PROF. DR. S. MAHMUT KAŞGARLI
ARMAĞANI
Editörler
Prof. Dr. Ali İhsan ÖBEK
Dr. Öğr. Üyesi Levent DOĞAN
Dr. Öğr. Üyesi Sevgi ÖZTÜRK
Dr. Barış Berhem ACAR
Paradigma Akademi
PROF. DR. S. MAHMUT KAŞGARLI
ARMAĞANI
Editörler
Prof. Dr. Ali İhsan ÖBEK - Dr. Öğr. Üyesi Levent DOĞAN
Dr. Öğr. Üyesi Sevgi ÖZTÜRK - Dr. Barış Berhem ACAR
ISBN: 978-625-8009-44-6
Sertifika No: 32427
Çanakkale Kitaplığı
Araştırma İnceleme Bilişim Yayın Matbaa
TİC. LTD. ŞTİ.
Paradigma Akademi Basın Yayın Dağıtım
Fetvane Sokak No: 29/A
ÇANAKKALE
e-mail: fahrigoker@gmail.com
Dizgi
Himmet AKSOY
Kapak Tasarımı
Himmet AKSOY
Matbaa
Vadi Grafik Tasarım ve Reklam LTD. ŞTİ.
Sertifika No: 47479
Kitaptaki bilgilerin her türlü sorumluluğu yazarlarına aittir.
Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığından alınan bandrol ve
ISBN ile satılmaktadır. Bandrolsüz kitap almayınız.
Aralık 2021
Paradigma Akademi
YUNUS EMRE DÎVÂNI’NDA BENZETME İLE İLGİLİ
SÖZCÜKLER, EKLER VE YAPILAR .............................................. 133
F. Sibel BAYRAKTAR
YENİ UYGUR TÜRKÇESİNDE DUYGU FİİLLERİ ....................... 161
Levent DOĞAN
KIRKLARELİ BABAESKİ AĞIZLARININ SÖZ DİZİMİ
ÖZELLİKLERİ ................................................................................... 197
Sevgi ÖZTÜRK, Nesrin GÜNAY
ÖNCELİK FİİLLİ CÜMLELERDE YÖNVERENLERİN ROLÜ .... 217
Sibel ÇELİKEL
ESKİ TÜRK DİLİ
ALİ ŞİR NEVÂYÎ ve GAZELLERİNDEKİ DEYİMLERLE KALIP
SÖZLER ÜZERİNE ............................................................................ 241
Vahit TÜRK
-ĠULUK / GÜLÜK EKİNİN YAPISI ÜZERİNE .............................. 253
Salih DEMİRBİLEK
TÜRKÇENİN TARİHÎ METİNLERİNDEN HAREKETLE “KATI
YAY” VE “OK”UN BİRLİKTE “SÜRAT” BİLDİREN BENZETME
ÖGESİ OLARAK KULLANIMI ÜZERİNE BİR İNCELEME ....... 263
Hülya UZUNTAŞ
ALİ ŞÌR NEVĀYÌ’NİN ZİHİN DÜNYASINA BİR BAKIŞ:
MUḤĀKEMETÜ’L-LUĠATEYN’DE MENTAL FİİLLER ............. 275
Selda SANDALYECİ
ESKİ TÜRK EDEBİYATI
BİR SÖZLÜKÇÜNÜN GÖZÜYLE KLASİK ŞİİR: ŞEMSETTİN
SAMİ VE BAKİ’DEN SEÇME ŞİİRLER ......................................... 293
Ali İhsan ÖBEK
EDİRNE'DE MEDFUN İKİ MAHLASDAŞ ŞAİR: PERTEV EFENDİ
VE PERTEV PAŞA ............................................................................. 301
Niyazi ADIGÜZEL, Hatice YERLİKAYA
vi
YENİ UYGUR TÜRKÇESİNDE
DUYGU FİİLLERİ
Levent DOĞAN
A. Giriş
Duygular, insan yaşamı ve davranışları üzerinde önemli bir etkiye
sahiptir. İnsanla ve yaşamla bütünleşen duyguların doğumdan ölüme kadar
hayatın her anında etkili olduğu görülür. Dolayısıyla duygular, kişinin ömrü
boyunca aldığı kararlar ile çevresiyle kurduğu iletişimi etkileyen ve
davranışlarına yön veren bir potansiyele sahiptir. Bu sebeple insan yaşamının
merkezinde yer alırlar. Daha bebeklik döneminde gelişmeye başlayan
duygular, insanoğlunun sahip olduğu ilk dil olarak belirtilir. Böylece insanlar
doğumdan itibaren duyguların dili sayesinde çevreleriyle iletişim kurmaya
başlarlar (Beyazıt, 2018: 43). Duygu, insanların kendilerini ifade etmelerine
olanak veren bir araç olarak görülür. Duygu olmadan bunun mümkün
olmayacağı belirtilmektedir (Tarhan, 2006: 46).
Duygular, farklı bilim dalları tarafından incelenmeyi gerekli kılan
özelliklere sahiptir. Günümüze dek felsefeden sosyolojiye, nörolojiden
genetik bilime kadar daha başka birçok disiplin perspektifinde ele alınan
duygular ile ilgili en kapsamlı araştırmalar psikoloji alanında yer almaktadır.
Araştırmacıların daha çok duygunun ne olduğu, nasıl oluştuğu, ne şekilde
ifade edildiği, nasıl anlaşıldığı, kaç duygu olduğu, duyguların neye göre
sınıflandırıldığı, etki ve işlevlerinin neler olduğu gibi hususlar üzerinde
durup tartıştıkları görülür. Bunlar arasında duygunun ne olduğu ve nasıl
açığa çıktığı konusunda araştırmacılar tam bir fikir birliğine sahip değildir.
Yani duygunun tanımı konusunda ortak bir görüşten söz edilememektedir.
Duyguyla ilgili diğer sorulara cevap bulmak için her şeyden önce bu
kavramın ne ifade ettiğinin ve duygunun nasıl oluştuğunun anlaşılması
gerekir. Duygu ile ilgili yapılan belli başlı tanım ve açıklamalar şu şekildedir:
Duygu ve heyecan kavramlarını bir arada kullanan Amerikalı psikolog
C. T. Morgan, bunların davranışsal veya fizyolojik yönüne vurgu yapar.
Dr. Öğr. Üyesi, Trakya Üniversitesi, e-posta: ldogan@trakya.edu.tr, ORCID: 0000-0002-05384002
161
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
Morgan, kişinin iç dünyasında hissettiği duygu ve heyecanların sergilenen
davranışlar yoluyla dışarıdan gözlemlenip ölçülebileceği görüşündedir.
Morgan’ın Psikolojiye Giriş adlı eserinde bununla ilgili yer alan ifadesi
şöyledir:
Duygu ve heyecanlar davranışsal (behavioral) olarak derin
uykudan yüksek gerilime (tension) kadar değişebilen genel
uyarılmışlık halleridir (arousal). Fiziksel olarak ölçülebilen
fizyolojik veya bedensel durumlardır. Bunlar aynı zamanda bir
yaşantı veya bir hisse (feeling) ilişkin farkındalık (awareness)
ve diğerlerince gözlenebilen davranışımızda (behavior)
sergilenen ifadedir (expression). Nihayet, duygu ve heyecanlar
nelere erişip nelerden kaçınmaya çalışacağımızı tayin eden
yönlendirici ve güdüleyici (motivating) kuvvetlerdir. (Morgan,
2011: 194).
Duyguların sınıflandırılması konusunda oluşturduğu duygu
çemberiyle dikkat çeken R. Plutchik duyguyu, “Bilişsel değerlendirmeleri,
öznel değişiklikleri (subjective changes), otonom ve sinirsel uyarılmayı,
eylem dürtüsünü ve bu karmaşık süreci başlatan uyaran üzerinde bir etkiye
sahip olacak şekilde tasarlanan davranışı içeren tepkiler dizisi.” (Demir,
2020: 4) şeklinde tanımlar. Plutchik’in tanımında da duygunun bir davranış
içerdiğinin belirtilmesi dikkati çeker.
A. Bechara ve A. Damasio’ya göre duygu, “Birinin gerçek ya da
hatırlanan belirli bir nesneye veya olaya ilişkin algılarının özel bir içeriğine
tepkide bulunan belirli bir beyin sistemi tarafından tetiklenen bedenin veya
beynin durumundaki değişiklerin toplamı.” (Gülbetekin, 2020: 78) olarak
tanımlanır. Bu tanımda diğerlerinden farklı olarak bedenle beraber beynin
durumunda meydana gelen farklılıklar da belirtilmiştir.
Verilen bu tanımlara göre araştırmacılar, duyguların belli bir uyarıcıya
karşı gösterilen reaksiyon olarak ortaya çıktığı ve bedensel değişiklikleri
içerdiği hususunda hemfikirdir. Yine bu tanımlardaki ortak kanaat duygunun
“biliş, his (öznel değişiklikler), fizyolojik değişiklikler ve davranış” şeklinde
dört bileşeninin olduğu yönündedir (Demir, 2020: 5). Yani bir duygu
deneyimlenirken kişi önce kendisine ulaşan uyaranı zihninde değerlendirir.
Bu, biliş olarak adlandırılır. Beyne iletilen uyaranın niteliğine (olumlu ya da
olumsuz) göre yapılan değerlendirmenin ardından kişi kendini mutlu, üzgün
veya öfkeli hissedebilir. Bu his durumuna bağlı olarak kişide heyecan gibi
fizyolojik değişiklikler ortaya çıkar. Son olarak kişi bu heyecanını his
durumuna uygun bir davranışla açığa vurabilir. Bunu şu şekilde formüle
edebiliriz:
Biliş (olumlu ya da olumsuz değerlendirme) → His (mutlu, üzgün,
öfkeli, kırgın, utanmış vb. hissetme hâli) → Fizyolojik değişiklik (heyecan,
162
Levent DOĞAN
coşku vb.) → Davranış (sarılmak, ağlamak, bağırıp çağırmak, hoplayıp
zıplamak vb.).
Ancak bu dört bileşen görüşüne, dördüncü bileşeni oluşturan
“davranış” açısından bazı eleştiriler getirilmiştir. Çünkü her kişi; biliş, his ve
fizyolojik değişikliklere sahip olsa da deneyimlediği duygu durumunu
herhangi bir davranışla ortaya koymayabilir. Nitekim kişinin yaşadığı
duyguyu sarılmak, ağlamak, bağırıp çağırmak, hoplayıp zıplamak gibi bir
eyleme dökmemesi o duyguyu yaşamadığı anlamına gelmeyeceğinden dört
bileşen fikri tartışmalara yol açmıştır (Demir, 2020: 5).
Duygu üzerine daha pek çok farklı tanım ve yaklaşım bulunmaktadır.
Sinir biliminde duygunun açıklanmasında öne çıkan üç temel kuram vardır.
Bunlar; yüz geri bildirim kuramı, James-Lange duygu kuramı ve CannonBard duygu kuramıdır (Kısacık, 2020: 232-235). Her üç kuram da duyguların
oluşumunu farklı durumlar üzerinden değerlendirmiştir. Birbirinden farklı
görüşlerin ileri sürüldüğü bu üç kuram için ortak nokta ise duyguların
fizyolojik temellere dayandırılarak açıklanmaya çalışılması olmuştur. İlk iki
kurama göre duygular, fizyolojik tepkiler ve biyolojik değişimlerden sonra
oluşmaktadır. Yani öncelikle yüz kaslarında ya da vücudun farklı yerlerinde
çeşitli değişimler (kasların kasılması, kalp atış hızı, göz bebeklerinin
büyümesi vb.) olmakta ardından duygular meydana gelmektedir. Örneğin,
ikinci kuram olarak belirttiğimiz James-Lange duygu kuramına göre ağlama
eylemi, üzüntü duygusunu ortaya çıkarmaktadır. Bahsedilen bu iki kuramın
aksine Cannon-Bard duygu kuramında fiziksel tepkilerin duygudan önce
değil duygu ile eş zamanlı olarak gerçekleştiği ve bu tepkiler olmadan da
duyguların oluşabileceği savunulur. Bunun için ilk ikisindeki gibi beynin
herhangi bir fizyolojik tepki hissetmesi gerekli değildir. Öte yandan bu
kuramların geçerliliğini etkileyen durumlar da söz konusudur. Özellikle
Cannon-Bard duygu kuramı, James-Lange duygu kuramını geçersiz kılan
örnekler ileri sürmüştür (Geniş bilgi için bk. Kısacık, 2020: 232-234;
Gülbetekin, 2020: 79).
Fizyolojik temelli kuramlardan sonra ortaya atılan bilişsel alandaki
kuramların ilkinde duyguları davranışın değil, bilişsel değerlendirmelerin
meydana getirdiği ifade edilmiştir. Bu değerlendirme ise kişinin bir
davranışa yönelmesine yol açar. Ancak bu davranışın ortaya çıkması şart
değildir. Kişi, bunu davranışa dökebilir ya da dökmeyebilir. Bu sebeple, M.
Arnold’un duyguların oluşumuyla ilgili bahsedilen bilişsel yaklaşımı, JamesLange duygu kuramıyla çelişir. Bilişsel kuramların ikincisinde ise JamesLange duygu kuramında olduğu gibi duygunun oluşması için fizyolojik ya
da davranışsal tepkilerin önemli olduğu belirtilir. Ancak bu tek başına yeterli
değildir. Bir uyaran karşısında verilen fizyolojik tepkinin zihinde
değerlendirilmesi sonucu duygunun oluştuğu görüşü bu kuramın temelini
oluşturur. İki faktör kuramı adı verilen bu kurama göre fizyolojik tepkiler
163
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
bilişsel değerlendirmelerle beraber duyguyu meydana getirir (Demir, 2020:
17-18). Bu kuramda bilişsel değerlendirmeler ilkinden farklı olarak ikinci
aşamada yer almıştır. Bilişsel kuramlardan başka duygunun bilişsel
değerlendirmeye ihtiyaç olmadan sadece maruz kalma etkisiyle otomatik
olarak ortaya çıkabileceği de savunulan görüşler arasındadır. Ayrıca
duygular üzerinde evrimsel süreçlerin de etkili olduğu ileri sürülmüştür
(Demir, 2020: 19-20).
Sonuç itibarıyla duyguların kaynağı öteden beri açıklanmaya çalışılan
fakat tam olarak belirlenemeyen muğlak bir konudur. Duyguların karmaşık
yapısı da bunu zorlaştırmaktadır. Duyguların oluşumuyla ilgili pek çok teori
öne sürülmüştür. Duygular fizyolojik, biyolojik ve bilişsel temellere
dayandırılarak açıklanmaya çalışılmıştır. İleri sürülen bu teorilerde
fizyolojik tepkilerin ve bilişsel süreçlerin önce ya da sonra duyguların
oluşumunda rol aldığı görülmüştür. Duyguların ortaya çıkıp anlamlı hâle
gelmesinde fizyolojik ve bilişsel süreçlerin yanında bilinç dışı süreçlerin de
etkili olduğu farklı bilim adamlarının çalışmalarıyla ortaya koyulmuştur.
A.1. Duyguların Evrensel ve Kültürel Açıdan Değerlendirilmesi
Duygular, yukarıda da belirtildiği gibi çeşitli bilim dallarının ilgisini
çeken ve farklı yönleriyle ele alınan bir konu olmuştur. Duygu-kültür ilişkisi
ve duyguların evrenselliği de bu hususlar arasında yer almıştır. Her iki husus
da öncelikli olarak temel duygular üzerinden değerlendirilmiştir. Temel
duyguların evrenselliğini savunanlar yanında bunların kültüre özgü
olduklarını savunanlar da vardır. Evrenselciler; mutluluk, üzüntü, öfke,
şaşkınlık, korku gibi temel kabul edilen duyguları kültürden bağımsız olarak
bütün insanlığın deneyimlediğini savunurlar. Evrensel bakış açısına sahip
araştırmacıların asıl amacı bu duygu ifadelerinin evrensel olduğunu ortaya
koymaktır (Demir, 2020: 22). Duyguların evrensel olup olmadığı birtakım
ölçütlere bağlı olarak belirlenir. Örneğin, bir duyguya farklı kültürlerde
verilen bedensel tepkilerin ve yüz ifadelerinin benzer oluşu o duygunun
evrenselliğini gösterebilir. Bunlar, duyguların evrenselliğinin analizinde
önemli ölçütlerdir. Bu noktada Darwin’in (1872) ortaya attığı ve pek çok
araştırmacının desteklediği evrensel duygu ifadesi görüşü psikolog P.
Ekman’ın konuyla ilgili araştırmalarıyla yeniden ortaya koyulmuştur.
Ekman, Amerikalı kişilerin mutluluk, üzüntü, şaşkınlık, öfke, iğrenme ve
korku duygularını gösteren yüz ifadelerinin yer aldığı fotoğrafları farklı
kültürlere mensup insanlara göstererek bunların hangi duygunun ifadesi
olduğunu sormuştur. Bunun sonucunda hayatında hiçbir Amerikalı ya da
Batılı ile tanışıklığı bulunmayan kimselerin dahi gösterilen fotoğraflardaki
duyguları önemli ölçüde aynı şekilde ifade ettikleri saptanmıştır. Dolayısıyla
elde edilen bu veriler özellikle bazı duyguların evrenselliğini bir kez daha
kanıtlamıştır (Demir, 2020: 19). Yine başka bir araştırmada 37 ülkeden
katılımcının mutluluk, öfke, üzüntü, korku, utanç, tiksinti ve suçluluk
164
Levent DOĞAN
şeklindeki 7 ayrı duyguya verdikleri fiziksel tepkiler ile vücutlarında
meydana gelen biyolojik değişmelerin (sıcak hissetme, hızlı kalp
atışı=mutluluk gibi) benzerliği (Keskindağ ve Karaaziz, 2018: 109) bu
duyguların evrenselliğini desteklemiştir.
Duyguların ifadesinde ve anlamlandırılmasında kültürlerarası
benzerlikler olduğu gibi farklılıklar da vardır. Hatta evrensel olduğu kabul
edilen duygu ifadelerini tanımlama da bile bazı kültürler arasında farklılıklar
gözlenebilmektedir. Duygular, bir oranda kültürel değerlere ve inançlara
göre şekillenmektedir. Bu açıdan bir kültürde önemsenen değer ve inançların
duygular üzerinde doğrudan etkisi bulunmaktadır. Her kültürün değer ve
inançlarına bağlı olarak bir durumun değerlendirilme süreci ve
yorumlanması değişebilir. Bu da her iki süreç sonunda verilen duygusal
tepkinin bazen fiziksel bazen de anlamsal bakımdan farklılaşmasına neden
olur. Örneğin; gülümseme, Batı kültüründe dostça bir ifade olarak
değerlendirilirken
Doğu
kültüründe
saygısızlık
şeklinde
değerlendirilebilmektedir (Keskindağ ve Karaaziz, 2018: 112). Bundan
başka temel duygular arasında yer alan üzüntü duygusunun ifadesi olan
ağlamak, Mısır’daki göçebeler tarafından zayıflık göstergesi olarak
görülmektedir. Ancak daha kuzey ve batı ülkelerinde genellikle olağan
sosyal bir tepki olarak değerlendirilmektedir. Bireyin “yalnız kalma” durumu
da çeşitli kültürlerce farklı şekilde yorumlanmaktadır. Avustralya’daki
Aborjinler arasında bu durum bireyin ailesiyle veya ailenin bireyle olan
ilişkilerinin olumsuz yönde etkilenmesi anlamına geldiğinden normal
karşılanmamaktadır. Bu da aile içinde mutluluk duygusunun oluşmasına
engel bir durum olarak kabul edilmekte ve aile ile birey arasındaki ilişkilerin
zayıf olduğuna işaret etmektedir. Diğer yandan batı ülkelerinin bazısında
yalnız kalmak mutluluk ve hoşnutluk duygularının göstergesi sayılmakla
beraber herhangi bir duygu belirtecine sahip olmayabilir (Keskindağ ve
Karaaziz, 2018: 106-107, 109). Türk kültüründe de yalnız kalma durumu
olumlu veya olumsuz duygulara işaret edebileceği gibi bu türden duygulara
işaret etmeyebilir. Bu durum genelde toplum açısından olumsuz olarak
değerlendirilirken birey açısından olumlu olarak değerlendirilir. Duygularla
bağlantılı durumların ve davranışların yorumlanışı toplumların bireyci ve
toplulukçu kültüre sahip olmalarına göre değişebilmektedir. Diğer yandan
bir durum aynı kültür içerisinde farklı şekillerde de yorumlanabilmektedir.
Bu, bir duygunun deneyimlenme şeklindeki farklılık yanında bakış açısı,
çevre ve yaşanılan coğrafyayla ilgilidir.
Duyguların kültürlerarası değerlendirilmesinde farklılıklar dışında
evrensellikten başka benzerlikler de söz konusudur. Farklı dillerde duyguları
ifade eden sözcüklerin anlamında görülen benzerlikler buna güzel bir
örnektir. Yapılan bir araştırmaya göre Flemenkçe, Japonca ve Endonezcede
öfke kelimesinin karşılığı olan sözcüklerin “hedefe ulaşmayı engelleyen, hoş
165
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
ve adil olmayan” şeklindeki olumsuz deneyimleri ifade etmek için
kullanıldığı saptanmıştır. Başka bir çalışmada ise birbiriyle hiçbir kültürel
yakınlığı olmayan Türk, Hollandalı ve Surinamlı kişilerden başarı, iltifat
alma, samimi ve samimi olmayan kişiler tarafından saldırıya uğrama gibi
farklı olay ve durumları değerlendirilmesi istenmiştir. Eldeki bulgular üç
farklı kültürden seçilen kişiler tarafından yapılan değerlendirmelerin yüksek
oranda benzer olduğunu göstermiştir (Keskindağ ve Karaaziz, 2018: 108).
Günümüzde önemli bir kısmı Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur
Türklerinin kullandığı duygu fiillerine yüklenen anlamların da farklı
kültürlerle benzerlikler taşıdığı görülmektedir. Tespit edilen duygu fiillerinin
anlamından hareketle yukarıdaki kültürlerarası araştırma bulgularına da
istinaden öfke, üzüntü, mutluluk gibi temel duyguların Uygur Türkleri
tarafından da benzer şekilde deneyimlendiği ve değerlendirildiği
söylenebilir. Fakat bazı kültürlerde bir duygu ifadesinin gösterilmesi uygun
bulunmayabilir. Örneğin, öfke ifadesinin grup içi ve grup dışı kimselere
sergilenmesinde dahi kültürden kültüre farklılıklar olduğu görülür (bk.
Demir, 2020: 23-24). Bazı kültürlerde öfkeyi dışa yansıtmak hoş
karşılanmayan bir davranıştır. Bu, farklı metotlarla ölçülüp
değerlendirilebilecek bir husus olmakla beraber dildeki bir duyguya ait
sözcüklerin çeşitliliği de o duygunun sergilenme yaygınlığına işaret edebilir.
Uygur Türklerinin dilinde çalışmada kullanılan esere göre öfke, üzüntü, acı,
ıstırap, tedirginlik, endişe, telaş, sıkıntı, utanç, küçük düşme, kin ve nefret
duygularını ifade eden sözcüklerin diğer duygulara kıyasla daha fazla
bulunduğu görülür. Üstelik bu duygulardan bazılarının fiziksel göstergeleri
olan azarlamak, ağlamak, kaşlarını çatmak, surat asmak, homurdanmak,
bağırmak gibi eylemleri gösteren sözcüklere de bu sahada sıklıkla rastlanır.
Buna göre, Uygur kültüründe söz konusu olumsuz duygular yaygın olarak
görülmekte ve bunların çeşitli şekillerde dışa vurumu gerçekleşmektedir.
Nitekim bu duygular her ne kadar olumsuz şekilde nitelense ve farklı
kültürlerde çoğu zaman hoş karşılanmasa da hem dilsel hem fiziksel olarak
sergilenmektedir. Bazı durum ve zamanlarda ise yadırganmayan normal bir
davranış olarak kabul edilebilmektedir. Çalışmamızdaki dilsel veriler bunun
Uygur toplumunda da aynı şekilde olduğunu göstermektedir. Öte yandan bir
kültürde belirli duyguların görülme sıklığı ve yaygınlığı o kültürün bireyci
ve toplulukçu olmasıyla yakından ilgilidir. Bireyci kültürlerde öfke, gurur,
üzüntü gibi bireyselliğe atıf yapan duygular öne çıkarken toplulukçu
kültürlerde utanç, suçluluk, saygı, kıskançlık ve haset gibi kişinin kendisi
dışında başkalarıyla ilişkilerini gösteren sosyal duygular öne çıkar1. Bu
bağlamda Uygur Türkçesi Sözlüğü’nde saptanan duygu fiilleri arasında öfke,
Bireyci ve toplulukçu kültüre göre duyguların sözlü ifadesi farklılaşabilir. Örneğin; bireyci
kültürün özelliklerini taşıyan Kaliforniya’da öz bilinç duygularından olan utanç daha az sözcükle
ifade edilirken toplulukçu kültürü temsil eden Bengkulu’da (Endonezya) bu duygu çok daha fazla
sözcükle ifade edilmektedir (İnan, 2020: 395).
1
166
Levent DOĞAN
acı, üzüntü, sevinç, neşe, mutluluk, memnuniyet, rahatlama gibi daha çok
bireysel duyguları yansıtan fiillerin bulunması, Uygur toplumunun bireyci
kültürü temsil etmesi şeklinde yorumlanabilir. Bireyci toplum ya da
kültürlerde birey ön plandadır ve duyguların bastırılmayarak ifade
edilmesinin birey açısından önem taşıdığı düşünülür. Bununla birlikte
belirtilen duyguların bireysel ve sosyal olarak değerlendirilmesi kültürel
bakımdan farklılık gösterebilir. Örneğin, mutlulukla yakından ilişkili olan
sevinç bireysel bir duygu sayılır. Uygur Türkçesinde bu duygunun
bireyselliğini vurgulayan süyünmek, şad bolmaḳ gibi “sevinmek” anlamına
gelen fiiller bulunur. Bunun yanında “sevinişmek, beraber sevinmek”
anlamında kullanılan süyünüşmek fiiline de rastlanır. Söz konusu fiilin bu
sahadaki varlığı ve anlamı Uygur kültüründe sevinç duygusunun sosyal bir
duygu olabileceğini de göstermektedir. Buraya kadar gerek Uygur
kültüründe duygularla ilgili gerekse duygular üzerinden bu kültürle ilgili
yapılan yorumlamalar Uygur Türkçesi Sözlüğü’nde yer alan duygu fiillerine
göre gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla dilsel veriler ışığında ulaşılan bu
bulgular konu üzerine daha farklı yöntemlerle yapılacak başka çalışmalarla
desteklenebilir veya değişiklik gösterebilir.
A.2. Duyguların Sınıflandırılması
Duyguların sayısı ve sınıflandırılması da en az duygunun ne olduğu
ve nasıl oluştuğu hususları kadar tartışılan bir konudur. Araştırmalara göre
kaç duygu olduğuna dair kesin bir sayı vermek mümkün gözükmemektedir.
Psikoloji alanında duygu üzerine çalışan araştırmacılar belirledikleri farklı
sayılardaki duyguları çeşitli kategoriler içerisinde sınıflandırmaya
çalışmışlardır. Sınıflandırma hususundaki fikir ayrılıkları hangi duyguların
temel (birincil), hangilerinin ikincil olduğu ve bunların neye göre
belirleneceği konusundadır. Özellikle duygulardan hangilerinin temel duygu
olarak nitelendirileceği ve bunların kaç tane olduğu konusunda psikologlar
farklı görüşlere sahiptir. Konuyu ele alan araştırmacılara göre temel duygular
çeşitlilik gösterir. Buna karşın öfke, korku, üzüntü ve mutluluk diğerlerinden
daha temel kabul edildiğinden pek çok araştırmacının temel duygular
listesinde yer almaktadır. Temel duyguların diğer duygulardan ayrışan tarafı
bunların kendilerine özgü yüz ifadelerine sahip olmaları ve her kültürde aynı
şekilde gözlenebilir olmalarıdır. Yani evrensel bir ifade şekillerinin
bulunmasıdır. Ayrıca bu duyguların beyin devrelerinin birbirinden farklı
olduğu yani kendilerine has olduğu da ileri sürülmektedir. Bunlar aynı
zamanda temel duyguların belirlenmesinde belli başlı kriterler olarak
belirtilmektedir. Bu kriterlere ek olarak söz konusu duyguların erken
yaşlardan itibaren müşahede edilmesinin gerektiği de savunulmaktadır
(Demir, 2020: 7-8; Gülbetekin, 2020: 93). Buna göre psikologlar temel
duyguları derlerken fizyolojik eğilim ya da bağlantılar, biyolojik süreç,
güdüsel ilişki, evrensel yüz ifadeleri ve sinirsel örüntüler gibi durumları esas
167
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
almıştır (Çetinkaya, 2006: 6-7). Temel duygu teorisini savunan
araştırmacılardan Ekman, Frijda, Friesen ve Ellsworth 6, Plutchik 8, Izard
10, Arnold 11, Tomkins 9 temel duygu belirlemiştir. Bunların dışında daha
az sayıda (4-5) temel duygunun oluğunu savunan araştırmacılar da vardır
(Gülbetekin, 2020: 93). Her araştırmacının temel duygu listesinde aynı
duygular yanında farklı duygular da bulunmaktadır. Ancak bu listelerin
genellikle benzer olduğu görülmektedir. Ayrıca temel duyguların sayısındaki
farklılıklar ortak bir temel duygu listesinin bulunmadığını göstermektedir.
Temel veya birincil duygular dışında kalanlar ise ikincil duygular
olarak adlandırılmaktadır. İkincil duyguların, temel duygulardan farklı
olarak sadece insanlar tarafından deneyimlendiği düşünülmektedir. Ayrıca
bu duyguların temel duyguların karışımı sonucunda ortaya çıktığı
savunulmaktadır (Demir, 2020: 7). Söz gelimi; Pluthick (1980), toplamda
belirlediği 32 duygudan 8 tanesinin (öfke, tiksinme, şaşkınlık, korku, üzüntü,
neşe, güven ve öngörü) birincil, geriye kalanların ise ikincil duygular
olduğunu belirtmiştir. Pluthick, iki temel duygunun birleşerek yeni bir duygu
yaratabileceğini ve bunların da ikincil duyguları oluşturduğunu öne
sürmüştür. Birincil ve ikincil duygular yanında üçüncül duygular da söz
konusudur. Bu, Parrott’un duygu sınıflandırmasında görülmektedir. Parrott,
152 duyguyu birincil, ikincil ve üçüncül şeklinde üç düzeyli olarak
sınıflandırmıştır. Parrott’a göre her bir düzey bir önceki düzeyde yer alan
duyguları daha belirginleştirmekte ve özelleştirmektedir (Cirhinlioğlu, 2018:
17-18-19).
Duygular, psikoloji alanında temel (birincil) ve ikincil olarak
sınıflandırılmasından başka daha farklı boyutlarda da sınıflandırılmıştır. Bu
sınıflandırmalar yapılırken duyguların ortaya çıkmasında etkili olan etkenler
dikkate alınmıştır (Bk. Çetinkaya, 2006: 7-10).
Duygu Fiilleri ve Duygu Fiillerinin Sınıflandırılması
Çeşitli süreçler ve uyaranlar karşısında ortaya çıkan duygular, dil ve
davranışlar aracılığıyla aktarılır. Pek çok şeyde olduğu gibi duyguların
aktarımında da dil önemli bir araçtır. Her dilde kişinin duygularını ifade
etmeye yarayan isim ve fiil türünden sözcükler bulunur. Bunlar duyguların
dildeki karşılıklarını oluşturur. Kişi, bu sözcükleri kullanarak duygularını
belirgin hâle getirir. Duygular çoğunlukla kişiye bağlı olarak dışarıdan
gözlenebilir veya gözlenmeyebilir. Duyguların dışarıdan anlaşılır hâle
gelmesi bazen istemli bazen de istemsiz olarak gerçekleşir. Kişi, istediği
takdirde duygularını sözcüklere veya davranışa dökerek dışarıdan anlaşılır
kılar. Fakat bu bazen istemsiz olarak kişinin iradesi dışında gerçekleşir.
Kişinin kötü bir haber aldığında hissettiği duyguya bağlı olarak yüz
ifadesinin değişmesi, utandığında kızarması, korktuğunda sıçraması veya
titremesi istem dışı meydana gelen duygu göstergeleridir. Yani duyguların
168
Levent DOĞAN
anlaşılmasında ve yansıtılmasında beden dili de aktif bir role sahiptir. Kişinin
duygu dünyasında istemli ya da istemsiz olarak meydana gelen tüm bu
değişimler ve hareketler duygu fiilleriyle ifade edilir. Dolayısıyla duygu
fiilleri, bir uyarıcı neticesinde ortaya çıkan kork-, üzül-, sevin-, öfkelen- gibi
psikolojik ve fizyolojik hareketleri kapsamaktadır.
Duygu fiilleri, mental fiiller içerisinde ele alınır. Bu fiiller, Özen
Yaylagül’e göre (2010: 101) mental sürecin ikinci aşamasını, Erkan Hirik’e
göre (2018: 60) üçüncü yani son aşamasını oluşturmaktadır. Ancak her iki
araştırmacı da duygu fiillerini çıktı eylemler olarak değerlendirmektedir.
Yaylagül (2005: 34); mental etkinlik sürecinde duygu fiillerinin, duyular
aracılığıyla kazanılan ve beyne iletilen duyumların zihinde
değerlendirilmesiyle kişide olumlu veya olumsuz bir durum olarak
algılanması sonucunda oluşan bir davranışı göstermesi bakımından çıktı
eylem şeklinde de değerlendirilebileceğini belirtmektedir. Buna göre duygu
fiilleri mental sürecin çıktıları olarak görev yapmaktadır. Yaylagül’ göre
(2010: 100-101) duygu fiilleri, etkinin duyularla alındığını ve bu etkiye karşı
verilen tepkiyi ifade etmektedir. Aynı araştırmacı bu tepkilerin bir bakıma
yanıt niteliği taşımasından dolayı duygusal yanıt fiilleri olarak da
adlandırıldığını belirtmektedir.
Kişinin duygusal tepkisini ortaya koyabilmesi veya bir çıktı
oluşturabilmesi için iki koşul vardır. Bu iki koşul aynı zamanda duyguların
ortaya çıkma sürecini gösterir. Bunlardan birincisi daha önceden öğrenilerek
zihne yerleşmiş olan bilginin kullanılmasıyla ortaya çıkan duygulardır.
İkincisi ise herhangi bir durum ya da olay karşısında kısa bir süre içinde
oluşan anlık duygulardır (Hirik, 2018: 68). İlki esasen deneyimler yoluyla
kazanılmış bilgilere işaret etmektedir. Yaylagül (2005: 29-30), duygusal
tepkilerin meydana gelmesinde deneyimlerin rolüne vurgu yapar. Kişinin
geçmişte deneyimlediği duruma benzer bir şeyle daha sonra karşılaştığında
da öncekine benzer bir tepki vereceğini söyler. Aynı zamanda daha önce hiç
rastlanılmamış dolayısıyla deneyimlenmemiş durumların korkma ve ürkme
şeklindeki duygusal tepkilere yol açacağı ifade edilir. Çünkü öğrenilmemiş,
habersiz olunan durumlar kişiye tehlikeli gelir. Bu sebeple duygu fiilleri,
deneyimle alakalı fiiller olarak da tasnif edilmektedir (Yaylagül, 2010:
100,102-103).
Mental fiillerin bir alt dalı olarak değerlendirilen duygu fiilleri için
yerli literatürdeki çalışmalarda duygu durumu eylemleri, duygu eylemleri,
duygu fiilleri, ruh durumu eylemleri, psikolojik durum eylemleri, ruhsal
eylemler, psikolojik durum fiilleri gibi terimler; yabancı literatürdeki
çalışmalarda ise sensual verbs, emotion verbs, psych verbs, psychological
verbs gibi terimler kullanılmıştır (Yıldız, 2016: 223-224). Bu çalışmada
kişilerin duygularını anlatan eylemler için duygu fiilleri terimi tercih
edilmiştir.
169
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
Dil biliminin de inceleme konuları arasında bulunan duygular bu
alanda daha çok fiil bağlamında ele alınmıştır. Psikoloji alanında duygularla
ilgili yapılan sınıflandırma denemeleri gibi dil bilimi alanında da duygu
fiilleriyle ilgili sınıflandırmalar yapılmıştır. Bu sınıflandırmaların daha çok
anlam temelli olduğu görülmüştür. Bunun yanında duygu fiillerini durum
grameri bakımından inceleyen çalışmalarla da karşılaşılmıştır.
Yıldız ve Yaylagül’ün konuyla ilgili yabancı kaynaklarda yer alan
sınıflandırma örneklerine göre konunun yabancı literatürde çok daha ayrıntılı
ve farklı şekillerde ele alındığı görülmektedir (bk. Yıldız, 2016: 235-251;
Yaylagül, 2010: 101-102).
Duygu fiillerinin genellikle mental fiiller üzerine hazırlanmış
çalışmalar içerisinde ele alındığı görülür. Bunun dışında bu fiillerin ayrıca
incelendiği müstakil çalışmalar da mevcuttur. Türkçede sadece duygu
fiillerinin değerlendirildiği çalışmalara bakıldığında; ilk olarak Özen
Yaylagül’ün “Türkiye Türkçesindeki Duygu Fiilleri” adlı çalışmasına
değinmek gerekir. Yaylagül, bu çalışmasında Türkiye Türkçesinde yer alan
duygu fiillerini anlam ve durum grameri açısından iki şekilde incelemiştir.
Söz konusu fiilleri anlamsal bakımdan bütünsel davranış tepki fiilleri,
olumlu duygu fiilleri ve olumsuz duygu fiilleri şeklinde gruplandırmıştır.
Durum grameri bakımından fiil istemi ve deneyimci kişinin konumuna göre
tek istemli fiiller, biri seçimli biri zorunlu olmak üzere iki istemli fiiller, iki
istemli fiiller, iki istemli fiiller ve tek istemli fiiller olarak beş grupta
değerlendirmiştir (Yaylagül, 2010: 100-111). Duygu fiilleri üzerine başka bir
değerlendirme ise Serpil Soydan tarafından Tarama Sözlüğü’nün ilk iki
cildine göre yapılmıştır. Soydan, bu eserin ilk iki cildinden tespit ettiği duygu
fiillerini anlam açısından on iki, yapı açısından üç başlıkta incelemiştir.
Çalışmasındaki duygu fiillerini anlam açısından incelediği bölümdeki
başlıkları bu fiillerin sözlük anlamına göre oluşturmasının yanı sıra Savaş
Şahin’in “Türkmen Türkçesinde Mental Fiiller” adlı doktora tezinden de
yararlanmıştır. Ayrıca bu çalışmasında duygu fiillerinin etimolojisine
yönelik değerlendirmeler de yapmıştır (Soydan, 2018: 471-493). Esra İlter,
“Karahanlı Türkçesinde Duygu Fiilleri” adlı doktora tezinde duygu fiillerini
önce birincil duygu fiilleri ve ikincil duygu fiilleri olarak iki ana başlığa
ayırmış, daha sonra bu iki başlık altındaki fiilleri de anlam açısından
sınıflandırmıştır. İlter, aynı zamanda bu çalışmasıyla Karahanlı dönemi
eserlerindeki birincil ve ikincil duygu fiillerinin metaforik kullanımlarını
ortaya çıkarmaya çalışmıştır (İlter, 2019). Mental fiiller üzerine yapılan
çalışmalar arasında Hüseyin Yıldız’ın duygu fiilleriyle ilgili sınıflandırması
dikkat çeker. Yıldız, Eski Uygur Türkçesindeki mental fiilleri ele aldığı
doktora çalışmasında duygu fiilleri için “psikolojik durum fiilleri” terimini
kullanmıştır. Bu başlık altındaki fiilleri öncelikle anlık tepki bildiren fiiller
ve süreç içinde gelişen fiiller olarak iki ana başlığa ayırmıştır. İlk ana başlığı
170
Levent DOĞAN
utanma fiilleri, korku fiilleri, öfke fiilleri vb. şeklinde yedi alt gruba, ikinci
ana başlığı olumlu PD fiilleri, olumsuz PD fiilleri ve nötr PD fiilleri şeklinde
üç alt gruba bölmüştür. Akabinde bu üç alt gruba giren duygu fiillerini de
anlamına göre çeşitli başlıklara bölerek vermiştir (Yıldız, 2016: 254-256).
Mental fiil temelli çalışmalar içerisinde duygu fiillerinin nitelik veya duygu
değerine göre daha genel başlıklara ayrılmadan doğrudan anlam bakımından
sınıflandırıldığı çalışmalar da mevcuttur (bk. Şahin, 2012: 240). Bu sınıflama
modellerinden ayrı olarak duygu fiillerinin yalnızca bağlama göre ele
alındığı da görülmektedir (bk. Seçkin, 2019: 52).
Bu çalışmada, Karluk grubu içinde yer alan Yeni Uygur Türkçesindeki
duygu fiilleri ele alınmıştır. Duygu fiillerinin tespiti için Emir Necipoviç
Necip tarafından hazırlanan “Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü” adlı kitap
taranmıştır. Bu sözlükten tespit edilen söz konusu fiiller çalışmada anlam ve
yapı bakımından çeşitli başlıklar altında incelenmiştir. Duygu ifade eden
fillerin anlam bakımından ele alındığı bölümdeki ana ve ara başlıklar,
duyguların birtakım özellikleri baz alınarak oluşturulmuştur. Bunun yanında
başlıklar oluşturulurken yukarıda isimleri anılan çalışmalardan da
yararlanılmıştır. İnceleme sonucu ulaşılan bulgular sonuç kısmında
değerlendirilmiştir.
Bu çalışmayla Uygur Türklerinin hissettiği duygular ile bu duyguları
hangi fiillerle ve nasıl ifade ettikleri, olumlu ve olumsuz olarak niteledikleri
duyguların neler olduğu ve bunların Türk kültürüyle olan benzerliği ya da
farklılığı gibi hususlar ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Ayrıca bilinen
duygular dışında Uygur kültürüne özgü farklı bir duygu olup olmadığına
bakılmıştır. Özetle, sözlükten tespit edilen fiiller üzerinden farklı bir
coğrafyada yaşayan Uygur Türklerinin duygu dünyasıyla ilgili fikir
edinilmeye çalışılmıştır.
B. Uygur Türkçesindeki Duygu Fiilleri ve Sınıflandırılması
B.1. Anlam Bakımından Duygu Fiilleri
Bu bölümde Uygur Türklerinin duygularını ifade etmede kullandıkları
fiiller öncelikle duygu değerlerine göre olumlu duygu fiilleri, olumsuz duygu
fiilleri ve yansız (nötr) duygu fiilleri olarak üç gruba ayrılmıştır. Bu üç grup
altında da fiillerin sözlük anlamlarına göre alt başlıklar oluşturulmuştur.
Bunların haricinde bölüm içerisinde olumlu, olumsuz ve yansız (nötr) değer
taşıyan bazı duyguların oluşturduğu hareketleri anlatan fiiller belli bir duygu
sonucu ortaya çıkan eylemler şeklinde ayrı bir başlık altında toplanmıştır. Bu
başlıktaki fiiller de duygu değerleri açısından sınıflandırılmıştır.
B.1.1. Olumlu Duygu Fiilleri
Olumlu duygular, keyif ve haz veren ya da iyi ve güzel hissettiren
duygular olarak tanımlanabilir. Bu duygular, kişinin hayata pozitif
171
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
bakmasını sağlarken hayat dolu ve öz güvenli hissetmesini de sağlar. Olumlu
duygular, kişilerarası iletişimi düzenleyen ve insan yaşamını iyi yönde
etkileyen bir role sahiptir. Olumlu olarak nitelenen duygular arasında
mutluluk, memnuniyet, cesaret, sevgi, beğenme, takdir, umut gibi duygular
bulunur.
Olumlu duygular, sadece olumlu durumlar sonucunda ortaya çıkmaz.
Olumsuz durumların da birtakım olumlu duygular doğurduğu görülmektedir.
Örneğin; başkasının uğradığı kötü bir durum karşısında kişinin iç dünyasında
oluşan “acıma” duygusu olumlu bir duygu kabul edilir. Yine öfke, sinir, acı
ve sıkıntı gibi hâllerin geçmesiyle gelen sakinlik duygusu da olumsuz
durumların ortaya çıkardığı olumlu bir duygudur.
Nevzat Tarhan; sevgi, korku ve güven olmak üzere üç temel duygu
belirlemiştir. Temel duyguları, doğadaki ana renklerle ilişkilendiren Tarhan
(2006: 47) bu ilişkiyi, “Nasıl doğada ana renkler ve bunların karışımından
doğan değişik renkler mevcutsa, üç temel duygumuzdan da farklı duygular
ortaya çıkar.” şeklinde açıklamıştır. Yani ayrı birer grup olarak düşünülen
her temel duygunun farklı alt duygulara sahip olduğu belirtilmiştir. Söz
gelimi, olumlu duygulardan sevgi duygusu içerisinde merhamet, iyilik,
şefkat gibi alt gruplar bulunurken güven duygusu içerisinde sadakat,
doğruluk gibi hisler saklıdır. Bu duyguların birleşiminin ise kişiyi mutluluğa
götüreceği ifade edilir (Tarhan, 2006: 47). Buradan olumlu duyguların
mutluluk duygusu üzerinde birleştiği anlaşılır. Zira bir kimse tarafından
sevildiğini hissetmek, sevmek, âşık olmak, istenilen bir şeye veya kimseye
kavuşmak, bir şeyin üstesinden gelmek/bir şeyi başarmak, eğlenmek,
huzurlu hissetmek gibi pek çok eylem sonrasında kişi kendisini mutlu
hisseder. Mutluluk, bir bakıma olumlu duyguların temel bileşeni gibidir.
Hepsinin olmasa da çoğu olumlu duygunun sonucunda mutlu olmak vardır.
Olumlu duygu fiilleri, kişinin türlü etkenler ve uyaranlar karşısında iç
dünyasında meydana gelen sevin-, memnun ol-, neşelen-, sev-, ümit et-, acıgibi duygusal hareketlerini bildirir. Yeni Uygur Türkçesinde bu hareketleri
karşılayan fiiller anlam alanlarına göre 14 başlıkta toplanmıştır. Bir önceki
paragrafta bahsedilen şekilde alt duyguları kapsayıcı ana başlıklar
oluşturulmuştur.
B.1.1.1. Sevgi ve Haz Bildiren Fiiller
amraḳ körmek “sevmek”, amraḳliḳ körsetmek “sevgi göstermek”,
ardaḳlimaḳ “sevmek; yüceltmek; şımartmak”, artuḳ körmek “fazlasıyla
sevmek”, aşiḳ bolmaḳ “âşık olmak”, eyş ḳilmaḳ “zevklenmek”, xuş ḳilmaḳ
“hoşlandırmak”, xuştar bolmaḳ “âşık olmak”, köñülleşmek “sevmek”,
küyüşmek “karşılıklı âşık olmak”, ḳöñül ḳoymaḳ “gönül vermek, sevmek”,
lezzetlenmek “zevk duymak”, muhebbet baġlimaḳ “sevmek, sevişmek”,
obdan körmek “iyi saymak; sevmek”, sadiḳliḳ körsetmek “bağlılık
172
Levent DOĞAN
göstermek”, semimiyet körsetmek “samimi olmak”, süymek “sevmek”,
süyüşmek “1. sevişmek. 2. öpüşmek”, şeyda bolmaḳ “âşık olmak, gönlünü
kaptırmak”, yaxşi körmek “beğenmek, sevmek”, yaḳmaḳ “beğenmek,
hoşlanmak, hoşuna gitmek, sevmek”, yaḳturmaḳ “sevmek, beğenmek”,
yaratmaḳ “sevmek, beğenmek”, yéḳinçliḳ ḳilmaḳ “yakınlık göstermek, sıcak
ilgi göstermek”
B.1.1.2. Acıma, Merhamet Bildiren Fiiller
ayanmaḳ “acımak; esirgemek”, ayimaḳ “acımak, esirgemek”, iç
küymek “acımak, merhamet etmek”, merhimet ḳilmaḳ “merhamet etmek,
acımak”, köyünmek “acımak, esef etmek, şefkat göstermek”, küyünmek
“acımak, sevmek”, rehim ḳilmaḳ “acımak”, rehme ḳılmaḳ “acımak”.
B.1.1.3. Özlem Bildiren Fiiller
ah-uhlimaḳ “hasret çekmek”, ġuñġaymaḳ “canı sıkılmak, hasret
çekmek”, ġurbet çekmek “gurbet çekmek”, hesret çekmek “hasret çekmek”,
hesretleşmek “hasretleşmek; dertleşmek”, séġinişḳa başlimaḳ “özlemini
duymak, özlemek”, séġinişmaḳ “karşılıklı özlemek”, séġinmaḳ “özlemek,
hasret çekmek”, séġinip ketmek “özlemek”, yersirimek “vatan özlemini
çekmek”, zar bolmaḳ “özlemek, hasretini çekmek”, zar ḳilmaḳ “özletmek”.
B.1.1.4. Umut, Ümit Bildiren Fiiller
ümit baġlimaḳ “ümit bağlamak”, ümit ḳilmaḳ “ümit etmek”,
ümitlendürmek “ümitlendirmek”, ümitvar bolmaḳ “ümitli olmak”.
B.1.1.5. Cesaret Bildiren İlgili Fiiller
baturlanmaḳ “kabadayılık satmak; kendi kendini yüreklendirmek”,
batursinmaḳ “bkz. baturlanmaḳ”, casaret ḳilmaḳ “cesaret etmek”, cesürlik
körsetmek “cesurluk etmek”, cür’et ḳilmaḳ “cüret etmek”, cür’etlendürmek
“cüretlendirmek”, ġeyretlendürmek “cesaretlendirmek”, ġeyretlenmek
“cesaretlenmek”, mertlik körsetmek “mertlik göstermek”.
B.1.1.6. Teskin ve Sakinleşme Bildiren Fiiller
avumaḳ “teselli olmak”, avunmaḳ “avunmak, sevinmek, teselli
olmak”, avutmaḳ “avutmak, teselli etmek”, bezlimek “teskin etmek,
yatıştırmak, dindirmek”, bésiḳmaḳ “susmak, sakinleşmek”, xatircem ḳilmak
“teskin etmek, yatıştırmak”, juvaşlanmaḳ “sakinleşmek, uslanmak, yumuşak
başlı olmak”, juvaşlatmaḳ “yatıştırmak, yavaşlatmak”, juvaşlimaḳ
“sakinleşmek, uslu olmak, yumuşak olmak”, mékilimek “teselli vermek,
avutmak, sevindirmek”, ovutmaḳ “avutmak, teskin etmek”, sékinleşmek
“sakinleşmek, yavaşlamak”, sékinletmek “sessiz hâle getirmek,
yavaşlatmak”, tesella vermek “teselli etmek”, teskin bermek “teskin etmek”,
tinçimak “teselli bulmak, avunmak, sevinmek, içi açılmak, sakinleşmek”,
173
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
tindurmaḳ “teskin etmek, yatıştırmak, dindirmek, sakinleştirmek”, tiniḳmaḳ
“dinlenmek, sakinleşmek”, tiniḳ turmaḳ “dinlendirmek, sakinleştirmek”,
tinim tapmaḳ “rahatlamak”, tinmaḳ “avunmak, teskin olmak, rahat etmek”,
yupanmaḳ “avunmak”, yupatmaḳ “1. teselli vermek, avutmak. 2. yatıştırmak,
teskin etmek”.
B.1.1.7. Bağışlama Bildiren Fiiller
ayiġiġa jiḳilmaḳ “af dilemek, elini öpmek”, epu etmek “affetmek”, epu
sorumaḳ “af dilemek”, kéçirim sorimaḳ “af dilemek”, kéçirmek “affetmek”,
keçmek “bağışlamak”, keçtürmek “bağışlatmak”.
B.1.1.8. Coşku ve Heyecan Bildiren Fiiller
cevlan ḳilmaḳ “harekete geçmek; coşmak”, cuşḳunlimaḳ “coşmak,
coşkunlaşmak”, hayacanġa kelmek “heyecanlanmak”, hayacanlanmaḳ
“heyecanlanmak”, ḳanatlanmaḳ “coşmak”, ḳaynap ketmek “coşmak”, ḳéḳas
salmaḳ “bağırmak, çığlık atmak”, ḳizimaḳ “coşmak”, ḳizitmaḳ “coşturmak,
neşelendirmek”, yélincimaḳ “tutuşmak, alevlenmek, coşmak”.
B.1.1.9. Sevinç, Neşe, Mutluluk, Memnuniyet Bildiren Fiiller
aġzi ḳuluġiñġa yetmek “ağzı kulağına yetmek, çok memnun olmak”,
çaġ etmek “sevindirmek, memnun etmek”, érmek ḳilmaḳ “eğlenmek”, xuşal
ḳilmaḳ “memnun etmek”, xuşal bolmaḳ “memnun olmak”, xuşlimaḳ
“sevmek, sevindirmek”, xuşlanmaḳ “sevinmek, hoşnut olmak”, keyplenmek
“keyiflenmek, neşelenmek, hoşlanmak”, köñül kötermek “eğlenmek,
neşelenmek”, köñülni hoş ḳilmaḳ “sevinmek; hoşlanmak”, köñül almaḳ
“sevindirmek”, köñül açmaḳ “eğlenmek, neşelenmek”, memnun bolmaḳ
“memnun olmak”, memnun ḳilmaḳ “memnun etmek”, oynap külmek
“oynayıp gülmek, eğlenmek”, rohlandurmaḳ “moralini yükseltmek”,
rohlanmaḳ “neşelenmek, canlanmak”, süyündürmek “sevindirmek”,
süyünmek “sevinmek”, süyünüşmek “beraber sevinmek”, şad bolmaḳ
“sevinmek”, şad etmek “memnun etmek, sevindirmek”, şadlandurmaḳ
“neşelendirmek”, şadlanmaḳ “neşelenmek, sevinmek, memnun olmak”,
şadman bolmaḳ “neşeli olmak, sevinmek”, zoxlandurmaḳ “memnun etmek,
sevindirmek”, zoxlanmaḳ “memnun olmak, sevinmek”.
B.1.1.10. Güven Bildiren Fiiller
çünpütmek “güvenmek, inanmak, itimat etmek”, işenmek “inanmak,
güvenmek”.
B.1.1.11. Saygı, Hürmet Bildiren Fiiller
etivarġa almaḳ “değer vermek”, etivar bermek “önem vermek”,
etivarlimaḳ “saygı göstermek, hürmet etmek, değer vermek”, hörmet
174
Levent DOĞAN
körsetmek “saygı göstermek”, hörmetlimek “saygı göstermek”, izzet kilmak
“saygı göstermek”, mensitmek “saymak, itibar etmek”.
B.1.1.12. Hayranlık, Beğenme, Yüceltme ve Takdir Bildiren
Fiiller
alḳişlar éytmaḳ “övmek, övgüler söylemek”, dañlimaḳ “övmek,
methetmek”, heyran bolmaḳ “hayran olmak”, iltipat körsetmek “iltifat
etmek”, köñülçimek “takdirle muamele etmek, beğenmek”, maxtaşmaḳ
“karşılıklı övmek, hep beraber takdir etmek”, maxtimaḳ “övmek, takdir
etmek”, maxtivetmek “övmek”, maḳullimaḳ “takdir etmek, onamak, tasvip
etmek”, mayil bolmaḳ “mail olmak”, medhilenmek “methedilmek”,
medhilimek “methetmek, övmek”, meptün bolmaḳ “hayran olmak,
büyülenmek”, sena éytmaḳ “övmek, methetmek”.
B.1.1.13. Huzur, Sakinlik, Rahatlama Bildiren Fiiller
aram almaḳ “dinlenmek; rahatlamak”, erkinlimek “özgürlük
hissetmek; rahatlamak”, xatircemlenmek “emin olmak, rahatlamak, sakin
olmak”, hözür ḳilmaḳ “rahatlamak”, hözürlenmek “ferahlık duymak,
dinlenmek, rahatlamak”, rahetlendürmek “rahat ettirmek, huzur vermek,
zevklendirmek”, rahetlenmek “rahatlanmak”, sergimek “kendini iyi
hissetmek, hafiflemek, rahatlamak”, şük turmaḳ “sakin olmak”, şük bolmaḳ
“sakin olmak”, téç bolmaḳ “sakin olmak”, téçlanmaḳ “rahatlamak, huzura
kavuşmak, emin olmak”, téçliḳ bermek “rahatlatmak, huzura kavuşturmak”,
yayratmaḳ “özgür bırakmak, rahatlatmak”, yayrimaḳ “özgür olmak,
rahatlamak”.
B.1.1.14. Arzu, İstek Bildiren Fiiller
arzu ḳilmaḳ “arzu etmek”, arzulimaḳ “arzu etmek, istemek”,
hepileşmek “elde etmeye çalışmak, rica etmek, yalvarmak”, heveslendürmek
“heveslendirmek; istek uyandırmak”, heveslenmek “heveslenmek, istek
hissetmek”, heves ḳilmaḳ “istemek”, xahlimaḳ “bk. xalimaḳ”, xalimaḳ
“istemek”, köñül tartmaḳ “arzu etmek, istemek”, ötünmek “istemek, dilemek,
rica etmek”, tilimek “dilemek, istemek”.
B.1.2. Olumsuz Duygu Fiilleri
Olumsuz duygular, olumlu duyguların zıddını oluşturur. Bunlar,
olumlu duyguların aksine kişiyi rahatsız ve huzursuz eden, kişinin yaşamını
ve diğer insanlarla olan ilişkisini negatif yönde etkileyerek hayattan alınan
zevki önemli ölçüde düşüren duygulardır. Nefret, öfke, üzüntü, mutsuzluk,
bencillik, kıskançlık, korku, şüphe, usanç bu duygulardan bazılarıdır.
Olumsuz duyguların insan üzerinde yıpratıcı ve yıkıcı etkileri vardır. Bunda
bu duyguların yaşanma sıklığının ve yoğunluğunun da önemi bulunur. Zira
aynı olumsuz duygunun tekrarı ve şiddeti hem psikolojik hem de fizyolojik
175
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
açıdan rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Bu da olumsuz duygularla başa
çıkmanın her zaman ve herkes için mümkün ve kolay olmadığını
göstermektedir. Ayrıca daha önce yaşanmamış, beklenmedik
olumsuzlukların insan için daha sarsıcı olduğu bilinmektedir.
Olumsuz duyguların kaynağını kişisel meseleler (aile içi sorunlar,
maddiyat, iş ve arkadaş gibi sosyal çevredeki anlaşmazlıklar ile stres vb.)
oluşturabileceği gibi insan elinde olmayan sel ve deprem benzeri doğa
olayları da oluşturabilir. Dolayısıyla herhangi bir felakete, kişi veya nesne
kaybına, gerginlik ve anlaşmazlığa yol açan büyük veya küçük her durum ya
da olay olumsuz duyguları meydana getirmektedir. Bunlardan başka değişik
pek çok etken de farklı farklı olumsuz duygular ortaya çıkarmaktadır.
Hayatımızı kötü yönde etkileyen bu duygu hareketleri ise olumsuz duygu
fiilleri olarak adlandırılmaktadır. Bu bölümde Uygur Türklerinin olumsuz
duyguları ifade etmede kullandıkları fiiller konu alanlarına göre
sınıflandırılarak gösterilmeye çalışılmıştır. Bunun sonucunda 19 başlık
oluşturulmuştur.
B.1.2.1. Üzüntü, Pişmanlık, Acı, Azap ve Yas Bildiren Fiiller
azap çekmek “çile çekmek”, aza tutmaḳ “yas tutmak”, azar tartmaḳ
“eziyet çekmek”, azaplimaḳ “çile çektirmek”, bidimaġ bolmaḳ “üzüntülü
olmak, kederli olmak”, capa çekmek “cefa çekmek”, capa ḳilmaḳ “cefa
etmek”, capa tartmaḳ “cefa çekmek”, capalimaḳ “azap vermek, birine
çektirmek”, dert tartmaḳ “dert çekmek”, çiş paturmaḳ “sızlatmak; üzmek,
zarar vermek”, çüşkünleşmek “kederlenmek, üzüntülü olmak, cesaretini
kaybetmek”, dert tartmaḳ “acı çekmek”, dertlenmek “dertlenmek”,
dertlendürmek “dertlendirmek”, “çinarliḳ bolup ketmek “acıklı bir hâle
düşüvermek”, éçinmaḳ “acınmak”, elem çekmek “azap çekmek, ıstırap
çekmek”, epsüslenmek “pişman olmak”, ġem basmaḳ “yeise kapılmak”, ġem
yémek “kederlenmek”, haza tutmaḳ “yas tutmak”, ġemnaḳ bolmaḳ “kederli
olmak”, ġemlenmek “gamlı olmak, dert çekmek”, xapa bolmaḳ
“kederlenmek”, xapa ḳilmaḳ “üzmek”, xapiliḳta ḳalmaḳ “kederli olmak”,
ḳan jiġlimaḳ “kan ağlamak”, ḳaxşatmaḳ “ezmek, sarsmak”, ḳaxşimaḳ
“ezilmek, perişan olmak”, köñülni yérim ḳilmaḳ “mahzun olmak, gamlı
olmak”, ḳara tutmaḳ “yas tutmak”, matem tutmaḳ “yas tutmak”, matemdar
bolmaḳ “yas tutma hâlinde olmak”, meyüs bolmaḳ “meyus olmak”,
meyüslenmek “umutsuzlanmak, meyus olmak”, muñlanmaḳ “hüzünlenmek,
duygulanmak, kederlenmek”, müsüvet tutmaḳ “yas tutmak”, nadamet
çekmek “pişman olmak”, öksünmek “kederlenmek, hüzünlü olmak”, pirak
otida yanmaḳ “ayrılık ateşi ile yanmak”, puşayman yémek “pişman olmak”,
rencimek “gönül kırılmak, üzülmek”, rencitmek “üzmek, gönlünü kırmak”,
sekpare bolmaḳ “ıstırap çekmek, azap çekmek”, tartḳuluḳ körmek “ıstırap
çekmek”, teessüp ḳilmaḳ “teessüf etmek”, teessüplenmek “esef duymak”,
tériḳmaḳ “düçar olmak, muzdarip olmak”, tova ḳilmaḳ “pişman olmak”,
176
Levent DOĞAN
vayvaylimaḳ “ah vah etmek”, zaxa bermek “üzmek”, zerde ḳilmaḳ “acı
söylemek, can yakıcı bir şekilde”
B.1.2.2. Öfke, Asabiyet, İnatçılık Bildiren Fiiller
aççiġini almaḳ “öfkesini çıkarmak”, aççiġlandurmaḳ “kızdırmak;
öfkelendirmek”,
aççiġlanmaḳ/aççiġlamaḳ
“kızmak;
öfkelenmek”,
aççiġlimaḳ/aççiġlaşmaḳ “darılmak, küsmek, kızmak”, bézeñliḳ ḳilmaḳ
“inatçılık etmek”, céle bolmaḳ “sinirlenmek”, céle ḳilmaḳ “sinirlendirmek”,
çéçilmaḳ “sinirlenmek, kızmak”, çişḳa tegmek “kızdırmak; rahatsız etmek,
sinirlendirmek”, derġezep bolmaḳ “öfkelenmek, hiddetlenmek”,
esiviyleşmek “asabileşmek, sinirlenmek”, eşeddileşmek “aşırı öfkelenmek”,
ġezeplendürmek “öfkelendirmek”, ġezeplenmek “öfkelenmek”, ġucunumaḳ
“sinirlenmek, kızmak, öfkelenmek, alınmak”, ġuduñşimaḳ “kavgalaşmak,
öfkelenmek, aksilik yapmak”, xirildatmaḳ “huylandırmak, kızdırmak”,
inciḳlimaḳ “inlemek, sinirlenmek”, julḳunmaḳ “öfkesinden patlamak, ateş
püskürmek”, öpkiletmek “kızdırmak, öfkelendirmek, darıltmak”, öpkilimek
“kızmak, öfkelenmek, darılmak”, ḳeherlenmek “kızmak, öfkelenmek,
hiddetlenmek”, ḳérişmaḳ “inat etmek, aksilik yapmak”, ḳozmaḳ
“sinirlenmek, kızmak, öfkelenmek, hiddetlenmek”, öcerlenmek “inat
etmek”, öcerliḳ ḳilmaḳ “inatçılık etmek”, öçektürmek “kızdırmak,
huylandırmak, rahatsız etmek”, öpke ḳilmaḳ “öfkelenmek”, térikmek
“kızmak, öfkelenmek”, tériktürmek “kızdırmak, öfkelendirmek”, tiklenmek
“diklenmek”, yavuzlanmaḳ “hiddetlenmek, hırslanmak”
B.1.2.3. Korku Bildiren Fiiller
çöçümek “ürkmek, korkmak”, çöçütmek “ürkütmek, korkutmak”,
çüçütmek “ürkütmek, korkutmak”, dehşet salmaḳ “dehşet salmak”,
déveylimek “tehdit etmek”, doḳ ḳilmaḳ “tehdit etmek, gözdağı vermek”,
doḳaslatmaḳ “tehdit etmek”, eymenmek “çekinmek”, hézi bolmaḳ
“sakınmak, korkmak”, hürkümek “ürkmek”, hürkütmek “ürkütmek”,
xeplimek “korkutmak, tehdit etmek”, ḳorḳmaḳ “korkmak”, ḳorḳutmaḳ
“korkutmak”, tehdit ḳilmaḳ “tehdit etmek”, tep tartmaḳ “biraz korkmak,
çekinmek”, ürkümek “ürkmek”, ürkütmek “ürkütmek”
B.1.2.4. Kin, Öç ve Nefret Bildiren Fiiller
adavet ḳilmaḳ “kin beslemek”, çiş ḳayrimaḳ “diş bilemek, kin
beslemek”,
düşmenleşmek
“düşmanlaşmak”,
düşmenleştürmek
“düşmanlaştırmak”, düşmenlik ḳilmaḳ “düşmanlık yapmak”, ent almaḳ “öç
almak, intikam almak”, intiḳam almaḳ “intikam almak”, nepret oḳumaḳ
“nefret
etmek”, nepretlenmek “nefretlenmek”,
nepretlendürmek
“nefretlendirmek”, öç almaḳ “öç almak”, öç körmek “nefret etmek, düşman
olmak”, öçlük ḳilmaḳ “düşmanlık hissi beslemek”, öpke saḳlimaḳ “kin
tutmak”, ḳestleşmek “birbirine düşman olmak, arası açılmak”, öçekimek
177
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
“darınmak, düşmanlaşmak”, öçekişmek “bkz. öçekimek”, yaman körmek
“nefret etmek, sevmemek”, yéġilimaḳ “birbirine düşman olmak”, zitlaşmaḳ
“düşmanlaşmak,
birbirine
düşman
kesilmek”,
zitlaşturmaḳ
“düşmanlaştırmak, birbirine düşürmek, hasım yapmak”
B.1.2.5. Tedirginlik, Endişe, Kaygı ve Telaş Bildiren Fiiller
alañlimaḳ “tereddüt etmek, telaşa düşmek”, biaram bolmaḳ “endişeli
olmak; rahatsız olmak”, endişe ḳilmaḳ “endişe etmek”, endişe salmaḳ
“endişelendirmek”, ġeşlenmek “rahatsız olmak, endişelenmek, telaşlanmak”,
ġipildimaḳ “endişe etmek, merak etmek”, ġulġula ḳilişmaḳ “telaşlanmak”,
havluḳmaḳ “1. koşuşmak. 2. telaşlanmak”, hoduḳmaḳ “telaşlanmak,
heyecanlanmak”, hoduḳturmaḳ: telaşlandırmak, heyecanlandırmak”,
holuḳmaḳ “telaşlanmak, acele etmek”, holuḳturmaḳ “şaşırtmak,
endişelendirmek,
korkutmak”,
xatircemsizlenmek
“telaşlanmak,
endişelenmek, emin olamamak”, xavatir bolmaḳ “endişelenmek”,
xevplenmek “tehlike hissetmek, endişelenmek”, ḳayġuġa çökmek
“kaygılanmak”, ḳayġu tartmaḳ “kaygı çekmek”, ḳayġulandurmaḳ
“kaygılandırmak”,
ḳayġulanmaḳ
“kaygılanmak”,
ḳayġurmaḳ
“kaygılanmak”, omsurun bolmaḳ “telaşlanmak”. omsurun ḳilmaḳ “telaşa
düşürmek”, şaşmaḳ “acele etmek, telaşlanmak, şaşırmak”, şaşturmaḳ “acele
ettirmek, sıkıştırmak”, şéşildurmaḳ “acele ettirmek, sıkıştırmak, şaşırtmak”,
şéşilmaḳ “acele etmek, şaşırmak”, şumlanmaḳ “heyecanlanmak,
telaşlanmak, tedirgin olmak, oynak olmak”, tereddütlenmek “endişelenmek,
kaygılanmak”, teşvişke salmaḳ “endişelendirmek”, teşvişke çüşmek
“endişelenmek, tereddüt etmek”, teşvişlendürmek “endişelendirmek”,
teşvişlenmek “endişelenmek”, tére-pireñ bolmaḳ “telaşa kapılmak, birbirine
girmek”, vayimlanmaḳ “kaygılanmak, endişelenmek”
B.1.2.6. Utanma ve Küçük Düşme Bildiren Fiiller
ar almaḳ “utanmak, mahcup olmak”, ar körmek “utanmak”, arlanmaḳ
“utanmak, gururu kırılmak”, çimildimaḳ “utanmak, çekinmek”, xicalet
bolmaḳ “utanmak, sıkılmak”, xicalet tartmaḳ “utanmak”, xicil bolmaḳ
“utanmak”, xicil ḳilmaḳ “utandırmak”, xorlanmaḳ “rezil olmak, hakaret
edilmek”, iza tartmaḳ “utanmak”, iza tartḳuzmaḳ “utandırmak”, ḳizarmaḳ
“utanmak”, ḳizartivetmek “utandırıvermek, yüzünü kızartıvermek”,
ḳizartmaḳ “utandırmak”, ḳorunmaḳ “çekinmek, sıkılmak”, let bolmaḳ
“becerememek, düşmek, mahcup duruma düşmek”, yerge ḳaratmaḳ
“utandırmak, yüzünü kızartmak”, yerge ḳarimaḳ “utanmak, yüzünü
kızarmak”, nomuslanmaḳ:“utanmak, mahcup olmak, yüzü kızarmak”,
pesleşmek “rezil olmak, namussuz olmak”, resva bolmaḳ “rezil olmak”,
tartinçaḳliḳ ḳilmaḳ “utangaçlık etmek”, tartinmaḳ “çekinmek, utanmak”,
uyaltmaḳ “utandırmak”, uyakmaḳ
“utanmak”, uyatḳa ḳaldurmaḳ
“utandırmak”, uyatḳa ḳalmaḳ “utanmak”, uyatmaḳ “utanmak”
178
Levent DOĞAN
B.1.2.7. Kırgınlık, Gücenme ve Küsme Bildiren Fiiller
arazlaşmaḳ “bozuşmak; araları açılmak”, arazlimaḳ “bozuşmak;
küsmek”, bézişmek “dargınlık; aralarının açılması; birbirinden uzaklaşmak”,
cémilimek “sitem etmek, ayıplamak, kınamak”, dilazar bolmaḳ “gönlü
kırılmak”, det ḳilmaḳ “sitem etmek”, köñül ḳalmaḳ “kırılmak, küsmek”,
köñülge almaḳ “incinmek, gücenmek, darılmak”, köñül aġritmaḳ “kırmak,
rencide etmek”, tene ḳilmaḳ “sitem etmek”, ümçeymek “eğrilmek, küsmek,
alınmak”, ümçeytmek “eğriltmek, küstürmek”, yamanlimaḳ “incinmek,
gücenmek, darılmak, gönlü kalmak”
B.1.2.8. Rahatsızlık, Huzursuzluk ve Keyifsizlik Bildiren Fiiller
béaram ḳilmaḳ “rahatsız etmek, huzursuz etmek”, dexli bermek
“engellemek, rahatsız etmek, güçlük çıkarmak”, mazisizlanmaḳ
“rahatsızlanmak, huzursuzlanmak”, iç puşurmaḳ “can sıkmak”,
rohsizlandurmak “moralini çökertmek, durgun hâle getirmek”, rohsizlanmaḳ
“ümidini kaybetmek, morali bozulmak”, téçsizlandurmaḳ “huzursuz etmek”,
téçsizlanmaḳ “huzursuzlanmak, tedirgin olmak”, téçsizlimaḳ “huzursuz
etmek, tedirgin etmek”
B.1.2.9. Sıkıntı Bildiren Fiiller
azar bermek “cebretmek, zorlamak”, cebir ḳilmaḳ “zulüm etmek”,
cebirlenmek “zorlanmak, zulüm görmek”, cebirlimek “zulüm etmek,
zorlamak”, çiñḳimaḳ “sıkıştırmak, zorlamak”, çoçḳiliḳ ḳilmaḳ “domuzluk
etmek; kötülük etmek; aksilik yapmak”, ḳiynaḳḳa salmaḳ “işkence etmek”,
ḳinalmaḳ “ıstırap çekmek, işkence görmek”, ḳiynaşmaḳ “birbirine eziyet
çektirmek, azap vermek”, ḳiynavetmek “ıstırap çektirmek, işkence etmek”,
ḳiynimaḳ “eziyet etmek, azap vermek, işkence etmek”, ḳiyin-ḳistaḳḳa almaḳ
“baskı altına almak, zorlamak”, mecbur bolmaḳ “mecbur olmak”,
mecburlimek “zorlamak”, müşeḳḳet çekmek “zorluk çekmek”,
müşeḳḳetlendürmek “zahmete sokmak, zahmete koymak”, müşeḳḳetlenmek
“zahmet çekmek”, müşeḳḳetlimek “zahmet vermek”, ziyan-zehmet körmek
“zarar ve zahmet görmek”, zulum tartmaḳ “zulüm görmek”
B.1.2.10. Tiksinme ve Beğenmeme Bildiren Fiiller
bezmek “soğumak”, hürpeymek “tiksinmek”, endikmek “titremek,
tiksinmek, nefesi boğulmak, heyecanlanmak, içler çekmek”, endiktürmek
“titretmek, tiksindirmek, heyecanlandırmak”, jirkenmek “iğrenmek”,
hürpeytmek “tiksindirmek”, jirkendürmek “iğrendirmek”, köñül sovumaḳ
“gönlü soğumak”, köñülge tegmek “rahatsız etmek, tiksindirmek”,
seskendürmek “tiksindirmek, iğrendirmek, bıktırmak”, seskenmek
“tiksinmek, iğrenmek, bıkmak, irkilmek”
179
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
B.1.2.11. Usanç Bildiren Fiiller
bezmek “bezmek, bıkmak, usanmak”, canġa tegmek “bıkmak,
usanmak, bezmek, can sıkmak”,
çaplaşmaḳ “yapışmak, sarılmak,
usandırmak”, kütüp zérikmek “beklemekten bıkmak”, canġa tegmek
“bıkmak, usanmak”, toyduruvetmek “bıktırmak, usandırmak”, toyup ketmek
“bıkmak, usanmak”, yaliḳmaḳ “canı sıkılmak, bıkmak”, yaliḳturmaḳ “canını
sıkmak, bıktırmak”, zérikmek “usanmak, bıkmak, sıkılmak”, zérikip ketmek
“usanmak”, zériktürmek “usandırmak, bıktırmak, bezdirmek”, zoruḳmaḳ
“yorulmak, usanmak, bitkin hâle gelmek”
B.1.2.12. Kibir, Büyüklük, Gurur ve Övünme Bildiren Fiiller
béşi asmanġa yetmek “çok gururlanmak”, çoñsinmaḳ “kurulmak,
çalımlı tavırlar almak, azamet taslamak”, davrañ ḳilmaḳ “başkaları duysun
diye isteyerek gürültülü övünmek veya övmek”, davrañ salmaḳ “duyurmak;
çağırmak; isteyerek sesli konuşmak; isteyerek sesli övünmek”, gédeymek
“kibirlenmek, gururlanmak”, ġodaymaḳ “kibirlenmek”, gururlanmaḳ
“çalımlı tavırlar almak”, köreñlimek “kibirlenmek”, maxtanmaḳ “övünmek”,
meġrurlanmaḳ “mağrurlanmak”, pexirlenmek “övünmek”, tekebburlanmak
“kibirlenmek”
B.1.2.13. Şüphe, Kuşku Bildiren Fiiller
guman ḳilmaḳ “şüphe etmek”, gumanda bolmaḳ “şüphelenmek”,
gumanlanmaḳ “şüphelenmek”, gumansirimaḳ “şüphelenmek”, xuduksirimaḳ
“şüphelenmek, vesveseye düşürmek”, şeklenmek “şüphe etmek,
şüphelenmek”, şüphe ḳozġimaḳ “şüphelendirmek”, şübhige çüşmek
“şüphelenmek”, şübhide ḳalmaḳ “şüphelenmek”, şübhilendürmek
“şüphelendirmek”, şübhilenmek “şüphelenmek”
B.1.2.14. Kıskançlık Bildiren Fiiller
heset ḳilmaḳ “haset etmek”, künçilik ḳilmaḳ “kıskançlık etmek”,
künlimek “kıskanmak, rekabet etmek”, ḳizġanmaḳ “kıskanmak, gıpta etmek,
haset etmek”, tarliḳ ḳilmaḳ “kıskanmak, imrenmek, haset etmek”
B.1.2.15. İhmal Edilme ve Aldırmazlık Bildiren Fiiller
ġériplanmaḳ “bkz. ġéripsinmaḳ”, ġéripsinmaḳ “yadırgamak, kendini
unutulmuş hissetmek, kendini ihmal edilmiş hissetmek”, xupsenmek
“aldırmamak, önemsememek”, sel ḳarimaḳ “umursamamak”
B.1.2.16. Aşağılama ve Aşağılanma Bildiren Fiiller
alilanmaḳ “hor görülmek; küçük düşürülmek”, alilimaḳ “hor görmek;
küçük düşürmek”, bözek bolmaḳ “ezik düşmek”, bözek ḳilmaḳ “ezmek, hor
görmek”, depsende ḳilmaḳ “çiğnemek, aşağılamak”, xarlanmaḳ “hor
görülmek, aşağılanmak”, xarlaşmaḳ “hor olmak, aşağılanmak”, xarlatmaḳ
180
Levent DOĞAN
“aşağılatmak, hor gördürmek”, xarliḳ körmek “hor görmek”, xarliḳ tarmaḳ
“hor olmak”, xarliḳḳa salmaḳ “hor duruma düşürmek”, xarlimaḳ “hor
görmek”, xorlimaḳ “hor görmek”, xor bolmaḳ “hor olmak”, xor ḳilmaḳ “hor
görmek; yıpratmak”, ḳaxşatmaḳ “ezmek, sarsmak”, kemsitilmek
“aşağılanmak, hor görülmek”, kemsitmek “aşağılamak, hor görmek”,
uvaḳsinmaḳ “küçümsenmek”
B.1.2.17. Değersizleşme ve İtibarsızlaşma Bildiren Fiiller
abroyini çüşürmek “itibarını alçaltmak, şahsiyetini zedelemek”,
abroyini tökmek “birinin saygınlığını düşürmek; küçük düşürmek;
baltalamak”, ayaḳ asti ḳilmaḳ “çiğnemek; ayaklar altına almak; küçük
düşürmek”, ḳimmitini yoḳatmaḳ “değerini kaybetmek”
B.1.2.18. Can Sıkıntısı Bildiren Fiiller
iç puşmaḳ “canı sıkılmak, içi sıkılmak”
B.1.2.19. Yalnızlık Bildiren Fiiller
jitimsirimaḳ “yalnız kalmak, kimsesizlik hâline düşmek”,
jitimsiratmaḳ “yalnızlığa itmek”, yalġuzsirimaḳ “yalnızlık çekmek,
yalnızlığın acısını çekmek”
B.1.3. Yansız (Nötr) Duygu Fiilleri
Duygular, olumlu ve olumsuz olabileceği gibi yansız ya da nötr de
olabilir. Bazı duygular ne olumlu ne de olumsuz bir durum bildirdiğinden bu
şekilde değerlendirilmektedir. Yansız (nötr) sayılan duygular fazla değildir.
Çalışmamızda; şaşkınlık, merak, kararsızlık, sessizlik ve suskunluk ifade
eden fiiller bu grup içerisinde yer almıştır.
B.1.3.1. Şaşkınlık Bildiren Fiiller
añraymaḳ “hayret içinde bakmak”, baş ḳatmaḳ “körlenmek, şaşıp
kalmak”, ecepsinmek “hayret etmek”, ecepke ḳaldurmaḳ “başkalarını
şaşırtmak”, hañ-tañ bolmaḳ “şaşakalmak, aklı durmak”, hañvaḳmaḳ “ağzını
açıp bakmak; şaşkın şaşkın bakmak”, heyrette ḳalmaḳ “hayret etmek”,
opulañ-topulañ bolup ketmek “şaşkınlığa düşmek”, opulañ-topulañ kilmak
“ortalığı karıştırmak, şaşkınlığa düşürmek”, serasime bolmaḳ “şaşkın bir
hâle gelmek”, serasimlanmaḳ “şaşkın bir hâle gelmek”, sersan bolmaḳ
“şaşkın hâle gelmek”, şa bolmaḳ “donakalmak”, tañ ḳalmaḳ “hayret etmek,
şaşmak”, teeccüp ḳilmaḳ “hayret etmek”, teeccüplendürmek “hayretler
içinde bırakmak”, temtirimek “şaşırmak, sersemlemek, şaşmak”, téñiḳimaḳ
“hayret etmek, şaşırmak”, téñirḳatmaḳ “hayret ettirmek, şaşırtmak”,
téñirḳimaḳ “hayret etmek, şaşırmak”, tiñirkimaḳ “hayret etmek, şaşırmak”
181
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
B.1.3.2. Merak Bildiren Fiiller
ġemxorluḳ ḳilmaḳ “merak etmek, düşünmek”, ġemlimek “tasarlamak,
merak
etmek”,
şevḳlendürmek
“meraklandırmak”,
şevḳlenmek
“meraklanmak”
B.1.3.3. Sessizlik ve Suskunluk Bildiren Fiiller
süḳüt ḳilmaḳ “susmak”
B.1.3.4. Kararsızlık Bildiren Fiiller
arisalda ḳalmaḳ “tereddüt etmek”, arisalda bolmaḳ “kararsız olmak”,
tereddütte ḳalmaḳ “tereddüt etmek”, tereddütlenmek “karar verememek”,
turaḳsizlanmaḳ “tereddüt etmek, değişmek”
B.1.4. Belli Bir Duygu Sonucu Ortaya Çıkan Eylemler
Bu bölümde; olumlu, olumsuz ve nötr olarak ayırdığımız çeşitli duygu
durumlarına bağlı olarak ortaya çıkan eylemleri ifade eden fiillere yer
verilmiştir. Bu eylemler; öfke, kızgınlık, üzüntü, kırgınlık, sıkıntı, korku,
nefret, utanç, özlem, şaşkınlık, sevinç, mutluluk ve sevgi gibi duyguların
fiziksel göstergelerini oluşturur. Kişi, ağlayarak üzüntüsünü, gülerek
mutluluk veya sevincini, sarılarak sevgisini, bağırıp azarlayarak öfke veya
kızgınlığını belli eder. Böylece fiziksel bir eyleme dönüşen duygular
dışarıdan görünür ve anlaşılır hâle gelir. Bunların örneklerini çoğaltmak
mümkündür. Ayrıca bir duygunun birden fazla göstergesi de olabilir. Söz
gelimi; öfke duygusu homurdanmak, azarlamak, beddua etmek, kaşlarını
çatmak, burnundan solumak gibi çeşitli göstergelere sahiptir.
Kısacası, bahsedilen şekildeki fiillerin her biri bir veya birden çok
duygu durumunu yansıttığı için çalışma kapsamına dâhil edilmiştir. Bunların
Uygur Türkçesi Sözlüğü’nde geçen örnekleri olumlu, olumsuz ve yansız
(nötr) şeklinde üç alt gruba ayrılarak verilmiştir.
B.1.4.1. Olumlu Eylemler
béġirġa basmaḳ “bağrına basmak”, çibilimek “sarmak, kucaklamak,
bağrına basmak”, hécaymaḳ “gülümsemek, tebessüm etmek”, hécaytmaḳ
“gülümsetmek, tebessüm ettirmek”, hircaymaḳ “bkz. hécaytmaḳ”, xitildimaḳ
“kahkaha atmak”, ilcaymaḳ “gülümsemek, tebessüm etmek”, külmek
“gülmek”, külümsirimek “gülümsemek”, ḳahḳahlimaḳ “kahkaha atmak”,
ḳaḳaxlaşmaḳ “gülüşmek”, ḳaḳaxlatmaḳ “güldürmek”, ḳaḳaxlimaḳ “kahkaha
atmak”, ḳuçaġlaşmaḳ “kucaklaşmak”, ḳuçaġlimaḳ “kucaklamak”, ḳuçmaḳ
“sarmak, kucaklamak”, tebessüm ḳilmaḳ “tebessüm etmek”
B.1.4.2. Olumsuz Eylemler
ayhaylimaḳ “bağırıp çağırmak, haykırmak”, alaymaḳ “sert bakmak”,
alaytmaḳ “bkz. alaymak”, bézermek “öfkeli bakmak”, bozlimaḳ “bağırmak;
182
Levent DOĞAN
hıçkırmak; ıstıraplı, hüzünlü ses”, cuġuldimaḳ “ürpermek”, çiyḳiratmaḳ
“bağırtmak, ağlatmak”, dekke bermek “azarlamak”, dekke yémek
“azarlanmak”, deşnem bermek “azarlamak”, deşnem yémek “azarlanmak”,
dik etmek “irkilmek”, domsarimaḳ “bkz. domsaymaḳ”, domsaymaḳ
“somurtmak, suratını asmak”, domsaytmaḳ “çatmak, kırışmak, surat asmak,
somurtmak”, ġalvirimaḳ “homurdanmak”, ġotuldimaḳ “homurdamak,
söylenmek”, ġuñşimaḳ “mırıldanmak, şikâyet etmek”, ġutuldimaḳ
“homurdanmak”, haḳaret ḳilmaḳ “hakaret etmek”, haḳaretlimek “hakaret
etmek”, hökürep/hökürüp jiġlimaḳ “hıçkırarak ağlamak”, xursunmaḳ “içler
çekmek, ahlar çekmek”, jiġlamsiratmaḳ “ağlamsı hâle getirmek”,
jiġlamsirimaḳ “ağlamsamak”, jiġlaşmaḳ “ağlaşmak”, jiġlatmaḳ “ağlatmak”,
jiġlimaḳ “ağlamak”, jiġlivetmek “ağlayıvermek”, ḳaxşimaḳ “ağlamak, çok
istemek, can atmak”, ḳaxşatmaḳ “ağlatmak, perişan etmek”, kakirimaḳ
“bağırmak, bağırarak ağlamak”, kotuldimaḳ “mırıldamak, homurdanmak”,
ḳapaḳ türmek “çatmak, surat asmak”, ḳapaḳ astidin ḳarimaḳ “kaş altından
bakmak”, ḳarġimaḳ “lanetlemek, beddua etmek”, kétip ḳalmaḳ “korkudan
donakalmak”, ḳiyildap jiġlimaḳ “bağırarak ağlamak”, tikilip ḳarimaḳ
“diklenerek bakmak”, lenet oḳumak “lanet okumak”, lenetlimek
“lanetlemek”, maşildimaḳ “sesli sesli burnundan solumak”, nale ḳilmaḳ
“feryat etmek”, nalet éytmaḳ “lanet etmek”, öksümek “hıçkırarak ağlamak,
hüngür hüngür ağlamak”, öksümek “hıçkırarak ağlamak; hüngür hüngür
ağlamak”, öñkürmek “hüngürdemek”, peryat ḳilmaḳ “feryat etmek”, piġan
çekmek “feryat etmek”, pitildimaḳ “bağırıp çağırmak”, silkiştürmek
“azarlamak, paylamak”, silkivetmek “haddini bildirmek”, silkip taşlimaḳ
“silkip atmak; haddini bildirmek”, sökmek “azarlamak, sövmek”, söktürmek
“azarlatmak, çekiştirmek, sövdürmek”, sökülmek “azarlanmak, sövülmek”,
söküşmek “beraber azarlamak, sövüşmek, azarlaşmak”, söküştürmek
“azarlatmak”, şermende bolmaḳ “yüzü kızarmak, ayıplanmak”, til tegdürmek
“hakaret etmek”, tillaşmaḳ “hakaretleşmek, birbirine küfür etmek”, tillimaḳ
“hakaret etmek, küfür etmek, azarlamak”, ḳapaḳ türmek “kaş çatmak”,
uplimaḳ “iç çekmek, ah çekmek”, ah urmaḳ “ah çekmek”, yamanlimaḳ
“kötülemek, lekelemek”, vañşimaḳ “keskin çığlıklar koparmak, ciyak ciyak
bağırmak”, vañşitmaḳ “keskin çığlıklar kopartmak, ciyak ciyak bağırtmak”,
vitiñlinmaḳ “homurdamak”, yiġlatmaḳ “ağlatmak”, yiġlimaḳ “bkz. jiġlimaḳ”,
yiġlamsirimaḳ “bkz. jiġlamsirimaḳ”, zar jiġlimaḳ “inleyerek ağlamak;
yürekten ağlamak”, zar kaxşimaḳ “sızlanmak, dert yanmak, şikâyet etmek”,
zarlanmaḳ “sızlanmak, dert yanmak, şikâyet etmek”, zarlatmaḳ “ah
çektirmek, zorlamak”, zarlimaḳ “sızlanmak, dert yanmak, şikâyet etmek, ah
çekmek”, ziñlaşmaḳ “çenilemek, ağlaşmak”
B.1.4.3. Yansız (Nötr) Eylemler
çekçeymek “gözlerini fal taşı gibi açmak”, çekçeytmek “gözlerini fal
taşı gibi açtırmak”, hömeymek “gözlerini fal taşı gibi açmak”
183
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
B.2.2. Yapı Bakımından Duygu Fiilleri
Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü’nden tespit edilen duygu fiilleri yapı
bakımından basit, türemiş ve birleşik fiiller olmak üzere üç ana başlıkta ele
alınmıştır.
B.2.1. Basit Yapıda Olanlar
Basit fiil, herhangi bir yapım eki almamış ve daha küçük anlamlı
ögelere bölünemeyen kök hâlindeki fiiller olarak tanımlanır. Bu fiiller
genellikle tek hecelidir. Ancak iki heceden meydana gelen örnekleri de
vardır. Uygur Türkçesinde tespit edilen duygu fiilleri içerisinde basit yapıda
olanlar çok fazla değildir.
bezmek “soğumak”, keçmek “bağışlamak”, ḳozmaḳ “sinirlenmek,
kızmak, öfkelenmek, hiddetlenmek”, süymek “sevmek”, tinmaḳ “avunmak,
teskin olmak, rahat etmek” vb.
B.2.2. Türemiş Yapıda Olanlar
Türemiş fiil, isim ya da fiil kök veya gövdelerine çeşitli görevdeki
yapım eklerinin eklenmesi suretiyle oluşmuş fiillere denir. Uygur
Türkçesinde yapım ekleri kullanılarak elde edilmiş, türemiş yapıda olan pek
çok duygu fiili vardır. Yapım eklerinin isme veya fiile gelmesine göre duygu
fiillerinin oluşumunda rol alan ekler aşağıdaki gibidir:
B.2.2.1. İsimden Fiil Yapım Ekleriyle Türetilmiş Duygu Fiilleri:
+la- , +le-: Türkçenin en işlek isimden fiil yapım eki olan bu ek ile
türetilmiş duygu fiillerine Yeni Uygur Türkçesinde çok sık rastlanır. Ek,
aslında bu sahada da +la- , +le- şeklindedir. Ancak Uygur Türkçesinde
sözcük ya da ek sonunda bulunan “a, e” ünlülerinden sonra ilk hecesi ünlü
ile başlayan bir ek geldiğinde söz konusu ünlüler “i” ye dönüşür. Bu sebeple
tespit edilen duygu fiilleri arasında ekin +li- şekline dönüşmüş hâline de
rastlanır. Yine bu ekin -n-, -t-, -ş- çatı ekleriyle kaynaşması sonucu ortaya
çıkan +lan-, +laş-, +lat- biçimleriyle oluşturulmuş duygu fiilleri de
mevcuttur.
Yeni Uygur Türkçesinde +la- , +le- eki ve türevleriyle oluşturulmuş
duygu fiillerine birkaç örnek şu şekildedir:
alañlimaḳ “tereddüt etmek, telaşa düşmek”, ardaḳlimaḳ “sevmek;
yüceltmek; şımartmak”, arzulimaḳ “arzu etmek, istemek”, azaplimaḳ “çile
çektirmek”, çüşkünleşmek “kederlenmek, üzüntülü olmak, cesaretini
kaybetmek”, dertlenmek “dertlenmek”, epsüslenmek “pişman olmak”,
eşeddileşmek “aşırı öfkelenmek”, ġeyretlenmek “cesaretlenmek”,
hayacanlanmaḳ “heyecanlamak”, xuşlimaḳ “sevmek, sevindirmek”,
xarlatmaḳ “aşağılatmak, hor gördürmek”, ḳeherlenmek “kızmak,
184
Levent DOĞAN
öfkelenmek, hiddetlenmek”,
darıltmak” vb.
öpkiletmek
“kızdırmak,
öfkelendirmek,
+sin-: Birleşik yapıda bir ek olan +sin- eki yaygın bir kullanıma sahip
değildir. Bünyesinde bu eki barındıran duygu fiillerinin genellikle olumsuz
anlamda olduğu görülmüştür. Yansız (nötr) olarak nitelediğimiz bir duygu
fiiline denk gelinmiştir.
ecepsinmek “hayret etmek”, égirsinmaḳ “ağır almak, ağır görmek,
rahatsız olmak, sıkıntı duymak”, uvaḳsinmaḳ “küçümsenmek” vb.
+sira-, +sire-: Çok işlek olmayan bu ekin olumsuz anlama sahip
duygu fiilleri türettiği görülmektedir.
gumansirimaḳ “şüphelenmek”, yalġuzsirimaḳ “yalnızlık çekmek,
yalnızlığın acısını çekmek”, yersirimek “vatan özlemini çekmek” vb.
+ra-, +re-: Bu ek, tek heceli isim köklerine gelerek öznenin hissettiği
veya içinde bulunduğu durumu ifade eden duygu fiilleri meydana getirmiştir.
Ancak örnekleri çok azdır.
añraymaḳ “hayret içinde bakmak”, yayrimaḳ “özgür olmak,
rahatlamak”
+şa-, +şe-: Yaygın olarak kullanılmayan bu ekle genellikle durum
(hareket) bildiren duygu fiilleri türetilmiştir.
ġuduñşimaḳ “kavgalaşmak, öfkelenmek, aksilik yapmak”, ġuñşimaḳ
“mırıldanmak, şikâyet etmek”, ḳaxşimaḳ “zayıflamak, ezilmek, perişan
olmak, ağlamak, çok istemek, can atmak”, vañşimaḳ “keskin çığlıklar
koparmak, ciyak ciyak bağırmak”
İsimden fiil türetmede kullanılan +a- /+e-; +ay- /+y-; +da- /+de- ve
+ḳ- /+k-; +ḳur- / +kür- ekleriyle oluşturulmuş diğer duygu fiilleri şunlardır:
ḳiynimaḳ “eziyet etmek, azap vermek, işkence etmek”, tilimek “dilemek,
istemek”, añraymaḳ “hayret içinde bakmak”, alaymaḳ “sert bakmak”,
ilcaymaḳ “gülümsemek, tebessüm etmek”, ġotuldimaḳ “homurdanmak,
söylenmek”,
pitildimaḳ “bağırıp çağırmak”; térikmek “kızmak,
öfkelenmek”, zoruḳmaḳ “yorulmak, usanmak, bitkin hâle gelmek”;
öñkürmek “hüngürdemek” vb. +da-, +de- ekinin Türkiye Türkçesinde
olduğu gibi Yeni Uygur Türkçesinde de yansımalı sesler üzerine gelerek
öfke, can sıkıntısı, kızgınlık gibi duyguların etkisi sonucu ortaya çıkan
birtakım fiiller türettiği görülmektedir.
B.2.2.2. Fiilden Fiil Yapım Ekleriyle Türetilmiş Duygu Fiilleri:
-t-: İşlevi ettirgen ve oldurgan fiiller türetmek olan bu ekin, hem
olumlu hem olumsuz anlama sahip duygu fiilleri kurduğu görülmektedir.
185
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
Ancak ekin daha çok olumsuz duyguları yansıtan fiiller üzerine eklendiği
göze çarpmaktadır.
çiyḳiratmaḳ “bağırtmak, ağlatmak”, çüçütmek “ürkütmek,
korkutmak”, domsaytmaḳ “çatmak, kırışmak, surat asmak, somurtmak”,
jiġlatmaḳ “ağlatmak”, ovutmaḳ “avutmak, teskin etmek”, rencitmek “üzmek,
gönlünü kırmak”, uyaltmaḳ “utandırmak”, yayratmaḳ “özgür bırakmak,
rahatlatmak” vb.
-n-: -n- dönüşlük ekinde hareketi gerçekleştiren ve gerçekleşen
hareketten etkilenen öznenin kendisi olduğundan bu ekle hem olumlu hem
olumsuz anlama sahip duygu fiilleri türetilir. Örneğin; sevinmek eyleminde
sevinme işini yapan ve bu işten etkilenen doğrudan kişinin kendisidir.
avunmaḳ “avunmak, sevinmek, teselli olmak”, éçinmaḳ “acınmak”,
süyünmek “sevinmek”, köyünmek “acımak, esef etmek, şefkat göstermek”,
öksünmek “kederlenmek, hüzünlü olmak” vb.
-dur-, -dür-, -tur- , -tür-: Ettirgenlik eklerinden biri olan bu ek,
oldurma ve yaptırma bildiren fiiller türetir. İşleklik sahası geniş bir ektir. Ek,
bazı fiillerde işlev kaymasına uğrayarak “bir şeye sebep olma ve olanak
sağlama” gibi işlevler üstlenmiştir (Korkmaz 2009: 126). Buna çalışmadaki
duygu fiillerinden ġezeplendürmek “öfkelendirmek”, holuḳturmaḳ
“şaşırtmak, endişelendirmek, korkutmak”, jirkendürmek “iğrendirmek”,
zériktürmek
“usandırmak,
bıktırmak,
bezdirmek”,
zitlaşturmaḳ
“düşmanlaştırmak, birbirine düşürmek, hasım yapmak” vb. fiiller örnek
verilebilir.
Bu ekle türetilmiş diğer duygu fiillerinden bazıları şunlardır:
rohlandurmaḳ “moralini yükseltmek”, süyündürmek “sevindirmek”,
şadlandurmaḳ
“neşelendirmek”,
tiniḳturmaḳ
“dinlendirmek,
sakinleştirmek”, zoxlandurmaḳ “memnun etmek, sevindirmek” vb.
-ş-: İşteş çatılı fiiller kuran bu ekin temel işlevi fiilin gösterdiği işin
karşılıklı ya da ortaklaşa olarak yapıldığını bildirmektir. Dolayısıyla -şekiyle kurulmuş duygu fiillerinde ifade edilen duyguların karşılıklı olması
durumu söz konusudur.
bézişmek “dargınlık; aralarının açılması; birbirinden uzaklaşmak”,
küyüşmek “karşılıklı âşık olmak”, maxtaşmaḳ “karşılıklı övmek, hep beraber
takdir etmek”, öçekişmek “darınmak, düşmanlaşmak”, süyünüşmek
“sevinişmek, beraber sevinmek” vb.
-msira-, -msire-: Birleşik yapıda bir ek olan -msira, fiilin gösterdiği
harekette azalma olduğunu ifade eder. Ekin çalışma kapsamında üzüntü ve
mutluluk duygularının fiziksel göstergesi olarak ortaya çıkan gülümsemek
ve ağlamak anlamındaki duygu fiillerine eklendiği görülmüştür.
186
Levent DOĞAN
jiġlamsirimaḳ “ağlamaklı olmak”, külümsirimek “gülümsemek”,
yiġlamsirimaḳ “bkz. jiġlamsirimaḳ”
-ir-, -ır-: Ettirgen çatılı fiiller kuran bu ekle türetilmiş duygu fiilleri
fazla değildir.
kéçirmek “affetmek”, ḳizarmaḳ “utanmak”
B.2.3. Birleşik Fiil Yapısında Olanlar
Yeni Uygur Türkçesinde duygu fiillerinin önemli bir kısmı da birleşik
fiil yapısındadır. Bu yapıdaki fiiller, isim+yardımcı fiil yapısında olanlar,
fiil+yardımcı fiil yapısında olanlar ve anlamca kaynaşmış (deyimleşmiş)
yapıda olanlar şeklinde üç ana grupta ele alınmıştır.
B.2.3.1. İsim+Yardımcı Fiil Yapısında Olanlar
Bu gruba giren duygu fiilleri; bir isim ile bol-, ḳil-, kal-, et-, ber-, al-,
kel-, kör-, körset-, tart- gibi yardımcı fiillerin birleşmesi sonucu kurulmuştur.
Söz konusu yardımcı fiiller herhangi bir duyguyu belirten isimler üzerine
eklenmiştir. Duyguların eyleme dönüştürülmesinde bol- ve ḳil- yardımcı
fiillerinin daha çok kullanıldığı görülmüştür. Bu yolla oluşmuş duygu
fiillerinin sayısı oldukça fazladır. Burada örnek olması açısından sadece
birkaçına yer verilmiştir.
adavet ḳilmaḳ “kin beslemek”, amraḳ körmek “sevmek”, béaram
ḳilmaḳ “rahatsız etmek, huzursuz etmek”, dekke bermek “azarlamak”,
derġezep bolmaḳ “öfkelenmek, hiddetlenmek”, ent almaḳ “öç almak, intikam
almak”, epu etmek “affetmek”, guman ḳilmaḳ “şüphe etmek”, hayacanġa
kelmek “heyecanlanmak”, heyrette ḳalmaḳ “hayret etmek”, xicalet tartmaḳ
“utanmak”, merhimet ḳilmaḳ “merhamet etmek, acımak” vb.
Bu gruptaki duygu fiilleri arasında dikkatimizi çeken husus aynı ismin
hem bol- hem de ḳil- yardımcı fiilini almış iki ayrı şeklinin bulunmasıdır. Bu
iki şeklin arasında ise işlev farkı vardır. Buna göre bahsedilen örnekler
bağlamında, bol- yardımcı fiiliyle oluşturulan birleşik fiillerin dönüşlülük,
ḳil- yardımcı fiiliyle oluşturulan birleşik fiillerin ettirgenlik bildirdiği
görülmektedir. Céle bolmaḳ örneğinde sinirlenme işini yapan ve bundan
etkilenen aynı kişidir. Céle ḳilmaḳ örneğinde ise sinirlendirme işi başkası
tarafından yapılmakta veya yaptırılmakta ve bundan etkilenen kişi farklı
olmaktadır.
céle bolmaḳ “sinirlenmek”, céle ḳilmaḳ “sinirlendirmek”; xapa
bolmaḳ “kederlenmek”, xapa ḳilmaḳ “üzmek”; xicil bolmaḳ “utanmak”, xicil
ḳilmaḳ “utandırmak”; xor bolmaḳ “hor olmak”, xor ḳilmaḳ “hor görmek;
yıpratmak”; xuşal ḳilmaḳ “memnun etmek”, xuşal bolmaḳ “memnun olmak”
vb.
187
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
B.2.3.2. Fiil+Yardımcı Fiil Yapısında Olanlar
Duygu fiillerinin bir kısmı zarf-fiil almış bir esas fiil ile bir yardımcı
fiilin birleşmesinden oluşur. Fakat bunlara isim+yardımcı fiil şeklinde
kurulanlara göre daha az rastlanır. Bu gruba giren fiillerin bir bölüğünü esas
fiile -a/-e veya -p zarf-fiilin eklenmesinden sonra ver- ya da ber- yardımcı
fiilinin getirilmesiyle teşkil edilen ve tezlik fiili olarak adlandırılan fiiller
oluşturur: jiġlivetmek “ağlayıvermek”, ḳizartivetmek “utandırıvermek,
yüzünü kızartıvermek”, toyduruvetmek “bıktırmak, usandırmak” vb.
Bir bölüğünü ise -p zarf-fiil ekli asıl fiil ile ḳal- ve ket- yardımcı
fiilleriyle kurulmuş fiiller meydana getirir: ḳaynap ketmek “coşmak”, kétip
ḳalmaḳ “korkudan donakalmak”, séġinip ketmek “özlemek”, toyup ketmek
“bıkmak, usanmak” vb. Ayrıca “çarçap ketmek “yoruluvermek” örneğinde
ket- yardımcı fiilinin esas fiile tezlik anlamı kattığı görülmektedir.
Bunların dışında iki farklı fiilin bir araya gelmesi sonucu oluşan duygu
fiilleri de tespit edilmiştir. Yine bu fiillerde de birinci unsurun -p zarf-fiil
ekini aldığı görülmüştür: hökürep/hökürüp jiġlimaḳ “hıçkırarak ağlamak”,
ḳiyildap jiġlimaḳ “bağırarak ağlamak”, kütüp zérikmek “beklemekten
bıkmak”, oynap külmek “oynayıp gülmek, eğlenmek” vb.
B.2.3.3. Anlamca Kaynaşmış (Deyimleşmiş) Yapıda Olanlar
Tespit edilen duygu fiilleri arasında şekilce ve anlamca kaynaşarak
deyim niteliği kazanan birleşik yapıda fiiller de yer almaktadır. Bu birleşik
fiiller, bir veya birden fazla isim unsuru ile bir esas fiilin birleşerek
kalıplaşmasından meydana gelir. Zeynep Korkmaz (2009: 153), bu açıdan
anlamca kaynaşmış (deyimleşmiş) birleşik fiilleri yapı bakımından “tek
ögeli, iki ögeli ve üç ögeli kalıplaşmış birleşik fiiller” olarak üçe ayırmıştır.
Çalışmamızda yer alan anlamca kaynaşmış veya deyimleşmiş duygu fiilleri
de aynı şekilde incelenmiştir.
B.2.3.1. Tek ögeli kalıplaşmış birleşik fiiller
baş ḳatmaḳ “körlenmek, şaşıp kalmak”, béġirġa basmaḳ “bağrına
basmak”, çiş paturmaḳ “sızlatmak; üzmek, zarar vermek”, çişḳa tegmek
“kızdırmak; rahatsız etmek, sinirlendirmek”, ġem yémek “kederlenmek”, iç
küymek “acımak, merhamet etmek”, ḳan jiġlimaḳ “kan ağlamak”, nepret
oḳumaḳ “nefret etmek”, öpke saḳlimaḳ “kin tutmak” vb.
B.2.3.2. İki ögeli kalıplaşmış birleşik fiiller
aġzi ḳuluġiñġa yetmek “ağzı kulağına yetmek, çok memnun olmak”,
ḳiyin-ḳistaḳḳa almaḳ “baskı altına almak, zorlamak”, köñülni yérim ḳilmaḳ
“mahzun olmak, gamlı olmak”, köñülni hoş ḳilmaḳ “sevinmek, hoşlanmak”,
opulañ-topulañ bolup ketmek “şaşkınlığa düşmek”
188
Levent DOĞAN
B.2.3.3. Üç ögeli kalıplaşmış birleşik fiiller
Çalışmada kullanılan sözlükteki duygu fiilleri arasında örneğine
rastlanmamıştır.
Sonuç
Bu çalışmada Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü’nden tespit edilen duygu
fiilleri önce anlam sonra yapı bakımından incelenmiştir. İnceleme sonucunda
ulaşılan bulgular aşağıda özetlenmiştir. Söz konusu kaynakta geçen duygu
ifade eden fiiller, anlam bakımından dört ana başlık altında
değerlendirilmiştir. Bu fiillerin başlıklar içerisindeki dağılımına ilişkin
sayısal veriler şöyledir:
Tablo 1: Anlam Bakımından Duygu Fiillerinin Başlıklara Göre Dağılımı2
Başlıklar
Toplam
Olumlu Duygu Fiilleri
173
Olumsuz Duygu Fiilleri
313
Yansız (Nötr) Duygu Fiilleri
31
Belli Bir Duygu Sonucu Ortaya Çıkan Eylemler
99
Toplam Sayı
616
Yukarıdaki sayısal veri tablosuna göre, Uygur Türkçesinde olumsuz
duyguları yansıtan fiillerin diğer nitelikteki duyguları yansıtan fiillere oranla
daha fazla olması dikkati çekmektedir. Bu durum günlük hayatımızda
olumsuz duyguları olumlu duygulardan genellikle daha sık yaşamamızdan
ve bunların dışarıya yansıtılmak istenmesinden kaynaklanabilir. Bu
sebeplerin de dilde olumsuz duygulara dair sözcüklerin çeşitlenmesine yol
açmış olabileceği düşünülebilir. Ancak söz konusu sözcük çeşitliliği her
olumsuz duygu için geçerli değildir. Bununla beraber N. Voltan Acar,
olumsuz duyguların olumlu olanlardan daha kapsamlı bir biçimde ifade
edilmesinin Türk kültürüne özgü bir özellik olduğunu düşünür. VoltanAcar’a göre kültürümüzde olumlu duyguları bildiren sözcükler olumsuz
duyguları bildirenlere kıyasla oldukça azdır. Benzer durum Uygur
Türkçesinde de gözlenmektedir. Voltan-Acar, bunu Türk kültüründe olumlu
Tablo 1’in toplam sayısının Tablo 2’nin toplam sayısından yüksek olması, bazı fiillerin birden
fazla duygu (çok anlamlılık) bildirmesinden ve dolayısıyla anlam bakımından birden fazla başlığa
dâhil olmasından ileri gelir. İki farklı duyguyu ifade eden fiil sayısı beştir. Bu fiiller farklı
anlamlarıyla dâhil oldukları başlıklar içerisinde değerlendirilmiştir.
2
189
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
duyguların ifadesinin çok zor olmasına bağlar. Buna karşılık olumsuz
duyguları betimlemede Türk dilinin oldukça zengin olduğunu ifade eder.
Fakat bunun gibi durumların Türk dilinden başka dillerde de görüldüğü ifade
edilmektedir (Hirik, 2018: 70).
Uygur Türkçesinde olumsuz duyguları bildiren fiiller arasında ise
sırasıyla üzüntü, pişmanlık, acı, azap ve yas (53); öfke, asabiyet, inatçılık,
(34); tedirginlik, endişe ve telaş (34); utanma ve küçük düşme (28); kin ve
nefret (21); sıkıntı (20); aşağılama ve aşağılanma (19) ve korku (18)
duygularına ilişkin fiiller çeşitlilik göstermektedir. Olumsuz değere sahip
duygular ve oranları dilden dile hatta lehçeden lehçeye değişebilmektedir.
Bazılarında farklı olumsuz duygular daha fazla sözcükle ifade edilmektedir.
Ancak olumsuz duygulardan kimisinin hemen hemen her dil ve lehçede
geniş bir sözcük repertuvarına sahip olduğu gözlenmektedir. Örneğin, öfke
ve üzüntü ifade eden fiillerin Gagauz Türkçesi (Doğan ve Erdin, 2021),
Kırgız Türkçesi (Özeren ve Alan, 2018) ve Türkmen Türkçesinde (Şahin,
2012) olduğu gibi Uygur Türkçesinde de daha çeşitli olduğu görülmektedir.
Bu sahada olumlu duygu değeri taşıdığı tespit edilen 173 fiil, on beş
grupta ele alınmıştır. Bunlar içerisinde en çok fiilin bulunduğu gruplar;
sevinç, neşe, mutluluk, memnuniyet (27); sevgi ve haz (24); teskin ve
sakinleşme (23); huzur, sakinlik, rahatlama (15); hayranlık, beğenme,
yüceltme, takdir (14) ve özlem (12) bildiren fiiller olarak belirlenmiştir.
Ortaya çıkan bu tabloya göre, temel duygulardan biri kabul edilen mutluluk
duygusuna ilişkin fiillerin Uygur Türkçesinde yaygın olduğu görülmektedir.
Bunu sevgi ve hoşlanmayla ilgili fiillerin takip etmesi, Uygur Türklerinde
sevmeye ve sevilmeye verilen değeri gösterir. Zira sevgi duygusu hem
bireyler hem de gruplar (toplumlar, aile vb.) arasında önemli ve birleştirici
bir rol oynar. Dostluk, arkadaşlık gibi insana ve doğaya ait pek çok ilişkinin
temelinde sevgi vardır. Aile gibi önemli bir kurumun ortaya çıkmasında da
sevginin etkisi büyüktür. Sevgi, hayatın daha anlamlı ve yaşanılır kılınması
için gerekli duygulardandır. İnsan hayatında bu denli öneme sahip bir
duygunun Uygur kültüründeki yeri de dilde kendisini göstermektedir.
Hissedilen pek çok duygu içerisinde bazı duygular ise nötr duygu
değerine sahiptir. Yani ne olumlu ne de olumsuz olarak nitelenebilmektedir.
Çalışmamızda bu başlık içerisinde dört grup (şaşkınlık, merak, kararsızlık,
sessizlik ve suskunluk) yer almıştır. Bu gruplardan en çok şaşkınlık (21), en
az sessizlik ve suskunluk (1) bildiren fiillerin kullanıldığı görülmüştür.
Çalışmada, Yeni Uygur Türkçesinde olumlu, olumsuz ve nötr değere
sahip duyguların fiziksel göstergelerini yansıtan fiiller ayrıca gösterilmiştir.
Anlam bakımından duygu fiilleri kısmının son başlığını oluşturan bu fiziksel
göstergelerin bir ya da birden fazla duyguyla doğrudan veya dolaylı olarak
ilintili olduğu görülür. Bunlar, bazen istemli bazen de istemsiz olarak çeşitli
190
Levent DOĞAN
şekillerde dışa vurulan duyguların belirteçleri sayılmaktadır. Bu özellikte
olan 99 fiil çalışmadaki ilgili başlık altında olumlu, olumsuz ve nötr eylemler
şeklinde gruplandırılarak verilmiştir. Bu grup içerisinde de olumsuz
duygulara özgü eylemlerin diğer ikisine göre oldukça fazla olduğu
görülmüştür. Bunların sayısal dağılımı ise olumlu eylem 17, olumsuz eylem
80, nötr eylem 2 olarak belirlenmiştir.
Yeni Uygur Türkçesindeki duygu fiilleri yapı bakımında da ele
alınmıştır. Bu fiillerin yapısıyla ilgili sayısal veri tablosu aşağıda
sunulmuştur.
Tablo 2: Yapı Bakımından Duygu Fiillerinin Başlıklara Göre Dağılımı
Başlık
Sayı
A. Basit yapıda olanlar
23
B. Türemiş yapıda olanlar
318
C. Birleşik yapıda olanlar
270
C.1. İsim+yardımcı fiil yapısında olanlar
205
C.2. Fiil+yardımcı fiil yapısında olanlar
19
C.3. Anlamca kaynaşmış (deyimleşmiş) 46
yapıda olanlar
Toplam Sayı
611
Tabloya göre Uygur Türkçesi Sözlüğü’ndeki duygu fiillerinin yapısı
değerlendirildiğinde; bir yapım ekiyle türetilmiş duygu fiilleri toplam
sayının büyük bir bölümünü teşkil etmektedir. Bunu birleşik yapıdaki fiiller
izlemektedir. Birleşik fiillerin önemli bir kısmını isim+yardımcı fiil
yapısında olanlar oluşturmaktadır. Anlamca kaynaşmış duygu fiilleri de
azımsanmayacak miktardadır. Basit yapıdaki duygu fiillerinin ise türemiş ve
birleşik yapıdakilere oranla oldukça az sayıda olduğu görülmektedir.
Tespit edilen duygu fiillerinin türetilmesinde en çok isimden isim
yapan +la-, +le- eki kullanılmıştır. Bu ekin +lan-, +len- başta olmak üzere
+laş- ve +lat- biçimlerini yapısında bulunduran duygu fiilleriyle de çalışma
içerisinde sıklıkla karşılaşılmıştır. Bunlar dışında isim kök veya gövdeleri
üzerine +sin-, +sira- / +sire-, +ḳur- / +kür-, +ra- / +re-, +şa- / +şe, +da /
+de- ve +ça- / +çe-, +a- /+e-; +ay- /+y-, +ḳ- /+k- ekleri getirilerek
türetilmiş az sayıda duygu fiilli de tespit edilmiştir.
Çalışmadaki duygu fiillerinin, fiil kök ya da gövdelerine genellikle -t, -n-, -ş-, -dur- /
-dür-, -tur-/ -tür- eklerini aldığı gözlenmektedir. Bu
191
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
eklerden farklı olarak bünyesinde -msira- / -msire, -ür- / -ur- /-ar- / -er-, (i)l- gibi fiilden fiil yapım eklerini barındıran birkaç duygu fiili de
bulunmaktadır.
Uygur Türkçesinde olumlu ve olumsuz duygu fiillerinin
türetilmesinde rol alan eklerden +sin, +sira- / +sire- , +şa- / +şe, -tekleriyle genellikle olumsuz; -n-, -dur, -tur, -da, -de ekleriyle ise hem olumlu
hem de olumsuz anlama sahip duyguları ifade eden fiiller meydana
getirilmiştir.
Çalışmada, eklerden başka çeşitli yardımcı fiiller kullanılarak teşkil
edilmiş duygu fiilleri de önemli bir yer kaplamaktadır. Bu yardımcı fiillerden
özellikle bol- ve ḳil- ile oluşturulan birleşik yapıdaki duygu fiilleri çoğunluğu
oluşturmaktadır. Duygu ifadelerinin oluşturulmasında bol- ve ḳil- kadar
olmasa da çek-, tart-, ber-, ḳal-, al-, sal-, kör- körset- gibi yardımcı fiillere
de başvurulduğu görülmektedir. Ayrıca isim+yardımcı fiil biçimindeki
duygu fiilleri arasında ismin sabit kaldığı fakat yardımcı fiilin değiştiği
örneklerle karşılaşılmaktadır. Bu örneklerin bazısında dikkati çeken nokta
ise yardımcı fiile göre işlevin değişiklik göstermesidir. Bahsedilen husus
daha çok bol- ve ḳil- yardımcı fiillerini almış örnekler arasında
gözlenmektedir. Bol- yardımcı fiiliyle oluşturulan birleşik fiillerin
dönüşlülük, ḳil- yardımcı fiiliyle oluşturulan birleşik fiillerin ettirgenlik
bildirdiği görülmektedir. Örneğin; omsurun bolmaḳ “telaşlanmak”, omsurun
ḳilmaḳ “telaşa düşürmek”; xicil bolmaḳ “utanmak”, xicil ḳilmaḳ
“utandırmak” vb. Bahsedilen durum bol- dışında endişe ismi üzerine eklenen
ḳil- ve sal- yardımcı fiilleri arasında da gözlenmiştir. endişe ḳilmaḳ “endişe
etmek”, endişe salmaḳ “endişelendirmek”
Fiil+yardımcı fiil yapısında olan duygu fiili örnekleri fazla değildir.
Tablo 2’de de sunulduğu gibi sözlükteki duygu ifade eden fiiller içerisinde
bu şekilde oluşmuş sadece 19 örnek bulunmaktadır. Bunların bir kısmını
tezlik fiilleri (jiġlivetmek “ağlayıvermek” vb.), bir kısmını -p zarf-fiil ekli asıl
fiil ile ḳal- veya ket- yardımcı fiillerinden oluşan fiiller (toyup ketmek
“bıkmak, usanmak” vb.), bir kısmını ise iki farklı fiilin bir araya gelmesiyle
kurulmuş fiiller (kütüp zérikmek “beklemekten bıkmak” vb.) teşkil
etmektedir.
Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü’nden duygu bildiren anlamca kaynaşmış
(deyimleşmiş) birleşik fiiller de tespit edilmiştir. Bu deyimleşmiş fiiller iç
dünyamızda hissettiğimiz pek çok duygunun somutlaştırılarak çarpıcı bir
şekilde aktarılmasına olanak sağlamıştır. Çalışmamızdaki deyimleşmiş
duygu fiilleri; tek ögeli, iki ögeli ve üç ögeli olmasına göre ayrılmıştır.
Bunun sonucunda tek ögeli kalıplaşmış birleşik fiillerin, iki ögeli olanlarına
oranla sayıca daha fazla olduğu görülmüştür. Üç ögeli kalıplaşmış birleşik
fiil örneğine tespit edilen duygu fiilleri arasında denk gelinmemiştir.
192
Levent DOĞAN
Uygur Türkçesi ve Türkiye Türkçesi ile ortak olan duygu fiillerinde
farklılaşmanın daha çok fonetik alanda olduğu, anlam alanına pek
yansımadığı görülmüştür. Yani bu fiillerden bazıları fonetik bakımından
farklılaşsa da anlam bakımından değişikliğe uğramamıştır: capa çekmek
“cefa çekmek”, hesret çekmek “hasret çekmek”, xorlimaḳ “hor görmek”,
ġemlenmek “gamlanmak, dert çekmek”, ġezeplenmek “öfkelenmek”, heyran
bolmaḳ “hayran olmak”, külmek “gülmek”, meġrurlanmaḳ “mağrurlanmak”,
müşeḳḳet çekmek “zorluk çekmek”, şübhilenmek “şüphelenmek” vb.
Dolayısıyla bu sonuç, Türk kültüründe olumlu ya da olumsuz olarak
nitelenen bir duygunun Uygur kültüründe de aynı duygu değerine sahip
olduğunu, olumsuza olumlu ya da olumluya olumsuz bir değer
atfedilmediğini göstermektedir.
Öte yandan hem fonetik hem de anlam bakımından farklılık gösteren
ġeyretlenmek fiilini ele aldığımızda; Türkiye Türkçesinde “çalışma isteği
duymak veya çalışma isteği artmak” (https://sozluk.gov.tr/) anlamıyla
olumlu değere sahip olan bu fiile Uygur Türkçesinde “cesaretlenmek” olarak
farklı bir anlam yüklenmiş olması fiilin duygu değerinde değişiklik meydana
getirmemiştir. Aynı şekilde ḳeherlenmek fiili de biçim yanında anlamca
farklılaşmasına rağmen duygu değeri aynı kalmıştır.
Sonuç olarak Uygur Türklerince kullanılan duygu fiillerine göre;
Uygur kültüründe duygulara yüklenen anlamların ve bunların duygu
değerlerinin gerek Türk kültürü gerekse daha pek çok kültür ile ortaklıklar
taşıdığını söylemek mümkündür. Bazı duyguların anlamlandırılmasında
farklılıklar bulunmaktadır. Ancak buna rağmen duygu değerlerinin
değişmemiş olması önemli bir veridir. Özellikle de Türk kültüründe olumlu
değer taşıyan duygular Uygur kültüründe olumsuz değer üstlenmemiştir.
Uygur Türklerinin Türkiye Toprakları dışında, uzak bir coğrafyada
yaşamlarını sürdürmeye çalışması ve dolayısıyla farklı kültürlerle iç içe
olmaları duyguları olduğundan farklı değerlendirmelerine yol açmamış,
Türk kültüründeki anlayış devam ettirilmiştir.
Tespit edilen duygu fiilleri arasında Uygur kültürüne has olarak
tanımlanabilecek bir duyguya denk gelinmemiştir.
Kaynakça
Beyazıt, U. (2018). Duyguların Gelişimi. Fatma Gül Cirhinlioğlu (Ed.).
Duygu Psikoloji içinde (s. 43-60). Ankara: Nobel Akademik
Yayıncılık.
Cirhinlioğlu, F. G. (2018). Duygu Psikolojisi. Fatma Gül Cirhinlioğlu (Ed.).
Duygu Psikoloji içinde (s. 1-25). Ankara: Nobel Akademik
Yayıncılık.
193
Prof. Dr. S. Mahmut KAŞGARLI Armağanı
Çetinkaya, B. (2006). Türkiye Türkçesinde Mutluluk ve Üzüntü Göstergeleri.
(Yayımlanmamış Doktora Tezi). Gazi Üniversitesi, Ankara.
Demir, S. (2020). Duygular ve Duygu Kuramları. Emine İnan ve Emine
Yücel (Ed.). Psikoloji Penceresinden Duygular (Kuramdan
Uygulamaya) içinde (s. 3-31). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
Doğan, L. ve Erdin, C. (2021). Gagauz Türkçesinde Mental Fiiller.
International Journal of Languages’ Education and Teaching, (9/2),
191-221.
Gülbetekin, E. (2020). Duygular ve SinirBilim. Psikoloji Penceresinden
Duygular (Kuramdan Uygulamaya) içinde (s. 69-120). Ankara: Nobel
Akademik Yayıncılık.
Hirik, E. (2018). Türkiye Türkçesinde Mental Fiiller. Ankara: Türk
Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları.
İlter, E. (2019). Karahanlı Türkçesinde Duygu Fiilleri. (Yayımlanmamış
Doktora Tezi). Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
İnan, E. (2020). Öz Bilinç Duyguları. Emine İnan ve Emine Yücel (Ed.).
Psikoloji Penceresinden Duygular (Kuramdan Uygulamaya) içinde
(s. 371-405). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
Keskindağ, B. ve Karaaziz, M. (2018). Kültür ve Duygular. Fatma Gül
Cirhinlioğlu (Ed.). Duygu Psikoloji içinde (s. 103-116). Ankara:
Nobel Akademik Yayıncılık.
Kısacık, E. (2020). NöroBilim Perspektifinden Duygular. Fatma Gül
Cirhinlioğlu (Ed.). Duyguları Anlamak içinde (s. 231-257). Ankara:
Nobel Akademik Yayıncılık.
Korkmaz, Z. (2009). Türkiye Türkçesi Grameri Şekil Bilgisi. Ankara: TDK
Yayınları.
Morgan, T. C. (2011). Psikolojiye Giriş. Sirel Karakaş ve Rükzan Eski
(Haz.). Konya: Eğitim Akademi.
Necip, E. N. (2008). Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü. İ. Kurban (Çev.). Ankara:
TDK Yayınları.
Özeren, M. ve Alan, İ. (2018). Kırgız Türkçesinde Mental Fiiller. Atatürk
Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 61, 203-224.
Seçkin, K. (2019). Eski Türkçede Mental Fiiller. (Yayımlanmamış Doktora
Tezi). Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon.
Şahin, S. (2012). Türkmen Türkçesinde Mental Fiiller. (Yayımlanmamış
Doktora Tezi). Gazi Üniversitesi, Ankara.
194
Levent DOĞAN
Soydan, S. (2018). Tarama Sözlüğünün İlk İki Cildindeki Duygu Fiilleri
Üzerine Bir Değerlendirme. Turkish Studies, (13/5), 471-493.
Tarhan, N. (2010.) Duyguların Dili. İstanbul: Timaş Yayınları.
Yaylagül, Ö. (2005). Türk Runik Harfli Metinlerde Mental Fı̇ ı̇ ller. Modern
Türklük Araştırmaları Dergisi, (2/1), 17-51.
Yaylagül, Ö. (2010). Türkiye Türkçesindeki Duygu Fiilleri. Modern Türklük
Araştırmaları Dergisi, (7/10), 100-111.
Yıldız, H. (2016). Eski Uygurcada Mental Fiiller. (Yayımlanmamış Doktora
Tezi). Gazi Üniversitesi, Ankara.
https://sozluk.gov.tr/
195