Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Okyay Ucan
  • Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi
    İİBF İktisat Bölümü no:330
This study aimed to analyze the relationship between energy consumption (EC) and economic growth (EG). Mostly, the relationship between energy and economic growth has been analyzed in certain country groups, whereas in this study, three... more
This study aimed to analyze the relationship between energy consumption (EC) and economic growth (EG). Mostly, the relationship between energy and economic growth has been analyzed in certain country groups, whereas in this study, three different country groups were considered and compared. To this end, countries were categorized into three different groups, such as low-income developing, emerging market, and middle-income, and advanced economies. Thus, it was revealed whether the results varied across country groups. Ten country samples from each country group and a total of 30 country samples were utilized. The data of both EG and EC obtained over the period 1990-2022 were utilized. A panel LM test was performed to analyze the relationship between variables. As a result of the test, although a cointegration relationship existed between EG and EC in low-income developing countries, no cointegration relationship was found in emerging markets, and middleincome, or advanced economies. Therefore, it was concluded that the relationship between EC and EG might have varied according to the development levels of the countries. In addition, empirical evidence confirmed that a unilateral causality from EG to EC was determined only in low-income developing countries. These empirical insights are of particular interest to policymakers as they help to build substantial economic policies to sustain economic development.
This study aimed to examine the variables that might affect the ecological footprint by using 1992-2015 data of the BRICS countries (Brazil, Russia, India, China, and South Africa). The common correlated effects' mean group test was... more
This study aimed to examine the variables that might affect the ecological footprint by using 1992-2015 data of the BRICS countries (Brazil, Russia, India, China, and South Africa). The common correlated effects' mean group test was employed under the assumption of cross-sectional dependence and heterogeneity. In Brazil, an increase in energy consumption, technological development, and globalization decreased the ecological footprint by 0.043, 0.031, and 0.050 units, respectively, while an increase in urbanization increased the ecological footprint by 0.716 units. In Russia, on the other hand, no interpretation could be made because the coefficients were meaningless. In India, it had been observed that an increase of one unit in urbanization reduced the ecological footprint by 0.269 units. In China, it had been determined that a 1-unit increase in energy consumption reduced the ecological footprint by 0.043 units. In South Africa, the results could not be interpreted because the coefficients were insignificant. The results obtained vary according to the countries that revealed that local policies can also be effective on these variables. Therefore, countries have to act by examining the structures on their own to implement the policies they needed.
Uluslararası ekonomi teorilerindeki en önemli konulardan biri, satınalma gücü paritesinin döviz kuru belirleme modelleri içerisinde yer alıp almadığıdır. Bu çalışmada da özellikle E-7 (Brezilya, Çin, Endonezya, Hindistan, Meksika, Rusya,... more
Uluslararası ekonomi teorilerindeki en önemli konulardan biri, satınalma gücü paritesinin döviz kuru belirleme
modelleri içerisinde yer alıp almadığıdır. Bu çalışmada da özellikle E-7 (Brezilya, Çin, Endonezya, Hindistan,
Meksika, Rusya, Türkiye) ülkelerinde satınalma gücü paritesinin geçerli olup olmadığının incelenmesi
amaçlanmıştır. Çalışmada söz konusu ülkelerin 1992-2022 dönemi verilerinden yararlanılmıştır. Yapılan
ekonometrik inceleme sonucunda yatay kesitin bağımlı olduğu ve homojenlik varsayımı kabul edilmiştir. Bundan
dolayı değişkenlerin durağan olduğu seviyenin tespit edilmesinde Bootstrap Hadri ikinci nesil birim kök
testinden yararlanılmış ve değişkenlerin birinci farkında durağan olduğu anlaşılmıştır. Bundan dolayı
değişkenler arasındaki eşbütünleşme ilişkisinin tespit edilmesinde ikinci nesil bir eşbütünleşme testi olan ve
yatay kesit bağımlılığı altında çalışan Westerlund ECM testinden yararlanılmıştır. İnceleme sonucunda nominal
döviz kuru ile yurtiçi fiyat seviyesinin yurtdışı fiyat seviyesine olan oranı arasındaki ilişkinin olumlu yönde
olduğu yani değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisi olduğu tespit edilmiştir. Böylelikle bu çalışmada E-7
ülkelerinde satınalma gücü paritesinin geçerli olduğu kabul edilmiştir.
Ozet Egitim ile ekonomik buyume arasindaki iliski, iktisat literaturunde yogun ilgi ceken uygulamali calismalar arasinda yer almaktadir. Egitim ulkelerin ilerlemesine refahina, ekonomik ve sosyal gelismislik duzeyine katkida bulunan en... more
Ozet Egitim ile ekonomik buyume arasindaki iliski, iktisat literaturunde yogun ilgi ceken uygulamali calismalar arasinda yer almaktadir. Egitim ulkelerin ilerlemesine refahina, ekonomik ve sosyal gelismislik duzeyine katkida bulunan en onemli faktorlerden biridir. Bu nedenle egitime yapilan harcamalar buyuk onem tasir. Bu calismada Turkiye’de 2006:Q1 ve 2015Q4 donemleri arasi verileri kullanilarak ekonomik buyume ve egitim harcamalari iliskisi incelenecektir. Ele alinan degiskenler arasinda uzun donemli bir iliskinin varligi gozlemlenmistir. Olusturulan hata duzeltme modelinde kisa vadedeki dalgalanmalarin yaklasik 6 yil gibi bir surede uzun donem ortalamasina yakinsayacagi sonucuna ulasilmistir. Ayrica yapilan Granger nedensellik sonucuna gore buyume ve egitim harcamalari arasinda cift yonlu iliski saptanmistir. Anahtar Kelimeler: Egitim Harcamalari, Buyume, Beseri Sermaye
Bu çalışmada oyun teorisinin doğuş evresi, tanımı ve etkileşim içinde olduğu matematik ve iktisat bilimi ile ilgili bağlantılarına yer verilmiştir. Oyun teorisi, bir karar biriminin kazançlarının, diğerlerinin kararlarına bağlı olduğu... more
Bu çalışmada oyun teorisinin doğuş evresi, tanımı ve etkileşim içinde olduğu matematik ve iktisat bilimi ile ilgili bağlantılarına yer verilmiştir. Oyun teorisi, bir karar biriminin kazançlarının, diğerlerinin kararlarına bağlı olduğu karşılıklı stratejik karar almanın yer aldığı durumları inceleyen uygulamalı matematiğin bir dalıdır. Kaynakların kıt olduğu bir ortamda oyun kuramı genel olarak, iki ya da daha fazla sayıda karar alıcının paylaşım sürecini inceleyen bir disiplindir. Oyun modellerinde karar alıcılar ‚oyuncu‛ olarak adlandırılmakta ve bu oyuncular belirli bir kazancı elde etmek amacıyla tercih yapmaktadırlar. Dinamik oyunlar oyun teorisinin önemli bir konusudur. Dinamik oyunlar ardısal hareketlerin olduğu oyunlardır. Oyunda oyunculardan biri diğerinin hareketini gözlemler ve buna göre hareket eder. Bu tür oyunlar ağaç biçiminde ifade edilir. 1994 yılında Nobel ödülünü alan John Nash’ın vurguladığı ve Nash dengesi olarak isimlendirdiği kuram çalışmamızın temelini oluşturacaktır. Çalışmada, Oyun ağacının oluşumu açıklandıktan sonra dinamik oyun Nash dengesine vurgu yapılmıştır. Oyun teorisinde dinamik oyunun ekonomik bir modele uygulanması üzerinde durulmuştur. Uygulama kısmında Niğde ili için yabancı Kola firması ve Niğde gazozu arasındaki strateji savaşı simülasyonu yapılmıştır. Piyasayı ele geçirme oyununda karşılıklı stratejilerilerini içeren oyun ağacı oluşturulduktan sonra hâkim strateji belirlenmiştir. Sonuç olarak Niğde Gazozu firmasının hâkim olduğu Niğde ili piyasasına girmeye çalışan yabancı Kola firmasına karşı uyguladığı strateji sonucu bu firmanın Niğde ili piyasasına girmesini engellediği görülmüştür.
HOLLANDA HASTALIĞINA SEBEP OLABILECEK MAKROEKONOMIK ETKENLER: SECILMIŞ ULKE EKONOMILERI UZERINE BIR ANALIZ
80’li yillar sonrasinda gorulen nufus artisi ve sanayilesmeyle birlikte enerjiye duyulan gereksinim de gun gectikce onem kazanmistir. Artan enerji tuketimi ile ulkelerin buyumeleri arasindaki iliski ilgi odagi haline gelmistir. Bu iliski... more
80’li yillar sonrasinda gorulen nufus artisi ve sanayilesmeyle birlikte enerjiye duyulan gereksinim de gun gectikce onem kazanmistir. Artan enerji tuketimi ile ulkelerin buyumeleri arasindaki iliski ilgi odagi haline gelmistir. Bu iliski incelenirken doviz kuru, petrol fiyatlari gibi uluslararasi ticareti ve ulkelerin enerji satisi noktasinda birbirleri uzerindeki etkilerini belirleyen degiskenler de modele dâhil edilmelidir. Enerji fiyatlarindaki negatif soklar buyumeyi olumsuz etkilerken enflasyon uzerinde de onemli etkilere sahip olabilecektir. Bu cercevede 1990:Q1 ve 2011:Q3 donemleri arasi Turkiye verileri kullanilarak ekonomik buyume ve enerji tuketimi iliskisi ham petrol fiyatlari ve doviz kuru degiskenlerinin etkileri ile incelenecektir. Calisma sonucunda ele alinan degiskenler arasinda uzun donemli bir iliskinin varligi gozlemlenmistir. Olusturulan hata duzeltme modelinde kisa vadedeki sapmalarin yaklasik 5 yil gibi bir surede     (orta vadede) uzun donem ortalamasina yakinsayacagi sonucuna ulasilmistir. Ayrica yapilan Granger Nedensellik sonucuna gore buyume ve enerji tuketimi arasinda cift yonlu iliski saptanmistir.
Finansal krizler, ekonomik alanda belirsizlige ve politikalarin belirlenmesinde zorluklara neden olur. Isletmelerin devamliligini saglayacak sekilde olusturacaklari kaynak yapisi, sermaye maliyeti ile iliskilidir. Optimal sermaye yapisi... more
Finansal krizler, ekonomik alanda belirsizlige ve politikalarin belirlenmesinde zorluklara neden olur. Isletmelerin devamliligini saglayacak sekilde olusturacaklari kaynak yapisi, sermaye maliyeti ile iliskilidir. Optimal sermaye yapisi teorilerine gore, sermaye maliyetinin minimum oldugu noktada isletmenin degeri maksimum olur. Isletmeler, kriz donemlerinde sermaye yapisi kararlarini etkileyecek faktorleri tespit ederlerse, en uygun sermaye yapisini olusturabilirler. Bu calismanin amaci, 2008 kuresel finansal krizinin isletmelerin sermaye yapisi uzerindeki etkisini arastirmaktir. Bu amacla, oncelikle, 2008 kuresel finansal krizi ve isletmelere etkileri incelenmistir. Literatur kisminda sermaye yapisi teorileri uzerinde durulmustur. Calismamizin ucuncu bolumunde, 2008 kuresel finansal krizinin isletmelerin sermaye yapisi kararlari uzerindeki etkisi arastirilmistir
Bu calismanin ana konusu olan enerji tuketimi ve ekonomik buyumenin yani sira nufus degiskeni de eklenerek 1980-2010 yillari arasini kapsayan bir ekonometrik analiz gerceklestirilmistir. Calismanin amaci dogrultusunda once Genisletilmis... more
Bu calismanin ana konusu olan enerji tuketimi ve ekonomik buyumenin yani sira nufus degiskeni de eklenerek 1980-2010 yillari arasini kapsayan bir ekonometrik analiz gerceklestirilmistir. Calismanin amaci dogrultusunda once Genisletilmis Dickey Fuller(ADF) testi kullanilarak seriler ayni duzeyde duragan hale getirilmistir. Bu degiskenler arasinda Johansen Es Butunlesme Testi kullanilarak uzun donemli es butunlesme sonucuna ulasilmistir. Ayrica yapilan Granger Nedensellik testi sonucuna gore enerji tuketiminden GSMH’ye dogru tek yonlu nedensellik iliskisine rastlanilmistir.
Son yillarda buyume uzerine beseri faktorlerin etkilerinin rolunu vurgulamak amaciyla yazilan bu makale; devletin saglik harcamalari payini ve saglik harcamalarinin buyume uzerindeki etkisini anlamak amaciyla yapilmistir. Turkiye de ki... more
Son yillarda buyume uzerine beseri faktorlerin etkilerinin rolunu vurgulamak amaciyla yazilan bu makale; devletin saglik harcamalari payini ve saglik harcamalarinin buyume uzerindeki etkisini anlamak amaciyla yapilmistir. Turkiye de ki saglik sektorleri, bu sektorlerin gelisim surecinin ulke ekonomisindeki payina deginilmis ve son yillarda saglik sektorune ayrilan payin arttigi ve buyume ile pozitif iliski icinde oldugu gorulmustur. Son yillarda saglik sektorunde uyum yasalarinin cikarilmasi da buyume uzerinde olumlu etkiye sahiptir. Kit kaynaklar uzerinde saglik hizmetinin hangi nufus ve hangi kesime finanse edilecegi de belirleyici faktor olmustur. Uzun donem analizinde saglik harcamalarindaki artis her ne kadar buyume oraninda paralel artis gostermis olsa da; halen AB uyum cercevesinden bir hayli geride kalmistir bu da, yeni duzenlemelere duyulan ihtiyaci bize gostermektedir. Bu makale de 2006Q1-2014Q4 donemleri arasinda saglik harcamalari ve buyume arasinda ampirik inceleme yapi...
1990 yilindan itibaren her yil yayinlanan Insani Gelisme Raporlari ulkelerin gelismislik duzeylerini hesaplamalarina yardimci olmaktadir. Bu calismada Avrupa Birligine uyelik asamasinda buyuk bir yol kat eden Turkiye ile insani gelisme... more
1990 yilindan itibaren her yil yayinlanan Insani Gelisme Raporlari ulkelerin gelismislik duzeylerini hesaplamalarina yardimci olmaktadir. Bu calismada Avrupa Birligine uyelik asamasinda buyuk bir yol kat eden Turkiye ile insani gelisme endeksi yuksek olan secilmis dunya ulkelerinden Almanya, ABD, Norvec ve Italya arasinda 1990-2015 yillari icin panel veri analizi yapilmistir. Bu cercevede ulkenin egitim duzeyi, ortalama yasam beklentisi ve saglik endeksini icine alan insani gelisme endeksi verileri kullanilarak, buyume orani arasindaki iliski arastirilmistir. Pedroni esbutunlesme sonucuna gore, milli gelir ile diger degiskenler arasinda uzun donemli bir iliski bulunmustur.
Ekonomik faaliyetlerin nihai hedefi mal ve hizmetlerin niteliklerini geliştirerek refahı arttırmaktır. Bu amaca ulaşabilmek için açık ekonomi seçmektedirler. Açık ekonomiler için dış ticaret en önemli unsurlardır biridir. İthalat... more
Ekonomik faaliyetlerin nihai hedefi mal ve hizmetlerin niteliklerini geliştirerek refahı arttırmaktır. Bu amaca ulaşabilmek için açık ekonomi seçmektedirler. Açık ekonomiler için dış ticaret en önemli unsurlardır biridir. İthalat günümüzde ülkelerin birbirleriyle etkileşiminde ve küreselleşmede en etkili araçtır. İthalatı; gelir seviyesi, ithal mallara yönelik ilgi, döviz kuru, dış ticaretin liberalleşmesi ve engellenmesi gibi faktörler etkilemektedir. Ülkelerin ithalatını belirleyen en önemli etkenler ise döviz kuru ve ekonomik büyümedir. 1994-2018 yılları arası Türkiye için yapılan bu çalışmada ithalat, ekonomik büyüme ve döviz kuru arasındaki ilişki birim kök, eşbütünleşme ve nedensellik kullanılarak araştırılmıştır. Analiz sonuçlarına göre değişkenler arasında eşbütünleşme yani uzun dönemli ilişkisi tespit edilmiştir. Bir yıldan az bir zamanda kısa dönemli dalgaların uzun dönem dengesine yakınsanacağı sonucu elde edilmiştir. İthalat ile ekonomik büyüme arasında pozitif korelasyo...
Bu çalışmada, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nin Niğde ili ekonomisine 2010-2020 yılları arasındaki statik katkılarının hesaplanması hedeflenmiştir. Yapılan araştırmanın iki önemli amacı vardır. Bu amaçların ilki, üniversitelerin... more
Bu çalışmada, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nin Niğde ili ekonomisine 2010-2020 yılları arasındaki statik katkılarının hesaplanması hedeflenmiştir. Yapılan araştırmanın iki önemli amacı vardır. Bu amaçların ilki, üniversitelerin kuruldukları yerel ekonomi üzerindeki olumlu etkilerinin incelenmesidir. Araştırmanın ikinci amacı ise, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi'nin yerel ekonomiye sağladığı katkıların analiz edilmesidir. Bu doğrultuda, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nin Niğde ekonomisine yaptığı statik katkıları hesaplanmak için uygulanan analiz ve analiz sonuçlarına yer verilmiştir. Çalışmada öncelikle araştırma ile ilgili genel bilgiler, üniversitelerin yerel ekonomiye katkıları ve üniversitelerin şehir ekonomisine katkısı konusunda literatür taraması sunulmuştur. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi öğrenci ve personel sayıları ile çalışma kapsamındaki yıllar aralığındaki değişimi gösterilmiştir. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nin Niğde ekonomisine katkısı, amp...
1990 yilindan itibaren her yil yayinlanan Insani Gelisme Raporlari ulkelerin gelismislik duzeylerini hesaplamalarina yardimci olmaktadir. Bu calismada Avrupa Birligine uyelik asamasinda buyuk bir yol kat eden Turkiye ile insani gelisme... more
1990 yilindan itibaren her yil yayinlanan Insani Gelisme Raporlari ulkelerin gelismislik duzeylerini hesaplamalarina yardimci olmaktadir. Bu calismada Avrupa Birligine uyelik asamasinda buyuk bir yol kat eden Turkiye ile insani gelisme endeksi yuksek olan secilmis dunya ulkelerinden Almanya, ABD, Norvec ve Italya arasinda 1990-2015 yillari icin panel veri analizi yapilmistir. Bu cercevede ulkenin egitim duzeyi, ortalama yasam beklentisi ve saglik endeksini icine alan insani gelisme endeksi verileri kullanilarak, buyume orani arasindaki iliski arastirilmistir. Pedroni esbutunlesme sonucuna gore, milli gelir ile diger degiskenler arasinda uzun donemli bir iliski bulunmustur.
This study aimed to examine the variables that might affect the ecological footprint by using 1992-2015 data of the BRICS countries (Brazil, Russia, India, China, and South Africa). The common correlated effects' mean group test... more
This study aimed to examine the variables that might affect the ecological footprint by using 1992-2015 data of the BRICS countries (Brazil, Russia, India, China, and South Africa). The common correlated effects' mean group test was employed under the assumption of cross-sectional dependence and heterogeneity. In Brazil, an increase in energy consumption, technological development, and globalization decreased the ecological footprint by 0.043, 0.031, and 0.050 units, respectively, while an increase in urbanization increased the ecological footprint by 0.716 units. In Russia, on the other hand, no interpretation could be made because the coefficients were meaningless. In India, it had been observed that an increase of one unit in urbanization reduced the ecological footprint by 0.269 units. In China, it had been determined that a 1-unit increase in energy consumption reduced the ecological footprint by 0.043 units. In South Africa, the results could not be interpreted because the coefficients were insignificant. The results obtained vary according to the countries that revealed that local policies can also be effective on these variables. Therefore, countries have to act by examining the structures on their own to implement the policies they needed.
This study aimed to analyze the causality relationship between financial development and economic growth by using the data of the five fragile countries for the period 1980 to 2018. In this direction, the cross-section dependency is... more
This study aimed to analyze the causality relationship between financial development and economic growth by using the data of the five fragile countries for the period 1980 to 2018. In this direction, the cross-section dependency is examined, and it is concluded that the cross-section is independent. Then, by performing the Delta homogeneity test, it is aimed to understand whether other countries are affected at the same level without a change occurring in any of the countries considered, and heterogeneity has been reached. Subsequently, the unit root test determines that the variables are stationary at different levels. Dumitrescu and Hurlin panel causality test is performed to test the causality relationship. As a result of the test, while it is seen that there is not a relationship between economic growth and financial development index,  the examination with control variables confirmed that there is a causality relationship between economic growth and financial development. Thes...
Tasarrufları yatırım araçlarıyla değerlendirmek isteyen yatırımcılar özellikle alternatif yatırım araçlarına yönelmekte ve bu doğrultuda incelemelerde bulunarak risklerini minimize etmeye çalışırken, karlarını maksimize etmeye... more
Tasarrufları yatırım araçlarıyla değerlendirmek isteyen yatırımcılar özellikle alternatif yatırım araçlarına yönelmekte ve bu doğrultuda incelemelerde bulunarak risklerini minimize etmeye çalışırken, karlarını maksimize etmeye çalışmaktadırlar. Bu amaçla da alternatif yatırım araçları arasındaki etkileşim önem kazanmakta ve literatürde sıkça inceleme konusu olmaya başlamıştır. Bu çalışmada da alternatif yatırım araçlarından Dolar, Euro ve Altın’ın hisse senedi piyasaları üzerinde etkisinin olup olmadığı BİST 100 örnekleminde ele alınmıştır. Bu amaçla değişkenlerin 2008:01-2022:12 dönemi arasındaki verileri kullanılmıştır. Çalışmada değişkenler arasındaki ilişkinin incelenmesinde Johansen-Juselius eşbütünleşme testinden yararlanılmış ve değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisi olduğu görülmüştür. Ayrıca değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisinin tespit edilmesi için Granger nedensellik testine başvurulmuş ve BİST 100 ile Dolar, Euro ve Altın arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğu tespit edilmiştir.
Research Interests:
Sağlıklı insanın bilgiyi edinme ve öğrenme kapasitesi artış gösterirken, ekonomi içerisindeki verimliliği ve üretkenliğinde de artışlar yaşanmaktadır. Dolayısıyla sağlık sektörü ile ekonomi arasında da dolaylı yoldan bir etkileşim ortaya... more
Sağlıklı insanın bilgiyi edinme ve öğrenme kapasitesi artış gösterirken, ekonomi içerisindeki verimliliği ve üretkenliğinde de artışlar yaşanmaktadır. Dolayısıyla sağlık sektörü ile ekonomi arasında da dolaylı yoldan bir etkileşim ortaya çıkmaktadır. Bu doğrultuda bu çalışmada sağlık harcamaları ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin Türkiye örneğinde analiz edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla söz konusu ülkenin 2000-2019 dönemi verilerinden yararlanılmıştır. Ampirik analizde değişkenler arasındaki ilişkinin ortaya koyulmasında Johansen-Juselius eşbütünleşme analizi kapsamındaki iz testinden yararlanılmıştır. İz testi sonucunda sağlık harcamaları ve ekonomik büyüme arasında eşbütünleşme ilişkisi olduğu ortaya koyulmuştur.
Research Interests:
Bölgelerarası dengeli kalkınmanın sağlanması amacıyla bölgesel kalkınma ajanslarının varlığı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde uzun yıllar boyunca önemli bir yerel kalkınma aktörü olarak faaliyet göstermiştir. Gelişmekte olan... more
Bölgelerarası dengeli kalkınmanın sağlanması amacıyla bölgesel kalkınma ajanslarının varlığı,
gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde uzun yıllar boyunca önemli bir yerel kalkınma aktörü olarak
faaliyet göstermiştir. Gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda olduğu gibi Türkiye’de de bölgesel
kalkınma ajansları yerel kalkınmanın aktörü olarak faaliyet göstermeye başlamış ve her iktisadi bölge
birimi için ayrı bir bölgesel kalkınma ajansları hizmet vermiştir. Türkiye içerisinde dengeli bölgesel
kalkınmanın sağlanmasında ise TR71 Düzey 2 bölgesi için Ahiler Kalkınma Ajansları önemli bir rol
üstlenmiştir. Bu açıdan kalkınma ajansları kapsamında eylem gösteren yatırım destek ofislerine de
önemli görevler düşmüştür. Bu amaçla bu çalışmada Ahiler kalkınma ajansı kapsamındaki iller
(Aksaray, Kırıkkale, Kırşehir, Nevşehir, Niğde) üzerine bir inceleme de bulunulmuş ve özellikle söz
konusu şehirlerin kalkınmasında tarım, hayvancılık ve turizm sektörlerinin öne çıktığı saptanmıştır.
Özellikle Aksaray ilinin sosyo-ekonomik yapısının çoğunlukla hem tarım hem de hayvancılığa
dayandığı tespit edilirken, Kırıkkale ilinde ekonomik açıdan başta savunma sanayi olmak üzere gıda
ve giyim eşya imalatı, madencilik, makine imalatı, mobilya imalatı, petrokimya, tarım ve hayvancılık
ürünleri öne çıkmıştır. Ayrıca Ahiler Kalkınma Ajansları kapsamındaki iller arasında önemli bir yer
tutan Kırşehir ilinde temel ekonomik faaliyetlerin başında tarım ve hayvancılık sektörünün yer aldığı
tespit edilmiştir. Nevşehir ili ise diğer şehirlerden farklı olarak sadece tarıma değil aynı zamanda,
özellikle peri bacalarına bağlı olarak, turizme dayalı bir ana geçim kaynağına sahip olduğu
belirlenmiştir. Son olarak ise Niğde ekonomisi tarım sektörüne dayalı bir özellik sergilemekteyken
ayrıca önemli tarihsel bir geçmişi bünyesinde bulundurması sebebiyle, tarihi açıdan önemli turistik
potansiyele sahip iller arasında önemli bir yer tuttuğu belirlenmiştir.
Research Interests:
Savunma harcamalarının ülke ekonomileri açısından önemli bir gösterge olduğu kabul edilen bir gerçektir. Savunma harcamalarının, iktisadi açıdan, arz ve talep yönlü etkiler olmak üzere iki türlü etkileri bulunmaktadır. Talep etkileri,... more
Savunma harcamalarının ülke ekonomileri açısından önemli bir gösterge olduğu kabul edilen bir gerçektir. Savunma harcamalarının, iktisadi açıdan, arz ve talep yönlü etkiler olmak üzere iki türlü etkileri bulunmaktadır. Talep etkileri, harcama düzeyi ve bileşimi aracılığıyla; arz etkileri ise potansiyel çıktı üzerinde etkili olan üretim faktörleri ve teknoloji aracılığıyla varlığını göstermektedir. Bazen talep etkileri ise yatırım dışlanması gibi sebeplere bağlı olarak sermaye stokunu etkileyip değiştirerek arz etkilerine de sebep olabilmektedirler. Bu açıdan değerlendirilince de savunma harcamalarının ülke ekonomileri üzerindeki etkisi de kaçınılmazdır. Özellikle de savunma harcamaları ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki sürekli tartışılagelen bir konu olmuştur. Bu çalışmada da savunma harcamaları ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin analiz edilmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultu da 13 NATO üyesi ülkenin (Almanya,
Research Interests:
This study aimed to analyze the causality relationship between financial development and economic growth by using the data of the five fragile countries for the period 1980 to 2018. In this direction, the crosssection dependency is... more
This study aimed to analyze the causality relationship between financial development and economic growth by using the data of the five fragile countries for the period 1980 to 2018. In this direction, the crosssection dependency is examined, and it is concluded that the cross-section is independent. Then, by performing the Delta homogeneity test, it is aimed to understand whether other countries are affected at the same level without a change occurring in any of the countries considered, and heterogeneity has been reached. Subsequently, the unit root test determines that the variables are stationary at different levels. Dumitrescu and Hurlin panel causality test is performed to test the causality relationship. As a result of the test, while it is seen that there is not a relationship between economic growth and financial development index, the examination with control variables confirmed that there is a causality relationship between economic growth and financial development. These results showed that the demand-leading hypothesis is valid in the five fragile countries. Finally, to understand the causality relationship more clearly in the study, the Hatemi-J asymmetric causality test was performed, and it is understood that the causality relationship between financial development and economic growth may differ according to country.
Changes occurring in the health sector and in terms of society within the last 100 years in the world has extended the life expectations at the time of birth and decreased the birth rates. These changes have been experienced especially in... more
Changes occurring in the health sector and in terms of society within the last 100 years in the world has extended the life expectations at the time of birth and decreased the birth rates. These changes have been experienced especially in developed countries rather than the underdeveloped and developing countries. The aim of this study is to make the determination of the economic effects of growth by using panel data analysis method for 2000-2014 period in 19 developed countries consisting. The panel corrected standard errors regression test results show that the income per capita is directly proportional with the income per worker and labour force total participation rate (LFTP). So when the average of age increases LFTP decreases and this affects negatively the national income of countries.
Changes occurring in the health sector and in terms of society within the last 100 years in the world has extended the life expectations at the time of birth and decreased the birth rates. These changes have been experienced especially in... more
Changes occurring in the health sector and in terms of society within the last 100 years in the world has extended the life expectations at the time of birth and decreased the birth rates. These changes have been experienced especially in developed countries rather than the underdeveloped and developing countries. The aim of this study is to make the determination of the economic effects of growth by using panel data analysis method for 2000-2014 period in 19 developed countries consisting of USA, Canada, England, Germany, France, Japan, Belgium, Australia, Luxembourg, Switzerland and Denmark. The panel corrected standard errors regression test results show that the income per capita is directly proportional with the income per worker and labour force total participation rate (LFTP). So when the average of age increases LFTP decreases and this affects negatively the national income of countries
TEZ8583Tez (Doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2011.Kaynakça (s. 189-201) var.x, 202 s. : res., tablo ; 29 cm.Exchange rate determining problem came to existence in parallel with abolishing the constraints on financial capital... more
TEZ8583Tez (Doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2011.Kaynakça (s. 189-201) var.x, 202 s. : res., tablo ; 29 cm.Exchange rate determining problem came to existence in parallel with abolishing the constraints on financial capital movements that is one of the most important developments in the world finance markets, under the floating exchange rate regime after 1970?s. In this content, in addition to Purchasing Power Parity (PPP) and Mundell Fleming (MF) model; Sticky Price Monetary Approach (SPMA), Flexible Price Monetary Approach (FLMA) and Hybrid Monetary Model (RID) will be analyzed. This study has examined the applicability of the exchange rate determining models on Turkish economy during 1990:Q1 - 2010:Q2 using unit root test, cointegration techniques and error correction mechanism. Moreover, answer of what are the fundamental macroeconomic variables that affect the exchange rate is also quested. Analyzed models are not harmonized during the period 1990:Q1 - 2010:Q2. Howeve...
Technological development and investment in knowledge seem to be very important in order for countries to demonstrate effective growth performance. The first concept that comes to mind when investing in information is the R&D activities.... more
Technological development and investment in knowledge seem to be very important in order for countries to demonstrate effective growth performance. The first concept that comes to mind when investing in information is the R&D activities. In the past, efforts to develop in countries for years can be realized within months nowadays and technological developments have rapidly changed and can be worn out in a short period of time. Therefore, it can be said that the information economy is the speed economy. The aim of this study is to investigate the relationship between R&D expenditures and GDP in Turkey for the period 1996-2014 with the help of VAR analysis. Before the study, it was determined whether the series were stationary by Augmented Dickey Fuller (ADF) and Phillips-Peron (PP) unit root tests and it was determined that the variables of GDP and R&D expenditure were stationary in the level values. According to the results of variance decomposition and effectresponse functions; It ...
Bu calismanin hedefi telekomunikasyon yatirimlari ile dogrudan yabanci sermaye yatirimlari arasindaki iliskinin panel veri analizi ile arastirilmasidir. Veriler 7 gelisen ve 14 OECD uyesi ulke icin 1975-2009 yillarini kapsayacak sekilde... more
Bu calismanin hedefi telekomunikasyon yatirimlari ile dogrudan yabanci sermaye yatirimlari arasindaki iliskinin panel veri analizi ile arastirilmasidir. Veriler 7 gelisen ve 14 OECD uyesi ulke icin 1975-2009 yillarini kapsayacak sekilde gruplandirilmistir. Onceki calismalardan farkli olarak uygulamada yatay kesit bagimliligi ve heterojenlik goz onunde bulundurulmaktadir. Elde edilen bulgular her iki ulke grubu icin de telekomunikasyon yatirimlarinin ulkeye gelen dogrudan yabanci sermaye yatirimlarinin pozitif ve anlamli belirleyicisi oldugunu ortaya koymaktadir. Ayrica bu etkinin gelismis ulkelerde gelismekte olan ulkelerden daha buyuk oldugu gorulmektedir. Bu acidan dogrudan yabanci sermaye yatirimlarini telekomunikasyon yatirimlari araciligi ile ulkeye cekmeyi hedefleyen politikalarin etkili olacagi soylenebilir
Sanayi devrimi ile birlikte ulasim ve teknolojideki hizli gelisme kuresellesmenin alt yapisini hazirlamistir. Sanayi devrimi ile artan uretim ve hammadde ihtiyaclari insanlarin ulke disina yonelmelerine neden olmustur. Deniz ve demiryolu... more
Sanayi devrimi ile birlikte ulasim ve teknolojideki hizli gelisme kuresellesmenin alt yapisini hazirlamistir. Sanayi devrimi ile artan uretim ve hammadde ihtiyaclari insanlarin ulke disina yonelmelerine neden olmustur. Deniz ve demiryolu ulasiminin gelismesi, ulasim aglarini guclendirirken, ulkelerin birbirleriyle hizla temasa gecmelerini saglamistir. Bu dogrultuda dunya hizla kuresellesme seruvenine girerken, dunya ayrica ekonomik ve ticari olarak da kuresellesmeye baslamistir. Bu baglamda ekonomik kuresellesme temel olarak iki farkli asamada ortaya cikmistir. Bu asamalardan birincisi ticari ekonomik serbestlik ikincisi ise finansal ekonomik serbestliktir. Ticari ekonomik serbestlesme, mal ve hizmet ticareti uzerindeki engelleme, tarife ve kontrollerin kaldirilmasi, uluslararasi ticaretin serbest bir sekilde yapilmasini kapsamaktadir. Finansal ekonomik serbestlesme ise finansal piyasalarin uzerindeki kontrol ve sinirlamalarin kaldirilarak, ulusal ve yerel finans piyasalarinin ulusl...
Bu calismanin amaci IMF kredilerin Turkiye ekonomisi uzerindeki etkilerini analiz etmektir. Hollanda Hastaligi konusu literaturde genis bir uygulama alani bulmustur. Hollanda Hastaligi (HH) kavramina gore, bir ulkede beklenmedik bir... more
Bu calismanin amaci IMF kredilerin Turkiye ekonomisi uzerindeki etkilerini analiz etmektir. Hollanda Hastaligi konusu literaturde genis bir uygulama alani bulmustur. Hollanda Hastaligi (HH) kavramina gore, bir ulkede beklenmedik bir zengin dogal kaynak kesfi sonucunda imalat sektorunde kuculmeler, rekabet gucu azalislari ve asiri degerli reel doviz kuru olusmaktadir. Diger taraftan, bu calismada, beklenmedik zengin bir dogal kaynak kesfinin yarattigi etkilere benzer sekilde yuksek miktarli stand by kredilerinin ekonomiye olan etkileri kisa vadede olumlu gibi gorunse de, uzun vadede ekonomik buyumeyi yavaslatmaktadir. Ampirik calismada 1980 – 2009 yillari arasi yillik veriler kullanilarak IMF politikalariyla makroekonomik degiskenler arasindaki iliskiler arastirilmistir. Makalede, esbutunlesme ve Hata Duzeltme Modeli (HDM) ile analizler yapilmistir. Kisa vadede IMF politikalarinin ekonomi uzerinde olumlu etkileri gorulurken, uzun vadede negatif etkiler icerdigi saptanmistir. Yani ulk...
The relationship between migration and income distribution is an important phenomena. There are two types of migration: internal (in migration) and external (out migration). Both of them are because of politic, economic and social... more
The relationship between migration and income distribution is an important phenomena. There are two types of migration: internal (in migration) and external (out migration). Both of them are because of politic, economic and social reasons. Here both of them are considered inside Turkey. Data is chosen from 2008-2012 periods for the 12 statistically divided regions in Turkey. Following the Panel unit root test, panel least square methods is used for the empirical part. As to result, it is concluded that for the 2008-2012 periods, migration has an adjusting role for 12 statistical regions in Turkey.

And 66 more

Research Interests: