Öz Bitlis ilinin merkezinde kayalık bir alan üzerinde yer alan Bitlis Kalesi'nde 2018 yılı kazı ç... more Öz Bitlis ilinin merkezinde kayalık bir alan üzerinde yer alan Bitlis Kalesi'nde 2018 yılı kazı çalışmalarında ele geçirilen lüle buluntuları çalışmamızda incelenecektir. 2018 yılında Bitlis Kalesi'nde yapılan çalışmalarda P ve R 14-15 olarak isimlendirilen alanlarda ve sondajda çok sayıda farklı form ve bezeme özelliklerine sahip lüle buluntularına ulaşılmıştır. Bu lüle buluntuları içerisinde kaideli, süzgeçli çanaklı lüleler ayrıca ele alındığı için çalışma konumuzun dışında tutulmuştur. Osmanlı Devleti'nde genellikle sosyalleşme mekânı olan kahvehanelerde kahve ile birlikte tütün içmek için kullanılan lüleler, tütün üretimi yapıldığı bilinen Bitlis'te de yoğun şekilde görülmektedir. Bitlis Kalesi'nde yapılan kazı çalışmaları sırasında ele geçirilen lüle buluntularının çeşitliliği ve çokluğu da bölgede yoğun lüle kullanımını göstermektedir. Form, boyut, katkı ve bezeme özellikleri bakımından farklı dönem özellikleri gösteren lülelerin tütün dışında farklı bitkiler için kullanıldığı da bilinmektedir. Lüle form ve çeşitlerinin yerel beğenilerin yanı sıra işlevsel amaçlarına göre farklılıklar gösterdiği de düşünülmektedir. Konumuzu oluşturan lüle buluntuları, kazı çalışmalarında ele geçirilen diğer veriler ve Anadolu'daki benzer örnekleri ile karşılaştırıldığında 17-19. yüzyıl arasına tarihlendirilmektedir. Abstract This study's aim was to examine pipes, found in excavation works in 2018 in Bitlis Castle, which is located on a rocky region in the city centre of the Bitlis province. Pipe finds with a large number of different forms and decoration features were obtained in areas, called P and R 14-15 and a drilling in the excavation works in Bitlis Castle in 2018. As a base, out of these pipe finds sieve bowl pipes were examined in an earlier published study so they are excluded from the present one. Pipes, which were used to smoke along with coffee in coffeehouses, generally the socialization spaces in the Ottoman Empire, were also widely used in Bitlis, where tobacco was known to have been produced. The variety and abundance of pipe finds found during excavation works in Bitlis Castle indicate that pipes were used in the region to a high degree. Moreover, it is understood that different plants were used to smoke except for pipes, having distinct period characteristics in terms of form, size, additive, and decoration features. It is considered that pipe forms and types vary by local tastes and functional purpose. When pipe finds, composing the subject matter of the present study, are compared to other data collected in excavation works, and their similar samples, they may be dated to a period between the 17 th and 19 th centuries.
Öz
Bu makalede, Tunceli ili, Hozat ilçe merkezinde bulunan Osmanlı Dönemi’ne ait mimari eserler ... more Öz Bu makalede, Tunceli ili, Hozat ilçe merkezinde bulunan Osmanlı Dönemi’ne ait mimari eserler ele alınmıştır. Tunceli ili, Arkeoloji ve Sanat Tarihi araştırmaları yönüyle eksik çalışılmış bir yerdir. Bölgedeki çalışmalar, 1970 yıllarında Keban Barajı Kurtarma Kazıları kapsamında yoğunluk kazanmıştır. Sanat Tarihi yönüyle ele alındığında ise özellikle anıtsal mimari ve birkaç ilçe merkezi (Çemişgezek, Pertek ve Mazgirt) ile sınırlı kalmıştır. Çalışmaların belli bir süre sonra kesintiye uğradığı anlaşılmaktadır. Son yıllarda az da olsa konuyla ilgili bilimsel faaliyetlerin yapıldığı söylenebilir. Hozat ilçe merkezinde yapılan çalışmada Osmanlı Dönemi’ne ait 1 cami, 1 hamam, 5 çeşme, 1 köprü, sokak dokusu ve sivil konut örnekleri tespit edilmiştir. Bu makaleyle birlikte, arşiv belgeleri ışığında Hozat ilçe merkezinin Osmanlı Dönemi’ndeki kuruluşu hakkında bilgi verilmiş ve ilçe merkezinde bulunan Osmanlı Dönemi’ne ait tarihi eserlerin ilk defa bilim dünyasına tanıtılması, Sanat Tarihi içerisindeki yeri ve önemi vurgulanmaya çalışılmıştır.
Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2020
Taş vakfiye, Muş merkezde Kültür Müdürlüğü binasında yer almaktadır. 1.24x0.95 m. ölçülerinde dik... more Taş vakfiye, Muş merkezde Kültür Müdürlüğü binasında yer almaktadır. 1.24x0.95 m. ölçülerinde dikdörtgen ölçülerde yapılmış, 4cm. satır aralığına sahip 23 satırdan oluşan taş bir vakfiyedir. Osmanlı Türkçesiyle yazılmış olan bu vakfiye Muş yerel beylerinden Selim Paşa’ya ait olup 1824 tarihlidir. Vakfiye kurallarına uygun bir şekilde yazıldığı görülmektedir. Yazılar alçak kabartma tekniğiyle taşa işlenmiştir. Buradaki bilgilere göre babası Murat Paşa’nın yaptırmış olduğu cami ve medresesinin bitişiğinde yer alan tekkeye ait bir vakfiyedir. Muş merkeze bağlı Arınç ve Norşin (Sungu) köylerindeki arazilerin tamamı vakfedilmiştir. Bu vakıf ile ilintili elde edilen arşiv belgelerinden vakfedilen köylerin Yurtluk/ocaklık statüsünde, yani devlet arazisi olması hasebiyle şer'en ve örfen vakfedilmesi mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Zamanla yöneticiler bu durumu fark etmiş ve bu köylerin vakıf statüsüne son vermişlerdi. Diğer bir husus ise Selim Paşa’nın içinde bulunduğu zor durumdur. Taş vakfiye yazdırıldığı zaman, Selim Paşa’nın merkezî hükümeti ile arası pek de iyi değildi, bu nedenle azledilme ihtimali bulunmaktaydı. Bu makalede bilimsel bir çalışmaya ilk kez konu olan taş vakfiyenin tanıtılması ve öneminin ortaya konması amaçlanmaktadır. Abstract Tas foundation certificate-charter is located in the building of the Directorate of Culture in Mus city centre. It is a stone foundation certificate-charter constructed at measurements of a rectangular with sizes of 1.24x0.95 m and comprised of 23 lines with spaces of 4cm. The foundation certificate-charter inscribed in Ottoman Turkish belongs to Selim Pasha, one of Mus governors, and dates from 1824. It is observed that it was inscribed in accordance with the spelling rules of a foundation certificate-charter. The scripts were inscribed onto the stone by means of the bas-relief technique. According to the information obtained, it is a foundation certificate-charter of a tekke situated next to the mosque and madrasah built by his father, Murat Pasha. All Mus-centred lands in Arınc and Norsin (Sungu) villages were consecrated. It is deduced from the obtained archive documents related to the foundation that as the consecrated villages were with country estate statutes, that is, state lands, it was impossible to consecrate them ecclesiastically and martially. The governors had already discerned this situation in time and terminated the foundation statutes of the villages in question. Another issue is the tough situation of Selim Pasha. When the stone foundation certificate-charter was inscribed, Selim Pasha was not so good with the central government, so it was probable for him to be discharged. This study aims at introducing Tas foundation certificate-charter which is subject to a scientific study for the first time and pointing out its significance in terms of art history. Key words: Mus, Selim Pasha, Tas Foundation, Tekke and Mus governors
ÖZ Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan Muş, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. ... more ÖZ Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan Muş, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Muş'un özellikle Urartu Devleti'nin batı yol güzergâhı ile tarihi ticaret yolu üzerinde yer alması bu kentin Urartululardan beri stratejik bir konumda kalmasını sağlamıştır. Çalışma konumuzu oluşturan köprüler de aynı güzergâh üzerinde yer almaktadırlar. Fakat bu güzergâhın Osmanlı Devleti hâkimiyetine kadar ki ara süreçte bölgeye hâkim olan bütün devletler tarafından da kullanıldığı söylenebilir. Muş Ulu Köprü, Karasu Köprüsü, Malazgirt Köprüsü ve Abdurrahman Paşa köprüleri olmak üzere toplamda dört tarihi köprü günümüze ulaşmıştır. Ancak bunlardan Abdurrahman Paşa köprüsü ile ilgili herhangi bir arşiv bilgisine ulaşılamamıştır. Aynı şekilde Muş Karasu Köprüsü'nün arşiv bilgileri olmakla birlikte kendisi günümüze ulaşamamıştır. Konumuzu oluşturan köprülerin ilk ne zaman ve kimler tarafından yapıldıklarını ortaya koyan kesin bilgiler mevcut değildir. Eldeki arşiv belgelerinden Muş'taki tarihî köprülerin Osmanlı son dönemlerinde kullanılamayacak kadar yıkılmış olmaları nedeniyle ya yeniden inşa edilmiş ya da esaslı bir onarımdan geçmiş oldukları anlaşılmaktadır. Mevcut belgeler başta olmak üzere malzeme-teknik ve plan açısından değerlendirilmeleri amaçlanmaktadır. ABSTRACT Muş, located in the Eastern Anatolia Region, has hosted a number of civilizations throughout history. That Muş was situated particularly on the western route of the Urartian state and on a historical trade route, made the city remain in a strategical location throughout history. The bridges examined in the study were also on the mentioned route. However, it may be stated that the route had been used by all states ruling the region in the interlude until the rule of the Ottoman Empire. Four historical bridges, including the Mus Ulu Bridge, the Karasu Bridge, the Malazgirt Bridge and the Abdurrahman Pasha Bridge have reached the present day. However, among them, no archival information about the Abdurahman Pasha Bridge could be obtained. Similarly, although the archival information related to the Mus Karasu Bridge is available, the bridge itself did not survive. There is no exact information indicating when and by whom the analyzed bridges were first built. It may be inferred from the obtained archive documents that the historic bridges in Muş were either rebuilt or substantially repaired because they had been too destroyed to cross in the late Ottoman period. In the existing publications, the studied bridges were dated back to the Seljuk period, when they were examined in terms of their materials, engineering, and plans. However, any documents confirming this assumption could not be obtained. The aim of the study is to evaluate the existing documents in particular and the bridges, in terms of their materials, engineering, and plans.
Ulukale Köyü, Çemişgezek ilçe merkezinin 30 km. doğusunda, Tunceli il merkezinin ise 93 km. batıs... more Ulukale Köyü, Çemişgezek ilçe merkezinin 30 km. doğusunda, Tunceli il merkezinin ise 93 km. batısında yer almaktadır. XVI. yüzyılda Çemişgezek Sancağı’na bağlı bir nahiye merkezi konumundaki Ulukale, Osmanlı Dönemi yapıları ile tanınmaktadır. Gerçekleştirilen arkeolojik yüzey araştırmaları sonucunda Ulukale yerleşim tarihi başlangıcının Demir Çağı’na dayandığına yönelik veriler elde edilmiştir. Helenistik – Roma dönemleri bir kaya mezarı ile temsil edilen Ulukale’nin Orta Çağ öncesine tarihlenebilecek bazı mimari kalıntıları da belgelenmiştir. Orta Çağ’a ait kayda değer arkeolojik bir kalıntıya sahip olmayan Ulukale’nin türbe, çeşme, hamam, cami, kilise ve sivil mimari ile somutlaşan tarihsel yerleşim dokusu esas olarak Osmanlı Dönemi’nde hayat bulmuştur. Ulukale’nin Demir Çağı’ndan başlayarak günümüze değin varlığını sürdüren yerleşim tarihi dönemsel bir kesintiye uğramaksızın yaklaşık olarak 3000 yıllık zaman dilimini kapsamakta ve öteki dönem yapılarına göre daha iyi korunmuş Osmanlı Dönemi yapıları Ulukale’nin başlıca tarihsel ve kültürel mirasını oluşturmaktadır.
Fırat Üniversitesi Harput Araştırmaları Dergisi (FÜHAD) Cilt: 6, Sayı: 12, Eylül 2019, s. 35-52, ISSN: 2148-2527, 2019
Öz Anadolu'nun farklı coğrafi bölgelerindeki geleneksel ev tiplerini, iklim özellikleri, yapı mal... more Öz Anadolu'nun farklı coğrafi bölgelerindeki geleneksel ev tiplerini, iklim özellikleri, yapı malzemeleri, inanç ve gelenekler ile bağlantılı yaşam tarzının biçimlendirdiği yapısal özellikler belirlemiştir. Bu nedenle geleneksel konut mimarileri, yerel kültürlerin anlaşılabilmesinde ilk müracaat edilecek maddi kültür varlıklarındandır. Anadolu'nun doğusunda yapım tekniği bakımından uzun bir geçmişe sahip kırlangıç (tüteklikli) örtü gibi farklı ev tiplerinin araştırılması bu bağlamda önem kazanmaktadır. Bu çalışma Tunceli ili Mazgirt ilçesinin 30 km. doğusunda yer alan Yaşaroğlu (Goman) Köyü'nde tespit edilmiş kırlangıç (tüteklikli) örtülü, geleneksel bir ev mimarisini konu edinmektedir. Kırlangıç (tüteklikli) örtülü bir Tandır evi özelliğini barındırması bakımından söz konusu ev, Tunceli'de yer alan geleneksel konut mimarisi içerisinde farklı bir mimari anlayışı yansıtmaktadır. Tunceli'de bu tür ev örneklerinin şimdiye kadar herhangi bir bilimsel araştırmaya konu olmaması, Yaşaroğlu Köyü'ndeki sivil yapıyı daha özgün kılmaktadır. Bu çalışma ile Tunceli'de yer alan kırlangıç (tüteklikli) örtülü bir ev örneğinin tanıtılması, sanat ve mimarlık tarihi açısından yerinin ve öneminin vurgulanması amaçlanmaktadır. Abstract Traditional house types in different geographical regions of Anatolia were formed by structural aspects shaped by climatic factors, constructive materials, and
Atatürk Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2019
Bitlis İl merkezinde yer alan Bitlis Kalesi’nde 2018 yılı kazı çalışmalarında ele geçirilen kaide... more Bitlis İl merkezinde yer alan Bitlis Kalesi’nde 2018 yılı kazı çalışmalarında ele geçirilen kaideli süzgeçli çanaklı lüleler çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Osmanlı sosyal yaşamının vazgeçilmez öğelerinin başında gelen lüleler, Osmanlı İmparatorluğu’nda Anadolu’nun hemen her yerinde yaygın bir şekilde görülür. Genellikle kahvehanelerde kahve ile birlikte tütün içmek için kullanıldığı bilinmektedir. 2018 yılında Bitlis Kalesi’nde yapılmış olan kazı çalışmalarında P ve R 14-15 olarak isimlendirilen alanlardan ele geçirilen kaideli süzgeçli çanaklı lüleler dışında çok sayıda farklı formda lüle buluntularına ulaşılmıştır. Kalede yapılan kazı çalışmaları sırasında ele geçirilen lüle buluntularının fazlalığı bölgede yoğun bir lüle kullanımını göstermektedir. Tam olarak pişmemiş yumuşak hamurlu az sayıdaki yarı mamul lüle buluntuları ise bölgede üretiminin yapılmış olabileceği fikrini akla getirmektedir. Ele geçirilen toplam 224 adet kaideli süzgeçli çanaklı lüle çalışmamız içerisinde incelenmiş ve 36 lüle katalog kısmında ele alınmıştır. Konumuz kapsamında incelenen kaideli süzgeçli çanaklı lüleler 18-19.yüzyıla tarihlendirilmiştir. Anahtar Kelime: Bitlis Kalesi, Lüle, Pipo, Osmanlı, Tütün
Özet Denizli Kervansarayı, Elazığ ili Keban ilçesinde, Keban-Ağın karayolunun 8. kilometresinden ... more Özet Denizli Kervansarayı, Elazığ ili Keban ilçesinde, Keban-Ağın karayolunun 8. kilometresinden kuzeye döndükten sonra 1 km mesafede yer alır. Yapı, tarihi İpek Yolu üzerinde bulunmaktadır. Eser yalnızca plan özellikleriyle kapalı kısmı olan kervansaray plan tipindedir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte planı ve yapım tekniği itibariyle 13. yüzyılın sonu ile 14. yüzyılın başlarında inşa edilmiştir. Keban'ın; bakır, krom ve çinko madenlerine yakın oluşu sebebiyle Osmanlı'nın son dönemlerine kadar faal olduğu bilinmektedir. Bu hareketlilik beraberinde konaklama ihtiyacının doğmasına neden olmuştur. Yapının ağırlıklı olarak bu işleve karşılık geldiği belirtilebilir. Eserin bulunduğu çevreye yakın ayakta kalan başka kervansarayın olmaması, araştırmaya konu olan hanı daha da önemli kılmaktadır. Abstract Denizli Caravanserai is located at a location reached after travelling 1 km following a right turn (north) at the 8th km of the Keban-Ağın Road, in the Keban District of the Province of Elazığ. The structure is located on the historical Silk Road. The structure is only consisted of an enclosed part and has an enclosed courtyard type plan. The date of the construction is unclear but in terms of its plan and the construction technique it seems to have been constructed at the end of the 13th or at the beginning of the 14th century. It is believed to be actively used until the end of the Ottoman Period because of its proximity to the Keban copper, chromium and zinc mines. All these activities resulted with a need for accommodation. It can be indicated that the structure was constructed because of this need. The non-existence of caravanserais, which are as well preserved as this one, in the immediate vicinity makes this inn even more important.
mezar taşlarını ele almaktadır. 18. ve 19 yüzyıl' a tarihlenen bu şahidelerin yazı stili, süsleme... more mezar taşlarını ele almaktadır. 18. ve 19 yüzyıl' a tarihlenen bu şahidelerin yazı stili, süsleme özellikleri ile birlikte tipolojisi de ortaya konmuştur. İnsan ve iklim faktörüyle birlikte her geçen gün tahrip olmaya ve yok olmaya yüz tutmuş, tarihi vesika niteliğindeki bu eserlerin Sanat Tarihi içerisindeki yeri ve konumu vurgulanmaya çalışılmıştır. Abstract This study examines the grave stones of the Gazi Yakup Bey Family Cemetery located in the Çardak Gazi Yakup Bey Mosque Complex in Lapseki, Çanakkale. It presents the calligraphic style, formal properties and typology of these grave stones dating to the eighteenth and nineteenth century. Moreover, this paper emphasizes the place and importance of these historical sources for Art History, as they are exposed to destruction by human and climatic factors.
Öz Bitlis ilinin merkezinde kayalık bir alan üzerinde yer alan Bitlis Kalesi'nde 2018 yılı kazı ç... more Öz Bitlis ilinin merkezinde kayalık bir alan üzerinde yer alan Bitlis Kalesi'nde 2018 yılı kazı çalışmalarında ele geçirilen lüle buluntuları çalışmamızda incelenecektir. 2018 yılında Bitlis Kalesi'nde yapılan çalışmalarda P ve R 14-15 olarak isimlendirilen alanlarda ve sondajda çok sayıda farklı form ve bezeme özelliklerine sahip lüle buluntularına ulaşılmıştır. Bu lüle buluntuları içerisinde kaideli, süzgeçli çanaklı lüleler ayrıca ele alındığı için çalışma konumuzun dışında tutulmuştur. Osmanlı Devleti'nde genellikle sosyalleşme mekânı olan kahvehanelerde kahve ile birlikte tütün içmek için kullanılan lüleler, tütün üretimi yapıldığı bilinen Bitlis'te de yoğun şekilde görülmektedir. Bitlis Kalesi'nde yapılan kazı çalışmaları sırasında ele geçirilen lüle buluntularının çeşitliliği ve çokluğu da bölgede yoğun lüle kullanımını göstermektedir. Form, boyut, katkı ve bezeme özellikleri bakımından farklı dönem özellikleri gösteren lülelerin tütün dışında farklı bitkiler için kullanıldığı da bilinmektedir. Lüle form ve çeşitlerinin yerel beğenilerin yanı sıra işlevsel amaçlarına göre farklılıklar gösterdiği de düşünülmektedir. Konumuzu oluşturan lüle buluntuları, kazı çalışmalarında ele geçirilen diğer veriler ve Anadolu'daki benzer örnekleri ile karşılaştırıldığında 17-19. yüzyıl arasına tarihlendirilmektedir. Abstract This study's aim was to examine pipes, found in excavation works in 2018 in Bitlis Castle, which is located on a rocky region in the city centre of the Bitlis province. Pipe finds with a large number of different forms and decoration features were obtained in areas, called P and R 14-15 and a drilling in the excavation works in Bitlis Castle in 2018. As a base, out of these pipe finds sieve bowl pipes were examined in an earlier published study so they are excluded from the present one. Pipes, which were used to smoke along with coffee in coffeehouses, generally the socialization spaces in the Ottoman Empire, were also widely used in Bitlis, where tobacco was known to have been produced. The variety and abundance of pipe finds found during excavation works in Bitlis Castle indicate that pipes were used in the region to a high degree. Moreover, it is understood that different plants were used to smoke except for pipes, having distinct period characteristics in terms of form, size, additive, and decoration features. It is considered that pipe forms and types vary by local tastes and functional purpose. When pipe finds, composing the subject matter of the present study, are compared to other data collected in excavation works, and their similar samples, they may be dated to a period between the 17 th and 19 th centuries.
Öz
Bu makalede, Tunceli ili, Hozat ilçe merkezinde bulunan Osmanlı Dönemi’ne ait mimari eserler ... more Öz Bu makalede, Tunceli ili, Hozat ilçe merkezinde bulunan Osmanlı Dönemi’ne ait mimari eserler ele alınmıştır. Tunceli ili, Arkeoloji ve Sanat Tarihi araştırmaları yönüyle eksik çalışılmış bir yerdir. Bölgedeki çalışmalar, 1970 yıllarında Keban Barajı Kurtarma Kazıları kapsamında yoğunluk kazanmıştır. Sanat Tarihi yönüyle ele alındığında ise özellikle anıtsal mimari ve birkaç ilçe merkezi (Çemişgezek, Pertek ve Mazgirt) ile sınırlı kalmıştır. Çalışmaların belli bir süre sonra kesintiye uğradığı anlaşılmaktadır. Son yıllarda az da olsa konuyla ilgili bilimsel faaliyetlerin yapıldığı söylenebilir. Hozat ilçe merkezinde yapılan çalışmada Osmanlı Dönemi’ne ait 1 cami, 1 hamam, 5 çeşme, 1 köprü, sokak dokusu ve sivil konut örnekleri tespit edilmiştir. Bu makaleyle birlikte, arşiv belgeleri ışığında Hozat ilçe merkezinin Osmanlı Dönemi’ndeki kuruluşu hakkında bilgi verilmiş ve ilçe merkezinde bulunan Osmanlı Dönemi’ne ait tarihi eserlerin ilk defa bilim dünyasına tanıtılması, Sanat Tarihi içerisindeki yeri ve önemi vurgulanmaya çalışılmıştır.
Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2020
Taş vakfiye, Muş merkezde Kültür Müdürlüğü binasında yer almaktadır. 1.24x0.95 m. ölçülerinde dik... more Taş vakfiye, Muş merkezde Kültür Müdürlüğü binasında yer almaktadır. 1.24x0.95 m. ölçülerinde dikdörtgen ölçülerde yapılmış, 4cm. satır aralığına sahip 23 satırdan oluşan taş bir vakfiyedir. Osmanlı Türkçesiyle yazılmış olan bu vakfiye Muş yerel beylerinden Selim Paşa’ya ait olup 1824 tarihlidir. Vakfiye kurallarına uygun bir şekilde yazıldığı görülmektedir. Yazılar alçak kabartma tekniğiyle taşa işlenmiştir. Buradaki bilgilere göre babası Murat Paşa’nın yaptırmış olduğu cami ve medresesinin bitişiğinde yer alan tekkeye ait bir vakfiyedir. Muş merkeze bağlı Arınç ve Norşin (Sungu) köylerindeki arazilerin tamamı vakfedilmiştir. Bu vakıf ile ilintili elde edilen arşiv belgelerinden vakfedilen köylerin Yurtluk/ocaklık statüsünde, yani devlet arazisi olması hasebiyle şer'en ve örfen vakfedilmesi mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Zamanla yöneticiler bu durumu fark etmiş ve bu köylerin vakıf statüsüne son vermişlerdi. Diğer bir husus ise Selim Paşa’nın içinde bulunduğu zor durumdur. Taş vakfiye yazdırıldığı zaman, Selim Paşa’nın merkezî hükümeti ile arası pek de iyi değildi, bu nedenle azledilme ihtimali bulunmaktaydı. Bu makalede bilimsel bir çalışmaya ilk kez konu olan taş vakfiyenin tanıtılması ve öneminin ortaya konması amaçlanmaktadır. Abstract Tas foundation certificate-charter is located in the building of the Directorate of Culture in Mus city centre. It is a stone foundation certificate-charter constructed at measurements of a rectangular with sizes of 1.24x0.95 m and comprised of 23 lines with spaces of 4cm. The foundation certificate-charter inscribed in Ottoman Turkish belongs to Selim Pasha, one of Mus governors, and dates from 1824. It is observed that it was inscribed in accordance with the spelling rules of a foundation certificate-charter. The scripts were inscribed onto the stone by means of the bas-relief technique. According to the information obtained, it is a foundation certificate-charter of a tekke situated next to the mosque and madrasah built by his father, Murat Pasha. All Mus-centred lands in Arınc and Norsin (Sungu) villages were consecrated. It is deduced from the obtained archive documents related to the foundation that as the consecrated villages were with country estate statutes, that is, state lands, it was impossible to consecrate them ecclesiastically and martially. The governors had already discerned this situation in time and terminated the foundation statutes of the villages in question. Another issue is the tough situation of Selim Pasha. When the stone foundation certificate-charter was inscribed, Selim Pasha was not so good with the central government, so it was probable for him to be discharged. This study aims at introducing Tas foundation certificate-charter which is subject to a scientific study for the first time and pointing out its significance in terms of art history. Key words: Mus, Selim Pasha, Tas Foundation, Tekke and Mus governors
ÖZ Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan Muş, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. ... more ÖZ Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan Muş, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Muş'un özellikle Urartu Devleti'nin batı yol güzergâhı ile tarihi ticaret yolu üzerinde yer alması bu kentin Urartululardan beri stratejik bir konumda kalmasını sağlamıştır. Çalışma konumuzu oluşturan köprüler de aynı güzergâh üzerinde yer almaktadırlar. Fakat bu güzergâhın Osmanlı Devleti hâkimiyetine kadar ki ara süreçte bölgeye hâkim olan bütün devletler tarafından da kullanıldığı söylenebilir. Muş Ulu Köprü, Karasu Köprüsü, Malazgirt Köprüsü ve Abdurrahman Paşa köprüleri olmak üzere toplamda dört tarihi köprü günümüze ulaşmıştır. Ancak bunlardan Abdurrahman Paşa köprüsü ile ilgili herhangi bir arşiv bilgisine ulaşılamamıştır. Aynı şekilde Muş Karasu Köprüsü'nün arşiv bilgileri olmakla birlikte kendisi günümüze ulaşamamıştır. Konumuzu oluşturan köprülerin ilk ne zaman ve kimler tarafından yapıldıklarını ortaya koyan kesin bilgiler mevcut değildir. Eldeki arşiv belgelerinden Muş'taki tarihî köprülerin Osmanlı son dönemlerinde kullanılamayacak kadar yıkılmış olmaları nedeniyle ya yeniden inşa edilmiş ya da esaslı bir onarımdan geçmiş oldukları anlaşılmaktadır. Mevcut belgeler başta olmak üzere malzeme-teknik ve plan açısından değerlendirilmeleri amaçlanmaktadır. ABSTRACT Muş, located in the Eastern Anatolia Region, has hosted a number of civilizations throughout history. That Muş was situated particularly on the western route of the Urartian state and on a historical trade route, made the city remain in a strategical location throughout history. The bridges examined in the study were also on the mentioned route. However, it may be stated that the route had been used by all states ruling the region in the interlude until the rule of the Ottoman Empire. Four historical bridges, including the Mus Ulu Bridge, the Karasu Bridge, the Malazgirt Bridge and the Abdurrahman Pasha Bridge have reached the present day. However, among them, no archival information about the Abdurahman Pasha Bridge could be obtained. Similarly, although the archival information related to the Mus Karasu Bridge is available, the bridge itself did not survive. There is no exact information indicating when and by whom the analyzed bridges were first built. It may be inferred from the obtained archive documents that the historic bridges in Muş were either rebuilt or substantially repaired because they had been too destroyed to cross in the late Ottoman period. In the existing publications, the studied bridges were dated back to the Seljuk period, when they were examined in terms of their materials, engineering, and plans. However, any documents confirming this assumption could not be obtained. The aim of the study is to evaluate the existing documents in particular and the bridges, in terms of their materials, engineering, and plans.
Ulukale Köyü, Çemişgezek ilçe merkezinin 30 km. doğusunda, Tunceli il merkezinin ise 93 km. batıs... more Ulukale Köyü, Çemişgezek ilçe merkezinin 30 km. doğusunda, Tunceli il merkezinin ise 93 km. batısında yer almaktadır. XVI. yüzyılda Çemişgezek Sancağı’na bağlı bir nahiye merkezi konumundaki Ulukale, Osmanlı Dönemi yapıları ile tanınmaktadır. Gerçekleştirilen arkeolojik yüzey araştırmaları sonucunda Ulukale yerleşim tarihi başlangıcının Demir Çağı’na dayandığına yönelik veriler elde edilmiştir. Helenistik – Roma dönemleri bir kaya mezarı ile temsil edilen Ulukale’nin Orta Çağ öncesine tarihlenebilecek bazı mimari kalıntıları da belgelenmiştir. Orta Çağ’a ait kayda değer arkeolojik bir kalıntıya sahip olmayan Ulukale’nin türbe, çeşme, hamam, cami, kilise ve sivil mimari ile somutlaşan tarihsel yerleşim dokusu esas olarak Osmanlı Dönemi’nde hayat bulmuştur. Ulukale’nin Demir Çağı’ndan başlayarak günümüze değin varlığını sürdüren yerleşim tarihi dönemsel bir kesintiye uğramaksızın yaklaşık olarak 3000 yıllık zaman dilimini kapsamakta ve öteki dönem yapılarına göre daha iyi korunmuş Osmanlı Dönemi yapıları Ulukale’nin başlıca tarihsel ve kültürel mirasını oluşturmaktadır.
Fırat Üniversitesi Harput Araştırmaları Dergisi (FÜHAD) Cilt: 6, Sayı: 12, Eylül 2019, s. 35-52, ISSN: 2148-2527, 2019
Öz Anadolu'nun farklı coğrafi bölgelerindeki geleneksel ev tiplerini, iklim özellikleri, yapı mal... more Öz Anadolu'nun farklı coğrafi bölgelerindeki geleneksel ev tiplerini, iklim özellikleri, yapı malzemeleri, inanç ve gelenekler ile bağlantılı yaşam tarzının biçimlendirdiği yapısal özellikler belirlemiştir. Bu nedenle geleneksel konut mimarileri, yerel kültürlerin anlaşılabilmesinde ilk müracaat edilecek maddi kültür varlıklarındandır. Anadolu'nun doğusunda yapım tekniği bakımından uzun bir geçmişe sahip kırlangıç (tüteklikli) örtü gibi farklı ev tiplerinin araştırılması bu bağlamda önem kazanmaktadır. Bu çalışma Tunceli ili Mazgirt ilçesinin 30 km. doğusunda yer alan Yaşaroğlu (Goman) Köyü'nde tespit edilmiş kırlangıç (tüteklikli) örtülü, geleneksel bir ev mimarisini konu edinmektedir. Kırlangıç (tüteklikli) örtülü bir Tandır evi özelliğini barındırması bakımından söz konusu ev, Tunceli'de yer alan geleneksel konut mimarisi içerisinde farklı bir mimari anlayışı yansıtmaktadır. Tunceli'de bu tür ev örneklerinin şimdiye kadar herhangi bir bilimsel araştırmaya konu olmaması, Yaşaroğlu Köyü'ndeki sivil yapıyı daha özgün kılmaktadır. Bu çalışma ile Tunceli'de yer alan kırlangıç (tüteklikli) örtülü bir ev örneğinin tanıtılması, sanat ve mimarlık tarihi açısından yerinin ve öneminin vurgulanması amaçlanmaktadır. Abstract Traditional house types in different geographical regions of Anatolia were formed by structural aspects shaped by climatic factors, constructive materials, and
Atatürk Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2019
Bitlis İl merkezinde yer alan Bitlis Kalesi’nde 2018 yılı kazı çalışmalarında ele geçirilen kaide... more Bitlis İl merkezinde yer alan Bitlis Kalesi’nde 2018 yılı kazı çalışmalarında ele geçirilen kaideli süzgeçli çanaklı lüleler çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Osmanlı sosyal yaşamının vazgeçilmez öğelerinin başında gelen lüleler, Osmanlı İmparatorluğu’nda Anadolu’nun hemen her yerinde yaygın bir şekilde görülür. Genellikle kahvehanelerde kahve ile birlikte tütün içmek için kullanıldığı bilinmektedir. 2018 yılında Bitlis Kalesi’nde yapılmış olan kazı çalışmalarında P ve R 14-15 olarak isimlendirilen alanlardan ele geçirilen kaideli süzgeçli çanaklı lüleler dışında çok sayıda farklı formda lüle buluntularına ulaşılmıştır. Kalede yapılan kazı çalışmaları sırasında ele geçirilen lüle buluntularının fazlalığı bölgede yoğun bir lüle kullanımını göstermektedir. Tam olarak pişmemiş yumuşak hamurlu az sayıdaki yarı mamul lüle buluntuları ise bölgede üretiminin yapılmış olabileceği fikrini akla getirmektedir. Ele geçirilen toplam 224 adet kaideli süzgeçli çanaklı lüle çalışmamız içerisinde incelenmiş ve 36 lüle katalog kısmında ele alınmıştır. Konumuz kapsamında incelenen kaideli süzgeçli çanaklı lüleler 18-19.yüzyıla tarihlendirilmiştir. Anahtar Kelime: Bitlis Kalesi, Lüle, Pipo, Osmanlı, Tütün
Özet Denizli Kervansarayı, Elazığ ili Keban ilçesinde, Keban-Ağın karayolunun 8. kilometresinden ... more Özet Denizli Kervansarayı, Elazığ ili Keban ilçesinde, Keban-Ağın karayolunun 8. kilometresinden kuzeye döndükten sonra 1 km mesafede yer alır. Yapı, tarihi İpek Yolu üzerinde bulunmaktadır. Eser yalnızca plan özellikleriyle kapalı kısmı olan kervansaray plan tipindedir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte planı ve yapım tekniği itibariyle 13. yüzyılın sonu ile 14. yüzyılın başlarında inşa edilmiştir. Keban'ın; bakır, krom ve çinko madenlerine yakın oluşu sebebiyle Osmanlı'nın son dönemlerine kadar faal olduğu bilinmektedir. Bu hareketlilik beraberinde konaklama ihtiyacının doğmasına neden olmuştur. Yapının ağırlıklı olarak bu işleve karşılık geldiği belirtilebilir. Eserin bulunduğu çevreye yakın ayakta kalan başka kervansarayın olmaması, araştırmaya konu olan hanı daha da önemli kılmaktadır. Abstract Denizli Caravanserai is located at a location reached after travelling 1 km following a right turn (north) at the 8th km of the Keban-Ağın Road, in the Keban District of the Province of Elazığ. The structure is located on the historical Silk Road. The structure is only consisted of an enclosed part and has an enclosed courtyard type plan. The date of the construction is unclear but in terms of its plan and the construction technique it seems to have been constructed at the end of the 13th or at the beginning of the 14th century. It is believed to be actively used until the end of the Ottoman Period because of its proximity to the Keban copper, chromium and zinc mines. All these activities resulted with a need for accommodation. It can be indicated that the structure was constructed because of this need. The non-existence of caravanserais, which are as well preserved as this one, in the immediate vicinity makes this inn even more important.
mezar taşlarını ele almaktadır. 18. ve 19 yüzyıl' a tarihlenen bu şahidelerin yazı stili, süsleme... more mezar taşlarını ele almaktadır. 18. ve 19 yüzyıl' a tarihlenen bu şahidelerin yazı stili, süsleme özellikleri ile birlikte tipolojisi de ortaya konmuştur. İnsan ve iklim faktörüyle birlikte her geçen gün tahrip olmaya ve yok olmaya yüz tutmuş, tarihi vesika niteliğindeki bu eserlerin Sanat Tarihi içerisindeki yeri ve konumu vurgulanmaya çalışılmıştır. Abstract This study examines the grave stones of the Gazi Yakup Bey Family Cemetery located in the Çardak Gazi Yakup Bey Mosque Complex in Lapseki, Çanakkale. It presents the calligraphic style, formal properties and typology of these grave stones dating to the eighteenth and nineteenth century. Moreover, this paper emphasizes the place and importance of these historical sources for Art History, as they are exposed to destruction by human and climatic factors.
Özet
James Brant, İngiliz hükümeti tarafından 1836 yılında Erzurum’a konsolos olarak
atanmıştır. ... more Özet James Brant, İngiliz hükümeti tarafından 1836 yılında Erzurum’a konsolos olarak atanmıştır. Bu vazifesini 1852 yılına kadar sürdürmüş, bu süre zarfında Doğu Anadolu’nun birçok şehrini gezmiş, Özellikle Erzurum, Doğubayazıt, Kars, Ardahan, Van, Muş, Eğin, Bitlis ve Van arasında kalan bölgeleri gezmiş, gördüklerini ayrıntılı bir şekilde raporlarına yansıtmıştır. Bu makalede Brant'ın raporlarında değindiği daha çok Sanat Tarihi'nin konusu olan bilgiler değerlendirilmiştir. Brant, şehirlerin ilk yerleşim bölgeleri olan kaleleri detaylı bir şekilde tasvir etmiş, o dönem şehirlerinin mimari dokusuyla ilgili fikir edinebileceğimiz ayrıntılara dikkat çekmiştir. Onun gözlemleri kazı çalışmalarına ışık tutabilecek veriler sunduğu için dikkate değerdir. Bu raporlardan 19. yüzyılın ilk yarısında bir kısım kalelerin kullanılmadığı bir kısmının ise savaşlar tahrip olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte raporlar; yerel üretim maddeleri, günlük kullanılan eşyalar, süs eşyaları, lüleler ve ticareti yapılan malzemeler hakkında bilgiler içermektedir. Bu bilgilerin kale kazılarında ortaya çıkan veya çıkabilecek malzemelerin tarihlendirilmesi ile üretim yerleri hakkında ipuçları vermesi de raporları ayrıca raporları önemli kılmaktadır.
24. Uluslararası Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu (7-9 Ekim 2020), 2020
This paper introduces the Byzantine findings, obtained from the rescue excavation conducted at th... more This paper introduces the Byzantine findings, obtained from the rescue excavation conducted at the site of Murat Höyük, which is located on a natural hillock by the Murat River in Bingöl, in 2019. Murat Höyük is situated within the borders of Murat Village in Solhan District in Bingöl. It was understood from the excavation works at the site, which is named after the village and located in the part where the Murat river makes a menderes that this place was comprised of four cultural layers and accommodated in the bottom-up periods of the Early Bronze Age, the Early Iron Age, Medieval Iron and Byzantine Period, respectively, and these layers were also supported by radiocarbon results. The Byzantine architectural structures and findings, examined in this study, are dated to the period between the 9th and 10th centuries. A sample of coal, obtained from the architectural layer of the late period, was dated between (Tubitak-0679) AD 801 and 974 (2 sigmas) according to the date of the radiocarbon.
Ulukale Köyü, Çemişgezek ilçe merkezinin 30 km. doğusunda, Tunceli il merkezinin ise 93 km. batıs... more Ulukale Köyü, Çemişgezek ilçe merkezinin 30 km. doğusunda, Tunceli il merkezinin ise 93 km. batısında yer almaktadır. XVI. yüzyılda Çemişgezek Sancağı’na bağlı bir nahiye merkezi konumundaki Ulukale, Osmanlı Dönemi yapıları ile tanınmaktadır. Gerçekleştirilen arkeolojik yüzey araştırmaları sonucunda Ulukale yerleşim tarihi başlangıcının Demir Çağı’na dayandığına yönelik veriler elde edilmiştir. Helenistik – Roma dönemleri bir kaya mezarı ile temsil edilen Ulukale’nin Orta Çağ öncesine tarihlenebilecek bazı mimari kalıntıları da belgelenmiştir. Orta Çağ’a ait kayda değer arkeolojik bir kalıntıya sahip olmayan Ulukale’nin türbe, çeşme, hamam, cami, kilise ve sivil mimari ile somutlaşan tarihsel yerleşim dokusu esas olarak Osmanlı Dönemi’nde hayat bulmuştur. Ulukale’nin Demir Çağı’ndan başlayarak günümüze değin varlığını sürdüren yerleşim tarihi dönemsel bir kesintiye uğramaksızın yaklaşık olarak 3000 yıllık zaman dilimini kapsamakta ve öteki dönem yapılarına göre daha iyi korunmuş O...
Kitabeler, maddi kultur unsurlari icerisinde degerlendirilen birincil derecede kaynak teskil eden... more Kitabeler, maddi kultur unsurlari icerisinde degerlendirilen birincil derecede kaynak teskil eden eserlerdir. Bitlis il merkezinde deginilen iki adet kitabe bu acidan son derece onem tasimaktadir. Kitabelerden biri Bitlis Ulu Camii, digeri ise Bitlis Kalesi’ne aittir. Her iki kitabe de daha once tespit edilmis olmalarina ragmen ozellikle kale kitabesi okunamamis idi. Cami kitabesinin ise ilk kez okunmus hali bilimsel bir yayinda yer almis olacaktir. Ulu Cami’de yer alan ve bugune kadarki yapilmis calismalarda insa kitabesi olarak tanimlana kitabenin aslinda bir insa kitabesi olmadigi anlasilmistir. Kitabe, tarihi olaylar ile birlikte irdelenerek Ulu Cami’nin ilk Islam fetihleriyle birlikte yapilmis olabilecegi ortaya konmustur. Kale kitabesiyle de Osmanli Devletinin Bitlis’teki kesin hâkimiyeti (1534-5) tescil edilmistir. Bu calismayla iki tarihi kitabenin Tarih ve Sanat Tarihi icerisindeki onemi ve yeri vurgulanmaya calisilmistir.
Denizli Caravanserai is located at a location reached after travelling 1 km following a right tur... more Denizli Caravanserai is located at a location reached after travelling 1 km following a right turn (north) at the 8th km of the Keban-Agin Road, in the Keban District of the Province of Elazig. The structure is located on the historical Silk Road. The structure is only consisted of an enclosed part and has an enclosed courtyard type plan. The date of the construction is unclear but in terms of its plan and the construction technique it seems to have been constructed at the end of the 13th or at the beginning of the 14th century. It is believed to be actively used until the end of the Ottoman Period because of its proximity to the Keban copper, chromium and zinc mines. All these activities resulted with a need for accommodation. It can be indicated that the structure was constructed because of this need. The non-existence of caravanserais, which are as well preserved as this one, in the immediate vicinity makes this inn even more important
Traditional house types in different geographical regions of Anatolia were formed by structural a... more Traditional house types in different geographical regions of Anatolia were formed by structural aspects shaped by climatic factors, constructive materials, and lifestyles due to belief systems and traditions. For this reason, traditional residential architects are in material culture properties the first to be referred to for the understanding of local cultures. It has a long history in terms of construction techniques kirlangic (tuteklikli) cover in the east of Anatolia to research the different types of houses, is gaining importance in this context. This study is about a traditional house architecture with a kirlangic (tuteklikli) covered in the village of Yasaroglu (Goman) where is found 30 km east of Mazgirt district of Tunceli province. In terms of incorporating a tandoori house featured with a kirlangic, the house reflects a different architectural concept within the traditional house architecture in Tunceli. In Tunceli, the fact that such house samples are not subject to any ...
Bu calisma, Canakkale- Lapseki/Cardak Gazi Yakup Bey Kulliyesi bunyesinde yer alan Gazi Yakup Bey... more Bu calisma, Canakkale- Lapseki/Cardak Gazi Yakup Bey Kulliyesi bunyesinde yer alan Gazi Yakup Bey aile mezarligindaki mezar taslarini ele almaktadir. 18. ve 19 yuzyil’ a tarihlenen bu sahidelerin yazi stili, susleme ozellikleri ile birlikte tipolojisi de ortaya konmustur. Insan ve iklim faktoruyle birlikte her gecen gun tahrip olmaya ve yok olmaya yuz tutmus, tarihi vesika niteligindeki bu eserlerin Sanat Tarihi icerisindeki yeri ve konumu vurgulanmaya calisilmistir.
Ulukale Köyü, Çemişgezek ilçe merkezinin 30 km. doğusunda, Tunceli il merkezinin ise 93 km. batıs... more Ulukale Köyü, Çemişgezek ilçe merkezinin 30 km. doğusunda, Tunceli il merkezinin ise 93 km. batısında yer almaktadır. XVI. yüzyılda Çemişgezek Sancağı’na bağlı bir nahiye merkezi konumundaki Ulukale, Osmanlı Dönemi yapıları ile tanınmaktadır. Gerçekleştirilen arkeolojik yüzey araştırmaları sonucunda Ulukale yerleşim tarihi başlangıcının Demir Çağı’na dayandığına yönelik veriler elde edilmiştir. Helenistik – Roma dönemleri bir kaya mezarı ile temsil edilen Ulukale’nin Orta Çağ öncesine tarihlenebilecek bazı mimari kalıntıları da belgelenmiştir. Orta Çağ’a ait kayda değer arkeolojik bir kalıntıya sahip olmayan Ulukale’nin türbe, çeşme, hamam, cami, kilise ve sivil mimari ile somutlaşan tarihsel yerleşim dokusu esas olarak Osmanlı Dönemi’nde hayat bulmuştur. Ulukale’nin Demir Çağı’ndan başlayarak günümüze değin varlığını sürdüren yerleşim tarihi dönemsel bir kesintiye uğramaksızın yaklaşık olarak 3000 yıllık zaman dilimini kapsamakta ve öteki dönem yapılarına göre daha iyi korunmuş Osm...
Bu makalede, Tunceli ili, Hozat ilçe merkezinde bulunan Osmanlı Dönemi’ne ait mimari eserler ele ... more Bu makalede, Tunceli ili, Hozat ilçe merkezinde bulunan Osmanlı Dönemi’ne ait mimari eserler ele alınmıştır. Tunceli ili, Arkeoloji ve Sanat Tarihi araştırmaları yönüyle eksik çalışılmış bir yerdir. Bölgedeki çalışmalar, 1970 yıllarında Keban Barajı Kurtarma Kazıları kapsamında yoğunluk kazanmıştır. Sanat Tarihi yönüyle ele alındığında ise özellikle anıtsal mimari ve birkaç ilçe merkezi (Çemişgezek, Pertek ve Mazgirt) ile sınırlı kalmıştır. Çalışmaların belli bir süre sonra kesintiye uğradığı anlaşılmaktadır. Son yıllarda az da olsa konuyla ilgili bilimsel faaliyetlerin yapıldığı söylenebilir. Hozat ilçe merkezinde yapılan çalışmada Osmanlı Dönemi’ne ait 1 cami, 1 hamam, 5 çeşme, 1 köprü, sokak dokusu ve sivil konut örnekleri tespit edilmiştir. Bu makaleyle birlikte, arşiv belgeleri ışığında Hozat ilçe merkezinin Osmanlı Dönemi’ndeki kuruluşu hakkında bilgi verilmiş ve ilçe merkezinde bulunan Osmanlı Dönemi’ne ait tarihi eserlerin ilk defa bilim dünyasına tanıtılması, Sanat Tarihi içerisindeki yeri ve önemi vurgulanmaya alışılmıştır.
This study examines the Ottoman architecture located in the center of Hozat district of Tunceli Province in Turkey. Tunceli province has not been examined enough in terms of archaeology and art history. Especially in the1970s, some important studies have been done. However, these researches were mostly limited to monumental architecture and several district centers (Çemişgezek, Pertek and Mazgirt). It is understood that these studies were interrupted after a certain period of time. Nevertheless, it is possible to say that a few scientific studies have been done in recent years. In this study conducted in Hozat district center, the following were determined. Examples of Ottoman period, 1 mosque, 1 bath, 5 fountains, 1 bridge, street texture and examples of civil housing. This study emphasizes the importance of introducing historical artifacts belonging to the Ottoman period in Hozat district center and its importance in terms of Art History for the first time
Uploads
Makaleler by korkmaz şen
Bu makalede, Tunceli ili, Hozat ilçe merkezinde bulunan Osmanlı Dönemi’ne ait mimari eserler ele alınmıştır. Tunceli ili, Arkeoloji ve Sanat Tarihi araştırmaları yönüyle eksik çalışılmış bir yerdir. Bölgedeki çalışmalar, 1970 yıllarında Keban Barajı Kurtarma Kazıları kapsamında yoğunluk kazanmıştır. Sanat Tarihi yönüyle ele alındığında ise özellikle anıtsal mimari ve birkaç ilçe merkezi (Çemişgezek, Pertek ve Mazgirt) ile sınırlı kalmıştır. Çalışmaların belli bir süre sonra kesintiye uğradığı anlaşılmaktadır. Son yıllarda az da olsa konuyla ilgili bilimsel faaliyetlerin yapıldığı söylenebilir. Hozat ilçe merkezinde yapılan çalışmada Osmanlı Dönemi’ne ait 1 cami, 1 hamam, 5 çeşme, 1 köprü, sokak dokusu ve sivil konut örnekleri tespit edilmiştir. Bu makaleyle birlikte, arşiv belgeleri ışığında Hozat ilçe merkezinin Osmanlı Dönemi’ndeki kuruluşu hakkında bilgi verilmiş ve ilçe merkezinde bulunan Osmanlı Dönemi’ne ait tarihi eserlerin ilk defa bilim dünyasına tanıtılması, Sanat Tarihi içerisindeki yeri ve önemi vurgulanmaya çalışılmıştır.
Bu vakıf ile ilintili elde edilen arşiv belgelerinden vakfedilen köylerin Yurtluk/ocaklık statüsünde, yani devlet arazisi olması hasebiyle şer'en ve örfen vakfedilmesi mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Zamanla yöneticiler bu durumu fark etmiş ve bu köylerin vakıf statüsüne son vermişlerdi. Diğer bir husus ise Selim Paşa’nın içinde bulunduğu zor durumdur. Taş vakfiye yazdırıldığı zaman, Selim Paşa’nın merkezî hükümeti ile arası pek de iyi değildi, bu nedenle azledilme ihtimali bulunmaktaydı. Bu makalede bilimsel bir çalışmaya ilk kez konu olan taş vakfiyenin tanıtılması ve öneminin ortaya konması amaçlanmaktadır.
Abstract
Tas foundation certificate-charter is located in the building of the Directorate of Culture in Mus city centre. It is a stone foundation certificate-charter constructed at measurements of a rectangular with sizes of 1.24x0.95 m and comprised of 23 lines with spaces of 4cm. The foundation certificate-charter inscribed in Ottoman Turkish belongs to Selim Pasha, one of Mus governors, and dates from 1824. It is observed that it was inscribed in accordance with the spelling rules of a foundation certificate-charter. The scripts were inscribed onto the stone by means of the bas-relief technique. According to the information obtained, it is a foundation certificate-charter of a tekke situated next to the mosque and madrasah built by his father, Murat Pasha. All Mus-centred lands in Arınc and Norsin (Sungu) villages were consecrated.
It is deduced from the obtained archive documents related to the foundation that as the consecrated villages were with country estate statutes, that is, state lands, it was impossible to consecrate them ecclesiastically and martially. The governors had already discerned this situation in time and terminated the foundation statutes of the villages in question. Another issue is the tough situation of Selim Pasha. When the stone foundation certificate-charter was inscribed, Selim Pasha was not so good with the central government, so it was probable for him to be discharged. This study aims at introducing Tas foundation certificate-charter which is subject to a scientific study for the first time and pointing out its significance in terms of art history.
Key words: Mus, Selim Pasha, Tas Foundation, Tekke and Mus governors
yer almaktadır. XVI. yüzyılda Çemişgezek Sancağı’na bağlı bir nahiye merkezi konumundaki Ulukale,
Osmanlı Dönemi yapıları ile tanınmaktadır. Gerçekleştirilen arkeolojik yüzey araştırmaları sonucunda Ulukale
yerleşim tarihi başlangıcının Demir Çağı’na dayandığına yönelik veriler elde edilmiştir. Helenistik – Roma
dönemleri bir kaya mezarı ile temsil edilen Ulukale’nin Orta Çağ öncesine tarihlenebilecek bazı mimari
kalıntıları da belgelenmiştir. Orta Çağ’a ait kayda değer arkeolojik bir kalıntıya sahip olmayan Ulukale’nin
türbe, çeşme, hamam, cami, kilise ve sivil mimari ile somutlaşan tarihsel yerleşim dokusu esas olarak Osmanlı
Dönemi’nde hayat bulmuştur. Ulukale’nin Demir Çağı’ndan başlayarak günümüze değin varlığını sürdüren
yerleşim tarihi dönemsel bir kesintiye uğramaksızın yaklaşık olarak 3000 yıllık zaman dilimini kapsamakta ve
öteki dönem yapılarına göre daha iyi korunmuş Osmanlı Dönemi yapıları Ulukale’nin başlıca tarihsel ve
kültürel mirasını oluşturmaktadır.
Anahtar Kelime: Bitlis Kalesi, Lüle, Pipo, Osmanlı, Tütün
Books by korkmaz şen
Bu makalede, Tunceli ili, Hozat ilçe merkezinde bulunan Osmanlı Dönemi’ne ait mimari eserler ele alınmıştır. Tunceli ili, Arkeoloji ve Sanat Tarihi araştırmaları yönüyle eksik çalışılmış bir yerdir. Bölgedeki çalışmalar, 1970 yıllarında Keban Barajı Kurtarma Kazıları kapsamında yoğunluk kazanmıştır. Sanat Tarihi yönüyle ele alındığında ise özellikle anıtsal mimari ve birkaç ilçe merkezi (Çemişgezek, Pertek ve Mazgirt) ile sınırlı kalmıştır. Çalışmaların belli bir süre sonra kesintiye uğradığı anlaşılmaktadır. Son yıllarda az da olsa konuyla ilgili bilimsel faaliyetlerin yapıldığı söylenebilir. Hozat ilçe merkezinde yapılan çalışmada Osmanlı Dönemi’ne ait 1 cami, 1 hamam, 5 çeşme, 1 köprü, sokak dokusu ve sivil konut örnekleri tespit edilmiştir. Bu makaleyle birlikte, arşiv belgeleri ışığında Hozat ilçe merkezinin Osmanlı Dönemi’ndeki kuruluşu hakkında bilgi verilmiş ve ilçe merkezinde bulunan Osmanlı Dönemi’ne ait tarihi eserlerin ilk defa bilim dünyasına tanıtılması, Sanat Tarihi içerisindeki yeri ve önemi vurgulanmaya çalışılmıştır.
Bu vakıf ile ilintili elde edilen arşiv belgelerinden vakfedilen köylerin Yurtluk/ocaklık statüsünde, yani devlet arazisi olması hasebiyle şer'en ve örfen vakfedilmesi mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Zamanla yöneticiler bu durumu fark etmiş ve bu köylerin vakıf statüsüne son vermişlerdi. Diğer bir husus ise Selim Paşa’nın içinde bulunduğu zor durumdur. Taş vakfiye yazdırıldığı zaman, Selim Paşa’nın merkezî hükümeti ile arası pek de iyi değildi, bu nedenle azledilme ihtimali bulunmaktaydı. Bu makalede bilimsel bir çalışmaya ilk kez konu olan taş vakfiyenin tanıtılması ve öneminin ortaya konması amaçlanmaktadır.
Abstract
Tas foundation certificate-charter is located in the building of the Directorate of Culture in Mus city centre. It is a stone foundation certificate-charter constructed at measurements of a rectangular with sizes of 1.24x0.95 m and comprised of 23 lines with spaces of 4cm. The foundation certificate-charter inscribed in Ottoman Turkish belongs to Selim Pasha, one of Mus governors, and dates from 1824. It is observed that it was inscribed in accordance with the spelling rules of a foundation certificate-charter. The scripts were inscribed onto the stone by means of the bas-relief technique. According to the information obtained, it is a foundation certificate-charter of a tekke situated next to the mosque and madrasah built by his father, Murat Pasha. All Mus-centred lands in Arınc and Norsin (Sungu) villages were consecrated.
It is deduced from the obtained archive documents related to the foundation that as the consecrated villages were with country estate statutes, that is, state lands, it was impossible to consecrate them ecclesiastically and martially. The governors had already discerned this situation in time and terminated the foundation statutes of the villages in question. Another issue is the tough situation of Selim Pasha. When the stone foundation certificate-charter was inscribed, Selim Pasha was not so good with the central government, so it was probable for him to be discharged. This study aims at introducing Tas foundation certificate-charter which is subject to a scientific study for the first time and pointing out its significance in terms of art history.
Key words: Mus, Selim Pasha, Tas Foundation, Tekke and Mus governors
yer almaktadır. XVI. yüzyılda Çemişgezek Sancağı’na bağlı bir nahiye merkezi konumundaki Ulukale,
Osmanlı Dönemi yapıları ile tanınmaktadır. Gerçekleştirilen arkeolojik yüzey araştırmaları sonucunda Ulukale
yerleşim tarihi başlangıcının Demir Çağı’na dayandığına yönelik veriler elde edilmiştir. Helenistik – Roma
dönemleri bir kaya mezarı ile temsil edilen Ulukale’nin Orta Çağ öncesine tarihlenebilecek bazı mimari
kalıntıları da belgelenmiştir. Orta Çağ’a ait kayda değer arkeolojik bir kalıntıya sahip olmayan Ulukale’nin
türbe, çeşme, hamam, cami, kilise ve sivil mimari ile somutlaşan tarihsel yerleşim dokusu esas olarak Osmanlı
Dönemi’nde hayat bulmuştur. Ulukale’nin Demir Çağı’ndan başlayarak günümüze değin varlığını sürdüren
yerleşim tarihi dönemsel bir kesintiye uğramaksızın yaklaşık olarak 3000 yıllık zaman dilimini kapsamakta ve
öteki dönem yapılarına göre daha iyi korunmuş Osmanlı Dönemi yapıları Ulukale’nin başlıca tarihsel ve
kültürel mirasını oluşturmaktadır.
Anahtar Kelime: Bitlis Kalesi, Lüle, Pipo, Osmanlı, Tütün
James Brant, İngiliz hükümeti tarafından 1836 yılında Erzurum’a konsolos olarak
atanmıştır. Bu vazifesini 1852 yılına kadar sürdürmüş, bu süre zarfında Doğu Anadolu’nun
birçok şehrini gezmiş, Özellikle Erzurum, Doğubayazıt, Kars, Ardahan, Van,
Muş, Eğin, Bitlis ve Van arasında kalan bölgeleri gezmiş, gördüklerini ayrıntılı bir şekilde
raporlarına yansıtmıştır. Bu makalede Brant'ın raporlarında değindiği daha çok Sanat
Tarihi'nin konusu olan bilgiler değerlendirilmiştir. Brant, şehirlerin ilk yerleşim bölgeleri
olan kaleleri detaylı bir şekilde tasvir etmiş, o dönem şehirlerinin mimari dokusuyla ilgili
fikir edinebileceğimiz ayrıntılara dikkat çekmiştir. Onun gözlemleri kazı çalışmalarına
ışık tutabilecek veriler sunduğu için dikkate değerdir. Bu raporlardan 19. yüzyılın ilk yarısında
bir kısım kalelerin kullanılmadığı bir kısmının ise savaşlar tahrip olduğu anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte raporlar; yerel üretim maddeleri, günlük kullanılan eşyalar,
süs eşyaları, lüleler ve ticareti yapılan malzemeler hakkında bilgiler içermektedir. Bu
bilgilerin kale kazılarında ortaya çıkan veya çıkabilecek malzemelerin tarihlendirilmesi
ile üretim yerleri hakkında ipuçları vermesi de raporları ayrıca raporları önemli kılmaktadır.
This study examines the Ottoman architecture located in the center of Hozat district of Tunceli Province in Turkey. Tunceli province has not been examined enough in terms of archaeology and art history. Especially in the1970s, some important studies have been done. However, these researches were mostly limited to monumental architecture and several district centers (Çemişgezek, Pertek and Mazgirt). It is understood that these studies were interrupted after a certain period of time. Nevertheless, it is possible to say that a few scientific studies have been done in recent years. In this study conducted in Hozat district center, the following were determined. Examples of Ottoman period, 1 mosque, 1 bath, 5 fountains, 1 bridge, street texture and examples of civil housing. This study emphasizes the importance of introducing historical artifacts belonging to the Ottoman period in Hozat district center and its importance in terms of Art History for the first time