Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"ne ilişkin yeni ders kitaplarını yayı... more Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"ne ilişkin yeni ders kitaplarını yayımladı. 9. sınıf Tarih dersinin hedefleri arasına da "Türk-İslam medeniyetinin temel referansları olan millî ve manevi değerlerin uygulamalı olarak verilmesi esas alınmıştır" ifadesi eklendi. Bütün sınıfların kitaplarında da dinsel ögelerin ağır bastığı görülmektedir. Bu da bilim eğitimine ilişkin birçok tartışmayı gündeme getirdi. Bu yazıda Beşinci Sınıf Fen Bilimleri Ders Kitabı'nda yer alan bilim insanları köşelerine de İslâm Dünyası'ndan da örnek bilim insanlarımızla ilgili kısa eklere ilişkin bazı yanlışları değerlendireceğim. Burada yer alan bilgilerin çoğunlukla yanlış olduğunu belirledim. Yanlış kaynaklardan maalesef olmayan bilgiler üretilmiş. Bizim de bunları düzeltmek ve uyarılarda bulunmak görevimizdir.
25 bildirinin gözden geçirilmiş ve genişletilmiş tam metninden oluşmaktadır. Din ve Coğrafya Semp... more 25 bildirinin gözden geçirilmiş ve genişletilmiş tam metninden oluşmaktadır. Din ve Coğrafya Sempozyum dizisinin ikinci halkasını oluşturan bu çalışmada 4./10. yüzyıldan sonraki dönemde İslam coğrafyacılığının temel özellikleri, tarihsel gelişimi ve önemli temsilcileri ele alınmıştır. 3./9. ve 4./10. asırlarda Müslümanlar ayrı bir bilim dalı olarak kabul ettikleri coğrafya ile ilgili güçlü ve özgün metinler ortaya koyarak İslam coğrafyacılığını önemli bir seviyeye ulaştırmışlardır. Sonraki asırlarda İslam coğrafyacılığının gelişerek büyük bir literatür oluşturduğu görülmektedir. İslam dünyasında astronomi, denizcilik ve coğrafyacılık konuları üzerine yoğunlaşan bu çalışmada, Endülüs deniz ticareti, Fâtımîler, Eyyûbîler ve Memlûkler dönemlerinde donanma faaliyetleri, Abbâsîler ve Fâtımîlerin liman şehirleri, Osmanlı coğrafyacılığı gibi başlıklara yer verilmiştir. Ayrıca İbn Havkal, Kâşgarlı Mahmud, Bîrûnî, Yâkût el-Hamevî, Ebû Hâmid el-Gırnâtî, İbnu'l-Verdî, Ebu'l-Fidâ, İbn Battûta ve Ebu's-Salt el-Endelüsî gibi önemli isimlerin eserleri ve coğrafyacılık anlayışları incelenmiştir. Coğrafyacıların bakış açısıyla hac güzergâhları, farklı kültürlerden gelen hacıların yolculuk deneyimleri, Bağdat'ın tarihsel gelişimi, Şam ve Dımaşk kavramlarının kullanımı gibi yöntemsel sorunlara dair değerlendirmeler bu çalışmada ele alınmıştır. Ayrıca Fatih Sultan Mehmed dönemi haritaları, Amerika'nın keşfinde din adamlarının etkisi, Mimar Sinan'ın yapıları özelinde kapılar ile coğrafi konum ilişkisi gibi konular da işlenmiştir. Sempozyumda modern yöntemler olarak değerlendirilebilecek dijital sistemlerin İslam tarihi ve coğrafya araştırmalarında kullanımına özel bir oturum ayrılmıştır. Bu tür çalışmalara örnek niteliğinde Coğrafi Bilgi Sistemleri kullanılarak hazırlanan 19. yüzyıl İstanbul tekkelerinin konum analizine yönelik bir çalışma da kitapta yerini almıştır. Farklı alanlarda kaleme alınan ve 4./10. yüzyıl sonrası İslam dünyasında coğrafya, haritacılık, denizcilik, astronomi ve seyahat gibi farklı alanlardaki gelişmeler ile oluşturulan eserleri inceleyen bu metinlerle, İslam dünyasında coğrafya ve coğrafyacılığın tarihi genel hatlarıyla ortaya konmuştur. Bu çalışmanın İslam coğrafyacılığına dair literatüre katkı sunması ve yeni çalışmalara zemin oluşturması hedeflenmektedir.
Aydınlanma, insanın kendi aklına dayanarak, dünyayı ve yaşamını anlama çabasıdır. İnsan aklının ö... more Aydınlanma, insanın kendi aklına dayanarak, dünyayı ve yaşamını anlama çabasıdır. İnsan aklının özerk olduğu düşüncesine dayanır ve burada esas olan inanmak değil, bilmektir.
Interestingly Hermann Günther Grassmann still remains a relatively unknown figure. Although Herma... more Interestingly Hermann Günther Grassmann still remains a relatively unknown figure. Although Hermann Grassmann is creator of n-dimensional manifolds by generalizing three-dimensional geometry a decade before G. F. B. Riemann, and he is founder of vector algebra the results of his mathematical studies were not completely recognized for some time. After the results of his mathematical projects were not officially recognized for almost 30 years the situation changed and Hermann Grassmann's impacts in mathematics has been well acknowledged to some extent. It is possible to observe the impact of his studies on mathematicians such as Hermann von Helmholtz,
Astronomi (gökbilim) görüşlerimizi kökten değiştiren en eski bilimlerdendir. Terim olarak astron ... more Astronomi (gökbilim) görüşlerimizi kökten değiştiren en eski bilimlerdendir. Terim olarak astron (Yunanca, gökcismi) ve nomos (Yunanca, kanun) kelimelerinin bileşiminden gelir. Gökcisimlerini ve evreni inceleyen bilim dalıdır. Etrafımızı çevreleyen evreni, gezegenleri, diğer gökcisimlerini (göktaşları, yıldızlar, kuyruklu
Osmanlı Türkiye'sine yeni ve modern astronominin girişine ilişkin olarak çeşitli makaleler yazılm... more Osmanlı Türkiye'sine yeni ve modern astronominin girişine ilişkin olarak çeşitli makaleler yazılmıştır. Bu alanda yapılan çalışmalara göre modern astronomi ve özellikle Kopernik'in Güneş merkezli kuramı 1660'lardan itibaren Osmanlılar tarafından, Batı'dan yapılan zîc ve coğrafya eserlerinin çevirileri ile tanınmaya başlamıştır. Ancak anlaşıldığı kadarıyla bu alanda en önemli katkı 17. yüzyılda İbrahim Müteferrika tarafından yapılmıştır. Zira ondan önceki astronomi ve coğrafya eserlerinde yeni astronomiye ilişkin meselelerde Osmanlı astronom ve coğrafyacıları meseleyi tam olarak kavrayamamış ve özellikle Kopernik kuramı yanlısı bir tavır sergileyememişlerdir. Bu tavır ne yazık ki Müteferrika'dan sonra da devam etmiş ve Osmanlılar geleneksel astronomiden kopamamışlardır. Kopernik Sistemi'nin kabul edilişi 19. yüzyılın ortalarını bulmuş, yeni astronomi kavramlarına kuşkulu bakış açısı bu döneme kadar devam etmiştir. Konuyla ilgili olarak 2020 yılında TÜBİTAK tarafından 1003 projesi kapsamında iki yıllık bir proje başlatılmıştır. "Osmanlı Astronomisinin Değişim ve Dönüşümü (17-19. Yüzyıllar Arası)" başlıklı projemizde konuyla ilgili bazı yazmalar üzerinden yeni bir okuma önerilmektedir. Bu bildirimizde projemiz kapsamında incelediğimiz bazı yazmalardan hareketle Osmanlıda modern astronomiye geçiş bağlamında ulaştığımız ilk veriler sunulacak ve tartışılacaktır. Projemizin kapsamı 17-19. yüzyıllar arası olduğundan çalışma daha çok bu dönemle sınırlandırılmıştır.
Scientific theories to describe and construct the motions of planets and stars at the beginning o... more Scientific theories to describe and construct the motions of planets and stars at the beginning of the history of astronomy; it has gone through three stages: mathematical, physical, both mathematical and physical. Classical period Islamic astronomy scholars generally adopted the third stage, the theory of celestial mechanics, where they wanted to combine the kinematic approach of Ptolemy and the dynamic approach of Aristotle. During the renewal period of Islamic thought, astronomers continued to develop alternative models against Ptolemy. Thus, they sought solutions to the problems that occurred between long-standing observations and mathematical models.
Bilim tarihi, hurafe ve cahilliğin ataletine, yalancılara ve ikiyüzlülere, başkalarını ve kendile... more Bilim tarihi, hurafe ve cahilliğin ataletine, yalancılara ve ikiyüzlülere, başkalarını ve kendilerini aldatanlara, karanlığın ve zırvalığın gücüne karşı hiç bitmeyecek olan planlı bir mücadelenin tarihidir."
Öz Osmanlı Türklerinin modern astronomi ile ilk temasları 17. yüzyıl ortalarında başlamışsa da ye... more Öz Osmanlı Türklerinin modern astronomi ile ilk temasları 17. yüzyıl ortalarında başlamışsa da yeni astronominin ve yeni astronomi terimlerinin kabul görmesi 19. yüzyılın ortalarını bulmuştur. 17. yüzyılda modern astronominin Osmanlılara girişini sağlayan ilk eserler genellikle astronomi katalogları ve coğrafya çevirileridir. Yeni astronomiye ilişkin bu temaslar 18. yüzyılda Batı coğrafya eserlerinin,18. yüzyılın ikinci yarısında ise Fransız astronomi tablolarının çevrilmesiyle devam etmiştir. Ancak bu döneme kadar hatta bu dönemden sonra bile yeni astronomi hakkında yapılan çeviriler ve yazılarda Kopernik astronomisine kuşkulu bakış sürmüştür. Yeni astronomiye karşı bu tereddütlü bakış açısı ancak 19. yüzyılın ortalarında ortadan kalkmıştır. 1830'larda Mühendishanelerin eğitim programlarının modernleşme çalışmalarıyla yeni astronominin kavramlarının ve bilgilerinin ayrıntılı bir şekilde Başhoca İshak Efendi'nin katkılarıyla girdiği genel kabul görmektedir. Ancak Hoca İshak Efendi'den önce yeni astronomiye ilişkin olarak kaleme alınan birçok eser tam olarak incelenmemiştir. Osmanlı Astronomisinin Değişim ve Dönüşümü (17-19. Yüzyıllar Arası) Projesi adıyla TÜBİTAK'a sunduğumuz bu projede amacımız Hoca İshak Efendi öncesi ve sonrasında yeni astronomiye ilişkin eserleri incelemek ve tam olarak incelenmemiş bu konuyu yeniden ve eksiksiz ele almaktır. Bildirimizde projemiz hakkında bilgi verilecek ve ulaştığımız bazı sonuçlar tartışılacaktır.
Osmanlı Türklerinin modern astronomi ile ilk temasları 17. yüzyıl ortalarında başlamışsa da yeni ... more Osmanlı Türklerinin modern astronomi ile ilk temasları 17. yüzyıl ortalarında başlamışsa da yeni astronominin ve yeni astronomi terimlerinin kabul görmesi 19. yüzyılın ortalarını bulmuştur. 17. yüzyılda modern astronominin Osmanlılara girişini sağlayan ilk eserler genellikle astronomi katalogları ve coğrafya çevirileridir. Yeni astronomiye ilişkin bu temaslar 18. yüzyılda Batı coğrafya eserlerinin, 18. yüzyılın ikinci yarısında ise Fransız astronomi tablolarının çevrilmesiyle devam etmiştir. Ancak bu döneme kadar hatta bu dönemden sonra bile yeni astronomi hakkında yapılan çeviriler ve yazılarda Kopernik astronomisine kuşkulu bakış sürmüştür. Yeni astronomiye karşı bu tereddütlü bakış açısı ancak 19. yüzyılın ortalarında ortadan kalkmıştır. Yeni astronominin kavramlarının ve bilgilerinin 1830 yılının son ayında Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun'un başhocalığına atanan Başhoca İshak Efendi'nin katkılarıyla girdiği genel kabul görmektedir. Ne var ki Hoca İshak Efendi'den önce yeni astronomiye ilişkin olarak kaleme alınan birçok eser tam olarak incelenmemiştir. Amacımız Hoca İshak Efendi öncesi ve sonrasında yeni astronomiye ilişkin eserleri incelemek ve tam olarak incelenmemiş bu konuyu yeniden ele almaktır.
Son günlerde gökyüzünde önemli bir olay gerçekleşiyor. Haber kaynaklarına ve gökbilimcilerden alı... more Son günlerde gökyüzünde önemli bir olay gerçekleşiyor. Haber kaynaklarına ve gökbilimcilerden alınan bilgilere göre yaklaşık 600-700 ışık yılı uzaklıkta olan bize en yakın dev yıldızlardan Avcı (Orion) takımyıldızına dâhil olan Betelgeuse yıldızı (İkizlerevi) , ömrünün sonuna gelerek kırmızı dev evresine ulaşmış ve ömrünün sonuna iyice yaklaşmış durumda. Yıldızın büyük bir hızla kendi içine çökmesi bekleniyor. Yani bir süpernova patlaması ile karşı karşıyayız. Bu patlama ne zaman gerçekleşecek tam olarak bilmiyoruz. Önümüzdeki yıl da olabilir, 100 bin yıl sonra da olabilir. Patlama olduğunda, Betelgeuse yeryüzünden gündüzleri bile rahatlıkla gözlemlenebilen muazzam parlaklıkta bir yıldız gibi görünecek. Bu parlak halini yaklaşık 7-10 gün boyunca koruyacak, yavaşça sönükleşecek ve ortalama 1 ay içinde tamamen gözden kaybolup bir daha hiç görünmeyecek. Yeryüzüne etkisi olmayacak. Gökyüzünde sadece bir ışık şöleni gözleyeceğiz. 3 Betelgeuse yıldızını tanımadan önce yıldız ve takımyıldız kavramlarını açıklayalım. Yıldızlar Yıldızlar gökyüzünde enerji kaynağı üreten, termonükleer olaylar dolayısıyla ışık yayan gök cisimleridirler. Arapçada yıldız anlamına gelen iki kelime bulunmaktadır; necm ve kevkeb. Kök bakımından necm "doğmak, ortaya çıkmak", kevkeb "parlamak, aydınlık olmak" anlamına gelir. Her iki kelime de yıldız yerine kullanılmakla birlikte kevkeb bazen "gezegen" anlamını ifade eder. Farsçada ise ahter ve sîtare kelimeleri yıldız anlamlarında kullanılmaktadır. 4 Yıldızlar her kültürde dini ve mitolojik anlamda önemli bir yer tutarlar. Eski uygarlıklarda gökyüzü tanrısal bir bölge olarak nitelendirilmiş ve gökyüzündeki faaliyetler tanrıların faaliyetleri olarak düşünülmüştür. Örneğin Mısırlılar gökyüzündeki olayları dinî açıdan yorumlamışlardı. Gök cisimlerini tanrı olarak kabul etmişler ve gökyüzündeki olayların da tanrıların faaliyetleri olduğuna inanmışlardı. Eski Çinliler için de yıldızlar önem taşımaktaydı. Hatta denilebilir ki Çin astronomisi, bir yıldız astronomisidir ve gözle görülebilen yıldızların yanında, kuyruklu yıldızlar ve Kutup Yıldızı hakkında ayrıntılı bilgiler içermektedir. Eski Türklerde de Kutup Yıldızı önemliydi. Türkler, evrenin bir kubbe biçiminde olduğunu düşünüyorlardı. Bu kubbe, altın veya demirden bir kazık, yani Kutup Yıldızı
Genellikle Ortaçağ ile Modern Çağ arasını oluşturan zaman kesiti olarak veya Ortaçağ'ın sonu ile ... more Genellikle Ortaçağ ile Modern Çağ arasını oluşturan zaman kesiti olarak veya Ortaçağ'ın sonu ile Modern Çağ'ın başlangıcı arasındaki zamanı belirtmek için kullanılan Rönesans ifadesi, aslında bir geçiş dönemidir ve bu dönemde, diğer alanlarda olduğu gibi bilim alanında da yapılan yenilikler devrim niteliğindedir. Bu dönemdeki sanatçı, düşünür ve bilim insanları yeni bir bakış değil yeni bir oluşum ortaya koymuştur. Yenilikler çoğu kez öyle büyük olmuştur ki bu dönem, yeniden doğuş, gerçek doğuş ya da yeni başlangıç olarak da anılır. Rönesans ile birlikte ortaya çıkan yenilikler şöyle sıralayabiliriz: Yer'in bilinmeyen yerlerinin keşfedilmesi, yani coğrafi keşifler. Yeni keşiflerin ve bilgilerin öğretilmesi amacıyla kurulan okullarda verilen yeni eğitim. Perspektif, trigonometri ve cebir alanlarında, ticari aritmetikte gerçekleşen yeniliklerle yeni matematik. Yer ölçümlerinden, haritacılık ve optiğe kadar birçok yeniliğin ortaya çıkarıldığı yeni fizik ve kimya. Savaş araç gereçlerinin geliştirildiği, silahların ve zırhların yapıldığı, her şeyden önce matbaa makinasının geliştirildiği yeni teknoloji. Gerçekte Rönesans'ta yeniden doğması ve canlanması istenen antikitedir. Roma dönemi mimarisinin yeniden canlanışı, resim ve heykelde antikiteye özlem bu dönemin temel felsefesini temsil eder. Eğitim ve bilimde de liberal sanatların canlanışı ve özellikle Antik Yunan bilim ve felsefesi bu dönemde hissedilir. Bu değişim bir sonraki yüzyıllarda daha da radikal olacak ve 17. yüzyıldan sonra ise bilimsel devrimlere temel hazırlayacaktır. Ancak ilk önemli devrim Rönesans'ta Kopernik tarafından gerçekleştirilecektir. Kopernik Güneş'i merkeze alan bir kuram geliştirerek eski kuramı tartışmaya açacak ve astronomi alanındaki değişimi hızlandıracaktır. Bu sayede Kopernik Dünya'ya ilişkin görüşleri değiştirirken, evren anlayışına yeni bir düzen getirecek ve Dünya, bu düzen içinde yeni bir yörüngeye oturtulacaktır.
Eski çağda oldukça önemli bir bilim dalı olan astronominin doğuşu ve gelişmesinin uygarlık safhal... more Eski çağda oldukça önemli bir bilim dalı olan astronominin doğuşu ve gelişmesinin uygarlık safhalarıyla sıkı bir bağlılığı olduğu görülmektedir. Astronominin ilk belirtileri ve bu konuya karşı ilginin doğuşu tarım faaliyetlerinin başlamasıyla ilişkilidir. Tarım mevsimlerin zamanını önceden bilmeye, yani takvim bilgisine ihtiyaç gösterir. Diğer taraftan takvim, gök cisimlerin hareketlerinin bilinmesi ve anlaşılması demekti ve bu da çağlar boyunca yaşamsal önem taşımıştır. Özellikle Mısırlılar takvimle yakından ilgileniyorlardı. Çünkü Nil onların yaşam kaynağıydı ve her yıl aynı dönemde taşıyordu. Diğer taraftan, toprağın sürülmesi, tohumlama ve ürünün toplanması gibi tarımsal faaliyetler için en elverişli zamanların bilinmesi de takvim çalışmalarına olan önemi arttırmıştır. Ancak, gerek Mısır ve gerekse Mezopotamya astronomilerinin ilk gelişme dönemlerinin oldukça karmaşık yönler gösterdiği ve sadece pratik takvim ihtiyaçlarından kaynaklanmadığı görülmektedir. Her iki uygarlıkta astronomi özellikle dinî unsurlarla da iç içedir. Örneğin Mısırlılar gökyüzündeki olayları dinî açıdan yorumlamışlardı. Gök cisimlerini tanrı olarak kabul etmişler ve gökyüzündeki olayların da tanrıların faaliyetleri olduğuna inanmışlardı. Doğuş ve batış olayları da dinî bir özellik taşımaktaydı. Her ne kadar Mezopotamyalılarda astronomi genel manasıyla mitolojiye ve dinî inançlara dayansa da laik ve matematiksel astronomiye geçmeyi başarabilmişler, özellikle astronominin matematikselleşmesinde ön ayak olmuşlardır. Ancak gökyüzü olayları Mezopotamya uygarlıklarında da dini öğeler içermekteydi. Gökyüzü tanrısal bir bölgeydi ve tanrıların faaliyet alanıydı.
Özet 2020 yılı büyük Türk bilgini Fârâbî'nin doğumunun 1150. yıldönümü. Fârâbî'nin bilim ve felse... more Özet 2020 yılı büyük Türk bilgini Fârâbî'nin doğumunun 1150. yıldönümü. Fârâbî'nin bilim ve felsefe alanındaki katkılarından ötürü 2020 yılı Birleşmiş Milletler tarafından Fârâbî Yılı ilan edildi. Bilim ve felsefe insanlığın ortak birikimi ve mirasıdır. Bilim tarihi çalışmaları bu ortak birikim ve mirasta İslâm dünyasının ve Türklerin de katkılarının olduğunu kanıtlamıştır. Bu nedenle birkaç senedir, gerek Birleşmiş Milletler gerekse UNESCO bazı özel yılları İslâm ve Türk bilim insanlarına adamaktadır. Son olarak bilim tarihçilerinin, tarihçilerin ve felsefecilerin girişimi ile doğumunun 1150. yılında evrensel kültüre katkılarından ötürü 2020 yılı Fârâbî Yılı ilan edilmiştir. Bu çalışmada Fârâbî'nin felsefe, mantık ve diğer katkılarının yanı sıra özellikle astronomi ve kozmolojiye bakışı, katkıları ve etkileri değerlendirilecektir. ABSTRACT The year 2020 is the 1150th anniversary of the birth of the great Turkish scholar Fârâbî. Due to the contributions of Fârâbî (Alfârâbîus) in the field of science and philosophy, 2020 was declared the Fârâbî Year by the United Nations. Science and philosophy are the common accumulation and heritage of humanity. Science history studies proved that the Islamic world and the Turks also contributed to this common knowledge and heritage. Therefore, for several years, both the United Nations and UNESCO have devoted some special years to Islamic and Turkish scientists. Finally, the year 2020 was declared to be Fârâbî due to the contributions of science historians, historians and philosophers to the universal culture in the 1150th year of his birth. In this study, Fârâbî's philosophy, logic and other contributions, as well as his view of astronomy and cosmology, his contributions and effects will be evaluated
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"ne ilişkin yeni ders kitaplarını yayı... more Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"ne ilişkin yeni ders kitaplarını yayımladı. 9. sınıf Tarih dersinin hedefleri arasına da "Türk-İslam medeniyetinin temel referansları olan millî ve manevi değerlerin uygulamalı olarak verilmesi esas alınmıştır" ifadesi eklendi. Bütün sınıfların kitaplarında da dinsel ögelerin ağır bastığı görülmektedir. Bu da bilim eğitimine ilişkin birçok tartışmayı gündeme getirdi. Bu yazıda Beşinci Sınıf Fen Bilimleri Ders Kitabı'nda yer alan bilim insanları köşelerine de İslâm Dünyası'ndan da örnek bilim insanlarımızla ilgili kısa eklere ilişkin bazı yanlışları değerlendireceğim. Burada yer alan bilgilerin çoğunlukla yanlış olduğunu belirledim. Yanlış kaynaklardan maalesef olmayan bilgiler üretilmiş. Bizim de bunları düzeltmek ve uyarılarda bulunmak görevimizdir.
25 bildirinin gözden geçirilmiş ve genişletilmiş tam metninden oluşmaktadır. Din ve Coğrafya Semp... more 25 bildirinin gözden geçirilmiş ve genişletilmiş tam metninden oluşmaktadır. Din ve Coğrafya Sempozyum dizisinin ikinci halkasını oluşturan bu çalışmada 4./10. yüzyıldan sonraki dönemde İslam coğrafyacılığının temel özellikleri, tarihsel gelişimi ve önemli temsilcileri ele alınmıştır. 3./9. ve 4./10. asırlarda Müslümanlar ayrı bir bilim dalı olarak kabul ettikleri coğrafya ile ilgili güçlü ve özgün metinler ortaya koyarak İslam coğrafyacılığını önemli bir seviyeye ulaştırmışlardır. Sonraki asırlarda İslam coğrafyacılığının gelişerek büyük bir literatür oluşturduğu görülmektedir. İslam dünyasında astronomi, denizcilik ve coğrafyacılık konuları üzerine yoğunlaşan bu çalışmada, Endülüs deniz ticareti, Fâtımîler, Eyyûbîler ve Memlûkler dönemlerinde donanma faaliyetleri, Abbâsîler ve Fâtımîlerin liman şehirleri, Osmanlı coğrafyacılığı gibi başlıklara yer verilmiştir. Ayrıca İbn Havkal, Kâşgarlı Mahmud, Bîrûnî, Yâkût el-Hamevî, Ebû Hâmid el-Gırnâtî, İbnu'l-Verdî, Ebu'l-Fidâ, İbn Battûta ve Ebu's-Salt el-Endelüsî gibi önemli isimlerin eserleri ve coğrafyacılık anlayışları incelenmiştir. Coğrafyacıların bakış açısıyla hac güzergâhları, farklı kültürlerden gelen hacıların yolculuk deneyimleri, Bağdat'ın tarihsel gelişimi, Şam ve Dımaşk kavramlarının kullanımı gibi yöntemsel sorunlara dair değerlendirmeler bu çalışmada ele alınmıştır. Ayrıca Fatih Sultan Mehmed dönemi haritaları, Amerika'nın keşfinde din adamlarının etkisi, Mimar Sinan'ın yapıları özelinde kapılar ile coğrafi konum ilişkisi gibi konular da işlenmiştir. Sempozyumda modern yöntemler olarak değerlendirilebilecek dijital sistemlerin İslam tarihi ve coğrafya araştırmalarında kullanımına özel bir oturum ayrılmıştır. Bu tür çalışmalara örnek niteliğinde Coğrafi Bilgi Sistemleri kullanılarak hazırlanan 19. yüzyıl İstanbul tekkelerinin konum analizine yönelik bir çalışma da kitapta yerini almıştır. Farklı alanlarda kaleme alınan ve 4./10. yüzyıl sonrası İslam dünyasında coğrafya, haritacılık, denizcilik, astronomi ve seyahat gibi farklı alanlardaki gelişmeler ile oluşturulan eserleri inceleyen bu metinlerle, İslam dünyasında coğrafya ve coğrafyacılığın tarihi genel hatlarıyla ortaya konmuştur. Bu çalışmanın İslam coğrafyacılığına dair literatüre katkı sunması ve yeni çalışmalara zemin oluşturması hedeflenmektedir.
Aydınlanma, insanın kendi aklına dayanarak, dünyayı ve yaşamını anlama çabasıdır. İnsan aklının ö... more Aydınlanma, insanın kendi aklına dayanarak, dünyayı ve yaşamını anlama çabasıdır. İnsan aklının özerk olduğu düşüncesine dayanır ve burada esas olan inanmak değil, bilmektir.
Interestingly Hermann Günther Grassmann still remains a relatively unknown figure. Although Herma... more Interestingly Hermann Günther Grassmann still remains a relatively unknown figure. Although Hermann Grassmann is creator of n-dimensional manifolds by generalizing three-dimensional geometry a decade before G. F. B. Riemann, and he is founder of vector algebra the results of his mathematical studies were not completely recognized for some time. After the results of his mathematical projects were not officially recognized for almost 30 years the situation changed and Hermann Grassmann's impacts in mathematics has been well acknowledged to some extent. It is possible to observe the impact of his studies on mathematicians such as Hermann von Helmholtz,
Astronomi (gökbilim) görüşlerimizi kökten değiştiren en eski bilimlerdendir. Terim olarak astron ... more Astronomi (gökbilim) görüşlerimizi kökten değiştiren en eski bilimlerdendir. Terim olarak astron (Yunanca, gökcismi) ve nomos (Yunanca, kanun) kelimelerinin bileşiminden gelir. Gökcisimlerini ve evreni inceleyen bilim dalıdır. Etrafımızı çevreleyen evreni, gezegenleri, diğer gökcisimlerini (göktaşları, yıldızlar, kuyruklu
Osmanlı Türkiye'sine yeni ve modern astronominin girişine ilişkin olarak çeşitli makaleler yazılm... more Osmanlı Türkiye'sine yeni ve modern astronominin girişine ilişkin olarak çeşitli makaleler yazılmıştır. Bu alanda yapılan çalışmalara göre modern astronomi ve özellikle Kopernik'in Güneş merkezli kuramı 1660'lardan itibaren Osmanlılar tarafından, Batı'dan yapılan zîc ve coğrafya eserlerinin çevirileri ile tanınmaya başlamıştır. Ancak anlaşıldığı kadarıyla bu alanda en önemli katkı 17. yüzyılda İbrahim Müteferrika tarafından yapılmıştır. Zira ondan önceki astronomi ve coğrafya eserlerinde yeni astronomiye ilişkin meselelerde Osmanlı astronom ve coğrafyacıları meseleyi tam olarak kavrayamamış ve özellikle Kopernik kuramı yanlısı bir tavır sergileyememişlerdir. Bu tavır ne yazık ki Müteferrika'dan sonra da devam etmiş ve Osmanlılar geleneksel astronomiden kopamamışlardır. Kopernik Sistemi'nin kabul edilişi 19. yüzyılın ortalarını bulmuş, yeni astronomi kavramlarına kuşkulu bakış açısı bu döneme kadar devam etmiştir. Konuyla ilgili olarak 2020 yılında TÜBİTAK tarafından 1003 projesi kapsamında iki yıllık bir proje başlatılmıştır. "Osmanlı Astronomisinin Değişim ve Dönüşümü (17-19. Yüzyıllar Arası)" başlıklı projemizde konuyla ilgili bazı yazmalar üzerinden yeni bir okuma önerilmektedir. Bu bildirimizde projemiz kapsamında incelediğimiz bazı yazmalardan hareketle Osmanlıda modern astronomiye geçiş bağlamında ulaştığımız ilk veriler sunulacak ve tartışılacaktır. Projemizin kapsamı 17-19. yüzyıllar arası olduğundan çalışma daha çok bu dönemle sınırlandırılmıştır.
Scientific theories to describe and construct the motions of planets and stars at the beginning o... more Scientific theories to describe and construct the motions of planets and stars at the beginning of the history of astronomy; it has gone through three stages: mathematical, physical, both mathematical and physical. Classical period Islamic astronomy scholars generally adopted the third stage, the theory of celestial mechanics, where they wanted to combine the kinematic approach of Ptolemy and the dynamic approach of Aristotle. During the renewal period of Islamic thought, astronomers continued to develop alternative models against Ptolemy. Thus, they sought solutions to the problems that occurred between long-standing observations and mathematical models.
Bilim tarihi, hurafe ve cahilliğin ataletine, yalancılara ve ikiyüzlülere, başkalarını ve kendile... more Bilim tarihi, hurafe ve cahilliğin ataletine, yalancılara ve ikiyüzlülere, başkalarını ve kendilerini aldatanlara, karanlığın ve zırvalığın gücüne karşı hiç bitmeyecek olan planlı bir mücadelenin tarihidir."
Öz Osmanlı Türklerinin modern astronomi ile ilk temasları 17. yüzyıl ortalarında başlamışsa da ye... more Öz Osmanlı Türklerinin modern astronomi ile ilk temasları 17. yüzyıl ortalarında başlamışsa da yeni astronominin ve yeni astronomi terimlerinin kabul görmesi 19. yüzyılın ortalarını bulmuştur. 17. yüzyılda modern astronominin Osmanlılara girişini sağlayan ilk eserler genellikle astronomi katalogları ve coğrafya çevirileridir. Yeni astronomiye ilişkin bu temaslar 18. yüzyılda Batı coğrafya eserlerinin,18. yüzyılın ikinci yarısında ise Fransız astronomi tablolarının çevrilmesiyle devam etmiştir. Ancak bu döneme kadar hatta bu dönemden sonra bile yeni astronomi hakkında yapılan çeviriler ve yazılarda Kopernik astronomisine kuşkulu bakış sürmüştür. Yeni astronomiye karşı bu tereddütlü bakış açısı ancak 19. yüzyılın ortalarında ortadan kalkmıştır. 1830'larda Mühendishanelerin eğitim programlarının modernleşme çalışmalarıyla yeni astronominin kavramlarının ve bilgilerinin ayrıntılı bir şekilde Başhoca İshak Efendi'nin katkılarıyla girdiği genel kabul görmektedir. Ancak Hoca İshak Efendi'den önce yeni astronomiye ilişkin olarak kaleme alınan birçok eser tam olarak incelenmemiştir. Osmanlı Astronomisinin Değişim ve Dönüşümü (17-19. Yüzyıllar Arası) Projesi adıyla TÜBİTAK'a sunduğumuz bu projede amacımız Hoca İshak Efendi öncesi ve sonrasında yeni astronomiye ilişkin eserleri incelemek ve tam olarak incelenmemiş bu konuyu yeniden ve eksiksiz ele almaktır. Bildirimizde projemiz hakkında bilgi verilecek ve ulaştığımız bazı sonuçlar tartışılacaktır.
Osmanlı Türklerinin modern astronomi ile ilk temasları 17. yüzyıl ortalarında başlamışsa da yeni ... more Osmanlı Türklerinin modern astronomi ile ilk temasları 17. yüzyıl ortalarında başlamışsa da yeni astronominin ve yeni astronomi terimlerinin kabul görmesi 19. yüzyılın ortalarını bulmuştur. 17. yüzyılda modern astronominin Osmanlılara girişini sağlayan ilk eserler genellikle astronomi katalogları ve coğrafya çevirileridir. Yeni astronomiye ilişkin bu temaslar 18. yüzyılda Batı coğrafya eserlerinin, 18. yüzyılın ikinci yarısında ise Fransız astronomi tablolarının çevrilmesiyle devam etmiştir. Ancak bu döneme kadar hatta bu dönemden sonra bile yeni astronomi hakkında yapılan çeviriler ve yazılarda Kopernik astronomisine kuşkulu bakış sürmüştür. Yeni astronomiye karşı bu tereddütlü bakış açısı ancak 19. yüzyılın ortalarında ortadan kalkmıştır. Yeni astronominin kavramlarının ve bilgilerinin 1830 yılının son ayında Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun'un başhocalığına atanan Başhoca İshak Efendi'nin katkılarıyla girdiği genel kabul görmektedir. Ne var ki Hoca İshak Efendi'den önce yeni astronomiye ilişkin olarak kaleme alınan birçok eser tam olarak incelenmemiştir. Amacımız Hoca İshak Efendi öncesi ve sonrasında yeni astronomiye ilişkin eserleri incelemek ve tam olarak incelenmemiş bu konuyu yeniden ele almaktır.
Son günlerde gökyüzünde önemli bir olay gerçekleşiyor. Haber kaynaklarına ve gökbilimcilerden alı... more Son günlerde gökyüzünde önemli bir olay gerçekleşiyor. Haber kaynaklarına ve gökbilimcilerden alınan bilgilere göre yaklaşık 600-700 ışık yılı uzaklıkta olan bize en yakın dev yıldızlardan Avcı (Orion) takımyıldızına dâhil olan Betelgeuse yıldızı (İkizlerevi) , ömrünün sonuna gelerek kırmızı dev evresine ulaşmış ve ömrünün sonuna iyice yaklaşmış durumda. Yıldızın büyük bir hızla kendi içine çökmesi bekleniyor. Yani bir süpernova patlaması ile karşı karşıyayız. Bu patlama ne zaman gerçekleşecek tam olarak bilmiyoruz. Önümüzdeki yıl da olabilir, 100 bin yıl sonra da olabilir. Patlama olduğunda, Betelgeuse yeryüzünden gündüzleri bile rahatlıkla gözlemlenebilen muazzam parlaklıkta bir yıldız gibi görünecek. Bu parlak halini yaklaşık 7-10 gün boyunca koruyacak, yavaşça sönükleşecek ve ortalama 1 ay içinde tamamen gözden kaybolup bir daha hiç görünmeyecek. Yeryüzüne etkisi olmayacak. Gökyüzünde sadece bir ışık şöleni gözleyeceğiz. 3 Betelgeuse yıldızını tanımadan önce yıldız ve takımyıldız kavramlarını açıklayalım. Yıldızlar Yıldızlar gökyüzünde enerji kaynağı üreten, termonükleer olaylar dolayısıyla ışık yayan gök cisimleridirler. Arapçada yıldız anlamına gelen iki kelime bulunmaktadır; necm ve kevkeb. Kök bakımından necm "doğmak, ortaya çıkmak", kevkeb "parlamak, aydınlık olmak" anlamına gelir. Her iki kelime de yıldız yerine kullanılmakla birlikte kevkeb bazen "gezegen" anlamını ifade eder. Farsçada ise ahter ve sîtare kelimeleri yıldız anlamlarında kullanılmaktadır. 4 Yıldızlar her kültürde dini ve mitolojik anlamda önemli bir yer tutarlar. Eski uygarlıklarda gökyüzü tanrısal bir bölge olarak nitelendirilmiş ve gökyüzündeki faaliyetler tanrıların faaliyetleri olarak düşünülmüştür. Örneğin Mısırlılar gökyüzündeki olayları dinî açıdan yorumlamışlardı. Gök cisimlerini tanrı olarak kabul etmişler ve gökyüzündeki olayların da tanrıların faaliyetleri olduğuna inanmışlardı. Eski Çinliler için de yıldızlar önem taşımaktaydı. Hatta denilebilir ki Çin astronomisi, bir yıldız astronomisidir ve gözle görülebilen yıldızların yanında, kuyruklu yıldızlar ve Kutup Yıldızı hakkında ayrıntılı bilgiler içermektedir. Eski Türklerde de Kutup Yıldızı önemliydi. Türkler, evrenin bir kubbe biçiminde olduğunu düşünüyorlardı. Bu kubbe, altın veya demirden bir kazık, yani Kutup Yıldızı
Genellikle Ortaçağ ile Modern Çağ arasını oluşturan zaman kesiti olarak veya Ortaçağ'ın sonu ile ... more Genellikle Ortaçağ ile Modern Çağ arasını oluşturan zaman kesiti olarak veya Ortaçağ'ın sonu ile Modern Çağ'ın başlangıcı arasındaki zamanı belirtmek için kullanılan Rönesans ifadesi, aslında bir geçiş dönemidir ve bu dönemde, diğer alanlarda olduğu gibi bilim alanında da yapılan yenilikler devrim niteliğindedir. Bu dönemdeki sanatçı, düşünür ve bilim insanları yeni bir bakış değil yeni bir oluşum ortaya koymuştur. Yenilikler çoğu kez öyle büyük olmuştur ki bu dönem, yeniden doğuş, gerçek doğuş ya da yeni başlangıç olarak da anılır. Rönesans ile birlikte ortaya çıkan yenilikler şöyle sıralayabiliriz: Yer'in bilinmeyen yerlerinin keşfedilmesi, yani coğrafi keşifler. Yeni keşiflerin ve bilgilerin öğretilmesi amacıyla kurulan okullarda verilen yeni eğitim. Perspektif, trigonometri ve cebir alanlarında, ticari aritmetikte gerçekleşen yeniliklerle yeni matematik. Yer ölçümlerinden, haritacılık ve optiğe kadar birçok yeniliğin ortaya çıkarıldığı yeni fizik ve kimya. Savaş araç gereçlerinin geliştirildiği, silahların ve zırhların yapıldığı, her şeyden önce matbaa makinasının geliştirildiği yeni teknoloji. Gerçekte Rönesans'ta yeniden doğması ve canlanması istenen antikitedir. Roma dönemi mimarisinin yeniden canlanışı, resim ve heykelde antikiteye özlem bu dönemin temel felsefesini temsil eder. Eğitim ve bilimde de liberal sanatların canlanışı ve özellikle Antik Yunan bilim ve felsefesi bu dönemde hissedilir. Bu değişim bir sonraki yüzyıllarda daha da radikal olacak ve 17. yüzyıldan sonra ise bilimsel devrimlere temel hazırlayacaktır. Ancak ilk önemli devrim Rönesans'ta Kopernik tarafından gerçekleştirilecektir. Kopernik Güneş'i merkeze alan bir kuram geliştirerek eski kuramı tartışmaya açacak ve astronomi alanındaki değişimi hızlandıracaktır. Bu sayede Kopernik Dünya'ya ilişkin görüşleri değiştirirken, evren anlayışına yeni bir düzen getirecek ve Dünya, bu düzen içinde yeni bir yörüngeye oturtulacaktır.
Eski çağda oldukça önemli bir bilim dalı olan astronominin doğuşu ve gelişmesinin uygarlık safhal... more Eski çağda oldukça önemli bir bilim dalı olan astronominin doğuşu ve gelişmesinin uygarlık safhalarıyla sıkı bir bağlılığı olduğu görülmektedir. Astronominin ilk belirtileri ve bu konuya karşı ilginin doğuşu tarım faaliyetlerinin başlamasıyla ilişkilidir. Tarım mevsimlerin zamanını önceden bilmeye, yani takvim bilgisine ihtiyaç gösterir. Diğer taraftan takvim, gök cisimlerin hareketlerinin bilinmesi ve anlaşılması demekti ve bu da çağlar boyunca yaşamsal önem taşımıştır. Özellikle Mısırlılar takvimle yakından ilgileniyorlardı. Çünkü Nil onların yaşam kaynağıydı ve her yıl aynı dönemde taşıyordu. Diğer taraftan, toprağın sürülmesi, tohumlama ve ürünün toplanması gibi tarımsal faaliyetler için en elverişli zamanların bilinmesi de takvim çalışmalarına olan önemi arttırmıştır. Ancak, gerek Mısır ve gerekse Mezopotamya astronomilerinin ilk gelişme dönemlerinin oldukça karmaşık yönler gösterdiği ve sadece pratik takvim ihtiyaçlarından kaynaklanmadığı görülmektedir. Her iki uygarlıkta astronomi özellikle dinî unsurlarla da iç içedir. Örneğin Mısırlılar gökyüzündeki olayları dinî açıdan yorumlamışlardı. Gök cisimlerini tanrı olarak kabul etmişler ve gökyüzündeki olayların da tanrıların faaliyetleri olduğuna inanmışlardı. Doğuş ve batış olayları da dinî bir özellik taşımaktaydı. Her ne kadar Mezopotamyalılarda astronomi genel manasıyla mitolojiye ve dinî inançlara dayansa da laik ve matematiksel astronomiye geçmeyi başarabilmişler, özellikle astronominin matematikselleşmesinde ön ayak olmuşlardır. Ancak gökyüzü olayları Mezopotamya uygarlıklarında da dini öğeler içermekteydi. Gökyüzü tanrısal bir bölgeydi ve tanrıların faaliyet alanıydı.
Özet 2020 yılı büyük Türk bilgini Fârâbî'nin doğumunun 1150. yıldönümü. Fârâbî'nin bilim ve felse... more Özet 2020 yılı büyük Türk bilgini Fârâbî'nin doğumunun 1150. yıldönümü. Fârâbî'nin bilim ve felsefe alanındaki katkılarından ötürü 2020 yılı Birleşmiş Milletler tarafından Fârâbî Yılı ilan edildi. Bilim ve felsefe insanlığın ortak birikimi ve mirasıdır. Bilim tarihi çalışmaları bu ortak birikim ve mirasta İslâm dünyasının ve Türklerin de katkılarının olduğunu kanıtlamıştır. Bu nedenle birkaç senedir, gerek Birleşmiş Milletler gerekse UNESCO bazı özel yılları İslâm ve Türk bilim insanlarına adamaktadır. Son olarak bilim tarihçilerinin, tarihçilerin ve felsefecilerin girişimi ile doğumunun 1150. yılında evrensel kültüre katkılarından ötürü 2020 yılı Fârâbî Yılı ilan edilmiştir. Bu çalışmada Fârâbî'nin felsefe, mantık ve diğer katkılarının yanı sıra özellikle astronomi ve kozmolojiye bakışı, katkıları ve etkileri değerlendirilecektir. ABSTRACT The year 2020 is the 1150th anniversary of the birth of the great Turkish scholar Fârâbî. Due to the contributions of Fârâbî (Alfârâbîus) in the field of science and philosophy, 2020 was declared the Fârâbî Year by the United Nations. Science and philosophy are the common accumulation and heritage of humanity. Science history studies proved that the Islamic world and the Turks also contributed to this common knowledge and heritage. Therefore, for several years, both the United Nations and UNESCO have devoted some special years to Islamic and Turkish scientists. Finally, the year 2020 was declared to be Fârâbî due to the contributions of science historians, historians and philosophers to the universal culture in the 1150th year of his birth. In this study, Fârâbî's philosophy, logic and other contributions, as well as his view of astronomy and cosmology, his contributions and effects will be evaluated
Tarih lisans programlarında okuyan öğrencilerin, Türk tarihinin öncülerini tanıması yanında tarih... more Tarih lisans programlarında okuyan öğrencilerin, Türk tarihinin öncülerini tanıması yanında tarih meraklılarına genel bir tarihçilik kültürü sunmasını amaçladığımız Türk Tarihçileri kitabımız, okurlardan büyük bir teveccüh gördü. Bunun üzerine camiadan gelen istek ve teklifler üzerine bu kez de yaşayan “usta” Türk tarihçilerini incelemeye karar verdik. Türk Tarihçileri kitabına konu olanların hepsinin müteveffa olması bu çalışmada, “yaşayan ustalara” odaklanmamızı sağladı. Kültürümüzde her ne kadar “kişi öldükten sonra kıymetlenir” gibi bir anlayış yaygınsa da bu çalışmada, yaşayan tarihçilerden saygıyı fazlasıyla hakettiğini düşündüklerimizi, akademik anlamda incelemeye çalıştık. Son elli yılda ülkemiz tarihçiliğini eserleri, kavram-tezleri, yayın ve araştırmalarıyla etkilediğini düşündüğümüz 33 ustanın eserlerini çözümlemek Türk Tarihçiliğinin bugünkü “büyük fotoğrafını” anlamamız yanında Türkiye’de zayıf kaldığını düşündüğümüz “tarihçilik kültürü”nün zenginleşmesine de bir katkı sunacaktır. Kitabın böylelikle genç tarihçilerin çalışmalarının niteliğine ve çeşitliliğine olumlu bir etkide bulunması umulmaktadır.
The fifteenth century was a period of renaissance that is the change in science in the West. The ... more The fifteenth century was a period of renaissance that is the change in science in the West. The reflection of this change in astronomy was the theory of the heliocentric universe, which was put forward by Mikolaj Kopernik (Nicolaus Copernicus 1473-1543). This theory was not immediately accepted in the West, but it brought great change and innovation. He used the views of his
İnsanoğlu, evrimsel sürecinde gelişerek topluluklar kurdu; toplumlar oluşturdu. MÖ 10.000'lerde y... more İnsanoğlu, evrimsel sürecinde gelişerek topluluklar kurdu; toplumlar oluşturdu. MÖ 10.000'lerde yerleşik hayata geçti. Böylece bilim denilen bilgi türüne erişti. Matematiği, geometriyi, astronomiyi geliştirdi. İnsan merak eden bir varlıktı. Bu merak onu daha ileriye ulaştırdı. Gerçekte bu merak onun umut ışığıydı. Gökyüzü gibi olmayı umut etti; gökyüzündeki tanrılara erişmeliydi. Böylece varlığını sorgulamaya başladı. Ve yeni bir umut belirdi; felsefe. MÖ 6. Yüzyıldan sonra yetişen Antik Yunanlı; gerçekte Anadolulu düşünürler bu yeni umut ışığına sarıldı. Varlığı sorgulama ve sonsuz bilgiye erişme umudu. Felsefeyle varlığı, varolanı sorguladı insanlık; bilgimizi aklımızı sorguladı insanlık. Korkmadı sorgularken. Euripides gibi haykırdı; "umutsuzluk korkakların harcıdır" diye. Uyanan insanın rüyasıydı umut Aristoteles'e göre. Sonunda anladı ki Herakleitos ile, "umut olmadan, umut edilen ele geçirilemez". Öyleyse umut yaşam olmalıydı. Böylece kendi yaşamını sorguladı insanlık. "Bir yerde yaşam varsa orada umut da vardı" Cicero'ya göre. Yaşam umut demekti. Ortaçağlarda sonsuz yaşamı umut etti insanlık. Özgürlüğünü sorguladı yeniçağlarda. İnsan özgür olmalıydı; insan özgür olmadan mutlu olamazdı Dante'ye göre. Artık karanlıklar ardında bir ışıktı umut. Böylece kendi varoluşunu sorguladı. Umut artık cesaretti insan için. Umut; bir yaşama sevinci, bir eylem olarak umut. İnsanları doğaya, kendini tanımaya yönelten umut. Nefes aldığımız sürece süren umut. Bilmeye, anlamaya, yorumlamaya yönelten umuttan söz ediyoruz artık. Geleceğe dair insanın ve insanlığın umudu. İnsanoğlu yapıp ettikleriyle, deneyimleriyle, ürettikleriyle, eylemleriyle, değer verdikleriyle, anlam yüklemeleriyle var olur. Öyleyse umutsuz bilim ve felsefe olmaz. İnsanı insan yapan maddi ve manevi kültürlerdir, değerlerdir insanı umutlandıran aynı zamanda.
Genel olarak Türkçede feminizm kadın hakları ve kadınlar için erkeklerle eşit sosyal ve politik h... more Genel olarak Türkçede feminizm kadın hakları ve kadınlar için erkeklerle eşit sosyal ve politik haklar talep eden hareket ve öğreti olarak bilinir. Feminizm, erkek ve kadınların iş bölümüyle sonuçlanan cinsel farklılık kaynaklı tahakküm ve sömürüsünün, cinsel ayrımcılığın son bulmasını ister, fırsat eşitliği talebinde bulunur. Modern anlamda bir felsefe ve bir hareket olarak feminizmin kökeni, kadının eğitim hakkını savunan Lady Mary Wortley Mantagu ve Marquis de Condorcet gibi özgür düşünürlerin de içinde yer aldığı Aydınlanma dönemine götürülmektedir. Kadınlar için ilk bilimsel topluluk 1785 tarihinde Hollanda da kurulmuştur. İngiliz kadın yazar Mary
Bu araştırmanın amacı, ilköğretim altıncı sınıf matematik dersindeki sayılar, geometri, cebir ve ... more Bu araştırmanın amacı, ilköğretim altıncı sınıf matematik dersindeki sayılar, geometri, cebir ve olasılık öğrenme alanlarının matematik tarihi kullanılarak öğretiminin öğrenci başarısına ve matematiğe yönelik tutumlarına etkisini belirlemektir. Çalışmada yöntem olarak karma yaklaşım benimsenmiş, öntest-sontest kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. Çalışma 2011-2012 eğitim öğretim yılında Bolu ilindeki iki farklı ilköğretim okulunda, toplam 44 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Deney grubundaki çalışma kapsamında MEB‟in önerdiği yıllık plan yeniden düzenlenmiş, kazanımın keşfi ya da gelişmesinde rol oynayan ünlü matematikçiler ve tarihi anekdotlar öğrencilere performans ödevi olarak verilmiştir. Sınıf ortamına taşınan 24 matematikçi ve tarihi anekdot ile 4 hafta boyunca 8 kazanımın öğretim süreci desteklenmiştir. Araştırmaya derinlik katmak amacıyla öğrenci görüşlerine başvurulmuş, nitel veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile elde edilip betimsel olarak analiz edilmiştir. Kontrol grubunda ise aynı kazanımlar eşit sürede 6. sınıf öğretmen kılavuz kitabı doğrultusunda iĢlenmiştir. Önbaşarı ve öntutum puanları kontrol altına alındığında deney ve kontrol grubu öğrencilerinin sonbaşarı ve sontutum puanları arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığına ANCOVA testi kullanılarak bakılmıştır. Ayrıca öğrencilerin performans ve sontutum puanlarının sontest puanlarını etkileyip etkilemediği çoklu regresyon analizi kullanılarak test edilmiştir. Eldeki veriler ANCOVA ve regresyon analizinin varsayımları sağlamaktadır. Başarı testi sonuçlarına göre deney grubu lehine anlamlı bir farklılık görülürken, tutum testinde anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Performans notlarının öğrenci başarısını yüksek düzeyde pozitif yönde etkilediği ancak tutum puanlarının öğrenci başarısı üzerinde etkisinin olmadığı rapor edilmiştir. Öğrenciler uygulanan yöntemin duygu ve biliş boyutundaki katkıları hakkında olumlu görüş belirtmişlerdir.
Uploads
Papers by Yavuz Unat
matematiğe yönelik tutumlarına etkisini belirlemektir. Çalışmada yöntem olarak karma yaklaşım benimsenmiş, öntest-sontest kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. Çalışma 2011-2012
eğitim öğretim yılında Bolu ilindeki iki farklı ilköğretim okulunda, toplam 44 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Deney grubundaki çalışma kapsamında MEB‟in önerdiği yıllık plan yeniden düzenlenmiş, kazanımın
keşfi ya da gelişmesinde rol oynayan ünlü matematikçiler ve tarihi anekdotlar öğrencilere performans
ödevi olarak verilmiştir. Sınıf ortamına taşınan 24 matematikçi ve tarihi anekdot ile 4 hafta boyunca 8
kazanımın öğretim süreci desteklenmiştir. Araştırmaya derinlik katmak amacıyla öğrenci görüşlerine
başvurulmuş, nitel veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile elde edilip betimsel olarak analiz
edilmiştir. Kontrol grubunda ise aynı kazanımlar eşit sürede 6. sınıf öğretmen kılavuz kitabı
doğrultusunda iĢlenmiştir.
Önbaşarı ve öntutum puanları kontrol altına alındığında deney ve kontrol grubu öğrencilerinin
sonbaşarı ve sontutum puanları arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığına ANCOVA testi
kullanılarak bakılmıştır. Ayrıca öğrencilerin performans ve sontutum puanlarının sontest puanlarını
etkileyip etkilemediği çoklu regresyon analizi kullanılarak test edilmiştir. Eldeki veriler ANCOVA ve
regresyon analizinin varsayımları sağlamaktadır.
Başarı testi sonuçlarına göre deney grubu lehine anlamlı bir farklılık görülürken, tutum testinde
anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Performans notlarının öğrenci başarısını yüksek düzeyde pozitif
yönde etkilediği ancak tutum puanlarının öğrenci başarısı üzerinde etkisinin olmadığı rapor edilmiştir.
Öğrenciler uygulanan yöntemin duygu ve biliş boyutundaki katkıları hakkında olumlu görüş
belirtmişlerdir.