Kültürel Özgüveni
Perçinleyelim*
Xi Jinping
Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
Bir ulusun tüm arayışları, tarihine demirlenir. 5.000 yıllık Çin uygarlığı, Çin
halkı için tükenmez bir can çeşmesi, ulusun güven ve gurur kaynağı olarak
hizmet ediyor.
Çin Uygarlığının Eşsiz Mozaiği
EN YÜKSEK AĞAÇLAR BİLE KÖKLERİNDEN
büyür ve en uzun nehirler bile bir kaynaktan akar.
Peki Çin ulusunun kökleri nerede ve kaynağı nedir?
Çin uygarlığı nasıl ortaya çıktı ve bugüne nasıl ulaştı?
Çin’de modern arkeolojinin doğuşundan bu yana
Çin ulusunun ve medeniyetinin kökenleri hakkında
birçok büyük keşif yapılmıştır. Mianchi’deki Yangshao bölgesi, Anyang’daki Yin kalıntıları, Xi’an’daki
Banpo bölgesi, Tai’an’daki Dawenkou bölgesi, Qin’in
İlk İmparatorunun Terracotta Ordusu, Changsha’daki Mawangdui mezarı, Hemudu Yuyao’daki yerleşim
yeri, Yuhang’daki Liangzhu bölgesi, Yanshi’deki Erlitou bölgesi, Guanghan’daki Sanxingdui bölgesi, Suixian’daki Zeng Marquis Yi’nin mezarı, Xiangfen’deki
Taosi bölgesi, Shenmu’daki Shimao bölgesi, Tianmen’deki Shijiahe bölgesi, Pujiang’daki Shangshan
bölgesi, Nanchang’daki Haihun Markisinin mezarı
ve çok daha fazlası. Bu başarılar tarihin yolunu çiz-
miş, güvenilirliğini artırmış, anlamını zenginleştirmiş ve ona canlılık vermiştir.
Çin Uygarlığının Kökenlerini ve
Gelişiminin Tarihsel Yolunu Aydınlatmak
Medeniyetlerin doğuşu ve milletlerin ortaya çıkışı
insanlık tarihinin en önemli olayları arasındadır.
Uluslararası alanda bilim adamları bir süredir bu
konuya odaklanarak birçok kavram ve teori ortaya
koydular. Bununla birlikte, kayda değer bir süre
boyunca, Çin tarafından temsil edilen eski Doğu
uygarlıklarının kökenleri ve erken gelişimi hakkında
bir veri kıtlığı ve sistematik bir anlayış eksikliği vardı.
Çin’deki arkeolojik çalışmaların sürekli ilerlemesiyle,
ülkenin antik tarihini ve tarih öncesini örten gizem
perdesi yavaş yavaş kaldırıldı. Arkeolojik keşifler,
Çin tarihinin milyonlarca yıllık insanlık, 10.000 yıllık
kültür ve 5.000 yıllık uygarlık tarihini barındırdığını
kanıtlamıştır.
Ülkemiz insanlığın Doğu’daki beşiğidir ve Afrika
* Qiushi Journal, Çince baskısı, No. 23, 2020’de yayınlanmıştır. Orijinal Çince biçiminden İngilizceye çevrilirken kısaltılmıştır
(http://en.qstheory.cn/2021-03/18/c_603665.htm). Onurcan Balcı tarafından İngilizceden Türkçeye çevrilmiştir.
Atıf: Xi, J. (2022). Kültürel özgüveni perçinleyelim. BRIQ Kuşak ve Yol Girişimi Dergisi, 3(4), 24-27.
Xi Jinping, Datong Şehrindeki Yungang Mağaralarında tarihi ve kültürel mirası koruma faaliyetlerini denetledi.
(Xinhua/Liu Bin, 2020)
ile birlikte en eski insanların ortaya çıktığı yerdir.
Pekin Adamı 500.000 yıl önce ateş yakma yeteneğine
sahipti ve bunun dünyadaki ilk örneklerinden biri
olarak tarihe geçi. On bin yıl kadar önce, atalarımız
darı ve pirinç ekiyordu, bu da tarımın Batı Asya
ve Kuzey Afrika’da olduğu gibi burada da ortaya
çıktığı anlamına geliyordu. Müzik aletleri ve sığınak
kanoları gibi Çin icatlarının yanı sıra hidrolik
mühendisliği ve astronomi gibi alanlardaki keşifler
de dünyanın en eskileri arasındaydı. Buna ek olarak,
Çin’in arkeolojik çalışmaları, medeniyetlerin farklı
bölgelerde nasıl başladığını ve geliştiğini ve Çin
ulusunun ve medeniyetinin çeşitlilik içinde nasıl
bir birlik modeline dönüştüğünü açığa çıkardı. Bu
çalışmalar aynı zamanda, Çin toplumunun hayatta
kalması ve gelişmesinin bağlı olduğu değerleri ve
günlük yaşantımızda bilincinde olmayarak bizi
bir şekilde etkileyen kültürel kodları aydınlığa
kavuşturdu. Bu büyük başarılar, Çin uygarlığının
tarihini daha etkin bir şekilde incelememiz ve tüm
ulusumuzun tarihsel anlayışını şekillendirmemiz
için bize dayanak sağladı. Bu nedenle bu kazanımlar,
siyasi, kültürel, sosyal ve tarihsel açıdan oldukça
önemlidir.
Çin Uygarlığının Şanlı Başarılarını
Sergileyelim
Çin’de yapılan keşiflere dayalı çıkarımların bazıları
şunlardır: Çömlek yaklaşık 13.000 yıl önce icat
edilmiş; dünyanın en eski pirinç ve darı bitkileri
yaklaşık 10.000 yıl önce ekilmiş; yaklaşık 9.000 yıl
önce yeşim eşyaları üretilmeye başlanmış; 8.000
yıl önce kemiklere ve kaplumbağa kabuklarına
Çincenin atası olan semboller oyulmuş, hayvanlar
evcilleştirilmiş, alkollü içecekler icat edilmiş, cila
sanatı gelişmiş, ipek böceği yetiştirilerek ipek
25
Henan Eyaletindeki Anyang Müzesi’nde sergilenen, Fu Hao Mezarı’nda çıkarılan bronz bir tasın iç kısmında bir
yazıt. Bulunan kehanet kemiği yazıtları, hem Çin uygarlığının hem de bir bütün olarak insan uygarlığının gelişimi
hakkında çığır açan bir keşiftir. (Xinhua/Li An, 2018)
üretilmiş ve bitkisel ilaçlar kullanılmış; yaklaşık
7.000 yıl önce tekerlek ve aks icat edilmiş; 6.000
yıl önce yüksek sıcaklıklarda pişirilen seramikler
yapılıyormuş; 5.000 yıl önce devlet yapısı ortaya
çıkmış ve 4.000 yıl önce metalurjide ustalaşılmış.
Bu keşifler, Çin’in Neolitik Çağ’dan Tunç Çağı’na ve
Demir Çağı’na kadar antik dünyanın gelişiminin her
döneminde tarım, hayvancılık, tıp gibi bir dizi alanda
etkileyici başarılarla öncü olduğuna dair yeterli kanıt
sağlıyor. Bu büyük başarılar, Çin ulusunun girişimci
ve yenilikçi ruhunu gözler önüne serdi. Geçmişten
günümüze ulaşan eserlerdeki zengin sanatsal değer
ve bilgelik Çin’in kültürel anlamda önemli bir güven
kaynağıdır.
26
Çin Uygarlığının Dünyaya Katkılarını
Ortaya Çıkaralım
Çin, antik çağlardan günümüze kesintisiz devam
eden dünyadaki tek uygarlıktır. Çin, uzun tarihi
boyunca akdarının batıya yayılması, buğday
ve metalurjinin doğuya yayılması ve İpek Yolu
gibi çeşitli kanallar aracılığıyla diğer dünya
uygarlıklarıyla etkileşime girebilmiş ve bu süreçte
karşılıklı mübadelelere girişmiş ve onlardan
öğrenmiştir. Çin, derin düşünce sistemini,
bilim, teknoloji, kültür ve sanattaki başarılarını
ve benzersiz kurumsal yeniliklerini dünyayla
paylaşarak insan uygarlığının ilerlemesi için itici
güç unsuru olmuştur. “Dört Büyük Buluş” (pusula,
barut, kağıt ve matbaa), ipek ve porselen gibi özgün
üretimler, Çin’in insanlık medeniyetine yaptığı
katkılara örneklerdir. Bu paylaşımlar Çin ulusunun
barışçıl eğilimini, kapsayıcı karakterini ve dünyaya
büyük bir aile olarak bakışını da gösterir.
Yolumuza, teorilerimize ve sistemimize olan
güvenimizin özü, Çin’in 5.000 yıldan uzun
bir sürenin mirasına dayanan kültürüne olan
güvenimizdir. Uzun yıllar boyunca, arkeolojik
keşifler Çin medeniyetinin aslında 5.000 yıldan
daha eski olduğunu doğruladı. Bu keşifler, Çin’in
geçmişini varsayım ve şüphelerden arındırarak Çin
ulusunun kültürel özgüveninin artması için tarihi
ve bilimsel kanıtlar ortaya çıkardı.
Milli Ruhumuzu ve Geleneksel
Kültürümüzün İncilerini Geleceğe
Taşıyalım
2017’nin sonlarında, “Ulusal Hazine” adlı geleneksel
Çin kültürünü araştıran bir televizyon programı
bir gecede sansasyon yarattı. Birçok ünlü müzenin
kültürel arka planını, sayısız değerli eserin
hikayelerini ve birçok kültürel miras örneğinin
tarihi ayak izlerini kapsamlı bir şekilde tartışarak,
müzelerde yıllardır karanlıkta kalan ulusal hazineleri
bilinçlere çıkardı. Programın yayınlanmasından bu
yana, “Her Hazine Bir Hikaye Anlatır” gibi birçok
gösteri, “Müzede Tanış” gibi etkinlikler, çevrimiçi ve
dijital sergiler gibi platformlar ortaya çıktı. Kültürel
eserlerin sunulmasına yönelik bu yeni araçlar, Çin’in
geleneksel kültürünü ve temel sosyalist değerlerini
destekleyerek, bir zamanlar karanlık olan arkeoloji
disiplinini sıradan insanların hayatına soktu ve
Çin’in değerli tarihi ve kültürel mirasına yeni bir ışık
tuttu.
Çin ulusunun uzun tarihi boyunca oluşturduğu
ulusal ruh ve geleneksel kültür, hem onun ölümsüz
mirası olarak hem de ulusu daha canlı kılmak
için bir güç kaynağı olarak günümüzde varlığını
sürdürmektedir.
İlk olarak, arkeoloji ve tarihi
araştırmalardaki atılımları daha geniş
kitlelere yansıtmalıyız
Tarihi eserler, zengin tarihi ve kültürel bilgiyi
barındırır ve tarihi sahneleri gözlerimizin önünde
canlandırmamıza olanak sağlar. Tarihi öğrenmek
için canlı materyallerdir. Yetkililere, halka ve özellikle
gençlere Çin uygarlığının kökenlerini ve gelişimini,
şanlı başarılarını ve insan uygarlığına katkılarını
anlamalarını ve takdir etmelerini öğretmek için
tarihsel çalışmalar derinlemesine kullanılmalıdır.
İkincisi, Çin’in tarihini dünyaya etkili bir
şekilde iletelim
Arkeolojinin dünyaya ülkemizin tarihini anlatma
çabalarında doğal bir rolü vardır. Uzun yıllar
boyunca Çin’de arkeolojik çalışmalar yapan bilim
insanları ve ilgili kişiler, medeniyetler ve kültürler
arasındaki alışverişi teşvik etmek, Çin’in hikayelerini
denizaşırı kültürel sergilerde paylaşmak, Şanghay
Arkeoloji Forumu’na ev sahipliği yapmak ve yabancı
bilim adamlarını Çin tarihini beraber araştırmak
için davet etmek gibi mükemmel işler yaptılar.
Uluslararası topluluğa Çin uygarlığının derinliğini
göstermek için arkeoloji ve tarih araştırmalarındaki
atılımlarımızdan yararlanmalı, uygarlığımızın
yaptığı şanlı başarıları ve insanlığa yaptığı büyük
katkıları etkin bir şekilde duyurmalıyız. Dünyanın
Çin’in tarihini ve ulusal ruhunu anladığını görerek,
çağdaş Çin hakkında daha derin bir farkındalık
ve anlayış geliştirebilir ve uluslararası iletişimde
olumlu bir atmosfer yaratabiliriz.
9,6 milyon kilometrekareyi aşan bu uçsuz bucaksız
topraklarda, 5.000 yıllık medeniyetin birikmiş
tecrübesi ve 1.4 milyardan fazla insanın birleşik
gücü ile Çin, güçlü ve modern bir sosyalist ülke inşa
etmek için kendi yolunda yürüyor. Ayaklarımızı
bastığımız yerin genişliği, arkamızdaki tarihin
derinliği ve bizi ileriye götüren kararlılığın gücü
eşsizdir.
27