Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19, ss. 245-264. İLİM T“SNÎFLERİNDE TASAVVUFUN YERİ S(leyman G5K‛ULUT Özet Bu makalede, İslâm tarihinin ilk dönemlerinden günümüze kadar Müslüman âlim, filozof ve mutasavvıflar tarafından yapılmış olan bazı ilim tasnîfleri ve bunlar arasında tasavvuf ilminin yeri meselesi ele alınmaktadır. Amacımız belli başlı ilim tasnîfleri içerisinde “Tasavvuf İlmi”nin ne kadar kabul gördüğünü tespit etmektir. Bu tespit çabası sırasında sadece tasavvuf ilmine yer verenlere değil, eserlerinde bundan bahsetmeyenlere de değinilmektedir. Anahtar terimler: Tasavvuf, İlim Tasnîfleri, Filozoflar, Âlimler, Mutasavvıflar. Abstract Place of Tasawwuf in Scientific Classifications In this article, the problem of some Islamic classifications of science from the first period of the history of Islam, and the place of sufism as an independent discipline among them are discussed. Our aim is to show the acceptance of sufism as a discipline in certain classifications done by Islamic scholars. In this confirmation, it is not only touched on those who are giving place to sufism but also those who ignored about it in their works. Key words: Sufism, Classification of Sciences, Philosophers, Scholars and Sufis. 1. Giriş Hz. Peygamber hayatta iken, klâsik İslâm ilimleri dediğimiz hadis, tefsîr, fıkıh, kelâm ve tasavvuf gibi ilim dallarının hiçbirisi tedvîn ve tasnîf edilmemişti. ‚yrıca, bir zâhir ve bâtın ayırımı da söz konusu değildi. Ç(nk( b(t(n ilimlerin kaynağı olan, dînin zâhirî ve bâtınî yön(n( kendi şahsiyetinde b(t(nleştiren Hz. Peygamber sağdı. Daha sonraki yıllarda ise insanların ihtiyaçlarına binâen, öncelikle Fıkıh ve diğerleri teşekk(l etti. Cibrîl hadîsi, zaten daha sonraki y(zyıllarda İslâm d(ş(ncesinin (ç farklı perspektifini oluşturacak kelâm, fıkıh ve tasavvuf ilimleri için bir dayanak sağlıyordu.1 İslâm f(tuhâtının genişlemesiyle birlikte, M(sl(manlar yabancı k(lt(r ve din mensuplarıyla karşılaşıp birlikte yaşamaya başlayınca çeşitli ilimlerle de tanıştılar. Emevîler ve ‚bbâsîler devrinde yapılan yoğun terc(me faaliyetleriyle felsefe ve mantık gibi ilimler İslâm d(nyasında yaygınlık kazandı. İşte böyle bir ortamda ilimler dallanıp kendi alanlarını belirlemeye ve farklı  1 ‚r. Gör., Dokuz Eyl(l Ü. İlahiyat Fak(ltesi, Tasavvuf ‚nabilim Dalı. Himmet Konur, Şeriat ve Tasavvuf , İslâmiyât, Ankara 1998, c. 1, sayı Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi , s. . 246 | Süleyman GÖKBULUT ilim tasnîfleri yapılmaya başlandı.2 İlimler tasnîfi, genel olarak, her ilmin alanını, konusunu, gayesini ve sınırlarını açıklama amacına yöneliktir. ‚yrıca bu tasnîfler, dînî ilimlerin birbirleriyle ve diğer ilim dallarıyla ilişkilerini göstermesi bakımından önemlidir. M(sl(man entelekt(eller terc(me faaliyetleri sonucu İslâm öncesi ilimlerle y(z y(ze gelince, ilimlere ait hiyerarşiye açıklık getirme ve akılvahiy yahut din-ilim arasındaki uyum problemine katkıda bulunma umuduyla da bir takım tasnîfler yapmaya koyulmuşlardır. Bu sınıflandırmaların birçoğunun, eğitimde kolaylığı sağlamak, tahsil hayatına başlayacaklara tercih noktasında fikir vermek gibi bazı pratik amaçları gözettiğini de biliyoruz.3 Fârâbî ö.339/950), İhsâu’l-ulûm u te lif etme gayelerinden bahsederken b(t(n bu hususlara işâret eder. Ona göre, herhangi bir insan zikredilen ilimlerden birini öğrenmek isteyip bu eseri incelerse, cesaretle neye giriştiğini, neye baktığını, bu bakışı ile ne fayda temin edeceğini, b(t(n bunlardan kazancının ne olacağını, bunlarla hangi fazîleti elde edeceğini bilir. ‛öylece ilimlerden neyi tahsîl etmeye girişmiş ise kör( kör(ne değil de bilerek ona doğru yönelir. Yine o, bu kitap sayesinde ilimler arasında mukayese yapabilir ve hangisinin daha (st(n, hangisinin daha faydalı, hangisinin daha açık, hangisinin daha sağlam ve kuvvetli olduğunu, hangisinin ise daha gevşek ve zayıf bulunduğunu anlar.4 İslâm d(ş(ncesinde hicrî ikinci asırdan bug(ne kadar farklı ilim tasnîfleri yapılagelmiştir. Bu gelenek Câbir b. Hayyân ın ö. / Kitâbu’lhudûd una kadar geri gider ve Kindî nin ö. / Kitâbü aksâmi’l-ilmi’linsî adlı eseriyle devam eder. Kindî den sonra en orijinal tasnîf Fârâbî tarafından, İhsâü’l-ulûm da yapılmıştır. İhvân-ı Safâ nın Resâil i, Ebu Hayyan etTevhîdî nin ö.380/990) Risâle fi’l-ulûm u ve Ebu l-Hasan el-Âmirî nin ö.381/992) el-İ’lâm bi-menâkıbi’l-islâm ı da bu konuya ayrılmış eserlerdendir. Bundan sonra yapılan dikkat çekici iki çalışma ise Hârizmî ö.387/997) nin Mefâtîhu’l-ulûm u ile İbn Sînâ nın ö.428/1037) Fî aksâmi’l-ulûmi’l-akliyye adlı risâlesidir. Molla Lutfî nin ö.900/1495) Risâle fi’l-ulûmi’ş-şer’iyye ve’l-arabiyye 2 3 4 Mehmet Bayrakdar, İslam Felsefesine Giriş, T(rkiye Diyanet Vakfı Yay., ‚nkara , ss. 31. H. Yunus Apaydın, İslam ‛ilginlerinin İlimler Tasnifi ve Taşköpr(l(zâde , Taşköprülüzâde “hmed Efendi Kongresi Tebliğleri, Erciyes Ü. Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstit(s( Yay., Kayseri , s. , S. H. Nasr, İslam ve İlim, çev. İlhan Kutluer, İnsan Yay., İstanbul , s. Cevher Şulul, İslam Felsefesinde İlimlerin Sınıflandırılması Geleneği , Dokuz Eylül Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, İzmir , sayı , ss. İlhan Kutluer, İlim , Dİ“, c. XXII, s. 113. Fârâbî, İlimlerin Sayımı, çev. ‚hmet ‚teş, ME‛ Yay., İstanbul , ss. -55. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 İlim Tasniflerinde Tasavvufun Yeri | 247 adlı dînî ilimlerin tasnîfine m(nhasır eseri, Taşköpr(l(zâde nin ö.968/1561) Miftâhü’s-saâde adlı kapsamlı tasnîfi, Nev î Efendi nin ö.1007/1598), dînî ve felsefî ilimleri birlikte ele alan Netâyicü’l-Fünûn u, Kâtip Çelebi nin ö.1067/1657) Keşfü’z-zünûn undaki ilgili böl(m ve Saçaklızâde nin ö.1145/1732) Tertîbü’l-ulûm u Osmanlı döneminde de bu geleneğin devam ettiğini gösteren en m(him örneklerdir.5 M(sl(manlar yukarıda zikrettiğimiz çeşitli amaçlarla pek çok ilimler tasnîfi yapmışlardır. Kimi m(ellifler Nazarî İlimler-‚melî İlimler veya Teorik İlimler-Pratik İlimler diye bir ayırımı benimserken6, bazıları Şer î İlimler-Şer î olmayan İlimler , ‚klî İlimler-Naklî İlimler 7, kimileri de Ulûm-i İslâmî-Ulûm-i Dahîle veya Ulûm( ş-Şeria-Ulûm( l-Acem 8, Felsefî İlimler-Dînî İlimler 9, Evâil-Evâhir 10, D(nyevî İlimler-Uhrevî İlimler 11 ayırımını tercih etmişlerdir. ‛u kitaplardan bir kısmı da herhangi bir tasnîfe gitmekten ziyâde, ilimler hakkında genel ön bilgiler sunan ansiklopedik eserler mâhiyetindedir.12 ‛u sınıflandırmaları yapan kişilere baktığımızda, şu hususu da vurgulamadan geçmemek gerekir Genelde filozofların veya felsefecilerin yaptıkları tasniflerde, ‚risto dan ilhâm almış olacaklar ki, Nazarî ve Pratik ayırımı göze çarpmaktadır.13 Zîrâ ‚risto ilimleri (çe ayırıyordu - Nazarî Felsefe, 2- ‚melî Felsefe ve - Şiir veya G(zellik İlmi. ‚risto nun şârihlerinde ise söz( geçen ikili tasnif yaygındır.14 Din ilimleriyle meşgul olan diğer bazı âlimlerin tasniflerinde Şer’î İlimler ve “klî İlimler ayırımı dikkati çekmektedir.15 Bu Şer î ve ‚klî İlim ayırımı aslında klâsik İslâm ulemâsının genel 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 İlhan Kutluer, İlim , Dİ“, c. XXII, s. ‚yrıca bk. H. Yunus ‚paydın, agm, s. 12. Fârâbî ve İbn Sînâ gibi filozoflar bu tasnîfi benimsemişlerdir. ‛u tasnîflerin her biri ileriki sayfalarda şemalar halinde sunulacağı için kaynakları ilgili yerlerde verilecektir. ‛unlar Gazzâlî nin İhyâ ve Mustasfâ gibi çeşitli eserlerinde yapmış olduğu tasnîflerdir. İbn Haldûn da aklî-şer î ayrımını benimsemektedir. İzmirli İsmail Hakkı ve Hârizmî nin tasnîfleri bu şekildedir. ‚llâme Hafîd in böyle bir tasnîfî bulunmaktadır. Âmulî böyle bir tasnîf yapmaktadır. ‛u tasnîfi Molla Sadrâ yapmaktadır. Taşköpr(l(zâde ve Nev î Efendi nin kitapları bu t(re örnek olarak gösterilebilir. Hilmi Demir, Klasik İlim Sınıflamaları ve Kelâm İlminin Konumu Klasik İlim Sınıflamasının Epistemolojik Yapısı ve Sorunları , Kelâmın İşlevselliği ve Günümüz Kelâm Problemleri, İzmir İlahiyat Fak(ltesi Vakfı Yay., İzmir , ss. -105. Fârâbî, age, ss. 49-50. 5rnekleri ileriki sayfalarda gör(lecektir. Fakat bu ayrım şer î ilimlerle aklî ilimler arasında hiçbir bağlantı yoktur anlamına gelmemektedir. Gazzâlî nin de dediği gibi şer î ilimlerin çoğu, onu bilenlerce aklî aklî ilimlerin ekserisi de bunları iyice kavrayanlar nazarında şer îdir. ‛k. Gazzâlî, Ledünnî İlim Risâlesi, çev. ‚. C(neyd Köksal, Gelenek Yay., İstanbul Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 248 | Süleyman GÖKBULUT bir tercihi olarak gör(nmektedir. 2. İlim Tasnifleri İçerisinde Tasavvufun Yeri Kāl ilmi değil de hâl ilmi klişesiyle tanımlanan, yani bizzat tecr(be edilen ve s(bjektif yön( ağır basan bir disiplin olan tasavvufun ilmî açıdan değerlendirilmesi bazı zorlukları beraberinde getirmektedir. Zîrâ onun diğer İslâmî ilimlerden en bâriz farkı, hem pratik hem de nazarî yöne sahip olmasıdır. Tasavvufî bir hayat için vazgeçilmez olan amelî cephedir. Sûfîler seyr ( s(lûk safhasında pek çok deneyim yaşarlar. Hepsi değilse de bir kısmı bunları kaleme alır veya sözle ifâdelendirir. Mutasavvıfların kendi tarîklerine ilişkin esasları ve nazariyeleri belirledikleri eserleri de vardır. ‚yrıca bu z(mrenin İslâmî ilimlerin çeşitli sahalarında kendilerine özg( d(ş(nce ve yorumlar geliştirdikleri de bilinmektedir. ‛öylece zengin bir tasavvuf k(lliyâtı meydana gelmiştir. Mutasavvıfların diğer ilim erbâbıyla ayrıldıkları önemli hususlardan biri de bilgiyi elde etme metotlarındaki farklılıktır. Felsefe, Kelâm ve Fıkıh gibi ilimler akıl, duyular ve haber yoluyla bilgiye ulaşırken, ehl-i sûfiyye bu (ç(n(n yanı sıra ilhâm ve keşfi de devreye sokar ve metafizik/gaybî meselelerde bu son kaynağın kullanılması gerektiğini savunur. Dolayısıyla onların da ‚llah, kâinât ve insan konularında farklı bakış açıları getirdikleri ve İslâm d(ş(ncesine zenginlik kattıkları inkâr edilemez bir gerçekliktir. İşte bu birikim ve farklılık, kanaatimizce onların da m(stakil bir ilim teşekk(l ettirmelerini sağlamıştır. İlimler tasnîfi, belli dönemlerdeki toplumsal birikimi ve genel kabul görm(ş ilmî anlayışı yansıtması bakımından b(y(k önem arz etmektedir. Çeşitli asırlarda, farklı ilim dallarına mensup şahısların yaptıkları sınıflandırmalar içerisinde de tasavvufa yer verilip verilmediği, verilmediyse ne gibi sebeplerle verilmediği verildiyse de nasıl ve hangi isimler altında yer verildiği irdelenmesi gereken bir problemdir. ‛u gibi gerekçelerle, makalemizde uzun bir tarihsel s(reç içerisinde meydana gelmiş belli başlı ilim tasnifleri gözden geçirilip şemalar halinde sunulacaktır. 5ncelikle içerisinde tasavvufa yer verilmeyen tasnifler söz konusu edilecek, bunun nedenleri (zerinde fikir y(r(t(lecektir. Daha sonra tasavvufu m(stakil bir ilim olarak kabul eden sınıflandırmalar ele alınacaktır. En sonunda da tasavvufun klâsik eserlerini kaleme alan bazı sûfîlerin kendi ilimlerini nasıl görd(klerine ve bunu ilimler şemasının neresine yerleştirdiklerine değinilecektir. 2004, ss. 25-26. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 İlim Tasniflerinde Tasavvufun Yeri | 249 A. İlimler Tasnîfinde Tasavvufa Yer Vermeyenler Yukarıda, Kindî nin ilimlerin tasnîfine hasredilmiş Kitâbü aksâmi’l-ilmi’linsî adında bize kadar ulaşmayan bir kitabından bahsetmiştik. Dolayısıyla onun ilimler tasnîfi hakkında sağlıklı bir bilgi vermek m(mk(n değildir. Fakat Kindî, ‚risto nun kitapları (zerinde bazı değerlendirmelerde bulunurken, hem ilimlerin öncelik ve sonralığından bahsetmiş hem de sosyal ilim-ilâhî ilim , nazarî ilim-pratik ilim gibi yer yer çeşitli taksîmâtlar yapmıştır. Fakat bunlar arasında tasavvufa yer verilmemektedir.16 Kindî den sonra, tasnîf( l-ulûm işi bir başka filozof Fârâbî tarafından devam ettirilmiştir. Fârâbî nin ilimleri sınıflandırdığı eseri İhsâu’l-ulûm17 adını taşımaktadır. O, burada ilimleri beş ana kısma ayırmaktadır. Sonra bunları kendi içinde çeşitli kollara bölmekte, konularını açıklamakta ve metotlarına temas etmektedir. ‚yrıca onun Nazarî Felsefe-Pratik Felsefe ayırımı da vardır.18 Fârâbî nin her iki tasnîf şemasında da tasavvuf ilmi bulunmamaktadır. İHSÂU’L-ULÛM S(lûk ilmi Mantık İlmi Ta lîm İlimleri Tabiat ve Medenî İlim İlâhiyât İlmi TEN”ÎH “L SE”ÎLİ’S-S“ÂDE Nazarî Felsefe Matematik 16 17 18 Fizik Pratik Felsefe Metafizik Ahlak Siyâset Kindî, “ristoteles’in Kitaplarının Sayısı Üzerine, (Kindî: Felsefî Risâleler içinde , haz. Mahmut Kaya, Klasik Yay., İstanbul , ss. 63‚. Cortabarria ‛eitia, Kindî de İlimlerin Sınıflandırılması I , çev. Emrullah Y(ksel, “tatürk Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Erzurum , sayı , ss. -243. ‛u tasnifler için Fârâbî nin dilimize çevrilmiş olan eserine bk. Fârâbî, age, ss. 54-139. Fârâbî, Mutluluk Yoluna Yöneltme, çev. Hanifi 5zcan, yy., İzmir , ss. -53. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 250 | Süleyman GÖKBULUT Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf Hârizmî, iki makale, on beş bâb ve doksan (ç fasıldan oluşan Mefâtîhu’l-ulûm adlı eserini ilimlerin sayımına ve onları tasnîf etmeye, tanımlamaya ve terimlerini açıklamaya hasretmiştir. Hârizmî, ilimleri başlıca iki kategoriye ayırır 1- Ulûmu ş-Şeria ve Onlarla İlişkili ‚rabî İlimler. 2- Ulûm( l-Acem: Yunanlılar ve 5teki Milletlerden ‚lınmış İlimler.19 Hârezmî nin tasnîfinde tasavvuf ilmine rastlayamıyoruz. MEFÂTÎHU’L-ULÛM Ulûmu ş-Şeria ve Onlarla İlişkili Arabî İlimler Fıkıh Kelâm Nahiv Kitâbet Ulûmu l-‚cem Yunanlılar ve 5teki Milletlerden ‚lınmış İlimler Şiir-Aruz ‚hbâr Nazarî İlimler Pratik İlimler Metafizik ‚hlâk Matematik Ev Yönetimi Fizik Siyâset İbn-i Sînâ sadece aklî ilimleri tasnîf etmiş ve Fî aksâmi’l-ulûmi’l-akliyye adında bu konuya mahsus bir risâle yazmıştır. ‛(t(n ilimlere dair kapsamlı ve genel bir sınıflandırması bulunmayan İbn-i Sînâ nın, eserinde tasavvuf ilminden bahsetmediği gör(lmektedir.20 19 20 Hârizmî, Mefâtîhu’l-ulûm, İdâret( t-Tıbâati l-M(nîre, Mısır . Hârizmî hakkında bk. İlhan Kutluer, Hârizmî, Muhammed b. ‚hmed , Dİ“, c. XVI, ss. 222-224. İbn Sînâ, Fî aksâmi’l-ulûmi’l-akliyye, (Tis’u resâil fi’l-hikmeti ve’t-tabîiyyât içinde , haz. Mirza Muhammed Melik, Şeyh Muhammed b. Ğulâm Resûl, Matbaat-i G(lzâr-ı Hasenî, ‛ombay 1318, ss. 67- . ‛u durum İbn Sînâ nın tasavvufa tamamen yabancı olduğu anlamına gelmemektedir. ‚macımız ilim tasnîfleri içinde tasavvuf ilmine ne kadar yer verilip verilmediğini anlamak olduğu için sadece ilimler sınıflandırmasına hasredilmiş eserler incelenmektedir. Yoksa İbn Sina nın el-İşârât ve’t-tenbîhât adlı eserinin dörd(nc( cildini çeşitli tasavvufî terimlere ve konulara ayırdığı bilinmektedir. ‛k. İbn Sinâ, el-İşârât ve’t-tenbîhât, tahk. S(leyman D(nyâ, M(esseset( n-Nu mân, ‛eyrut , c. IV. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 İlim Tasniflerinde Tasavvufun Yeri | 251 FÎ “KSÂMİ’L-ULÛMİ’L-“KLİYYE Nazarî Hikmet ‚melî Hikmet el-İlm( l-Esfel el-İlm( l-Evsat el-İlm( l-‚ lâ el- (el-İlm( t-Tabîî (el-İlm( r-Riyâzî İlm( l-İlâhî ‚hlâk Ev Yönetimi Siyâset End(l(s te yetişen, Zâhirî Fıkıh Ekol( n(n kurucusu sayılan, Fıkıh, Tarih, Kelâm, Felsefe ve Edebiyat gibi ilim dallarında bir çok eser vermiş olan İbn Hazm ö.456/1064) da Merâtibü’l-ulûm adlı risâlesinde ilimler tasnîfi yapmıştır. ‛urada o ilimleri yedi ana başlık altında toplamış, fakat tasavvufa yer vermemiştir.21 MERÂTݔܒL-ULÛM Dini ve Hukukî İimler Tefsîr Hadîs Tarih İlmi Hukuk Dil İlmi Astronomi Aritmetik İlmi İlmi Tıp İlmi Felsefe İlmi Kelâm Tasavvufun bu şahıslar tarafından bir ilim olarak kabul görmemesinin ardında çok çeşitli sebepler olabilir. Mesela Kindî, Fârâbî ve İbn Sînâ gibi filozofların tasnîflerindeki ortak nokta, tasavvufa hiç yer vermemeleridir. İslâm Felsefesi tarihinde “Meşşâî Ekolü” olarak bilinen bir düşünce sistemine bağlı olan bu düşünürler büyük ölçüde Aristo’nun tasnîfine sâdık kalmışlardır. Onların gözünde felsefe adeta “ilimler sistemi”nin çatısını teşkîl et21 İbn Hazm, Merâtibü’l-ulûm, haz. İhsan ‚bbas, Muhammed ‚li Haksarî, ‛(nyâd-ı Pejûhişhâ-yı İslâmî, Meşhed İbn Hazm hakkında bk. H. Yunus ‚paydın, İbn Hazm , Dİ“, c. XX, ss. 39-52. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 252 | Süleyman GÖKBULUT mekte ve diğer bütün ilim dalları bu çatının altında kendine yer bulmaktadır. Bu yüzden onlar, belki de “insanın iyi veya kötü olarak vasıflandırılmasına yol açan nitelikleri, huyları ve bunların etkisiyle ortaya koyduğu irâdeli davranışlar bütünü”22 olarak tanımlayabileceğimiz ahlâkın, tasavvufun işlevini yerine getirdiğini düşünmüşlerdir. Zîrâ onların sınıflandırmalarında “ahlâk ilmi” genellikle yer almıştır. ‛azı m(elliflerin, tasavvufun meşrûiyetini ş(pheyle karşılamış olmaları muhtemeldir. Ç(nk( sûfîlerin ortaya koydukları bir takım yeni söylemlere ve uygulama biçimlerine fakihler ve ehl-i hadîs başta olmak (zere bir kısım ulemâ tarafından şiddetle karşı çıkılmış, İslâm a bid atlerin sokulduğu ileri s(r(lm(şt(r.23 Tasavvufun yapılan ilk tasnîflerde yer almamasının bir diğer sebebi de, onun başlangıçta bir z(hd ameliyyesi olarak gör(l(p Fıkıh ilmi içerisinde d(ş(n(lmesi olabilir. Ç(nk( ilk M(sl(manların göz(nde şeriat bir b(t(nd(. Dinin zâhirî ve bâtınî yön(n( içine alıyordu. Fıkıh terimi, şeriat ilminin karşılığı olarak fakih de b(t(n bu özellikleri hâiz kişi anlamında kullanılıyordu. M(sl(manlar öncelikle amelî h(k(mlere ihtiyaç duydular ve bundan dolayı fıkıh ilmi neş et etti. Sonraki zamanlarda insanlar ondan daha başka bir dînî fonksiyon talep ettiler. ‛u da tasavvuf ilminin ortaya çıkışını sağladı. 24 B. İlimler Tasnîfinde Tasavvufa Yer Verenler H. IV./ M. X. asırda ortaya çıkmış İhvân-ı Safâ topluluğu tarafından yapılan ilimler tasnîfinde tasavvuf, şer î ilimler içerisinde yer almaktadır. ‛unlarla meşgul olan âlimler de âbidler, zâhidler, ruhbân ve benzeri kişiler olarak tanımlanmaktadır.25 22 23 24 25 Mustafa Çağrıcı, ‚hlâk , Dİ“, c. II, s. 1. ‛u konudaki tartışmalar için bk. S(leyman Uludağ, İslam Düşüncesinin Yapısı, Dergâh Yayınları, İstanbul . ‛u nedenle muahhar kaynaklarda fıkhın, İslâm ın zâhirî h(k(mleriyle ilgili kısmına fıkh-ı zâhir, derûnî yön(yle ilgili tarafına ise fıkh-ı bâtın adı verilmiştir. ‛u konuda daha geniş bilgi için bk. İsmail Köksal, Fıkıh ve Tasavvuf İlişkisi , Tasavvuf, ‚nkara , c. I, sayı , ss. 87‚bd(lhakîm Y(ce, ‛ir İlim Olarak Tasavvuf , Tasavvuf, ‚nkara , c. II, sayı 4, ss. 23‚fîfî, Tasavvuf: İslâm’da Manevi Hayat, çev. Ekrem Demirli, ‚bdullah Kartal, İz Yay., İstanbul , ss. 99-102. el-Lüma da geçen şu rivâyet fıkhın bu kapsayıcılığını doğrular niteliktedir: Birileri Hasan-ı ‛asrî ye Filan kimse fakihtir deyince, o şu karşılığı vermiş Sen hiç fakih görmemişsin. Ç(nk( fakih d(nyaya değer vermez, âhirete yönelir. Dini emirlere karşı basîretlidir. ‛k. Ebu Nasr es-Serrâc, İslâm Tasavvufu, haz. H. Kamil Yılmaz, ‚ltınoluk Yay., İstanbul , s. . Resâilü ihvânı’s-safâ, Dâru Sâdır, ‛eyrut ts., c. I, ss. -267. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 İlim Tasniflerinde Tasavvufun Yeri | 253 RESÂİLÜ İHVÂNI’S-S“F Riyâziyye İlm( t-Tenzîl eş-Şer iyyet( l-Vaz iyye İlm( t-Te vîl İlm( r-Rivâyât ve l-Ahbâr el-Felsefiyyet( l-Hakîkiyye İlm( l-Fıkh ve sS(nen ve l‚hkâm İlmü’t-Tezkâr ve’l-Mevâiz ve’z-Zühd ve’tTasavvuf İlm( Te vîli lMenâmât ‛u gelenek içerisinde yer alan çok önemli bir sîmâ da Şemseddin elÂmulî ö. / dir. Seyyid H(seyin Nasr a göre bu konudaki kitaplar içerisinde İslâm medeniyetinde gelişmiş neredeyse t(m ilimleri zikreden, en eksiksiz ve kapsamlı çalışma, Şemseddin el-Âmulî nin Farsça olarak kaleme aldığı Nefâisü’l-fünûn26 adlı eseridir. Onun tasnîfinde yer alan çeşitli ilimler ve eserin temel aldığı sınıflama İslâm ilimlerinin y(zyılların ardından geldiği son noktayı yansıtmaktadır.27 Âmulî Evâhir başlığı altında tasavvuf ilmine ayrı bir yer açmakta ve bunu da s(lûk ilmi, hakîkat ilmi, m(râsada ilmi, hurûf ilmi ve f(t(vvet ilmi olmak (zere beş alt başlıkta işlemektedir. NEFÂİSÜ’L-FÜNÛN EVÂİL ‚melî Felsefe Nazarî Felsefe Matematik Prensipleri EVÂHİR Tabiiyyât ın ‛öl(mleri Matemati -ğin ‛öl(mleri F(r(tvvet ilmi 26 27 Edebiyat Şer iyyât Hurûf ilmi Tasavvuf M(rasada ilmi Tarih, Biyografi ve Neseb İlmi Hakikat ilmi S(lûk ilmi Şems(ddin Muhammed b. Mahmûd Âmulî, Nefâisü’l-Fünûn Fî “râyisi’l-Uyûn, tahk.: Mirza Ebu l-Hasan Şarânî, Seyyid İbrahim Meyâncî, İntişârât-ı İslâmiyye, Tahran / , c. IIII. S.H. Nasr, age, s. 15. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 254 | Süleyman GÖKBULUT İbn-i Haldun ö.808/1405) da ilimler tasnifi yapan m(elliflerden birisidir. Mukaddime adlı eserinde çeşitli ilim dallarından bahsetmiştir. İbn-i Haldun a göre, şehirdeki insanların tahsîl ve ta lîm etmeye çalıştıkları ve birbirlerine aktardıkları ilimler iki çeşittir ‛unun bir çeşidi, insan için tabiî natural, aklî dir. Diğeri naklîdir. ‛unlardan ilki, hikemî-felsefî ilimlerden ibarettir. İkincisi, naklî-vaz î ilimlerdir. ‛unlar, dînî h(k(mleri vaz edenden alınan haberlere istinâd eder.28 İbn Haldûn, naklî/şer î ilimlerin bir alt kolu olarak kabul ettiği tasavvufu şöyle tanımlamaktadır ‛u ilim İslam dan sonra ortaya çıkan şer î ilimlerdendir. ‚slı şudur Sûfîler tâifesince tutulan yol, bir hidâyet ve hak tarîk olmak (zere öteden beri (mmetin selefi ve b(y(kleri olan sahâbe, tâbiûn ve bunlardan sonra gelenler tarafından takip edilegelmiştir. İbâdet (zerinde önemle durmak, mâsivâdan alakayı kesip tamamıyla ‚llah Teâlâ ya yönelmek, d(nyanın alâyişinden ve ziynetinden y(z çevirmek, halk çoğunluğunun yöneldiği maddî lezzet, mal ve mevki hususunda zâhid olmak, halktan ayrılarak ibâdet için halvete çekilmek bu yolun esasını teşkil etmekte idi. Sahâbe ve selefte umûmî olan hâl bu idi . 29 MUK“DDİME N‚KLÎ/ŞER Î İLİMLER Hadîs Fıkıh ve İlmi Ona Usûl( ve Fıkıh T‚‛İÎ/‚KLÎ İLİMLER Kelâm Tasav- R(ya Kur an İlmi vuf İlmi Tabir İlimle- Tâbi Onunla Etme rinden Olan ‚lâkalı İlmi Tefsir ve Ferâiz Olan Mantık Arit- Geo- Koz- metik metri mografy Mûsıkî Tabiiyât İlâhiyat a Kıraat Cedel ve Hilâfiyat Kâtib Çelebi nin Keşfü’z-zünûn da mu teber saydığı beş sınıflandırmadan birisi olan ‚llâme el-Hafîd in ö.916/1510) Mecmûatü’l-hafîd adlı eserinde 28 29 İbn Haldun, Mukaddime, haz. S(leyman Uludağ, Dergâh Yay., İstanbul İbn Haldun, age, c. II, s. 1113. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 , c. II, s. . İlim Tasniflerinde Tasavvufun Yeri | 255 yapmış olduğu tasnîf, ilimleri öncelikle Din İlimleri ve Felsefî İlimler olarak ikiye ayırır. ‛uradaki din ilimleri kısmında yer alan Edeb İlmi tasavvufu da ifâde eder niteliktedir.30 MECMÛ“TÜ’L-H“FÎD DİN İLİMLERİ Kıraat İlmi Hadîs İlmi Hadis Usûl( Tefsîr İlmi FELSEFî İLİMLER Kelâm İlmi Fıkıh İlmi Edeb İlmi Teorik İlimler Metafizik Pratik İlimler ‚hlâk Fizik Ev İşletmesi Matematik Politika Mantık Taşköpr(l(zâde nin, Miftahü’s-saâde ve misbâhu’s-siyâde fî mevzûâti’lulûm isimli eserinde31 ”âtın İlmi ni, şer î ilimlerin bir alt dalı değil de, m(stakil bir ilim olarak değerlendirmesi son derece m(himdir. Yine onun bu ilmi, İbâdetler, Âdet ve Gelenekler, Helâk Edici Şeyler, Kurtarıcı İlimler 30 31 Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zünûn, Maârif Matbaası, İstanbul , c. I, ss. -12. ‛u eser, ilimler hakkında genel ön bilgiler veren ansiklopedik bir el kitabı mâhiyetindedir. M(ellif yedi ana ilim dalı için birer devha açarak kitabını bu yedi devha (zerine binâ etmektedir. Her ana böl(me dâhil ilimlerden söz etmeden önce, o ilmin önem ve değeri, tarihçesi ve ona duyulan ihtiyaçtan genel olarak bahsetmektedir. Daha sonra her bir ilim dalıyla ilgili olarak yazılan önemli eserlerin adını vermektedir. Taşköpr(l(zâde nin ilimler tasnîfi, tasnîf tekniği açısından diğerlerinden farklı ve orijinaldir. Ç(nk( o, tasnîfini varlık açısından yapmıştır. Onun eserinde, kendi zamanına kadar ilimlerin sayı ve çeşitlilik bakımından artmasına paralel olarak, diğerlerinde olmayan pek çok ilim dalı yer almaktadır. ‚ynı zamanda bu eser, Osmanlı nın klasik döneminde otoritelerin benimsediği ve artık ana hatlarıyla belirginleşmiş ilmî anlayışı yansıtması bakımından da b(y(k bir önem arz etmektedir. ‛k. H. Yunus ‚paydın, agm, ss. 18İlhan Kutluer, Farabi den Taşköprîzâde ye Uygarlık, Din ve ‛ilim , “kademik “raştırmalar Dergisi, İstanbul , c. II, sayı -5, s. 23. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 256 | Süleyman GÖKBULUT olmak (zere dört ana başlık altında incelemesi, Gazâli nin İhyâ da takip ettiği metodla b(y(k bir benzerlik göstermektedir.32 Yazarın bâtın ilmi diye sıraladıklarına baktığımızda, bunların - namaz, oruç, hacc ve zekât ibadetlerinin esrârı, tevekk(l, rıza, tevbe, sabır ve ş(k(r, (mit ve korku, z(hd, kalbin halleri... gibi- hepsinin tasavvuf ilmi içerisinde yer alan meseleler olduğunu gör(r(z. Taşköpr(l(zâde, Miftâhu’s-saâde nin (ç(nc( cildini bahsi geçen bâtın ilimleri ne ayırmaktadır. ‛urada yazar, şu sözlere yer vermektedir: ‛u ilmi elde etmenin yolu tasfiyedir. Tasfiye yolu ikiye ayrılır 1- Riyâzet ve m(câhede ile nefsi alışkanlıklarından alıkoyma yolu. Bu şekilde elde edilen ilme, ilm-i bâtın denir. 2- Ruhun, tasfiyeden sonra, kudsî ruh âlemine olan aşkından dolayı, ona m(şâhede ve tahakkuk yoluyla bir ilim hâsıl olur. Buna da m(kâşefe ilmi denir. Bu iki ilim arasındaki fark şu misâlle anlaşılabilir ‛âtınî ilim, cilâlanmış bir aynaya, karşısında bulunan bir ışık kaynağından ışığın yansımasına benzer. M(kâşefe ilmi ise, ışık kaynağını da taşıyan cilâlanmış bir aynaya benzer. İkinci ilim, ilkinin semeresidir. 33 MİFTÂHU’S-S“ÂDE Yazı İlimleri Lafızlara İlişkin Zihinlerde ‚ yâna İlişkin İlimler Olanlardan İlimler ‚melî Hikmet Şer î İlimler ”âtın İlimleri ‛ahseden İlimler İbadetler Adetler Helak Edici Şeyler Kurtarıcı İlimler Nev î Efendi nin Netâyicü’l-Fünûn ve Mehâsinü’l-Mütûn adlı kitabı çeşitli ilim dalları hakkında bilgiler veren ansiklopedik bir eserdir. O, bu eserinde tasavvuf ilmine ayrı bir bahis açmış, onun tarifinden ve özelliklerinden söz etmiştir.34 NETÂYİCÜ’L-FÜNÛN Tarih 32 33 34 Hikmet Hey et Kelâm Usûl-i Fıkıh Hilâf Tefsîr Tasavvuf Ta bîr-i Hâb Ruky ve Efsun Tıp Felâhat N(cûm Fâl ve Zecr Nitekim İhyâ nın I. cildi İbâdât , II. cildi Âdât , III. cildi M(hlikât , IV. cildi de M(nciyât konularına tahsîs edilmiştir. ‛k. Gazzâlî, İhyâu ulûmi’d-dîn, çev. Sıtkı G(lle, Huzur Yay., İstanbul , c. I-IV. Taşköpr(l(zâde, Miftâhü’s-saâde ve misbâhu’s-siyâde fî mevzûâti’l-ulûm, Dâr( l-K(t(bi lİlmiyye, ‛eyrut , c. III, s. 6. Nev î Efendi, İlimlerin Özü, haz. 5mer Tolgay, İnsan Yay., İstanbul , ss. -195. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 İlim Tasniflerinde Tasavvufun Yeri | 257 Molla Sadrâ ö.1050/1640 , XVII. y(zyılın önemli hakîmlerinden biridir. İbn Sînâ, S(heverdî el-Maktûl ö.587/1191) ve İbn ‚rabî ö.638/1240) nin d(ş(ncelerini mezcederek el-Hikmet( l-M(teâliyye ‚şkın Hikmet/İlâhî Hikmet adında felsefî-tasavvufî bir sistem kurmuş olan Molla Sadrâ, Esfâr ve İksîrü’l-ârifîn adlı eserlerinde iki farklı ilim tasnîfi yapmaktadır. O, birinci eserinde filozofların nazarî hikmet-amelî hikmet ayrımını benimserken, İksîrü’l-ârifîn de köt(l(klerden kaçınma, rûhî ve ahlâkî fazîletleri edinme yolu olan tasavvufa, d(nyevî ilimlerin bir alt dalı olan İlmü’l-“’mâl içerisinde yer vermektedir.35 İKSÎRÜ’L-ÂRİFÎN DÜNYEVÎ İLİMLER İlm( l-‚kvâl İlmü’l-“’mâl UHREVÎ İLİMLER İlm( l-Efkâr Allah Melekler Kitablar Resuller Kıyamet G(n( Bu kısımda son olarak 1868yılları arasında yaşamış, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerini idrâk etmiş İzmirli İsmail Hakkı nın Tasnîf-i Ulûm adındaki kısa bir risâlesinde yaptığı ilimler tasnîfine değinmek istiyoruz. ‛urada İsmail Hakkı hem M(sl(man ve gayr-i m(slim bazı kişiler tarafından yapılmış sınıflandırmalara değinmekte hem de kendisi farklı bir tasnîf ortaya koymaktadır. Onun bu tasnîfinde tasavvuf, Fıkh-ı Vicdânî başlığı altında, İslâmî ilimler içerisindeki yerini almaktadır.36 35 36 Mulla Sadrâ, İksîrü’l-ârifîn, haz.: William C. Chittick, Bringham Young University Pres, Utah 2003, ss. 4-15; Onun Esfâr ve İksîr de nasıl bir tasnîf yaptığına dair bk. S.H. Nasr, Sadruddin Şirâzî Molla Sadrâ , çev. Mustafa ‚rmağan, İslam Düşüncesi Tarihi, İnsan Yay., İstanbul , c. III, ss. -162. İzmirli İsmail Hakkı, Tasnîf-iUlûm, Fotokopi N(sha , Dokuz Eyl(l Ü. İlahiyat Fak(ltesi Ktp., no: 27654, ss. 6- İzmirli aynı tasnîfini Yeni İlm-i Kelâm adlı eserinde de tekrarlamaktadır. ‛k. İzmirli, Yeni İlm-i Kelâm, Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, İstanbul -1341, c. I, ss. 71İzmirli nin bu tasnîfinde, İslâm ın ilk devirlerindeki bir anlayışın tezâh(r( gör(lmektedir. Zirâ o asırlarda fıkıh terimi amelî, i tikādî ve vicdânî boyutları da içeren bir şekilde kullanılıyordu. İmam-ı ‚ zam ın Fıkhu’l-ekber inin i tikādî konuları işleyen bir eser olması bu konuda örnek olarak gösterilebilir. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 258 | Süleyman GÖKBULUT T“SNÎF-İ ULÛM Ulûm-i İslâmiyye Kur an Ulûm-i Dahîle Ulûm-i Âliye Ulûm-i Şer iyye Ulûm-i Âliye ‚racı İlimler Hadis Fıkıh Fıkh-ı İ tikādî Fıkh-ı ‚melî Riyâziyye Cismâniyye Nefsâniyye Fıkh-ı Vicdânî İlm-i ‚hlâk İlm-i Tasavvuf İbn Haldûn, ‚llâme el-Hafîd ve Taşköpr(l(zâde gibi ilimler tasnîfinde tasavvufa yer veren m(ellifler arasında zikrettiğimiz bu kişilerin, sûfî olmamalarına37 rağmen tasavvufa ilmî bir değer atfetmeleri, bu ilmin M(sl(manlar ve ilmî otoriteler arasında edindiği yeri göstermesi bakımından önemlidir. Tasavvufu İslâm ilimlerinden biri olarak kabul eden bu şahısların bazıları doğrudan tasavvuf adını kullanmakta, diğer bir kısmı ise tasavvufun meşgul olduğu konuları bâtın ilmi , edeb ilmi veya fıkh-ı vicdânî kategorisinde değerlendirmektedir. Ç(nk( ilimler tasnîfi şeması göz ön(ne alındığında, dînî ilimler in bir alt dalı olarak kabul edebileceğimiz tasavvuf, İslâm daki mânevî hayatın ve ahlâkî değerlerin adıdır. ‛âtınî ve sırrî bir karaktere sahiptir.38 ‛u özelliklerinden yola çıkılarak ona, sadece tasavvuf ilmi değil, bâtın ilmi , esrâr ilmi , ahvâl ve makāmât ilmi , s(lûk ilmi , tarîkat ilmi , maârif ilmi , m(kâşefe ilmi ve hakîkat ilmi gibi çok çeşitli isimler de verilmiştir.39 C- Mutasavvıfların Görüşleri Tasavvufî klâsiklerde, bu ilmin ne olduğu, nasıl tanımlanması gerektiği ve din içindeki meşrûiyeti gibi konular her zaman yer almış ve ona karşı olanlara cevaplar verilmiştir. ‛una göre tasavvuf, isim olarak değilse de, öz ve 37 38 39 Buradaki kayıt, onların mutlak olarak tasavvufla ilişkilerinin olmaması anlamına gelmemektedir. ‛u m(ellifler de çeşitli şeyhlerle ve tarîkatlarla m(nasebet kurmuş olabilirler. Fakat mutasavvıf olarak değerlendirebileceğimiz derecede bu ilim dalında ön plana çıkmamışlardır. S. Uludağ, age, ss. 123-130. 5mer Rıza Doğrul, İslâmiyetin Geliştirdiği Tasavvuf, ‚hmet Halit Kitapevi., İstanbul , s. 70. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 İlim Tasniflerinde Tasavvufun Yeri | 259 mânâ itibariyle Hz. Peygamber ve ashâbının hayat tarzında bulunmaktadır. İlk önce ahlâkî kaygılarla başlayan bir z(hd hareketi olan tasavvuf, hicrî (ç(nc( asırdan itibaren, temel esaslarını belirlemiş, sınırlarını çizmiş, kendine mahsus ıstılahlar (retmiş, eserlerini tedvîn ve tasnîf etmiş ve fıkıh, kelâm gibi diğer ilim dallarından biri olduğunu b(y(k oranda M(sl(manlara kabul ettirmiştir. ‛u bağlamda mutasavvıflar eserlerinde çeşitli tasnîfler yaparak, sûfîlerin ilimlerinin kaynağı hakkında bahisler açarak ve bu z(mrenin i tikadî konulardaki gör(şlerini dile getirerek tasavvufun şer î ilimlerden bir ilim ve mutasavvıfların da ehl-i s(nnet dâiresinde yer alan kişiler olarak kabul edilmesi gerektiğini uygun bir dille ifâde etmeye çalışmışlardır. Mesela Serrâc ö.378/988), Hucvirî ö.465/1072) ve S(hreverdî ö.632/1234) eserlerine ilim/sûfîlerin ilmi bahsiyle Kelâbâzî ö.380/990), Kuşeyrî ö.465/1072) ve Ebu n-Necîb es-S(hreverdî ö.563/1168) de akāid/sûfîlerin inanç esaslarına bakışı konusuyla giriş yapmışlardır.40 ‛u örnekler, onların bu konudaki gayretlerini yeterince özetler niteliktedir. ‛unlarda dikkatimizi çeken en m(him husus, sûfî yazarların t(m(n(n ilim konusu açıldığında veya eserlerinin çeşitli böl(mlerinde bir zâhir ve bâtın ayırımına gittikleri gerçeğidir. Onlara göre bâtın ilmi, tasavvuf ilmidir zâhir ilmi ise tasavvufun dışındaki fıkıh, kelâm ve felsefe gibi diğer ilim dallarıdır. Mutasavvıflar asırlardır bu ayırıma bağlı kalmışlar ve bâtın ilminin her zaman zâhir ilminden (st(n olduğunu kabul etmişler, öyle inanmışlardır. Yukarıda çeşitli ilim dallarına mensup şahısların ortaya koydukları tasnîflere değindikten sonra, sûfîlerin bu konudaki çabalarına temas etmek faydalı olacaktır. Zîrâ onların kendi ilimlerini dînî/şer î ilimler arasında nasıl konumlandırdıkları son derece önemlidir. ‛u y(zden bizzat tasavvufî d(nya içerisinde yaşayan ve bu alanda eserler veren kişilerin yaptıkları bazı sınıflandırmaları gözden geçirmek gerekecektir. Ebu Nasr Serrâc et-Tûsî el-Lüma’ adlı eserinde, ilimlerin çeşitli olduğunu söyler ama onun ilgisi sadece din ilimlerinedir. ‛uradan yola çıkarak Kur an İlmi , S(nnet İlmi ve İman Hakîkatları İlmi olmak (zere din 40 ‛k. Serrâc, age, ss. 9Hucvirî, Hakîkat ”ilgisi, haz. S(leyman Uludağ, Dergâh Yay., İstanbul 1996, ss. 89S(hreverdî, Gerçek Tasavvuf, haz. Dilâver Selvi, Semerkand Yay., İstanbul 1999, ss. 5Kelâbâzî, Doğuş Devrinde Tasavvuf, haz. S(leyman Uludağ, Dergâh Yay., İstanbul , ss. Kuşeyrî, Risâle, haz. S(leyman Uludağ, Dergâh Yay., İstanbul 1999, ss. 83Ebu n-Necîb es-S(hreverdî, Âdâbu’l-mürîdîn, tahk.: Fehim Muhammed Şektut, Dâru l-Vatani l-‚rabî, Kahire ts., ss. -21. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 260 | Süleyman GÖKBULUT ilimlerinin (ç çeşidinden bahseder. ‛u (ç ilimle muhaddisler , fakihler ve sûfîler meşgul olurlar. ‚llah ın âyetleri, Hz. Peygamber in s(nneti ve velî kulların kalplerine d(şen hikmetler bu ilimleri meydana getirir.41 DİN İLİMLERİ Kur an İlmi S(nnet İlmi İman Hakikatleri İlmi Serrâc ın yaptığı bu sınıflandırma aslen Cibrîl hadîsine dayanmaktadır. ‛una göre İslâm zâhir, îman zâhir ve bâtın, ihsân ise zâhir ve bâtının hakîkatidir. Hadiste geçen ihsân , m(ellif tarafından tasavvufun kaynağı olarak kabul edilmektedir.42 Ebu Tâlib el-Mekkî ö.386/1006), Kûtü’l-kulûb de tasavvuf yerine bâtın ilmi , kalb ilmi ve ilmullah gibi tabirler kullanmayı tercih eder ve eserinin ilim bahsinde, bu ilmin özellikleri ve onun zâhir ilmine (st(nl(ğ( hakkında açıklamalarda bulunur. ‛âtın ilmi, ma rifet ve muâmele ilmini zâhir ilmi, ahkâm ve fetvâ ilimlerini ifade etmektedir. ‛u konuda o şöyle der: ‚limlerin (st(n tuttukları, zikrini y(celttikleri, önemini te yid ettikleri, ilim olarak niteleyip övd(kleri, hakkında m(teaddit hadis ve sözlerin rivayet edildiği, mendub gör(len ve sahipleri hadisler tarafından fazilet erbabı olarak m(jdelenen ilim, ilmullah tır. ‛u ilim, ‚llah Teâlâ nın yolunu gösteren, insanı O na dönd(ren, iman ve yakîn ilminde tevhîde şahit olan ilimdir. Marifet ve muâmele ilmi, ahkâm ve fetvâ ilimlerinden farklıdır. ‛u ilme sahip olanlar ilmiyle amel eden, ameli ilimle beraber zikreden ve bunların tamamını da ‚llah korkusu ve huşû olarak vasfedenlerdir. O, dil değil kalb ilmi dir. Zaten ilmin yolu da budur. 43 Yine o ilimlerin dokuz adet olduğunu belirtir. Bunların dörd(, sahâbe ve tâbiûn nezdinde maruf olan s(nnettendir. ‛eşi ise, muhdes yani sonradan ortaya çıkma olup selef devrinde bilinmeyen ilimlerdir.44 41 42 43 44 Serrâc, age, ss. 9-10. Serrâc, age, ss. 9-10. Ebu Talib el-Mekki, Kalplerin “zığı, haz.: Muharrem Tan, İz Yay., İstanbul el-Mekkî, age, c. II, s. 120. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 , c. II, s. . İlim Tasniflerinde Tasavvufun Yeri | 261 KÛTÜ’L-KULÛ” SELEF DEVRİNDE ‛İLİNENLER İman İlmi Kur an İlmi S(nnet ve Hadis İlmi Fetvâ ve ‚hkâm İlmi SONR‚D‚N ORT‚Y‚ ÇIK‚NLAR Nahiv ve ‚ruz İlmi Fıkıhla İlgili Cedel ve Kıyas İlmi Felsefe Kaynaklı ‚kıl İlmi Hadislerin İlletleri ve Senedlerin Te sîsi İlmi Zayıf Hadislerin Sebepleri ve Râvîlerin Hadisleri Zayıflatmaları İlmi Gazzâlî ö.505/1111) kendinden önce gelen, Kelâbâzî, Ebu Tâlib elMekkî, Kuşeyrî ve Hucvirî gibi sûfî m(elliflerin başlattığı zâhir-bâtın birlikteliğini, şeriat-tasavvuf yakınlaşmasını ve b(t(nleşmesini amacına ulaştıran şahsiyettir diyebiliriz. Zîrâ o din ilimlerini yeniden ihyâ etme çabasında, İslâmî ilimlerin birbirleriyle olan ilişkilerinde tasavvuf ilmini bir köpr( olarak görmektedir. Onun sisteminde tasavvuf adeta birleştirici bir (st şemsiye görevini îfâ etmektedir.45 Söz konusu ilim açısından onun en m(him yön( bilgi kaynakları arasında bulunan akıl ve naklin yanına kalbin keşf, sezgi de dâhil edilmesi gerektiğini savunmasıdır. Bu nedenledir ki Gazzâlî den sonra tasavvuf İslâm âleminde daha çok kabul görm(ş ve bu ilim, dînî ilimler içerisinde kazandığı konumunu hiçbir zaman kaybetmemiştir. Gazzâlî İhyâ başta olmak (zere, el-Mustasfâ ve er-Risâletü’l-Ledünniyye gibi pek çok eserinde ilimlerin tasnîfinden ve derecelerinden bahsetmektedir. O, ilimleri bazen konusuna, bazen fayda ve zararına, kimi zaman da kaynağı, değeri ve gayesine göre değerlendirip tasnîf etmektedir.46 Gazzâlî İhyâu ulûmi’d-dîn’de, ilimleri öncelikle Şer î İlimler ve Şer î Olmayan İlimler diye ikiye ayırmakta, daha sonra bunları da kendi içerisinde farklı böl(mler halinde ortaya koymaktadır.47 ‛unun yanı sıra yine aynı eserde, âhiret yolunu gösteren ilimlerin kısımları başlığı altında, mükâşefe ve muâmele ilimlerinden bahsedilir. M(kâşefe ilmi, bâtın ilmi 45 46 47 M. Erol Kılıç, ‛ir Metodun Metodolojisi Dini İlimler Metodu Olarak Tasavvufa Mukayeseli ‛ir ‛akış , Usûl-İslâm “raştırmaları, ‚dapazarı , c. I, sayı , s. . Mehmet Vural, Gazzâli Felsefesinde ”ilgi ve Yöntem, Ankara Okulu Yay., Ankara 2004, s. 202. Gazzâlî, İhyâ, c. I, ss. 40-42. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 262 | Süleyman GÖKBULUT anlamındadır. ‛u ilim, sıddîk kişilerle mukarreblerin ilmidir, tasfiye edilmiş kalbde tecellî eden bir nurdur. ‛u nur vasıtasıyla pek çok şey aydınlanır, gaybî konular açık hale gelir. ‚yrıca muâmele ilmi de kalbin hallerini, onun iyi ve köt( yönlerini gösteren bir ilimdir.48 el-Mustasfâ adlı eserde, iki farklı tasnîfe daha rastlıyoruz. ‛irincisine göre ilimler Sırf ‚klî İlimler, Sırf Naklî İlimler, Hem ‚kla Hem Nakle Dayanan İlimler olmak (zere (ç çeşittir.49 İkinci tasnîf ise Fıkıh Usûl( n(n mertebesini ve diğer ilimlere olan nisbetini göstermek için yapılmıştır ve orada ‚klî İlimler-Naklî İlimler diye ikili bir ayrım dikkatleri çeker.50 Bu şemada bâtın ilimleri naklî ilimlerin altında yer almaktadır. İlimlerin çeşitli mertebelerinden ve led(nnî ilmin sahihliğinden bahsetmek için yazdığı Ledünnî İlim Risâlesi nde Gazzâlî, şer’î ve aklî olmak (zere yaygın ikili tasnîfini yaptıktan sonra bunlara bir de sûfîlerin ilmi ni ekler.51 İHY ŞER İ İLİMLER Kitap, S(nnet, İcma ve Sahabenin Yolu Fıkıh Fer i ilimler Tamamlayıcı İlimler 5v(len ve teşvik gören ilimler Yerilen ilimler Âhiret Yolunu Gösteren İlimler M(kâşefe 48 49 50 51 Yardımcı İlimler ŞER İ OLM‚Y‚N İLİMLER Muâmele Gazzâlî, age, c. I, ss. 47-49. Gazzâlî, el-Mustasfâ, el-Matbaat( l-Emîriyye, Mısır Gazzâlî, age, c. I, s. 5. Gazzâlî, age, ss. 34-35. , c. I, ss. -4. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 M(bah olanlar İlim Tasniflerinde Tasavvufun Yeri | 263 MUST“SF ‚KLÎ İLİMLER Tıp Hendese N‚KLÎ İLİMLER Hesap Kelâm Fıkıh Usûl( Tefsîr Hadis ”âtın İlimleri MUST“SF SIRF ‚KLÎ İLİMLER Hesap SIRF N‚KLÎ İLİMLER N(cûm Hendese Hadis HEM AKLA HEM NAKLE DAYANAN İLİMLER Fıkıh Tefsir Fıkıh Usûl( er-RİSÂLETÜ’L-LEDÜNNİYYE ŞER Î İLİMLER Usûl ‚KLÎ İLİMLER F(rû Riyâzî ve Mantıkî İlimler Tabiî İlimler SÛFÎLERİN İLMİ Metafizik İlimler Ebu Hafs 5mer es-S(hreverdî “vârifü’l-maârif e Sûfîlerin İlimlerinin Kaynağı adını taşıyan bir böl(mle başlamaktadır. Dolayısıyla o öncelikle bu ilmi meşru bir zemine oturtmak istemekte ve ancak bu başarıldıktan sonra diğer meselelere geçmenin isâbetli olacağını d(ş(nmektedir. Ona göre, ilimlerin kaynağı ve dağılma noktası Hz. Peygamber dir. İlim ve hidâyet, ‚llah tan ilk olarak ona gelmiş O, zâhiren ve bâtınen bu ilimlerle dolmuştur. İşte bu ilimlerin zâhirî tarafından din, yani dînî ilimler ortaya çıkmıştır.52 Bunlar da Tefsîr, Hadîs, Fıkıh ve Kelâm gibi ilimlerdir.53 S(hreverdî, sûfîlerin yukarıda adı geçen zâhirî ilimlere sahip olabileceklerini ve bildikleriyle amel ettiklerini söyledikten sonra, onları diğerlerinden ayıranın verâset ilmi olduğunu beyân eder. ‛u ise dîni, gerçek mânâ ve muhtevâsıyla anlamaktır .54 52 53 54 S(hreverdî, age, s. 10. S(hreverdî, age, ss. 7-8. S(hreverdî, age, s. 9. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19 264 | Süleyman GÖKBULUT İlim ve Hidâyet Hz. Peygamber Zâhirî Yön( Tefsîr Hadîs Fıkıh Kelâm ‛âtınî Yön( Verâset İlmi) 3. Sonuç İslâm tarihinin ilk devirlerinden itibaren farklı ilim dallarıyla uğraşan âlimler, farklı zaman ve coğrafyalarda kendi anlayışları çerçevesinde pek çok ilim tasnîfi yapmışlardır. Her tasnîf çıkarma teşebb(s(, söz konusu ilim adamının o anki d(nya gör(ş(nden ve o zaman diliminde bağlı bulunduğu fikrî paradigmadan bağımsız değildir. Hattâ entelekt(el tekâm(l( içerisinde, muayyen bir ilim adamının ilk önce yaptığı bir tasnîf, daha sonraki yıllarda kendinde değişen önem sıralamasıyla beraber değişebilmektedir.55 Tarihsel s(reç ilerledikçe, yeni ilimlerin ortaya çıkması, bazılarının m(stakil hale gelmesi veya kollara ayrılması sonucu olsa gerek tasniflerin ş(mûl( de artmaktadır. Makalemizin konusunu teşkîl eden ilim tasnîfleri incelendiğinde, çoğunluğun tasavvufu bir ilim olarak kabul ettiği, fakat ilk tasnîfleri yapan filozofların ve bazı ilim adamlarının bu ilme eserlerinde yer vermediği gör(lmektedir. 5zellikle Gazzâlî sonrası yapılan tasniflerin çoğunda, tasavvufun genellikle dînî/şer î ilimlerden bir ilim olarak gör(lmesi dikkatleri çeker. Osmanlılar devrindeki sınıflandırmalarda da bu durum aynen devam etmektedir. Sonuç olarak, b(t(n dönemlere hitap edebilecek genel geçer bir tasnîf yapmak çok zor olduğu kadar, doğru da gör(nmemektedir. Zamanın ve şartların ihtiyaçları muvâcehesinde her zaman yeni ve farklı tasnifler yapmak m(mk(nd(r. Nitekim g(n(m(zde bu ihtiyaçları dile getiren bir kısım ilâhiyatçılar bulunmaktadır.56 55 56 M. Erol Kılıç, agm, s. 100. Bu konuda İslâmiyât, ‚nkara , c. VI, sayı , ss. de yayınlanan Hayreddin Karaman, M. Hayri Kırbaşoğlu, Salahattin Polat, Yunus ‚paydın ve Tahsin Görg(n ile yapılan soruşturma dosyasına bakılabilir. Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19