Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Kamu çalışanlarının afet bilinci ve farkındalıklarının demografik değişkenler bakımından farklılık oluşturup oluşturmadığını tespit amacıyla hazırlanan bu çalışma üç temel boyutta tasarlanmıştır. İlk olarak afet kavramı ve önemi ile... more
Kamu çalışanlarının afet bilinci ve farkındalıklarının demografik değişkenler bakımından farklılık oluşturup oluşturmadığını tespit amacıyla hazırlanan bu çalışma üç temel boyutta tasarlanmıştır. İlk olarak afet kavramı ve önemi ile Türkiye'nin afet potansiyeli üzerinde durulmuştur. Daha sonra afet bilinci ve farkındalığı kapsamında afetlere hazırlık, afetlerde davranış biçimleri ve afet eğitimi gibi çalışmanın temel kavramları incelenmiştir. Son bölümde tarama modeli olarak bilinen ve nicel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan yaklaşım üzerinden analiz yapılmıştır. Sonuç olarak afet bilinci ve farkındalıklarının cinsiyet, yaş, eğitim, medeni durum ve çalışma süresi gibi demografik açılardan anlamlı farklılık oluşturduğu görülmüştür. Bulgularının kamu kurum çalışanlarına yönelik afet bilinci ve farkındalığının tespit edilmesine katkı sunmasının yanı sıra, kurum yöneticilerine ve politika yapıcılara yol göstermesi beklenmektedir.
Bu araştırmada kriz ve afet durumlarında kamu çalışanlarının kurum içi iletişim algılarının yönetsel fonksiyonlar üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu kapsamda nicel bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın ana kütlesini Bitlis... more
Bu araştırmada kriz ve afet durumlarında kamu çalışanlarının kurum içi iletişim algılarının yönetsel fonksiyonlar üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu kapsamda nicel bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın ana kütlesini Bitlis Valiliğine bağlı kamu kurum çalışanları oluşturmaktadır. Örneklem olarak rassal örneklem yöntemi benimsenmiştir. Veri toplamak için anket tekniğinden yararlanılmıştır. Araştırmaya ana kütle içerisinden 448 personel katılım sağlamıştır. Elde edilen veriler SPSS 25 paket programı yardımıyla güvenilirlik, açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri ile frekans, korelasyon ve çoklu regresyon analizlerine tabi tutulmuştur. Analizler sonucunda; kurum içi iletişimin tüm alt boyutlarının yönetimin yöneltme ve denetim fonksiyonları üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu görülmüştür. Diğer taraftan, kurum içi iletişimin sadece yöneticiler ile iletişim boyutunun yönetimin planlama fonksiyonu üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu görülmüştür. Analiz sonuçlarına göre; genel olarak kurum içi iletişimin yönetimin bütün fonksiyonları üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu durum çalışanların kurum içi iletişim algısının artmasının yönetim fonksiyonlarının kriz ve afet durumlarında uygulanabilirliğini artırdığı şeklinde değerlendirilebilir.
Bu araştırmada etik iklimin örgütsel sinizm üzerindeki etkisinde lider üye etkileşiminin aracı rolü incelenmiştir. Araştırma nicel bir desende tasarlanmıştır. Araştırma için anket tekniği ile veri toplanmıştır. Araştırmanın ana kütlesini... more
Bu araştırmada etik iklimin örgütsel sinizm üzerindeki etkisinde lider üye etkileşiminin aracı rolü incelenmiştir. Araştırma nicel bir desende tasarlanmıştır. Araştırma için anket tekniği ile veri toplanmıştır. Araştırmanın ana kütlesini Bitlis Eren Üniversitesi ile İskenderun Teknik Üniversitesi akademik ve idari personeli oluşturmaktadır. Ana kütle içerisinden basit tesadüfi örnekleme ile örneklem alınmıştır. Bu kapsamda toplanan geçerli 368 anket verisi analizlere dahil edilmiştir. Analizler SPSS 25 programı ve Amos 24 yazılımı ile gerçekleştirilmiştir. Değişkenlerin uyum bakımdan test edilebilmesi için öncelikle yapısal eşitlik modellemesi ile yapısal model oluşturulmuştur. Değişkenlere yönelik oluşturulan yapısal modelin uyuşum ve geçerliliği tespit edildikten sonra aracı model kurulmuştur. Hipotez testi için yapılan aracı etki analizi sonucunda; etik iklimin bilişsel ve duyuşsal sinizme etkisinde lider üye etkileşiminin kısmi, davranışsal sinizme etkisinde ise tam aracı rolü olduğu görülmüştür. Araştırma bulgularına göre; lider ve üyeler arasındaki etkileşim kalitesinin artması ile sinik davranışlar azalabilmektedir. Bu kapsamda üniversitelerde yöneticilerin personele yönelik pozitif tutumlarının etik iklim ve lider üye etkileşim kalitesini artırabileceği söylenebilir.
Bu araştırmanın amacı, esnek çalışma uygulamalarının çalışanların öznel iyi oluş ve iş tatminleri üzerindeki etkisini incelemektir. Bu kapsamda nicel bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırma evreni Bitlis il merkezindeki kamu kurum... more
Bu araştırmanın amacı, esnek çalışma uygulamalarının çalışanların öznel iyi oluş ve iş tatminleri üzerindeki etkisini incelemektir. Bu kapsamda nicel bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırma evreni Bitlis il merkezindeki kamu kurum çalışanlarından oluşmaktadır. Örneklemi ise esnek çalışma uygulamalarına dâhil olan 311 katılımcı oluşturmaktadır. Araştırmaya veri elde etmek amacıyla anket tekniğinden yararlanılmıştır. Araştırma kapsamında elde edilen veriler ilk olarak yapı ve geçerlilik yönünden analiz edilmiştir. Daha sonra araştırma hipotezlerini test etmek amacıyla regresyon analizleri yapılmıştır. Yapılan analizlerde; zamansal esnekliğin, bireye ve kuruma bağlı öznel iyi oluş ile iş tatmini üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu görülmüştür. Diğer taraftan, iş yapısından kaynaklı esnekliğin sadece bireye bağlı öznel iyi oluş üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu tespit edilmiştir. Araştırma bulgularına göre; özellikle zamansal esneklik uygulamaları çalışanların hem iş tatmini hem de öznel iyi oluşlarını artırmaktadır.
Universities operating at many program levels are comprehensive and versatile higher education institutions that allow students to gain both theoretical and practical knowledge. On the other hand, universities, in addition to being... more
Universities operating at many program levels are comprehensive and versatile higher education institutions that allow students to gain both theoretical and practical knowledge. On the other hand, universities, in addition to being educational and training institutions, also have the feature of a social life and teaching area. For this reason, the cultural structure of universities, which has a very important effect on the learning and development of students, is an issue that needs to be examined separately. Many factors are within the scope of university culture, from the social facilities of the university campus to the quality of the teaching staff, from the supportive behavior of the university administration to the communication of the administrative staff with the students. It is thought that each of these cultural factors may affect students' individual career planning in different ways. At the same time, it is assumed that these factors are also effective on students' entrepreneurial tendencies. In this context, the effect of university culture on individual career planning and entrepreneurial tendencies was examined within the scope of the research. In this direction, a research based on quantitative data analysis was carried out in a causal screening design. The main body of the research consists of students studying at Bitlis Eren University Rahva Campus. Research data were collected using the questionnaire technique. The obtained data were first analyzed in terms of reliability. Regression analysis was performed for hypothesis testing. As a result of the analysis; It has been determined that university culture significantly affects both entrepreneurial tendency and individual career planning. According to the research findings, a number of suggestions were made for academic and administrative staff, especially university administrators.
Bu çalışmanın amacı iş yerindeki panoptikon uygulamalarının çalışanların sanal kaytarma davranışı üzerindeki etkisini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda nicel bir araştırma yapılmıştır. Araştırmanın ana kütlesini Bitlis Eren... more
Bu çalışmanın amacı iş yerindeki panoptikon uygulamalarının çalışanların sanal kaytarma davranışı üzerindeki etkisini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda nicel bir araştırma yapılmıştır. Araştırmanın ana kütlesini Bitlis Eren Üniversitesi'nde görev yapan akademik ve idari personel oluşturmaktadır. Rassal örnekleme ile araştırmaya katılan 303 akademik ve idari personel örneklemi oluşturmaktadır. Anket yöntemi ile elde edilen veriler SPSS 25 ve Amos 23 programları ile ilk olarak güvenirlik ve geçerlilik yönünden analiz edilmiştir. Daha sonra açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri ile değişkenlerin bileşen yapıları tespit edilmiştir. Literatür taraması sonucunda oluşturulan hipotezleri test etmek amacıyla regresyon analizi yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre; izlenme bilgisi ve negatif panoptikonun önemli sanal kaytarma davranışı üzerinde anlamlı etkiye sahip olduğu görülmüştür. Ayrıca negatif panoptikonun önemsiz sanal kaytarma davranışı üzerinde de anlamlı etkisi olduğu görülmüştür. Araştırma bulgularına göre; çalışanların panoptikona ilişkin bilgilere sahip olmasına ve gözetimden rahatsızlık duymasına rağmen sanal kaytarma davranışlarına devam ettiği söylenebilir.
Bu araştırmanın amacı, örgüt kültürü ve örgütsel demokrasinin örgütsel sessizlik üzerindeki etkisini tespit etmektir. Bu doğrultuda nicel bir araştırma yapılmıştır. Anket tekniğinden yararlanılarak veriler toplanmıştır. Veriler ilk olarak... more
Bu araştırmanın amacı, örgüt kültürü ve örgütsel demokrasinin örgütsel sessizlik üzerindeki etkisini tespit etmektir. Bu doğrultuda nicel bir araştırma yapılmıştır. Anket tekniğinden yararlanılarak veriler toplanmıştır. Veriler ilk olarak yapısal eşitlik modellemesi ile uyum ve güvenilirlik yönünden analiz edilmiştir. Hipotez testi için çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Analizler sonucunda; klan ve adhokrasi kültürünün örgütsel sessizlik üzerinde negatif yönlü anlamlı etkisi olduğu görülmüştür. Diğer taraftan pazar kültürünün örgütsel sessizliği pozitif yönlü ve anlamlı etkilediği belirlenmiştir. Bir diğer analizde; örgütsel demokrasinin şeffaflık ve eşitlik boyutlarının örgütsel sessizliği negatif yönlü anlamlı etkilediği tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; klan ve adhokrasi kültürü örgütsel sessizliği azaltırken, pazar kültürü artırmaktadır. Bir diğer sonuç olarak; örgütlerde şeffaflık ve eşitlik algısının azalması sessizlik davranışını artırmaktadır. Son olarak örgütsel demokrasinin örgüt kültürü tarafından önemli ölçü etkilendiği tespit edilmiştir.
Amaç: Bu araştırmanın temel amacı akademisyenlerin karanlık liderlik algılarının performans ve iş tatminlerine etkisini incelemektir. Ayrıca ortalamalar üzerinden akademisyenlerin karanlık liderlik algısı, işgören performansı ve iş tatmin... more
Amaç: Bu araştırmanın temel amacı akademisyenlerin karanlık liderlik algılarının performans ve iş tatminlerine etkisini incelemektir. Ayrıca ortalamalar üzerinden akademisyenlerin karanlık liderlik algısı, işgören performansı ve iş tatmin düzeyleri değerlendirilmiştir.
Yöntem: Araştırmada değişkenler arası ilişkiler ve etki düzeylerinin tespit edilmesi hedeflendiğinden nicel araştırma yöntemi benimsenmiştir. Araştırmanın anakütlesini Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi merkez kampüsünde görev yapan akademisyenler oluşturmaktadır. Örneklemi ise basit tesadüfi yöntemle araştırmaya dahil olan 259 kişi oluşturmaktadır. Araştırmaya anket tekniği ile veri toplanmıştır. Araştırmaya katılanlara yanıtlanmak üzere, karanlık liderlik, işgören performansı ve iş tatmini ölçekleri verilmiştir. Araştırmada elde edilen verilere ölçüm modeli ile DFA, korelasyon, regresyon ve frekans analizleri yapılmıştır. Analizlerin yapılmasında SPSS 25 ile IBM Amos 24 paket programlarından yararlanılmıştır.
Bulgular: Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre akademisyenlerin karanlık liderlik, performans ve iş tatmini ortalamalarının 3’ün (kararsızım) altında olduğu bulunmuştur. Analiz sonuçlarına göre; karanlık liderlik algısının samimiyetsiz ve zorbaca davranışlar boyutları işgören performansını negatif yönde etkilemektedir. Öte yandan karanlık liderliğin samimiyetsiz, bezdiren ve zorbaca davranışlar boyutlarının da iş tatminini negatif yönlü etkiledeği görülmüştür. Bu sonuçlara göre çalışanların karanlık liderlik algıları arttıkça performans ve iş tatminleri azalmaktadır.
Özgünlük: Literatürde son yılarda karanlık liderliğin türlerinden bir tanesi seçilerek yapılan çok sayıda araştırma görülmektedir. Bu çalışmayı diğer çalışmalardan ayıran yönü karanlık liderlik türlerini tamamını kapsayan salt karanlık liderliğin ele alınmış olmasıdır. Ayrıca bu değişkenleri yükseköğretim alanında inceleyen araştırmaların yeterli olmamasından dolayı da hem literatüre hem de uygulayıcılara katkı sağlanması beklenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Karanlık Liderlik, İş Tatmini, İşgören Performansı
Bu araştırmada imaj, itibar ve öğrenci memnuniyeti ilişkisi incelenmiştir. Araştırmanın odak noktası, kurumsal imaj ve kurumsal itibarın öğrenci memnuniyeti üzerindeki etkisini belirlemektir. Nicel bir araştırma yöntemi benimsenmiş olup,... more
Bu araştırmada imaj, itibar ve öğrenci memnuniyeti ilişkisi incelenmiştir. Araştırmanın odak noktası, kurumsal imaj ve kurumsal itibarın öğrenci memnuniyeti üzerindeki etkisini belirlemektir. Nicel bir araştırma yöntemi benimsenmiş olup, örneklem olarak Bitlis Eren Üniversitesi İİBF öğrencileri tercih edilmiştir. Veriler anket tekniğiyle elde edilmiştir. Elde edilen veriler Spss programı yardımıyla basit doğrusal ve çoklu regresyon analizlerine tabi tutulmuştur. Analizler sonucunda değişkenler arasında önemli ilişkiler olduğu görülmüştür. Kurumsal imajın kurumsal itibarı önemli ölçüde etkilediği tespit edilmiştir. Ayrıca kurumsal imaj ve kurumsal itibarın da öğrenci memnuniyetini etkilediği ve önemli oranda açıkladığı görülmüştür. Araştırma bulgularının yükseköğretim yöneticileri için önemli bir veri niteliği taşıdığı söylenebilir.
Bu araştırmada kariyer uyumu ile üniversite yaşam tatmini ilişkisinde sosyal desteğin düzenleyici rolü incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda nedensel tarama desenine göre nicel bir araştırma yöntemi benimsenmiştir. Araştırmaya veri... more
Bu araştırmada kariyer uyumu ile üniversite yaşam tatmini ilişkisinde sosyal desteğin düzenleyici rolü incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda nedensel tarama desenine göre nicel bir araştırma yöntemi benimsenmiştir. Araştırmaya veri toplamak için anket tekniğinden yararlanılmıştır. Araştırmanın evrenini Bitlis Eren Üniversitesi öğrencileri, örneklemini ise bu üniversitede öğrenim gören lisans öğrencileri oluşturmaktadır. Örneklem seçiminde basit tesadüfi örneklem yöntemi tercih edilmiştir. Elde edilen veriler Spss programı yardımıyla öncelikle geçerlik ve güvenilirlik analizlerine tabi tutulmuştur. Daha sonra araştırma hipotezlerini sınamak amacıyla çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Analizler sonucunda kariyer uyumunun merak ve sosyal desteğin arkadaş boyutunun üniversite yaşam tatminini etkilediği tespit edilmiştir. Düzenleyici etki için yapılan analizde, kariyer uyumunun merak boyutunun üniversite yaşam tatminine etkisinde sosyal desteğin arkadaş boyutunun düzenleyici etkiye sahip olduğu görülmüştür. Yüksek düzeyde arkadaş desteğinin, öğrencilerin belirsizliklerin üstesinden gelme ve üniversite yaşamından memnuniyet ilişkisini güçlendirdiği söylenebilir. Araştırma bulgularının ilgili literatürü zenginleştirmesi beklenmektedir. Abstract In this research, the moderator role of social support in the relationship between career adaptability and university life satisfaction were examined. For this purpose, a quantitative research method was adopted according to the causal screening pattern. Survey technique was used to collect data. The population of the research consists of students of Bitlis Eren University and the sample of this study is undergraduate students studying in this university. A simple random sampling method was used for sample selection. The data obtained were firstly subjected to reliability and validity analysis by Spss program. Then, multiple regression analysis was performed to test the research hypotheses. As a result of the analyzes, it was found out that career adaptability's curiosity and social support's friend dimension of affect university life satisfaction. In the analysis made for the moderator effect, it was seen that friend dimension of social support had a moderator effect of curiosity dimension of career adaptability the effect of university life satisfaction. It can be said that high level of support of friends strengthens the relationship of students to overcome
In this study, the role of self-efficacy, self-esteem and bridging social capital on entrepreneurial intention was examined. The relationship of these notions to each other has been demonstrated by many studies in the literature. However,... more
In this study, the role of self-efficacy, self-esteem and bridging social capital on entrepreneurial intention was examined. The relationship of these notions to each other has been demonstrated by many studies in the literature. However, no research evaluates all these notions with a holistic view. In this respect, these variables were examined holistically. High self-esteem and self-efficacy perception increase individual’s self-confidence, competence and sufficiency belief. This belief strengthens the social aspect of the individual and paves the way for him/her to have an entrepreneurial personality. Besides, the individual's bridging of social capital directly affects the individual's intention to entrepreneurship. In this context, the relationship of these variables with each other was tested in terms of moderation and mediation. The research was carried out with the data obtained from the students of business administration of 17 state universities in Eastern Anatolia Region. Firstly, the effect of bridging social capital on entrepreneurial intention and self-efficacy was tested in the study. As a result of the analysis; bridging social capital positively affected both entrepreneurial intention and self-efficacy. Then, the effect of self-efficacy on entrepreneurial intention was analysed and it was found that self-efficacy had a positive effect on entrepreneurial intention. As a result of the study, it was found that self-esteem affects entrepreneurship intention. Moreover, it was concluded that entrepreneurship intention expanded when self-esteem increased. In addition, self-esteem moderates and strengthen the positive relationship between self-efficacy and entrepreneurial intention. As a result of the analyses conducted on the mediating effect of self-efficacy between bridging social capital and entrepreneurial intention; self-efficacy has been found to have a mediating effect in this relationship. At the end of the paper, suggestions were made to university administrations, students and researchers.
Bu araştırmada sosyal sermayenin stratejik çeviklik üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu bağlamda nedensel tarama deseninde nicel veri analizine dayalı bir araştırma yöntemi gerçekleştirilmiştir. Veri toplamak amacıyla Bitlis ilinde... more
Bu araştırmada sosyal sermayenin stratejik çeviklik üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu bağlamda nedensel tarama deseninde nicel veri analizine dayalı bir araştırma yöntemi gerçekleştirilmiştir. Veri toplamak amacıyla Bitlis ilinde faaliyette bulunan 38 KOBİ’nin yönetici ve sahipleriyle bir anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın hipotezlerini test etmek için elde edilen veriler SPSS programı yardımıyla çoklu regresyon analizlerine tabi tutulmuştur. Yapılan analizler sonucunda, sosyal sermaye alt boyutlarının stratejik çevikliğin alt boyutları üzerinde pozitif etkiye sahip olduğu görülmüştür. Araştırmanın sosyal sermaye ve stratejik çeviklik ilişkisini inceleyen ilk araştırma olması bakımından literatüre katkı sunması beklenmektedir.
Bu araştırmada, Türkiye'nin afetlere hazırlık politikalarının toplum algısı üzerinden karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda, yakın tarihte (2011) afetin yaşandığı Van ile yakın tarihte herhangi bir afetin... more
Bu araştırmada, Türkiye'nin afetlere hazırlık politikalarının toplum algısı üzerinden karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda, yakın tarihte (2011) afetin yaşandığı Van ile yakın tarihte herhangi bir afetin yaşanmadığı Bitlis ilinde bir alan araştırması gerçekleştirilmiştir. Böylelikle afetlere hazırlık politikaları doğrultusunda yapılan uygulamalara yönelik toplum algısının bu iki il arasında herhangi bir farklılık oluşturup oluşturmadığı tespit edilmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın ana kütlesini her iki ildeki üniversite personeli, örneklemi ise bu iki üniversiteden araştırmaya gönüllü katılım sağlayan personel oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında elde edilen veriler, tanımlayıcı istatistiki analizlerin yanı sıra, faktör, korelasyon, T testi ve ANOVA analizlerine tabi tutulmuştur. Yapılan analizler sonucunda, genel olarak ülkemizdeki afetlere hazırlık politikalarının etkin bir düzeyde olmadığı görülmüştür. Ayrıca, afetin yaşanma durumunun bireylerin afet farkındalığı ve bilinç düzeyini etkilemediği sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonuçlarının paydaşlara afete hazırlık konusunda durum tespiti yapma açısından yardımcı olacağı düşünülmektedir. Bununla birlikte sonuçların politika yapıcılara da yol gösterici bir nitelikte katkı sunması beklenmektedir.
İşletmelerin kendilerini ve çalışanlarını değerlendirebilmesinin yolu performans değerlendirme faaliyetleridir. Ayrıca günümüz işletmecilik mantığının en önemli unsur-arından bir tanesi yeniliktir. Fakat yenilik zaman zaman işletmelerin... more
İşletmelerin kendilerini ve çalışanlarını değerlendirebilmesinin yolu performans değerlendirme faaliyetleridir. Ayrıca günümüz işletmecilik mantığının en önemli unsur-arından bir tanesi yeniliktir. Fakat yenilik zaman zaman işletmelerin uzak durduğu ve denemekten korktuğu bir olgu haline gelmektedir. Hatta yenilikçi davranışların olumlu bir çıktı sağlaması gerekirken olumsuz sonuçlar doğurabildiğine şahit olunabilmektedir. Bu bağlamda araştırmada lojistik işletmelerindeki algılanan çalışan performansı ile işletme performansı arasındaki ilişkinin ve bu ilişkide yenilikçi iş davranışının etkisinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda TRB-2 bölgesinde nicel bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Anket yöntemiyle elde edilen verilerin bulgularına göre; algıla-nan çalışan performansının işletme performansını pozitif yönde etkilediği ve yenilikçi iş davranışının bu ikisi arasındaki ilişkide negatif yönlü bir düzenleyicilik etkisine sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
This paper aims to discover the effect of individual career planning on career satisfaction and the mediating role of psychological empowerment on this relationship. For this purpose, a survey was conducted with banking sector employees... more
This paper aims to discover the effect of individual career planning on career satisfaction and the mediating role of psychological empowerment on this relationship. For this purpose, a survey was conducted with banking sector employees and managers. In order to collect data, an online survey was sent to employees working in private and state banks operating in Istanbul. The data obtained were analysed by the AMOS program according to structural equation modelling which is one of the quantitative research methods and causal screening pattern was adopted. In the analysis, it was concluded that individual career plan has a significant and positive effect on career satisfaction. Besides, the psychological empowerment variable was found to has a mediating role in this relationship. It is expected that the study will bring some suggestions to banking sector professionals and stakeholders as well as expanding the relevant literature.
Liderin astlarıyla olan etkileşimine ve bu etkileşimin kalitesine vurgu yapan lider üye etkileşimi (LEÜ) teorisi, liderlik araştırmaları için geleneksel liderlik teorilerinden faklı bir perspektif sunarken, örgüt ve yönetim... more
Liderin astlarıyla olan etkileşimine ve bu etkileşimin kalitesine vurgu yapan lider üye  etkileşimi  (LEÜ)  teorisi, liderlik  araştırmaları  için  geleneksel  liderlik  teorilerinden faklı bir perspektif sunarken, örgüt ve yönetim araştırmalarına sıklıkla konu olmaktadır. Özellikle de liderin astlarıyla olan etkileşim kalitesinin olumlu pek çok işgören tutum ve davranışlarını  pozitif  yönde  etkilediği  literatür  incelemesinden  anlaşılmaktadır.  Ancak, LÜE’nin  olumlu  bilişsel,  duygusal,  tutumsal  ya  da  davranışsal  faktörleri  ne  şekilde etkilediği, bu etkilerin direkt mi? Dolaylı mı? Yoksa farklı bağlamların ilişkileri üzerindeki düzenleyicilik  etkisinden  mi(?)  kaynaklandığının  araştırılması  gerekmektedir.  Bu çalışmada,  LÜE’in  iş  tatmini  ve  psikolojik  sahiplik  ilişkisi  üzerindeki  düzenleyicilik etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırma verileri Bitlis'te faaliyet gösteren dört farklı tekstil işletmesi  çalışanlarından  elde  edilmiştir.  Veriler  üzerinde  güvenilirlik, geçerlilik, faktör ve hiyerarşik regresyon analizleri yapılmıştır. Araştırmada düzenleyicilik etkisinin düşük, orta ve yüksek olduğu durumlar Process Makrosu ile analiz edilmiştir. Analizler sonucunda; iş tatminin psikolojik sahiplenmeyi olumlu yönde yüksek düzeyde etkilediği ve LÜE’in  iş  tatmini  ve  psikolojik  sahiplik  ilişkisi  üzerinde  etkisi  olduğu  ve  bu  ilişkiyi kuvvetlendirdiği bulgulanmıştır.
ÖZET İşletmeler kâr elde etme, sürekli büyüme, topluma hizmet etme ve çalışan istihdam etmek gibi birtakım amaçlara sahiptir. Bu amaçların gerçekleştirilebilmesinde ise işletmenin kurumsallaşma düzeyi oldukça önem arz etmektedir. Bir... more
ÖZET
İşletmeler kâr elde etme, sürekli büyüme, topluma hizmet etme ve çalışan istihdam etmek gibi birtakım amaçlara sahiptir. Bu amaçların gerçekleştirilebilmesinde ise işletmenin kurumsallaşma düzeyi oldukça önem arz etmektedir. Bir işletmenin kurumsallaşma düzeyini ifade eden birçok gösterge olmakla birlikte, bunlardan birisi de insan kaynakları uygulamalarıdır. İnsan kaynaklarının işe alım, eğitim ve geliştirme, performans ve ücret yönetimi gibi temel uygulamaları kurumsallaşmış işletmelerdeki bilinen yaygın uygulamalardır. Bu bağlamda, araştırmamız Türkiye'de kurumsallaşmanın en başarılı örneklerinden, bankacılık sektöründe gerçekleştirilmiştir. Çalışmada insan kaynaklarının temel uygulamalarının, kurumsallaşma algısı üzerindeki öncüllük etkisinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, İstanbul ilindeki özel ve kamu banka çalışanlarından anket tekniğiyle veriler toplanmıştır. Verilerin analizi neticesinde İK uygulamalarının, kurumsallaşmanın alt boyutlarından olan; yapı ve işleyişin kurallı hale gelmesi, sürdürülebilir rekabet avantajı sağlama, süreklilik ve yönetimin profesyonelleşmesi boyutları üzerinde pozitif ve anlamlı bir etkiye sahip olduğu görülmüştür. Çalışmanın literatüre katkı sunmasının yanı sıra ülkemizdeki en önemli sektörlerden olan bankacılık sektörü açısından çözüm önerileri getirmesi de beklenmektedir.
Öz Bireysel kariyer planlaması, bireyin kariyeriyle ilgili amaçlar belirlediği ve bu amaçlara ulaşmak için kullanacağı yol/ları değerlendirdiği bir süreçtir. Bu süreci etkileyen birçok faktör olmakla birlikte, bunlardan biriside bireyin... more
Öz
Bireysel kariyer planlaması, bireyin kariyeriyle ilgili amaçlar belirlediği ve bu amaçlara ulaşmak için kullanacağı yol/ları değerlendirdiği bir süreçtir. Bu süreci etkileyen birçok faktör olmakla birlikte, bunlardan biriside bireyin belirli iş gereksinimlerini aşan beceri ve eğitime sahip olma düşüncesi olarak ifade edilen aşırı vasıflılık olgusudur. Öte yandan bireyin çalışma hayatında sergilediği birçok davranışın arka planında bireyin örgütüne yönelik destek algısı yatmaktadır. Bu bağlamda, araştırmada algılanan aşırı vasıflılık algısı ile bireysel kariyer planlaması ilişkisinde algılanan örgütsel desteğin düzenleyicilik etkisi incelenmeye çalışılmıştır. Bu amaç doğrultusunda nicel bir araştırma yapılmıştır. Araştırma verileri Bitlis faaliyet gösteren kamu ve özel sektör çalışanlarından elde edilmiştir. Veriler üzerinde güvenilirlik, geçerlilik, açımlayıcı ve hiyerarşik regresyon analizleri yapılmıştır. Yapılan analizlerde, algılanan örgütsel desteğin, algılanan aşırı vasıflılık ve bireysel kariyer planlaması ilişkisinde düzenleyici bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca kontrol değişkenlerinden eğitim durumunun da düzenleyici bir etkiye sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmanın literatüre katkı sunmasının yanı sıra işletme yöneticilerine de yol göstermesi beklenmektedir Anahtar Kelimeler: Algılanan aşırı vasıflılık, kariyer, bireysel kariyer planlaması, algılanan örgütsel destek, düzenleyici etki.
Öz: Bu araştırmada bilgi paylaşımını etkileyen faktörler ve bilgi paylaşım sürecinin yenilikçi iş davranışına etkisi ortaya konmaya çalışılmıştır. Araştırma, Bitlis ilinde faaliyet gösteren kamu ve özel bankalardaki çalışanlar üzerinde... more
Öz: Bu araştırmada bilgi paylaşımını etkileyen faktörler ve bilgi paylaşım sürecinin yenilikçi iş davranışına etkisi ortaya konmaya çalışılmıştır. Araştırma, Bitlis ilinde faaliyet gösteren kamu ve özel bankalardaki çalışanlar üzerinde yapılmıştır. Araştırmaya veri toplamak amacıyla yapılandırılmış soru formu yöntemi kullanılmış olup, örneklem seçiminde basit tesadüfi örneklem metodu benimsenmiştir. Elde edilen veriler araştırmanın hipotezlerini test etmek amacıyla SPSS programında korelasyon ve çoklu regresyon analizlerine tabi tutulmuştur. Analiz sonuçlarında; bilgi paylaşımını etkileyen faktörler, bilgi paylaşım süreçleri ve yenilikçi iş davranışı arasında yüksek düzeyde pozitif yönlü anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Bilgi paylaşımını etkileyen bireysel faktörlerden; yardımseverlik, örgütsel faktörlerden; üst yönetim desteği ile örgütsel ödüllerin bilgi paylaşım sürecini etkilediği, diğer taraftan bireysel faktörlerden; bilgi öz yeterliliği ile teknolojik faktörlerden; bilişim teknolojileri kullanımının bilgi paylaşım süreci üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Son olarak, bilgi paylaşım sürecinin bilgi toplama boyutunun yenilikçi iş davranışı üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu, ancak bilgi paylaşma boyutunun yenilikçi davranışı üzerinde bir etkisinin olmadığı sonucu bulgulanmıştır.
Öz: Bazı liderlik türlerinin olumsuz yanlarının biraraya geldiği liderlik türüne toksik (zehirli) liderlik denilmektedir. Toksik karakterli liderlerin örgütleri ve işgörenleri üzerinde birçok olumsuz etkileri olabilmektedir. Bu olumsuz... more
Öz: Bazı liderlik türlerinin olumsuz yanlarının biraraya geldiği liderlik türüne toksik (zehirli) liderlik denilmektedir. Toksik karakterli liderlerin örgütleri ve işgörenleri üzerinde birçok olumsuz etkileri olabilmektedir. Bu olumsuz etkiler işgörenlerin örgütsel bağlılık düzeylerinin azalmasına ve işten ayrılma niyetlerinin de artması şeklinde sonuçlanabilmektedir. Bu doğrultuda araştırmamızın amacı uygulamanın yapıldığı örgütteki liderin toksik liderlik düzeyinin, çalışanların örgütsel bağlılık ve işten ayrılma niyetlerine olan etkisinin yanı sıra, toksik liderlik ile örgütsel bağlılık ve işten ayrılma niyeti kavramlarının birbiriyle olan etkileşim düzeylerini tespit etmektir. Çalışmanın evrenini Bitlis ilinde faaliyet gösteren üç tekstil işletmesindeki çalışanlar oluşturmaktadır. Araştırmaya veri toplamak amacıyla anket formu yöntemi kullanılmış olup, örneklem seçiminde kolayda örneklem yoluna gidilmiştir. Elde edilen veriler araştırmanın amacı doğrultusunda korelasyon ve çoklu regresyon analizlerine tabi tutulmuştur. Araştırma sonucunda, toksik liderliğin alt boyutları ile örgütsel bağlılık ve işten ayrılma niyeti arasında anlamlı ilişkilere ulaşılmıştır. Ayrıca, toksik liderliğin bazı boyutlarının örgütsel bağlılık ve işten ayrılma niyeti üzerinde anlamlı etkilerinin olduğu bazı boyutlarnın ise herhangi bir etkiye sahip olmadığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Toksik Liderlik, Örgütsel Bağlılık, İşten Ayrılma Niyeti
Abstract: Toxic leadership is a leadership that the negative aspects of some leadership types come together. Toxic character leaders will have negative impacts on organizations and employees. Accordingly, it is evaluated that the level of organizational commitment of the employees will decrease and the intention to leave the work will increase. The aim of this research is to examine the level of toxic leadership of the organization leader in which the research is conducted, the assessment of employees' organizational commitment and intent to leave, as well as the level of interaction between the concepts of toxic leadership, organizational commitment and intent to leave the job. Population of the study constitutes the employees of three textile companys operating in the province of Bitlis. Survey form method was used in order to collect data for the research and convenience sampling method used in selecting the sample. The obtained data were subjected to correlation and multiple regression analysis in the direction of the research purpose. As a result of the research, significant releationships were found between subscales of toxic leadership and organizational commitment and intention to leave work. In addition, some dimensions of toxic leadership were found to have significant effects on organizational commitment and intention to leave work, and some dimensions did not have any influence. Giriş Liderlik olgusu işletme bilimi alanın yazınında pek çok araştırmaya konu olmuş ve çok farklı şekillerde tanımlanmıştır. Lider kavramına yapılan tanımlara bakıldığında genellikle izleyicileri belirli bir amaca ulaştıran kişi şeklinde ortak bir temanın olduğu görülmektedir. Bu doğrultuda, belirli bir izleyici grubunu iş hayatında veya sosyal hayatta belirli bir amaç etrafında bir araya getiren, amaçların gerçekleşmesi noktasında bütün süreçleri planlayan, örgütleyen, koordine eden, yönlendiren ve denetleyen kişi olarak lider olarak tanımlanabilir. Liderin kişilik özelliklerinin yanı sıra iş hayatında sergileyeceği liderlik tipi, işgörenlerin örgüte olan bağlılıkları, işten ayrılma veya kalma niyetleri, performansları, iş memnuniyet düzeyleri gibi pek çok davranışsal ve psikolojik durumları üzerinde önemli bir etken olabilmektedir. Çünkü liderlerde normal bir insan gibi duyguları olan bir beşerî varlık olduğundan kendilerinden her koşulda rasyonel davranmaları beklenemez.
Öz: İnovasyon kavramı çok yaygın bir şekilde gerek bilim çevreleri gerekse de politik çevreler tarafından ele alınmaktadır. Ülkelerin ve işletmelerin rekabet üstünlüğü elde etmelerinde inovasyonun rolü oldukça önemlidir. Rekabet sürecinde... more
Öz: İnovasyon kavramı çok yaygın bir şekilde gerek bilim çevreleri gerekse de politik çevreler tarafından ele alınmaktadır. Ülkelerin ve işletmelerin rekabet üstünlüğü elde etmelerinde inovasyonun rolü oldukça önemlidir. Rekabet sürecinde ise başarının anahtarı inovasyon kültürüne sahip olmaktan geçmektedir. İnovasyon kültürü, işletme (kurum) düzeyinde yenilikleri destekleyen ve yenilikçiliğe yönelik algılanan uygulamaları kapsayan temel bir değer olarak tanımlanır. İnovasyon kültürü olmaksızın işletmelerin veya ülkelerin bu süreçte fark yaratmasını beklemek fazla gerçekçi görülmemektedir. Konuyu hizmet inovasyonu bağlamında ele alacak olursak durumun inovasyon kültürü ile yakından ilişkili olduğu görülmektedir. Bu araştırmanın temel amacı inovasyon kültürünün hizmet inovasyonu performansına etkisini ölçmektir. Çalışmada ana kütle olarak Bitlis ilinde faaliyet gösteren hizmet işletmeleri ve örneklem olarak da çeşitli işletmelerdeki çalışanlar seçilmiştir. Araştırmaya veri toplamak için bir anket çalışması yapılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre inovasyon kültürünün hizmet inovasyonu performansı üzerinde etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanı sıra inovasyon kültürü alt boyutları ile hizmet inovasyonu performansı arasında pozitif yönde istatistiki açıdan anlamlı ilişkiler olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışmanın literatüre katkı sağlamasının yanı sıra hizmet işletmelerine inovasyon kültürü ve hizmet inovasyonu performansının değerlendirilmesine olanak sağlaması beklenmektedir.
Research Interests:
Öz Günümüz toplumunda akıllı telefonlar aracılığıyla kullanılan sosyal medya, özellikle üniversite öğrencileri arasında, günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Bu durum, beraberinde akıllı telefonlara olan bağımlılık... more
Öz Günümüz toplumunda akıllı telefonlar aracılığıyla kullanılan sosyal medya, özellikle üniversite öğrencileri arasında, günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Bu durum, beraberinde akıllı telefonlara olan bağımlılık sorunsalını da gündeme getirmekte ve bireyin kişilik özellikleri ile ilişkilendirilerek açıklanabileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla bu araştırmada; öğrencilerin akıllı telefon bağımlılık düzeyleri ve sosyal medya kullanmalarının, Beş Faktör Kişilik özelliği ile ilişkisi incelenmiştir. Araştırma, Bitlis Eren Üniversitesinde öğrenim gören 343 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Veri toplamak amacıyla anket formu yöntemi kullanılmış olup, örneklem seçiminde basit tesadüfi örneklem yöntemi benimsenmiştir. Araştırma kapsamında, tanımlayıcı istatistiklerin yanı sıra, korelasyon, basit doğrusal regresyon, çoklu regresyon analizleri yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda öğrencilerin kişilik özellikleri ile akıllı telefon bağımlılığı ve sosyal medya kullanımları arasında istatistiki açıdan anlamlı ilişkiler bulunmuş, aynı zamanda sosyal medya kullanımının akıllı telefon bağımlılığını artırdığı tespit edilmiştir. Abstract In today's society, social media usage through smartphones has become an indispensable part of everyday life, especially among university students. This situation brings up the smartphone addiction problem with it and it is thought that it can be explained by associating the case with personality traits. Therefore, in this research; smartphone dependency levels and social media usage in students' relation to the Five Factor Personality traits have been reviewed. To acquire the relevant research data, survey method and simple random sampling method have been used. Correlation, simple linear regression, multiple regression analyses were performed in addition to descriptive statistics. As a result of the analyses, it was found that there were statistically significant relationships between the personality traits of students, smartphone dependency and social media usage. In addition, it was seen that the social media usage increases the smartphone addiction.
Research Interests:
ÖZ Bu araştırmanın amacı, çalışanların örgütsel destek algılarının iş performanslarına etkisinde işe adanmışlığın aracı rolünü tespit etmektir. Bu amaçla, Tatvan/Bitlis ilinde farklı branşlarda görev yapan ve araştırmaya gönüllü katılım... more
ÖZ
Bu araştırmanın amacı, çalışanların örgütsel destek algılarının iş performanslarına etkisinde işe adanmışlığın aracı rolünü tespit etmektir. Bu amaçla, Tatvan/Bitlis ilinde farklı branşlarda görev yapan ve araştırmaya gönüllü katılım sağlayan n=378 öğretmen araştırmanın örneklemi olarak seçilmiştir. Veri toplamak amacıyla anket yöntemi kullanılmış olup, kolayda örneklem yoluna gidilmiştir. Uygulanan anketlerden elde edilen veriler sonucunda değişkenler arasındaki ilişkileri tespit etmek amacıyla korelasyon analizi yapılmıştır. Değişkenlere yönelik doğrulayıcı faktör analizi ile aracı etkinin tespit edilmesi için ise yapısal eşitlik modellemesi kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre örgütsel desteğin, işe adanmışlık ve işgören performansı üzerinde etkili bir faktör olduğu görülmüş ve algılanan örgütsel desteğin, işgören performansı üzerindeki etkisinde fiziksel adanmışlığın kısmi aracı etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir.
ABSTRACT
The purpose of this research is to determine the mediating role of engagement to work in the impact of employees perceptions of organizational support on employee performance. For this purpose, n=378 teachers who worked in different branches in the province of Tatvan/Bitlis participated in the research voluntarily and they were selected as the sample of the research. Survey method was used for collecting data and convenience sampling method was used. As a result of the data obtained from the applied questionnaires, a correlation analysis was performed in order to determine the relations between the variables. Confirmatory factor analysis for variables and structural equation modeling were used to determine the mediator's effectiveness. According to the results of the analysis, organizational support was found to be an effective factor on work engagement and employee performance and it was found that perceived organizational support has a partial mediating effect on physical engagement while affecting employee performance.
Call centers are contact centers that act as communication facilities between customers and businesses with the help of customer representatives. The call center sector where transactions are carried out largely without face to face... more
Call centers are contact centers that act as communication facilities between customers and businesses with the help of customer representatives. The call center sector where transactions are carried out largely without face to face communication is known as a sector with the most stressful and is also known with having the highest employee turnover rate. Customer representatives are not able to use any initiative and they have too many workloads; for this reason, they are frazzled. In addition, customer representatives need to play role despite of their natural emotions. This affects the emotional labor behavior of sector employees. In this study, the job stress' mediating role at emotional labor's effect on intention to leave is investigated. Data was collected from two call centers operating in Bitlis province in Turkey by using survey method. Analyzes were made with the SPSS 23 and AMOS 22 programs through 207 valid questionnaires. In the analyzes made, job stress has full mediating effect at emotional labor variable's surface acting dimension's effect on intention to leave. Due to the correlation analyzes performed, there was a significant relationship between surface acting and natural emotions (expression of naturally felt emotions) dimension of emotional labor variable with job stress and intention to leave.
Bu araştırmanın amacı; kurumsal itibar, iş tatmini ve örgütsel özdeşleşme kavramlarının birbirleriyle olan ilişkilerini tespit etmektir. Araştırmanın ana kütlesini Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan üniversitelerin akademik ve idari... more
Bu araştırmanın amacı; kurumsal itibar, iş tatmini ve örgütsel özdeşleşme kavramlarının birbirleriyle olan ilişkilerini tespit etmektir. Araştırmanın ana kütlesini Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan üniversitelerin akademik ve idari personeli oluşturmaktadır. Çalışma, literatür taramasının yanı sıra, örneklemi oluşturan akademik ve idari personele yönelik alan araştırmasını kapsamaktadır. Araştırma, ana kütle içerisinden rastgele seçilen 883 kişilik örneklem üzerinde analizler yapılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler üzerinde frekans dağılımları, regresyon ve korelasyon analizleri uygulanmıştır. Araştırma sonucunda ortaya atılan hipotezleri destekleyici bulgulara ulaşılmıştır. Bu kapsamda kurumsal itibar algısı ile iş tatmini ve örgütsel özdeşleşme ile pozitif yönlü doğrusal ilişkiler
tespit edilmiştir.
Research Interests:
The aim of this study is to determine whether corporate reputation, job satisfaction and organizational identification differ for the university staff. The sample of the study consists of academic and administrative staff of the... more
The aim of this study is to determine whether corporate reputation, job satisfaction and organizational identification differ for the university staff. The sample of the study consists of academic and administrative staff of the universities in the East Anatolia Region. Besides literature review, the study contains field research towards academic and administrative staff forming the sample. In the study, we analysed a sample consisting of 883 randomly chosen staff members. On the acquired data, frequency distributions, T-test and ANOVA analysis have been applied. As a result of the research, we have observed that in some dimensions, corporate reputation has shown a significant change according to demographic variables such as age, sex, marital status, education and university. We have also observed that job satisfaction changes significantly in terms of education, sex and university, organizational identification changes significantly in terms of age groups.
Research Interests:
Bir bireyin hayatını düşündüğümüzde zamanının ciddi bir bölümünü iş yaşantısında geçmektedir. Durum böyleyken insanların iş yerlerinde kendilerini iyi hissetmeleri, yaptıkları işten zevk almaları onlar açısından önemlidir. Bu da ancak... more
Bir bireyin hayatını düşündüğümüzde zamanının ciddi bir bölümünü iş yaşantısında geçmektedir. Durum böyleyken insanların iş yerlerinde kendilerini iyi hissetmeleri, yaptıkları işten zevk almaları onlar açısından önemlidir. Bu da ancak insanların sevdiği işi yapması ile mümkündür. Bireylerin yaptığı işi sevmelerinde belirleyici olan faktörlerden biriside eğitim hayatlarıdır. Çünkü eğitim hayatı bireyin gelecekte nasıl bir kariyere sahip olacağını doğrudan şekillendirmektedir. Bireylerin özellikle üniversite döneminde tercih ettikleri bölüm kariyerleri için önemli bir basamaktır. Üniversite bölüm tercihlerinde seçmiş oldukları bölümün ön lisans ya da lisans olması bireylerde kariyer değer algılarında farklılıklar oluşturduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda, bu araştırmada kariyerin önemli bir belirleyici parçası olan üniversite yaşantısındaki lisans ve ön lisans öğrencilerinin kariyer değer algılarının ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışma nicel bir araştırma olup veri toplamak için bir anket çalışması yapılmıştır. Anketlere verilen cevapların sonucuna göre ön lisans ve lisans öğrencilerin kariyer değer algıları boyutlar itibariyle ortalamaları birbirinden farklı çıkmıştır. Bunun yanı sıra, öğrencilerin kariyer değer algılarının demografik değişkenlerle incelenmesinde istatistiki açıdan anlamlı farklılıklar olduğu sonucuna ulaşılmıştır. ABSTRACT When we think about the life of an individual, the vast majority of the time passes through business life. It is important for them to feel good at work and enjoy their work. This is only possible if people do what they love. The basic factor to love their work that individuals do depends on thier education life. Because education directly shapes what kind of career the individual will have in the future. Especially the area the individual choose during pre-universtiy period is the first step of their career. It is thought that individuals who win a pre-license or undergraduate degree in their chosen departments create differences in career anchors perceptions. In this context, it is aimed to reveal career anchors perceptions of undergraduate and pre-license students in university life which is an important determinant of the research. A survey study was conducted to collect data for the study. According to the results of the answers given to the questionnaires, the dimensions of average career anchor perceived by the pre-license and undergraduate students were different from each other. In addition, it was concluded that there were statistically significant differences in the way students' career anchor perceptions when analyzed with demographic variables. 1. GİRİŞ İnsan kaynakları yönetiminin fonksiyonlarından biri olan kariyer hem birey olarak çalışanlar için hem de işletmeler için kritik bir öneme sahiptir. Çalışanlar bir işi veya bir işletmeyi tercih ederken, o iş veya işletmenin çalışana sunacağı kariyer fırsatlarını dikkate alırlar. İnsanlar doğası gereği bir işe girdiğinde hep aynı seviyede kalmak istemezler. Bireyler genellikle kendilerine hedefler koyarlar ve ilerleme olanağı olan bir iş ya da işletmeyi tercih ederler. Bu nedenle işletmelerin de çalışanları istihdam ederken onların kariyer planlarını göz önünde bulundurmaları ve o kariyer planlarını hayata geçirebilmeleri için çalışanlara destek olmaları gerekir. Özellikle iş alanlarının hızla değiştiği ve firmaların ülke sınırı tanımaz hale getirdiği
Research Interests:
Üniversiteler, teknolojik bilgi ve fikirler üreten kurumlardır. Sanayi kuruluşları ise bu teknolojik bilgi ve fikirleri uygulamaya geçirerek ticari bir ürüne dönüştürmektedirler. Bu açıdan üniversite-sanayi işbirliği, bir ülkenin sosyo-... more
Üniversiteler, teknolojik bilgi ve fikirler üreten kurumlardır. Sanayi kuruluşları ise bu teknolojik bilgi ve fikirleri uygulamaya geçirerek ticari bir ürüne dönüştürmektedirler. Bu açıdan üniversite-sanayi işbirliği, bir ülkenin sosyo- ekonomik kalkınmasının sürekliliği açısından önem arz etmektedir. Aynı zamanda üniversitelerle sanayi kuruluşları arasındaki işbirliği, bir bölgenin yerel potansiyelinin açığa çıkmasına katkı sağlar. Üniversite ile sanayi kuruluşları arasındaki işbirliklerinin yapısı, şekli ve yoğunluğu bölgeden bölgeye değişiklik göstermektedir. Bu araştırmada, üniversite ile sanayi arasındaki işbirliğinin Bitlis ve Muş illerindeki durumu ve bu işbirliğinin kalkınma üzerindeki etkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Araştırma kapsamında, “Üniversite-sanayi işbirliği etkin midir?” “Bu işbirliğinin geliştirilmesi için neler yapılabilir?” “Bu işbirliğinin gelişmesinde rol oynayabilecek aktörler kimler olabilir?” şeklindeki sorulara cevaplar aranmıştır. Çalışmada, Bitlis ve Muş illerinden seçilen üniversite ve sanayi temsilcileriyle derinlemesine görüşme yöntemi kullanılarak nitel bir araştırma uygulanmıştır. Araştırmanın bulgularının literatüre katkı sağlamasının yanı sıra, bölgedeki problemlerin tespitine ve çözüm önerileri sunulmasına yardımcı olması beklenmektedir.
Bu çalışmada Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan TRB2 kısmındaki üniversitelerin, iç paydaşları (öğrenciler, akademik, idari ve hizmet personeli) nezdindeki kurumsal itibar algılarının ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışmaya veri... more
Bu çalışmada  Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan TRB2 kısmındaki üniversitelerin,
iç paydaşları (öğrenciler, akademik, idari ve hizmet personeli) nezdindeki kurumsal itibar algılarının ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışmaya veri toplamak amacıyla
anakütle olarak seçilen TRB2 kısmında yer alan Bitlis Eren, Hakkâri, Muş Alparslan ve Yüzüncü Yıl üniversitelerinde bir anket çalışması yapılmıştır. Elde edilen veriler Anova, T
-testi ve Korelasyon analizlerine tabi tutularak yorumlanmaya çalışılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular, üniversitelerin iç paydaşlarına göre kurumsal itibarın alt boyutları arasında ilişki olduğu ve kurumsal itibarın alt boyutları ile bazı demografik değişkenler arasında anlamlı bir farklılık olduğu şeklindedir.
Özet Bu araştırmanın amacı, üniversite çalışanlarının kurumsal itibar algısı ile iş tatmini ilişkisinde örgütsel özdeşleşmenin aracı rolünü tespit etmektir. Araştırmanın ana kütlesini Doğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan üniversitelerin... more
Özet Bu araştırmanın amacı, üniversite çalışanlarının kurumsal itibar algısı ile iş tatmini ilişkisinde örgütsel özdeşleşmenin aracı rolünü tespit etmektir. Araştırmanın ana kütlesini Doğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan üniversitelerin akademik ve idari personeli oluşturmaktadır. Çalışma, literatür taramasının yanı sıra, örneklemi oluşturan akademik ve idari personele yönelik alan araştırmasını kapsamaktadır. Araştırma, ana kütle içerisinden rastgele seçilen 883 kişilik örneklem üzerinde analizler yapılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler üzerinde " Yapısal Eşitlik Modeli " ve doğrulayıcı faktör analizi uygulanmıştır. Bu analiz için AMOS 18.0 programı kullanılmıştır. Araştırma sonucunda ortaya atılan hipotezleri destekleyici bulgulara ulaşılmıştır. Bu kapsamda kurumsal itibar algısı ile iş tatmini ve örgütsel özdeşleşme ile pozitif yönlü doğrusal ilişkiler tespit edilmiştir. Araştırmanın ana hipotezini oluşturan örgütsel özdeşleşmenin kurumsal itibar ile iş tatmini arasında aracı rolü olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Sözcükler: Kurumsal İtibar, İş Tatmini, Örgütsel Özdeşleşme, Yapısal Eşitlik Modeli ve Üniversite
Organizasyonların verimliliğini artırmak için insanların davranışlarının iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu davranışların altında yatan nedenler profesyonellerce ve akademi çevrelerince cazibesini korumakta ve... more
Organizasyonların  verimliliğini  artırmak  için  insanların  davranışlarının  iyi  değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu davranışların altında yatan nedenler profesyonellerce ve akademi çevrelerince cazibesini  korumakta  ve  organizasyonların  verimliliğini  artıracak  şekilde  ele  alınmaya çalışılmaktadır.  Bu  çalışmada  akademik  organizasyonlardaki  dedikodu  ve  ortaya  çıkarması muhtemel intikam davranışı ele alınmıştır. Bu bağlamda nitel bir araştırma yapılmıştır. Araştırmada Türkiye’nin  yedi  coğrafik  bölgesindeki  devlet  üniversitelerinde  görev  yapan  14  akademisyenle derinlemesine görüşme tekniği ile mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Üniversiteler tabakalı örnekleme yöntemine  göre,  akademisyenler  ise  amaçlı  örnekleme  yöntemine  göre  seçilmiştir.  Böylelikle örgütlere  ciddi  zarar  verme  potansiyeli  olan  dedikodu  ve  intikam  davranışlarının  nedenleri, belirleyicileri,  sonuçları,  etkileri  ve  birbirleriyle  ilişkisi  akademisyenlerin  gözünden değerlendirilmeye  çalışılmıştır.  Konunun  gerek  literatüre  katkısı  gerekse  pratikte  uygulayıcılara getirmesi beklenen öneriler yönüyle önemli olduğu savunulabilir.
Üniversite denilince insanların zihninde ulvi bir algı oluşmaktadır. Bu algı boş yere değildir ve öyle de olmamalıdır. Bu algının temelinde yatan dinamiklere gelince üniversitelerden beklentilerin yüksek olmasıdır.... more
Üniversite  denilince  insanların  zihninde  ulvi  bir  algı  oluşmaktadır.  Bu  algı  boş  yere  değildir  ve  öyle  de olmamalıdır. Bu algının temelinde yatan dinamiklere gelince üniversitelerden beklentilerin yüksek olmasıdır. Dışarıdan bakıldığında üniversitelerden beklenen yalnızca öğrenci yetiştirme faaliyetlerinin çok ötesindedir. Bilginin aktarılmasından ziyade üretimi işlevi de üniversitelere atfedilmiştir. Bunun yanı sıra içinde bulunduğu toplumun entelektüel ve sosyal sermayesine katkı sunması da beklenmektedir. Üniversitelerin ancak tüm bu işlevleri gerçekleştirebildiği taktirde gerçek anlamda bir işlevselliğinden bahsedilebilir. Öğrencilerin üniversite yaşamlarından  tatminini  etkileyebilecek  birçok  unsur  olmakla  birlikte,  bu  çalışmada  yükseköğretim kurumlarının  öğrencilerine  sunduğu  sosyal  sermayenin  etkisi  ele  alınmıştır.  Bu  bağlamda  Muş  Alparslan Üniversitesi ile Bitlis Eren Üniversitesi öğrencilerinin katılımlarıyla nicel bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Anket  yöntemiyle  toplanan  verilerin  analizine  göre  üniversitelerdeki  köprü  kurucu  sosyal  sermaye  ile üniversite yaşamından tatmin arasında oldukça güçlü bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu araştırmada Fortune dergisi verilerine göre Türkiye’nin en değerli 100 şirketinin CEO düzeyindeki tepe yöneticilerinin Twitter hesapları irdelenmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda Twitter’ı aktif olarak kullanan CEO’ların hesapları... more
Bu araştırmada Fortune dergisi verilerine göre Türkiye’nin en değerli 100 şirketinin CEO düzeyindeki tepe yöneticilerinin Twitter hesapları irdelenmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda Twitter’ı aktif olarak kullanan  CEO’ların  hesapları  incelenmiştir.  Elde  edilen  verilerin  analizinde  nitel  araştırma yöntemlerinden yararlanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre CEO’ların Twitter’da  yeterince  yer almadığı ve günümüz koşulları doğrultusunda yeterince etkin olmadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Gerek Türkiye’de gerekse dünya ölçeğinde benzer çalışmaların azlığı nedeniyle araştırmanın literatüre müspet katkılar sunması beklenmektedir. Ayrıca çalışmanın CEO’ların Twitter etkinliklerini artırabilmeleri adına çözüm önerileri sunabileceği düşünülmektedir.
Dünya ekonomisinde girişimcilik faaliyetleri ve girişimciler çok büyük bir öneme sahiptir. Gün geçtikçe daha da büyüyen bu önem girişimcilikle ilgili çalışmaların da cazibesini diri tutmaktadır. Girişimcilik faaliyetlerine yönelik... more
Dünya ekonomisinde girişimcilik faaliyetleri ve girişimciler çok büyük bir öneme sahiptir. Gün geçtikçe daha da büyüyen bu önem girişimcilikle ilgili çalışmaların da cazibesini diri tutmaktadır. Girişimcilik faaliyetlerine yönelik  yapılan  çalışmalarda  girişimciliğin  doğuştan  gelen  bir  özellik  mi  olduğu  yoksa  sonradan kazanılabilecek bir yetenek mi olduğu tartışma konusu olmuştur. Bu yönüyle sonradan alınacak eğitimlerle girişimci  olunabileceği  görüşü  ağır  basmıştır.  Bu  durumda  yükseköğretim  kurumlarının  rolü  üzerinde durulmaya başlanmıştır. Çünkü üniversiteler, öğrencilere eğitim imkanları sunmanın yanı sıra öğrencilerin sosyolojik  ve  kültürel  eğilimlerine  de  katkılar  sunabilmektedir.  Özellikle  iyi  bir  üniversite  iklimi oluşturulabildiğinde bu katkılar daha da değerlenerek toplumsal faydaya dönüşebilmektedir. Bu çalışmada üniversite  ikliminin öğrencilerin  girişimcilik  eğilimi  üzerindeki  eğiliminin  incelenmesi  amaçlanmıştır.  Bu bağlamda Bitlis Eren Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde nicel bir araştırma yapılmıştır. Anket tekniğiyle  toplanan  verilerle  üniversite  ikliminin  ve  öğrencilerin  girişimcilik  eğilimi  düzeyinin  ortaya konulması ve aralarındaki ilişkinin tespiti hedeflenmiştir.
Araştırmanın amacı çalışanların güç mesafesi algısının ile örgütsel sessizliğin alt boyutları olan korunma amaçlı, koruma amaçlı ve kabullenici sessizlik davranışı üzerindeki etkisini incelemektir. Bu amaçla Bitlis ilinde faaliyet... more
Araştırmanın amacı çalışanların güç mesafesi algısının ile örgütsel sessizliğin alt boyutları olan korunma amaçlı, koruma amaçlı ve kabullenici sessizlik davranışı üzerindeki etkisini incelemektir. Bu amaçla Bitlis ilinde faaliyet gösteren çeşitli hizmet işletmeleri çalışanları ile farklı kamu kurumlarında görev yapan çalışanlara anket uygulaması yapılarak veri toplama yoluna gidilmiştir. Elde edilen veriler SPSS paket programı aracılığıyla güvenilirlik geçerlik analizlerine tabi tutulmuş ve araştırma hipotezlerini test etmek amacıyla da çoklu regresyon ve korelasyon analizine tabi tutulmuştur. Araştırma sonucunda güç mesafesinin korunma amaçlı sessizliği artırdığı ancak kabullenici sessizlik ve koruma amaçlı sessizlik üzerinde bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca güç mesafesi ile örgütsel sessizlik arasında istatistiki açıdan pozitif yönlü anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir.
Research Interests:
The user has requested enhancement of the downloaded file. All in-text references underlined in blue are added to the original document and are linked to publications on ResearchGate, letting you access and read them immediately.
Research Interests:
Research Interests: