitions, we can say that culture is learned by individuals in a society and that it enables individuals living in the same society to engage in similar to the events they have experienced. Similarly, the feelings, thoughts and attitudes of individuals in a society related to political life can also be explained by the concept of political culture. The way politics is done in a country, the functioning of
Tarihsel süreç içerisinde insanların farklı arayış ve istekleri sonucunda ortaya çıkan göç olgusu... more Tarihsel süreç içerisinde insanların farklı arayış ve istekleri sonucunda ortaya çıkan göç olgusu gerek nedenleri gerekse de sonuçları bakımından önemli bir yere sahiptir. İyi olana ulaşma veya güvenilir olma isteği insanların göçe başvurmalarının başlangıcı olsa da, diğer taraftan göç hareketi zorunlu sebeplerden de kaynaklanabilmektedir. İlk olarak, yerel ve ulusal çapta gerçekleşen göç hareketleri, dönemsel koşullar ve çağın özellikleri ile birlikte ulus sınırlarını aşarak küresel bir kimliğe bürünmüştür. Bu bağlamda, göç olgusu devletler açısından daha önemli bir sorun olarak algılanmaya başlanmıştır. Özellikle kitlesel olarak büyük göç dalgaları ile karşılaşan bir ülke göçmenlere kucak açabilir. Bu durum insani bir yaklaşımdır. Ancak, bu göçmenlerin farklı gereksinimlerinin karşılanması ve topluma entegrasyonu süreci iyi bir planlama ve koordinasyon gerektirir. Bu planlama ve koordinasyon süreci ise devletin, özel sektörün ve sivil toplumun işbirliği içerisinde olduğu iyi bir yönetişim anlayışı ile sağlanabilir. Küresel bir sorun olarak sınır aşan göç hareketlerinin kontrol edilmesi, ekonomik ve toplumsal boyutlar ile güvenlik boyutu açısından son derece önemli görülmektedir. Bu durumda, sadece göç alan ve göç veren ülkelerin değil, aynı zamanda diğer ülkelerin de göç yönetimine yönelik uluslararası işbirliği oluşturmalarını gerekli kılmıştır. Türkiye, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerle birlikte özellikle Suriye’den yoğun bir şekilde göç almıştır. Bu anlamda, Türkiye’nin içinde bulunduğu durum nedeniyle göç hareketini hızlı ve etkili bir biçimde yönetmek amacıyla tüm aktörlerin katkı sağlayacağı güçlü bir yönetişim anlayışına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada; öncelikle küresel bir nitelik kazanan göç hareketlerinin uluslararası işbirliği ve diyalog çerçevesinde yönetilmesi anlayışı ile uluslararası göç yönetişimi kavramı incelenecektir. Ardından son yıllarda göç alan bir ülke olarak Türkiye, uluslararası göç yönetişimi bakımından değerlendirilecektir.
The role of job stress at emotional labor's effect on intention to leave: Evidence from call center employees, 2017
Call centers are contact centers that act as communication facilities between customers and busin... more Call centers are contact centers that act as communication facilities between customers and businesses with the help of customer representatives. The call center sector where transactions are carried out largely without face to face communication is known as a sector with the most stressful and is also known with having the highest employee turnover rate. Customer representatives are not able to use any initiative and they have too many workloads; for this reason, they are frazzled. In addition, customer representatives need to play role despite of their natural emotions. This affects the emotional labor behavior of sector employees. In this study, the job stress' mediating role at emotional labor's effect on intention to leave is investigated. Data was collected from two call centers operating in Bitlis province in Turkey by using survey method. Analyzes were made with the SPSS 23 and AMOS 22 programs through 207 valid questionnaires. In the analyzes made, job stress has full mediating effect at emotional labor variable's surface acting dimension's effect on intention to leave. Due to the correlation analyzes performed, there was a significant relationship between surface acting and natural emotions (expression of naturally felt emotions) dimension of emotional labor variable with job stress and intention to leave.
TEORİK VE POLİTİK YÖNLERİYLE İKTİSAT BİLİMİNDE YAŞANAN GELİŞMELER, 2021
Politik ekonomimin teorileri olan merkantilizm ve liberalizm perspektifinden korumacılığa karşı s... more Politik ekonomimin teorileri olan merkantilizm ve liberalizm perspektifinden korumacılığa karşı serbest ticaret hakkında ABD-Çin ticaret savaşları üzerine literatürde çokça çalışma vardır. Politik ekonominin diğer bir teorisi olan Marksizm perspektifinden de ABD-Çin arasındaki ticaret savaşlarının incelenmesi konunun daha farklı bir boyuttan görülmesine olanak sağlayacaktır. Çalışmamızda hem serbest ticaretin hem de korumacılığın iki ülke ve dünya ticaret ve barışını nasıl etkileyeceği üzerinde durulacak ve ABD-Çin ticaret savaşı ile bu savaşın Marksizm perspektiften değerlendirilmesi yapılacaktır.
İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLERDE ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRMELER CİLT I
ABD-Çin Ticaret savaşlarının politik ekonominin iki teorisi olan Merkantilizm ve liberalizm çerçe... more ABD-Çin Ticaret savaşlarının politik ekonominin iki teorisi olan Merkantilizm ve liberalizm çerçevesinde incelenmesi amaç edinilmiştir. Ayrıca Türkiye'nin ve dünya ticaretinin liberalizasyonu güncel konular olan ulus devlet, Covid-19, egemenlik, insan hakları politik ekonomi bağlamında değerlendirilmiştir.
Goc, tarihsel surecte insanlarin yasamis oldugu mekanlardan farkli nedenlerden dolayi ayrildigi d... more Goc, tarihsel surecte insanlarin yasamis oldugu mekanlardan farkli nedenlerden dolayi ayrildigi durumu anlatan bir olgudur. Gocun insan ve toplum uzerinde onemli bir etkiye sahip oldugu, dolayisiyla bireyi ve toplumu degistirdigi veya donusturdugu bir gercekliktir. Nufus hareketlerinin yasanmasinda dogal afet ve savas gibi nedenlerin yaninda ekonomik gerekceler ile teknolojik ilerlemelerin de rolu buyuktur. Bu anlamda, goc olgusu yerel, ulusal ve kuresel olmak uzere uc boyutludur. Nedenleri ve boyutlari farkli bicimde gerceklesen goc hareketleri, ozellikle goc alan ve goc veren devletleri ilgilendiren bir nitelige sahiptir. Zira, goc hareketinin sinirlari asip uluslararasi bir boyuta ulasmasi goc yonetimi anlayisinin yeniden gozden gecirilmesini zorunlu kilmistir. Bu durumda, kuresel olcekte uluslararasi goc yonetisimi kavraminin gelisimine neden olmustur. Devletin, sivil toplumun ve piyasada etkin olan aktorlerin birlikteligine ve esitler arasi yonetime karsilik gelen yonetisim kavrami dogrultusunda, ulkelerin goc hareketini yonetebilmeleri ve goc nedeniyle yasamis olduklari sorunlari cozmeleri gerekmektedir. Turkiye jeopolitik konumu nedeniyle goc hareketlerine acik olan ve goc hareketlerinden oldukca fazla etkilenen bir ulke konumundadir. Ozellikle son yillarda yasanan siyasal, ekonomik ve bolgesel gelismeler Turkiye’ye olan goc hareketlerini sekillendirmistir. Bu goc hareketleri de Turkiye’deki ekonomik, toplumsal ve demografik yapi ile kamu duzeni ve guvenligi gibi alanlari etkilemistir. Turkiye’nin karsi karsiya oldugu bu goc hareketlerine yonelik uygulayacagi politikalar ve anlayislar, uluslararasi goc yonetisiminin temellerini olusturacaktir. Bu calismada; oncelikle goc ve uluslararasi goc yonetisimi kavramlari uzerinde durulacaktir. Ardindan uluslararasi goc yonetisimi baglaminda Turkiye’nin goc hareketlerine yonelik tutum ve politikalari ele alinacaktir. Son olarak da, kuresel olcekte gerceklesen goc nedeniyle yasanan sorunlar degerlendirilecektir.
Devletler herhangi bir tehditle karsi karsiya olduklarinda ve bu tehditlerin etkisine maruz kaldi... more Devletler herhangi bir tehditle karsi karsiya olduklarinda ve bu tehditlerin etkisine maruz kaldiklarinda, tum bu tehditleri ortadan kaldirmak amaciyla ulusal guvenlik stratejisi izlerler. Bu baglamda, Arap Baharinin son ayagi olan Suriye’deki olaylar Turkiye acisindan insani mudahale kavramini gundeme getirmistir. Insani mudahale kavrami bir devlet ya da devletler toplulugunun bir baska devletin rizasi olmadan, o devletin ic islerine insani amaclarla siddet iceren bir sekilde karismasi olarak ifade edilebilir. Insani mudahalenin tabiati geregi devletlerin egemenligine mudahale edilmesi olagandir. Diger yandan egemenlik onemli bir degerdir. Bunun nedeni ise devletlerin egemenliginin uluslararasi sistemde esas olmasidir. Uluslararasi istikrarin bozulmamasi icin ulusal egemenligin zedelenmemesi gerekir. Batili devletlerin guclu olduklari ve uluslararasi sistemde daha fazla soz sahibi olduklari asikârdir. Bu tip devletlere insani mudahale bahanesiyle operasyon yapilma ihtimali de zayif...
Goc, tarihsel surecte insanlarin yasamis oldugu mekanlardan farkli nedenlerden dolayi ayrildigi d... more Goc, tarihsel surecte insanlarin yasamis oldugu mekanlardan farkli nedenlerden dolayi ayrildigi durumu anlatan bir olgudur. Gocun insan ve toplum uzerinde onemli bir etkiye sahip oldugu, dolayisiyla bireyi ve toplumu degistirdigi veya donusturdugu bir gercekliktir. Nufus hareketlerinin yasanmasinda dogal afet ve savas gibi nedenlerin yaninda ekonomik gerekceler ile teknolojik ilerlemelerin de rolu buyuktur. Bu anlamda, goc olgusu yerel, ulusal ve kuresel olmak uzere uc boyutludur. Nedenleri ve boyutlari farkli bicimde gerceklesen goc hareketleri, ozellikle goc alan ve goc veren devletleri ilgilendiren bir nitelige sahiptir. Zira, goc hareketinin sinirlari asip uluslararasi bir boyuta ulasmasi goc yonetimi anlayisinin yeniden gozden gecirilmesini zorunlu kilmistir. Bu durumda, kuresel olcekte uluslararasi goc yonetisimi kavraminin gelisimine neden olmustur. Devletin, sivil toplumun ve piyasada etkin olan aktorlerin birlikteligine ve esitler arasi yonetime karsilik gelen yonetisim kav...
TERÖR- 20. ULUSLARARASI KAMU YÖNETİMİ FORUMU TAM METİN BİLDİRİ KİTABI, 2021
Devletler ve toplumlar açısından terör ve terörizm en büyük tehditler arasında yer almaktadır. Zi... more Devletler ve toplumlar açısından terör ve terörizm en büyük tehditler arasında yer almaktadır. Zira uluslararası barış ve güvenliğe ilişkin bir tehdit olarak gelişen terör güvenlik tehditleri arasında ön plana çıkmaktadır. Modern çağın bir ürünü olarak kabul edilen terör kavramı, korku ve dehşet yayarak baskı kurmaya dayalı gerçekleştirilen fiiller olarak nitelendirilmektedir. Aynı zamanda, terör içinde şiddeti barındıran ve ideolojik boyutlarıyla sivilleri hedef alan eylemler olarak da tanımlanabilir. Tarihsel süreç içerisinde terör kavramı farklı aşamalardan geçmiş ve devletler terör konusunda ortak bir fikir birliğine ulaşamamışlardır. Uluslararası sistemde devletlerin terör konusunda ortak bakış açısı geliştirmemesi ise ilgili devletlerin yasalarında terör örgütleriyle ilgili yapılan tanımlamalara ve devletlerin terör konusunda geliştirdikleri tutumlara bağlanabilir. Günümüzde küresel boyut kazanan terörün hem devletler hem de toplumlar üzerinde farklı boyutlarda derin etkileri görülmektedir. Bu boyutlardan biride göç olgusudur. Tarihsel süreçte insanların yaşamış olduğu mekandan ayrılmasının önemli bir nedeni de terördür. Terörden kaynaklı olarak yaşanan göç hareketleri özellikle 1990’lı yıllarda Türkiye’de de yoğun bir şekilde yaşanmıştır. Özellikle Doğu ve Güneydoğu illerinde yaşanan terör olaylarından dolayı bu göç hareketleri gerçekleşmiştir. Göç alan ve göç veren iller düşünüldüğünde terörden kaynaklı zorunlu mekânsal yer değişikliğinin siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel bazı sonuçları ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada; öncelikle terör ve göç kavramları üzerinde durulacaktır. Ardından terör ve göç ilişkisi çerçevesinde Türkiye’de terörden kaynaklanan sorunlar bağlamında göçlerin sonuçları değerlendirilecektir.
20. ULUSLARARASI KAMU YÖNETİMİ FORUMU TAM METİN BİLDİRİ KİTABI, 2021
Kutsal mekân Kâbe’nin 1979 yılında radikal bir grup tarafından işgal edilmiş olması Türk medyasın... more Kutsal mekân Kâbe’nin 1979 yılında radikal bir grup tarafından işgal edilmiş olması Türk medyasında yeteri kadar yer bulmuşken gerek Türk gerekse de yabancı akademisyenlerce yeterince irdelenmemiştir. Olayın çıkış sebebi geleneksel Vahhabilik ile Batı değerlerine karşı daha yumuşak davranan ulema sınıfı arasındaki gerilimdir. Suudi Arabistan, 1979 yılına kadar daha modern adımlar atarken 1979 yılından sonra devlet olarak daha koyu muhafazakâr kimliğe bürünmüştür. Prens Selman, 1979 yılındaki olayları işaret ederek 1979 yılından sonra Suudi Arabistan’da özellikle kadınlara yönelik olan haklarda daha 1979 öncesine göre daha fazla muhafazakâr davranıldığını ileri sürmüştür. Konstrüktivizm açısından bakıldığında olay neticesinde hem cihatçı örgütler daha da dini olarak radikalleşirken, Suudi Arabistan da İslam üst kimliğini korumanın yanında alt kimlik olarak diğer Körfez ülkelerine göre daha muhafazakâr bir kimliğe bürünmüştür. Neticede, Kâbe’nin işgali üst kimlik olarak Suudi Arabistan’ın İslam kimliğinde herhangi bir değişime neden olmamıştır. Ancak ülkenin alt kimliğini şekillendirmiştir. Daha modern adımlar atan ulema sınıfı sayesinde ülke modern adımlar atıp Batı’yla entegrasyonunu daha hızlandırabilecekken geleneksel Vahhabiliğin de muhalefetiyle Batılı değerlere daha uzak bir ülke haline gelmiştir. İslam’ın farklı yorumlarından kaynaklı çatışmaların önemli örneklerinden biri olması, olayın incelenmesi gereken bir konu olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada 1979 yılında gerçekleşmiş olan Kâbe’nin işgali konstrüktivist çerçevede kimlik değişimi üzerinden incelenmiştir. Çalışmanın amacı pek bilinmeyen yönüyle Kâbe işgalinin Suudi rejiminde ve bölgede ne türden bir kimlik değişimi oluşturduğunu ortaya çıkarmak ve İslam adına radikal örgütlere bu vahim olayın neden ve nasıl örnek teşkil ettiğini göstermektir.
TERÖR- 20. ULUSLARARASI KAMU YÖNETİMİ FORUMU TAM METİN BİLDİRİ KİTABI, 2021
Hızla değişen dünyamızda uluslararası ilişkilerin temel aktörü sayılan devletler ve devletlerin d... more Hızla değişen dünyamızda uluslararası ilişkilerin temel aktörü sayılan devletler ve devletlerin dışındaki aktörlerin hedefleri doğrultusunda teröre başvurdukları görülmektedir. Bu tür terör faaliyetlerine hedef olan ülkemizde binlerce insanını teröre kurban vermekte ve ayrıca ekonomik olarak büyük kayıplar verdiği gibi siyasi olarak da demokratikleşememektedir. Terör eylemleri ülkemizi yoğun bir biçimde etkilemektedir. Ülkemiz terörden kaynaklı sorunlara insan öğesi ve maddi öğelerle karşılık vermekte, kalkınmaya harcayacağı enerjiyi uzun yıllardır terörden kaynaklı sorunlara aktarmaktadır. Gerek sosyal bilimlerde gerekse de fen bilimlerinde olsun sebebi bilinmeyen bir sorunun çözümü zor ya da imkânsızdır. Sebebi bilinen bir sorun varsa çözüm yolunun da var olabileceği düşünülmelidir. Bu yüzden ülkemizi 40 yıldan fazla süredir meşgul eden Güneydoğu sorunun sebepleri üzerinde durmakta fayda vardır. Terörün iç ve dış kaynaklı sebeplerden oluştuğunu düşündüğümüzde öncelikle genel olarak ülkemizin özelde ise Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizin ekonomik, siyasi, kültürel ve dini yapılanması üzerinde durmakta fayda vardır. Aynı anda iki yerde bulunamamak bilinen bir realitedir. İnsan aynı anda iki zıt durumun varlığı konusunda çatışmaya girebilir. Bunun gibi bir yerde de birden fazla egemenin var olması ya da varlık göstermeye çalışması orada çatışmaya zemin hazırlar. Bir coğrafya hakkında farklı özlemleri olan devlet, insan toplulukları veya insanların temel çatışma noktası da buradan kaynaklanmaktadır. Farklı özlemleri, farklı emelleri olan insan ya da insan topluluklarının çatışması istensin ya da istenmesin insanlar var olduğu müddetçe var olmuştur. Devletine küsmüş ya da tereddütleri olan kitlelere mesele değişik yönleriyle anlatılmalıdır ki çatışma tamamen kalksın ya da en azından asgari seviyeye insin. Çalışmamızda Güneydoğu meselesinin psikolojik, sosyolojik, tarihi ve ekonomik ve güncel yönleri üzerinde durulacaktır.
Fikriyat Siirt Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi, 2021
The financial behavior of each individual while shopping
varies. The price factor is one of the ... more The financial behavior of each individual while shopping varies. The price factor is one of the factors that come to the fore in the purchases made on the internet and in other ways. This causes individuals to be anxious or satisfied during shopping. Therefore, the purpose of this study is to determine whether there is a significant difference between the tendencies of individuals in ecommerce transactions made on social network sites and their financial attitudes and behaviors. The sample of the study is individuals who live in the city center of Bitlis. Data collection method is a simple random sampling method, one of the probabilistic sampling methods that is to say survey technique is used. The data obtained from the survey forms is analyzed by using the SPSS (Statistical Package for the Social Science) 20.0 program. Frequency analysis, t test, anova and correlation analysis were used in the study. In addition, 6 hypotheses were determined in the study; These hypotheses were concluded with analysis suitable for the study. According to this; Hypotheses 1 and 2 were rejected; The 2nd and 3rd hypotheses were accepted. For the 5th and 6th hypotheses, the result of the correlation shows that there is a positive relationship between the variables. As a result of the study, it is seen that e-commerce transactions made on social network sites have an effect on individuals' financial attitudes and behaviors. It has been determined that the effect of the price factor that arises especially during shopping on the satisfaction attitude of individuals is not negligible. This study can be beneficial in terms of contributing to the financial attitudes of consumers who have great importance in trade while doing e-commerce. Key Words: Social Network, E-Commerce, Attitude, Financial Attitude
Bu çalısmada insani müdahale, insan hakları, koruma sorumlulugu egemenlik üzerinde yapılan tartıs... more Bu çalısmada insani müdahale, insan hakları, koruma sorumlulugu egemenlik üzerinde yapılan tartısmalar ele alınmıs ve örnek olay olarak Darfur meselesi incelenmistir. nsani müdahalenin sözde gerekli olmasından ötürü devletlerin egemenligine müdahale edilmesi olagandır. Ancak ulusal egemenligin çok önemli bir deger oldugunun gözden kaçmaması gerekir. Çünkü devletlerin egemenligi uluslararası sistemde esastır. Ulusal egemenligin zedelenmesi demek uluslararası istikrarın bozulması anlamına gelebilir. Bu durumdan özellikle sömürgecilik sonrası egemenligini kazanan devletler etkilenecektir. Batılı devletlerin güçlü oldukları ve de uluslararası sistemde daha koordineli hareket ettikleri asikârdır. Bu devletlere herhangi bir durumda insani müdahalenin bahane edilerek bir operasyonun yapılma ihtimali zayıftır. Durumun özellikle Batı dısı toplumların aleyhine gelisebilecegi göz ardı edilmemelidir. Bu devletler ve özellikle de yönetimleri egemenliklerine herhangi bir müdahaleyi kabul etmemektedirler. Söz konusu ülkeler her ne kadar batılı devletler kadar güçlü olmasalar da uluslararası sistemin birer parçası olarak egemenliklerine saygı duyuldugu ölçüde uluslararası düzenin önemli unsurlarıdırlar. Egemenligine müdahale edilmis devletlerin uluslararası istikrarı bozabilecegi akıllardan çıkarılmamalı ve ayrıca müdahale seçenegi Batılı toplumların Batı dısı toplumlar üzerinde egemenlik kurmalarının bir aracı olabilecegi de unutulmamalıdır. Böylesi bir durum Devletlerin egemenliklerin nasıl etkilendigi savından hareketle tartısmalıdır.
Önemi günden güne fark edildiği üzere petrol ve doğal gaz rezervler nedeniyle Doğu Akdeniz’in öne... more Önemi günden güne fark edildiği üzere petrol ve doğal gaz rezervler nedeniyle Doğu Akdeniz’in önemi son yıllarda daha fazla artmaktadır. Büyük güçler ve bölge ülkeleri Doğu Akdeniz’de varlık göstermeye çalışmakta; kıyı devletlerinin bölgedeki sondaj faaliyetleri gittikçe ivme kazanmaktadır. Kıyı devletlerinin bölgedeki haklarının uluslararası hukukça belirlenmesi hem bölge barışı için hem de kullanımın nasıl olacağının belirlenmesi açısından önemlidir. Bu çalışmada özelde Yunanistan ile Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de karasuları, kıta sahanlığı ve de münhasır ekonomik bölgeleri (MEB) sorunlarına değinilecektir. Uluslararası hukukun devletlerin deniz alanlarını kullanımına dair esas teşkil eden kurallarında ve bu kuralların uygulanmasında sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunlar hukuk kurallarının yeterince açık olamayışı, farklı ve yorumlanması ve siyasal anlaşmazlıklar olarak sıralanabilir. Türkiye, yapmış olduğu anlaşmalarla Karadeniz’deki deniz yetki alanlarının sınırlarını belirlemiştir. Ancak Türkiye’nin Yunanistan’la arasında önemli anlaşmazlıklar vardır. Bu anlaşmazlıkların başlıca olanları karasuları ve kıta sahanlığı ve MEB sorunudur
Culture can be defined as a collection of common values which occur over the centuries in a socie... more Culture can be defined as a collection of common values which occur over the centuries in a society. But political culture is a concept that integrates the values, traditions, political experiences, forms of perception of the state, tasks in the political arena. Political culture is also a consequence of our emotions, thoughts and attitudes about the political system and political life in society we live in, as well as differs in each society. Similarly, the application of democracy today differs in each country. In some countries democracy can exist with all its institutions, while in others it shows no existence. The traditions and political systems of these countries play a major role as democracy differs in each country. It is possible to know what kind of attitude a society will take in response to any political and social event by recognizing the priorities. The priorities are determined by the culture which is derived from traditions, experiences, habits and transmitted from generation to generation. In this study, firstly the concept of political culture will be explained. Next the relationship between political culture and democracy will be discussed and the democratic process in Turkey will be evaluated in the context of political culture. Structured Abstract: The concept of culture, defined as a set of values, according to Eagleton (2005), is the uniting center of different dimensions of freedom and determinism, and activism, strength and change subjected to given and created one. However, Giddens (2005) asserts that culture shapes our everyday values and behaviors with norms. Tischler (1993) says that culture is a part of society that teaches how to behave, what to know, and what to believe in the environment in which man grew up with his existence. Duverger (2011) sees culture as a system. Within the framework of these definitions, we can say that culture is learned by individuals in a society and that it enables individuals living in the same society to engage in similar to the events they have experienced. Similarly, the feelings, thoughts and attitudes of individuals in a society related to political life can also be explained by the concept of political culture. The way politics is done in a country, the functioning of
Tarihsel süreç içerisinde insanların farklı arayış ve istekleri sonucunda ortaya çıkan göç olgusu... more Tarihsel süreç içerisinde insanların farklı arayış ve istekleri sonucunda ortaya çıkan göç olgusu gerek nedenleri gerekse de sonuçları bakımından önemli bir yere sahiptir. İyi olana ulaşma veya güvenilir olma isteği insanların göçe başvurmalarının başlangıcı olsa da, diğer taraftan göç hareketi zorunlu sebeplerden de kaynaklanabilmektedir. İlk olarak, yerel ve ulusal çapta gerçekleşen göç hareketleri, dönemsel koşullar ve çağın özellikleri ile birlikte ulus sınırlarını aşarak küresel bir kimliğe bürünmüştür. Bu bağlamda, göç olgusu devletler açısından daha önemli bir sorun olarak algılanmaya başlanmıştır. Özellikle kitlesel olarak büyük göç dalgaları ile karşılaşan bir ülke göçmenlere kucak açabilir. Bu durum insani bir yaklaşımdır. Ancak, bu göçmenlerin farklı gereksinimlerinin karşılanması ve topluma entegrasyonu süreci iyi bir planlama ve koordinasyon gerektirir. Bu planlama ve koordinasyon süreci ise devletin, özel sektörün ve sivil toplumun işbirliği içerisinde olduğu iyi bir yönetişim anlayışı ile sağlanabilir. Küresel bir sorun olarak sınır aşan göç hareketlerinin kontrol edilmesi, ekonomik ve toplumsal boyutlar ile güvenlik boyutu açısından son derece önemli görülmektedir. Bu durumda, sadece göç alan ve göç veren ülkelerin değil, aynı zamanda diğer ülkelerin de göç yönetimine yönelik uluslararası işbirliği oluşturmalarını gerekli kılmıştır. Türkiye, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerle birlikte özellikle Suriye’den yoğun bir şekilde göç almıştır. Bu anlamda, Türkiye’nin içinde bulunduğu durum nedeniyle göç hareketini hızlı ve etkili bir biçimde yönetmek amacıyla tüm aktörlerin katkı sağlayacağı güçlü bir yönetişim anlayışına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada; öncelikle küresel bir nitelik kazanan göç hareketlerinin uluslararası işbirliği ve diyalog çerçevesinde yönetilmesi anlayışı ile uluslararası göç yönetişimi kavramı incelenecektir. Ardından son yıllarda göç alan bir ülke olarak Türkiye, uluslararası göç yönetişimi bakımından değerlendirilecektir.
The role of job stress at emotional labor's effect on intention to leave: Evidence from call center employees, 2017
Call centers are contact centers that act as communication facilities between customers and busin... more Call centers are contact centers that act as communication facilities between customers and businesses with the help of customer representatives. The call center sector where transactions are carried out largely without face to face communication is known as a sector with the most stressful and is also known with having the highest employee turnover rate. Customer representatives are not able to use any initiative and they have too many workloads; for this reason, they are frazzled. In addition, customer representatives need to play role despite of their natural emotions. This affects the emotional labor behavior of sector employees. In this study, the job stress' mediating role at emotional labor's effect on intention to leave is investigated. Data was collected from two call centers operating in Bitlis province in Turkey by using survey method. Analyzes were made with the SPSS 23 and AMOS 22 programs through 207 valid questionnaires. In the analyzes made, job stress has full mediating effect at emotional labor variable's surface acting dimension's effect on intention to leave. Due to the correlation analyzes performed, there was a significant relationship between surface acting and natural emotions (expression of naturally felt emotions) dimension of emotional labor variable with job stress and intention to leave.
TEORİK VE POLİTİK YÖNLERİYLE İKTİSAT BİLİMİNDE YAŞANAN GELİŞMELER, 2021
Politik ekonomimin teorileri olan merkantilizm ve liberalizm perspektifinden korumacılığa karşı s... more Politik ekonomimin teorileri olan merkantilizm ve liberalizm perspektifinden korumacılığa karşı serbest ticaret hakkında ABD-Çin ticaret savaşları üzerine literatürde çokça çalışma vardır. Politik ekonominin diğer bir teorisi olan Marksizm perspektifinden de ABD-Çin arasındaki ticaret savaşlarının incelenmesi konunun daha farklı bir boyuttan görülmesine olanak sağlayacaktır. Çalışmamızda hem serbest ticaretin hem de korumacılığın iki ülke ve dünya ticaret ve barışını nasıl etkileyeceği üzerinde durulacak ve ABD-Çin ticaret savaşı ile bu savaşın Marksizm perspektiften değerlendirilmesi yapılacaktır.
İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLERDE ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRMELER CİLT I
ABD-Çin Ticaret savaşlarının politik ekonominin iki teorisi olan Merkantilizm ve liberalizm çerçe... more ABD-Çin Ticaret savaşlarının politik ekonominin iki teorisi olan Merkantilizm ve liberalizm çerçevesinde incelenmesi amaç edinilmiştir. Ayrıca Türkiye'nin ve dünya ticaretinin liberalizasyonu güncel konular olan ulus devlet, Covid-19, egemenlik, insan hakları politik ekonomi bağlamında değerlendirilmiştir.
Uploads
Papers by Ali Hamurcu
varies. The price factor is one of the factors that come to
the fore in the purchases made on the internet and in
other ways. This causes individuals to be anxious or
satisfied during shopping. Therefore, the purpose of this
study is to determine whether there is a significant
difference between the tendencies of individuals in ecommerce transactions made on social network sites and
their financial attitudes and behaviors. The sample of the
study is individuals who live in the city center of Bitlis.
Data collection method is a simple random sampling
method, one of the probabilistic sampling methods that is
to say survey technique is used.
The data obtained from the survey forms is analyzed by
using the SPSS (Statistical Package for the Social
Science) 20.0 program. Frequency analysis, t test, anova
and correlation analysis were used in the study. In
addition, 6 hypotheses were determined in the study;
These hypotheses were concluded with analysis suitable
for the study. According to this; Hypotheses 1 and 2 were
rejected; The 2nd and 3rd hypotheses were accepted. For
the 5th and 6th hypotheses, the result of the correlation
shows that there is a positive relationship between the
variables.
As a result of the study, it is seen that e-commerce
transactions made on social network sites have an effect
on individuals' financial attitudes and behaviors. It has
been determined that the effect of the price factor that
arises especially during shopping on the satisfaction
attitude of individuals is not negligible. This study can be
beneficial in terms of contributing to the financial
attitudes of consumers who have great importance in
trade while doing e-commerce.
Key Words: Social Network, E-Commerce, Attitude,
Financial Attitude
ettikleri asikârdır. Bu devletlere herhangi bir durumda insani müdahalenin bahane edilerek bir operasyonun yapılma ihtimali zayıftır. Durumun özellikle Batı dısı toplumların aleyhine gelisebilecegi göz ardı edilmemelidir. Bu devletler ve özellikle de yönetimleri egemenliklerine herhangi bir müdahaleyi kabul etmemektedirler. Söz konusu ülkeler her ne kadar batılı devletler kadar güçlü olmasalar da uluslararası
sistemin birer parçası olarak egemenliklerine saygı duyuldugu ölçüde uluslararası düzenin önemli unsurlarıdırlar. Egemenligine müdahale edilmis devletlerin uluslararası istikrarı bozabilecegi akıllardan çıkarılmamalı ve ayrıca müdahale seçenegi Batılı toplumların Batı dısı toplumlar üzerinde egemenlik kurmalarının bir aracı olabilecegi de
unutulmamalıdır. Böylesi bir durum Devletlerin egemenliklerin nasıl etkilendigi savından hareketle tartısmalıdır.
olacağının belirlenmesi açısından önemlidir. Bu çalışmada özelde Yunanistan ile Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de karasuları, kıta sahanlığı ve de münhasır ekonomik bölgeleri (MEB) sorunlarına değinilecektir.
Uluslararası hukukun devletlerin deniz alanlarını kullanımına dair esas teşkil eden kurallarında ve bu kuralların uygulanmasında sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunlar hukuk kurallarının yeterince açık olamayışı, farklı ve yorumlanması ve siyasal anlaşmazlıklar olarak sıralanabilir. Türkiye, yapmış olduğu anlaşmalarla Karadeniz’deki deniz yetki alanlarının sınırlarını belirlemiştir. Ancak Türkiye’nin Yunanistan’la arasında önemli anlaşmazlıklar vardır. Bu anlaşmazlıkların başlıca olanları karasuları ve kıta sahanlığı ve MEB sorunudur
Küresel bir sorun olarak sınır aşan göç hareketlerinin kontrol edilmesi, ekonomik ve toplumsal boyutlar ile güvenlik boyutu açısından son derece önemli görülmektedir. Bu durumda, sadece göç alan ve göç veren ülkelerin değil, aynı zamanda diğer ülkelerin de göç yönetimine yönelik uluslararası işbirliği oluşturmalarını gerekli kılmıştır. Türkiye, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerle birlikte özellikle Suriye’den yoğun bir şekilde göç almıştır. Bu anlamda, Türkiye’nin içinde bulunduğu durum nedeniyle göç hareketini hızlı ve etkili bir biçimde yönetmek amacıyla tüm aktörlerin katkı sağlayacağı güçlü bir yönetişim anlayışına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada; öncelikle küresel bir nitelik kazanan göç hareketlerinin uluslararası işbirliği ve diyalog çerçevesinde yönetilmesi anlayışı ile uluslararası göç yönetişimi kavramı incelenecektir. Ardından son yıllarda göç alan bir ülke olarak Türkiye, uluslararası göç yönetişimi bakımından değerlendirilecektir.
Books by Ali Hamurcu
Çalışmamızda hem serbest ticaretin hem de korumacılığın iki ülke ve dünya ticaret ve barışını nasıl etkileyeceği üzerinde durulacak ve ABD-Çin ticaret savaşı ile bu savaşın Marksizm perspektiften değerlendirilmesi yapılacaktır.
varies. The price factor is one of the factors that come to
the fore in the purchases made on the internet and in
other ways. This causes individuals to be anxious or
satisfied during shopping. Therefore, the purpose of this
study is to determine whether there is a significant
difference between the tendencies of individuals in ecommerce transactions made on social network sites and
their financial attitudes and behaviors. The sample of the
study is individuals who live in the city center of Bitlis.
Data collection method is a simple random sampling
method, one of the probabilistic sampling methods that is
to say survey technique is used.
The data obtained from the survey forms is analyzed by
using the SPSS (Statistical Package for the Social
Science) 20.0 program. Frequency analysis, t test, anova
and correlation analysis were used in the study. In
addition, 6 hypotheses were determined in the study;
These hypotheses were concluded with analysis suitable
for the study. According to this; Hypotheses 1 and 2 were
rejected; The 2nd and 3rd hypotheses were accepted. For
the 5th and 6th hypotheses, the result of the correlation
shows that there is a positive relationship between the
variables.
As a result of the study, it is seen that e-commerce
transactions made on social network sites have an effect
on individuals' financial attitudes and behaviors. It has
been determined that the effect of the price factor that
arises especially during shopping on the satisfaction
attitude of individuals is not negligible. This study can be
beneficial in terms of contributing to the financial
attitudes of consumers who have great importance in
trade while doing e-commerce.
Key Words: Social Network, E-Commerce, Attitude,
Financial Attitude
ettikleri asikârdır. Bu devletlere herhangi bir durumda insani müdahalenin bahane edilerek bir operasyonun yapılma ihtimali zayıftır. Durumun özellikle Batı dısı toplumların aleyhine gelisebilecegi göz ardı edilmemelidir. Bu devletler ve özellikle de yönetimleri egemenliklerine herhangi bir müdahaleyi kabul etmemektedirler. Söz konusu ülkeler her ne kadar batılı devletler kadar güçlü olmasalar da uluslararası
sistemin birer parçası olarak egemenliklerine saygı duyuldugu ölçüde uluslararası düzenin önemli unsurlarıdırlar. Egemenligine müdahale edilmis devletlerin uluslararası istikrarı bozabilecegi akıllardan çıkarılmamalı ve ayrıca müdahale seçenegi Batılı toplumların Batı dısı toplumlar üzerinde egemenlik kurmalarının bir aracı olabilecegi de
unutulmamalıdır. Böylesi bir durum Devletlerin egemenliklerin nasıl etkilendigi savından hareketle tartısmalıdır.
olacağının belirlenmesi açısından önemlidir. Bu çalışmada özelde Yunanistan ile Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de karasuları, kıta sahanlığı ve de münhasır ekonomik bölgeleri (MEB) sorunlarına değinilecektir.
Uluslararası hukukun devletlerin deniz alanlarını kullanımına dair esas teşkil eden kurallarında ve bu kuralların uygulanmasında sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunlar hukuk kurallarının yeterince açık olamayışı, farklı ve yorumlanması ve siyasal anlaşmazlıklar olarak sıralanabilir. Türkiye, yapmış olduğu anlaşmalarla Karadeniz’deki deniz yetki alanlarının sınırlarını belirlemiştir. Ancak Türkiye’nin Yunanistan’la arasında önemli anlaşmazlıklar vardır. Bu anlaşmazlıkların başlıca olanları karasuları ve kıta sahanlığı ve MEB sorunudur
Küresel bir sorun olarak sınır aşan göç hareketlerinin kontrol edilmesi, ekonomik ve toplumsal boyutlar ile güvenlik boyutu açısından son derece önemli görülmektedir. Bu durumda, sadece göç alan ve göç veren ülkelerin değil, aynı zamanda diğer ülkelerin de göç yönetimine yönelik uluslararası işbirliği oluşturmalarını gerekli kılmıştır. Türkiye, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerle birlikte özellikle Suriye’den yoğun bir şekilde göç almıştır. Bu anlamda, Türkiye’nin içinde bulunduğu durum nedeniyle göç hareketini hızlı ve etkili bir biçimde yönetmek amacıyla tüm aktörlerin katkı sağlayacağı güçlü bir yönetişim anlayışına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada; öncelikle küresel bir nitelik kazanan göç hareketlerinin uluslararası işbirliği ve diyalog çerçevesinde yönetilmesi anlayışı ile uluslararası göç yönetişimi kavramı incelenecektir. Ardından son yıllarda göç alan bir ülke olarak Türkiye, uluslararası göç yönetişimi bakımından değerlendirilecektir.
Çalışmamızda hem serbest ticaretin hem de korumacılığın iki ülke ve dünya ticaret ve barışını nasıl etkileyeceği üzerinde durulacak ve ABD-Çin ticaret savaşı ile bu savaşın Marksizm perspektiften değerlendirilmesi yapılacaktır.