İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi
Istanbul University Journal of the School of Business
Cilt/Vol:43, Sayı/No:2, 2014, 293-318
ISSN: 1303-1732 - www.ifdergisi.org © 2014
Girişim sermayesi fonları ve bu fonların geliştirilmesinde kamunun rolü
Güven Sayılgan2
Hakan Ertürk1
İşletme Anabilim Dalı
Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ankara Üniversitesi, Ankara, Türkiye
İşletme Bölümü
Siyasal Bilgiler Fakültesi,
Ankara Üniversitesi, Ankara, Türkiye
Özet
Bu çalışmada; kamunun girişim sermayesi finansman modelini geliştirmeye yönelik
politikaları ve uyguladıkları programlar, bu politika ve programların başarısı ayrıntılı olarak
incelenmiş ve iyi uygulama örneklerinin ana özellikleri çıkarılmıştır. Bunun yanı sıra
Türkiye’deki girişim sermayesi finansman modelinin durumu fon yöneticileri ile yapılan
saha araştırması ve bu alandaki çalışmalar taranarak ortaya konmuş ve iyi uygulama
örneklerinden yola çıkarak girişim sermayesinin geliştirilmesi için politika önerileri
geliştirilmiştir.
Anahtar Sözcükler: Girişim Sermayesi, Özel Sermaye Fonları, Özel Sermaye, Fonların Fonu, Erken
Aşama İşletme
Venture capital funds and the role of governments to improve these funds
Abstract
In this study; existing programs and the government’s policies for the improvement of
venture capital financing model in addition to this, the success of these policies and
programs are researched in detail, and main characteristics of best practices are drawn.
Besides, doing field research with venture capital fund managers and looking the related
research put the status of venture capital financing models in Turkey forth. And finally, the
policy recommendations to improve venture capital are suggested based on best practices
and the field research.
Keywords: Venture Capital, Private Equity Funds, Private Funds, Fund of Funds, Early Stage
Business
1. Giriş
Ülkelerin refah seviyelerinin yükselmesinde iyi çalışan bir girişimcilik ekosisteminin varlığı
çok önemli roller oynamaktadır. Girişimcilik ekosisteminin iyi çalışması için ne yapılması
gerektiği sıklıkla tartışılan bir konu olmuştur. Girişimcilerin en önemli problemlerinin neler
olduğu bu bağlamda yapılan araştırmalardan birisidir. Araştırmalar girişimcilerin
faaliyetlerini sürdürürken karşılaştıkları problemlerden en önemlisinin finansmana erişim
olduğunu göstermektedir. Girişimcilerin finansmana erişimde çeşitli finansal araçlar vardır.
Bu finansal araçlar varlık temelli araçlardan (finansal kiralama, faktoring vs.) borçlanma
(banka kredisi, tahvil ihracı vs.) temelli araçlara ve özkaynak (girişim sermayesi, melek
yatırımcılık) temelli araçlara kadar çeşitlilik göstermekte dolayısıyla işletme finansmanının
farklı yelpazelerinde yer almaktadır. Yenilikçi ve büyüme potansiyeli yüksek girişimcilerin
finansmanında GS ve melek yatırımcılık birlikte öne çıkmaktadır. Melek yatırımcılar, kişisel
servetlerini tecrübe ve birikimleri ile birlikte yenilikçi ve büyüme potansiyeli taşıyan
girişimcilere sermaye aktarımı yoluyla ortaklık kurarak gerçekleştiren gerçek kişilerdir. Bu
1
hakan.erturk@hazine.gov.tr (H. Ertürk)
2
sayilgan@ankara.edu.tr (G. Sayılgan)
293
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
kişileri GS’den ayıran temel unsur melek yatırımcıların GS fonlarının aksine kendi kişisel
servetlerini yatırımlarda kullanmalarıdır. Diğer önemli bir farkta melek yatırımcıların daha
erken aşama şirketlere yatırım yapmalarıdır. Girişimciler tarafından melek yatırımcıların ve
GS’nin tercih edilmesinin temel nedeni bu aracın uzun vadeli finansman olması ve
finansmanın yanı sıra girişimcilerin profesyonel yönetim anlayışına daha uygun koşullarda
erişmesine olanak sağlamasıdır. GS gelişmiş bir finansal araç olup bu aracın gelişmesi ve
yaygınlaşarak belli bir büyüklüğe erişmesi amacıyla birçok ülkede birbirinden farklı
politikalar ve programlar uygulanmış ve uygulanmaktadır. Bu çalışmada Türkiye’de GS
faaliyetlerinin yaygınlığı, gelişmişlik seviyesi ve derinliği araştırılmış ve girişimciliğin
finansmanında bu kadar önemli bir aracın Türkiye’de yaygınlaştırılması için neler yapılması
gerektiği bu alanda önemli ilerleme kaydetmiş ülkeler tarafından uygulanan politikalar ve
uygulamalar analiz edilerek geliştirilmiştir.
Yatırım yapılan işletmelerden alınan hisselerin, orta ve uzun vadede satılması ile yüksek
riske orantılı yüksek getiri sağlanması prensibine dayanan GS, iş fikri üreterek hızlı büyüme
potansiyeli sağlayan erken aşama firmalara bir finansman seçeneği olarak sunulmaktadır.
GS fonları genelde genç, dinamik, hızlı büyüme ve yüksek karlılık potansiyeli olan ancak
yatırım ve büyümenin gerçekleştirilmesi için gerekli olan finansal kaynakların temininde
sıkıntı çeken küçük boyutlu işletmelere genelde sermaye koyarak ortak olarak kaynak
aktarmaktadır. Dolayısıyla sağlanan finansman kaynağı uzun vadeli, geri ödemesiz ve
faizsizdir. Ortak olunan şirkete yeni ürün ve hizmet geliştirme, kurumsallaşma konularında
yardımcı olunmaktadır. Küresel marka haline gelmiş Apple, Intel, Facebook, Microsoft
henüz erken aşama şirketler iken GS yatırımları tarafından desteklenmiştir.
Günümüzde faaliyette bulunan GS fonları kuruluş amaçlarına uygun ve sınırlı süreyle
kurulmuş ve bu amaçlarına uygun yatırım yapmaktadırlar. Bu fonlar ortalama 10 yıl faaliyet
göstermektedir. İlk 5 yıl yatırım yapılmakta, kalan 5 yılda ise yatırımların değerlenmesi için
çalışılmaktadır. GS fonu yöneticileri bu aşamada yatırım yapılan şirketlerin icra kurulunda
da görev almaktadır. Böylece erken aşama şirketlerin kurumsallaşması ve daha verimli
çalışması yönünde önemli katkı sağlamaktadırlar. 10 yıl içinde yatırım yapılan şirketlerden
halka arz, stratejik satış veya başka bir fona satış yoluyla çıkış yapılmakta, 10 yılın sonunda
ise fon tasfiye edilmekte ve sağlanan getiri fonun hissedarlarına ödenmektedir.
GS fonları yatırımcılardan topladığı (genellikle taahhüt olarak) fonları halka açık olmayan
özel şirketlere genellikle sermaye olarak aktarırlar. GS fonlarının işletmelere yaptıkları
yatırımlarda genelde borç kullanılmamaktadır. GS şirketlerinin ortaklık yapısına
baktığımızda iki tür hissedar bulunmaktadır: Lider ortak (general partner) ve limited ortak
(limited partner). Limited ortak, GS fonuna %99 oranında sermaye koyan ana hissedardır.
Lider ortak, GS fonunun yöneticisi olup, fona %1 civarında sermaye koymaktadır. Limited
ortak, fonun yükümlülüklerine ilişkin olarak sınırlı sorumludur. Lider ortaklar ise sınırsız
sorumludur. Ancak genelde borç kullanılmadığı için sınırsız sorumlu olmak çokta önem arz
etmemektedir. Bu model ABD ve Birleşik Krallık’da yaygın olarak kullanılmış ve başarısını
kanıtlamıştır. Japonya da bu modeli 1997 yılında uygulamaya koymuştur. 100 kişiden az
hissedarı olan bu ortaklık yapısı sermaye artırımı sürecini daha verimli hale getirmekte,
sınırlı süreli kurulabilmesi sayesinde fon tasfiyesi kolaylaşmaktadır. Başarısı nedeniyle bu
model GS dışında serbest yatırım fonlarında (hedge funds) ve diğer özel sermaye (private
equity) fonlarında da kullanılmaktadır [1].
GS fonları değişken sermayeli olup, limited ortaklar fonun kuruluş aşamasında belirli bir
sermayeyi yatırıma başlamadan önce taahhüt etmektedirler. Fonun karşısına uygun bir
yatırım çıktığında ya da portföydeki bir şirkette yeni bir yatırım turu başladığında taahhüt
edilen sermayenin belirli bir bölümünü ödemeleri için yatırımcılara çağrı yapılmaktadır.
Sistemin sağlıklı çalışması için, taahhüt ettiği halde sermaye ödemesine katılmayanlar için
ciddi maddi yaptırımlar işletilmektedir.
294
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
GS fonlarının yatırım süreci uzun süreli ve karmaşıktır. Genelde 10’dan daha az profesyonel
çalıştıran bu fonlar 2’şer ya da 3’er kişilik takımlar vasıtasıyla faaliyetlerini sürdürmektedir.
Yatırım sürecinde fonun ölçütlerine bağlı olarak 100 ila 1000 şirket genel taramadan
geçmektedir. Bu ilk tarama çeşitli veri tabanlarının belirli filtrelerle süzülmesini
içermektedir. Sonrasında belirlenen şirketlerin analizi yapılmakta, bu şirketlerin yöneticileri
ile görüşmeler gerçekleştirilmektedir. Due diligence (durum tespiti) aşamasına geçildiğinde
ise eldeki şirket sayısı 3’e kadar inmektedir. Hisse bedeli ve ortaklık koşulları üzerindeki
müzakerelerin tamamlanmasını müteakip anlaşma imzalanmakta, GS fonları şirkete
aktarılmaktadır. Bu süreç ortalama 3-6 ay sürmekle birlikte, 1 yıla kadar çıkabilmektedir.
GS fonları daha ziyade erken aşama şirketlere yatırım yapmakta olup, bu fonların yatırım
yapılan işletme başına yaptığı ortalama yatırım tutarı genelde özel sermaye fonlarından
(Private Equity Fund) daha düşüktür. Bu çerçevede Avrupa’daki ayrıma göre özel sermaye
fonları genelde belli bir düzeye gelmiş şirketlere yatırım yapmakta, buna karşılık GS fonları
ise daha küçük ölçekli erken aşama şirketlerine yatırım yapmaktadır. ABD’de Özel Sermaye
(Private Equity), GS’yi de kapsayan genel bir tanım olup, GS “Özel Sermaye” şirketlerinin
altında erken aşama şirketlere yönelik yatırımlar yapan fonları ifade etmektedir. Ancak
pratikte bir fon kendi kriterleri doğrultusunda farklı gelişim aşamasındaki şirketlere aynı
anda yatırım yapabilmektedir. Bu nedenle GS-Özel Sermaye ayrımını yapmak kolay
olmamaktadır. GS fonlarının işleyişine ilişkin genel yapı aşağıda Şekil 1’de yer almaktadır:
Şekil 1 GS Fonlarının İşleyişine İlişkin Genel Yapı
2. Türkiye’de ve Dünya’da Girişim Sermayesinin Gelişimi
GS modeli İlk olarak ABD’de ortaya çıkmıştır. ABD’de yıllık ortalama 25 milyar ABD Doları
tutarında GS yatırımı yapılmaktadır. Şekil 2’de ayrıntıları verilen ABD’deki GS yatırımlarının
2008-2013 yılları arasındaki toplamı 160,7 milyar ABD Doları civarındadır. ABD’de 2010
yılı sonu itibariyle faaliyette bulunun toplam GS firma sayısı 791 bu firmalar tarafından
kurulan fon sayısı ise 1.183’dür [2]. Şekil 2’de göze çarpan en önemli değişim, yıllar
boyunca erken aşama şirketlere yapılan yatırımların toplam yatırımlar içindeki oranında
gözlenen belirgin artış eğilimidir.
295
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
$14.000.000.000
$12.000.000.000
$10.000.000.000
$8.000.000.000
$6.000.000.000
$4.000.000.000
$2.000.000.000
$-
Seed Başlangıç
Erken Aşama
Büyüme Aşaması
İleri Aşama
2008
2009
2010
2011
2012
2013
Şekil 2 ABD'deki GS Yatırımlarının Aşamalarına Göre Dağılımı (ABD Doları)[3]
Aşağıdaki Şekil 3’te ise Avrupa ülkelerinde 2012 yılında yapılan GS yatırımlarının
aşamalarına göre dağılımı ile GS alanında veri bulunmadığından Türkiye’ye ilişkin tahminler
yer almaktadır. Türkiye için yıllık GS yatırımlarının yaklaşık 120 milyon Avro olduğu tahmin
edilmektedir. Bu yatırım büyüklüğünün iyimser varsayımlar altında oluşturulduğu
düşünülmektedir. Bu tutarın aşamalara göre dağılımı da Türkiye için bilinmemektedir. Bu
nedenle Avrupa ülkelerinin ortalamasına yakın bir dağılım olacağı varsayılarak 120 milyon
Avro yatırım aşamalarına göre sınıflandırılmıştır.
1.000.000
900.000
800.000
700.000
600.000
500.000
400.000
300.000
200.000
100.000
0
Çekirdek
Başla gıç
İleri Aşa a GS
TOPLAM GS
Şekil 3 2012 Yılında Avrupa’da Yapılan GS Yatırımlarının Aşamalarına Göre Dağılımı (Bin Avro)[4]
296
0,250%
0,200%
0,150%
0,100%
0,050%
0,000%
Lüksemburg
Danimarka
İsveç
İsviçre
İngiltere
Finlandiya
Fransa
Norveç
Hollanda
Macaristan
Belçika
Almanya
Avrupa…
İrlanda
Baltık Ülkeleri
Türkiye
İspanya
Portekiz
Avusturya
Polonya
Yugoslavya-…
Çek Cumhuriyeti
İtalya
Bulgaristan
Romanya
Yunanistan
Ukrayna
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
Şekil 4 2012 Yılında Avrupa’da Yapılan GS Yatırımlarının GSYH’ye Oranı[4]
Şekil 4’ten de açıkça görüleceği üzere, Türkiye GS yatırımları açısından ortalamanın altında
bir performans sergilemektedir. GS yatırımlarının GSYH’ye oranlandığı şekil 4’te Türkiye 26
ülke arasında 15. sırada yer almaktadır. Türkiye son yıllarda yurt dışında kurulmuş GS ve
özel sermaye fonlarının cazip bulduğu önemli merkezlerden biri olmaya adaydır. GS
aktivitelerine baktığımızda, halen 45 adet GS ve özel sermaye fonu faaliyet gösterdiği
görülmektedir [5]. Bu fonların tamamı yurt dışında kurulmuş fonlardır. Kesin olarak
sınıflandırılması mümkün olmamakla birlikte bunlardan 12’sinin GS fonu olarak
değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Avrupa ülkelerinde ise 709 tane GS firması bulunmaktadır. Bu firmaların 2006-2010 yılları
arasında yaptığı toplam yatırım 38 milyar Avro’dur. Özel sermaye yatırımları da dahil
edildiğinde bu tutar 264 milyar Avro’ya çıkmaktadır [6]. Bunlara ilaveten 2003 yılından
bugüne kadar Türkiye’de SPK izniyle kurulmuş 11 girişim sermayesi yatırım ortaklığı
(GSYO) bulunmaktadır.
3.
Girişim Sermayesi Gelişmişlik Düzeyinin Belirleyicileri
Birçok ülke, farklı modeller geliştirerek etkin bir GS sektörü oluşturmaya çalışmış, sektörün
büyümesine katkı sağlama arayışına girişmiştir. Konu hakkında yapılan literatür taraması
sonuçlarına göre bir ülkede GS sektörünün gelişimi 6 temel değişken üzerinden
değerlendirilmektedir [7].
3.1.1. Ekonomik Faaliyet
Ekonominin büyüklüğü ve büyüme hızı, hane halkının genel refah düzeyi kurulan yeni şirket
sayısını doğrudan etkilemektedir. Ekonomi büyüdükçe yeni şirketler de kurulmakta ve GS
için yeni fırsatlar ortaya çıkmaktadır. Ayrıca refah düzeyinin artışı ile tasarruflar
yükselmekte ve GS’ye akan fon miktarı artmaktadır.
3.1.2. Girişimcilik Kültürü ve Yatırım Fırsatları
Bir ülkenin Ar-Ge ve yenilikçilik kapasitesi, hane halkının yeni teknolojilere hızla uyum
sağlaması, bunun yanında yeni bir şirket kurmanın, şirketi yönetmenin ve tasfiye etmenin
kolay olması gibi iş ortamının kolaylığı da GS’nin gelişmesi için önemlidir.
3.1.3. Sermaye Piyasasının Derinliği
Halka arz sürecinin kolay olduğu gelişmiş bir menkul kıymetler borsasının varlığı GS’lerin
yatırımlardan çıkışı için faydalı olmaktadır. Borsanın likiditesi, büyüklüğü, halka arz sayısı,
297
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
birleşme ve satın alma faaliyetleri, finansmana erişimin kolay olması yatırımcıların dikkat
ettiği unsurladır. Örneğin, banka merkezli bir sermaye piyasası olması GS için olumsuz bir
durumdur. Bankaların kredi vermede muhafazakâr davranarak erken aşama şirketlere
kaynak sağlamaması girişimciliğin gelişmesini engellemektedir.
3.1.4. Vergilendirme
Vergilerin sektör üstündeki etkisi tartışmalı bir konudur. Ancak kurumlar vergisinin düşük
olması, GS yatırımcıları için vergi teşvikleri sağlanması, GS’ler üstündeki idari
yükümlülüklerin azaltılması olumlu sayılabilecek etkenlerdir. Bazı ülkelerde yeni şirket
kurulmasını teşvik etmek için gelir vergisi oranları kurumlar vergisi oranlarından yüksek
tutulmaktadır.
3.1.5. Yatırımcının Korunması ve Kurumsal Yönetim İlkeleri
GS fonları karmaşık hukuki sözleşmeler üzerine inşa edilmektedir. Bu fona yatırım
yapanların hukuki açıdan korunması ve mahkeme süreçlerinin en kısa sürede
tamamlanması yatırımcılar için elzemdir. Bu çerçevede, yatırımcıların ve telif haklarının
korunduğu güçlü bir yasal altyapının kurulması, sağlam kurumsal yönetim ilkelerinin
yerleştirilmesi, donanımlı yardımcı kurumların (yatırım bankaları, denetim ve danışmanlık
şirketleri, hukuk büroları) varlığı GS’nin etkinliğini artırmaktadır.
3.1.6. İnsani ve Toplumsal Çevre
Bir ülkedeki eğitimin kalitesi beşeri sermayenin kalitesini doğrudan belirlemektedir. Eğitim
sisteminin girişimci yetiştirmeye yönelik kurgulanması GS faaliyetlerinin artması için
önemlidir. Araştırmacılık, yenilikçilik kültürünü desteklemeye yönelik üniversite
programlarının sayısının yükseltilmesi de girişimcilik kültürü ve kapasitesinin artırılmasında
faydalı olmaktadır. İşgücü piyasasının esnek olmaması, rüşvetin, yolsuzluğun, kayıt dışı
ekonominin fazla olması, bürokratik engellerin yüksek olması ise GS’yi olumsuz yönde
etkilemektedir.
Groh, Liechtenstein ve Lieser tarafından 2008’de yapılan çalışmada yukarıdaki değişkenler
için yüzdesel ağırlıklar hesaplanmış ve AB’ye üye ülkeler bu ağırlıklar üzerinden
puanlanarak GS için en uygun ülkeler tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada Türkiye
yer almamaktadır. Söz konusu çalışma sonuçlarına göre değişkenlerin yüzdesel ağırlıkları
şöyledir: Yatırımcının korunması ve kurumsal yönetim ilkeleri %19, vergilendirme %17,
sermaye piyasasının derinliği %17, ekonomik faaliyet: %16, insani ve toplumsal çevre
%16, girişimcilik kültürü ve yatırım fırsatları %15’tir. Değişkenlerin ağırlıkları birbirine
yakın olmakla birlikte GS’nin gelişmesi için en önemli değişken olarak yatırımcının
korunması ve kurumsal yönetim ilkeleri ortaya çıkmaktadır. GS için en uygun ülkelerin
Birleşik Krallık, İrlanda, Danimarka, İsveç ve Norveç olduğu çalışmada belirtilmiştir.
Yine Groh, Liechtenstein ve Lieser tarafından 2010 ve 2011 yılları için benzer değişkenler
kullanılarak dünya çapında Türkiye’yi de içeren kapsamlı ve ayrıntılı çalışmalar yapılmıştır
[8]. Ancak bu kez yüzdesel ağırlıklar önemli değişikliklere uğramıştır. 2011 yılındaki
çalışmada GS için hesaplanan değişkenlerin yeni yüzdesel ağırlıkları şöyledir: girişimcilik
kültürü ve yatırım fırsatları %26, sermaye piyasasının derinliği %21, yatırımcının
korunması ve kurumsal yönetim ilkeleri %16, ekonomik faaliyet %16, insani ve toplumsal
çevre %16, vergilendirme %5’dir. Yeni çalışmada vergilendirmenin ağırlığı radikal şekilde
azalmıştır. Çalışma kapsamında yapılan analizler neticesinde kurumlar vergisi ile GS
faaliyetleri arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. GS için en uygun 6 ülke olarak ABD,
Singapur, Birleşik Krallık, Kanada, İsviçre ve Japonya öne çıkmaktadır. Türkiye ise 80 ülke
arasında kendine 39. sırada yer bulabilmiştir. Türkiye’nin en zayıf olduğu alanlar olarak
sırasıyla insani ve toplumsal çevre, yatırımcının korunması ve kurumsal yönetim ilkeleri,
ekonomik faaliyet, sermaye piyasasının derinliği, girişimcilik kültürü ve yatırım fırsatları
298
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
öne çıkmaktadır.
göstermektedir.
4.
Vergilendirme
ise
en
güçlü
olduğumuz
alan
olarak
kendini
Seçilmiş Bazı Ülkelerdeki Girişim Sermayesi Politikalarının Karşılaştırılması
Bu bölümde dünyadaki GS politikaları açısından önde gelen ülkelerdeki GS destek
programları özetlenmiştir. Sağlanan kamu desteklerinin başarıları karşılaştırılmış ve bu
bölümden elde edilen çıkarımlar ile Türkiye’de GS politikalarında izlenmesinin faydalı
olacağı düşünülen politikalar ortaya konulmuştur. Aşağıdaki ülkelerin seçilmesinde GS’nin
geliştirilmesine yönelik olarak aktif politika uygulayan ülkeler, başarılı modeller ve özellikle
GS politikalarının başarısız olduğu ülkeler seçilmiştir. ABD bu alanda en gelişmiş GS
sektörüne sahip olmakla birlikte federal hükümet tarafından bu sektörün geliştirilmesine
yönelik aktif bir politika uygulamasının olmaması bu ülkenin çalışma kapsamından
çıkarılmasına neden olmuştur. GS’ne yönelik politikalar bakımından ülke karşılaştırmaları,
temel olarak Duruflé’den [9] yararlanılarak ve diğer literatür taramasından elde edilen
bilgiler ışığında aşağıda yapılmaya çalışılmıştır:
4.1.
Kanada
Kanada Dünya’da GS’yi desteklemeye yönelik bir çok programa sahip en önde gelen
ülkedir. Ülkede hem ulusal çapta hem de bölgesel alanlara özel bir çok GS fonları
kurulmuştur. Kanada tarafından uygulanan programlar tüm ülkeler için politika
uygulayıcılara önemli bir tecrübenin paylaşılmasına olanak sağlamaktadır.
4.1.1. Kamunun Şirketlere Doğrudan Yaptığı Yatırımlar
Business Development Bank of Canada (BDC), Kanada’daki kamuya ait bir bankadır.
Bölgesel kalkınma ajansı olarak çalışan Federal Economic Development Agency for
Southern Ontario (FedDEV Ontario) tarafından Ontario bölgesindeki yeni şirketlere
finansman sağlanması için 50 milyon Kanada Doları BDC’ye tahsis edilmiştir [10]. Alberta
IVAC Capacity Builder, Alberta Eyaleti tarafından teknoloji odaklı ve yenilikçi şirketler
tarafından kullanılmak üzere bir GS fonu oluşturulmuştur [11]. Bu fon AVAC şirketi
aracılığıyla kullandırılmaktadır. AVAC ise kar amacı gütmeyen, bölgedeki sektör temsilcileri
tarafından yönetilen bir kuruluştur. Ontario Investment Accelerator Fund, Ontario eyaleti
tarafından oluşturulan fon, MaRS isimli muhtelif sektör temsilcilerinin oluşturduğu platform
tarafından yönetilmektedir [12].
4.1.2. Ortak Yatırım Fonları
Ontario Emerging Technologies Fund (OETF), toplam 250 milyon Kanada Doları
büyüklüğünde bir kamu fonu olup, ilk beş yıl için en fazla 50 milyon dolarlık taahhütte
bulunacaktır. Ontario bölgesindeki yenilikçi firmalara yönelik yatırımlar, özel sektördeki
kalifiye ortak yatırımcılarla ortaklaşa ve eşit koşullarda yapılmaktadır. Belirli nitelikleri haiz
olması gereken ortak yatırımcılar, OETF tarafından belirlenmektedir. Finansman
imkanından faydalanmak isteyen firmalar, başvurularını OETF tarafından seçilmiş ortak
yatırımcılar aracılığıyla yapmaktadırlar. OETF, Ontario Araştırma ve Yenilikçilik
Bakanlığı’nın kuruluşu olan Capital Growth Corporation tarafından yönetilmektedir [13].
4.1.3. GS Fonları Aracılığı İle Yapılan Kamu Yatırımları (Fonların Fonu)
B.C. Renaissance Capital Fund, British Columbia eyaleti tarafından oluşturulan B.C.
Immigrant Investment Fund tarafından kurulmuştur ve yönetilmektedir. Büyüklüğü 90
milyon Kanada Doları olup, bölgede faaliyet gösteren GS fonlarına yatırım yapmaktadır
[14]. Alberta Enterprise Corporation, Alberta eyaleti tarafından kurulan şirket bölgedeki
299
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
kalifiye GS fonlarına yatırım yapmaktadır. Büyüklüğü 100 milyon Kanada Dolardır [15].
Alberta IVAC Capacity Builder, yukarıda detayları verilen yapı, 15 milyon Kanada Doları
tutarındaki kaynağı GS fonlarına ayırmıştır. Quebec Technology Seed Funds, Quebec
eyaleti tarafından kurulan fon bölgedeki üç özel sektör tohum fonuna (seed fund) yatırım
yapmaktadır. Büyüklüğü 100 milyon Kanada Dolarıdır [16]. BDC Fund of Funds, Tandem
isimli özel sektör GS fonuna 85 milyon Kanada Doları yatırım yapılmıştır [17].
Ontario Venture Capital Fund, toplam büyüklüğü 205 milyon Kanada Doları olan özel sektör
fonuna kamu tarafından 90 milyon Kanada Doları ayrılmıştır. Hem kamu hem özel sektörün
yatırım yaptığı Ontario Venture Capital Fund tarafından özel sektör yatırımcıların korunması
için getiri artırıcı önlem alınmıştır. Buna göre özel sektör yatırımcılarının, kamunun hissesini
belirli bir fiyattan satın alma hakkı vardır [18]. Teralys Capital, toplam büyüklüğü 825
milyon Kanada Doları olan özel sektör fonuna kamu tarafından 200 milyon Kanada Doları
ayrılmıştır [19].
4.1.4. Genel Yapı
Kanada’da kamunun desteklediği GS fonlarının büyüklüğü toplam sektörün %50’sini
bulmaktadır. Bu oran ABD’de %5 düzeyindedir. GS’nin Kanada’da başarılı olmasının en
önemli nedenlerinden biri GS fonlarının, hissedarı oldukları şirketleri elden çıkarmak için
halka arz ya da stratejik satış yolunu etkin şekilde kullanabilmeleridir. Kanada’da halen
TSX Ventures Exchange isimli borsa aktif şekilde faaliyet göstermektedir. Bu borsa nispeten
yeni kurulmuş teknoloji odaklı şirketlere hitap etmekte olup, kote olma ölçütleri ve
standartları düşüktür. Kanada ulusal borsasına kote olacak kadar başarılı olamayan
şirketler TSX Ventures Exchange’de halka arz edilmekte ve GS fonlarının elini
rahatlamaktadır.
Diğer taraftan, Kanada’da kamunun GS’ye katkısı birçok akademik çalışmada ele alınmıştır.
Cumming ve MacIntosh’un [20] ile Brander, Raphael ve Werner [21] tarafından yapılan
çalışmalarda kamu tarafından desteklenen GS fonlarının, tamamen özel sektör tarafından
desteklenen fonlara kıyasla daha düşük performans gösterdiği ortaya konmuştur. Brander,
Egan ve Hellmann [22] tarafından yapılan çalışmada ise kamu destekli GS fonlarının değer
yaratma (halka arz, satın alma-birleşme), karlılık, yenilikçilik, istihdam oluşturma
kabiliyetleri özel sektördekilerle karşılaştırılmıştır. İstihdam hariç diğer üç alanda kamu
destekli GS fonları daha düşük performans göstermiştir. İstihdam alanında çıkan istatistiki
sonuçlar ise hüküm vermeye yeterli değildir. Kamu destekli fonların daha başarısız
olmasının nedenleri arasında insan kaynakları politikalarının esnek olmaması, daha düşük
getiri eşiği (hurdle rate) belirlemeleri, yavaş davranmaları, politik müdahaleye açık olmaları
sayılmaktadır.
Bununla birlikte kamu destekli GS fonları tarafından finanse edilen ve başarılı olmuş
şirketlerden birisinin dünyaca ünlü Black Berry markasını geliştiren Research in Motion
(RIM) firması olması bu fonların tamamen başarısız olduğu anlamına gelmemelidir.
4.1.5. Vergi Düzenlemeleri
Kanada’da GS fonlarına yatırım yapanlara federal düzeyde yatırımlarının %15’i kadar vergi
iadesi yapılmaktadır. Bazı eyaletlerde bu orana ek olarak %15’lik bir vergi iadesi daha
yapılmakta ve toplam iade tutarı %30’u bulabilmektedir. Ayrıca yatırımcılar, en az 5-8 yıl
arasında değişen sürelerle yatırımlarını elden çıkarmamaları halinde sermaye iradına ilişkin
vergiden muaf olmaktadırlar.
300
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
4.2.
Yeni Zelanda
Yeni Zelanda hükümeti girişimciliğin desteklenmesinde girişim sermayesinin önemini
görmüş ve özellikle İsrail’de başarılı olmuş Yozma Modelinin bir benzerini kendi ülkesinde
uygulamaya çalışmıştır. Yeni Zelanda’da Türkiye’de olduğu gibi gelişmiş bir sermaye
piyasası bulunmamaktadır. GS’de çıkış için sermaye piyasalarının gelişmişlik derecesi çok
önemli olup, Yeni Zelanda’daki programlardan elde edilen tecrübe inceleme konusu
açısından önemlidir.
4.2.1. Ortak Yatırım Fonları
New Zealand Venture Investment Fund (NZVIF), Bu fon devlet tarafından kurulmuştur.
NZVIF yatırımlarını, melek yatırım ağları ya da tohum fonları (seed funds) ile aynı
koşullarda ve eşit koşullarda yapmaktadır. Yönetim Kurulu özel sektör temsilcilerinden
oluşmaktadır. Ortak yatırımlar için 40 milyon Yeni Zelanda (YZ) Doları ayrılmıştır. NZVIF
GS Fonu, NZVIF tarafından desteklenen GS fonlarının yöneticilerinin belirleyeceği alanlarda
kullanılmak üzere 160 milyon YZ Doları ayrılmıştır. Burada özel sektörün katkısının
NZVIF’nin iki katı olması gerekmektedir [23].
4.2.2. GS Fonları Aracılığı ile Yapılan Kamu Yatırımları (Fonların Fonu)
NZVIF, Büyüklüğü 160 milyon YZ Doları olup, bölgede faaliyet gösteren GS fonlarına
yatırım yapmaktadır. Bir fona an fazla 25 milyon dolar yatırılmaktadır. Özel sektör ortak
yatırımcıların, fonun payını belirli bir vadeye kadar, bono getirisine göre hesaplanmış bir
fiyattan alma hakkı vardır.
4.2.3. Genel Yapı
Yeni Zelanda için çok genç bir sektör olan GS’nin desteklenmesini teminen 2002 yılında
devlet tarafından New Zealand Venture Investment Fund kurulmuştur. Fon, özel sektör
temsilcileri tarafından yönetilmektedir. Yeni kurulmuş, teknoloji odaklı şirketlere finansman
sağlamaktadır. 2005 yılında melek yatırım ağı ile işbirliği başlamıştır. Halen, 6 GS fonu
aracılığıyla 90 şirkete destek sağlamıştır.
Yeni Zelanda’da borsada işlem gören şirketlerin değerinin GSYH’ye oranı 2006 itibariyle
%40’dır. Bu oran aynı tarihte İrlanda’da %70, Avustralya’da ise %138’dir. Türkiye’de ise
halen bu oran %30 civarındadır. Görüldüğü üzere Türkiye gibi Yeni Zelanda’da da finansal
sektör yeterince derinleşmemiştir. Bu nedenle GS’ye devlet desteğinin devam edeceği fon
yetkilileri tarafından belirtilmektedir.
4.2.4. Vergi Düzenlemeleri
Özel bir vergi düzenlemesi bulunmamaktadır.
4.3.
Almanya
Gelişmiş bir bankacılık sektörüne sahip Almanya’nın bu gelişmiş bankacılık sektörünün
yanında aynı derecede gelişmiş bir sermaye piyasasına sahip olmadığı görülmektedir. Aynı
durum GS alanında da söz konusu olup ABD, İngiltere ve Kanada’daki gibi gelişmiş bir GS
piyasası bulunmamaktadır. Almanya GS alanındaki geri kalmışlığını aşmak amacıyla son
yıllarda önemli programlar uygulamaya koymuştur. Geliştirilen bu programlardan bazıları
çok başarılı, bazıları tasarımdan kaynaklanan hatalar nedeniyle başarısız olmuştur.
Almanya’nın bu çalışmada ele alınmasının arkasında, başarılı ve başarısızlık nedenlerinin
Türkiye için geliştirilen öneriler için önemli bir kaynak teşkil etmesidir.
301
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
4.3.1. Ortak Yatırım Fonları
ERP Start Fonds, federal devlet tarafından desteklenen bir kamu fonu olup, ilk beş yıl için
250 milyon Avro taahhütte bulunması öngörülmektedir. Ayrıca, 200 milyon Avro tutarında
bir ekonomiyi canlandırma paketi de mevcuttur. Fon, Alman Kalkınma Bankası KfW
tarafından yönetilmektedir. Diğer ortak yatırım fonları gibi özel sektöre eşit koşullarda
yatırıma katılma imkânı tanınmıştır [24].
4.3.2. GS Fonları Aracılığı ile Yapılan Kamu Yatırımları (Fonların Fonu)
ERP/EIF Dachfund, 500 milyon Avro tutarındaki bir fon olup, Avrupa Yatırım Fonu (EIF)
tarafından yönetilmektedir. 2004-2010 yılları arasında 430 milyon Avro yatırım yapmıştır.
Bunun üzerine fonun toplam büyüklüğü 1 milyar Avro’ya yükseltilmiştir [25]. High Tech
Grüderfond, Bağımsız yönetim kurulu olan bir tohum fonudur. Devlet katkısı 255 milyon
Avro, özel sektör katkısı 17 milyon Avro’dur [26].
4.3.3. Genel Yapı
Almanya’da GS sektörü yeterince büyüyememiş, Fransa ve İngiltere’nin gerisinde kalmıştır.
Bunun nedenlerinin araştırılması, Türkiye’de kurulacak yapının sağlıklı işlemesi açısından
yol gösterici olacaktır. ERP öncesinde Almanya’nın GS’nin gelişmesi için başlattığı
programın adı BTU (Beteiligungskapital für kleine Technologieunternehmen)’dur. 1995’de
federal devlet tarafından başlatılan program teknoloji odaklı, küçük ama hızlı büyüyen
şirketleri hedef almıştır. Bu yapıda iki kanaldan devlet kaynağından faydalanmak mümkün
olmuştur:
Deutsche Ausgleichsbank (DtA) Ortak-Yatırım Modeli: DtA’ya bağlı bir yapı olan
Technologie-Beteiligungs-Gesellschaft (TBG), özel sektör yatırımcısı ile en az eşit
koşullarda yatırım yapmaktadır. Özel sektörün yatırımın en az yarısını üstlenmesi
beklenmektedir. Özel sektör yatırımcısı, yönetimde daha aktif ve yönetimde yetki
sahibidir. TBG, özel sektör yatırımcısının payının yarısına kadarını da ücret
karşılığında (yatırımın %15’i) sigortalamaktadır. Böylece TBG, yatırımın %15’i
tutarında prim karşılığında yatırım riskinin toplamda %75’ini almaktadır.
KfW Yeniden Finansman Modeli: Bu model ile GS yapısından genç firma yapısına
dönüşmekte olan işletmelere düşük faizli kredi sağlanmaktadır. Sağlanan kredi ile
GS olarak sağlanan fonlar yeniden finanse edilmiş olmaktadır. Bu kredi de %2’lik
sigorta primi karşılığında KfW’nin garantisi altına alınmaktadır. Krediyi kullanan GS
sahibi zarar ederse bu tutarı ödemek zorunda değildir.
BTU, 2000 yılında 1 milyar Avro büyüklüğe ulaşmıştır. 2000 yılı itibariyle GS tarafından
desteklenen yeni teknoloji şirketlerinin %75’i BTU tarafından finanse edilmekteydi. Bu da
federal devletin sektöre önemli ölçüde hakim olduğunu göstermektedir.
BTU tarafından finanse edilen ve daha sonra halka arz edilen şirketlerin toplam değeri 30
milyar Avro’ya ulaşmıştır. Ancak BTU için sorunlar 2001 yılından itibaren başlamıştır.
Borsadaki yeni pazar bölümünde kriz çıkmış ve halka arza talep sıfır düzeyine inmiştir. GS
fonları ellerindeki şirketleri satamadıkları için 2002 yılında yeni yatırım tutarı da
sıfırlanmıştır. 1999 ve 2000 yılında yapılan birçok ortak yatırımın da ekonomik olmadığı
ortaya çıkmış ve toplamda 200 milyon Avro’yu bulan bir zarar yazılmıştır. Sonuç olarak
BTU durdurulmak zorunda kalınmıştır. Önceki dönemde halka arz edilen şirketler de önemli
sıkıntılar yaşamıştır [27].
Almanya’da devletin desteği GS sektörünün önemli ölçüde gelişmesini sağlamıştır. Ancak
devletin aşırı risk üstlenmesi piyasayı bozucu etki yapmıştır. Devlet desteği nedeniyle
anormal sayıda yeni teknoloji şirketi kurulmuştur. Bu şirketlerin hepsinin ekonomik
anlamda geçerli projeleri olsa dahi bunları GS’den sonraki aşamaya taşımak için yeterli
302
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
kaynak bulunmamaktadır. Örneğin, başarılı şekilde kurulmuş ilaç şirketleri halka arz gibi
mekanizmalar işlemediğinden klinik deney aşamasına geçmek için kaynak bulamaz duruma
düşmüşlerdir.
4.3.4. Vergi Düzenlemeleri
Özel bir vergi düzenlemesi bulunmamaktadır.
4.4.
İsrail
Dünya ekonomisi içerisindeki payı küçük olmakla birlikte, özellikle bilişim ve ileri teknoloji
alanında faaliyet gösteren şirketlerin görece önemli bir kısmı İsrail orijinlidir. İsrail’in ileri
teknoloji ürünleri konusunda başarılı olmasının gerekçelerinden birisi de GS alanında
devletin uyguladığı başarılı programlardır. Özellikle Yozma programı bu konuda tüm dünya
ülkeleri açsından yakından takip edilmiştir. Ancak başarısız olan Inbal programı da Türkiye
için geliştirilebilecek politika önerileri için önemli bilgiler sağlamaktadır.
4.4.1. Ortak Yatırım Fonları
Heznek Programı, devlet tarafından desteklenen bir tohum fonu olup, diğer ortak yatırım
fonları gibi özel sektöre eşit koşullarda yatırıma katılma fırsatı tanınmıştır. Burada önemli
nokta özel sektör yatırımcısına, kamu hissesini başlangıç fiyatından satın alma hakkı
tanınmasıdır [28].
4.4.2. GS Fonları Aracılığı ile Yapılan Kamu Yatırımları (Fonların Fonu)
Israeli Life Science Funds, 2010 yılında kurulan Fonda kamunun taahhüdü 80 milyon ABD
Dolarıdır. 3 farklı GS fonuna yatırım yapılması öngörülmektedir. Ortak yatırımcı özel
sektöre ilk 5 yıl içinde kamu hissesini %5 primle alma hakkı tanınmıştır. Ayrıca, özel sektör
hissesinin %5’lik priminin (tercihli getiri) altındaki ilk kayıplar devlet tarafından
karşılanmaktadır. Diğer bir ifadeyle, %5’in altındaki getiri kamu tarafından özel sektör
yatırımcısına ödenmektedir. Ancak devlet katkısından faydalanmak isteyen GS fonlarının,
kamu payının en az 3 katı kadar büyüklükte yatırımı ilaç sektörüne yönlendirmesi
gerekmektedir [29].
4.4.3. Genel Yapı
Tablo 1 Yozma ve Inbal Tasarımlarının Karşılaştırılması
Yozma Tasarımı
Inbal Tasarımı
Program OCS (Teknoloji Geliştirme Ofisi)
Program hazine tarafından geliştirilmiş ve
tarafından geliştirilmiş ve fonların fonu
yatırımlara kamu garantisi sağlayacak yapıda
yapısında şekillendirilerek, fonların yönetimine
tasarlanmıştır.
müdahil olunmamıştır.
Tek hedef rekabetçi ve yerel bir girişim
İsrail yerel borsasının ve girişim sermayesi
sermayesi sektörü oluşturmaktır.
faaliyetlerinin artırılması olmak üzere iki hedefi
vardır.
100 milyon ABD doları kamu kaynağı ile 250 Hedeflenen niceliksel bir büyüklük
milyon ABD doları tutarında sermaye
Bulunmamaktadır. Kritik kütle
oluşumu hedeflenmiş, kritik kütle yaratılması
belirlenmemiştir.
amaçlanmıştır.
Rekabetçi bir Pazar oluşturulması için 10 adet
GS sektöründe rekabete ilişkin açık hedefler
fon oluşturulması hedeflenmiştir.
belirlenmemiştir. Sadece 4 adet fon
oluşturulmuştur.
ABD tecrübesini takip ederek sınırlı sorumluluk
Halka açık GS yapısı benimsenmiş, bürokratik
sahibi ortaklık (LP) yapısı benimsenmiştir.
yapı elde edilen sınırlı başarının fon oluşumuna
dönüşmesi önünde engel teşkil etmiştir.
303
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
Erken aşama teknoloji şirketlerine
odaklanılmıştır.
Yabancı ortaklıklar ile sektörün kurumsal
gelişimi ve eğitimine önem verilmiştir.
Kamu fonu (Yozma) şirketlere de doğrudan
yatırım yaparak diğer GS Fonlarını hızlı yatırım
yapma yönünde teşvik etmiştir.
Yöneticilerin sektör/teknoloji bilgisi ve
girişimcilik yetenekleri Yozma fonlarının
seçiminde önemli bir etken olarak
değerlendirilmiştir.
Önceden planlanmış ve duyurulmuş
özelleştirme yöntemi ile sınırlı sayıda fona
yatırım yapılacağının duyurulması programa
katılım konusunda aciliyet yaratarak, çok
teşvik edici olmuştur.
Başarılı olunması halinde kamu hissesinin satın
alınabilmesine yönelik 5 yıllık opsiyon hakkı
profesyonel GS ekiplerini yüksek performans
göstermeye özendiren bir mekanizma
oluşturmuştur.
Yozma Etkisi
GS alanında kritik yatırım kütlesi
oluşturmuştur.
Birçok Yozma fonu İsrail’de önde gelen 20 GS
arasında yer almaktadır.
Özel GS fonları yüksek performans elde
etmiştir.
Devam eden ikinci ve üçüncü nesil fonlar
kurulmuş, sermaye fonlarının güçlü büyümesi
sağlanmıştır.
Yozma fonları İsrail’de kurulan diğer birçok fon
için model teşkil etmiştir.
Daha geç aşamalarda şirketlere ve teknoloji
odağı olmayan şirketlere yatırım yapılmıştır.
Kolektif eğitim ve diğerlerinden öğrenme
yönünde bir teşvik sunulmamış, küresel
finansal veya stratejik yatırımcı çekilememiştir.
GS şirketlerini yatırım gerçekleştirmeleri
yönünde teşvik edici bir mekanizma
kullanılmamıştır.
Inbal fonlarının seçiminde idari ve finansal
kriterler ağırlıklı olarak değerlendirilmiştir.
Programdan faydalanacak fon sayısı ve
zamanlaması açısından bir sınırlandırma
getirilmemiş, basit bir çıkış yöntemi
belirlenmemiştir.
Sadece riski paylaşmaya yönelik garanti
mekanizması profesyonel olmayan GS
şirketlerini çekmiştir.
Inbal Etkisi
GS sektöründe kritik kütle oluşumu
sağlanamamıştır.
Inbal fonlarının hiçbiri öne çıkan 20 fon
arasında yer almamaktadır.
Özel GS performansı düşük kalmıştır.
Devam eden fon kurulumları sınırlı kalmıştır.
İsrail’de çok az sayıda halka açık GS fonu
kurulmuştur.
Tablo 1’de İsrail’de GS alanında uygulanan iki programın karşılaştırılmasına yer verilmiştir.
İsrail’deki GS sektörünün gelişmesi bu programlardan Yozma Programı’nın başarıyla
uygulanması sayesinde olmuştur. 1992’de başlayan devlet destekli program, “fonların
fonu” olarak işletilmiştir. Program kapsamında her biri 20 ila 40 milyon ABD doları yöneten
10 adet GS fonu kurulmuş, kurulan fonlarda %40’a (8 milyon ABD Dolar’ına) varan
oranlarda kamu kaynağı ile ortak olunmuş ve 5 sene içerisinde önceden anlaşılan
koşullarda kamu hissesinin diğer yatırımcılara devredilmesi opsiyonu sunulmuştur.
Ayrıca her bir fon yönetim şirketinin en az bir yabancı yatırım kurumu ile ortaklık kurması,
ancak yönetim şirketinin mutlaka yeni ve bağımsız bir yapıda olması öngörülmüştür. Bu
sayede mevcut finansal sistemin pratiklerinden bağımsız, erken aşama yatırımlarında yer
alan yüksek risk prensiplerini anlayan bir yönetim yapısı oluşturulması amaçlanmıştır. Bu
program çok başarılı olmuş ve 10 GS fonundan 9’u opsiyonlarını kullanarak kamu payını
satın almıştır. Son dönemde İsrail’deki GS fonu sayısı 80’e çıkmış olup, varlıkları toplamı
10 milyar ABD Doları’nı aşmıştır. Yozma’nın doğrudan bir şirkete yatırım yapma imkânı da
vardır. Bu çerçevede 15 şirkete doğrudan yatırım yapılmıştır. 15 şirketten 9’u başarılı
şekilde halka arz edilmiş ya da stratejik satış gerçekleşmiştir.
GS sektörünün sağlıklı olarak faaliyet göstermesi için finansal özelliklerin yanında gerekli
bazı sosyal altyapı özelliklerine sahiptir. Bunların başında hizmet sağlayan firmalar ve eş
yatırım yapabilecek fon alternatifleri bulunmaktadır. Değerlendirme ve yatırım aşamasında
GS yatırımlarını, beklentilerini ve rolünü anlayan muhasebe, hukuk, danışmanlık firmaları
304
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
ile yatırım firmalarının varlığı ve yapılacak yatırıma ortak olarak firma bazında riski
paylaşarak azaltacak ve ikinci bir değerlendirme sunabilecek diğer yatırımcıların bulunması
olumlu etkenlerdir. Program bu gerekçeyle hizmet sağlayıcı firmaların ilgisini çekecek kritik
bir kütleye sahip olarak tasarlanmıştır. Programın tasarımcısı Yigal Erlich programın planını
şu şekilde özetlemiştir:
İsrail ölçeğinde bir ülkede ciddi bir GS sektörü yaratmak için en az 200 milyon ABD
doları tutarında yatırıma ihtiyaç vardır.
Yabancı yatırımcılar (GS fonları, yatırım bankaları, vs.) ciddi teşvikler olmadan İsrail’e
yatırım yapmaktan çekinmektedirler. Bu teşvikler olmadan bu yatırımcılar daha
tecrübeli oldukları pazar ve ülkelere yönelmektedir.
Yeni oluşan sektörde tekel oluşmasına izin verilmemesi çok önemlidir.
Sektörün oluşumu esnasında yerel bilginin birikimi sağlanmalı, böylece program
sonunda oluşan GS sektörü asgari kamu müdahalesi ile kendi başına büyümeye
devam etmelidir.
Bununla birlikte yine İsrail’de, Yozma programı ile hemen hemen aynı zamanda başlayan
ve benzer bir hedefi amaçlayan Inbal programının başarısız olması; iki programı
karşılaştırma yanında kamu müdahalesinin eksik ve tamamlayıcı yanlarını değerlendirme
fırsatı vermektedir [30].
İki programın karşılaştırılması sonucu:
Kamunun bürokrasiden uzak bir yapıda, sınırları belirlenmiş katalizör rolü üstlenmesi,
Özel sektörün ve uluslararası saygın yatırımcıların katılımı ile sağlam temellere
oturtulması,
Anlaşılması ve uygulanması kolay kurallar ile net hedeflerin belirlenmesi,
Aşağı yönlü risk korunumu yerine, yukarı yönlü teşvik mekanizmalarını içeren teşvik
penceresi süresinin önceden duyurulması,
Yozma programının başarı sağlamada öne çıkan faktörleri olarak özetlenmektedir [31].
Ancak, İsrail’in nispeten küçük, genel olarak eğitim düzeyi yüksek ve ABD ile güçlü bağları
olan bir ülke olduğu da unutulmamalıdır. O dönemde İsrail’de kurulan fonların büyük
çoğunluğunun ABD menşeli olması da başarıyı getiren önemli etkenlerdendir.
4.4.4. Vergi Düzenlemeleri
1990’lı yıllarda İsrail GS sektörünün gelişmesi için geçici vergi düzenlemeleri yapmıştır.
Kendi ülkelerinde vergiden muaf olan yabancı GS fonları, İsrail’deki fonlara yatırımlarından
dolayı vergiden muaf hale gelmişlerdir. Ayrıca, profesyonel olarak hisse alım-satımı
yapmayan bireylerin yatırımlarının hisse senedi piyasasına çekilmesi için vergi oranlarında
indirime gidilmiştir. Temettü gelirleri en fazla %25, faiz geliri en fazla %45 oranında
vergilenebilmektedir. Sermaye iradı vergiden muaf olmuştur. Hisse senedi piyasasının
hareketlenmesi halka arzlara yönelik talebi artırmış, bu da GS sektörünü
hareketlendirmiştir.
4.5.
Kore
Kore’nin geçtiğimiz çeyrek asırda çok hızlı büyümesi, gelişmekte olan ülke statüsünden
çıkıp gelişmiş ülkeler statüsüne yükselmesi her açıdan Kore’yi incelenmesi gereken bir aday
olarak ortaya çıkarmaktadır. Kore’ye ilişkin gelişmelere yakından bakıldığında Kore’nin
istihdam oluşturma açısından bazı sıkıntılar yaşadığı görülmektedir. Özellikle ülkenin
girişimcilik faaliyetlerinin baskın şekilde büyük şirketler tarafından yapılması Kore’de
istihdamda istenen artışa ulaşılmasını engellemektedir. Büyük şirketlerin verimliliği
305
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
arttırmaya yönelik yaptıkları sermaye harcamaları bu şirketlerin büyürken daha az
istihdamda bulunmaları Kore hükümetini küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik destek
programlarını arttırmasıyla sonuçlanmış ve Kore bu bağlamda GS alanında çok önemli
programları uygulamaya koymuştur. Bu programlar burada incelenmiştir.
4.5.1. Ortak Yatırım Fonları
Kore Fonların Fonu yapısı altında bir Melek Eş-Yatırım Fonu oluşturulmuştur. Bu fon melek
yatırımcıların yatırım yaptığı işletmelere finansal destek sağlayarak, girişimcilerin ihtiyaç
duyduğu ama tamamı melek yatırımcılar tarafından karşılanamayan ilave fonları
sağlayarak girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesine yönelik finansmana erişimin
kolaylaştırılmasına hizmet etmektedir.
4.5.2. GS Fonları Aracılığı İle Yapılan Kamu Yatırımları (Fonların Fonu)
Korea Fund of Funds [32], 2005 yılında kurulan fonun toplam büyüklüğü 1,5 milyar ABD
Doları olup, süresi 30 yıldır. Fon tamamen kamuya ait olup, hissedarları; Küçük İşletmeler
Şirketi, Kore Telif Hakları Kurumu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Film ve Medyanın
Geliştirilmesi Fonu’dur. Korea Fund of Funds ile beraber devlet destekli Korea Venture
Investment Corporation (KVIC) isimli varlık yönetimi şirketi de kurulmuştur. Fon, KVIC
tarafından yönetilmektedir. 2010 itibariyle 201’den farklı fona yatırım yapılmıştır. Sektörün
toplam büyüklüğünün yaklaşık %20’si KVIC tarafından yönetilmektedir.
Bazı istisnaları olmakla birlikte Korea Fund of Funds genelde bir fonun sermaye ihtiyacının
%30’unu karşılamaktadır. Bu nedenle girişim sermayesi fonu diğer yatırımcıları da çekmek
zorunda kalmaktadır. Ayrıca, bir fona yatırım yapılması için kamu politikaları ile uyumu da
göz önüne alınmaktadır. Bu kapsamda erken aşama firmalara destek veren, bölgesel odağı
olan, kadın girişimcileri destekleyen fonlara öncelik verilmektedir.
Sektör dağılımına bakıldığında ise özellikle bilgi sistemleri, imalat, çevre ve enerji odaklı
fonların desteklendiği göze çarpmaktadır. Korea Fund of Funds tarafından sermaye desteği
sağlanan fonların ortaklık yapısına Tablo 2’de yer verilmiştir:
Tablo 2 Korea Fund of Funds’un Desteklediği Fonların Ortaklık Yapısı
Yatırımcı Türü
Kamu Kurumları
Korea Fund of Funds
Kurumsal Yatırımcı
Emeklilik Fonları
Şirketler
Diğer Kurumlar/ Bireyler
Yabancı Sermaye
Toplam
Yıllar
2005
2006
2007
2008
2009
%6,55
%22,20
%17,54
%7,41
%27,26
%3,10
%3,96
100%
%20,10
%17,03
%22,73
%5,00
%14,18
%3,58
%2,63
100%
%5,66
%30,18
%10,06
%2,75
%31,92
%1,09
%3,91
100%
%5,07
%32,74
%5,46
%1,50
%33,36
%7,51
%1,06
100%
%2,13
%38,15
%8,69
%5,92
%26,74
%3,61
%1,13
100%
Korea Finance Corporation (KoFC)-KVIC Job Creation Fund, Kore Kalkınma Bankası
tarafından kurulmuş olan KoFC ile KVIC tarafından oluşturulan fonun amacı büyüme odaklı
GS fonlarına yatırım yaparak istihdamı artırmaktır. Büyüklüğü 120 milyon ABD Doları olup,
süresi 8 yıldır.
4.5.3. Genel Yapı
Kore ekonomisinde her sektörde faaliyet gösteren dev holdingler ağırlığını
hissettirmektedir. 1997-98 krizinde bu holdinglerin etkisi kısmen azalmış, teknoloji odaklı
büyüme aşamasındaki şirketler ağırlığını hissettirmeye başlamıştır. Bu eğilim GS fonlarının
faaliyete geçmesine katkıda bulunmuştur. İlk devlet destekli GS fonu 2001 yılında
kurulmuştur. Aynı dönemde sektör için vergi teşvikleri getirilmiş, teknoloji yatırımlarına
306
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
devlet garantisi imkanı tanınmıştır. Devlet tarafından desteklenen Technology Credit
Guarantee Fund (TCGF), GS fonlarının yatırımlarının %70 ila %100’lük kısmını prim
karşılığında sigortalamaktadır. TCGF aynı zamanda kredi bulmakta zorlanan yeni şirketlerin
finansmana erişimi için kredi garantisi vermektedir [33].
Kore’nin GS’de başarısı 2000 yılından sonra olmuştur. Bu yıla kadar Kore, sektörü devletin
Ar-Ge faaliyetlerini desteklemek için bir araç olarak görmekte, ticarileşmeyi ikinci plana
atmaktadır. 1998’den itibaren sektör alınan önlemlerle önemli ölçüde liberalleşmiş ve
büyümüştür. Halka arz edilen şirket hisselerinin bir kısmının belirli bir süre daha GS fonu
tarafından tutulma zorunluluğu kalkmış, Kore Menkul Kıymetler Borsası (KOSDAQ)’na kote
olma koşulları gevşetilmiş ve yatırımcılar için çıkış kolaylaştırılmış, bireysel emeklilik
fonlarının bu sektöre yatırım yapması serbest bırakılmış, Silikon Vadisi’ne benzer teknoloji
parkları kurulmuş, yabancıların bu fonlara ortak olmasını engelleyen düzenlemeler
kaldırılmıştır.
Kore’de Angel Investment Mart isimli bir ortak yatırım fonu platformu oluşturulmuştur.
Ayrıca yabancı GS fonlarının ülkeye çekilmesi ve ortaklıklar kurulması yönünde de girişimler
devam etmektedir.
4.5.4. Vergi Düzenlemeleri
1990’lı yıllardan itibaren Kore GS sektörünün gelişmesi için vergi düzenlemeleri yapmıştır.
GS işletmelerine yatırım yapan ve 5 yıl süreyle hisseleri elinde tutanlara yatırımlarının
%15’ine kadar vergi iadesi bulunmaktadır. Temettü gelirleri gelir vergisine tabi olmayıp,
sadece stopaj uygulanmaktadır. Ayrıca, yatırımcılar sermaye iradına ilişkin vergiden
muaftırlar.
4.6.
Türkiye
Uzun yıllar yaşanan ekonomik krizler, yüksek enflasyon ortamı ve bankacılık kesiminin
finansman alanındaki hakim rolü Türkiye’de GS öneminin anlaşılmasını geciktirmiştir.
Özellikle son yıllarda GSYH’nın 10 bin ABD doları düzeyinde kalması ve büyüme oranlarında
istenilen ivmenin kazanılamamış olması; kamu yönetiminin ekonomik büyümenin en
önemli dinamiği olan girişimcilik alanında daha fazla çaba harcamasına neden olmuştur.
4.6.1. Ortak Yatırım Fonları
Henüz Türkiye’de melek yatırımcılarla birlikte yatırım yapmak amacıyla kurulmuş bir ortak
yatırım fonu bulunmamaktadır. Fakat 2013’te yapılan bir kanuni düzenleme ile Hazine
Müsteşarlığı (Hazine) fonların fonu türü yapılara kaynak aktarabilme yetkisi almış ve bu
kanuni düzenlemeye müteakip Hazine önümüzdeki 5 yıl içinde 500 milyon TL’lik bir kaynağı
GS alanında kullandırma taahhüdünde bulunmuştur. Yapılan düzenlemelerde Hazine
Fonların Fonu yapısı içerisinde bir ortak yatırım fonu kurulmasını üst fonlardan talep
etmektedir. Ortak yatırım fonunun önümüzdeki yakın dönemde üst fon yapısı altında
faaliyetlerine başlaması beklenmektedir.
4.6.2. GS Fonları Aracılığı İle Yapılan Kamu Yatırımları (Fonların Fonu)
GS alanında kamu desteği ilk defa İstanbul Girişim Sermayesi İnisiyatifi (İVCİ-Istanbul
Venture Capital Initiative) adında Lüksemburg’da kurulu bir üst fon vasıtasıyla
gerçekleşmiştir. İVCİ, İstanbul’u 2020 yılına kadar girişim sermayesi endüstrisinin bölgesel
merkezi yapma iddiası ile Türkiye’de girişim sermayesi sektörünün gelişimine katalizör
etkisi oluşturmak amacıyla KOSGEB, TTGV, Avrupa Yatırım Fonu (EIF), Türkiye Kalkınma
Bankası, Garanti Bankası ve NBG grup işbirliği ile Türkiye’nin ilk fonları fonu olarak 2007
yılında kurulmuştur. 160 milyon Avro büyüklüğünde bir yatırım platformu olan bu yapı,
KOSGEB, TTGV, TKB ve Garanti Bankası ile güçlerini birleştirmesi ile oluşturulan gerçek
307
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
anlamda bir kamu özel sektör işbirliğidir. Ayrıca hem NBG grubu hem de Avrupa Yatırım
Fonu’nun desteği iVCi’ye uluslararası bir işbirliği platformu niteliği kazandırmaktadır [34].
Girişim sermayesi tanımı itibariyle uzun vadeli yatırımları öngörmesine rağmen iVCi’nin
elde etmiş olduğu somut sonuçlar bugünden belirginleşmeye başlamıştır. iVCi’ye geçtiğimiz
5 yıl içerisinde 70’in üzerinde başvuru yapılmış, bunlardan iVCi’nin kuruluşu aşamasında
mutabık kalınmış yatırım ve risk yönetim stratejisine uygun olduğu değerlendirilen 8 fona
135 milyon Avro’nun üzerinde taahhüt gerçekleştirilmiştir. Mart 2013 sonu itibariyle toplam
10 fonun desteklenmiş ve taahhüt tutarı yaklaşık 150 milyon Avro’nun üzerine çıkmıştır.
(iVCi, Web Sayfalarından derlenmiştir) Bunun dışında Hazine, yapılan kanuni düzenleme
kapsamında üst fon türü yapılara kaynak aktarma yetkisi alırken, düzenleme ile Hazine
tarafından herhangi bir fon kurulmamakta fakat, Müsteşarlık gerekli şartları taşıyan fon
kurucularının tekliflerinin uygun görülmesi durumunda; bir üst fona taahhüt edilen toplam
tutarın %70’ine kadar kaynak aktarabilecektir. Üst fon tarafından GS fonlarına (GS fonunun
toplam kaynağının en fazla yarısı kadar) kaynak aktarılarak önemli bir kaynak GS
sektörüne kullandırılacaktır. Ayrıca TÜBİTAK tarafından doğrudan girişim sermayesi
fonlarına, fon büyüklüğünün %20’si kadar bir kaynağı Ar-Ge odaklı faaliyetlerin
finansmanın da kullanılmak şartıyla girişim sermayesi destek programı
yürürlüğe
konulmuştur.
4.6.3. Genel Yapı
Girişimciliği desteklemek amacıyla KOSGEB, TÜBİTAK ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı tarafından son 5 yılda çok önemli destek programları yürürlüğe konmuştur. Erken
aşama girişimciliğin desteklenmesi beraberinde girişimcilerin ürünlerinin ticarileştirilmesi
sorunlarını gündeme taşımıştır. Hazine tam bu zamanda Türkiye’de ilk defa uygulanan
Bireysel Katılım Sermayesi Sistemi (Melek Yatırımcılık Programı) ile Üst Fon (fonların fonu)
programlarını geliştirerek GS alanında bugüne kadarki en önemli değişimi
gerçekleştirmiştir.
Kamu idaresinin bu çabaları özel sektör tarafında çok önemli etkiler doğurmuştur. Öncelikle
GS yatırımları hakkında özel sektörde ve üniversite çevrelerinde farkındalık artmıştır. Bu
farkındalık artışı aynı zamanda işletme ve finans yazınlarında bu konuların ele alınmasını
sağlamıştır. Özel sektörde GS finansman aracı yatırımcılar açısından mevduat ve döviz türü
yatırımlar dışında alternatif yatırım alanı olarak belirmeye başlamıştır. Türkiye için GS daha
çok yeni olup bu konuda başarı değerlendirmesi yapılabilmesi için daha fazla zamana
ihtiyaç bulunmaktadır.
4.6.4. Vergi Düzenlemeleri
Melek Yatırımcılık Programı kapsamında kamu idaresi Hazine’den lisans almış melek
yatırımcılara yatırım yaptıkları tutarın %75’inden %100’üne kadar ki kısmını gelir vergisi
matrahlarından indirebilme olanağı sağlanmıştır. Bu oranlar şu an dünyada uygulanan
destek programları arasında en yüksek indirim oranlarından birisidir. Ayrıca Sermaye
Piyasası Kanununda yapılan değişiklikle girişim sermayesi fonlarının yaşadığı sıkıntılar
giderilmeye çalışılmış ve vergi kanunlarında yapılan değişiklikler ile kurumların GS fonlarına
aktardıkları kaynağın sermayelerinin %20’sini geçmemek şartıyla, gelirlerinin %10’una
kadar olan kısmı vergiden muaf tutulmuştur.
5. Türkiye’de Fon Yöneticilerinin GS Ekosistemine Bakışı
Türkiye’de faaliyet gösteren yurt içi ve yurt dışı GS fonlarına ve ortaklıklarına bir anket
gönderilerek Türkiye’nin içinde bulunduğu GS ekosisteminin durumu anlaşılmaya
çalışılmıştır. Türkiye’de faaliyet gösteren GS fonlarına ve ortaklıklarına gönderilen anket
formuna toplamda 13 firmadan cevap alınmıştır. Gelen sonuçlar toplulaştırılmış şekilde
Tablo 3’te yer almaktadır:
308
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
Tablo 3 Türkiye’de Faaliyet Gösteren Fon Yöneticileri ile Yapılan Ankete Verilen Cevaplar
1) Toplam çalışan profesyonel sayınız kaçtır?
2) Yatırım ekibinizin girişim sermayesi
sektöründeki tecrübesi ortalama kaç yıldır?
Cevap
Frekans
Yüzdelik Cevap
Frekans
Yüzdelik
Cevap yok
1
7,69%
Cevap yok
1
7,69%
1-5
3
23,08%
1-5
2
15,38%
6-10
4
30,77%
6-10
6
46,15%
11-20
4
30,77%
11-15
3
23,08%
20'den çok
1
7,69%
15'den çok
1
7,69%
3) Kuruluşunuz kaç yıldır girişim sermayesi fon 4,a) Mevcut fonunuzun yatırımcıları arasında
yöneticisi
/danışmanı
olarak
faaliyet aşağıdakilerden hangileri bulunmaktadır?
göstermektedir?
Hesap
Sonuç
Cevap
Frekans
Yüzdelik
Frekans
12
Sigorta şirketleri
2
15,38%
Toplam
101
Yatırım bankaları
2
15,38%
Standart Sapma
5
Emeklilik fonları
5
38,46%
Bireysel
yatırımcılar veya
Ortalama
8,5
8
61,54%
aile ofisleri
Ülke fonu
(sovereign wealth
En az
1
3
23,08%
fund)
1, Çeyrek (Q1)
4,5
Diğer
4
30,77%
4,b) Mevcut fonunuzda yurtiçinden yatırımcı
2, Çeyrek (Medyan)
7,5
bulunuyor mu?
3, Çeyrek (Q3)
13
Cevap
Frekans
Yüzdelik
En çok
16
Cevap yok
1
7,69%
5) Bir sonraki fonunuza yurtiçinden yatırım alma
Evet
6
46,15%
planınız var mı?
Cevap
Cevap yok
Frekans
5
Yüzdelik
38,46%
Evet
3
23,08%
Olabilir
4
30,77%
Hayır
1
7,69%
6) Değerlemeden bağımsız olarak, yurtiçinde
yatırım yapabileceğiniz şirket bulmakta zorlanıyor
musunuz?
Cevap
Frekans
Yüzdelik
Cevap yok
1
7,69%
Evet, zorlanıyoruz
2
15,38%
Hedeflediğimizden daha az
1
7,69%
sayıda şirket bulabiliyoruz
Hayır, zorlanmıyoruz
9
69,23%
7) Portföy şirketleriniz hangi sektörlerdedir?
Cevap
Frekans
Yüzdelik
Hayır
6
4,c) Eğer cevabınız evet
fonunuzun
yüzde
(%)
yatırımcılardan toplanmıştır?
Hesap
Frekans
Standart Sapma
Ortalama
ise,
kaçı
46,15%
mevcut
yurtiçi
Sonuç
6
35,5
75
En az
1, Çeyrek (Q1)
2, Çeyrek (Medyan)
20
24
100
3, Çeyrek (Q3)
100
Enerji
0
0
Sağlık
6
46,15%
Eğitim
2
15,38%
Lojistik
Perakende
Gıda
Bilgi ve İletişim
Teknolojileri
3
6
3
23,08%
46,15%
23,08%
En çok
100
8) Portföy şirketleriniz hangi aşamadadır?
Cevap
Frekans
Yüzdelik
Erken Aşama (Venture
6
46,15%
Capital)
İleri Aşama (Private
7
53,85%
Equity)
9) Yatırımlarınızdan ortalama çıkış süreniz ne
kadardır?
Cevap
Frekans
Yüzdelik
Cevap yok
1
7,69%
3 yıldan az
0
0%
8
61,54%
3-5 yıl
6
46,15%
309
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
İmalat Sanayii (Yukarıda
listelenmemiş)
Hizmetler (Yukarıda
listelenmemiş)
3
23,08%
5-8 yıl
6
46,15%
6
46,15%
8 yıldan fazla
0
0%
10,a) Türkiye'de hukuk danışmanlığı alanında
hizmet veren yeterli sayıda ve nitelikte şirket
olduğunu düşünüyor musunuz?
Cevap
Frekans
Yüzdelik
Cevap yok
1
7,69%
Evet, yeterlidir
5
38,46%
Kısmen yeterlidir
5
38,46%
Hayır, yeterli değildir
2
15,38%
10,c)
Türkiye'de
kurumsal
yönetim
danışmanlığı alanında hizmet veren yeterli sayıda
ve nitelikte şirket olduğunu düşünüyor musunuz?
Cevap
Frekans
Yüzdelik
Cevap yok
1
7,69%
Evet, yeterlidir
5
38,46%
Kısmen yeterlidir
4
30,77%
Hayır, yeterli değildir
3
23,08%
12) Ülkemizde girişim sermayesi sektörünün
gelişmesinin
önünde
ne
gibi
engeller
görüyorsunuz? Lütfen açıklayınız,
Cevap
Cevap veren
Cevap yok
Frekans
Yüzdelik
5
8
38,46%
61,54%
10,b) Türkiye'de muhasebe danışmanlığı
alanında hizmet veren yeterli sayıda ve
nitelikte
şirket
olduğunu
düşünüyor
musunuz?
Cevap
Frekans
Yüzdelik
Cevap yok
2
15,38%
Evet, yeterlidir
6
46,15%
Kısmen yeterlidir
3
23,08%
Hayır, yeterli değildir
2
15,38%
11) Mevcut ve çıkış yaptığınız yatırımlarınızın
ortalama brüt getirisi (IRR) nedir?
Cevap
Cevap yok
%15'ten az
%16-25
%26-35
Frekans
5
1
4
2
Yüzdelik
38,46%
7,69%
30,77%
15,38%
%35'ten çok
1
7,69%
13) Kamudan girişim sermayesi alanında
temel
beklentileriniz
nelerdir?
Lütfen
açıklayınız.
Cevap veren
4
30,77%
Cevap yok
9
69,23%
12. soruya verilen cevaplar aşağıda yer almaktadır:
Türkiye’deki GSYO yapısının arkasındaki niyeti çok pozitif olarak değerlendiriyoruz
ancak işletimindeki zorluklar ve ağır denetim zorunluluklardan dolayı sektörün
tercih ettiği bir yapı olması sağlanamamış durumdadır. Burada temel iki problem
bulunmaktadır; birincisi bu yapı yurtdışındaki yatırımcılar tarafından tanınmadığı
için bu şekilde kurulan bir fona yabancı yatırımcı çekmekte zorlanılmaktadır. EIF,
EBRD gibi yapıların öncelikle bu fon yapılarını desteklemesi çok iyi olur. İkinci
problem ise bu fonlara yatırım yapanlara kolaylaştırıcı vergisel düzenlemeler
sağlanmış olmasına rağmen, fonu yöneten fon yöneticilerinin tam vergilendiriliyor
olması yapının desteklenmemesinde temel rol oynamaktadır. Burada belli bir oranda
fon yöneticilerine de vergi azaltıcı (örneğin en fazla %10-15 seviyelerinde
vergilendirilme şeklinde) bir düzenleme yapılmalıdır. Fon yöneticileri bu şekilde bu
yapıyı çok daha fazla destekleyecektir.
Başarılı örnek çıkışların sayısının artarak, şirket sahiplerinin bu çıkışlarla birlikte Özel
Sermaye Fonu yöneticilerinin şirketlerde yarattıkları katma değerin özümsemesi
gerektiğini düşünüyorum.
Vergi rejiminde belirsizlik
Kayıt dışı ekonominin yarattığı haksız rekabet şeffaf olmayan bürokrasi ve
kanun/yönetmelik uygulamaları
Girişimci çıkış (exit) ortamı
13. soruya verilen cevaplar aşağıda yer almaktadır:
Kamudan iki çok önemli katkı beklemekteyiz; bunlardan ilki yukarıda bahsedilen
GSYO düzenlemesinde fon yöneticilerine vergi indirimi sağlanması ve yurtdışı
yatırım fonlarına bu yapının güçlü şekilde tanıtılmasıdır. İkinci olarak da yurtiçindeki
310
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
fonların (bireysel emeklilik vs.) girişim sermayesi şirketlerine yatırım yapabilmesi
ile ilgili düzenleme yapılmasıdır.
Özellikle yurtdışı kökenli Özel Sermaye Fonlarının yapılanmalarını iyi bir şekilde etüt
ederek, Türkiye'ye söz konusu fonlardan yeni para girişini destekleyecek şekilde
özellikle vergi alanındaki teşviklerin devam ettirilmesi,
Kayıt dışı ekonomiye karşı önlem alınması bürokrasinin şeffaf hale getirilmesi
yabancı yatırımcıların vergi düzenlemelerinde net olmayan alanların netleştirilmesi,
Fon yatırımcılarının riskinin paylaşımı ve fonlara fon sağlamak/fonlara yatırımcı
olmak.
Ankete verilen cevaplardan şu sonuçlar çıkarılabilir. Türkiye’de faaliyet gösteren GS
fonlarında istidam edilen çalışan sayısı fon büyüklüğüne göre değişmekle birlikte en fazla
20 kişidir. Genelde 10 kişiden az bir personelle GS fonları faaliyetlerini yürütmektedir.
GS’nin yeni bir araç olarak ortaya çıkması nedeniyle tecrübeli fon yöneticisi sayısı çok fazla
değildir. Fon yöneticilerinin tecrübeleri genelde 10 seneyi geçmemekte, ortalama 8 yıllık
bir tecrübeleri bulunmaktadır.
GS fonlarına kaynak sağlayan ana yatırımcılar emeklilik fonları, bireysel yatırımcılar ve aile
ofisleridir. Bankaların GS alanında payı sermayedar olarak çok düşüktür. Yurt içinden fon
temini zor olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye’deki yatırım yapılabilir şirket bulmakta GS
fonları zorlanmamaktadır. GS şirketleri Türkiye’de her faaliyet kolunda yatırım
yapmaktadır. Bu yatırımlarda genelde ileri aşama şirketler tercih edilmektedir. Yatırım
yapılan şirketlerden çıkış ortalama 5-6 yıldır. Hukuk, muhasebe gibi profesyonel hizmet
almada GS fonları herhangi bir zorlukla karşılaştığı söylenemez. Son olarak GS fonlarının
karlılıklarının yüksek olduğu görülmektedir.
6. Girişim Sermayesinin Geliştirilmesine Yönelik Politika Önerilerine İlişkin
Çıkarımlar
Dünya uygulamalarına bakıldığında GS fonların fonu modelinde hem başarılı hem başarısız
örnekler olduğu görülmektedir. Özellikle İsrail, başarılı olan Yozma Programı yanında,
başarısız olan ve son verilen Inbal Programı ile özel önem arz etmektedir . Yozma Programı;
Yeni Zelanda, Avustralya, Danimarka, Kore, Latvia, Rusya ve Şili gibi birçok ülkede taklit
edilmiş bir programdır.
Başarılı programların başlıca ortak özellikleri şunlardır:
Vergi iadesi gibi ilave devlet destekleriyle beraber sunulmaktadır.
Yabancı GS fonlarının önündeki engeller kaldırılmakta, yabancı fonlar ile ortaklık
teşvik edilmektedir.
Bireysel emeklilik fonlarının sektöre yatırım yapabilmesine imkan tanınmaktadır.
Gelişmiş bir KOBİ halka arz piyasası başarı oranını artırmaktadır.
Devlet, yatırımları garanti etmemekte ve yatırımcının riskini üstlenmemektedir. Bu
şekilde verimsiz yatırımların desteklenmesi önlenebilmektedir.
Fonların yönetimlerine kamu doğrudan müdahil olmamaktadır.
Başarısız olan İsrail’deki Inbal ve Almanya’daki BTU programlarında ise şu özellikler dikkat
çekmektedir:
GS yatırımlarında devlet yatırımcının riskini üstlenmektedir. Böylece verimsiz
yatırımlar da sistemden yararlanabilmektedir.
Yönetimleri tamamen kamuya ait olup, aşırı bürokratik yapıları vardır.
Almanya özeline bakıldığında, kamu desteği piyasanın kaldırabileceğinin üzerinde
olması diğer bir ifade ile KOBİ halka arz piyasasının hacminin çok üstünde halka arz
başvurusunun geldiği görülmektedir. Bunun sonucu olarak GS fonları
portföylerindeki şirketleri elden çıkaramamış ve bu durum BTU’nun çöküşünü
getirmiştir.
311
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
Birçok ülkede GS sektörüne yönelik farklı politikalar geliştirilmiş, bu politikalar her zaman
olumlu sonuç doğurmamıştır. Bu kapsamda, Türkiye’de uygulanacak politikalara ışık
tutmak üzere sektörün gelişmesine ilişkin olarak literatürde tartışılan genel hususların
gözden geçirilmesinde yarar bulunmaktadır.
Kamunun sektörü aktif şekilde desteklemesini savunanların savları aşağıda sıralanmıştır:
i. GS yenilikçilik, refah artışı, ekonomik büyüme ve istihdam artışı alanlarına olumlu
yönde katkı yapmaktadır.
ii. Yeni teknoloji odaklı şirketlerin güçlü pozitif dışsallıkları vardır. Ekonominin bu
şirketlerden görünen ve görünmeyen toplam kazancı, GS fonlarının getirisinden
yüksektir.
iii. Yeni teknoloji şirketleri için sürdürülebilir bir finansal ekosistem oluşturulması için
başta devletin müdahil olarak riski azaltıcı bir rol üstlenmesi gerekmektedir.
Kamunun sektöre müdahalesine karşı çıkanların savları ise aşağıda yer almaktadır:
i. Ekonomik fizibilitenin ihmal edilmesi, riskin yanlış hesaplanması, piyasa işleyişinin
anlaşılamaması gibi nedenlerle kamu eliyle yürütülen programlar istenilen sonuçları
vermemektedir.
ii. Özel sektör kamunun sağladığı teşviklerden yararlanmak için örgütlenmekte,
böylece teşvikler piyasayı bozucu etki yapmaktadır.
Sağlıklı bir finansman yapısının kurulması için sistemin bütün olarak görülmesi, en aşağıdan
en yukarıya tüm aşamaların dikkatli tasarlanması gerekmektedir. En alt basamak olan
melek yatırımcısı ağlarından en üst basamak olan halka arza kadar finansal ekosistemin
etkin işlemesi temel hedef olmalıdır. Bu çerçevede, GS sektörüne milyarlarca dolarlık kamu
desteği verilse dahi, halka arz için aktif bir KOBİ pazarının gelişmemesi durumunda
sistemde aksaklıklar olacaktır.
Bireysel emeklilik fonlarının bu alana yatırım yapabilmesinin önünün açılması ve yabancı
GS fonları ile yeni ortaklıklar geliştirilmesinin teşvik edilmesi faydalı olacaktır.
GS sektörüne yatırım yapanlara vergi iadesi sağlanması, Kanada, Fransa, İngiltere, Kore
gibi ülkelerde bu sektörün büyümesine önemli katkı sağlamıştır. Ancak, bu durum
temsilcilik sorununu (agency problem) artırmakta, GS fonları kapasitelerinin üstünde
topladıkları tasarrufları ekonomik olmayan yatırımlara aktarabilmekte ve uzun vadede ciddi
sorunlara yol açabilmektedir. Bu fonların kullanımına ilişkin kısıtlamalar getirilmesi ise
getiriyi düşürücü etki yapabilmektedir. Aradaki dengenin iyi kurulmasına özen
gösterilmelidir.
Tercihli getiri (preferred return) sistemi de sektörde tartışılan diğer bir konudur. Bu
sistemde fon, kamunun belirlediği tercihli getirinin altında getiri sağlarsa; özel sektör
yatırımcısı cezalandırılmakta, tercihli getirinin üstünde getiri sağlarsa ödüllendirilmektedir.
ABD’de geliştirilen bu sistem, İngiltere’deki Enterprise Capital Funds tarafından adapte
edilerek kullanılmıştır. Enterprise Capital Funds’da kamu, tercihli getirinin üstündeki kârı
özel sektör yatırımcısına aktarmaktadır. İngiltere’deki Regional Venture Capital Fund ve
High Tech Fund’daki başka bir uygulamada ise tercihli getirinin altında bir getiri elde edilirse
özel sektör cezalandırılmamakta, tersine tercihli getiri ile gerçekleşen getiri aradaki fark
kamu tarafından özel sektöre ödenmektedir.
Diğer bir yöntem ise özel sektör yatırımcısına kamunun payını belirli fiyattan alım hakkı
tanımaktır. Özel sektöre kamunun payını alım hakkı tanıyan Yozma programı, Yeni Zelanda,
Avustralya, Danimarka, Kore, Latvia, Rusya ve Şili gibi birçok ülkede, farklı modeller ile
tekrarlanmaya çalışılmıştır. Elde edilen başarı seviyeleri ise değişkendir. Programın
beklendiği etkiyi yaratmadığı ülkelerde nitelikli yatırım fırsatı bulmadaki zorluklar en büyük
engel olarak gösterilmektedir. Bu ülkelerdeki başarısızlıkların nedenlerine bakıldığında
teknoloji yoğun fikirlerin sınırlı sayısı ile çok yönlü odağı olan girişimci takımları bulmadaki
312
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
zorluklar, ilave finansman ihtiyacının karşılanması için gerekli fonlardaki kaynak kısıtlılığı
yatırımlardan erken çıkılmasına veya finansman ihtiyacının karşılanamaması problemlerine
yol açarak bu ülkelerdeki programları olumsuz etkilemiştir.
Bunun yanında kamunun fonlarda azınlık payına sahip olması da kayıplara karşı önemli bir
önlemdir. Bu araçlar kullanılırken dikkatli davranılması halinde kamu için büyük maliyetler
ortaya çıkabilir. Diğer taraftan, kamu-özel sektörün eşit koşullarda yatırım yapılmasında
ısrarcı olmak; özel sektöre risk algısının yüksek olduğu, zararın paylaşılmak istendiği gibi
sinyaller göndererek özel sektörü tedirgin edici olabilir. Özellikle ilaç sektörü, bio-teknoloji
gibi çok riskli alanlarda özel sektör eşit koşullarda yatırım yapmaya genellikle istekli
olmamaktadır.
Kamu tarafından desteklenen GS fonlarının başarı şansını yükseltmek için ihale yoluyla
yapılan kamu alımlarının öncelikle bu fonların yatırım yaptığı şirketlerden sağlanması
yönünde öneriler de son dönemde tartışılmaktadır.
Özel sektöre yatırım garantisi verilmesi yeni kurulan, nispeten riskli şirketlere yönelik
finansman imkânlarını artırmaktadır. Konu hakkında AB Komisyonu’na bağlı CORDIS
(Community Research and Development Information Service)’de yenilikçi teknolojilere
verilebilecek garantilere ilişkin yayınlanan kitabın [35] temel bulguları aşağıda
sıralanmıştır:
i. Bankalar, yeni kurulan teknoloji odaklı şirketlerin finansal riskinin genel olarak
KOBİ’lerden daha düşük olduğunu fark etmeye başlamıştır. Bunun temel nedeni
teknoloji odaklı şirketlerin çalışanlarının genelde daha profesyonel ve eğitimli
olmasıdır.
ii. Garanti mekanizmalarının çoğu GS fonlarının yatırımlarına garanti vermektedir.
iii. Garanti altına alınan şirketlerin %3’ü ila %10’u iflas etmektedir.
iv. Garanti verilmesi genelde şirketlerin daha ucuz borçlanmasını sağlamamaktadır.
Borçlanma maliyetlerinin düşmesi için kamu bankalarının devreye girmesi ya da özel
sektör garanti mekanizmalarının geliştirilmesi faydalı olabilmektedir.
Garantilerin ne kadar işe yaradığı da tartışmalı bir konudur. Avrupa Komisyonu’nun
yenilikçilik politikasına ilişkin yayınına göre [36], devletin garanti vermesinin GS
sektörünün yüksek riskli teknoloji odaklı şirketlere yönelik tutumunu değiştirmediğinden,
bu garantilere Hollanda’da son verilmiştir. Almanya’da BTU’nun başarısız olmasının en
önemli nedenlerinden biri garantilerdir. Diğer taraftan, Kore’de garanti uygulaması devam
etmektedir.
Sonuç olarak, her ülkenin kendine özgü koşullarının olduğu düşünülerek sektöre verilecek
destekler tasarlanmalıdır. Birçok ülkede kamu kurumlarında portföy risk yönetimi
pratiklerinin yerleşmemiş oluşu ve yeni firmalara yatırımı özendiren mevzuatın eksikliği
gibi nedenler fon kurulumu aşamasında engel oluşturmaktadır. Ayrıca azınlık paylarının
yeterli korunmaması, sermaye piyasalarının yeterli derinliğe sahip olmaması, şirket satın
alma ve birleşmelerinde düşük faaliyet düzeyi, GS sektörünün büyümesini sınırlayan
etmenler arasında gösterilmekte olup, politika oluştururken bu hususların dikkate alınması
gerektiğine literatürde sıklıkla vurgu yapılmaktadır.
Yukarıda yapılan çıkarımların yanı sıra iktisadi analiz çerçevesinde konuya bakıldığında GS
sektörünün etkin işlemesi için piyasa mekanizmasının doğru şekilde çalışması, arz-talep
dengesinin makul bir fiyat düzeyinde oluşması gerekmektedir. GS fonları tarafından
piyasaya arz edilen kaynağın, işletmeler tarafından talep edilen ihtiyacı aşması halinde GS
finansmanının fiyatı düşecek, diğer bir ifadeyle GS fonlarının beklediği getiri oranı azalacak
ve paralelinde fonların şirketlerden talep ettiği ortaklık payı da azalacaktır. Ancak arz fazlası
durumunda GS finansmanının bir kısmı kaçınılmaz olarak potansiyeli düşük şirketlere de
yönelmek zorunda kalacaktır. Bu yönelme neticesinde GS fonlarının portföyünde değer
üretemeyen şirketlerin sayısı artacak, sektörün ortalama getirisi düşecektir. Arz fazlasının
313
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
aşırı olması ve uzun vadede devam etmesi halinde büyüyemeyen şirketlere yapılan
yatırımlar GS sektöründe toplu iflaslara neden olabilecektir.
Piyasa başarısızlığına ilişkin diğer risk ise piyasaya arz edilen kaynağın, şirketler tarafından
talep edilen kaynaktan düşük olmasıdır. Bu durumda GS finansmanının fiyatı artacak, diğer
bir ifadeyle GS fonlarının beklediği getiri oranı yükselecek ve fonlar şirketlerden daha fazla
ortaklık payı talep edecektir. Daha fazla ortaklık payı vermek istemeyen şirketler GS
finansmanına başvurmayacaktır. Bu ise GS fonlarının gelişimine engel olacaktır.
7. Sonuç ve Öneriler
7.1.
Hukuki ve Düzenleyici Çerçevenin Geliştirilmesi
7.1.1. Limited Ortaklık Modeli
Uluslararası uygulamalarla uyumlu, GS fonlarının kurulmasını kolaylaştıran ve yatırımcıların
haklarının güvenceye kavuşturan yasal altyapının güçlendirilmesi Türkiye’de GS fonlarının
sayısının ve yatırım hacminin artırılmasında önemli faktörlerden biri olarak öne
çıkmaktadır. Türkiye’de GSYO olarak faaliyet gösteren GS fonları uluslararası
uygulamalarla paralellik arz etmediğinden yatırımcılar açısından bilinen bir model olarak
kurumsal yatırımcılar tarafından kabul görmemiştir.
Bu açıdan uluslararası kabul görüş limited ortaklık modelinin Türk mevzuatında eksik
olması önemli bir sorun olarak görülmektedir. Tüm dünyada GS yatırımcılarının ve fon
yöneticilerinin alışkın olduğu bu yapının eksikliği nedeniyle Türkiye’de şimdiye kadar sadece
11 GSYO kurulmuştur. Kaldı ki, GSYO modeli temel olarak anonim şirket yapısı içinde
tasarlanmış olduğundan Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlerle ilgili kısıtlamalarıyla
karşılaşılmaktadır. Daha da önemlisi GS fonlarında en önemli unsur olan lider ve limited
ortakların hak ve sorumlulukları tebliğle düzenlenmiş ve bu yatırımcılar açısından gerekli
olan güvenceyi sağlamaktan uzak algılandığından, amaçlanan gelişme gerçekleşmemiştir.
Yeni Sermaye Piyasası Kanununda yer alan Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) modeli
daha esnek olmakla birlikte, tüm hususların yine tebliğle düzenlenmiş olması, fon
yöneticileri için getirilen koşulların çok ağır olması önemli bir eksiklik olarak görülmektedir.
Ayrıca modelin yeni olması bu modelin test edilerek uluslararası alanda kabulü zaman
alacaktır. Bu itibarla uluslararası uygulamalarla uyumlu limited ortaklık modeline dayalı GS
yapısını Türk mevzuatına kazandırmak GS sektörünün geliştirilmesi açısından büyük önem
taşımaktadır.
7.1.2. Yatırımcıların Korunması ve İhtilafların Çözümü
Ayrıca GS fonları karmaşık hukuki sözleşmeler üzerine inşa edilmektedir. Bu nedenle
yatırımcıların haklarının daha fazla korunması ve mahkeme süreçlerinin en kısa sürede
tamamlanması şirketlere sermaye iştiraki yoluyla finansman sağlanmasını arttıracaktır.
7.1.3. Vergi Uygulamaları
GS portföy yönetim şirketlerine ödenecek ücretlerin vergilendirilmesine ve yatırımcıların
çıkış sonrasında ödeyeceği vergiye ilişkin olarak uygulamaların açık ve şeffaf olması, fon
yöneticilerinin ve yatırımcıların Türkiye’ye çekilmesi için gereklidir [37]. Farklı kanunlarda
ve alt düzenlemelerde vergi uygulamalarının yer alması karışıklığa yol açtığından; GS’ye
ilişkin tüm vergi düzenlemelerinin tek bir yerde toplanmasına veya GS’ye yönelik vergi
rejiminin çok iyi anlatılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye’deki vergi yükünün rakip
ülkelerle en azından eşit düzeyde olmasına yönelik çalışmalar yapılması GS fonları
açısından Türkiye’yi daha cazip hale getirecektir.
314
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
7.2. Girişim Sermayesi Yatırımlarının Arttırılması
7.2.1. Kamu Destekli GS Fonların Fonu Modelleri
Kamu destekli GS fonların fonu yapılarının veya bunlara benzer programların devreye
sokulması GS’ye yönelik kaynağın artışı için faydalı görülmektedir. KOSGEB, TÜBİTAK,
Hazine Müsteşarlığı ve TKB halen bu tür yapılara destek sağlayabilmekte olup, diğer kamu
kurum ve kuruluşlarının da bu alanda çalışmalar yürütmektedir.
Kanada’da kamunun GS’ye katkısı birçok akademik çalışmada ele alınmıştır. Cumming ve
MacIntosh [20] ile Brander, Raphael ve Werner [21] çalışmalarında kamu tarafından
desteklenen GS fonlarının, tamamen özel sektör tarafından desteklenen fonlara kıyasla
daha düşük performans gösterdiği ortaya konmuştur. Brander, Egan ve Hellmann [22]
tarafından yapılan çalışmada ise kamu destekli GS fonlarının değer yaratma (halka arz,
satın alma-birleşme), karlılık, yenilikçilik, istihdam oluşturma kabiliyetleri özel
sektördekilerle karşılaştırılmıştır. İstihdam hariç diğer üç alanda kamu destekli GS fonları
daha düşük performans göstermiştir.
Kamu destekli fonların başarılı olması için sistemin bütün olarak görülmesi, tüm aşamaların
dikkatlice tasarlanması gerekmektedir. En alt basamak olan iş meleği ağlarından en üst
basamak olan halka arza kadar finansal ekosistemin etkin işlemesi temel hedef olmalıdır.
Bu çerçevede, GS sektörüne milyarlarca dolarlık kamu desteği verilse dahi çıkış için uygun
koşullar tasarlanmadığında sistemde aksaklıklar olacak ve kamu kaynağı verimsiz şekilde
kullanılabilecektir. Bu durumun önüne geçmek için tüm ilgili kamu kurum ve kuruluşların
katılımı ile “fonların fonu” türü yapıların desteklenmesine yönelik ortak ilkelerin
belirlenmesi önem arz etmektedir.
7.2.2. Finansal Derinlik
Türkiye’deki sermaye piyasasının derinliği düşüktür. Özellikle TL cinsinden özel sektör yurt
içi kredilerin GSYH’ye oranında ve borsa kapitalizasyonu ile yurt içinde ihraç edilen özel
sektör borçlanma kâğıtlarının hacminin GSYH’ye oranında Türkiye gelişmekte olan ülke
ortalamasının altında kalmaktadır [38]. Yurt içi tasarrufların [39] ve yatırım araçları
hakkında farkındalığın düşük olması, kurumsal yatırımcıların yeterince gelişmemiş olması
gibi nedenler bu duruma yol açmaktadır. Bu alanlarda gelişme sağlanması durumunda
GS’ye yönelen kaynak miktarı da artacaktır. Diğer taraftan, GS arzının artırılmasıyla bu
alanda faaliyet gösteren fonların yatırımlardan çıkış yapması da kolaylaşacaktır.
7.2.3. GS Alanındaki Beşeri Kapasite
Yerel GS fonlarında istihdam edilen beşeri sermayenin güçlendirilmesi sistemin etkinliğinin
artmasına katkı sağlayacaktır. Kamu destekli fonların fonu modellerinde Türk
vatandaşlarının uzman düzeyinde çalıştırılmasının zorunlu olması, yine bu modellerde
uluslararası alanda başarısını kanıtlamış GS fonları ile Türk vatandaşları tarafından
kurulmuş GS fonlarının ortak yatırım yapması veya ortak çalışması teşvik edilmelidir.
Böylece tecrübe aktarımı yoluyla sektördeki mevcut beşeri sermaye niteliğinin artması
sağlanacaktır.
7.3. Girişim Sermayesi Fonlarının Yatırım Yapabileceği Şirket Stokunun ve
Kalitesinin Artırılması
7.3.1. Girişimcilik
Son dönemde özellikle internet ve bilişim alanında kısa sürede ortaya çıkan dev şirketler
girişimciliğin önemini artırmıştır. Türkiye’de de bu eğilime paralel şekilde yeni kurulan
işletmeleri teşvik edecek adımlar atılmıştır. Bu adımları destekleyecek şekilde liseden
315
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
başlayarak, müfredata; girişimcilik derslerinin alınması, araştırmacılık, yenilikçilik
kültürünü desteklemeye yönelik üniversite programlarının sayısının yükseltilmesi,
üniversite-sanayi işbirliğinin güçlendirilmesi ve çeşitli yarışmalar düzenlenmesi faydalı
olacaktır.
7.3.2. Kurumsal Yönetim İlkeleri
İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)’ne göre kurumsal yönetim, şirketlerin
yönlendirildiği ve kontrol edildiği sistem olarak tanımlanabilir. Bu sistem şirketin yönetim
kurulu, hissedarları ve diğer çıkar grupları arasındaki ilişkiler dizisini içerir. Ayrıca, şirketin
amaç ve hedeflerinin saptandığı ve bunlara erişebilmek için performansı izleme araçlarının
belirlendiği bir yapıyı ortaya koyar. Kurumsal yönetim ilkelerinin temel amaçları şunlardır
[40]: temsilcilik sorununu en aza indirmek, yönetim kurulunun sorumluluklarını açıkça
belirlemek, azınlık hissedarlarını korumak, şeffaflığı sağlamak, profesyonel yöneticilere
görev vermek, şirketin performansını artırmak.
Yönetim, kontrol ve sahipliğin aynı kişide ya da aynı ailede birleşmesi bir işletmenin
kurumsallaşmasına zarar vermektedir. Bu durum Türkiye’de çok yaygın olan aile şirketlerini
de olumsuz etkilemektedir. Profesyonel yöneticilerin işletmede görev almasını amaçlayan
kurumsal yönetim, aile işletmelerinde sürdürülebilirliğin sağlanması için hayati öneme
sahiptir [41]. Azınlık paylarının haklarının korunması ve şeffaflığın sağlanması da önemli
sorunlar olarak Türkiye’de kendini göstermektedir. Daha fazla GS yatırımının çekilmesi için
bu alanlarda somut gelişmelere ihtiyaç vardır.
Kaynakça
[1]
OECD, “The SME Financing Gap”, http://www.oecd-ilibrary.org/finance-andinvestment/the-sme-financing-gap-theory-and-evidence_fmt-v2006-art11-en,
3
Mayıs 2014.
[2]
National Venture Capital Association, “Recent Stats & Studies, 2011”,
http://www.nvca.org/index.php?option=com_content&view=article&id=257&Itemid
=103, 7 Mayıs 2014.
[3]
National Venture Capital Association, “Recent Stats & Studies, 2013”,
http://www.nvca.org/index.php?option=com_content&view=article&id=344&Itemid
=103, 7 Mayıs 2014.
[4]
European
Venture
Capital
Association,
“Yearbook
2013”,
http://www.evca.eu/media/142790/2013-European-Private-Equity-Activity.pdf,
7
Mayıs 2014.
[5]
European
Investment
Fund,
“December
http://www.eif.org/what_we_do/equity/news/2010/2010_ivci.htm,
2014.
24
2010”,
Haziran
[6]
European
Venture
Capital
Association,
“Yearbook
2011”,
http://www.evca.eu/uploadedfiles/Home/Knowledge_Center/EVCA_Research/Statis
tics/Yearbook/Evca_Yearbook_2011.pdf, 7 Mayıs 2014.
[7]
Groh, A., Liechtenstein, H. ve Lieser K., The European Venture Capital and Private
Equity Country Attractiveness Indices, IESE Business School Working Paper, No: 773,
2008.
[8]
Groh, A., Liechtenstein, H. ve Lieser K., The Global Venture Capital and Private Equity
Country Attractiveness Index, IESE Business School, 2011.
316
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
[9]
Duruflé, G., Government Involvement in The Venture Capital Industry International
Comparisons. Canada’s Venture Capital & Private Equity Association (CVCA), 1-22
(2010).
[10] FedDev Ontorio, “Basın Duyurusu”, http://www.feddevontario.gc.ca/eic/site/723.nsf
/eng/00215.html, 5 Mayıs 2014.
Alberta Hükümeti, “Innovation and Advanced Education Program”,
http://eae.alberta.ca/economic-development/technology/support/avac.aspx,
5
Mayıs 2014.
[11] Kanada
“Investment
Accelerator
Fund”,
/investment-accelerator-fund/, 5 Mayıs 2014.
[12] MaRS,
http://www.marsdd.com/funding
Capital
Corporation,
“Ontario Emerging Technologies Fund”,
http://www.covingtonfunds.com/funds/institutional/ontario-emerging-technologiesfund, 6 Mayıs 2014.
[13] Covington
B.C. Renaissance Capital Fund Ltd, B.C. “Renaissance Capital
http://www.bcrcf.ca/bcrcf/index.html, 6 Mayıs 2014.
[14] The
Fund”,
[15] Alberta Enterprise, “Alberta Enterprise Financial Resources”, http://www.alberta-
enterprise.ca/?page_id=1192, 6 Mayıs 2014.
[16] Government of Quebec-Canada, “Business Creation in the Technology Sector”,
http://www.marketwired.com/press-release/canada-quebec-private-sectorpartners-invest-100-million-business-creation-technology-622569.htm,
6
2014.
Mayıs
[17] BDC Fund of Funds, “Tandem Expansion Fund”,
http://www.techvibes.com/blog
/tandem-expansion-fund-announces-first-closing-of-300-million, 6 Mayıs 2014.
[18] Ontario Venture Capital Fund, “Investing in Innovation”, http://ovcf.com; 6 Mayıs
2014.
Capital,
“Quebec
Government
Support”,
April
2009
http://montrealtechwatch.com/2009/04/27/the-caisse-de-depot-solidarity-fund-fqland-qc-government-join-forces-for-teralys-825-m-fund/#, 6 Mayıs 2014.
[19] Teralys
[20] Cumming, D.J., MacInthosh, J. G., Canadian Labour-Sponsored Venture Capital
Corporations: Bane or Boon?. Aktaran; A. Ginsberg ve I. Hasan, eds., New Venture
Investment: Choices and Consequences (Elsevier Science Academic Press), 2003,
169-200.
[21] Brander, J.A., Raphael A. and Werner A., Venture-Capital Syndication: Improved
Venture Selection vs. the Value-Added Hypothesis. Journal of Economics &
Management Strategy, 11, 3, 423–452 (2002).
[22] Brander, James A., Egan, Edward J., Hellmann, Thomas F., Government Sponsored
versus Private Venture Capital: Canadian Evidence, National Bureau of Economic
Research Working Paper No: 14029, 2008.
[23] New Zealand Venture Investment Fund Limited, “New Zealand Venture Investment
Fund”, http://www.nzvif.com, 6 Mayıs 2014.
[24] Bundesministerium für Wirtschaft und Energie, “ERP Start Fonds, June 2011”,
http://www.bmwi.de/DE/Presse/pressemitteilungen,did=404746.html,
2014.
6
Mayıs
[25] Bundesministerium
für
Wirtschaft
und
Energie,
“ERP/EIF
Dachfund”,
http://www.foerderdatenbank.de/Foerder-DB/Navigation/Foerderrecherche/suche.
html?get=views;document&doc=8933, 6 Mayıs 2014.
317
H. Ertürk, G. Sayılgan / İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 43, 2, (2014) 293-318 © 2014
[26] Bundesministerium
für Wirtschaft und Energie, “High Tech Grüderfond”,
http://www.foerderdatenbank.de/Foerder-DB/Navigation/Foerderrecherche/suche.
html?get=views;document&doc=9241, 6 Mayıs 2014.
[27] Schertler. A, Dynamic Efficiency and Path Dependencies in Venture Capital Markets,
Springer Science & Business Media, 2003, 115.
Canadian Venture Capital and Private Equity Association, “Government
Involvement in the VC Industry International Comparisons, May 2010”,
https://www.cvca.ca/files/Downloads/Government_Involvement_in_the_VC_Indust
ry_Intl_Comparisons_May_2010.pdf, 8 Mayıs 2014.
[28] The
[29] The Canadian Venture Capital and Private Equity Association, “Israeli Life Science
Funds;, May 2010”, https://www.cvca.ca/files/Downloads/Government_Involvement
_in_the_VC_Industry_Intl_Comparisons_May_2010.pdf, 8 Mayıs 2014.
[30] Avnimelech,
G.,
“VC
Policy:
Yozma
Program
15-Years
Perspective”,
http://www2.druid.dk/conferences/viewpaper.php?id=5606&cf=32, 20.05.2014.
[31] Özpınar, F. European Investment Fund - Istanbul Venture Capital Initiative (iVCi) -
YOZMA Programı, 2011.
Venture Investment Corp, “Korea Fund of Funds”, http://www.kvic.co.kr/eng/contents.do?contentsNo=184&menuNo=450, 10 Mayıs 2014.
[32] Korea
Credit
Guarantee
Fund
(KODIT),
“Capital
Fund”,
http://www.kodit.co.kr/html/english/about_kodit/intro/cap_fund.jsp#content,
10
Mayıs 2014.
[33] Korea
[34] İstanbul Girişim Sermayesi İnisiyatifi, “Fonların Fonu”,
/Default.aspx?lang=tr, 10 Mayıs 2014.
http://www.ivci.com.tr
[35] Gracey A.,D., Guarantee Mechanisms for Financing Innovative Technology – Survey
and Analysis, European Commission: Luxembourg, 2001.
[36] European Commission, Diirectorate General Enterprises ‘Innovation and SME’
Programme, European Trend Chart on Innovation: Innovation Policy in Europe March
2000.
LLP,
“Indirect
Investment
quick
reference
guide”,
http://www.nabarro.com/downloads/popular-property-investment-vehicles.pdf, 17
Mayıs 2014.
[37] Nabarro
[38] İMKB,
“Verilerle İMKB, Aralık 2010”, http://borsaistanbul.com/data/kilavuzlar
/Borsa_Istanbul_For_Investors.pdf, 17 Mayıs 2014.
[39] World Bank, “Sustaining High Growth: The Role of Domestic Savings Synthesis
Report(2011)”, http://siteresources.worldbank.org/TURKEYEXTN/Resources/361711
- 1331638027014/CEM_DomesticSavings_fulltext.pdf, 17 Mayıs 2014.
[40] Sönmez, A., Toksoy, A., Kurumsal Yönetim İlkelerinin Türkiye’deki Aile İşletmelerine
Uygulanabilirliği. Maliye Finans Yazıları, 92, 51-90 (2011).
[41] PwC, “Küresel Aile Şirketleri Araştırması 2012 Türkiye Sonuçları, Kasım 2012”,
http://taider.org.tr/wp-content/uploads/2013/11/pwc-kuresel-aile-arastirmasi2012-turkiye-sonuclari-kasim-2012-fce8c.pdf, 18 Mayıs 2014.
318
Copyright of Istanbul University Journal of the School of Business Administration is the
property of Istanbul University Journal of the School of Business Administration and its
content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the
copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email
articles for individual use.