Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, Berfin Bahar
"Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu" (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization) UNESCO, Cumhuriyetimizin 100. yılında, 2023 yılını, tüm yeryüzünde sıradan bir Türk köylüsü ve kör halk âşığı olan ÂŞIK VEYSEL YILI olarak ilan etti… Âşık Veysel’in adını UNESCO’ya ileten, duyuran, Türkiye Cumhuriyeti’nin yüz yıl önceki kuruluşudur. Cumhuriyet nedir, neler sağlamış, neleri yitirmemize yol açmıştır sorularına verilebilecek en güzel yanıtlardan birisinin birkaç sözcükle özetlenmesidir bu… Öncesinde yok sayılmış, görmezden gelinmiş bir halkın söz hakkı istemesi gibidir Cumhuriyet… 100 yıl önce kuruldu Türkiye Cumhuriyeti… Son otuz kırk yıldır üzerine hummalı bir tartışma var. Tartışılan Cumhuriyet kavramı değil kuşkusuz. Sözde, kimse karşı değil Cumhuriyet’e. Herkesin kendisine göre bir Cumhuriyet anlayışı var çünkü. İran İslam Cumhuriyeti de, Afganistan da kendince bir Cumhuriyet… Ama kadın haklarının olmadığı, erkler ayrılığı, hukuk devleti anlayışı, laiklik gibi Batı demokrasilerinde cumhuriyetlerin temeli olmuş, Cumhuriyet kavramı yeryüzünde ortaya çıkarken olmazsa olmaz denilmiş kimi niteliklerden yoksun bir cumhuriyet… Ayrıca bu cumhuriyetlerde halk kültürünün esamesi bile okunmaz. Türkiye Cumhuriyeti tarihi içinde, insanlığı ileriye götürecek çok önemli adımların atılmış olduğuna bir kez daha işaret etmek çok anlamlı olacaktır. UNESCO tarafından daha sonra tün dünyaya örnek eğitim modeli olarak gösterilecek olan Köy Enstitülerinin ilk mezunlarını veriş yılları, Türkçe gülmece kültürün Markopaşa geleneği ile doruğa çıktığı bir zaman dilimine denk gelir. Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz adlarının yaktıkları gülmece ve halk kültürü meşalesini Anadolu’nun yirmi bir ayrı ocağından çıkıp gelen halk çocukları taşımaya başlayacaklardır. Halk kültürünün yenidendoğuşa uğratılarak üstkültüre taşındığı, gülmece öğelerinin sanat ve edebiyat içinde önemli yer tutmaya başladığı dönemde göze batan üçüncü değişimse, Nazım Hikmet’in şiirde açtığı serbest vezin kapısı olmuştu.
KAYSERİLİ AHMET RİFAT ÇALIKA’NIN GİRİŞİMCİLİK FAALİYETİNE BİR ÖRNEK: BÜNYAN İPLİK FABRİKASI TÜRK ANONİM ŞİRKETİ, 2023
Türk Dili, 2023
Türkiye'de Türkçe için birinci dönüm noktası Kösedağ Savaşı, ikinci dönüm noktası İstanbul'un fethi, üçüncü dönüm noktası da Tanzimat olmuştur. Ancak dördüncü ve en önemli dönüm noktası Cumhuriyet'in ilanıdır. Osmanlı'da bir eğitim ve öğretim dili olamamış Türkçe erken Cumhuriyet döneminde ve sonrasında ideolojik kamplaşmalar ve darbelerle çırpınmış ancak bugün hepsinden sıyrılmış, arkasındaki devlet gücüyle varlığını pekiştirmiş, dünyaya açılmış olarak Cumhuriyet’in 100. yılına ulaşmıştır. Kutlu olsun, daim olsun. The first turning point for Turkish in Turkey was the Kösedağ War, the second turning point was the conquest of Istanbul, and the third turning point was Tanzimat. However, the fourth and most important turning point is the declaration of the Republic. Turkish, which could not be a language of education and training in the Ottoman Empire, has today reached the 100th anniversary of the Republic, free from political-ideological polarisations, reinforced its existence with the state power behind it and opened up to the world. May it be blessed, may it be perpetual.
Bireyi Sağaltan Toplum: Mitat Enç Hikâyelerinde Yerlilik The Society that Heals and Preserves: Nativeness in the Stories of Mitat Enç, 2023
Place and time are the fundamental components of the concept of nativeness, playing a crucial role in understanding the experiences, traditions, behavioral patterns, and social phenomena of a nation. These two elements not only contribute to the significance of the concept of nativeness but also serve as crucial variables shaping cultural identity, history, and societal structures within the framework of time and lands. Initiating with a focus on place, an attempt is made to define the terms, revealing a thought sequence concerning the notions of land, home, city, country, and homeland in the context of nativeness. Emphasizing that the space where individuals reside is a living entity filled with emotions and thoughts about the world, the concept of time further enriches the depth of the concept of nativeness. The notion of time, supported by concepts of history and tradition, establishes a connection with place, and this unity forms the emotional foundation of the concept of nativeness. Thus, the term “nativeness” gains a broader significance by encompassing cultural, historical, and traditional concepts, deriving its roots from the notions of land, soil, and homeland. Nativeness, extends its semantic breadth by including aspects of culture, history, and tradition. Nativeness, encompasses not only the cultural characteristics of the land a community considers its homeland but also tangible physical conditions such as adaptation strategies to life, the perception of the world and civilization, as well as climate and environmental factors. Therefore, the meanings attributed to nativeness are cultural, ideological, religious, and historical. Nativeness as a concept represents the entirety of cultural, historical, and structural (sociological) features that can respond to the homogenizing moves of modernity. Consequently, nativeness ensures the continuous vitality of initiatives progressing from the local to the universal, harboring the energy to resist the monopolistic structure of universality. Within the realm of modern thought, locality takes on the meaning of being an indicator of the reaction to an environment alienated from society or as a response to the alienation itself. In this sense, it stands in contrast to modern situations such as social and cultural alienation. Generally country and local geography; It has the ability to reflect the positive and negative aspects of the culture of living together that the people living on it have created over many years and the solutions they have developed against social problems. The multifaceted personality of Mitat Enç is evident in his work Uzun Çarşının Uluları (The Elders of Uzun Çarşı) which consists of stories that realistically depict the social and cultural structure of Gaziantep. These stories are remarkable because they focus on the reconciliation and conflicts between human psychology and social structure. The central characters in all the stories are, in various ways, non-conformist and unable to fit into the social structure. These non-conformities, sometimes stemming from physical and sometimes from psychological reasons, live in Uzun Çarşı, Mitat Enç's idealized vision of society. Uzun Çarşı positions these personalities within society through various strategies without deviating from social reality. This position is devoid of romanticism and forms a panoramic structure that extends from war to murder. In the stories, Uzun Çarşı, which serves as a symbol of Gaziantep and a memory space, carries the characteristics related to the locality with its historical and cultural connections. Therefore, Uzun Çarşı can be defined as a psycho-social literary work written about the susceptibilities of the land, from individuals to society. These susceptibilities can generally be interpreted in terms of the concept of locality. This paper will attempt to conduct a societal analysis of Mitat Enç's work “The Elders of Uzun Çarşı.” This study aims to provide a framework through literary texts to understand how the concepts of place, time, and nativeness shape the identity, culture, and history of a nation.
Türk Serbest Mimarlar Derneğindeki dostlar benden, Cumhuriyetin 100'nci yılında Cumhuriyetin mimarlık ve şehircilik öyküsü konusunda bir konuşma yapmamı istediler. Sevinerek kabul ettim. Özellikle TRT'nin yüzüncü yıl kutlamalarını geriye attığını duyduktan sonra, bu toplantıya verdiğim önem daha da arttı. Bu sunuşum "Long Dureé" bir anlatı olacak. Bir makale boyutunda kalacak. Tabii ki, bunu yapabilmek için başlangıçta kurulacak anlatının yapısı konusunda bir çerçeve oluşturmak gerekiyor.
Dünden bugüne Türkiye’de Gazâlî çalışmalarını değerlendirecek olan bu yazının ilk bölümü Gazâlî çalışmalarının cumhuriyet öncesi bir tarihçesini vermektedir. Tarihimizdeki ilk Gazâlî çalışmalarından cumhuriyet dönemine kadarki ana merhaleler özet halinde işlenecektir. Yazının ikinci bölümü Cumhuriyet öncesi dönemden bugüne Gazâlî’nin Türkçe tercümelerinin bir bibliyografyasıdır. Gazâlî’nin en önemli eserlerinin hem Cumhuriyet öncesi dönemde gerçekleştirilen tercümeleri hem de Cumhuriyet dönemindeki tercümeleri bir arada görülebilecektir. Üçüncü bölüm Gazâlî üzerine yazılmış makaleleri ele almaktadır. Osmanlının son döneminde Gazâlî hakkında makale üreten isimlere değinilecek, Cumhuriyet döneminde ise belirli bir tarihe kadar olan çalışmalar sıralanacaktır. Dördüncü ve son bölümde Cumhuriyet döneminde Gazâlî hakkında yazılmış doktora tezlerinin kronolojik bir listesi verilecektir. Böylelikle müellif hakkında doktora seviyesindeki çalışmalar rahatlıkla izlenebilecektir.
100.YILINDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ- 1923-2023 ULUSLARARASI SEMPOZYUMU, 2024
22 Haziran 1919’da Amasya Genelgesi’nde "Milletin I&stiklalini Yine Milletin Azim ve Kararı Kurtaracaktır" diyen, 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında gerçekleşen Erzurum Kongresi’nde ise Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atan Mustafa Kemal Atatürk, "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" ilkesi doğ rultusunda 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’i ilan eder. Yeni Türk devletinin yönetim şeklinin açıklanmasının ardından, Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı seçilir. Türk kurtuluş mücadelesinin askerî ve siyasi alanda başarıya ulaşmasının bir sonucu olan Cumhuriyetin ilanıyla birlikte siyaset, ekonomi, politika, hukuk, eğitim ve kültür gibi birçok farklı alanda köklü değişiklikler hayata geçirilir. Söz konusu dönemde, diğer alanlarda olduğu gibi dil konusunda da büyük yenilikler gerçekleştirilir. Bu doğrultuda, 1 Kasım 1928 tarihinde harf devrimi yapılır ve Latin harflerinin temel alındığı Türk alfabesi yürürlüğe konulur. 12 Temmuz 1932 tarihinde ise "Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek" amacıyla Türk Dil Kurumu kurulur ve Dil Devrimi başlar. Cumhuriyetin ilanı ile başlayan Türk dili konusundaki önemli çalışmalar yüz yıl içinde gerek Türkiye’de gerekse diğer ülkelerde artarak devam eder. Bu çalışmada da Cumhuriyet’in yüzüncü yılında Fransa’da yaşayan Türklerin anadillerini kullanma seviyeleri üzerinde durulacaktır. Bu bağlamda, Türklerin anadillerini ölçünlü olarak kullanmaları, korumaları ve kendilerinden sonra gelecek kuşaklara aktarmaları amacıyla büyük bir önem taşıyan Türkçe dersleri ele alınacaktır. Son olarak, 1978’de ELCO (Köken Dili ve Kültürü Eğitimi) (Enseignement des Langues et Cultures d’Origine) ile başlayan ve 2020 yılında ise EILE’ye (Uluslararası Yabancı Dil Eğitimi) (Enseignements Internationaux de Langues Etrangères) evrilen Türkçe derslerinin günümüzdeki durumu Fransa’daki Eğitim Ataşelikleri bünyesinde yer alan öğretmen ve öğrenci sayıları ile açıklanacaktır.
ARDAHANIN ESKİÇAĞ TARİHİNE GENEL BİR BAKIŞ TUNÇ ÇAĞI KALELERİ, 2021
100. YILINDA SOVYET İHTİLALİ VE TÜRK DÜNYASI, 2018
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Gaceta Mexicana de Oncología, 2023
Journées doctorales internationales de Transitions , 2024
Idee Archäologie L.I.S.A WISSENSCHAFTSPORTAL GERDA HENKEL STIFTUNG, 2024
Przegląd Prawa Administracyjnego
Intellectual History of the Islamicate World 10.3, 2022
Editorial A Contracorriente y University of North Carolina Press, 2024
The World Journal of Men's Health
Bulletin of Health Research, 2013
Medicina Moderna - Modern Medicine, 2021
Open access journal of veterinary science & research, 2020
NILAM RAMADANI, 2022
Annals of Human Genetics, 2008
Neurochemistry International, 1993