Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                

Eskiçağ Tarihi Metodolojisi

2020

Eskiçağ tarihine bakış , diğer bilimler ile etkileşimi , ve metodolojisi.

Eskiçağ Tarihi Metodolojisi Eskiçağ araştırmaları her alanda olduğu gibi zorlukları da olan bir bilim dalıdır. Eskiçağ araştırmalarında beklide en zorlanılan kısım kaynak teminidir. Bunun birlikte bulunan kaynağın tercümesi de zordur. Bu tür zorluklar bizi güç duruma soksa dahi iletişimde olduğumuz bilim dalları ile bunu güç durum olmaktan çıkartıyoruz. Araştırma yaptığınız dönem Mö.1950’ler Mezopotamya’sı ise dönemin Sümer çivi yazısı bunun yanında Asur çivi yazısı bilmek mühimdir. Çünkü önem arz eden tabletleri genelde bölgedeki yaygın dillerce yazılır. Bu dönem de Asur ticaret kolonileri çağıdır. Yani Anadolu’ya yazının ulaşması, Anadolu halkının artık yeni bir sistem ile tanışmasına sebep olmuştur. Böyle durumlarda tek bir kaynakla yetinmemek ve bu dilleri çözümleyip araştırma yapmak da önemlidir. Eğer tek kaynakla devam edilirse o kaynağın doğruluğu test edilemez. Kişinin düşüncesi o değilse bile başka kaynak taraması yapmadığı için mecburen elindeki düşünceyi savunacaktır. Ayrıca her okunanı sorgulamadan kabul etmemeliyiz. Aslında sorgulamak, o görüşü tartışmaya açmak kişinin sorgulayan bir yapıya ve doğru bilgi için ne tür uğraşlar içerisine girdiğini gösterir. Tabi bu tür bilim dallarını araştırırken sadece bunlar size yeterli olmayacaktır. Mutlaka diğer bilim dalları ile iletişim halinde olmak gerekiyor. Arkeoloji bir Eskiçağ Tarihçisinin en özen göstermesi gereken bilim dallarındandır. Kimya da bunlardan birisi. Diğer bilimlere yaklaşım önemlidir örneğin bulunan bir Anadolu Tümülüs’ü K14 Metodu ile incelenip veya farklı bir tarihlendirme yöntemi kullanılarak tarih belirlemesi yapılır. Tarihçi de tarihlendirmeyi bir olay dizini içerisine oturtmalı veya var olan bir olay dizininin eksik olan bölümünü tamamlamalıdır. Bunu sadece Eskiçağ Tarihçileri için değil diğer bilimler için de söyleyebiliriz. Örneğin bir Arkeolog kazı yapıyorsa ilgili bir birimden yardım almalıdır. Örneğin bir paleoantropolog veya filolog yardımı almalıdır. Her birim birbiri ile etkileşime geçmesi kaçınılmazdır. Tabi kişinin bireysel çabası çok mühimdir. Kişinin seveceği alanda çalışması veya seveceği bilim dalına yönelmesi bölüme vereceği katkıyı da artıracaktır. Her akademisyenin veya akademik kariyer yaşamak isteyen kişiler isminin duyulması veya başarılı bir işe imza atmak isterler. Bu hem araştırmalarında hem de yaptığı diğer çalışmalarında görülür. Eskiçağ özeline indirgediğimizde çok değerli akademisyenler, yazarlar, tarihçiler, filologlar ve arkeologların önemli araştırmaları bize bu yolda ışık tutan kaynaklardır. Tabi müzecileri ve kütüphanecileri unutmamak gerekir. Bulunan tabletleri çevirebilmek ve bunu bir akışa dahil etmek mühimdir. Yani genel anlamda bir bilim dalı tek başına araştırma yapabilse dahi destek alması gereken ve etkileşimde olması kaçınılmazdır kaldı ki etkileşimde olmak “ yardım almak “ yanlış anlaşılan kavramlardır. Yardım almak kişiye kendi başına bir şey yapamamak anlamına geldiği düşünülebilir. Fakat doğru değildir. Yardım almak kişinin alanda kötü olduğu değil aksine kendisinden başka kişilerden yardım almak o kişilerin de alanında başarılı olabileceği, fikirleriyle sana yardım edebileceği ve çok görüşlülüğün olması kişiye farklı bakış açıları da kazandırmıştır. Yani kişilerin araştırmasında yardımı olabileceğini düşünülen her fikir, düşüne ve materyale ulaşılmalıdır. Bir araştırmacı yine bütün görüşleri eleştirebileceği gibi onlara da saygı duymalıdır ki karşısındakinin de onun yazılarını, eserlerinin eleştirebilirliğini de düşünmelidir. Tabi bunların hepsini objektiflik çatısı altında yapmaktan kaçınmamalıdır. ERKAN ŞENTÜRK