dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:39-53
LİDER OLARAK DİN GÖREVLİLERİMİZ
Şaban KARASAKAL
Özet
Din hizmetleri asr-ı saadetten bu yana cami ile sınırlandırılmamış, insanın yaşadığı her
yerde var olmuştur. Hızlı değişimlerin yaşandığı günümüzde, insanların dini ihtiyaçları
çoğalmış ve çeşitlenmiştir. Bu anlamda cami dışında hizmet verilebilecek birçok alan söz
konusudur. Yaşadığımız toplumda öteden beri din görevlisi (imam),toplumunönderi olarak
kabul edilmektedir. Toplum bu kişilerden, yazılı görevleri arasında olmasa da, normal
görevlerinin ötesinde hizmetler beklemektedir.
Bu çalışmada genel olarak, din görevlisinin liderlik yönü ile alakalı kavramsal alan
incelendikten sonra, din görevlisinin bir toplum lideri olarak, daha verimli ve faydalı
hizmet sunabilmesi için gerekli olan kişisel ve toplumsal özellikleri incelenecektir. Son
olarak da toplumun önde gelen insanları olarak lider din görevlilerimizin yürütecekleri
hizmetlerde gerekli kıvam ve keyfiyete ulaşmaları için zaruri olan ölçüler ele alınacaktır.
Anahtar Kelimeler: imam, mahalle, din görevlisi, cami, lider,
IMAMS AS OUR LEADERS
Abstract
Religious services have never been limited to the mosque since the age of happiness (the
first era of Islam), but Islam has appeared in everywhere humanbeing live there. People’s
religious needs have increased and diversified at present that witnessed speedy changes. In
this sense, there are a lot of fields, outside of the mosque, suitable to present religious
service. All along, our society has respected the religious officer (imam) as the leader of
community. The community expects the religious officer to present services beyond his
official and written tasks.
This paper, at large, after examining the conceptual field concerning with the leadership
side of the religious officer, deals with personel and social specialities which the religious
officer as a leader of his society should have, in order to present more fruitful and useful
services. Finally, the essential criteria of quality for services of religious officers as leaders
of society will be studied.
Keywords: imam, neighbourhood, religious officer, mosque, leader.
Giriş
Bütün peygamberlerin birinci derecedeki görevi davet, yani insanları
Allah’ın yoluna çağırma olarak kabul edilir. Mü’minlerin vazifesi, dine daveti her
zaman ve her şartta yerine getirmek suretiyle peygamberlerin görevlerini sürekli
kılmaktır. Ümmet, kıyamete kadar bu sorumluluğun altındadır. Hz.
Peygamber(sav)’in daveti evrensel, kendisi de cihanşümul bir peygamberdir.
O’ndan sonra bu vazifeyi, İslam âlimleri ve din görevlileri yürütmektedir. Bu
sebeple halk arasında din görevliliği mesleğine ‘Peygamber mesleği’ de
denilmektedir. Hz. Peygamber bedevi bir toplumdan, medeni bir toplum
Bu makale, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye İlahiyat Tedrisatına Yardım Eden Dernekler
Federasyonu (TİDEF) işbirliği ile gerçekleştirilen bir proje olan, “Etkili Din Görevlisi Eğitim ve
Gelişim Programı” çerçevesinde Kırklareli Müftülüğü bünyesinde görev yapan İmamHatiplerimize 26-28 Nisan 2014 tarihinde verilen seminerin yeniden düzenlenmiş ve
geliştirilmiş şeklidir.
Yrd. Doç. Dr., Abant İzzet Baysal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, skarasakal@hotmail.com
40 Şaban KARASAKAL
çıkarmıştır. O (sav)’nu öğrenmek, genelde bütün insanlık, özelde de tebliğ
vazifesini yerine getirenler ve din görevlileri için, bütün zamanların en temel
eğitim sorumluluğudur.
Değişen ve gelişen dünya şartları içinde, tebliğ vazifesinin ihmali söz konusu
olamaz. İslâm’ı bütün çağlarda ve dünya coğrafyasının her köşesinde tebliğ
etmenin şartları, usul ve üslûbu, insanların içinde yaşadığı yeni durumlar
çerçevesinde değişse de, duraklaması, vazgeçilmesi veya geçiştirilmesi
düşünülemez. Bugün, İslâm toplumlarının en büyük eksikliği, düzenli ve sistemli
bir tebliğ teşkilatından mahrum oluşları, ferdî gayretlerle yetinerek, toplu tebliğ
yollarını aramayışlarıdır. Fakat Allah’a davet, gücünün yettiği ölçüde, Bütün
mü’minlerin, özellikle de bu vazifeyi deruhte eden din gönüllülerinin gönülden
yapması gereken görevleridir.
Dünyada 1990’lardan itibaren devam eden ve tüm ülkeleri etkisi altına alan
köklü değişimler yaşanmaktadır. Küreselleşen, gittikçe küçülen ve sekülerleşen bir
dünyaya rağmen, din ve dindarlığa olan yönelişi teşvik etmek hususunda, din
görevlisinin günümüzde, eskiye oranla daha fazla rol alması gerekmektedir. Bir
başka ifadeyle, dindarlığın gençleştiği, dine ve camiye olan ilginin arttığı
günümüzde, din görevlisi ve din görevliliği büyük önem kazanmıştır. Ekonomik
kaygıların öne çıktığı bir dünyada, insanların okumaya ve dinlerini öğrenmeye
istekli olmadığı gözlemlenen bir husustur. Böyle bir vasatta insanların büyük bir
çoğunluğu, din görevlilerinin beyanlarına ve davranışlarına bakarak hayatlarını
devam ettirmek ve kendilerini onlarla özdeşleştirmek niyetindedir.
Küreselleşen dünyada, klasik din hizmeti ve cami ile sınırlı bir görev
anlayışının yeterli olmadığı bilinmektedir. Bu açıdan günümüzde sunulacak din
hizmetinin mahiyeti de değişmiştir. Bu mahiyet değişikliği noktasında, toplumda
doğal birer lider olarak görülen ve her zaman farklı kitlelere hitap eden cami
görevlilerimizin, kişisel donanımlarının, bilgi birikimlerinin gelişen şartlarla uyum
içerisinde olması, önemini bir kat daha artırmıştır.
Neden düştüğünü bilmeyenlerin, ayağa kalkmayı da başaramayacakları gibi,
sıhhatli bir teşhise ulaşamamak, hastalığın devam edeceği anlamına gelmektedir.
Yaşanılan toplumdaki/dünyadaki olumsuz gidişata bakıp sorumluyu başka yerde
aramak, yapılan en genel hatalardan birisidir. Bir iş yapılacaksa, filan kişi yahut
kurum bunu yapar diyen havale insanı olmaktan çıkıp, taşın altına bizzat elini
koyacak, kendi irade-i cüz’iyyesiyle yapabileceklerine odaklanan insan
olunmalıdır. Bugün içerisinde bulunulan problemlerin sebebi, bir anlamda, insanın
kendi elleriyle yaptıklarının1 bir neticesidir.
Mahallenin imamı kavramının sık konuşulduğu bir toplumda din
görevlilerinin camideki vazifeleri kadar, cami dışında da etkin olmaları ve
1
Bkz. Âl-i İmrân, 3/165.
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:39-53
Lider Olarak Din Görevlilerimiz 41
toplumun dindarlık seviyesine katkı sunmaları gerekmektedir. Bütün bunların en
etkili şekilde gerçekleşebilmesinin yollarından birisi de, liderlik ve motivasyon
konusudur. Kendisini yeterli düzeyde motive eden görevlilerin harekete
geçmesiyle liderlik konusu devreye girmekte ve görevliler karşılarına çıkan
engelleri, liderlik yeteneği ve motivasyon gücü sayesinde yenebilmektedirler.
Konuya bu açıdan bakıldığında din görevlileri, büyük rol yoğunluğu ile zor
ve sorumluluk isteyen bir vazifeyle baş başadır. Bu zor vazifeyi ifa eden görevliler,
içinde bulundukları çevredeki dini ve sosyal yapıyı iyi analiz etmeli, onları iyi
yorumlayabilmeli, bulundukları yörenin örf-âdetlerine vâkıf olma gayretinde
olmalıdır. Aksi halde değişen ve gelişen dünyada, verimli bir din hizmeti sunmanın
oldukça zor olacağı bilinen bir gerçektir.
İçinde yaşanılan çağı anlamadan İslam’ı; Hz Peygamber’in kişisel tarihini
anlamadan da İslam’ı anlamak mümkün değildir. Değişen şartlar çerçevesinde
insanların sadece kafalarına-zihinlerine hitap edenler değil, kafa ve gönüllerine
hitap edenler, sağlıklı bir biçimde onları daha güzele yönlendirebilecek ve başarılı
olacaktır. Bu gerçek her geçen gün daha da belirgin hale gelmektedir.
Din görevliliği ve liderlik konusunda, insanların hataları ortaya saçılmadan
en iyiye ulaşmanın yolları aranmalıdır. Bu bakış açısıyla, bir takım eksikliklere
bakılarak moral-motive bozulmamalıdır. Her alanda herkesin amacı, en iyiye
ulaşmaktır ancak, en iyiye ulaşacağız derken elde mevcut olanı da yitirmemek
gerekir.
Bu çalışmada ana hatlarıyla liderlik konusu üzerinde durulacaktır. Bu
çerçevede konu: I. Kavramsal alan, II. Liderlik yaklaşımları, III. Lider din
görevliliğinin gerektirdiği kişisel özellikler, IV. Lider din görevliliğinin gerektirdiği
toplumsal özellikler, V. Din görevliliğinde genel ölçüler şeklinde beş ana başlık
altında incelenecektir.
I. Kavramsal Alan
Bu başlıkta liderlik ve imam kavramları hakkında kısaca bilgi verilecektir.
Küreselleşme ile birlikte günümüzde liderlik kavramı da oldukça önemli hale
gelmiştir. Elbette ki liderin veya liderliğin teorideki tanımı ile uygulamadaki tanımı
ve performansı farklı olacaktır.
Lider ve yönetici kavramları, çoğu zaman eş anlamlı kullanılmakla birlikte
benzer işlevleri yanında, birbirinden farklı özelliklere de sahiptir. Yöneticilik ve
liderlik her zaman birbirine çok karıştırılan, fakat temelde birbirinden farklı iki
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:39-53
42 Şaban KARASAKAL
kavramdır. Yöneticilik ve liderlik kavramlarının bu kadar çok karıştırılmasının
sebebi; tanım ve sınırlarının kesin olarak çizilememiş olmasıdır.2
Yönetici, ‘başkaları vasıtasıyla iş gören kişi’, profesyonel yönetici ise,
‘yönetim işini meslek olarak yapan kişi’ şeklinde tanımlanmaktadır. İngilizce’de
lead kelimesinden kaynaklanan3 lider ise, yönetimde gücü ve etkisi olan kimse,
önder,4 belirli şartlar altında, belirli kişisel veya grup amaçlarını gerçekleştirmek
üzere, bir kimsenin başkalarının faaliyetlerini etkilemesi ve yönlendirmesi süreci5
olarak tanımlanabilir. Liderlikle alakalı olarak, liderin görevi, lider olma durumu6
tanımının yanında, Life Coaching (Hayat Koçluğu) ve küresel liderlik7 gibi kavramlar
da liderlikle yakın anlamda kullanılmaktadır.8 Başka bir kavram olan stratejik
liderlik de, en kısa ifadesi ile bir toplumun bakışını geleceğe çevirerek kendisine ve
topluma istikamet vermek demektir. Çünkü mevcut durum ile arzulanan durum
arasındaki mesafeyi kapatmaya dönük kararların bütününe strateji; bu sürecin
bütününe de stratejik yönetim/liderlik denilmektedir.9
Bilindiği gibi imam kelimesi, kök itibariyle Arapçadır ve ufak farklılıklarla
Türkçe’de de aynı anlamda kullanılmaktadır. Kelime, önder, lider; cemaate namaz
kıldıran kişi; devlet başkanı10 anlamlarına gelmektedir.
ِ
“ك ُُ ُم الْ ُمِِْ ُُو َن
ْ “ َولْتَ ُك ْن ِمْن ُك ْم أ َُّمةٌ يَ ْد ُعو َن إِ ََلSizden iyiliğe
َ ِاْلَِْْي َويَأْ ُمُرو َن بِالْ َم ْعُروف َويَنْ َه ْو َن َع ِن الْ ُمْن َك ِر َوأُولَئ
çağıran, doğruluğu emreden ve fenalıktan meneden bir topluluk olsun.”11 âyetinde
geçen ümmet kelimesi ile imam kelimesi aynı kökten türemiştir. Camide cemaatin
önderi sayılan ve kendisine uyularak arkasında namaz kılınan kişiye imam
denildiği gibi, ümmetin başında bulunan kişiye yani devlet başkanına da imam
denilir. Ümmet, imam yani bir lider etrafında şekillenmiş en büyük cemaatin
adıdır. Topluluk diye tercüme ettiğimiz ümmet tabiri, vasfı itibariyle, sıradan bir
topluluğu değil, insanlığın öncüsü olan, çeşitli mezhep ve grupları içinde toplayan,
kendisine uyulan örnek bir topluluğu ifade eder. Bu topluluğun en küçük numunesi
Yöneticilik ve liderlik kavramları arasındaki farklar hakkında geniş bilgi için bkz., Azmi Yalçın,
“Yöneticilikten Etkin Liderliğe”, Stratejik Yönetim ve Liderlik, Haz. Mustafa Özel, İz Yay., İstanbul
1995, s. 52-58.
3 Heyet, Redhouse Sözlüğü-İngilizce-Türkçe-, Redhouse Yay., İstanbul 1994, s. 559.
4 Heyet, Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yay., Ankara 1988, II, 965.
5 Tamer Koçel, İşletme Yöneticiliği, Beta Yay., İstanbul 2001, s. 16; Erol Eren, Yönetim ve
Organizasyon: Çağdaş Sistemler ve Yaklaşımlar, Beta Yay., İstanbul 2003, s. 525.
6 Heyet, Türkçe Sözlük, II, 965.
7 H. Mustafa Paksoy, “Küreselleşme, Liderlik ve Liderlik Teorileri” Liderlik ve Motivasyon (Ed.
Celalettin Serinkan) Ankara 2010, s. 27.
8 Liderlikle yönetici arasındaki farklarla ilgili geniş bilgi için bkz., Abraham Zazelnik, “Lider ve
Yönetici: Aralarında Fark Var mı?”, Stratejik Yönetim ve Liderlik, Haz. Mustafa Özel, İz Yay.,
İstanbul 1995, s. 31-40.
9 Ömer Dinçer, “İş Dünyasındaki Değişmeler ve İşletmelerde Stratejik Yönetim”, Stratejik Yönetim
ve Liderlik, Haz. Mustafa Özel, İz Yay., İstanbul 1995, s. 27-28.
10 İbn Manzur, Cemaluddin Muhammed b. Mükerrem, Lisânü’l-Arab, Thk. Ali Şîrî, Beyrut,
1408/1988, “e-m-m” md.; Heyet, Türkçe Sözlük, I, 701.
11 Âl-i İmrân, 3/104.
2
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:39-53
Lider Olarak Din Görevlilerimiz 43
camideki cemaat olduğu için, onların en önünde duran ve kendisine cemaatin
uyduğu kişiye de, imam12 denilir.
II. Liderlik Yaklaşımları
Camilerde yaygın din eğitiminde üst düzeyde verime ulaşılabilme hedefinin
yanı sıra, muhatapların durumu, olumsuz şartlar düşünüldüğünde din eğitimini en
iyi şekilde yapabilmenin yollarından birisi de din görevlilerinin liderlik ve
motivasyonu hususudur. Din görevlilerinin, aynı zamanda toplumu din konusunda
aydınlatma hususunda lider oldukları bilinmektedir. Bu sebeple toplum, din
görevlilerinden normal görevlerinin ötesinde gayret ve hizmetler beklemektedir.
Toplumun bu beklentisi, temel kaynaklarımızda bu vazifeye biçilen değerle de
alakalıdır.
Bu anlamda Hz. Peygamber (sav)’in şu bir hadis-i şerifi bile, din görevlileri
hakkında oluşan beklentinin göstergesidir. Ayrıca hadisler, bu vazifede
gösterilmesi gereken gayret ve motivenin kaynağını da teşkil etmektedir: وعن أَِِب ُريرة
ِ َ ِ «من دعا إِ ََل ُ ًدى َكا َن لَه ِمن األَج ِر ِمثْل أُجوِر من َِعه ا ْين ُُ لل: اَّلل صِّى هللا عَِي ِه وسَِّم قال
ُجوِرُِم
َ اَّلل عنه أَن
َّ رضي
ََ ْ
ُ
َُ ْ ُ ُ ْ َ ُ
ُ ك م ْن أ
َ ْ َ ُ َ َّ رسول
ُ
ِِ
ٍ
ِ
ِ
ِ
» ًللك ِم ْن آثَ ِام ِه ْم َشْيئا
َ ُ
َ وم ْن َد َعا إِ ََل
َ ، ً“ َشْيئاİnsanları doğru yola
ُ ُضالَلَة َكا َن َعَِْيه م َن ا ِإل ِْْث مثْ ُل آثَام َم ْن َ َعهُ ا ين
çağıran kimseye, kendisine uyanların sevabı gibi sevap verilir. Ona uyanların
sevaplarından da hiçbir şey eksilmez. Başkalarını sapıklığa çağıran kimseye de,
kendisine uyanların günahı gibi günah verilir. Ona uyanların günahlarından da
hiçbir şey eksilmez.”13
Din görevlileri olarak 657’ye tâbi bir memur olduğuna göre, görev
denilecekse yapılan imamet işine, görevin ciddiye alınması, din gönüllüsünün ve
toplumun iyi dindar olmasını neticelendirecektir. Bu da görev ve gerekleri
hakkında, geçerli ve yeterli bir bilgiye sahip olmaya bağlıdır. Eğer din görevlisinin
halen devam ettiği görevi ve bağlı bulunduğu kuruma yönelik kuşkuları ya da
tatminsizlikleri varsa, ne kadar uğraşılsa da veya kendini zorlasa da, görevini
ciddiye almayı başaramaz. Zira görevinin ve ona bağlı olarak yaptıklarının
doğruluğundan, dünya ve ahiret neticelerinden emin değildir. Bu sebeple ‘görevi
ciddiye almak’, topluma ulaştırılacak olan İslâm mesajının, esas ve uygulamalarının
‘hak’ olduğuna ve iki dünya mutluluğu için kifayetine tereddütsüz inanmış olmayı
gerektirir. Bu da ‘kaliteli imamlık/din görevliliği’ için en temel şarttır.
Yüzyıllardır niçin bazı insanların lider olup, diğerlerinin olamadığı, liderlere
doğuştan bazı kişilik ve karizmatik özelliklerin verilip verilmediği merak
12
13
Ümmet kelimesinin kullanımları ve anlamları hk. geniş bilgi için bkz. Hasan Keskin, Kur’ân’da
Ümmet Kavramı, Rağbet Yay., İstanbul 2003.
Müslim, Müslim b. Haccac, Sahîhu Müslim, Çağrı Yay., İstanbul 1413/1992, “İlim”, 16. Ayrıca bkz.,
Ebû Dâvûd, Süleyman b. Eş’as, Sünenü Ebî Dâvûd, Çağrı Yay., İstanbul 1413/1992, “Sünnet”, 6;
Tirmîzî, Muhammed b. İsa, Sünenü Tirmîzî, Çağrı Yay., İstanbul 1413/1992, “İlim”, 15; İbn Mâce,
Muhammed b. Yezid, Sünenü İbn Mâce, Çağrı Yay., İstanbul 1413/1992, “Mukaddime”, 14.
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:39-53
44 Şaban KARASAKAL
edilmektedir. Kişinin yönetim ve liderlik kabiliyetini kesin olarak ölçebilecek bir
test yoktur, ancak bu kabiliyetin derecesi konusunda bilgi verebilecek temel bir
takım sorular vardır. Liderliğin öğrenilebilen bir şey olup olmadığı sorusunun
cevabı ise; “Liderliğin özellikleri nelerdir? Liderlik doğuştan mı gelir? Yoksa
zamanla mı kazanılır?” sorularının cevabında gizlidir.14
Çeşitli tanımları yapılan liderliğin, etkileyebilme ve harekete geçirebilme
yönü, en önemli ortak özelliklerdendir. Bu anlamda liderlik konusuna, özellikler,
davranışsal ve durumsallık şeklinde başlıca üç yaklaşım bulunmaktadır. Yani
liderlik konusunda yapılan tanımların bir kısmı liderin kişilik özelliklerine vurgu
yaparken, bir kısmı liderin davranışlarına odaklanmaktadır. Diğer bir kısmı da
izlenebilme gibi farklı durumlara vurgu yapmaktadır.
Özellikler Yaklaşımı: Diğer kişilerde bulunmayan özelliklerin kendisinde
bulunması ve böylece insanlara güven vermesi sonucunda kişi lider olur. Fiziki
özellikler, yetenek, bilgi, deneyim, kararlılık ve tutarlılık gibi özellikleri lideri
diğerlerinden ayırır.
Özellikler yaklaşımına göre, liderin özellikleri arasında şu öğelerin
olabileceği savunulmuştur:15
Yaş
Boy
Cinsiyet
Olgunluk
Güzel konuşma yeteneği
Zekâ
Yükselme arzusu
Kişilerarası ilişki kurma yeteneği
İnisiyatif kullanabilme
Samimiyet
Yakışıklılık
Açık sözlülük
•İleriyi görebilme yeteneği
• Güven verebilme
• Özgüven
• İkna gücü
• Yöneticilik yeteneği
• Hükmetme
• İş başarma yeteneği
• İstek oluşturma yeteneği
• Dürüstlük
• Doğruluk
• Bilgi
• Kararlılık
Davranışsal Yaklaşım: Kişinin davranışlarının diğer insanlar üzerinde etkili
olması sonucunda gerçekleşen liderliktir. Diğer insanlara değer verme, onlarla iyi
ilişkiler ve iletişim kurabilme, onlar üzerinde etki ve saygı uyandırabilme gibi
hususlar davranışsal yaklaşımda liderin etkileme gücünü oluşturmaktadır.
Durumsal Yaklaşım: Liderin ortaya çıktığı ortamın önemini vurgulayan
yaklaşımdır.16 Bu yaklaşım, değişik durum ve şartların değişik liderlik tarzları
14
15
Hans H. Hinterhuber- Wolfgang Popp, “Sadece Bir Yönetici misiniz? Yoksa Bir Stratejist mi?”
Stratejik Yönetim ve Liderlik, Haz. Mustafa Özel, İz Yay., İstanbul 1995, s. 7-8; Pierre Casse,
“Liderlik Öğrenilebilir”, Stratejik Yönetim ve Liderlik, Haz. Mustafa Özel, İz Yay., İstanbul 1995, s.
46-51.
Dursun Bingöl, Personel Yönetimi, Beta Yay., İstanbul 1996, s. 243.
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:39-53
Lider Olarak Din Görevlilerimiz 45
gerektirdiği varsayımını ortaya atar. Buna göre en iyi denilebilecek bir liderlik tarzı
yoktur. Lider, içinde bulunulan durum neyi gerektiriyorsa ona uygun
davranmalıdır.17
Liderlik konusundaki bu yaklaşımlardan başka liderlik tipleri ile ilgili farklı
değerlendirmeler de bulunmaktadır. Liderlik davranışı, liderin yönettiği grupla
olan ilişkilerindeki tutum ve davranışlarıyla alakalıdır. Liderin astlarına nüfuz
etmede kullanabileceği, davranışlarında sergileyebileceği, çeşitli liderlik stilleri
vardır. Bunlar incelendiğinde genelde, otoriter, demokratik/katılımcı ve özgür
bırakıcı/pasif olmak üzere üç çeşit liderlik stili ortaya çıkmaktadır.18
Bunlardan başka, farklı kaynaklarda, zorlayıcı lider, vizyoner lider, bağlı
lider, hız belirleyici lider, ayak uyduran lider, koç lider, esinlendirici lider ve
transformasyonel/dönüşümcü lider19 gibi farklı isimlerle de ifade edilen20 liderlik
tipleri hakkında kısaca şunları söyleyebiliriz. Otoriter liderlikte; lider yapılacak
işleri belirler, astlarına dağıtır, onlardan ne beklediğini açıklar, yapılacak işle ilgili
ilkeleri saptar, astlarına kural ve düzenlemelere uymalarını söyler. Karar vermeye
astlar katılmaz. Destekleyici liderlikte; lider astlarıyla ilgilenir ve arkadaşça
yaklaşımda bulunarak onların huzuruna, mutluluğuna ve ihtiyaçlarını tatmine özen
gösterir. Katılımcı liderlikte; lider karar alırken astlarının önerilerini bekler ve
onların karar verme sürecine katılmalarını sağlar.21
III. Lider Din Görevliliğinin Gerektirdiği Kişisel Özellikler
Her görevin kendine has bazı özellikleri olduğu gibi, bu görevi yerine
getiren kişilerin de taşıması gereken bazı nitelikler vardır. Din görevliliği gibi, dîni
anlamda büyük mesuliyet gerektiren, hem de toplum nazarında önemli görülen bir
görevi yerine getiren kişilerin mutlaka taşıması gereken bazı özellikler vardır. Bu
özelliklerin bir kısmı din görevlisi olan kişinin kendisiyle alakalı, bir kısmı ise
hizmet sunduğu toplumla alakalıdır. Burada liderin kendisiyle alakalı hususlar
genel anlamda: vazifesini benimseme, vazifesinin gerektirdiği bilgi ve beceriye sahip
olma ve ihlas ve samimiyet şeklinde alt başlıklara ayrılabilir.
Cahiliye toplumundan asr-ı saadete geçişte, İslâm dininin esaslarının
toplum fertleri arasında yerleşip İslâm toplumu oluşurken, başlarında Hz.
16
17
18
19
20
21
M. Ali Kara, İşletme Becerileri Grup Çalışması, Dilara Yay., Trabzon 2007, s. 71-73.
İbrahim Aksel, “Liderlik Teorileri”, Liderlik ve Motivasyon (Ed. Celalettin Serinkan) Ankara 2010,
s. 43.
Paksoy, “Küreselleşme”, s. 25-26.
Ebru Ünlü, “Stratejik Yönetimde Liderlik ve Motivasyon”, Liderlik ve Motivasyon (Ed. Celalettin
Serinkan) Ankara 2010, s. 188-192.
Liderlik tipleri hakkında geniş bilgi için bkz.,Celalettin Serinkan, “Liderlik ve Motivasyonda
Güncel Konular”, Liderlik ve Motivasyon (Ed. Celalettin Serinkan) Ankara 2010, s.149-158; Aksel,
“Liderlik Teorileri”, s. 33-59; Ünlü, “Stratejik Yönetimde Liderlik ve Motivasyon”, s. 179-199;
Casse, “Liderlik Öğrenilebilir”, s. 50.
Geniş bilgi için bkz., Aksel, “Liderlik Teorileri”, s. 52-53.
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:39-53
46 Şaban KARASAKAL
Peygamber vardı. O yalnızca bir peygamber değil, aynı zamanda içinde yaşadığı
toplumun lideri konumundaydı. O’nun toplumdaki bu konumu, kuşkusuz bazı
niteliklere daha sahip olmasını zaruri kılıyordu. Bugün de O’nun tebliğ ve irşad
mirasını sürdürme vazifesini devam ettiren din görevlilerinin benzer özelliklere
sahip olmaya gayret etmeleri gerekmektedir.
Hz. Peygamber’in hayatında bizzat uyguladığı ve her fırsatta tavsiye ettiği
liderde bulunması gereken vasıflardan bir kaçı,22 davasına inanmış olma, azim ve
sebat,23 eşitlik bilinci, toplum fertleriyle ilgilenme, kolaylığı tercih,24 adaletli
davranma,25 cömertlik26 şeklinde sıralanabilir. Bu vasıflardan başka yöneticilik ve
liderlikle alakalı eserlerde etkin bir lider olmak için gerekli anahtar kavramları,
astlara güvenmek, vizyon geliştirmek, soğukkanlı olmak, riske atılmak, uzman olmak,
karşı çıkmalarına izin vermek, basitleştirmek gibi özelliklerin27 başarılı bir
yöneticiyi, etkin ve güçlü bir lider yapacağı ifade edilmektedir. Ancak bu
özelliklerin tek bir kişide toplanması mümkünse de, oldukça zordur. Bu durumda,
bir yönetici veya lider bu özelliklerden ne kadar fazlasına sahipse, başarısı ve
etkinliği de o ölçüde fazla olacaktır.
Bu vazifenin ve vazifeyi ifa eden kişinin önemi sebebiyledir ki, Hz
Peygamber her vesileyle bu vazifeyi yapan kişileri, vazifelerinin ehemmiyeti ve
özellikleri hakkında ikaz etmiştir. Bunlardan birisinde, Ebû Mes’ûd Ukbe İbni
ِ ؤُم لِكتَا
Amr(ra)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav)şöyle buyurdu:“ ب
ْ ُ يَ ُؤُّم الْ َُ ْوَم أَقْ َر
ِ ُّ فَِإ ْن َكانُوا يف، السن َِّة
فَأَقْ َد ُم ُه ْم ِسنّاً َو ا، ً فَِإ ْن كانُوا يف اهلِ ْجَرةِ َس َواء، ًدم ُه ْم ُِ ْجَرة
َّ
ُّ ِ فَأ َْعَِ ُم ُه ْم ب، ً فَِإ ْن َكانُوا يف الْ ُِراءَةِ َسواء،ِاَّلل
ُ ْ فَأَق، ًالسنَّة َس َواء
َو ا يَ ُْ ُع ُد يف بيْتِ ِه عِى َ ْك ِرمتِ ِه إِ اَّ بِإِ ْلنِِه، الر ُج َل يف ُس ِْطَانِِه
َّ ُ يCemaata Kur’ân’ı en iyi bilen ve
َّ الر ُج ُل
َّ ؤم َّن
okuyanları imam olsun. Kur’ân bilgisinde eşit iseler, sünneti en iyi bilen; eğer sünnet
bilgisinde de denk olurlarsa, önce hicret etmiş olan; hicret etmekte de aynı iseler,
yaşça en büyükleri imam olsun. Hâkim ve yetkili olduğu yerde kişiye, izni olmadıkça
bir başkası imam olmaya kalkmasın. Hiç kimse, başkasının evinde, izni olmadıkça ev
sahibinin özel yerine oturmasın.”28
Görüldüğü gibi lider din görevliliği gibi bir vazifenin değerine uygun bir
şekilde yerine getirilebilmesi sorumluluğu için, hadis-i şerifte sayılan bu ölçülerin
her birinin ne kadar önemli olduğu ortadadır.
22
23
24
25
26
27
28
Bu vasıflar hakkında geniş bilgi için bkz. Mücteba Uğur, “Asr-ı Saadette Sosyal Hayat”, Bütün
Yönleriyle Asr-ı Saadette İslam, Beyan Yay., İstanbul 2006, I, 120-136; Ahmet Önkal, “Asr-ı
Saadette Davet Metodu”, Asr-ı Saadette İslam, Beyan Yay., İstanbul 2006, I, 345-371.
Buhârî, “Temennî”, 130; Müslim, “Salâtu’l-Müsâfirîn”, 189.
Buhârî, “Menâkıb”, 166, “Edeb”, 16; Müslim, “Fedâil”, 118.
Buhârî, “Sulh”, 169; EbûDâvud, “Hudûd”, 16.
Müslim, “Fedâil”, 74.
Yalçın, “Yöneticilikten Etkin Liderliğe”, s. 58-61. Ayrıca liderliğin temel ölçüleri hakkında geniş
bilgi için bkz. Warren Bennis, “Lider Olmanın Temel İlkeleri”, Stratejik Yönetim ve Liderlik, Haz.
Mustafa Özel, İz Yay., İstanbul 1995, s. 63-67.
Müslim, “Mesâcid”, 290.
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:39-53
Lider Olarak Din Görevlilerimiz 47
Ayrıca hadisin son kısmında yer alan “hâkim ve yetkili olduğu yerde kişiye,
izni olmadıkça bir başkası imam olmaya kalkmasın. Hiç kimse, başkasının evinde, izni
olmadıkça ev sahibinin özel yerine oturmasın.” şeklinde geçen iki cümle, beşerî
ilişkiler bakımından ve lider din görevlisinin kendisine bakışı açısından da oldukça
önemlidir. Bir insanın, hâkim ve yetkili olduğu yerde önüne geçilmemesi lazımdır.
Bu onun, idare ettiği kişiler nezdindeki itibarı açısından pek ehemmiyetlidir. Hz
Peygamber (sav) bu noktaya işaret etmekte, kişinin izni olmadan, sorumluluk
sahasında önüne geçilmemesini, ona imamlık yapılmamasını, aynı şekilde ev
sahibinin evinde oturmayı alışkanlık haline getirdiği yere oturulmamasını, izin
vermedikçe evinde ona imam olmaya kalkışılmamasını tembih etmektedir. Bütün
bunlar liderlikte, yönetimde ve beşeri ilişkilerde hem psikolojik hem de sosyolojik
bakımdan önemli tavsiyelerdir. Yetkili kişinin veya ev sahibinin, kendisinden daha
bilgili ve faziletli insanları gözetleyip onları öne geçirmesi ise tabiatıyla bir
fazilettir. Fakat herşeyden önce kendisinin sorumluluk ve haklarına saygı
gösterilmesi hakkıdır.29
Din görevlisinin dikkat edeceği hususlardan birisi de, insanın bir etki sahası,
bir de ilgi sahası vardır. İnsan afakla, dışarıdakilerle uğraşabilir ancak, kendi
nefsinden uzaklaştıkça etkisi azalır. Etki sahasıyla ilgi sahası, ters orantılıdır. O
halde din görevlisi, kendi kişisel gelişimine, ilmî, manevî ve mesleki tekâmülüne
dikkat etmelidir. Çünkü lider din görevlisi, keyfiyetli bir hizmet sunabilmek için,
kendi gelişimini ihmal etmeyen insandır. Sürekli bir tekâmül gayreti, lider din
görevlisinin tabii bir vasfıdır.
IV. Lider Din Görevliliğinin Toplumsal Özellikler
Din görevlisi hizmet sunduğu toplumun etnik, kültürel, sosyal ve ekonomik
yapısından; ayrıca o bölgedeki hassas durumlardan, değişik inançlardan ve din
adına yapılan uygulamalardan ve yanlışlıklardan haberdar olmalıdır. Özellikle
görev yaptığı bölgeyle ilgili olarak, halkın hangi din ve mezheplere bağlı olduğunu,
bunların toplumun yaşamında iman, ibadet, ahlak boyutuyla ilgili olarak ne kadar
yer tuttuğunu, dini bilgileri nereden ve nasıl öğrendikleri, hangi kitaplardan
faydalandıklarını ya da bunu sürdürüp sürdürmediklerini bilmelidir. Camide görev
yapan bir din görevlisi cemaatini iyi tanımalı, hatta mahallesinde oturan genç,
yaşlı, çocuk, kadın herkesten haberdar olmalı ve onlara din hizmeti götürme
konusunda bazı projeler üretmeli, kendisini o mahallenin dini mimarı ve
sorumlusu olarak görmelidir.
Abdullah İbni Mes’ûd(ra)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle
ِ َّ
ِ
ِ ْ لِيِِين ِمْن ُكم أُولُوا األAklı başında (ve
buyurdu: “ َسو ِاق
َ ين يَُِونَ ُه ْم ثَالثاً وإِيَّا ُكم
ْ وُْي َشات األ
َ َحالم والن
َ
ْ
َ ُْثَّ الذ، ُّهى
imamlık yapacak durumda) olanlarınız (namazda) benim hemen arkama dursun.
29
Nevevî, Ebû Zekeriyyâ Yahya İbni Şeref, Riyâzü’s-Sâlihîn, terc. ve şerh, Yaşar Kandemir, İsmail
Lütfi Çakan, Raşit Küçük, Erkam Yay.,İstanbul 2001, II, 522-523.
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:39-53
48 Şaban KARASAKAL
Sonra bu vasıflarda onları takip edenler dursunlar. (Hz. Peygamber bu cümleyi üç
defa tekrarladı. Namazda) Çarşı-pazarlardaki keşmekeş (ve kargaşaya benzemek)
den sakının!”30
Bu hadis, liderin ve lider din görevlisinin toplumun bir parçası olan camide,
namaz saflarının nasıl düzenlenmesi gerektiği konusunda çarşı-pazardaki
karışıklığa benzememek gerektiğini ilâve etmektedir. Gerçekten de çarşı-pazar
yerlerinde âlim-cahil, kadın-erkek, çoluk-çocuk karmakarışık bir haldedir.
Mâbedlerde safların böylesine rastgele düzenlenmesi elbette düşünülemez.
Hâdisteki “sakınma”ya, çarşı-pazarlardaki gibi gürültü etmemek, bağırıp
çağırmamak da dahildir. Yani cami ve mescidlerin, toplumda bulunması gerekli
‘itibar çizgisi’ni yansıtan bir düzeni ve sükûneti bulunmalıdır. İşte bu itibar ya da
saygınlık çizgisinin başlangıç noktası, çarşı-pazarda geçerli olan ekonomi ve para
değil; ilim, fazilet, yaşça büyüklük gibi dinî ve insânî meziyetlerdir.31
Lider din görevlisinin toplumdaki durumu hakkında bir başka hadiste de
şöyle buyrulmaktadır. Ebû Mes’ûd Ukbe İbni Amr el-Bedrî (ra) namaz kıldırırken
namazı uzatan birisinden şikayetle sabah namazına gelemediğini söyleyince Hz
ِِ
ِ َّ ، فأَيُّ ُكم أ ََّم النَّاس فَِيوِجز.إن ِمنكم منَ ِّْرين
َّ :َيها النَّاس
Peygamber (sav): “اج ِة
َّ ِْي و
َ يَا أ
َ َيْي ولا اَح
ُ َ
ُ
ْ
َ َّال
َ فإن م ْن ورائه ال َك
“İnsanlar! İçinizde nefret ettiren kimseler var! Kim imamlık yaparsa, namazı kısa
kıldırsın; zira arkasındaki cemaatin içinde yaşlısı var, çocuğu var, iş güç sahibi olanı
var.”32 buyurmuştur. Toplumsal şartları göze almanın lider din görevlisinin vazifesi
olduğu noktasında namazda uzun sûreleri okuyan Hz. Muaz’a “Sen fitneci misin,
Muâz?” diye Hz. Peygamber çıkışmıştır. Sonra da arkasında yaşlı, zayıf, iş-güç
sahibi kimselerin bulunacağını dikkate alarak namazı kısa sûrelerle kıldırmasını
tavsiye etmiştir.33
Din görevliliği vazifesi genel manada topluma sunulan bir hizmet olduğuna
ve din görevlileri de sürekli olarak toplumla yüz yüze olan bir konumda
bulunduklarına göre, hizmet kalitesinin artması için toplumsal ilişkilerde dikkat
edilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. Bu anlamda beşeri ilişkiler güçlü
tutulmalı, ilişkiler bireysel menfaat temelinde değil, din hizmeti gayesiyle
geliştirilmelidir.
Halktan kopuk olan bir din görevlisi düşünülemeyeceğine göre, bir din
görevlisinin, cemaatiyle, öğrencileriyle, onların aileleriyle her türlü sosyal ilişkiyi
kurabilmesi, yaşadığı çevredeki sosyal hayatın içinde olup, halkla iç içe olması
gerekmektedir. Sadece camide kalınarak toplumun her kesimiyle irtibat kurmanın
mümkün olmayacağı ve ideal din eğitimi verilemeyeceği gerçeği ortadadır.
30
31
32
33
Müslim, “Salât”, 123. Ayrıca bkz., Ebû Dâvûd, “Salât”, 95; İbni Mâce, “İkâmet”, 45.
Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn, II, 526.
Buhârî, “İlim”, 28, “Ezân”, 61, “Ahkâm”, 13; Müslim, “Salât”, 182-185. Ayrıca bkz., İbni Mâce,
“İkâme”, 48.
Buhârî, “Ezân”, 63.
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:39-53
Lider Olarak Din Görevlilerimiz 49
Din görevlisi bir cemaat yahut grubun şemsiyesi altına girmeden, gruplar
üstü davranıp insanları İslam’a davet etmelidir. İnsanların işi, yaşı, konumu,
durumu ne olursa olsun hiç kimseyi dışlamadan, onları ilgi alanı içine almalıdır.
Din görevlileri toplumda birlik beraberliği sağlayıcı temel unsurlar olduğu gibi,
kendi aralarında da birlik ve beraberlik içerisinde olmaya azami gayret sarf
etmelidirler.
Sayılan bu hususlardan başka, din görevlisi kişilerin liderlik konumunu
layıkıyla elde edebilmeleri, bazı alanlarda başarılı olmalarına bağlıdır. Bunlar da
kısaca, alanında yetkin olmak, bakış açısı geliştirmek, soğukkanlı olmak, risk almak,
güven vermek, farklılıklara önem vermek şeklinde zikredilebilir.
Ancak saydığımız bütün bu özelliklere sahip olan din görevlisinin, liderlik
yönünü genel olarak hangi alanlarda kullanacağı hususu önem arz etmektedir. Bu
noktada karşımıza, ‘Grup liderliği becerileri’, ‘kişisel beceriler’, ‘problem çözme
becerileri’ gibi üç temel alan çıkmaktadır. Özetle lider din görevlileri dert dinleyen
ve dert paylaşan, sorun çözen, acı ve sevinçleri paylaşan, dost, arkadaş, ağabey gibi
rolleri kolaylıkla ve yapmacıksız olarak sahiplenen “proaktif” bir kişilik
sergilemelidirler.
Kişilikle alakalı eserlerde ‘bir kere doğan’ ve ‘iki kere doğan’ şeklinde iki
temel kişilikten bahsedilmektedir. Birinci tip şahsiyetler, doğuşlarından itibaren
hayat akışları sakin bir çizgi izleyen, çatışmasız kişiliklerdir. İki kere doğanlar ise,
kolay bir ömür sürmeyenler, bir düzen duygusuna kavuşabilmek için sürekli
mücadele edenlerdir. Bu grupta bulunanlar, diğerlerinin aksine olayları olduğu gibi
kabullenmezler.34 Bu bakış açısıyla din görevlisi de mahallesinde, bir arada yaşayan
insanların problemleri ile ilgilenen, doğal liderlik görevliliği sebebiyle karşılaştığı
problemlerden, yaşadığı sıkıntılardan yılmadan, görevini en iyi şekilde yapma
mücadelesine devam etmelidir.
V. Din Görevliliğinde Genel Ölçüler
İslam ahlakının önemli bir bölümünü teşkil eden hizmet, nefsin
bencilliğinden kurtulup, diğerkâm bir ruhla mahlûkata yönelmek suretiyle Allah’ın
rızasını aramaktır. Dünyevî menfaat elde etme düşüncesinden uzak, sırf Allah
rızası için ifa edilen her hizmet, gerçekte Allah’a vuslat arayış ve şevkinin
davranışlara yansımış şeklidir. Yani genel anlamda bir Müslüman için, özelde de
bir din görevlisi için bütün mahlûkata hizmet, mühim ve faziletli bir vazifedir.
Ancak hizmet ve vazifelerin belli âdâb ve ölçüler içinde yapılması gerekmektedir.
Lider din görevlisi, idealleri, hedefleri olan insandır. Bu anlamda öncelikle
aranan insan olmanın yolunun, arayan insan olmaktan geçtiğini bilen kişidir.
Hedefine ulaşma yolunda yaptığı işini, sevmedikçe başarılı olamayacağını bilmek
34
Zazelnik, “Lider ve Yönetici: Aralarında Fark Var mı?” s. 37-38.
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:39-53
50 Şaban KARASAKAL
durumundadır. Din hizmeti işini yaparken bütün hedefi Allah’ı kullarına, kullarını
Allah’a sevdirmeye gayret etmek olmalıdır. Bu anlamda lider din görevlisi, hizmet
sunduğu insanların ihya ve inşasında gönüllü gayret gösteren kişidir.
ِ
ِ اَّلل وع ِمل ص
ِ
ِ
ِِ
ِ
Bu vazifeyi ifa ederken “ن
َ َاَحًا َوق
َ ال إِن َِّين م َن الْ ُم ْسِم
ْ َوَم ْن أ
َ َ َ َ َّ َّن َد َعا إ ََل
ْ َح َس ُن قَ ْوً ا ِم
(İnsanları) Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve "Ben müslümanlardanım" diyenden daha
güzel sözlü kim olabilir?”35 âyetinde ifade edildiği gibi, yaptığı işin ehemmiyetini
bilir ve kendisini tanır. Bunu yaparken de hitap ettiği kimselerin olumsuzluklarına
tahammül edecek hidayet ve rahmet üslubunu benimser. Bu üslubunun
ِ
ِ
ِ
neticesinde âyette: “يم
َّ َوَ ا َ ْستَ ِوي ا َْحَ َسنَةُ َوَ ا
َ ََح َس ُن فَِإلَا الَّذي بَْي ن
ْ السيِّئَةُ ْادفَ ْع بِالَِِّت ُ َي أ
ٌ ََ ٌّ ِِك َوبَْي نَهُ َع َد َاوةٌ َكأَنَّهُ َو
İyilikle kötülük bir olmaz. (Sen kötülüğü) En güzel olan şeyle sav. O zaman bir de
bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dosttur.”36
şeklinde ifadesini bulan güzelliklere ulaşacağını bilir.
Lider din görevlisinin düstur edineceği vasıfları, dikkat edeceği genel edeb
ve ölçüleri maddeler halinde37 şöyle sıralayabiliriz:
1. Görevin ehemmiyetini idrâk etmek,
2. Kalbi mânevî hasletlerle zînetlendirmek
a- Kalbin daimi bir surette Allah ile beraber olması,
b- Kalbin Allah ve Rasûlü’nün muhabbeti ile dolu olması,
c- Kalbin din kardeşlerine muhabbetle dolu olması,
d- Kalbin hâlıktan ötürü mahlûkâta sevgi, şefkat ve merhametle dolu
olması,
3. İhlâs ve istikameti muhafaza etmek,
4. Şefkatli, merhametli ve affedici olmak,
5. İstişare ile hareket etmek,
6. Görevde hizmet edilen muhatabı iyi tanımak,
7. Îtidâli muhafaza etmek,
8. Kur’ân-ı Kerîm eğitim ve öğretimiyle ilgili hizmetlere birinci derecede
ehemmiyet vermek,
9. Kendini ilmen ve ahlâken sürekli geliştirmek,
10. Kusurları nefsinden, muvaffakıyeti Allah’tan bilmek,
11. Görevde örnek olmaya çalışmak,
12. Görevde, heyecanı, aşkı yitirmemek ve sebatkâr olmak.
Genelde bütün Müslümanların, özelde de bir din görevlisinin, kendi kalbini
ihmal ederek varacağı bir yer yoktur. Din görevlisinin, muhataplarının kalplerini
35
36
37
Fussilet, 41/33.
Fussilet, 41/34. Bu husustaki diğer âyet ve hadisler için bkz.,Âl-i İmrân, 3/159; Mâide, 5/32;
A’râf, 7/199; Furkân, 25/70; Buhârî, “İkrâh”, 7; “Menâkıb”25; Müslim, “Birr”, 62;“Salât”, 119;
Tirmîzî, “Birr”, 48, 63.
Bu ölçüler hakkında geniş bilgi için bkz., Osman Nuri Topbaş, Vakıf, İnfak Hizmet, Erkam Yay.,
İstanbul 2002, s. 137-288.
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:39-53
Lider Olarak Din Görevlilerimiz 51
ihmal ederek de varacağı bir yer yoktur. Herhalde, “üzülmeyin, gevşemeyin,
inanıyorsanız en üstün sizsiniz.”38 meâlindeki âyetin ifade ettiği gerçeklere rağmen,
bunu unutan insanın yapabileceği en büyük fenalık, inancına/kendine olan
güvenini kaybetmesidir. Din hizmetlerinin başarısı, öncelikle hizmetin önündeki
lider din görevlilerinin ideali uğruna yeteneklerini kullanabilme imkânlarına
bağlıdır.
Çünkü ölçüleri menfaatlerin belirlediği bir dünyada, şairin:
“Derdindedir âşıkın mecâli / Bî hâl olan anlamaz bu hali
Bir dert ki kendidir devası / Bir dert ki râzı mübtelası”39 dediği gibi lider din
görevlisinin olumsuz şartlara rağmen, sağlıklı bir din eğitimi vererek, Allah’ı
kullarına, kullarını da Allah’a sevdirme derdi birileri tarafından çok da
anlaşılamayacaktır.
ِ
ِ
Bu dert başkaları tarafından anlaşılamasa da “ ب ُدو َن
َّ ُمن و اَّه
َ ِاَّلل َشيئاً من أُموِر املُس
َ من فَا َح
َ تج
ِ اَّلل دو َن حاجتِه وخَِّتِ ِه وفَُ ِرهِ يوم
ِ ُال
ِ
يامة
ُ َّ احتَ َجب، وخَِّتهم وفَُ ِرُم
َ
َ َحاجت ِه ِم/ Allah Teâlâ bir kimseyi
َ
َ َ
müslümanların başına idareci yapar, o da halkın işlerinin bitirilmesine, ihtiyaç ve
sıkıntılarının giderilmesine engel olmaya kalkarsa, kıyamet gününde Allah Teâlâ da
onun işlerinin bitirilmesine, ihtiyaç ve sıkıntılarının giderilmesine engel olur.”40
hadisinde ifade edildiği gibi, lider din görevlisi, camisi ve mahallesindeki insanların
ihtiyaçlarıyla, bu ilgisinin uhrevi boyutundan haberdar olarak imkan nispetinde
ilgilenmek durumundadır.
Sonuç
Yeteri kadar benimsenmemiş de olsa, bir kısım meslekler şöyle veya böyle
yürütülebilir. Ancak din hizmeti için böyle bir şey söz konusu olamaz. Çünkü din
hizmeti; bu hizmeti sevmemiş, benimseyememiş, özümseyememiş elemanlarla
yürütülebilecek nitelikte bir hizmet değildir. Din hizmetlileri de, rol icabı kılıktan
kılığa giren, benimsemediği rolleri de üstlenebilen aktörler değillerdir. Din hizmeti,
mesleğini aşk derecesinde severek benimseyenlerin yürütebileceği bir iştir.
Küreselleşme süreci, değişim demektir. Günümüzde çevresel, sosyal ve
ekonomik olarak sürekli değişimi görebilen ve önlemler alabilen
toplumlar/devletler/kurumlar bu süreçte rekabet edebilirler. Ancak bunun için
lider yöneticilere ihtiyaç vardır. Lider misyonu olan, bu misyona uygun vizyonu
ortaya koyabilen, vizyonu gerçekleştirecek stratejik amaçları belirleyebilen, bilgiye
dayalı ve insan odaklı yönetim anlayışını gerçekleştirebilen kişidir.
Lider din görevlisi denince, çalışma boyunca sayılan özelliklere sahip, bu
özelliklerin en azından bir kısmını din eğitimi alanında aktif olarak kullanabilen
38
39
40
Âl-i İmrân, 3/139.
Tevfik Rüştü Topuzoğlu, “Çetin Nihat Mazlum”, DİA. İstanbul 1993, VIII, 291.
Ebû Dâvûd, “İmâre”, 13; Tirmizî, “Ahkâm”, 6.
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:39-53
52 Şaban KARASAKAL
kişiler anlaşılır. Din görevlisi, zaten cemaati/öğrencileri üzerinde doğal bir liderlik
yetkisini haizdir. Dolayısıyla din görevlisi bu konumunun farkında olarak
davranmalı, bu etkisini, din eğitimi hizmeti sunma yolunda, olumlu yönde
kullanmalıdır.
Bu özelliklerden bir kısmı ile de olsa ön plana çıkan din görevlilerinin her
şeyden önce bilgi ve beceri bakımından donanımlı oldukları herkes tarafından
kabul edilir. Onların ikna edebilme yetenekleri yüksektir. Davranışlara yön
verebilirler. İnsanlarla iyi iletişim kurarlar. Güdüleme faaliyetleri yüksektir.
Toplumun önünde giderler. Çevresindeki insanlara aşk, şevk, heyecan vererek,
ilham kaynağı olurlar. Güvenilir, inançlı, kararlı ve tutarlıdırlar. Adalet duygusuna
sahiptirler. İleri görüşlüdürler. Yenilikçi ve gelişime açıktırlar. İnsanlara karşı
duyarlıdırlar. Örnek teşkil ederler. Hedeflerine ulaşma konusunda tutkulu ve
fedakârdırlar. Yeni durumlara karşı duyarlıdırlar. Hızlı ve etkin karar vermesini
bilirler. Elbette ki stratejik liderlik hayat boyu süren bir çalışma ve eğitim
sonucunda elde edilebilir.
Lider din görevlisi, mahallesinden ve cemaatinden kopuk yaşamaz. Onlarla
iç içe olur, önlerine geçip liderlik yaptığı kimselerin dertlerini, sıkıntılarını öğrenip
imkan nispetinde yardımlarına koşar. Çünkü halka kapısını kapayan ve onlarla
ilgilenmeyen idareciler, kıyamet gününde Allah Teâlâ’dan hiçbir yardım
göremeyeceklerdir.
Derdi olan, kendi liderlik vasıflarına gönülden inanan din görevlileri son
olarak kendilerine şu anahtar soruyu yöneltmelidirler: “Dünyayı bulduğumuzdan
daha iyi bir hale getirmek için ne yaptık?” Bu vasıflara sahip din görevlileri, benzer
birçok vasıflarını toplum veya grup üzerinde etkin bir şekilde kullanarak, sağlıklı
din eğitimine katkı sunarlar. Aksi durumda fertlerin ve toplumun sağlıklı din
eğitimi alabilme imkânları kısıtlanmış olur.
Kaynakça
Aksel, İbrahim, “Liderlik Teorileri”, Liderlik ve Motivasyon (Ed. Celalettin Serinkan)
Ankara: 2010.
Bennis, Warren, “Lider Olmanın Temel İlkeleri”, Stratejik Yönetim ve Liderlik, Haz. Mustafa
Özel, İstanbul: İz Yay., 1995.
Bingöl, Dursun, Personel Yönetimi, İstanbul: Beta Yay., 1996.
Casse, Pierre, “Liderlik Öğrenilebilir”, Stratejik Yönetim ve Liderlik, Haz. Mustafa Özel,
İstanbul: İz Yay., 1995.
Celalettin Serinkan, “Liderlik ve Motivasyonda Güncel Konular”, Liderlik ve Motivasyon (Ed.
Celalettin Serinkan) Ankara: 2010.
Dinçer, Ömer, “İş Dünyasındaki Değişmeler ve İşletmelerde Stratejik Yönetim”, Stratejik
Yönetim ve Liderlik, Haz. Mustafa Özel, İstanbul: İz Yay., 1995.
Ebû Dâvûd, Süleyman b. Eş’as, Sünenü Ebî Dâvûd, İstanbul: Çağrı Yay., 1413/1992.
Eren, Erol, Yönetim ve Organizasyon: Çağdaş Sistemler ve Yaklaşımlar, İstanbul: Beta Yay.,
2003.
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:39-53
Lider Olarak Din Görevlilerimiz 53
Heyet, Redhouse Sözlüğü-İngilizce-Türkçe-, İstanbul: Redhouse Yay., 1994.
Heyet, Türkçe Sözlük, Ankara: Türk Dil Kurumu Yay., 1988.
Hinterhuber, Hans H.-Popp, Wolfgang, “Sadece Bir Yönetici misiniz? Yoksa Bir Stratejist
mi?” Stratejik Yönetim ve Liderlik, Haz. Mustafa Özel, İstanbul: İz Yay., 1995.
İbn Mâce, Muhammed b. Yezid, Sünenü İbni Mâce, İstanbul: Çağrı Yay., 1413/1992.
İbn Manzur, Cemaluddin Muhammed b. Mükerrem, Lisânü’l-Arab, Thk. Ali Şîrî, Beyrut:
1408/1988.
Kara, M. Ali, İşletme Becerileri Grup Çalışması, Trabzon: Dilara Yay., 2007.
Keskin, Hasan, Kur’ân’da Ümmet Kavramı, İstanbul: Rağbet Yay., 2003.
Koçel, Tamer, İşletmeYöneticiliği, İstanbul: Beta Yay., 2001.
Müslim, Müslim b. Haccac, Sahîhu Müslim, İstanbul: Çağrı Yay., 1413/1992.
Nevevî, Ebû Zekeriyyâ Yahya İbni Şeref, Riyâzü’s-Sâlihîn, terc. ve şerh, Yaşar Kandemir,
İsmail Lütfi Çakan, Raşit Küçük, İstanbul: Erkam Yay., 2001.
Önkal, Ahmet, “Asr-ı Saadette Davet Metodu”, Asr-ı Saadette İslam, İstanbul: Beyan Yay.,
2006.
Paksoy, H. Mustafa, “Küreselleşme, Liderlik ve Liderlik Teorileri”, Liderlik ve Motivasyon
(Ed. Celalettin Serinkan) Ankara: 2010.
Tirmîzî, Muhammed b. İsa, Sünenü Tirmîzî, İstanbul: Çağrı Yay., 1413/1992.
Topbaş, Osman Nuri, Vakıf, İnfak Hizmet, İstanbul: Erkam Yay., 2002.
Topuzoğlu, Tevfik Rüştü, “Çetin Nihat Mazlum”, DİA. İstanbul: 1993.
Uğur, Mücteba “Asr-ı Saadette Sosyal Hayat”, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadette İslam,
İstanbul: Beyan Yay., 2006.
Ünlü, Ebru, “Stratejik Yönetimde Liderlik ve Motivasyon”, Liderlik ve Motivasyon (Ed.
Celalettin Serinkan) Ankara: 2010.
Yalçın, Azmi, “Yöneticilikten Etkin Liderliğe”, Stratejik Yönetim ve Liderlik, Haz. Mustafa
Özel, İstanbul: İz Yay., 1995.
Zazelnik, Abraham, “Lider ve Yönetici: Aralarında Fark Var mı?” Stratejik Yönetim ve
Liderlik, Haz. Mustafa Özel, İstanbul: İz Yay., 1995.
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:39-53