Abstract: Mehmet Talât Pasha, the most important figure of the Committee of Union and Progress, w... more Abstract: Mehmet Talât Pasha, the most important figure of the Committee of Union and Progress, was born in Edirne in 1874. Although known as a Pasha in history, Talât Pasha had started civil service as a civil servant at Edirne Post-Telegraph Administration and was called a Pasha since he became a Grand Vizier, according to the rules of the Ottoman Empire. In Thessaloniki, where he was exiled as an officer of Post-Telegraph, he became a founder of the Ottoman Society of Liberty with the influence of his brother-in-law İsmail Yörük and his other friends. Thus, the Committee, which initially operated as an underground organization, got stronger and became the Committee of Union and Progress as the Military staff in Rumelia became members of the Committee and Process, which led to the declaration of the Second Constitutional Monarchy. Following the declaration of the Constitutional Monarchy on July 24, 1908, Talât Pasha entered the parliament as the Edirne Member of Parliament. He became the minister of Internal Affairs in the government that was established after the Bâbıâlî Raid. Before and during the First World War, as the minister of Internal Affairs, he dealt with the issue of immigrants from the Balkans, the issue of Armenians, and especially the issue of forced Armenian migration. He became the Grand Vizier on February 4, 1917. During his Office as Grand Vizier, while the First World War continued, he dealt with problems such as the subsistence of the army and cities. Towards the end of the war, on the night of November 2, following the Armistice of Mudros, he left İstanbul with the leaders of the Union and Progress. He moved to Germany and continued his political activities while he lived in Berlin. On March 15, 1921, he was killed by an Armenian terrorist. On February 20, 1943, his body was brought to Turkey and buried at Hürriyet-i Ebediye hill
Öz: İttihat Terakki’nin en önemli figürü niteliğinde bir şahsiyet olan Mehmet Talât Paşa, 1874 yılında Edirne’de doğdu. Tarihte paşa tanınmasına rağmen Edirne Posta-Telgraf İdaresinde sivil memurlukla devlet görevine başlayan Talât Paşa, Osmanlı Devleti kurallarına göre sadrazamlık makamına geldiği için paşa olarak anılmıştır. Posta-telgraf memuru olarak sürgün edildiği Selânik’te eniştesi İsmail Yörük ve diğer arkadaşlarının etkisiyle Osmanlı Hürriyet Cemiyetinin kurucu kadrosunda yer almıştır. Böylece başlangıçta yeraltı örgütü olarak faaliyet gösteren cemiyet, güçlenerek Rumeli’deki askerî personelin de cemiyete üye olmaya başlamasıyla İttihat Terakki Cemiyetine dönüşmüş ve İkinci Meşrutiyet’in ilanına giden süreç yaşanmıştır. Talât Paşa, 24 Temmuz 1908’de meşrutiyetin ilanının ardından, Edirne mebusu olarak meclise girmiştir. Bâbıâlî Baskını’nın ardından kurulan hükûmette dâhiliye nazırı oldu. Birinci Dünya Savaşı öncesi ve savaş döneminde dâhiliye nazırı olarak Balkanlardan gelen göçmenler sorunu ve Ermeni meselesi ile ve özellikle de zorunlu Ermeni göçü konularıyla meşgul oldu. 4 Şubat 1917’te sadrazamlığa getirildi. Birinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği günlerde geldiği sadrazamlık döneminde ordunun ve şehirlerin iaşesi gibi sorunlarla ilgilendi. Savaşın sonlarına doğru Mondros Mütarekesi’nin ardından 2 Kasım gecesi, İttihat Terakki liderleriyle İstanbul’dan ayrıldı. Almanya’ya geçti, Berlin’de yaşadığı günlerde siyasi faaliyetlerini devam ettirdi. 15 Mart 1921 günü bir Ermeni terörist tarafından öldürüldü. 20 Şubat 1943 günü naaşı Türkiye’ye getirildi ve Hürriyet-i Ebediye tepesine defnedildi.
Öz: Arkeolojik ve antik eserlerin müze malzemesi olarak kullanılmasının
yanında bir kimlik inşası... more Öz: Arkeolojik ve antik eserlerin müze malzemesi olarak kullanılmasının yanında bir kimlik inşasının parçası haline getirilmesi emperyal faaliyetlere yeni bir alan yaratmıştı. Batılılar, Osmanlı coğrafyasında eski eser arayarak müzelerini zenginleştirmeye çalışırken, Yunanistan gibi yeni kurulan devletler de egemenlik alanlarını kadime dayandırmak istiyorlardı. Osmanlılar ise Batı’nın eski eser politikasına müzeler açarak ve asar-ı atika nizamnamelerini yürürlüğe koyarak cevap vermeye çalıştı. Bu çalışma Osmanlı Devleti’nin eski eserleri koruma çabasını Yanya vilayeti örneğinde ele almaktadır. Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi belgelerine dayalı olarak hazırlanan çalışma, Osmanlı bürokrasisinin eski eserler konusunda zihni dönüşümünü ve mali yetersizliklere karşı üretilen çözüm yollarını ortaya koymaktadır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Asar-ı Atika, Müze, Yanya Vilayeti Abstract: The use of archaeological and ancient artifacts as museum material, as well as making them part of an identity construction, created * (Prof. Dr.), Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun, Türkiye, ibrahimserbest53@ hotmail.com ** (Prof. Dr.), Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Burdur, Türkiye, drhasanbabacan@gmail.com 128 BALKAN TARİHİ ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU a new space for imperial activities. While the Westerners were trying to enrich their museums by searching for antiquities in the Ottoman geography, newly established states such as Greece wanted to base their sovereignty on the ancients. The Ottomans, on the other hand, tried to respond to the antiquities policy of the West by opening museums and enforcing the asar-ı atika regulations. This study deals with the Ottoman Empire’s efforts to protect ancient artifacts in the example of the province of Yanya. The study, which was prepared based on the documents of the Ottoman Archives of the Directorate of State Archives, reveals the mental transformation of the Ottoman bureaucracy on ancient artifacts and the solutions produced against financial inadequacies. Key Zords: Ottoman Empire, Artifact, Museum, Ioannina Province
Uploads
Books by Hasan Babacan
in Edirne in 1874. Although known as a Pasha in history, Talât Pasha had started civil service as a civil servant at
Edirne Post-Telegraph Administration and was called a Pasha since he became a Grand Vizier, according to the rules
of the Ottoman Empire. In Thessaloniki, where he was exiled as an officer of Post-Telegraph, he became a founder of
the Ottoman Society of Liberty with the influence of his brother-in-law İsmail Yörük and his other friends. Thus, the
Committee, which initially operated as an underground organization, got stronger and became the Committee of
Union and Progress as the Military staff in Rumelia became members of the Committee and Process, which led to the
declaration of the Second Constitutional Monarchy. Following the declaration of the Constitutional Monarchy on July
24, 1908, Talât Pasha entered the parliament as the Edirne Member of Parliament. He became the minister of Internal
Affairs in the government that was established after the Bâbıâlî Raid. Before and during the First World War, as the
minister of Internal Affairs, he dealt with the issue of immigrants from the Balkans, the issue of Armenians, and
especially the issue of forced Armenian migration. He became the Grand Vizier on February 4, 1917. During his
Office as Grand Vizier, while the First World War continued, he dealt with problems such as the subsistence of the
army and cities. Towards the end of the war, on the night of November 2, following the Armistice of Mudros, he left
İstanbul with the leaders of the Union and Progress. He moved to Germany and continued his political activities
while he lived in Berlin. On March 15, 1921, he was killed by an Armenian terrorist. On February 20, 1943, his body
was brought to Turkey and buried at Hürriyet-i Ebediye hill
Öz: İttihat Terakki’nin en önemli figürü niteliğinde bir şahsiyet olan Mehmet Talât Paşa, 1874 yılında
Edirne’de doğdu. Tarihte paşa tanınmasına rağmen Edirne Posta-Telgraf İdaresinde sivil memurlukla devlet görevine
başlayan Talât Paşa, Osmanlı Devleti kurallarına göre sadrazamlık makamına geldiği için paşa olarak anılmıştır.
Posta-telgraf memuru olarak sürgün edildiği Selânik’te eniştesi İsmail Yörük ve diğer arkadaşlarının etkisiyle
Osmanlı Hürriyet Cemiyetinin kurucu kadrosunda yer almıştır. Böylece başlangıçta yeraltı örgütü olarak faaliyet
gösteren cemiyet, güçlenerek Rumeli’deki askerî personelin de cemiyete üye olmaya başlamasıyla İttihat Terakki
Cemiyetine dönüşmüş ve İkinci Meşrutiyet’in ilanına giden süreç yaşanmıştır. Talât Paşa, 24 Temmuz 1908’de
meşrutiyetin ilanının ardından, Edirne mebusu olarak meclise girmiştir. Bâbıâlî Baskını’nın ardından kurulan
hükûmette dâhiliye nazırı oldu. Birinci Dünya Savaşı öncesi ve savaş döneminde dâhiliye nazırı olarak Balkanlardan
gelen göçmenler sorunu ve Ermeni meselesi ile ve özellikle de zorunlu Ermeni göçü konularıyla meşgul oldu. 4 Şubat
1917’te sadrazamlığa getirildi. Birinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği günlerde geldiği sadrazamlık döneminde
ordunun ve şehirlerin iaşesi gibi sorunlarla ilgilendi. Savaşın sonlarına doğru Mondros Mütarekesi’nin ardından 2
Kasım gecesi, İttihat Terakki liderleriyle İstanbul’dan ayrıldı. Almanya’ya geçti, Berlin’de yaşadığı günlerde siyasi
faaliyetlerini devam ettirdi. 15 Mart 1921 günü bir Ermeni terörist tarafından öldürüldü. 20 Şubat 1943 günü naaşı
Türkiye’ye getirildi ve Hürriyet-i Ebediye tepesine defnedildi.
yanında bir kimlik inşasının parçası haline getirilmesi emperyal
faaliyetlere yeni bir alan yaratmıştı. Batılılar, Osmanlı coğrafyasında eski
eser arayarak müzelerini zenginleştirmeye çalışırken, Yunanistan gibi yeni
kurulan devletler de egemenlik alanlarını kadime dayandırmak istiyorlardı.
Osmanlılar ise Batı’nın eski eser politikasına müzeler açarak ve asar-ı atika
nizamnamelerini yürürlüğe koyarak cevap vermeye çalıştı.
Bu çalışma Osmanlı Devleti’nin eski eserleri koruma çabasını Yanya
vilayeti örneğinde ele almaktadır. Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı
Arşivi belgelerine dayalı olarak hazırlanan çalışma, Osmanlı bürokrasisinin
eski eserler konusunda zihni dönüşümünü ve mali yetersizliklere karşı
üretilen çözüm yollarını ortaya koymaktadır.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Asar-ı Atika, Müze, Yanya
Vilayeti
Abstract: The use of archaeological and ancient artifacts as museum
material, as well as making them part of an identity construction, created
* (Prof. Dr.), Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun, Türkiye, ibrahimserbest53@
hotmail.com
** (Prof. Dr.), Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Burdur, Türkiye,
drhasanbabacan@gmail.com
128 BALKAN TARİHİ ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU
a new space for imperial activities. While the Westerners were trying
to enrich their museums by searching for antiquities in the Ottoman
geography, newly established states such as Greece wanted to base their
sovereignty on the ancients. The Ottomans, on the other hand, tried to
respond to the antiquities policy of the West by opening museums and
enforcing the asar-ı atika regulations.
This study deals with the Ottoman Empire’s efforts to protect
ancient artifacts in the example of the province of Yanya. The study,
which was prepared based on the documents of the Ottoman Archives of
the Directorate of State Archives, reveals the mental transformation of
the Ottoman bureaucracy on ancient artifacts and the solutions produced
against financial inadequacies.
Key Zords: Ottoman Empire, Artifact, Museum, Ioannina Province