Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Turk Medeni Kanununda mirascilarin alacaklilarini korumak amaciyla iki onemli dava olanagi getirilmistir. Bunlardan ilki, tenkis davasi acmaktan imtina etmis sakli payli mirascinin alacaklilari ve iflas idaresine taninan tenkis davasi... more
Turk Medeni Kanununda mirascilarin alacaklilarini korumak amaciyla iki onemli dava olanagi getirilmistir. Bunlardan ilki, tenkis davasi acmaktan imtina etmis sakli payli mirascinin alacaklilari ve iflas idaresine taninan tenkis davasi acma hakkidir. Ikincisi ise mirasi reddeden mirascinin alacaklilarina ve iflas idaresine taninmis olan reddin iptali davasidir. Her iki halde de mirascinin kendi iradesi ile malvarligina eklenmesi muhtemel bir degerden mahrum kalmasi ve bu durumda alacaklilari koruma dusuncesi soz konusudur. Miras hakkindan ivazsiz feragat eden mirasci da mustakbel ve muhtemel miras hakkindan kendi iradesi ile vazgecmektedir. Ancak kanunumuzda bu durumda alacaklilari koruyan bir dava olanagi ongorulmemistir. Icra Iflas Kanununda duzenlenen tasarrufun iptali davasi, genel olarak alacakliyi borclunun hileli davranislarina karsi koruma amaci tasimaktadir. Calismanin amaci oncelikle Medeni Kanunda mirascilarin alacaklilarina taninmis dava olanaklari ile tasarrufun iptali d...
Kadinin soyadi meselesi gerek Avrupa Insan Haklari Mahkemesi ictihatlarinda gerekse Turk mahkemelerinin ictihatlarinda ele alinan en tartismali konulardan birisidir. Medeni Kanunumuzun kadinin soyadina iliskin 187. maddesi, ozellikle... more
Kadinin soyadi meselesi gerek Avrupa Insan Haklari Mahkemesi ictihatlarinda gerekse Turk mahkemelerinin ictihatlarinda ele alinan en tartismali konulardan birisidir. Medeni Kanunumuzun kadinin soyadina iliskin 187. maddesi, ozellikle cinsiyet esitligi bakimindan, pek cok kez Avrupa Insan Haklari Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Yargitay ictihatlarina konu olmustur. Benzer sekilde mehaz kanunun kadinin soyadina iliskin 160. maddesi de Avrupa Insan Haklari Mahkemesi tarafindan incelenmistir. Bu incelemenin ardindan, Isvicre yasa koyucusu soz konusu maddeyi cocugun soyadina iliskin Medeni Kanunun 270. maddesi ile birlikte, cinsiyet esitliginin guvencesi olacak sekilde degistirmistir. Calismamizda oncelikle Isvicre Hukukundaki gelismeler ele alinacaktir. Ardindan yargi kararlari incelenerek, kadinin ve cocugun soyadi meselesinin guncel durumu ortaya koyulmaya calisilacaktir
Damnum iniuria datum, hukuka aykiri olarak mala verilen zarari ele alan ve Lex Aquilia’da duzenlenmis bir haksiz fiildir. Bu duzenlemeye gore soz konusu haksiz fiilden sorumlulugun unsurlari: zarar (damnum), zarar veren eylem ve hukuka... more
Damnum iniuria datum, hukuka aykiri olarak mala verilen zarari ele alan ve Lex Aquilia’da duzenlenmis bir haksiz fiildir. Bu duzenlemeye gore soz konusu haksiz fiilden sorumlulugun unsurlari: zarar (damnum), zarar veren eylem ve hukuka aykirilik (iniuiria) olarak belirtilmistir. Ancak soz konusu duzenlemede failin kusurlu olup olmamasi hususuna deginilmemistir. Gaius’un Institutiones’inde ve Digesta’nin damnum iniuira datum’dan soz eden metinlerinde ise kusur (culpa) kavraminin, kimi zaman hukuka aykirilik (iniuria) kavrami ile birlikte kimi zaman da hukuk aykirilik (iniuria) kavramindan bagimsiz olarak kullanilmis oldugu dikkat cekmektedir. O nedenle calismamizda oncelikle culpa ile iniuira kavramlarini birlikte ele alan metinler incelenecek ve iki kavram arasindaki iliski anlasilmaya calisilacaktir. Ardindan tek basina culpa (kusur) kavramini ele alan metinler incelenerek, Lex Aquilia kapsamindaki haksiz fiilden sorumluluk bakimindan culpa’nin (kusur) bir unsur olarak taninip tani...
Karar incelemesi kapsaminda, Isvicre Federal Mahkemesinin 1 Nisan 2010 tarihli ve 4A_638/2009 sayili eser sahipliginin tespitine iliskin karari ele alinmistir. Soz konusu karar Cenevre Kenti bunyesinde olusturulmus “Cenevreli... more
Karar incelemesi kapsaminda, Isvicre Federal Mahkemesinin 1 Nisan 2010 tarihli ve 4A_638/2009 sayili eser sahipliginin tespitine iliskin karari ele alinmistir. Soz konusu karar Cenevre Kenti bunyesinde olusturulmus “Cenevreli Itfaiyecilerinin Turuncu Rehberi” isimli fikri urunun eser sahipliginin tespiti talepli davanin, Cenevre Kanton Mahkemesi Hukuk Dairesi’nde reddedilmesi uzerine bu ret kararinin temyizen incelenmesine iliskindir. Bu kapsamda soz konusu kararda, oncelikle temyiz incelemesi bakimindan temyiz talep edenin tespit davasi acmakta hukuki menfaati olup olmadigi, eser sahipliginin tespiti talebi bakimindan zamanasimi ve iyiniyet olgulari tartisilmistir. Bu konulari aydinlatmak icinse eser sahibi olarak tanitilma hakkinin hukuki niteligi ele alinmistir. Ardindan temyiz incelemesi kapsaminda “Cenevreli Itfaiyecilerinin Turuncu Rehberi”nin, “eser” olarak kabul edilip edilemeyecegi hususu tartisilmis ve eser sahipligi ile ortak eser sahipligi olgulari degerlendirilmistir. K...
In many respects, Turkey is an exception among Muslim countries. Whilst being a secular democratic state, Turkey still struggles, however, with some remnants of its religious and socio-cultural heritage. The issue of forced marriage of... more
In many respects, Turkey is an exception among Muslim countries. Whilst being a secular democratic state, Turkey still struggles, however, with some remnants of its religious and socio-cultural heritage. The issue of forced marriage of children is one of those issues. Marriage is commonly defined as a union concluded by parties with their full and free consent. If consent is lacking, a forced marriage occurs. In the case of a forced marriage, consent is lacking because one of the prospective spouses does not give her/his consent freely, or sometimes because she/he is incapable of giving consent because of her/his age. As a founding member of the Council of Europe, Turkey not only ratified the European Convention on Human Rights (ECHR) in 1954 and Protocol Nr. 1, but it has also ratified many of the core international documents on human rights and the rights of children, such as the U.N. Convention on the Rights of the Child, the U.N. Convention on the Elimination of All Forms of Dis...
İsviçre Medeni Kanunu m. 542/f.1, Türk Medeni Kanunu m. 580/f.1 ve Alman Medeni Kanunu § 1923/f.1 hükümleri uyarınca mirasçı olabilmek için mirasbırakanın ölümünde sağ olmak gerekmektedir. Ancak bu hukuk düzenlerinde mirasbırakanın... more
İsviçre Medeni Kanunu m. 542/f.1, Türk Medeni Kanunu m. 580/f.1 ve Alman Medeni Kanunu § 1923/f.1 hükümleri uyarınca mirasçı olabilmek için mirasbırakanın ölümünde sağ olmak gerekmektedir. Ancak bu hukuk düzenlerinde mirasbırakanın ölümünde ona mirasçı olmak için sağ olunması koşuluna bir istisna tanınmış ve miras açıldığında (mirasbırakanın ölüm anında) ceninin bulunması halinde sağ doğan cenin, mirasçı olarak kabul edilmiştir. Hatta cenin doğana kadar mirasın paylaşımının ertelenmesi imkânı getirilmiştir. Teknolojide ve tıpta meydana gelen gelişmeler aile yapısını da etkilemektedir. Günümüzde yapay döllenmenin tanıdığı imkânlar başta olmak üzere çeşitli sebeplerle hukukun birçok alanını etkileyen yeni sorunların ortaya çıkması muhtemeldir. 1970’li yıllarda bir erkeğin spermlerinin dondurulması ve öldükten sonra kullanılması hususu akla bile gelmezken, tıp alanında meydana gelen gelişmeler karşısında bu durum artık mümkün hale gelmiştir. Kocanın ölümü halinde dondurulmuş embriyonun...
Tezimizde “Roma Hukukundan Gunumuze Tasinmaz Lehine Irtifak Haklari” inceleme konusu yapilmistir. Tasinmaz lehine irtifak haklari kurumuna iliskin temel ilke ve kosullar Romali Hukukcular tarafindan gelistirilmis ve gunumuz hukuk... more
Tezimizde “Roma Hukukundan Gunumuze Tasinmaz Lehine Irtifak Haklari” inceleme konusu yapilmistir. Tasinmaz lehine irtifak haklari kurumuna iliskin temel ilke ve kosullar Romali Hukukcular tarafindan gelistirilmis ve gunumuz hukuk duzenlerine yansimistir. O nedenle calismamizda, oncelikle Roma Hukukunda tasinmaz lehine irtifak haklari incelenmistir. Bu amacla kurumun ilk ortaya ciktigi zamandaki sosyal ve ekonomik kosullar nedeniyle, yuklu tasinmazdan bagimsiz olarak dusunulemeyen irtifak haklari ve onlarin ozellikleri ele alinmistir. Daha sonra irtifak haklari ile tasinmaz arasinda ayrim yapilmaya baslanan surec ve bu ayrimi tetikleyen nedenler incelenmistir. Ardindan irtifak haklarinin tasinmazdan bagimsiz olarak dusunuldugu ve artik kurumun olgunlastigi donemde tasinmaz lehine irtifak haklari inceleme konusu yapilmistir. Roma Hukukundan kanunlastirmalara kadar gecen surecte yapilan tartismalar, donemin kosullari ile ortaya cikan yeni kavramlar ekseninde, tasinmaz lehine irtifak haklarinin tanimlanmasi ve siniflandirilmasi ile ilgilidir. Tasinmaz lehine irtifak haklarina iliskin en onemli donusum, kurumun hukuki niteliginde olmustur. Bu amacla Glossator‟lar, Commentator‟lar, Humanist Doktrin temsilcileri ve Pandekt hukukcularinin- ozellikle tasinmaz lehine irtifak haklarinin hukuki niteligi olmak uzere- konuya katkilarina yer verilerek, tarihsel gelisim surecinin takip edilmesi amaclanmistir.354Son olarak farkli hukuk duzenleri incelenerek, tasinmaz lehine irtifak haklarina iliskin Roma Hukukundaki duzenlemelerin izleri tespit edilmeye calisilmistir. Bu amacla bir yanda Fransiz ve Italyan Hukuk duzenleri, diger yanda Isvicre ve Turk Hukuk duzenleri ele alinmistir. Boylece farkli gelisim cizgileri takip eden farkli hukuk duzenlerindeki benzerlik ve farkliliklar ortaya koyulmaya calisilmistir.AbstractThis thesis focuses on the concept of “Predial Servitudes from Roman Law to Modern Law”. The analysis starts with an examination of predial servitudes in Roman Law stemming from the fact that the fundamental rules and requirements of the institution of predial servitudes were first developed by Roman jurists and they are still reflected in modern legal systems. Therefore the study initially starts with an analysis from the perspective of Roman Law. Firstly, we studied ancient servitudes which were considered as a part of the underlying land because of the social and economic conditions when they first emerged. Then, the period during which the distinction between the predial servitudes and the underlying land began to be made and the precipitating causes of that distinction were examined. Thereafter, the period during which the servitudes were considered distinct from the land and the predial servitudes were established was analyzed. The discussions made during the period from the Roman Law to codifications pertain to the definition and classification of the predial servitudes in relation to the new concepts emerged from existing conditions of the period. The most important transformation of the predial servitudes occurred in the legal characteristic of the institution. With the purpose of examining the historical development of the predial servitudes, the contributions especially the ones about the legal characteristic of the institution made by Glossators, Commentators, Legal Humanists and Pandectists are analyzed.356Finally, by examining the different legal systems, the traces of the Roman Law to predial servitudes are aimed to be identified. For this reason, on one side, the systems of French and Italian Law; and on the other side, thoses of Swiss and Turkish Law are analyzed in order to identiy the differences and similarities among several legal systems that follow diverse developmental patterns.
Sözleşme, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulan ve günlük hayatta en çok karşılaşılan hukuki işlemdir. Kural olarak sözleşme taraflarının sözleşmeden doğan borçlarını ifa edecekleri kabul edilir. Ne var... more
Sözleşme, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulan ve günlük hayatta en çok karşılaşılan hukuki işlemdir. Kural olarak sözleşme taraflarının sözleşmeden doğan borçlarını ifa edecekleri kabul edilir. Ne var ki, sözleşme taraflarının borca aykırı davranış sergilemeleri de karşılaşılan bir durumdur. Borca aykırı davranışın sonuçları Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiştir. Ancak sözleşme serbestisi ilkesinin tanıdığı sınırlar içinde, tarafların borca aykırılık hâlinde ortaya çıkması muhtemel zararı tahmin etmek suretiyle ödenecek tazminatı götürü olarak belirlemesi mümkündür. Her ne kadar Türk Borçlar Kanunu’nda ve mehaz İsviçre Borçlar Kanunu’nda götürü tazminatı düzenleyen hükümler olmasa da, öğreti ve uygulamada götürü tazminat kavramı kabul edilmiştir. Uygulamada ise tarafların götürü tazminat kararlaştırmış olup olmadığı meselesi, sözleşmenin yorumu bakımından sıkça karşılaşılan bir meseledir. Bir diğer mesele ise taraflarca kararlaştırılan tazminatın ...
In many respects, Turkey is an exception among Muslim countries. Whilst being a secular democratic state, Turkey still struggles, however, with some remnants of its religious and socio-cultural heritage. The issue of forced marriage of... more
In many respects, Turkey is an exception among Muslim countries. Whilst being a secular democratic state, Turkey still struggles, however, with some remnants of its religious and socio-cultural heritage. The issue of forced marriage of children is one of those issues. Marriage is
commonly defined as a union concluded by parties with their full and free consent. If consent is lacking, a forced marriage occurs. In the case of a forced marriage, consent is lacking because one of the prospective spouses does not give her/his consent freely, or sometimes because she/he is incapable of giving consent because of her/his age. As a founding member of the Council of Europe, Turkey not only ratified the European Convention on Human Rights (ECHR) in 1954 and Protocol Nr. 1, but it has also ratified many of the core international documents on human rights and the rights of children, such as the U.N. Convention on the Rights of the Child, the U.N. Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination against Women. Nevertheless, the forced marriage of children is still a prevalent social problem in Turkey, and in the majority of cases, girls are the victims of such practices. This article examines the factors behind the forced marriage of children in Turkey, while exploring the current legal background and Turkey’s international legal commitments to fight against such practices. Finally, the article suggests the reinforcement of available legal remedies in order to prevent the forced marriage of children.
Research Interests:
ÖZ İsviçre Medeni Kanunu m. 542/f.1, Türk Medeni Kanunu m. 580/f.1 ve Alman Medeni Kanunu § 1923/f.1 hükümleri uyarınca mirasçı olabilmek için mirasbırakanın ölümünde sağ olmak gerekmektedir. Ancak bu hukuk düzenlerinde mirasbırakanın... more
ÖZ İsviçre Medeni Kanunu m. 542/f.1, Türk Medeni Kanunu m. 580/f.1 ve Alman Medeni Kanunu § 1923/f.1 hükümleri uyarınca mirasçı olabilmek için mirasbırakanın ölümünde sağ olmak gerekmektedir. Ancak bu hukuk düzenlerinde mirasbırakanın ölümünde ona mirasçı olmak için sağ olunması koşuluna bir istisna tanınmış ve miras açıldığında (mirasbırakanın ölüm anında) ceninin bulunması halinde sağ doğan cenin, mirasçı olarak kabul edilmiştir. Hatta cenin doğana kadar mirasın paylaşımının ertelenmesi imkânı getirilmiştir. Teknolojide ve tıpta meydana gelen gelişmeler aile yapısını da etkilemektedir. Günümüzde yapay döllenmenin tanıdığı imkânlar başta olmak üzere çeşitli sebeplerle hukukun birçok alanını etkileyen yeni sorunların ortaya çıkması muhtemeldir. 1970'li yıllarda bir erkeğin spermlerinin dondurulması ve öldükten sonra kullanılması hususu akla bile gelmezken, tıp alanında meydana gelen gelişmeler karşısında bu durum artık mümkün hale gelmiştir. Kocanın ölümü halinde dondurulmuş embriyonun ana rahmine transferi veya dondurulmuş spermlerinin kullanılmasına bazı hukuk düzenlerinde izin verilmektedir. Dolayısıyla kocanın ölümünden sonra, dondurulmuş embriyonun yahut kocanın sperminin yapay döllenmesi neticesinde sağ ve tam doğan çocuğun miras hukuku bakımından durumu çözülmesi gereken bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada kocanın ölümünden sonra ana rahmine transfer edilmiş olan embriyonun mirasçılığı karşılaştırmalı hukuk açısından ele alınacaktır.
Research Interests:
Taraflar götürü tazminata ilişkin müstakil bir anlaşma yapabilecekleri gibi, mevcut bir sözleşmenin içine götürü tazminata ilişkin bir kayıt/hüküm koyabilirler. Ayrıca götürü tazminatın genel işlem koşulları kapsamında... more
Taraflar  götürü  tazminata  ilişkin  müstakil  bir  anlaşma  yapabilecekleri gibi,  mevcut  bir  sözleşmenin  içine  götürü  tazminata  ilişkin  bir kayıt/hüküm koyabilirler. Ayrıca götürü tazminatın genel işlem koşulları kapsamında  düzenlenmiş  olması  da  mümkündür.  Alman  Medeni  Kanunu’nun  genel  işlem  koşullarına  ilişkin  hükümlerinde  götürü  tazminat düzenlenmiş  olmasına  karşın,  İsviçre  Borçlar  Kanunu  ve  Türk  Borçlar Kanunu’nda  götürü  tazminata  ilişkin  bir  düzenleme  yer  almamaktadır. Ne var ki, İsviçre hukukunda ve Türk hukukunda öğreti ve uygulamada götürü tazminat kabul edilmektedir. Bu  çalışmada  götürü  tazminat  anlaşmasının  genel  işlem  koşulları kapsamında  düzenlenmesi  halinde  hâkim  tarafından  denetlenmesi  meselesi  ele  alınacaktır.  Alman  Medeni  Kanunu’nda  içerik  denetinimi  bakımından açık bir düzenleme olduğu için çalışmada bu düzenleme detaylı bir  şekilde incelenecektir.  Zira  götürü  tazminatın  genel  işlem  koşulları kapsamında düzenlenmesi halinde nasıl denetleneceği ve bu anlaşmaların/kayıtların akıbeti yanıtlanması gereken önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışmanın sonunda genel işlem koşulları kapsamında düzenlenmesi  halinde  müdahale  için  geliştirilen  argümanların,  bireysel götürü  tazminat  anlaşmaları  bakımından  uygulanıp  uygulanmayacağı hususuna da yer verilecektir.
Research Interests:
1 Temmuz 2014 tarihinde yürürlüğe giren yeni kanun ile birlikte İsviçre yasa koyucusu, İsviçre Medeni Kanununun velayete ilişkin hükümlerinde değişiklik yapmıştır. Buna göre uluslararası sözleşmelerle ortaya koyulmuş olan çocuğun üstün... more
1 Temmuz 2014 tarihinde yürürlüğe giren yeni kanun ile birlikte İsviçre yasa koyucusu, İsviçre Medeni Kanununun velayete ilişkin hükümlerinde değişiklik yapmıştır. Buna göre uluslararası sözleşmelerle ortaya koyulmuş olan çocuğun üstün yararı ilkesine riayet etmek amacıyla ebeveynlerin medeni hâlinden bağımsız olarak, ergin olmayan çocuğun ortak velayet altında olduğu kuralı benimsenmiştir. Ayrıca bu değişiklikle, evlilik dışı doğan çocuğun velayetinin kanunen anada olması ve ananın rızası olmadan babanın ortak velayete sahip olamaması nedeniyle var olan ayrımcılığın önüne geçilmiştir. Bu çalışmanın amacı, İsviçre Medeni Kanunun velayete ilişkin hükümlerinde yapılan değişikliğin temel amaçları ve çerçevesini ortaya koymanın yanı sıra, velayetin kapsamındaki yetkiler bakımından etkilerini de incelemektir.
The Swiss legislators revised the provisions regarding child custody in the Swiss Civil Code with a new law which was enacted on 1 July 2014. Accordingly they embraced the joint parental authority as a rule which independently adjudicates the marital status of the parents in order to serve the principle of child’s best interest according to international instruments. Furthermore, this revision eliminates the apparent discrimination against the father of children born within the wedlock which were previously under the custody of the mother ipso iure. Hence, they were not to be under the joint custody without mother’s consent. This article aims to provide an analysis of the main objectives of the revision of the provisions of parental authority of the Swiss Civil Code. It also examines its resultant effects on the rights of the parental authority.
Research Interests:
In Turkish legal system, the law prohibits the landlord to re-lease the premise for a certain period in some particular cases. Indeed, according to article 355 of the Turkish Code of Obligations, the landlord cannot rent the residential... more
In Turkish legal system, the law prohibits the landlord to re-lease the premise for a certain period in some particular cases. Indeed, according to article 355 of the Turkish Code of Obligations, the landlord cannot rent the residential or commercial premises to another person than former tenant for three years unless the landlord has a valid reason, after the eviction of former tenant upon the request which is based on need of housing/using the premise as a workplace or reconstruction/restorations of premises. However, if the landlord acts otherwise the landlord is obliged to compensate the former tenant not less than an amount of the rent of last lease year. The Swiss Code of Obligations which is the reference to the Turkish Code of Obligations does not contain such provision. The article 355 of the TCO in fact, is formalized modelling article 15 of the Law on Real Estate Leases numbered 6570 of 1955 which is abrogated after the enactment of the Turkish Code of Obligations which entered into force in 2012. The aim of this study is to examine first the legal nature of the prohibition of re-leasing and the cases where this prohibition applies, then to analyse the measure of the prohibition of re-leasing.
The Law Number 6750 regarding Pledge of Chattels in Commercial Transactions published in the Official Gazette no. 29871 on the 28th of October 2016 and entered into force on the 1st of January 2017. The Law regarding Pledge of Chattels in... more
The Law Number 6750 regarding Pledge of Chattels in Commercial Transactions published in the Official Gazette no. 29871 on the 28th of October 2016 and entered into force on the 1st of January 2017. The Law regarding Pledge of Chattels in Commercial Transactions aims to extend both the use of pledge as a security right and the variety of the chattels which are to be pledged while replacing the transfer of the possession with the registration of a notice of the pledge. The list of the chattels which are to be pledged provided by the Art. 5/(1) of the Law regarding Pledge of Chattels in Commercial Transactions. However, the Law regarding Pledge of Chattels in Commercial Transactions is revised by the Law number 7099 regarding the Amendment of Certain Law for the Improvement of the Investment Environment which published in the Official Gazette no. 30356 on the 10th of 2018, the chattels are to be pledged which provided by the Art. 5/(1) of the Law  regarding Pledge of Chattels in Commercial Transactions are not listed numerous clausus anymore. Furthermore one or more chattels are to be pledged according to the Art. 5/(6) of the Law regarding Pledge of Chattels in Commercial Transactions. Therefore the aim of this study is to examine the extent of pledge which is established according to the Law regarding Pledge of Chattels in Commercial Transactions paying special attention to the constituent parts; accessories; replacement value; substitutions; natural and civil fruits of the chattels referring also to the revisions within the Law regarding the Amendment of Certain Law for the Improvement of the Investment Environment.
Research Interests:
Electrical energy is the secondary energy source produced as a result of a process of the primary energy sources used as it is in nature. Electrical energy is of vital importance as it is used as a source of heat and light as well as... more
Electrical energy is the secondary energy source produced as a result of a process of the primary energy sources used as it is in nature. Electrical energy is of vital importance as it is used as a source of heat and light as well as power generation. Electrical energy, which has a wide usage area, cannot be stored. Therefore, the transfer and transport of electrical energy is as important as its production. Transmission and transport of electrical energy is carried out via conductive electrical wires. Conductive wires used for transporting and transferring electrical energy form electrical power transmission lines. Due to a continuous electricity is passed over these conductive wires and a human or a conductive object with a certain distance can be caught in the current. Therefore, electric power transmission lines can cause sometimes fatal and severe damages. In the Turkish legal system, the responsibility for the damage caused by electric power transmission lines is considered as a responsibility that is not based on fault. However, there is no unity of practice in terms of determination of the type of responsibility. This is due to the fact that, unlike some other legal systems, the Turkish legal system does not contain a law regarding the liability for damages caused by electric power lines. Therefore, the type of responsibility is determined according to the general provisions of the Turkish Code of Obligations. The aim of this study is to examine first the responsibility of the damages caused by electric power transmission lines in different legal systems, and then to address the Turkish legal system and analyse this responsibility by evaluating the doctrine and the decisions of Court of Cassation. Thus, the type of liability will be identified for the damage caused by the electric power transmission lines.
Research Interests:
ÖZET Türk Borçlar Kanunu m. 520 uyarınca, simsarlık sözleşmesi, simsarın bir ücret karşılığında taraflar arasında bir sözleşmenin kurulmasına ya da kurulma imkânının hazırlanmasına aracılık etmeyi üstlendiği sözleşme olarak... more
ÖZET Türk Borçlar Kanunu m. 520 uyarınca, simsarlık sözleşmesi, simsarın bir ücret karşılığında taraflar arasında bir sözleşmenin kurulmasına ya da kurulma imkânının hazırlanmasına aracılık etmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdan hareketle simsarlık faaliyetinin, iş sahibinin sözleşme yapması imkânını hazırlayan fırsat gösterici simsarlık ile sözleşme kurulmasına aracılık etme şeklindeki aracı simsarlık şeklindeki iki türü vardır. Simsarın kurulması imkânını hazırladığı ya da aracılık ettiği iş sahibi ile üçün-cü kişi arasında akdedilen sözleşme esas sözleşme olarak adlandırılır. Simsarın esas sözleşmenin her iki tarafı için de faaliyet göstermesi hâlinde çifte simsar-lık söz konusu olur. İsviçre öğretisinde ve yargı kararlarında, fırsat gösterici simsarlığın esas sözleşmenin tarafları arasında menfaat çatışmasına neden olmadığı kabul edilmektedir. Ancak aracı simsarlık bakımından konu tartış-malıdır. Bu çalışmanın amacı, öncelikle aracı simsarlığı ele almaktır. Ardından taraflar arasında menfaat çatışması olması hâlinde kanunun öngördüğü yaptı-rım dikkate alınarak, aracı simsarlık faaliyetinin gerek iş sahibi gerekse esas sözleşmenin tarafı üçünü kişi için yürütülmesi durumunda menfaat çatışma-sına neden olan hâller inceleme konusu yapılacaktır. Anahtar Kelimeler: Simsarlık sözleşmesi, aracı simsar, çifte simsarlık, menfaat çatışması, ücret hakkının kaybedilmesi, hükümsüzlük * İnönü Üniversitesi, Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi,
Research Interests:
Öz Sözleşme, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulan ve günlük hayatta en çok karşılaşılan hukuki işlemdir. Kural olarak sözleşme taraflarının sözleşmeden doğan borçlarını ifa edecekleri kabul edilir. Ne... more
Öz Sözleşme, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulan ve günlük hayatta en çok karşılaşılan hukuki işlemdir. Kural olarak sözleşme taraflarının sözleşmeden doğan borçlarını ifa edecekleri kabul edilir. Ne var ki, sözleşme taraflarının borca aykırı davranış sergilemeleri de karşılaşılan bir durumdur. Borca aykırı davranışın sonuçları Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiştir. Ancak sözleşme serbestisi ilkesinin tanıdığı sınırlar içinde, tarafların borca aykırılık hâlinde ortaya çıkması muhtemel zararı tahmin etmek suretiyle ödenecek tazminatı götürü olarak belirlemesi mümkündür. Her ne kadar Türk Borçlar Kanunu'nda ve mehaz İsviçre Borçlar Kanunu'nda götürü tazminatı düzenleyen hükümler olmasa da, öğreti ve uygulamada götürü tazminat kavramı kabul edilmiştir. Uygulamada ise tarafların götürü tazminat kararlaştırmış olup olmadığı meselesi, sözleşmenin yorumu bakımından sıkça karşılaşılan bir meseledir. Bir diğer mesele ise taraflarca kararlaştırılan tazminatın gerçekte meydana gelen tazminattan daha fazla olması hâlinde, hâkimin kararlaştırılan tazminat miktarını indirip indiremeyeceğidir. Nitekim bu mesele, gerek İsviçre ve Türk hukuk öğretisi ve uygulamasında gerekse Alman hukuk öğretisi ve uygulamasında oldukça tartışmalı meselelerden birini teşkil eder. Özellikle ceza koşulunun indirilmesine ilişkin düzenlemenin götürü tazminatın indirilmesi bakımından da uygulanıp uygulanmayacağı konusu, tartışmaların ana eksenindeki konulardan biridir. Bu çalışmanın amacı, öncelikle götürü tazminat kavramını, götürü tazminatın amaç ve işlevinin yanı sıra türlerini ele almaktır. Ardından hâkimin taraflarca kararlaştırılan götürü tazminatı indirmesi meselesi inceleme konusu yapılacaktır. Anahtar Kelimeler: Götürü tazminat, Ceza koşulu, Götürü tazminat anlaşması, Götürü tazminat anlaşmasının türleri, Götürü tazminatın indirilmesi Abstract The contract is widely applied legal transaction in daily life which is concluded upon the exchange of statements of converging intent. As a rule, the contracting parties are expected to fulfill their contractual obligations. However, it occasionally occurs that one or both of the parties could fail to fulfill their contractual obligations. The remedies in case of breach of contract are provided by The Turkish Code
Research Interests:
The importance and the methodology of Roman law in the education of jurists both in Ottoman Empire and Turkish Republic was examined in this paper. The aim of present authors was to encapsulate the parallelism between the position of... more
The importance and the methodology of Roman law in the education of jurists both in Ottoman Empire and Turkish Republic was examined in this paper. The aim of present authors was to encapsulate the parallelism between the position of Roman law in the formation of jurists and the characteristic of westernization movements in Turkey. Yet, this characteristic redounds on the methodology of Roman law too.
... Dosya Biçimi: PDF. Dil: Türkçe. Yazar(lar): ÖCAL, BAHAR (Yazar), GÜNAL, NADİ (Ortak Yazar),. Emeği Geçen(ler): DOI: 10.1501/0001065. URL: http://acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/ 1287. Dosya: 1886.pdf show file Görüntüle download file... more
... Dosya Biçimi: PDF. Dil: Türkçe. Yazar(lar): ÖCAL, BAHAR (Yazar), GÜNAL, NADİ (Ortak Yazar),. Emeği Geçen(ler): DOI: 10.1501/0001065. URL: http://acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/ 1287. Dosya: 1886.pdf show file Görüntüle download file Kaydet. ...
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
ÖZET Damnum iniuria datum, hukuka aykırı olarak mala verilen zararı ele alan ve Lex Aquilia'da düzenlenmiş bir haksız fiildir. Bu düzenlemeye göre söz konusu haksız fiilden sorumluluğun unsurları: zarar (damnum), zarar veren eylem ve... more
ÖZET Damnum iniuria datum, hukuka aykırı olarak mala verilen zararı ele alan ve Lex Aquilia'da düzenlenmiş bir haksız fiildir. Bu düzenlemeye göre söz konusu haksız fiilden sorumluluğun unsurları: zarar (damnum), zarar veren eylem ve hukuka aykırılık (iniuiria) olarak belirtilmiştir. Ancak söz konusu düzenlemede failin kusurlu olup olmaması hususuna değinilmemiştir. Gaius'un Institutiones'inde ve Digesta'nın damnum iniuira datum'dan söz eden metinlerinde ise kusur (culpa) kavramının, kimi zaman hukuka aykırılık (iniuria) kavramı ile birlikte kimi zaman da hukuk aykırılık (iniuria) kavramından bağımsız olarak kullanılmış olduğu dikkat çekmektedir. O nedenle çalışmamızda öncelikle culpa ile iniuira kavramlarını birlikte ele alan metinler incelenecek ve iki kavram arasındaki ilişki anlaşılmaya çalışılacaktır. Ardından tek başına culpa (kusur) kavramını ele alan metinler incelenerek, Lex Aquilia kapsamındaki haksız fiilden sorumluluk bakımından culpa'nın (kusur) bir unsur olarak tanınıp tanınmadığı araştırılacak ve culpa (kusur) kavramının kapsamı belirlenmeye çalışılacaktır.
Research Interests:
Research Interests: