Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                

YENİ UYGUR TÜRKÇESİNDE DUYGU FİİLLERİ

2021, PROF. DR. S. MAHMUT KAŞGARLI ARMAĞANI

PROF. DR. S. MAHMUT KAŞGARLI ARMAĞANI Editörler Prof. Dr. Ali İhsan ÖBEK Dr. Öğr. Üyesi Levent DOĞAN Dr. Öğr. Üyesi Sevgi ÖZTÜRK Dr. Barış Berhem ACAR Paradigma Akademi PROF. DR. S. MAHMUT KAŞGARLI ARMAĞANI Editörler Prof. Dr. Ali İhsan ÖBEK - Dr. Öğr. Üyesi Levent DOĞAN Dr. Öğr. Üyesi Sevgi ÖZTÜRK - Dr. Barış Berhem ACAR ISBN: 978-625-8009-44-6 Sertifika No: 32427 Çanakkale Kitaplığı Araştırma İnceleme Bilişim Yayın Matbaa TİC. LTD. ŞTİ. Paradigma Akademi Basın Yayın Dağıtım Fetvane Sokak No: 29/A ÇANAKKALE e-mail: fahrigoker@gmail.com Dizgi Himmet AKSOY Kapak Tasarımı Himmet AKSOY Matbaa Vadi Grafik Tasarım ve Reklam LTD. ŞTİ. Sertifika No: 47479 Kitaptaki bilgilerin her türlü sorumluluğu yazarlarına aittir. Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığından alınan bandrol ve ISBN ile satılmaktadır. Bandrolsüz kitap almayınız. Aralık 2021 Paradigma Akademi YUNUS EMRE DÎVÂNI’NDA BENZETME İLE İLGİLİ SÖZCÜKLER, EKLER VE YAPILAR .............................................. 133 F. Sibel BAYRAKTAR YENİ UYGUR TÜRKÇESİNDE DUYGU FİİLLERİ ....................... 161 Levent DOĞAN KIRKLARELİ BABAESKİ AĞIZLARININ SÖZ DİZİMİ ÖZELLİKLERİ ................................................................................... 197 Sevgi ÖZTÜRK, Nesrin GÜNAY ÖNCELİK FİİLLİ CÜMLELERDE YÖNVERENLERİN ROLÜ .... 217 Sibel ÇELİKEL ESKİ TÜRK DİLİ ALİ ŞİR NEVÂYÎ ve GAZELLERİNDEKİ DEYİMLERLE KALIP SÖZLER ÜZERİNE ............................................................................ 241 Vahit TÜRK -ĠULUK / GÜLÜK EKİNİN YAPISI ÜZERİNE .............................. 253 Salih DEMİRBİLEK TÜRKÇENİN TARİHÎ METİNLERİNDEN HAREKETLE “KATI YAY” VE “OK”UN BİRLİKTE “SÜRAT” BİLDİREN BENZETME ÖGESİ OLARAK KULLANIMI ÜZERİNE BİR İNCELEME ....... 263 Hülya UZUNTAŞ ALİ ŞÌR NEVĀYÌ’NİN ZİHİN DÜNYASINA BİR BAKIŞ: MUḤĀKEMETÜ’L-LUĠATEYN’DE MENTAL FİİLLER ............. 275 Selda SANDALYECİ ESKİ TÜRK EDEBİYATI BİR SÖZLÜKÇÜNÜN GÖZÜYLE KLASİK ŞİİR: ŞEMSETTİN SAMİ VE BAKİ’DEN SEÇME ŞİİRLER ......................................... 293 Ali İhsan ÖBEK EDİRNE'DE MEDFUN İKİ MAHLASDAŞ ŞAİR: PERTEV EFENDİ VE PERTEV PAŞA ............................................................................. 301 Niyazi ADIGÜZEL, Hatice YERLİKAYA vi YENİ UYGUR TÜRKÇESİNDE DUYGU FİİLLERİ Levent DOĞAN A. Giriş Duygular, insan yaşamı ve davranışları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. İnsanla ve yaşamla bütünleşen duyguların doğumdan ölüme kadar hayatın her anında etkili olduğu görülür. Dolayısıyla duygular, kişinin ömrü boyunca aldığı kararlar ile çevresiyle kurduğu iletişimi etkileyen ve davranışlarına yön veren bir potansiyele sahiptir. Bu sebeple insan yaşamının merkezinde yer alırlar. Daha bebeklik döneminde gelişmeye başlayan duygular, insanoğlunun sahip olduğu ilk dil olarak belirtilir. Böylece insanlar doğumdan itibaren duyguların dili sayesinde çevreleriyle iletişim kurmaya başlarlar (Beyazıt, 2018: 43). Duygu, insanların kendilerini ifade etmelerine olanak veren bir araç olarak görülür. Duygu olmadan bunun mümkün olmayacağı belirtilmektedir (Tarhan, 2006: 46). Duygular, farklı bilim dalları tarafından incelenmeyi gerekli kılan özelliklere sahiptir. Günümüze dek felsefeden sosyolojiye, nörolojiden genetik bilime kadar daha başka birçok disiplin perspektifinde ele alınan duygular ile ilgili en kapsamlı araştırmalar psikoloji alanında yer almaktadır. Araştırmacıların daha çok duygunun ne olduğu, nasıl oluştuğu, ne şekilde ifade edildiği, nasıl anlaşıldığı, kaç duygu olduğu, duyguların neye göre sınıflandırıldığı, etki ve işlevlerinin neler olduğu gibi hususlar üzerinde durup tartıştıkları görülür. Bunlar arasında duygunun ne olduğu ve nasıl açığa çıktığı konusunda araştırmacılar tam bir fikir birliğine sahip değildir. Yani duygunun tanımı konusunda ortak bir görüşten söz edilememektedir. Duyguyla ilgili diğer sorulara cevap bulmak için her şeyden önce bu kavramın ne ifade ettiğinin ve duygunun nasıl oluştuğunun anlaşılması gerekir. Duygu ile ilgili yapılan belli başlı tanım ve açıklamalar şu şekildedir: Duygu ve heyecan kavramlarını bir arada kullanan Amerikalı psikolog C. T. Morgan, bunların davranışsal veya fizyolojik yönüne vurgu yapar.  Dr. Öğr. Üyesi, Trakya Üniversitesi, e-posta: ldogan@trakya.edu.tr, ORCID: 0000-0002-05384002 161 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı Morgan, kişinin iç dünyasında hissettiği duygu ve heyecanların sergilenen davranışlar yoluyla dışarıdan gözlemlenip ölçülebileceği görüşündedir. Morgan’ın Psikolojiye Giriş adlı eserinde bununla ilgili yer alan ifadesi şöyledir: Duygu ve heyecanlar davranışsal (behavioral) olarak derin uykudan yüksek gerilime (tension) kadar değişebilen genel uyarılmışlık halleridir (arousal). Fiziksel olarak ölçülebilen fizyolojik veya bedensel durumlardır. Bunlar aynı zamanda bir yaşantı veya bir hisse (feeling) ilişkin farkındalık (awareness) ve diğerlerince gözlenebilen davranışımızda (behavior) sergilenen ifadedir (expression). Nihayet, duygu ve heyecanlar nelere erişip nelerden kaçınmaya çalışacağımızı tayin eden yönlendirici ve güdüleyici (motivating) kuvvetlerdir. (Morgan, 2011: 194). Duyguların sınıflandırılması konusunda oluşturduğu duygu çemberiyle dikkat çeken R. Plutchik duyguyu, “Bilişsel değerlendirmeleri, öznel değişiklikleri (subjective changes), otonom ve sinirsel uyarılmayı, eylem dürtüsünü ve bu karmaşık süreci başlatan uyaran üzerinde bir etkiye sahip olacak şekilde tasarlanan davranışı içeren tepkiler dizisi.” (Demir, 2020: 4) şeklinde tanımlar. Plutchik’in tanımında da duygunun bir davranış içerdiğinin belirtilmesi dikkati çeker. A. Bechara ve A. Damasio’ya göre duygu, “Birinin gerçek ya da hatırlanan belirli bir nesneye veya olaya ilişkin algılarının özel bir içeriğine tepkide bulunan belirli bir beyin sistemi tarafından tetiklenen bedenin veya beynin durumundaki değişiklerin toplamı.” (Gülbetekin, 2020: 78) olarak tanımlanır. Bu tanımda diğerlerinden farklı olarak bedenle beraber beynin durumunda meydana gelen farklılıklar da belirtilmiştir. Verilen bu tanımlara göre araştırmacılar, duyguların belli bir uyarıcıya karşı gösterilen reaksiyon olarak ortaya çıktığı ve bedensel değişiklikleri içerdiği hususunda hemfikirdir. Yine bu tanımlardaki ortak kanaat duygunun “biliş, his (öznel değişiklikler), fizyolojik değişiklikler ve davranış” şeklinde dört bileşeninin olduğu yönündedir (Demir, 2020: 5). Yani bir duygu deneyimlenirken kişi önce kendisine ulaşan uyaranı zihninde değerlendirir. Bu, biliş olarak adlandırılır. Beyne iletilen uyaranın niteliğine (olumlu ya da olumsuz) göre yapılan değerlendirmenin ardından kişi kendini mutlu, üzgün veya öfkeli hissedebilir. Bu his durumuna bağlı olarak kişide heyecan gibi fizyolojik değişiklikler ortaya çıkar. Son olarak kişi bu heyecanını his durumuna uygun bir davranışla açığa vurabilir. Bunu şu şekilde formüle edebiliriz: Biliş (olumlu ya da olumsuz değerlendirme) → His (mutlu, üzgün, öfkeli, kırgın, utanmış vb. hissetme hâli) → Fizyolojik değişiklik (heyecan, 162 Levent DOĞAN coşku vb.) → Davranış (sarılmak, ağlamak, bağırıp çağırmak, hoplayıp zıplamak vb.). Ancak bu dört bileşen görüşüne, dördüncü bileşeni oluşturan “davranış” açısından bazı eleştiriler getirilmiştir. Çünkü her kişi; biliş, his ve fizyolojik değişikliklere sahip olsa da deneyimlediği duygu durumunu herhangi bir davranışla ortaya koymayabilir. Nitekim kişinin yaşadığı duyguyu sarılmak, ağlamak, bağırıp çağırmak, hoplayıp zıplamak gibi bir eyleme dökmemesi o duyguyu yaşamadığı anlamına gelmeyeceğinden dört bileşen fikri tartışmalara yol açmıştır (Demir, 2020: 5). Duygu üzerine daha pek çok farklı tanım ve yaklaşım bulunmaktadır. Sinir biliminde duygunun açıklanmasında öne çıkan üç temel kuram vardır. Bunlar; yüz geri bildirim kuramı, James-Lange duygu kuramı ve CannonBard duygu kuramıdır (Kısacık, 2020: 232-235). Her üç kuram da duyguların oluşumunu farklı durumlar üzerinden değerlendirmiştir. Birbirinden farklı görüşlerin ileri sürüldüğü bu üç kuram için ortak nokta ise duyguların fizyolojik temellere dayandırılarak açıklanmaya çalışılması olmuştur. İlk iki kurama göre duygular, fizyolojik tepkiler ve biyolojik değişimlerden sonra oluşmaktadır. Yani öncelikle yüz kaslarında ya da vücudun farklı yerlerinde çeşitli değişimler (kasların kasılması, kalp atış hızı, göz bebeklerinin büyümesi vb.) olmakta ardından duygular meydana gelmektedir. Örneğin, ikinci kuram olarak belirttiğimiz James-Lange duygu kuramına göre ağlama eylemi, üzüntü duygusunu ortaya çıkarmaktadır. Bahsedilen bu iki kuramın aksine Cannon-Bard duygu kuramında fiziksel tepkilerin duygudan önce değil duygu ile eş zamanlı olarak gerçekleştiği ve bu tepkiler olmadan da duyguların oluşabileceği savunulur. Bunun için ilk ikisindeki gibi beynin herhangi bir fizyolojik tepki hissetmesi gerekli değildir. Öte yandan bu kuramların geçerliliğini etkileyen durumlar da söz konusudur. Özellikle Cannon-Bard duygu kuramı, James-Lange duygu kuramını geçersiz kılan örnekler ileri sürmüştür (Geniş bilgi için bk. Kısacık, 2020: 232-234; Gülbetekin, 2020: 79). Fizyolojik temelli kuramlardan sonra ortaya atılan bilişsel alandaki kuramların ilkinde duyguları davranışın değil, bilişsel değerlendirmelerin meydana getirdiği ifade edilmiştir. Bu değerlendirme ise kişinin bir davranışa yönelmesine yol açar. Ancak bu davranışın ortaya çıkması şart değildir. Kişi, bunu davranışa dökebilir ya da dökmeyebilir. Bu sebeple, M. Arnold’un duyguların oluşumuyla ilgili bahsedilen bilişsel yaklaşımı, JamesLange duygu kuramıyla çelişir. Bilişsel kuramların ikincisinde ise JamesLange duygu kuramında olduğu gibi duygunun oluşması için fizyolojik ya da davranışsal tepkilerin önemli olduğu belirtilir. Ancak bu tek başına yeterli değildir. Bir uyaran karşısında verilen fizyolojik tepkinin zihinde değerlendirilmesi sonucu duygunun oluştuğu görüşü bu kuramın temelini oluşturur. İki faktör kuramı adı verilen bu kurama göre fizyolojik tepkiler 163 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı bilişsel değerlendirmelerle beraber duyguyu meydana getirir (Demir, 2020: 17-18). Bu kuramda bilişsel değerlendirmeler ilkinden farklı olarak ikinci aşamada yer almıştır. Bilişsel kuramlardan başka duygunun bilişsel değerlendirmeye ihtiyaç olmadan sadece maruz kalma etkisiyle otomatik olarak ortaya çıkabileceği de savunulan görüşler arasındadır. Ayrıca duygular üzerinde evrimsel süreçlerin de etkili olduğu ileri sürülmüştür (Demir, 2020: 19-20). Sonuç itibarıyla duyguların kaynağı öteden beri açıklanmaya çalışılan fakat tam olarak belirlenemeyen muğlak bir konudur. Duyguların karmaşık yapısı da bunu zorlaştırmaktadır. Duyguların oluşumuyla ilgili pek çok teori öne sürülmüştür. Duygular fizyolojik, biyolojik ve bilişsel temellere dayandırılarak açıklanmaya çalışılmıştır. İleri sürülen bu teorilerde fizyolojik tepkilerin ve bilişsel süreçlerin önce ya da sonra duyguların oluşumunda rol aldığı görülmüştür. Duyguların ortaya çıkıp anlamlı hâle gelmesinde fizyolojik ve bilişsel süreçlerin yanında bilinç dışı süreçlerin de etkili olduğu farklı bilim adamlarının çalışmalarıyla ortaya koyulmuştur. A.1. Duyguların Evrensel ve Kültürel Açıdan Değerlendirilmesi Duygular, yukarıda da belirtildiği gibi çeşitli bilim dallarının ilgisini çeken ve farklı yönleriyle ele alınan bir konu olmuştur. Duygu-kültür ilişkisi ve duyguların evrenselliği de bu hususlar arasında yer almıştır. Her iki husus da öncelikli olarak temel duygular üzerinden değerlendirilmiştir. Temel duyguların evrenselliğini savunanlar yanında bunların kültüre özgü olduklarını savunanlar da vardır. Evrenselciler; mutluluk, üzüntü, öfke, şaşkınlık, korku gibi temel kabul edilen duyguları kültürden bağımsız olarak bütün insanlığın deneyimlediğini savunurlar. Evrensel bakış açısına sahip araştırmacıların asıl amacı bu duygu ifadelerinin evrensel olduğunu ortaya koymaktır (Demir, 2020: 22). Duyguların evrensel olup olmadığı birtakım ölçütlere bağlı olarak belirlenir. Örneğin, bir duyguya farklı kültürlerde verilen bedensel tepkilerin ve yüz ifadelerinin benzer oluşu o duygunun evrenselliğini gösterebilir. Bunlar, duyguların evrenselliğinin analizinde önemli ölçütlerdir. Bu noktada Darwin’in (1872) ortaya attığı ve pek çok araştırmacının desteklediği evrensel duygu ifadesi görüşü psikolog P. Ekman’ın konuyla ilgili araştırmalarıyla yeniden ortaya koyulmuştur. Ekman, Amerikalı kişilerin mutluluk, üzüntü, şaşkınlık, öfke, iğrenme ve korku duygularını gösteren yüz ifadelerinin yer aldığı fotoğrafları farklı kültürlere mensup insanlara göstererek bunların hangi duygunun ifadesi olduğunu sormuştur. Bunun sonucunda hayatında hiçbir Amerikalı ya da Batılı ile tanışıklığı bulunmayan kimselerin dahi gösterilen fotoğraflardaki duyguları önemli ölçüde aynı şekilde ifade ettikleri saptanmıştır. Dolayısıyla elde edilen bu veriler özellikle bazı duyguların evrenselliğini bir kez daha kanıtlamıştır (Demir, 2020: 19). Yine başka bir araştırmada 37 ülkeden katılımcının mutluluk, öfke, üzüntü, korku, utanç, tiksinti ve suçluluk 164 Levent DOĞAN şeklindeki 7 ayrı duyguya verdikleri fiziksel tepkiler ile vücutlarında meydana gelen biyolojik değişmelerin (sıcak hissetme, hızlı kalp atışı=mutluluk gibi) benzerliği (Keskindağ ve Karaaziz, 2018: 109) bu duyguların evrenselliğini desteklemiştir. Duyguların ifadesinde ve anlamlandırılmasında kültürlerarası benzerlikler olduğu gibi farklılıklar da vardır. Hatta evrensel olduğu kabul edilen duygu ifadelerini tanımlama da bile bazı kültürler arasında farklılıklar gözlenebilmektedir. Duygular, bir oranda kültürel değerlere ve inançlara göre şekillenmektedir. Bu açıdan bir kültürde önemsenen değer ve inançların duygular üzerinde doğrudan etkisi bulunmaktadır. Her kültürün değer ve inançlarına bağlı olarak bir durumun değerlendirilme süreci ve yorumlanması değişebilir. Bu da her iki süreç sonunda verilen duygusal tepkinin bazen fiziksel bazen de anlamsal bakımdan farklılaşmasına neden olur. Örneğin; gülümseme, Batı kültüründe dostça bir ifade olarak değerlendirilirken Doğu kültüründe saygısızlık şeklinde değerlendirilebilmektedir (Keskindağ ve Karaaziz, 2018: 112). Bundan başka temel duygular arasında yer alan üzüntü duygusunun ifadesi olan ağlamak, Mısır’daki göçebeler tarafından zayıflık göstergesi olarak görülmektedir. Ancak daha kuzey ve batı ülkelerinde genellikle olağan sosyal bir tepki olarak değerlendirilmektedir. Bireyin “yalnız kalma” durumu da çeşitli kültürlerce farklı şekilde yorumlanmaktadır. Avustralya’daki Aborjinler arasında bu durum bireyin ailesiyle veya ailenin bireyle olan ilişkilerinin olumsuz yönde etkilenmesi anlamına geldiğinden normal karşılanmamaktadır. Bu da aile içinde mutluluk duygusunun oluşmasına engel bir durum olarak kabul edilmekte ve aile ile birey arasındaki ilişkilerin zayıf olduğuna işaret etmektedir. Diğer yandan batı ülkelerinin bazısında yalnız kalmak mutluluk ve hoşnutluk duygularının göstergesi sayılmakla beraber herhangi bir duygu belirtecine sahip olmayabilir (Keskindağ ve Karaaziz, 2018: 106-107, 109). Türk kültüründe de yalnız kalma durumu olumlu veya olumsuz duygulara işaret edebileceği gibi bu türden duygulara işaret etmeyebilir. Bu durum genelde toplum açısından olumsuz olarak değerlendirilirken birey açısından olumlu olarak değerlendirilir. Duygularla bağlantılı durumların ve davranışların yorumlanışı toplumların bireyci ve toplulukçu kültüre sahip olmalarına göre değişebilmektedir. Diğer yandan bir durum aynı kültür içerisinde farklı şekillerde de yorumlanabilmektedir. Bu, bir duygunun deneyimlenme şeklindeki farklılık yanında bakış açısı, çevre ve yaşanılan coğrafyayla ilgilidir. Duyguların kültürlerarası değerlendirilmesinde farklılıklar dışında evrensellikten başka benzerlikler de söz konusudur. Farklı dillerde duyguları ifade eden sözcüklerin anlamında görülen benzerlikler buna güzel bir örnektir. Yapılan bir araştırmaya göre Flemenkçe, Japonca ve Endonezcede öfke kelimesinin karşılığı olan sözcüklerin “hedefe ulaşmayı engelleyen, hoş 165 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı ve adil olmayan” şeklindeki olumsuz deneyimleri ifade etmek için kullanıldığı saptanmıştır. Başka bir çalışmada ise birbiriyle hiçbir kültürel yakınlığı olmayan Türk, Hollandalı ve Surinamlı kişilerden başarı, iltifat alma, samimi ve samimi olmayan kişiler tarafından saldırıya uğrama gibi farklı olay ve durumları değerlendirilmesi istenmiştir. Eldeki bulgular üç farklı kültürden seçilen kişiler tarafından yapılan değerlendirmelerin yüksek oranda benzer olduğunu göstermiştir (Keskindağ ve Karaaziz, 2018: 108). Günümüzde önemli bir kısmı Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türklerinin kullandığı duygu fiillerine yüklenen anlamların da farklı kültürlerle benzerlikler taşıdığı görülmektedir. Tespit edilen duygu fiillerinin anlamından hareketle yukarıdaki kültürlerarası araştırma bulgularına da istinaden öfke, üzüntü, mutluluk gibi temel duyguların Uygur Türkleri tarafından da benzer şekilde deneyimlendiği ve değerlendirildiği söylenebilir. Fakat bazı kültürlerde bir duygu ifadesinin gösterilmesi uygun bulunmayabilir. Örneğin, öfke ifadesinin grup içi ve grup dışı kimselere sergilenmesinde dahi kültürden kültüre farklılıklar olduğu görülür (bk. Demir, 2020: 23-24). Bazı kültürlerde öfkeyi dışa yansıtmak hoş karşılanmayan bir davranıştır. Bu, farklı metotlarla ölçülüp değerlendirilebilecek bir husus olmakla beraber dildeki bir duyguya ait sözcüklerin çeşitliliği de o duygunun sergilenme yaygınlığına işaret edebilir. Uygur Türklerinin dilinde çalışmada kullanılan esere göre öfke, üzüntü, acı, ıstırap, tedirginlik, endişe, telaş, sıkıntı, utanç, küçük düşme, kin ve nefret duygularını ifade eden sözcüklerin diğer duygulara kıyasla daha fazla bulunduğu görülür. Üstelik bu duygulardan bazılarının fiziksel göstergeleri olan azarlamak, ağlamak, kaşlarını çatmak, surat asmak, homurdanmak, bağırmak gibi eylemleri gösteren sözcüklere de bu sahada sıklıkla rastlanır. Buna göre, Uygur kültüründe söz konusu olumsuz duygular yaygın olarak görülmekte ve bunların çeşitli şekillerde dışa vurumu gerçekleşmektedir. Nitekim bu duygular her ne kadar olumsuz şekilde nitelense ve farklı kültürlerde çoğu zaman hoş karşılanmasa da hem dilsel hem fiziksel olarak sergilenmektedir. Bazı durum ve zamanlarda ise yadırganmayan normal bir davranış olarak kabul edilebilmektedir. Çalışmamızdaki dilsel veriler bunun Uygur toplumunda da aynı şekilde olduğunu göstermektedir. Öte yandan bir kültürde belirli duyguların görülme sıklığı ve yaygınlığı o kültürün bireyci ve toplulukçu olmasıyla yakından ilgilidir. Bireyci kültürlerde öfke, gurur, üzüntü gibi bireyselliğe atıf yapan duygular öne çıkarken toplulukçu kültürlerde utanç, suçluluk, saygı, kıskançlık ve haset gibi kişinin kendisi dışında başkalarıyla ilişkilerini gösteren sosyal duygular öne çıkar1. Bu bağlamda Uygur Türkçesi Sözlüğü’nde saptanan duygu fiilleri arasında öfke, Bireyci ve toplulukçu kültüre göre duyguların sözlü ifadesi farklılaşabilir. Örneğin; bireyci kültürün özelliklerini taşıyan Kaliforniya’da öz bilinç duygularından olan utanç daha az sözcükle ifade edilirken toplulukçu kültürü temsil eden Bengkulu’da (Endonezya) bu duygu çok daha fazla sözcükle ifade edilmektedir (İnan, 2020: 395). 1 166 Levent DOĞAN acı, üzüntü, sevinç, neşe, mutluluk, memnuniyet, rahatlama gibi daha çok bireysel duyguları yansıtan fiillerin bulunması, Uygur toplumunun bireyci kültürü temsil etmesi şeklinde yorumlanabilir. Bireyci toplum ya da kültürlerde birey ön plandadır ve duyguların bastırılmayarak ifade edilmesinin birey açısından önem taşıdığı düşünülür. Bununla birlikte belirtilen duyguların bireysel ve sosyal olarak değerlendirilmesi kültürel bakımdan farklılık gösterebilir. Örneğin, mutlulukla yakından ilişkili olan sevinç bireysel bir duygu sayılır. Uygur Türkçesinde bu duygunun bireyselliğini vurgulayan süyünmek, şad bolmaḳ gibi “sevinmek” anlamına gelen fiiller bulunur. Bunun yanında “sevinişmek, beraber sevinmek” anlamında kullanılan süyünüşmek fiiline de rastlanır. Söz konusu fiilin bu sahadaki varlığı ve anlamı Uygur kültüründe sevinç duygusunun sosyal bir duygu olabileceğini de göstermektedir. Buraya kadar gerek Uygur kültüründe duygularla ilgili gerekse duygular üzerinden bu kültürle ilgili yapılan yorumlamalar Uygur Türkçesi Sözlüğü’nde yer alan duygu fiillerine göre gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla dilsel veriler ışığında ulaşılan bu bulgular konu üzerine daha farklı yöntemlerle yapılacak başka çalışmalarla desteklenebilir veya değişiklik gösterebilir. A.2. Duyguların Sınıflandırılması Duyguların sayısı ve sınıflandırılması da en az duygunun ne olduğu ve nasıl oluştuğu hususları kadar tartışılan bir konudur. Araştırmalara göre kaç duygu olduğuna dair kesin bir sayı vermek mümkün gözükmemektedir. Psikoloji alanında duygu üzerine çalışan araştırmacılar belirledikleri farklı sayılardaki duyguları çeşitli kategoriler içerisinde sınıflandırmaya çalışmışlardır. Sınıflandırma hususundaki fikir ayrılıkları hangi duyguların temel (birincil), hangilerinin ikincil olduğu ve bunların neye göre belirleneceği konusundadır. Özellikle duygulardan hangilerinin temel duygu olarak nitelendirileceği ve bunların kaç tane olduğu konusunda psikologlar farklı görüşlere sahiptir. Konuyu ele alan araştırmacılara göre temel duygular çeşitlilik gösterir. Buna karşın öfke, korku, üzüntü ve mutluluk diğerlerinden daha temel kabul edildiğinden pek çok araştırmacının temel duygular listesinde yer almaktadır. Temel duyguların diğer duygulardan ayrışan tarafı bunların kendilerine özgü yüz ifadelerine sahip olmaları ve her kültürde aynı şekilde gözlenebilir olmalarıdır. Yani evrensel bir ifade şekillerinin bulunmasıdır. Ayrıca bu duyguların beyin devrelerinin birbirinden farklı olduğu yani kendilerine has olduğu da ileri sürülmektedir. Bunlar aynı zamanda temel duyguların belirlenmesinde belli başlı kriterler olarak belirtilmektedir. Bu kriterlere ek olarak söz konusu duyguların erken yaşlardan itibaren müşahede edilmesinin gerektiği de savunulmaktadır (Demir, 2020: 7-8; Gülbetekin, 2020: 93). Buna göre psikologlar temel duyguları derlerken fizyolojik eğilim ya da bağlantılar, biyolojik süreç, güdüsel ilişki, evrensel yüz ifadeleri ve sinirsel örüntüler gibi durumları esas 167 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı almıştır (Çetinkaya, 2006: 6-7). Temel duygu teorisini savunan araştırmacılardan Ekman, Frijda, Friesen ve Ellsworth 6, Plutchik 8, Izard 10, Arnold 11, Tomkins 9 temel duygu belirlemiştir. Bunların dışında daha az sayıda (4-5) temel duygunun oluğunu savunan araştırmacılar da vardır (Gülbetekin, 2020: 93). Her araştırmacının temel duygu listesinde aynı duygular yanında farklı duygular da bulunmaktadır. Ancak bu listelerin genellikle benzer olduğu görülmektedir. Ayrıca temel duyguların sayısındaki farklılıklar ortak bir temel duygu listesinin bulunmadığını göstermektedir. Temel veya birincil duygular dışında kalanlar ise ikincil duygular olarak adlandırılmaktadır. İkincil duyguların, temel duygulardan farklı olarak sadece insanlar tarafından deneyimlendiği düşünülmektedir. Ayrıca bu duyguların temel duyguların karışımı sonucunda ortaya çıktığı savunulmaktadır (Demir, 2020: 7). Söz gelimi; Pluthick (1980), toplamda belirlediği 32 duygudan 8 tanesinin (öfke, tiksinme, şaşkınlık, korku, üzüntü, neşe, güven ve öngörü) birincil, geriye kalanların ise ikincil duygular olduğunu belirtmiştir. Pluthick, iki temel duygunun birleşerek yeni bir duygu yaratabileceğini ve bunların da ikincil duyguları oluşturduğunu öne sürmüştür. Birincil ve ikincil duygular yanında üçüncül duygular da söz konusudur. Bu, Parrott’un duygu sınıflandırmasında görülmektedir. Parrott, 152 duyguyu birincil, ikincil ve üçüncül şeklinde üç düzeyli olarak sınıflandırmıştır. Parrott’a göre her bir düzey bir önceki düzeyde yer alan duyguları daha belirginleştirmekte ve özelleştirmektedir (Cirhinlioğlu, 2018: 17-18-19). Duygular, psikoloji alanında temel (birincil) ve ikincil olarak sınıflandırılmasından başka daha farklı boyutlarda da sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırmalar yapılırken duyguların ortaya çıkmasında etkili olan etkenler dikkate alınmıştır (Bk. Çetinkaya, 2006: 7-10). Duygu Fiilleri ve Duygu Fiillerinin Sınıflandırılması Çeşitli süreçler ve uyaranlar karşısında ortaya çıkan duygular, dil ve davranışlar aracılığıyla aktarılır. Pek çok şeyde olduğu gibi duyguların aktarımında da dil önemli bir araçtır. Her dilde kişinin duygularını ifade etmeye yarayan isim ve fiil türünden sözcükler bulunur. Bunlar duyguların dildeki karşılıklarını oluşturur. Kişi, bu sözcükleri kullanarak duygularını belirgin hâle getirir. Duygular çoğunlukla kişiye bağlı olarak dışarıdan gözlenebilir veya gözlenmeyebilir. Duyguların dışarıdan anlaşılır hâle gelmesi bazen istemli bazen de istemsiz olarak gerçekleşir. Kişi, istediği takdirde duygularını sözcüklere veya davranışa dökerek dışarıdan anlaşılır kılar. Fakat bu bazen istemsiz olarak kişinin iradesi dışında gerçekleşir. Kişinin kötü bir haber aldığında hissettiği duyguya bağlı olarak yüz ifadesinin değişmesi, utandığında kızarması, korktuğunda sıçraması veya titremesi istem dışı meydana gelen duygu göstergeleridir. Yani duyguların 168 Levent DOĞAN anlaşılmasında ve yansıtılmasında beden dili de aktif bir role sahiptir. Kişinin duygu dünyasında istemli ya da istemsiz olarak meydana gelen tüm bu değişimler ve hareketler duygu fiilleriyle ifade edilir. Dolayısıyla duygu fiilleri, bir uyarıcı neticesinde ortaya çıkan kork-, üzül-, sevin-, öfkelen- gibi psikolojik ve fizyolojik hareketleri kapsamaktadır. Duygu fiilleri, mental fiiller içerisinde ele alınır. Bu fiiller, Özen Yaylagül’e göre (2010: 101) mental sürecin ikinci aşamasını, Erkan Hirik’e göre (2018: 60) üçüncü yani son aşamasını oluşturmaktadır. Ancak her iki araştırmacı da duygu fiillerini çıktı eylemler olarak değerlendirmektedir. Yaylagül (2005: 34); mental etkinlik sürecinde duygu fiillerinin, duyular aracılığıyla kazanılan ve beyne iletilen duyumların zihinde değerlendirilmesiyle kişide olumlu veya olumsuz bir durum olarak algılanması sonucunda oluşan bir davranışı göstermesi bakımından çıktı eylem şeklinde de değerlendirilebileceğini belirtmektedir. Buna göre duygu fiilleri mental sürecin çıktıları olarak görev yapmaktadır. Yaylagül’ göre (2010: 100-101) duygu fiilleri, etkinin duyularla alındığını ve bu etkiye karşı verilen tepkiyi ifade etmektedir. Aynı araştırmacı bu tepkilerin bir bakıma yanıt niteliği taşımasından dolayı duygusal yanıt fiilleri olarak da adlandırıldığını belirtmektedir. Kişinin duygusal tepkisini ortaya koyabilmesi veya bir çıktı oluşturabilmesi için iki koşul vardır. Bu iki koşul aynı zamanda duyguların ortaya çıkma sürecini gösterir. Bunlardan birincisi daha önceden öğrenilerek zihne yerleşmiş olan bilginin kullanılmasıyla ortaya çıkan duygulardır. İkincisi ise herhangi bir durum ya da olay karşısında kısa bir süre içinde oluşan anlık duygulardır (Hirik, 2018: 68). İlki esasen deneyimler yoluyla kazanılmış bilgilere işaret etmektedir. Yaylagül (2005: 29-30), duygusal tepkilerin meydana gelmesinde deneyimlerin rolüne vurgu yapar. Kişinin geçmişte deneyimlediği duruma benzer bir şeyle daha sonra karşılaştığında da öncekine benzer bir tepki vereceğini söyler. Aynı zamanda daha önce hiç rastlanılmamış dolayısıyla deneyimlenmemiş durumların korkma ve ürkme şeklindeki duygusal tepkilere yol açacağı ifade edilir. Çünkü öğrenilmemiş, habersiz olunan durumlar kişiye tehlikeli gelir. Bu sebeple duygu fiilleri, deneyimle alakalı fiiller olarak da tasnif edilmektedir (Yaylagül, 2010: 100,102-103). Mental fiillerin bir alt dalı olarak değerlendirilen duygu fiilleri için yerli literatürdeki çalışmalarda duygu durumu eylemleri, duygu eylemleri, duygu fiilleri, ruh durumu eylemleri, psikolojik durum eylemleri, ruhsal eylemler, psikolojik durum fiilleri gibi terimler; yabancı literatürdeki çalışmalarda ise sensual verbs, emotion verbs, psych verbs, psychological verbs gibi terimler kullanılmıştır (Yıldız, 2016: 223-224). Bu çalışmada kişilerin duygularını anlatan eylemler için duygu fiilleri terimi tercih edilmiştir. 169 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı Dil biliminin de inceleme konuları arasında bulunan duygular bu alanda daha çok fiil bağlamında ele alınmıştır. Psikoloji alanında duygularla ilgili yapılan sınıflandırma denemeleri gibi dil bilimi alanında da duygu fiilleriyle ilgili sınıflandırmalar yapılmıştır. Bu sınıflandırmaların daha çok anlam temelli olduğu görülmüştür. Bunun yanında duygu fiillerini durum grameri bakımından inceleyen çalışmalarla da karşılaşılmıştır. Yıldız ve Yaylagül’ün konuyla ilgili yabancı kaynaklarda yer alan sınıflandırma örneklerine göre konunun yabancı literatürde çok daha ayrıntılı ve farklı şekillerde ele alındığı görülmektedir (bk. Yıldız, 2016: 235-251; Yaylagül, 2010: 101-102). Duygu fiillerinin genellikle mental fiiller üzerine hazırlanmış çalışmalar içerisinde ele alındığı görülür. Bunun dışında bu fiillerin ayrıca incelendiği müstakil çalışmalar da mevcuttur. Türkçede sadece duygu fiillerinin değerlendirildiği çalışmalara bakıldığında; ilk olarak Özen Yaylagül’ün “Türkiye Türkçesindeki Duygu Fiilleri” adlı çalışmasına değinmek gerekir. Yaylagül, bu çalışmasında Türkiye Türkçesinde yer alan duygu fiillerini anlam ve durum grameri açısından iki şekilde incelemiştir. Söz konusu fiilleri anlamsal bakımdan bütünsel davranış tepki fiilleri, olumlu duygu fiilleri ve olumsuz duygu fiilleri şeklinde gruplandırmıştır. Durum grameri bakımından fiil istemi ve deneyimci kişinin konumuna göre tek istemli fiiller, biri seçimli biri zorunlu olmak üzere iki istemli fiiller, iki istemli fiiller, iki istemli fiiller ve tek istemli fiiller olarak beş grupta değerlendirmiştir (Yaylagül, 2010: 100-111). Duygu fiilleri üzerine başka bir değerlendirme ise Serpil Soydan tarafından Tarama Sözlüğü’nün ilk iki cildine göre yapılmıştır. Soydan, bu eserin ilk iki cildinden tespit ettiği duygu fiillerini anlam açısından on iki, yapı açısından üç başlıkta incelemiştir. Çalışmasındaki duygu fiillerini anlam açısından incelediği bölümdeki başlıkları bu fiillerin sözlük anlamına göre oluşturmasının yanı sıra Savaş Şahin’in “Türkmen Türkçesinde Mental Fiiller” adlı doktora tezinden de yararlanmıştır. Ayrıca bu çalışmasında duygu fiillerinin etimolojisine yönelik değerlendirmeler de yapmıştır (Soydan, 2018: 471-493). Esra İlter, “Karahanlı Türkçesinde Duygu Fiilleri” adlı doktora tezinde duygu fiillerini önce birincil duygu fiilleri ve ikincil duygu fiilleri olarak iki ana başlığa ayırmış, daha sonra bu iki başlık altındaki fiilleri de anlam açısından sınıflandırmıştır. İlter, aynı zamanda bu çalışmasıyla Karahanlı dönemi eserlerindeki birincil ve ikincil duygu fiillerinin metaforik kullanımlarını ortaya çıkarmaya çalışmıştır (İlter, 2019). Mental fiiller üzerine yapılan çalışmalar arasında Hüseyin Yıldız’ın duygu fiilleriyle ilgili sınıflandırması dikkat çeker. Yıldız, Eski Uygur Türkçesindeki mental fiilleri ele aldığı doktora çalışmasında duygu fiilleri için “psikolojik durum fiilleri” terimini kullanmıştır. Bu başlık altındaki fiilleri öncelikle anlık tepki bildiren fiiller ve süreç içinde gelişen fiiller olarak iki ana başlığa ayırmıştır. İlk ana başlığı 170 Levent DOĞAN utanma fiilleri, korku fiilleri, öfke fiilleri vb. şeklinde yedi alt gruba, ikinci ana başlığı olumlu PD fiilleri, olumsuz PD fiilleri ve nötr PD fiilleri şeklinde üç alt gruba bölmüştür. Akabinde bu üç alt gruba giren duygu fiillerini de anlamına göre çeşitli başlıklara bölerek vermiştir (Yıldız, 2016: 254-256). Mental fiil temelli çalışmalar içerisinde duygu fiillerinin nitelik veya duygu değerine göre daha genel başlıklara ayrılmadan doğrudan anlam bakımından sınıflandırıldığı çalışmalar da mevcuttur (bk. Şahin, 2012: 240). Bu sınıflama modellerinden ayrı olarak duygu fiillerinin yalnızca bağlama göre ele alındığı da görülmektedir (bk. Seçkin, 2019: 52). Bu çalışmada, Karluk grubu içinde yer alan Yeni Uygur Türkçesindeki duygu fiilleri ele alınmıştır. Duygu fiillerinin tespiti için Emir Necipoviç Necip tarafından hazırlanan “Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü” adlı kitap taranmıştır. Bu sözlükten tespit edilen söz konusu fiiller çalışmada anlam ve yapı bakımından çeşitli başlıklar altında incelenmiştir. Duygu ifade eden fillerin anlam bakımından ele alındığı bölümdeki ana ve ara başlıklar, duyguların birtakım özellikleri baz alınarak oluşturulmuştur. Bunun yanında başlıklar oluşturulurken yukarıda isimleri anılan çalışmalardan da yararlanılmıştır. İnceleme sonucu ulaşılan bulgular sonuç kısmında değerlendirilmiştir. Bu çalışmayla Uygur Türklerinin hissettiği duygular ile bu duyguları hangi fiillerle ve nasıl ifade ettikleri, olumlu ve olumsuz olarak niteledikleri duyguların neler olduğu ve bunların Türk kültürüyle olan benzerliği ya da farklılığı gibi hususlar ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Ayrıca bilinen duygular dışında Uygur kültürüne özgü farklı bir duygu olup olmadığına bakılmıştır. Özetle, sözlükten tespit edilen fiiller üzerinden farklı bir coğrafyada yaşayan Uygur Türklerinin duygu dünyasıyla ilgili fikir edinilmeye çalışılmıştır. B. Uygur Türkçesindeki Duygu Fiilleri ve Sınıflandırılması B.1. Anlam Bakımından Duygu Fiilleri Bu bölümde Uygur Türklerinin duygularını ifade etmede kullandıkları fiiller öncelikle duygu değerlerine göre olumlu duygu fiilleri, olumsuz duygu fiilleri ve yansız (nötr) duygu fiilleri olarak üç gruba ayrılmıştır. Bu üç grup altında da fiillerin sözlük anlamlarına göre alt başlıklar oluşturulmuştur. Bunların haricinde bölüm içerisinde olumlu, olumsuz ve yansız (nötr) değer taşıyan bazı duyguların oluşturduğu hareketleri anlatan fiiller belli bir duygu sonucu ortaya çıkan eylemler şeklinde ayrı bir başlık altında toplanmıştır. Bu başlıktaki fiiller de duygu değerleri açısından sınıflandırılmıştır. B.1.1. Olumlu Duygu Fiilleri Olumlu duygular, keyif ve haz veren ya da iyi ve güzel hissettiren duygular olarak tanımlanabilir. Bu duygular, kişinin hayata pozitif 171 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı bakmasını sağlarken hayat dolu ve öz güvenli hissetmesini de sağlar. Olumlu duygular, kişilerarası iletişimi düzenleyen ve insan yaşamını iyi yönde etkileyen bir role sahiptir. Olumlu olarak nitelenen duygular arasında mutluluk, memnuniyet, cesaret, sevgi, beğenme, takdir, umut gibi duygular bulunur. Olumlu duygular, sadece olumlu durumlar sonucunda ortaya çıkmaz. Olumsuz durumların da birtakım olumlu duygular doğurduğu görülmektedir. Örneğin; başkasının uğradığı kötü bir durum karşısında kişinin iç dünyasında oluşan “acıma” duygusu olumlu bir duygu kabul edilir. Yine öfke, sinir, acı ve sıkıntı gibi hâllerin geçmesiyle gelen sakinlik duygusu da olumsuz durumların ortaya çıkardığı olumlu bir duygudur. Nevzat Tarhan; sevgi, korku ve güven olmak üzere üç temel duygu belirlemiştir. Temel duyguları, doğadaki ana renklerle ilişkilendiren Tarhan (2006: 47) bu ilişkiyi, “Nasıl doğada ana renkler ve bunların karışımından doğan değişik renkler mevcutsa, üç temel duygumuzdan da farklı duygular ortaya çıkar.” şeklinde açıklamıştır. Yani ayrı birer grup olarak düşünülen her temel duygunun farklı alt duygulara sahip olduğu belirtilmiştir. Söz gelimi, olumlu duygulardan sevgi duygusu içerisinde merhamet, iyilik, şefkat gibi alt gruplar bulunurken güven duygusu içerisinde sadakat, doğruluk gibi hisler saklıdır. Bu duyguların birleşiminin ise kişiyi mutluluğa götüreceği ifade edilir (Tarhan, 2006: 47). Buradan olumlu duyguların mutluluk duygusu üzerinde birleştiği anlaşılır. Zira bir kimse tarafından sevildiğini hissetmek, sevmek, âşık olmak, istenilen bir şeye veya kimseye kavuşmak, bir şeyin üstesinden gelmek/bir şeyi başarmak, eğlenmek, huzurlu hissetmek gibi pek çok eylem sonrasında kişi kendisini mutlu hisseder. Mutluluk, bir bakıma olumlu duyguların temel bileşeni gibidir. Hepsinin olmasa da çoğu olumlu duygunun sonucunda mutlu olmak vardır. Olumlu duygu fiilleri, kişinin türlü etkenler ve uyaranlar karşısında iç dünyasında meydana gelen sevin-, memnun ol-, neşelen-, sev-, ümit et-, acıgibi duygusal hareketlerini bildirir. Yeni Uygur Türkçesinde bu hareketleri karşılayan fiiller anlam alanlarına göre 14 başlıkta toplanmıştır. Bir önceki paragrafta bahsedilen şekilde alt duyguları kapsayıcı ana başlıklar oluşturulmuştur. B.1.1.1. Sevgi ve Haz Bildiren Fiiller amraḳ körmek “sevmek”, amraḳliḳ körsetmek “sevgi göstermek”, ardaḳlimaḳ “sevmek; yüceltmek; şımartmak”, artuḳ körmek “fazlasıyla sevmek”, aşiḳ bolmaḳ “âşık olmak”, eyş ḳilmaḳ “zevklenmek”, xuş ḳilmaḳ “hoşlandırmak”, xuştar bolmaḳ “âşık olmak”, köñülleşmek “sevmek”, küyüşmek “karşılıklı âşık olmak”, ḳöñül ḳoymaḳ “gönül vermek, sevmek”, lezzetlenmek “zevk duymak”, muhebbet baġlimaḳ “sevmek, sevişmek”, obdan körmek “iyi saymak; sevmek”, sadiḳliḳ körsetmek “bağlılık 172 Levent DOĞAN göstermek”, semimiyet körsetmek “samimi olmak”, süymek “sevmek”, süyüşmek “1. sevişmek. 2. öpüşmek”, şeyda bolmaḳ “âşık olmak, gönlünü kaptırmak”, yaxşi körmek “beğenmek, sevmek”, yaḳmaḳ “beğenmek, hoşlanmak, hoşuna gitmek, sevmek”, yaḳturmaḳ “sevmek, beğenmek”, yaratmaḳ “sevmek, beğenmek”, yéḳinçliḳ ḳilmaḳ “yakınlık göstermek, sıcak ilgi göstermek” B.1.1.2. Acıma, Merhamet Bildiren Fiiller ayanmaḳ “acımak; esirgemek”, ayimaḳ “acımak, esirgemek”, iç küymek “acımak, merhamet etmek”, merhimet ḳilmaḳ “merhamet etmek, acımak”, köyünmek “acımak, esef etmek, şefkat göstermek”, küyünmek “acımak, sevmek”, rehim ḳilmaḳ “acımak”, rehme ḳılmaḳ “acımak”. B.1.1.3. Özlem Bildiren Fiiller ah-uhlimaḳ “hasret çekmek”, ġuñġaymaḳ “canı sıkılmak, hasret çekmek”, ġurbet çekmek “gurbet çekmek”, hesret çekmek “hasret çekmek”, hesretleşmek “hasretleşmek; dertleşmek”, séġinişḳa başlimaḳ “özlemini duymak, özlemek”, séġinişmaḳ “karşılıklı özlemek”, séġinmaḳ “özlemek, hasret çekmek”, séġinip ketmek “özlemek”, yersirimek “vatan özlemini çekmek”, zar bolmaḳ “özlemek, hasretini çekmek”, zar ḳilmaḳ “özletmek”. B.1.1.4. Umut, Ümit Bildiren Fiiller ümit baġlimaḳ “ümit bağlamak”, ümit ḳilmaḳ “ümit etmek”, ümitlendürmek “ümitlendirmek”, ümitvar bolmaḳ “ümitli olmak”. B.1.1.5. Cesaret Bildiren İlgili Fiiller baturlanmaḳ “kabadayılık satmak; kendi kendini yüreklendirmek”, batursinmaḳ “bkz. baturlanmaḳ”, casaret ḳilmaḳ “cesaret etmek”, cesürlik körsetmek “cesurluk etmek”, cür’et ḳilmaḳ “cüret etmek”, cür’etlendürmek “cüretlendirmek”, ġeyretlendürmek “cesaretlendirmek”, ġeyretlenmek “cesaretlenmek”, mertlik körsetmek “mertlik göstermek”. B.1.1.6. Teskin ve Sakinleşme Bildiren Fiiller avumaḳ “teselli olmak”, avunmaḳ “avunmak, sevinmek, teselli olmak”, avutmaḳ “avutmak, teselli etmek”, bezlimek “teskin etmek, yatıştırmak, dindirmek”, bésiḳmaḳ “susmak, sakinleşmek”, xatircem ḳilmak “teskin etmek, yatıştırmak”, juvaşlanmaḳ “sakinleşmek, uslanmak, yumuşak başlı olmak”, juvaşlatmaḳ “yatıştırmak, yavaşlatmak”, juvaşlimaḳ “sakinleşmek, uslu olmak, yumuşak olmak”, mékilimek “teselli vermek, avutmak, sevindirmek”, ovutmaḳ “avutmak, teskin etmek”, sékinleşmek “sakinleşmek, yavaşlamak”, sékinletmek “sessiz hâle getirmek, yavaşlatmak”, tesella vermek “teselli etmek”, teskin bermek “teskin etmek”, tinçimak “teselli bulmak, avunmak, sevinmek, içi açılmak, sakinleşmek”, 173 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı tindurmaḳ “teskin etmek, yatıştırmak, dindirmek, sakinleştirmek”, tiniḳmaḳ “dinlenmek, sakinleşmek”, tiniḳ turmaḳ “dinlendirmek, sakinleştirmek”, tinim tapmaḳ “rahatlamak”, tinmaḳ “avunmak, teskin olmak, rahat etmek”, yupanmaḳ “avunmak”, yupatmaḳ “1. teselli vermek, avutmak. 2. yatıştırmak, teskin etmek”. B.1.1.7. Bağışlama Bildiren Fiiller ayiġiġa jiḳilmaḳ “af dilemek, elini öpmek”, epu etmek “affetmek”, epu sorumaḳ “af dilemek”, kéçirim sorimaḳ “af dilemek”, kéçirmek “affetmek”, keçmek “bağışlamak”, keçtürmek “bağışlatmak”. B.1.1.8. Coşku ve Heyecan Bildiren Fiiller cevlan ḳilmaḳ “harekete geçmek; coşmak”, cuşḳunlimaḳ “coşmak, coşkunlaşmak”, hayacanġa kelmek “heyecanlanmak”, hayacanlanmaḳ “heyecanlanmak”, ḳanatlanmaḳ “coşmak”, ḳaynap ketmek “coşmak”, ḳéḳas salmaḳ “bağırmak, çığlık atmak”, ḳizimaḳ “coşmak”, ḳizitmaḳ “coşturmak, neşelendirmek”, yélincimaḳ “tutuşmak, alevlenmek, coşmak”. B.1.1.9. Sevinç, Neşe, Mutluluk, Memnuniyet Bildiren Fiiller aġzi ḳuluġiñġa yetmek “ağzı kulağına yetmek, çok memnun olmak”, çaġ etmek “sevindirmek, memnun etmek”, érmek ḳilmaḳ “eğlenmek”, xuşal ḳilmaḳ “memnun etmek”, xuşal bolmaḳ “memnun olmak”, xuşlimaḳ “sevmek, sevindirmek”, xuşlanmaḳ “sevinmek, hoşnut olmak”, keyplenmek “keyiflenmek, neşelenmek, hoşlanmak”, köñül kötermek “eğlenmek, neşelenmek”, köñülni hoş ḳilmaḳ “sevinmek; hoşlanmak”, köñül almaḳ “sevindirmek”, köñül açmaḳ “eğlenmek, neşelenmek”, memnun bolmaḳ “memnun olmak”, memnun ḳilmaḳ “memnun etmek”, oynap külmek “oynayıp gülmek, eğlenmek”, rohlandurmaḳ “moralini yükseltmek”, rohlanmaḳ “neşelenmek, canlanmak”, süyündürmek “sevindirmek”, süyünmek “sevinmek”, süyünüşmek “beraber sevinmek”, şad bolmaḳ “sevinmek”, şad etmek “memnun etmek, sevindirmek”, şadlandurmaḳ “neşelendirmek”, şadlanmaḳ “neşelenmek, sevinmek, memnun olmak”, şadman bolmaḳ “neşeli olmak, sevinmek”, zoxlandurmaḳ “memnun etmek, sevindirmek”, zoxlanmaḳ “memnun olmak, sevinmek”. B.1.1.10. Güven Bildiren Fiiller çünpütmek “güvenmek, inanmak, itimat etmek”, işenmek “inanmak, güvenmek”. B.1.1.11. Saygı, Hürmet Bildiren Fiiller etivarġa almaḳ “değer vermek”, etivar bermek “önem vermek”, etivarlimaḳ “saygı göstermek, hürmet etmek, değer vermek”, hörmet 174 Levent DOĞAN körsetmek “saygı göstermek”, hörmetlimek “saygı göstermek”, izzet kilmak “saygı göstermek”, mensitmek “saymak, itibar etmek”. B.1.1.12. Hayranlık, Beğenme, Yüceltme ve Takdir Bildiren Fiiller alḳişlar éytmaḳ “övmek, övgüler söylemek”, dañlimaḳ “övmek, methetmek”, heyran bolmaḳ “hayran olmak”, iltipat körsetmek “iltifat etmek”, köñülçimek “takdirle muamele etmek, beğenmek”, maxtaşmaḳ “karşılıklı övmek, hep beraber takdir etmek”, maxtimaḳ “övmek, takdir etmek”, maxtivetmek “övmek”, maḳullimaḳ “takdir etmek, onamak, tasvip etmek”, mayil bolmaḳ “mail olmak”, medhilenmek “methedilmek”, medhilimek “methetmek, övmek”, meptün bolmaḳ “hayran olmak, büyülenmek”, sena éytmaḳ “övmek, methetmek”. B.1.1.13. Huzur, Sakinlik, Rahatlama Bildiren Fiiller aram almaḳ “dinlenmek; rahatlamak”, erkinlimek “özgürlük hissetmek; rahatlamak”, xatircemlenmek “emin olmak, rahatlamak, sakin olmak”, hözür ḳilmaḳ “rahatlamak”, hözürlenmek “ferahlık duymak, dinlenmek, rahatlamak”, rahetlendürmek “rahat ettirmek, huzur vermek, zevklendirmek”, rahetlenmek “rahatlanmak”, sergimek “kendini iyi hissetmek, hafiflemek, rahatlamak”, şük turmaḳ “sakin olmak”, şük bolmaḳ “sakin olmak”, téç bolmaḳ “sakin olmak”, téçlanmaḳ “rahatlamak, huzura kavuşmak, emin olmak”, téçliḳ bermek “rahatlatmak, huzura kavuşturmak”, yayratmaḳ “özgür bırakmak, rahatlatmak”, yayrimaḳ “özgür olmak, rahatlamak”. B.1.1.14. Arzu, İstek Bildiren Fiiller arzu ḳilmaḳ “arzu etmek”, arzulimaḳ “arzu etmek, istemek”, hepileşmek “elde etmeye çalışmak, rica etmek, yalvarmak”, heveslendürmek “heveslendirmek; istek uyandırmak”, heveslenmek “heveslenmek, istek hissetmek”, heves ḳilmaḳ “istemek”, xahlimaḳ “bk. xalimaḳ”, xalimaḳ “istemek”, köñül tartmaḳ “arzu etmek, istemek”, ötünmek “istemek, dilemek, rica etmek”, tilimek “dilemek, istemek”. B.1.2. Olumsuz Duygu Fiilleri Olumsuz duygular, olumlu duyguların zıddını oluşturur. Bunlar, olumlu duyguların aksine kişiyi rahatsız ve huzursuz eden, kişinin yaşamını ve diğer insanlarla olan ilişkisini negatif yönde etkileyerek hayattan alınan zevki önemli ölçüde düşüren duygulardır. Nefret, öfke, üzüntü, mutsuzluk, bencillik, kıskançlık, korku, şüphe, usanç bu duygulardan bazılarıdır. Olumsuz duyguların insan üzerinde yıpratıcı ve yıkıcı etkileri vardır. Bunda bu duyguların yaşanma sıklığının ve yoğunluğunun da önemi bulunur. Zira aynı olumsuz duygunun tekrarı ve şiddeti hem psikolojik hem de fizyolojik 175 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı açıdan rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Bu da olumsuz duygularla başa çıkmanın her zaman ve herkes için mümkün ve kolay olmadığını göstermektedir. Ayrıca daha önce yaşanmamış, beklenmedik olumsuzlukların insan için daha sarsıcı olduğu bilinmektedir. Olumsuz duyguların kaynağını kişisel meseleler (aile içi sorunlar, maddiyat, iş ve arkadaş gibi sosyal çevredeki anlaşmazlıklar ile stres vb.) oluşturabileceği gibi insan elinde olmayan sel ve deprem benzeri doğa olayları da oluşturabilir. Dolayısıyla herhangi bir felakete, kişi veya nesne kaybına, gerginlik ve anlaşmazlığa yol açan büyük veya küçük her durum ya da olay olumsuz duyguları meydana getirmektedir. Bunlardan başka değişik pek çok etken de farklı farklı olumsuz duygular ortaya çıkarmaktadır. Hayatımızı kötü yönde etkileyen bu duygu hareketleri ise olumsuz duygu fiilleri olarak adlandırılmaktadır. Bu bölümde Uygur Türklerinin olumsuz duyguları ifade etmede kullandıkları fiiller konu alanlarına göre sınıflandırılarak gösterilmeye çalışılmıştır. Bunun sonucunda 19 başlık oluşturulmuştur. B.1.2.1. Üzüntü, Pişmanlık, Acı, Azap ve Yas Bildiren Fiiller azap çekmek “çile çekmek”, aza tutmaḳ “yas tutmak”, azar tartmaḳ “eziyet çekmek”, azaplimaḳ “çile çektirmek”, bidimaġ bolmaḳ “üzüntülü olmak, kederli olmak”, capa çekmek “cefa çekmek”, capa ḳilmaḳ “cefa etmek”, capa tartmaḳ “cefa çekmek”, capalimaḳ “azap vermek, birine çektirmek”, dert tartmaḳ “dert çekmek”, çiş paturmaḳ “sızlatmak; üzmek, zarar vermek”, çüşkünleşmek “kederlenmek, üzüntülü olmak, cesaretini kaybetmek”, dert tartmaḳ “acı çekmek”, dertlenmek “dertlenmek”, dertlendürmek “dertlendirmek”, “çinarliḳ bolup ketmek “acıklı bir hâle düşüvermek”, éçinmaḳ “acınmak”, elem çekmek “azap çekmek, ıstırap çekmek”, epsüslenmek “pişman olmak”, ġem basmaḳ “yeise kapılmak”, ġem yémek “kederlenmek”, haza tutmaḳ “yas tutmak”, ġemnaḳ bolmaḳ “kederli olmak”, ġemlenmek “gamlı olmak, dert çekmek”, xapa bolmaḳ “kederlenmek”, xapa ḳilmaḳ “üzmek”, xapiliḳta ḳalmaḳ “kederli olmak”, ḳan jiġlimaḳ “kan ağlamak”, ḳaxşatmaḳ “ezmek, sarsmak”, ḳaxşimaḳ “ezilmek, perişan olmak”, köñülni yérim ḳilmaḳ “mahzun olmak, gamlı olmak”, ḳara tutmaḳ “yas tutmak”, matem tutmaḳ “yas tutmak”, matemdar bolmaḳ “yas tutma hâlinde olmak”, meyüs bolmaḳ “meyus olmak”, meyüslenmek “umutsuzlanmak, meyus olmak”, muñlanmaḳ “hüzünlenmek, duygulanmak, kederlenmek”, müsüvet tutmaḳ “yas tutmak”, nadamet çekmek “pişman olmak”, öksünmek “kederlenmek, hüzünlü olmak”, pirak otida yanmaḳ “ayrılık ateşi ile yanmak”, puşayman yémek “pişman olmak”, rencimek “gönül kırılmak, üzülmek”, rencitmek “üzmek, gönlünü kırmak”, sekpare bolmaḳ “ıstırap çekmek, azap çekmek”, tartḳuluḳ körmek “ıstırap çekmek”, teessüp ḳilmaḳ “teessüf etmek”, teessüplenmek “esef duymak”, tériḳmaḳ “düçar olmak, muzdarip olmak”, tova ḳilmaḳ “pişman olmak”, 176 Levent DOĞAN vayvaylimaḳ “ah vah etmek”, zaxa bermek “üzmek”, zerde ḳilmaḳ “acı söylemek, can yakıcı bir şekilde” B.1.2.2. Öfke, Asabiyet, İnatçılık Bildiren Fiiller aççiġini almaḳ “öfkesini çıkarmak”, aççiġlandurmaḳ “kızdırmak; öfkelendirmek”, aççiġlanmaḳ/aççiġlamaḳ “kızmak; öfkelenmek”, aççiġlimaḳ/aççiġlaşmaḳ “darılmak, küsmek, kızmak”, bézeñliḳ ḳilmaḳ “inatçılık etmek”, céle bolmaḳ “sinirlenmek”, céle ḳilmaḳ “sinirlendirmek”, çéçilmaḳ “sinirlenmek, kızmak”, çişḳa tegmek “kızdırmak; rahatsız etmek, sinirlendirmek”, derġezep bolmaḳ “öfkelenmek, hiddetlenmek”, esiviyleşmek “asabileşmek, sinirlenmek”, eşeddileşmek “aşırı öfkelenmek”, ġezeplendürmek “öfkelendirmek”, ġezeplenmek “öfkelenmek”, ġucunumaḳ “sinirlenmek, kızmak, öfkelenmek, alınmak”, ġuduñşimaḳ “kavgalaşmak, öfkelenmek, aksilik yapmak”, xirildatmaḳ “huylandırmak, kızdırmak”, inciḳlimaḳ “inlemek, sinirlenmek”, julḳunmaḳ “öfkesinden patlamak, ateş püskürmek”, öpkiletmek “kızdırmak, öfkelendirmek, darıltmak”, öpkilimek “kızmak, öfkelenmek, darılmak”, ḳeherlenmek “kızmak, öfkelenmek, hiddetlenmek”, ḳérişmaḳ “inat etmek, aksilik yapmak”, ḳozmaḳ “sinirlenmek, kızmak, öfkelenmek, hiddetlenmek”, öcerlenmek “inat etmek”, öcerliḳ ḳilmaḳ “inatçılık etmek”, öçektürmek “kızdırmak, huylandırmak, rahatsız etmek”, öpke ḳilmaḳ “öfkelenmek”, térikmek “kızmak, öfkelenmek”, tériktürmek “kızdırmak, öfkelendirmek”, tiklenmek “diklenmek”, yavuzlanmaḳ “hiddetlenmek, hırslanmak” B.1.2.3. Korku Bildiren Fiiller çöçümek “ürkmek, korkmak”, çöçütmek “ürkütmek, korkutmak”, çüçütmek “ürkütmek, korkutmak”, dehşet salmaḳ “dehşet salmak”, déveylimek “tehdit etmek”, doḳ ḳilmaḳ “tehdit etmek, gözdağı vermek”, doḳaslatmaḳ “tehdit etmek”, eymenmek “çekinmek”, hézi bolmaḳ “sakınmak, korkmak”, hürkümek “ürkmek”, hürkütmek “ürkütmek”, xeplimek “korkutmak, tehdit etmek”, ḳorḳmaḳ “korkmak”, ḳorḳutmaḳ “korkutmak”, tehdit ḳilmaḳ “tehdit etmek”, tep tartmaḳ “biraz korkmak, çekinmek”, ürkümek “ürkmek”, ürkütmek “ürkütmek” B.1.2.4. Kin, Öç ve Nefret Bildiren Fiiller adavet ḳilmaḳ “kin beslemek”, çiş ḳayrimaḳ “diş bilemek, kin beslemek”, düşmenleşmek “düşmanlaşmak”, düşmenleştürmek “düşmanlaştırmak”, düşmenlik ḳilmaḳ “düşmanlık yapmak”, ent almaḳ “öç almak, intikam almak”, intiḳam almaḳ “intikam almak”, nepret oḳumaḳ “nefret etmek”, nepretlenmek “nefretlenmek”, nepretlendürmek “nefretlendirmek”, öç almaḳ “öç almak”, öç körmek “nefret etmek, düşman olmak”, öçlük ḳilmaḳ “düşmanlık hissi beslemek”, öpke saḳlimaḳ “kin tutmak”, ḳestleşmek “birbirine düşman olmak, arası açılmak”, öçekimek 177 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı “darınmak, düşmanlaşmak”, öçekişmek “bkz. öçekimek”, yaman körmek “nefret etmek, sevmemek”, yéġilimaḳ “birbirine düşman olmak”, zitlaşmaḳ “düşmanlaşmak, birbirine düşman kesilmek”, zitlaşturmaḳ “düşmanlaştırmak, birbirine düşürmek, hasım yapmak” B.1.2.5. Tedirginlik, Endişe, Kaygı ve Telaş Bildiren Fiiller alañlimaḳ “tereddüt etmek, telaşa düşmek”, biaram bolmaḳ “endişeli olmak; rahatsız olmak”, endişe ḳilmaḳ “endişe etmek”, endişe salmaḳ “endişelendirmek”, ġeşlenmek “rahatsız olmak, endişelenmek, telaşlanmak”, ġipildimaḳ “endişe etmek, merak etmek”, ġulġula ḳilişmaḳ “telaşlanmak”, havluḳmaḳ “1. koşuşmak. 2. telaşlanmak”, hoduḳmaḳ “telaşlanmak, heyecanlanmak”, hoduḳturmaḳ: telaşlandırmak, heyecanlandırmak”, holuḳmaḳ “telaşlanmak, acele etmek”, holuḳturmaḳ “şaşırtmak, endişelendirmek, korkutmak”, xatircemsizlenmek “telaşlanmak, endişelenmek, emin olamamak”, xavatir bolmaḳ “endişelenmek”, xevplenmek “tehlike hissetmek, endişelenmek”, ḳayġuġa çökmek “kaygılanmak”, ḳayġu tartmaḳ “kaygı çekmek”, ḳayġulandurmaḳ “kaygılandırmak”, ḳayġulanmaḳ “kaygılanmak”, ḳayġurmaḳ “kaygılanmak”, omsurun bolmaḳ “telaşlanmak”. omsurun ḳilmaḳ “telaşa düşürmek”, şaşmaḳ “acele etmek, telaşlanmak, şaşırmak”, şaşturmaḳ “acele ettirmek, sıkıştırmak”, şéşildurmaḳ “acele ettirmek, sıkıştırmak, şaşırtmak”, şéşilmaḳ “acele etmek, şaşırmak”, şumlanmaḳ “heyecanlanmak, telaşlanmak, tedirgin olmak, oynak olmak”, tereddütlenmek “endişelenmek, kaygılanmak”, teşvişke salmaḳ “endişelendirmek”, teşvişke çüşmek “endişelenmek, tereddüt etmek”, teşvişlendürmek “endişelendirmek”, teşvişlenmek “endişelenmek”, tére-pireñ bolmaḳ “telaşa kapılmak, birbirine girmek”, vayimlanmaḳ “kaygılanmak, endişelenmek” B.1.2.6. Utanma ve Küçük Düşme Bildiren Fiiller ar almaḳ “utanmak, mahcup olmak”, ar körmek “utanmak”, arlanmaḳ “utanmak, gururu kırılmak”, çimildimaḳ “utanmak, çekinmek”, xicalet bolmaḳ “utanmak, sıkılmak”, xicalet tartmaḳ “utanmak”, xicil bolmaḳ “utanmak”, xicil ḳilmaḳ “utandırmak”, xorlanmaḳ “rezil olmak, hakaret edilmek”, iza tartmaḳ “utanmak”, iza tartḳuzmaḳ “utandırmak”, ḳizarmaḳ “utanmak”, ḳizartivetmek “utandırıvermek, yüzünü kızartıvermek”, ḳizartmaḳ “utandırmak”, ḳorunmaḳ “çekinmek, sıkılmak”, let bolmaḳ “becerememek, düşmek, mahcup duruma düşmek”, yerge ḳaratmaḳ “utandırmak, yüzünü kızartmak”, yerge ḳarimaḳ “utanmak, yüzünü kızarmak”, nomuslanmaḳ:“utanmak, mahcup olmak, yüzü kızarmak”, pesleşmek “rezil olmak, namussuz olmak”, resva bolmaḳ “rezil olmak”, tartinçaḳliḳ ḳilmaḳ “utangaçlık etmek”, tartinmaḳ “çekinmek, utanmak”, uyaltmaḳ “utandırmak”, uyakmaḳ “utanmak”, uyatḳa ḳaldurmaḳ “utandırmak”, uyatḳa ḳalmaḳ “utanmak”, uyatmaḳ “utanmak” 178 Levent DOĞAN B.1.2.7. Kırgınlık, Gücenme ve Küsme Bildiren Fiiller arazlaşmaḳ “bozuşmak; araları açılmak”, arazlimaḳ “bozuşmak; küsmek”, bézişmek “dargınlık; aralarının açılması; birbirinden uzaklaşmak”, cémilimek “sitem etmek, ayıplamak, kınamak”, dilazar bolmaḳ “gönlü kırılmak”, det ḳilmaḳ “sitem etmek”, köñül ḳalmaḳ “kırılmak, küsmek”, köñülge almaḳ “incinmek, gücenmek, darılmak”, köñül aġritmaḳ “kırmak, rencide etmek”, tene ḳilmaḳ “sitem etmek”, ümçeymek “eğrilmek, küsmek, alınmak”, ümçeytmek “eğriltmek, küstürmek”, yamanlimaḳ “incinmek, gücenmek, darılmak, gönlü kalmak” B.1.2.8. Rahatsızlık, Huzursuzluk ve Keyifsizlik Bildiren Fiiller béaram ḳilmaḳ “rahatsız etmek, huzursuz etmek”, dexli bermek “engellemek, rahatsız etmek, güçlük çıkarmak”, mazisizlanmaḳ “rahatsızlanmak, huzursuzlanmak”, iç puşurmaḳ “can sıkmak”, rohsizlandurmak “moralini çökertmek, durgun hâle getirmek”, rohsizlanmaḳ “ümidini kaybetmek, morali bozulmak”, téçsizlandurmaḳ “huzursuz etmek”, téçsizlanmaḳ “huzursuzlanmak, tedirgin olmak”, téçsizlimaḳ “huzursuz etmek, tedirgin etmek” B.1.2.9. Sıkıntı Bildiren Fiiller azar bermek “cebretmek, zorlamak”, cebir ḳilmaḳ “zulüm etmek”, cebirlenmek “zorlanmak, zulüm görmek”, cebirlimek “zulüm etmek, zorlamak”, çiñḳimaḳ “sıkıştırmak, zorlamak”, çoçḳiliḳ ḳilmaḳ “domuzluk etmek; kötülük etmek; aksilik yapmak”, ḳiynaḳḳa salmaḳ “işkence etmek”, ḳinalmaḳ “ıstırap çekmek, işkence görmek”, ḳiynaşmaḳ “birbirine eziyet çektirmek, azap vermek”, ḳiynavetmek “ıstırap çektirmek, işkence etmek”, ḳiynimaḳ “eziyet etmek, azap vermek, işkence etmek”, ḳiyin-ḳistaḳḳa almaḳ “baskı altına almak, zorlamak”, mecbur bolmaḳ “mecbur olmak”, mecburlimek “zorlamak”, müşeḳḳet çekmek “zorluk çekmek”, müşeḳḳetlendürmek “zahmete sokmak, zahmete koymak”, müşeḳḳetlenmek “zahmet çekmek”, müşeḳḳetlimek “zahmet vermek”, ziyan-zehmet körmek “zarar ve zahmet görmek”, zulum tartmaḳ “zulüm görmek” B.1.2.10. Tiksinme ve Beğenmeme Bildiren Fiiller bezmek “soğumak”, hürpeymek “tiksinmek”, endikmek “titremek, tiksinmek, nefesi boğulmak, heyecanlanmak, içler çekmek”, endiktürmek “titretmek, tiksindirmek, heyecanlandırmak”, jirkenmek “iğrenmek”, hürpeytmek “tiksindirmek”, jirkendürmek “iğrendirmek”, köñül sovumaḳ “gönlü soğumak”, köñülge tegmek “rahatsız etmek, tiksindirmek”, seskendürmek “tiksindirmek, iğrendirmek, bıktırmak”, seskenmek “tiksinmek, iğrenmek, bıkmak, irkilmek” 179 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı B.1.2.11. Usanç Bildiren Fiiller bezmek “bezmek, bıkmak, usanmak”, canġa tegmek “bıkmak, usanmak, bezmek, can sıkmak”, çaplaşmaḳ “yapışmak, sarılmak, usandırmak”, kütüp zérikmek “beklemekten bıkmak”, canġa tegmek “bıkmak, usanmak”, toyduruvetmek “bıktırmak, usandırmak”, toyup ketmek “bıkmak, usanmak”, yaliḳmaḳ “canı sıkılmak, bıkmak”, yaliḳturmaḳ “canını sıkmak, bıktırmak”, zérikmek “usanmak, bıkmak, sıkılmak”, zérikip ketmek “usanmak”, zériktürmek “usandırmak, bıktırmak, bezdirmek”, zoruḳmaḳ “yorulmak, usanmak, bitkin hâle gelmek” B.1.2.12. Kibir, Büyüklük, Gurur ve Övünme Bildiren Fiiller béşi asmanġa yetmek “çok gururlanmak”, çoñsinmaḳ “kurulmak, çalımlı tavırlar almak, azamet taslamak”, davrañ ḳilmaḳ “başkaları duysun diye isteyerek gürültülü övünmek veya övmek”, davrañ salmaḳ “duyurmak; çağırmak; isteyerek sesli konuşmak; isteyerek sesli övünmek”, gédeymek “kibirlenmek, gururlanmak”, ġodaymaḳ “kibirlenmek”, gururlanmaḳ “çalımlı tavırlar almak”, köreñlimek “kibirlenmek”, maxtanmaḳ “övünmek”, meġrurlanmaḳ “mağrurlanmak”, pexirlenmek “övünmek”, tekebburlanmak “kibirlenmek” B.1.2.13. Şüphe, Kuşku Bildiren Fiiller guman ḳilmaḳ “şüphe etmek”, gumanda bolmaḳ “şüphelenmek”, gumanlanmaḳ “şüphelenmek”, gumansirimaḳ “şüphelenmek”, xuduksirimaḳ “şüphelenmek, vesveseye düşürmek”, şeklenmek “şüphe etmek, şüphelenmek”, şüphe ḳozġimaḳ “şüphelendirmek”, şübhige çüşmek “şüphelenmek”, şübhide ḳalmaḳ “şüphelenmek”, şübhilendürmek “şüphelendirmek”, şübhilenmek “şüphelenmek” B.1.2.14. Kıskançlık Bildiren Fiiller heset ḳilmaḳ “haset etmek”, künçilik ḳilmaḳ “kıskançlık etmek”, künlimek “kıskanmak, rekabet etmek”, ḳizġanmaḳ “kıskanmak, gıpta etmek, haset etmek”, tarliḳ ḳilmaḳ “kıskanmak, imrenmek, haset etmek” B.1.2.15. İhmal Edilme ve Aldırmazlık Bildiren Fiiller ġériplanmaḳ “bkz. ġéripsinmaḳ”, ġéripsinmaḳ “yadırgamak, kendini unutulmuş hissetmek, kendini ihmal edilmiş hissetmek”, xupsenmek “aldırmamak, önemsememek”, sel ḳarimaḳ “umursamamak” B.1.2.16. Aşağılama ve Aşağılanma Bildiren Fiiller alilanmaḳ “hor görülmek; küçük düşürülmek”, alilimaḳ “hor görmek; küçük düşürmek”, bözek bolmaḳ “ezik düşmek”, bözek ḳilmaḳ “ezmek, hor görmek”, depsende ḳilmaḳ “çiğnemek, aşağılamak”, xarlanmaḳ “hor görülmek, aşağılanmak”, xarlaşmaḳ “hor olmak, aşağılanmak”, xarlatmaḳ 180 Levent DOĞAN “aşağılatmak, hor gördürmek”, xarliḳ körmek “hor görmek”, xarliḳ tarmaḳ “hor olmak”, xarliḳḳa salmaḳ “hor duruma düşürmek”, xarlimaḳ “hor görmek”, xorlimaḳ “hor görmek”, xor bolmaḳ “hor olmak”, xor ḳilmaḳ “hor görmek; yıpratmak”, ḳaxşatmaḳ “ezmek, sarsmak”, kemsitilmek “aşağılanmak, hor görülmek”, kemsitmek “aşağılamak, hor görmek”, uvaḳsinmaḳ “küçümsenmek” B.1.2.17. Değersizleşme ve İtibarsızlaşma Bildiren Fiiller abroyini çüşürmek “itibarını alçaltmak, şahsiyetini zedelemek”, abroyini tökmek “birinin saygınlığını düşürmek; küçük düşürmek; baltalamak”, ayaḳ asti ḳilmaḳ “çiğnemek; ayaklar altına almak; küçük düşürmek”, ḳimmitini yoḳatmaḳ “değerini kaybetmek” B.1.2.18. Can Sıkıntısı Bildiren Fiiller iç puşmaḳ “canı sıkılmak, içi sıkılmak” B.1.2.19. Yalnızlık Bildiren Fiiller jitimsirimaḳ “yalnız kalmak, kimsesizlik hâline düşmek”, jitimsiratmaḳ “yalnızlığa itmek”, yalġuzsirimaḳ “yalnızlık çekmek, yalnızlığın acısını çekmek” B.1.3. Yansız (Nötr) Duygu Fiilleri Duygular, olumlu ve olumsuz olabileceği gibi yansız ya da nötr de olabilir. Bazı duygular ne olumlu ne de olumsuz bir durum bildirdiğinden bu şekilde değerlendirilmektedir. Yansız (nötr) sayılan duygular fazla değildir. Çalışmamızda; şaşkınlık, merak, kararsızlık, sessizlik ve suskunluk ifade eden fiiller bu grup içerisinde yer almıştır. B.1.3.1. Şaşkınlık Bildiren Fiiller añraymaḳ “hayret içinde bakmak”, baş ḳatmaḳ “körlenmek, şaşıp kalmak”, ecepsinmek “hayret etmek”, ecepke ḳaldurmaḳ “başkalarını şaşırtmak”, hañ-tañ bolmaḳ “şaşakalmak, aklı durmak”, hañvaḳmaḳ “ağzını açıp bakmak; şaşkın şaşkın bakmak”, heyrette ḳalmaḳ “hayret etmek”, opulañ-topulañ bolup ketmek “şaşkınlığa düşmek”, opulañ-topulañ kilmak “ortalığı karıştırmak, şaşkınlığa düşürmek”, serasime bolmaḳ “şaşkın bir hâle gelmek”, serasimlanmaḳ “şaşkın bir hâle gelmek”, sersan bolmaḳ “şaşkın hâle gelmek”, şa bolmaḳ “donakalmak”, tañ ḳalmaḳ “hayret etmek, şaşmak”, teeccüp ḳilmaḳ “hayret etmek”, teeccüplendürmek “hayretler içinde bırakmak”, temtirimek “şaşırmak, sersemlemek, şaşmak”, téñiḳimaḳ “hayret etmek, şaşırmak”, téñirḳatmaḳ “hayret ettirmek, şaşırtmak”, téñirḳimaḳ “hayret etmek, şaşırmak”, tiñirkimaḳ “hayret etmek, şaşırmak” 181 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı B.1.3.2. Merak Bildiren Fiiller ġemxorluḳ ḳilmaḳ “merak etmek, düşünmek”, ġemlimek “tasarlamak, merak etmek”, şevḳlendürmek “meraklandırmak”, şevḳlenmek “meraklanmak” B.1.3.3. Sessizlik ve Suskunluk Bildiren Fiiller süḳüt ḳilmaḳ “susmak” B.1.3.4. Kararsızlık Bildiren Fiiller arisalda ḳalmaḳ “tereddüt etmek”, arisalda bolmaḳ “kararsız olmak”, tereddütte ḳalmaḳ “tereddüt etmek”, tereddütlenmek “karar verememek”, turaḳsizlanmaḳ “tereddüt etmek, değişmek” B.1.4. Belli Bir Duygu Sonucu Ortaya Çıkan Eylemler Bu bölümde; olumlu, olumsuz ve nötr olarak ayırdığımız çeşitli duygu durumlarına bağlı olarak ortaya çıkan eylemleri ifade eden fiillere yer verilmiştir. Bu eylemler; öfke, kızgınlık, üzüntü, kırgınlık, sıkıntı, korku, nefret, utanç, özlem, şaşkınlık, sevinç, mutluluk ve sevgi gibi duyguların fiziksel göstergelerini oluşturur. Kişi, ağlayarak üzüntüsünü, gülerek mutluluk veya sevincini, sarılarak sevgisini, bağırıp azarlayarak öfke veya kızgınlığını belli eder. Böylece fiziksel bir eyleme dönüşen duygular dışarıdan görünür ve anlaşılır hâle gelir. Bunların örneklerini çoğaltmak mümkündür. Ayrıca bir duygunun birden fazla göstergesi de olabilir. Söz gelimi; öfke duygusu homurdanmak, azarlamak, beddua etmek, kaşlarını çatmak, burnundan solumak gibi çeşitli göstergelere sahiptir. Kısacası, bahsedilen şekildeki fiillerin her biri bir veya birden çok duygu durumunu yansıttığı için çalışma kapsamına dâhil edilmiştir. Bunların Uygur Türkçesi Sözlüğü’nde geçen örnekleri olumlu, olumsuz ve yansız (nötr) şeklinde üç alt gruba ayrılarak verilmiştir. B.1.4.1. Olumlu Eylemler béġirġa basmaḳ “bağrına basmak”, çibilimek “sarmak, kucaklamak, bağrına basmak”, hécaymaḳ “gülümsemek, tebessüm etmek”, hécaytmaḳ “gülümsetmek, tebessüm ettirmek”, hircaymaḳ “bkz. hécaytmaḳ”, xitildimaḳ “kahkaha atmak”, ilcaymaḳ “gülümsemek, tebessüm etmek”, külmek “gülmek”, külümsirimek “gülümsemek”, ḳahḳahlimaḳ “kahkaha atmak”, ḳaḳaxlaşmaḳ “gülüşmek”, ḳaḳaxlatmaḳ “güldürmek”, ḳaḳaxlimaḳ “kahkaha atmak”, ḳuçaġlaşmaḳ “kucaklaşmak”, ḳuçaġlimaḳ “kucaklamak”, ḳuçmaḳ “sarmak, kucaklamak”, tebessüm ḳilmaḳ “tebessüm etmek” B.1.4.2. Olumsuz Eylemler ayhaylimaḳ “bağırıp çağırmak, haykırmak”, alaymaḳ “sert bakmak”, alaytmaḳ “bkz. alaymak”, bézermek “öfkeli bakmak”, bozlimaḳ “bağırmak; 182 Levent DOĞAN hıçkırmak; ıstıraplı, hüzünlü ses”, cuġuldimaḳ “ürpermek”, çiyḳiratmaḳ “bağırtmak, ağlatmak”, dekke bermek “azarlamak”, dekke yémek “azarlanmak”, deşnem bermek “azarlamak”, deşnem yémek “azarlanmak”, dik etmek “irkilmek”, domsarimaḳ “bkz. domsaymaḳ”, domsaymaḳ “somurtmak, suratını asmak”, domsaytmaḳ “çatmak, kırışmak, surat asmak, somurtmak”, ġalvirimaḳ “homurdanmak”, ġotuldimaḳ “homurdamak, söylenmek”, ġuñşimaḳ “mırıldanmak, şikâyet etmek”, ġutuldimaḳ “homurdanmak”, haḳaret ḳilmaḳ “hakaret etmek”, haḳaretlimek “hakaret etmek”, hökürep/hökürüp jiġlimaḳ “hıçkırarak ağlamak”, xursunmaḳ “içler çekmek, ahlar çekmek”, jiġlamsiratmaḳ “ağlamsı hâle getirmek”, jiġlamsirimaḳ “ağlamsamak”, jiġlaşmaḳ “ağlaşmak”, jiġlatmaḳ “ağlatmak”, jiġlimaḳ “ağlamak”, jiġlivetmek “ağlayıvermek”, ḳaxşimaḳ “ağlamak, çok istemek, can atmak”, ḳaxşatmaḳ “ağlatmak, perişan etmek”, kakirimaḳ “bağırmak, bağırarak ağlamak”, kotuldimaḳ “mırıldamak, homurdanmak”, ḳapaḳ türmek “çatmak, surat asmak”, ḳapaḳ astidin ḳarimaḳ “kaş altından bakmak”, ḳarġimaḳ “lanetlemek, beddua etmek”, kétip ḳalmaḳ “korkudan donakalmak”, ḳiyildap jiġlimaḳ “bağırarak ağlamak”, tikilip ḳarimaḳ “diklenerek bakmak”, lenet oḳumak “lanet okumak”, lenetlimek “lanetlemek”, maşildimaḳ “sesli sesli burnundan solumak”, nale ḳilmaḳ “feryat etmek”, nalet éytmaḳ “lanet etmek”, öksümek “hıçkırarak ağlamak, hüngür hüngür ağlamak”, öksümek “hıçkırarak ağlamak; hüngür hüngür ağlamak”, öñkürmek “hüngürdemek”, peryat ḳilmaḳ “feryat etmek”, piġan çekmek “feryat etmek”, pitildimaḳ “bağırıp çağırmak”, silkiştürmek “azarlamak, paylamak”, silkivetmek “haddini bildirmek”, silkip taşlimaḳ “silkip atmak; haddini bildirmek”, sökmek “azarlamak, sövmek”, söktürmek “azarlatmak, çekiştirmek, sövdürmek”, sökülmek “azarlanmak, sövülmek”, söküşmek “beraber azarlamak, sövüşmek, azarlaşmak”, söküştürmek “azarlatmak”, şermende bolmaḳ “yüzü kızarmak, ayıplanmak”, til tegdürmek “hakaret etmek”, tillaşmaḳ “hakaretleşmek, birbirine küfür etmek”, tillimaḳ “hakaret etmek, küfür etmek, azarlamak”, ḳapaḳ türmek “kaş çatmak”, uplimaḳ “iç çekmek, ah çekmek”, ah urmaḳ “ah çekmek”, yamanlimaḳ “kötülemek, lekelemek”, vañşimaḳ “keskin çığlıklar koparmak, ciyak ciyak bağırmak”, vañşitmaḳ “keskin çığlıklar kopartmak, ciyak ciyak bağırtmak”, vitiñlinmaḳ “homurdamak”, yiġlatmaḳ “ağlatmak”, yiġlimaḳ “bkz. jiġlimaḳ”, yiġlamsirimaḳ “bkz. jiġlamsirimaḳ”, zar jiġlimaḳ “inleyerek ağlamak; yürekten ağlamak”, zar kaxşimaḳ “sızlanmak, dert yanmak, şikâyet etmek”, zarlanmaḳ “sızlanmak, dert yanmak, şikâyet etmek”, zarlatmaḳ “ah çektirmek, zorlamak”, zarlimaḳ “sızlanmak, dert yanmak, şikâyet etmek, ah çekmek”, ziñlaşmaḳ “çenilemek, ağlaşmak” B.1.4.3. Yansız (Nötr) Eylemler çekçeymek “gözlerini fal taşı gibi açmak”, çekçeytmek “gözlerini fal taşı gibi açtırmak”, hömeymek “gözlerini fal taşı gibi açmak” 183 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı B.2.2. Yapı Bakımından Duygu Fiilleri Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü’nden tespit edilen duygu fiilleri yapı bakımından basit, türemiş ve birleşik fiiller olmak üzere üç ana başlıkta ele alınmıştır. B.2.1. Basit Yapıda Olanlar Basit fiil, herhangi bir yapım eki almamış ve daha küçük anlamlı ögelere bölünemeyen kök hâlindeki fiiller olarak tanımlanır. Bu fiiller genellikle tek hecelidir. Ancak iki heceden meydana gelen örnekleri de vardır. Uygur Türkçesinde tespit edilen duygu fiilleri içerisinde basit yapıda olanlar çok fazla değildir. bezmek “soğumak”, keçmek “bağışlamak”, ḳozmaḳ “sinirlenmek, kızmak, öfkelenmek, hiddetlenmek”, süymek “sevmek”, tinmaḳ “avunmak, teskin olmak, rahat etmek” vb. B.2.2. Türemiş Yapıda Olanlar Türemiş fiil, isim ya da fiil kök veya gövdelerine çeşitli görevdeki yapım eklerinin eklenmesi suretiyle oluşmuş fiillere denir. Uygur Türkçesinde yapım ekleri kullanılarak elde edilmiş, türemiş yapıda olan pek çok duygu fiili vardır. Yapım eklerinin isme veya fiile gelmesine göre duygu fiillerinin oluşumunda rol alan ekler aşağıdaki gibidir: B.2.2.1. İsimden Fiil Yapım Ekleriyle Türetilmiş Duygu Fiilleri: +la- , +le-: Türkçenin en işlek isimden fiil yapım eki olan bu ek ile türetilmiş duygu fiillerine Yeni Uygur Türkçesinde çok sık rastlanır. Ek, aslında bu sahada da +la- , +le- şeklindedir. Ancak Uygur Türkçesinde sözcük ya da ek sonunda bulunan “a, e” ünlülerinden sonra ilk hecesi ünlü ile başlayan bir ek geldiğinde söz konusu ünlüler “i” ye dönüşür. Bu sebeple tespit edilen duygu fiilleri arasında ekin +li- şekline dönüşmüş hâline de rastlanır. Yine bu ekin -n-, -t-, -ş- çatı ekleriyle kaynaşması sonucu ortaya çıkan +lan-, +laş-, +lat- biçimleriyle oluşturulmuş duygu fiilleri de mevcuttur. Yeni Uygur Türkçesinde +la- , +le- eki ve türevleriyle oluşturulmuş duygu fiillerine birkaç örnek şu şekildedir: alañlimaḳ “tereddüt etmek, telaşa düşmek”, ardaḳlimaḳ “sevmek; yüceltmek; şımartmak”, arzulimaḳ “arzu etmek, istemek”, azaplimaḳ “çile çektirmek”, çüşkünleşmek “kederlenmek, üzüntülü olmak, cesaretini kaybetmek”, dertlenmek “dertlenmek”, epsüslenmek “pişman olmak”, eşeddileşmek “aşırı öfkelenmek”, ġeyretlenmek “cesaretlenmek”, hayacanlanmaḳ “heyecanlamak”, xuşlimaḳ “sevmek, sevindirmek”, xarlatmaḳ “aşağılatmak, hor gördürmek”, ḳeherlenmek “kızmak, 184 Levent DOĞAN öfkelenmek, hiddetlenmek”, darıltmak” vb. öpkiletmek “kızdırmak, öfkelendirmek, +sin-: Birleşik yapıda bir ek olan +sin- eki yaygın bir kullanıma sahip değildir. Bünyesinde bu eki barındıran duygu fiillerinin genellikle olumsuz anlamda olduğu görülmüştür. Yansız (nötr) olarak nitelediğimiz bir duygu fiiline denk gelinmiştir. ecepsinmek “hayret etmek”, égirsinmaḳ “ağır almak, ağır görmek, rahatsız olmak, sıkıntı duymak”, uvaḳsinmaḳ “küçümsenmek” vb. +sira-, +sire-: Çok işlek olmayan bu ekin olumsuz anlama sahip duygu fiilleri türettiği görülmektedir. gumansirimaḳ “şüphelenmek”, yalġuzsirimaḳ “yalnızlık çekmek, yalnızlığın acısını çekmek”, yersirimek “vatan özlemini çekmek” vb. +ra-, +re-: Bu ek, tek heceli isim köklerine gelerek öznenin hissettiği veya içinde bulunduğu durumu ifade eden duygu fiilleri meydana getirmiştir. Ancak örnekleri çok azdır. añraymaḳ “hayret içinde bakmak”, yayrimaḳ “özgür olmak, rahatlamak” +şa-, +şe-: Yaygın olarak kullanılmayan bu ekle genellikle durum (hareket) bildiren duygu fiilleri türetilmiştir. ġuduñşimaḳ “kavgalaşmak, öfkelenmek, aksilik yapmak”, ġuñşimaḳ “mırıldanmak, şikâyet etmek”, ḳaxşimaḳ “zayıflamak, ezilmek, perişan olmak, ağlamak, çok istemek, can atmak”, vañşimaḳ “keskin çığlıklar koparmak, ciyak ciyak bağırmak” İsimden fiil türetmede kullanılan +a- /+e-; +ay- /+y-; +da- /+de- ve +ḳ- /+k-; +ḳur- / +kür- ekleriyle oluşturulmuş diğer duygu fiilleri şunlardır: ḳiynimaḳ “eziyet etmek, azap vermek, işkence etmek”, tilimek “dilemek, istemek”, añraymaḳ “hayret içinde bakmak”, alaymaḳ “sert bakmak”, ilcaymaḳ “gülümsemek, tebessüm etmek”, ġotuldimaḳ “homurdanmak, söylenmek”, pitildimaḳ “bağırıp çağırmak”; térikmek “kızmak, öfkelenmek”, zoruḳmaḳ “yorulmak, usanmak, bitkin hâle gelmek”; öñkürmek “hüngürdemek” vb. +da-, +de- ekinin Türkiye Türkçesinde olduğu gibi Yeni Uygur Türkçesinde de yansımalı sesler üzerine gelerek öfke, can sıkıntısı, kızgınlık gibi duyguların etkisi sonucu ortaya çıkan birtakım fiiller türettiği görülmektedir. B.2.2.2. Fiilden Fiil Yapım Ekleriyle Türetilmiş Duygu Fiilleri: -t-: İşlevi ettirgen ve oldurgan fiiller türetmek olan bu ekin, hem olumlu hem olumsuz anlama sahip duygu fiilleri kurduğu görülmektedir. 185 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı Ancak ekin daha çok olumsuz duyguları yansıtan fiiller üzerine eklendiği göze çarpmaktadır. çiyḳiratmaḳ “bağırtmak, ağlatmak”, çüçütmek “ürkütmek, korkutmak”, domsaytmaḳ “çatmak, kırışmak, surat asmak, somurtmak”, jiġlatmaḳ “ağlatmak”, ovutmaḳ “avutmak, teskin etmek”, rencitmek “üzmek, gönlünü kırmak”, uyaltmaḳ “utandırmak”, yayratmaḳ “özgür bırakmak, rahatlatmak” vb. -n-: -n- dönüşlük ekinde hareketi gerçekleştiren ve gerçekleşen hareketten etkilenen öznenin kendisi olduğundan bu ekle hem olumlu hem olumsuz anlama sahip duygu fiilleri türetilir. Örneğin; sevinmek eyleminde sevinme işini yapan ve bu işten etkilenen doğrudan kişinin kendisidir. avunmaḳ “avunmak, sevinmek, teselli olmak”, éçinmaḳ “acınmak”, süyünmek “sevinmek”, köyünmek “acımak, esef etmek, şefkat göstermek”, öksünmek “kederlenmek, hüzünlü olmak” vb. -dur-, -dür-, -tur- , -tür-: Ettirgenlik eklerinden biri olan bu ek, oldurma ve yaptırma bildiren fiiller türetir. İşleklik sahası geniş bir ektir. Ek, bazı fiillerde işlev kaymasına uğrayarak “bir şeye sebep olma ve olanak sağlama” gibi işlevler üstlenmiştir (Korkmaz 2009: 126). Buna çalışmadaki duygu fiillerinden ġezeplendürmek “öfkelendirmek”, holuḳturmaḳ “şaşırtmak, endişelendirmek, korkutmak”, jirkendürmek “iğrendirmek”, zériktürmek “usandırmak, bıktırmak, bezdirmek”, zitlaşturmaḳ “düşmanlaştırmak, birbirine düşürmek, hasım yapmak” vb. fiiller örnek verilebilir. Bu ekle türetilmiş diğer duygu fiillerinden bazıları şunlardır: rohlandurmaḳ “moralini yükseltmek”, süyündürmek “sevindirmek”, şadlandurmaḳ “neşelendirmek”, tiniḳturmaḳ “dinlendirmek, sakinleştirmek”, zoxlandurmaḳ “memnun etmek, sevindirmek” vb. -ş-: İşteş çatılı fiiller kuran bu ekin temel işlevi fiilin gösterdiği işin karşılıklı ya da ortaklaşa olarak yapıldığını bildirmektir. Dolayısıyla -şekiyle kurulmuş duygu fiillerinde ifade edilen duyguların karşılıklı olması durumu söz konusudur. bézişmek “dargınlık; aralarının açılması; birbirinden uzaklaşmak”, küyüşmek “karşılıklı âşık olmak”, maxtaşmaḳ “karşılıklı övmek, hep beraber takdir etmek”, öçekişmek “darınmak, düşmanlaşmak”, süyünüşmek “sevinişmek, beraber sevinmek” vb. -msira-, -msire-: Birleşik yapıda bir ek olan -msira, fiilin gösterdiği harekette azalma olduğunu ifade eder. Ekin çalışma kapsamında üzüntü ve mutluluk duygularının fiziksel göstergesi olarak ortaya çıkan gülümsemek ve ağlamak anlamındaki duygu fiillerine eklendiği görülmüştür. 186 Levent DOĞAN jiġlamsirimaḳ “ağlamaklı olmak”, külümsirimek “gülümsemek”, yiġlamsirimaḳ “bkz. jiġlamsirimaḳ” -ir-, -ır-: Ettirgen çatılı fiiller kuran bu ekle türetilmiş duygu fiilleri fazla değildir. kéçirmek “affetmek”, ḳizarmaḳ “utanmak” B.2.3. Birleşik Fiil Yapısında Olanlar Yeni Uygur Türkçesinde duygu fiillerinin önemli bir kısmı da birleşik fiil yapısındadır. Bu yapıdaki fiiller, isim+yardımcı fiil yapısında olanlar, fiil+yardımcı fiil yapısında olanlar ve anlamca kaynaşmış (deyimleşmiş) yapıda olanlar şeklinde üç ana grupta ele alınmıştır. B.2.3.1. İsim+Yardımcı Fiil Yapısında Olanlar Bu gruba giren duygu fiilleri; bir isim ile bol-, ḳil-, kal-, et-, ber-, al-, kel-, kör-, körset-, tart- gibi yardımcı fiillerin birleşmesi sonucu kurulmuştur. Söz konusu yardımcı fiiller herhangi bir duyguyu belirten isimler üzerine eklenmiştir. Duyguların eyleme dönüştürülmesinde bol- ve ḳil- yardımcı fiillerinin daha çok kullanıldığı görülmüştür. Bu yolla oluşmuş duygu fiillerinin sayısı oldukça fazladır. Burada örnek olması açısından sadece birkaçına yer verilmiştir. adavet ḳilmaḳ “kin beslemek”, amraḳ körmek “sevmek”, béaram ḳilmaḳ “rahatsız etmek, huzursuz etmek”, dekke bermek “azarlamak”, derġezep bolmaḳ “öfkelenmek, hiddetlenmek”, ent almaḳ “öç almak, intikam almak”, epu etmek “affetmek”, guman ḳilmaḳ “şüphe etmek”, hayacanġa kelmek “heyecanlanmak”, heyrette ḳalmaḳ “hayret etmek”, xicalet tartmaḳ “utanmak”, merhimet ḳilmaḳ “merhamet etmek, acımak” vb. Bu gruptaki duygu fiilleri arasında dikkatimizi çeken husus aynı ismin hem bol- hem de ḳil- yardımcı fiilini almış iki ayrı şeklinin bulunmasıdır. Bu iki şeklin arasında ise işlev farkı vardır. Buna göre bahsedilen örnekler bağlamında, bol- yardımcı fiiliyle oluşturulan birleşik fiillerin dönüşlülük, ḳil- yardımcı fiiliyle oluşturulan birleşik fiillerin ettirgenlik bildirdiği görülmektedir. Céle bolmaḳ örneğinde sinirlenme işini yapan ve bundan etkilenen aynı kişidir. Céle ḳilmaḳ örneğinde ise sinirlendirme işi başkası tarafından yapılmakta veya yaptırılmakta ve bundan etkilenen kişi farklı olmaktadır. céle bolmaḳ “sinirlenmek”, céle ḳilmaḳ “sinirlendirmek”; xapa bolmaḳ “kederlenmek”, xapa ḳilmaḳ “üzmek”; xicil bolmaḳ “utanmak”, xicil ḳilmaḳ “utandırmak”; xor bolmaḳ “hor olmak”, xor ḳilmaḳ “hor görmek; yıpratmak”; xuşal ḳilmaḳ “memnun etmek”, xuşal bolmaḳ “memnun olmak” vb. 187 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı B.2.3.2. Fiil+Yardımcı Fiil Yapısında Olanlar Duygu fiillerinin bir kısmı zarf-fiil almış bir esas fiil ile bir yardımcı fiilin birleşmesinden oluşur. Fakat bunlara isim+yardımcı fiil şeklinde kurulanlara göre daha az rastlanır. Bu gruba giren fiillerin bir bölüğünü esas fiile -a/-e veya -p zarf-fiilin eklenmesinden sonra ver- ya da ber- yardımcı fiilinin getirilmesiyle teşkil edilen ve tezlik fiili olarak adlandırılan fiiller oluşturur: jiġlivetmek “ağlayıvermek”, ḳizartivetmek “utandırıvermek, yüzünü kızartıvermek”, toyduruvetmek “bıktırmak, usandırmak” vb. Bir bölüğünü ise -p zarf-fiil ekli asıl fiil ile ḳal- ve ket- yardımcı fiilleriyle kurulmuş fiiller meydana getirir: ḳaynap ketmek “coşmak”, kétip ḳalmaḳ “korkudan donakalmak”, séġinip ketmek “özlemek”, toyup ketmek “bıkmak, usanmak” vb. Ayrıca “çarçap ketmek “yoruluvermek” örneğinde ket- yardımcı fiilinin esas fiile tezlik anlamı kattığı görülmektedir. Bunların dışında iki farklı fiilin bir araya gelmesi sonucu oluşan duygu fiilleri de tespit edilmiştir. Yine bu fiillerde de birinci unsurun -p zarf-fiil ekini aldığı görülmüştür: hökürep/hökürüp jiġlimaḳ “hıçkırarak ağlamak”, ḳiyildap jiġlimaḳ “bağırarak ağlamak”, kütüp zérikmek “beklemekten bıkmak”, oynap külmek “oynayıp gülmek, eğlenmek” vb. B.2.3.3. Anlamca Kaynaşmış (Deyimleşmiş) Yapıda Olanlar Tespit edilen duygu fiilleri arasında şekilce ve anlamca kaynaşarak deyim niteliği kazanan birleşik yapıda fiiller de yer almaktadır. Bu birleşik fiiller, bir veya birden fazla isim unsuru ile bir esas fiilin birleşerek kalıplaşmasından meydana gelir. Zeynep Korkmaz (2009: 153), bu açıdan anlamca kaynaşmış (deyimleşmiş) birleşik fiilleri yapı bakımından “tek ögeli, iki ögeli ve üç ögeli kalıplaşmış birleşik fiiller” olarak üçe ayırmıştır. Çalışmamızda yer alan anlamca kaynaşmış veya deyimleşmiş duygu fiilleri de aynı şekilde incelenmiştir. B.2.3.1. Tek ögeli kalıplaşmış birleşik fiiller baş ḳatmaḳ “körlenmek, şaşıp kalmak”, béġirġa basmaḳ “bağrına basmak”, çiş paturmaḳ “sızlatmak; üzmek, zarar vermek”, çişḳa tegmek “kızdırmak; rahatsız etmek, sinirlendirmek”, ġem yémek “kederlenmek”, iç küymek “acımak, merhamet etmek”, ḳan jiġlimaḳ “kan ağlamak”, nepret oḳumaḳ “nefret etmek”, öpke saḳlimaḳ “kin tutmak” vb. B.2.3.2. İki ögeli kalıplaşmış birleşik fiiller aġzi ḳuluġiñġa yetmek “ağzı kulağına yetmek, çok memnun olmak”, ḳiyin-ḳistaḳḳa almaḳ “baskı altına almak, zorlamak”, köñülni yérim ḳilmaḳ “mahzun olmak, gamlı olmak”, köñülni hoş ḳilmaḳ “sevinmek, hoşlanmak”, opulañ-topulañ bolup ketmek “şaşkınlığa düşmek” 188 Levent DOĞAN B.2.3.3. Üç ögeli kalıplaşmış birleşik fiiller Çalışmada kullanılan sözlükteki duygu fiilleri arasında örneğine rastlanmamıştır. Sonuç Bu çalışmada Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü’nden tespit edilen duygu fiilleri önce anlam sonra yapı bakımından incelenmiştir. İnceleme sonucunda ulaşılan bulgular aşağıda özetlenmiştir. Söz konusu kaynakta geçen duygu ifade eden fiiller, anlam bakımından dört ana başlık altında değerlendirilmiştir. Bu fiillerin başlıklar içerisindeki dağılımına ilişkin sayısal veriler şöyledir: Tablo 1: Anlam Bakımından Duygu Fiillerinin Başlıklara Göre Dağılımı2 Başlıklar Toplam Olumlu Duygu Fiilleri 173 Olumsuz Duygu Fiilleri 313 Yansız (Nötr) Duygu Fiilleri 31 Belli Bir Duygu Sonucu Ortaya Çıkan Eylemler 99 Toplam Sayı 616 Yukarıdaki sayısal veri tablosuna göre, Uygur Türkçesinde olumsuz duyguları yansıtan fiillerin diğer nitelikteki duyguları yansıtan fiillere oranla daha fazla olması dikkati çekmektedir. Bu durum günlük hayatımızda olumsuz duyguları olumlu duygulardan genellikle daha sık yaşamamızdan ve bunların dışarıya yansıtılmak istenmesinden kaynaklanabilir. Bu sebeplerin de dilde olumsuz duygulara dair sözcüklerin çeşitlenmesine yol açmış olabileceği düşünülebilir. Ancak söz konusu sözcük çeşitliliği her olumsuz duygu için geçerli değildir. Bununla beraber N. Voltan Acar, olumsuz duyguların olumlu olanlardan daha kapsamlı bir biçimde ifade edilmesinin Türk kültürüne özgü bir özellik olduğunu düşünür. VoltanAcar’a göre kültürümüzde olumlu duyguları bildiren sözcükler olumsuz duyguları bildirenlere kıyasla oldukça azdır. Benzer durum Uygur Türkçesinde de gözlenmektedir. Voltan-Acar, bunu Türk kültüründe olumlu Tablo 1’in toplam sayısının Tablo 2’nin toplam sayısından yüksek olması, bazı fiillerin birden fazla duygu (çok anlamlılık) bildirmesinden ve dolayısıyla anlam bakımından birden fazla başlığa dâhil olmasından ileri gelir. İki farklı duyguyu ifade eden fiil sayısı beştir. Bu fiiller farklı anlamlarıyla dâhil oldukları başlıklar içerisinde değerlendirilmiştir. 2 189 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı duyguların ifadesinin çok zor olmasına bağlar. Buna karşılık olumsuz duyguları betimlemede Türk dilinin oldukça zengin olduğunu ifade eder. Fakat bunun gibi durumların Türk dilinden başka dillerde de görüldüğü ifade edilmektedir (Hirik, 2018: 70). Uygur Türkçesinde olumsuz duyguları bildiren fiiller arasında ise sırasıyla üzüntü, pişmanlık, acı, azap ve yas (53); öfke, asabiyet, inatçılık, (34); tedirginlik, endişe ve telaş (34); utanma ve küçük düşme (28); kin ve nefret (21); sıkıntı (20); aşağılama ve aşağılanma (19) ve korku (18) duygularına ilişkin fiiller çeşitlilik göstermektedir. Olumsuz değere sahip duygular ve oranları dilden dile hatta lehçeden lehçeye değişebilmektedir. Bazılarında farklı olumsuz duygular daha fazla sözcükle ifade edilmektedir. Ancak olumsuz duygulardan kimisinin hemen hemen her dil ve lehçede geniş bir sözcük repertuvarına sahip olduğu gözlenmektedir. Örneğin, öfke ve üzüntü ifade eden fiillerin Gagauz Türkçesi (Doğan ve Erdin, 2021), Kırgız Türkçesi (Özeren ve Alan, 2018) ve Türkmen Türkçesinde (Şahin, 2012) olduğu gibi Uygur Türkçesinde de daha çeşitli olduğu görülmektedir. Bu sahada olumlu duygu değeri taşıdığı tespit edilen 173 fiil, on beş grupta ele alınmıştır. Bunlar içerisinde en çok fiilin bulunduğu gruplar; sevinç, neşe, mutluluk, memnuniyet (27); sevgi ve haz (24); teskin ve sakinleşme (23); huzur, sakinlik, rahatlama (15); hayranlık, beğenme, yüceltme, takdir (14) ve özlem (12) bildiren fiiller olarak belirlenmiştir. Ortaya çıkan bu tabloya göre, temel duygulardan biri kabul edilen mutluluk duygusuna ilişkin fiillerin Uygur Türkçesinde yaygın olduğu görülmektedir. Bunu sevgi ve hoşlanmayla ilgili fiillerin takip etmesi, Uygur Türklerinde sevmeye ve sevilmeye verilen değeri gösterir. Zira sevgi duygusu hem bireyler hem de gruplar (toplumlar, aile vb.) arasında önemli ve birleştirici bir rol oynar. Dostluk, arkadaşlık gibi insana ve doğaya ait pek çok ilişkinin temelinde sevgi vardır. Aile gibi önemli bir kurumun ortaya çıkmasında da sevginin etkisi büyüktür. Sevgi, hayatın daha anlamlı ve yaşanılır kılınması için gerekli duygulardandır. İnsan hayatında bu denli öneme sahip bir duygunun Uygur kültüründeki yeri de dilde kendisini göstermektedir. Hissedilen pek çok duygu içerisinde bazı duygular ise nötr duygu değerine sahiptir. Yani ne olumlu ne de olumsuz olarak nitelenebilmektedir. Çalışmamızda bu başlık içerisinde dört grup (şaşkınlık, merak, kararsızlık, sessizlik ve suskunluk) yer almıştır. Bu gruplardan en çok şaşkınlık (21), en az sessizlik ve suskunluk (1) bildiren fiillerin kullanıldığı görülmüştür. Çalışmada, Yeni Uygur Türkçesinde olumlu, olumsuz ve nötr değere sahip duyguların fiziksel göstergelerini yansıtan fiiller ayrıca gösterilmiştir. Anlam bakımından duygu fiilleri kısmının son başlığını oluşturan bu fiziksel göstergelerin bir ya da birden fazla duyguyla doğrudan veya dolaylı olarak ilintili olduğu görülür. Bunlar, bazen istemli bazen de istemsiz olarak çeşitli 190 Levent DOĞAN şekillerde dışa vurulan duyguların belirteçleri sayılmaktadır. Bu özellikte olan 99 fiil çalışmadaki ilgili başlık altında olumlu, olumsuz ve nötr eylemler şeklinde gruplandırılarak verilmiştir. Bu grup içerisinde de olumsuz duygulara özgü eylemlerin diğer ikisine göre oldukça fazla olduğu görülmüştür. Bunların sayısal dağılımı ise olumlu eylem 17, olumsuz eylem 80, nötr eylem 2 olarak belirlenmiştir. Yeni Uygur Türkçesindeki duygu fiilleri yapı bakımında da ele alınmıştır. Bu fiillerin yapısıyla ilgili sayısal veri tablosu aşağıda sunulmuştur. Tablo 2: Yapı Bakımından Duygu Fiillerinin Başlıklara Göre Dağılımı Başlık Sayı A. Basit yapıda olanlar 23 B. Türemiş yapıda olanlar 318 C. Birleşik yapıda olanlar 270 C.1. İsim+yardımcı fiil yapısında olanlar 205 C.2. Fiil+yardımcı fiil yapısında olanlar 19 C.3. Anlamca kaynaşmış (deyimleşmiş) 46 yapıda olanlar Toplam Sayı 611 Tabloya göre Uygur Türkçesi Sözlüğü’ndeki duygu fiillerinin yapısı değerlendirildiğinde; bir yapım ekiyle türetilmiş duygu fiilleri toplam sayının büyük bir bölümünü teşkil etmektedir. Bunu birleşik yapıdaki fiiller izlemektedir. Birleşik fiillerin önemli bir kısmını isim+yardımcı fiil yapısında olanlar oluşturmaktadır. Anlamca kaynaşmış duygu fiilleri de azımsanmayacak miktardadır. Basit yapıdaki duygu fiillerinin ise türemiş ve birleşik yapıdakilere oranla oldukça az sayıda olduğu görülmektedir. Tespit edilen duygu fiillerinin türetilmesinde en çok isimden isim yapan +la-, +le- eki kullanılmıştır. Bu ekin +lan-, +len- başta olmak üzere +laş- ve +lat- biçimlerini yapısında bulunduran duygu fiilleriyle de çalışma içerisinde sıklıkla karşılaşılmıştır. Bunlar dışında isim kök veya gövdeleri üzerine +sin-, +sira- / +sire-, +ḳur- / +kür-, +ra- / +re-, +şa- / +şe, +da / +de- ve +ça- / +çe-, +a- /+e-; +ay- /+y-, +ḳ- /+k- ekleri getirilerek türetilmiş az sayıda duygu fiilli de tespit edilmiştir. Çalışmadaki duygu fiillerinin, fiil kök ya da gövdelerine genellikle -t, -n-, -ş-, -dur- / -dür-, -tur-/ -tür- eklerini aldığı gözlenmektedir. Bu 191 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı eklerden farklı olarak bünyesinde -msira- / -msire, -ür- / -ur- /-ar- / -er-, (i)l- gibi fiilden fiil yapım eklerini barındıran birkaç duygu fiili de bulunmaktadır. Uygur Türkçesinde olumlu ve olumsuz duygu fiillerinin türetilmesinde rol alan eklerden +sin, +sira- / +sire- , +şa- / +şe, -tekleriyle genellikle olumsuz; -n-, -dur, -tur, -da, -de ekleriyle ise hem olumlu hem de olumsuz anlama sahip duyguları ifade eden fiiller meydana getirilmiştir. Çalışmada, eklerden başka çeşitli yardımcı fiiller kullanılarak teşkil edilmiş duygu fiilleri de önemli bir yer kaplamaktadır. Bu yardımcı fiillerden özellikle bol- ve ḳil- ile oluşturulan birleşik yapıdaki duygu fiilleri çoğunluğu oluşturmaktadır. Duygu ifadelerinin oluşturulmasında bol- ve ḳil- kadar olmasa da çek-, tart-, ber-, ḳal-, al-, sal-, kör- körset- gibi yardımcı fiillere de başvurulduğu görülmektedir. Ayrıca isim+yardımcı fiil biçimindeki duygu fiilleri arasında ismin sabit kaldığı fakat yardımcı fiilin değiştiği örneklerle karşılaşılmaktadır. Bu örneklerin bazısında dikkati çeken nokta ise yardımcı fiile göre işlevin değişiklik göstermesidir. Bahsedilen husus daha çok bol- ve ḳil- yardımcı fiillerini almış örnekler arasında gözlenmektedir. Bol- yardımcı fiiliyle oluşturulan birleşik fiillerin dönüşlülük, ḳil- yardımcı fiiliyle oluşturulan birleşik fiillerin ettirgenlik bildirdiği görülmektedir. Örneğin; omsurun bolmaḳ “telaşlanmak”, omsurun ḳilmaḳ “telaşa düşürmek”; xicil bolmaḳ “utanmak”, xicil ḳilmaḳ “utandırmak” vb. Bahsedilen durum bol- dışında endişe ismi üzerine eklenen ḳil- ve sal- yardımcı fiilleri arasında da gözlenmiştir. endişe ḳilmaḳ “endişe etmek”, endişe salmaḳ “endişelendirmek” Fiil+yardımcı fiil yapısında olan duygu fiili örnekleri fazla değildir. Tablo 2’de de sunulduğu gibi sözlükteki duygu ifade eden fiiller içerisinde bu şekilde oluşmuş sadece 19 örnek bulunmaktadır. Bunların bir kısmını tezlik fiilleri (jiġlivetmek “ağlayıvermek” vb.), bir kısmını -p zarf-fiil ekli asıl fiil ile ḳal- veya ket- yardımcı fiillerinden oluşan fiiller (toyup ketmek “bıkmak, usanmak” vb.), bir kısmını ise iki farklı fiilin bir araya gelmesiyle kurulmuş fiiller (kütüp zérikmek “beklemekten bıkmak” vb.) teşkil etmektedir. Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü’nden duygu bildiren anlamca kaynaşmış (deyimleşmiş) birleşik fiiller de tespit edilmiştir. Bu deyimleşmiş fiiller iç dünyamızda hissettiğimiz pek çok duygunun somutlaştırılarak çarpıcı bir şekilde aktarılmasına olanak sağlamıştır. Çalışmamızdaki deyimleşmiş duygu fiilleri; tek ögeli, iki ögeli ve üç ögeli olmasına göre ayrılmıştır. Bunun sonucunda tek ögeli kalıplaşmış birleşik fiillerin, iki ögeli olanlarına oranla sayıca daha fazla olduğu görülmüştür. Üç ögeli kalıplaşmış birleşik fiil örneğine tespit edilen duygu fiilleri arasında denk gelinmemiştir. 192 Levent DOĞAN Uygur Türkçesi ve Türkiye Türkçesi ile ortak olan duygu fiillerinde farklılaşmanın daha çok fonetik alanda olduğu, anlam alanına pek yansımadığı görülmüştür. Yani bu fiillerden bazıları fonetik bakımından farklılaşsa da anlam bakımından değişikliğe uğramamıştır: capa çekmek “cefa çekmek”, hesret çekmek “hasret çekmek”, xorlimaḳ “hor görmek”, ġemlenmek “gamlanmak, dert çekmek”, ġezeplenmek “öfkelenmek”, heyran bolmaḳ “hayran olmak”, külmek “gülmek”, meġrurlanmaḳ “mağrurlanmak”, müşeḳḳet çekmek “zorluk çekmek”, şübhilenmek “şüphelenmek” vb. Dolayısıyla bu sonuç, Türk kültüründe olumlu ya da olumsuz olarak nitelenen bir duygunun Uygur kültüründe de aynı duygu değerine sahip olduğunu, olumsuza olumlu ya da olumluya olumsuz bir değer atfedilmediğini göstermektedir. Öte yandan hem fonetik hem de anlam bakımından farklılık gösteren ġeyretlenmek fiilini ele aldığımızda; Türkiye Türkçesinde “çalışma isteği duymak veya çalışma isteği artmak” (https://sozluk.gov.tr/) anlamıyla olumlu değere sahip olan bu fiile Uygur Türkçesinde “cesaretlenmek” olarak farklı bir anlam yüklenmiş olması fiilin duygu değerinde değişiklik meydana getirmemiştir. Aynı şekilde ḳeherlenmek fiili de biçim yanında anlamca farklılaşmasına rağmen duygu değeri aynı kalmıştır. Sonuç olarak Uygur Türklerince kullanılan duygu fiillerine göre; Uygur kültüründe duygulara yüklenen anlamların ve bunların duygu değerlerinin gerek Türk kültürü gerekse daha pek çok kültür ile ortaklıklar taşıdığını söylemek mümkündür. Bazı duyguların anlamlandırılmasında farklılıklar bulunmaktadır. Ancak buna rağmen duygu değerlerinin değişmemiş olması önemli bir veridir. Özellikle de Türk kültüründe olumlu değer taşıyan duygular Uygur kültüründe olumsuz değer üstlenmemiştir. Uygur Türklerinin Türkiye Toprakları dışında, uzak bir coğrafyada yaşamlarını sürdürmeye çalışması ve dolayısıyla farklı kültürlerle iç içe olmaları duyguları olduğundan farklı değerlendirmelerine yol açmamış, Türk kültüründeki anlayış devam ettirilmiştir. Tespit edilen duygu fiilleri arasında Uygur kültürüne has olarak tanımlanabilecek bir duyguya denk gelinmemiştir. Kaynakça Beyazıt, U. (2018). Duyguların Gelişimi. Fatma Gül Cirhinlioğlu (Ed.). Duygu Psikoloji içinde (s. 43-60). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık. Cirhinlioğlu, F. G. (2018). Duygu Psikolojisi. Fatma Gül Cirhinlioğlu (Ed.). Duygu Psikoloji içinde (s. 1-25). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık. 193 Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı Çetinkaya, B. (2006). Türkiye Türkçesinde Mutluluk ve Üzüntü Göstergeleri. (Yayımlanmamış Doktora Tezi). Gazi Üniversitesi, Ankara. Demir, S. (2020). Duygular ve Duygu Kuramları. Emine İnan ve Emine Yücel (Ed.). Psikoloji Penceresinden Duygular (Kuramdan Uygulamaya) içinde (s. 3-31). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık. Doğan, L. ve Erdin, C. (2021). Gagauz Türkçesinde Mental Fiiller. International Journal of Languages’ Education and Teaching, (9/2), 191-221. Gülbetekin, E. (2020). Duygular ve SinirBilim. Psikoloji Penceresinden Duygular (Kuramdan Uygulamaya) içinde (s. 69-120). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık. Hirik, E. (2018). Türkiye Türkçesinde Mental Fiiller. Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları. İlter, E. (2019). Karahanlı Türkçesinde Duygu Fiilleri. (Yayımlanmamış Doktora Tezi). Hacettepe Üniversitesi, Ankara. İnan, E. (2020). Öz Bilinç Duyguları. Emine İnan ve Emine Yücel (Ed.). Psikoloji Penceresinden Duygular (Kuramdan Uygulamaya) içinde (s. 371-405). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık. Keskindağ, B. ve Karaaziz, M. (2018). Kültür ve Duygular. Fatma Gül Cirhinlioğlu (Ed.). Duygu Psikoloji içinde (s. 103-116). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık. Kısacık, E. (2020). NöroBilim Perspektifinden Duygular. Fatma Gül Cirhinlioğlu (Ed.). Duyguları Anlamak içinde (s. 231-257). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık. Korkmaz, Z. (2009). Türkiye Türkçesi Grameri Şekil Bilgisi. Ankara: TDK Yayınları. Morgan, T. C. (2011). Psikolojiye Giriş. Sirel Karakaş ve Rükzan Eski (Haz.). Konya: Eğitim Akademi. Necip, E. N. (2008). Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü. İ. Kurban (Çev.). Ankara: TDK Yayınları. Özeren, M. ve Alan, İ. (2018). Kırgız Türkçesinde Mental Fiiller. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 61, 203-224. Seçkin, K. (2019). Eski Türkçede Mental Fiiller. (Yayımlanmamış Doktora Tezi). Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon. Şahin, S. (2012). Türkmen Türkçesinde Mental Fiiller. (Yayımlanmamış Doktora Tezi). Gazi Üniversitesi, Ankara. 194 Levent DOĞAN Soydan, S. (2018). Tarama Sözlüğünün İlk İki Cildindeki Duygu Fiilleri Üzerine Bir Değerlendirme. Turkish Studies, (13/5), 471-493. Tarhan, N. (2010.) Duyguların Dili. İstanbul: Timaş Yayınları. Yaylagül, Ö. (2005). Türk Runik Harfli Metinlerde Mental Fı̇ ı̇ ller. Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, (2/1), 17-51. Yaylagül, Ö. (2010). Türkiye Türkçesindeki Duygu Fiilleri. Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, (7/10), 100-111. Yıldız, H. (2016). Eski Uygurcada Mental Fiiller. (Yayımlanmamış Doktora Tezi). Gazi Üniversitesi, Ankara. https://sozluk.gov.tr/ 195