Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                

Mahkemelerin (Yargı) Bağımsızlığı ve Hakimlerin Teminatı

2015, İ.D BİLKENT ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ LAW 301-2 MEDENİ USUL HUKUKU I DÖNEM ÖDEVİ

Toplumdaki adaletin ve düzenin sağlanması açısından büyük katkıya sahip olan, adaleti dağıtan, uygulayan ve gerçekleştiren hakimlerin bu görevlerini yerine getirebilmeleri, toplumsal adalete, huzura ve barışa, bireylerin hak ve özgürlüklerinin gerçekleştirilebilmesine, eşitliğe katkı sağlayabilmeleri için bağımsız olmaları çok önemlidir. Hakimlerin bağımsızlığı bu önemli işlevinden dolayı bir anlamda hukuk devletinin olmazsa olmaz unsurlarından birisidir; fakat hakimlerin bağımsızlığı tek başına tam olarak işlevini gösteremeyeceğinden, hakimlere birtakım teminatlar da tanınması gerekir; yani hakimlerin bağımsızlığının tam olarak gerçekleştirilebilmesi için hakimlerin teminatının da var olması gerekir. Bundan dolayı bu makalede mahkemelerin bağımsızlığının ve hakimlerin teminatının unsurları, amacı ve önemi Anayasa maddeleri ve uluslararası antlaşmalar, belgeler çerçevesinde incelenecek ve konu hakkındaki görüşler, tartışmalar yansıtılmaya çalışılacaktır.

İ.D BİLKENT ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ LAW 301-2 MEDENİ USUL HUKUKU I DÖNEM ÖDEVİ MAHKEMELERİN (YARGI) BAĞIMSIZLIĞI VE HAKİMLERİN TEMİNATI GİZEM GÜLER 21200893 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER 1 KISALTMALAR 2 MAHKEMELERİN BAĞIMSIZLIĞI VE HAKİMLERİN TEMİNATI 3 GİRİŞ 3 I. Mahkemelerin Bağımsızlığı 3 A. Kavram, Unsurlar, İlgili Anayasa Maddeleri 3 1. Yasama Organı Karşısındaki Bağımsızlık: 4 2. Yürütme Organı Karşısında Bağımsızlık: 5 3. Yargı Organına Karşı Bağımsızlık: 6 4. Kamuoyuna Karşı Bağımsızlık: 6 II. Hakimlerin Teminatı 8 A. Kavram, Unsurlar ve İlgili Anayasa Maddeleri: 8 1. Hakimlerin Azlolunamazlığı: 8 2. Emekliye Sevk Edilmeme Teminatı: 8 3. Mali Teminat (Aylık ve Ödeneklerden Yoksun Kılınamama Teminatı): 9 4. Hakimlerin Coğrafi Yer Teminatı (yoktur): 9 5. Bakanlık Hizmetine Atanmama ve Savcılık Görevine Getirilmeme Teminatı: 9 III. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun Yargı Bağımsızlığı ve Hakimlerin Teminatıyla Olan İlişkisi, Konuyla İlgili Olarak Hakimler ve Savcılar Kanununun ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununun İlgili Maddelerinin İncelenmesi 10 IV. Yabancı Ülkelerde Yargı Bağımsızlığının, Hakimlerin Teminatının İncelenmesi ve Bu Konudaki Uluslararası Sözleşmeler, Raporlar, Kararlar 11 A. Anglo-Amerikan Hukukuna Sahip Ülkelerde Hakimin Bağımsızlığı: 11 A. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AIHS) ve Hakimlerin Bağımsızlığı Konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AIHM) Kararları 12 1. AIHM Kararlarında Genel Olarak Mahkeme: 12 a. Bağımsız Mahkeme: 12 B. Bangalor Yargı Etiği İlkeleri: 13 C. 1985 Tarihli Birleşmiş Milletler, Yargı Bağımsızlığının Temel İlkeleri Belgesi: 14 D. Avrupa Konseyi Hakimlerin Rolü ve Bağımsızlığı Tavsiye Kararı, (R(94)12) 15 E. 2010 Tarihli “Venedik Komisyonu Yargıçların Bağımsızlığı Raporu” 17 1. Raporun Kabul Edilmesinin Arkasında Yatan Sebep: 17 2. Raporda Yargı Bağımsızlığı ve Teminatı ile İlgili Ele Alınan Hususlar 17 a. Yargı Bağımsızlığının Teminat Altına Alınması ve Bu Yönde Kabul Edilen İlkeler: 17 V. HAKİMLERİN BAĞIMSIZLIĞI ve TEMİNATININ AMACI ve ÖNEMİ 19 A. Hakimlerin Bağımsızlığı ile Hukuk Devleti Arasındaki İlişki 19 B. Yargının Bağımsızlığı ile Kuvvetler Ayrılığı İlkesi Arasındaki İlişki 20 C. Yargı Bağımsızlığı ile Yargı Tarafsızlığı Arasındaki İlişki 20 D. Hakimlerin Bağımsızlığı ile Adaletin Sağlanması Arasındaki İlişki 21 SONUÇ 21 KAYNAKÇA 23 KISALTMALAR a.g.e. : adı geçen eser a.g.m : adı geçen makale AIHM : Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AIHS : Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bkz : bakınız HSK : Hakimler ve Savcılar Kanunu HSYK : Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu HSYKK : Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu m. : madde s. : sayfa MAHKEMELERİN BAĞIMSIZLIĞI VE HAKİMLERİN TEMİNATI GİRİŞ Toplumdaki adaletin ve düzenin sağlanması açısından büyük katkıya sahip olan, adaleti dağıtan, uygulayan ve gerçekleştiren hakimlerin bu görevlerini yerine getirebilmeleri, toplumsal adalete, huzura ve barışa, bireylerin hak ve özgürlüklerinin gerçekleştirilebilmesine, eşitliğe katkı sağlayabilmeleri için bağımsız olmaları çok önemlidir. Hakimlerin bağımsızlığı bu önemli işlevinden dolayı bir anlamda hukuk devletinin olmazsa olmaz unsurlarından birisidir; fakat hakimlerin bağımsızlığı tek başına tam olarak işlevini gösteremeyeceğinden, hakimlere birtakım teminatlar da tanınması gerekir; yani hakimlerin bağımsızlığının tam olarak gerçekleştirilebilmesi için hakimlerin teminatının da var olması gerekir. Bundan dolayı bu makalede mahkemelerin bağımsızlığının ve hakimlerin teminatının unsurları, amacı ve önemi Anayasa maddeleri ve uluslararası antlaşmalar, belgeler çerçevesinde incelenecek ve konu hakkındaki görüşler, tartışmalar yansıtılmaya çalışılacaktır. I. Mahkemelerin Bağımsızlığı A. Kavram, Unsurlar, İlgili Anayasa Maddeleri Hakimlerin objektif bağımsızlığı olarak tanımlanabilecek bu kavram, hakimlerin gerek yasama gerekse yürütme organlarından bağımsız oldukları, bu organların hakimlere emir ve talimat veremeyecekleri, genelge gönderemeyecekleri anlamına gelir. Baki Kuru/Ramazan Arslan/Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 25. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara 2014, s. 92. Nurullah Kunter’e göre hakimlerin bağımsızlığı, hakimlerin karar verirken hiçbir baskı ve tesir altında bulunmamaları demektir. Ayşe Nuhoğlu, Feridun Yenisey, Nurullah Kunter, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul, s. 317 (Kemal Gözler, Türk Anayasa Hukuku, Ekin Yayınları, Bursa 2000, s. 84’den naklen) Hakimlerin bağımsızlığıyla ilgili hükümler Anayasamızda da yer almakta olup, bu kavramın unsurlarını Anayasa maddeleri üzerinden incelemek daha doğru olacaktır. Anayasamızın 9. maddesi, yargı yetkisinin Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağını ifade etmiştir. Anayasamızın bu konudaki bir diğer önemli maddesi, 138. maddedir. 138. maddenin I. fıkrası hakimlerin görevlerinde bağımsız olduklarını, görevlerini yerine getirirken Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verdiklerini belirtmiştir. Bu fıkra genel olarak hakimin kararlarında bağımsız olduğunu vurgularken bundan sonraki fıkralar hakimin çeşitli organlara karşı bağımsızlığını düzenlemektedir. 1. Yasama Organı Karşısındaki Bağımsızlık: Hakimlerin yasama organı karşısındaki bağımsızlığı, Anayasa 138/2’de ve 138/3-4’de belirtilmiştir. 138/2’ye göre, “hiçbir organ, makam, merci ve kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz”. 138/3’e göre de, “Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.” Ayrıca 138. maddenin 4. fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu; bu organların ve idarenin hiçbir suretle mahkeme kararlarını değiştiremeyecekleri ve bunların yerine getirilmesinin geciktirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bu üç fıkradan da görüldüğü üzere, Anayasamız hakimlerin bağımsızlığı kurumuna çok önem vermiş ve bununla ilgili olarak da yasama organının yargı organı üzerindeki baskısını önlemek ve kuvvetler ayrılığındaki dengeyi korumak amacıyla bu hükümleri içermiştir. Anayasamızın 32. maddesinin 2. fıkrasını da hakimlerin bağımsızlığıyla örtüştürmek mümkündür. Tabi hakim (yargıç) ilkesi, kişilerin kanunen tabi oldukları mahkemeden başka mahkemede yargılanamaması ve sonradan mahkemelerin oluşturulamamasıdır. Ergun Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara 14. Baskı, s.132., (Kemal Gözler, Türk Anayasa Hukuku, Ekin Yayınları, Bursa 2000, s. 84’den naklen) Bu hükmün, yargı bağımsızlığıyla bağdaştırılmasının nedeni, yasama organının sonradan yargıya müdahale etmesinin önlenerek, yargının özgürce yargılama yapması sağlanarak kişilerin yargılanmasından ileri gelir. Ancak bazı kişilere göre, Anayasanın içerdiği bu maddelere rağmen yasama organınca çeşitli düzenlemeler yapılarak, yasama organının yargıya müdahale imkanı yolunun açıldığı düşünülmekte, bu durumun kuvvetlerin birbirini sınırlaması anlamına gelebileceği ve yasama organının çok fazla güçlenmesi anlamına gelebileceği ifade edilmiştir. Şeref Ünal, Anayasa Hukuku Açısından Mahkemelerin Bağımsızlığı ve Hakimlik Teminatı, TBMM Kültür Sanat, Ankara 1994, s. 50. Örneğin, yasama organının Anayasa Mahkemesine üye seçmesi gibi. A.g.e., s.50. 2. Yürütme Organı Karşısında Bağımsızlık: Yargının yürütme organı karşısındaki bağımsızlığını ifade eden 138. maddenin ilgili fıkraları, yukarıda da ifade edilen 2. ve 4. fıkralardır. T.C Anayasası138/2: “hiçbir organ, makam, merci ve kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz”. Any 134/4: “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” Ayrıca Türk Ceza Kanununun 232. maddesi de “görülmekte olan bir davanın taraflarından biri hakkında kayırma, garez ve menfaate müsteniden hâkimlere emir ve tahakküm veya nüfuz veya iltimas eden kimse”nin cezalandırılacağını öngörerek hakimlerin yürütme karşısındaki bağımsızlığına ilişkin koruma sağlamayı amaçlamıştır. Anayasanın 138. maddesi ve Türk Ceza Kanununun 232. maddesine ek olarak, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı her türlü yargı yolunu açık tutan Anayasanın 125. maddesi 1. fıkrasını da hakimlerin bağımsızlığını sağlamaya yönelik korumalara dahil etmek mümkündür. Hakimlerin yürütme organı karşısındaki bağımsızlığını düzenleyen maddelerden olan 138. maddenin 2. fıkrasında dikkatlerin çekilmesi gereken önemli bir husus vardır. Bu husus, yürütme organının yargı organına emir ve talimat veremeyeceği, genelge gönderemeyeceği; tavsiye ve telkinde bulunamayacağı hükmünün yargı organının yargı fonksiyonuna ait işleri açısından geçerli olmasıdır. Bâki Kuru, Hakim ve Savcıların Bağımsızlığı ve Teminatı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları,1966, s. 8,9. Oysaki mahkemelerin yazı işlerine ilişkin idari işlemleri de vardır. Bu durumda Anayasanın 140.maddesi gereğince, idari işler yönünden Adalet Bakanlığına bağlı olan mahkemeler, Adalet Bakanlığı genelge gönderebilir, talimatlarda bulunabilir. A.g.e, s.8,9. Bu yönde verilen 13 Mayıs 1964 tarihli bir Anayasa Mahkemesi kararını da burada paylaşmak kanımca uygun olacaktır: “Hâkimler ve mahkemeler kalem işlerinin yürütülmesi ve personelin yönetimi için de işlem yaparlar. Ancak bu işlemlerde hâkim sıfatıyla değil, idarî bir makam olarak hareket ederler. Bunlar Adalet Bakanlığı adına yapılır ve bu işlemlerin hâkimlik sıfatıyla hiçbir ilgisi yoktur. Nitekim bu ve benzeri işlemler Devletin diğer teşkilatında hâkim sıfatını taşımayan idarî makamlar tarafından yapılır. Anayasa Komisyonu raporunun 132’nci maddesine ilişkin gerekçesinde mahkemelerin idarî işlemleri de söz konusu edilmiş ve hâkimlere ve mahkemelere müdahale edilmemesi ilkesinin, yargı yetkisinin kullanılması halinde göz önünde tutulmak gerektiği ve mahkemelerin idarî işlerinin düzenlenmesinde Adalet Bakanlığının genelge gönderme ve tedbir alma yetkisinin mevcut olduğu açıklanmıştır”. Anayasa Mahkemesi, 13 Mayıs 1964 Tarih ve E.1963/99, K.1964/38 Sayılı Kararı, Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi, Sayı 2, s.117-118. Bu durum her ne kadar yargı organının sadece idari işleriyle sınırlanmış olsa da bazı durumlarda yapılan idari işlemlerin adli işlemlere etki ettiği görülebilir. Örneğin; hakim ve savcı adaylığı seçiminde mülakatı gerçekleştiren kurulun çoğunluğunun Adalet Bakanlığı bürokratlarından oluşuyor olması, objektif bir değerlendirmenin yapılamayacağı, buna bağlı olarak da objektif değerlendirme sonucunda seçilemeyecek hakimlerin yargılama faaliyetinde bulunması anlamına gelebilir. Kemal Gözler, Türk Anayasa Hukuku, “Bölüm 21 Yargı”, Ekin Yayınları, Bursa 2000, s.351. 3. Yargı Organına Karşı Bağımsızlık: Yargı organına karşı bağımsız olmak demek, hakimlerin içinde bulundukları yargı organına karşı da bağımsız olması, örneğin bir yargı organının diğer bir yargı organına karışmaması, onun verdiği kararlara müdahele etmemesi demektir. Nuhoğlu/Yenisey/Kunter, a.g.e., s. 272. Bu noktada yargı organına karşı bağımsızlık kavramıyla, yargı organları arasındaki muhakeme usulu sonucunda oluşan altlık-üstlük ilişkisi birbirine karıştırılmamalıdır; çünkü temyiz, itiraz gibi muhakeme usulleri sonucunda ortaya çıkan, altlık- üstlük ilişkisi, esasında yargılama içindeki koordinasyonu, tutarlılığı sağlamak için ortaya çıkmıştır. Bülent Beder/Mehmet Altundiş, “Yasama ve Yürütme Fonksiyonlarının Yargı Fonksiyonlarına Müdahalesi”, Yasama Dergisi, Sayı 13, 2009, s.98. Buna karşın Nurullah Kunter’e göre, Yargıtay’ın İçtihadı Birleştirme Kararlarına bağlayıcılık getiren 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 45. maddesinin 5. fıkrası ile 2575 sayılı Danıştay Kanununun 40. maddesinin son fıkrası hakimlerin bağımsızlığı ilkesine ve Anayasaya aykırıdır. Nuhoğlu/Yenisey/Kunter, a.g.e., s. 272. 4. Kamuoyuna Karşı Bağımsızlık: Hakimlerin kamuoyuna karşı bağımsız olmalarına ilişkin ilgili Anayasa maddesi 140. maddenin 5. fıkrasıdır. Bu madde, hakimlerin ve savcıların, kanunda belirtilenlerden başka, resmi ve özel hiçbir görevde bulunamayacaklarını hüküm altına almaktadır. Hakimin kamuouyuna karşı bağımsızlığıyla asıl kastedilmek istenen, hakimlerin basın yayın organlarına karşı bağımsız olmasıdır; çünkü basın yayın organlarının hakimlerin işlemleri hakkında görüş bildirdikleri ya da yaptıkları yayınlarla bağımsızlıklarını etkiledikleri durumlar söz konusu olabilir. Beder/Altundiş, a.g.m., s.98. Anayasanın 26. maddesinin 2. fıkrasıyla, basın hürriyetinin yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi için sınırlandırılabileceği hüküm altına alınmıştır; fakat burada yargı bağımsızlığı sağlanırken dikkat edilmesi gereken bir başka husus da Anayasanın yine hüküm altına aldığı, temel hak ve özgürlüklerden olan basın ve haber alma, haberleşme özgürlüğü ile yargı bağımsızlığı arasındaki dengenin iyi bir şekilde kurulması gerektiğidir. A.g.e., s.99. Basın yayın organlarının yargı bağımsızlığına müdahalesini önlemek için konulan ancak 2012 yılında mülga olan, Basın Kanununun 19.maddesi, Ceza Muhakemeleri Kanununun “duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda her türlü sesli veya görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletlerin kullanılması” yasağını içeren 183. maddesi, Türk Ceza Kanununun “görülmekte olan bir davada yargılamada bulunanı veya soruşturma yapanı hukuka aykırı bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi ya da gerçeğe aykırı bir beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı hukuka aykırı olarak etkilemek amacıyla beyanda bulunan kişi hakkında adli para cezası” öngören 288. maddesi, yargı bağımsızlığını sağlamaya yönelik maddeler olarak gösterilebilir. Hakimlerin bağımsızlığıyla ilişkili olarak, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısını incelemek ve bu yapının hakimlerin bağımsızlığı kurumuyla nasıl bir ilişkiye sahip olduğunu burada göstermek yerinde olacaktır. Anayasanın 159. maddesinin 1. fıkrasına ve HSYK Kanununun 1. maddesine göre, “ HSYK mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.” Yürütme, yasama ve yargı organlarından bağımsız olarak kurulan ve hakimlerin atama, terfi, disiplin, yer değiştirme gibi bütün özlük işleri hakkında karar vermeye yetkili bir kurulun kurulması, hakimlerin bağımsızlığının sağlanması açısından isabetlidir. Ancak, Anayasanın 159. maddesinin ikinci fıkrasına göre ve HSYKK 3. maddesine göre, “Adalet Bakanı, kurulun başkanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı HSYK’nın tâbi üyesidir.” Bu durum yürütme organına bağlı olan Adalet Bakanının ve Yargıtay veya Danıştay üye sıfatı bulunmayan Adalet Bakanlığı Müsteşarı’nın, HSYK’da asıl üye konumunda bulunması hakimlerin bağımsızlığına gölge düşürebilecek bir durum olarak görülebilir. Kuru/Arslan/Yılmaz, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, s. 93. Bazı yazarlara göre ise, kurulun bütün üyelerinin doğrudan doğruya yargı organları tarafından seçilmesi ‘kooptasyon’ sisteminin bir çeşit kast sistemine sahip bir ‘yargı teknokrasisi’nin’ oluşmasına neden olacağı ve yargının yetkilerinin çok fazla artırılması anlamına gelir. Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, s.383. Gözler’e göre de, kurul 7 kişiden oluştuğu için, bunların sadece iki tanesi yürütme organına ait üyelerden oluşurken, beş tanesi bağımsız hakimlerden oluşmaktadır ve kurul kararlarını oy çokluğuyla verdiğinden kurulun içinde Adalet Bakanının ve Adalet Müsteşarının bulunması bağımsızlık açısından bir sorun teşkil etmeyecektir. Gözler, a.g.e., s. 854. Ayrıca HSYK gibi hakimlerin özlük hakları konusunda bu derece önemli yetkilere sahip bir kurulun kararlarına karşı yargı yolunun kapatılmasının, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ve Anayasanın 125. maddesinde hüküm altına alınan “ idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu” kuralı ile bağdaşmadığını söylemek mümkündür. Şeref Gözübüyük, Anayasa Hukuku, “S” Yayınları, Ankara 1986, s. 249. II. Hakimlerin Teminatı A. Kavram, Unsurlar ve İlgili Anayasa Maddeleri: Hakimlerin bağımsızlığı ilkesinin tam olarak işlevini gerçekleştirebilmesi için hakimlere birtakım teminatların sağlanması gerekir. Hakime birtakım teminatlar tanınmalıdır ki, hakim her türlü maddi ve manevi kaygılardan uzak, özgürce, Anayasa’ya, kanuna ve hukuk kurallarına uygun olarak ve vicdani kanaatine göre karar verebilsin. Kuru/Arslan/Yılmaz, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı.,s. 93. Hakimlere tanınan bu durum sadece hakimin konumunu iyileştirme amaçlı konulmamış olup, hakimin karar verirken özgür olması sağlanarak temelde adaletin her türlü baskı ve etkiden uzak olarak dağıtılması; yani kamu yararı hedeflenmiştir. A.g.e.,s.93. Hakimlik teminatının unsurları şunlardır: 1. Hakimlerin Azlolunamazlığı: Hakimlerin azlolunamazlığı demek, hakimlerin görevden alınamaması demektir. Anayasamız bu güvenceyi, 139. maddede ve Hakimler ve Savcılar Kanunu 44. maddede “ hakimler ve savcılar azlolunamazlar” diyerek ifade etmiştir; çünkü görevden alınma endişesi taşıyan bir hakimin özgürce karar vermesi pek mümkün olmayacaktır. 2. Emekliye Sevk Edilmeme Teminatı: Hakimin kendisi istemedikçe belli bir yaştan önce emekliye sevk edilebilmesi ihtimali, hakimin yine belli baskılar altında özgürce karar vermesine engel bir durum teşkil edebileceğinden Anayasamızın 139/1. ve 140/IV maddesinde ve HSK 44. maddede, “ hakimler ve savcıların altmış beş yaşına kadar hizmet görecekleri ve altmış beş yaşından önce emekliye sevk edilemeyecekleri” hüküm altına alınarak hakimlerin bağımsızlığının bir diğer teminatı oluşturulmaya çalışılmıştır. Münci Kapani, “İcra Organı Karşısında Hakimlerin İstiklali”, Ankara1956, s.103., (Bülent Beder/Mehmet Altundiş, “Yasama ve Yürütme Fonksiyonlarının Yargı Fonksiyonlarına Müdahalesi”, Yasama Dergisi, Sayı 13, 2009, s.114’den naklen). 3. Mali Teminat (Aylık ve Ödeneklerden Yoksun Kılınamama Teminatı): Anayasamızın 139. maddesinin 1. fıkrasında ve HSK’nın 44. ve 45. maddelerinde güvence altına alınan bu teminat, hakimin yaptığı işe, onuruna yakışacak bir maaş alması ve aldığı maaş ve ödeneklerden yoksun bırakılmaması anlamına gelir; çünkü yetersiz maaş alan bir hakim geçim kaygısı içinde kararlarını verirse, bu hakime sağlanan diğer teminatlar anlamsız hale gelebilir. 4. Hakimlerin Coğrafi Yer Teminatı (yoktur): Anayasamızda hakimlerin coğrafi yer teminatı yoktur. Kuru/Arslan/Yılmaz, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, s.94. Hakimler, HSYK tarafından kazanılmış hak, aylık ve kadro dereceleri korunarak aynı veya başka yerlerdeki eşit veya daha üst görevlere atanabileceklerdir. A.g.e., s.94. HSYK’nın hakimlerin atanmasında görevli kurul olmasıyla ilgili önemli olan husus, görüşleri veya verdiği kararlar HSYK tarafından beğenilmeyen hakimin kurul tarafından başka yere tayin edilmesi veya daha kötü bir yere tayin edilmesinin mümkün göründüğü durumdur. 5. Bakanlık Hizmetine Atanmama ve Savcılık Görevine Getirilmeme Teminatı: Bu teminat Anayasamızda tanınmamış olduğundan HSYK’nın bir hakimi hakimlikten alıp savcılığa ataması mümkündür; fakat bu durum hakimlerin rızası alınmadan gerçekleşebileceği için, hakimlerin bağımsızlığına gölge düşüren bir durum olarak kabul edilebilir. Bkz. HSK m. 36. Ayrıca Anayasamızın 159. maddesinin 7. fıkrasına göre, “ Adalet Bakanının gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, hakim ve savcıları görevlendirebileceği” hüküm altına alınmış olup, bu durum hakimlik teminatını zedelemeye yönelik olarak Adalet Bakanının yetkilerini güçlendirmiştir. Beder/ Altundiş, a.g.m., s.114. Hakimlerin Adalet Bakanlığı merkez kuruluşunda ancak muvafakatları alınmak koşuluyla Adalet Bakanı tarafından atabilme durumu da hakimlerin bağımsızlığına bir müdahale olarak kabul edilebilir. A.g.m., s.114. III. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun Yargı Bağımsızlığı ve Hakimlerin Teminatıyla Olan İlişkisi, Konuyla İlgili Olarak Hakimler ve Savcılar Kanununun ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununun İlgili Maddelerinin İncelenmesi Hakimler ve Savcılar Kanununun 69. maddesinin 3. fıkrasında, hakimlerin ağır hapis veya kasti suç işlemesi durumunda ve bu suçların hakimlik ve savcılık mesleğinin şeref ve onurunu zedeleyici, hakimlik ve savcılık mesleğine güveni sarsıcı nitelikte olması halinde HSYK’nın hakim ve savcıların görevden çıkarılmasına karar verebileceği hüküm altına alınmıştır. A.g.m., s.115. Bu hükümdeki sıkıntı, hakim ve savcıların görevden çıkarılmasının ve işledikleri suçun niteliğinin “ şeref ve onuru zedeleyici”, “güveni sarsıcı” gibi subjektif kavramlara dayandırılmasıdır. A.g.m., s.115. Böyle bir durumda HSYK’ya geniş bir takdir yetkisi tanınmış olmaktadır. A.g.m., s.115. Bundan dolayı kanımca, hakimlerin HSYK’ya karşı da bazı teminatlarının var olması gerekir. Bu maddenin son fıkrasında hakimlerin suç işlememiş olsalar bile, görevlerinden alınabilecekleri ve görevden alınmalarının yukarıda bahsedilen hakimlik mesleğinin “şeref ve onurunu zedelemesi” gibi koşullara dayandırılması hakime tanınan teminatlardan olan “hakimin azlolunamazlığı” teminatını zedeleyici bir yapıya sahiptir. HSK Kanunu Madde 69/4: “Disiplin cezasının uygulanmasını gerektiren fiil suç teşkil etmezse ve hükümlülüğü gerektirmese bile mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte görüldüğü takdirde de meslekten çıkarma cezası verilir”. Bir diğer örnek, HSYKK’nın 21. maddesi olabilir. Bu maddede, “Hakkında soruşturma yapılan hakim veya savcıların göreve devamının soruşturmanın selameti yahut yargı yetkisinin itibarına zarar vereceğine kanaat getirilirse, geçici tedbir olarak görevden uzaklaştırılmasına veya soruşturmanın sonuçlandırılmasına kadar geçici yetkiyle başka yargı çevresinde görevlendirilmesine kurul tarafından karar verilebileceği” hüküm altına alınmıştır. HSK’nın 3. ve son fıkralarında olduğu gibi, burada da hakimlerin görevden uzaklaştırılmasının nedenleri kesin olmayan ifadelerle belirtildiğinden, hakimlerin bağımsızlığının ve hukuki güvenilirlik ilkesinin zedelendiğini görmek mümkündür. Beder/Altundiş, a.g.m., s.116. Ayrıca Birleşmiş Milletlerin İnsan Hakları Konseyinin 2012 yılında Türkiye’de hakimlerin bağımsızlığına ilişkin yayınladığı raporda, Adalet Bakanının HSYK’daki pozisyonunun kurulun bağımsız yapısına zarar verdiği, kurulun sosyal, idari, politik her türlü baskıdan uzak olması gerektiği ifade edilmiştir. Gabriela Knaul, ‘Report of the Special Rapporteur on the independence of judges and lawyers’, A/HRC/20/19/Add.3, (http://www.ohchr.org/Documents/HRBodies/HRCouncil/RegularSession/Session20/A-HRC-20-19-Add3_en.pdf, Son Erişim Tarihi:16.11.2015). IV. Yabancı Ülkelerde Yargı Bağımsızlığının, Hakimlerin Teminatının İncelenmesi ve Bu Konudaki Uluslararası Sözleşmeler, Raporlar, Kararlar A. Anglo-Amerikan Hukukuna Sahip Ülkelerde Hakimin Bağımsızlığı: “Case Law” olarak da adlandırılan, Anglo-Amerikan hukuk sistemine sahip ülkelerden olan Amerika, hakimlerin bağımsızlığını düzenleyen ülkelerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Amerika’da yargının bağımsızlığına verilen önem biraz da sahip oldukları hukuk sisteminden ileri gelmektedir; çünkü Anglo-Amerikan hukuku esas olarak precedent denilen önceki hakim kararlarına dayanır; yani bir hakim önüne bir uyuşmazlık geldiğinde önceki hakim kararlarını araştırmalı ve o yönde karar vermelidir. Eğer önüne gelen mesele, önceki hakimin verdiği kararın dayanağını oluşturan somut olaya göre farklılıklar içeriyorsa, hakim gerekçesini de belirterek farklı bir karar verebilir. Bu durum, yargı faaliyetinin yürütülmesinde hakimlerin ne derece önemli bir konuma sahip olduklarını göstermektedir. Amerika’da John Marshall’ın Marbury v. Madison Kararından önce, Anayasa öngörmedikçe, mahkemelerin kanunların Anayasaya uygunluğunun yargısal denetimini yapma, söz konusu kanun hakkında yorum yapma yetkisi yoktu. Mahkemeler sadece söz konusu kanunu ilan etme yetkisine sahiplerdi; fakat bu kararla yasama organının yetkileri sınırlandırılmıştır. Yasama organının yetkilerinin sınırlandırılıp, yargı organının yetkilerinin artırılarak yasama organıyla aynı seviyeye gelmesinin gerekçesi olarak da Anayasanın kanunlardan üstün olduğu ve eğer Anayasaya aykırı bir kanun varsa bunu hukukun ne olacağını söyleyen ve hukuk kurallarını belli bir olaya uygulayan yargı organının geçersiz kılabileceği gösterilmiştir. Bkz.,U.S Supreme Court, Marbury v. Madison, 5 U.S. 1 Cranch 137 137 (1803) (https://supreme.justia.com/cases/federal/us/5/137/, Son Erişim Tarihi: 15.11.2015). Amerika dışında çeşitli ülkeler de Anayasalarında yargı bağımsızlığı kavramına yer vermişlerdir. Bunlara şu ülkelerin Anayasalarını örnek verebiliriz: Avusturya Anayasası Madde 87: “(1) Hakimler adli görevlerini yerine getirirken bağımsızdırlar…”, İtalya Madde 101.2: “Hakimler yalnızca hukuka tabidir” ve Anayasa Madde 104.1: “Yargı diğer tüm güçlerden muhtar ve bağımsız bir yapıdır.” Levent Gönenç, “Anayasa Çalışma Metinleri 3, Yargının Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı”, Tepav, http://www.tepav.org.tr/upload/files/1299851562-0.Yarginin_Bagimsizligi_ve_Tarafsizligi.pdf , Son Erişim Tarihi:30.11.2015. Yargı bağımsızlığının yer aldığı çeşitli Anayasaların ilgili maddelerine yer verdikten sonra, yargı bağımsızlığının ve hakimlerin teminatını içeren önemli uluslararası antlaşmaları, belgeleri, raporları incelemek yerinde olacaktır. A. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AIHS) ve Hakimlerin Bağımsızlığı Konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AIHM) Kararları AIHM’in yargı bağımsızlığı ve hakimlerin teminatı hakkında verdiği kararlara geçmeden önce, bu konuyla doğrudan ilişkili olan AIHS’in adil yargılanma hakkı ile ilişkili olan 6. maddesini incelemek gerekir. 6. maddeye göre, “Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir.” Bu maddede önemli olan nokta, “bağımsız ve tarafsız bir mahkeme” ifadesinin kullanılmış olmasıdır. Kişilerin hak ve yükümlülükleriyle ilgili olarak yapılacak olan bir yargılamada, yargılamanın bağımsız ve tarafsız hakimlerce (mahkemelerce) yapılacak olmasının hüküm altına alınması, uluslararası arenada da hakimlerin bağımsızlığının ne derece önemli bir konu olduğunu ortaya koymaktadır. 1. AIHM Kararlarında Genel Olarak Mahkeme: AIHM mahkemeyi; yasayla kurulan, bağımsız ve tarafsız, yargılama güvencesine sahip makam olarak tanımlamaktadır. İsmail Gürocak, “AIHM Kararlarında Yargı Bağımsızlığı”, s.2., (http://www.ismailgurocak.av.tr/ , Son Erişim Tarihi:17.11.2015). Mahkemelerin bağımsızlığı, mutlak bir hak olup; “Hiçbir hal ve şartta bu hakka istisna getirilemez, bu hak daraltılamaz ve askıya alınamaz.” Anayasa Mahkemesi, “Adil Yargılanma Hakkı” (AİHS md.6, AY md. 36,37,38), (http://www.bireyselbasvuru.info/Web/Icerik.aspx?IcerikID=50, Son Erişim Tarihi:16.11.2015). a. Bağımsız Mahkeme: AIHM’e göre mahkemenin bağımsızlığı ise, mahkemenin herhangi bir kişi ve organdan emir almaması, yasama ve yargı organlarının ve ekonomik, sosyal gruplar gibi dış etkilerin dışında olması demektir. Gürocak, a.g.m., s.2. AIHM temelde mahkeme bağımsızlığını değerlendirirken organların birbirlerinden bağımsız olmasını, kendi faaliyet alanlarında karar verme konusunda özgürlüğe sahip olmasını; yani kuvvetler ayrılığını değil, genel olarak mahkemenin dış etkilerden etkilenmemesini dikkate almaktadır. A.g.m., s.4. Bu hususta dikkate alınması gereken bir diğer nokta, AIHM’in bir mahkemenin bağımsızlığını tespit ederken mahkemenin genel görünümde de bağımsız olup olmadığı konusunda değerlendirme yapmasıdır; yani sadece mahkemenin bağımsız olması yeterli olmaz, ayrıca mahkemenin görünüşte de bağımsız olması gerekir. A.g.m, s.4. Bu hususa örnek olarak, AIHM’in DGM’lerde askeri üye bulunmasının AIHS’in 6. maddesinde belirtilen bağımsızlık ilkesine aykırı olduğuna dair kararını verebiliriz. A.g.m., s.4. Bir sivilin kısmen de olsa askeri bir mahkemede yargılanacak olması, yargılanacak kişide mahkemenin bağımsız olarak hareket edemeyeceği veya önceden belli bir görüşe sahip olacağı yönünde bir kanıya sahip olmasına neden olabilir, yargılanacak kişide böyle bir şüphenin var olması bile mahkemelerin bağımsızlığı ilkesine gölge düşüren bir durum olarak kabul edilebilir. A.g.m., s.4. B. Bangalor Yargı Etiği İlkeleri: 2003 yılında kabul edilen bu ilkeler, hakimlerin sahip olması gereken niteliklerden birini de hakimlerin bağımsız olması olarak belirlemiştir. HSYK, “2003/43 sayılı Birleşmiş Milletler Bangalor Yargı Etiği İlkeleri”, s.2. (http://www.hsyk.gov.tr/yiub/bangalore-yargi-etigi-ilkeleri-tr.pdf, Son Erişim Tarihi: 21.11.2015). Bu niteliği belirlerken de Uluslararası İnsan Hakları Bildirgesi’nin, herkesin hak ve özgürlüklerinin belirlenmesinin veya mahkeme önünde yargılanmasının bağımsız mahkemeler önünde yapılması gerektiği ilkesini ve Siyasi ve Medeni Haklar Uluslararası Sözleşmesinin herkesin bağımsız ve tarafsız mahkeme önünde yargılanma hakkına sahip olduğu ilkesini esas almıştır. HSYK, a.g.m., s.2.( http://www.hsyk.gov.tr/yiub/bangalore-yargi-etigi-ilkeleri-tr.pdf, Son Erişim Tarihi: 21.11.2015). Belirlediği ilkelerle yargı düzenlerine yardım etme ve tamamlama amacı güder. Yargı bağımsızlığı, ilkelerde şu şekilde ifade edilmiştir: “Yargı bağımsızlığı, hukuk devletinin ön koşulu ve adil yargılanmanın temel garantisidir. Bundan dolayı hakim, hem bireysel hem de kurumsal yönleriyle yargı bağımsızlığını temsil ve muhafaza etmelidir.” Adalet Bakanlığı, “Yargı Etiği ve Yargı Bağımsızlığı Konusunda Uluslararası Belgeler”, s.3, (www.abgm.adalet.gov.tr/pdf/bangalortr.pdf, Son Erişim Tarihi: 21.11.2015). Hakimlerin bağımsızlığının bu ilkeden de yararlanarak şu anlamlara geldiğini söylemek mümkündür: Hakim, doğrudan veya dolayısıyla gelen her türlü baskı, tehdit ve müdahaleden uzak olarak, olaylar konusunda objektif değerlendirmeler yaparak hukuki vicdanına göre karar vermelidir. Ag.m., s.3. AIHM’nin de belirttiği gibi hakimin yasama ve yürütme organlarından bağımsız olmakla birlikte görünüşte de bağımsız olması gerekir. A.g.m., s.3. Hakim görevlerini yerine getirirken diğer hakimlerden, taraflardan bağımsız olarak karar vermelidir. A.g.m., s.3. Yargı bağımsızlığının ilkelerde bu şekilde belirtilmesinin yanısıra, hakimlerin kararlarını verirken yargı etiği ilkesini göz önünde bulundurmaları ve onu yükseltmek için çaba göstermeleri gerektiği vurgulanmıştır. A.g.m., s. 3. Hakimlerin bağımsızlığı için belirlenen bu prensiplerden de yola çıkarak, sağlanmak istenenlerin, hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilmesi, demokratik bir toplum yaratılması ve bireylerin kamuya güven duyması, insan haklarının korunması, yargı sistemine duyulan güveni artırarak hakimlik makamına gösterilen saygının artması olduğunu söylemek mümkündür. C. 1985 Tarihli Birleşmiş Milletler, Yargı Bağımsızlığının Temel İlkeleri Belgesi: Bu belgede hakimlerin bağımsızlığının tam olarak yerine getirilebilmesi için, birtakım teminatlar, güvenceler de yer almıştır. Buna örnek olarak 1. maddeyi verebiliriz. Bu maddeye göre, yargı bağımsızlığı, devlet tarafından güvence altına alınmış, Anayasada ve iç hukuktaki yasalarda da yer almış olup, bütün hükümet ve kamu kuruluşlarının saygı göstermek ve gözetmek zorunda olduğu bir ilkedir. Türkiye Barolar Birliği, “BM Yargı Bağımsızlığı Temel Prensipleri”, s.1, (http://www.barobirlik.org.tr/mevzuat/avukata_ozel/meslek_kurallari/bm_yargi_ba%C4%9Fimsizligi_temel_prensipleri.pdf, Son Erişim Tarihi: 21.11.2015). Bu maddeden görüldüğü üzere, belge yargıçların bağımsızlığını sadece ilke olarak belirlememiş olup, bağımsızlığın korunmasını Anayasa ve yasalarla da desteklemiş ve AIHS gibi bu belge de adil yargılanma hakkının yerine getirilebilmesinin bir koşulunun mahkemelerin bağımsızlığının sağlanması olduğunu ifade etmiştir. Belgenin hakimlerin bağımsızlığına ilişkin belirlediği ilkeleri şu şekilde özetlemek mümkündür: Hakim önündeki olayda dışarıdan gelen hiçbir baskı, etki ve tehdite maruz kalmadan karar verecek, mahkemeye yetkisiz ve uygunsuz olarak müdahale edilmeyecek, yargı bir olayın görev alanına girip girmediği konusunda münhasır karar verme yetkisine sahip olacak ve Devlet yargının görevini yerine getirebilmesi için, uygun kayakları sağlayacaktır. Adalet Bakanlığı, a.g.m., s.20, (www.abgm.adalet.gov.tr/pdf/bangalortr.pdf, Son Erişim Tarihi: 21.11.2015). Hakimlerin yukarıda sayılan bağımsızlıklarının yanı sıra, bu bağımsızlığın tam olarak gerçekleştirilebilmesi için, hakimlere birtakım teminatların tanındığı da görülmektedir. Bu teminatlardan bazıları şunlardır: Hakimlerin görev süreleri, güvenlikleri, aylıkları, emeklilik yaşları kanunla teminat altına alınacaktır, aynı bizim Anayasamızda belirtildiği gibi atanmış veya seçilmiş hakimler, emeklilik yaşlarının gelmesine kadar görevlerinde kalacaktır, disiplin soruşturması, kanun yoluna başvurma veya Devletten tazminat talep hakkı saklı kalmak üzere, hakimlere görevleri sırasında aldıkları kararlardan dolayı maddi tazminat davası açılamayacaktır, hakimler ehliyetsizlik gibi ancak kendilerini görevlerini yapmaktan alıkoyabilecek davranışları sebebiyle geçici olarak görevden alınabilecek, bu geçici olarak görevden alma da yargı ilkeleri çerçevesinde yapılacaktır. A.g.m.,s.20,21. Bu hükümlerden görüldüğü üzere, Birleşmiş Milletler 1985 yılında kabul ettiği bu belgeyle hakimlerin bağımsızlığı ve teminatı kavramları konusunda ayrıntılı düzenlemeler öngörerek, bir anlamda konunun önemine dikkatleri çekmek istemiş ve hakimlerin bağımsızlığının sağlanabilmesi yolunda devletler için yardımcı ve tamamlayıcı bir kaynak meydana getirmiştir. D. Avrupa Konseyi Hakimlerin Rolü ve Bağımsızlığı Tavsiye Kararı, (R(94)12) 1994 yılında kabul edilen bu tavsiye kararı, hakimlerin bağımsızlığıyla ile ilgili ilkeleri belirlerken AIHS’in hakimlerin bağımsızlığını, kişilerin tarafsız ve bağımsız mahkemelerde yargılanmalarını öngören adil yargılanma ilkesi ile ilgili 6. maddesini, BM’in “Yargı Bağımsızlığının Temel İlkeleri” belgesini esas almıştır. A.g.m., s.14. Kararın amaçlarını şöyle sıralamak mümkündür: Kişilerin hak ve özgürlüklerini koruma altına almak, hakimleri bağımsız kılarak hukuk devleti ilkesini geliştirmek, hakimlerin bağımsızlığının sağlanması için teminatların sağlanması ve tüm tedbirlerin alınmasını üye ülkelere tavsiye etmek. A.g.m., s.14. Tavsiye kararının kapsamında hakimlerin bağımsızlığı kapsamında ve hakimlerin bağımsızlığının genel ilkeleri başlığı altında kararda ele alınan ilk husus, hakimlerin bağımsızlığının sağlanması için ne gibi tedbirlerin var olması gerektiğidir. A.g.m., s.15. Hakimlerin bağımsızlığı temyiz usulü gibi usullerin yanında herhangi bir incelemeye tabi olmamalıdır; yani hakimler yargı organı içinde de bağımsızlığa sahip olmalıdırlar. A.g.m., s.15. Bu ilkeden de görüldüğü üzere, Avrupa Birliği de aynı bizim hukuk sistemimizin benimsediği şekilde, hakimlerin yargı örgütü içinde de bağımsız olmaları gereğini benimsemiştir. Hükümet veya idare, yargı kararlarını etkisiz kılacak şekilde karar almamalıdır, yasama ve yürütme organları hakimlerin bağımsızlığını dikkate almalı ve bağımsızlıklarına halel getirecek adımlar atmaktan kaçınmalıdırlar. A.g.m., s.15. Burada da hakimlerin yürütme ve yasama organlarına karşı bağımsızlıkları vurgulanmıştır. Kararda ayrıca hakimlerin bağımsızlığıyla ilgili olarak, hakimlerin yürütme ve idareden bağımsız, üyeleri yargı tarafından seçilen ve kendi kurallarını belirleyebilen bir organ tarafından denetlenmesiyle ilgili husus da yer almıştır. A.g.m., s.15. Bu hususu makalede tartışmasını yaptığımız HSYK başkanının Adalet Bakanı olması, Adalet Bakanlığı müsteşarının kurulun daimi üyesi olması, yani görev alanı hakimlerin atanması, derece yükseltmesi gibi özlük işleri olan kurulun yürütme organına dahil üyeler içermesi konusuyla ve bu durumda HSYK’nın tam bir bağımsızlığının olup olamayacağıyla ilgili tartışmalarla bağdaştırabiliriz. Bu kararda ayrıca Anayasamızın 138. maddesinde de yer alan hakimlerin her türlü tehditten, müdahalelerden, baskıdan uzak karar vermeleri ve hakimlerin karar verirken vicdanlarını, kanunu, maddi vakıayı esas almaları gereği vurgulanmıştır. A.g.m., s. 15. Ayrıca hakimlerin yaptıkları mesleğe ve onurlarına uygun bir maaştan yararlanmaları gereği de kararda ifade edilmiştir. A.g.m., s. 16. Sonuç olarak Avrupa Konseyinin kabul ettiği bu tavsiye kararı, üye devletlerdeki hakimlerin bağımsızlığı ve teminatının daha iyi bir noktaya gelebilmesi için üye devletlere yol göstermiş, yani büyük çerçevede düşünüldüğünde bir anlamda hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilmesine, kişilerin mahkeme önünde tarafsız ve mahkemeye güven duyarak haklarını aramalarına hizmet etmiştir. E. 2010 Tarihli “Venedik Komisyonu Yargıçların Bağımsızlığı Raporu” Bu rapor, yargıçların bağımsızlığı ve yargıç bağımsızlığının teminat altına alınması için tespit edilmesi gereken ilkeler açısından büyük önem taşımaktadır; çünkü rapor hakimlerin bağımsızlığını ve teminatını ayrıntılı bir şekilde incelemiş, bu konularda Anayasamızdaki 138. ve 139. maddelere paralel ilkeler belirlemiş ve ülkelere yargı bağımsızlığının tam olarak sağlanması yönünde yol gösterici bir kaynak olmuştur. Venedik Komisyonu, “Yargı Sisteminin Bağımsızlığı Bölüm I: Hakimlerin Bağımsızlığı”, 12-13.10.2010, (http://www.venice.coe.int/webforms/documents/default.aspx?pdffile=CDL-AD(2010)004-tur , Son Erişim Tarihi:30.11.2015), s.3. Bu nedenle bu raporun belirlediği ilkeleri ve amacını ayrıntılı bir şekilde incelemekte yarar vardır. 1. Raporun Kabul Edilmesinin Arkasında Yatan Sebep: Rapora göre, hakimlerin bağımsızlığı var olmadan bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunması mümkün olmamakla birlikte, bu bağımsızlığın sağlanması ayrıca bireylerin yargıya olan güvenlerini pekiştirir. Venedik Komisyonu, a.g.m., s.3. Bunun sağlanabilmesi için de hakimlere birtakım teminatların sağlanması gerekir ki, hakimler görevlerini dış etkilere maruz kalmadan özgürce ve hakkaniyete uygun bir biçimde yerine getirebilsin. A.g.m., s. 3. Bu nedenlerle bu rapor hakimlerin bağımsızlığının sağlanması için mevcut standartları ortaya koyarken, aynı zamanda hakimlerin bağımsızlığının daha ileri bir konumda olabilmesi için düzenlemeye ilişkin alanları tespit etmekte ve birtakım tespitlerde bulunmaktadır. A.g.m., s.4. 2. Raporda Yargı Bağımsızlığı ve Teminatı ile İlgili Ele Alınan Hususlar a. Yargı Bağımsızlığının Teminat Altına Alınması ve Bu Yönde Kabul Edilen İlkeler: Rapordaki Sonuç 1’e göre, yargı bağımsızlığını düzenleyen ilkeler Anayasa ve ona eşdeğerdeki diğer metinlerde belirtilmelidir. Venedik Komisyonu, “Yargı Sisteminin Bağımsızlığı Bölüm I: Hakimlerin Bağımsızlığı”, 12,13.10.2010, (http://www.venice.coe.int/webforms/documents/default.aspx?pdffile=CDL-AD(2010)004-tur, Son Erişim Tarihi:30.11.2015), s.5, (Levent Gönenç, “Anayasa Çalışma Metinleri 3, Yargının Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı”, Tepav, http://www.tepav.org.tr/upload/files/1299851562-0.Yarginin_Bagimsizligi_ve_Tarafsizligi.pdf, Son Erişim Tarihi:30.11.2015, s.12’den naklen) Hakimlerin atamaları kazanılmış kadro, hak, aylık dereceleri korunarak ve objektif kıstaslar konularak gerçekleştirilmelidir. A.g.m, s.7. Ayrıca raporda hakimlerin atanmaları gibi özlük haklarıyla ilgili işleri yürütecek organın nasıl bir yapıya sahip olmasıyla ilgili de birtakım kararlar alınmıştır ve alınan bu kararlar HSYK’nın yapısına yönelik eleştirilerle benzer hususlar taşımaktadır. Venedik Komisyonunun yaklaşımına göre, yürütme gücü hakimlerin atanmasında belirleyici etkiye sahip olmamalı ve yürütme gücünün atamada bir gücü mevcut olsa bile siyasal müdahalelere önlem teşkil etmesi bakımından, bu güç açık anayasal ve yasal hükümlerle güvence altına alınmalıdır. Venedik Komisyonu, a.g.m., s.8. Böyle bir müdahalenin söz konusu olmaması için, bağımsız bir yargı konseyi kurulmalı ve bu yargı konseyinin çoğunluğu yargının kendisi tarafından seçilmelidir. A.g.m., s.8. Raporda hakimlerin görev süresiyle ilgili olarak Anayasamızdaki 139. maddeye benzer bir düzenleme yer almaktadır. Düzenlemede, hakimlerin kendi istekleri dışında emekli edilemeyecekleri ifade edilmektedir. A.g.m., s.9. Hakimlerin görev yerleriyle ilgili olarak raporda yer alan bir başka husus da, hakimlerinin iradelerinin dışında görev yerlerinin değiştirilebilmesinin çok istisnai durumlarda söz konusu olabilmesidir. A.g.m., s.10. Hakimlerin teminatıyla ilgili olarak raporda sözü edilen bir başka husus da hakimlerin maaşlarının ne olması gerektiği meselesidir. Rapora göre hakimlerin maaşı, mevkilerinin onuruna ve görevlerinin kapsamına uygun olmalıdır. Venedik Komisyonu, “Yargı Sisteminin Bağımsızlığı Bölüm I: Hakimlerin Bağımsızlığı”, s.10., (Levent Gönenç, “Anayasa Çalışma Metinleri 3, Yargının Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı”, Tepav, s. 24’den naklen). Hakim; baskı, müdahale gibi her türlü dış etkiden bağımsız olmalı ve görevlerini yerine getirirken, rüşvet gibi kasti suçlar hariç olmak üzere görevleri dolayısıyla yapmış oldukları fiil ve işlemleri nedeniyle bağışıklığa sahip olmalıdır. Venedik Komisyonu s.8. Bu hüküm oldukça önemlidir; çünkü verdiği karar nedeniyle kovuşturmaya veya sovuşturmaya maruz kalabileceği konusunda endişeye sahip olan hakimin ne kadar bağımsız olduğu ve bunun sonucunda kararlarını verirken ne kadar tarafsız kalabileceği tartışılması gereken bir husustur. Rapor, sadece hakimlerin dış bağımsızlığını; yani yargı organının yürütme, yasama gibi organlara karşı olan bağımsızlığını ele almamış, hakimlerin yargı örgütü içindeki bağımsızlığını da ele almıştır. A.g.m., s.14. Hakimlerin hüküm verirken diğer hakimlere veya diğer mahkemelere karşı bağımsız olması gerektiği vurgulanmış, ayrıca yüksek mahkemelerin verdiği içtihadı birleştirme kararlarının, alt mahkemenin kararlarını vermesinde bir yönlendirmeye sebep olup olmadığı irdelenmiş ve genel olarak bunun alt mahkemelerin kararlarını vermelerinde yönlendirici bir etkisinin olabileceğine ve sonuç olarak da hakimlerin bağımsızlığına zarar verebileceğine işaret edilmiştir. A.g.m., s.14. Sonuç olarak, hakimlerin bağımsızlığı ve teminatı ile ilgili prensipler içeren bu rapordan da yararlanarak şunu söylemek mümkündür. Hakimlerin bağımsızlığı ve teminatı konusu, uluslararası hukukta da büyük önem arz etmiş, devletler, çeşitli kuruluşlar bu konuda çeşitli prensip kararları almış ve bunlar uygulanmaya çalışılmıştır. Bunun temelinde adaletin sağlanmasında, bireylerin özgürce, yargıya güven duyarak ve eşitlik içinde yaşamalarında hakimlerin rolünün büyük ve önemli olması yatmaktadır. V. HAKİMLERİN BAĞIMSIZLIĞI ve TEMİNATININ AMACI ve ÖNEMİ Hakimlerin bağımsızlığının sağlanması ve bu konuda hakimlere birtakım teminatlar sağlanmasının temelinde hukuku, toplumsal düzeni ilgilnediren birtakım sebepler yatmaktadır; yani bu kavramlar birtakım amaçların gerçekleştirilmesine hizmet etmektedir. Bu amaçları başlıklar halinde kısaca incelemek yerinde olacaktır. A. Hakimlerin Bağımsızlığı ile Hukuk Devleti Arasındaki İlişki Siyasal iktidarlar ülkelerde kapsamlı bir güce sahip olduklarından bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunması ve sınırlandırmalara tabi olmaması için, hukuk devleti ilkesi şarttır. Hukuk devleti ilkesi ile idarenin eylem ve işlemleri denetime tabi olacağından, yargının bağımsız olması idare üzerindeki denetimin tam ve etkin bir biçimde gerçekleştirilmesi açısından büyük önem arz etmektedir. İsmail H. Ersöz, “Yargı Bağımsızlığı Sorunu”, Adalet Dergisi, Sayı:4, (http://www.yayin.adalet.gov.tr/adaletdergisi/04.sayi/4ismail.pdf, Son Erişim Tarihi:1.12.2015), s.2. Eğer yasa yapanlarla, bunu uygulayanlar hiçbir denetlemeye tabi olmadan, kendi davranışlarını kendileri değerlendirmeye kalkarlarsa; yani bir anlamda kendi kendilerinin yargıcı olurlarsa, zaten bu güçler karşısında daha zayıf konumda olan bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunması ve gerçekleştirilmesinden pek fazla söz edilemeyecek ve güç ve baskı söz konusu olacaktır. A.g.m., s. 2. Hukuk devleti ilkesinin kendisini koruyabilmesi için de bağımsız bir yargının olması şarttır; çünkü bireylerin hak ve özgürlüklerini, diğer bireylere veya devlet organlarının temsilcilerine karşı koruyacak olan bağımsız mahkemelerdir. A.g.m., s.2. Hukuk devleti ilkesi, siyasal iktidarı sınırlamanın yanı sıra devlet faaliyetlerini denetleyerek, faaliyetlerin düzenli ve hukuksal bir çerçevede yürümesini sağlayarak istikrara da hizmet eder. Levent Gönenç, “Anayasa Çalışma Metinleri 3, Yargının Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı”, Tepav, (http://www.tepav.org.tr/upload/files/1299851562-0.Yarginin_Bagimsizligi_ve_Tarafsizligi.pdf, Son Erişim Tarihi:1.12.2015), s.7. Böylelikle bu ilke, idarenin faaliyetlerini bir düzene koyarak, onları denetleyerek, gerektiğinde sınırlandırarak bireylerin hak ve özgürlüklerinin koruyucusu durumuna gelmiştir. B. Yargının Bağımsızlığı ile Kuvvetler Ayrılığı İlkesi Arasındaki İlişki Demokratik bir sistemde, kişilerin hak ve özgürlüklerinin güvence altında olması, bunların gereklerinin yerine getirilebilmesi, devlet organlarının görev alanları içinde yer kalan faaliyetlerini özgürce, tam olarak gerçekleştirebilmeleri için devlet organları arasında kuvvetler ayrılığı ilkesinin var olması şarttır. Bu ilkeye göre, yargının yasama ve yürütme organlarının Anayasa ve yasalarla kendilerine çizilen sınırları aşıp aşmadıklarının denetlenebilmesi, eğer aşmışlarsa gerekli yaptırımların uygulanabilmesi için yasama ve yürütme organından bağımsız olması gerekir. A.g.m., s.7. Özetle, ancak yasama ve yürütme organlarından bağımsız bir yargı organının var olmasıyla, yani diğer devlet organlarının yargının verdiği kararlara müdahale edememesiyle kuvvetler ayrılığı ilkesi tam olarak gerçekleştirilebilecek ve bireylerin hak ve özgürlükleri tam bir güvence altına alınabilecektir. A.g.m., s.7. C. Yargı Bağımsızlığı ile Yargı Tarafsızlığı Arasındaki İlişki Yargının bağımsızlığı, yargının tarafsız olması için var olması gereken ön koşullardan birisidir; çünkü yargı bağımsızlığı bireylerin hak ve özgürlüklerini korumanın yanı sıra hakimlerin her türlü tehdit ve baskıdan uzak kalmalarını ve kararlarını Anayasaya, kanunlara ve vicdanlarına göre vermelerini sağlayarak adaletin sağlanmasına hizmet etmektedir. Volcansek’e göre, bağımsızlık ve tarafsızlık bir madalyonun iki yüzü olup, bunları birbirlerinden ayrı düşünmek imkansızdır. Marry L. Volcansek, “Appointing Judges the European Way”, Fordham Urban Law Journal, Vol.34, 2007,s. 365, (Levent Gönenç, “Anayasa Çalışma Metinleri 3, Yargının Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı”, Tepav, http://www.tepav.org.tr/upload/files/1299851562-0.Yarginin_Bagimsizligi_ve_Tarafsizligi.pdf, Son Erişim Tarihi:01.12.2015, s.8’den naklen). Bağımsızlık, hakimin yargı içi ve yargı dışı dış etkilerden bağımsız olarak karar verebilmesi olduğundan, dış etkilere maruz kalan hakimin kendisine baskı uygulayan dış etkilerin görüşleri çerçevesinde karar verebileceği, böyle bir durumda da adaletin, eşitliğin ve hakkaniyetin sağlanamayacağını söylemek mümkündür. Gönenç, a.g.m., s.9. Tüm bu nedenlerden dolayı şunları söylemek mümkündür: Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, ülkedeki hukuk sisteminin sağlam temellere oturtulmasını sağlar ve onu güçlendirir; çünkü hakim hukuk kurallarını yorumlarken ve uygularken karar veren konumunda olup, bir uyuşmazlığın somut olay adaletine, hukuk kurallarına uygun bir şekilde ve adil olarak karar verilmesi hususunda ik dereceden etkiye sahip olan kişidir. A.g.m., s.10. Bundan dolayı bireylerin yargıya olan güvenlerinin korunabilmesi için de yargının bağımsız olmasının ve tarafsızlığının önemi büyüktür. D. Hakimlerin Bağımsızlığı ile Adaletin Sağlanması Arasındaki İlişki Hakimlerin bağımsızlığı ve teminatı ile ilgili yapılan düzenlemeler, toplumun yararı için getirilen, hakimlerin adaletli bir biçimde karar vermelerine yardımcı olmak için yapılan düzenlemelerdir; çünkü adaletin esasını oluşturan mahkemelerin vermiş oldukları kararlardır. Ersöz, a.g.m., s.3. Bağımsız ve tarafsız hakimlerin, hukuka ve vicdanlarına uygun olarak verdikleri kararlarla ancak adalet ve eşitlik sağlanabilir. A.g.m., s.3. Hakimler verdikleri kararlarla hakları, ödevleri gerektiği gibi, herkese hakkı olanı vererek paylaştırırlar; yani adaletin gerçekleşmesine hizmet ederler. Adalet kavramını kişilere hakkı olanı vermek dışında, yargının iyi işleyişi anlamında da değerlendirmek mümkündür. Buna AIHS’in 6. maddesinde de ifade edilen adil yargılanma hakkı denilmektedir. Mahkemeler bireylerin bağımsız mahkeme önünde eşit, adil olarak, onurlarına yakışır bir şekilde yargılanmalarını sağlarsa; yani kendilerinden beklenen işleyişi tam olarak gerçekleştirirse yine adaletin sağlanmasına hizmet etmiş olacaklardır. SONUÇ Hakimlerin bağımsızlığı ve teminatı ile ilgili yukarıda bahsedilen kavramlar, ilkeler, ulusal ve uluslararası düzenlemeler, raporlar dikkate alındığında, ilk olarak hakimlerin bağımsızlığıyla ve teminatıyla ilgili ilk söylenebilecek şey, bu iki kavramın hukuk kurallarının uygulanabilmesi açısından çok önemli olduğu; çünkü hukuk kurallarının sadece var olmakla değil, aynı zamanda bireylere ve devlet organlarına adaletli bir şekilde uygulanmakla güçlendiği, kökleştiği ve toplum düzeninin sağlanabildiğidir. Ayrıca yargı bağımsızlığı güçlü bir konumda olan idarenin faaliyetlerini yerine getirirken hukuk sınırları içerisinde kalmasını sağlayacak, hukuka aykırı işlemleri söz konusu olduğunda da idareye çeşitli yaptırımlar uygulanacak; yani bireyler güçlü olan idareye karşı korunacaktır. Yargı bağımsızlığının bu işlevi geniş çerçevede düşünüldüğünde aynı zamanda ülkelerde demokrasinin geliştirilmesine ve yerleştirilmesine de katkı sağlayacaktır. Yargı bağımsızlığının güçlü olduğu, yargı bağımsızlığının sağlanabilmesi için hakimlere birtakım teminatların sağlandığı ve bu teminatların uygulandığı bir ülkede, devlet organlarının ve bireylerin birbirlerinin haklarına duyduğu saygı artacak ve her organ hukuk sınırları içinde faaliyetlerini yerine getirmeye özen gösterecektir; çünkü herhangi bir ihlal söz konusu olduğunda birtakım müeyyidelerle karşı karşıya gelebileceklerini bileceklerdir. Bunun sonucunda da daha demokratik bir ortamda, yargı kararlarına saygı göstererek faaliyetlerini yerine getireceklerdir. KAYNAKÇA Adalet Bakanlığı, “Yargı Etiği ve Yargı Bağımsızlığı Konusunda Uluslararası Belgeler”, (İnternet Kaynağı: www.abgm.adalet.gov.tr/pdf/bangalortr.pdf, Son Erişim Tarihi: 21.11.2015). Anayasa Mahkemesi, “Adil Yargılanma Hakkı” (AİHS md.6, T.C Anayasası md. 36,37,38),(İnternetKaynağı:http://www.bireyselbasvuru.info/Web/Icerik.aspx?IcerikID=50, Son Erişim Tarihi:16.11.2015). Anayasa Mahkemesi, 13 Mayıs 1964 Tarih ve E.1963/99, K.1964/38 Sayılı Kararı, Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi, Sayı 2, s.117,118. (Atıf şekli: Mahkeme Kararı). Nuhoğlu Ayşe, Yenisey Feridun, Kunter Nurullah, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul. Kuru Bâki, Hakim ve Savcıların Bağımsızlığı ve Teminatı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, 1966. (Atıf şekli:Hakim ve Savcıların Bağımsızlığı ve Teminatı). Kuru Bâki/Arslan Ramazan/Yılmaz Ejder, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 25. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara 2014. (Atıf şekli: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı). Beder Bülent/Altundiş Mehmet, “Yasama ve Yürütme Fonksiyonlarının Yargı Fonksiyonlarına Müdahalesi”, Yasama Dergisi, Sayı 13, 2009, s.98 vd. Özbudun Ergun, Türk Anayasa Hukuku, 14. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara 2013. Knaul Gabriela, “Report of the Special Rapporteur on the independence of judges and lawyers’, A/HRC/20/19/Add.3, (İnternet Kaynağı: http://www.ohchr.org/Documents/HRBodies/HRCouncil/RegularSession/Session20/A-HRC-20-19-Add3_en.pdf, Son Erişim Tarihi:16.11.2015). HSK Kanunu (İnternet Kaynağı: http://www.hsyk.gov.tr/Mevzuat/Kanunlar/Hsk.html, Son Erişim Tarihi: 01.12.2015). HSYKKanunu (İnternet Kaynağı: http://www.hsyk.gov.tr/Mevzuat/Kanunlar/Hsk.html, Son Erişim Tarihi: 01.12.2015). HSYK, “2003/43 sayılı Birleşmiş Milletler Bangalor Yargı Etiği İlkeleri”, (İnternet Kaynağı: http://www.hsyk.gov.tr/yiub/bangalore-yargi-etigi-ilkeleri-tr.pdf, Son Erişim Tarihi: 21.11.2015). Gürocak İsmail, “AIHM Kararlarında Yargı Bağımsızlığı”, (İnternet Kaynağı: http://www.ismailgurocak.av.tr/, Son Erişim Tarihi:17.11.2015). Ersöz İsmail H., “Yargı Bağımsızlığı Sorunu”, Adalet Dergisi, Sayı:4, (İnternet Kaynağı:http://www.yayin.adalet.gov.tr/adaletdergisi/04.sayi/4ismail.pdf, Son Erişim Tarihi:1.12.2015), s.2 vd. Gözler Kemal, Türk Anayasa Hukuku, “Bölüm 21 Yargı”, Ekin Yayınları, Bursa 2000. Gönenç Levent, “Anayasa Çalışma Metinleri 3, Yargının Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı”, Tepav, (İnternet Kaynağı: http://www.tepav.org.tr/upload/files/1299851562-0.Yarginin_Bagimsizligi_ve_Tarafsizligi.pdf, Son Erişim Tarihi:30.11.2015). Volcansek Marry L., “Appointing Judges the European Way”, Fordham Urban Law Journal, Vol.34, 2007, s. 365vd. Kapani Münci, “İcra Organı Karşısında Hakimlerin İstiklali”, Ankara1956. Gözübüyük Şeref, Anayasa Hukuku, “S” Yayınları, Ankara 1986. Ünal Şeref, Anayasa Hukuku Açısından Mahkemelerin Bağımsızlığı ve Hakimlik Teminatı, TBMM Kültür Sanat, Ankara 1994. T.C Anayasası (İnternet Kaynağı: http://www.anayasa.gov.tr/icsayfalar/mevzuat/1982anayasas%C4%B1.html, Son Erişim Tarihi:1.12.2015). Türkiye Barolar Birliği, “BM Yargı Bağımsızlığı Temel Prensipleri”, (İnternet Kaynağı:http://www.barobirlik.org.tr/mevzuat/avukata_ozel/meslek_kurallari/bm_yargi_ba%C4%9Fimsizligi_temel_prensipleri.pdf, Son Erişim Tarihi: 21.11.2015), s.1 vd. Venedik Komisyonu, “Yargı Sisteminin Bağımsızlığı Bölüm I: Hakimlerin Bağımsızlığı”,(İnternetKaynağı:http://www.venice.coe.int/webforms/documents/default.aspx?pdffile=CDL-AD(2010)004-tur, Son Erişim Tarihi:30.11.2015), s.3 vd. 25