TARIM BĠLĠMLERĠ DERGĠSĠ 2008, 14 (2) 193-201
ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ ZĠRAAT FAKÜLTESĠ
DERLEME
Böcek Virüslerinin Biyoteknolojik Önemi
Ġsmail DEMĠR
1
Remziye NALÇACIOĞLU
GeliĢ Tarihi: 11.07.2007
1
Zihni DEMĠRBAĞ
1
Kabul Tarihi: 15.04.2008
Öz: Böcek virüsleri, böcekleri enfekte ederek, onların hastalanmaları veya ölmelerine neden olan biyolojik
etmenlerdir. Son yıllarda, bu virüsler modern biyoteknoloji uygulamalarında önemli ölçüde ilgi uyandırmaktadır.
Yüksek konukçu seçiciliklerine sahip böcek virüsleri, çeĢitli tarım ve orman zararlılarına karĢı kimyasal
pestisitlerin alternatifi olarak kullanılmaktadır. Bu virüslerle yapılan çalıĢmalar yüksek organizasyonlu canlılar
için model olarak kullanılmaktadır. Endüstriyel, zirai, tıbbı ve ekonomik öneme sahip ilgi duyulan birçok gen, bu
virüslerden geliĢtirilmiĢ ekspresyon vektörlerinde bol miktarda üretilmektedir. Ayrıca, son yıllarda bu virüsler gen
terapi vektörü olarak da kullanılmaktadır. Bu derleme makalede, baĢta genel böcek virüsleri olmak üzere
bakülovirüslerin çeĢitli biyoteknolojik çalıĢmalarda kullanılma potansiyelleri üzerinde durulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Böcek virüsleri, biyoteknoloji, bakülovirüsler
The Significance of Insect Viruses in Biotechnology
Abstract: Insect viruses are biological control agents that cause their illness or dead by infecting the
insects. Recently, these viruses have great interest at modern biotechnological applications. Insect viruses that
have high host specificity, have been used against various agricultural and forest pest as an alternative to
chemical pesticides. Studies done with these viruses have been used as model for high organizational
organisms. Many genes that has industrial, agricultural, medical and economical importance have been
produced at great amounts at expression systems developed from these viruses. Also, recently these viruses
are being used as gene therapy vector. At this review paper, we will pay attention on subjects especially at
insect viruses, and potential of the usage of baculoviruses at various biotechnological studies.
Key Words: Insect viruses, biotechnology, baculoviruses
Giriş
Böcekler, dünyada en çok çeĢitliliğe sahip olan
hayvanlar olup, canlılar aleminin belki de en kalabalık
sınıfıdır. Dünyada tanımı yapılan hayvan türlerinin
4/5'ini böcekler oluĢturmaktadır (URL1). Böcekler ve
insanlar yeryüzünde birlikte yaĢamaktadır ve bu
nedenle aralarında karmaĢık iliĢkiler vardır. Doğada
yaĢayan böceklerin %99’dan fazlasının insanlar için
faydalı olduğu bilinmektedir. Bilinen yaklaĢık 1 milyon
300 bin böcek türünün, sadece %1’den daha azı
doğaya ve insanlığa zarar vermektedir (URL2).
Sayısal olarak az olmalarına rağmen bu zararlıların
etkileri oldukça büyük olmaktadır.
ÇeĢitli mikrobiyal etmenler böceklerde doğal
enfeksiyonlar meydana getirmektedir (Tanada ve Kaya
1993, Boucias ve Pendland 1998, Charles ve ark.
2000). Böcek virüsleri onların hastalanmalarına ve
ölümlerine sebep olan doğal etmenlerin baĢında yer
almaktadır (Hunter-Fujita ve ark. 1998, Miller ve Ball
1998). Doğaya ve insanlara yaptıkları etkilere göre
böcek virüslerini iki açıdan ele almak gerekir. Bunların
1
birincisi, ipek böceği ve bal arıları gibi insanlara ve
çevreye faydalı olan böceklerin hastalanıp ölmelerine
sebep olmalarıdır. Ġkincisi ise fındık kurdu, ladin
kabuk böceği, amerikan beyaz kelebeği, sivrisinek
gibi çeĢitli tarım ve orman ürünlerini veya
insan sağlığını etkileyen zararlı böcekleri enfekte
etmeleridir.
Bugüne kadar çok sayıda böcek virüsü izole
edilmiĢ ve tanımlanmıĢtır. Sadece 800’dan fazla
bakülovirüs Arthropod’lardan izole edilmiĢtir (Murphy
ve ark. 1995). Bu virüsler temel biyolojik olayların
anlaĢılmasına yardımcı olan araĢtırmaların yapıldığı
önemli deney materyalleridir (Bilimoria 1991, Demir
2004). Ayrıca, böcek virüsleri tarım ve ormancılıkta
zararlı böceklerle mücadelede kullanılan önemli
biyolojik mücadele etmenleridir (Flexner ve Belnavis
2000, Harrison ve Bonning 2000, Sezen ve Demirbağ
2005). Böcek virüsleri uzun zamandan beri tıbbi,
ekonomik ve endüstriyel bakımdan önemli çeĢitli
proteinlerin üretildiği gen ekspresyon vektörleri olarak
Karadeniz Teknik Üniv., Fen-Edebiyat Fak., Biyoloji Bölümü-Trabzon
TARIM BĠLĠMLERĠ DERGĠSĠ 2008, Cilt 14, Sayı 2
194
biyoteknolojide kullanılmaktadır (King ve Possee 1992,
Demirbağ ve ark. 1998, Demir ve ark. 2000,
Beljelarskaya 2002). Ayrıca son yıllarda bu virüslerin
gen terapi vektörleri olarak memeli hücre sistemlerine
gen transferinde kullanılmalarına yönelik çalıĢmalar da
yoğunlaĢmıĢtır (Ghosh ve ark. 2002, Hu 2006).
Bu derleme eserde böcek virüslerinin temel
özellikleri hakkında genel bilgiler verildikten sonra
böcek virüslerinin biyoteknolojik önemleri üzerinde
durulacaktır.
Böcek virüslerinin genel özellikleri: Böcek
virüsleri Ģimdiye kadar böceklerden izole edilmiĢ en
küçük formlardır. Bir nükleik asit ve bunu çevreleyen
protein bir örtüye (kapsid) sahiptirler. Bazılarında da
nükleik asit ve kapsidi çevreleyen lipid bir zarf
mevcuttur. Bazı virüsler etraflarını çevreleyen protein
örtünün yanı sıra baĢka bir protein yapı içine de
gömülmüĢ olabilirler. Bu yapı inklüzyon cisimciği
olarak adlandırılır. Ġnklüzyon yapılar içerisine gömülü
halde olan virüsler gömülü virüsler (OV) olarak
adlandırılırlar. Ġnklüzyon yapılar Ģimdiye kadar sadece
Baculoviridae, Reoviridae ve Poxviridae gibi virüs
familyalarında tespit edilmiĢtir (Hunter-Fujita ve ark.
1998). Böceklerden izole edilen virüslerin, genom
özellikleri, kaydedildikleri konukçu takımları ve
konukçularının biyolojik dönemleri Çizelge 1’de
özetlenmiĢtir.
BaĢta
bakülovirüsler,
reovirüsler,
entomopoksvirüsler ve iridovirüsler olmak üzere
hemen hemen bütün böcek virüsleri biyoteknolojik
amaçla kullanılmaktadır (Nalçacıoğlu 2003, Demir
2004, Sezen 2004). Ancak, Ģu ana kadar en çok
çalıĢılan ve biyoteknolojik amaçla en yoğun
kullanılan böcek virüsleri bakülovirüslerdir (Possee
1997, Inceoğlu ve ark. 2001, Kost ve ark. 2005, Knipe
ve ark. 2007, URL3). Bu nedenle, konuların daha iyi
anlaĢılması için burada özellikle bakülovirüslerin
özelliklerinden ve biyoteknolojik kullanımlarından
bahsedilecektir.
Bakülovirüslerin
biyolojisi:
Bakülovirüsler,
25x250 nm büyüklükte ve 80-180 kbp kapalı
yuvarlak ve çift zincir, süpersarmal DNA ihtiva
ederler (Hayakawa ve ark. 2000, Herniou ve ark. 2001,
Theilmann ve ark. 2005). Virüs DNA'sı, hücre
zarı yapısına benzer ve karmaĢık yapıda olan bir zarf ile
çevrili nükleokapsid içerisine paketlenmiĢtir.
Ġntrasellüler virüsler, polihedra veya granula olarak
isimlendirilen protein yapısında inklüzyon yapılar
içerisine gömülürler. Baculoviridae familyası inklüzyon
yapıların Ģekline göre nükleopolihedrovirüs ve
granulozis virüs olmak üzere iki alt cinse ayrılır
(Slack ve Arif 2007). Bu gruplandırma morfolojik,
serolojik ve genetik bilgilere dayanılarak yapılmaktadır.
Çizelge 1. Böceklerden izole edilen virüslerin familyaları,
genom özellikleri ve tespit edildikleri konukçu
takımlar*
Virüs Familyaları
Genom Kaydedildiği
konukçu
takımlar
Baculoviridae: NPV ve dsDNA
GV
Iridoviridae: IV
dsDNA
Ascoviridae
dsDNA
Polydnaviridae
dsDNA
Parvoviridae: DNV
ssDNA
Birnaviridae
dsRNA
Caliciviridae
ssRNA
Nodaviridae
ssRNA
Picornaviridae
ssRNA
Rhabdoviridae
ssRNA
Coleoptera,
Diptera,
Hymenoptera,
Lepidoptera,
Neuroptera,
Siphonaptera,
Thysanura,
Trchoptera
Diptera,
Hymenoptera,
Lepidoptera
Coleoptera,
Diptera,
Hymenoptera,
Lepidoptera,
Orthoptera
Hemen hemen
tüm böcekler
ve diğer
omurgasız
familyaları
Lepidoptera
(sadece
Noctuidae
familyası)
Parazitik
Hymenoptera
Diptera,
Blattoidae,
Lepidoptera,
Odonata,
Orthoptera
Diptera
(sadece
Drosophila
cinsinde
kaydedilmiĢ)
Lepidoptera
(sadece
Noctuidae
familyası)
Diptera,
Coleoptera,
Lepidoptera
Diptera,
Lepidoptera,
Orthoptera ve
geniĢ böcek
familyaları
Diptera
Tetraviridae
ssRNA
Lepidoptera
Reoviridae: CPV
dsRNA
Entomopoxviridae: EPVdsDNA
*Çizelgenin
alınmıĢtır.
orijinali
Evans
ve
Shapiro
Genel
konukçu
dönemleri
Larva,
bazen
pupa veya
ergin
Larva
Larva,
pupa, ergin
Larva
Larva
Larva
Ergin
Larva,
pupa, ergin
Ergin
Larva
Larva,
ergin
Larva,
ergin
Ergin
(1997)’dan
DEMĠR, Ġ., R. NALÇACIOĞLU ve Z. DEMĠRBAĞ, “Böcek virüslerinin biyoteknolojik önemi”
Autographa
califonica
nükleopolihedrovirüsü
(AcNPV, Baculoviridae), ilk olarak yonca tırtılı
böceğinden izole edilmiĢ, nükleopolihedrovirüs cinsine
aittir ve en çok çalıĢılan örnek bir bakülovirüs
tipidir (Demirbağ 1993). Tip türü olması ve
bakülovirüslere ait özellikleri yansıtması nedeniyle,
bakülovirüslerin biyolojileri hakkındaki bilgiler, AcNPV
üzerinden verilmektedir. Nükleopolihedrovirüsler, 1-18
nükleokapsidin bir zarf içerisine gömülmesiyle oluĢur.
Daha sonra bu zarfa sahip virüsler (virionlar),
polihedrin (28 kDa) denilen tek bir proteinden oluĢan
kristal benzeri cisimler içerisine gömülürler. Bunlar
polihedral inklüzyon yapılar (PIB) olarak adlandırılır. PIB
içerisine gömülen virüslere gömülü virüsler (OV) adı
verilir. Virüse ait protein miktarının %90’ı polihedrin
proteini olmasına rağmen, bu protein virüsün hücrelerde
replikasyonu için gerekli değildir. O sadece virüs
partiküllerinin tabiat Ģartlarında korunmasını sağlayan
matriks oluĢumunda rol alır. Bu nedenle, polihedrin
proteinini
Ģifreleyen
polh
geni,
biyoteknolojik
uygulamalarda bakülovirüslerin etkili bir Ģekilde
kullanılmalarına imkan sağlamaktadır.
AcNPV'nin replikasyonu enfekte hücrelerin
nukleuslarında gerçekleĢir (Volkman ve Keddie 1990;
Demirbağ 1993; Mikhailov 2003, Slack ve Arif 2007).
ġekil 1’de de görüldüğü gibi bu iĢlem iki
aĢamada gerçekleĢir. Birinci aĢamada, nukleus
içerisinde nükleokapsidler oluĢur. Silindir Ģeklindeki
nükleokapsidler, kapsid denilen tüp benzeri yapı
içerisinde DNA'yı içerirler. Tüplerin iki ucunda taban
ve kapak denilen yapılar bulunur. Nukleusta oluĢan
nükleokapsidler sonra nukleus kanallarından geçerek
sitoplazmaya ulaĢır. Daha sonra hücre zarından
tomurcuklanma yöntemi ile zarf kazanarak hücreden
ayrılırlar (ġekil 1, H, I, J). Üretilen zarflı virüsler
(ekstrasellüler virüsler, BV) hücre kültüründe hücreler
arasında in vitro olarak enfeksiyonu taĢıma özelliğine
sahip, çomak Ģeklinde virüs formlarıdır (ġekil 1, J).
Ġkinci aĢamada ise nukleus içerisinde oluĢan
nükleokapsidlerin bir kısmı aynı yerde zarf kazandıktan
sonra küp Ģeklindeki protein yapılar içerisine gömülerek
polihedral inklüzyon yap (PIB)'ları oluĢtururlar.
AcNPV'ye ait PIB'lerin büyüklükleri 0.5-15 µm
arasındadır. Polihedrin proteininden oluĢan matriks,
PIB'nin genel morfolojisini oluĢturur. PIB'ler tabiatta
virüs enfeksiyonunun larvadan larvaya taĢınmasında rol
oynayan yapılardır.
Tabiatta, inklüzyon yapılar, besinler ile birlikte
beslenme yoluyla larvalar tarafından alınır.
Bu yapılar, yüksek alkali koĢullardan dolayı
ortabağırsakta çözülür ve içerisinde bulunan
virüs parçacıkları ortabağırsak lümenine salınır (ġekil 1,
A). Açığa çıkan virüs parçacıkları özel bir reseptör
tarafından
tanınır.
Bu
tanınma
sonucunda
195
virüs parçacıkları membran füzyonu yöntemiyle
ortabağırsağın tek tabakalı silindirik epitelyum
hücrelerine geçer (ġekil 1, B). Sitoplazmaya ulaĢan
nükleokapsidler,
F-aktin
fiberleri
vasıtasıyla
sitoplazmadan replikasyon bölgesi olan nukleusa
geçerler (ġekil 1, C). Virüs DNA'sı burada kapsid
örtüden ayrılır.
Bu iĢlem büyük ihtimalle, DNA
moleküllerine tutulu olan arginin bakımından zengin
bazik bir proteinin fosforilasyonu neticesinde
gerçekleĢir. Viral DNA replikasyonu ve transkripsiyon
iĢlemleri nukleusta gerçekleĢir (ġekil 1, D).
ġekil 1. Bakülovirüslerin replikasyon döngüsü. Konağın
ortabağırsağında PIB’ler parçalandıktan sonra
virionlar bağırsak hücrelerine saldırır (A, B). Viral
kapsid, sitoplazmadan nukleusa geçen viral
DNA’dan ayrılır (C). Virojenik stroma içerisinde
DNA replikasyonu meydana gelir (D) ve viral alt
yapılar sentezlenir.
Replikasyonun birinci
safhasında nükleokapsidler sitoplazmaya geçer ve
hücre zarından zarf kazanıp, tomurcuk virüsleri
oluĢturarak ayrılır (H, I, J). Ġkinci safhada ise,
nukleus içerisinde zarf kazanan virionlar virüs
tarafından üretilen polihedrin proteini içerisine
gömülerek PIB yapılarını oluĢtururlar (E, F). ġekil,
Strien (1997)’den alınmıĢtır.
196
Replikasyondan (enfeksiyondan 8 saat) sonra
nükleokapsid inĢaası gerçekleĢir. Bu iĢlem, yavru
virüslerin, enfekte olmuĢ ortabağırsak hücrelerinin
bazal kısmından hemolenf içerisine salınması ile
sonuçlanır. Daha sonra, ekstrasellüler virüs (ECV)
parçacıkları, reseptör bağımlı endositozis yoluyla
hemositler, bağ dokusu hücreleri, yağ dokusu, trakeal
elementler, kas hücreleri ve Malpighi tüpleri gibi
hemolenfe dönük olan hücreleri enfekte ederler. Yeni
enfekte olan hücrelerde, virüs parçacıkları endozomlar
içerisine geçerler. Endozom içerisindeki düĢük pH,
ECV zarfında mevcut olan glikoproteini (gp64'ü)
harekete geçirir. Bu glikoprotein, membran füzyonunu
katalizleyerek nükleokapsidlerin sitoplazmaya geçiĢini
sağlar. Bundan sonra salınan nükleokapsidler, hücre
kültüründe yeni bir replikasyon iĢlemini baĢlatırlar.
Replikasyon
iĢleminin
ikinci
basamağında
(enfeksiyondan 12 saat sonra), virüs parçacıkları artık
hemolenf içerisine salınmaz. Bunun yerine virüsler,
primer ve sekonder olarak enfekte olmuĢ hücrelerin
nukleuslarında yeni yapılan polihedralar içerisine
gömülürler (ġekil 1, E, F). Sonuç olarak, larva polihedra
ile dolar, virüs tarafından sentezlenen kitinaz ve
katepsinaz etkilerine yenik düĢen larva ölür (Slack ve
8
9
ark. 1995), böylece çok sayıda PIB (10 -10 /larva)
çevreye salınmıĢ olur. Ġnklüzyon yapılar, mevsimsel
beslenme döngülerine sahip böcek populasyonlarında
virüs devamlılığında önemli bir rol oynar (Jaques 1985).
Böcek
virüslerinin
biyolojik
mücadele
materyali olarak kullanılmaları: Böcekler ve larvaları
ziraat ve ormancılıkta büyük kayıplara yol açmaktadır.
Böceklerin bu zararlı etkilerini azaltmak veya
ortadan kaldırmak için uzun yıllardan beri kimyasal
insektisidler kullanılmaktadır. Bu kimyasal insektisitler
sadece zararlı böceklere değil, aynı zamanda zararsız
ve hatta faydalı böcek ve organizmalara da zarar
vermektedir.
"Ġdeal"
insektisitler
hakkındaki
düĢünceler
1970’lerden sonra iki sebepten dolayı değiĢmiĢtir.
Birincisi, çok sayıda zararlı böceğin kimyasal
insektisitlere karĢı direnç kazandığının gösterilmesidir.
Bu
direnç,
daha
fazla
miktarlarda
pestisit
uygulamalarına veya yeni ve farklı özelliklerde pestisitlerin
geliĢtirilmesine neden olmuĢtur. Ġkincisi ise bazı kimyasal
insektisitlerin çok uzun süre tabiatta kalmalarıdır. Bu
da su ve toprağın kirlenmesine neden olmaktadır.
Böylece, kimyasal insektisitler uygulandığı sahada çok
uzun süre kalmaları ve yüksek organizasyonlu canlıların
besin zincirine girmeleri sebebiyle insan sağlığını tehdit
etmektedir. Kimyasal pestisitlerin olumsuz etkileri,
biyolojik olarak güvenilir alternatiflerin araĢtırılmasına
sebep olmuĢtur. Biyolojik mücadele, zararlı böceklere
karĢı predatör veya parazit, bakteri, virüs, fungus,
nematod ve protozoonların veya bunların çeĢitli
ürünlerinin kullanılmasıyla yapılmaktadır (Fuxa 1998;
Katı 2003; Fuxa 2004). Bu böcek patojenleri arasında
TARIM BĠLĠMLERĠ DERGĠSĠ 2008, Cilt 14, Sayı 2
virüsler, sahip oldukları avantajlardan dolayı biyolojik
mücadelede kullanılma yoğunlukları bakımından öne
çıkmaktadır (Hunter-Fujita ve ark. 1998).
Virüsler arasında mikrobiyal mücadele etmeni
olarak en çok bakülovirüsler tercih edilmektedir
(Orlovskaya 1998; Fuxa ve ark. 2002; Toprak ve ark.
2005). Bu kadar çok ilgi görmelerinin nedenleri Ģu
Ģekilde sıralanabilir:
Bakülovirüsler çok spesifiktir.
Sadece belirli böcek gruplarını enfekte ederler. ġimdiye
kadar, bakülovirüslere karĢı herhangi bir dirençe
rastlanılmamıĢtır. Bu virüslerin moleküler genetikleri
detaylı bir Ģekilde çalıĢılmıĢtır (Herniou ve ark. 2001).
Ayrıca, bu çalıĢmalar, bakülovirüslerin genomlarının
değiĢtirilmesine, yabancı genlerin ekspresyonlarına ve
insektisidal özelliklerinin geliĢtirilmesine imkan vermiĢtir.
Tabiatta bakülovirüsler, duyarlı böcek populasyonlarında
sayısal olarak azalmalara sebep olur. Bu virüslerin bir
biyolojik mücadele materyali olarak kullanılabileceği ilk
olarak 1911'de Reiff tarafından tavsiye edilmiĢtir.
Bugün bakülovirüsler, zararlı böceklerle mücadelede
doğal mikrobiyal mücadele etmenleri olarak kabul
edilmektedir (Hunter-Fujita ve ark. 1998). Bu amaçla
kullanılmakta olan bakülovirüsler Çizelge 2’de
gösterilmektedir.
Yukarıda açıklandığı gibi, bakülovirüsler zararlı
böceklerin biyolojik mücadelesinde kullanılabilecek
mükemmel materyallerdir (McIntosh ve Grasela,
1994). Bu virüslerin geniĢ çapta kullanımlarını
sınırlayan bazı sebepler vardır. Bunların biri,
fonksiyonlarını yavaĢ olarak yerine getirmeleridir. Diğer
önemli bir sebep ise enfeksiyon yapma kapasitelerinin
düĢük olması ve konukçu spektrumlarının dar olmasıdır.
ÇeĢitli genetik mühendisliği yöntemlerinin uygulanmasıyla,
bakülovirüslerin enfeksiyonunun kısa süre içerisinde
meydana gelebilmesi, insektisidal etkilerinin geliĢtirilmesi
ve konukçu spektrumunun geniĢletilmesi mümkün
olmuĢtur. Kısa sürede ölüm, az sayıda virüs üretimine
yol açmaktadır. Bu nedenle, kısa sürede öldüren bir
virüs, dezavantaj olarak düĢünülebilir. Bakülovirüs
ekspresyon vektör teknolojisi sayesinde, AcNPV'nin
öldürme kapasitesi, böcekler için spesifik toksinler
(örneğin Bacillus thuringiensis toksini), hormonlar ve
hormonları ayarlayan enzimleri kodlayan gen veya
genlerin
virüs
genomuna
dahil
edilmesiyle
geliĢtirmektedir (McCutchen ve ark. 1991; O’Reilly ve
Miller, 1991). Stewart ve arkadaĢları (1991), kuzey
Afrika akrebi (Androctonus australis)’nin genomundan
böcekler için nörotoksik bir protein kodlayan geni ihtiva
eden bir rekombinant AcNPV oluĢturmuĢtur. Son
zamanlarda yapılan çalıĢmalarla virüsün dokudan
dokuya hareketinin, böcek ortabağırsağının primer
enfeksiyonu ile baĢladığı, daha sonra solunum
sisteminin virüsün ana güzergahı olduğu tespit
edilmiĢtir.
Böylece,
enfeksiyon
hedefinin
değiĢtirilmesiyle virüsün etkisinin kısa sürede oluĢması
sağlanabilmektedir.
DEMĠR, Ġ., R. NALÇACIOĞLU ve Z. DEMĠRBAĞ, “Böcek virüslerinin biyoteknolojik önemi”
Çizelge 2. Biyolojik mücadele amacıyla kullanılan bazı
Bakülovirüsler
Kullanılan virüs
Granulozis virüs (GV)’ler
Cydia pomonella GV
Zararlı
böcekler
Ürün
Meyve kurtları
Elma,
armut,
ceviz vs.
Mısır,
marul, kök
ürünler,
pamuk vs.
Agrotis segetum GV
Bozkurt
Nükleopolihedrovirüs
(NPV)’ler
Agrotis segetum NPV
Bozkurt
Mamestra brassicae NPV
Lahana kurdu,
YeĢil kurt,
Amerikan
kozalak kurdu,
Patates tümör
kurdu
Spodoptera littoralis NPV
Pamuk yaprak
kurdu
Helicoverpa (Heliothis)
armigera NPV
YeĢil kurt
Spodoptera exigua NPV
Pancar kurdu
Anagrapha falcifera NPV
Kereviz kurdu
Autographa californica NPV Yonca tırtılı
Orgyia psuedotsugata NPV
Kırmızımtrak
sarı çalı
antenli yaprak
arısı
Çalı güvesi
Lymantria dispar NPV
Kırtırtılı
Neodiprion setifer NPV
Mısır,
marul, kök
ürünler
vs.
Lahana,
domates,
bezelye,
Ģeker
pancarı,
pamuk,
sebzeler
vs.
Pamuk,
tütün,
muz,
mısır,
domates
Pamuk,
tütün,
ayçiçeği,
nohut,
fasülye,
sebzeler
vs.
Sebzeler,
sera
bitkileri
Sebzeler
Yonca,
yulaf vs.
Çam
ağacı
ürünleri
Orman
ürünleri,
kereste
Orman
ürünleri,
kereste
Bakülovirüslerin konukçu spektrumlarının dar
olması, bunların kullanımını ekonomik açıdan önemli
ölçüde etkilemektedir. Maliyetinin düĢürülmesi için
aynı virüsün birden fazla zararlı böcek için kullanılması
arzu edilmektedir. Virüsün konukçu spektrumunun
geniĢletilmesi, rekombinant tekniklerin kullanılmasıyla
mümkün olmaktadır. Bunun için çeĢitli zararlı böcekler
için seçici toksik olan viral genler bakülovirüslere
197
aktarılarak rekombinant bakülovirüsler inĢa edilmektedir
(Maeda ve ark. 1993). Bu nedenle, bakülovirüslerin çeĢitli
konukçular içerisindeki seçiciliğini belirleyen moleküler
mekanizmaların
tespit
edilmesi
gerekmektedir.
Bakülovirüslere ait ve böcekler için toksik olan çeĢitli
genler bitkilere aktarılarak bunlarda ekspresyonları
sağlanmaktadır. Bu sayede, zararlılara karĢı dirençli
transjenik bitkilerin elde edilmesi mümkündür. Bu
konuda yapılan çalıĢmalar neticesinde, Bacillus
thuringiensis'e ait böcekler için toksik çeĢitli genlerin
aktarılmasıyla, transgenik mısır ve tütün bitkileri
geliĢtirilmiĢtir (Holzman 1995, Jin ve ark. 2003).
Günümüzde, bu bitkiler, Amerika ve Avrupa'da baĢarılı
bir Ģekilde üretilmektedir.
Böcek virüslerinin gen ekspresyon vektörü
olarak kullanılmaları: Tıbbi, endüstriyel ve zirai
bakımdan önemli olan çeĢitli viral, bakteriyal, bitkisel
ve hayvansal proteinlerin, değiĢik özelliklerdeki
ekspresyon vektörleri aracılığı ile sentezlenmeleri
biyoteknolojide
büyük
önem
arzetmektedir.
DNA’larından
önemli
proteinlerin
üretilmesinde
ekspresyon vektörü olarak yararlanılmalarından dolayı
böcek virüsleri son zamanlarda biyoteknolojide yeni bir
dönem baĢlatmıĢtır. Ġlaç, toksin ve besin maddesi gibi
çeĢitli ürünleri kodlayan ilgili yabancı genler, özellikle
hücre kültüründe bakülovirüslerin replikasyonu için
zorunlu olmayan viral genler yerine klonlanarak,
oldukça fazla miktarda üretilmektedirler (Luckow ve
Summers 1988, Summers 2006, Yin ve ark. 2007).
Diğer vektörlere göre bakülovirüs ekspresyon
vektör sisteminin (BEVS) sahip olduğu üstünlükler ve
avantajlar, bunları biyoteknolojinin önemli bir çalıĢma
sahası haline getirmiĢtir.
Pek çok bilim adamı
tarafından
halen
devam
ettirilmekte
olan,
bakülovirüslerin daha etkili bir ekspresyon vektörü
haline getirilme ve virüs replikasyonunun moleküler
mekanizmalarının anlaĢılması çalıĢmaları, bunların
gelecekte biyoteknolojinin daha da önemli bir materyali
olmalarına yardımcı olacaktır.
Bakülovirüslerin ekspresyon vektör sistemi olarak
kullanılmasının en önemli üstünlüğü, polihedrin ve pl0
proteinlerini kodlayan genlerden (polh ve p10)
gelmektedir. Bu proteinler, enfekte olmuĢ hücrelerde
virüs replikasyon siklusunun en geç safhasında fazla
miktarda üretilir. Doğada konukçular arasında virüs
partiküllerini koruyan inklüzyon yapıların oluĢumunda
veya
virüs
partiküllerinin
polihedrin
içerisine
paketlenmesinde polihedrin proteinine ihtiyaç duyulur.
Polihedraya, böceklerin ağız yoluyla enfeksiyonunda
ihtiyaç duyulmasına rağmen, hücre kültüründeki virüs
replikasyonunda ihtiyaç duyulmaz. Bu nedenle, bu
genlerin kodlayan bölgeleri çıkarılıp, yerlerine arzu
edilen yabancı genler yerleĢtirilerek bakülovirüs
ekspresyon vektör sistemleri geliĢtirilmekte ve bu
vektörler çeĢitli yabancı genlerin geniĢ miktarda ifade
edilmesinde kullanılmaktadır.
198
Bakülovirüslerin ekspresyon vektör sistemi
(BEVS) olarak kullanılmalarına ait ilk çalıĢmalar, Smith
ve arkadaĢları (1983) ve Pennock ve arkadaĢları
(1984)
tarafından,
Autographa
californica
nükleopolihedrovirüs
kullanılarak
Spodoptera
frugiperda
hücrelerinde
β-interferon’u
ve
βgalaktozidaz’ı
üretmeleriyle
ilgili
yapılan
araĢtırmalardır. Sonraki yıllarda BEVS’i kullanılarak
tıbbi, ekonomik ve endüstriyel öneme sahip viral,
fungal, bakteriyal, bitkisel ve hayvansal orjinli çeĢitli
rekombinant proteinler bol miktarda üretilmiĢtir.
Günümüzde ise özellikle tıbbi alanda yapılan
çalıĢmalarla çeĢitli hastalıklara karĢı yeni antijenler,
büyüme faktörleri ve kinazlar üretilip, yaygın olarak
kullanılmaktadırlar (Vlak ve Keus 1990). GeliĢtirilen
yeni ilaçlarla birlikte yeni tedavi yöntemleri de ortaya
çıkarılmıĢtır. Bunların sonucunda, baĢta rekombinant
ve sentetik olmak üzere birçok yeni aĢı bulunmuĢtur.
Yine bu alanda yapılan çalıĢmalar sayesinde
immünoglobulinler, insülin, interferon ve interlökin gibi
proteinler de bol miktarda üretilmiĢtir (Hasemonn ve
Capra 1990). Endüstriyel öneme sahip çeĢitli bitkisel
proteinler
de
bu
sistemde
yaygın
olarak
sentezlenmektedir. Ayrıca, zirai mücadelede zararlı
böceklere karĢı etkili olan bazı toksik özelliğe sahip
proteinler de BEVS’de üretilerek zirai mücadele
çalıĢmalarında kullanılmaktadır (Martens ve ark. 1990).
TARIM BĠLĠMLERĠ DERGĠSĠ 2008, Cilt 14, Sayı 2
saflaĢtırmasına tabi tutulur. Saf rekombinant virüsler
ilgili proteini üretmek için kullanılır.
Tüm rekombinant proteinler için ideal bir gen ifade
sistemi henüz geliĢtirilememiĢtir. Gen ifadesinde
kullanılan bakteriyal, plazmid, faj, viral ve YAC
vektörlerinin her biri, rekombinant protein yapısına ve
onun kullanılıĢ özelliğine uygunluk gösterir. BEVS
diğerlerine göre birçok avantaja sahiptir.
Bunlar, BEVS’inin protein üretimi için ökaryotik bir
ortam olması, sistemde çeĢitli virüs gen ürünlerinin
kullanılabilmesi, sistemin güçlü gen promotorlerine
sahip olması, sistemde temporal faktörlerin olması,
olgunlaĢmamıĢ genlerin (örneğin, cDNA’lar) yüksek
oranda
ifade
edilmesi,
büyük
genlerin
ekspresyonlarının
yapılabilmesi,
gen
ifadesinin
27°C’de meydana gelebilmesi, teknoloji basitliği,
sistemin güvenilir olması ve bol miktarda üretimin
yapılabilmesidir.
Virüs genomuna yabancı genlerin yerleştirilme
prensipleri: Bakülovirüs genomlarının büyük (80-180
kbp) olmasından dolayı, yabancı DNA’ların bakülovirüs
genomuna yerleĢtirilmesi için bakteri veya maya
vektörlerine benzer bir tarzda, restriksiyon enzimleri ve
DNA ligaz kullanılarak, direkt olarak çalıĢmada
güçlükler vardır. Polh genini oluĢturan virüs genomu
bölgeleri,
bakteriyal
plazmide
yerleĢtirilerek
Escherichia coli’de veya polimeraz zincir reaksiyonuyla
(PCR) çoğaltılır. Daha sonra, polh geni restriksiyon
enzimleri ve ekzonükleazlar kullanılarak elde edilir.
Promotorün hemen aĢağısında sadece bir restriksiyon
enzimi
yeri
oluĢturulması,
yabancı
DNA’nın
yerleĢtirilmesini kolaylaĢtırır. OluĢturulan bu son
plazmid transfer vektörü veya rekombinasyon vektörü
olarak adlandırılır ve çeĢitli Ģekillerde düzenlenir.
Böylece, transfer vektörü polh genine ait kodlayan
bölgeden mahrum fakat, rekombinasyon için gerekli
olan askı bölgelerine sahip ve iĢaret geni taĢıyan bir
plazmiddir.
ġekil 2’de, ilgili bir ekzogen proteini ifade etmekte
olan rekombinant bakülovirüslerin üretimi, seçimi ve
izolasyonu Ģematik olarak gösterilmektedir. Öncelikle,
uygun promotor-okuma zinciri-askı bölgelerini taĢıyan
bir transfer vektörü, kültür edilmiĢ böcek hücrelerine ya
yabani tip virüs enfeksiyonu sonrası ya da yabani tip
virüs DNA’sıyla birlikte transfer edilir. Bu enfeksiyonun
ürünlerinden rekombinant virüsler seçilir ve plak
ġekil 2. Bakülovirüs ekspresyon vektör sistemini kullanarak
rekombinant gen ifadesi
DEMĠR, Ġ., R. NALÇACIOĞLU ve Z. DEMĠRBAĞ, “Böcek virüslerinin biyoteknolojik önemi”
Böcek virüslerinin gen terapi vektörü olarak
kullanılmaları: Gen terapisi, hastalıkların oluĢmasına
sebep olan kusurlu genleri düzeltmek için son
zamanlarda geliĢtirilen önemli
bir
yöntemdir.
AraĢtırıcılar bu amaçla çeĢitli yaklaĢımlardan
faydalanmaktadır.
Bunlardan en sık kullanılanı,
fonksiyonel olmayan genler çıkarılıp, genomda spesifik
olmayan bir yere fonksiyonel genlerin sokulmasıdır.
Bir baĢka yöntemde kusurlu genler homolog
rekombinasyonla normal gen ile değiĢtirilebilirler.
Diğer bir yöntemde ise normal gen bu genin iĢlevinin
geri dönmesini sağlayan geri mutasyon ile tamir
edilebilir. Ayrıca, belli genlerin regülasyonu uyarılabilir.
Günümüzde, gen terapisi için böcek virüslerinin
kullanılmasına yönelik çalıĢmalar istenen düzeyde
olmamasına rağmen, bazı önemli çalıĢmalar
mevcuttur.
Bu çalıĢmalarda gen terapisinde
bakülovirüslerin kullanımının diğer gen terapisi
yöntemlerine göre avantajları açıkça sergilenmiĢtir
(Hofmann ve ark. 1995; Boyce ve Bucher 1996; Ghosh
2002; Kost ve Condrey 2005; Van Oers 2006).
Bunların böcek kaynaklı olmaları, insan bağıĢıklık
sistemine cevap oluĢturmamaları ve insanlarda patojen
olmamaları gibi özellikleri bu virüslerin gen terapisinde
kullanılma nedenlerini artırmaktadır.
Ayrıca,
vektörlerde rekombinatların seçimine imkan veren
iĢaret genleri, çermeleri, yapay kromozomlar gibi
büyük DNA’ların aktarılabilmelerine imkan sağlamaları,
çok yüksek verimlilikte rekombinasyon oluĢturma
kapasitelerine sahip olmaları, serumsuz ortamlarda
üretilebilmeleri gibi özellikler bakülovirüsleri önemli gen
terapi vektörü haline getirmiĢtir. Hatta bu özellikler
diğer böcek virüslerinde de bulunabilir. Ancak, böcek
virüsleriyle yapılan gen terapisi çalıĢmaları günümüzde
bakülovirüslerle sınırlı olup, diğer böcek virüsleri bu
anlamda henüz çalıĢılmamıĢtır. Bakülovirüslerin bu
alandaki çalıĢılma avantajları, diğer böcek virüslerinin
de etkili bir Ģekilde gen terapisinde kullanılabileceği
yönündeki görüĢleri güçlendirmektedir. Bu nedenle,
diğer böcek virüslerinin gen terapisi çalıĢmalarında
kullanılması yönünde detaylı çalıĢmalara ihtiyaç vardır.
Sonuç
Yukarıda da belirtildiği gibi, böcek virüsleri son
yıllarda zirai mücadele, moleküler biyoloji, gen
ekspresyonu ve gen terapisi alanlarında tüm dünyanın
ilgisini çeken, bilimsel çalıĢma materyalleri haline
gelmiĢlerdir. Bu virüslerin, sadece bir alanda değil, çok
yönlü olarak insanlığa hizmet etmekte oldukları
görülmektedir.
Ġnsanlık belki de bu virüslerden
yararlanmanın henüz baĢlarındadır. Moleküler genetik
ve biyoteknoloji alanlarındaki baĢ döndürücü bir hızla
meydana gelen geliĢmeler, böcek virüslerini gelecekte
çok daha popüler hale getirecek ve çok daha etkin bir
Ģekilde insanoğlunun hizmetine sunacaktır.
199
Kaynaklar
Beljelarskaya, S.H. 2002. A baculovirus expression system
for insect cells. Mol. Biol. 36: 281-292.
Bilimoria, S.L. 1991. The biolology of nuclear polyhedrosis
viruses. s: 1-72. Editör: K.Edouard. Viruses of
Invertebrates. Marcel Dekker, 360 sayfa, New York.
Boucias, D.G. ve J. Pendland. 1998. Principles of Insect
Pathology. Kluwer Academic Publishers, 537 sayfa,
Boston.
Boyce, F. ve N. Bucher. 1996. Baculovirus-mediated gene
transfer into mammalian cells. Proc. Natnl. Acad. Sci.
93: 2348-2352.
Charles, J.F., A. Delecluse ve C. Nielsen-LeRoux. 2000.
Entomopathogenic Bacteria: From Laboratory to Field
Application. Kluwer Academic Publishers, 522 sayfa,
Dordrecht.
Demir, Ġ. 2004. Hyphantria cunea Nükleopolihedrovirüs’ünün
Spodoptera frugiperda ve Lymantria dispar Hücre
Kültürlerinde
Replikasyonunun
KarĢılaĢtırılması.
Doktora tezi. K.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji
Anabilim Dalı, Trabzon.
Demir, Ġ., R. Nalçacıoğlu, Z. Demirbağ, A.O. Kılıç ve
A.O.Beldüz. 2000. Expression of cryIVA and cryIVD
genes of Bacillus thuringiensis in baculovirus expression
system.
Insect Pathogens and Insect Parasitic
Nematodes, IOBC WPRS Bull. 23: 267-274.
Demirbağ, Z. 1993. Comperative Replication of Autographa
californica Nuclear Polyhedrosis Virus in Abortive and
Productive Infections of Insect Cell Lines. Doktora Tezi.
Graduat Faculty of Texas Tech University, Texas.
Demirbağ, Z., A.O. Beldüz ve Ġ. Demir. 1998.
Baculovirus’lerin
ekspresyon
vektörü
olarak
Biyoteknolojide kullanılması. Tr. J. of Biology. 21: 63-70.
Evans, H. ve M. Shapiro. 1997. Viruses. s: 19-53. Editör:
L.A. Lacey. Manual of Techniques in Insect Pathology.
Academic Press, 408 sayfa, San Diago.
Flexner, J.L. ve D.L. Belnavis. 2000. Microbial Insecticides. s:
35-62.
Editörler: J.E. Rechcigl ve N.A. Rechcigl.
Biological and Biotechnological Control of Insect Pest.
Lewis Publishers, 392 sayfa, Boca Raton.
Fuxa, J.R. 1998. Enviranmental manipulation for microbial
control of insects. s: 255-268. Editör: P. Barbosa.
Conservation Biological Control. Academic Press, 396
sayfa, San Diago.
Fuxa, J.R. 2004. Ecology of insect nucleopolyhedroviruses.
Agric. Ecosys. Environ. 103: 27-43.
Fuxa, J.R., A.R. Richter, A.O. Ameen ve B.D. Hammock.
2002.
Vertical transmission of TnSNPV, TnCPV,
AcMNPV and possibly recombinant NPV in Trichoplusia
ni. J. Invertr. Pathol. 79: 44-50.
Ghosh, S., M.K. Parvez, K. Banerjee, S.K. Sarin ve S.E.
Hasnain. 2002.
Baculoviruses as mammalian cell
expression vector for gene therapy: An emerging
strategy. Molec. Ther. 6: 5-11.
Harrison, R.L. ve B.C. Bonning. 2000. Genetic engineering of
biocontrol agents for insects. s: 243-280. Editörler: J.E.
Rechcigl ve N.A. Rechcigl.
Biological and
Biotechnological Control of Insect Pest.
Lewis
Publishers, Boca Raton.
Hasemonn, C.A. ve J.D. Capra. 1990. High-level production
of a functional immunoglobulin heterodimer in a
baculovirus expression system. Proc. Natl. Acad. Sci.
87: 3942-3946.
200
Hayakawa, T., G.F. Rohrmann ve Y. Hashimoto 2000.
Patterns of genome organization and content in
lepidopteran baculovirus. Virology. 278: 1-12.
Herniou, E.A., T. Luque, X. Chen, J.M. Vlak, D. Winstanley,
J.S. Cory ve D.R. O’Reilly. 2001. Use of whole genome
sequence data to infer baculovirus phylogeny. J. Virol.
75: 8117-8126.
Hofmann, C, V. Sandig, G. Jennings, M. Rudolph, P. Schlag
ve M. Strauss. 1995. Efficient gene transfer into human
hepatocytes by baculovirus vectors. Proc. Natnl. Acad.
Sci. 92: 10099-10103.
Holzman, D. 1995. Licenses but restricts transgenic corn.
ASM News. 61(11): 568-570.
Hu, Y.C. 2006. Baculovirus vectors for gene therapy. Adv.
Virus Res. 68: 287-320.
Hunter-Fujita, F.R., P.F. Entwistle, H.F. Evans ve N.E. Crook.
1998. Insect Viruses and Pest Management. John
Wiley & Sons, Chiehester.
Inceoğlu, A.B., S.G. Komita, A.C. Hinton, Q. Huang, T.F.
Severson, K. Kang ve B.D. Hammock. 2001.
Recombinant baculoviruses for insect control. Pest
Man. Sci, 57: 981-987.
Jaques, R.P. 1985. Stability of entomopathogenic viruses in
the environment. s: 285-360. Editörler: K. Maramorosch
ve K.E. Sherman. Viral Insecticides for Biological
Control. Academic Press, New York.
Jin, H.C, Y.C. Jae, R.J. Byung, Y.R. Jong, J.A. Olszewski,
J.S. Sook, D.R. O'Reilly ve H.J. Yeon, 2003. An
improved baculovirus insecticide producing occlusion
bodies that contain Bacillus thuringiensis insect toxin. J.
Invertebr. Pathol. 84: 30-37.
Katı, H. 2003. Doğal ortamlardan izole edilen Bacillus
thuringiensis’lerin karakterizasyonu ve insektisidal
özelliklerinin belirlenmesi. Doktora tezi. K.T.Ü. Fen
Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Anabilim Dalı, Trabzon.
King, L.A. ve R.D. Possee. 1992.
The Baculovirus
Expression System. Chapman and Hall, 230 sayfa,
London.
Knipe, D.M., P.M. Howley, D.E. Griffin, R.A. Lamb, M.A.
Martin, B. Roizman ve S.E. Straus. 2007. Fields
Virology (5 Edition). Lippincott Williams & Wilkins, 3177
sayfa, Philadelphia.
Kost, T.A., J.P. Condreay ve D.L. Jarvis. 2005. Baculovirus
as versatile vectors for protein expression in insect and
mammalian cells. Nat. Biotechnol. 23(5): 567-575.
Luckow, V.A. ve M.D. Summers. 1988. Trends in the
development of baculovirus expression vectors.
Bio/Tech. 6: 47-55.
Maeda, S., S.G. Kamita ve A. Kondo. 1993. Host range
expansion
of
Autographa
californica
nuclear
polyhedrosis virus (NPV) following recombination of a
0.6-kilobase-pair DNA fragment originating from Bombyx
mori NPV. J. Virol. 67(10): 6234-8.
Martens, J.W.M., G. Honee, D. Zuidema, J.W.M. van Lent, B.
Visser ve J.M. Vlak. 1990. Insecticidal activity of a
bacterial crystal protein expressed by a recombinant
baculovirus in insect cells. Appl. Environ. Microbial. 56:
2764-2770.
McCutchen, B.F., P.V. Choudaryb, R. Crenshaw, D. Maddox,
N. Kamita, N. Palekar, S. Volrath, E. Fowler, B.D.
Hammock ve S. Maeda. 1991.
Development of
recombinant baculovirus expressing an insect-selective
neurotoxin: Potential for pest control, Bio/Tech. 9: 848852.
TARIM BĠLĠMLERĠ DERGĠSĠ 2008, Cilt 14, Sayı 2
McIntosh, A.H. ve J.J. Grasela. 1994.
Specifity of
baculoviruses. s: 57-69. Editörler: K. Maramorosch ve
A.H. McIntosh. Insect Cell Biotechnology. CRC Press,
Boca Raton.
Mikhailov, V.S. 2003.
Replication of the baculoviruses
genome. Mol. Biol. 37: 250-259.
Miller, L.K. ve L.A. Ball. 1998. The Insect Viruses. Plenum
Press, 413 sayfa, New York.
Murphy, F.A, C.M. Fauquet, D.H.L. Bishop, S.A. Ghabrial,
A.W. Jarvis, G.P. Martelli, M.A. Mayo ve M. D.
Summers. 1995. Virus Taxonomy: The Classification
and Nomenclature of Viruses. Sixth Report of the
International Committee on Taxonomy of Viruses.
Springer-Verlag. Wien.
Nalçacıoğlu, R. 2003. Chile iridescent virüs’ün Bombyx mori
hücre kültüründe replikasyonu ve DNA pol ile mcp
genlerinin transkripsiyonal analizi. Doktora tezi. K.T.Ü.
Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Anabilim Dalı, Trabzon.
O’Reilly, D.R. ve L.K. Miller. 1991. Improvement of a
baculovirus pesticide by delection of the egt gene.
Bio/Tech. 9: 1086-1089.
Orlovskaya, E.V. 1998. The theoretical basis for using
baculoviruses to control forest pests. s: 206-212.
Proceeding:
Population Dynamics, Impact and
Integrated Management of Forest Defoliating Insects.
USDA Forest Serive General Technical Report NE-247.
Pennock, G.D., C. Shoemaker ve L.K. Miller. 1984. Strong
and regulated expression of Escherichia coli betagalactosidase in insect cells with a baculovirus vector.
Mol. Cell. Biol. 4(3): 399-406.
Possee, R.D. 1997. Baculoviruses as expression vectors.
Curr. Opin. Biotechnol. 8: 569-572.
Reiff, W. 1911. The Wilt Disease, or Flacherie, of the Gypsy
Moth. Contr Ent Lab Bussey Inst Harv, No. 36.
Sezen, K. 2004. Coleoptera takımına ait fındık zararlılarında
virüs tespiti ve biyolojik mücadelede kullanım potansiyeli.
Doktora tezi. K.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji
Anabilim Dalı, Trabzon.
Sezen, K. ve Z. Demirbağ. 2005. Entomopoksvirüsler ve
biyolojik kontrol. T. Parazitol. Derg., 29(4): 280-286.
Slack, J. ve B.M. Arif. 2007. The baculoviruses occlusionderived virus: Virion structure and function. Adv. Virus
Res., 69: 99-165.
Slack, J.M., J. Kuzio ve P. Faulkner. 1995. Characterization
of v-cath, a cathepsin L-like proteinase expression by
the baculovirus AcNPV. J. Gen. Virol. 76: 1091-1098.
Smith, G.E., M.D. Summers ve M.J. Fraser. 1983. Production
of human beta interferon in insect cells infected with a
baculovirus expression vector. Mol. Cell. Biol. 3(12):
2156-2165.
Stewart, L.M.D., M. Hirst, M.L. Ferber, A.T. Merryweather,
P.L. Cayley ve R.D. Possee. 1991. Construction of an
improved baculovirus insecticide containing an insectspecific toxin gene. Nature, 352: 85-88.
Strien, van, E.A. 1997. Characterization of the Spodoptera
exigue baculovirus genome: strucural and functional
analysis of a 20 kb fragment.
PhD. Thesis.
Wageningen Agricultural University, Wageningen, The
Netherlands.
Summers, M. D. 2006. Milestones leading to the genetic
engineering of baculoviruses as expression vector
system and viral pesticides. Adv. Virus Res. 68: 3-73.
DEMĠR, Ġ., R. NALÇACIOĞLU ve Z. DEMĠRBAĞ, “Böcek virüslerinin biyoteknolojik önemi”
Tanada, Y. ve H.K. Kaya. 1993. Insect Pathology. Academic
Press, San Diego.
Theilmann, D.A., G.W. Blissard, B. Bonning, J.A. Jehle, D.R.
O’Reilly, G.F. Rohrmann, S. Thiem ve J.M. Vlak. 2005.
Baculoviridae, s: 177-185. Eighth report of the
international committee on taxonomy of viruses.
Academi Press, San Diago.
Toprak, U., ġ. Bayram ve M.O. Gürkan, 2005. Gross
pathology of SpliNPVs and alterations in Spodoptera
littoralis Biosd. (Lepidoptera: Noctuidae) morphology
due to baculoviral. Tarım Bil. Der. 11(1): 65-71.
URL1:http://tr.wikipedia.org./wiki/B%C3%B6cek (Ocak 2008).
URL2:http://www.thecanadianencyclopedia.com/index.cfm?P
gNm=TCE&Params=A1ARTA0004013 (Ocak 2008).
URL3:http://www.dpw.wageningenur.nl/viro/research/baculo%20biology%20and%20biotec
hnology.html (Haziran 2007).
Van Oers M. M. 2006. Vaccines for viral and parasitic
diseases produced with baculovirus vectors. Adv. Virus
Res. 68: 193-253.
201
Vlak, J.M. ve F.J.A. Keus. 1990. Baculovirus expression
vector system for production of viral vaccines. s: 91-128.
Viral Vaccines, Advances in Biotechnological Processes.
Whiley-Liss, New York.
Volkman, L.E. ve B.A. Keddie. 1990. Nuclear polyhedrosis
virus pathogenesis. Seminers in Virol. 1: 249-256.
Yin, J., G. Li, X. Ren, G. Herler. 2007. Select what you need:
a comparative evaluation of the advantages and
limitations of frequently used expression systems for
foreign genes. J. Biotech., 127: 335-347.
İletişim Adresi:
Yrd.Doç.Dr.Ġsmail DEMĠR
Karadeniz Teknik Üniversitesi
Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü-Trabzon
E-posta: idemir@ktu.edu.tr