Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Hülya Utkuluer
  • T.C. Celal Bayar Kütüphanesi ve Müzesi, Gemlik/BURSA

Hülya Utkuluer

Yıldız Teknik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü tarafından 5 Kasım 2014 tarihinde gerçekleştirilen "Osmanlı ve Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları - V. Lisanüstü Öğrenci Sempozyumu"nda sunulan tebliğlerden oluşan bu... more
Yıldız Teknik Üniversitesi Atatürk  İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü tarafından 5 Kasım 2014 tarihinde gerçekleştirilen "Osmanlı ve Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları - V. Lisanüstü Öğrenci Sempozyumu"nda sunulan tebliğlerden oluşan bu kitap, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemiyle ilgili konularda yapılmış olan yükseklisans ve doktora tezlerinden yola çıkarak hazırlanan kısa sunumlardan oluşmaktadır.
Research Interests:
Cumhuriyet’in ilanı (29 Ekim 1923) ve Hilafetin kaldırılmasının (3 Mart 1924) ardından, Osmanlı Devleti’ne ait olan saray, kasır ve köşklerin yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde nasıl kullanılacağı önemli bir problem olmuştur. Bu süreçte... more
Cumhuriyet’in ilanı (29 Ekim 1923) ve Hilafetin kaldırılmasının (3 Mart 1924) ardından, Osmanlı Devleti’ne ait olan saray, kasır ve köşklerin yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde nasıl kullanılacağı önemli bir problem olmuştur. Bu süreçte saraylar bazen devlet konukevi olarak kullanılmış, bazen baloların, konserlerin, çeşitli etkinliklerin düzenlediği mekânlar olarak hizmet vermiş; kasırlar ve köşkler ise hastane, askeriye ya da belediye tarafından idare edilerek çok daha farklı kullanımlarla gündeme gelmiştir. Osmanlı hanedanlarının yaşadığı ve ülkeyi yönettikleri tüm bu yapıların, Cumhuriyet döneminde müze olarak ziyarete açılmaları farklı tarihlerde mümkün olabilmiştir. Bugün Milli Saraylar Daire Başkanlığı idaresinde bulunan Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Yıldız Sarayı’nın bir bölümü olan Şale Köşkü, Aynalıkavak Kasrı, Ihlamur Kasrı, Beykoz Kasrı, Küçüksu Kasrı, Maslak Kasırları, Florya Atatürk Köşkü ve Yalova Atatürk Köşkü tamamıyla farklı süreçlerden geçerek günümüze ul...
Bugünlerde restorasyonu süren Rumeli Hisarı’nın tarihindeki en büyük restorasyon projesi 1950’li yıllarda hayata geçirilmiştir. İstanbul’un fethiyle özdeşleşen bu tarihi yapının onarımı, 1940’lı yıllardan itibaren gündemde olsa da restore... more
Bugünlerde restorasyonu süren Rumeli Hisarı’nın tarihindeki en büyük restorasyon projesi 1950’li yıllarda hayata geçirilmiştir. İstanbul’un fethiyle özdeşleşen bu tarihi yapının onarımı, 1940’lı yıllardan itibaren gündemde olsa da restore hazırlıkları ancak 1953 yılında başlamıştır. İstanbul’un fethinin 500. yıldönümünün kutlanacağı 1953 yılı için hazırlanan planlar, gerek II. Dünya Savaşı’nın tesiri, gerekse imar planındaki öncelikler dolayısıyla hayata geçirilememiştir. Türkiye’de 1950 yılında gerçekleşen iktidar değişikliğinden sonra, dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın, Rumeli Hisarı’nın restorasyonuna ayrı bir ilgi gösterdiği bilinmektedir. 1953-1958 yılları arasında süren restorasyondan sonra, Rumeli Hisarı 505. Fetih yıldönümünde yeni bir düzenleme ile ziyarete açılmıştır. Bu düzenlemelerle Hisar içinde bir Fatih Müzesi oluşturulmuş ve muhtelif müzelerden bu döneme ışık tutacak eserler getirilerek burada sergilenmiştir. Fatih Sultan Mehmet dönemine ait eserlerin ön plana çık...
A. Halûk Dursun, 1957 yılında Hereke'de doğdu. Galatasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1982’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Son Çağ ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kürsüsü'nü bitirdi. 1983 yılında Prof. Dr. Nejat Göyünç’ün... more
A. Halûk Dursun, 1957 yılında Hereke'de doğdu. Galatasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1982’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Son Çağ ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kürsüsü'nü bitirdi. 1983 yılında Prof. Dr. Nejat Göyünç’ün müdürlüğünü yaptığı Boğaziçi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde yüksek lisans programını kazanıp bir yıl İngilizce hazırlık okudu. 1984’te Ali İhsan Yurt Hoca’nın delaletiyle Prof. Dr. Amil Çelebioğlu’nun Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesinde dekanlığı döneminde asistan olarak göreve başladı. 1985-86 döneminde Suriye’de Arapça dil eğitimi aldı.
Bugünlerde restorasyonu süren Rumeli Hisarı’nın tarihindeki en büyük restorasyon projesi 1950’li yıllarda hayata geçirilmiştir. İstanbul’un fethiyle özdeşleşen bu tarihi yapının onarımı, 1940’lı yıllardan itibaren gündemde olsa da restore... more
Bugünlerde restorasyonu süren Rumeli Hisarı’nın tarihindeki en büyük restorasyon projesi 1950’li yıllarda hayata geçirilmiştir. İstanbul’un fethiyle özdeşleşen bu tarihi yapının onarımı, 1940’lı yıllardan itibaren gündemde olsa da restore hazırlıkları ancak 1953 yılında başlamıştır. İstanbul’un fethinin 500. yıldönümünün kutlanacağı 1953 yılı için hazırlanan planlar, gerek II. Dünya Savaşı’nın tesiri, gerekse imar planındaki öncelikler dolayısıyla hayata geçirilememiştir. Türkiye’de 1950 yılında gerçekleşen iktidar değişikliğinden sonra, dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın, Rumeli Hisarı’nın restorasyonuna ayrı bir ilgi gösterdiği bilinmektedir. 1953-1958 yılları arasında süren restorasyondan sonra, Rumeli Hisarı 505. Fetih yıldönümünde yeni bir düzenleme ile ziyarete açılmıştır. Bu düzenlemelerle Hisar içinde bir Fatih Müzesi oluşturulmuş ve muhtelif müzelerden bu döneme ışık tutacak eserler getirilerek burada sergilenmiştir. Fatih Sultan Mehmet dönemine ait eserlerin ön plana çıkarıldığı bu yeni teşhirle Rumeli Hisarı’nın önemli bir turistik merkez haline geleceği düşünülmüştür. Celal Bayar Vakfı Arşivi’nde bulunan Rumeli Hisarı Dosyası restorasyonun detaylı şekilde planlandığını göstermektedir. Basına yansıyan örneklerse Cumhurbaşkanı Bayar’ın ilgisinin göstergesi niteliğindedir. Bu çalışmada Bayar’ın özel arşivinde yer alan dosyanın etrafında, Rumeli Hisarı’nın 1953-1958 yıllarına yayılan restorasyonunun kapsamı ve hazırlık süreci değerlendirilmektedir. Söz konusu dosya diğer bazı arşiv evrakı, basın kaynakları ve ikincil kaynaklarla zenginleştirilmiştir.
Yıldız Teknik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü tarafından 5 Kasım 2014 tarihinde gerçekleştirilen "Osmanlı ve Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları - V. Lisanüstü Öğrenci Sempozyumu"nda sunulan... more
Yıldız Teknik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü tarafından 5 Kasım 2014 tarihinde gerçekleştirilen "Osmanlı ve Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları - V. Lisanüstü Öğrenci Sempozyumu"nda sunulan tebliğlerden oluşan bu kitap, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemiyle ilgili konularda yapılmış olan yükseklisans ve doktora tezlerinden yola çıkarak hazırlanan kısa sunumlardan oluşmaktadır.
Bu calismada, erken Cumhuriyet donemi kultur politikalarinda tasinmaz kultur varliklarina ayrilan yer degerlendirilmektedir. Bu kapsamda, Inonu ve Bayar hukumetlerinin programlari, Cumhuriyet Halk Partisi yayinlari, donemin one cikan... more
Bu calismada, erken Cumhuriyet donemi kultur politikalarinda tasinmaz kultur varliklarina ayrilan yer degerlendirilmektedir. Bu kapsamda, Inonu ve Bayar hukumetlerinin programlari, Cumhuriyet Halk Partisi yayinlari, donemin one cikan kultur kurumlarinin faaliyetleri ile kurucu lider Ataturk’un konuya yaklasimi incelenmistir. Izlenilen kultur politikasi; anayasa, kanunlar, yonetmelikler, genelgeler ve ayrica arsiv ve basin kaynaklarindan takip edilmistir. Cumhuriyet’in onceki devirlerden kultur mirasi olarak devraldigi tarihi eserlere yonelik yaklasimi degerlendirilirken, kapsamin daraltilmasi icin ozellikle Istanbul’daki tasinmaz kultur varliklarindan ornekler uzerine odaklanilmistir. Bir envanter iddiasi tasimayan bu calismada, soz konusu eserlerden ornekler, arsiv belgelerine yansiyarak gundem olusturan tasinmazlar arasindan secilmistir.  Bunlarin arasinda cesitli sebeplerle kapatilanlar ve yikilanlar oldugu gibi onarilarak ya da farkli islevlerle ayakta kalan ve gunumuze ulasanla...
Bu calismada, erken Cumhuriyet donemi kultur politikalarinda tasinmaz kultur varliklarina ayrilan yer degerlendirilmektedir. Bu kapsamda, Inonu ve Bayar hukumetlerinin programlari, Cumhuriyet Halk Partisi yayinlari, donemin one cikan... more
Bu calismada, erken Cumhuriyet donemi kultur politikalarinda tasinmaz kultur varliklarina ayrilan yer degerlendirilmektedir. Bu kapsamda, Inonu ve Bayar hukumetlerinin programlari, Cumhuriyet Halk Partisi yayinlari, donemin one cikan kultur kurumlarinin faaliyetleri ile kurucu lider Ataturk’un konuya yaklasimi incelenmistir. Izlenilen kultur politikasi; anayasa, kanunlar, yonetmelikler, genelgeler ve ayrica arsiv ve basin kaynaklarindan takip edilmistir. Cumhuriyet’in onceki devirlerden kultur mirasi olarak devraldigi tarihi eserlere yonelik yaklasimi degerlendirilirken, kapsamin daraltilmasi icin ozellikle Istanbul’daki tasinmaz kultur varliklarindan ornekler uzerine odaklanilmistir. Bir envanter iddiasi tasimayan bu calismada, soz konusu eserlerden ornekler, arsiv belgelerine yansiyarak gundem olusturan tasinmazlar arasindan secilmistir.  Bunlarin arasinda cesitli sebeplerle kapatilanlar ve yikilanlar oldugu gibi onarilarak ya da farkli islevlerle ayakta kalan ve gunumuze ulasanla...
Bu çalışmada, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde, geçmişin izlerini gelecek kuşaklara aktarmada önemli bir rol oynayan kültür varlıklarının milli kimlik üzerindeki etkisi incelenmektedir. Bu inceleme iki dönem üzerinden... more
Bu çalışmada, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde, geçmişin izlerini gelecek kuşaklara aktarmada önemli bir rol oynayan kültür varlıklarının milli kimlik üzerindeki etkisi incelenmektedir. Bu inceleme iki dönem üzerinden yapılmaktadır. Birinci dönem Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş süreci ve inkılaplar dönemidir. İkinci dönem ise Türk milli kimliğinin şekillendirilmesinde daha kapsamlı politikaların izlendiği 1930’lu yılların sonuna kadar süren ve Türk Tarih Tezinin etkisini hissettirdiği dönemdir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında yeni rejimle birlikte ortaya çıkan Türk devletine yeni bir kimlik oluşturmak için alternatif bir tarih anlatısına ihtiyaç duyulmuştur. Bu anlatıya dâhil olan kültür varlıklarının bir kısmı ihtiyaç duyulmadığı gerekçesiyle elden çıkarılırken, diğer bir kısmı özellikle korunmuş ve işlev değiştirerek hayatına devam etmiştir. Arkeolojik kazılara ve müzelere verilen önemin artması da bu sürecin bir sonucudur. Tüm bunlar hem kültür politikalarını hem de Türk milli kimliğini şekillendirmiştir. Çalışma sırasında Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi kayıtlarından, kültür varlıkları ve müzelerin milli kimlik üzerindeki etkilerini ortaya koyabilecek araştırma yayınlarından; Türk Tarih Tezini desteklemek amacıyla çıkarılan Türk Tarih Kurumu Belleten Dergisi’nden ve dönemin öne çıkan basın kaynaklarından biri olarak Cumhuriyet gazetesinden yararlanılmıştır. Bu çalışma göstermektedir ki milli bir kimlik oluşturulurken kültür varlıkları önemli roller üstlenmektedir ve kültür varlıklarının nasıl değerlendirileceği meselesi aslen kültürel değil siyasi bir meseledir.
In this article, playing a key role in conveying the traces of the past to the future generations, the cultural assets’ influence on the national identity formation was studied. The study was divided into two main periods. The first period focuses on the transition period from the Ottoman Empire to the Turkish Republic and the era of reforms. As for the second, it elaborates the period until the end of the 1930s when more comprehensive policies were adopted in shaping the national identity and Turkish History Thesis exerted much influence. During the first years of the Republic, a new historical discourse was needed to form a new national identity for the Turkish state which emerged together with the new regime. While some of the cultural assets which was included in this historical discourse was discarded because they were not needed, the remainder was particularly protected and continued their existence by changing their functions. The rising interest in the museums and archeological excavations was a result of this process. All of these formed the culture policies as well as the Turkish national identity. For the study, Republic Archives of the State Archives Presidency, the research publications which will help reveal the influence of the museums and cultural assets on the national identity, the Belleten journal which was started to be published to support the Turkish History Thesis and the Cumhuriyet newspaper, one of the prominent press resources of the era were examined. This study argues that the cultural assets undertake significant roles in building a national identity and it is political issue rather than cultural how the cultural assets is utilized.
Bu çalışma Osmanlı Devleti’nin son yıllarından 1950 senesine kadar geçen süreçte kültür varlıklarının korunması meselesini kurumlar arası ilişkiler ekseninde incelemektedir. Bu zaman zarfında kültür varlıklarından sorumlu olan Maarif... more
Bu çalışma Osmanlı Devleti’nin son yıllarından 1950 senesine kadar geçen süreçte kültür varlıklarının korunması meselesini kurumlar arası ilişkiler ekseninde incelemektedir. Bu zaman zarfında kültür varlıklarından sorumlu olan Maarif Vekâleti ve Vakıflar Umum Müdürlüğü başta olmak üzere Belediye, İl Özel İdaresi, Başvekâlet, Milli Müdafaa Vekâleti gibi kurumların birbirleriyle olan ilişkileri ve bu ilişkilerin kültür varlıkları üzerindeki tesirleri değerlendirilmektedir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında çeşitli idareler altında dağıtılan ve bugün kültür varlığı olarak değerlendirilen tarihi eserler incelenen süreçte kurumlar arası ilişkilerden genellikle zarar görmüştür. Kültür varlıklarının korunmasından sorumlu merkezî bir idare olmayışı bu eserlerin zarar görmesinin bir diğer nedenidir. Bunlara savaş yıllarında askeriyeye tahsis edilen eserler, kurumların hatalı kullanımları, yanlış onarımlar, idarecilerin kültür varlıklarının korunması bilincinden yoksun oluşu gibi sebepler eklenmiş ve pek çok tarihi eser bu süreçte zarar görmüştür. Araştırma sırasında kurumların ve dönemin genel kültür politikalarının kültür varlıkları üzerindeki tesiri kurumsal yazışmaları içeren arşiv belgeleri ve dönem basınına yansıyan örnekler üzerinden takip edilmiş ve bu konuyu kapsayan ikincil kaynaklardan faydalanılmıştır.
In this study, the place which was allocated for the cultural assets in cultural policies during the Early Modern Turkey is examined. In this sense, the government programs of İsmet İnönü and Celal Bayar, the publications of Republican... more
In this study, the place which was allocated for the cultural assets in cultural policies during the Early Modern Turkey is examined. In this sense, the government programs of İsmet İnönü and Celal Bayar, the publications of Republican People’s Party, the activities of prominent cultural foundations and founding leader Atatürk’s approach to the subject has been studied. The cultural policy of the era has been followed through the constitution, regulations, and archival documents in addition to press. While evaluating the Republic’s approach to the historical artifacts that were inherited as cultural legacy, the study mainly focuses on the immovable cultural assets particularly in Istanbul to reduce the scope. This study makes no pretensions to be an inventory, and the examples in this article/thesis has been selected among the immovables which acquired recognition by obtaining place in the archival documents. Among the immovable which were selected, there have been some that were closed or demolished for different reasons as well as others which have kept standing through restoration or use for different functions and have been able to survive until today. This article studies how the decisions were made concerning these structures, which regulations were legislated, and in what titles the subject came to the fore. In consideration of this information, despite the damages of going through a war and establishing a new state which faced political, social, and economic problems, it is clear to see that the government paid attention to cultural assets, but it could not adopt a consistent policy with regard to this matter. By 1930s, as conditions of the period had changed, the importance that was attached to the cultural assets increased and efforts were initiated to make people conscious of conservation.
Bu çalışmada, erken Cumhuriyet dönemi kültür politikalarında taşınmaz kültür varlıklarına ayrılan yer değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, İnönü ve Bayar hükümetlerinin programları, Cumhuriyet Halk Partisi yayınları, dönemin öne çıkan kültür kurumlarının faaliyetleri ile kurucu lider Atatürk’ün konuya yaklaşımı incelenmiştir. İzlenilen kültür politikası; anayasa, kanunlar, yönetmelikler, genelgeler ve ayrıca arşiv ve basın kaynaklarından takip edilmiştir. Cumhuriyet’in önceki devirlerden kültür mirası olarak devraldığı tarihi eserlere yönelik yaklaşımı değerlendirilirken, kapsamın daraltılması için özellikle İstanbul’daki taşınmaz kültür varlıklarından örnekler üzerine odaklanılmıştır. Bir envanter iddiası taşımayan bu çalışmada, söz konusu eserlerden örnekler, arşiv belgelerine yansıyarak gündem oluşturan taşınmazlar arasından seçilmiştir.  Bunların arasında çeşitli sebeplerle kapatılanlar ve yıkılanlar olduğu gibi onarılarak ya da farklı işlevlerle ayakta kalan ve günümüze ulaşanlar bulunmaktadır. Bu yapılara ilişkin kararların nasıl alındığı, hangi kanunların çıkarıldığı, konunun hangi başlıklarla gündeme geldiği incelenmiştir. Bu verilerden yola çıkılarak savaş yıllarının ardından yeni kurulan devlette, karşı karşıya olunan tüm siyasal, sosyal, toplumsal ve ekonomik sorunlara rağmen, devletin taşınmaz kültür varlıklarına önem vermeye çalıştığı, ancak kuruluş döneminin ilk yıllarında konuyla ilgili tutarlı bir politika takip edemediği görülmektedir. Bununla birlikte, 1930’lu yıllardan sonra kültür varlıklarına verilen önem artmış ve halkın koruma bilincine sahip olması için de çaba gösterilmiştir.
Bu çalışmada, 1938-1950 yılları arasında cumhurbaşkanı olarak görev yapan İsmet İnönü’nün ve dönemin politikalarında izlenen kültür varlıklarına yönelik yaklaşım, kronolojik bir sıra dahilinde, basın ile birincil kaynak tarama sonuçlarına... more
Bu çalışmada, 1938-1950 yılları arasında cumhurbaşkanı olarak görev yapan İsmet İnönü’nün ve dönemin politikalarında izlenen kültür varlıklarına yönelik yaklaşım, kronolojik bir sıra dahilinde, basın ile birincil kaynak tarama sonuçlarına ve bunları zenginleştiren ikincil kaynaklara yer verir biçimde ele alınacaktır. Bu bağlamda tebliğde İnönü dönemi hükümet programlarında kültür varlıklarına ve tarihi eserlere ayrılan yer ile İnönü’nün konuyla ilgili açıklamaları; kültür varlıklarıyla ilgili ana kurum olan Milli Eğitim Bakanlığı’nın çalışmaları ve bakanların açıklamaları ile genel olarak kültür varlıklarının değerlendirilmesine yönelik tutum ve davranışlar ortaya konulacaktır.