Asya’nın son büyük fatihlerinden Emir Timur’un mirasçıları ve Hindistan’daki Türk tarihinin son temsilcileri olan Bâbürlüler (1526-1858), burada henüz bir devlet kurmadan önce, Timur’un parçalanmış imparatorluğunun küçük bir kısmı olan ve...
moreAsya’nın son büyük fatihlerinden Emir Timur’un mirasçıları ve Hindistan’daki Türk tarihinin son
temsilcileri olan Bâbürlüler (1526-1858), burada henüz bir devlet kurmadan önce, Timur’un parçalanmış
imparatorluğunun küçük bir kısmı olan ve bugünkü Özbekistan sınırları içerisinde yer alan Fergana vilayetinde
hüküm sürmüştür. Timur’un torunlarından Fergana hükümdarı Ömer Şeyh 9 Haziran 1494’te yaşamını yitirince
yerine on iki yaşındaki oğlu Bâbür geçmiş, ancak o, diğer Timurlu mirzalar ve Özbeklerin saldırıları karşısında
tutunamayınca yanındaki az bir kuvvetle Hindikuş dağlarını geçerek 1504’te Kâbil (Afganistan) şehrine girmiş ve
burada yirmi iki yıl (1504-1526) hükümdarlık etmiştir. Bu süre zarfında ise atası Timur’dan dolayı hak iddia ettiği
Hindistan’a beş kez sefer düzenlemiş ve nihayet 21 Nisan 1526’da yapılan Pânîpet Savaşı’nı kazanarak
Hindistan’da üç asırdan fazla hüküm sürecek yeni bir Türk devletini kurmaya muvaffak olmuştur. Bâbürlüler,
devleti idarede uyguladıkları Türk devlet geleneğini Hindistan’ın kalabalık ve karmaşık toplum yapısına rağmen
muhafaza etmiş, bazı kültürel öğeleri ise Hindistan’a özgü yerleşik geleneklerle harmanlayarak bugün hâlâ ayakta
duran Türk-Hint karışımı eserler vücuda getirmiştir. Dolayısıyla devletin kuruluşundan yıkılışına kadar bu
coğrafyada imar faaliyetlerinde bulunan Bâbürlüler, özellikle inşa ettikleri yollar, caddeler, bahçeler, medreseler
ve yeni şehirler ile de Hindistan’ı ihya etmiştir. Bu bağlamda Bâbürlülerin devlet teşkilatlanması konusunda
kuşkusuz Hindistan’a kazandırdığı en önemli kavramlardan birisi de o dönemde sûbe adı verilen eyalet teşkilatı
olmuştur. Nitekim modern Hindistan Devleti’nin diğer hususlarda olduğu gibi günümüzde kullandığı eyalet
sisteminin temeli de bu coğrafyada üç asırdan fazla hüküm sürmüş Bâbür Devleti tarafından atılmıştır.
Hindistan’da hâkim olduğu toprakları 16. yüzyılın ortalarından itibaren genişletmeye başlayan Bâbür
Devleti, 18. yüzyılın başlarına gelindiğinde en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Özellikle Bâbür imparatoru Ekber Şah
(1556-1605) döneminde takip edilen genişleme siyaseti neticesinde yerel krallıklara boyun eğdirilmiş ve Hindistan
tek bir merkezi idare altında toplanmıştır. Bu sebeple hâkim olunan toprakların ve hükmedilen nüfusun artması
gibi etkenler, merkezden uzak bölgelerin idaresini sağlamak için Bâbürlüleri yeni bir devlet modeli geliştirmeye
sevk etmiştir. Bâbürlü tarihinde ilklerin uygulayıcısı olarak bilinen Ekber Şah, genişleyen sınırlar nedeniyle dini
ve askeri konularda olduğu gibi, devleti idare biçiminde de birtakım reformlara gitmiştir. Ekber Şah’ın kurduğu
sistemle birlikte ülke toprakları eyaletlere ayrılmış ve bu eyaletlerde kendi içerisinde hiyerarşik bir yapıya göre
revize edilmiştir. Örneğin; Hindistan’ın en önemli vilayetlerinden Sind, Orissa, Dekken, Pencap, Keşmir, Gucerât,
Bengal gibi bölgeler eyalet olarak kurulmuş ve bu eyaletlerin başına da birer vali veya o zamanki adıyla “sûbedar”
(sipehsâlâr) atanmıştır. Eyaletler ise kendi içerisinde “serkâr” adı verilen kazalara/ilçelere, bunlarda “pergene” adı
verilen köylere ayrılmış ve her birinin başına idareyi ve asayişi sağlamakla görevli memurlar tayin edilmiştir.
Dolayısıyla kaynakların bize sunduğu bilgilerden hareketle bu çalışmada Bâbürlülerde eyalet teşkilatının önemine
değinilmiş ve kendi içerisindeki hiyerarşik yapının ne şekilde işlediği kaynaklar ışığında ifade edilmeye
çalışılmıştır. Ayrıca, bu araştırmanın Hindistan Türk tarihi araştırmalarına referans bir çalışma olması
amaçlanmıştır.