Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
“SIYASAL YAZILAR: SIYASAL KAVRAMLAR VE TERIMLER ÜZERINE TETKIKLER” Editör: Dr. Selçuk Kahraman Genel Yayın Yönetmeni: Yusuf Ziya Aydoğan (yza@egitimyayinevi.com) Genel Yayın Koordinatörü: Yusuf Yavuz (yusufyavuz@egitimyayinevi.com) Sayfa Tasarımı: Eğitim Yayınevi Grafik Birimi Kapak Tasarımı: Eğitim Yayınevi Grafik Birimi T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayıncı Sertifika No: 47830 ISBN: 978-625-8223-73-6 1. Baskı, Ekim 2022 Baskı Cilt Bulut Dijital Matbaa Sanayi Ticaret Limited Şirketi Musalla Bağları Mah. İnciköy Sok. 1/A Selçuklu / KONYA Matbaa Sertifika No: 48120 Kütüphane Kimlik Kartı “SIYASAL YAZILAR: SIYASAL KAVRAMLAR VE TERIMLER ÜZERINE TETKIKLER” Editör: Dr. Selçuk Kahraman 760 s., 135x215 mm Kaynakça var, dizin yok. ISBN: 978-625-8223-73-6 Copyright © Bu kitabın Türkiye’deki her türlü yayın hakkı Eğitim Yayınevi’ne aittir. Bütün hakları saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre kitabı yayımlayan firmanın ve yazarlarının önceden izni olmadan elektronik/mekanik yolla, fotokopi yoluyla ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, yayımlanamaz. Yayınevi Türkiye Ofis: İstanbul: Eğitim Yayınevi Tic. Ltd. Şti., Atakent mah. Yasemen sok. No: 4/B, Ümraniye, İstanbul, Türkiye Konya: Eğitim Yayınevi Tic. Ltd. Şti., Fevzi Çakmak Mah. 10721 Sok. B Blok, No: 16/B, Safakent, Karatay, Konya, Türkiye +90 332 351 92 85, +90 533 151 50 42, 0 332 502 50 42 bilgi@egitimyayinevi.com Yayınevi Amerika Ofis: New York: Egitim Publishing Group, Inc. P.O. Box 768/Armonk, New York, 10504-0768, United States of America americaoffice@egitimyayinevi.com Lojistik ve Sevkiyat Merkezi: Kitapmatik Lojistik ve Sevkiyat Merkezi, Fevzi Çakmak Mah. 10721 Sok. B Blok, No: 16/B, Safakent, Karatay, Konya, Türkiye sevkiyat@egitimyayinevi.com Kitabevi Şubesi: Eğitim Kitabevi, Şükran mah. Rampalı 121, Meram, Konya, Türkiye +90 332 499 90 00 bilgi@egitimkitabevi.com Internet Satış: www.kitapmatik.com.tr +90 537 512 43 00 bilgi@kitapmatik.com.tr VII İÇİNDEKİLER EDİTÖRDEN .............................................................. III SUNUŞ ...................................................................... IV SİYASAL ADALET: SİYASALIN ANLAMLARI ÜZERİNDEN BİR DEĞERLENDİRME....................... 11 Figen KESKİN SİYASAL AHLAK: KİRLİ ELLER PROBLEMİ ÜZERİNDEN BİR GİRİŞ ........................................... 29 Çağrı Emin DEMİRBAŞ SİYASAL CİNSİYET: SÖYLEM, ÇALIŞMA HAYATI VE KURUMLAR ........................................... 55 Sıla SABANCILAR EREN SİYASAL COĞRAFYA: KISA BİR DEĞERLENDİRME ................................................... 75 Müslüm REYHANOĞULLARI SİYASAL DEĞİŞME: DİNAMİKLER VE KIRILMA HATLARI ............................................ 105 Şaban ÖZTÜRK SİYASAL DİN: TOPLUM VE İKTİDAR EKSENİNDE DÜŞÜNME .........................................125 Çağlar ERDOĞAN SİYASAL DOĞA: KURAMLAR, EKOLOJİ VE POPÜLİZM ........................................................ 137 Berkan GÜNGÖR SİYASAL ELİTLER: REJİMLER, TEORİLER VE POPÜLİZM ............................................................. 157 Cihan UZUNÇAYIR VIII SİYASAL FELSEFE: NORMATİF BİR DİSİPLİN ......183 Özgür BOZAN, Selim Arafat KEMALOĞLU SİYASAL FEMİNİZM: TARİHSEL UĞRAKLAR VE GÜNCEL TARTIŞMALAR................................... 207 Şeyda Buşra KONUK SİYASAL GAZETECİLİK: VATANDAŞ VE POLİTİKACI İKİLEMİNDE BİR İNCELEME.............225 Halil Emre DENİŞ SİYASAL İKTİDAR: ANALİTİK BİR İNCELEME....... 243 Hasan Faruk USLU SİYASAL İLAHİYAT: KLASİK VE MODERN DÖNEMLER ............................................................ 263 Enes ŞAHİN SİYASAL İLETİŞİM: PROPAGANDA, TEKNOLOJİ VE POST TRUTH SİYASET .................. 279 Ahmet GÜVEN SİYASAL İNSAN: İNSANIN SİYASAL OLMA SERÜVENİ .............................................................. 299 Melek KAYMAZ MERT SİYASAL KATILMA: KURAMSAL YAPIDAKİ DÖNÜŞÜM, ELEŞTİRİLER VE ÖNERİLER ............. 315 Osman AÇAR SİYASAL KENT: KENTLER NEDEN SİYASALLAŞIR? ..................................................... 335 Elif YURTOĞLU PEK SİYASAL KÜLTÜR: KÜLTÜRÜN SİYASALLIĞI VE İŞLEVLERİ .............................................................. 353 İkram BAĞCI SİYASAL LİDERLİK: KAVRAMSAL ÇERÇEVE ........365 Elif KALDIRIMOĞLU TÜRKOĞLU IX SİYASAL MANİPÜLASYON: KURAMSAL ÇERÇEVE VE ÖRNEKLER ................. 379 İsmail Samet MUTLU SİYASAL MEKAN: KAMUSAL ALAN EKSENİNDE DÜŞÜNMEK ...................................... 395 Tuğba SALMAN, Meltem KURT SİYASAL MEŞRUİYET: GELENEKTEN MODERNİTEYE BİR TAHLİL................................... 411 Selin ŞAHİN SİYASAL MİLLİYETÇİLİK: BİR AİDİYET KATEGORİSİNİN EVRENSELLEŞMESİ VE ULUS DEVLET................................................................... 431 Mehmet Fahri DANIŞ SİYASAL ONTOLOJİ: METAFİZİK, MODERNLİK VE SİYASET ............................................................ 453 Aytaç ODACILAR SİYASAL PARTİ: İŞLEVLERİ, TÜRLERİ VE UNSURLARI ...................................................... 471 Hüseyin ARSLAN SİYASAL PAZARLAMA: SİYASET VE PİYASA EKSENİNDE............................................................ 489 Zeynep Büşra GÜRTEKİN SİYASAL PROPAGANDA: TEKNİKLER, GELİŞMELER VE CAMBRIDGE ANALYTICA .........503 Ahmet Yusuf YILMAZ SİYASAL RADİKALİZM: AKTİVİZM VE AŞIRICILIK EKSENİNDE TARTIŞMA ..................... 517 Aslıhan YENİÇERİ ALTINTAŞ SİYASAL REJİM: TEORİK BİR TAHLİL ................... 533 Selçuk KAHRAMAN X SİYASAL SANAT: MARKSİST DÜŞÜNCE BAĞLAMINDA BİR TARTIŞMA .............................. 547 Emre SAVUT SİYASAL SEMBOLİZM: MEKÂNSAL YANSIMALAR VE KÜLTÜR ..................................... 567 Haluk YAMAN SİYASAL SİNİZM: SİNİKLER, SİNİK DÜŞÜNCE VE YAŞAM TARZI ................................. 585 Mutlu SESLİ SİYASAL TEMSİL: YÖNETEN-YÖNETİLEN İLİŞKİLERİNİN TEMEL İLKESİ ............................... 603 Mustafa Burak ÇELEBİ SİYASAL TERÖRİZM: TEORİK BİR İNCELEME .....625 İlhan BİLİCİ SİYASAL TOPLUMSALLAŞMA: KAVRAMSAL VE KURAMSAL DEĞERLENDİRME .......................645 İsmail DURSUNOĞLU SİYASAL ÜTOPYA: ÜTOPYALARIN SERÜVENİ ......665 Funda ÇOBAN SİYASAL YABANCILAŞMA: KAVRAMSAL BİR DEĞERLENDİRME .......................................... 689 Funda KEMAHLI GARİPOĞLU SİYASAL YERİNDEN YÖNETİM: KAVRAMSAL ÇERÇEVE ............................................................... 713 Emre EKİNCİ SİYASAL YURTTAŞLIK: KAVRAMSAL VE TARİHSEL BİR DEĞERLENDİRME ........................ 727 Kadriye OKUDAN DERNEK YAZARLAR HAKKINDA .......................................... 744 SİYASAL KATILMA: KURAMSAL YAPIDAKİ DÖNÜŞÜM, ELEŞTİRİLER VE ÖNERİLER1 Osman AÇAR* GİRİŞ Siyasal katılma, tüm siyasal rejimlerde yer edinen bir kavram olsa da demokrasi ile özdeşleşmiş, onun temel bileşenlerinden biri olarak karşımıza çıkar. Nitekim Antik Yunan’da doğrudan demokrasinin doğuşu ve gelişimi vatandaşların siyasal sisteme doğrudan katılımıyla gerçekleşmiştir. Bu bağdan ötürüdür ki, demokratik yapıya sahip siyasal sistemlerde yönetişimin kalitesiyle vatandaşların siyasal sisteme katılım yolları ile olanaklarının çeşitliliği ve niteliği arasında pozitif yönlü bir ilişki vardır (Hague vd., 2016: 216). Demokrasinin mevcudiyeti, etkinliği ve işlevselliği açılarından büyük önem arz eden siyasal katılma yolları tarihsel süreçte teknolojik gelişmelerin de sayesinde çeşitlenip çoğalmıştır. Geleneksel katılım yollarının (siyasal parti üyeliği, mitinglere katılma, propaganda, oy verme vs.) yanı sıra günümüzde yeni kitle iletişim araçları ve teknolojisi sayesinde vatandaşlara kolay, zahmetsiz, masrafsız doğrudan katılım yolları sunulmuştur. Siyasal katılıma olanak tanıyan bu yenilikler arasında en önemli işlev ve görev modern dönemlerde siyasal katılmayı mümkün kılan temsil sistemine aittir. Her ne kadar teknolojik gelişmelerle birlikte doğrudan katılım yolları çoğaltılmış olsa da siyasal sistemin ve rejimin devamlılığında siyasal temsilin varlığı büyük rol oynamaktadır. Siyasal katılım ve temsil arasında kuvvetli bir bağ ve karşılıklı etkileşim bulunmaktadır. Siyasal temsildeki yetersizlikler ve 1 * Bu çalışma, 2020 yılında Atatürk Üniversitesi’nde kabul edilen “Antik Yunan Demokrasisinden Liberal Demokrasiye Siyasal Katılım” başlıklı tezden yararlanılarak oluşturulmuştur. Öğr. Gör., Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Simav Meslek Yüksekokulu, Yönetim ve Organizasyon Bölümü, osman.acar@dpu.edu.tr, ORCID: 0000-0003-0995-6458. 316 SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER sorunlar siyasal katılımın niteliğini etkilemektedir. Dolayısıyla temsil sistemindeki oy kullanma, referandum gibi siyasal sisteme doğrudan etki edecek katılım yollarının azlığı ve dönemsel olması bir meşruiyet krizine sebebiyet vermiştir. Bu meşruiyet krizinin aşılması siyasal sisteme etki edecek aktif siyasal katılımın artırılması ile gerçekleşecektir. Ancak literatürde yapılan çalışmalardan da hareketle vatandaşların siyasal yaşama özellikle aktif ve doğrudan katılım oranlarının düşük olduğu bu konuda vatandaşların isteksiz ve ilgisiz oldukları söylenebilir (Milbrath ve Goel, 1977; Kalaycıoğlu, 1983; Verba ve Nie, 1987; Dahl, 1991). Bu durumu tetikleyen ve etkileyen sosyo-ekonomik, psikolojik ve bireysel faktörlerin yanı sıra siyasal ve hukuksal faktörler de bulunmaktadır. Buradan hareketle de diyebiliriz ki, modern çağın insanı Aristoteles’in iddia ettiği üzere siyasal hayvan değildir. Sosyal bir canlı olan insanı belirli bir siyasal sistem içinde tutan ve o sistemin gerekliliklerini yapmaya iten neden ise sistem içinde kalmanın getireceği avantajların sistem dışındaki dezavantajlardan fazla olmasıdır (Dahl, 1963: 59-60). Buradan hareketle insanlara siyasal katılımda bulunduğu takdirde daha fazla avantaj elde edecekleri, siyasal sisteme etki edip aksayan yönleri düzeltebilecekleri hissiyatı ve bilinci verildiğinde (siyasal sistem ve rejimin de bu yönde düzenlemeleri ve yapılandırmaları içermesi şartıyla) aktif katılımda artış sağlanabileceğini öne sürebiliriz. Nitekim siyasal katılmanın tarihsel süreçteki gelişimine baktığımızda bu yönde bir düzenleme evrensel oy hakkının, bir kişi bir oy her oy eşit değer ilkesinin hayata geçirilip siyasal eşitliğin sağlanmasıyla yapıldığı görülmektedir. Bu bağlamda çalışmada öncelikle siyasal katılım kavramının kuramsal yapısı ele alınacaktır. Ardından kavramın tarihsel süreçte geçirdiği anlamsal ve yapısal dönüşümlere değinilerek kavramın gelecekteki formları hakkında yorumda bulunulacaktır. Son olarak siyasal katılımın siyasal temsille olan ilişkisi incelenip temsil sisteminin katılım açısından aksayan yönleri belirtilerek çözüm önerileri sunulacaktır. SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER 317 SİYASAL KATILMA: KURAMSAL ÇERÇEVE Katılım, basit bir meraktan yoğun bir eyleme kadar farklı düzey ve boyutlarda görülebilen, geniş tutum ve davranış alanını kapsamaktadır (Kapani, 2016: 144). Günlük hayatta insanın toplum içinde yaşayan sosyal bir canlı olduğu göz önüne alındığında bireylerin çeşitli katılım faaliyetlerinde bulunması kaçınılmazdır. Gerçekleştirilen katılım faaliyetlerinin bir kısmını da siyasal katılım oluşturmaktadır. Siyasal katılımın tarihsel serüveni Antik Yunan dönemlerine dayansa da modern anlamda siyasal katılmanın gelişiminde temsil sistemi ile 17. yüzyıl ile 20. yüzyıl arasında gerçekleşen olayların önemli rol oynadığı görülmektedir. Bu süre zarfındaki olaylar, İngiliz (17. yy), Amerikan (18. yy), Fransız (18. yy), Rus (20. yy) devrimleri ile II. Dünya Savaşı sonrasında gerçekleşen bağımsızlık hareketleridir. Bu bağlamda İngiliz Devrimi’nin katkısı, siyasal sistemde siyasal katılmanın en önemli aracı olan parlamentoyu egemen konuma getirmesidir. Amerikan Devrimi’nin katkısı özellikle Bağımsızlık Bildirgesi’nin ilanıyla özgürlüğün doğuştan gelen ve dokunulmazlığa sahip bir hak olduğunu ve bu hakkın ihlal edilmesi durumunda insanların devlete isyan hakkına sahip olacağı anlayışını getirmesidir. Fransız Devrimi’nin katkısı bu anlayışa ek olarak özellikle İnsan Hakları ve Yurttaşlık Bildirgesi’nin ilanıyla yasaların genel iradenin bir ürünü olması gerekliliğini vurgulayarak insanlara kamu görevlilerinden hesap sorma hakkını getirmesidir (Eroğul, 2014: 227-228). Katılım faaliyetinin siyasal niteliğe dönüşmesi elbette eylemin öznesi veya nesnesinin bir şekilde siyasetle ilişkili olmasıyla gerçekleşir. Bu ilişkinin seviyesine göre siyasal katılımın düzey ve boyutları da şekillenir. Ancak bu ilişkinin kapsamı ne olacak? Davranışlarının yanı sıra bu kapsama tutumları, eylemleri, duygusal tepkileri, psikolojik tavırları da almak gerekir mi? Ya da sadece meşru yollarla katılım mı bu kapsama dâhil olacak? Literatüre baktığımızda sosyal bilimlerdeki diğer kavramlarda olduğu gibi siyasal katılma kavramı üzerinde de bir konsensüs olmadığı görülmektedir. Siyasal katılmanın çeşitli bağlamlarda kullanımı ve farklı 318 SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER şekillerde algılanması ortak bir tanımın yapılmasını zorlaştırmıştır. Bu bağlamda Uysal’dan hareketle (1981: 109), kavramın ortak bir tanımına engel olan nedenleri; gelişen ve gelişmekte olan sanayi toplumlarında siyasal katılmanın demokrasiye işlerlik kazandıran bir süreç olarak benimsenmesi, siyasal katılmanın demokrasiye has bir olgu olarak kabul edilip günümüzde daha çok uygulamaya yönelik olması şeklinde sıralayabiliriz. Bu engel ve zorluklara rağmen siyasal katılmayı tanımlayacak olursak; vatandaşların siyasal sisteme, siyasal karar organlarında bulunan veya bu organlara gelecek kişilere ve bu kişilerin kararlarına etki edebilmek, onları desteklemek ya da eleştirmek için otonom olarak meşru yollarla sergilemiş oldukları farklı düzeylerde çeşitli şekillerdeki eylem, tutum ve davranışlarıdır diyebiliriz (Kalaycıoğlu, 1983: 10; Verba ve Nie, 1987: 2-3; Milbrath ve Goel, 1977: 2; Milbrath; 1981: 198; Kapani, 2016: 145; Hague vd., 2016: 217). Bu tasvir doğrultusunda siyasal katılmanın boyutlarına değinecek olursak çeşitli katılım boyut ve kapsamının olduğu görülecektir. Siyasal katılma türlerindeki çeşitliliğin ve bu düzeylerdeki farklılığın oluşumunu açıklamaya yardımcı olacak bazı faktörler bulunmaktadır. Sosyal bilimciler tarafından ileri sürülen bu faktörleri şöyle sıralamak mümkündür: Kişilik veya karakter, özellikle siyasal kültür başta olmak üzere genel kültürün yerel düzeyde köyde, ilde ya da ülkede yaşayan diğer insanlarla veya evrensel düzeyde dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan insanlarla paylaşımı, kişisel deneyim ve koşullar ile birlikte yaşam şartları, belirli tarihsel anlarda kişilerin karşılaştığı ya da karşılaştığına inandığı durumlar, önceki siyasal yönelimler ve siyasal sosyalleşme sürecinin nasıl kazanıldığıdır (Dahl, 1991: 112). Katılım boyut ve düzeyleri noktasında literatür irdelendiğinde şöyle bir tablo karşımıza çıkmaktadır: SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER 319 Tablo 1. Siyasal Katılmanın Düzey ve Boyutları Katılım Düzey ve Boyutlar Verba ve Nie Hiçbir siyasal etkinliğe katılmayanlar, oy verenler, kişisel sınırlı katılımcılar, topluluk seviyesinde etkinliklere katılanlar, kampanya etkinliğinde çalışanlar, siyasal katılmanın her çeşidinde yer alanlar. Milbrath ve Goel Oy verenler, parti ve seçim kampanyasında çalışanlar, toplum aktivistleri, hükümet yetkilileri ile irtibata geçenler, protesto edenler, iletişimciler ve oy verme dâhil hiçbir şekilde bir faaliyette bulunmayanlar. Dahl İlgi, önemseme, bilgi ve eylem. Siyasal olmayan sınıf, siyasal sınıf, iktidar peşinde koşanlar ve iktidar sahipleri. Kapani Seyirci faaliyetleri, siyasal olay karşısında tutum ve faaliyette bulunma, siyasal olayların doğrudan içinde yer alma. Kalaycıoğlu Oy verme, seçim kampanyası faaliyeti, tartışma ve bürokrasi ile temas faaliyetleri. Baykal Oy verme, siyasal olayları izleme, siyasal olaylar hakkında tavır takınma ve siyasal olayların içine karışma. Siyasal katılmanın boyut ve kapsamlarını üç başlık altında toplayabilmem mümkündür. Aktif ve pasif iki yönü olan siyasal katılmanın en alt kademesi pasif bir şekilde cereyan eden seyirci faaliyetleri2 oluşturmaktadır. Katılımın orta kademesinde ise pasif seyirci konumundan çıkılıp siyasal olay/durum/kişi vs. karşısında tutum, tavır, tepki, duruş, davranış sergilemek yer alır. En üst katılım kademesinde ise dolaylı bir etkiden ziyade siyasetle doğrudan temas gerçekleştirilen3 pozisyon ve konumlarda bulunmak vardır. Siyasal katılma yoğunluğundaki bu farklılıkların oluşmasında bireylerin siyasete ilgisi, önemi, bu alandaki bilgilerinin yanı sıra sosyo-ekonomik faktörlerin (gelir, eğitim, meslek), psikolojik ve bireysel etmenlerin (yaşcinsiyet), siyasal ve hukuksal faktörlerin, kişisel/toplumsal ihtiyaçların etkisi de bulunmaktadır. 2 3 Televizyon, radyo, gazete gibi basın araçlarıyla ya da sosyal medya aracılığıyla siyasal olayları izleme, dinleme, takip etme ile mitinglere katılma oluşturur. Siyasal partilerdeki aktif üyelik ve görev, seçim kampanyalarda çalışmak ve seçimli kamu görevlerine adaylığını koymak. 320 SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER TARİHSEL SÜREÇTE SİYASAL KATILIMIN DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMÜ: DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI Siyaset biliminin kadim ve köklü bir tarihe sahip olması göz önüne alındığında ilk katılım deneyimlerin ve ilkel formların günümüzden yaklaşık yirmi üç ile yirmi altı yüzyıl önce Antik Yunan’da, Roma’da ve Çin’de karşımıza çıktığı görülmektedir (Eroğul, 2014: 227). Siyasal katılmanın ilk örneklerini Eski Yunan’da Homeros’un İlyada ve Odeyyseia adlı eserinde, iki kral ile yönetilen Sparta’nın Messenia’yı fethinde ve tabii ki en gelişmiş formu Atina’da doğrudan demokrasinin inşası sürecinde izlemek mümkündür (Eroğul, 1991: 15). Siyasal katılımın büyük kitlelerce birçok farklı boyutlarıyla hayat bulduğu siyasal rejim kuşkusuz demokrasidir. Demokrasinin ilk formu olan Atina demokrasisinde yurttaşlar4 doğrudan katılım yoluyla siyasal katılım sağlamaktadırlar. Dolayısıyla siyasal katılım sağlayan her vatandaş yoğun katılımla en üst boyuttan siyasal yaşama dâhil olmaktadır. Atina’daki demokrasinin oluşum ve gelişim süreci ile siyasal katılım olanak ve fırsatlarının artırılması arasında doğrusal bir bağ olduğu görülür. Zaten demokrasinin etimolojisinden5 anlaşılacağı üzere bu bağ demokrasinin oluşması için zaruri bir nitelik taşımaktadır. Siyasal katılımın bu dönemki gelişim seyrine değinecek olursak Solon reformları6 ile halktan daha fazla kişinin siyasal katılımda bulunmasını ve kamu görevlerinde yer almasını sağlamıştır. Ardından Kleisthenes ilke olarak bile olsa benimsediği yurttaşlar arasındaki eşitlik anlayışıyla, Blue Meclisi’nin üye sayısını artırmasıyla, meclisinin yetkilerini artırıp güçlendiren ostrakismos yasasıyla siyasal katılımın niteliğini ve etkinliğini artırmıştır (Ağaoğulları, 2006a: 3133, 38-40). Siyasal katılımın nicelik ve nitelik olarak en üst boyutlarına ulaştıran, isogoria (konuşmada eşitlik) ve isokratia (siyasal iktidara eşit katılım) kavramlarını hayata 4 5 6 20 yaş üzerindeki Atinalı özgür erkekleri kapsamaktadır (Şahin, 2008: 3). Atina’daki demokrasi anlayışında yurttaş, hayatının neredeyse her alanında kamusal alanla sürekli etkileşim içinde olan bu nedenle de artık siyasetin doğal bir eylem haline geldiği polisle bütünleşmiş kişidir (Dahl, 1993: 21). Halk anlamına gelen demos kelimesi ile yönetim, güç, otorite anlamlarına gelen kratos/kratei kelimelerinin birleşiminden oluşarak halk tarafından yönetim, halkın iktidarı anlamlarına geldiği görülmektedir. Ekklesia (halk meclisleri), Heliaia (halk mahkemeleri), Blue Meclisi (dört yüzler meclisi), Hazineciler Kanunu gibi reformlardır. SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER 321 geçiren, graphe paranomon7 kararını çıkararak siyasal hak ve katılım imkânlarını genişleten kişi Perikles olmuştur (Şenel, 1996: 296). Öyle ki Perikles yalnızca teorik manada siyasal katılım etkinliğini ve kapsamını artırmamış pratikte de bunun uygulanabilir olması açısından düzenlemeler yapmıştır. Bu bağlamda en dikkat çeken düzenlemelerinden biri ekonomik nedenlerden ötürü siyasal katılım sağlayamayan yoksul halka, katılımda bulunduklarında ve memurluk görevi yaptıklarında ödenek vermesi olmuştur. Ek olarak, yurttaşlara, seçim zamanlarının dışında da görevlileri ve yöneticileri her zaman denetleme ve görevden alma hakkının tanınması, siyasal katılım etkinliğinin ulaştığı en üst nokta olarak ileri sürülebilir (Ağaoğulları, 2006a: 46). Şunu da belirtmek gerekir ki, Atina demokrasisinde nitelik yönünden katılım en üst düzeyde yoğun bir şekilde gerçekleşirken yurttaşlık tanımının kısıtları gereğince nicelik gereği çok az bir kesime hitap etmiştir. Siyasal katılımın tarihsel serüveni nicelik olarak artsa da sadece erkekleri kapsayan bir formla Roma’daki cumhuriyet yönetiminde devam etmiştir. Lakin geniş sınırlara ulaşan Roma’da, toplantıların yalnızca burada bulunan forumda yapılması yine sınırlı bir katılımın olmasına neden olmuştur. Doğrudan katılım yoluyla sağlanan siyasal katılım coğrafi olarak geniş sınırlara uzanan ve nüfus açısından büyüyen devlet yapılanmalarında artık imkânsız hale gelmiştir. Siyasal katılımın yeniden modern dönemlerde, demokrasilerde hayat bulmasına olanak tanıyan yöntem ise siyasal temsil kavramının ortaya çıkışıdır. Bu bağlamda siyasal temsil kavramı, müvekkili adına hareket eden bir temsilciyi veya sözcüyü betimlemek amacıyla toplumdaki belirli bir grubun bazı karakteristik özelliklerinin, kimliğinin, değerlerinin bir kişide vücut bularak yansıtılması ve sembolize edilmesidir (Birch, 1972: 15). Siyasal temsil, halka temsilciler yoluyla siyasal kararlar alma fırsatı sunarak dolaylı bir şekilde siyasal katılım imkânı tanımıştır. Ancak Sartori’nin de ifade ettiği gibi (1996: 24), halk kavramı toplumdaki herkesi içine alan bir 7 Halk meclisi kararların denetlenebilmesi ve her vatandaşın bu kararlara karşı anayasaya aykırılık gerekçesiyle iptal davası açma hakkının verilmesi, bu karar ile olmuştur. Bu bağlamda anayasa yargısı olarak da ifade edilebilir. 322 SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER kavram olarak demokrasilerde ya da başka bir rejimde tezahür etmemiştir. Dolayısıyla siyasal temsilcilerinin seçiminde oy kullanacak, karar verecek, etkili olacak kişilerin kapsamı uzun bir süre kısıtlı bir kitleyle sınırlı kalmıştır. Siyasal eşitliğin sağlanması, genel ve eşit değerde oy hakkının toplumdaki geniş bir kesimi kapsayacak şekilde yapılandırılması ancak 20. yüzyılda gerçekleştirilmiştir. Tarihsel süreç içerisinde siyasal katılmanın değerinin anlaşılması ve bilincine varılması ise İngiliz, Amerikan, Fransız, Rus devrimleri ile olmuştur. Bu bilincin evrensel boyut kazanması ise II. Dünya Savaşı’ndan sonra gerçekleşebilmiştir (Eroğul, 1991: 5). Demokrasilerde -günümüzde dolaylı ya da temsili demokrasi olarak anılan hâkim demokrasi modeli liberal demokrasi olduğu göz önüne alınırsa- halk, temsilcilerini seçimlerde oy kullanarak belirlemektedir. Seçimler haricinde halkın doğrudan sonuca etki edebilecek, etkin bir şekilde siyasal katılım sağladığı katılım şekli referandumlar olagelmiştir. Bunun dışında mitingler, propagandalar, gösteri/ tepki yürüyüşleri vs. gibi eylemler de doğrudan siyasal katılım türleri içinde yer alır. Doğrudan katılım araçlarının zamansal ve uygulanabilirlik açısından barındırdığı sınırlılıklar göz önüne alındığında günümüzde siyasal katılımın ve siyasal iletişim çalışmalarının yoğun bir şekilde kitle iletişim araçları sayesinde yapıldığı görülmektedir. Radyo, televizyon gibi geleneksel kitle iletişim araçlarının yerini teknolojideki hızlı gelişmelerin de etkisiyle günümüzde internet gibi yeni kitle iletişim araçları almıştır. Yeni kitle iletişim araçları karşılıklı iletişim, kitlesizleştirme8 ve asenkron olabilme9 gibi özellikleri bünyesinde bulundurmasından ötürü siyasal katılım ve iletişim açısından önemli avantajlar sunmaktadır. Bu bağlamda bu araçlarla siyasal iletişim kişilere herhangi bir zaman ve mekân sınırlaması olmadan doğrudan bir şekilde siyasal tartışma, program ve olaylara katılma ve takip etme imkânı sağlaması ile siyasal katılımı artırmaktadır (Karaçor, 2009: 124- 127). 8 9 Tek tek bireylerin her birine özel mesaj iletme ya da alma yoluyla mesaj değişimini sağlamaktadır (Karaçor, 2009: 125). Yeni kitle iletişim araçları sayesinde kullanıcıların iletişimi istediği anda başlatma, durdurma ve bitirme imkânlarına sahip olmasıdır. Ayrıca zaman ve iletişim sürecindeki etkinliği kaynaktan alıcıya doğru kaydırmaktadır (Karaçor, 2009: 125). SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER 323 Yeni kitle iletişim teknolojisi ve araçları ile kamusal iletişim araçlarındaki çeşitlilikle birlikte kişiler/gruplar arasındaki etkileşim, haberleşme ve katılım olanakları artarak bu olanaklara erişimi de daha erişilebilir hale getirmiştir. Özellikle internet gibi web tabanlı teknolojilerin ortaya çıkışı küresel bağlamda bağlantıların oluşmasındaki sınır ve duvarları ortadan kaldırarak etkileşimi ve erişilebilirliği yüksek aracısız bir şekilde doğrudan katılım olanağı sağlamaktadır. Siyasal hayata etki edebilecek düzeyde katılım imkânı sunan araçsal çeşitliliğe sahip bu yeni iletişim teknolojisi ve internet sayesinde kamusal alanın da gelişip genişlediği ileri sürülmektedir (Korkut, 2022: 60). Siyasal katılımda internetin rolü üzerine sosyal medya uygulamalarına özel bir parantez açmakta yarar bulunmaktadır. Sosyal medya ile tek yönlü pasif etkileşimli iletişim mekanizmasını, çift yönlü interaktif bir yapıya kavuşturmuştur (Wirtz, Daiser ve Binkowska, 2018: 1). İnternetin kullanımı ile eşzamanlı olarak kullanıcısı artan ve sivil vatandaştan toplum aktivistlerine ve hükümet dışı kuruluşlara kadar birçok kişi, grup ve kitleyi bünyesinde barındıran sosyal medya, daha fazla katılımcıya kamusal meseleler veya siyasal olaylarla ilgili bilgi ve bunlara katılma fırsatı sunması açısından siyasal katılımda etkili bir araç haline gelmiştir (Shirky, 2011: 28-29). Sosyal medya araçları interaktif, işlevsel ve esnek yapısı sayesinde, kamusal alanda politika yapım süreçlerine katılma, politika yapıcılarla iletişimde bulunma, kamu yönetiminde kaynakların verimli kullanılması, hesap verilebilirlik ve şeffaflığın artırılması, siyasal pazarlama aracı olarak işlev görme vb. yönlerden katılım açısından önemli katkılar sunmaktadır (Memiş, 2015: 213). Vatandaşlar tarafından facebook, instagram, youtube, twitter, linkedln gibi sosyal medya platformları siyasal parti ve liderlere nazaran daha aktif ve katılımcı bir şekilde kullanılsa da siyasetin paydaşları da zaman içerisinde bu değişime uyum sağlamaya çalışıp siyasal katılımın öznesi olan seçmenlere ulaşmak için teknolojik gelişime ve değişime ayak uydurmaya çalışmaktadırlar. 324 SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER Yeni kitle iletişim teknolojisi ve yeni medya araçlarının sağlamış olduğu bu yapı, e-katılım çerçevesinde ele alınmaktadır. E-katılım, vatandaşların, bilgi ve iletişim teknolojileri aracılığıyla birbirleriyle ve seçmiş oldukları temsilcilerle bağlantı kurmalarına olanak tanıyarak siyasal katılımın daha yoğun olarak geniş kitlelere yayılmasını sağlar. Dolayısıyla e-katılım, vatandaşların politika oluşturma sürecini ve içeriğini tanımlamaya aktif olarak katıldıkları hükümetle ortaklığa dayalı bir ilişkiyi tesis eder. E-katılım, aktif bir katılımcı olarak vatandaşları, daha etkin ve verimli kamu yönetimi sistemleri ile daha katılımcı bir süreci sağlayan bir yapıya sahiptir. Literatüre bakıldığında e-katılım ile genel katılımın artırılması, bilgiye erişimin ve erişilen bilginin niteliğinin artırılması, kamu politikalarının kalitesinin artırılması, kamu güvenliğinin güçlendirilmesi, politika oluşturma sorumluluğunu geliştirmek ve paylaşmak, politik meseleleri anlaşılır kılmak ve bu konularda halkı bilinçlendirmek amaçlanmaktadır. Kısacası e-katılım, adil ve verimli toplumu ve hükümeti teşvik etmek için etkin vatandaşlığı, teknolojinin ulaştığı en son gelişmelerle desteklemeyi, katılım erişimini artırmayı hedeflemektedir (Writz vd., 2018: 2-4). Katılımın tarihsel süreçteki değişimi ve dönüşümüne değindiğimize göre katılımın yarınının nasıl olacağı hakkında yorumda bulunmak zaruri olur. Bu bağlamda siyasal katılıma farklı boyut kazandıracak bir teknolojik gelişme, yakın zamanda metaverse adıyla sanal bir evrenin oluşturulması olarak gerçekleşmiştir. Meta -ötesi- ve universe -evrenkelimelerinin birleşiminden oluşan metaverse kavramı, fiziksel gerçekliği dijital sanallıkla birleştiren sürekli ve kalıcı çok kullanıcılı bir ortam olan post-gerçeklik evrenidir. Bu evrende, kullanıcılar sanal ortamlar, dijital nesneler ve sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) gibi kişilerle çok sensörlü etkileşimler sağlayan teknolojik araçlar vasıtasıyla oluşturulan avatarları üzerinden etkileşim sağlamaktadırlar. Kullanıcılar avatarlarıyla, ilgi alanlarına göre alışverişten spora ticaretten eğlenceye kadar birçok farklı aktiviteyi yapabilmektedir. Birden fazla sanal dünyayı bir araya getirerek 3D konsepti kalıcı ve SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER 325 çevrim içi sanal toplukların oluşturulduğu bu evrende, fiziksel ve dijital dünyanın birleşimini sağlayarak günlük yaşantımızdaki aktiviteleri aynı konforla yapabilme imkânı sunmasından ötürü önemli bir yere sahiptir (Mystakidis, 2022: 1; Sarı, 2022: 181183). Bu durum siyasal katılma açısından değerlendirildiğinde dolaylı katılımdan doğrudan katılıma geçişi sağlayacak bir mekanizma olarak işlev gösterebilir. İnternetin fiziksel sınırlardan arındırılmış hali olması nedeniyle yeni medyanın sağlamış olduğu karşılıklı iletişim, kitlesizleştirme ve asenkron olabilme gibi özelliklerin burada da var olmasıyla birlikte kişiler avatarlar aracılığıyla bulunduğu konumdan toplantı, gösteri/tepki yürüyüşü, mitinglere katılabilecek, kamusal ve siyasal meseleler hakkında ilgili mercilerle görüşme imkânına sahip olabilecektir. Bu imkânlar sayesinde bireyler aynı zaman ve mekân içinde siyasal katılmanın pasif bir katılımcısıyken aktif bir katılımcısına dönüşebiliyor, bireysel olarak gerçekleştirdiği katılmayı çeşitli sivil toplum örgütü veya siyasal topluluklarının hesaplarıyla etkileşimde bulunarak bunu topluluk halinde bir katılmaya dönüştürebilmektedir. Ayrıca bu teknolojik değişim ve dönüşüm müzakereci ve katılımcı demokrasi modellerinin uygulanması açısından da önemli avantajları içinde barındırmaktadır. SİYASAL KATILMA AÇISINDAN SİYASAL TEMSİL SİSTEMİNDE AKSAYAN YÖNLER VE ELEŞTİRİLER Günümüzde evrensel düzeyde hâkim olan siyasal rejimin demokrasi10 olduğu dikkate alındığında siyasal katılımın modern devletlerin yapısı gereği siyasal temsil ile dolaylı bir şekilde gerçekleştirildiği görülmektedir. Siyasal katılmanın doğrudan bir şekilde ilişkili olduğu kavramların başında gelen siyasal temsil, siyasal katılım imkânını geniş kitlelere sağlasa da bazı sakıncaları içinde barındırmaktadır. Bu bağlamda siyasal temsilin eleştirilen yönlerinden biri demokrasilerde belirli ve düzenli aralıklarla yapılan adil, yarışmacı seçimlerde temsilcilerin seçimi ve onların bu seçimlerden sonraki eylemleri üzerinedir. Halkın iradesi olan genel iradenin tecelli 10 Günümüzde temsili ya dolaylı demokrasi olarak ifade edilen demokrasi modeli liberal demokrasidir. Demokrasi modelleri içinde de egemen olan model, liberal demokrasidir. Metin içinde geçen demokrasi kelimesi ile de bu model kastedilmektedir. 326 SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER ettiği seçimlerle seçilen ve halkın yararına/çıkarına olarak hizmet etmekle yükümlü olan temsilciler, seçildikten sonra özel iradelerini genel iradeye ters düşecek şekilde kullanabilirler. Bu durumu Rousseau (2017: 90) şu sözleri ile dile getirmiştir: İngiliz halkı kendini özgür sanıyorsa da aldanıyor, hem de pek çok; o, ancak parlamento üyelerini seçerken özgürdür: Bu üyeler seçilir seçilmez, İngiliz halkı köle olur; bir hiç derecesine iner. Kısa süren özgürlük anlarında, özgürlüğünü o kadar kötüye kullanır ki, onu yitirmeyi hak eder. Rousseau’ya göre genel irade temsilcilerin özel iradesinde vücut bulacağından halk egemenliğini kaybetmiştir. Ayrıca seçilen bu temsilciler yozlaşmaya meyilli olmalarından ötürü devletin özünü bozar ve tehlikeye atar (Ağaoğulları, 2006b: 101-102). Temsil sistemine gelen diğer eleştirilerden biri ise nitelikli azınlığın niteliksiz çoğunluğun tahakkümü altında bir yönetimde yaşamasına yöneliktir. Nitekim John Stuart Mill de siyasal temsil sistemini onaylamasına karşın, bu duruma önlem olarak eğitim düzeyi ve nitelikle paralel bir şekilde etkili olan çoğul oy sistemini önermektedir (Held, 2007: 85). Bu bağlamda bu görüşle zıt bir nitelik taşıyacak eleştiri, elitizmin öncü temsilcilerinden biri olan Gaetano Mosca tarafından yapılmıştır. Mosca, temsilin temsil edilenin aldatılmasından ibaret olduğunu, örgütlü azınlık olan yönetici/temsilcilerin dağınık ve kopuk bir yapıya sahip çoğunluğu istedikleri şekilde yönlendirip yöneteceklerini ifade eder. Siyasal temsil üzerine yapılan bir diğer eleştiri de gerçeklikle olan bağlantısı ve o gerçekliği yansıtması üzerinedir. Bu eleştiri bir kişinin bir başkasının hayatını yaşamayacağı anlayışından hareketle temsilcinin de temsil edilenin çıkarlarını savunamayacağı üzerinedir. Siyasal temsil üzerine post-modernistlerin eleştirisine Foucault’dan hareketle değinecek olursak temsil edilenle temsilci arasındaki düalist yapı ortadan kalkarak özne ile nesne (vekil-vekâlet veren) birleşerek yeni, tekçi bir form oluşturmuştur. Temsil edilenin artık var olmadığı ya da temsilci tarafından yeniden inşa edildiği bu formda hakikatin inşası, temsil edilen değerlerin/çıkarların tasviri temsilci tarafından gerçekleşmektedir (Özkan, 2020: 255-257). Bu eleştiriler ve SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER 327 sakıncalar doğrultusunda siyasal temsilin ortaya çıkardığı başlıca sorunları ifade edecek olursak: temsil sisteminin toplumdaki farklılıkları yansıtmada yetersiz kalması, siyasal katılımda bulunacak kitlenin sınırlı sayıdaki partiler arasından tercihte bulunmaya mecbur bırakılması, temsilcinin iradesi halkın iradesini yansıtmaması, siyasal partilerin/temsilcilerin kamu yararı/çıkarı ile kendi çıkarları arasında çatışma olduğunda kendi çıkarları doğrultusunda faaliyette bulunmaları ve siyasal iktidarın yöneten azınlık olan bir grup siyasal elitin elinde bulunmasıdır (Şimşir, 2008: 111-113; Sitembölükbaşı, 2005: 141-143). Görüldüğü üzere siyasal katılımın siyasal temsil yoluyla sağlandığı günümüzde özellikle demokrasilerdeki seçimler arasındaki süre göz önüne alındığında halkın kısa bir süreliğine doğrudan katılım sağlayarak seçtiği temsilciler, kendilerini seçen seçmenlerin aleyhine bazı özellikler taşımaktadır. Bu aşamada bu sorunlardan kurtulup seçmenlerin daha etkili ve aktif olduğu bir katılım şekli nasıl tasarlanmalıdır? Bu sorunların hepsi kökten çözüme kavuşturulabilir mi? Kavuşturulamazsa bu problemleri en aza indirecek bir öneri nasıl olmalıdır? Bu sorulara karşın literatürde çeşitli öneriler/cevaplar bulunmaktadır. Bunlardan biri post-modernist temsilciler tarafından bir grup/kişinin başka bir grup/kişiyi temsil etmediği herkesin kendi adına konuşarak kendini yine doğrudan bir şekilde kendisinin temsil ettiği sistemdir (Özkan, 2020: 258). Bu bağlamda katılımcı demokrasinin önerisi de post-modernist temsilciler gibi halkın doğrudan katılımı üzerinedir. Katılımcı demokrasiye göre, siyasal katılım aktif bir şekilde tercih/ eylemde bulunma ile gerçekleşir ve siyasal katılım alanı yalnız siyasal alanlarla sınırlandırılamaz; ev, iş yeri gibi toplumun diğer muhtelif alanlarında da gerçekleşebilir. Halkın bu aktif ve etkin doğrudan katılımı ile toplumun çıkarları en iyi şekilde korunacak, siyasal katılımcılar sosyal ve siyasal bakımdan gelişerek siyasal etkinlik duyguları yoğunlaşacaktır. Böylelikle siyasal katılımcılar devlet yönetiminde kararlarda etkili olma, katkıda bulunma ve bu alınan kararlara saygılı/sadık olma gibi duygulara bağlı kalacaktır. Bu da katılımcıların bilincini 328 SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER artırarak toplumla bütünleşmesini sağlayacaktır (Holden, 2007: 145-148; Erdoğan, 2005: 315). Bu bağlamda ele alınacak bir diğer öneri ise müzakereci demokrasi tarafından ifade edilmiştir. Müzakereci demokrasinin öne sürmüş olduğu siyasal katılım şekli de yine doğrudan bir katılım şeklini içermektedir. Siyasal katılım, ahlaki ve siyasal açıdan birbirine eşit, özgür ve eşit bireyler arasında rasyonel ve adil bir şekilde yürütülen kolektif müzakere süreçleri ile sağlanmalıdır. Müzakere süreçlerinin her biri farklı iletişimsel ön kabullere ve usullere dayanan pragmatik, etik ve ahlaki söylemleri de içeren çeşitli tartışma türlerini içinde barındırarak toplumun faydasına olacak şekilde siyasal kararların alındığı alanlardır (Habermas, 1999: 41-44; Benhabib, 1999: 103-105). Müzakere süreçlerinin herhangi dış baskıdan, etkiden muaf tutulması ile uyarılmış siyasal katılımın önüne geçilmiş olur. Ayrıca müzakere süreçlerine kararlardan etkilenecek herkesin dâhil edilip bu aşamada doğrudan karar hakkına sahip olması siyasal katılımda adalet ve etkinliğin üst doruklara çıktığı bir uygulama olarak karşımıza çıkar. Siyasal temsil sisteminin siyasal katılım açısından açmış olduğu başta meşruiyet krizi olmak üzere diğer sorunlara çözüm önerisi olarak bu gibi yöntemler sunulabilir. SONUÇ Tarihsel olarak kökeni Antik Yunan’a kadar uzanan siyasal katılma, basit bir meraktan yoğun bir eylem düzeyine kadar farklı boyut ve çeşitli şekillerde görülebilen bir siyasal kavram olarak ifade edilebilir. Demokrasinin de ana bileşenlerinden birini oluşturan siyasal katılmanın ilk örnekleri katılımcıların doğrudan bir şekilde katılım sağlaması ile Atina’da agoralarda, Ekklesia’larda (halk meclisleri), Heliaia’larda (halk mahkemeleri), Blue Meclisi’nde (dört yüzler meclisi) gerçekleşmiştir. Diğer siyasal kavramlarda olduğu gibi siyasal katılma da tarihsel süreç içerisinde değişim ve dönüşüm geçirmiş, katılım yolları ile kapsamı genişlemiş ve çeşitlenmiştir. Temsil sisteminin bulunması, modern devletin tezahürü, teknolojik gelişmeler siyasal katılmanın nicelik ve niteliğine önemli etkilerde bulunmuştur. SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER 329 Genellikle temsil yoluyla geleneksel kitle iletişim araçlarıyla sağlanan katılımda yeni kitle iletişim araçları ile köklü bir dönüşüm gerçekleşmiştir. Karşılıklı iletişim, kitlesizleştirme ve asenkron olabilme gibi özellikleri sayesinde zaman ve mekân sınırlamasını ortadan kaldırarak doğrudan bir katılıma fırsat tanıyan bu teknoloji sayesinde siyasal katılımda bulunmak daha kolay, masrafsız ve zahmetsiz bir hal almıştır. Ancak e-katılımı imkânlı kılan bu teknolojinin bazı aksaklık ve dezavantajları da bulunmaktadır. Bilgiye erişimin çok kolay ve hızlı olması enformasyon açısından bazı sorunları da beraberinde getirmektedir. Nitekim doğru bilgiye erişim bu kirli ve yanlışlarla dolu bilgi havuzunda zorlaşmıştır. Zira denetimden uzak olunan bu alanda yanıltıcı ve taraflı bilgilerin iyi örgütlenmiş ekipler tarafından saniyeler içinde yayılması yanlış siyasal bilincin oluşmasına hizmet ederek bazı kesim/kişi/partiler üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu kapsamda bir başka dezavantaj ise teknolojik gelişmelerle gelen imkânlara toplumun her kesiminin aynı oranda ulaşamaması, ulaşanların ise yaş, eğitim, kitle iletişim araçlarına hâkim olma gibi faktörler nedeniyle aynı etkinlik ve nitelikle kullanılamamasıdır (Korkut, 2022: 67). Bu bağlamda literatürden hareketle siyasal katılmayı etkileyen faktörleri de belirtecek olursak cinsiyet, yaş, kentleşme, eğitim, meslek, kitle iletişim araçlarını takip etme/kullanma, örgüt üyeliği, siyasal kültür, siyasal güven, hükümetin iktisadi performansı gibi faktörler sıralanmaktadır (Görücü, 2021: 160-177; Duran, 2005: 133-135; Çelik Russel, 2016: 443). Bireysel siyasal kaynak olarak da isimlendirilen bu faktörler11 ile bireylerin siyasal katılma yoğunlukları arasında doğrusal bir ilişkinin bulunduğu gözlemlenmiştir12 (Çelik Russel, 2016: 443). Siyasal katılma kavramına bakıldığında hâkim rejim olan demokrasilerde katılımın düşük yoğunlukta ve nitelikte olduğu görülmektedir. Aristoteles’in siyasal hayvan olarak nitelendirdiği insan, hangi nedenlerden dolayı siyasal 11 12 Siyasal güven ve iktisadi performans bu kapsamda değildir. Örneğin; yüksek eğitimli, iyi bir mesleği ve geliri olan bir kişi bireysel yetenekleri üstün olan paraya ve zamana sahip olan bir birey olarak ele alınmaktadır. Bu durum, siyasete ilgi duyarak bilgi edinme isteğini uyandıracak ve dolaylı olarak siyasal sisteme dâhil olma, onu değiştirme ya da devam ettirme gibi eylemlerde bulunmaya teşvik edecektir (Çelik Russell; 2016: 443). 330 SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER katılımda bulunmaktan kaçınmaktadır? Ya da katılımda bulunmak insanlara neden cazip gelmemektedir? Öncelikle şunu belirtmekte yarar var ki, Dahl’ın da ifade ettiği gibi günümüzdeki insan, Aristoteles’in ileri sürdüğü gibi siyasal bir hayvan değildir. Dolayısıyla siyasal olmayan, gereksinimleri, içgüdüleri ve alışkanlıkları gereği toplum içinde yaşam süren bir sosyal varlık olan insan, aktif ve yoğun siyasal yaşama katılımda isteksiz ve ilgisizdir. Lakin tüm bu ilgisizliğine rağmen siyasal sistemler tarafından kuşatılması onu bir şekilde siyasetle, siyasal kurumlarla veya bunların uzantıları ile karşı karşıya getirmektedir (Dahl, 1991: 95-96). Bu bağlamda yukarıdaki sorulara ithafen aktif siyasal katılımı engelleyen, katılımı ve yoğunluk düzeyini azaltan faktörler şu şekilde sıralanabilir (Dahl, 1991: 98-101; Dahl, 1963: 59-60; Aydın, 2019: 2130-2131; Görücü, 2021: 173): • Siyasal katılmadan beklenen faydanın diğer eylemlerle kıyaslandığında daha düşük düzeylerde olması. • Katılım sağlamanın sonucu değiştirecek nitelikte bir etkiye sahip olmayacağı düşüncesi. • Katılımcılarda yine sonucu etki edecek bilgi ve birikimin olmadığı düşüncesi. • Aktif siyasal katılımın getirmiş olduğu zorluk, engel ve külfetler. • Mevcut siyasal sistemdeki fayda ve avantajlardan siyasal katılımda bulunmadan da yararlanılması. • Siyasal yönetim ve aktörleri ile selefleri arasında kayda değer bir farkın olmaması. • Siyasal sisteme etki edecek, yön verecek doğrudan katılım yollarının az ve dönemsel olması. • Vatandaşların siyasal ve toplumsal konulara karşı ilgisiz olmaları. • Yöneticilerin katılıma pozitif bir bakış açısıyla bakmayarak katılımı işleri zorlaştıran ve verimsizliğe neden olan bir etken olarak görmeleri. • Depolitizasyon yani refah düzeyi yüksek olan bireylerin siyasal alandan menfaat beklentisinin kalmadığı için bu alandan uzaklaşması ve soğumasıdır. SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER 331 Siyasal katılmanın istenilen nitelikte ve düzeyde olmadığı demokrasilerde, yukarıda sıralanan sebeplere ek olarak siyasal sistemin kendi içinde barındırdığı sorunların da katılımın niteliğine ve yoğunluğa etki ettiği görülmektedir. Evrensel düzeyde hâkim olan rejimin liberal demokrasi ya da daha yaygın ismiyle temsili demokrasi olduğu dikkate alındığında mevcut temsil sisteminde bazı sorunlar bulunmaktadır. Mevcut sistemin seçmenin iradesini ve toplumsal farklılıkları yansıtmadaki yetersizliği, sınırlı seçenekler arasından yine sınırlı doğrudan katılım yolları ile seçim hakkı tanıması, seçim ve referandum dışında doğrudan etki edecek bir katılım yolunun bulunmaması gibi başlıca sorunlar, temsil sisteminin revize edilmesini gerekli kılmıştır. Bu sorunlara çözüm önerisi olarak post-modernistlerin, katılımcı ve müzakereci demokrasi savunucularının önerilerinden de hareketle rasyonel, dış etki ve baskılardan arındırılmış, adil bir şekilde yürütülen, kararlardan etkilenecek herkesin katılım sağlayacağı ve kararların alınmasında herkesin eşit etki ve değere sahip olacağı doğrudan katılımı önceleyen bir katılım yolu, müzakere süreci ileri sürülebilir. Böylelikle birey, siyasal yabancılaşmadan kurtarılarak siyasal katılma yalnızca seçim dönemlerinde katı hiyerarşik ve bürokratik yapıya sahip partileri desteklemekle sınırlı tutulmayıp katılımcı demokrasinin öne sürdüğü gibi katılımı resmi siyaset alanlarının dışına çıkararak okul, iş yeri, sivil toplum örgütleri gibi toplumun çeşitli düzeylerindeki farklı alanlara da genişletmiş olacaktır. 332 SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER KAYNAKÇA Ağaoğulları, M. A. (2006b). Ulus Devlet ya da Halkın Egemenliği. Ankara: İmge Kitabevi. Ağaoğulları, M. A. (2006a). Kent Devletinden İmparatorluğa. Ankara: İmge Kitabevi. Aydın, A. (2019). Olumlu ve olumsuz manası ile siyasal katılım türlerinin incelenmesi. OPUS International Journal of Society Researches, 10 (17), 2119-2138. Milbrath, L. W. (1981). Political participation. In The Handbook of Political Behavior (197-240). Springer, Boston, MA. Baykal, D. (1970). Siyasal Katılma Bir Davranış İncelemesi. Ankara: Sevinç Matbaası. Benhabib, S. (1999). Müzakereci Bir Demokratik Meşruiyet Modeline Doğru. (Çev. C. Gürsel, Z. Gürata). S. Benahabib (Ed.). Demokrasi ve Farklılık: Siyasal Düzenin Sınırlarının Tartışmaya Açılması içinde (101139). İstanbul: Demokrasi Kitaplığı. Birch, A. H. (1972). Representation. London: Macmillan Press Çelik Russel, Ö. (2016). Türkiye’de Seçime ve Geleneksel Olmayan Siyasal Faaliyetlere Katılımı Etkileyen Bireysel Seviye Faktörler. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 71(2), 437-463. Dahl, R.A. (1991). Modern Political Analysis. New Jersey: Prentice Hall. Dahl, R.A. (1993). Demokrasi ve Eleştirileri. (Çev. L. Köker). Ankara: Yetkin Basımevi. Dahl, R.A. (2015). Demokrasi Üzerine. (Çev. B. Kadıoğlu). Ankara: Phoenix Yayınevi. Duran, H. (2005). Siyasal Katılmayı Etkileyen Faktörler Üzerine Bir Araştırma: Tavşanlı-Kütahya Örneği. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (13), 131-152. Erdoğan, M. (2005). Anayasal Demokrasi. Ankara: Siyasal Kitabevi. Eroğul, C. (1991). Devlet Yönetimine Katılma Hakkı. Ankara: İmge Kitabevi. Eroğul, C. (2014). Siyasal Katılma. G. Atılgan, E. A. Aytekin (Ed.). Siyaset Bilimi: Kavramlar, İdeolojiler, Disiplinler Arası İlişkiler içinde (227237). İstanbul: Yordam Kitap. Görücü, V. Katılımı Etkileyen Faktörler ve Katılım Yolları. Hasan Kalyoncu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 11(22), 155-202. Habermas, J. (1999). Demokrasinin Üç Normatif Modeli. (Çev. C. Gürsel, Z. Gürata). S. Benhabib (Ed.). Demokrasi ve Farklılık: Siyasal Düzenin Sınırlarının Tartışmaya Açılması içinde (37-50). İstanbul: Demokrasi Kitaplığı. Held, D. (2007). Models of Democracy. Cambridge U.K.: Polity Press. Kalaycıoğlu, E. (1983). Karşılaştırmalı Siyasal Katılma: Siyasal Eylemin Kökenleri Üzerine Bir İnceleme. İstanbul: Gür-ay Matbaası. Kapani, M. (2016). Politika Bilimine Giriş. Ankara: BB101 Yayınları. Karaçor, S. (2009). Yeni İletişim Teknolojileri, Siyasal Katılım, Demokrasi. Yönetim ve Ekonomi: Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 16 (2), 121-131. Korkut, Y. (2022). Siyasal Katılım ve Dijitalleşme. S. Çil (Ed.). Dijital Demokrasi içinde (55-70). Konya: Eğitim Yayınevi. SİYASAL YAZILAR: SİYASAL KAVRAMLAR VE TERİMLER ÜZERİNE TETKİKLER 333 Memiş, L. (2015). Yerel E-Katılımın Yeni Aracı Olarak Sosyal Ağlar: Facebook ve Twitter Örneği. Çankırı Karatekin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 5(1), 209-242. Milbrath, Lester W., Goel, Madan L. (1977). Political Participation: How And Why Do People Get Involved In Politics?. Chicago: Rand McNally College Publishing Company. Mystakidis, S. (2022). Metaverse. Encyclopedia, 2(1), 486-497. Özkan, M. (2020). Siyasal Temsil: Bir Kavramın Dönüşümü. Felsefe Dünyası, 1(71), 232-262. Rousseau, J. J. (2017). Toplum Sözleşmesi. (Çev. V. Günyol). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. Sarı, Ü. (2022). Yeni Nesil Bir Temsil Alanı Metaverse. S. Çil (Ed.). Dijital Demokrasi içinde (173-194). Konya: Eğitim Yayınevi. Sartori, Giovanni (1996). Demokrasi Teorisine Geri Dönüş. (çev. T. Karamustafaoğlu, M. Turan). Ankara: Yetkin Yayınları. Shirky, C. (2011). The Political Power Of Social Media: Technology, the Public Sphere, and Political Change. Foreign Affairs, 90 (1), 28-41. Sitembölükbaşı, Ş. (2005). Liberal Demokrasinin Çıkmazlarına Çözüm Olarak Müzakereci Demokrasi. Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi, 5 (10), 139-162. Şenel, A. (1996). Siyasal Düşünceler Tarihi: Tarih Öncesinde İlkçağda, Ortaçağda ve Yeniçağda Toplum ve Siyasal Düşünüş. Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları. Şimşir, E. (2008). Liberal Demokrasinin Demokratikleştirilmesinde Alternatif Usuller: Müzakereci Demokrasi Kuramları ve Sınırlılıkları. B. Şahin (Ed.). Demokrasi Teorisinde Güncel Tartışmalar içinde (107-134). Ankara: Orion Kitabevi. Verba, S. N., Norman H. (1987). Participation in America: Political Democracy and Social Equality. Chiago: The University of Chiago Press. Wirtz, B. W., Daiser, P., & Binkowska, B. (2018). E-participation: A strategic framework. International Journal of Public Administration, 41(1), 1-12. Hague, R., Harrop, M. & McCormick, J. (2016). Political Science: A Comparative Introduction. 8th Edition, New York: Palgrave.