Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Mustafa Kemal University Journal of Graduate School of Social Sciences
Yıl/Year: 2014 Cilt/Volume: 11 Sayı/Issue: 25, s. 159-190
BEŞİNCİ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN TELEVİZYON REKLÂMLARINA YÖNELİK
ALIMLAMALARININ ELEŞTİREL DÜŞÜNME DÜZEYLERİNE GÖRE
KARŞILAŞTIRILMASI
Adnan KARADÜZ
Cenk AKBIYIK
Erciyes Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, cenkakbiyik@gmail.com / akaraduz@erciyes.edu.tr
Özet
Günümüzün serbest piyasa koşullarında medyanın en önemli gelir kaynağı olan
reklâmlar medyanın finansmanında olmazsa olmaz bir unsur haline gelmiş, büyük bir pastaya
dönüşmüş durumdadır. Ürün ve hizmetlerin satılabilmesi için adeta sihirli bir söylem
oluşturma peşinde olan reklâmlarda verilmek istenen mesajlarından en çok etkilenen
kesimin, yorumlama ve analiz becerileri henüz yeterli düzeyde olmayan çocuk izleyiciler
olduğu söylenebilir. Bu çalışmada beşinci sınıf öğrencilerinin televizyon reklâmlarına yönelik
alımlamaları onların eleştirel düşünme düzeylerindeki farklılıklar göz önüne alınarak
incelenmektedir. Nitel bir alımlama analizi olarak planlanıp yürütülen çalışmada elde edilen
bulgulara göre düşük ve yüksek eleştirel düşünme düzeylerine sahip öğrenciler arasında
reklâmlara yönelik alımlamalar arasında belirgin ya da az belirgin farklar bulunmaktadır.
Yüksek eleştirel düşünme düzeyine sahip öğrenciler gerek farkına varma, gerekse çözümleme
ve ilişkilendirme işlerinde düşük eleştirel düşünme düzeyine sahip öğrencilere göre daha
başarılıdır. Özellikle reklâmlarda örtük biçimde sunulan mesajların çözümlenmesi noktasında
iki grup öğrenci arasında belirgin fark bulunmaktadır. Araştırmanın sonuç kısmında elde
edilen bulguları doğrultusunda bazı önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Televizyon Reklâmları, Eleştirel Medya Okuryazarlığı, Eleştirel
Düşünme, Alımlama Analizi
A COMPARISON OF RECEPTION OF 5TH GRADE STUDENTS ON TELEVISION
COMMERCIALS WITH RESPECT TO THEIR CRITICAL THINKING LEVELS
Abstract
In today’s free market conditions, commercials have become the most important
financial source of income for media sector. With television commercials almost a magical
discourse was aimed to be created in order to sell certain services and products. We will not
be mistaken if we suggest child viewers whose interpretation and analysis skills were not
adequately developed, are the most open individuals to media messages. Within the content
of this study, fifth grade students' receptions on television commercials were investigated
taking into account the differences among their levels of critical thinking. The study was
planned and carried out as a qualitative reception analysis. Based on the findings of the
study, there are major or minor significant differences among receptions of the students with
low and high levels of critical thinking. The students with high levels of critical thinking are
more successful in realizing, analysing, and making connections compared with the low
critical thinking students. Particularly, the high critical thinkers are more successful on
realization and analysis of implicit media messages. Suggestions based on the findings were
made at the end of the study.
Keywords: Television Commercials, Critical Media Literacy, Critical Thinking,
Reception Analysis
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
Giriş
Kitle iletişim araçları günümüzde en ücra yerlere kadar ulaşmış, dünyada
meydana gelen olayların izlemesinin anlık düzeye inmiş durumdadır (Akar, 2007:
1). İletişim ortamı ya da araçları olarak tanımlanabilen medya (TDK, 2012) bugün
dünyanın büyük kısmında, milyarlarca insanın günlük yaşamının çok önemli
parçasını oluşturmaktadır (Gökalp, 2011: 25). Gerek eğlence ve zaman geçirme
etkinliği gerekse bilgi kaynağı olarak çok önemli bir konumda olan medya (Kartal,
2007), görsel kültürü kullanarak kitleleri etkisi altına almayı başarmaktadır. Her
şeyiyle birbirlerine yabancı olan toplumları, kitleleri ve aynı dili kullanmayan
bireyleri dahi ortak tüketim anlayışlarında birleştirebilmektedir (Aslan, 2009: 199).
Kısaca bugün medyanın hayatımızın içinde; hatta merkezinde olduğu ve medya
kültürünü soluduğumuz söylenebilir (Gökalp, 2011: 25).
Modern kitle medyasının ortaya çıkışından itibaren dönemin önde gelen
entelektüelleri kitle toplumuna karşı endişelerini dile getirerek kitle medyasının
toplum üzerinde olumsuz ve yıkıcı bir etkiye neden olacağı varsaymışlardır. Bu
korku o günden beri medyaya ilişkin düşünceyi şöyle ya da böyle etkilemiştir
(Gökalp, 2011: 29).İlerleyen yıllarda medyanın toplum ve birey üzerindeki etkileriyle
ilgili olarak medyanın insanların beynini yıkadığını (hipodermik şırınga modeli) ya da
medyanın sınırlı etkilerinin olduğunu (sınırlı etkiler yaklaşımı) savunan çeşitli
anlayışların kabul gördüğü gözlenmektedir.
Son dönemlerde ise post-modern düşünce medya çalışmalarını da
etkilemiştir. Bu kapsamda Jean Baudrillard medyanın imge ve gerçeklik arasındaki
farkı silikleştirici bir rol oynadığını vurgulamakta, imgelerin gerçekten simgeledikleri
şeylerden arınmış olduklarını belirtmektedir. Diğer taraftan izleyici bir imge
bombardımanına tutulmaktadır. Bu durum, insanların gerçeği değil oradaki imgeyi
görmesine ve hemen ardından gelen yeni imgeyle bir öncekini unutmasına neden
olmaktadır (Gökalp, 2011: 38).
Günümüzde medya her geçen gün daha da büyüyen ekonomik bir sektör
haline gelmiştir. Piyasa koşullarında işleyen diğer sektörler gibi medya sektörü de
maksimum kâr elde etme amacı gütmektedir. Medyanın en önemli gelir kaynağı
olan reklâmlar, medyanın finansmanında olmazsa olmaz bir unsur haline gelmiş,
(Gökalp, 2011: 42) dünyanın diğer birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de büyük
bir pastaya dönüşmüştür.
Reklâm belirli bir kuruluşun bedelini ödeyerek kitle iletişim araçları ile bir
fikrin, malın, ya da hizmetin duyurumu ve teşviki olarak tanımlanabilir. Ancak
reklâmın sadece satış çabalarına yardımcı olduğu kanısı doğru değildir. Reklâm
dikkati çekme, ilgi uyandırma, bilgi verme, karar ve harekete geçirme işlevlerini de
içerir (Kesebilir, 1988: 3, akt. Tosun, 1991: 4).
Ne yazık ki reklâmların çoğunluğu slogancıdır (Savran, 2000). Reklâmlar
izleyicilerin mantıklı düşünerek seçim yapmasını değil tüketimin artırılmasını
hedeflemektedir. Reklâmların verdiği mesajlar toplumsal statü ve prestijle
160
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Televizyon Reklâmlarına Yönelik Alımlamalarının
Eleştirel Düşünme Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
ilişkilendirilerek istek uyandırmanın tanımlanmasıyla üst sınıf değerlerini destekler
niteliktedir (Karahan, 2004) . Günümüz tüketim kültüründe asla yeterli tüketimin
yapılamadığı söylemiyle tüketilen oranda sosyal bir aktör olarak var olunabileceği
vurgulanmaktadır (Ayaşlıoğlu, 2007: 34).
Reklâmlarda tüketici kimliğini oluşturabilmek için kullanılan söylev, eleştirel
kuramcı Williams (1980: 184) tarafından “modern kapitalist toplumun resmi sanatı”
olarak tanımlamaktadır. Williams’a göre reklâmın söylemi sihirli bir söylemdir.
Ürünlerin ve hizmetlerin satılabilmesi için reklâm, toplumsal ve kişisel değerleri
oluşturmak ve öğretmek durumundadır (akt. Karahan, 2004: 102) . Diğer bir
söyleyişle reklâmlar ile toplumsal ve kişisel anlamlar ürün ya da hizmetlere
yüklenmektedir.
Çocuklar 4-5 yaşından sonra ailelerinin satın alma davranışlarını etkileyen
tüketiciler olarak günümüz ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. Araştırmalar,
çocukların, anne babalarına göre iletişim mesajlarına daha duyarlı olduklarını
göstermektedir. Bu özellikleriyle, çocukların, alışverişi yönlendirmekte önemli
rolleri ve payları olduğu söylenebilir(Altunbaş, 2007: 671, akt. Arslan, 2010: 42). İşte
bu sebeple çocuklara yönelik birçok reklâm hazırlanmakta, hatta yetişkinlere
yönelik reklâmlar bile çocukların ilgisi çekecek biçimde hazırlanmaktadır.
Reklâm mesajlarından en çok etkilenen kesimin, algılama, yorumlama ve
analiz becerileri henüz yeterli düzeyde olmayan çocuk izleyiciler olduğu söylenebilir
(Dorr & Grawes, 1979: 123, akt. Tosun, 1991: 35). Gerçek ve sanal ayrımına
varamayan erken çocukluk dönemindeki bireylerde ise bu etkinin daha fazla olduğu
düşünülmektedir. Erdem (2008: 123) özellikle anne-babaların çocuklarına olan
sevgilerinin onlara aldıkları ürünler ile eşdeğer olduğuna yönelik bir ima içeren
reklâmların bu aşamadaki etkisinin daha fazla olabileceğini belirtmektedir.
Hareketli resimleri, değişik müzikleri ve canlı renkleri ve çeşitli çizgi sekilerde
canlandırılmış veya kişilik kazandırılmış varlıkları, kısa süreli olmaları ile çok küçük
yaşlardan itibaren çocukların ilgisini çeken reklâmlartüketime özendirici oluşlarıyla
aslında çocukların çekirdekten tüketim toplumu bireyi olarak yetişmelerinde etkili
olmaktadır (Öncel Taşkıran, 2005: 1).
Dünyada ve ülkemizde yapılan pek çok araştırmanın sonucuna göre çocuklar
reklâmlardan bir biçimde etkilenmektedir. Örneğin Saly (1974), 9-13 yaşındaki
çocuklar üzerindeki çalışmasında, her ne kadar reklâmların güvenirliğine şüpheyle
yaklaşsalar da katılımcı çocukların yiyecek reklâmlarından etkilendiği bulgusuna
ulaşmıştır. Diğer taraftan Öncel Taşkıran (2005), çocukların reklâmlardan etkilenme
gerekçelerini incelediği araştırmasında araştırmaya katılan öğrencilerden
%52,2’sinin reklâmı yapılan ürüne gelecekte sahip olma arzusunda olduklarını
belirlemiştir. Katılımcılardan %34,1’i ise reklâmda izlediği ürünü hemen satın almak
istediğini belirtirken çocukların %47,8’i reklâmların kendisine gelecekle ilgili hayaller
kurmasına neden olduğunu belirtmiştir. Diğer taraftan katılımcıların %40’a yakını
reklâmların daha fazla satın aldırdığını ifade etmiştir. Çocukların gelecekle ilgili
hayaller kurmasında etken olan reklâmlar daha çok ev, mutlu yuva ve çocuklar
161
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
üçgeni olarak belirginleşmiştir. Öncel Taşkıran’ın yorumuna göre Marksist
yaklaşımın reklâma bakışını destekleyici nitelikte olan bu bulgular geleceğin
bireylerinin tüketim toplumu değerlerini yücelteceğini düşündürmektedir.
Ancak tüm çocukların reklâmlardan eşit düzeyde etkilendiğini düşünmek
doğru değildir. Baumer ve Starkey (1973) altıncı, sekizinci ve on ikinci sınıf
öğrencilerinin televizyon reklâmlarına yönelik tutumlarını inceledikleri
çalışmalarında yaşça daha küçük öğrencilerin reklâmlardan daha fazla
etkilendiklerini bulurken Donohue ve diğerleri (1977) yaşça daha büyük öğrencilerin
reklâmları anlamada küçüklerden daha başarılı olduğunu belirlemiştir. Diğer
taraftan Öncel Taşkıran (2005), daha yüksek sosyo-ekonomik düzeye sahip
ailelerinin çocuklarının düşük sosyo-ekonomik düzeye sahip ailelerin çocuklarına
göre aldatıcı reklâmlar ve reklâmlardan etkilenmeme konusunda daha bilinçli
davrandıklarını ancak çocuklardan %21’ lik bir kesimin reklâmın gerçeği
yansıtmadığının bilincinde olarak satın almaya devam ettiği bulgularına ulaşmıştır.
Bu sonuçlar bizi reklâmların etkisi noktasında gelişimsel, sosyal, ekonomik, duyuşsal
ve bilişsel özellikler gibi bazı değişkenlerin etkili olduğu düşüncesine götürmektedir.
Özetle, günümüzde reklâmların çocukları farklı düzeylerde de olsa etkilediği
söylenebilir. Evlerimizin başköşesindeki yerini yıllardan beri koruyan televizyonu
(Şeylan, 2008: 14) ve artık İnterneti hayatımızdan çıkarmanın mümkün olmadığına
göre bu araçları daha etkin kullanmanın yollarını bulmamız gerekmektedir.Bu
noktada medya eğitimi, çocuklara hem kitle iletişim araçlarını nasıl kullanmaları
gerektiğini öğrettiği ve bünyesindeki eleştirel bakış açısı sayesinde gördüklerinin
ötesindekileri yorumlama yetisini kazandırdığı için toplumsal bir gereksinim olarak
öne çıkmaktadır. Medya okuryazarlığı olarak da tanımlanan medya eğitimi ile
öğrenciler duyduklarının ve izlediklerinin kendilerini kontrol etmesinden
kurtulabilir, medyayı etkili biçimde kullanabilir, eleştirel bir bakışla medya
mesajlarını değerlendirebilir, bilginin güvenirliğini değerlendirebilir, çoklu bakış
açılarına değer verir, farklı medya formlarını kullanarak kendini ifade edebilir,
medya mesajlarının inançlar, değerler ve davranışlar üzerindeki etkisinin farkına
varabilir (Kartal, 2007) ve hatta bilinçli tüketici profili kazanabilir.
Medya okuryazarlığı farklı biçimlerde tanımlanabilmektedir. Bir görüşe göre
medya metinlerini anlama, yorumlama, değerlendirme ve yaratma yeteneği olarak
anlaşılan medya okuryazarlığı, medya ürünlerini yaratma becerisine sahip olmanın
yanı sıra medyanın etkilerini, tekniklerini ve doğasını eleştirel olarak anlayabilme
olarak da anlaşılabilmektedir (Kartal, 2007: 12). Medya okuryazarlığı alanında
önemli çalışmaları bulunan OFCOM (Office of Communication) ise medya
okuryazarlığını genel olarak medya erişimi, medya ve medya içeriklerine farklı bakış
açılarını eleştirel değerlendirme ve çeşitli içeriklerde iletişim yaratma yetenekleri
olarak tanımlamaktadır (Apak, 2008: 12).
Medya okuryazarlığının özünde sorgulama bulunmaktadır. Günümüzde
bireyler izledikleri, duydukları ve okudukları hakkında hangi temel soruları
soracaklarını bilmelidir (Thoman ve Jolls 2003). Kubey de (2002: 4; akt. Kartal, 2007:
162
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Televizyon Reklâmlarına Yönelik Alımlamalarının
Eleştirel Düşünme Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
24) eleştirel düşünme becerileri öğretimiyle medya okuryazarlığı öğretimi
arasındaki ilişkiye dikkati çekerek öğrencilere eleştirel düşünme becerilerini
kazandırmak için onlara medya okuryazarlığı öğretimi verilmesi gerektiğini
belirtmektedir. Medya okuryazarlığı öğretiminde eleştirel bakış acısından yoksun bir
şekilde ortaya konan iletiler öğrencilere fayda sağlamayacaktır. Çünkü pratik
uygulamalardan uzak, kuramsal olarak işlenen ve sadece medyanın zararlarından
bahsedilen derslerde, öğrenci karsılaştığı herhangi bir iletiyi çözümlemede başarısız
olacaktır (Şeylan, 2008: 10).
Eleştirel medya okuryazarlığı terimi ile medya okuryazarlığının içinde doğal
olarak var olan şüphecilik ve eleştirel düşünmeye daha fazla vurgu yapılmaktadır.
Eleştirel düşünme 1990 yılında bir uzmanlar paneli tarafından yapılan tanıma göre
bireyin ne yapacağına ve neye inanacağına karar verebilmesi için çözümleyici,
değerlendirmeye yönelik, bilinçli yargılarda bulunması ve bu yargıları ifade
etmesidir. Aynı panele göre eleştirel düşünme becerileri ise yorumlama, analiz,
değerlendirme, çıkarım yapma ve açıklama olarak tanımlanmıştır (Facione, 1990).
Bünyesinde eleştirel düşünmeyi içeren eleştirel medya okuryazarlığı ise medya
mesajlarının farkına varma, bu mesajları okuma ve yorumlama becerilerini
kapsadığı gibi bireylerin bu mesajlarla olan etkileşimlerinin farkına varabilmeyi ve
örtük mesajları anlayabilme becerilerini de kapsamaktadır (Semal ve Hammett
1998: 367).
Amaç ve Önem
Çalışmanın amacı beşinci sınıf öğrencilerinin televizyon reklâmlarına yönelik
alımlamalarının eleştirel düşünme düzeyleri bakımından incelenmesidir. Bu amaç
doğrultusunda düşük ve yüksek eleştirel düşünme düzeylerine sahip öğrencilerin
reklâmlara yönelik alımlamaları karşılaştırılmıştır. Çalışma kapsamında yanıt aranan
araştırma soruları şunlardır:
Beşinci sınıf öğrencilerinin televizyon reklâmlarına yönelik alımlamaları
mıdır?
reklâmın öyküsü,
reklâmın amacı,
reklâmın ilgi çekiciliği,
reklâmda verilmek istenen mesaj,
ürünle ilgili düşünceler
yönlerinden öğrencilerin eleştirel düşünme düzeylerine göre farklılaşmakta
Yürütülen bu araştırma eleştirel medya okuryazarlığı ile ilgili gerek program
geliştirme, gerekse öğretim materyali ve etkinliği geliştirme çalışmalarına sahaya
dayalı bilimsel veri sağlamakta, medya okuryazarlığı öğretiminde eleştirel düşünme
becerisinin önemini kanıtlamaktadır. Bu açılardan bakıldığında çalışmanın hem
konuyla ilgili çalışmalarda bulunan program geliştirme ve eğitim teknolojisi
uzmanlarına hem de öğretmenlere faydalı olacağı öngörülmektedir.
163
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
Yöntem
Bu bölümde araştırmanın tekniği, süreci, katılımcılar, araştırmacılar, veri
toplama araçları ve verilerin analiziyle ilgili bilgiler sunulmaktadır.
Araştırmanın Tekniği
Araştırma nitel bir alımlama (reception) analizi olarak planlanıp
yürütülmüştür. Alımlama analizinin kökleri eleştirel yaklaşıma ve Frankfurt Okulu’na
dayanmaktadır (Stearns, 2000: 39). Alımlama, bireylerin medya iletileriyle ilgili
yorumları, kod açımları, okumaları, anlam üretimleri, algıları ve kavrayışlarına işaret
eden genel bir kavramdır (Şeker, 2009: 106). Alımlama analizlerinde medya
metinlerinin bireyler tarafından nasıl okunduğu incelenmektedir. Bu analiz türünde
medya metinlerinin farklı biçimlerde yorumlanabileceği, bu metinlerin birden fazla
anlama gelebileceği kabul edilmektedir (Stearns, 2000: 41). Alımlama
araştırmalarının amacına ulaşabilmesi için medya metni ve izleyici tepkisi
çözümlenmeli ve metin ve izleyici tepkisi arasındaki ilişkinin ortaya konması
gerekmektedir (Hoijer, 2005: 105-106; akt. Şeker, 2009: 106). Her ne kadar eğitim
bilimleriyle ilgili alan yazında pek sık rastlanmasa da alımlama analizinin medya
metinlerinin dinleyici, okuyucu ve izleyiciler tarafından algılanma durumlarının
belirlenmesinde sıklıkla kullanıldığı görülmektedir.
Araştırma Süreci
Bilindiği gibi nitel araştırmaların aşamaları nicel araştırmalarda olduğu kadar
sıralı ve belirgin değildir (Büyüköztürk ve diğerleri, 2009: 261). Esnek olan nitel
araştırma süreci içinde bu aşamalar karşılıklı etkileşim içinde bulunabilmektedir. Bu
araştırmanın süreci amaç ve kapsamın belirlenmesiyle başlatılmıştır. Nitel verilerin
toplanması ve çözümlenmesinde kullanılacak olan temalar, alan yazın taramasına
dayanarak ilk yazar tarafından belirlenmiştir. Temaların ikinci yazarın görüşlerine
sunularak düzenlenmesinin ardından bu temalar doğrultusunda görüşme soruları
hazırlanmıştır. Görüşme soruları ve temalar öğrencileri yakından tanıyan ve
öğrencilerle yarı yapılandırılmış görüşmeleri yapacak olan bir öğretmenin görüşüne
sunulmuştur. Öğretmenden alınan dönütler doğrultusunda bazı sorular formdan
çıkarılmış, bazılarının ise ifadeleri düzeltilmiştir. Görüşme formunda yapılan
değişiklik paralelinde araştırmanın temaları da yeniden düzenlenmiştir.
Araştırmanın sonraki aşamasında öğrencilere izlettirilecek olan reklâm
filmleri, çocukların ilgisini çekebilmesi ve eleştirel düşünmeye olanak sağlaması
açıları göz önüne alınarak belirlenmiştir. Bu kapsamda ülkemiz ulusal kanallarında
yayınlanan reklâmlara ulaşılabilen bir siteden “çocuk” anahtar kelimesiyle bir arama
yapılmış ve arama sonucunda ulaşılan 727 adet reklâm filmi bir ön elemeye tabi
tutulmuştur. Araştırmanın ilk yazarı tarafından yapılan ön elemede anlaşılması çok
kolay olan veya sınıf ortamında izlenmesi uygun olmayabilecek reklâmlar
elenmiştir. Kalan reklâm filmleri eleştirel düşünmeye olanak sağlaması açısından
oluşturulan ölçütler takımına göre puanlanmış, eleştirel düşünmeyi en fazla
gerektireceği değerlendirilen 4 adet reklâm belirlenmiştir. Bu 4 reklâmdan 2 adedi
164
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Televizyon Reklâmlarına Yönelik Alımlamalarının
Eleştirel Düşünme Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
çocuklara yönelik ürünlerin konu edildiği, 2 adedi ise çocuk oyuncuların rol aldığı
reklâm filmidir. Belirlenen reklâm filmlerinin uygunluğuyla ilgili öğretmen
görüşünün alınmasının ardından araştırmaya katılacak olan öğrencilerin
belirlenmesi işine başlanmıştır. Eleştirel düşünme becerilerini değerlendirme formu
kullanılarak öğretmen gözlemlerine göre yapılan değerlendirmede bir sınıftaki
öğrenciler içinden eleştirel düşünme düzeyleri en yüksek ve en düşük öğrenciler
belirlenmiştir.
Araştırmanın sonraki aşamasında öğrenciler 2 ya da 3 kişilik gruplarla
görüşmeye alınmıştır. Görüşmelerde belirlenen reklâm filmleri öğrencilere
izlettirilerek her bir filmden sonra görüşme formundaki sorular öğrencilere
yöneltilmiştir. Görüşmeleri gerçekleştiren öğretmen bazı durumlarda soruları başka
ifadeler kullanarak açıklama, bazı durumlarda ise derinleştirici sorular sorma yoluna
gitmiştir. Görüntülü olarak kaydedilen görüşmelerin yazılı dökümlerinin
yapılmasının ardından verilerin çözümlenmesi işlemlerine başlanmıştır. Betimsel
analiz kullanılarak yapılan çözümleme işi araştırmanın yazarlarından ikisi tarafından
ayrı ayrı yapılmıştır. Yalnızca her iki yazarın da üzerinde anlaştığı çıkarım ve
yorumlar araştırma raporuna yansıtılmıştır. Verilerin analizi sırasında araştırmanın
temaları tekrar gözden geçirilerek bazı temalar kapsam dışına alınmış ve temalara
son durumları verilmiştir. Bu doğrultuda, toplanan verilerin anlamlı bir
çözümlemeye olanak sağlamadığı değerlendirildiğinden reklâmda geçen çelişkili
olay ve ögeler teması araştırma kapsamında çıkarılmış, diğer taraftan reklâm
filminin reklâmda söz konusu edilen ürüne yönelik algı ve ürünü satın alma isteğine
etkisiyle ilgili temalar birleştirilmiştir.
Katılımcılar
Nitel araştırmalar duruma özgü çalışmalardır. Bu araştırmada ise Kayseri ili
Tomarza ilçesi merkezinde bulunan bir okulun beşinci sınıf öğrencileri durum olarak
belirlenmiştir. Öğrenciler genellikle alt ve orta sosyo-ekonomik duruma sahip
ailelerin çocuklarıdır. Öğrencilerden hiçbiri daha önce düşünme becerileri ya da
medya okuryazarlığı ile ilgili bir ders ya da kurs almamıştır. Araştırma sürecine
katılacak olan öğrenciler aykırı durum örneklemesi kullanılarak belirlenmiştir. Aykırı
durum örneklemesinde aşırı veya aykırı durumların normal durumlara göre daha
zengin veri ortaya koyabileceği durumlarda kullanılabilmektedir (Yıldırım ve Şimşek,
2008: 108). Bu çalışmada aykırı durum örneklemesi öğrencilerin eleştirel
düşünmelerine göre yapılmış, eleştirel düşünmeleri en yüksek ve en düşük olan
öğrenciler araştırmaya dâhil edilmiştir. Yüksek eleştirel düşünme düzeyi grubunda
(A grubu) 6 öğrenci, düşük eleştirel düşünme düzeyi grubunda (B grubu) ise 7
öğrenci bulunmaktadır. Gruplardaki öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini
değerlendirme ölçeğinden aldıkları puanlarının ortalamaları 5 üzerinden A grubu
için 4,72 ve B grubu için 2,67 olarak hesaplanmıştır.
Araştırmacılar
Araştırma 2 araştırmacı tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmacılardan
her ikisi düşünme becerilerinin öğretimi, biri ise eleştirel medya okuryazarlığı
165
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
üzerinde çalışmaktadır. Tüm araştırmacılar araştırmanın planlanması, veri toplama
araçlarının hazırlanması, verilerin toplanması, verilerin analizi ve araştırma
raporunun yazımında etkin olarak rol almıştır. Öğrencilerle yapılan görüşmeleri
gerçekleştiren öğretmen ise araştırmaya katılacak olan öğrencilerin belirlenmesi ve
görüşme formunun oluşturulmasında etkin olarak rol almıştır.
Reklâm Filmleri
Araştırmada 4 adet reklâm filmi kullanılmıştır. Bu filmler 727 filmlik bir havuz
içinde eleştirel düşünmenin boyutları temele alınarak seçilmiştir. Seçilen filmlerin
çocuklara yönelik ya da çocuk karakterler içeriyor olmasına, eleştirel düşünmeye
olana sağlamasınave sınıf ortamında gösterime uygun olmasına dikkat edilmiştir.
Seçilen filmlerden 2 adedinin hedef kitlesi çocuklar, iki adedinin hedef kitlesi ise
annelerdir. Tüm reklâm filmlerinde çocuk karakterler rol almaktadır.Reklâm
filmleriyle ilgili betimsel bilgiler şöyledir:
Hürriyet Çocuk: Toplam 33 saniye süren bu reklâm filmi çocuklara yönelik
olarak yayımlanan Hürriyet Çocuk gazetesini konu etmektedir. Reklâm filminde
Türkçeyi düzgün biçimde kullanan iyi giyimli, üst sosyo-ekonomik düzeyi yansıtan
çocuk karakterler rol almaktadır. Reklâmda oyun oynamaktan sıkılan çocukların bir
araya gelerek bir çocuk gazetesi oluşturmaktadır.
Topitop: Toplam 33 saniye süren bu reklâm filmi bir şekerlemenin
tanıtılmasına yönelik olarak hazırlanmıştır. Reklâmda bir çocuk Beşiktaş spor
kulübünü ziyarete gelip futbol takımının kaptanıyla görüşmek istediğini
söylemektedir. Kendisinden kimlik isteyen görevliye ise şekeri yalayarak siyaha
boyadığı dilini göstermekte vegörevlinin şaşırarak izin vermesiyle kendine güven
içinde kapıdan içeri girmektedir. Reklâmın sonunda mesajlar (fanatikliğinizi gösterin
gibi) bir dış ses tarafından sesli olarak verilmektedir.
Kirlenmek Güzeldir A: Toplam 34 saniye süren bu film bir temizlik ürününün
tanıtılmasına yönelik olarak hazırlanmıştır. Hedef kitlesi anneler olan filmde dışarıda
bilyelerle oynayan çocukların yanına iyi giyimli başka bir çocuk gelmektedir. Oyun
oynayan çocuklar bu yeni çocuğu oyunlarına davet ederek ona bilyeleri uzatmakta,
ancak iyi giyimli çocuk bilyeleri şekerleme zannederek ısırmaya çalışmaktadır.
Reklâmda mesajlar siyah zemin üzerine yazılan metinlerle verilmektedir.
Kirlenmek Güzeldir B: Toplam 65 saniye süren bu reklâm filmi bir temizlik
ürününün tanıtılmasına yönelik olarak hazırlanmıştır. Hedef kitlesi anneler olan bu
filmde çocuk oyuncular yardımlaşarak çeşitli işlerin üstesinden gelmekte ancak bu
sırada üstlerini kirletmektedir. Reklâmda mesajlar (tırmanmadan yükselemezsin
gibi) dış ses tarafından sesli olarak verilmektedir.
Veri Toplama Araçları
Araştırmada 3farklı veri toplama aracı kullanılmıştır. İlk araç reklâm
filmlerinin eleştirel düşünmeye olanak sağlaması açısından değerlendirilmesinde
kullanılan ölçütler takımıdır. Ölçütler takımı 1988 yılında başlatılıp 1989 yılında
tamamlanan Delphi projesi sonucunda belirlenen eleştirel düşünmenin boyutları ve
166
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Televizyon Reklâmlarına Yönelik Alımlamalarının
Eleştirel Düşünme Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
bu boyutlara ilişkin açıklamalar doğrultusunda oluşturulmuştur. Toplamda 5 etap
içeren projenin sonuç raporu 1990 yılında yayımlanmıştır. Proje kapsamında çeşitli
disiplinlerden 46 uzmanın görüşlerine başvurularak eleştirel düşünmenin boyut ve
alt boyutları tanımlanmıştır (Facione, 1990). Bu çalışmada her bir reklâmfilmi
eleştirel düşünmenin 6 adet boyutu tek tek 1-3 arasında puanlanarak
değerlendirilmiştir. Eleştirel düşünmenin boyutları ve açıklamalar şu biçimdedir:
Tablo 1:Eleştirel Düşünmenin Boyutları
Eleştirel Düşünmenin
Boyutları
Açıklamalar
Yorumlama
Sunulan bilgiyi sınıflandırma, bilginin önemini çözme, anlamını
aydınlatma, başka sözcüklerle açıklama
Analiz
Değerlendirme
Çıkarım yapma
Açıklama
Düzenleme
İddia, görüş ve bakış açılarını ortaya çıkarma, düşünceleri
karşılaştırma, bütün parça ilişkisini belirleme, temel sonucu
belirleme, varsayım ve sebepleri belirleme
İddiaları, varsayımları ve zayıflıkları değerlendirme, iddiaların
kabul edilebilirliğini belirleme
Destekleme gerektiren önermeleri fark etme, alternatifleri
tahmin etme ve sonuç çıkarma
Ulaşılan sonuçları ifade etme, düşünürken temele aldığı
ölçütleri açıklama, argüman sunma, iddiayı kabul etmek için
neden gösterme
Bireyin kendisini gözden geçirmesi, nesnellik ve akılcılığını
etkileyen etmenlerin farkına varması, kendi düşünmesini
yargılaması, kendisini düzeltmesi, hatalarının nedenlerini
belirlemesi ve hatalarını düzeltmek için yollar araması
Araştırmada kullanılan ikinci veri toplama aracı “Eleştirel Düşünme
Becerilerini Değerlendirme Formu”dur. Güzel (2005) tarafından alan yazın taraması
ve benzer ölçeklerin incelenmesiyle geliştirilen bu ölçek eleştirel düşünmeyle ilgili
35 adet davranışın 1-5 arasında puanlanmasına olanak sağlamaktadır. Bu
ölçek,öğrencilerini yakından tanıyan Türkçe öğretmeni tarafından gözleme
dayanılarak doldurulupeleştirel düşünme açısından alt ve üst grupların
oluşturulmasında kullanılmıştır.
Yarı yapılandırılmış görüşmelerde kullanılan görüşme formu ise
araştırmacılar tarafından alan yazın taramasına ve araştırmanın temalarına
dayanılarak oluşturulmuştur. Bu amaçla alılmama analizi kullanılan çalışmalarla
(örneğin Means, 1996; Stearns, 2000; Crew, 2004; Kula Demir, 2007; Şeker, 2009)
reklâmlar üzerine gerçekleştirilmiş çalışmalar (örneğin Fırlar, 2005; Ayaşlıoğlu,
2007; Özdemir, 2007; Öztürk, 2007; Nicklas ve diğerleri, 2011) incelenmiştir.
Araştırmacılar tarafından oluşturulan görüşme formu görüşmeleri geçekleştirecek
olan öğretmenin görüşleri doğrultusunda düzenlenerek son biçimini almıştır.
Formun son durumu 14 adet açık uçlu madde içermektedir.Öğrencilerin gelişim
167
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
düzeyleri göz önüne alınarak form üzerindeki maddelerin kapsam ve cümlelerin
uzunluğu açılarından sınırlı tutulmasına dikkat edilmiştir.
Verilerin Analizi
Toplanan verilerin niteliği göz önüne alındığında bu araştırma için betimsel
analizin en uygun çözümleme tekniği olduğuna karar verilmiştir. Betimsel analizde
veriler, daha önceden belirlenen temalara göre özetlenip yorumlanmaktadır
(Yıldırım ve Şimşek, 2008: 224). Bu çalışmada toplanan veriler reklâmın öyküsü,
reklâmın yayınlanma amacı, reklâmdaki ilgi çekici ögeler, reklâmda verilmek istenen
mesaj ve reklâmın söz konusu ürüne yönelik algıya etkisi olmak üzere 5 tema
etrafında çözümlenerek incelenmiştir. Betimsel analizde doğrudan alıntılara sık yer
verildiğinden (Yıldırım ve Şimşek, 2008: 224) bu çalışma kapsamında
gerçekleştirilen görüşmelerden yapılan alıntılar çıkarım ve yorumları desteklemek
için sıklıkla kullanılmıştır. Çalışmanın iç tutarlığının sağlanabilmesi için betimsel
analiz 2 yazar tarafından yapılarak her iki araştırmacının üzerinde anlaştığı çıkarım
ve yorumlar bulgulara yansıtılmıştır.
Geçerlik ve Güvenirlik
Bu araştırmada geçerlik ve güvenirlik kavramları araştırmanın sağlıklı
yürütülebilmesi anlamında alınan önlemler olarak ele alınmıştır. Öncelikle
araştırmanın araştırma kapsamının ve betimsel analizde temele alınacak olan
temaların literatür taramasına dayalı olarak önceden belirlenmesi ve tüm araştırma
süreci boyunca dikkate alınmasıyla veri toplama araçlarının kapsam ve yapı geçerliği
sağlanmaya çalışmıştır. Görüşmede kullanılan veri toplama aracının kapsam
geçerliği ise alan yazın taraması, uzman ve öğretmen görüşü alınarak sağlanmıştır.
Reklâm filmlerinin eleştirel düşünmeye olanak sağlaması açısından
değerlendirilmesi işinde kullanılan ölçütler takımı ise uzmanlar panelinin ortaya
koyduğu tanımlamalar doğrultusunda oluşturulmuştur. Diğer taraftan puanlama
güvenirliğinin sağlanabilmesi için betimsel analiz araştırmayı yürüten iki uzman
tarafından ayrı ayrı yapılıp üzerinde fikir birliği sağlanan kod, tema, çıkarım ve
yorumların araştırma raporuna yansıtılmıştır. Çalışma sürecinde yapılan tüm işlerin,
kullanılan araçların ve toplanan verilerin çalışmanın amacı ile olan uyumu ve
tutarlığı sürekli olarak göz önünde bulundurularak çalışmanın iç geçerliği
sağlanmaya çalışılmıştır.
Bulgular
Bu bölümde araştırmada elde edilen bulgular araştırma sorularına paralel
biçimde oluşturulan alt başlıklar altında düzenlenerek sunulmuştur. İncelenen
televizyon reklâmları araştırma soruları doğrultusunda oluşturulan alt başlıklar
altında ayrı ayrı ele alınmıştır.
Öğrencilerin Reklâmların Öykülerine Yönelik Algıları
Bu bölümde çocukların reklâmın öyküsünü anlatmaları istenerek bu öykünün
çocuğun kendisi için ne anlama geldiği belirlenmiştir. Reklâmdaki öykünün
168
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Televizyon Reklâmlarına Yönelik Alımlamalarının
Eleştirel Düşünme Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
algılanması sürecinde çocuklar, reklâmların öyküleriyle ilgili anlamlar oluşturup bu
anlamlarla ilgili düşüncelerini kendi kavram dünyaları ve dil yapılarıyla ifade
etmektedir. Anlam oluşturma sürecinde öykü ya da reklâm filminde geçen olayın
akışı, bölümleri ve karakterleri gibi özelliklerin anlaşılma düzeyi çocukların algıları
hakkında ipuçları vermektedir.
Hürriyet Çocuk
Bu reklâmda oyun alanları ile çocuk parkında oyun oynayan çocuklar
gösterilerek çocukların, değiştiğinden artık sadeceoyunlarla değil okuyarak da
eğelenebileceklerinden söz edilmekte ve bu temel ileti üzerinden söz konusu
ürürünün reklâmı yapılmaktadır.Reklâmın öyküsüyle ilgili olarak A ve B grubundaki
öğrenciler benzer anlamların yanı sıra farklı anlamlar da oluşturmuşlardır. B
grubundaki çocuklar daha çok çocukların oynadıkları oyun alanına, çocukların
kıyafetlerine dikkat ederken, A grubunda yer alan çocuklar ise çoğunlukla reklâmın
iletisiyle bu ileti üzerinden tanıtılan ürüne yönelik ifadeler kullanmışlardır.
Çocukların oyunlardan sıkıldıkları, gazete okuma, gazete yapma,okuyarak eğlenme
gibi durumlara dikkat etmişlerdir.
Reklâmdaki çocuk karakterlerin oyun oynaması, lunapark, bir kaydırak gibi
görseller çocukların ilgilerine yöneliktir. B grubundaki çocuklar daha çok çocukların
yani kendi ilgi alanı olan ögeleri algılamışlardır.Reklâmdaki öykünün iletisini
oluşturan daha soyut olan ögeler ise onların çok fazla dikkatini çekmemiş,
dolayısıyla reklâmın iletisine yönelik anlamlar oluşturamamışlardır.
Eleştirel düşünme eğilimlerine göre karşılaştırıldığında B grubundaki
öğrencilerin reklâmın öyküsündeki yer alan olaylar ve bunların sıralanışı ilgili daha
az ögeyi hatırladıkları ya da hatırladıklarını daha az dile getirdikleri dikkati
çekmekte. B grubundaki öğrenciler çocukların oynadıkları oyun alanları ve
kahramanların özelliklerine yönelik durumlaradikkati çeken olayları daha çok
hatırlarken A grubundaki öğrenciler reklâmın öyküsüüzerinden gönderilen ileti ve
bu iletinin oluştuğu olay bağlamı olan okuyarak öğrenme ve gazete çıkarmaya
yönelik ayrıntılara girebildikleri görülmektedir. B grubundan Yunus ile öğretmen
arasında geçen konuşmada Yunus’un, kahramanların giysilerine ve reklâmın sadece
başlangıcındaki kısa bir görüntüye dikkat ettiği aşağıdaki ifadelerde
örneklendirilmiştir.
Yunus: Orada 2 çocuk vardı. Birisi yeşilli birisi kırmızılı. Yeşilli olanın elinde bir şeyler
vardı. Kız da orada dolaşıyordu. Bir şeyler söylüyordu (duraklar).
Öğretmen: Ne söylüyordu kız?
Yunus: …..
Öğretmen: Bu kadar mı aklında kaldı?
Yunus: Hıhı.
A grubundan Muzaffer’in ise reklâmın öyküsündeki olayın kronolojisiyle
birlikte mekânla ilgili birçok ayrıntıyı algılayabildiği dikkat ettiğidikkati çekmektedir:
169
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
Muzaffer: Mesela öğretmenim bir tane kız çocuğu geliyor öğretmenim. Bir tane oğlan
cep telefonu gibi bir şeyi var öğretmenim. Diyor ki her gün aynı şeyi yapmak çok sıkıcı
olabilir, diyor öğretmenim. Sonra lunapark gibi bir yer var öğretmenim böyle sandal gibi bir
yer var öğretmenim böyle şeyler vuruyor. Sonra oradan öğretmenim kayık gibi bir şeye
biniyorlar öğretmenim. Oradan kayıyorlar öğretmenim. Sonra bir tane hürriyet çocuk
gazetesi daha bir şey öyle güzel diye haber gösteriyorlar öğretmenim.
Diğer taraftan B grubundaki öğrencilerin daha kısa ve basit
cümlelerkullanarak öyküde kendilerine ilginç gelen olayların bir kısmını birbirinden
kopuk olaylarbiçiminde anlattıkları, buna karşın A grubundaki öğrencilerin ise
metindeki ileti üzerinden giderek öyküyü oluşturan asıl olaydan söz ettikleri, mekân
ve olay betimlemesi yaptıkları,olaylar arasındaki bağlantılardan da bahsettikleri
göze çarpmaktadır. Örnek olarak B grubundan Ali ile A grubundan Zeynep’in
cümleleri karşılaştırıldığında bu fark daha net anlaşılabiliyor:
Ali: Öğretmenin bir tane çocuk vardı, oturuyordu. Üstü yeşildi. Bi de kız vardı.
Maviydi. Altında turuncu şey vardı. Bi de dönen şey vardı. Bu çocuk salıngaça biniyordu.
Yuvarlak bir şey vardı onun içinden geçiyorlardı. Gazete yapıyorlardı. Sonra ıııı. Bi şey daha
vardı da….
…
Zeynep: Çocuklar için bir gazete yapıyorlar öğretmenim, sonra da çocukların ve
gençlerin okuması için hürriyet de bu işe katılıyor öğretmenim ve sonra çocuklar da kendi
gazetelerini ortaya çıkarıyorlar.
Öğretmen: Bu kadarını mı hatırlıyorsunuz? Peki, görüntü olarak ne hatırlıyorsunuz?
Zeynep: Çocuk tahterevallide elindeki aletle oyunlar oynuyor sonra da o kızla birlikte
bir oyun deliğinden bir yere iniyorlar, sonradan da kendi gazetelerini yapıyorlar ve
tanıtıyorlar.
Topitop
Hedef kitlesi çocuklar olan ikinci reklâmda her iki gruptaki öğrencilerin
reklâmın öyküsünü iletiden yola çıkarak doğru olarak açıklayabildiği görülmektedir.
A grubundaki çocukların diğer reklâmda olduğu gibi bu reklâmda da öyküdeki olayın
ayrıntılarını açıklayabildiği görülmektedir. Bu duruma örnek olarak B grubundan
Buket ile A gurubundan Hasan’ın yanıtları verilebilir:
Buket: Ben de öğretmenim, çocuk bir ağabeyin yanına geliyor, adam da diyor ki
kimliğin var mı diyor çocuk dilini gösteriyor sonra çocuk gidiyor ve yine dilini gösteriyor,
şekeri gösteriyor.
…
Hasan: Öğretmenim bir tane çocuk vardı Beşiktaşlı atkı falan giymiş, ağzında topitop
falan var. Adam vardı öğretmenim işte soruyor kimlik falan dilini falan çıkarıyor. O da tamam
geçebilirsin falan diyor. Başka da yok ki öğretmenim.
Kirlenmek Güzeldir A
Hedef kitlesi anneler olan bu reklâmla ilgili ulaşılan bulguların oldukça ilginç
olduğu söylenebilir. A grubundaki çocuklar reklâmdaki olayın bütün boyutlarıyla
birliktereklâmda verilen yazılı anlatımlara dikkat ederken B grubundaki çocuklar
170
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Televizyon Reklâmlarına Yönelik Alımlamalarının
Eleştirel Düşünme Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
reklâmda yer alan çocukların oynadıkları oyunlara dikkat etmişlerdir. Bu reklâmla
ilgili olarak B grubundaki öğrencilerin dikkatlerini çeken olay ve durumlara
odaklanıp reklâmın iletisini oluşturan diğer ögelerini kaçırabildiği anlaşılmaktadır.
Diğer reklâmlardaki öykülerde olduğu gibi B grubundaki çocuklar bu öyküde de
kendilerine ilginç ve eğlenceli gelen durumlara dikkat etmişlerdir. B grubundaki
çocuklar izledikleri öyküde verilmek istenen iletiye yönelik olaylar ve durumlardan
ziyade kendi dünyalarındaki oyun ve eğlencelere yönelik durumlara dikkat edip algı
oluşturmaktadırlar. A grubundaki öğrenciler ise reklâmdaki öyküde oluşturulan
iletiye dikkat ederek tüm olayları bir bütünlük içinde hatırlayıp
açıklayabilmektedir.B grubundan İlker ile A grubundan gamzenin konuşmaları bu
duruma örnek olarak verilebilir:
İlker: Öğretmenim iki çocuk bilye oynuyordu, oradan bir çocuk geldi, bilyelerin
önünde durdu. Ondan sonra oğlan bilye çıkarıp verdi. Elinden alıp yutmaya çalıştı, yutamadı.
Öğretmen: Başka?
İlker: Bir şey diyordu ama unuttum.
…
Gamze: Öğretmenim mesela çocukların yüzde yirmi sekizi dışarı çıkıyormuş. Eğer bu
zengin çocukları mesela bilgisayar başında, elektronik eşyalarla geçirdiği için zamanını bu bir
misketi bilmiyor ve ağzına şeker diye alıyor.
Öğretmen: Niye bilmiyor?
Gamze: Çünkü öğretmenim, anneleri babaları çıkartmıyor hani zengin olduğu için
dışarı da çıkartmıyor.
Kirlenmek Güzeldir B
Yetişkinlere yönelik ikinci reklâm olan bu reklâmla ilgili olarak her iki gruptan
öğrencilerin reklâmda geçen olayları hatırlayabildikleri görülmektedir. Ancak
öğrenciler olaylar arasında bağlantı kuramamış ve olayları anlamlandıramamış
görünmekte. Reklâmdaki olaylar arasındaki bağlantılar sözlü mesajlarla
desteklenmekte, böylece temel ileti hem görsellerle hem de sözlü ifadelerle
verilmeye çalışılmaktadır. Reklâmda yer alan “Hayata pencereden”
bakamazsın,“Tırmanmadan yükselemezsin.”, “Islanmadan yüzemezsin.” gibi
reklâmda sesli olarak geçen mesajları hiçbir öğrenci doğru olarak açıklayamamakta,
görsellerle sözeller arasında ilişki kuramamaktadır. Çocuklar reklâmlardaki olayları
birbirinden bağımsız olarak algılamaktadır. Oysa reklâmın temel iletisi bunlar
üzerinden verilmektedir.B grubundan Hatice ile A grubundan Eda’nın konuşmaları
bu duruma örnek verilebilir:
Hatice: Pek fazla güzel değildi, çünkü ilk başta oyun oynadılar orda camdan kaçıyordu
mesela atlıyordu sonrada kirlenmek güzeldir dedi. Pek anlamlı değildi.
…
Eda: Ben de öğretmenim, gene üç arkadaş vardı. Bir arkadaş çıkamıyordu galiba
dışarıya. Pencereden arkadaşı aldılar. Birlikte indirdiler, ondan sonra bir araba yaptılar.
Arabayı bir yere ittiler. Daha sonra bir arkadaş yüzdü balık tutmaya çalıştı galiba elinde bir
171
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
şey vardı. Ondan sonra hep birlikte bir yere çıktılar ellerinde güvercini attılar. Sonra da bitti
öğretmenim.
Öğretmen: Anladım. Sözlerini hatırlıyor musunuz?
Eda: Hayır.
Reklâm filminde verilen mesajları yalnızca bir öğrenci kısmen hatırlamakta
ve bunları az da olsa anlamış görünmekte. A grubundan Zeynep’in açıklamaları şu
biçimde:
Zeynep: Tırmanmadan yükselemezsin demişti bir ara. Yarışamadan, hayatı
yaşamadan anlamazsın demişti. Kirlenmeden yani, kirlenmek güzeldir galiba onu anlatmaya
çalıştı.
Öğrencilerin Reklâmların Amaçlarına Yönelik Algıları
Hürriyet Çocuk
Öğrenci yanıtlarından bu reklâmın amacının her iki gruptan öğrenciler
tarafından doğru olarak anlaşıldığı görülmektedir. Hem A hem de B grubundaki
öğrenciler bu reklâmın amacını gazeteyi tanıtmak ve satışları artırmak olarak
belirtmektedir. A grubundaki çocuklar reklâmın amacını ortaya koyan alt
düşünceleri sıralayabilmekte, amaçla bu amacı ortaya koyan gerekçeleri
birleştirebilmektedir. B grubundaki çocuklar ise reklâmların bir ürünün satışının ya
da tanıtımının yapıldığı algısının yolaçıkarak genelleme yaptıkları görülmektedir.
Onlara göre reklâmlar bir ürürünün satılması için vardır. Bu algıda onların reklâmla
ilgili amacı yakalamada etkili olmuştur. Oysaki A grubundaki çocuklar reklâmın
tanıtımıyla birlikte bu tanıtımında kullanılan alt düşünceleri açıklayabilmişlerdi. A
grubundaki öğrenciler bu tanıtma ve satışı artırma işinin nasıl yapılmaya
çalışıldığının daha fazla farkına varmışlardır.B grubundaki öğrencilerden bazıları bu
reklâmın amacını yalnızca gazete satmak olarak belirtirken A grubundaki öğrenciler
bu işin nasıl yapılmak istendiğini açıklayabilmektedir. A grubundan Onur, Muzaffer
ve Hasan’ın yanıtları buna örnek olarak verilebilir:
Öğretmen: Bu film hangi amaçla hazırlanmış olabilir. Ne anlatmak istiyor? Reklâmın
amacı nedir?
Onur: Çocuklar hep oyuna değil okumakla da oyun oynayabilir diyorlar yani. Mesela
şey… Bir dergi yapıp onu da okuyor mesela resim falan şey yapıyorya…
Öğretmen: Evet Hasan?
Hasan: Bence hem gazeteyi satmak için hem de çocukları eğlendirmek için olabilir.
Öğretmen: Evet?
Muzaffer: Veya öğretmenim mesela çocuklar her zaman aynı şeyi yapmasınlar belki
başka şeyleri de okuyarak belki başka bir şey öğrenebilirler gazeteden, onun için belki
amaçlamışlar.
Topitop
Tüm öğrenciler bu reklâm filminin amacını şekerin tanıtılması için olduğunu
belirtmekte. Ancak hiçbir öğrenci bu amaca nasıl ulaşılmaya çalışıldığını
açıklamamaktadır. Diğer reklâm filminde olduğu gibi bu filmde de reklâmın amacına
172
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Televizyon Reklâmlarına Yönelik Alımlamalarının
Eleştirel Düşünme Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
yönelik bir yargı geliştirebilen çocuklar, metninin amacını belirleyen diğer ögeleri
açıklayamamaktadırlar. Bu da amacı oluşturan alt düşünceleri anlamada yeterli
düzeyde düşünemedikleri anlamına gelmektedir.
Kirlenmek Güzeldir A
Öğrenci yanıtlarına göre B grubundaki öğrencilerin bu reklâmın amacını
tamamen yanlış anladıkları görünmektedir. Çocuklar kendi dünyalarında var olan
“oyun” şemasından yola çıkarak reklâmın amacına yönelik genel bir yargı
geliştirmişlerdir. Her zaman kendi sosyal çevrelerinde büyüklerden duydukları
misketlerin çocuklara zarar verecekleri, çocukların boğazına kaçar gibi… Zihinlerinde
var olan ön yargılar onların reklâmın amacını anlamalarının önüne geçmiştir.İlker,
Ali ve Yunus’un yanıtları bu yanlış anlamayı gösterir nitelikte:
Öğretmen: Film ne amaçla çekilmiş?
İlker: Öğretmenim misketler…
Öğretmen: Misketler?
İlker: Misketlerin satılmaması için çekilmiş.
Öğretmen: Sen Ali?
Ali: Satılsın ama küçük çocuklar alıyor, yutuyor. Belki ölebilir.
Öğretmen: Bu reklâm o amaçla mı çekilmiş Yunus?
Yunus: Evet. Çocuk geliyor, bilyeye uzanıyor. Alıyor yiyor.
Öğretmen: Hmmm O zaman bu reklâmın amacı bilyeler satılmasın mı?
Çocuklar: Evet.
Diğer taraftan A grubundaki öğrencilerinise reklâmın amacını kısmen doğru
olarak algıladıkları görülmektedir. Bu gruptaki çocuklardan bazıları oyun
oynayamama, bazıları ise kirlenmenin güzel olduğu düşüncesinin reklâmın amacı
olduğu kanaatini taşımaktadır.Hasan ve Onur’un yanıtları bu durumu göstermekte:
Öğretmen: Neyi amaç edinmiş bu reklâm filmi?
Hasan: Çocuklarını oyun oynayamaması.
Öğretmen: Başka var mı?
Onur: Kirlenmenin güzel olduğunu.
Onur: Öğretmenim gerçi Fatma öğretmen zaten demişti bu bazıları diyor ki
öğretmenim yerde yapmasak olur mu diyor Fatma öğretmen de bu eşofmanlar niçin alındı
zaten kirlenmek için alındı diyor.
Kirlenmek Güzeldir B
Her ne kadar öğrenciler reklâmda sözlü olarak verilen mesajlardan (son
mesaj olan kirlenmek güzeldir dışında) pek bahsetmese de bu reklâm filminin amacı
ve bu amaca nasıl ulaşılmak istendiği A grubundaki öğrenciler tarafından kısmen de
olsa doğru olarak anlaşılmış görünmektedir. Reklâmda çocukların sosyal yaşam
içinde yer almaları, oyun oynamaları ve böylece kendilerinin her bakımdan
geliştirecekleri düşüncesi ele alınmıştır. Böyle bir yaşam tarzı sonunda çocukların
173
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
kirlenmeleri de elbette ki güzel olacaktır. Çocuklar bu temel düşünceyi
destekleyecek alt düşünceleri ifade etmişlerdir.
Öğretmen: Yok. Peki bu reklâm filmi ne amaçla hazırlanmıştır sizce?
Zeynep: Anne ve babalara, bütün çocuklara yani dışarı çıkması gerektiğini kirlenmesi
doğal bir olay olmasını gösteriyordur belki.
Öğretmen: Bu amaçla mı çekilmiş sizce?
Eda: Evet bence de. Tanıtmak amacıyla, arkadaşlar hani oynasın…
Eda: Arkadaşlığın her zaman işbirliği içinde olmasını göstermek amacıyla da olabilir.
Zeynep: Ya da şey, üstü kirlenince bağırmak yerine nasıl olsa deterjan falan var, Omo
yıkar diye bir şey anlatmaya da çalışıyorlardır.
Ancak B grubundaki öğrencilerin reklâmın amacı konusunda kafaları karışmış
gibi durmakta. Bu öğrenciler reklâmdaki olaylar ile reklâmın amacı arasında bağlantı
kurmakta zorlanmakta:
Buket: Küçük çocuklar vardı öğretmenim. Kirlenmenin güzel olduğunu anlatmaya
çalışıyorlardı.
Öğretmen: Sence?
Rabia: Orda da küçük çocuklar güvercinler falan vardı.
Hatice: Pek fazla güzel değildi, çünkü ilk başta oyun oynadılar orda camdan kaçıyordu
mesela atlıyordu sonrada kirlenmek güzeldir dedi. Pek anlamlı değildi.
Öğrencilerin Reklâmlardaki İlgi Çekici Ögelere Yönelik Algıları
Hürriyet Çocuk
Bu reklâmla ilgili olarak lunapark, çocukların oyun oynamaları, kayarak
mekân değiştirmelerive özellikle gazetenin reklâmı gibi unsurların tüm öğrencilerin
ilgisini çektiği anlaşılmaktadır. B grubunda çocuklar reklâm öyküsünde yer alan
oyunlar, oyun ve eğlenme araçlarına daha çok dikkat ederken A grubundaki
çocukların mekânın bütününe yönelik genel bir yaklaşım ortaya koyarak ileti
üzerinden reklâmın çekiliş amacına yönelik yorumlar yapmaktadırlar. B grubundaki
çocuklar reklâm öyküsündeki oyun ve eğlence ögelerine ayrıntılı olarak
odaklanırken A grubundaki çocuklar öykünün yer aldığı parka bütüncül olarak
bakarak iletiye yönelik yorumlar yapmaktadır.
B Grubu
Öğretmen: Peki bu filmde dikkatinizi çeken bir şeyle oldu mu? Kıyafet olsun, müzik
olsun?
Yasemin: Hürriyet gazetesi.
Öznur: Öğretmenim hürriyet gazetesi çekti bi de tahterevallideki oğlanın oyun
oynaması çekti.Kızın da okuyarak başka şeyler yaparak..Dikkatimi çekti.
Songül: benim de hürriyet gazetesi çekti. Bi de çocuk ders çalışalım…. Öyle işte.
A Grubu
Gamze: Sözcükler, renkler, görüntüler her şey ilgimi çekti.
174
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Televizyon Reklâmlarına Yönelik Alımlamalarının
Eleştirel Düşünme Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
İlknur: Park, oynadıkları yerler, daha sonra hürriyet gazetesini yaptıkları yapboz onlar
ilgimi çekti.
Zeynep: Çocukların kurduğu güzel cümleler, birbirleriyle bağlantılı oldukları yani
sözcükler, bir de o şey renkli renkli park oyun yerleri falan.
Öğretmen: İzlediğiniz reklâm filminde izleyicinin ilgisi nasıl çekilmeye
çalışılıyor? Yani izleyicinin ilgisini çekmek için neler yapılmış?
Zeynep: Çocuklar önce şey, hazırlanıyorlar sonra kendi gazetelerinin
olduğunu da şey, gençlerin varsa bizim de var demek için kendi
gazetelerinin bide reklâmlarını yapıyorlar.
İlknur: Hareketlerle oyunlarla gazetelerinin tanıtımını yapıyorlar, ilgiyi
çekiyorlar öğretmenim.
Topitop
Öğrenci yanıtlarından bu reklâmda mizahi ve eğlenceli bir ögenin ilgi çekici
olduğu anlaşılmaktadır. Reklâmdaki çocuk karakterin dilini çıkarıp göstermesi tüm
öğrenciler tarafından reklâmın en ilgi çekici kısmı olarak belirtilmektedir. Ancak A
grubundaki öğrenciler reklâmda yer verilen diğer bazı ögelerinin daha fazla farkında
görünmekte, ilgi çeken ögeye yönelik ayrıntılara dikkate edebilmişlerdir. A
grubundan Eda ve Zeynep ile B grubundan Buket ve Rabia’nın yanıtları bu durumu
göstermektedir:
A Grubu
Zeynep: Çocuğun dilini çıkarması mesela.
Eda: Çocuğun dilini çıkarması, dövme yapması.
Öğretmen: En çok neyi vurguluyor orada? Çocuk niye dövme yapıştırırki veya niye
dilini boyarki siyah beyaza?
Eda: Dikkat çekmek için.
Öğretmen: Neyi vurguluyor işte o çocuk orada? Neyi vurgulamak ister?
Eda: Fanatik olduğunu, fanatiğim beni hani beni böyle herkes görsün ben fanatiğim
siz de istiyorsanız olabilirsiniz.
B Grubu
Öğretmen: Devam edelim. Filmde sizin ilginizi çeken hangi öğeler vardı?
Buket: Filmde benim ilgimi çeken bir şey yoktu.
Rabia: Benim de ilgimi çeken bir şey yoktu.
Öğretmen: Hiç bir şey yoktu. Peki bu izleyicinin dikkatini çekmek için neler yapılmış?
Rabia: Bunlar böyle diline falan sürmesi biraz dikkat edilir gibi oluyor. Ama benim
dikkatimi çekmedi.
Öğretmen: Sence?
Buket: Benim de dikkatimi falan çekmedi.
Kirlenmek Güzeldir A
175
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
Bu reklâmda çocuğun bilyeyi ağzına atıp yemeye çalışması tüm öğrencilerce
en dikkat çekici unsur olarak öne çıkmaktadır. Bu reklâm öyküsünde de yine
çocuklar eğlenceli ve komik olana öncelikle dikkate etmişlerdir. Ancak öğretmenin
derinleştirici sorular sormasıyla ortaya çıkan bir durum da A grubundaki
öğrencilerin reklâmda geçen diğer ögelere yönelik görüşler bildirdikleri, iletiyi
oluşturan alt düşüncelere temas ettikleri görülmektedir.
A Grubu: Bu gruptaki çocuklar kendilerine ilginç gelen durum ve olaylara
yönelik açıklamalar yapabilmişlerdir. Reklâmda yer verilen ilginç durumu
sorgulayarak reklâmın iletisine yönelik açıklamalar yapmışlardır.
Gamze: Oynayacak bir alan olmadığı için…
İlknur: Evde hep vaktini evde elektronik eşyalarla geçiriyor.
Öğretmen: Peki ilgisi nasıl çekilmeye çalışılmış bu reklâm filminin ilgisi?
Zeynep: Bu reklâm filminde öğretmenim dışarıya çıkmadığı için o çocuk misketi
bilmediği için şeker sanıp yuttuğu için öğretmenim bu, dikkat çekici oluyor burada.
Öğretmen: Başka arkadaki görüntüleri hatırlayın?
İlknur: Alo’nun tanıtımını yapıyorlar öğretmenim. İşte o temizler, dışarıya çıksın
çocuklar…
Öğretmen: Peki ordaki şeyi niye veriyor bilgiyi falan?
Gamze: Çünkü öğretmenim arkada ormanlık doğa vardı. Eğer çocuk çıksa yani temiz
hava olur.
İlknur: Üzerini kirletse temiz havası olur.
Öğretmen: İşte bu görüntüyü verdi, misketi ağzına aldı, sonra arkadan mesela nasıl
görüntü çıktı?
Gamze: Böyle bir şey yaptı. Sert gelince…
Öğretmen: Onu bitti, sonra arkadan ne çıkmıştı?
Zeynep: Bu ülkede yüzde yirmi sekizi dışarıda oynayamıyor. Hep evde vakitlerini
geçiriyor.
A grubundaki öğrencilerin aksine B grubundaki öğrenciler öğretmenin
derinleştirici sorularına yanıt verememiştir. Bu gruptan Yunus, İlker ve Ali’nin
konuşmaları bu duruma örnek olarak verilebilir:
Öğretmen: Peki bu reklâmda sizin ilginizi çeken ne oldu?
Yunus: Biyeyi yemesi.
Ali: Benimki de yemesi.
İlker: Orada çocuğun bilyeyi uzatması. Kibar oldu.
Öğretmen: Peki izleyicinin dikkati nasıl çekilmiş?
İlker: Bilyeyi yutması.
Ali: Evet öğretmenim. Bir çocuk bilyeyi yutamaz. Öyle inanmıyorum.
Yunus: Belki şeker gibi bir şey almıştır. Çocuk bilyeyi yutamaz.
Kirlenmek Güzeldir B
176
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Televizyon Reklâmlarına Yönelik Alımlamalarının
Eleştirel Düşünme Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
Bu reklâmda çocuk karakterlerin oynamaları, neşeli olmaları, işbirliği
yapmaları tüm öğrencilerin ilgisini en çok çeken unsurlar olarak öne çıkmaktadır.
Ancak A grubundaki öğrenciler reklâmda dikkatlerini çeken unsurların daha fazla
farkında görünmekte, ayrıntılara daha çok dikkat etmektedirler.B grubundaki
çocuklar ise reklâmın öyküsüne yönelik genel bir duruma dikkat ederler.Buket ve
Rabia ile A grubundan Zeynep’in yanıtları karşılaştırıldığından bu fark daha net
anlaşılmaktadır:
Öğretmen: Peki, bu reklâm filminde hangi öğeler vardı? Müzik olarak dikkatinizi
çeken, karakter olarak, öykü olarak, görüntü olarak neler sizin dikkatinizi çekti?
Buket: Çocuklar benim dikkatimi çekti öğretmenim.
Öğretmen: Başka var mı dikkatini çeken? Senin?
Rabia: Benimkide çocukların öyle neşeli olması benim çok dikkatimi çekti.
…
Öğretmen: Hem büyüklere hem küçüklere yönelik diyorsunuz öyle mi? Peki reklâm
filminde izleyicinin ilgisini nasıl çekilmeye çalışılmış dikkatinizi neyle çalışmışlar sizce?
Zeynep: Çocukların işbirliği yaparak arkadaşlarını çıkarması. Birlikte bir Salı çekip
kıyıya geçirmeleri mesela. Güvercin uçurmaları.
Diğer taraftan bu reklâmda geçen sözel mesajlar hiçbir öğrenci tarafından dikkat
çekici unsur olarak belirtilmemiştir. Üst gruptan Hasan’ın yanıtı bu durumu göstermektedir:
Öğretmen: Peki sence asıl dikkat çeken öğeler hangisi? Müzik olsun, kişinin söylediği
sözler olsun, karakter olsun, görüntü olsun neler senin dikkatini çekti?
Hasan: Görüntüler öğretmenim.
Öğretmen: Hangi görüntüler?
Hasan: Şu araba yapmaları falan, öğretmenim dikkatimi şu havuzdaki çocuk elinde bir
şey var öğretmenim o da dikkatimi çekti. Başka…
Öğretmen: Adamın söylediği sözler senin dikkatini çekti mi? Çektiği şeyler var mıydı,
çeken sözler?
Hasan: Hayır.
Öğrencilerin Reklâmlarda Verilen Mesajlara Yönelik Algıları
Hürriyet Çocuk
Öğrenci yanıtlarına göre bu reklâmda verilmek istenen mesajın “çocuk
gazetesi okuyarak hem eğlenebilir hem de öğrenebilirsiniz” biçiminde olduğunun
her iki gruptan öğrenciler de anlamış görünmekte. Ancak B grubundaki öğrenciler
almak, ders çalışmak, sadece oyun oynamamak gibi kendi yaşamlarında yer alan ön
bilgileri ya da reklâm kavramına yönelik genel algıları kullanmışlardır. A grubundaki
öğrenciler ise B grubunda yer alan öğrencilerin algılarına yönelik olan durumları
ayrıntılarıyla değerlendirmekte, reklâmın öyküsünde verilen eğlenerek okumanın
nasıl olabileceğiyle ilgili mesajı her yönüyle algılayabildiğini ifade edebilmektedir.Bu
durum A grubundaki çocukların eleştirel düşünme becerilerine sahip olduğu
anlamına gelir. B grubundan Yunus, Ali, İlker, Songül ve Öznur’un yanıtları ile A
grubundan Onur, Muzaffer, Zeynep ve İlknur’un yanıtları şu biçimde:
177
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
B Grubu
Öğretmen: Peki bu reklâmda verilmek istenen mesaj nedir?
Yunus: Çocuk şey… almaları için.
için.
Ali: Öğretmenin eğitmek için. Küçük yaşta bir şey bulması mesela bilmece bulması
İlker: Benimki de aynı.
Songül: Kitap okuyarak değil ders çalışarak demiş öğretmenim.
Öğretmen: Sen?
Öznur: Öğretmenim hep parkta oynayarak değil. Biraz kitap okuyarak, ders çalışarak
Çok fazla dışarıda oynamamak. Her şeyi saatinde yapmak.
…
A Grubu
Öğretmen: Şimdi mesaj sadece gazete okumak mı?
Onur: Öğretmenim mesela birisi oyun oynuyor birisi yani birisi oyun oynayarak
öğreniyor şeyi.
Öğretmen: Peki normal gazeteden ne farkı var bu çocuk gazetesinin? Niye böyle bir
reklâm yapıyorlar?
Muzaffer: Mesela içinde öğretmenim çocukların oynayabileceği belki oyunlar vardır
öğretmenim, fark bulmaca mesela, yedi farkı bul falan.
Zeynep: Bize oradaki mesajı gençlerin ya da yaşlıların okuduğu gazeteler, yani bizi
sıkar anlamında belki. Şey… O zaman biz kendi gazetemizi yapıyoruz yani Hürriyet Çocuk
Gazetesi’ni çıkartıyoruz.
İlknur: Sıkıntılı şeylerden kurtulduğunu falan açıklıyor öğretmenim, böyle oyunlarla
daha canlı olabilir hayat diyor.
Topitop
Her ne kadar reklâmın hazırlanış amacı tüm öğrenciler tarafından doğru
olarak dile getirilse de bu reklâmda verilmek istenen mesajın yalnızca A grubundaki
öğrenciler tarafından doğru biçimde anlaşıldığı görülmekte. B grubundaki öğrenciler
reklâm olgusundan yola çıkarak “şekeri almak” şeklinde açıklama yapmaktadırlar. A
grubundaki çocuklardan özellikle Eda ise verdiği cevapta mesajı gerekçesiyle birlikte
açıklayabilmektedir. A grubundan Eda ile B grubundan Rabia ve Buket’in yanıtları
bu durumu açıklamakta:
Öğretmen: Peki mesaj ne burada? Kişilere verilen mesaj?
Eda: Topitop alın fanatikliğinizi gösterirsiniz gibi bir şey anlatmak istiyordu galiba.
…
Rabia: Oradaki şekeri almamızı istiyor. Daha böyle o şekerin uygun olduğunu
göstermek istiyor.
Öğretmen: Sence Buket?
Buket: Bence o şekeri bize tanıtmak istediler.
178
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Televizyon Reklâmlarına Yönelik Alımlamalarının
Eleştirel Düşünme Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
Kirlenmek Güzeldir A
Verilen yanıtlardan bu reklâmda sunulan mesajın B grubundaki öğrenciler
tarafından yanlış anlaşıldığı görülmekte. B grubundaki öğrenciler yine ön bilgilerini
kullanarak reklâmın mesajına yönelik yargılar oluşturmuşlardır.Bilye oynama, temiz
giyinme, oyun oynama gibi eylemler reklâmın mesajı olarak ifade edilmiştir. Yunus,
Ali ve İlker’in yanıtları bu durumu göstermekte.
Öğretmen: Bu reklâm filminde verilmek istene bir mesaj var mı?
Yunus: Var. Bilyeyi çocuklar yutabilir.
Ali: Öğretmenim küçük çocuklara verilmemeli. Yutabilir.
İlker: Öğretmenim küçük çocuklara satılmaması.
Başka bir dikkat çekici nokta ise B gurubundaki öğrencilerin dikkat çekici olaya
odaklanıp reklâmda verilmek istenen mesajı kaçırabilmeleri.
Yasemin: Öğretmenin iki çocuk sokakta misket oynuyor. Diğer çocuğa misket
veriyorlar. O da ağzına alıyor. Boğazına kaçabilirdi. O çocuğun temiz üstü vardı.
Öğretmen: Başka?
Çocuklar: Kirlenmek güzeldir?
Öğretmen: Ne demek bu?
Yasemin: Çocuklar oynarken kirlenirler.
Songül: Çocuk ağzına bilye alıyor.
Öğretmen: Başka?
Songül: Onu yutabilir. Boğazına kaçabilir.
Öğretmenin reklâmın mesajı ile ilgili derinleştirici sorular sorması ile B
grubundaki öğrencilerin bu reklâmın hangi, ürünle ilgili olduğunu anlamalarına
karşın reklâmda verilmek istenen mesajı kavrayamadıkları net ortaya çıkmaktadır.
Bu gruptan Yasemin, Öznur ve Songül’ün yanıtları bunu açıklar niteliktedir:
Öğretmen: peki bu reklâm bize bir ürün tanıttı mı?
Yasemin Evet, şeyyy. Televizyonlarda… Omo.
Öğretmen: Peki bu filmle ürünün ne alakası oldu? Bağlantı kurdunuz mu?
Öznur: Hayır.
Songül: Hayır.
Diğer taraftan A grubundaki öğrenciler dikkat çekici olaya fazlaca takılmadan
reklâmda verilmek istenen mesajı doğru anlamış görünmekteler. Bu gruptan
Zeynep ve İlknur’un yanıtları şöyle:
Öğretmen: Peki bu reklâmda verilmek istenen mesaj ne?
İlknur: Çocukları hep evde tutmayın, dışarıya yollayın, onlar da biraz üzerlerini de
kirletsin. Alo da temizlesin.
Öğretmen: Alo da temizlesin mi?
İlknur: Alo kullanın diye işte böyle tanıtım yapıyorlar.
179
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
Zeynep: Çocuklarımız öğretmenim hem bu dönem sadece çocukların geçirdikleri
zaman olabilir. Büyüdüğünde öğretmenim mesela çocuğu olur o da bol bol pişman olduğu
için dışarı gönderir ama onun için çocuk olmak için keşke çıksaydım der.
Kirlenmek Güzeldir B
Bu reklâmla ilgili olarak B grubundaki öğrencilerin reklâmda konu edilen
ürünün farkında oldukları ve reklâmda verilmek istenen mesajın kısmen de olsa
anlamış oldukları görünmekte. Reklâmda tanıtılan ürüne odaklanarak reklâmdaki
öykünün sonunda tanıtılan ürünün adını söylemektedirler. Bu durum onlarda
reklâmlara yönelik geliştirdikleri genel algıdan kaynaklanmış olabilir. Çünkü bu
öğrenciler mesajın nasıl verilmeye çalışıldığının farkına varabilmiş değiller, bu
durum onların önceki reklâm öykülerinde olduğu önceden oluşturdukları reklâm
algısından yola çıkarak ürüne yönelik bir yargıya uylaştıkları anlamına gelir. Örnek
olarak B grubundan Buket ve Rabia’nın yanıtları bunu gösterir nitelikte:
Öğretmen: Oraya daha çok dikkatimi verdim diyorsun… Peki bu reklâm filminde
izleyiciye verilmek istenen mesaj ya da mesajlar nedir?
Buket: Bu Tursil daha iyidir demek istiyorlar herhalde.
Rabia: Kirlenince çocukları bu Tursille yıkayabilirsiniz demek istiyor olabilirler.
A grubundaki öğrencilerin yanıtları incelendiğinde bu gruptan bazı
öğrencilerin reklâmda mesajın yardımcı (alt) düşünceleri olan nasıl verilmek
istendiğini kavrayabildikleri fakat bu alt düşüncelerden yola çıkarak sentez yapıp
mesaja ulaşamadıkları görülmektedir. Üst gruptan Zeynep ile Hasan’ın yanıtları
karşılaştırıldığında bu durum açıkça ortaya çıkmakta.
Öğretmen: Peki bu reklâm filminde izleyiciye verilmek istenen mesaj ya da mesajlar
nedir? Hangi mesajı vermek istedi bu reklâm filmi?
Eda: Arkadaşlığı ve Omo’yu anlatmak istiyor galiba bence o.
Zeynep: Yardımlaşınca, işbirliği yapınca bunların ortaya çıkabileceği.
Öğretmen: Tek mesaj o mu? Yani mesajlar yardımlaşmak ve şey mi? Yardımlaşmayı
mı göstermeye çalışıyor bize bu yapımcılar?
Zeynep: Hep işbirliği ve yardımlaşma sonucunda ortaya çıkanlar ve oyun sonunda
kirlenince deterjan Omo yani yıkayabilir belki.
…
Öğretmen: Peki bu reklâm filmi o zaman niye çekilmiş? Onu anlatmıyor mu? Böyle
kirlen diyor sonra da yıkarız diyor. Ne demek istiyor burada bize ne mesajı vermek istiyor?
Hasan: Kirlenmenin mesajını veriyor öğretmenim. Kirlenmek güzeldir falan diyor o…
Öğretmen: Niye güzel olsun kirlenmek?
Hasan: Kirlenmek… (Susar).
Öğretmen: Güzel bir şey olabilir mi kirlenmek? Ya da ne için kirleniyor bu çocuklar?
Niye kirlendiler?
Hasan: Öğretmenim bir ürün varmış Omo diye öğretmenim yani kirlenince onları
yıkar diye reklâmda kirleniyorlar.
Öğretmen: Yani bu çocuklar neden kirleniyor ne yapıyor da kirleniyorlar?
180
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Televizyon Reklâmlarına Yönelik Alımlamalarının
Eleştirel Düşünme Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
Hasan: …
Öğrencilerin Reklâmlarda Konu Edilen Ürünlere Yönelik Algıları
Hürriyet Çocuk
Hem A hem de B grubundaki öğrenciler bu reklâmın ürünle yani çocuk
gazetesiyle ilgili düşüncelerini olumlu yönde etkilediğini belirtmekte. Ancak A
grubundaki daha önce de olduğu gibi öğrencilerin bu etkinin sebeplerini daha fazla
gerekçelendirebildikleri göze çarpmaktadır. Reklâmdaki ürüne yönelik algılarını
gerekçelendiren öğrenciler ürünü almak için daha makul tezler geliştirmektedirler.
B grubundan Yasemin, Öznur ve Songül ile A grubundan Hasan, Zeynep ve ilknur’un
yanıtları karşılaştırıldığında bu durum ortaya anlaşılmaktadır:
Öğretmen: Hürriyet çocukla ilgili düşüncelerini etkiledi mi?
Yasemin: Biraz.
Öğretmen: Nasıl?
Yasemin: Mesela öğretmenim çocukların oyununu daha az oynaması, kitabını daha
çok okuması.
Öznur: Aynı. Biraz etkiledi.
Songül: Benimki de
…
Zeynep: Ben bu reklâmı izledikten sonra gördüm çünkü şey, o aletlerle boş boşuna
zaman geçireceğimiz yerde hem gazete okur hem Türkçemizi geliştirir hem de şey, harfleri
birinci sınıftan beri daha iyi anlayabiliriz.
İlknur: Harfleri heceleri daha iyi geliştiririz, zamanımızı kaybetmeyiz.
…
Hasan: Sadece çocuklar için olduğu için ben etkilendim öğretmenim. Sadece
gazeteler sadece insanlar için bir şey oluyor ama bu gazetede çocuklar için de bir şey var.
Öğrencilerin reklâmda konu edilen ürünü satın alıp istemedikleri sorulunca
biraz farklı bir resimle karşı karşıya gelinmekte. Tüm öğrenciler bu reklâmın konu
edilen ürünle ilgili düşüncelerini olumlu yönde etkilediğini belirtmelerine karşın bu
ürünü satın alma ile ilgili düşüncelerinin yalnızca reklâmdan etkilenmediğini
belirtmekte. Yeterli paraya sahip olup olmama, ürünü gerçekten faydalı bulup
bulmama gibi diğer bazı etmenler de öğrencilerin satın alma davranışını
etkilemekte. Diğer bir deyişle, hiçbir öğrenci sadece bu reklâm filmini beğendiği için
ürünü satın almak istediğini belirtmemekte. Ancak yine de reklâmdan etkilenmiş
görünmekte. B grubundan Yunus, Ali ve İlker’in yanıtları şu biçimdedir:
Öğretmen: Yunus bu ürünü paran olsa satın almak ister misin?
Yunus: Almak isterim. Çünkü bulmaca var.
için mi?
Öğretmen: Peki reklâm etkili mi? Reklâmı gördüğün için mi almak istersin sevdiğin
Yunus: Sevdiğim için.
Öğretmen: Ali?
181
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
Ali: Paramız varsa babam da kızmıyorsa alırım.
Öğretmen: Neden?
Ali: Eğitim için. Bilmeceyle ilgili bilgi edinirim.
İlker: Eğitim için alırım.
A grubundan Muzaffer, Hasan ve Onur’un yanıtları ise şu biçimde:
Öğretmen: İkna edici buldunuz yani. Peki bu ürünü satın almak ister misin Muzaffer?
Paran olsa alır mısın?
Muzaffer: Alırım öğretmenim.
Öğretmen: Neden?
Muzaffer: Çünkü içinde yarayışlı şeyler varsa öğretmenim mutlaka almak isterim yani.
Öğretmen: Peki bunu alma fikri reklâm filmini izledikten sonra mı ortaya çıktı? Alma
fikri?
Muzaffer: Evet.
Hasan: Evet öğretmenim.
Onur: Görmesek nerden göreceğiz nasıl alacağız?
Topitop
Bu reklâmla ilgili ortaya çıkan ilginç bir durum bu reklâmda konu edilen
üründe kullanılan boya maddesinin tüm öğrencilerin ürünle ilgili düşüncelerini
olumsuz yönde etkilemiş olmasıdır. Reklâmların bütün yönleriyle anlaşılması ürünü
sorgulamalarını; ürüne yönelik olumlu ya da olumsuz düşünceler geliştirmelerini
sağlar. Çocukların ilgisini çekmek için yapılmış bu özelliğin tam tersi bir etki
oluşturduğu anlaşılmakta. B grubundan Rabia’nın görüşleri bu duruma örnek olarak
verilebilir.
Öğretmen: Senin de mi yok? Peki. Reklâm filmini konu edinen ürünle ilgili
düşüncelerini etkiledi mi lolipop şekeriyle ilgili fikirlerini etkiledi mi bu reklâm?
Buket: Etkilemedi.
Öğretmen: Niye?
Buket: Önceden almazdım, şimdi hiç almam.
Öğretmen: Niye almıyorsun?
Buket: Zararlı çünkü öğretmenim.
Rabia: Zararlı böyle.
Öğretmen: Zararlı olduğunu nerden anladınız?
Buket: Öğretmenim boyalı, boyası var, içine başka maddeler, tanımadığımız
maddeler koyuyorlar.
Öğretmen: Sen?
Rabia: Bence de hem ikna etsin diye renkli ve hep başka boyalardan yaptıkları için
almam.
182
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Televizyon Reklâmlarına Yönelik Alımlamalarının
Eleştirel Düşünme Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
Kirlenmek Güzeldir A
Bu reklâmda verilmek istenen mesajın B grubundaki öğrenciler tarafından
yanlış algılaması, bu öğrencilerin ürünle ilgili düşünceleri de olumsuz yönde
etkilemiş gibi görünmekte. Reklâmdaki öykü ve mesaj tam olarak anlaşılmadığında
çocuklar ürüne yönelik değil reklâmda geçen bir oyuna veya bir olaya yönelik
değerlendirmeler yaparlar. Böyle durumlarda çıkış noktaları daha önceden
kendilerine tembihlenmiş olan klişe düşüncelerdir. B grubundan Öznur ve
Songül’ün konuşmaları buna örnek olarak verilebilir:
Öznur: Bence öğretmenim zararlı olduğunu göstermeye çalışıyor.
Öğretmen: O zaman bu ürünü almak istemiyorsun değil mi?
Öznur: Evet.
Öğretmen: Sence Songül?
Songül: İstemem. Evde oturmaları gerek. Ders çalışmaları gerek.
Diğer taraftan A grubundaki öğrenciler reklâmda verilmek istenen mesajı
doğru olarak algıladıklarından ürünle ilgili daha olumlu düşüncelere sahipler ve
reklâmdan etkilenmiş görünmekteler. Bu etkilere yönelik ifadelerine dikkat edilirse
reklâm metnini tam da ayrıştıramadıkları görülür, oluşturdukları gerekçeler
reklâmla alakalı da olmayabilir. Ancak yanıtlarından öğrencilerin bu ürünü satın
alma ile ilgili düşünceleri başka etmenler (TSE belgesi, Türk malı olup olmaması gibi)
tarafından da etkilendiği ortaya çıkmakta. A grubundan Zeynep, İlknur ve
Gamze’nin düşünceleri bu durumu açıklamaktadır:
Öğretmen: Bu reklâm hani Alo reklâmı ya? Bu deterjanı almak istedin mi bu reklâmın
hemen arkasından?
Zeynep: Evet.
İlknur: Evet.
Gamze: Evet.
Öğretmen: Niye?
Zeynep: Öğretmenim çünkü çocuklarımız mesela büyüyünce anne olursa
öğretmenim, şey çıkar tabi öğretmenim o zaman tabi Alo kalırsa…
Öğretmen: Peki Alo reklâmı mı var bir de başka Tursil reklâmı da var, nasıl karar
vereceğim ikisinden birine?
İlknur: Öğretmenim TSE damgalarına bakarım, Türk malı falan yazıp yazmadığına
Gamze: Hem de öğretmenim üretildiği yere
İlknur: Üretildiği yere
Gamze: İçindeki maddelere bakarım.
İlknur: Ekonomiye yararı falan…
Kirlenmek Güzeldir B
Bu reklâmın konu edilen ürüne düşünceleri farklı biçimlerde etkilediği
söylenebilir. Bazı öğrenciler reklâmda çocukların rol almasının ikna ediciliğe katkıda
bulunduğunu belirtirken bazıları ise reklâmdaki çocuğun kapıdan çıkmak yerine
pencereden çıkmasının ürünle ilgili olumsuz düşünceler oluşturduğunu
belirtmektedir. B grubundan Rabia ve Hatice ile A grubundan Hasan’ın yanıtları şu
biçimdedir:
183
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
Öğretmen: Sende mi öyle? Peki, reklâm filmini konu eden ürünle ilgili düşüncelerinizi
etkiledi mi? Yani daha önce Omo’ya farklı bakarken bu reklâmdan sonra fikrin değişti mi
Rabia?
Rabia: Benim fikrim birazcık olsa da değişti.
Öğretmen: Niye?
Rabia: Çünkü öbür Omo reklâmlarında bir değişik kadınları oynatıyorlardı, burada
çocuklar neşeli bir şekilde oyun oynuyorlar.
Hatice: Hayır etkilemedi.
…
Öğretmen: İyi bir şekilde mi etkiledi düşünceni yoksa kötü, bu reklâmdan kötü mü
etkilendin yoksa iyi mi etkilendin?
Hasan: Kötü etkilendim öğretmenim.
Öğretmen: Niye?
Hasan: Şeylerden dolayı, sonra işte öyle kirlensin diyorlar öğretmenim. Sonra işte izin
almadan falan camdan falan iniyorlar.
Bu reklâm bazı öğrencilerin ürünü almaya yönelik düşüncelerini olumlu
yönde etkilemiş görünmekte. Yukarıda da belirtildiği gibi bu etkilenme reklâm
filminde çocukların rol alması sebebiyle oluşmuş gibi durmaktadır. Diğer taraftan
bazı öğrenciler her ne kadar reklâm filminden hoşlansalar da bu ürünü annelerine
tavsiye etmeyeceklerini belirtmekte. Ancak bu reklâmın konu edilen ürünle ilgili
düşünceleri etkilemesi bakımından iki grup arasında belirgin bir fark
belirlenememiştir. B grubundan Buket, Rabia ve Hatice ile A grubundan Zeynep ve
Eda’nın görüşleri bu durumu göstermektedir:
Öğretmen: Annene söyler misin peki anne bu Omo’yu alalım der misin? Markete
gittiğin zaman?
Buket: Evet derim.
Öğretmen: Bu reklâmdan kaynaklı mı dersin?
Buket: Evet öğretmenim, bu reklâmdan kaynaklı derim.
Öğretmen: Tamam. Bu ürünü satın almak istiyorsun yani?
Buket: Evet.
Öğretmen: Sebebi ne?
Buket: Çünkü öğretmenim, çocuklar çok neşeli kadınlar böyle girip alış veriş
yapıyorlardı, öyle yapıyorlardı. Çocuklar neşeli neşeli oynuyorlardı bu reklâmda.
Rabia: Kadınlar da çok sıkıcı oluyor hiç kimse iş yapmadığı için.
Öğretmen: Peki almak ister misin sen bu ürünü? Annene söyler misin?
Rabia: Söylemem, annem isterse alır istemezse almaz.
Öğretmen: Almaz diyorsun, tamam.
Hatice: Bu reklâmı izledikten sonra hayır anneme al demem.
…
Öğretmen: İkna etti. İzlediğiniz reklâm filmi konu edilen ürünle ilgili
düşüncelerinizi etkiledi mi? Yani bu reklâm filmi Omo ile düşüncelerini etkiledi mi,
neden? Yani şimdi mesela deterjan için sen markete gitsen, bu reklâmdan kaynaklı
Omo’yu almak ister misin almak istemez misin?
Zeynep: Almak isterim.
Eda: Evet.
Öğretmen: İster misiniz? Yani reklâmdan kaynaklı mı almak istiyorsunuz?
184
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Televizyon Reklâmlarına Yönelik Alımlamalarının
Eleştirel Düşünme Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
Eda: Evet reklâmdan kaynaklı.
Zeynep: Evet reklâmdan kaynaklı.
Öğretmen: İstediniz. Peki ürünü satın almak ister misin? Mesela annen diyor ki şu
ürünü al diyor sen de diyorsun ki yok ben artık Omo’yu almak istiyorum der misin mesela?
Eda: Derim.
Zeynep: Derim yani.
Tartışma
Olaylardan haberdar olma, bilgilenme, eğlenme ve boş zaman
değerlendirme amaçlı olarak günümüz insanı tarafından sıklıkla kullanılan kitle
iletişimi ve araçları bir endüstri haline gelmiş durumdadır (Erdem, 2008: 38).
Reklâmlar ise genelde kâr maksimizasyonu mantığı ile çalışan bu endüstrinin
vazgeçilmez enstrümanları arasındadır. Reklâmlar, çocuklarda tüketim
alışkanlıklarının oluşmasında ve çocukların tüketici kimliği kazanmalarında önemli
etkiye sahiptir. Günümüz çocukları yoğun iletişim bombardımanı altında yoğun
biçimde reklâmlara maruz kalmaktadır (Asena, 2009: 5).
İster görsel ister yazınsal olsun her türlü kurmaca metinlerde olduğu gibi
reklâmların da bir iletisi vardır. Bu ileti öyküyü oluşturan olay üzerinden aktarılmaya
çalışılarak ürün tanıtılır. Öykü birbirine sebep sonuç ya da kronolojik ilişkilerle bağlı
olaylarla bu olaylardaki karakterler ve mekândan (ortam) oluşur. Reklâm
metinlerindeki öykü izlenirken çocuklar bazen olayın ilginç bir bölümüne, bazen de
öyküdeki bir kahramana, eyleme, oyuna ya da ortamdaki renkli ve dikkat çekici
ögelere takılırlar. Yürütülen bu araştırmada elde edilen bulgulara göre katılımcı
öğrenciler, izledikleri reklâmların öykülerini genellikle doğru ama birbirlerinden
farklı düzeylerde hatırlayıp anlatabilmektedir. Bazı çocuklar olayın ayrıntısı,
kronolojik sıra, mekân ve kişilerin özelliklerine dikkat ederek öyküyü anlatabilirken
bazı çocuklar ise öyküye ait bir bölümü ya da kendilerine ilginç gelen olay ve
durumları hatırlamaktadır. Çocukların reklâm öyküsünde oyun alanları, şekerler,
futbol takımı gibi kendi yaşantılarında yer alan kavramları daha çok
hatırlayabilmeleri doğaldır. Ancak öyküyü dikkatli izleyebilen, öyküyü oluşturan
ögeleri ayrıştırarak algılayabilen çocukların düşünme ve algılama becerilerinin daha
üst düzeyde olduğu söylenebilir. Bu çalışmada elde edilen bulgular da yüksek
eleştirel düşünme düzeyine sahip öğrenciler mesaj ile öykü arasındaki ilişkilerin
farkına varabilmenin yanı sıra reklâm öyküsünün ayrıntılarını hatırlama ve
reklâmdaki olaylar arasında bağlantılar kurmada daha başarılı olduğunu
göstermiştir. Öykünün birkaç olay örgüsüyle aktarıldığı reklâmlarda çocukların bir
kısmı bu olaylardaki ayrıntılara dikkat ederek bunlar arasındaki benzerlikleri
yakalamaya çalışmış, bazı öğrenciler ise reklâm metinine genel bir yaklaşım ortaya
koyarak ayrıntılara dikkat etmemiştir.
Araştırmalara göre 8-11 yaş aralığındaki çocuklar reklâmların ikna etme
amacının farkındadır. Bu çocuklardan yalnızca %8’i reklâm mesajlarına
inanmaktadır (Kapferer, 1991: 54-65, akt. Arslan, 2010: 19). Bu çalışmada da benzer
185
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
bir sonuç elde edilmiş, katılımcı öğrencilerin reklâmların yayınlanma amacının
temelde ürün satışını etkilemek olduğunun farkında bulundukları anlaşılmıştır.
Ancak, yüksek eleştirel düşünme düzeyine sahip öğrenciler reklâmla bu amaca nasıl
ulaşılmak istendiğini de açıklayabilmektedir. Diğer bir deyişle bu öğrenciler
reklâmların amaçlarını çözümlemede daha başarılıdır ve reklâmların yayınlanma
amaçlarıyla ilgili daha yüksek farkındalık sergilemektedir. Diğer taraftan düşük
eleştirel düşünme düzeyine sahip bazı öğrencilerin yanıtlarından anlaşıldığı
kadarıyla reklâmda verilen mesajın öğrenciler tarafından yanlış anlaşılması,
reklâmın yayınlanma amacının da yanlış algılanmasına yol açabilmektedir.
Çocuklar izledikleri arasında bağlantılar kurarken kendi dünyalarındaki
düşünceleri kullanırlar. Kirlenmek güzeldir adlı reklâm metninde çocuklar,
birbirinden bağımsız oyun alanlarında eğlenirken hayatı tanımakta, yaparak ve
yaşayarak öğrenmektedir. Araştırmaya katılan öğrenciler bu reklâmda birbirinden
bağımsız oyun alanları arasında algı kurmak yerine her bir oyun alanını kendi
dünyalarından yola çıkarak değerlendirmiştir. Bu durum iletiden ziyade kendi yaşam
alanlarına yönelik görselleri daha kolay algıladıklarını, ilginç gelen ögelere yönelik
daha güçlü algılar geliştirdiklerini göstermektedir. Öğrencilerin reklâmlardaki ilgi
çekici ögelere yönelik alımlamaları incelendiğinde düşük eleştirel düşünme
düzeyine sahip öğrencilerin dikkat çekiciliği yüksek olan ögelere odaklandıkları ve
diğer bazı ögeleri dikkatlerinden kaçırabildikleri belirlenmiştir. Araştırma
sonuçlarına göre yüksek eleştirel düşünme düzeyine sahip öğrenciler diğer
öğrencilere göre dikkat çekiciliği düşük olan ögelerin daha fazla farkına varmaktadır.
Bilindiği gibi propaganda, bilgi kirliliği, toplumsal mühendislik çabaları gibi
toplumu yönlendirmeye dönük faktörler karşısında bireylerin sağlıklı düşünüp
bilinçli davranabilmeleri eleştirel düşünebilmeleriyle yakından ilişkilidir (Alkaya,
2006, Aybek, 2006, Kürüm, 2002, Şahinel, 2001). Bu çalışmanın belki de en ilginç
bulgusu reklâmlarda verilmek istenen mesajları algılama noktasında düşük ve
yüksek eleştirel düşünme düzeyine sahip öğrenciler arasında belirgin bir farkın
ortaya çıkmış olmasıdır. Bulgulara göre düşük eleştirel düşünme düzeyine sahip
öğrenciler dikkat çekici ögelere odaklanarak verilmek istenen mesajı yanlış
algılayabilmektedir. Benzer biçimde, mesajın örtük olarak verilmek istendiği
durumlarda da düşük eleştirel düşünme düzeyine sahip öğrenciler mesajı
çözümlemede başarılı olamamaktadır. Yüksek eleştirel düşünme düzeyine sahip
öğrenciler ise üstü kapalı verilen mesajları çözümlemede diğer öğrencilere göre çok
daha başarılıdır.
Diğer taraftan çocukların algılarını kendi yaşam dünyalarına ait ögeler
belirlediği gibi bazen de evde ailelerin, okulda öğretmenlerin verdikleri nasihatlerin
onların algıları üzerinde etkili olduğu görülmektedir. Kendilerini hep daha iyi çocuk,
daha iyi öğrenci olmaları yönünde uyaran sosyal çevre, öğrenciler izlediklerinde
algılarında, anlam elde etme sürecinde de etkilidir. Bu yüzden de çocuklar öykü ve
iletiye yönelik düşüncelerini aktarırken büyüklerin fikirlerini kullanırlar. Kitap
okumanın güzel bir şey olduğu, bilyenin zararlı olduğu, ağza alınırsa boğaza
186
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Televizyon Reklâmlarına Yönelik Alımlamalarının
Eleştirel Düşünme Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
kaçabileceği, oyun oynamak yerinde ders çalışmak gerektiği fikirler bunlardan
bazılarıdır.
Çocukların reklâmların amaçlarıyla ilgili algılarına bakıldığında bir kısım
öğrencilerin genellemelerden yola çıkarak görüşler geliştirdiklerini, düşünme
becerileri daha üst düzeyde olan öğrencilerin ise reklâmın amacını gerekçesiyle
birlikte açıklayabildikleri görülmektedir. Her türlü metin bir amaca yönelik
oluşturulur ve metinsellik ölçütlerinden birisi de amaçlılıktır. Metnin amacını ise o
metinde yer alan alt düşünce, olay ve durumlar oluşturur. Üst düzey düşünme
becerisine sahip olan öğrenciler metinde var olan olay ya da düşüncelerden yola
çıkar ve metnin amacına ulaşabilmiştir. Gazete tanıtıma ait reklâm metninde
eleştirel düşünme becerileri üst düzeyde olan öğrenciler reklâmın amacını doğru
algılayabilmiş ve gerekçesiyle birlikte açıklayabilmiştir.
Eleştirel düşünme becerisi bir metindeki alt düşüncelerle o düşüncelerin ya
da olayların ortaya koyduğu ana düşünceyi ve temayı anlamayı, aralarında ilişki
kurmayı gerektiren bir süreçtir. Bu araştırmada eleştirel düşünme becerileri daha
alt seviyede olan öğrenciler inamacı oluşturan alt düşünceleri anlamada yeterli
olmadıkları belirlenmiştir. Bu öğrenciler reklâmdaki temel düşünceye dair ortak
fikre sahip olsalar da bu fikri geliştirecek ve ortaya koyacak alt düşünceleri izah
edememektedirler. Öte yandan eleştirel düşünme düzeyinin önemini kanıtlayan bir
durum da çocuklar mizah ve eğlence ögelerine dikkate etmeleriyle ilgili olarak
ortaya çıkmıştır. Yüksek eleştirel düşünme düzeyine sahip öğrenciler öyküde ilginç
buldukları olaylar ve durumlara eleştirel bir gözle bakabilirken diğer öğrenciler ise
bu durumu sadece bir eğlence ögesi olarak görebilmiştir.
Reklâmların konu edilen ürünlere yönelik etkisi incelendiğinde çalışma
kapsamında öğrencilere izlettirilen reklâmların genel olarak öğrencilerin ürünlere
yönelik algılarını olumlu yönde etkilediği görülmektedir. Bu açıdan düşük ve yüksek
eleştirel düşünen öğrenciler arasında belirgin bir fark bulunmamaktadır. Ancak,
yüksek eleştirel düşünme düzeyine sahip öğrenciler reklâmda kendilerini etkileyen
ögelerin daha fazla farkındadır ve kendilerini neyin etkilediğini açıklayabilmektedir.
Diğer taraftan, öğrenciler her ne kadar reklâmlardan etkilenip ürünü satın almak
istediklerini belirtseler de öğrencilerin satın alma davranışının ürünün kalitesi,
ürünün Türk malı olup olmaması, ailesinin ürünle ilgili görüşü, yeterli miktarda
paraya sahip olup olmama gibi diğer başka etmenlere de bağlı olduğu
anlaşılmaktadır. Bu durum sosyal çevrenin önerdiği düşüncelerin, reklâmda
önerilen düşüncelerin önüne geçebildiği anlamına gelmektedir. Bu bulgular alan
yazındaki bazı çalışmalarda elde edilen bulgularla tutarlıdır. Örneğin Ward, Reale ve
Levinson (1972) tarafından yapılan araştırma sonucuna göre, çocuklar büyüdükçe
reklâma olan inançlarını kaybetmeye başlamaktadır. Zamanla, reklâmlarda yer
alanların, onları etkilemeye yönelik olduğunu anlamakta ve reklâma daha az
inanmaktadır (akt. . Asena, 2009: 13). Ancak diğer taraftan, öğrenciler her ne kadar
reklâm mesajlarına şüpheyle yaklaşsalar da Quadır ve Akaroğlu’nun (2009)
yürüttüğü araştırma sonuçlarına göre öğrencilerin %58’i reklâmları inandırıcı
187
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
bulmakta ve %91’i reklâmda gördüğü ürünü satın almak istemekte böylelikle
gereksiz tüketime yönlendirilmektedir.
Sonuç ve Öneriler
Araştırmada elde edilen bulgulara göre düşük ve yüksek eleştirel düşünme
düzeylerine sahip öğrenciler arasında reklâmlara yönelik alımlamalar arasında
belirgin ya da az belirgin farklar bulunmaktadır. Yüksek eleştirel düşünme düzeyine
sahip öğrenciler farkına varma, çözümleme ve ilişkilendirme işlerinde düşük
eleştirel düşünme düzeyine sahip öğrencilere göre daha başarılıdır. Bunun yanı sıra
özellikle örtük mesajların çözümlenmesi noktasında iki grup öğrenci arasında
belirgin bir fark bulunmaktadır. Çözümleme, çıkarımda bulunma, yorumlama,
değerlendirme, öz değerlendirme gibi bilişsel beceriler eleştirel düşünme
becerilerinin içindedir. Yüksek eleştirel düşünme düzeyine sahip öğrencilerin bu
becerileri daha çok ve daha etkili kullandıkları düşünüldüğünde bu öğrencilerin
neden örtük mesajları çözümleme ya da ilişkileri belirleme gibi işlerde daha başarılı
oldukları anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi medya okuryazarlığı ve eleştirel düşünme becerileri
öğrenilebilir/öğretilebilir becerilerdir. Araştırma kapsamında ulaşılan bulgular,
öğrencilere bu becerilerin kazandırılmasının önemini bir kez daha ortaya
koymaktadır. Çünkü medya okuryazarı bireyler eleştirel bakışla medya mesajlarını
değerlendirebilmekte ve medya mesajlarının inançlar, değerler ve davranışlar
üzerindeki etkisinin farkına varabilmektedir (Kartal, 2007). Bu noktada İlgili alan
yazının ve kaynakların yetersizliği göz önüne alındığında eleştirel medya
okuryazarlığı öğretimi ile ilgili yapılacak tüm çalışmalar büyük önem kazanmaktadır.
Öte yandan öğrencilerin olumsuz medya mesajlarından kendilerini
koruyabilmeleri için eleştirel medya okuryazarlığı eğitimi küçük yaşlardan itibaren
verilmeye başlanması gerekmektedir. Ebeveynler Eleştirel medya okuryazarlığı
öğretimi, bazı ülkelerde örneği olduğu gibi dil ve sosyal bilgiler ya da ana dil gibi ana
derslerle
rahatlıkla
bütünleştirilebilir.
Ülkemizdeki
uygulama medya
okuryazarlığının nispeten ileri yaşlardaki öğrencilerin alabilecekleri ayrı bir seçmeli
ders olarak sunulmasıdır. Bu dersin işlenişiyle ilgili alan yazında yer verilen
öğretmenlerin yeterli donanıma sahip olmamaları, finansal yetersizlikler, popüler
metinlerin derslerde çözümlenmemesi (Şeylan, 2008) gibi diğer bazı sıkıntılar da göz
önüne alındığında bu uygulamanın uygun olmadığını ve yeterince etkili
olamayacağını değerlendirmekteyiz.
Kaynakça
Akar, C. (2007). İlköğretim öğrencilerinde eleştirel düşünme. Yüksek Lisans Tezi,
Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Alkaya, F. (2006). Eleştirel düşünme becerilerini temele alan fen bilgisi
öğretiminin öğrencilerin akademik başarılarına etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Mustafa
Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Hatay.
188
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Televizyon Reklâmlarına Yönelik Alımlamalarının
Eleştirel Düşünme Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
Altunbaş, H. (2007). Çocukların satın alma noktasında marka tercihleri; anne ve
çocuklar üzerine bir inceleme. IV. Uluslararası Çocuk ve İletişim Kongresi. (22-24 Ekim).
İstanbul: İstanbul Üniversitesi.
Apak, Ö. (2008). Türkiye, Finlandiya ve İrlanda ilköğretim programlarının medya
okuryazarlığı açısından incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Kocaeli.
Aslan, H. (2009). Medya okuryazarlığının görsel kültür ve sanat eğitimi ekseninde
çözümlenmesi. Yüksek Lisans Tezi, On Dokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Samsun.
Ayaşlıoğlu, E. (2007). Yoksulluk ve reklâm algısı: Reklâm metinlerine yönelik
algılamalar üzerine bir alan çalışması. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Baumer, L. & Starkey, J. (1973). Attitudes of students in grades six, eight, and
twelve toward television commercials. U.S. Department of Health, Education & Welfare
National Institure of Education. ERIC Documents ED077233.
Büyüköztürk, Ş., Kılıç Çakmak, E., Akgün, Ö. E., Karadeniz, Ş. ve Demirel, F.
(2009). Bilimsel araştırma yöntemleri. Ankara: Pegem Akademi.
Crew, R. E. (2004). Viewer meanings for television’s hybrid reality shows: An
audience reception study of the survivor series. Doctoral Dissertation. Union Institute
and University Cincinnati, Ohio. UMI Number: 3155992.
Donohue, T. et al. (1977). Black and white children’s perceptions of the ıntent
and values in specific adult and child oriented television commercials. U.S. Department
of Health, Education & Welfare National Institure of Education. ERIC Documents
ED139056.
Dorr, A. & Grawes, S. (1979). Television literacy for young children. New York:
Viking Press.
Facione, P. A. (1990). Critical thinking: A statement of expert consensus for
purposes of educational assessment and instruction – Executive summary – The Delphi
report. Millbrae, CA: The California Academic Pres. ERIC Document Reproduction
Service ED 315 423.
Fırlar, B. G. (2005). Türkiye’de milenyum reklâmları. Bilig, 33, 23-43.
Gökalp, E. (2011). Medya, kitle iletişimi ve toplum. (Ed.: N. Suğur). İnsan ve
toplum. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Güzel, S. (2005). Eleştirel düşünme becerilerini temele alan ilköğretim 4. sınıf
sosyal bilgiler öğretiminin öğrenme ürünlerine etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Mustafa Kemal
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Hatay.
Hoijer, B. (2005). İzleyicilerin Televizyon programlarını alımlayışı: kuramsal ve
metodolojik değerlendirmeler. (Ed.: Ş. Yavuz). Medya ve izleyici bitmeyen tartışma.
Ankara: Vadi Yayınları.
Karahan, F. (2004). İkidilli reklâmlar ve sunulan kimlikler. Hacettepe Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Dergisi, 21(2), 101-116.
Kartal, O. Y. (2007). Ortaöğretim 10. sınıf öğrencilerinin televizyon dizilerindeki
mesajları algılamalarında medya okuryazarlığının etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale
18 Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çanakkale.
189
Cenk AKBIYIK, Adnan KARADÜZ
Kula Demir, N. (2007). Elazığ’da Kurtlar Vadisi Dizisinin Alımlanması. Sosyal
Bilimler Dergisi, 9(2), 251-266.
Kürüm, D. (2002). Öğretmen adaylarının eleştirel düşünme gücü. Yüksek Lisans
Tezi, Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
Means, R. R. (1996). Satire of stereotype? A reception analysis of African
American portrayals in black situation comedies. Doctoral Dissertation, Graduate
College of Bowling Green State University, Ohio. UMI Number: 9713114.
Nicklas, T. A. et al. (2007). Impact of commercials on food preferences of lowincome, minority preschoolers. Journal of Nutrition Education and Behavior, 43(1), 35-41.
Öncel Taşkıran, M. N. (2005). Büyüklere reklâmlar, küçüklere masallar;
reklâmlara çocuk gözü ile bakış; semiyotik bir değerlendirme. İstanbul Üniversitesi 2’nci
Uluslararası Çocuk ve İletişim Kongresi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.
Özdemir, Z. (2007). Televizyon reklâm filmlerinin tüketici davranışlarına etkisi.
Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Öztürk, Ö. (2007). Aldatıcı televizyon reklâmlarına karşı tüketicinin korunması.
Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Quadır, S. E. ve Akaroğlu, G. (2009). Televizyon reklâmlarının çocuk tüketiciler
üzerine görsel etkilerinin bir incelemesi. Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Akademik
Dergisi, 6(1), 78-98.
Saly, W. (1974). Television and the young consumer. An analysis of consumer
needs of children and a proposal for the utilization of these needs. International Festival
of Children’s Television. (March 31 – April 2). Washington. EricDocument ED089738.
Savran, B. (2000). Reklâmlar ve tıbbi etik. Tıp Dünyası, 68.
Şahinel, S. (2001). Eleştirel düşünme becerileri ile tümleşik dil becerilerinin
geliştirilmesi yaklaşımını temel alan Türkçe öğretim programının toplam erişi ve
kalıcılığa etkisi. Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Semal, L. & Hammett, R. (1998). Critical media literacy: content or process?
Review of Education Pedagogy, and Cultural Studies, 20(4), 365 – 384.
Silkü, H. A. (2007).Farklı kültürlerde çocukların tüketime yönelmesinde
televizyon ve televizyon reklâmlarının etkisi. IV. Uluslararası Çocuk ve İletişim Kongresi.
(22-24 Ekim). İstanbul: İstanbul Üniversitesi.
Stearns, P. L. (2000). A Reception analysis of the decoding of post-civil rights era
black genre films by African Americans. Doctoral Dissertation, Graduate College of
Bowling Green State University. Bowling Green, Ohio. UMI Number: 9905056.
Şeker, T. (2009). 5N1K haber programının alımlama analizi. Selçuk İletişim, 5(4),
105-117.
Şeylan, S. (2008). Medya okuryazarlığı dersi uygulamalarında dünya üzerinde görülen
aksaklıklar. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
TDK. (2012). Türk Dil Kurumu Güncel Sözlük. http://www.tdk.gov.tr.
Thoman, E. & Jolls, T. (2003). Literacy for the 21st Century: An overview &
orientation guide to media literacy education. Center for Media Literacy.
Tosun, N. Z. (1991). Çocuklara yönelik reklâmların etkileri ve bir araştırma.
Doktora Tezi. Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Yıldırım, A. ve Şimşek, H. (2008). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri.
Ankara: Seçkin Yayıncılık.
190