EGE AKADEMİK BAKIŞ / EGE ACADEMIC REVIEW
Cilt: 15 • Sayı: 2 • Nisan 2015
ss. 207-216
Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde
Telekomünikasyon Yatırımları ve Doğrudan
Yabancı Sermaye Yatırımları İlişkisi
Relationship Between Telecommunication Investments and Foreign Direct Investments
in Developing and Developed Countries
Cengiz AYTUN1, Cemil Serhat AKIN2, Okyay UÇAN3
ÖZET
ABSTRACT
Bu çalışmanın hedefi telekomünikasyon yatırımları ile doğrudan
yabancı sermaye yatırımları arasındaki ilişkinin panel veri analizi
ile araştırılmasıdır. Veriler 7 gelişen ve 14 OECD üyesi ülke için
1975-2009 yıllarını kapsayacak şekilde gruplandırılmıştır. Önceki
çalışmalardan farklı olarak uygulamada yatay kesit bağımlılığı
ve heterojenlik göz önünde bulundurulmaktadır. Elde edilen
bulgular her iki ülke grubu için de telekomünikasyon yatırımlarının
ülkeye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının pozitif
ve anlamlı belirleyicisi olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca bu
etkinin gelişmiş ülkelerde gelişmekte olan ülkelerden daha büyük
olduğu görülmektedir. Bu açıdan doğrudan yabancı sermaye
yatırımlarını telekomünikasyon yatırımları aracılığı ile ülkeye
çekmeyi hedeleyen politikaların etkili olacağı söylenebilir.
The aim of this study is to investigate the relationship between
foreign direct investments and telecommunication investments by using panel data analysis. Data’ are classiied into
7 developing and 14 OECD countries for during the period
1975-2009. Diferent from the previous studies, cross sectional
dependency and heterogeneity conditions are considered in
the analysis. The results indicate that telecommunication investments are positive and signiicant determiners of foreign
direct investments for both country groups. Additionally, this
efect is more prominent in developing countries than developed countries. Accordingly, it may be put forward that the
policies which aim to attract foreign direct investment via telecommunication investment will be efective.
Anahtar kelimeler: Telekomünikasyon Yatırımları; FDI; OECD;
Gelişen Ülkeler;
Keywords: Telecommunication Investments; FDI; OECD;
Emerging Economies
1. GİRİŞ
Günümüzde doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının gelişen ülkeler için büyümeyi hızlandıran
önemli bir etken olduğu kabul edilmektedir. Bu anlamda 1980’li yıllardan sonra çoğu gelişmekte olan
ülke için bu yatırımları çekebilmek en önemli politika
hedelerinden birisi olmuştur (Gholami vd., 2005).
Literatürde ülkeye gelen doğrudan yabancı sermaye
yatırımları ile beşeri sermaye, düşük ücretler, doğal
kaynaklar ve politik istikrar gibi etkenler arasında
yaygın bir şekilde ilişki kurulmaktadır. Ancak özellikle 2000’li yıllardan sonra enformasyon ve telekomünikasyon teknolojilerinin gündemde daha çok yer
işgal etmesi ile birlikte bu teknolojilerin doğrudan
yabancı sermaye yatırımlarını kendine çekme gücü
daha çok sorgulanmaya başlanmıştır (Colecchia ve
Schreyer, 2002; Pohjola, 2002; Choi, 2003). İnternetin
yaygınlaşması ile telekomünikasyon teknolojilerinin
etkileri de hissedilir hale gelmiştir. Enformasyon ve
telekomünikasyon teknolojilerinin doğrudan yabancı
sermaye yatırımlarını arttırıcı etkileri çeşitli faktörlere
bağlanmaktadır. İlk olarak artan telekomünikasyon ile
arama ve yabancı piyasalara giriş maliyetleri düşmektedir. İkinci olarak telekomünikasyon teknolojileri sayesinde birçok aracı ortadan kalkmakta tüketicilere
doğrudan ulaşılabilmektedir. Üçüncü olarak telekomünikasyon ve özellikle internet sayesinde yatırım
yapılacak ülke şefalaşarak iş ilişkileri kurabilmek
kolaylaşmaktadır. Bu anlamda yabancı yatırımcıların
telekomünikasyon altyapısı daha güçlü ülkelere yatırım yapması beklenmektedir (Choi, 2003; Gholami
vd., 2005). Ülkelerin gelişme süreci içerisinde gelişen
ülkelerde enformasyon teknolojileri ile doğrudan yabancı sermaye yatırımları arasında anlamlı ve pozitif
bir ilişki beklenirken, gelişmiş ülkelerde pozitif etkinin daha da güçlenmesi beklenmektedir (Alexander,
2010).
Mevcut literatür incelendiğinde bu alandaki çalışmaların zaman serisi ve birinci nesil panel veri araçlarının ötesine geçmediği görülmektedir (Gholami
vd., 2005; Soper vd., 2006; Economou, 2008; Alexan-
1
Dr., Çukurova Üniversitesi, Kozan MYO, Finans-Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü, cengiza@cu.edu.tr
Yrd. Doç. Dr., Mustafa Kemal Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü, csakin@mku.edu.tr
3
Yrd. Doç. Dr., Niğde Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü, okyayu@hotmail.com
2
207
Cengiz AYTUN, Cemil Serhat AKIN, Okyay UÇAN
der, 2010; Ketteni vd., 2010). Uygulamalı literatürdeki eksikliği gidermek üzere bu çalışmanın temel
amacı telekomünikasyon yatırımları ile ülkeye gelen
doğrudan yabancı sermeye yatırımları arasındaki
nedensellik ilişkisinin, yatay kesit bağımlılığı, homojenlik, birim kök ve eşbütünleşme analiz araçları ile
araştırılmasıdır. Uygulamada kullanılan veriler Dünya
Bankası (WB), Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma
Konferansı (UNCTAD) ve Dünya Telekomünikasyon
Birliğinin (ITU) veri tabanlarından, 1975-2009 yıllarını kapsayacak şekilde elde edilmiştir. 7 gelişen ve 14
OECD üyesi gelişmiş ülkenin seçimindeki temel ölçüt
telekomünikasyon yatırımlarına ilişkin verilerin 19752009 dönemini için bulunabilir olmasıdır.
etkinin gelişmiş ülkelerde gelişmekte olan ülkelerden
daha büyük olduğu görülmektedir. Bu açıdan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını telekomünikasyon
yatırımları aracılığı ile ülkeyle çekmeyi hedeleyen politikaların etkili olacağı söylenebilir.
Ampirik uygulama üç aşamadan oluşmaktadır.
Birinci aşamada yatay kesit bağımlılığı (Breusch ve
Pagan, 1980; Pesaran, 2004; Pesaran vd., 2008) ve homojenlik testleri (Pesaran ve Yamagata, 2008) uygulanmaktadır. İkinci aşamada serilere IPS (Im vd., 2003)
ve CADF (Pesaran, 2007) birim kök testleri uygulanarak durağanlıkları araştırılmaktadır. Üçüncü aşamada serilerinin uzun dönemli bir eşbütünleşme ilişkisi
içerisinde olup olmadıkları Westerlund ve Edgerton
(2007) testi ile araştırılmıştır. Ardından eşbütünleşik
seriler Fully Modified OLS (Pedroni, 2000) Dinamik
SUR (Mark vd., 2005) tahmincileri ile tahmin edilmiştir.
Son aşamada Dumitrescu ve Hurlin (2012) tarafından
heterojen ve yatay kesit bağımlılığı bulunan panel
veri modelleri için geliştirilen test ile seriler arasındaki
kısa dönemli nedensellik dinamikleri araştırılmıştır.
Ampirik çalışmaların büyük bir kısmında yapılacak yatırımların temel belirleyicileri olarak kişi başına
GSYİH, dış ticaret, sermaye akımları, dış borç, kamu
kesimi borçlanma gereksinimi, enlasyon ve faiz oranı
gösterilmektedir (Tablo 1). Bu değişkenler geleneksel
yatırım teorisine göre çıktı büyümesi ve faiz oranı,
hükümet politikalarına bağlı olarak kamu harcamaları, kamu borçlanması ve enlasyon olarak kategorize
edilirken açık ekonomi koşullarında ticaret değişkeni,
dış borçlar ve karaborsa aktivitelerini içermektedir
(Uçan ve Öztürk, 2011). Neoklasik yatırım teorisi reel
çıktı büyüme oranının yatırım ile pozitif yönlü olarak
ilişkili olduğunu iddia etmektedir. Çünkü reel çıktı büyüme oranının yatırımcıların aradığı çıktı için toplam
talepteki değişimleri gösterdiğini belirtmektedirler.
Ampirik çalışmalar da bu yönde bulgular içerip, yüksek büyüme oranlarının daha yüksek yatırım değerlerine neden olduğunu doğrulamaktadırlar (Fielding,
1997, 1993; Greene ve Villanueva, 1991; Wai ve Wong,
1982).
Elde edilen bulgular her iki ülke grubu için de telekomünikasyon yatırımlarının ülkeye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının pozitif ve anlamlı
belirleyicisi olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca bu
208
Çalışmanın kalan kısmı şöyle tasarlanmıştır. İkinci
bölümde konu ile ilgili literatür özeti verilmiştir. Üçüncü bölümde çalışmada kullanılan veri seti ve yöntem
tanıtılmaktadır. Dördüncü bölüm, yapılan ampirik
analizleri içermektedir. Son bölümde ise çalışmada
ulaşılan sonuçlar özetlenmekte ve değerlendirilmektedir.
2.LİTERATÜR
Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Telekomünikasyon Yatırımları ve Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları İlişkisi
Tablo 1: Literatür Taraması
Ülke(ler)
Yazar(lar)
Metot
Sonuç
Agarwal(1980)
Literatür taraması
Tüm ülkeler
Doğrudan yabancı yatırımın belirleyicileri hakkında genel bir çalışma
yapılmıştır.
Terpstra ve Yu
(1988)
Panel veri
analizi
USA
(1972-1984)
Yabancı yatırım yapan firmalar gözüyle incelenen makalede, firmaların ülkelerin coğrafik özelliklerine bakmadıklarını, kendi ülkesindeki
firmaları takip ettikleri, yatırım yaparken oligopolistik davranışlar sergiledikleri üzerinde durulmuştur.
Loree ve Guisinger
(1995)
En küçük kareler
ABD
(1977-1982)
Politik istikrar, kültürel farklılıklar, kişi başına düşen gayri safi milli hasıla ve altyapı değişkenlerinin doğrudan yabancı yatırımı etkiledikleri
yönünde tutarlı sonuçlara ulaşılmıştır.
Chen(1996)
Havuzlanmış
yatay kesit ve
zaman serisi
Çin
(1979-1992)
İşgücü ücretlerinin doğrudan yabancı yatırımı etkileyen bir unsur
olmadığını ve bölgesel farlılıkların doğrudan yabancı yatırımların
belirleyicileri olduğu sonucuna ulaşmışlardır.
Borensztein, Gregoriove ve Lee
(1998)
(Görünürde
İlişkisiz Regresyon)SUR
69 seçilmiş
gelişmekte olan
ülke
(1970-1989)
Çalışmada yazarlar yabancı doğrudan yatırımın büyüme üzerindeki
pozitif etkisinin, sermaye birikiminin arttırılmasından daha fazla
etkinlik sağlayacağı sonucuna ulaşmışlardır.
Cheng ve Kwan
(1999)
Dinamik panel
regresyon
Çin
( 1985-1995)
Yazarlar, bölgedeki doğrudan yabancı yatırım dengesinde bir yakınsamaya rastlamaz iken, doğrudan yabancı yatırım sapmalarında bir
yakınsama olduğunu belirtmişlerdir.
Chakrabarti(2001)
En küçük kareler
135 Ülke
Kişi başına düşen gayri safi milli hasıla doğrudan yabancı yatırımı
belirleyen potansiyel bir değişkendir.
Asiedu(2002)
En küçük kareler
Afrika
(1970-1999)
Daha fazla yatırım getirisi ve daha iyi altyapı ile büyüme üzerinde
doğrudan yabancı yatırımın etkisi pozitif olacaktır.
Choi (2003)
En küçük Kareler
53 seçilmiş ülke
(1995)
Ülkede internet kullanımı % 10 arttığında ülkeye gelen FDI miktarı %
2 oranında artmaktadır.
Gholami, Lee ve Heshmati(2005)
Zaman serisi,
Panel veri
analizi
23 seçilmiş ülke
(1976-1999)
Gelişmiş ülkelerde telekomünikasyon yatırımlarından doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına bir ilişki bulunurken, gelişmekte olan
ülkelerde nedensellik ters yöndedir.
Ndikuman(2006)
Dinamik korelasyon modeli
30 güney Afrika
ülkesi
Finansal gelişmenin ekonomik büyümeye olumlu etkileri sermaye birikimi ve doğrudan yabancı yatırımlarla mümkündür.
Soper, Demirkan, Goul
ve Louis
(2006)
En Küçük Kareler
29 seçilmiş ülke
(1993-2003)
Gelişmekte olan ülkelerde telekomünikasyon yatırımlarının gelecek
doğrudan yatırım seviyelerinde güçlü bir etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Economou(2008)
Tablo analizi ve
teorik
125 seçilmiş ülke Yazar, telekomünikasyon yatırımlarının yabancı doğrudan yatırımın
(2002-2007)
önemli bir belirleyicisi olduğu sonucuna ulaşmıştır.
Veeramacheneni,
Vogel ve Ekanayake(2008)
Eşbütünleşme
Hindistan
(1970-2005)
Alexander(2010)
Panel veri
analizi
Ülkelerin yatırım gelişim yolunda doğrudan yabancı yatırımın en
232 seçilmiş ülke
önemli belirleyicisi ve anahtar rolde olan değişken telekomünikasyon
(2000-2008)
yatırımlarıdır.
Ketteni, Kottaridive
Mamuneas
(2010)
Parametrik
olmayan Teknikler
15 seçilmiş ülke
(1980-2004)
Telekomünikasyon, doğrudan yabancı yatırımlar ve büyüme arasında
çift yönlü ilişkiler bulunmuştur.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler örnek alınarak yapılan telekomünikasyon yatırımlarının işgücü üretkenliğini arttırdığı bulunmuştur.
Kaynak: Yazarlar tarafından oluşturulmuştur.
Enformasyon teknolojilerindeki gelişimle birlikte
telekomünikasyon yatırımları gibi yeni değişkenler de
yatırımı belirleyen temel değişkenler arasında yerini
almaktadır. Literatür incelendiğinde (Tablo 1) 2005
sonrası dönemde telekomünikasyon yatırımlarının
doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerine olan
etkisinin daha çok incelendiği görülmektedir (Gholami vd., 2005; Soper vd., 2006; Economou, 2008; Ale-
xander, 2010; Ketteni vd., 2010). Alexander’a (2010)
göre ülkeler azgelişmişlikten gelişmişliğe doğru yol
alırken ülkeye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının da niteliği değişmektedir. Gelişmenin ilk
aşamalarında ülkeye gelen yatırımlar daha çok hammadde üretimine yönelik iken giderek sanayi yatırımları ve inovasyona, son aşamada ise artan ölçüde
bilgi ekonomisi alanlarına yönelmektedir. Azgelişmiş
209
Cengiz AYTUN, Cemil Serhat AKIN, Okyay UÇAN
ülkelerde enformasyon teknolojileri ile doğrudan yabancı sermaye yatırımları arasında anlamlı ilişki görülmezken gelişen ülkelerde ilişki pozitife dönmektedir.
Gelişmiş ülkelerde ise pozitif etki daha da güçlenmektedir.
3. VERİ VE YÖNTEM
Enformasyon ve telekomünikasyon teknolojilerine ilişkin ampirik çalışmaların önündeki en önemli
kısıtlardan birisi yapılan yatırımlara ilişkin uzun dönemli bir veri setinin bulunamamasıdır (Aytun ve
Akın, 2014). Pek çok çalışma yatırımları temsil etmek
üzere sabit ve mobil telefon hat sayılarını temsili değişkenler olarak kullanma yolunu izlemektedir. Bu çalışmada temsili serilerin kullanılması yerine doğrudan
doğruya telekomünikasyon yatırımlarının (TELINV)
kullanılması tercih edilmiştir. Bütün değişkenler seviye değerleri ile ifade edilmiştir (Tablo 2).
FDI değişkeni ülkeye gelen doğrudan yabancı
sermaye yatırımları olarak tanımlanmıştır. TRADE değişkeni ülkenin yapmış olduğu ihracat ve ithalat değerlerinin toplamıdır. GSYİH sabitken artan dış ticaret
hacmi aynı zamanda ülkenin dış dünyaya açıklığını da
temsil etmektedir. Ülkeye gelen doğrudan yabancı
sermaye yatırımları ile ticaret hacminin pozitif ilişki
içerisinde olması beklenmektedir. Analizde kullanılan ikinci değişken GSYİH’dır. Ekonomik performansın
göstergesi olarak GSYİH (GDP) 2005 yılı sabit fiyatları
ile (USD) ifade edilmiştir.
Tablo 2: Uygulamada Kullanılan Seriler
Kod
Açıklama
Kaynak
FDI
Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları (Gelen yatırımlar) (USD)
TELINV
Telekomünikasyon Yatırımları (USD)
ITU***
GDP
Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (USD)
WDI*
TRADE
İhracat + İthalat (USD)
WDI*
WB*& UNCTAD**
Not: Seriler 2005 yılı baz alınarak sabit fiyatlarla ifade edilmiştir.
*The World Bank, World Development Indicators: http://data.worldbank.org/data-catalog/world-development-indicators
(Erişim: 01.02.2014 )
** United Nations Conference on Tradeand Development, UNCTAD-STATS http://unctadstat.unctad.org/ ReportFolders/
reportFolders.aspx?sCS_referer=&sCS_ChosenLang=en (Erişim: 01.02.2014 )
*** World Telecommunication Union, World Telecommunication ICT Indicators 2011 (CD-ROM)
Uygulamada kullanılan veriler Dünya Bankası
(WB), Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansının (UNCTAD) çevrimiçi veri tabanlarının yanı sıra
Dünya Telekomünikasyon Birliğinin (ITU) ICT göstergeleri CDROM’u kullanılarak bir araya getirilmiştir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin seçimindeki temel
ölçüt telekomünikasyon yatırımlarına ilişkin verilerin
1975-2009 dönemi için bulunabilir olmasıdır. Telekomünikasyona ilişkin verilerin bulunabildiği 7 gelişen
(E-7) ve 14 OECD üyesi (OECD-14) ülke1 için uygulamanın yapılmasına karar verilmiştir.
Telekomünikasyon yatırımlarının doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına olan etkisini ampirik olarak araştırmak üzere bu çalışma Gholami vd. (2005)
tarafından oluşturulan modeli temel almıştır. Böylece
aşağıdaki model (Denklem 1) doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerinde telekomünikasyon yatırımlarının etkisini ölçmek üzere oluşturulmuştur.
FDIi,t= αi+ β1iTELINVi,t + β2iGDPi,t+β3iTRADEi,t +εi,t
(1)
(i=1,2,3, … , N) ; (t=1,2,3, … , T)
Denklemde FDI ülkeye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını, TELINV ülkede telekomünikasyona
yapılan yatırım harcamalarını, GDP gayri safi yurt içi
210
hasılayı, TRADE ise ithalat ve ihracat toplamından oluşan dış ticaret hacmini ifade etmektedir.
Bu çalışmada yöntem olarak panel yatay kesit
bağımlılığı, homojenlik, birim kök ve eşbütünleşme
analizleri kullanılarak, ülkeye gelen doğrudan yabancı
sermaye yatırımları ile telekomünikasyon yatırımları
arasındaki ilişki araştırılmaktadır. Çalışmada serilere ilişkin yatay kesit bağımlılığının test edilmesinde
Breusch ve Pagan (1980) CDLM1, Pesaran (2004) CDLM2
- CDLM3 ve Pesaran vd. (2008) LMadj lagrange çarpanı testleri kullanılmıştır. Her bir test için Ho hipotezi
“Yatay kesit bağımlılığı yoktur” şeklindedir. N sabit T
sonsuza giderken CDLM1 testi kullanılabilirken N sayısının da artması durumunda kullanılamaz. Bu sorunu
gidermek üzere Pesaran (2004) tarafından CDLM2 (T>N)
ve CDLM3 (T>N, T<N) test istatistikleri geliştirilmiştir.
İlerleyen yıllarda Pesaran vd. (2008) CDLM1 testinin H0’ı
kabul etme eğiliminde olduğunu göstermişlerdir. Sorun LMadj testi ile düzeltilmiş olup, test istatistiği T>N
iken kullanılabilmektedir. Panel veri uygulamalarında
araştırılması gereken bir diğer konu ise oluşturulan
modellere ilişkin katsayıların homojen olup olmadıklarıdır. Katsayılar heterojen iken homojen oldukları
varsayılarak havuzlanmış EKK ile modellerin tahmin
edilmesi, katsayıların sapmalı olmasına neden olmak-
Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Telekomünikasyon Yatırımları ve Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları İlişkisi
tadır (Baltagi, 2005). Katsayıların homojenliğinin test
edilmesinde kullanılan en temel yöntem standart
F testidir. Sabit N ve T>N durumunda geçerli olan
yaklaşıma göre, her bir ülke için sistem olarak EKK ile
tahmin edilen zaman serilerinde eğim katsayılarının
beraberce sıfır olduğun yönündeki hipotez Wald sınaması ile test edilir (Pesaran ve Yamagata, 2008).
Birim kök testleri heterojenlik ve yatay kesit bağımlılığı durumlarının varlığında, söz konusu durumları göz önünde bulundurabilmelidir. Heterojen
panellerde IPS (Im vd., 2003) birim kök testi yaygın
olarak kullanılmaktadır. Söz konusu test zaman serisinde kullanılan ADF testinin panel veriye uyarlanmış
bir versiyonudur. IPS testi her ne kadar birimler arası
heterojenliği göz önünde bulundursa da yatay kesit
bağımlılığı koşullarında geçerli değildir. Bu durumu
dikkate almak üzere Pesaran (2007) tarafından geliştirilen CADF (Cross Sectionally Augmented Dickey
Fuller) testinde her bir t dönemi için zaman ortalamalarını hesaplanarak, bu ortalamalar yatay kesit bağımlılığına neden olan ortak faktör olarak modele dahil
edilmektedir. Ayrıca her bir birim ya da ülke için elde
edilen birim kök test istatistiklerinin ortalaması alınarak panele özgü CADF test istatistiği üretilmektedir.
Makroekonomik serilere ilişkin araştırmalarda seriler seviye değerlerinde durağan değillerken doğrusal bileşimleri durağan olabilmektedir. Bu çalışmada
Westerlund ve Edgerton (2007) tarafından heterojen
ve yatay kesit bağımlılığı koşullarında kullanılabilen
panel eşbütünleşme testi kullanılacaktır. Test McCoskey ve Kao (1998) tarafından geliştirilen Lagrange çarpanı testine dayanmaktadır.
1 N T −2 2
LM =
∑∑ wi sit
NT 2 =i 1 =t 1
+
N
(2)
Test istatistiğinin hesaplanmasında kullanılan hata
terimlerinin kısmi toplamları (sit2) ve uzun dönem varyanslar (ŵi2) Fully Modified OLS yöntemi ile tahmin
edilen eşbütünleşme modelinden elde edilmektedir.
Hesaplanan LMN+ test istatistiği (Denklem 2) ile eşbütünleşmenin mevcut olduğu yönünde kurulan H0
hipotezi sınanmaktadır. Testte yatay kesit bağımlılığı
durumunda bootstrap ile hesaplanan kritik değerler
kullanılmaktadır. Gerçekleştirilen Monte Carlo simülasyonları testin küçük örneklem durumlarında da
kullanılabileceğini ortaya koymaktadır.
Panel veri analizinde eşbütünleşik serilere ilişkin
tahminde Fully Modified OLS (FMOLS) yaygın olarak
kullanılmaktadır (Pedroni, 2000). Ancak bu tahminci
ülkeler için eşanlı olarak tahmin edilen modelde heterojenliği göz önünde bulundurabilirken yatay kesit
bağımlılığını dikkate alamamaktadır. Mark vd. (2005)
tarafından geliştirilen panel görünürde ilişkisiz regresyon tahmincisi (DSUR) ise zaman ve yatay kesiti
boyutlarındaki bağımlılıkları bir arada dikkate almaktadır. DSUR tahmincisinde içsellik sorunu modele ek-
lenen gecikme ve öncüllerle giderilmektedir. Ayrıca
tahmincinin kullanılabilmesi için zaman boyutunun
yatay kesit boyutundan büyük olması gerekmektedir.
Ekonomik değişkenler arasındaki eşbütünleşme
ilişkisinin yanı sıra değişkenler arasındaki nedensellik
ilişkisi de önemli bir araştırma konusudur. Bu çalışmada Dumitrescu ve Hurlin (2012) tarafından heterojen
panel veri modelleri için geliştirilen nedensellik testi
kullanılmaktadır. Söz konusu test Granger (1969) tarafından heterojen panel veriye uygulanmış nedensellik
testinin bir versiyonudur. Gerçekleştirilen Monte Carlo deneyleri test istatistiklerinin küçük örneklemlerde
ve yatay kesit bağımlılığı durumunda kullanılabileceğini göstermektedir. Sıfır hipotezi altında paneldeki
hiçbir birim için nedensellik ilişkisinin olmadığı varsayılmaktadır. Bu hipotez HNC (homogenous noncausality) olarak adlandırılmaktadır. Alternatif hipotez panel içerisindeki birimlere özgü nedenselliklerin
heterojen yapıda olduğunu varsaymaktadır. Uygulamada her bir yatay kesit için H0: βi=0 hipotezi sırası ile
test edilmektedir. Ardından elde edilen N adet standart Wald istatistiğinin (Wi,T) ortalaması alınarak panel
için WN,THNC istatistiği (Denklem 3) hesaplanmaktadır
(Dumitrescu ve Hurlin, 2012).
WNHNC
,T =
Z NHNC
=
,T
1
N
∑W
N
i =1
i ,T
(3)
N
(4)
WNHNC
(
,T − K ) → N ( 0,1)
2K
Nedenselliğin var olmadığına dair kurulan sıfır hipotezi altında her bir birim için elde edilen Wald istatistik değerleri K serbestlik derecesinde ki-kare dağılımına yakınsamaktadır. Panele ilişkin standartlaştırılmış ZN,THNC istatistiği T ve N sırası ile sonsuza doğru
giderken WN,THNC istatistiği kullanılarak (Denklem 4)
elde edilir (Dumitrescu ve Hurlin, 2012).
4. BULGULAR
Ampirik bulgular dört bölümden meydana gelmektedir. İlk bölümde yatay kesit bağımlılığı ve homojenlik, ikinci bölümde eşbütünleşme, üçüncü bölümde modelin tahmini, dördüncü ve son bölümde
ise kısa dönemli nedensellik ilişkilerine dair sonuçlar
sergilenmektedir. Yatay kesit bağımlılığı (CDLM1, CDLM2,
CDLM3 ve LMadj) ve homojenlik test (F Testi) sonuçlarına (Tablo 3) göre hem serilerin tek başlarına hem de
beraberce modellenmesi durumunda “H0: Yatay kesit
bağımlılığı yoktur” hipotezi her iki ülke grubu için %1
anlamlılık seviyesinde reddedilememektedir. Ek olarak eğim katsayılarının homojen olduğuna dair kurulan hipotez de her iki ülke grubu için %1 anlamlılık
seviyesinde reddedilmektedir. Bu anlamda serilerde
yatay kesit bağımlılığının bulunmasının yanı sıra modele ilişkin eğim katsayıları da heterojendir. Serilere
ilişkin heterojenlik ve yatay kesit bağımlılığı durumla211
Cengiz AYTUN, Cemil Serhat AKIN, Okyay UÇAN
rı, uygulanacak birim kök testlerinde de dikkate alınmalıdır. Bu nedenle uygulamadaki seriler heterojenliği dikkate alan IPS (Im vd., 2003) ve heterojenliğin
yanı sıra yatay kesit bağımlılığını dikkate alan CADF
(Pesaran, 2007) birim kök testlerine tabi tutulmuştur2.
Test sonuçlarına göre, serilerde birim kökün olduğuna ilişkin kurulan sıfır hipotezi seviye değerlerinde
reddedilemezken, serilerin birinci farkı alındığında
reddedilebilmektedir. Bu anlamda seriler hepsinin birinci dereceden durağan olduğu görülmektedir.
Tablo 3: Yatay-kesit Bağımlılığı ve Homojenlik Test Sonuçları
E-7
Yatay-kesit Bağımlılığı*
Homojenlik**
CDLM1
(BP,1980)
CDLM2
(Pesaran, 2004)
CDLM3
(Pesaran, 2004)
LMadj
(PUY, 2008)
F-testi
FDI
60.681 (0.000)
6.123 (0.000)
-3.419 (0.000)
9.274 (0.000)
-
TELINV
75.307 (0.000)
8.380 (0.000)
-1.867 (0.031)
6.788 (0.000)
30.784 (0.000)
GDP
68.515 (0.000)
7.332 (0.000)
-2.798 (0.003)
4.311 (0.000)
12.081 (0.060)
TRADE
54.925 (0.000)
5.235 (0.000)
-2.708 (0.003)
6.420 (0.000)
27.986 (0.000)
MODEL
37.646 (0.014)
2.568 (0.005)
0.437 (0.331)
2.390 (0.008)
-
Yatay-kesit Bağımlılığı*
OECD-14
CDLM1
(BP,1980)
CDLM2
(Pesaran, 2004)
FDI
362.413 (0.000)
TELINV
183.841 (0.000)
GDP
TRADE
MODEL
Homojenlik**
CDLM3
(Pesaran, 2004)
LMadj
(PUY, 2008)
F-testi
20.118 (0.000)
-2.974 (0.001)
-1.602 (0.945)
-
6.882 (0.000)
-0.289 (0.386)
4.377 (0.000)
70.580 (0.000)
286.974 (0.000)
14.527 (0.000)
4.762 (0.000)
2.737 (0.003)
25.570 (0.000)
226.645 (0.000)
10.055 (0.000)
0.313 (0.377)
4.647 (0.000)
53.049 (0.000)
280.460 (0.000)
14.044 (0.000)
6.670 (0.000)
13.021 (0.000)
-
Not:Test istatistik değerlerine ilişkin olasılık değerleri parantez içerisindedir. *Serilere ilişkin CDLM1 , CDLM2 , CDLM3 , LMadj test
sonuçları sabit ve trendi bir arada içeren model içindir. ** fdi = f(telinv , gdp , trade) modeli için katsayı homojenliği Wald testi
sonuçları.
Tablo 4: Panel CADF Birim Kök Testi Sonuçları
E-7
Seviyede
Birinci Farkta
Seriler
Sabit
Sabit + Trend
Sabit
Sabit + Trend
FDI
-1.750
-2.176
-2.791***
-2.914**
GDP
-1.914
-2.524
-3.872***
-3.836***
TELINV
-0.834
-2.752*
-3.189***
-3.258***
TRADE
-0.716
-1.737
-2.925**
-2.900**
Sabit + Trend
Sabit
Sabit + Trend
OECD-14
Seriler
Seviyede
Sabit
Birinci Farkta
FDI
-2.224*
-2.414
-3.942***
-4.235***
GDP
-1.694
-1.980
-3.892***
-3.999***
TELINV
-1.511
-1.609
-3.009***
-3.609***
TRADE
-1.845
-2.151
-2.823***
-2.831***
Not: CADF testlerinde, maksimum gecikme uzunluğu 4 olarak alınmış ve optimal gecikme uzunluğu Schwarz bilgi
kriterine göre belirlenmiştir. ***,** ve * sıfır hipotezinin sırasıyla %1, %5 ve %10 anlamlılık düzeyinde reddedildiğini
göstermektedir. Raporlanan panel istatistiği her bir ülke için hesaplanan CADF istatistiklerinin ortalamasıdır. E-7
ülkeleri için (N=7, T=35) CADF panel istatistiği kritik değerleri; sabitli modelde -2.57 (%1), -2.33 (%5) ve -2.21 (%10);
sabit ve trendli modelde -3.10 (%1), -2.86 (%5) ve -2.73 (%10) (Pesaran 2007). OECD-14 ülkeleri için (N=14, T=35)
CADF panel istatistiği kritik değerleri; sabitli modelde -2.45 (%1), -2.25 (%5) ve -2.14 (%10); sabit ve trendli modelde
-2.96 (%1), -2.76 (%5) ve -2.66 (%10) (Pesaran 2007).
212
Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Telekomünikasyon Yatırımları ve Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları İlişkisi
Bu çalışmada seriler arasındaki eşbütünleşme ilişkisi Westerlund ve Edgerton (2007) tarafından heterojen ve yatay kesit bağımlılığı koşullarında kullanılabilen panel eşbütünleşme testi ile (Tablo 5) araştırılmıştır. Hesaplanan LMN+ test istatistiği ile eşbütünleşmenin mevcut olduğuna yönünde kurulan H0 hipotezi
sınanmaktadır. Yatay kesit bağımlılığının olmadığı
varsayımında, sabitli ve trendli model için her iki gelir
grubunda da eşbütünleşme hipotezi reddedilmektedir. Yatay kesit bağımlılığı durumunda ise bootstrap
prosedürü ile elde edilen kritik değerler kullanılmaktadır. Bootstrap olasılık değerlerine bakıldığında ise
eşbütünleşmenin bulunduğuna ilişkin sıfır hipotezi
her iki gelir grubu için de reddedilememektedir. Bu
anlamda serilerin eşbütünleşme ilişkisi içerisinde olduğu kabul edilmektedir.
Tablo 5: Westerlund ve Edgerton Panel Eşbütünleşme Test Sonuçları
E-7
Sabit
Sabit ve Trend
Test
İstatistik
Asimptotik
p-değeri
Bootstrap
p-değeri
İstatistik
Asimptotik
p-değeri
Bootstrap
p-değeri
LM N+
0.493
0.311
1.000
2.791
0.003
0.960
OECD-14
Sabit
Sabit ve Trend
Test
İstatistik
Asimptotik
p-değeri
Bootstrap
p-değeri
İstatistik
Asimptotik
p-değeri
Bootstrap
p-değeri
LM N+
-0.158
0.563
1.000
2.346
0.009
1.000
Not: Bootstrap olasılık değerleri 10.000 tekrarlı dağılımdan elde edilmiştir. Asimptotik olasılık değerleri, standart normal dağılımdan
elde edilmiştir. Gecikme ve öncül seviyeleri 1 alınmıştır.
Serilerin eşbütünleşik olduklarına karar verildikten sonra eşbütünleşme tahmincileri ile modeldeki
katsayılar tahmin edilebilirler. Modelin yatay FMOLS
ve DSUR ile tahmini neticesinde elde edilen katsayılar
Tablo 6’da sunulmaktadır. FMOLS tahmincisi yalnızca
heterojenliği göz önünde bulundururken DSUR tahmincisi heterojenlik ve yatay kesit bağımlılığını beraberce göz önünde bulundurmaktadır. Ancak her iki
yöntemle tahmin edilen parametreler karşılaştırıldığında işaret ve büyüklüklerinin birbirine yakın olduğu
gözlemlenmektedir. Dinamik SUR tahmincisi için elde
edilen katsayılar incelendiğinde E-7 ülke grubu için sabitli modelde TELINV değişkenindeki 1 USD artışın FDI
değişkeninde 0.15 USD artışa yol açacağı görülmektedir. Bu anlamda telekomünikasyon yatırımları ile doğrudan yabancı sermaye yatırımları arasında pozitif ve
anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Aynı ilişki OECD-14
grubu sonuçlarına bakıldığında da işaret ve anlamlı-
lık açısından benzerdir. İkinci ülke grubu için TELINV
değişkenindeki 1 USD artışın FDI değişkeninde 1.447
USD artışa yol açacağı görülmektedir. Pozitif ve anlamlı ilişki Choi (2003), Soper vd. (2006) ve Economou
(2008) tarafından elde edilen bulguları desteklemektedir. OECD-14 grubundaki etkinin büyüklüğünün E-7
grubundaki etki ile kıyaslandığında yaklaşık on kat
daha fazla olması ilave bir bulgudur. Bu durum gelişen
ülkeler ile gelişmiş ülkelerin kendilerine çekmekte oldukları yatırımların nitelik fakları ile açıklanabilir. Alexander (2010) tarafından da ortaya konulduğu üzere
ülkeler gelişme sürecinin basamaklarında yükselirken
ilk aşamalardaki hammadde tabanlı yatırımlara önce
sanayi yatırımları ardından yüksek katma değerli bilgi
ekonomisi tabanlı yarımlar da eklenmektedir. Böylece
gelişmiş ülkeler telekomünikasyon yatırımları aracılığı
ile gelişmekte olan ülkelerden çok daha fazla doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekebilmektedir.
Tablo 6: Eşbütünleşik Modelin Tahmini
FDI
E-7
TELINV
GDP
TRADE
DSUR
0.150**
0.033***
0.001
FMOLS
0.186*
0.034***
-0.012
FDI
OECD-14
TELINV
GDP
TRADE
DSUR
1.477***
0.000***
0.043***
FMOLS
2.048***
-0.003
0.051***
Not: Katsayılar sabit içeren modelden elde edilmiştir. *** p<0.01, ** p<0.05, * p<0.1 .
213
Cengiz AYTUN, Cemil Serhat AKIN, Okyay UÇAN
Dinamik SUR tahmincisi için diğer katsayılar incelendiğinde ise E-7 grubu için GDP katsayısının 0.033
ve anlamlı iken TRADE katsayısının anlamsız olduğu
görülmektedir. Bu anlamda gelişen ülkelerde GSYİH
seviyesi doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çekmekte pozitif bir etkide bulunurken dış ticaret hacminin anlamlı bir etkisi bulunmamaktadır. OECD-14
grubu için aynı tahmincinin sonuçlarına bakıldığında
GDP katsayısının sıfır ve anlamlı iken TRADE katsayısının 0.043 ve anlamlı olduğu görülmektedir. Bu anlamda gelişmiş ülkelerde GSYİH seviyesindeki artışın söz
konusu yatırımlara etkisi yok iken ticaret hacminin
pozitif ve anlamlı etkisi bulunmaktadır.
Birinci dereceden durağan seriler arasındaki kısa
dönemli nedensellik ilişkileri çalışmanın ek bulguları
olarak yorumlanabilir. Dumitrescu ve Hurlin (2012)
tarafından heterojen ve yatay kesit bağımlılığı bulu-
nan panel veri modelleri için geliştirilen nedensellik
testine ilişkin sonuçlar Tablo 7’de sunulmaktadır. Test
sonuçları, OECD-14 grubu için Gholami vd. (2005)
tarafından elde dilen bulgulara paralel olarak karşılıklı nedensellik ilişkisi bulunduğunu göstermektedir.
Gholami vd. (2005) tarafından yapılan aynı çalışmada
gelişen ülkelerde, nedenselliğin doğrudan yabancı
sermaye yatırımlarından telekomünikasyon yatırımlarına doğru tek yönde bulunduğu ortaya konulmaktadır. Ancak bu çalışmada elde edilen bulgular ilişkinin tek yönlü değil iki yönlü olduğunu ortaya koymaktadır. Bulgular her iki gelir grubu için de seriler
arasında karşılıklı kısa dönemli nedensellik ilişkilerinin bulunduğunu göstermektedir. Bu açıdan özellikle
gelişen ülkeler için telekomünikasyon yatırımlarının
doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını ülkeye çekmeyi sağlayan önemli bir politika aracı olduğu görülmektedir.
Tablo 7: Panel Nedensellik Test Sonuçları
H0 ∶∆TELINV↛∆FDI
H0 ∶∆FDI↛∆TELINV
WN,THNC istatistiği
Sonuç
E-7
3.77625***
30.5132***
OECD-14
2.20082**
10.8271***
∆TELINV ↔ ∆FDI
Gruplar
W
HNC
N,T
istatistiği
∆TELINV ↔ ∆FDI
Not: “→” işareti tek yönde “⟷” işareti ise her iki yöndeki Granger anlamında heterojen nedenselliği temsil etmektedir. k=2.
* p<0.10, ** p<0.05 , *** p<0.01.
5. SONUÇ
Dünya genelinde artan küreselleşmenin önemli
bir boyutunu ülkeler arasında hareket eden doğrudan yabancı sermaye yatırımları oluşturmaktadır. Ekonomik büyümeye bulunduğu katkı nedeni ile gelişen
ülkeler için bu yatırımların ülkeye çekilmesi önemli bir
politika hedefidir. Enformasyon ve telekomünikasyon
teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler ile birlikte
bu teknolojilerin ülkeye doğrudan yabancı sermaye
yatırımı çekmekte etkili olup olmadıkları cevaplanması gereken birinci sorudur. İkinci soru ise olası etkinin
gelişen ve gelişmiş ülkeler için aynı güçte olup olmadığıdır. Bu soruları cevaplamak üzere çalışmada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için doğrudan telekomünikasyon yatırımları ile doğrudan yabancı sermaye
yatırımları arasındaki ilişki araştırılmıştır. Veriler 7 gelişen, 14 OECD üyesi ülke için 1975-2009 yıllarını kapsayacak şekilde gruplandırılmıştır. Elde edilen bulgular,
hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke grupları için telekomünikasyon altyapısının ülkeye gelen
doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının pozitif ve
anlamlı belirleyicisi olduğunu ortaya koyarak mevcut literatürü desteklemektedir. Sonuçlar ayrıca söz
konusu pozitif etkinin gelişmiş ülkelerde gelişmekte
olan ülkelerden daha büyük olduğu göstermektedir.
Bu durum, enformasyon teknolojileri ile doğrudan
214
yabancı sermaye yatırımları arasındaki pozitif ilişkinin ülkenin gelişme düzeyi arttıkça kuvvetlendiğine
yönelik hipotezi de desteklemektedir. Böylece ülkeler
gelişmiş ülke olma yolunda ilerledikçe enformasyon
ve telekomünikasyon teknolojileri sayesinde daha
çok doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekebileceklerdir. Çalışmada ayrıca telekomünikasyon yatırımları
ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları arasındaki
kısa dönemli nedensellik ilişkisi de araştırılmıştır. Test
sonuçları, OECD-14 grubu için mevcut literatüre paralel olarak karşılıklı nedensellik ilişkisi bulunduğunu
göstermektedir. Gelişen ülkeler ele alındığında ise
çalışmada elde edilen bulgular ilişkinin literatürdeki
gibi tek yönlü değil, OECD-14 grubuna paralel olarak
iki yönlü olduğunu ortaya koymaktadır. Her iki ülke
grubu için mevcut olan iki yönlü ilişki, söz konusu
değişkenler arasında geribildirimle ortaya çıkan bir
çarpan etkisi olduğunu göstermektedir. Böylece telekomünikasyon yatırımlarının artması kısa dönemde
doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını arttıracak,
doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının artması ile
telekomünikasyon yatırımları daha da artacaktır. Ortaya çıkan çarpan mekanizması sayesinde telekomünikasyon yatırımları ile doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını arttırmayı hedeleyen politikaların etkinliği
bir geri bildirim mekanizmasının olmadığı durumdan
daha fazla olacaktır. Sonuç olarak her iki gelir grubun-
Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Telekomünikasyon Yatırımları ve Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları İlişkisi
da da telekomünikasyon yatırımları aracılığı ile doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını ülkeye çekmeyi
hedeleyen politikaların etkili olacağı görülmektedir.
SON NOTLAR
E-7 Ülkeleri: Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya,
Malezya, Meksika, Türkiye. OECD-14 Ülkeleri: Avusturya, Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, Almanya,
Yunanistan, İtalya, Japonya, Güney Kore, Portekiz, İspanya, İsveç.
1
IPS test sonuçları CADF test sonuçları ile paralellik
arz etmektedir. Çalışmanın hacmini arttırmamak için IPS
test sonuçları raporlanmamıştır.
2
KAYNAKLAR
Agarwal, J.P. (1980) “Determinants of Foreign Direct
Investment: A Survey” Weltwiltshaftliches, 96: 739-773.
Alexander, D. (2010) “he Relationship between Information and Communication Technologies and Foreign Direct Investment at the Diferent Stages of Investment Development Path” Unpublished Doctoral hesis,
Hatfield, University of Pretoria Gordon Institute of Business Science.
Asiedu, E. (2002) “On the Determinants of Foreign
Direct Investment to Developing Countries: Is Africa
Dferent?” World Development, 30(1): 107-119.
Aytun, C. ve Akın, C.S. (2014) “OECD Ülkelerinde
Telekomünikasyon Altyapısı ve Ekonomik Büyüme: Yatay Kesit Bağımlı Heterojen Panel Nedensellik Analizi”
İktisat İşletme ve Finans, 29(340): 69-94.
Baltagi, B. H. (2005) Econometric Analysis of Panel
Data, 3rd Edition, Chichester, John Wiley & Sons.
Borensztein, E., Gregorio, J.D., ve Lee, J.W. (1998)
“How does Foreign Direct Investment Afect Economic
Growth?” Journal of International Economics, 45: 115135.
Breusch, T. S. ve Pagan, A. R. (1980) “he Lagrange
Multiplier Test andits Applications to Model Specification in Econometrics” he Review of Economic Studies,
47(1): 239–253.
Chakrabarti, A. (2001) “he Determinants of Foreign
Direct Investment: Sensitivity Analyses of Cross-Country
Regressions” Kyklos, 54(1): 89-114.
Chen, C.H. (1996) “Regional Determinants of Foreign Direct Investment in Mainland China” Journal of
Economic Studies, 23(2): 18-26.
Cheng, L.K. ve Kwan, Y.K. (2000) “What are the Determinants of the Location of Foreign Direct Investment?
he Chinese Experience” Journal of International Economics, 51: 379-400.
Choi, C. (2003) “Does the Internet Stimulate Inward
Foreign Direct Investment?” Journal of Policy Modeling,
25(4): 319–326.
Colecchia, A. ve Schreyer, P. (2002) “ICT Investment
and Economic Growth in the 1990s: Is the United States
a Unique Case? A Comparative Study of Nine OECD
Countries” Review of Economic Dynamics, 5(2): 408–442.
Dumitrescu, E.-I. ve Hurlin, C. (2012) “Testing for
Granger Non-causality in Heterogeneous Panels” EconomicModelling, 29(4): 1450–1460.
Economou, P. (2008) “Harnessing ICT for FDI and
Development” Global Forum on International Investment III, March 27-28, Paris.
Fielding, D. (1993) “Determinants of Investment in
Kenya and C’ote d’Ivoire” Journal of African Economies,
2(3): 299-328.
Fielding, D. (1997) “Adjustment, Trade Policy and
Investment Slumps: Evidence from Africa” Journal of Development Economics, 52: 121-137.
Gholami, R., Lee, S.Y.T. ve Heshmati, A. (2005) “he
Causal Relationship between ICT and FDI” WIDER Research Paper, No:2005/26.
Granger, C. W. J. (1969) “Investigating Causal Relations by Econometric Models and Cross-spectral Methods”
Econometrica, 37(3): 424–438.
Greene, J. ve Villanueva, D. (1991) “Private Investment in Developing Countries” IMF Staf Papers, Vol.
38.
Im, K. S., Pesaran, M. H. ve Shin, Y. (2003) “Testing
for Unit Roots in Heterogeneous Panels” Journal of Econometrics, 115(1): 53–74.
Ketteni E., Kottaridi, C. ve Mamuneas, T. (2010),
“Information and Communication Tehnology and Foreign Direct Investment” Annual Meeting of the Austrian
Economic Association, May 14-15, Vienna.
Loree, D.W. ve Guisinger, S.E. (2009) “Policy and
Non-Policy Determinants of US Equity Foreign Direct
Investment” Journal of International Business Studies,
26(2): 281-299.
Mark, N. C., Ogaki, M. ve Sul, D. (2005) “Dynamic
Seemingly Unrelated Cointegrating Regressions” he Review of Economic Studies, 72(3): 797–820.
McCoskey, S. ve Kao, C. (1998) “A Residual-based
Test of the Null of Cointegration in Panel Data” Econometric Reviews, 17(1): 57–84.
Ndikumana, L. (2000) “Financial Determinants of
Domestic Investment in Sub-Saharan Africa: Evidence
from Panel Data” World Development, 28(2): 381-400.
215
Cengiz AYTUN, Cemil Serhat AKIN, Okyay UÇAN
Pedroni, P. (2000) “Fully Modified OLS for Heterogenous Cointegrated Panels” B. Baltagi (ed.) Advances in
Econometrics, Bingley, Emerald.
Terpstra, V. ve Yu, C.M. (1988) “Determinants of Foreign Investment of US Advertising Agencies” Journal of
International Business Studies, 19(1): 33-46.
Pesaran, M. H. (2004) “General Diagnostic Tests for
Cross Section Dependence in Panels” Institute for the
Study of Labor Working Papers, No:1240.
Uçan, O. ve Öztürk, Ö. (2011) “Financial Determinants of Investment for Turkey”, Journal of Economic and
Social Studies 1(1): 83-110.
Pesaran, M. H. (2007) “A Simple Panel Unit Root
Test in the Presence of Cross-section Dependence” Journal of Applied Econometrics, 22(2): 265–312.
Veeramacheneni, B., Vogel, R. ve Ekanayake, E.M.
(2008) “Information Technology, FDI and Economic
Growth: An India Case Study” Southwestern Economic
Review, 35(1): 95-112.
Pesaran, M. H., Ullah, A. ve Yamagata, T. (2008) “A
Bias-adjusted LM Test of Error Cross-section Independence” Econometrics Journal, 11(1): 105–127.
Pesaran, M. H. ve Yamagata, T. (2008) “Testing Slope Homogeneity in Large Panels” Journal of Econometrics,
142(1): 50–93.
Pohjola, M. (2002) “he New Economy in Growth
and Development” Oxford Review of Economic Policy,
18(3): 380 –396.
Soper, D.S., Demirkan, H., Goul, M. ve Louis, R.S.
(2006) “he Impact of ICT Expenditures On Institutionalized Democracy and Foreign Direct Investment in
Developing Countries” 39th Hawaii International Conference, Jan 4-7, Hawaii.
216
Wai, T. U. ve Wong, C. H. (1982) “Determinants of
Private Investment in Developing Countries” Journal of
Development Studies, 19 (1): 19-36.
Westerlund, J. ve Edgerton, D. L. (2007) “A Panel
Bootstrap Cointegration Test” Economics Letters, 97(3):
185–190.