Cümcümenâme, Hazreti İlyas'a iman etmeden ölen ancak emri altındakilere çok iyi ve cömert davrand... more Cümcümenâme, Hazreti İlyas'a iman etmeden ölen ancak emri altındakilere çok iyi ve cömert davrandığı için Hazreti İsa'ya iman ederek imanla ölmesi amacıyla yüce Allah tarafından yeniden diriltilen Cümcüme Sultan'ın kabirde yaşadıklarının manzum bir şekilde anlatıldığı ibretli hikâyeyi konu almaktadır. Harezm Türkçesi dönemine ait Cümcümenâme Mustafa Toker ile Muhsin Uygun'un ortak yayını olarak 2020 yılında yayımlanmıştı. Yayında ikisi S. Petersburg ve ikisi Kazan olmak üzere 4 nüsha kullanılmıştı. Aradan geçen 2 yılda yaptığımız araştırmalar neticesinde Cümcümenâme'nin Kazan kütüphanelerinde 6 nüshasına daha ulaştık. Bu nüshalardan ikisi tam, birisi sondan eksik ve üçü ise çok eksiktir. Bu yazının amacı, yeni bulunan bu nüshaları tanıtmak ve yayında kullanılan nüshalardaki vezni ve kafiyeyi bozan bazı kısımların yeni bulunan bu nüshalar yardımıyla düzeltilmesini sağlamaktır. Nüshalarda bazı mısralarda vezin kusurları, bazılarında ise kafiyeyle ilgili problemler olduğu görülmektedir. Yazarların ifadesine göre bu kusurların bir kısmı yayında kullanılan diğer nüshalardan hareketle düzeltilmiş, bir kısmı ise bütün nüshalarda aynı şekilde olduğu için müdahale edilmeyerek olduğu gibi bırakılmıştır. Bu yazıda, önce yeni bulunan bu nüshalar tanıtılacak, ardından da yeni nüshalardan hareketle diğer nüshalarda bulunan ve yayına da akseden vezin ve kafiye bozuklukları giderilmeye çalışılacaktır.
Dictionaries are basic reference sources for Turkish as well as for all languages. Since the 11th... more Dictionaries are basic reference sources for Turkish as well as for all languages. Since the 11th century when Dîvânü Lügâti’t-Türk was written, many Turkish dictionaries have been written in different fields and geographies where Turkish has been spoken and written. One of these dictionaries is the Çulluk Kapan Dictionary, the oldest version of which belongs to the 14th century and was created in Arabic-Turkish form. In this study, detailed information is given about 8 copies of Çulluk Kapan Dictionary, 4 in Konya Koyunoğlu Museum and Library, 2 in National Library and 1 in Köprülü Manuscript Museum and 1 in Turkish Language Association. First of all, the leaf numbers of the copies, their stability, the number of lines on the pages, etc. his general condition was mentioned. Then, the striking spelling features in the copies are emphasized. Information is given on issues such as which word the copies begin and with which word they end, whether words are written in the words, whether there are unreadable words in the copies, and whether there is a difference between the copies. In addition, a few words randomly have selected from the copies were given in a table, allowing researchers to make comparisons between copies. Finally, facsimile examples are given from the introduced copies.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2001
Ebü'l-Gâzî Bahadır Han'ın Şecere-i Terâkime adlı eseri, Zuhal Kargı Ölmez
tarafından "Transkripsi... more Ebü'l-Gâzî Bahadır Han'ın Şecere-i Terâkime adlı eseri, Zuhal Kargı Ölmez tarafından "Transkripsiyonlu Metin-Gramer-Dizin" bölümleriyle 1996 yılında yayınlanmıştır. Eserde bazı eksiklikler göze çarpmaktadır. Bu yazıda, eksikliklerin neler olduğu ve bu eksikliklerin nasıl giderilebileceği üzerinde duruldu. Çalışmada, önce eserin kısa bir tanıtımı yapıldı. Bize göre hatalı olan kısımlar maddeler hâlinde verildi. Ardından da kendi görüşlerimiz ifade edildi.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2004
Bu çalışmada, Rusya’daki Türkçülük hareketinin babası olarak kabul edilen İsmail Gaspıralı’nın kı... more Bu çalışmada, Rusya’daki Türkçülük hareketinin babası olarak kabul edilen İsmail Gaspıralı’nın kısa bir hayat hikâyesi verildikten sonra, temel olarak “dilde birlik” fikri üzerinde durulmuştur. Onun bu konuyla ilgili amacı, “bütün Türklerin birbirlerini kolaylıkla anlayabilecekleri ortak bir Türk dili oluşturabilmek” şeklinde özetlenebilir. Bu yolda çok çetin mücadeleler vermiş; konunun uzun süre gündemde kalmasını sağlamıştır. Ancak, zaman içerisinde ortaya çıkan çeşitli engeller, bu mücadelenin tam anlamıyla başarıya ulaşmasını engellemiştir. Ancak, bütün Türklerin ortak bir Türkçeyle konuşmaları fikri onun ölümüyle birlikte yok olmamıştır. Onun yolundan giden aydın bilim adamları bu fikrin yılmaz savunucuları olmuşlar ve bu uğurda mücadeleye devam etmişlerdir.
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2016
Türkçede kelimeler üç grupta incelenmektedir: İsimler, fiiller ve edatlar. Edatlar, Türkçenin ilk... more Türkçede kelimeler üç grupta incelenmektedir: İsimler, fiiller ve edatlar. Edatlar, Türkçenin ilk yazılı kaynaklarından beri cümle kuruluşuna katılan, kelimeler arasında çeşitli anlam ilişkileri kuran görevli kelimelerdir. Bu gramer kategorisi cümle içinde "edat grupları"nı oluşturmakta ve cümlede zarf, sıfat ve isim görevi yapmaktadır. Anlamsal olarak bakıldığında bu kelime türünün cümleye sebep, miktar, durum vb. anlamlar kattığı görülmektedir. Bu çalışmada, Kemal Tahir'in Devlet Ana adlı romanından hareketle, "göre" edatının kullanımı ve cümle içindeki anlam özellikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2020
Türkler İslamiyet’e girdikten sonra kabul ettikleri yeni dinin esaslarını öğrenmek ve öğretmek iç... more Türkler İslamiyet’e girdikten sonra kabul ettikleri yeni dinin esaslarını öğrenmek ve öğretmek için birçok eser kaleme almışlardır. Bu makalede tanıtılmaya çalışılan eser de böyle bir çabanın ürünüdür. Halkı bilinçlendirmek için yazılan, sade dilli dinî eserlerden olan Levh-i Mübârek, fıkıh ilminin başlıca mevzuları olan namaz, oruç, zekât, hac vb. konulardan oluşmaktadır. Mensur olarak kaleme alınan yazma 62 varaktan ibarettir. Levh-i Mübârek’in kim tarafından yazıldığı, nerede ve ne zaman kaleme alındığı gibi hususlar bilinmemektedir. Eserin dilinden, söz varlığından anlaşıldığı kadarıyla telif tarihi 15. yüzyıl ve sonrasına, istinsah tarihi ise 18. yüzyıl ve sonrasına ait olmalıdır. Bu çalışmayla, Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’nde 15 Hk 1032 numaralı yazma tanıtılarak hem Türk diline hem de Türk edebiyatı tarihine katkı sağlanması amaçlanmıştır.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2019
Dildeki kelimelerin bağımsız olarak tek tek kullanıldıklarında sağlıklı bir anlatım oluşturmaları... more Dildeki kelimelerin bağımsız olarak tek tek kullanıldıklarında sağlıklı bir anlatım oluşturmaları çok zordur. Duygu, düşünce ve istekleri karşılayan kelimeler belirli bir sıra, düzen ve bütünlük içinde kullanıldıklarında anlatım sağlıklı olur. Birlikte kullanılan kelimeler, önce yargı bildirmeden birbirleriyle ilişki kurarak kelime gruplarını oluştururlar. Kelime grupları da yargı bildiren cümlelerin oluşumunu sağlar. Bir dildeki kelimelerin cümle içindeki görevlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini, sıralanışlarını ve cümle yapılarını inceleyen dil bilgisi bölümüne söz dizimi denir. Bu çalışmada, XX. asır Türk edebiyatının engin destan ruhuyla söylenmiş muhteşem manzumelerinden biri olan Süleymaniye’de Bayram Sabahı şiirinin söz dizimi üzerinde durulacaktır. Yahya Kemal Beyatlı tarafından yazılan şiir, 6 bölüm ve 86 mısradan oluşmaktadır. Türk edebiyatının bu önemli şiirini oluşturan cümleler; ögeleri, kelime grupları ve çeşitleri yönünden incelenecektir.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2017
İlk örneğini Harezm sahasında gördüğümüz Cümcümenâme, Anadolu sahasında Kesikbaş
Hikâyesi veya De... more İlk örneğini Harezm sahasında gördüğümüz Cümcümenâme, Anadolu sahasında Kesikbaş Hikâyesi veya Destanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Muhteva olarak örtüşen bu eserlerin yazıldığı sahalara göre farklı dil özellikleri gösterdikleri bilinmektedir. Gerek Harezm sahasındaki ve gerekse Anadolu sahasındaki aynı konulu bu eserlerin manzum oldukları da bilinmektedir. Bu yazıyla tanıtmaya çalışacağımız Çağatay sahasına ait olan eser ise diğerlerinden farklı olarak mensur şekilde kaleme alınmıştır. Katalog kaydında 18. yüzyıl eseri olduğu belirtilen Çağatayca Cümcümenâme’nin kim tarafından yazıldığı veya istinsah edildiği, nerede ve ne zaman kaleme alındığı gibi hususlar bilinmemektedir. Paris’te Biblioteque Nationale’de muhafaza edilen yazma, Kâşgar sahasında istinsah edilmiş olmalıdır. Eser, 16 varaktan ibaret olup yukarıda da ifade edildiği üzere mensur olarak kaleme alınmıştır. Eserin konusunu, Cümcüme Sultan'ın Allahu Teala'ya iman etmemesi sonucu cehennemde şahit olduğu şeyler ve orada maruz kaldığı azaplar oluşturmaktadır. Eserin kahramanları Cümcüme Sultan ile Hz. İsa'dır. Eserde, ölüm, kabir hayatı ve cehennem hakkındaki tasvirler dikkat çekicidir. Eserin, dil özelliklerinden hareketle Çağatay Türkçesinin son dönemine, klasik sonrası döneme ait olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ayrıca yazmada Yeni Uygur Türkçesine ait birtakım unsurların görülmesi, eserin son dönem Çağatay Türkçesine ait olduğunu göstermektedir.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2002
Bu çalışma, Tatar Türkçesine ait sözlükleri, gramer kitaplarını, terim sözlüklerini ve makaleleri... more Bu çalışma, Tatar Türkçesine ait sözlükleri, gramer kitaplarını, terim sözlüklerini ve makaleleri içine alan bir bibliyografya denemesidir. Çalışma üç bölümden olusmaktadır: Giriş, Tatar Türkçesi Hakkında Genel Bilgi, Bibliyografya. Giriş bölümünde bibliyografyanın tanımı, bilimsel çalışmalardaki gerekliliği ve çalışmanın amacı ve yöntemi üzerinde durulmuştur. Tatar Türkçesi hakkında Genel Bilgi bölümünde, Tatar Türkçesinin, Türk lehçelerinin hangi grubuna girdiği, yazı dili olarak hangi ağzının esas alındığı konularında kısa bilgiler verilmiştir. Bibliyografya kısmında ise, Tatar Türkçesiyle ilgili yazılan kitaplar ve makaleler, Tatar Türkçesiyle Yazılanlar ve Rus Diliyle Yazılanlar olmak üzere iki başlık hâlinde sıralanmıştır.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2004
Bu makalede, Halid Said tarafından 1926 yılında yazılan Osmanlı, Özbek, Kazak Dillerinin Mukayese... more Bu makalede, Halid Said tarafından 1926 yılında yazılan Osmanlı, Özbek, Kazak Dillerinin Mukayeseli Sarfı adlı eserde verilen Görülen Geçmiş Zaman, Duyulan Geçmiş Zaman, Şimdiki Zaman, Geniş Zaman, Gelecek Zaman ile Şart, İstek, Gereklilik ve Emir çekimlerinin bugünkü Türkiye Türkçesi, Özbek Türkçesi ve Kazak Türkçesindeki durumlarını karşılaştırmalı olarak inceledik. Bu inceleme sonucunda, Halid Said’in verdiği şekillerin büyük bir kısmının bugün de kullanıldığını; ancak, bu lehçelerde bugün kullanılmakta olan pek çok şekilden yazarın söz etmediğini tespit ettik. Yazıldığı dönem ve şartlar göz önünde bulundurularak eserdeki eksiklikler mazur görülmelidir. Sovyet Türkolojisinin ilk karşılaştırmalı gramer kitabı olmakla birlikte; yazar, imkânlar dâhilinde elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmıştır.
Şemseddin-i Sivasî 16. yüzyıl şair ve yazarlarındandır. Manzum ve mensur pek çok eser kaleme almı... more Şemseddin-i Sivasî 16. yüzyıl şair ve yazarlarındandır. Manzum ve mensur pek çok eser kaleme almış olan Sivasî’nin eserlerinden birisi de Menâsikü’l-Huccâc veya Umdetü’l-Huccâc’dır. Bu eserin adı, kaynaklarda Menâsikü’l- Hacc veya Menâsik-i Hacc olarak geçmektedir. Eser, adından da anlaşılacağı üzere, hac görevini yerine getirmek isteyenlere haccın gereklerini anlatmaktadır. Sivasî ve eserlerinden bahseden çoğu kaynakta eserin “kayıp” olduğu bildirilmiştir. Bu çalışmayla eser, ilim âlemine tanıtılmaya çalışılacaktır.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2003
Bu makalede, Radloff’un Opıt Slovarya Tyurkskiḫ Nareçiy adlı sözlük denemesinde geçen Tatar Türkç... more Bu makalede, Radloff’un Opıt Slovarya Tyurkskiḫ Nareçiy adlı sözlük denemesinde geçen Tatar Türkçesine ait kelimeler hakkında bazı değerlendirmelerde bulunulmuştur.Yazıda, Radloff’un hayatı ve çalışmalarından kısaca bahsedilmiş; Opıt Slovarya Tyurkskiḫ Nareçiy adlı sözlüğün kuruluş düzeni ve Tatar Türkçesine ait olarak verilen kelimeler hakkında bazı değerlendirmeler yapılmıştır.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2018
Orhun bengü taşları üzerinde bugüne gelinceye kadar pek çok okuma çalışması yapılmıştır. Vilhelm ... more Orhun bengü taşları üzerinde bugüne gelinceye kadar pek çok okuma çalışması yapılmıştır. Vilhelm Thomsen ve Wilhelm Radloff'la başlayan abideleri okuma çalışmaları bugün de yurt içi ve yurt dışındaki Türkologlar tarafından sürdürülmektedir. Bu okumaların temeli abideleri ilk çözen Thomsen'e ve ilk okuyan Radloff'a dayanmaktadır. Radloff'un ve Thomsen'in okumaları ardından yeni görüşlerle birlikte bugün elimizde bulunan çeşitli yayınlardaki hâli ortaya çıkmıştır. Bu bildiride, Tonyukuk abidesinde geçen ve kaynaklar tarafından " bar mu ne? " şeklinde okunan ibare üzerinde durulacaktır. İbarenin değişik bilim insanları tarafından okunuşu ve anlamlandırılışı verildikten sonra konuyla ilgili kendi görüşümüz ortaya konulacaktır. Many epigraphy reading studies have been made on Orhun Monuments until today. Epigraphy reading studies that started by Vilhelm Thomsen and Wilhelm Radloff are sustained nowadays too by the domestic and foreigner Turkologs. The foundation of these readings are based on Thomsen who first deciphered the runic alphabet and on Radloff who first read the inscription. After Radloff's and Thomsen's readings its last form with new comments emerged in several publications. In this paper, we will dwell on the expression read as " bar mu ne " by the sources and mentioned on Tonyukuk Monument. After giving different readings and interpretations by different scientists we will present our own comments.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2016
Bu çalışma, Kazan Tatar Türkçesinin ilk numunelerinden olduğunu düşündüğümüz bir elyazma dua kita... more Bu çalışma, Kazan Tatar Türkçesinin ilk numunelerinden olduğunu düşündüğümüz bir elyazma dua kitabı hakkındadır. Bu dua kitabı, Moskova’daki Prospekt Mir Camiindeki Kur’ân-ı Kerîmler ve dua kitapları arasında bulunmaktadır. Eserin adı, müellifi, müstensihi, yazıldığı yer ve yazıldığı tarih hususunda herhangi bir bilgi mevcut değildir. Eser 150 sayfadan yani 75 varaktan ibarettir. Yazmada, Arapça sure ve duaların yanında Türkçe dualara ve fıkha ait (namaz, oruç, fıtır sadakası, imamlık vb.) birtakım bilgilere yer verilmiştir. Bunlar yanında Hazreti Peygamberin bazı hadislerinden de bahsedilmektedir. Türk dili tarihi açısından eseri önemli kılan kısım, Türkçe yazılmış kısımlardır. Eser harekeli olarak yazılmıştır. Eserin harekeli olması yazıldığı Türkçe hakkında daha kesin yorumlarda bulunmamızı sağlamaktadır. Eserin imlasından ve barındırdığı birtakım gramatikal özelliklerinden dolayı Tatar Türkçesinin ilk yadigârları arasında göstermek yanlış olmayacaktır. Müşterek Orta Asya Türkçesi dediğimiz Çağatay Türkçesinin izlerinin de görüldüğü eser, başlangıç dönemi Kazan Tatar Türkçesinin ilk numunelerinden biri olmalıdır.
ICWSR 2015 International Conference on the Changing World and Social Research I , 2015
Our study consists of some phonetic and morphologic characteristics encountered in theinterlinear... more Our study consists of some phonetic and morphologic characteristics encountered in theinterlinear translation of The Holy Qur'an which is in Manisa Provincial Public Library withregistry number 931. The book was transcribed circa 1500-1600. The scribe is unknown. Adoctorate study was made on the book by Esra Karabacak in 1992. The study was publishedin 1994 in The USA by The Department of The Near Eastern Languages and Civilizations atHarvard University.The language of the book is Old Anatolian Turkish. Notwithstanding that, somemorphological characteristics which are out of Old Anatolian Turkish characteristics areencountered in the book. In addition to these, some conspicuous phonetic characteristics take place in the book. Some of these characteristics are described below.1. Conjugation of positive and negative present tense with personal pronouns.2. Conjugation of the perfect tense with personal pronouns.3. Making the the second person plural conjugation with – ġ uñuz/-güñüz suffixes.4. Using – ġ an/-gen adjective-verb suffix.5. Using – ġ ay/-gey optative suffix.6. Utilizing personal pronouns for first and second persons of declarative conjugation in present tense.7. Encountering – ġ anda adverb-verb suffix.8. Alternation of ñ/ ġ Above considerations which were determined in Manisa transcription shall be compared withsimilar structures in an interlinear translation which is in a private library in Isparta.
Cümcümenâme, Hazreti İlyas'a iman etmeden ölen ancak emri altındakilere çok iyi ve cömert davrand... more Cümcümenâme, Hazreti İlyas'a iman etmeden ölen ancak emri altındakilere çok iyi ve cömert davrandığı için Hazreti İsa'ya iman ederek imanla ölmesi amacıyla yüce Allah tarafından yeniden diriltilen Cümcüme Sultan'ın kabirde yaşadıklarının manzum bir şekilde anlatıldığı ibretli hikâyeyi konu almaktadır. Harezm Türkçesi dönemine ait Cümcümenâme Mustafa Toker ile Muhsin Uygun'un ortak yayını olarak 2020 yılında yayımlanmıştı. Yayında ikisi S. Petersburg ve ikisi Kazan olmak üzere 4 nüsha kullanılmıştı. Aradan geçen 2 yılda yaptığımız araştırmalar neticesinde Cümcümenâme'nin Kazan kütüphanelerinde 6 nüshasına daha ulaştık. Bu nüshalardan ikisi tam, birisi sondan eksik ve üçü ise çok eksiktir. Bu yazının amacı, yeni bulunan bu nüshaları tanıtmak ve yayında kullanılan nüshalardaki vezni ve kafiyeyi bozan bazı kısımların yeni bulunan bu nüshalar yardımıyla düzeltilmesini sağlamaktır. Nüshalarda bazı mısralarda vezin kusurları, bazılarında ise kafiyeyle ilgili problemler olduğu görülmektedir. Yazarların ifadesine göre bu kusurların bir kısmı yayında kullanılan diğer nüshalardan hareketle düzeltilmiş, bir kısmı ise bütün nüshalarda aynı şekilde olduğu için müdahale edilmeyerek olduğu gibi bırakılmıştır. Bu yazıda, önce yeni bulunan bu nüshalar tanıtılacak, ardından da yeni nüshalardan hareketle diğer nüshalarda bulunan ve yayına da akseden vezin ve kafiye bozuklukları giderilmeye çalışılacaktır.
Dictionaries are basic reference sources for Turkish as well as for all languages. Since the 11th... more Dictionaries are basic reference sources for Turkish as well as for all languages. Since the 11th century when Dîvânü Lügâti’t-Türk was written, many Turkish dictionaries have been written in different fields and geographies where Turkish has been spoken and written. One of these dictionaries is the Çulluk Kapan Dictionary, the oldest version of which belongs to the 14th century and was created in Arabic-Turkish form. In this study, detailed information is given about 8 copies of Çulluk Kapan Dictionary, 4 in Konya Koyunoğlu Museum and Library, 2 in National Library and 1 in Köprülü Manuscript Museum and 1 in Turkish Language Association. First of all, the leaf numbers of the copies, their stability, the number of lines on the pages, etc. his general condition was mentioned. Then, the striking spelling features in the copies are emphasized. Information is given on issues such as which word the copies begin and with which word they end, whether words are written in the words, whether there are unreadable words in the copies, and whether there is a difference between the copies. In addition, a few words randomly have selected from the copies were given in a table, allowing researchers to make comparisons between copies. Finally, facsimile examples are given from the introduced copies.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2001
Ebü'l-Gâzî Bahadır Han'ın Şecere-i Terâkime adlı eseri, Zuhal Kargı Ölmez
tarafından "Transkripsi... more Ebü'l-Gâzî Bahadır Han'ın Şecere-i Terâkime adlı eseri, Zuhal Kargı Ölmez tarafından "Transkripsiyonlu Metin-Gramer-Dizin" bölümleriyle 1996 yılında yayınlanmıştır. Eserde bazı eksiklikler göze çarpmaktadır. Bu yazıda, eksikliklerin neler olduğu ve bu eksikliklerin nasıl giderilebileceği üzerinde duruldu. Çalışmada, önce eserin kısa bir tanıtımı yapıldı. Bize göre hatalı olan kısımlar maddeler hâlinde verildi. Ardından da kendi görüşlerimiz ifade edildi.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2004
Bu çalışmada, Rusya’daki Türkçülük hareketinin babası olarak kabul edilen İsmail Gaspıralı’nın kı... more Bu çalışmada, Rusya’daki Türkçülük hareketinin babası olarak kabul edilen İsmail Gaspıralı’nın kısa bir hayat hikâyesi verildikten sonra, temel olarak “dilde birlik” fikri üzerinde durulmuştur. Onun bu konuyla ilgili amacı, “bütün Türklerin birbirlerini kolaylıkla anlayabilecekleri ortak bir Türk dili oluşturabilmek” şeklinde özetlenebilir. Bu yolda çok çetin mücadeleler vermiş; konunun uzun süre gündemde kalmasını sağlamıştır. Ancak, zaman içerisinde ortaya çıkan çeşitli engeller, bu mücadelenin tam anlamıyla başarıya ulaşmasını engellemiştir. Ancak, bütün Türklerin ortak bir Türkçeyle konuşmaları fikri onun ölümüyle birlikte yok olmamıştır. Onun yolundan giden aydın bilim adamları bu fikrin yılmaz savunucuları olmuşlar ve bu uğurda mücadeleye devam etmişlerdir.
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2016
Türkçede kelimeler üç grupta incelenmektedir: İsimler, fiiller ve edatlar. Edatlar, Türkçenin ilk... more Türkçede kelimeler üç grupta incelenmektedir: İsimler, fiiller ve edatlar. Edatlar, Türkçenin ilk yazılı kaynaklarından beri cümle kuruluşuna katılan, kelimeler arasında çeşitli anlam ilişkileri kuran görevli kelimelerdir. Bu gramer kategorisi cümle içinde "edat grupları"nı oluşturmakta ve cümlede zarf, sıfat ve isim görevi yapmaktadır. Anlamsal olarak bakıldığında bu kelime türünün cümleye sebep, miktar, durum vb. anlamlar kattığı görülmektedir. Bu çalışmada, Kemal Tahir'in Devlet Ana adlı romanından hareketle, "göre" edatının kullanımı ve cümle içindeki anlam özellikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2020
Türkler İslamiyet’e girdikten sonra kabul ettikleri yeni dinin esaslarını öğrenmek ve öğretmek iç... more Türkler İslamiyet’e girdikten sonra kabul ettikleri yeni dinin esaslarını öğrenmek ve öğretmek için birçok eser kaleme almışlardır. Bu makalede tanıtılmaya çalışılan eser de böyle bir çabanın ürünüdür. Halkı bilinçlendirmek için yazılan, sade dilli dinî eserlerden olan Levh-i Mübârek, fıkıh ilminin başlıca mevzuları olan namaz, oruç, zekât, hac vb. konulardan oluşmaktadır. Mensur olarak kaleme alınan yazma 62 varaktan ibarettir. Levh-i Mübârek’in kim tarafından yazıldığı, nerede ve ne zaman kaleme alındığı gibi hususlar bilinmemektedir. Eserin dilinden, söz varlığından anlaşıldığı kadarıyla telif tarihi 15. yüzyıl ve sonrasına, istinsah tarihi ise 18. yüzyıl ve sonrasına ait olmalıdır. Bu çalışmayla, Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’nde 15 Hk 1032 numaralı yazma tanıtılarak hem Türk diline hem de Türk edebiyatı tarihine katkı sağlanması amaçlanmıştır.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2019
Dildeki kelimelerin bağımsız olarak tek tek kullanıldıklarında sağlıklı bir anlatım oluşturmaları... more Dildeki kelimelerin bağımsız olarak tek tek kullanıldıklarında sağlıklı bir anlatım oluşturmaları çok zordur. Duygu, düşünce ve istekleri karşılayan kelimeler belirli bir sıra, düzen ve bütünlük içinde kullanıldıklarında anlatım sağlıklı olur. Birlikte kullanılan kelimeler, önce yargı bildirmeden birbirleriyle ilişki kurarak kelime gruplarını oluştururlar. Kelime grupları da yargı bildiren cümlelerin oluşumunu sağlar. Bir dildeki kelimelerin cümle içindeki görevlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini, sıralanışlarını ve cümle yapılarını inceleyen dil bilgisi bölümüne söz dizimi denir. Bu çalışmada, XX. asır Türk edebiyatının engin destan ruhuyla söylenmiş muhteşem manzumelerinden biri olan Süleymaniye’de Bayram Sabahı şiirinin söz dizimi üzerinde durulacaktır. Yahya Kemal Beyatlı tarafından yazılan şiir, 6 bölüm ve 86 mısradan oluşmaktadır. Türk edebiyatının bu önemli şiirini oluşturan cümleler; ögeleri, kelime grupları ve çeşitleri yönünden incelenecektir.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2017
İlk örneğini Harezm sahasında gördüğümüz Cümcümenâme, Anadolu sahasında Kesikbaş
Hikâyesi veya De... more İlk örneğini Harezm sahasında gördüğümüz Cümcümenâme, Anadolu sahasında Kesikbaş Hikâyesi veya Destanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Muhteva olarak örtüşen bu eserlerin yazıldığı sahalara göre farklı dil özellikleri gösterdikleri bilinmektedir. Gerek Harezm sahasındaki ve gerekse Anadolu sahasındaki aynı konulu bu eserlerin manzum oldukları da bilinmektedir. Bu yazıyla tanıtmaya çalışacağımız Çağatay sahasına ait olan eser ise diğerlerinden farklı olarak mensur şekilde kaleme alınmıştır. Katalog kaydında 18. yüzyıl eseri olduğu belirtilen Çağatayca Cümcümenâme’nin kim tarafından yazıldığı veya istinsah edildiği, nerede ve ne zaman kaleme alındığı gibi hususlar bilinmemektedir. Paris’te Biblioteque Nationale’de muhafaza edilen yazma, Kâşgar sahasında istinsah edilmiş olmalıdır. Eser, 16 varaktan ibaret olup yukarıda da ifade edildiği üzere mensur olarak kaleme alınmıştır. Eserin konusunu, Cümcüme Sultan'ın Allahu Teala'ya iman etmemesi sonucu cehennemde şahit olduğu şeyler ve orada maruz kaldığı azaplar oluşturmaktadır. Eserin kahramanları Cümcüme Sultan ile Hz. İsa'dır. Eserde, ölüm, kabir hayatı ve cehennem hakkındaki tasvirler dikkat çekicidir. Eserin, dil özelliklerinden hareketle Çağatay Türkçesinin son dönemine, klasik sonrası döneme ait olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ayrıca yazmada Yeni Uygur Türkçesine ait birtakım unsurların görülmesi, eserin son dönem Çağatay Türkçesine ait olduğunu göstermektedir.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2002
Bu çalışma, Tatar Türkçesine ait sözlükleri, gramer kitaplarını, terim sözlüklerini ve makaleleri... more Bu çalışma, Tatar Türkçesine ait sözlükleri, gramer kitaplarını, terim sözlüklerini ve makaleleri içine alan bir bibliyografya denemesidir. Çalışma üç bölümden olusmaktadır: Giriş, Tatar Türkçesi Hakkında Genel Bilgi, Bibliyografya. Giriş bölümünde bibliyografyanın tanımı, bilimsel çalışmalardaki gerekliliği ve çalışmanın amacı ve yöntemi üzerinde durulmuştur. Tatar Türkçesi hakkında Genel Bilgi bölümünde, Tatar Türkçesinin, Türk lehçelerinin hangi grubuna girdiği, yazı dili olarak hangi ağzının esas alındığı konularında kısa bilgiler verilmiştir. Bibliyografya kısmında ise, Tatar Türkçesiyle ilgili yazılan kitaplar ve makaleler, Tatar Türkçesiyle Yazılanlar ve Rus Diliyle Yazılanlar olmak üzere iki başlık hâlinde sıralanmıştır.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2004
Bu makalede, Halid Said tarafından 1926 yılında yazılan Osmanlı, Özbek, Kazak Dillerinin Mukayese... more Bu makalede, Halid Said tarafından 1926 yılında yazılan Osmanlı, Özbek, Kazak Dillerinin Mukayeseli Sarfı adlı eserde verilen Görülen Geçmiş Zaman, Duyulan Geçmiş Zaman, Şimdiki Zaman, Geniş Zaman, Gelecek Zaman ile Şart, İstek, Gereklilik ve Emir çekimlerinin bugünkü Türkiye Türkçesi, Özbek Türkçesi ve Kazak Türkçesindeki durumlarını karşılaştırmalı olarak inceledik. Bu inceleme sonucunda, Halid Said’in verdiği şekillerin büyük bir kısmının bugün de kullanıldığını; ancak, bu lehçelerde bugün kullanılmakta olan pek çok şekilden yazarın söz etmediğini tespit ettik. Yazıldığı dönem ve şartlar göz önünde bulundurularak eserdeki eksiklikler mazur görülmelidir. Sovyet Türkolojisinin ilk karşılaştırmalı gramer kitabı olmakla birlikte; yazar, imkânlar dâhilinde elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmıştır.
Şemseddin-i Sivasî 16. yüzyıl şair ve yazarlarındandır. Manzum ve mensur pek çok eser kaleme almı... more Şemseddin-i Sivasî 16. yüzyıl şair ve yazarlarındandır. Manzum ve mensur pek çok eser kaleme almış olan Sivasî’nin eserlerinden birisi de Menâsikü’l-Huccâc veya Umdetü’l-Huccâc’dır. Bu eserin adı, kaynaklarda Menâsikü’l- Hacc veya Menâsik-i Hacc olarak geçmektedir. Eser, adından da anlaşılacağı üzere, hac görevini yerine getirmek isteyenlere haccın gereklerini anlatmaktadır. Sivasî ve eserlerinden bahseden çoğu kaynakta eserin “kayıp” olduğu bildirilmiştir. Bu çalışmayla eser, ilim âlemine tanıtılmaya çalışılacaktır.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2003
Bu makalede, Radloff’un Opıt Slovarya Tyurkskiḫ Nareçiy adlı sözlük denemesinde geçen Tatar Türkç... more Bu makalede, Radloff’un Opıt Slovarya Tyurkskiḫ Nareçiy adlı sözlük denemesinde geçen Tatar Türkçesine ait kelimeler hakkında bazı değerlendirmelerde bulunulmuştur.Yazıda, Radloff’un hayatı ve çalışmalarından kısaca bahsedilmiş; Opıt Slovarya Tyurkskiḫ Nareçiy adlı sözlüğün kuruluş düzeni ve Tatar Türkçesine ait olarak verilen kelimeler hakkında bazı değerlendirmeler yapılmıştır.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2018
Orhun bengü taşları üzerinde bugüne gelinceye kadar pek çok okuma çalışması yapılmıştır. Vilhelm ... more Orhun bengü taşları üzerinde bugüne gelinceye kadar pek çok okuma çalışması yapılmıştır. Vilhelm Thomsen ve Wilhelm Radloff'la başlayan abideleri okuma çalışmaları bugün de yurt içi ve yurt dışındaki Türkologlar tarafından sürdürülmektedir. Bu okumaların temeli abideleri ilk çözen Thomsen'e ve ilk okuyan Radloff'a dayanmaktadır. Radloff'un ve Thomsen'in okumaları ardından yeni görüşlerle birlikte bugün elimizde bulunan çeşitli yayınlardaki hâli ortaya çıkmıştır. Bu bildiride, Tonyukuk abidesinde geçen ve kaynaklar tarafından " bar mu ne? " şeklinde okunan ibare üzerinde durulacaktır. İbarenin değişik bilim insanları tarafından okunuşu ve anlamlandırılışı verildikten sonra konuyla ilgili kendi görüşümüz ortaya konulacaktır. Many epigraphy reading studies have been made on Orhun Monuments until today. Epigraphy reading studies that started by Vilhelm Thomsen and Wilhelm Radloff are sustained nowadays too by the domestic and foreigner Turkologs. The foundation of these readings are based on Thomsen who first deciphered the runic alphabet and on Radloff who first read the inscription. After Radloff's and Thomsen's readings its last form with new comments emerged in several publications. In this paper, we will dwell on the expression read as " bar mu ne " by the sources and mentioned on Tonyukuk Monument. After giving different readings and interpretations by different scientists we will present our own comments.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2016
Bu çalışma, Kazan Tatar Türkçesinin ilk numunelerinden olduğunu düşündüğümüz bir elyazma dua kita... more Bu çalışma, Kazan Tatar Türkçesinin ilk numunelerinden olduğunu düşündüğümüz bir elyazma dua kitabı hakkındadır. Bu dua kitabı, Moskova’daki Prospekt Mir Camiindeki Kur’ân-ı Kerîmler ve dua kitapları arasında bulunmaktadır. Eserin adı, müellifi, müstensihi, yazıldığı yer ve yazıldığı tarih hususunda herhangi bir bilgi mevcut değildir. Eser 150 sayfadan yani 75 varaktan ibarettir. Yazmada, Arapça sure ve duaların yanında Türkçe dualara ve fıkha ait (namaz, oruç, fıtır sadakası, imamlık vb.) birtakım bilgilere yer verilmiştir. Bunlar yanında Hazreti Peygamberin bazı hadislerinden de bahsedilmektedir. Türk dili tarihi açısından eseri önemli kılan kısım, Türkçe yazılmış kısımlardır. Eser harekeli olarak yazılmıştır. Eserin harekeli olması yazıldığı Türkçe hakkında daha kesin yorumlarda bulunmamızı sağlamaktadır. Eserin imlasından ve barındırdığı birtakım gramatikal özelliklerinden dolayı Tatar Türkçesinin ilk yadigârları arasında göstermek yanlış olmayacaktır. Müşterek Orta Asya Türkçesi dediğimiz Çağatay Türkçesinin izlerinin de görüldüğü eser, başlangıç dönemi Kazan Tatar Türkçesinin ilk numunelerinden biri olmalıdır.
ICWSR 2015 International Conference on the Changing World and Social Research I , 2015
Our study consists of some phonetic and morphologic characteristics encountered in theinterlinear... more Our study consists of some phonetic and morphologic characteristics encountered in theinterlinear translation of The Holy Qur'an which is in Manisa Provincial Public Library withregistry number 931. The book was transcribed circa 1500-1600. The scribe is unknown. Adoctorate study was made on the book by Esra Karabacak in 1992. The study was publishedin 1994 in The USA by The Department of The Near Eastern Languages and Civilizations atHarvard University.The language of the book is Old Anatolian Turkish. Notwithstanding that, somemorphological characteristics which are out of Old Anatolian Turkish characteristics areencountered in the book. In addition to these, some conspicuous phonetic characteristics take place in the book. Some of these characteristics are described below.1. Conjugation of positive and negative present tense with personal pronouns.2. Conjugation of the perfect tense with personal pronouns.3. Making the the second person plural conjugation with – ġ uñuz/-güñüz suffixes.4. Using – ġ an/-gen adjective-verb suffix.5. Using – ġ ay/-gey optative suffix.6. Utilizing personal pronouns for first and second persons of declarative conjugation in present tense.7. Encountering – ġ anda adverb-verb suffix.8. Alternation of ñ/ ġ Above considerations which were determined in Manisa transcription shall be compared withsimilar structures in an interlinear translation which is in a private library in Isparta.
Uploads
Papers by Mustafa Toker
tarafından "Transkripsiyonlu Metin-Gramer-Dizin" bölümleriyle 1996 yılında
yayınlanmıştır. Eserde bazı eksiklikler göze çarpmaktadır. Bu yazıda, eksikliklerin neler
olduğu ve bu eksikliklerin nasıl giderilebileceği üzerinde duruldu. Çalışmada, önce
eserin kısa bir tanıtımı yapıldı. Bize göre hatalı olan kısımlar maddeler hâlinde verildi.
Ardından da kendi görüşlerimiz ifade edildi.
Bu çalışmada, XX. asır Türk edebiyatının engin destan ruhuyla söylenmiş muhteşem manzumelerinden biri olan Süleymaniye’de Bayram Sabahı şiirinin söz dizimi üzerinde durulacaktır. Yahya Kemal Beyatlı tarafından yazılan şiir, 6 bölüm ve 86 mısradan oluşmaktadır. Türk edebiyatının bu önemli şiirini oluşturan cümleler; ögeleri, kelime grupları ve çeşitleri yönünden incelenecektir.
Hikâyesi veya Destanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Muhteva olarak örtüşen bu eserlerin yazıldığı
sahalara göre farklı dil özellikleri gösterdikleri bilinmektedir. Gerek Harezm sahasındaki ve gerekse
Anadolu sahasındaki aynı konulu bu eserlerin manzum oldukları da bilinmektedir. Bu yazıyla
tanıtmaya çalışacağımız Çağatay sahasına ait olan eser ise diğerlerinden farklı olarak mensur şekilde
kaleme alınmıştır. Katalog kaydında 18. yüzyıl eseri olduğu belirtilen Çağatayca Cümcümenâme’nin
kim tarafından yazıldığı veya istinsah edildiği, nerede ve ne zaman kaleme alındığı gibi hususlar
bilinmemektedir. Paris’te Biblioteque Nationale’de muhafaza edilen yazma, Kâşgar sahasında istinsah
edilmiş olmalıdır. Eser, 16 varaktan ibaret olup yukarıda da ifade edildiği üzere mensur olarak kaleme
alınmıştır. Eserin konusunu, Cümcüme Sultan'ın Allahu Teala'ya iman etmemesi sonucu
cehennemde şahit olduğu şeyler ve orada maruz kaldığı azaplar oluşturmaktadır. Eserin kahramanları
Cümcüme Sultan ile Hz. İsa'dır. Eserde, ölüm, kabir hayatı ve cehennem hakkındaki tasvirler dikkat
çekicidir. Eserin, dil özelliklerinden hareketle Çağatay Türkçesinin son dönemine, klasik sonrası
döneme ait olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ayrıca yazmada Yeni Uygur Türkçesine ait
birtakım unsurların görülmesi, eserin son dönem Çağatay Türkçesine ait olduğunu göstermektedir.
Many epigraphy reading studies have been made on Orhun Monuments until today. Epigraphy reading studies that started by Vilhelm Thomsen and Wilhelm Radloff are sustained nowadays too by the domestic and foreigner Turkologs. The foundation of these readings are based on Thomsen who first deciphered the runic alphabet and on Radloff who first read the inscription. After Radloff's and Thomsen's readings its last form with new comments emerged in several publications. In this paper, we will dwell on the expression read as " bar mu ne " by the sources and mentioned on Tonyukuk Monument. After giving different readings and interpretations by different scientists we will present our own comments.
ġ
uñuz/-güñüz suffixes.4. Using –
ġ
an/-gen adjective-verb suffix.5. Using –
ġ
ay/-gey optative suffix.6. Utilizing personal pronouns for first and second persons of declarative conjugation in present tense.7. Encountering –
ġ
anda adverb-verb suffix.8. Alternation of ñ/
ġ
Above considerations which were determined in Manisa transcription shall be compared withsimilar structures in an interlinear translation which is in a private library in Isparta.
tarafından "Transkripsiyonlu Metin-Gramer-Dizin" bölümleriyle 1996 yılında
yayınlanmıştır. Eserde bazı eksiklikler göze çarpmaktadır. Bu yazıda, eksikliklerin neler
olduğu ve bu eksikliklerin nasıl giderilebileceği üzerinde duruldu. Çalışmada, önce
eserin kısa bir tanıtımı yapıldı. Bize göre hatalı olan kısımlar maddeler hâlinde verildi.
Ardından da kendi görüşlerimiz ifade edildi.
Bu çalışmada, XX. asır Türk edebiyatının engin destan ruhuyla söylenmiş muhteşem manzumelerinden biri olan Süleymaniye’de Bayram Sabahı şiirinin söz dizimi üzerinde durulacaktır. Yahya Kemal Beyatlı tarafından yazılan şiir, 6 bölüm ve 86 mısradan oluşmaktadır. Türk edebiyatının bu önemli şiirini oluşturan cümleler; ögeleri, kelime grupları ve çeşitleri yönünden incelenecektir.
Hikâyesi veya Destanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Muhteva olarak örtüşen bu eserlerin yazıldığı
sahalara göre farklı dil özellikleri gösterdikleri bilinmektedir. Gerek Harezm sahasındaki ve gerekse
Anadolu sahasındaki aynı konulu bu eserlerin manzum oldukları da bilinmektedir. Bu yazıyla
tanıtmaya çalışacağımız Çağatay sahasına ait olan eser ise diğerlerinden farklı olarak mensur şekilde
kaleme alınmıştır. Katalog kaydında 18. yüzyıl eseri olduğu belirtilen Çağatayca Cümcümenâme’nin
kim tarafından yazıldığı veya istinsah edildiği, nerede ve ne zaman kaleme alındığı gibi hususlar
bilinmemektedir. Paris’te Biblioteque Nationale’de muhafaza edilen yazma, Kâşgar sahasında istinsah
edilmiş olmalıdır. Eser, 16 varaktan ibaret olup yukarıda da ifade edildiği üzere mensur olarak kaleme
alınmıştır. Eserin konusunu, Cümcüme Sultan'ın Allahu Teala'ya iman etmemesi sonucu
cehennemde şahit olduğu şeyler ve orada maruz kaldığı azaplar oluşturmaktadır. Eserin kahramanları
Cümcüme Sultan ile Hz. İsa'dır. Eserde, ölüm, kabir hayatı ve cehennem hakkındaki tasvirler dikkat
çekicidir. Eserin, dil özelliklerinden hareketle Çağatay Türkçesinin son dönemine, klasik sonrası
döneme ait olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ayrıca yazmada Yeni Uygur Türkçesine ait
birtakım unsurların görülmesi, eserin son dönem Çağatay Türkçesine ait olduğunu göstermektedir.
Many epigraphy reading studies have been made on Orhun Monuments until today. Epigraphy reading studies that started by Vilhelm Thomsen and Wilhelm Radloff are sustained nowadays too by the domestic and foreigner Turkologs. The foundation of these readings are based on Thomsen who first deciphered the runic alphabet and on Radloff who first read the inscription. After Radloff's and Thomsen's readings its last form with new comments emerged in several publications. In this paper, we will dwell on the expression read as " bar mu ne " by the sources and mentioned on Tonyukuk Monument. After giving different readings and interpretations by different scientists we will present our own comments.
ġ
uñuz/-güñüz suffixes.4. Using –
ġ
an/-gen adjective-verb suffix.5. Using –
ġ
ay/-gey optative suffix.6. Utilizing personal pronouns for first and second persons of declarative conjugation in present tense.7. Encountering –
ġ
anda adverb-verb suffix.8. Alternation of ñ/
ġ
Above considerations which were determined in Manisa transcription shall be compared withsimilar structures in an interlinear translation which is in a private library in Isparta.