Abdurrahman Bistami
0 Followers
Recent papers in Abdurrahman Bistami
Öz Osmanlı düşünce tarihinde ilm-i hurûf, vefk, cefr ve simya gibi gizli ilimler söz konusu olduğunda ilk akla gelecek isimlerden birisi Abdurrahman Bistâmî’dir (öl. 858/1454). Onun kendini Bistâmî-meşreb şeklinde tanıtmasının muhtemel... more
Öz
Osmanlı düşünce tarihinde ilm-i hurûf, vefk, cefr ve simya gibi gizli ilimler söz konusu olduğunda ilk akla gelecek isimlerden birisi Abdurrahman Bistâmî’dir (öl. 858/1454). Onun kendini Bistâmî-meşreb şeklinde tanıtmasının muhtemel sebebi kendisini bir sûfî olarak, Üveysî yolla Bâyezîd-i Bistâmî’ye (öl. 234/848 [?]) bağlamasıdır. Böylece Bistâmî bir taraftan gizli ilimler, diğer taraftan da sûfî kimliği ile ön plana çıkmaktadır. Dönemin önde gelen bir diğer mutasavvıfı olan Akşemseddin (öl. 863/1459) ise tıp ilmiyle iştigal etmiş ve İstanbul’un fethini önceden keşfetmiş olmasına rağmen gizli ilimlere mesafeli durmuştur. Fatih Sultan Mehmed’e olan kırgınlığının altında da bir dünya imparatorluğu kurmak isteyen ve bu amaç doğrultusunda gelecekten haber veren, gizli ilim sahiplerine ihtiyaç hisseden Fatih’in Akşemseddin’den bu yöndeki ısrarlı taleplerinin yatıyor olması muhtemeldir. Diğer taraftan Akşemseddin’in şeyhi Hacı Bayram-ı Velî’nin
ve akabinde Bayramîlik içinde de gizli ilimlere olan rağbetin bilinmesi bu
bağlamda XV. yüzyılın ilk yarısında gizli ilimlerin dolaşımda olduğunu göstermektedir. Bu tebliğde, Abdurrahman Bistâmî ve Akşemseddin örnekleri üzerinden 15. yüzyıl Osmanlısında gizli ilimler ve tasavvufun nasıl bir ilişki içerisinde olduğu tartışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Tasavvuf, Tarih, Osmanlı Devleti, Abdurrahman
Bistâmî, Akşemseddin, Gizli İlimler.
------------------------------------
The Relationship Between Sūfism and Occult Sciences in the Ottoman
Thought in the 15th Century: An Inquiry Through Glimpses on ʿAbd al-Raḥmān Bisṭāmī and Aq Shams al-Dīn
Abstract
ʿAbd al-Raḥmān Bisṭāmī (d. 858/1454) is one of the pioneering figures
comes to the mind when the occult sciences in the history of Ottoman
thought such as ʿilm al-ḥurūf, wafḳ, jafr and alchemy are considered. The
probable reason for his presentation of himself as Bisṭāmī-mashrab is that he attached himself to Bāyazīd al- Bisṭāmī (d. 234/848 [?]) as a Sūfī with an Uwaisī initiation. In that way, Bisṭāmī stands out with his expertise on occult sciences on the one hand and his Sūfī identity on the other. Aq Shams al-Dīn (d. 863/1459), another prominent mystic of the period, was engaged in medicine and although he had foreseen the conquest of Istanbul beforehand, he kept a distance from occult sciences. It is likely that Mehmed II’s (r. 1444-1446, 1451-1481), who wanted to establish a world empire and felt the need for occult scholars who can give information about the future in line with this purpose, insistent demands from Aq Shams al-Dīn lie beneath his resentment towards Mehmed II. On the other hand, Aq Shams al-Dīn’s sheikh Ḥājjī Bayrām Walī’s (d. 833/1430) and then within the Bayramiyye order, the popularity of the occult sciences is known and this shows that the occult sciences were in circulation in the first half of the 15th century. In this paper, through the examples of ʿAbd al-Raḥmān Bisṭāmī and Aq Shams al-Dīn, the relationship between the Sūfism and the occult sciences in the 15th century Ottoman thought will be discussed.
Keywords: Sūfism, History, Ottoman Empire, ʿAbd al-Raḥmān Bisṭāmī, Aq
Shams al-Dīn, Occult Sciences.
Osmanlı düşünce tarihinde ilm-i hurûf, vefk, cefr ve simya gibi gizli ilimler söz konusu olduğunda ilk akla gelecek isimlerden birisi Abdurrahman Bistâmî’dir (öl. 858/1454). Onun kendini Bistâmî-meşreb şeklinde tanıtmasının muhtemel sebebi kendisini bir sûfî olarak, Üveysî yolla Bâyezîd-i Bistâmî’ye (öl. 234/848 [?]) bağlamasıdır. Böylece Bistâmî bir taraftan gizli ilimler, diğer taraftan da sûfî kimliği ile ön plana çıkmaktadır. Dönemin önde gelen bir diğer mutasavvıfı olan Akşemseddin (öl. 863/1459) ise tıp ilmiyle iştigal etmiş ve İstanbul’un fethini önceden keşfetmiş olmasına rağmen gizli ilimlere mesafeli durmuştur. Fatih Sultan Mehmed’e olan kırgınlığının altında da bir dünya imparatorluğu kurmak isteyen ve bu amaç doğrultusunda gelecekten haber veren, gizli ilim sahiplerine ihtiyaç hisseden Fatih’in Akşemseddin’den bu yöndeki ısrarlı taleplerinin yatıyor olması muhtemeldir. Diğer taraftan Akşemseddin’in şeyhi Hacı Bayram-ı Velî’nin
ve akabinde Bayramîlik içinde de gizli ilimlere olan rağbetin bilinmesi bu
bağlamda XV. yüzyılın ilk yarısında gizli ilimlerin dolaşımda olduğunu göstermektedir. Bu tebliğde, Abdurrahman Bistâmî ve Akşemseddin örnekleri üzerinden 15. yüzyıl Osmanlısında gizli ilimler ve tasavvufun nasıl bir ilişki içerisinde olduğu tartışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Tasavvuf, Tarih, Osmanlı Devleti, Abdurrahman
Bistâmî, Akşemseddin, Gizli İlimler.
------------------------------------
The Relationship Between Sūfism and Occult Sciences in the Ottoman
Thought in the 15th Century: An Inquiry Through Glimpses on ʿAbd al-Raḥmān Bisṭāmī and Aq Shams al-Dīn
Abstract
ʿAbd al-Raḥmān Bisṭāmī (d. 858/1454) is one of the pioneering figures
comes to the mind when the occult sciences in the history of Ottoman
thought such as ʿilm al-ḥurūf, wafḳ, jafr and alchemy are considered. The
probable reason for his presentation of himself as Bisṭāmī-mashrab is that he attached himself to Bāyazīd al- Bisṭāmī (d. 234/848 [?]) as a Sūfī with an Uwaisī initiation. In that way, Bisṭāmī stands out with his expertise on occult sciences on the one hand and his Sūfī identity on the other. Aq Shams al-Dīn (d. 863/1459), another prominent mystic of the period, was engaged in medicine and although he had foreseen the conquest of Istanbul beforehand, he kept a distance from occult sciences. It is likely that Mehmed II’s (r. 1444-1446, 1451-1481), who wanted to establish a world empire and felt the need for occult scholars who can give information about the future in line with this purpose, insistent demands from Aq Shams al-Dīn lie beneath his resentment towards Mehmed II. On the other hand, Aq Shams al-Dīn’s sheikh Ḥājjī Bayrām Walī’s (d. 833/1430) and then within the Bayramiyye order, the popularity of the occult sciences is known and this shows that the occult sciences were in circulation in the first half of the 15th century. In this paper, through the examples of ʿAbd al-Raḥmān Bisṭāmī and Aq Shams al-Dīn, the relationship between the Sūfism and the occult sciences in the 15th century Ottoman thought will be discussed.
Keywords: Sūfism, History, Ottoman Empire, ʿAbd al-Raḥmān Bisṭāmī, Aq
Shams al-Dīn, Occult Sciences.