Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020
1953’te tahta cikan Kralice II. Elizabeth, 1961, 1971 ve 2008 yillarinda uc kez Turkiye’yi ziyaret etti. Bu calismanin amaci, Kralice’nin Turkiye’ye yaptigi bu ziyaretler arasinda 1971 yilinda ki ziyareti, detayli bir sekilde ortaya koymaktir. 18 Ekim 1971 tarihinde Turkiye gelen Kralice II. Elizabeth’e bu ziyaretinde esi Philip ve kizi Anne’de eslik ettiler. Turkiye ziyaretine Kralice Elizabeth, Ankara’dan basladi. Kralice, 18 Ekim ve 19 Ekim’de Ankara’da resmi gorusmeler yapti ve cesitli ziyaretlerde bulundu. 20 Ekim’de Izmir’e gecen Kralice, Turk-Ingiliz ortakligiyla kurulan BMC Fabrikasini ziyaret etti. 21 Ekim’de Kralice, Kusadasi, Efes ve Selcuk’u gezdi. 22 Ekim’de Izmir’den Kraliyet yati ile ayrilan Kralice, Canakkale’ye gecerek Canakkale sehitliklerini ziyaret etti. 23 Ekim’de Istanbul’a gelen Kralice, cesitli kurumlara ziyaretler yapti, resmi torenlerde bulundu ve at yarislarini izledi. Kralice 24 Ekim’de Ayasofya’yi ardindan Topkapi Muzesini ve Sultan Ahmed Camisini gezdi....
Journal of Anglo-Turkish Relations (JATR)
Kraliçe II. Elizabeth'in 1971 Yılındaki Türkiye Ziyareti2020 •
Queen Elizabeth II, who ascended the throne in 1953, visited Turkey three times, in 1961, 1971 and 2008. The purpose of this study is to elaborate on the queen's visit to Turkey in 1971. Queen Elizabeth II, who arrived in Turkey on 18 October 1971, was accompanied on that visit by her husband Philip and daughter Anne. Queen Elizabeth began her visit to Turkey from Ankara. The Queen held formal talks and made several visits to Ankara on 18 October and 19 October. On October 20, The Queen visited the BMC factory established by TurkishBritish partnership. On October 21, The Queen toured Kuşadası, Ephesus and Selçuk. On 22 October, The Queen left Izmir on a royal yacht and went to Gallipoli to visit the Çanakkale Martyrs' Memorial. Arriving in Istanbul on 23 October, The Queen made visits to various institutions, held official ceremonies and watched horse races. On October 24, The Queen visited Hagia Sophia, then the Topkapi Museum and the Sultan Ahmed Mosque. The Queen and her companions left Turkey on 25 October. The Queen, who came to Turkey at a time when the military memorandum of 12 March 1971 was keeping its temperature, completely changed the political agenda in Turkey. The attention of the country gathered on the Queen. The state officials mobilized to welcome Elizabeth as best they could. The public also showed intense interest during the Queen's visit. Greeted with an enthusiastic crowd everywhere, The Queen was quite pleased with these displays of affection. The Queen repaid for this intense interest and love. While Elizabeth left Turkey, the Turkish and British sides were quite pleased with that visit
The origins of the Cyprus Issue goes back to the Greek poet Rigas Ferreros who was Ottoman citizen, and his Megali-Idea Map drawn inwhich Bucharest in 179, and then which was printed in Vienna in 1796. According to the map, the Byzantine Empire will be revived, and the Turks will be dismissed from twelve regions where the Ottoman Empire rules. The Orthodox Cypriot Greeks survivored from the oppression and persecution of the Latin Catholic under favour of Turks, but under the influnce of some western states, they rebelled the Ottoman State which they were consisting in. Fallowing the lease of the Cyprus to the Britain in 1878, Greeks’ wishes for Enonis increased steadily. In the forthcoming years, Britain ex parte annexation of the Cyprus, and pretexed that the Ottoman State’s entered war against them during the First World War. As is known Turkish Nation reborned from its ashes, and established the Republic of Turkey. As fort hat Cyprus was out of the borders of the new Turkish State with the Treaty of Laussanne and became a British Crown Colony in 1925. In this study, we will mention about the point of view of the Ottoman State’s or Turkey towards Cyprus, and in the context of the Britain’s Eastern Mediterranen, and the Cyprus strategy, and Enosis activities of the Greek Cypriots which was welcomed by Britain, and determining issues of the Britain’s Cyprus policies.
2014 •
ÖZ Türk yemek kültürü, Orta Asya'dan başlayıp gerek göç esnasında gerekse Anadolu'ya yerleştikten sonraki ilişkiler ve etkileşim neticesinde gelişip zenginleşmiştir. İstanbul'un fethi, pek çok yönden olduğu gibi Türk yemek ve ziyafet kültürü açısından da bir dönüm noktasıdır. Osmanlı Devleti, fetihle beraber imparatorluk an-layışı çerçevesinde yeni bir zihniyet dönüşümü içine girmiştir. Bu dönüşümün tezahürleri her alanda olduğu gibi yemek kültüründe ve bunun en önemli göstergelerinden biri olan ziyafet algısında da görülmektedir. Nitekim Osmanlı saray mutfağı, aynı anlayışla yeniden yapılandırılmış ve örgüt yapısı, Fatih Sultan Mehmet tarafından düzenlenen kanunname ile daha gelişmiş bir sisteme kavuşturulmuştur. Fetihle, İstanbul'daki zengin yemek kültürü, Orta Asya'dan itibaren gelişimini devam ettiren Türk kültür dairesi içine girmiştir. Böylece, yüzler-ce yıllık birikimin yansıması olan yemek kültüründeki zenginlik zincirine, Türklerin kendi yemek zevkleri ve damak tatları ekseninde şekillenen çok önemli bir halka daha ilave edilmiştir. Öte yandan zamanla, saraydaki yemek yeme âdet ve geleneklerinde belli değişiklikler yaşanmıştır. Aynı değişim, verilen resmî ziyafetler için de geçerlidir. XVII. yüzyıla kadar küçük çaplı olan bu değişiklikler, Avrupa devletleriyle yürütülen ilişkilerin niteliğindeki değişimlere bağlı olarak artan etkileşim çerçevesinde süratlenecek ve modernleşme olgusunun kökleştiği XIX. yüzyıl sonlarına doğru zirveye çıkacaktır. Protokol kurallarıyla yemek mekânlarının düzenlen-mesinden yemek yemekte kullanılan malzemelere ve görgü kurallarına kadar uzanan bu çok yönlü değişim, öncelikle verilen resmî ziyafetlerde karşımıza çıkmaktadır. Resmî ziyafetler, Osmanlı yemek kültüründeki ihti-şamın sergilendiği en görkemli ortamlardan biridir. Bunlar arasında yabancı devlet temsilcilerine verilen resmî ziyafetler, Sultan Abdülaziz döneminden itibaren devlet yöneticilerinin de dâhil olmasıyla yeni bir boyut kazan-mıştır. Fransa İmparatoriçesi Eugénie'ye verilen ziyafetlerin, bilhassa özel meyve siparişleriyle bunlar arasında ayrıcalıklı bir yeri bulunmaktadır. Bu incelemede, Osmanlı sarayındaki ziyafet kültürü bağlamında Eugénie'ye verilen ayrıcalıklı resmî ziyafetlerin konumu değerlendirilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler Fransa İmparatoriçesi Eugénie, Sultan Abdülaziz, Beylerbeyi Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Süveyş Ka-nalı, Osmanlı Ziyafet Kültürü ve Mutfağı. ABSTRACT Turkish food culture has flourished and developed as result of the interaction and relationships both during the migration and after settling in Anatolia as starting from Central Asia. Conquest of Istanbul has been a milestone in terms of Turkish food and feast culture as it has been the same for several aspects. The Ottoman State entered into a new mentality transformation within the frame of the sense of empire no sooner than the conquest. Appearances of this transformation have become clear in food culture and the perception of feast, which has been one of the most important indicators of food culture, as in any areas. As a matter of fact, Ottoman court kitchen was restructured in the same vein and the organizational structure was provided with a more advanced system with the code of laws enacted by Mehmet II the Conqueror. After the conquest, rich food culture in Istanbul entered into the circle of Turkish culture that have maintained its development since the Central Asia. So, there was added one more very important ring to the current cultural food richness of food which was a reflection of centuries old background and which took its form from own palatal delights and food pleasure of Turkish people. On the other hand, some specific changes in eating manners and traditions of the palace have been experienced in time. The same change was also valid for given formal banquets. Those small-scale changes until the 17 th century became fast within the frame of increasing interaction depended upon relationships maintained with European countries and they hit the peak towards the end of the 19 th century when the case of modernization became established. This multi-directional change ranging from arranging eating areas in accordance with protocol rules to ingredients used for meals and dining etiquettes has primarily been confronted in formal banquets. Formal banquets are one of the most remarkable occasions in which, the magnificence of the Ottoman food culture is presented. Particularly; formal banquets held in honour of foreign representatives by state administrators from the time of Sultan Abdul-Aziz added a new dimension to this cultural concept. In this respect, the banquets held in honour of Empress of France Eugénie stands out as one the most distinguished among these banquets, especially for its variety of dishes and unique fruits. This article assesses the privileged place of the banquets held for Empress of France Eugénie in the context of banquet culture in the Ottoman palace.
OSMANLI DEVLETİ'NDEN TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NE GEÇİŞTEKİ KADIN HAREKETLERİ 1908-1934
OSMANLI DEVLETİ'NDEN TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NE GEÇİŞTEKİ KADIN HAREKETLERİ 1908-19342020 •
Osmanlı Devlet'inde ve Türkiye Cumhuriyetinde Kadın Hareketleri
Dünyada kültür mirası ve bu mirasın kültürel turizm aracılığıyla değerlendirilmesi önem kazanmaktadır. Kültür mirasının çok önemli bir bölümüne sahip olan ülkemizin de, söz konusu alanda çalışmalar yapması kaçınılmaz gözükmektedir. Bu bağlamda temel yaklaşımımız; büyük bir potansiyele sahip olduğu halde hızlı bir yok olma sürecine giren ve gereği gibi değerlendirilemeyen kültürel varlıklarımızı koruma-kullanma-yaşatma ilkeleri doğrultusunda ’turistik ürüne’ dönüştürerek kültürel turizm aracılığıyla değerlendirmek olmalıdır. Türkiye’de müze ve ören yeri ziyaretleri ile sınırlı tutulan kültürel turizm etkinliklerine bakarak konunun önemini gözler önüne sermek daha yararlı olacaktır. Son yıllardaki müze ve ören yeri ziyaretçi sayıları (2000-2003) irdelenmiş ve yaklaşık olarak her yıl 6-7 milyon kişinin müze ve ören yeri ziyaretlerinde bulunduğu belirlenmiştir. Bunun %58.5’i yerli, % 41.5’i yabancıdır. Ülkemiz müzelerini gezenlerin %38’i İstanbul, %10.5’i Nevşehir, %8’i Ankara, %5’i Konya, %4.5’i İzmir, %3.3’ü Antalya, %3’ü Muğla, %2’si de Bursa illerindeki müzeleri gezmiştir. Ören yerlerini gezenlerin ise %32.7’si yerli, % 67.3’ü yabancıdır. Ören yerlerinde toplam en fazla ziyaretçiyi Antalya (1.8 milyon), İzmir (1.3 milyon), Nevşehir (900000 milyon) illeri çekmiştir. Görülüyor ki ülkemizin tarihsel ve kültürel değerleri hakettiği ilgi ve desteği görememektedir. Bu bildiride Türkiye’nin kültürel turizm açısından potansiyelini ortaya koyarak, müze ve ören yeri ziyaretleri ile sınırlı tutulan kültürel turizm etkinliklerini artırmak, kültür mirasının kültürel turizm aracılığı ile değerlendirilmesine katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
On dokuzuncu yüzyıl Osmanlı Devleti’nde hem idari teşkilatta hem de özel sektörde finans kurumlarının batılılaştığı ve yenilerinin ortaya çıktığı bir dönemdir. Bankacılık faaliyetleri ile de imparatorluk bu dönemde tanışmıştır. 1849 yılında Alleon ve Baltazzi bankerlerin öncülüğünde Dersaadet Bankası’nın kurulması sonucunda bu alanda ilk ciddi adım atılmıştır. 1856 yılında Islahat Fermanı’nın ilan edilmesinden sonra ise bankacılıkta Osmanlı topraklarında yabancı girşimcilerin de imkân aradıkları ve muhtelif kurum ve kuruluşlar meydana getirdikleri bir süreç yaşanmıştır. Mevcut literatürde yerli bankerler/ bankacılara dair detaylı araştırmalar bulunmasına karşın Osmanlı topraklarında iş ve finans dünyasına katılan yabancı bankacılar hakkındaki incelemelerin temenni edilen boyutta olduğunu söylemek son derece güçtür. Bu bakımdan bu makalede söz konusu bankacılardan biri olan Ottoman Bank Müdürü Francis de Palézieux Falconnet’nin yaşamı ve İstanbul’daki icraatına yer ayrılmıştır. Kırım Savaşı’ndan sonra payitahta gelerek sadece bir bankacı olarak değil, aynı zamanda bir finans danışmanı olarak yaklaşık beş sene imparatorluğun finans sistemine ve mali idaresine katkılar sağlayan Falconnet’nin hizmetlerinin ortaya çıkarılması finans tarihi araştırmalarına farklı bir boyut kazandıracak bir çabadır. Bu amaçtan yola çıkan bu inceleme, yerli ve yabancı dildeki kaynakların karşılaştırmalı bir usul ile değerlendirilerek Falconnet’nin hayatı ve Osmanlı dünyasındaki faaliyetleri hakkında var olan boşluğun doldurulmasına hasredilmiştir. --- The 19th century was a period in which the financial institutions in the Ottoman Empire, both in the administrative organization and the private sector, were westernized and emerged anew. The empire also became acquainted with banking activities during this period, with the first serious step in this field being taken with the establishment of Dersaadet Bank in 1849 under the leadership of bankers Alléon and Baltazzi. After the declaration of the Ottoman Reform Edict of 1856, a period took place in which foreign entrepreneurs sought opportunities and established various institutions and organizations regarding banking in Ottoman lands. Although detailed studies are found on local bankers in the current literature, the studies on foreign bankers who joined the business and financial world in the Ottoman lands cannot be said to be at the desired level. In this regard, the current article covers the life and activities of the foreign banker and Ottoman Bank Manager Francis de Palézieux Falconnet in Constantinople. Revealing the services of Falconnet, who had come to the capital after the Crimean War and contributed to the monetary system and financial administration of the empire for about five years not only as a banker but also as a financial adviser, is an effort that will add a different dimension to financial history of the Empire. Based on this purpose, the current review is devoted to filling the gap regarding Falconnet’s life and activities in the Ottoman world by using a comparative method to evaluate the sources in Turkish and foreign languages.
2014 •
2017 •
1785-1786 tarihleri arasında Avrupa'nın pek çok ülkesinin yanı sıra Kırım ve Osmanlı topraklarında da seyahat eden Lady Elizabeth Craven, bu bir yıllık seyahati boyunca Prusya Dükü ve Sayn Kontu olan Christian Frederick Charles Alexander'a toplamda altmış sekiz mektup yazmıştır. Craven, Fransa'da yazmaya başladığı mektuplarını Viyana'da sonlandırmış, buradan da Prusya Dükü Charles Alexander'ın yanına dönmüştür. Yazdığı bu mektuplarda gezip gördüğü yerlerin doğası, insan ilişkileri, ticari hayatı, kadınlar, erkekler, giyim-kuşam, yapılar, sokaklar, köyler, hayvanlar, mezarlıklar, inançlar ve gelenekler üzerine pek çok konuya değinmiştir. Gezisi esnasında seyahat ettiği memleketlerin geçmişini anlatan notlar çıkarmayı ihmal etmeyen Craven, Kırım'a gelmeden önce de Moskova'da yazdığı bir mektupta öncelikle bu coğrafyanın tarihine değinmiştir. 12 Mart-20 Nisan 1786 tarihleri arasında Kırım'da kalan seyyah, buradaki Kherson,
2019 •
. International Journal of Scientific & Technology Research
Investigating The Effects Of Social Media On Students' Academic Performance And Well-Being During The Pandemic2021 •
CEUTA Y MELILLA : LA UNIÓN EUROPEA EN LA ORILLA SUR DEL MEDITERRÁNEO -- PROPUESTAS DE CONSOLIDACIÓN EUROPEA PARA LAS CIUDADES, ISLAS Y PEÑONES DE ESPAÑA
2023--LOS PEÑONES DE VÉLEZ Y ALHUCEMAS, PROPUESTAS PARA SU CONVERSION EN LUGARES DE REENCUENTRO Y MEMORIA DE LAS GUERRAS DEL RIF2023 •
2013 •
Prace Literaturoznawcze
“my body was opened for public view...” The Metaphorising of the Sick Body in the 20th- and 21st-Century Polish Poetry by Women2020 •
Avşar Kültür Coğrafyası ve Halk Kültürü, Berikan Yayınları, Ankara
Tarihi Gelişim İçinde Avşarlar2013 •
Hipo tesis. Serie numerada
Ser pintura para hacer refugios más que humanos: Fernández Cuesta y Yayoi Kusama2023 •
2021 •
Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği dergisi
Ortopedi ve Travmatolojide malpraktis2020 •
Nephrology Dialysis Transplantation
FP001REDUCTION of the Number of Daily Intakes and Improved Blood Bicarbonate Levels in Distal Renal Tubular Acidosis (Drta) Patients: Interest of ADV7103, a New Prolonged Release Formulation2018 •
Medical Care Research and Review
Where People Die: A Multilevel Approach to Understanding Influences on Site of Death in America2007 •