Anonim Şirketler Hukukunda Uyum (Compliance)

Hukukun Güncel Meseleleri Erzincan Sempozyumu, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, Erzincan, Şubat 2022, Bildiri (Özet Metin) Kitabı, 2022

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 553 hükmü, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde yönetim kurulu üyelerinin pay sahiplerine verdikleri zararlardan dolayı sorumluluklarının bulunduğunu ortaya koymaktadır. Mezkûr düzenleme, TTK m. 644’ün yollamasıyla limited şirketlerde de geçerlidir. Uygulamada, pay sahiplerinin yönetim kurulu üyelerine karşı maddi tazminat talebinin yanı sıra manevi tazminat talebi de yönelttikleri, ancak mahkemelerin manevi tazminat taleplerine olumsuz yaklaştığı gözlemlenmektedir. Bu anlamda, kötü yönetimden kaynaklı olarak yöneticilerin şirkete verdikleri zararlar sebebiyle şirket ortağının manevi zarara uğradığı iddiası kabul görmemektedir. Ortakların manevi tazminat talepleri nihayetinde ortakların kendi kişilik haklarının zarar gördüğü iddiası niteliğinde bulunduğundan, talep konusu manevi zararlar bir “dolaylı zarar” değil “doğrudan zarar” durumundadır. Kişilerin itibarları kişilik hakları kapsamında korunan bir değerdir. Bununla beraber, üçüncü kişiye (şirkete) verilen (kötü yönetimden kaynaklı) bir zarar nedeniyle bir başka kişinin (ortağın) kendi şahsında manevi zarar (itibarın zedelenmesi) meydana geldiği iddiası, esasen bir “yansıma zararın talebi” olmaktadır. Nitekim şirket yönetim kurulu üyesi veya müdürünün ortağa zarar vermek kastıyla değil de salt kötü yönetimle şirkete zarar vermesi ahlaka aykırı bir eylemle kasten zarar verilmesi olarak da görülemeyecektir. Ancak özellikle anonim şirketlere göre ortakların kişisel yönünün daha çok önem taşıdığı limited şirketlerde, müdürlerin şirketi kötü yönetimi neticesinde şirketin gördüğü zararlar nihayetinde üçüncü kişiler nezdinde şirket ortağının itibarı ile ilişkilendirilebilmektedir. İtibarın korunması gayesiyle ortaklıktan çıkılması ise ancak sınırlı gerekçelerle ve dava yoluyla mümkün olabilmekte, ortağın şirketten çıkması şirket yöneticilerinin şirkete karşı eylemlerinin yansımasıyla ortağın itibarının gördüğü zararı da giderememektedir. Diğer taraftan, pay sahibinin manevi tazminat talebini sadece şirkete yöneltmesi halinde ise bu defa şirketin pay sahibinin itibarını kötü yönetilmek veya borca batık hale gelmek haricinde özel bir biçimde hedef alan eylemlerinin ortaya konulması gerekecektir. Zaten bu eylemlerin açıkça ortaya konulabildiği durumlarda şirket yöneticilerine karşı manevi tazminat talebinin kabul görmesi ihtimali de kuvvetlenmektedir. Bu çalışmada, anonim ve limited şirketlerde şirket yöneticilerinin şirkete verdikleri zararlar nedeniyle ortaklar nezdinde doğan manevi zararlara giderim sağlayacak bir manevi tazminat davasının şartları değerlendirilmektedir.

Prof. Dr. Hasan Pulaşlı'ya Armağan, 2023

Öz: Bütün özel hukuk tüzel kişileri gibi, ticaret şirketleri de fiil ehliyetlerini organları aracılığıyla kullanırlar. Sermaye şirketlerinde yönetim ve temsil organı, anonim şirketlerde yönetim kurulundan, limited şirketlerde ise müdür veya müdürlerden oluşur. Temsile yetkili yönetim organı üyeleri ve müdürler, kural olarak şirket adına her türlü işlemi yapabilirler ve bu işlemler şirket açısından bağlayıcıdır. Ne var ki temsil yetkisinin kural olarak sınırsız olması, özellikle şirketin menfaatleri ile yönetim organı üyesinin şahsi menfaatleri birbiriyle çatıştığında, şirketin menfaatini tehlikeye atabilmektedir. Yönetim organı üyesinin şirketi temsilen kendi lehine aval vermesi hâlinde de bir menfaat çatışması durumu söz konusudur. Aynı zamanda şirkete borçlanma yasağına aykırılık oluşturabilecek bu durum uygulamada oldukça yaygın olup, çok sayıda Yargıtay kararına konu olmaktadır. Bu kararlarında Yargıtay, sorunu temsilcinin kendisiyle işlem yapması, şirketle işlem yapma yasağı ve temsil yetkisinin kötüye kullanılması gibi farklı kavramlar çerçevesinde değerlendirmektedir. Bu çalışmada, anonim ve limited şirketlerde yönetim organı üyesinin şirketi temsilen kendi lehine aval vermesi sorunu, Türk Ticaret Kanunu hükümleri ve temsile ilişkin genel ilkeler ışığında incelenmiştir. Bu yapılırken, Yargıtay’ın konuyla ilgili kararları da göz önünde bulundurulmuştur.

Uluslararasi Kibris Universitesi Fen-Edebiyat Fakultesi, 2019

İnsanlar hayatın her alanında belirsizlikler yaşıyorlar. Bu nedenle araştırmacılar belirsizlik kavramını psikoloji ve iletişim alanlarında, karar verme, sağlık, iş, örgütsel çevre ve ilişkiler konuları gibi çeşitli bağlamlarda araştırmaktadırlar. Belirsizlik eğitim alanında da anahtar bir kavramdır çünkü belirsizlik hayatın her alanında mevcuttur ve kaçınılmazdır, ayrıca öğrenme bağlamının da doğal bir özelliğidir. Bu nedenle, öğrencilerin dil öğrenirken belirsizlik durumlarını nasıl deneyimlediklerini, belirsiz durumların neden kaynaklandığı ve belirsizlik durumlarındada ne hissettikleri konusunda anlayışımızı arttırmak önem teşkil etmektedir. Karmaşık dinamik sistem açısından, dil sürekli bir değişim ve dönüşüm içerisindedir. Buna bağlı olarak dinamik sistemde dil öğrenme anlam yaratma sürecidir ve bu anlam yaratma sürecinde öğrenciler bir çok belirsiz durumla karşı karşıya kalmaktadır. Bu çalışma dil öğrencilerinin belirsizlik durumlarını nasıl deneyimlediklerini; belirsiz duruml...

2018

Yazılım kalitesinin yüksek olması, organizasyonlar arası rekabette büyük öneme sahiptir. Teknoloji dünyasında yaşanan büyük değişimler göz önünde bulundurulduğunda, tüm bu değişimlere adapte olmak ve kaliteyi yüksek tutmak büyük önem arz etmektedir. Günümüz dünyasında, yazılım sürümlerinin sürekli entegrasyonu bu ihtiyacı adresleyen önemli bir pratik olarak öne çıkmaktadır. Sürekli entegrasyon ile yazılımın derlenmesi, test edilmesi, doğrulanması, dağıtımı ve kalite ölçümlerinin otomatik hale getirilmesi hedeflenmentedir. Kalite metriklerinin ölçümü ile, daha yüksek seviye kalite bilgilerinin, yazılımın her bir sürümü için takip edilmesi; yazılım kalitesinin artışına büyük katkı sağlamaktadır. Bu süreçte yaşanan genel bir problem ise,olası bir kalite düşüklüğünün çok geç farkedilmesi ve yazılımış önemli miktarda kodun tekrar değiştirilmesi ihtiyacının oluşması durumundur. Bu çalışma ile, sürekli entegrasyon sisteminin kısa döngülerle tetiklenmesine ilişkin, yüz tanıma bazlı bir yönt...

Bilişim Teknolojileri Dergisi

Yalın düşüncenin amacı, mümkün olduğunca fazla israftan kurtulmaktır. Taşıma, aşırı üretim, bekleme, uygunsuz malzemeler, aşırı işleme, envanter ve hareket gibi katma değeri olmayan faaliyetleri ortadan kaldırmak, başarılı bir şirketin en önemli ön koşullarından biridir. Bu kavram, yalın düşüncenin ayrılmaz bir parçasıdır ve karlılığı artırmaya yardımcı olur. Malzeme toplama maliyetleri, depo operasyonları ile ilgili toplam maliyetlerin yaklaşık %55-60'ını oluşturmaktadır [1]. Bu makalenin amacı, sorumlu personelin üretim için gerekli malzemeleri depodaki stok adreslerinden toplaması için en kısa yolu bulan, bu malzemeler için gerekli olan toplama kutusu sayısını belirleyen ve kutu içindeki malzeme dizilimlerini sağlayan bir bilgi sistemi geliştirmektir. Geliştirilen bu bilgi sistemi ile taşıma, bekleme ve hareket gibi israflı faaliyetler ortadan kaldırılarak malzeme toplama maliyetlerinin düşürülmesi mümkün olacaktır. Geliştirilen bilgi sisteminin uygulaması Ankara'da elekt...

DergiPark (Istanbul University), 2023

2017

Yeniliklerin uluslararasi rekabette ulkelere sagladigi en temel guc uretim ve ihracattaki artislarla dis ticaret aciklarinin azaltilmasi ve ekonomik buyume olarak karsimiza cikmaktadir. Dolayisiyla ulusal yenilik sistemlerindeki gelisim ve ar-ge faaliyetleri ile edinilen teknolojik gelismelerin sagladigi refah etkisi; hukumetlerin dis ticaret dengesi yerine butce aciklarinin finansmanina odaklanabilme kabiliyetlerindeki artisa imkan tanimaktadir. Bu dogrultuda Ar-Ge’yi artirmaya yonelik dolayli ve dogrudan tesvik sistemlerinin islevselligi onem kazanmaktadir. Nitekim bilimsel ve teknolojik yenilikler, ar-ge yatirimlari ve calismalari ile gerceklestirilmektedir. Bu baglamda calismada ozellikle Ar-Ge vergi tesviklerinden secilmis bazi gelismis ulkelerde basarili sekilde uygulanan sistemlerin ve Ar-Ge harcamalarinin Turkiye’deki gelisiminin incelenmesi ve Turkiye icin cesitli uygulama onerileri getirilmesi amaclanmaktadir.

2022

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019

MIS, 2023

Literatürdeki çalışmalar, kuantum bilgisayarların hafıza probleminin çözülmesinin, yaygın olarak kullanılacak yapay zeka (YZ) algoritmalarında çığır açıcı gelişmelere yol açarak süreçleri, stratejileri, ekonomiyi ve politikaları etkileyeceğini göstermektedir. YZ ve kuantum bilişim teknolojisinden yararlanarak mevcut yöntemleri iyileştiren kuantum uyarlamalı algoritmalar yaygın olarak uygulanmaktadır. Kuantum bilgisayarların alt iş parçacıklarını oluşturmayı hedefleyen hibrit kuantum sistemleri ile yeni gelişmeler elde edilse de bu gelişmelerin gelecekte nereye varacağı ve ne tür fayda ve riskler içerdiği tam olarak tahmin edilememektedir. Bu çalışmada, çağdaş ve disiplinler arası literatür bilgisine dayalı olarak, laboratuvar ortamında uygulamaları yeni başlayan kuantum bilgisayarların, süper YZ uygulamalarının ve kuantum hesaplama yöntemlerinin makine öğrenmesi üzerindeki ve potansiyel kullanımları yönetim bilişim sistemleri (YBS) disiplini perspektifinden incelenmekte ve değerlendirilmektedir. Kuantum bilgisayarların donanımsal ve maliyetle ilgili dezavantajlarının yakın zamanda ortadan kalkacağı ve gelecekte yeni kuantum uygulamalarının fazlaca geliştirileceği iddia edilmektedir. Bu, aslında Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0 uygulamalarında nesnelerin interneti (IoT) ve robotik otomosyonun yaygın kullanımına uyum sağlamanın bir gereği olarak düşünülebilir. Bu nedenle, gelecekte keşfedilebilecek yeniliklerin rehberliğini gerçekleştirmek için YZ ve kuantum bilişimin teorik ve kavramsal yönleri çoklu disipliner olarak değerlendirilmektedir.